1257 - Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi

T.C
Ege Üniversitesi
Diş Hekimliği Fakültesi
Ağız Diş ve Çene Hastalıkları
Cerrahisi Anabilim Dalı
TRİGEMİNAL NEVRALJİ
VE GÜNCEL TEDAVİ YAKLAŞIMLARI
BİTİRME TEZİ
Stj. Diş Hekimi Merve KÜÇÜK
Danışman Öğretim Üyesi: Prof. Dr. Hüseyin KOCA
İZMİR-2014
İÇİNDEKİLER
1-GİRİŞ ……………………………………………………………………..……………….1
2-FASİAL NEVRALJİLER ……………………………………………..………………..2
3-NERVUS TRİGEMİNUS ………………………………………………..……………...3
4-TRİGEMİNAL NEVRALJİ …………………………………………………..………..6
4.1-TANI KRİTERLERİ ……………………………………………………..…………7
4.2-TUTULUM ORANLARI ……………………………………………………..…….8
4.3-İNSİDANS …………………………………………………………..……..………..9
4.4-TARİHÇESİ …………….…………………………………………..……..………...9
4.5-ETİYOLOJİ …………….………………………………………….……...…………12
4.6-SEMPTOMLAR ………………………………………………….….…...……….....13
4.7-TEŞHİŞ …………………..………………………………………………...………..14
5-AYIRICI TANI ……………………………………………………………………...…..14
6-TRİGEMİNAL NEVRALJİ TEDAVİSİ ………………………………………….......15
6.1-MEDİKAL TEDAVİ ……………………………………………………………......15
6.2-GİRİŞİMSEL TEDAVİ …………………………………………………………......17
6.2.1-MİKROVASKÜLER DEKOMPRESYON ………………………………...…...18
6.2.2-RADYOFREKANS GANGLİOLİZİSİ ……………………………………..…..18
6.2.3-GLİSEROL GANGLİOLİZİSİ ……………………………………………….....19
6.2.4-BALON KOMPRESYON YÖNTEMİ ……………………………………….....19
6.2.5-STEREOTAKTİK RADYOCERRAHİ …………………………………………20
6.2.6-PERİFERAL NÖROTOMİ ………………………………………………….….20
6.2.7-ALKOL BLOKAJI ……………………………………………………………...20
6.2.8-ELEKTROAKUPUNKTUR …………………………………….…………...….21
7-TARTIŞMA VE SONUÇ ……………………….……………………………………...23
8-KAYNAK ……………………….…………………………………………….…...……..24
9-ÖZGEÇMİŞ …………….……………..………………………………….……………...25
1.GİRİŞ
Araştırmacılara göre, yüz ağrıları esas olarak fizyolojik disfonksiyon veya organik
hastalıklar sorumludur. Yüz ağrılarına doğru yaklaşım olarak, ağrının başlangıç şekli,
zamanı, karakteri ve paterni yanı sıra lokalizasyonu, ağrıyı kötüleştiren durumlar, diş,
kulak, burun, boğaz gibi komşu yapılarla ilişkisinin araştırılması gerekmektedir.
Ağrının kaynağına yönelik testler yapılarak, tanıya gidilmelidir. Kranium, servikal
omurga, merkezi sinir sistemi, dişler, burun, göz, boğaz, sinüs ve kulak dikkatlice
muayene gereklidir. Tanısal testler, semptomların kaynağına yönelik olarak seçilebilir.
Bunlar, metabolik ve hematolojik incelemeler, direkt filmler, MR, BT, CBCT, baş, çene
boyun ve sfenoid sinüs incelemesi, otolaringolojik ve oftalmolojik değerlendirme, başboyun tanısal bloklar ve bu bölgenin yumuşak dokuların değerlendirilmesidir.
Pennsylvania Nöroşirurji Derneği’ nin eski başkanlarından olan Dr.Frank T.
Vertosick Jr
‘NEDEN CANIMIZ YANAR?’ adlı kitabında yüz ağrılarından şöyle bahseder ;
‘…yüz ve başta ortaya çıkan ağrıların, şeytani bir yanı vardır. Bizi, varlığımızın
geometrik merkezinden vururlar. Sonuçta, bilincimiz kafatasımızın sınırları içinde yer alır.
Bacak ağrısı, dost ama nispeten uzak bir ülkeden gönderilen bir telgrafla bilincimize
ulaşırken, şiddetli baş ya da yüz ağrısı, paldır küldür dalar. Başımız ya da yüzümüz
ağrıdığında, bizim canımız yanar, üstelik insanın içine işleyecek biçimde…..’
2.FASİYAL NEVRALJİLER
Nevralji; bir sinir dağılım alanında oluşan proksismal ağrıdır. Kranial bölgedeki
nevraljik ağrılar; genellikle tek taraflı, kısa süreli, saplanıcı, elektrik şoku benzeri
ağrılardır. (7) Saniyeler sürer, 2 dakikayı aşmaz. Ani başlar ve ani biter. Nevraljik
ağrıların diğer tanımlayıcı özellikleri ise şunlardır;
a. Ağrı, bir kranial ya da periferik sinirin anatomik dağılış alanı içinde algılanır.
b. Spontan olarak ortaya çıktığı gibi, derinin belirli ve sınırlı alanlarında oluşabilir.
Bunlara tetik noktaları (trigger point) denir. Ağız köşesi ve burun kökünde
yoğun olarak bulunur. Olguların % 90’ ında vardır.
c. Geçici bir refrakter periyod içinde ağrısız rahatlama devreleri bulunur.
d. Ağrının oluştuğu anlarda, kısa süreli motor aktivite (tik) ya da vasomotor
aktivite ortaya çıkabilir.
e. İdiopatik tiplerde nevraljik ağrının innervasyon alanı içinde çoğu kez duyunun
klinik muayenesi normaldir.(4)
Kranio fasial nevralji tipleri:
1- Trigeminal Nevralji
2- Glossofaringeal Nevralji
2
3- Oksipital Nevralji
4- N.intermedius Nevraljisi
5- Sfenopalatin ganglion Nevraljisi
6- Post-Herpetik Fasial Nevralji
7- Vagal Nevraljiler
8- Temporomandibuler eklemle ilgili Nevraljiler
9- Diş, KBB ve servikal vertebralara ilişkin kraniofasial Nevraljiler
10- Atipik Fasial Nevralji
3.NERVUS TRİGEMİNUS
Kafa çiftlerinden 5.si olan N.trigeminus, motor ve duysal lifler içerir. Duysal lifleri
Gasser ganglionu’nun konveks kenarından çıkarlar ve üç demet halinde temel dalları
oluştururlar.(7) Bunlar;
1.N.ophtalmicus
2.N.maxillaris
3.N.mandibularis adını alır.
3
N.ophtalmicus ve N.maxillaris yalnız sensitif lifler bulundururken,
N.mandibularis’ te sensitif ve motor lifler karışık olarak bulunur.
Şekil-1:Trigeminal sinirin dalları (9)
N.trigeminus’un dallarını ayrıca inceleyecek olursak :
N.OPHTALMİCUS
Sinüs cavernosus’un dış duvarından öne fissura orbitalis superior’a uzanır ve bu
yarığa gelmeden önce N.lacrimalis, N.frontalis ve N.nasociliaris olarak üç dala ayrılır.
Bunlardan N.lacrimalis, M.rectus bulbi lateralis ile orbitanın dış duvarı arasında
uzanarak glandula lacrimalis’e gelir. Bu sinire parasempatik lifler de katılır.
Gl.lacrimalis’e dallar verdikten sonra, N.lacrimalis göz kapaklarının dış parçasında,
deride ve konjunktivada dağılır.
4
N.frontalis, en kalın daldır ve başlıca üst göz kapağı ve alın derisine yayılır.
N.nasociliaris ise anulus tendoneus’tan geçerek orbitaya gelir. Burun sırtı ,burun
boşluğu ve göz küresine sensitif dallar verir.
N.MAXİLLARİS
Sadece sensitif lifler içeren bu dal, ganglion semilunare’nin konveks
kenarından çıkar. Yüz derisinin maxillayı örten parçalarına ve alt göz kapakları
derisine dağılır. Ayrıca üst çene dişleri, dişeti, sert ve yumuşak damak, sinüs
maxillaris ve burun boşluğunun arka parçaları N.maxillaris tarafından innerve
edilir.
Fossa cranii media’da ramus meningicus dalını verir. Foramen rotundum’dan
geçerek kafatası boşluğundan çıkar ve fossa pterigopalatina’ya gelir. Burada yan
dallarını verir;
N.zygomaticus dalı, fissura orbitalis inferiordan geçerek göz çukuruna gelir,
burada dış duvarı izleyerek öne ve aşağıya doğru ilerler.
Nn.alveolaris superior; maxillanın processus alveolaris’inin içinde spongiosada
plexus dentalis denilen bir sinir ağı meydana getirir. Buradan çıkan dallar
alveolar kemiği, dişler ve dişetine dağılır.
N.infraorbitalis; foramen infraorbitale’den sonra uç dallarına ayrılır. Alt göz
kapağı, burun yan yüzleri ve üst dudakları örten deride dağılır.
5
N.MANDİBULARİS
N.trigeminus’un en kalın dalıdır ve hem motor hem sensitif lifler içerir.
Foramen ovale’den geçerek cavum cranii’den çıkar. Öncelikle iki kola ayrılır. Ön
kol başlıca motor lifleri içerir. Çiğneme kaslarına dallar verdiği için bu kola
N.masticatorius da denir. Arka kolu, N.alveolaris inferior, N.lingualis ve
N.auriculatemporalis olmak üzere üç dal verir.(7)
4.TRİGEMİNAL NEVRALJİ
Trigeminal nevralji; yüzyıllardır bilinen, fizyopatolojisi hala tam
anlaşılamamış, ancak ağrının kontrolünde çok çeşitli yöntemlerin uygulandığı ve
bir oranda da başarının sağlandığı klinik bir tablodur.(4)
şşş
6
Ciddi ve şiddetli bu ağrı sırasında yüz kaslarında hep aynı tarzda oluşan ani
kontraksiyon nedeniyle ‘ağrılı tik’ (tic douloureux) de denmektedir. Trigeminal
nevralji ilk kez 1671 yılında Fehr ve Schmidt tarfından tarif edilmiştir.
4.1 Tanı Kriterleri
a.İki dakikadan az, saniyeler süren, trigeminal sinirin bir veya iki dalını etkileyen
proksismal ağrı atakları
b.En az 1 ini karşılamalı
1-Şiddetli, keskin ,yüzeyel veya saplanıcı
2-Tetik noktalarının varlığı
c.Herbir olgunun stereotipik atakları
d.Nörolojik bulguların olmaması
7
e.Öykü, fizik bakı ve gerekli ise özel incelemelerle fasiyal ağrının diğer
nedenlerinin dışlanması (1)
Şekil-3:Trigeminal sinirin innervasyon alanı (9)
4.2 Tutulum Oranları
-En sık maxiller ve mandibuler dallar tutulur.(8)
-V1
%4
-V2
%17
-V3
%15
-V2+V3
%32
-V1+V2
%14
-V1+V2+V3
%17
8
4.3 İnsidans
Genellikle tek taraflı, sağ yüz yarısı daha fazla tutar, bilateral tutulum %4-5
oranındadır.(1)
Görülme insidansı milyonda 155 tir. Kız/Erkek:3/2 dir. Multiple sklerozisli
hastaların %1 inde görülür. Klasik trigeminal nevralji kişi 50 yaşına girmeden
ortaya çıkar. Ağrı genelde yüzün alt yarısını tutar. %70 olgu 50 yaşından sonra
ortaya çıkar. Kan damarlarının yaş ilerledikçe sertleştiği ileri sürülür ve
dolayısıyla sinirler daha kolay sıkışır. Bilateral trigeminal nevralji olguların
yaklaşık % 3-6’sında görülür.(8)
4.4 Tarihçesi
Trigeminal nevralji’nin ilk net tanımını 1677 yılında John Locke yapmıştır. 1756
yılında Fransız N.Andre birkaç proksismal yüz ağrısı olgusunu trigeminal nevralji
olabileceği tanımlamıştır.(4) 1950’lerden önce trigeminal nevralji için yeterli ilaç tedavisi
olmadığı için tedavideki tüm yaklaşımlarda cerrahi yöntemler kullanılıyordu. 20.yy’ın
başlarında, tedavide iğne kullanılmaya başlandı. 1959’da Gardner ve Miklos orta fossa
ve posterior fossa için dekompresyon cerrahisinin uygun olduğunu ispatlamışlardır.(3)
Uluslararası Ağrı Birliği tarafından Trigeminal Nevralji klinik özelliklerine göre:
(1)
1-Klasik Trigeminal Nevralji
9
A-2 dakikadan az, saniyeler süren trigeminal sinirin bir veya iki dalını etkileyen
proksismal ataklar
B-En az birini karşılamak suretiyle ; keskin, şiddetli, yüzeyel veya saplanıcı ve
tetik noktalarının varlığı
C-Herbir olgunun stereotipik ataklar
D-Nörolojik bulgunun olmaması
E-Başka bir rahatsızlığın olmaması
2-Semptomatik Trigeminal Nevralji
A- Paroksismal ataklar arası ağrı olsun yada olmasın 2 dakikadan az olması, her
iki dalı veya birini etkilemesi
B- En az birini karşılamak suretiyle; şiddetli, keskin, yüseyel ve saplanıcı ağrı ve
tetik noktalarının varlığı
C- Herbir olgunun stereotipik atakları
D- Başka bir rahatsızlığın olmaması
Fizyopatolojisi:
Trigeminal nevralji için en tutarlı kuramlar;(4)
10
a.Geniş çaplı miyelinli liflerin normaldeki santral implus trafiği bozulunca
beyin sapında, bulbustaki kaudal trigeminal çekirdeğe ulaşan ağrısız dokunma
duyumlarına ait impulslar azalır. Buna rağmen ağrılı uyarımları taşıyan ince
ve miyelinsiz liflerden gelen impulslar göreceli olarak artar. Bu durum
kaudal bulber trigeminal ara nöronlarda nosiseptif uyarımlar oluşturur .Ağrıya
ilişkin kontrol mekanizmaları bozularak ara nöron havuzunda eksitabilite
sanki epileptik nokta haline gelir, spontan veya provoke olarak ağrı oluşur.
b.Miyelinli liflerdeki lokal, miyelin kaybı nedeni ile buradan gelmekte olan
afferent impulsların komşuluk nedeni ile bazı sinir liflerinde elektriksel
izolasyonun kalkışı ile impulsların küçük çaplı lifleri eskite etmesidir.
Böylece santral olarak taktil bir uyarım, ağrılı bir duyum şekline dönüşür.
c.Gasser ganglionunda dejeneratif değişiklikler
d.Posterior fossada esas duysal köke vasküler kompresyon
e.Trigeminal beyin sapı kompleksinde ağrı inhibitör mekanizmasının etkisinin
azalması
f.Trigeminal kaudal nukleusta ağrılı-ağrısız uyaranlarla uyarılabilen (wide
dynamic range) nöronların paroksismal ateşlenmesinde artış
g.Trigeminal nukleusta düşük eşikli mekanoreseptörlerin hipersensitivitesi
11
4.5 ETİYOLOJİSİ
A.Trigeminal sinir köküne kompresyon nedenli
a)Kafaiçi vasküler anormallikler (üst serebral arterin anormal lup yapması
,internal karotit arterin anevrizması)
b)İntrakranial tümörler
c)Baziler arter anevrizması
d)Yabancı cisimler
e)Osteoma benzeri kemik lezyonları
B.Multiple sclerosis
C.Diğer nedenler
a)Travma
b)Viral enfeksiyonlar (posherpetik nevralji)
c)Ratner’s çene kemiği kaviteleri
d)Ailesel geçişli olgular
e)Dental ağrılar
f)Sarkoidozis ve lyme hastalığı gibi nöropatiler(7)
12
4.6 SEMPTOMLAR
Trigeminal nevralji; hastalar tarafından yanıcı, birden fazla iğnenin batması, bıçak
saplanması veya şimşek çakması şeklinde ifade edilir. (7) Ağrı birkaç saniyeden 1-2
dakikaya kadar sürebilir. Ataklar yüze temas edilmesiyle ve hatta hafif bir rüzgar ile
veya konuşma, yemek yeme ve gülme gibi hareketler, sıcak ya da soğuk içeceklerle
başlayabilir. Ataklar arasında ağrı olmayıp geceleri çok seyrektir.
Hasta konuşurken etkilenen yüz kısmını hareketsiz tutar.
Vakaların çoğunda etkilenen bölümün trigeminal dağılımında ağrının
başladığı trigger noktalar tanı koydurucudur. Remisyonların olması
karakteristiktir. Birkaç hafta veya yıl ağrı olmayabilir. Fakat periyotların
süresi gittikçe azalır ve rekürrensler daha da şiddetli olmak eğilimindedir.
Uzun süren vakalarda ağrı bir daldan sekonder olarak diğerine geçebilse de
trigger nokta ilk dalda kalır ve tedavi primer dala yönelik olarak uygulanır.
13
4.7 TEŞHİS
Trigeminal nevraljinin tanısı öyküden konabilir. Tetik noktalarının hasta tarafından
gösterilmesi anlamlıdır. Fizik ve nörolojik muayene ile birlikte yer kaplayan bir
oluşumu ekarte etmek amacıyla gelişmiş nöroradyolojik tetkikler yapılmalıdır.(8)
Trigeminal sinirin ve beyin sapının MRI anjiografi sinirin bir damar ile nerede
sıkıştırıldığı belirlenebilir.(3)
Eğer ağrı carbamazepine (tegretol) ile azalıyorsa bu trigeminal nevralji için pozitif
bir göstergedir.
Tüm vakaların teşhisi için henüz medikal bir test mevcut değildir.
5-AYIRICI TANI
Fasiyal ağrı sendromları; glossofaringeal nevralji ,post-herpetik nevralji, Raeder’in
paratrigeminal nevraljisi, genikulat nevralji, temporamandibular eklem hastalığı ,vasküler
başağrısı, dental, orbital veya sinüs orjinli ağrılar ve gerilim tipi başağrıları
düşünülmelidir.(5)
14
6-TRİGEMİNAL NEVRALJİ TEDAVİSİ
Hastalığın tanımlanmasının ardından tedavi başlıca iki grupta incelenir: (1)
-Medikal tedavi
-Girişimsel tedavi
6.1-MEDİKAL TEDAVİ
Fenitoin ve Karbamazepin gibi antikonvülzanlar trigeminal nevralji ağrısının
kontrolünde kullanılmaktadır. Fenitoin’in Karbamazepine göre daha ucuz ve yan
etkisinin daha az olmasına karşın, ağrı kontrolünde etkinliği azdır. Güncel yaklaşımda
ilk olarak medikal tedavi denenmelidir. Yeterli ağrı kontrolü sağlayamaması veya yan
etkisinin ortaya çıkması durumunda diğer ajanlar denenmelidir.(1) İlaç serum
konsantrasyonun ağrı kontrolüyle paralel seyretmemesi nedeniyle kontrol sağlanıncaya
veya toksisite oluncaya dek doz arttırılabilir. Fenitoin için standart doz 300-400
mg/gündür. Karbamazepin ise 100-200 mg/gün başlanmalı ve doz ağrı kontrolü
sağlanıncaya dek arttırılmalıdır. Bu doz genelde toksik bulguların ortaya çıkmaması
için 1200 mg/gün’ü geçmeyecek şekilde ayarlanmalıdır. Karbamazepin, hematosupresyon
veya hepatik disfonksiyon yapabileceğinden hastanın periyodik olarak kan tablosu ve
karaciğer fonksiyonları değerlendirilmelidir. Ayrıca Baklofen ve Klonozepam da medikal
tedavide kullanılabilmektedir.(2)
15
Her ne kadar bu ajanlar başlangıçta ağrı kontrolü sağlasalar bile zamanla etkilerini
yitirmekte ve cerrahi müdahaleye gerek duyulmaktadır.(5)
Tablo-1:Trigeminal nevraljide kullanılan ilaçların bazıları. (1)
İLAÇ
ETKİ
DOZ
YAN ETKİLER
Sodyum voltaj geçişli
Günlük
Bulantı,uyuşukluk,yorgunluk,
kanalları
bölünen
Baş dönmesi,nistagmus,diplopi,hematosupresyon
dozlarla
Karaciğer disfonksiyonu
MEKANİZMASI
Karbamazepin
yavaşlatır,kalsiyum kanal
aktivitesini modüle eder
200-1200
Fenitoin
Nöronlardan sodyum
Günlük
Nistagmus,ataksi,konuşma bozukluğu,
salımını kontrol eder
300-500
Koordinasyon azalması
mg
Okskarbazepin
Karbamazepin ile aynı
Günlük
Kan sodyum düzey azalması,baş dönmesi,
300-1800
Baş ağrısı,diplopi,tremor,kekemelik
mg
LTG
Sodyum kanallarındaki
Günlük 100-150
Uykusuzluk,baş dönmesi,ateş,Stevens-Johnson
tekrarlayan kaçakları azaltır
mg ;6-8 gün 25
sendromu,baş ağrısı
mg,1-2 hafta
içinde 25-50 mg
Gabapentin
Voltaj kapılı kalsiyum
Günlük 3-4
kanallarını bloke eder
doza bölünmüş
Uyuklama,yorgunluk,baş dönmesi,tremor
1200-3600 mg
Topiramat
Voltaj kapılı sodyum
Günlük 200-
Hissizlik,yorgunluk,tremor,kilo
kanallarını bloke eder
300 mg
kaybı,konstantrasyon azlığı
16
6.2-GİRİŞİMSEL TEDAVİ
Medikal tedaviye rağmen ağrı kontrolünde yeterli yanıt alınamayan veya yan
etkileri nedeniyle bu tedavileri kesilmek zorunda olan trigeminal nevraljili olgularda
çeşitli cerrahi tedavi yöntemleri uygulanmaktadır.
Günümüzde uygulanan cerrahi girişimler;
1-Mikrovasküler dekompresyon
2-Radyofrekans gangliolizis
3-Gliserol gangliolizis
4-Balon kompresyon
5-Stereotaktik radyocerrahi
6-Periferal nörotomi
7-Alkol blokajı
8-Elektroakupunktur
(1)
17
6.2.1-MİKROVASKÜLER DEKOMPRESYON (MVD)
MVD operasyonu 5.sinirin eksplorasyonuna izin veren bir yöntemdir. Trigeminal
nevralji oluşumunda, vasküler bir yapının (arter ve/veya ven) trigeminal sinir
üzerindeki basısı etken olarak düşünülmektedir. (6)Girişim şekli yönünden mortalite
ve mobiditesinin bulunması yanı sıra kompresyona neden olduğu ileri sürülen
vasküler yapının operatif pozisyonla farklı yorumlanabileceği gibi çekinceleri vardır.
(1)
Şekil-4:Mikrovasküler dekompresyon(9)
6.2.2-RADYOFREKANS GANGLİOLİZİS
Esas olarak ,trigeminal sinirin ganglionu ya da retrogasserian kökü etkileyen
bir lezyon varlığında bu yöntem tercih edilir(2). Termokoagulasyonun etkisi seçici
olarak ağrının kaynağı olan miyelinsiz ya da az miyelinli fibriller üzerindedir.
Radyofrekans iğnesi Meckel boşluğundaki kemik işaretlerini takip edilerek
foramen ovaleden yönlendirilir.(1)
18
6.2.3-GLİSEROL GANGLİOLİZİS
Gliserol, gasser ganglionuna yapılan fenol enjeksiyonlarıyla daha viskoz bir
madde olma özelliğinden yararlanma amacıyla Hakanson (1981) tarafından
kullanılmıştır.(2) Daha sonra Trigeminal sisternayı kalıcı bir şekilde işaretlemek
amacıyla Tantalyum tozunun yerleştirilmesinde uygun özellikleri olması
nedeniyle gliserol kullanılmıştır. Yapılan araştırmalarda en göze çarpan histolojik
değişikliklerin myelin kılıfta meydana geldiği ve bu maddenin kemonörolitik
özelliklerine bağlı olarak ağrıları geçirebileceği ispatlanmıştır. Kısaca Gliserol
enjeksiyonu özellikle yaşlı hastalarda ve büyük cerrahi endikasyonunun olmadığı
durumlarda başarıyla kullanılan metotlar arasındadır.(6)
6.2.4-BALON KOMPRESYON YÖNTEMİ
Balon kompresyon ile tedavi prosedüründe genel anestezi altında, floroskopik
kontrolle kılavuz iğnenin foramen ovaleden yönlendirmesiyle trigeminal köke
girişim yapılır. Fogarty kateter ile sinir köküne ulaşıldığında kök dolana kadar
yavaşça 0,5-1,0 ml lik kontrast madde gönderilerek balon şişirilir. Tüm kompresyon
zamanı 1 ile 6 dakika arasında değişir. Bu teknikte ilk yılda rapor edilen rekürrens
oranı %6-14 dir.(1)
19
6.2.5-STEREOTAKTİK RADYOCERRAHİ
Trigeminal nevraljisi tümöre bağlı olmayan hastalarda uygulanan bu yöntemde
Pons yakınlarından Trigeminal sinir köküne 4 mm’lik kolimatör başlığı ile
maksimum 70 Gy doz ışın verilmiştir. Daha sonra izlenen sonuçlarda tümörü
olmayan 51 hastanın 41’inde (%80,4) iyi veya mükemmel sonuçlar alınmıştır.(6)
6.2.6-PERİFERAL NÖROTOMİ
Periferal nörotomilerde temel prensip; foramen mentalis, foramen nasopalatinus
veya foramen mandibularis’te sinir liflerinin koparılması ya da harabiyetidir.(1) Bu
yöntemde önemli olan sinir dejenerasyonunun olabildiğince uzun sürede oluşmasını
sağlamaktır. Ayrıca motor liflerin kolaylıkla korunabilmesi amacıyla Suboksipital
Retrogasserian nörotomi yöntemleri geliştirilmiştir.(6)
6.2.7ALKOL BLOKAJI
Lokalize Trigeminal nevralji tedavisinde, trigeminal sinirin etkilenen periferal
kısmına (supraorbital sinir, infraorbital sinir, trigeminal sinirin ikinci veya üçüncü
dalı) alkol enjeksiyonu uygulanabilir. Bu gibi enjeksitonlar poliklinik şartlarında
uygulanabilir ve gerektiğinde tekrarlama kolaylığı mevcuttur. Bu uygulamanın
belirgin dezavantajı geçici duyu kaybı veya parestezilerdir. Duyunun geri dönmesi,
20
sinirin rejenerasyonuyla oluşmakta ve bu arada nevraljik ağrı
tekrarlamaktadır.(5)
6.2.8-ELEKTROAKUPUNKTUR
Elektroakupunktur yöntemiyle Punkoskop adı verilen aletle derinin
elektriksel direncinin düşük olduğu akupunktur noktaları belirlenir. Belirlenen bu
akupunktur noktalarına 20 lazer ışını (10 Hz) verilmiş, ayrıca ağrılı bölgede lazer
ışınıyla 1-2 dk süreyle taranmıştır. Bu noktalara yüzün 0,5 cm derinliğinde 4-6 iğne
yerleştirilir. Elde edilen başarı hakkında değişik bilgiler alınmasına rağmen üzerinde
daha çalışılması süren bir tedavi şeklidir(6).
21
Tablo-2:Trigeminal nevraljinin girişimsel tedavilerindeki görülen komplikasyonlar:
TEDAVİ PROSEDÜRÜ
RAPOR EDİLEN KOMPLİKASYONLAR
Mikrovasküler dekompresyon
Beyincikte yaralanma,8.kranial sinirinde
yaralanma
Radyofrekans gangliolizisi
Menenjit,karotid-kavernöz fistülü,korneal
anestezi,kafaiçi kanama,
Gliserol gangliolizisi
Menenjit,kranial sinir felci,lokal
hematom,Herpes labialis
aktivasyonu,keratit,kalıcı maseter güçsüzlüğü
Balon kompresyonu
Maseter kası güçsüzlüğü,anestezi kaybı
Stereotaktik radyocerrahi
Fasial parestezi
Periferal nörotomi
Göz problemleri,Anestezi kaybı
Alkol blokajı
Aneztezi kaybı,fasial sinir felci,görme
kaybı,diplopi,kutanöz nekroz,değişen kemik
sökestrasyonu
Elektroakupunktur
Rapor edilmedi
Lazer ile tedavi
Rapor edilmedi
(1)
22
7-TARTIŞMA VE SONUÇ
Yaptığımız literatür araştırmasının sonucunda trigeminal nevraljinin öncelikle
medikal tedavisi denenmeli ve ağrı kontrolünde başarı elde edilemediğinde girişimsel
tedavi seçenekleri gözden geçirilmelidir. Yöntem seçiminde etkin ağrı kontrolü yanı
sıra , tedavi edilecek hastanın yaşı, sistemik durumu ve olası komplikasyonlar
değerlendirilmelidir. Günümüzde gelişen medikal bilgiler, kullanılan modern anestezi
teknikleri ve cerrahi yöntemler Trigeminal nevralji tedavisinde yüz güldürücü
sonuçlar rapor edilmektedir.
23
KAYNAK
1-Punyani, Silky Rajesh; Jasuja, Vishal Ramesh ‘Trigeminal neuralgia: An
insight into the current treatment modalities’, Journal of Oral Biology and
Craniofacial Research 2012.
2-Management of Trigeminal Neuralgia - Retrospective Analysis of 61 Patients
from Sri Lanka, Asian J Oral Maxillafacial Surgery Vol 15, 2003, No 3,
3-Siviero, Mariana; Alvarez, Fabio Kurogi; Facial Sensibilty of Patients With
Trigeminal Neuralgia; Clinical Neurology and Neurosurgery; 2012.
4-Jenkıns, Alıstaır; Trigeminal Neuralgia; maxillofacial surgery
5-Çetinalp, Erdal Prof. Dr; Trigeminal Nevralji; ÇÜTF Nöroşirürji Anabilim Dalı
6-Wang, D.Doris; Ouyang, David; Trends in surgical treatment for trigeminal
neuralgia in the United States of America from 1988 to 2008, Journal of
Clinical Neuroscience 2012.
7-Özcan, İlknur Doç. Dr; Ağrı, Baş-boyun ve orofasiyal ağrılar; Nobel Tıp
Kitabevi
8-Gökay, Figen Prof. Dr; Trigeminal Nevralji ders notları, Ege Üniversitesi Tıp
Fakültesi
9-www.trigeminal-neuralgia.org
24
ÖZGEÇMİŞ
1990
yılında
İzmir’ in
Konak
ilçesinde
doğdum. İlk ve orta öğrenimimi
Gaziemir’de, lise öğrenimini Karabağlar Cumhuriyet
yılında Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesini kazandım.
25
Lisesi’nde tamamladım. 2008