İLİ : AMASYA - Bitlis İl Müftülüğü

İLİ
TARİH
: BİTLİS
: 15/08/2014
( Tahrîm, 8)
‫قال رسول هللا‬
ِ ْ ‫خي ر‬
‫َّوابُو َن‬
َّ ‫ني الت‬
َ ‫اْلَطَّائ‬
َُْ
(1- İbn Mâce, Zühd, 30)
TÖVBE VE İSTİĞFARIN ÖNEMİ
Değerli Müminler,
Yüce Allah, iyilik ve kötülük konusunda
bizleri aydınlatmış, iyiliği emredip kötülükten
nehyetmiş, tercihlerimizde ise bizi serbest
bırakmıştır. Buna karşılık yaptıklarımızdan
sorumlu olacağımızı haber etmiş; iyilikleri
ödülle, kötülükleri ceza ile karşılayacağını
bildirmiştir. Bunun yanında günah işleyen
kullarına, tövbe ve bağışlanma imkânı da
vermiştir. Sevgili peygamberimiz (sav), kulların
günah işleme ve tövbe etmeleriyle ilgili şöyle
buyurmuştur. “Bütün insanlar hata yapar,
hata yapanların en hayırlısı ise tevbe edip
(hatasından dönendir). ” (1)
Değerli Müminler!
Tevbe bütün müminlere emir ve tavsiye
edilen bir durumdur. Çünkü kullar, Allah'ın
kendilerini mükellef kıldığı her hususu, ne kadar
gayret etseler de gereği gibi yerine getiremeyip
hata yapabilirler. Bunun için yüce Rabbimiz: “Ey
müminler hepiniz Allah'a tövbe edin ki
kurtuluşa eresiniz.”(2) buyurmuştur. Sevgili
Peygamberimiz de, kulların tövbe etmesinden
Allah Teâlâ’nın hoşnut olacağını şu şekilde dile
getirmiştir: “Kulunun tövbesinden dolayı Allah
Teâlâ’nın sevinci, sizden birinizin ıssız çölde
devesini kaybedip de bulduğu andaki
sevincinden daha fazladır.” (3)
Muhterem Cemaat!
Tevbenin Allah katında makbul olması
için; içten gelerek, tam bir ihlâsla yapılması
gerekir. Bu da kalp ile pişman olup bu
pişmanlıktan dönmemek, dil ile istiğfar etmek,
fiilen de günahı terk etmekle mümkün olur.
Bunun yanında, kul ve kamu hakkı içeren
konularda tevbenin kabul edilebilmesi için
öncelikle hak sahiplerinin hakkını vermek ya da
onlarla helâlleşmek gerekir. İşte böyle bir tevbe
Kur’an’ da içtenlikle yapılan tevbe olarak ifade
edilmiş ve şöyle buyrulmuştur: “Ey iman
edenler! Allah’a yürekten (nasûh tevbesiyle)
tevbe edin. Umulur ki Rabbiniz sizin
kötülüklerinizi örter. Allah’ın, peygamberi ve
onunla beraber olanları utandırmayacağı
günde, sizi altından ırmaklar akan cennetlere
sokar.” (4)
Kıymetli Müminler!
İnsanları hayata bağlayan unsurların
başında inanç ve ondan kaynaklanan ümit
gelmektedir. İşte tevbe ve beraberinde gelen
bağışlanma duygusu, günaha dalarak ümidini
yitirmiş kişilerin yeniden hayata bağlanması ve
yaşayışında ortaya çıkan çileli durumlara
katlanmasını sağlar. Öyleyse Allah'a iman etmiş
kişiler, bilerek veya bilmeyerek günah
işlediklerinde hemen Allah'a yönelip tevbe
etmelidirler. Çünkü Yüce Allah samimiyetle ve
şartlarına uygun olarak yapılan tevbeleri kabul
edeceğini,
günahları
bırakıp
kendine
yönelenlerden razı olacağını bizlere açık bir
şekilde bildirmiştir. Zira günahkârlar için yüce
Allah'ın rahmet, mağrifet ve kereminden başka
bir sığınak yoktur.
Hutbemi, ayeti kerime mealleri ile
bitiriyorum:“Rabbinizden mağfiret dileyin,
sonra O’na tevbe edin.”(5) “Allah, kullarından
tövbeyi kabul eden, kötülükleri bağışlayan ve
yaptıklarınızı bilendir.”(6)
KAYNAKLAR:
1-İbn Mâce, Zühd, 30; Kürsüden Öğütler s.541
2-Nur, 31
3-Buhâri, Deâvât, 4
4-Tahrîm, 8.
5-Şura, 25
6-Hûd, 3
HAZIRLAYAN : Hacı Ergül BAYDAR
ÜNVANI
: Din Hizmetleri ve Eğitimi Şube Müd.
BİTLİS
Redaksiyon : İL İRŞAT KURULU