Çocuk Dergisi - Diyanet İşleri Başkanlığı

Ekim 2014 Sayı:411
KİTAP İYİ BİR
DOSTTUR
Derginizle birlikte
bı
“Yardımseverlik” adlı kita
almayı unutmayın!
Merhaba........................................... 1
Bugün Dedene İsmail’i Sor............... 2-3
Camiye Gidiyoruz............................ 4-5
Saklambaç........................................ 6-7
Zehra................................................ 8-9
Eksik Malzeme................................ 10-11
Seyyah Ahmet’in Serüvenleri...... 12-13
Bal Arısı ve İbn Haldun................ 14-15
Bir Kaç Hayal Bir Kaç At.............. 16-17
Kurban Bayramı.............................. 18-19
Gülce................................................. 20-21
Hicret ile Başlayan Zaman........... 22-23
Burçin ile Burhan............................ 24-27
Bu Bizim Osman................................ 28-29
Kitap Kitap Açar Çiçekleri Çocukların... 30-31
Hangi Köşeden Seslenmek İstersiniz.. 32-33
Allame Nine...................................... 34-35
Raptiye............................................. 36-37
Okursam Ne Kazanırım .................. 38
Istakoz Kan Bağışlasa .................... 39
Çözmece........................................... 40-41
Mantık Yürütme.............................. 42
Pano................................................... 43
Bulmaca............................................ 44-45
Sizden Gelenler.............................. 46-47
Posta Kutusu.................................... 48
Merhaba,
Okumak; bir harfle başlayıp, kitapların çiçekli yollarından geçerek dünyayı
keşfedebilmektir. Okumak; etrafında olan biteni daha derin hissetmek, kuşların
şarkılarını duymak, sonbaharda dökülen yaprakların rüzgârla dansını fark
edebilmektir. Okumanın bize kazandırdıklarını saymaya kalkarsam, dergimizde
o çok sevdiğiniz hikâyelere ve çizgilere yer kalmayacak. En iyisi mi sözü,
kitap okumanın kıymetini bilen sizlere bırakayım. Siz hem ailenize hem de
arkadaşlarınıza, kitap okumanın getirdiği güzellikleri anlatırsınız.
Bize faydalı olan her kitabı okuyalım ama hepsinden önce, hayat rehberimiz
Kur’ân-ı Kerim’i okumayı ve anlamayı ihmal etmeyelim. Onu okuduğumuz sürece
diğer kitaplar anlam bulacak, hayatımıza değer katacaktır.
Kitaplar, kapağı açılmadıkça bizden uzaklaşır, o muhteşem hazinelerini bize
sunmaz. Bazı mekânlar da kitaplar gibidir. Mesela camiler… Yaz Kur’ân kurslarıyla,
Ramazan’da teravih namazlarıyla şenlendirdiğiniz camileri de mahzun bırakmayın,
sık sık uğrayın. Bizler sizi camilerde görünce heyecanlanıyor ve mutlu oluyoruz.
Çünkü camiler sizinle daha da güzel.
Kurban Bayramınızı ve yaklaşmakta olan Hicrî yeni yılınızı kutluyor, sizi okumak
için sabırsızlandığınız dergimizle baş başa bırakıyorum.
Dr. Faruk Görgülü
Diyanet İşleri Başkanlığı Adına Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni: Dr. Yüksel Salman
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Dr. Faruk Görgülü
Mali İşler ve Dağıtım Sorumlusu: Mustafa Bayraktar (Döner Sermaye İşletme Müdürü)
Yayın Koordinatörleri: Esma GÜNER - Pınar Melike DEMİRALAY
Dizgi: Bayram Uçakoğlu Tashih: Said Şan
İllüstrasyonlar: Orhan AKCAN Tasarım: Bedirhan AKCAN
İdare Yeri: Diyanet İşleri Başkanlığı Üniversiteler Mahallesi Dumlupınar Bulvarı No:147/A 06800 Çankaya / Ankara
Tel: (0312) 295 86 24/61 86 Faks: (0312) 284 72 88 e-posta: [email protected]
www.facebook.com/diyanetcocukdergisi
Milli Eğitim Temel Kanunu (16.6.1983 gün ve 28442 sayılı Kanunu'nun 15'inci Madde ile Değişik 55'inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince)
Başkanlığımız yayınlarının öğrencilere tavsiyesinde bir sakınca yoktur. Abone İşleri Tel: (0312) 295 71 96-97 Faks: (0312) 285 18 54 e-posta: [email protected]
Abone Şartları Yurt içi yıllık: 42 TL. Yurt dışı yıllık: ABD için 25 ABD Doları, Avrupa Birliği ülkeleri için 24 Euro, Avustralya için 40 Avustralya
Doları, İsveç ve Danimarka için 200 Kron, İsviçre için 40 İsviçre Frangı. Abone kaydı için, ücretin Döner Sermaye İşletme Müdürlüğünün
T.C. Ziraat Bankası Ankara Kamu Girişimci Şubesindeki
IBAN: TR 08 000 1 00 25 330 599 4308-5019 No'lu hesabına yatırılması ve makbuzun
fotokopisi ile aboneliğin hangi sayıdan başlayacağını bildirir bir mektubun, "Diyanet İşleri Başkanlığı - Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü
Üniversiteler Mahallesi Dumlupınar Bulvarı No:147/A 06800 Çankaya / Ankara" adresine gönderilmesi gerekir.
Yayın Türü: Aylık, Yerel, Süreli Yayın Diyanet Çocuk Dergisi (Türkçe) Basım Tarihi: 26.09.2014 Basım Yeri: Ankara
Baskı: EVOS BASIM YAYIN LTD. ŞTİ. İstanbul Yolu 7.Km Necdet Evliyagil Cad. No.24 Batıkent / ANKARA
Tel: (0312) 278 08 24 Fax: (0312) 278 49 62 e-mail: [email protected]
Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 411 Ekim 2014
1
i
ak
n tar
K
Ur
iN
K e’ a N h a z i N e sz
sfe
ClklyorU
yr
Ba ha
a
m
Fat Kara
BUGÜN DEDENE
İSMAİL’İ SOR
Mehmet de diğer çocuklar gibi bayram namazından beri dışarıdaydı. Her kurban
bayramında olduğu gibi namaz sonrası köylüler bayramlaşmış, çocuklar harçlık ve
hediyelerini almışlardı. Ramazan bayramından farklı olarak kurban için hazırlık yapmak
üzere aileler bahçelerine dönmüştü. Mehmetlerin köyünde herkes kendi kurbanlığını
yetiştirir ve bayram günü bütün aile heyecanla bu anı beklerdi. Yaşlılar yıl boyunca
kurban etmek üzere hazırladıkları bu hayvanı özenle besler, çocuklar çokça sever ve
nihayet bayram günü Allah’ın beğenmesini, bu kurbanı kabul etmesini herkes heyecanla
beklerdi.
2 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 411 Ekim 2014
Mehmet’in dedesi kurbanı kesecekti.
Ailece baktıkları, büyüttükleri, sevdikleri
koç gerçekten kurban olmaya layık
görünüyordu. Öyle de olmalıydı. Çünkü
yüce Allah’ın verdiği nimetlere teşekkür
etmenin, O’na yakın olmanın, yani O’nun
sevdiklerinden olmanın bir yoluydu
kurban. Yıl boyunca et yemek için hayvan
kesimi yapılırdı köyde ama bu başkaydı.
Bu kez et yemek değildi asıl amaç, Allah’a
şükretmekti.
Koç, hayli iriydi. Ahırdan çıkmak
istemedi önce, zaten başına buyruk bir
koçtu. Ama ne zaman ki tekbirler
başladı değişti her şey. Bahçeyi
dolduran yumuşak ve çok yüksek
olmayan bir sesle evin ahalisi
“Allahüekber, Allahüekber!”
(Allah en büyüktür.) diyerek
tekbir getirdikçe sakinleşti
koç. Öyle ki hiç zorlanmadı
yürümekte ve hatta yere
yatmakta. Mehmet’in dedesi
onu sürekli okşuyor, seviyor,
dualar okuyordu. O bahçenin
hatta köyün en önemli varlığı
şu anda Allah’a kurban
olacak bu koçtu çünkü.
Koç anlamıştı, ona verilen
değerin farkındaydı sanki.
sevgi ile Allah’a kurban edilmek istemez
ki? Bizler zaten insanların faydalanması
için yaratıldık. Sütümüzden, yünümüzden,
bazen de etimizden yararlanılsın diye. Ama
Allah’a kurban olmak başka. Hac sûresinde
okumuştun hatırla: “Her kim Allah’ın
kurbanlıklarını yüceltirse, kesinlikle bu,
kalplerin (Allah’ı çok sevmesi ve) O’na
karşı gelmekten sakınmasındandır.” dedi
ve devam etti koyun:
- Allah için sevilerek, dualar edilerek
kurban olmayı kim istemez. Hem koçu
görmedin mi ne kadar gururluydu, başını
nasıl koydu yere aynı İsmail gibi.
Mehmet, koçun az evvel
kurban edildiği yere doğru
yürürken, koyun seslendi
arkasından:
- Mehmet, bugün dedene
İsmail’i sor ve oku Hac
sûresini!
Mehmet, bir aralık
ahırın arka camında
koyunlardan birini
gördüğünü sandı. Bu, ona
En’âm sûresini anlatan
koyundu. Acaba bir âyet
daha mı öğretecekti? Hızla
ahıra koştu. Koyun bu kez
kapıdaydı. Acaba koçun
kurban olmasına üzülmüş,
korkmuş muydu? Sordu
Mehmet, koyunun kendisiyle
konuşacağından emin olarak.
Mehmet yanılmamıştı,
koyun cevap verdi:
- Hangi hayvan böyle
dualarla, bu kadar saygı ve
Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 411 Ekim 2014
3
İ
kc pek
an
P
e
ey
v
k ug a m b e r l m l z t l
cuk
umme
ce
ati A
n:H
n
a
z
a
Y
rha
n:O
Çize
Niye
para attın
dede oraya?
Cami
yaptırmak, cami
yaptıranlara katkıda bulunmak
bize çok sevap kazandırır
evladım.
CAMİYE GİDİYORUZ
CAMİYİ SEVİYORUZ
Keşke
ben de
kumbaramdaki
parayı
getirseydim
dede!
; “Kim Allah’ın
Peygamberimiz
rek bir mescid
rızasını gözete
a
sa, Allah da on
(cami) yaptırır
”
r.
pa
ya
gibi bir ev
cennette onun
buyurmuştur.
Oğlum
bugün
Cuma,
hazırlan, biraz
sonra cennet
bahçesine
gideceğiz.
Cennet
bahçesi mi?
Orası neresi
baba?
Cami
cennet
bahçesidir oğlum.
Cuma namazına
gideceğiz.
Peygamberimiz Efendimiz camiler için
“cennet bahçesi” ifadesini kullanmıştır.
Baba
neden herkes
burada bu kadar dikkatli
davranıyor? Herkes çok sessiz.
Yerler tertemiz. İnsanlar
çok saygılı.
4 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 411 Ekim 2014
Anne,
cacığa
sarımsak koyma,
camiye gideceğiz.
Koku ile insanları
rahatsız
etmeyelim.
Tamam.
Peygamberimiz; “Sarımsak veya soğan yiyen
kimse bizden ve mescidimizden (camiden)
uzak dursun…” buyurmuştur.
Çünkü
camiler Allah’ın en
sevdiği yerlerdir. Bizim
kutsal ibadet yerlerimizdir
oğlum.
sevimli
iz, Allah’a en
Peygamberim camiler olduğunu
gelen yerin iler yeryüzünün en
miş ve “Cam .” buyurmuştur.
ir
ild
b
idir
kutsal yerler
O
çorapları
giyme oğlum,
dur, temiz çorap
vereyim. Camiye
gidiyorsun.
“Bir kimse evine gelene nasıl
ikramda bulunursa, Allah da
evine (camiye) gelene özel
ikramda bulunur.”
Haklısın
anne, Allah’ın
evine gidiyorum.
En güzel şekilde
giyinmeliyim.
Nasıl
yani baba,
annemin misafirlere
ikram ettiği gibi Allah
da bize mi ikramda
bulunacak
burada?
Camiler Allah’ın evleridir. Camiye giden kişiler,
giysilerinin, özellikle çoraplarının temizliğine dikkat
etmelidir.
Kirli çoraplar ile gidilirse camideki halılar kirlenir.
Çorapsız gidildiğinde ise ayaktaki mikroplar
başkalarına bulaşır.
Peygamberimiz; “Yeryüzünde Allah’ın evleri
mescitler (camiler)dir.” buyurmuştur.
Camiye
giderken
attığımız her
adımda sevap
kazandığımızı ve
günahlarımızın
silindiğini biliyor
musun oğlum?
Allah’ın
camiye
gelenlere ikramı
bolca sevap ve
huzurdur
oğlum.
Dışarı
çıkınca çöpe
atacak oğlum. Cami
temiz kalsın diye
böyle yapıyor.
Aaa,
baba, o amca
neden yerdeki çöpü
alıp cebine koydu?
Peygamberimiz camilerin temiz tutulmasını
ve bakılmasını emretmiştir.
Ne
güzelmiş!
Artık camiye
giderken
yürümekten
hiç şikâyet
etmeyeceğim
baba.
Peygamberimiz; “Bir kimse evinde
güzelce temizlenir, sonra Allah’ın
farzlarından birini yerine getirmek
için camiye giderse, attığı adımların
her biri bir günahı silip yok eder, diğer
adımı da onu Allah katında bir derece
yükseltir.” buyurmuştur.
Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 411 Ekim 2014 5
Ku l up
Yll dlzl
rt
e
aM
s
u
M
SAKLAMBAÇ
Bir gece, Peygamber Efendimizin (s.a.s.) çok sevdiği gençlerden Üsame
bin Zeyd (r.a.), bir ihtiyacı için Efendimizin evine geldi. Kapıyı çaldı. Beklemeye başladı.
Çok geçmeden Efendimiz (s.a.s.) kapıya çıktı. Güler yüzle Üsame’yi karşıladı. Oldukça neşeli görünüyordu. Ne var ki üzerindeki kıyafet biraz enteresandı. Peygamberimiz kapıya çıkarken üzerine genişçe bir örtü almıştı. Ancak örtünün etekleri balon gibi şişkince idi. Bu durum ister istemez insanın
dikkatini çekiyordu. Gördüğü manzara karşısında şaşıran Üsame, selam verip
sıkıntısını Peygamberimize anlattı. Bir süre ayakta sohbet ettiler.
Üsame, hem Peygamber Efendimizle sohbet ediyor, hem de Peygamberimizin üzerindeki örtünün o şişkin kısımlarından gözünü alamıyordu.
Sonunda sıkıntısı hallolmuştu hallolmasına ama bu sefer kafasına takılan
başka bir şey olmuştu. Efendimizin örtüsünün etekleri niçin balon gibiydi,
altında ne gizliyordu acaba?
Öğrenmeden Peygamberimizin kapısından ayrılmak istemeyen Üsame:
- Elbisenizin altında sakladığınız bu şey nedir, diye sordu.
Bu soru üzerine Peygamberimiz örtüyü bir çırpıda çekip aldı. Aman
Allah’ım o da ne! Bunlar, Peygamberimizin sevgili torunları Hz. Hasan (r.a.) ve Hz. Hüseyin (r.a.) değil mi! İki ay parçası, “Yaa işte onlar
bizdik” dercesine neşeyle ve ışıl ışıl parlayan gözlerle Üsame’ye bakıyorlardı. Uzun süre kıpırdamadan durmayı başarmanın verdiği haklı bir
güven vardı üzerlerinde.
Peygamber Efendimiz,
- Bunlar benim oğullarım, kızımın oğulları, buyurdu ve üç kez şöyle dua
etti:
- Allah’ım, kuşkusuz Sen de biliyorsun ki ben bunları seviyorum, bunları
Sen de sev, bunları sevenleri de sev.
Kim bilir, Üsame kapıyı çalmadan önce, dede ve torunları hangi güzel
oyunları oynuyorlardı?
6 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 411 Ekim 2014
Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 411 Ekim 2014 7
8 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 411 Ekim 2014
Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 411 Ekim 2014 9
ye
Ruki
LA
N
Bir a y e t
Bir Hikaye
OK
EK SİK
MA LZE ME
Reşit Usta, uykusunu alamamış kanlı gözleriyle etrafına öfke saçıyor; sudan
sebeplerle bağırıp çağırıyordu:
- Oğlum işini düzgün yapsana!
- Şu malzemeleri hemen içeriye taşıyın!
Yorgun ve bıkkın bir hâlde bıraktı kendini sandalyesine. Böyle olmayacaktı.
Yatmak, uyumak bir işkence olmuştu artık. Son birkaç aydır içinde bir sıkıntı vardı
ve gitgide büyüyordu. Hanımının sözünü dinleyip Hakkı amcaya danışmalıydı. Ne de
olsa dindar, ilim sahibi bir insandı; belki o yardım ederdi.
Hakkı amcayı Kur’ân okurken buldu. Ne kadar da huzurlu görünüyordu. İmrendi
onu böyle görünce. Hakkı amca, Reşit Usta’yı fark edince Kur’ân okumaya ara verdi:
- Reşit, evladım hoş geldin. Hangi rüzgâr attı seni buraya.
- Sorma Hakkı amca, yardımına ihtiyacım var.
10 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 411 Ekim 2014
“Ölçtüğünüzde ölçm
eyi tam yapın, doğr
u
terazi ile tartın. Bu
daha hayırlı, sonuç
bakımından daha gü
zeldir.”
(İsrâ Sûresi, 35. Âyet
)
Reşit Usta, Hakkı amcanın ellerini
öptükten sonra günlerdir yaşadıklarını,
içindeki sıkıntıyı anlattı.
Hakkı amca, Reşit Usta’nın gözlerinin
içine bakarak:
- Belki fark etmediğin, basit gördüğün
bir hatan sebebiyle içindeki sıkıntı
gitgide büyümüştür. İyice bir düşün.
Çok şaşırmıştı Reşit Usta. Ne
olabilirdi bu hata. Teşekkür edip iş
yerine döndü. Tezgâhın başına geçip
elindeki dolabı bitirmeye koyuldu. Bir
yandan düşünüyor bir yandan çalışıyordu.
Yılların marangozuydu. El emeği, göz nuru
dolaplar, masalar, sandalyeler yapardı.
Çok hünerliydi ama artık makinelerle
hızlı üretim yapan fabrikalarla
yarışamıyordu. Bu işi daha fazla
yürütemeyeceğinin farkındaydı.
Emekli olmasına az kalmıştı zaten.
- Yapıştırıcı! Yapıştırıcı nerede
çocuklar?
- Bir yapıştırıcının fiyatı olmuş şu
kadar, ne yapayım ben?
Birden şimşekler çaktı beyninde.
“Yapıştırıcı” diye sayıklarcasına
tekrarladı. “Evet, evet yapıştırıcı!” Son
zamanlarda yapıştırıcıyı eskisinden daha
az sürüyordu. Pahalıydı çünkü ne yapsındı.
Ama eskisi kadar sağlam olmuyordu
yaptıkları tabii. Ayıpladı kendini.
Böyle görmemişti oysa ustalarından.
Malzemeden eksiltmek büyük suç sayılırdı
ustalıkta. Bolca sürdü yapıştırıcıyı,
hatasını nasıl telafi edeceğini düşünürken.
Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 411 Ekim 2014 11
12 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 411 Ekim 2014
Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 411 Ekim 2014 13
O
YÜ ĞAN
CE
l
l
l
l
l
l
l
Coc ca
DU U k k
sUNMe
uD
utl lem
M
:
z
n
Yaza en: Ö
Çiz
Papatyalar, gelincikler ve kır çiçeklerinin en yakın
arkadaşı bal arıları… Tabiat yeni bir güne daha
sevinçle gözlerini açıyor. Sabahın erken vaktinde
evlerinden çıkan bal arıları kır çiçeklerini ziyaret
ediyor, kır çiçekleri ise kendilerini yalnız bırakmayan
misafirlerine özlerinden ikram ediyordu. Bu
manzaranın en sevimli yanı ise çiçeklerin isimlerini
yeni yeni öğrenmeye başlayan küçük ve meraklı bir
bal arısının kulağa ninni gibi gelen vızıltısıydı.
Küçük bal arısı ne zaman evinden dışarı çıksa
bütün kır çiçekleri ve arılar sanki aralarında anlaşmış
gibi hep aynı soruyu soruyorlardı:
- Söyle bakalım afacan, büyüyünce ne olacaksın?
Afacan bal arısı büyüyünce ne olacağını hiç
düşünmemişti. Oysaki yetişkin arıların her birinin
bir mesleği vardı. Peteklerin çizimlerini yapan
mimar arılar, balların kalite kontrolünü yapan gıda
mühendisi arılar, peteklerin içerisini balla dolduran
işçi arılar… Bütün bal arılarını dikkatle izleyen
afacan bal arısı konuyu ana kraliçeyle istişare
etmeye karar verdi.
14 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 411 Ekim 2014
BAL
ARISI
VE İBN
HALDUN
Ana kraliçe:
- Ülkemizde çiçekleri bilimsel olarak inceleyen
botanikçi arılardan, küresel ısınma nedeniyle hastalanan
arı kardeşlerimizi tedavi eden doktor arılara kadar
hemen hemen her mesleği yapan bir arı var. Ama arılar
ülkesi en çok, gençlerimize gelecek ufku verecek İbn
Haldun gibi bilgelerin eksikliğini hissediyor.
Afacan bal arısı ana kraliçeyi dinledikten sonra hiç
vakit kaybetmeden yolluğunu hazırladı ve
yola koyuldu. Ana kraliçenin bahsettiği
İbn Haldun gibi bir bilge olabilmek için
ilim yolculuğuna çıktı. Dağlar ve denizler
üzerinden geçti, başını okşayan sıcak
rüzgârlardan kendisine İbn Haldun’dan
bahsetmelerini istedi. Zorlu bir yolculuğun
ardından Mısır’a ulaştı. Sonunda ana kraliçenin
bahsettiği o bilgeyi bulmuştu. İlk defa bir filozof
görmenin şaşkınlığını yaşayan bal arısı, İbn Haldun’a sordu:
- Ben bugüne kadar ülkemde bir tane bile filozof
görmedim. Ben de bir filozof olmak istiyorum ama nasıl bir yol
izleyeceğimi hiç bilmiyorum.
İbn Haldun:
- Filozof; varlık üzerine, yani var olan her şey üzerine düşünen
bir bilgedir. Bir arının bal yapabilmek için yüzlerce çiçeği dolaşarak
her birinden bir öz aldığını biliyorsun. İşte filozof da o bal arısı gibi
bir düşünce üretebilmek için yüzlerce kitap okur ve onların üzerinde
günlerce, aylarca hatta yıllarca düşünür.
Bal arısı, İbn Haldun’dan bir süre ders aldıktan sonra ülkesine geri
döndü. Kır çiçekleriyle dolu dağlarda yalnız başına tarih ve zaman üzerine
düşünmeye başladı. Tarihteki savaş, göç gibi olayları inceleyerek onların
ortak noktalarını tespit etmeye çalıştı. Filozofun zora
talip olan bir kişi olduğunu anlayan bal arısı,
arılar ülkesinde kapı kapı dolaşarak mutlu
bir geleceğe ulaşabilmek için evleri ve
iş yerlerini inşa ederken gösterişten
kaçınılması gerektiğini anlattı.
Tarihî olayların kanunlarını bulmak
için sürekli düşünen ve tarih
felsefesi kitapları yazan bal arısı,
bütün bu gayretlerinin ardından
bal vermeye başlamıştı. Bal
vermeye başlayınca anladı ki,
o da yüzyıllar boyunca ülkesini
aydınlatacak bir filozof olmuştu.
Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 411 Ekim 2014 15
TA
AYLN SIIRI
A
nt
Büle
BİR KAÇ HAYAL
BİR KAÇ AT
ya
ni duvarlara çizse
ri
le
ük
nd
şü
dü
n
İnsa
düşünceler
Evlerin duvarları
rle dolsa
Rengârenk hayalle
e
tmenler not vers
Sonra gelse öğre
ylece
Kiradan düşse bö
ki resimler
Evin duvarlarında
derken
sevilen yerlere gi
a
ls
sa
kı
r
la
ak
ok
S
kların meyvelere
Uzasa boyları çocu
kaçan balonları
Kolayca tutsalar
z
r biz balkon sanırı
rı
ka
çı
l
di
r
la
an
m
Apart
r
çerken selam veri
Kediler yürüyüp ge
yip selam almayı
Bilmeyiz miyav de
ri
usu dört şıktan bi
ğr
do
e
m
et
nn
za
Arkadaşım
ır
rkaç atı daha vard
bi
an
m
za
r
he
ın
Hayat
dörtnala koşan
Bilinmedik şıklara
16 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 411 Ekim 2014
Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 411 Ekim 2014 17
EV
EN
KS
ÜR
T
a
Esm
KURBAN
BAYRAMI
i
Bayram günleriiii
Sevgili Arkadaşlar,
Biz çocukların en sevdiği günler hangileridir diye sorsam,
Şekerler, çikolatalar,
dediğinizi duyar gibiyim. Bayramları kim sevmez ki değil mi ama.
ken aklınıza hangi
baklavalar, tatlılar, pilav üstü kavurmalar... Sahi kavurma demiş
n Bayramı bize neler
bayram geldi bakalım? Tabii ki ‘Kurban Bayramı’. Peki, bu Kurba
bir göz atalım…
hatırlatıyor? Hadi hep birlikte Kurban Bayramı ile ilgili bilgilerimize
hicret ettikten
Peygamberimiz Medine’ye
iki bayram
sonra, Medinelilerin yılda
e, o iki bayram
siz
Allah
kutladıklarını görüp,”Yüce
yır
ha ha lı iki bayram
günlerine bedel olarak da
r.” diye müjdelemiş, o
günleri ihsan buyurmuştu
ile Kurban Bayramı
günlerin Ramazan Bayramı
miştir.
günleri olduğunu haber ver
Bayram kutlamaları musallâ (namaz
gâh, namaz için
ayrılan, üstü açık bir alan) adı ver
ilen geniş bir alanda,
kadınların ve genç kızların da kat
ıldıkları bayram
namazı ile başlardı.
İlk bayram namazı musallâda hic
retin ikinci yılında
kılınmıştır.
ayının 10. günü
Kurban Bayramı Zilhicce
nın son gününden 2 ay
başlar. Bu da Ramazan ayı
10 gün sonrasına denk gelir.
bayram namazı
Bayramın ilk günü 2 rekât
ece cemaatle kılınır,
kılınır. Bayram namazı sad
tek başına kılınmaz.
18 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 411 Ekim 2014
K
İ
R
Ş
TE
İ
R
E
L
R
İ
B
K
E
T
amının
Kurban Bayr
,
ıp
y
la
ş
a
b
z
zıyla
23 vakit far
sabah nama
Arefe günü indi namazı dâhil toplam tekbirlere teşrik
cip olan
4. günü ik
etirilmesi va :
g
a
r
n
o
s
n
a
namazlard
tekbiri denir lâllahuvallâhüekber,
ilâhe il
n
hüekber, Lâ llah en yücedir, Allah e
a
ll
A
,
r
e
b
k
e
Allahü
amd (A
edir.
ve lillâhi’l- h ah yoktur, Allah en yüc
r
e
b
k
e
ü
h
a
ll
il
A
ahsustur.)
ah’tan başka
yücedir. All yücedir ve hamd O’na m
Allah en
Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 411 Ekim 2014 19
20 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 411 Ekim 2014
Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 411 Ekim 2014 21
ik
AY e
el
rM L
Pına İRA
DEM
HİCRET İLE
BAŞLAYAN ZAMAN
Takvime baktığınızda başka tarihleri de gösteren yazılar gördünüz mü hiç?
Görmediyseniz eğer, iyice inceleyin, takvimin bir köşesinde “Hicrî” yazan bir tarih
göreceksiniz…
Hicrî Takvim
Hicrî takvim, Müslümanların Mekke’den Medine’ye hicretini başlangıç olarak kabul eder. Bizim kullandığımız milâdî takvimle aralarında
bazı farklılıklar vardır. Hicrî takvim ayın hareketlerini, milâdî takvim
ise güneşin hareketlerini esas alır.
1 Muharrem hicrî yılın ilk günüdür. Hicrî yılın ilk günü, bu yıl milâdî
takvime göre 25 Ekim’e denk gelmektedir.
HİCRET NEDİR?
Peygamber Efendimiz, uzun yıllar boyunca Mekke’den, insanları İslâm’a davet etti. Bu daveti ile birlikte Müslüman olanların sayısı günden güne artıyordu. Peygamberimize inanmayan
müşrikler ise Müslümanlara zor günler yaşatıyor, İslam’ın çağrısını engellemeye çalışıyorlardı. Bu yüzden Peygamberimiz ve
Müslümanlar, Allah’ın emriyle Mekke’den Medine’ye göç etti,
yani hicret ettiler.
22 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 411 Ekim 2014
HİCRET
YOLU
Kuba
Sevr Dağı
Peygamberimizin yol arkadaşı Hz. Ebû
Bekir’di. Müşrikler onların hicret etmesini
engellemek istiyordu. İki yol arkadaşı, peşlerinde olan müşriklerden korunmak için Sevr
dağındaki mağaraya saklandılar. Allah’ın yardımı ile mağarada onların saklandığını kimse
göremedi.
Üç gün mağarada kaldıktan sonra tekrar yola çıkıp Medine
yakınlarındaki Kuba köyüne geldiklerinde burada biraz dinlendiler,
Müslümanların ilk mescidi olan Kuba Mescidi’ni inşa ettiler.
RBirânûnâ Vadisi’nde İlk Cuma
Cuma sabahı tekrar yola çık
tılar. Peygamberimiz
Rânûnâ
Vadisi’ne gelince, beraberin
deki Müslümanlara ilk Cuma
namazını
kıldırdı.
Medine
Heyecanla kutlu misafirlerini bekleyen
Medine’deki Müslümanlar, onun gelişini
sevinçle karşıladılar. Bayram yerine dönen
Medine’de herkes Peygamber Efendimize
kavuşmanın sevincini yaşadı.
Yanda, hicret
yoluyla ilgili
bazı merkezlerin
harfleri eksik
verilmiş, onları sen
tamamlar mısın?
Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 411 Ekim 2014 23
24 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 411 Ekim 2014
Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 411 Ekim 2014 25
26 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 411 Ekim 2014
Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 411 Ekim 2014 27
ba
n
KoNUsaN
esyalar
Ço
ye
i
k
Ze
Bu Bizim Osman
Bu bizim Osman. Bir güzel oğlan. Az önce çıktı okuldan. Zil çalar
çalmaz şakır şakır bir yağmur başladı ki sormayın. Bütün öğrenciler
ve yoldakiler bir anda sırılsıklam yağmura yakalandılar. Kimileri
adımlarını hızlandırırken, kimileri sığınacak bir çatı altı aramaya
başladı. Yağmurun altında şarkı söyleyenler bile vardı. Bir de onlara
kızgın kızgın bakanlar…
Yağ yağ yağmur,
Teknede hamur.
Ver Allah’ım ver,
Bolca da yağmur.
Osman’a baktım.
Telaştan eser
yok. Her zamanki
adım sıklığıyla
geçiyor yolları.
Onun daha fazla
ıslanmasını
engellemeye
çalışmam giderek
zorlaşıyor.
Bardaktan
boşanırcasına
yağan yağmur,
bir de esen
rüzgâr,
elimi kolumu
bağlıyor. Güzel
arkadaşım,
bana rağmen
ıslanıyor.
Yol boyu
aklından neler
geçti, kaç yüz
adımla eve geldi,
hiç bilmiyorum.
Sanırım onon beş dakika
geçmişti ki
28 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 411 Ekim 2014
eve ulaştı Osman. Annesi yağmur
damlalarıyla kaplanmış camdan yolu
gözlüyordu. Bizi görünce pencereden
kapıya koşmuş olmalı. Kapıyı açar
açmaz:
- Oğlum nerelerde kaldın? Nasıl
geldin, diye sordu.
Osman, paçalarından akan sulara
gülerek bakarken:
- Geldim işte anne. Biraz
ıslandım sadece, diye
cevap verdi.
Annesi:
- Şemsiyeni
almamış mıydın,
diye sorarken
kapının
arkasında
ıslanmış hâlde
gördü beni.
- Almıştım
ama, dedi
Osman.
“Rüzgâr
şemsiyemi
bir o yana, bir
bu yana eğip
durdu. Neredeyse
uçuracaktı bizi. Kâr
etmedi şemsiye.”
- İyi tamam. Hemen
kıyafetlerini değiştir.
Sımsıcak çay var, içer ısınırsın.
Osman:
- Ama anne üstümü değiştirir
değiştirmez hemen çıkmam gerekiyor,
deyince şaştı kaldı annesi. Biraz da
kızdı sanki:
- Bu yağmurda mı, tekrar nereye?
- Kütüphaneye anne. Aldığım kitabı
değiştirmem lazım. Merak etme,
yağmur durur birazdan.
Annesi ne kadar ısrar etse de
Osman’ın bütün benliğini saran okuma
sevdasına laf geçiremeyeceğini
biliyordu. Dün okuduğu kitabı
bitirmişti. Ve yeni bir kitap için
çarpıyordu kalbi.
Biraz sonra yeni kıyafetleriyle tekrar
kapıda göründü Osman.
Annesi uzun uzun
tembihlerden sonra:
- Unutma şemsiyeni,
diye bağırdı
arkasından.
Yağmur daha
da yavaşlamıştı.
Rüzgâr da
görünmüyordu
artık.
Sağa sola
savrulmadan
Osman
ıslanmasın
diye
çabalıyordum.
Bir ara
gözlerinin ta
içine baktım.
Işıl ışıl yanıyordu.
Yeni bir kitap
ha! Yeni bir kitap!
Yağmur da yağsa, kar
da. Osman, kitaplarından
ayrı kalmasa.
Yollar, ne çabuk bitti. Kütüphane,
yüzümüze gülümsedi. Osman’a baktım.
Keyfine diyecek yok! Burası onun
dünyası. O, heyecanla kitapların
arasında kaybolmuşken, bir köşeden
onun bu hâlini izlemek, öyle hoşuma
gitti ki, dedim:
Bu bizim Osman.
Gerçekten büyük adam!
Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 411 Ekim 2014 29
Vural Kaya
Çocuklar rengârenk çiçeklerdir yeryüzünde.
Kitap kitap açan en nadide çiçeklerdir.
Kitaplar ufkumuzu nasıl ince ince
açarsa gökyüzünün de rengidir.
Rengârenk olur gökyüzü bu yüzden.
Eleğimsağmamız muhteşem görünür
bu yüzden bir yağmur sonrası.
Eleğimsağma ne midir? Ah, biriciğim
bunu sorma işte bana.
Okumak kişinin kendisini bilmesidir,
“İlim ilim bilmektir ilim kendin bilmektir” demiş Büyük Yunus Emre’miz; ne
güzel söylemiş…
Okumak insanlığa barış ve huzur
getirmektir.
Kim insanlığa kötülük etmişse, kim
dünyayı savaşlara bulaştırmışsa o büyük cahildir.
Okumak her birbirimizi tanımaktır.
İnsanı tanımaktır.
Eleğimsağma nedir, hemen öğrenmeni öneririm bakıp bir sözlüğe.
Ilık ılık esen bir bahar rüzgârıdır
okumak; alıp bizi ummadığımız iyiliklere götürendir.
Bak, sözlük demişken aklıma geldi
biriciğim, sözlüklerle yaşamak da bir
iyilik güzelliktir.
Okumak gökyüzünde kuş olup özgürce uçmaktır; çocukları sevindiren
kanat çırpışlarla…
Okumak için önce kelimelerle ahbap
olmalıyız öyle ya.
Okumak kitap kitap açan çiçektir
öyle ya!
Okumak ince ince bir halı nakşı dokumaktır ruhumuza ve aklımıza.
Okumak, bir tek kitabı daha iyi daha
güzel anlamamız için olan güzelliktir…
Okumak dünyaya iyilik güzellik getirmektir.
30 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 411 Ekim 2014
Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 411 Ekim 2014 31
ne
r
KuB
BEDEN
AVL UYA
ü
aG
m
s
E
HANGİ
KÖŞEDEN
SESLENMEK?
İSTERSİNİZ
Cuma namazı öncesinde
camiye girdiniz. Kulağınıza hocanın nasihatleri
geliyor. Minbere baktınız,
kimseyi göremediniz. O
halde kürsüye bakmalısınız, ses oradan geliyordur. Dinlediğiniz ise
hutbe değil, vaazdır.
Kürsü nerede diye
soracak olursanız,
minbere yüzünüzü
dönüp başınızı biraz
sola çevirdiniz mi
onunla karşılaşırsınız. Bazı büyük
camilerin sütunlarından birine dayalı
olarak inşa edilmiş
kürsüler olduğu gibi,
taşınabilir kürsüler
de vardır.
Taşınabilir kü
rsü adı üstünde caminin
bir yerinden diğer yeri
ne hareket
ettirilebilir. V
âiz olduğunuzda kürsüy
ü cemaatin
sizi daha raha
t dinleyebilecekleri
köşelere
taşıyabilirsiniz
. Kürsüden
vâizler seslen
ir. Sadece
cuma günleri
değil, haftanın diğer gü
nlerinde de
vâizin kürsüd
en müminlere hitabını du
yabilirsiniz.
Hutbeye göre
vaazda
daha geniş aç
ıklamalara
yer verilir.
32 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 411 Ekim 2014
Kürsünün mimarisine tıpkı
mihrap ve minber gibi özel
önem verilmiştir. Ahşap ya
da mermerden yapılsın far
k
etmez, kürsülerin çok ince
işlemelere sahip olduğunu
görürsünüz. Sebebini merak
ediyorsanız, dinimizde ilm
e
ve ilim adamlarına verilen
değeri bir düşününüz derim
.
Kürsüye çıkmak için yükse
k bilgiye sahip olmalısınız.
Kürsülere genelde bir merdivenle
çıkılır. Kürsünün önünde hocanın
notlarını, kitaplarını koyması için
bir tabla da bulunur.
Bilmece
Akif Ersoy’un, Sa
et
m
eh
M
a
ıd
ağ
Aş
irin
nın içindeki iki şi
fahat adlı kitabı
ri karıştırılarak
başlıkları hecele
er
u istiyorsunuz? H
yazılmış. İpucu m
aki
da da İstanbul’d
iki şiirin başlığın
ikisinin ismi var.
en
rd
ile
m
ca
k
yü
bü
vâiirleri okursanız,
Safahat’ı açıp şi
i vaazın içeriğini
iğ
rd
ve
en
üd
rs
kü
zin
görebilirsiniz.
SÜMALEYYENİ KÜRDESÜSÜN
TİHFA KÜRDESÜSÜN
Kürsü tabiri ile başka nerede
karşılaşırsınız?
Kürsü tabirini cami dışında duyacağınız
bir yer de üniversitedir. Hem hocanın
ders verdiği basamakla çıkılan yere
hem de fakültelerin araştırma,
öğretim birimlerine kürsü denilir.
Tefsir kürsüsü, matematik kürsüsü
gibi. Camide de üniversitede de her
hâlükârda kürsüyü doldurmak için çok
bilgi sahibi olmalısınız.
Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 411 Ekim 2014 33
34 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 411 Ekim 2014
Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 411 Ekim 2014 35
36 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 411 Ekim 2014
Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 411 Ekim 2014 37
OKURSAM NE
2. KAZA NIRIM?
Mesut Bahtiyar
1.
Okuduğum
u anlama
ve
yorumlam
a gücüm a
rtar.
em daha
Kelime hazin
zengin olur.
4.
e
lar seçtiğimd
Yararlı kitap
ır
ışlar kazan ,
güzel davran
a uyumlu ve
çevremle dah
elirim.
geçimli hâle g
6.
Sınavlarda soruları
daha çabuk anlar ve
im.
daha kolay çözebilir
7.
3.
Olaylara farklı açılardan
bakabilme ve sorunlara çözüm
bulma yeteneğim güçlenir.
5.
e olmak
Başta Türkç
ki
n derslerde
üzere, bütü
ar.
başarım art
Hayal gücüm daha
çok gelişir.
8.
görüp
Hatalarımı
e
düzeltebilm
artar.
yeteneğim
9.
Görsel okuma becerim
gelişir, zekâ gelişimim
hızlanır.
10.
Doğru bilgiyle donanır,
öğrenmenin mutluluğunu
yaşarım.
38 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 411 Ekim 2014
11.
Öğrendiğ
im doğru
hayatta
ve güzel
uygulam
a
yı başar bilgileri günlük
sağlıklı v
ırsam; d
e insanlı
ah
ğa yarar
bir birey
lı, herke a mutlu,
o
lu
r
u
m
s
çe sevile
.
Kur’ân’d
n
aki ilk em Zira okumak, Yü
ce Allah
ridir. Bu
getirirse
’ı
n
emr
m, Allah
’ın sevdiğ i hakkıyla yerin
e
i kimsele
r arasına
girerim.
a
Vur
YA
G
B i l U L U M S E Y I NM
iMl i-yorU
A
lK
ISTAKOZ KAN BAĞIŞLASA
NELER OLUR DERSİNİZ?
Gülücük dostlarım merhaba.
İlginç hayvanlardan bahsedeceğim
size yine.
Sağırlık çok zor biliyorsunuz. Hayvanlardan sürekli sağır olan hangisidir peki?
Yılanların duyamadığını biliyor muydunuz? Allah kimseyi sağır etmesin. Ha,
bir de şu var. Yılanlar duyamıyormuş
hani ya, bir de duysalardı işimiz zor idi
doğrusu. Onun için yılanların arkasından
konuşmayın sakın. Zaten duyamıyor
zavallıcıklar....
Yunus
balıkları bir gözü açık
uyurlarmış uyuduklarında.
A, bakın bu özellikleri bazı
insanlara benziyor yunus
balıklarının. İnsanlardan da bir
gözü açık bir gözü kapalı olarak
uyuyanlar var. Bazen de ilginç
benzerlikler olabiliyormuş
demek ki hayvanlarla
aramızda.
Mavi
uz
kan duydun
a
Ya d sizin
mu siz hiç?
ırmıngi nedir? K
re
ın
ız
ın
n
a
nda.
k
kırmızı aslı
p
e
H
i?
m
il
ır.
zı, değ
de kırmızıd
i
g
n
re
n
a
k
IstakozHayvanların
ınki hariç:
n
a
v
y
a
h
k
rengi mavi
Fakat bir te
n
a
k
n
rı
la
z
tako
asın
lar. Evet, ıs
ında bulunm
ış
ğ
a
b
n
a
k
maimiş. Sakın
ütün kanları il
b
a
s
k
o
Y
r.
ım değ
ıstakozla
Nemize laz
r.
a
rl
a
y
o
b
renk
viye
e çok güzel
d
i
v
a
M
.
a
mi am
ülübir tarafa g
a
k
a
ş
,
a
m
a
m...
cük dostları
Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 411 Ekim 2014 39
Co
zmece
Harfleri renklerine göre boya!
Bakalım ortaya ne çıkacak?
40 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 411 Ekim 2014
B OYAM A
LABİRENT
Kurbağa kardeşi yuvasına götürür müsün?
Küçük kardeşimizi bayram şekerlerine ulaştırır mısın?
Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 411 Ekim 2014 41
ed
Maca
mm
ha
Mu ERİN
Ç
BUL
Mantık
Yürütme
Sevgili Arkadaşlar! Biliyorsunuz kurbanlık hayvanlar; keçi, koyun, inek ve devedir.
Bunlardan keçi ve koyun en az bir, inek en az iki, deve en az beş yaşında olmalı.
Ayrıca keçi ve koyunu yalnız bir kişi kurban edebilirken; inek ve deve ise yedi kişiye
kadar ortak olarak kurban edilebilir. Bulmacayı çözmek için bu bilgileri ve aşağıdaki
ipuçlarını kullanacaksınız. Ali, Ayşe, Hatice, Mehmet adlı çocukların soyadlarını,
yaşadıkları şehirleri ve kurbanlık hayvanlarının hangisi olduğunu bulabilir misiniz?
1- İstanbul’da yaşayan Mehmet adlı çocuğun soyadı Cesur değildir.
2- Ayşe Ankara’da yaşamaktadır.
3- İslam soyadlı çocuğun ailesi İstanbul’da ortaklaşa kurban
kesmişlerdir.
4- Aydın’daki kurbanlık beş, İstanbul’daki kurbanlık iki, diğer illerdeki
kurbanlıklar bir yaşındadır.
5- İzmir’deki kurbanlık keçi değildir.
6- İzmir’deki kız olmayan çocuğun soyadı Kale’dir.
7- Keçiyi, Bayrak ailesi kurban etmiştir.
8- Cesur ailesi Aydın’da yaşamaktadır.
42 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 411 Ekim 2014
Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 411 Ekim 2014 43
Pınar Melike DEMİRALAY
44 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 411 Ekim 2014
1. Kur’ân’ın 22. sûresinin adı.
2. İpek Yolu’nun Taklamakan güney
güzergâhı üzerinde yer alan tarihi bir
vaha şehri.
3. Hicret sırasında Hz. Peygamber’in
(s.a.s.) misafir olduğu ve ilk mescidi
bina ettiği köy.
4. Yağmur ve güneşten korunmak
için kullanılan, açılıp kapanabilen, su
geçirmez kumaştan yapılmış taşınabilir
eşya.
5. İbadet yerlerinde öğüt niteliğinde
dinî konuşmalar yapan kimse.
6. İslam takviminde tarih başı sayılan,
Hz. Peygamber’in (s.a.s.) Mekke’den
Medine’ye göç etmesi olayı.
7. Kur’an’ın 17. Sûresinin adı.
8. İbadet amacıyla kesilen hayvan.
9. Cami ve medreselerde vaaz veya
ders vermeye mahsus, üstüne genelde
merdivenle çıkılan yüksekçe yer.
10. Dünyanın ikinci büyük, Çin’in en
büyük kum çölü.
1. Ciltli ve ciltsiz olarak bir araya
getirilmiş, basılı veya yazılı kâğıt
yaprakların bütünü.
6. Peygamberimiz Efendimiz
camiler için “……bahçesi” ifadesini
kullanmıştır.
2. Mehmet Akif Ersoy’un yedi
kitaptan oluşan şiir külliyatı.
7. Malezyalı Müslüman astronot,
Dr. Sheikh Muszaphar …
3. Müslümanların ibadet etmek için
toplandıkları yer.
8. Uzay çalışmalarına katılmak üzere
eğitilen kişi.
4. Hz. İbrahim’in oğlu.
9. Hz. Peygamber’in torunu, Hz.
Fâtıma ile Hz. Ali’nin büyük oğlu.
5. Küçük yaştaki oğlan veya kız.
10. Ağaç işleriyle uğraşan ve ağaçtan
çeşitli eşya yapan usta.
Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 411 Ekim 2014 45
ÇAVDAR
Zeynep Berra
Abdullah A
SLAN
Ali DURAKŞA
HİN
Asiye USLU
LAM
Ayşe SAĞ
46 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 411 Ekim 2014
Bilal MAK
Muhammed Taha YILDIZ
Merve BALKIŞ
N
Gülşah ÇİME
Emine KARADENİZ
Z
Sıla SÖNME
i ÖZKAN
Muhammed Abdülbak
Hatice A
ŞIK
Eren METİN
Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 411 Ekim 2014 47
MEKTUBU
GELENLER
Süleci/ Kocaeli
Ahmet Furkan
bay/ Ardahan
Serra Nur Kılıç
/ Burdur
Dudu Gözüaçık
smaniye
Rabia Bolat/ O
ara
Gül Yılmaz/ Ank
li
Mamati/ Kocae
Mehmet Akif
Diyarbakır
Mehdi Aydın/
ransa
Erden Esra/ F
/ Kayseri
Devanur Övünç
Diyarbakır
Zeynep Aydın/
Sevgili Arkadaşlar, bizlerle
paylaşacağınız mektuplarınızı
bekliyoruz. Hoşça kalın.
İrem KANDİŞ
İsmail KONAK
48 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 411 Ekim 2014
BİLGİ
KUŞU
Bestami Yazgan
Okula başlayınca
Göklere erdi başım,
Bundan sonra kitaplar
En güzel arkadaşım.
Hepsinin de bir başka
Güzeldi isimleri
Bana göz kırpıyordu
Rengârenk resimleri.
Bütün sesler yan yana
Gelip oldu kelime
Uçarak sayfalardan
Bir kuş kondu dilime.
Önce şiir okudu
Masal anlattı sonra
Her satıra dizildi
Bilgiler sıra sıra.
El ele tutuşunca
Mutluluk oldu tamam
Sevgili kitaplarım
Ben sizden ayrılamam.