Rahmet İzleri isimli seçme hadislerin bulunduğu eser

İMAN
1-Ebû Hureyre (r)’den:
“Her doğan çocuk mutlaka yaratılış (fıtrat) üzere doğar, sonunda
anne-babası onu yahudi veya hıristiyan veya putperest yapar. Nasıl ki
hayvandan kusursuz ve organları tam bir yavru doğarsa hiç bu yavrusunun
burnu ya da kulağı kesik, yaratılışı bozuk doğduğunu görür müsünüz?”
Sonra Ebû Hureyre (r); “Yüzünü Allah’ın insanları yarattığı yaratılış
fıtratına döndürür. Allah’ın yaratmasında asla bir değişiklik bulamazsın. İşte
sağlam din de budur (Rum, 33/30)”ayetini okudu.
Buhari, Cenaiz, 93.
2-Ali (r)’den:
"İman, kalben bilip tasdik etme, dil ile söyleyip ikrar etme, beden
uzuvlarıyla da amel etmektir.”
İbn Mace, Mukaddime, 9.
3-Enes (r)'ten:
"Hiçbiriniz ben kendisine aile efradından, malından ve bütün
insanlardan daha sevgili olmadıkça iman etmiş olmaz.”
Müslim, İman, 69.
4-Abdullah b. Mesûd (r)’dan:
‘İman edip inançlarına zulüm karıştırmamış olanlar, işte onlar güvenlik
içindedir, doğru yolda olanlar da onlardır’ ayeti indiği zaman bu, Allah
Rasûlü (s)'nün sahabelerine ağır geldi ve ‘Ey Allah'ın Rasûlü (s), bizim
hangimiz nefsine zulmetmez’ dediler. Allah Rasûlü (s) de onlara:
"Ayetteki zulüm sizin sandığınız gibi değildir. O ancak Lokman'ın
oğluna söylemiş olduğu, ‘Yavrucuğum! Allah'a ortak koşma. Çünkü şirk
(Allah’a ortak koşmak) elbette büyük bir zulümdür’(Lokman,31/13)
ayetinde geçen şirktir”buyurdu”.
Müslim, İman, 197.
RAHMET İZLERİ
1
yirmi konuda kırk hadis
İMAN
5-Ebû Saîd el-Hudrî (r)’den:
"Kim Rabb olarak Allah’ı, din olarak İslâm’ı, Peygamber olarak
Muhammed (s)’i kabul edip hoşnut oldum derse cennet ona gerekli
(vâcip) olur.”
Müslim, Salât, 13; Ebû Dâvûd, Salât, 36.
6-Ebû Hureyre (r)’den:
"Müslüman, diğer Müslümanların elinden ve dilinden zarar görmediği
kimsedir. Mü'min de, halkın, can ve mallarını kendisine karşı emniyette
bildikleri kimsedir.”
Tirmizî, İman, 12 (2629); Nesâî, İman 8 (8, 104, 105).
7-Süheyb (r)’den:
"Müminin işine şaşarım, çünkü onun işleri tamamen hayırdır. Bu da
ancak mümine özgüdür. Çünkü o, sevindirici bir şeyle karşılaşınca
şükreder, hayır olur. Zararlı ve üzücü bir şeyle karşılaşınca sabreder, bu
da hayır olur."
Müslim, Zühd, 64.
8-Ebû Hureyre (r)'den:
"Zina eden kişi, zina ettiği zaman mümin olduğu halde zina etmez.
İçki içen de içtiği zaman mümin olarak içmez. Hırsız da çaldığı zaman
mümin olduğu halde çalmaz.”
Müslim, İman, 104.
9-Enes (r)’ten:
“Kimde şu üç şey bulunursa imanın tadını almış olur:
- Allah ve Rasûlünü herkesten ve her şeyden daha çok sevmek,
- Bir kimseyi yalnız Allah için sevmek,
-(Allah, bir kişiyi küfürden/inkardan kurtardıktan sonra) yine
küfre/inkara dönmeyi, ateşe atılacakmış gibi kötü görmek.”
Buhârî, İman, 9.
RAHMET İZLERİ
2
yirmi konuda kırk hadis
İMAN
10-Ebû Hureyre (r)'den:
“Muhammed (s)’in canı elinde olan Allah’a yemin ederim ki, yahudi
olsun, hıristiyan olsun, bu ümmetten beni duyup da getirdiğim kitaba iman
etmeden ölen kimse mutlaka cehennemlik olur.”
Müslim, İman, 240.
11-Ebû Hureyre (r)'den:
"Allah'a ve âhiret gününe iman eden, ya hayır söylesin yahut sussun.
Allah'a ve âhiret gününe iman eden komşusuna ikram etsin. Allah'a ve
âhiret gününe iman eden konuğuna ikram eylesin.”
Müslim, İman, 74.
12-Ebû Hureyre (r)’den:
Rasûlullah (s)’a ‘amellerin hangisi daha faziletlidir?’ diye soruldu.
Rasûlullâh (s):
-“Allah’a ve Rasûlüne iman etmektir.”buyurdu.
-‘Ondan sonra hangisi?’diye soruldu.
-“Allah yolunda cihaddır.”buyurdu.
-‘Ondan sonra hangisidir?’ denildi.
-“Kabul edilmiş hacdır.”cevabını verdi.
Buhârî, İman, 18.
13-Ebû Hureyre (r)’den:
“Müminin mümin üzerinde altı hakkı vardır: Hasta olduğunda onu
ziyaret eder, öldüğünde cenazesinde bulunur, davet ettiğinde davetine
icabet eder, karşılaştığında ona selam verir, aksırdığında yerhamukâllah
der, yanında da olsa uzakta da olsa iyiliğini ister.”
Nesâî, Cenâiz, 52.
14-Ebû Hureyre (r)’den:
“Din samimiyettir.”
RAHMET İZLERİ
3
yirmi konuda kırk hadis
İMAN
“Kime karşı ey Allah’ın Rasûlü?”diye soruldu. “Allah’a, kitabına ve
Müslümanların
liderlerine
karşı
samimi
davranmaktır.
Müslüman
müslümanın kardeşidir. Onu yüzüstü bırakmaz ona yalan söylemez ona
zulmetmez her biriniz kardeşinin aynasıdır. Eğer onda bir rahatsızlık
görürse ondan onu gidersin.”
Tirmizî, Birr, 17 (1926).
15-Abdullah b. Mes’ud(r)’dan:
“Mümin kusur bulucu, lanet edici, terbiyesiz, kaba ve hayasız olmaz”
Tirmizî, Birr, 48 (1977).
16-Ebû Saîd (r)’den:
“Sık sık camiye gittiğini gördüğünüz kimsenin imanına şahitlik yapınız.
Çünkü Allahu Teâlâ şöyle buyuruyor: ‘Allah’ın mescitlerini ancak Allah’a
ve âhiret gününe iman edip namaz kılan ve zekat veren kimseler onarır ve
yaşatırlar (Tevbe, 9/18)’ ”
Tirmizî, İman, 8.
17-Ebû Hureyre (r)’den:
“Güçlü mümin Allah’a güçsüz müminden daha sevimli ve daha
hayırlıdır. Aslında her ikisinde de hayır vardır. Sana faydalı olacak şeye
karşı hırslı ol! Allah’tan yardım dile ve acze düşme! Başına bir şey gelince
sakın şöyle deme: Eğer şunu yapsaydım şöyle şöyle olurdu. Fakat şöyle
de: Allah takdir etti ve dilediğini yaptı. Çünkü keşke gibi sözler şeytanın
işidir.”
Müslim, Kader, 34.
18-Câbir (r)’den:
“Şeytan kıbleye dönen (İslâm’a uygun bir şekilde yaşayan) müminlerin
artık kendisine ibadet etmesinden ümidini kesmiştir. Fakat onları birbirine
düşürmekte hala ümitlidir.”
Tirmizî, Birr, 25 (1937).
RAHMET İZLERİ
4
yirmi konuda kırk hadis
İMAN
19-Enes (r)’ten:
“Namazımızı kılan, kıblemize (Kabe’ye) yönelen ve kestiklerimizi
yiyen kişi müslümandır .”
Buhârî, Salât, 28.
20-Abdullah b. Amr (r)’dan:
Bir adam dedi ki: ‘Ey Allah’ın Rasûlü! Ben Kur’ân okuyorum; fakat
kalbimin onu anladığını hissetmiyorum.’ Bunun üzerine Allah Rasûlü (s)
şöyle buyurdu:
“Kalbin iman yuvasıdır. İman ise kişiye Kur’ân’dan önce verilir.”
Müsned, II, 172.
21-Muaz b. Esed(r)’den:
“Kim bir mümini bir münafıktan korursa Allah kıyamet gününde bir
melek gönderir ve onun vücudunu o melek cehennemden korur. Kim bir
müslümana gözden ve itibardan düşmek için bir iftira atarsa kıyamet günü
söylediklerinin (günahından) paklanıncaya kadar cehennem köprülerinden
bir köprüye oturtulur.”
Ebû Dâvûd, Edep, 4 (4863).
22-Ebû Hureyre (r)’den:
“Mümin rüzgarın sürekli sağa sola eğdiği bir bitkiye benzer. Mümin
devamlı belalarla baş başadır. Münafık ise çam ağacı gibidir. Kesilip
kaldırılıncaya kadar hiç devinmez.”
Tirmizî, Emsal, 4(2870); Müslim,Sıfatü’l-Münâfıkîn, 58 .
23-Ebû Hureyre (r)'den:
"İnsanlar birbirine bir takım sorular yöneltmeye devam edecekler,
hatta işte (sonunda) şunu da söyleyecekler: Mahlûkatı Allah yarattı, fakat
Allah'ı kim yaratmıştır? Her kim bu türden batıl bir şeyi kendisinde
hissederse o hemen: Ben Allah'a iman ettim, desin.”
Müslim, İman,212.
RAHMET İZLERİ
5
yirmi konuda kırk hadis
İMAN
24-Ebû Hureyre (r)’den:
“İmanınızı yenileyin.”Denildi ki: ‘Ey Allah’ın Rasûlü! İmanımızı nasıl
yenileyelim?’ Rasûlullâh (s):“Lâ ilâhe illallah’ı çok söyleyiniz”buyurdu.
Müsned, II, 359.
25-Enes b. Mâlik (r)’ten:
“Çevresine güven vermeyen kimsenin imanı yoktur. Sözünde
durmayanın da dîni yoktur.”
Müsned, III, 135.
26-Ömer b. Hattâb (r) anlatıyor:
Bir gün biz Allah Rasûlü (s)’nün yanında otururken, bembeyaz elbiseli,
simsiyah saçlı, üzerinde yolculuk eseri görülmeyen, içimizden hiç kimsenin
tanımadığı bir adam çıkageldi. Peygamber (s)’in yanında, dizini dizlerine
dayayarak oturup avuçlarını dizinin üzerine koydu ve sordu:
-“Ey Muhammed! Bana İslâm hakkında bilgi ver!”Şöyle buyurdu:
-“İslâm; Allah’tan başka hiçbir ilâh bulunmadığına, Muhammed (s)’in
O’nun elçisi olduğuna şehâdet etmen, namaz kılman, zekat vermen,
Ramazan orucunu tutman, yola gücün yettiği taktirde Beyt’i (şerîfi) tavaf
etmendir.”
-“Doğru söyledin!”dedi. Hayret ettik.; adam hem soruyor hem de
tasdîk ediyordu. Yine sordu:
-“İmanın ne olduğunu bana bildir!”Şöyle buyurdu:
-“İman; Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret
gününe inanman, kadere iyisiyle kötüsüyle iman etmendir.”
-“Doğru söyledin!”dedi ve sordu:
-“Bana ihsânın ne olduğunu bildirir misin?”Rasûlullâh (s) cevap verdi:
-“İhsân: Allah’a sanki görüyormuşsun gibi îbâdet etmendir. Çünkü;
sen Onun görmesen de O seni muhakkak görür.”
RAHMET İZLERİ
6
yirmi konuda kırk hadis
İMAN
“Bana kıyametin ne zaman kopacağını bildirir misin?”diye sorunca,
şöyle buyurdu:
- Sorulan kişi (bu konuda) sorandan daha bilgili değildir.”
- Öyleyse alâmetlerinden bana haber ver!”deyince, şöyle buyurdu:
- Câriyenin kendi sâhibesini doğurması ile yalınayak ve çıplak koyun
çobanlarının uzun uzun binalar yaptıklarını görmendir.”Sonra (adam)
çekip gitti. Biraz bekledim, sonra Rasûlullâh (s) buyurdu ki:
“Ey Ömer, o soru soran kimdir, bilir misin?”
“Allah ve Rasûlü en iyi bilir”dedim. Şöyle buyurdu:
“O Cibril’dir. Dininizi öğretmek için size gelmiştir.”
Müslim, İman, 1.
27-Ebû Musa (r)’dan:
“Mü’minin mü’mine karşı durumu tuğlaları birbirine kenetlenmiş bir
bina gibidir.”Sonra Peygamberimiz (s) parmaklarını birbirine kenetledi.
Buhârî, Mezâlim, 5.
28-Enes (r)’ten:
“İmanın alâmeti, Ensâr’ı/Allah’ın dinine yardım edeni sevmek;
münafıklığın alâmeti de Ensâr’dan nefret etmektir.”
Buhârî, İman, 10.
29-Ebû Hureyre (r)’den:
“Güneş battığı yerden doğmadıkça kıyamet kopmayacaktır. Güneş
batı tarafından doğduğu zaman toptan bütün insanlar iman edecekler.
Fakat işte o gün, ‘önceden iman etmemiş ve imanıyla bir iyilik kazanmamış
olan hiçbir kimseye (o günkü) imanı fayda vermeyecektir(En’am,6/158).”
Müslim, İman, 248.
30-İbnu Amr ibni’l As (r)’dan:
“Dört haslet vardır; Kimde bu hasletler bulunursa o kimse halis
münafıktır. Kimde de bunlardan biri bulunursa, onu bırakıncaya kadar
kendinde nifaktan bir haslet var demektir: Emanet edilince hıyanet eder,
RAHMET İZLERİ
7
yirmi konuda kırk hadis
İMAN
konuşunca yalan söyler, söz verince sözünde durmaz, düşmanlıkta haddi
aşar.”
Müslim, İman, 106.
31-Abdullah b. Mes’ud(r)’dan:
“Müslümana sövmek fasıklık/büyük günahtır; onu öldürmek için
dövüşmek ise küfürdür / dinden çıkmaktır.”
Müslim, İman, 116.
32-Ebû Hureyre (r)’den:
“Kişinin mâlâyânîyi / dînine ve dünyasına faydası olmayan şeyleri terk
etmesi İslâm’ın kişiye kazandırdığı güzelliklerdendir.”
Tirmizî, Zühd, 11.
33-Ebû Saîd el-Hudrî (r)’den:
"Sizden kim bir kötülük görürse (seyirci kalmayıp) onu eliyle
düzeltsin. Buna gücü yetmezse diliyle düzeltsin. Buna da gücü yetmezse
kalbiyle buğzetsin. Bu da, imanın en zayıf derecesidir.”
Müslim, İman, 78.
34-Süfyan İbnu Abdillah es-Sakafî (r)’den:
"Ey Allah'ın Rasûlü, bana İslâm hakkında öyle bir bilgi ver ki, bana
yetsin
ve
sizden
başka
kimseye
İslâm'dan
sormaya
ihtiyaç
hissetmeyeyim”dedim. Şu cevabı verdi:
"Allah'a inandım de, sonra bu doğrultuda hareket et!”buyurdu.
Müslim, İman 62.
35-Enes (r)’ten:
“Lâ ilâhe illallah deyip de kalbinde bir arpa ağırlığınca hayır (yani,
iman) bulunan kimse cehennemden çıkacaktır. Lâ ilâhe illallah deyip de
kalbinde bir buğday ağırlığınca hayır bulunan kimse cehennemden
çıkacaktır. Lâ ilâhe illallah deyip de kalbinde bir zerre ağırlığınca hayır
bulunan kimse cehennemden çıkacaktır.
Buhârî, İman, 33.
RAHMET İZLERİ
8
yirmi konuda kırk hadis
İMAN
36-Enes (r)’ten:
"Biriniz, kendisi için sevdiği bir şeyi, kardeşi için de sevmedikçe, iman
etmiş olmaz.”
Tirmizi, İlim, 5(2653).
37-Ebû Ümâme (r)’den:
"Allah için seven, Allah için nefret eden, Allah için veren, Allah için
tutumlu olan, imanını tamamlamıştır.”
Ebû Dâvûd, Sünnet, 16 (4681).
38-Ebû Hureyre (r)’den:
“İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de
iman etmiş olmazsınız. Yaptığınız zaman birbirinizi seveceğiniz bir şeyi
size bildireyim mi? Aranızda selâmı yayınız.”buyurdu .
Müslim, İman, 93.
39-Ebû Hureyre (r)’den:
"İman, yetmiş küsur -bir rivayette de altmış küsur- bölümdür. Hayâ
imandan bir bölümdür.”
Buhârî, İman 3; Müslim, İman, 57-38.
40-Ebû Saîd el-Hudrî (r)’den:
"Sadece mü’minle dost ol! Yemeğini de ancak, Allah’tan korkan,
takvalı kimse yesin.”
Tirmizî, Zühd, 55 (2395).
RAHMET İZLERİ
9
yirmi konuda kırk hadis
TEMİZLİK
1-Ebû Mâlik el-Eş’arî (r)’den:
“Temizlik,
imanın
yarısıdır.
“Elhamdülillâh”mizanı
doldurur.
“Sübhânallahi velhamdülillâh”göklerle yer arasını doldurur. Namaz
nurdur. Sadaka (kişinin Müslümanlığına) delildir. Sabır aydınlıktır. Kur’ân
da senin için lehine ya da aleyhine delildir. Bütün insanlar sabahleyin
çıkarlar. Kimisi, nefsini satar. Bunlardan bir kısmı kendini ateşten kurtarır,
bir kısmı da helâk eder.”
Müslim, Tahâret, 1.
2-Ebû Hureyre (r)’den:
“Muhakkak ki, ümmetim kıyamet gününde, çokça abdest almaları
sebebiyle, yüzleri parlak, el ve ayakları bembeyaz olarak çağrılacaklardır.
Bu parlaklığı çoğaltmaya gücü yeten kimse bunu yapsın.”
Buhârî, Vudû’, 3; Müslim, Tahâret, 34-35.
3-Ebû Hureyre (r)’den:
“Size Allah’ın günahları ne ile yok ettiğini ve dereceleri ne ile
yükselttiğini söyleyeyim mi?
Ashâb: “Evet, Yâ Rasûlallah”dediler.
“Zorluklara rağmen abdesti yerli yerince almak, sık sık mescidlere
gitmek, bir namazdan sonra diğer namazı beklemektir. İşte sizin (Allah’a)
bağlılığınız budur. (Son cümle Peygamberimiz (s) tarafından iki defa
söylendi.)
Müslim, Tahâret, 41.
4-Ebû Hureyre (r)’den:
“Eğer ümmetime zorluk vermeyeceğini bilseydim, her namaz için
misvak kullanmalarını emrederdim.”
Müslim, Tahâret, 42.
5-İbn Abbas (r)’tan:
Rasûlullâh (s) iki mezarın yanından geçerken şöyle buyurdu:
RAHMET İZLERİ
10
yirmi konuda kırk hadis
TEMİZLİK
“Şüphesiz, bunlara azab ediliyor. Kendilerine zor gelen bir şeyden
dolayı değil. Evet, azâb çekmelerine sebep olan şey, çok zor değil (ama
önemlidir). Bunlardan birisi koğuculuk yapardı / laf taşırdı. Diğeri, küçük
abdest bozarken örtünmezdi.”
Buhârî, Vüdû’, 57; Müslim, Tahâret, 111.
6-Ali (r)’den:
“Biriniz helâya girdiğinde cinlerin gözleri ile Âdemoğullarının avretleri
arasındaki perde, kişinin, “bismillâh!/Allah’ın adıyla!” demesidir.”
Tirmizî, Salât, 426 (606).
7-Übey b. Ka’b (r)’dan:
“Abdestin bir şeytanı vardır ki, ona Velehân denilir. Abdest alırken
onun verdiği vesveseden sakının.”
Tirmizî, Tahâret, 43 (57).
8-Ebû Hureyre (r)'den:
"Abdesti olmayanın namazı olmaz. Üzerine Allah’ın adını anmayanın
abdesti de abdest değildir.”
Ebû Dâvûd, Tahâret, 48 (101); Tirmizî, Tahâret, 20.
9-Ammâr b. Yâsir (r)’den:
“Üç kişiye melekler yaklaşmazlar: Kâfirin leşine, kadınlara has haluk
denilen renkli kokuyu süren erkeklere ve gusül abdesti almayıp cünüp
bekleyenlere.”
Ebû Dâvûd, Teraccül, 8.
10-Abdullah b. Amr (r)’dan:
“Peygamber (s), abdest almakta olan Sâd (r)’ın yanına uğradı ve
“nedir, bu israf?”dedi.
‘Abdestte israf mı olurmuş Ey Allah’ın Rasûlü (s) deyince, Rasûlullâh
(s) şöyle buyurdu:
“Evet, akarsuyun yanında olsan bile.”
İbn Mâce, Tahâret, 48 (425).
RAHMET İZLERİ
11
yirmi konuda kırk hadis
TEMİZLİK
11-Âişe (r)’den:
“Peygamber (s) cünüb iken yemek veya uyumak istediği zaman
abdest alırdı.”
Buhârî, Gusül, 27.
12-Halid bin Ma'dan(r)’dan:
"Peygamber (s) bir adamı namaz kılarken gördü: Ayağının üstünde az
bir yeri kuru görünce, hem abdesti hem de namazı tekrarlamasını
emretti.”
Ebû Dâvûd, Taharet, 173.
13-Abdullah b. Mes’ûd (r)’dan:
Peygamberimize, ‘ümmetinden olup görmediğin insanları nasıl
tanıyacaksın?’ diye sordular. Rasûlullâh (s):
“Almış oldukları abdestten dolayı yüzleri ve abdest âzâları nur gibi
parlar.” buyurdu.
İbn Mâce, Tahâret, 6; Müsned, I, 403, 452, 453.
14-Ebû Hureyre (r)'den:
"Müslüman veya mü'min kul, abdest alıp da yüzünü yıkadığı zaman,
gözüyle bakarak işlemiş olduğu her günah, su ile beraber yüzünden akıp
gider ya da, suyun en son damlasıyla akıp gider. Ellerini yıkadığı zaman,
elleriyle tutarak işlediği bütün günahlar su ile veya suyun en son damlasıyla
akıp gider. Ayaklarını yıkadığı zaman, ayakları ile yürümek suretiyle işlemiş
olduğu her türlü hata, su ile veya suyun en son damlasıyla birlikte akıp
gider. Böylece, ( abdestin sonunda ) günahlardan tertemiz arınır.”
Müslim, Tahâret, 32.
15-Umran b. Eban (r)’dan:
Ben Osman b. Affan (r)’ın abdest aldığını gördüm. Önce ellerine üç
defa su döküp yıkadı. Sonra ağzına su alıp ağzını çalkaladı. Ardından
burnuna su verip, burnunu temizledi. Sonra, üç defa yüzünü yıkayıp, sağ
ve sol kollarını dirseğiyle beraber üç defa yıkadı. Başını meshettikten
RAHMET İZLERİ
12
yirmi konuda kırk hadis
TEMİZLİK
sonra sağ ve sol ayaklarını yıkayıp şöyle dedi. ‘Ben Rasûlullâh (s)’ın aynen
böyle abdest alıp şöyle dediğini duydum: “Kim benim abdest aldığım gibi
abdest alır da gönlünden hiçbir şey geçirmeyerek iki rek’at namaz kılarsa,
Allah onun geçmiş günahlarını affeder.”’
Müslim, Tahâret, 3.
16-Berâ b. Âzib (r)’den:
“Yatağına yatacağın zaman namaz için aldığın gibi abdest alıp sağ
tarafın üzerine yat! ve ‘Allah’ım! Kendimi sana teslim ettim. İşimi sana
bıraktım. Sırtımı sana dayadım. Çünkü ümidim ancak sendendir. Senden
sana sığınırım. Senden kaçış ancak sanadır. Allah’ım! İndirdiğin kitabına ve
gönderdiğin peygamberine iman ettim.’ de! Şayet, o gece ölürsen fıtrat
üzere ölürsün, yatarken son söyleyeceklerin bunlar olsun.”
Buhârî, Vüdû’, 30.
17-Kays b. Âsım (r)’dan:
Peygamber (s)’e Müslüman olmak için geldim. Bana su ve sabunla
yıkanmamı emretti.
Müsned, V, 61.
18-Muaz (r)’dan:
"Abdest bozmakta lanetlenmeye sebep olan üç yerden kaçının: Su
yolları, yol ortası ve gölgelikler.”
Ebû Dâvûd, Taharet, 14.
19-Abdullah bin Zeyd (r)'den:
Bir adam namaz da abdestini bozan bir şey hissettiğini, Allah Rasûlü
(s)’ne şikayet etti. O da ona, bir ses duymadıkça, ya da bir koku
hissetmedikçe namazdan ayrılmamasını söyledi.”
Buhârî, Vüdû’, 4; Müslim, Hayz, 98, 99.
RAHMET İZLERİ
13
yirmi konuda kırk hadis
TEMİZLİK
20-Sevbân (r)’dan:
“Doğru ve dürüst olun! Zira her şeyi tek tek elbette yapamazsınız. En
hayırlı amelinizin namaz olduğunu bilin. Yalnızca mü’min kişi abdestli
durur.”
İbn Mâce, Taharet, 4 (278).
21-Şeddâd b. Evs (r)’ten:
“Akıllı kişi kendini hesaba çekip ölümden sonrası için çalışandır. Âciz
kimse ise, kendini hevâ ve heveslerine uydurup Allah’tan kurtuluş
bekleyendir.”
Tirmizî, Sıfatü’l-Kıyâme, 25 (2459).
22-Ömer (r)’den:
Ayakta küçük abdest bozarken, Allah Rasûlü (s) beni gördü ve şöyle
dedi: “Ayakta idrarını yapma!”Bundan sonra bir daha küçük abdestimi
bozmadım.
Tirmizî, Tahâret, 8 (12).
23-İbn Abbâs (r)’tan:
“Sağlık ve boş vakit; insanların pek çoğunun aldandıkları iki büyük
nimettir.”
Buhârî, Rikâk, 1.
24-Ebû Hureyre (r)’den:
“Başınıza şu yedi şey gelmeden, güzel işleri yapmada acele ediniz:
Kişinin aklını başından alan fakirlik, azdıran zenginlik, insanın dengesini
bozan hastalık, bunaklık getiren yaşlılık, âni gelen ölüm, beklenenlerin en
şerlisi deccâl ve hepsinden daha acı ve kötü olan kıyamet.”
Tirmizî, Zühd, 3 (2306).
25-Âişe (r )'den:
"Peygamber (s), cünüplükten temizlenmeye başladığında önce ellerini
yıkardı, sonra sağ eliyle sol eline su koyar avret yerini yıkardı, sonra namaz
abdesti gibi abdest alırdı. Sonra suyu alıp parmaklarını iyice saçlarının
dibine sokarak yıkardı. İyice yıkadığına kanaat getirdiğinde, başına üç kere
RAHMET İZLERİ
14
yirmi konuda kırk hadis
TEMİZLİK
su dökerdi. Sonra bedeninin diğer kısımlarına da su dökerdi. Daha sonra
ayaklarını yıkardı.”
Müslim, Hayz, 35.
26-Abdullah b. Ömer (r)’den:
“Sen dünyada bir yabancı yahut yolcu gibi ol!”
Buhârî, Rikâk, 3.
27-İbn Abbas (r)'tan:
Bir adam, Peygamber (s) zamanında yaralanmıştı. Sonra da ihtilam
oldu. Bundan dolayı gusül yapması söylendi, (o da yaptı) ve öldü. Bu,
peygamber (s)’e ulaştığında Peygamberimiz (s) şöyle buyurdu: “Onu
öldürdüler. Allah da onları katletsin! Cehaletin çaresi sormak değil mi?”
Daha sonra, Peygamber (s)’e (nasıl yapmalıydı diye) soruldu, o da
şöyle buyurdu: “Keşke vücudunu yıkasaydı ve başının yaralanan yerini
(mesh edip ) kuru bıraksaydı.”
Ebû Dâvûd, Taharet, 125; İbn Mâce, Taharet, 93.
28-Ebû Hureyre (r)’den:
“Ağzın tadını kaçıran ölümü çokça anınız.”
Tirmizî, Zühd, 4 (2207).
29-Ebû Saîd (r)’den:
“Ergenlik çağına ulaşan herkese Cuma günü gusletmesi, imkân
bulursa misvak kullanması ve güzel koku sürünmesi gerekir.”
Müslim, Cuma, 7; Ebû Dâvûd, Taharet, 127 (344).
30-Ebû Hureyre (r)’den:
Yüce Allah şöyle buyurur: “Mü’min bir kulumun dünyadaki ailesinden
en sevdiği birisini elinden aldığımda, sonra, o da benden bunun ecrini
istediğinde, benim katımda o kulumun mükâfatı ancak cennettir.”
Buhari, Rikak, 6.
RAHMET İZLERİ
15
yirmi konuda kırk hadis
TEMİZLİK
31-Ebû Hureyre (r)’den: Rasûlullâh (s):
“Şu birkaç kelimeyi benden alarak kim onlarla amel eder veya onları
amel edecek birine öğretir? diye sorunca; ben: ‘ ben Yâ Rasûlallah (s)’
dedim. Bunun üzerine elimi tuttu ve beşe kadar sayarak şöyle buyurdu:
“Haram şeylerden sakın ki; insanların Allah’a en çok ibâdet edeni
olasın. Allah’ın sana ayırdığına razı ol ki; insanların en zengini olasın.
Komşuna iyilik et ki; mü’min olasın. Kendin için istediğini insanlar için de
iste ki; Müslüman olasın. Çok gülme! Çünkü çok gülmek, kalbi öldürür.”
Tirmizî, Zühd, 2.
32- Ebû’d-Derdâ (r)’dan:
“Sevdiğin şey seni (başka şeylere karşı) kör ve sağır eder.”
Ebû Dâvûd, Edep, 125 (5130).
33- Ebû Hureyre (r)’den:
“Zenginlik
malın
çokluğu
değildir.
Gerçek
zenginlik;
gönül
zenginliğidir.”
Buhârî, Rikâk, 15.
34-Âişe (r)’den:
"On şey fıtrattandır/yaratılışın gereğidir: Bıyığı kısaltmak, sakalı
uzatmak, misvak kullanmak, burnu temizlemek, tırnakları kesmek,
parmak aralarını yıkamak, koltuk altını tıraş etmek, etek tıraşı olmak,
tuvalet ihtiyacından sonra temizlenmek ve ağza dolu dolu su vererek ağzı
temizlemek”
Müslim, Tahâret, 56; Ebû Dâvûd, Tahâret, 29.
35-Ebû Hureyre (r)’den:
“Dünya mü’minin zindanı, kâfirin ise, cennetidir.”
Tirmizî, Zühd, 16.
36-Sehl b. Sa’d (r)’dan:
“Eğer dünyanın, Allah yanında bir sinek kadar değeri olsaydı; kâfire
ondan bir yudum su bile vermezdi.”
Tirmizî, Zühd, 13.
RAHMET İZLERİ
16
yirmi konuda kırk hadis
TEMİZLİK
37- Ka’b b. Iyad (r)’dan:
“Her ümmetin bir fitnesi vardır. Benim ümmetimin fitnesi ise
malıdır.”
Tirmizî, Zühd, 26.
38- Ümmü Habîbe (r)’den:
“İyiliği emredip kötülükten alıkoyması ve Allah’ı zikretmesi dışında
Âdemoğlunun her konuştuğu aleyhinedir.”
Tirmizî, Zühd, 62 (2412).
39-Ebû Hureyre (r)’den:
“Sizden her biriniz (mal, yaratılış ve evlat bakımından) kendinden
daha aşağı olan kimselere baksın. Daha üstün olanlara bakmasın. Bu,
Allah’ın size olan nimetlerini küçümsememeye daha yakındır.”
Müslim, Zühd, 9; İbn Mâce, Zühd, 9.
40-Ebû Hureyre (r)’den:
“Şüphesiz Allah, sizin şeklinize ve mallarınıza bakmaz. Ancak,
amellerinize ve kalplerinize bakar.”
İbn Mâce, Zühd, 9.
RAHMET İZLERİ
17
yirmi konuda kırk hadis
İLİM
1-Ebû Hureyre (r)’den:
“İki özellik vardır ki; bunlar münafıkta bir araya gelmez:
- Ahlak güzelliği,
- Dini anlama kabiliyeti.
Tirmizî, İlim, 19 (2684).
2-Enes bin Malik (r)’ten:
“İlmi talep etmek, her müslümana farzdır.”
İbn Mâce, Mukaddime, 17 (224).
3-Sahbere (r)’den:
“Her kim ilim tahsil ederse, geçmişteki günahlarına keffâret olur.”
Tirmizî, İlim, 2 (2786).
4-Ebû Hureyre (r)’den:
“Hayırlı bir şeyi öğrenmek veya öğretmekten başka hiçbir maksadı
olmayarak benim mescidime gelen kimse, Allah yolunda savaşan mücahid
gibidir. Bundan başka bir niyetle gelen kimse de başkasına ait eşyaya
bakarak gönül eğlendiren kimse gibidir.”
İbn Mâce, Mukaddime, 17 (227).
5-Ebû Ümâme (r)’den:
Rasûlullâh (s)’a biri âbid/ilimsiz ibadet eden diğeri âlim iki kişiden
bahsedildi ve bunun üzerine Rasûlullâh (s):
“Âlimin abide üstünlüğü, benim, sizden (ilim ve ibadet yönüyle) en
basitinize olan üstünlüğüm gibidir”buyurdu. Sonra Rasûlullâh (s) şöyle
buyurdular: “Allah, melekleri, göklerin ve yerin halkı, hatta yuvalarındaki
karıncalar ve hatta balıklar, insanlara hayır (faydalı şey) öğreten kişiye dua
ederler.”
Tirmizî, İlim, 19 (2825).
6-İbni Abbas (r)’tan:
“Şeytanın bir fakihi / dinde derin anlayış sahibini aldatması, bin abidi
aldatmasından daha zordur.”
İbn Mâce, Mukaddime, 17(222).
RAHMET İZLERİ
18
yirmi konuda kırk hadis
İLİM
7-Kays bin Kesir (r)’den:
Ben Dımışk (Şam)’ın camiinde Ebû’d-Derda
(r)’nın yanında
oturuyordum. Bu esnada bir adam onun yanına gelerek:
“Ey Ebu’d-Derda! Peygamber (s)’den rivayet ettiğini haber aldığım bir
hadisi senden dinlemek için ben Rasûlullâh (s)’ın şehri olan Medine’den
sana geldim”dedi. Ebû’d-Derda (r) ona: “Senin Şam’a gelişin ticaret için
değil mi?”diye sordu. Adam: “Hayır!”diye cevap verdi.
Ebû’d-Derda ona: “Senin gelişin bu hadisten başka hiçbir iş için de
değil mi?”diye sordu. Adam: “Hayır! (Hadisi dinlemekten başka bir iş için
değil)”dedi. Ebû’d-Derdâ (r): Ben Rasûlullah (s)’ın şöyle dediğini işittim:
"Kim ilim elde etmek için bir yola girerse Allah onun için cennete
giden yolu kolaylaştırır ve şüphesiz melekler ilim öğrencisinden hoşnut
oldukları için kanatlarını indirirler. Şüphesiz göktekiler ve yerdekiler, hatta
sudaki balıklar bile ilim talibi için istiğfar ederler. Gerçekte âlimin âbidden
üstünlüğü ayın diğer yıldızlardan üstünlüğü gibidir. Muhakkak âlimler
peygamberlerin mirasçılarıdır. Şüphesiz peygamberler ne altın ne de
gümüşü miras bırakırlar. Peygamberler miras olarak ancak ilim bırakırlar.
Bundan dolayı kim, peygamberlerin mirası olan ilmi elde ederse tam bir
hisse almış olur.”
Ebû Dâvûd, İlm, 1 (3641); İbn Mâce, Mukaddime, 17 (223).
8-Enes bin Malik (r)’ten:
“Her kim ilim tahsili için yola çıkarsa, o, dönünceye kadar Allah
yolundadır.”
Tirmizî, İlim, 2 (2785); İbn Mâce, Mukaddime, 17 (227).
9-Ebû Hureyre (r)’den:
“Hikmetli söz mü'minin yitiğidir/kaybettiği malıdır. Onu nerede
bulursa, onu hemen almaya (herkesten) daha layıktır.”
Tirmizî, İlim, 19 (2827).
10-Abdullah bin Mesud (r)’dan:
RAHMET İZLERİ
19
yirmi konuda kırk hadis
İLİM
“Ancak iki konuda imrenme vardır: Allah’ın kendisine mal verip de bu
malı hak yolda harcattığı kimse ile Allah’ın kendisine ilim (hikmet) verip de
bu ilimle (hikmetle) hüküm veren ve bu ilmi (hikmeti) öğreten kimseye.”
Buhârî, İlim, 15.
11-Ebû Vakıd el-Leysi (r)’den:
Rasûlullâh (s) etrafındaki insanlarla birlikte mescitte otururken üç kişi
çıkageldi. İkisi, Rasûlullâh (s)’a yöneldi, diğer birisi de başka yere gitti. Bu
ikisi Rasûlullâh (s)’ın karşısına durdular, bu sırada birisi mescitteki halkada
bir boşluk bulup aralarına oturdu diğeri de arkalarına oturdu. Bu gelen üç
kişiden üçüncüsü çekip gitti. Rasûlullâh (s) konuşmasını bitirdiğinde:
“Bu üç kişinin durumunu size bildireyim mi? Birincisi Allah’a sığındı,
Allah da onu barındırdı. İkincisi (cemaate sıkıntı vermekten) çekindi. Allah
da (onu boş çevirmekten) çekindi. Üçüncüsü ise bırakıp gitti Allah da onu
bıraktı.”buyurdu.
Buhârî, İlim, 8.
12-Muaviye bin Ebi Süfyan (r)’dan:
“Allah kime iyilik dilerse onu dinde derin anlayışlı (fakih) kılar.”
Buhârî, Farzu'l-Humus, 7, İlim 13; Müslim, İmaret, 98.
13-Ebû Musa (r)’den:
“Allah’ın beni Peygamberi olarak gönderdiği ilim ve hidayet yolu,
toprağa inen bol yağmur gibidir. İndiği toprağın bir kısmı suyu emerek bol
bol ot ve çayır bitiren verimli bir topraktır. Bir kısmı da suyu içerisine
çekmeyip dışarıda tutar. Allah bu sudan insanları faydalandırır. İnsanlar
suyu içerler, hayvanlarını sularlar, ekin ekerler. Diğer bir kısmı da ne suyu
tutar, ne de ot bitirir. İşte Allah’ın dinini iyi öğrenen (fıkheden), Allah’ın
beni peygamber olarak gönderdiği şeyleri öğrenip öğreterek faydalı olan
kimseyle, gönderildiğim Allah’ın yolunu kabul etmeyip başını bile
kaldırmayan kimsenin durumu da buna benzer.”
Buhârî, İlim, 21.
RAHMET İZLERİ
20
yirmi konuda kırk hadis
İLİM
14-Abdullah b. Abdurrahman (r)’dan:
“Sadece dünya(lık şeyler) isteyerek bu ilmin peşine düşen (öğrenen)
kimselere kıyamet gününde Allah cennet kokusunu yasaklar”
Dârimî, İlim, 27 (263).
15-Huzeyfe (r)’den :
“Alimlere karşı böbürlenerek öğünmek, cahillerle tartışmak veya
halkın ilgisini kendinize çevirmek için, ilim öğrenmeyiniz. Kim böyle
yaparsa o kimse ateştedir.”
İbn Mâce, Mukaddime,23 (259).
16-İbnu Amr İbni'l-As (r) anlatıyor:
Ben Rasûlullah (s)’dan işittiğim her şeyi yazıyordum. Kureyş bu işten
beni men etti. Dediler ki: “Sen her (işittiğin) şeyi yazıyorsun, halbuki
Rasûlullah (s) bir insandır, memnun ve öfkeli halde de konuşur.”Bunun
üzerine yazmaktan vazgeçtim. Sonra durumu Rasûlullah (s)’a anlattım.
Parmağı ile ağzına işaret ederek: “Yaz! Nefsimi elinde tutana yemin olsun,
oradan haktan / doğrudan başka bir şey çıkmaz!” buyurdu.
Ebû Dâvûd, İlim, 3 ( 3646).
17-Ebû Saîd el-Hudrî (r)’den:
“Mü’min
cennete
girinceye
kadar
duyduğu
hiçbir
hayra
doymaz/duyarsız kalmaz.”
Tirmizî, İlim, 19 (2686).
18-Yezid bin Seleme el-Cûfi (r)’den:
Rasûlullâh (s)’a, “Ey Allah'ın Rasûlü! Ben senden pek çok hadis işittim.
Ancak
bunlardan,
sonradan
işittiklerimin,
önceden
işittiklerimi
unutturacağından korkuyorum. Bana (hepsinin yerini tutacak) kapsayıcı bir
kelime söyle!”dedim. Rasûlullâh (s): “Bildiğin hususlarda Allah'ın emirlerine
muhalefet etmekten sakın (muttâkî ol)!”buyurdular.
Tirmizî, İlim, 19 (2823).
RAHMET İZLERİ
21
yirmi konuda kırk hadis
İLİM
19-Ebû Hureyre (r)’den:
Ensardan bir adam Rasûlullâh (s)’ın meclisinde oturur, Peygamber
(s)’den hadis dinler, hoşuna gider, fakat ezberleyemezdi. Rasûlullâh (s)’a
bu durumdan yakındı ve dedi ki: “Ey Allah'ın Rasûlü! Ben senden hadis
işitiyorum, çok hoşuma gidiyor, ancak hafızamda tutamıyorum.”Bunun
üzerine Rasûlullâh (s): “Sağ elinden yardım iste!”dedi ve eliyle yazma
işareti yaptı.
Tirmizî, İlim, 12 (2803).
20-Sehl bin Sa’d (r)’dan:
Rasûlullâh (s), Ali (r)’ye şöyle dedi:
“Allah’a yemin ederim ki Allah’ın senin aracılığınla bir tek kişiyi
hidayete eriştirmesi, senin en kıymetli dünya malı olan kırmızı develere
sahip olmandan daha hayırlıdır.”
Buhârî, Fezailu’l-Ashab, 9; Müslim, Fezailu’s-Sahabe, 34.
21-Muaz b. Enes (r)’ten:
“Kim birine bir ilim öğretirse, onunla amel edenin ecrini/sevabını,
yapanın ecrinden hiçbir şey eksiltilmeksizin alır.”
İbn Mâce, Mukaddime, 20 (240).
22-Enes (r)’ten:
“Yeryüzündeki âlim(ler) gökteki yıldızlara benzer. Kara ve denizin
karanlıklarında o yıldızların ışığında yürünür. Yıldızların ışığı gittiğinde
yoldakiler şaşırıp kalırlar.”
Müsned, III, 157.
23-Ebû Hureyre (r)’den:
“İnsanoğlu öldüğü zaman bütün amellerinin sevabı sona erer. Yalnız
şu üç şey bunun dışındadır: Sadakayı cariye (faydası devam eden sadaka),
kendisinden faydalanılan ilim, kendisine dua eden hayırlı bir evlat.”
Müslim, Kitabu’l-Vasiyyet, 14; Müsned, II, 372.
RAHMET İZLERİ
22
yirmi konuda kırk hadis
İLİM
24-Ebu Hureyre(r)’den:
Allah’ı anmak, Allah’ın beğendiği amel, âlim ve ilim öğrenen dışında,
dünya ve içindekiler, Allah katında değersizdir.”
Tirmizî, Zühd, 14 (2322).
25-Osman (r)’dan:
“Kıyamet gününde üç sınıf insan şefaat eder:
—Peygamberler,
—Âlimler,
—Şehidler.”
İbn Mâce, Zühd, 37.
26-Ebû Hureyre (r)’den:
“Sadakanın en faziletlisi, Müslüman kişinin bir ilmi öğrenmesi, sonra
da o ilmi, Müslüman kardeşine öğretmesidir.
İbn Mâce, Mukaddime, 21 (243).
27-Enes (r)’den:
“Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız, müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz.”
Buhârî, İlim, 11.
28-İbn-i Mesud (r)’dan:
“Hz.Peygamber (s) sıkılıp usanmamızı istemediğinden, vaaz ve öğüt
verirken, bize uygun olan zamanı kollardı.”
Buhârî, İlim, 11.
29-Enes (r)’ten:
Hz. Peygamber (s) bir şey söylediğinde anlaşılana kadar üç defa
tekrar ederdi. Bir topluluğa gelip selam verdiğinde de (duyulana kadar) üç
defa selam verirdi.
Buhârî, İlim, 36.
30-Ebû Hureyre (r)’den:
“Kendisinden faydalanılmayan ilim, kendisinden Allah yolunda
harcama yapılmayan hazineye benzer.”
Dârimî, Mukaddime, 46 (562); Müsned, II, 499.
RAHMET İZLERİ
23
yirmi konuda kırk hadis
İLİM
31-Abdullah bin Mes’ud (r)’dan:
“Allah bizden herhangi bir şeyi işiten ve işittiği gibi de tebliğ eden
adam(ın yüzünü) aydınlatsın! Çünkü tebliğ edilen kişi, (benden) işite(rek
tebliğ ede)nden daha kavrayışlı olabilir.”
Tirmizî, İlim, 7 (2657).
32-Ebû Hureyre (r)’den:
“İlim öğrenip, öğreten ve Kur’ân okuyan kimse, kıyamet gününde
getirilir. Allah, dünyada vermiş olduğu nimetleri o kişiye hatırlatarak ona:
‘Bu nimetlerim karşılığında ne ameller yaptın?’ diye sorar.
O’da:
-İlim öğrendim, başkalarına da öğrettim, rızân için de Kur’ân okudum,
der. Allah:
-Yalan söyledin. Sen, âlim denilmesi için ilim tahsil ettin. Bu adam
(güzel) Kur’ân okuyor denilmesi için Kur’ân okudun. Nitekim öyle de
söylendi. Böylece karşılığını almış oldun.’ buyurur.
Daha sonra emredilir; yüzükoyun sürüklenerek cehennem ateşine
atılır.
Müslim, İmâret, 152.
33-Ali (r)’den:
“Benim adıma yalan söylemeyin. Kim benim adıma yalan söylerse
ateşe girer.”
Buhârî, İlim, 38.
34-Ebû Hureyre (r)’den:
“Her kime öğrendiği bir ilim sorulur da o ilmi saklarsa (kıyamet günü)
ona ateşten bir gem vurulacaktır.”
Ebû Dâvûd, İlim 9 (3658).
35-Abdullah bin Amr bin el-As (r)’tan:
“Allah ilmi kullarından bir anda çekip çıkarmakla almaz, âlimleri almak
suretiyle alır sonunda geriye bir tane bile alim bırakmaz, halk da birtakım
RAHMET İZLERİ
24
yirmi konuda kırk hadis
İLİM
cahilleri başkan edinir. Bunlara sorular sorulur onlar da bilgisizce fetva
verip hem kendileri saparlar hem de başkalarını saptırırlar.”
Buhârî, İlim, 34, İ'tisam 7; Müslim, İlim 13.
36-Ebû'd-Derda (r)’dan:
Rasûlullah (s) ile beraberdik. Yüzünü göğe çevirdi. Sonra: “Şu anlar,
ilmin insanlardan alıp götürüldüğü anlardır. Öyle ki, bu hususta insanların
elinden hiçbir şey gelmez.”buyurdular. Ziyad İbnu Lebid el-Ensârî araya
girip: “Bizler Kur'ân'ı okuyup dururken ilim bizlerden nasıl kapıp kaçırılır?
Vallahi biz onu hem okuyacağız, hem de çocuklarımıza, kadınlarımıza
okutacağız!”dedi. Rasûlullah (s) da: “Anasız kalasın, ey Ziyad, ben seni
Medine’nin en anlayışlı insanlarından sayıyordum. (Bak) işte Tevrat ve
İncil, yahudi ve hristiyanların elinde, onların ne işine yarıyor (sanki onunla
amel mi ediyorlar)?”buyurdu.
Tirmizî, İlm 5, (2653).
37-Enes (r)’ten:
“İlmin kaldırılması, cehaletin kökleşmesi, zinanın çoğalması kıyametin
alametlerindendir.”
Buhârî, İlim, 22.
38-Enes (s)’ten:
Allah Rasûlü (s)’nün zamanında iki kardeş vardı. Biri sanatla
uğraşıyordu. Diğeri ise Allah Rasûlü’nün yanından hiç ayrılmayıp ondan
ilim öğreniyordu. Sanatla uğraşan kişi, kardeşini Allah Rasûlüne şikayet
etti. Allah Rasûlü (s)’nün cevabı şöyle oldu:
“Belki de, sen onun sayesinde rızıklandırılıyorsun.”
Tirmizî, Zühd, 33 (2345).
39-Abdullah b. Mes’ud (r)’dan:
“İsrâiloğulları günahlara daldıkları vakit âlimleri onları vazgeçirmeye
çalıştılar. Ama onlar vazgeçmediler. Âlimleri de, onlarla birlikte oturup
RAHMET İZLERİ
25
yirmi konuda kırk hadis
İLİM
içtiler, eğlendiler. Allah, onların kalbini birbirine benzetti ve onları Hz.
Dâvûd’un, Hz. Süleyman’ın ve Meryem oğlu İsa’nın diliyle lânetledi.”
Tirmizî, Tefsir, 5; Müsned, I, 391.
40-İbn Abbas (r)’tan:
“Ümmetimden bazı insanlar gelecekte din âlimi olacaklar, Kur’ân
okuyacaklar ve diyecekler ki:
‘Biz idarecilere gider, onlardan, makam ve mevki koparırız.
Dindarlığımız sebebiyle onların yanında şerefli kişiler oluruz. Halbuki,
durum, onların dediği gibi olmaz. Geven bitkisinden dikenden başka bir
şey elde edilmediği gibi, (bu maksatla) idarecilere yaklaşmaktan da
günahtan başka bir şey elde edilmez.”
İbnMâce,Mukaddime,23(255).
RAHMET İZLERİ
26
yirmi konuda kırk hadis
İ’TİSÂM / KİTAB VE SÜNNETE SARILMAK
1-Mâlik (r)’ten:
"Size iki şey bıraktım, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece asla
sapıtmazsınız: Allah’ın Kitabı ve Allah Rasûlünün Sünneti.”
Muvatta’, Kader,3.
2-el-Mikdam b. Ma’dikerb (r)’den:
"Yakındır, bir adama benim hadisim ulaşacak ve o koltuğuna
kurularak şöyle diyecektir: ‘Bizimle sizin aranızda Allah'ın kitabı vardır.
Onun içinde helal olarak bulduğumuzu helal sayar, haram olarak
gördüğümüzü de haram sayarız. ’Oysa (zavallı bilmiyor ki) Allah
Rasûlü’nün haram kıldığı şey de, Allah’ın haram kıldığı şey gibidir.”
Tirmizî, ilim,10(2664).
3-Âişe (r)’den:
“Kim bizim şu işimizde (dinimizde) olmayan bir şeyi uydurursa, bu
(uydurduğu) reddedilir, kabul edilmez.”
Buhârî ,Sulh, 5.
4-Âişe (r)’den:
“Birtakım topluluklara ne oluyor ki; onlar, benim yapmakta olduğum
bir şeyi yapmaktan çekiniyorlar. Allah’a yemin ederim ki, ben onların
Allah’ı en çok bilenleriyim ve Allah’tan en çok korkanlarıyım”
Buhârî, İ’tisâm, 5.
5-Abdullah b. Amr (r)’dan:
“Ümmetim yetmiş üç guruba ayrılacaktır. Bunlardan biri hariç, hepsi
cehenneme girecektir.”
Dediler ki: ‘Ey Allah’ın Rasûlü! O gurup hangisidir?’
“Benim ve ashâbımın bulunduğu yol üzere olanlardır.”
Tirmizî, İman, 18 (2641).
6-Ebû Hureyre (r)’den:
“Kim kasıtlı olarak benim adıma yalan uydurursa, cehennemdeki
yerine hazırlansın.”
Buhârî, İlim, 38.
RAHMET İZLERİ
27
yirmi konuda kırk hadis
İ’TİSÂM / KİTAB VE SÜNNETE SARILMAK
7-Mikdâm b. Ma’dikerb (r)’den:
“Dikkat edin! Bana ‘Kitap’ verildi. Onunla beraber bir benzeri daha
verildi.”
Ebû Dâvûd, Sünnet, 6 (4604).
8-Abdullah b. Ömer (r)’den:
“Kur’an’la ilgisi olan (Kur’an okumaya ve ezberine sahip kimse) bağlı
bir devesi olan kimse gibidir. Eğer deve sahibi devesini sürekli gözetir
yoklarsa onu elinde tutar. Eğer ipini çözer de salıverirse deve çeker
gider.”
Buhârî,Fezâili’l-Kur’ân,23.
9-Ebû Saîd el-Hudrî (r)’den:
“İçinizden öyle bir topluluk çıkar ki, siz onların namazları yanında
kendi namazlarınızı, oruçları yanında kendi oruçlarınızı, amelleri karşısında
kendi amellerinizi küçük görürsünüz. Onlar Kur’an okurlar; okudukları
Kur’ân boğazlarından aşağıı geçmez. Okun vurup deldiği yerden çıktığı gibi
dinden çıkarlar. Okun demir kısmına bakar bir şey göremez, ucuna bakar
bir şey göremez, okun girdiği yere bakar acaba ok buradan girdi mi
girmedi mi diye şüpheye düşer.”
Buhârî, Fezâili’l-Kur’ân,36.
10-Ebû Musa el-Eşari (r)’den:
“Kur’an okuyan mü’min, turunç meyvesi gibidir: Kokusu hoş ve tadı
güzeldir. Kur’an okumayan mü’min, hurma gibidir: Kokusu yoktur ama
tadı güzeldir. Kur’an okuyan münafık, reyhan otuna benzer: Kokusu
güzeldir ama tadı acıdır. Kur’an okumayan münafık, Ebû Cehil karpuzu
gibidir: Hem tadı acıdır hem de kokusu yoktur.”
Buhârî, Fezaili’l-Kur’ân,36.
RAHMET İZLERİ
28
yirmi konuda kırk hadis
İ’TİSÂM / KİTAB VE SÜNNETE SARILMAK
11-Cündüb b. Abdullah (r)’tan:
“Kur’an’ı, Kur’an üzerinde gönülleriniz birleştiği sürece okuyunuz.
Eğer anlaşmazlığa düşerseniz onu okumayı bırakınız.”
Buhârî, Fezaili’l-Kur’ân,37.
12-Ebû Hureyre (r)’den:
“Ümmetimin
hepsi
cennete
girecektir.
Ancak
diretenler
girmeyecektir.”
Sahabiler:
‘Ey Allah’ın Rasûlü! Kim diretir ki?’ diye sordular.
Rasûlullah şöyle buyurdu:
“Her kim bana itaat ederse cennete girecektir. Kim de bana isyan
ederse diretmiş olur.”
Buhârî, İ’tisam, 2.
13-Ali (r)’den:
“Allah Kur’an’ı okuyup ezberleyen kimseyi cennete koyar ve
cehenneme girmesi kesin olan ev halkından on kişi hakkında şefaat
etmesini kabul eder.”
İbn Mâce, Mukaddime,16 (216).
14-Ebû Hureyre (r)’den:
“Sizi serbest bıraktığım sürece beni bırakın (gereksiz soru sormayın)".
Sizden öncekilerin helak olması ancak ve ancak peygamberlerine ters
düşmeleri ve çokça soru sormaları nedeniyledir. Dolayısıyla size bir şeyi
yasakladığımda ondan kaçınınız. Bir şeyi emrettiğimde gücünüz yettiğince
onu yerine getiriniz.”
Buhârî, İ’tisâm,2.
RAHMET İZLERİ
29
yirmi konuda kırk hadis
İ’TİSÂM / KİTAB VE SÜNNETE SARILMAK
15-Âişe (r)’den:
“Kur’an’ı ezberinden okuyan kimse, vahiy katibi olan değerli ve
güvenilir meleklerle beraberdir. Kendisine zor geldiği halde Kur’an
okumaya devam eden kimseye de iki sevap vardır.”
Buhârî, Tefsir, 80.
16-Ebû Zer (r)’den:
“Ey Eba Zerr! Sabahleyin evinden çıkıp Kur’an’dan bir ayet öğrenmen
yüz rekat nafile namaz kılmandan daha hayırlıdır…”
İbn Mâce, Mukaddime, 14 (219).
17-Ali (r)’den:
“Kim bir hadisin uydurma olduğunu bildiği veya zannettiği halde onu
benden rivayette bulunursa iki yalancıdan birisi de kendisidir.”
İbn Mâce, Mukaddime, 5 (40).
18-Ebû Mûsa (r)’dan:
“Ben ve Allah’ın benimle gönderdiği; kavmine varıp da şöyle diyen
adama benzeriz: ‘Gözlerimle düşmanı gördüm, apaçık sizi uyarıyorum.
Haydi, kaçıp kendinizi kurtarın!’ Kavminden bir kısmı onu dinleyip yavaş
yavaş orayı terk ederek kaçıp kurtulurlar. Diğer bir kısmı da, ona kulak
asmayıp yerlerini terk etmezler ve böylece düşmana yem olup helak
olurlar. İşte, bana itaat edip, Allah tarafından getirdiklerime uyup
uygulayanlar
ile
bana
başkaldırıp
Allah
tarafından
getirdiklerimi
yalanlayanların durumu da böyledir.”
Buhârî, Rikâk, 26; İ’tisâm, 2; Müslim, Fedâil, 16.
19-Ukbe b. Amr el-Cühenî (r)’den:
Biz Suffe’de iken Rasûlullâh (s) yanımıza çıkageldi ve: “Hanginiz
sabahleyin (Suudi Arabistan’da, Medine ili yakınlarında iki bölge olan)
Buthân veya Akik’e gidip, Allah’a karşı günah işlemeden ve akrabalık
bağlarını kesmeden iri hörgüçlü, gösterişli iki deve almak ister?”buyurdu.
Oradakiler: ‘Hepimiz Yâ Rasûlallah (s)’ dediler. Efendimiz (s):
RAHMET İZLERİ
30
yirmi konuda kırk hadis
İ’TİSÂM / KİTAB VE SÜNNETE SARILMAK
“Vallahi, birinizin her gün sabahleyin mescide gidip Allah’ın kitabından
iki ayet öğrenmesi, onun için iki deveden daha hayırlıdır. Eğer üç ayet
öğrenirse üç deveden hayırlıdır. (Okunacak her ayet kendi sayısınca
deveden daha hayırlıdır.)”buyurdu.
Müslim, Misâfirîn, 25; Ebû Dâvûd, Vitr, 14 (1456).
20-İbn Abbâs (r)’tan:
“Kim Kur’ân hakkında ilimsiz fikir yürütürse, cehennemdeki, yerine
hazırlansın.”
Tirmizî, Tefsir, 1 (2950).
21-Ebû Hureyre (r)’den:
“Size neyi emrettimse onu alınız, size neyi yasakladımsa ondan
vazgeçiniz.”
İbn Mâce,Mukaddime,1 (1).
22-Ebû Hureyre (r)’den:
“Kim bana itaat ederse Allah’a itaat etmiş olur ve kim bana isyan
ederse gerçekten Allah’a isyan etmiş olur.”
İbn Mâce,Mukaddime,1 (3).
23-İbn Âmir (r)’den:
“Sizden önceki ümmetler, ancak, kendilerine gönderilen kitap
hakkında ayrılığa düştükleri için helâk oldular.”
Müslim, İlim, 2..
24-Abdullah b. Mesud (r)’dan:
“Kitap ve sünnetten başka uyulması gereken üçüncü bir şey yoktur.
Sözlerin en güzeli Allahü Teâlâ’nın kelâmı ve yolların en güzeli Hz.
Muhammed’in yoludur.
Dikkat! (Sonradan) din adına uydurulan şeylerden sakının. Çünkü şer
işlerden birisi de din adına uydurulan şeylerdir. Din adına uydurulan her
şey bid’attır; bid’atın çoğu dalalettir/sapıklıktır…”
İbn Mâce, Mukaddime, 7(46).
RAHMET İZLERİ
31
yirmi konuda kırk hadis
İ’TİSÂM / KİTAB VE SÜNNETE SARILMAK
25-Ebû’d-Derdâ (r)’dan:
“Ümmetim hakkında üç şeyden korkuyorum:
—Âlimin hatası,
—Münafığın Kur’ân’ı âlet ederek mücadeleye kalkması,
—Kaderin inkâr edilmesi.”
Dârimî, Mukaddime, 23 (220).
26-Amr b. Avf el-Müzeni (r)’den:
“Kim benim sünnetimi ihya ederek / dirilterek insanların onunla amel
etmelerine vesile olursa, o insanların kazanacağı sevaplardan hiçbir şey
eksiltilmeden onların sevapları kadarını alır. Kim de bir bidat (dinin aslında
olmayıp sonradan eklenen şeyler) ile amel ederek onunla amel edilmesine
vesile olursa, o bidat ile amel edenlerin yüklenecekleri günahlardan hiçbir
şey eksiltmeden onların günahları kadarını yüklenir.”
İbn Mâce, Mukaddime, 15(209).
27-Muaz b. Cebel (r)’den:
Rasûlullâh (s) beni Yemen’e vali olarak gönderdiği zaman, bana:
“Sana hüküm vermeni gerektiren bir meseleyle karşılaştığında nasıl
hükmedeceksin?”diye sordu.
‘Allah’ın kitabıyla hükmederim’ dedim.
“O hükmü Allah’ın kitabında bulamazsan?”
‘Allah’ın peygamberinin sünnetiyle hükmederim.’
“Allah’ın Peygamberinin sünnetinde de bulamazsan?”
‘Bütün gücümle kendi görüşümü açıklarım (ictihâd ederim) ve bunda
tereddüt göstermem’ dedim. Bu cevabın üzerine Nebi (s), göğsüme
vurdu ve: “Rasûlullâh’ın elçisini, Rasûlullâh’ı hoşnut edecek şekilde doğru
yola ulaştıran Allah’a hamd olsun” buyurdu.
Ebû Dâvud, Akdiye, 11 (3592).
RAHMET İZLERİ
32
yirmi konuda kırk hadis
İ’TİSÂM / KİTAB VE SÜNNETE SARILMAK
28-Ebû Hureyre (r)’den;
“Bütün peygamberlere insanoğlunun imana geleceği bazı şeyler
(mucizeler) verilmiştir. Bana verilen ise Allah’ın bana vahyettiği
şeydir(Kur’an’dır). Bu yüzden kıyamet günü peygamberlerin içinde,
ümmeti en çok olan peygamber olmayı ümit etmekteyim.”
Buhârî, Fezaili’l-Kur’ân, 1.
29-Câbir b. Abdullah (r)’tan:
“Hz. Peygamberin yanında idik. Bir çizgi çizdi. Onun sağına ve soluna
da ikişer çizgi çizdikten sonra elini ortadaki çizginin üzerine koyup; “Bu
Allah’ın yoludur”buyurdu. Sonra şu ayeti (En’am, 4/153) okudu;
“Gerçekten bu benim dosdoğru yolumdur. Artık ona uyunuz. Başka
yolları takip etmeyiniz. Sonra bunlar sizi Allahü Teâlâ’nın yanından ayırır.”
İbn Mâce, Mukaddime, 2(11).
30-Abdullah b. Muğaffel (r)’den:
Yeğeni onun yanında oturuyordu, yeğeni sapanla taş attı. Abdullah (r)
ona sapanla atmayı yasakladı ve dedi ki; Rasûlullah (s) sapanla taş atmayı
yasakladı ve “sapanla atılan taş ile avlanılmaz, düşman öldürülmez, ama
sapan, diş kırar, göz çıkarır”buyurdu.
Abdullah (r)’ın yeğeni tekrar sapanla taş atınca Abdullah ona; “ben
sana Rasûlüllah (s)’ın sapanla taş atmayı yasakladığına dair hadis
okuyorum, sen yine taş atmaya başladın artık bu işi bırakana kadar seninle
hiç konuşmayacağım” dedi.
İbn Mâce, Mukaddime, 2(17).
31-Ümmü’l-Husayn el-Ahmesiyye (r)’den:
“Ey insanlar! Allah’a karşı sorumluluk bilinci içerisinde olunuz.
Yolunuzu kitapla bulmaya çalışınız. Sizin başınıza kulağı kesik, siyah bir
köle bile getirilmiş olsa, Allah’ın Kitabına göre hareket edip size de onu
uyguladığı sürece, onun emirlerini dinleyin ve ona itaat edin.”
Müslim, İmâre, 8.
RAHMET İZLERİ
33
yirmi konuda kırk hadis
İ’TİSÂM / KİTAB VE SÜNNETE SARILMAK
32-Ebû Said el-Hudri (r)’den:
“Kur’an ehline (yani onu devamlı okuyup onunla amel edene),
cennete gireceği zaman: Oku! ve (cennetin mertebesine) yüksel!
denilecektir. Bunun üzerine okumaya başlayacak ve Kur’ân’dan bildiğini
bitirinceye kadar ve her ayete karşılık bir derece yükselecektir.”
İbn Mâce, Edeb, 5 (3780).
33-Ali (r)’den:
“İlacın en hayırlısı Kur’an’dır.”
İbn Mâce, Tıb, 28 (3501).
34-Atâ, b. Yesâr (r)’dan:
“Allah’ım! Kabrimi tapılan bir put kılma!”
Muvatta’, Kasru’s-Salât, 85.
35-Enes (r)’ten:
“Medine, şuradan şuraya kadar haremdir (dokunulmazdır); ağacı
kesilmez, içerisinde Kur’ân ve Sünnet’e ters iş (bid’at) yapılmaz. Kim
Kur’ân ve Sünnet’e aykırı iş yaparsa Allah’ın, meleklerin ve bütün
insanların lâneti onun üzerine olsun!”
Buhârî, Fezâili’l-Medîne, 1.
36-Ebû Umâme’den:
“Kur’an’ı okuyunuz. Çünkü O kıyamet günü, okuyanlarına şefaatçi
olarak gelir.”
Müslim, Misafirin, 252.
37-Ömer b. Hattab (r)’dan;
“Şüphesiz Allah, bu kitapla bir takım kavimleri yüceltir; (amel
etmeyen) bazı toplumları da alçaltır.”
Müslim, Misâfirin, 269.
RAHMET İZLERİ
34
yirmi konuda kırk hadis
İ’TİSÂM / KİTAB VE SÜNNETE SARILMAK
38- İmran İbnu Husayn (r)’dan:
“Ümmetimden bir grup (taife), hak üzerine savaşmaya devam
edeceklerdir. Onlar kendilerine meydan okuyanlara karşı muzafferdirler.
Öyle ki, bunların sonuncuları Mesih-Deccal'le de savaşırlar.”
Ebu Davud, Cihad, 4.
39-Ebû Hureyre (r)’den:
“Allah’ın mescidlerinden birinde Kur’an okuma veya aralarında
(okuyup dinleme şeklinde) ders yapmak üzere bir grup toplanırsa, onlara
sekînet/iç huzuru iner, rahmet onları kaplar, melekler onları kuşatır, Allah
o kimseleri katında bulunanlara anar.”
Müslim, Zikr, 38.
40-Übey b. Ka’b(r)’dan:
“Ya Eba Münzir! Kur’an-ı Kerim’in ayetleri içinde hangisi daha
büyüktür?”buyurduklarında, “Allah ve Resulü daha iyi bilir”Rasûlullah (s)
bir daha sorduklarında, ‘Allahu lâ ilâhe illâ huvel hayyul kayyûm (Ayete’lKürsi)’u okudu. Bunun üzerine Resulullah (s), mübarek ellerini Ka’b (r)’ın
göğsüne koydu. “İlim sana helal olsun”buyurdu.
İbnMâce,Mukaddime,16(217).
RAHMET İZLERİ
35
yirmi konuda kırk hadis
KUR’AN’IN FAZİLETLERİ
1-Osman b. Affan (r)’dan:
“Sizin en hayırlınız Kur’ân’ı öğrenen ve öğretendir.”
Buhârî, Fedâilü’l-Kur’ân, 21; İbn Mâce, Mukaddime, 16 .
2-Abdullah b. Amr (r)’dan:
“Kur’ân; Allah’a göklerden, yerden ve bunların içindekilerden daha
sevimlidir.”
Dârimî, Fezâilü’l-Kur’ân, 15.
3-Şehr b. Havşeb (r)’den
“Allah’ın kelâmının, yarattıklarının (sözüne) üstünlüğü; Allah’ın
yarattıklarına üstünlüğü gibidir.”
Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’ân, 25 (2926).
4- Ali (r)’den:
Rasûlullâh (s) şöyle buyurdu:
“Bana Cebrâîl (as) geldi ve: ‘Yâ Muhammed! Ümmetin, senden sonra
ayrılığa düşecektir.’ dedi.” Ali (r), Rasûlullâh (s)’a şöyle sorar:
— Bundan çıkış yolu nedir? dedim. Rasûlullâh (s):
—Allah’ın kitabıdır. Allah her cebbar ve zalim kimseyi onunla/
Kur’ân’la helak eder. Ona sarılan kurtulur.(Bu cümleyi iki defa tekrarladı.)
Kur’ân hak ile batılı ayırt eder. O, oyun ve eğlence değildir (Hepsi hakk ve
ciddidir). Hiç kimse onun benzerini uydurup getiremez. Onun sır ve
mucizeleri tükenmez. Onda sizden öncekilerin haberi, aranızda meydana
gelecek olayların çözümü ve sizden sonra meydana gelecek olan bir takım
şeylerin haberi vardır.”
Müsned, II, 281.
5- İbn Mesud (r)’dan:
“Kim Allah’ın Kitabında bir harf bile okursa onun için bir sevap vardır.
Ayrıca her bir sevaba o misli (kadar) verilecektir. Elif lâm mîm’in bir harf
RAHMET İZLERİ
36
yirmi konuda kırk hadis
KUR’AN’IN FAZİLETLERİ
olduğunu söylemiyorum. ‘Elif’ bir harftir, ‘lam’ bir harftir, ‘mim’ de bir
harftir.”
Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’ân, 16.
6-Sehl bin Muaz el-Cühenî (r)’den:
“Kim Kuran okuyup da onunla amel ederse, kıyamet gününde
babasının başına ışığı dünya evlerindeki güneşin ziyasından daha parlak bir
taç giydirilir. Varın Kuranla bizzat amel edenin ışığı nasıl olacak bir
düşünün?
Ebû Dâvûd, Kitâbü’s-Salâh, 2.
7-Ali (r)’den:
“Kim Kuran okuyup ezberler, helalini helal; haramını da haram
sayarsa, Allah bu sebeple onu cennete koyar. Ayrıca haklarında
cehennemlik hükmü sabit olan ev halkından tam on kişiye de onu şefaatçi
kılar.”
Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’ân, 13.
8-Ukbe b. Âmir (r)’den:
“Kur’ân’ı açıktan okuyan, sadakayı açıktan veren gibidir. Kur’ân’ı
gizlice okuyan, sadakayı gizlice veren gibidir.”
Ebû Dâvud, Salât, 315 (1333).
9-Ebû Zer (r)’den:
“Siz Allah’ın huzuruna, Allah’tan gelen Kur’ân’dan daha üstün bir şeyle
varamazsınız.”
Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’ân, 17 (2912).
10-Sâd bin Ubâde (r)’den:
“Kur’ânı okuyup (öğrenip) de (sonra unutan hiçbir kimse yoktur ki,
kıyamet gününde cüzzamlı olarak Allah’a kavuşmasın.”
İsterseniz şu ayeti okuyun; ‘Şöyle dedi; Rabbim! beni neden kör
olarak dirilttin. Oysa ben gören biri idim, (Rab) diyecek ki; ”Sana
RAHMET İZLERİ
37
yirmi konuda kırk hadis
KUR’AN’IN FAZİLETLERİ
ayetlerimiz geldi, sen onları unuttun, işte;
bugün de sen böyle
unutulursun. (Tâhâ, 20/125)
Ebû Dâvûd, Kitabü’s-Salât, 2.
11-İmran b. Husayn (r)’dan:
“Kim Kur’ân okursa (isteyeceğini yalnız ) Allah’tan istesin. Çünkü,
öyle insanlar gelecektir ki; Kur’ân okuyup, okudukları karşılığında
insanlardan (dünyalık) isteyeceklerdir.”
Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’ân, 20.
12-Süheyb (r)’den
“Kur’ân’ın haram kıldıklarını helâl sayan kimse, Kur’ân’a iman
etmemiş olur.”
Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’ân, 20.
13-Ebu Hureyre (r)’den:
“Kim Allah’ın Kitabından bir ayet dinlerse, Allah ona kat kat sevap
yazar. Kim onu okursa, Kıyamet gününde o, onun için bir nûr olur.”
Müsned, II, 341.
14-Câbir b. Abdullah (r)’dan:
Rasûlullâh (s), Uhud’da öldürülenlerden iki adamı, bir kefen içine
koyar, sonra, şöyle buyururdu:
“Bunların hangisi Kur’ân’ı Kerim’den daha çok şey biliyordu?”
İçlerinden biri, onun hakkında (Kur’ân’ı) daha çok bildiğini söylerse, onu
lâhid (kıble) tarafına geçirir ve şöyle derdi: “Ben, bunlar için şahidim”.
Onların kanlarıyla (ve elbiseleriyle) birlikte defnedilmelerini emretti;
üzerlerine namaz kılmadı ve cenazelerini de yıkamadı.
Buhârî, Cenâiz, 72 .
15-Ebu Hureyre (r)’den:
Peygamber (s), sayıca kalabalık olan bir müfreze/birlik gönderdi.
Onlara (Kur’ân’dan) okuttu. Her biri, ezberinde olanı okudu. Yaşça en
genç olan bir adamın yanına geldi ve sordu:
-“Senin ezberinde ne var?” Şu cevabı verdi:
RAHMET İZLERİ
38
yirmi konuda kırk hadis
KUR’AN’IN FAZİLETLERİ
-‘Ezberimde falan falan (sureler), bir de Bakara suresi vardır.’
-“Ezberinde Bakara suresi var mı?
-‘Evet’
-“Haydi, git, onların emîri,(komutanı) sensin! Çünkü o (sure),
Nerdeyse dinin tümünü içerir.”Heyetin ileri gelenlerinden biri dedi ki:
-‘Ey Allah’ın Rasûlü! İçindekilerini yaşayamayacağım korkusu, beni
onu öğrenip ezberlemekten alıkoymuştur.’
Bunun üzerine Peygamber (s):
“Kur’ân’ı öğrenin, okuyun ve onunla amel edin! Çünkü Kur’ân’ı
öğrenen, okuyan ve onunla amel eden kişi, içi misk dolu dağarcık gibidir;
her yerde onun kokusu koklanır. Kur’ân’ı öğrenip, hafızasında olduğu
halde uyuyan kimse de, içi misk doldurulup, kapatılmış bir kutuya
benzer.”
Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’ân, 2.
16-İbn Mes’ûd (r)’dan:
“Kişinin falan falan ayetler bana unutturuldu demesi ne kötü bir
şeydir. Unutan kendisidir. Kur’ân’ı devamlı okuyun! Çünkü onun insanların
hafızasından silinmesi, hayvanların bağlarından çözülmesinden daha
kolaydır.”
Buhârî, Fezâilü’l-Kur’ân, 23.
17-Câbir (r)’den:
Peygamber (s), bizler Kur’ân okuyorken yanımıza çıktı; aramızda arap
da vardı, olmayan da. Şöyle buyurdu:
“Okuyun, her okuyuş güzeldir. İlerde bir kavim gelecektir ki bunlar,
Kur’ân’ı(n kelime ve lafızlarını) okun yontulması gibi yontacaklar
(düzeltecekler). Ondan kazanılan ecri âhirete bırakmayıp dünyada
alacaklar.”
Ebû Dâvûd, Salât, 2.
RAHMET İZLERİ
39
yirmi konuda kırk hadis
KUR’AN’IN FAZİLETLERİ
18-Ebu Seleme (r)’den:
“Üç günden az bir müddette Kur’ân’ı hatmeden, Kur’ân’dan bir şey
anlamaz.”
Müsned, II, 187.
19-İbn Abbas (r)’tan:
Peygamberimiz (s), insanların en cömertiydi. Ramazanda, Cibril ile
buluştuğunda daha da cömert olurdu. Cibril, Ramazan’da her gece onunla
buluşurdu. Ona Kur’ân okuturdu. Cibril ile buluştuğunda Allah Rasûlü (s)
esen rüzgârlardan bile daha cömert olurdu.
Buhârî, Bedü’l-Vahiy, 5.
20-Ömer (r)’den:
“Kim gece kalkamayıp, Kur’ân’dan okuya geldiği bölümü okuyamazsa,
sonra onu sabah namazı ile öğle namazı arasında okusun. Bu şekilde, sanki
gece okumuş gibi sevap kendine yazılır.”
Muvatta’, Kur’ân, 3.
21-Ebu Ümâme (r)’den:
“Şarkıcı kadınları alıp satmayın, onlara şarkıcılık öğretip sanatçı haline
getirmeyin. Onların alım satımıyla / onlar vasıtasıyla kazanılan parada hayır
yoktur ve haramdır. İşte bu ve benzeri işler hakkında şu ayet (Lokman,
31/6), nazil oldu: ‘İnsanlardan kimi de var ki; gerçek bilgiye dayanmaksızın
insanları Allah yolundan saptırmak ve onunla alay etmek için masal,
hikâye, şarkı, türkü gibi eğlence türünden boş sözleri satın alıp insanları
Kur’ân’ı dinlemekten alıkoyup, bu masallarla aldatmaya ve avutmaya
çalışırlar. İşte böylelerine, alçaltıcı bir azab vardır.’”
Tirmizî, Büyû’ 51 (1282).
RAHMET İZLERİ
40
yirmi konuda kırk hadis
KUR’AN’IN FAZİLETLERİ
22-Câbir (r)’den:
“Kur’ân okurken sesini işittiğiniz zaman, Allah’tan korktuğu kanaatine
vardığınız
kimse,
şüphesiz;
Kur’ân’ı
en
güzel
sesle
okuyan
kimselerdendir.”
İbn Mâce, İkâmet, 166 (1339).
23-Atâ b. Yesâr (r)’dan:
“Kur’ân’ı ezberleyen, yaşayışıyla O’nun hükümlerine ayna olan
kimseler, kıyamet günü Cennetliklerin rehberleridir.”
Dârimî, Kur’ân’ın Hatmi, 33 (3487).
24-Ebû Mûsa (r)’dan:
“Saçı sakalı ağarmış müslümana, Kur’ân okuyup hükümleri ile amel
etmekte ifrat ve tefritten uzak duran kişilere ve adaletli idareciye saygı
göstermek, Allah’a ta’zim etmekten sayılır.”
Ebû Dâvûd, Edeb, 35 (4843).
25-Ebu Ümâme el-Bahılî (r)’den:
“Kur’ân’ı okuyun! Sizi şu asılı duran Mushaflar asla aldatmasın. Çünkü
Allah, Kur’ân’ı çok belleyip saklayan kalbe azab etmez.”
Dârimî, Kur’ân’ın üstünlükleri, 1 (3323).
26-İbn Abbas (r)’tan:
“Hayatında / kalbinde, Kur’ân’dan bir bölüm dahi bulunmayan kişi,
harab olmuş bir ev gibidir.”
Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’ân, 18.
27-Enes (r)’ten:
“Şüphe yok ki; Allah’ın insanlardan dostları vardır.” ‘Onlar kimlerdir,
Yâ Rasûlallah?’ denildi.
“Kur’ân ehli (Kur’ân’ı okuyup ona göre hayatını düzenleyenler)”
buyurdu.
Dârimî, Fezâilü’l-Kur’ân , 1 (3329).
RAHMET İZLERİ
41
yirmi konuda kırk hadis
KUR’AN’IN FAZİLETLERİ
28-İbn Abbas (r)’tan:
Ebubekir (r):‘Ey Allah’ın Rasûlü (s)! İhtiyarladın” dedi. Bunun üzerine
Rasûlullâh (s):
“Beni, Hud, Vâkıa, Mürselât, Nebe ve Tekvîr sureleri ihtiyarlattı.”
buyurdu.
Tirmizî, Tefsîru’l-Kur’ân, 57.
29-Enes (r)’ten:
“Her kim bir gecede Zilzâl suresini okursa, onun için bu sure
Kur’ân’ın yarısına denk tutulur. Her kim Kâfirûn suresini okursa, bu sure
onun için Kur’ân’ın dörtte birine denk tutulur. Her kim ihlâs suresini
okursa, kendisi için bu sure Kur’ân’ın üçte birine denk tutulur.”
Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’ân, 10.
30-Ma’kil b. Yesâr (r)’dan:
“Kim sabaha ulaşınca, üç kere, ‘Eûzü billâhi’s-semî ıl- alîm’i mine’şşeytânirracîm / Kovulan şeytandan her şeyi işiten, her şeyi bilen Allah’a
sığınırım’ der ve Haşr suresinin son üç ayetini okursa, Allah onun için
yetmiş bin melek görevlendirir,(melekler) akşama ulaşıncaya kadar ona
hayır dua ederler. Şayet, zikredilen şeyleri, akşam söyler ve okursa,
sabaha ulaşıcaya kadar bunun aynısı yapılır.”
Dârimî, Fezâilü’l-Kur’ân, 22 (3428).
31-Ebu Hureyre (r)’den:
“Evlerinizi kabirlere çevirmeyiniz! Şüphesiz ki, şeytan, içinde Bakara
suresi okunan evden kaçar.”
Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’ân, 2.
32-İbn Abbâs (r)’dan:
Bir adam : ‘Ey Allah’ın Rasûlü! Allah’a hangi amel daha sevimlidir?’
diye sordu. Peygamber (s): “Yolculuğu bitirince tekrar yola başlayan”
cevabını verdi.
RAHMET İZLERİ
42
yirmi konuda kırk hadis
KUR’AN’IN FAZİLETLERİ
Adam: ‘yolculuğu bitirip tekrar başlamak nedir?’ diye ikinci defa
sorunca,
Rasûlullâh (s): “Kur’ân’ı baştan sona kadar okuyup bitirdikten sonra
yeniden başlamaktır.” cevabını verdi.
Tirmizî, Kitâbü’l-Kıraât, 13 (2948).
33-Ubâde b. Sâmit (r)’ten:
Suffe ehlinden birçok kimselere Kur’ân öğrettim. Bunlardan birisi
bana bir yay hediye etti. Kendi kendime: ‘Bu bir mal değildir. Bununla ben
Allah yolunda ok atacağım’ dedim. Daha sonra da bu meseleyi Peygamber
(s)’e getirerek: ‘Kur’ân öğrettiğim kimselerden birisi bana yay hediye etti.
(Ben de kendi kendime ) bu bir mal değildir,
Allah yolunda onunla
(düşmana karşı ) ok atacağım’ dedim. Bunun üzerine Rasûlullâh (s): “Eğer
(Kıyamet gününde, boynuna) ateşten bir halka takılmasını istiyorsan onu
kabul et.” buyurdu.
Tirmizî, Kitâbü’l-İcâra, 36 (3416).
34-Enes (r)’den:
“Ümmetimin yaptığı (iyi) şeyler karşılığında alacakları sevaplar bana
gösterildi. Bunlar arasında bir kimsenin, mescidden kaldırıp attığı bir çöp
için verilmiş olan (mükâfat) ta vardı. Yine aynı şekilde ümmetimin işlediği
günahlar da bana arz edildi. Bunlar arasında, bir kimsenin lütfu ilâhi olarak
öğrenip de sonradan unuttuğu bir sure veya ayet sebebiyle kazandığı
(günah)dan daha büyüğünü görmedim.”
Ebû Dâvûd, Salât, 16.
35-İbn Ömer (r)’den:
“Kim sanki gözüyle Kıyameti görmüş gibi olmak isterse, şu Sureleri
okusun: İzeş-şemsü küvvirat (Tekvir), İzes-semâün fetarat (İnfitar), İzessemâün şeggat (İnşikak).”
Tirmizî, Tefsîru’l-Kur’ân, 74.
RAHMET İZLERİ
43
yirmi konuda kırk hadis
KUR’AN’IN FAZİLETLERİ
36-Ebu Hureyre (r)’den:
“İçinizden biri, et-Tîn ve’z-Zeytûn (Tin) suresini okuyup da ‘Allah
hâkimler hâkimi değil mi?’ ayetine gelince, şöyle desin. ‘Ben buna şahit
olanlardanım’.
Kim, Lâ uksimu(Kıyamet) suresini okuyup da ‘(Allah) ölüleri tekrar
diriltmeye kadir değil midir?(40. ayet)’e gelirse, şöyle desin:
‘Rabbimin izzeti hakkı için evet’
Kim el-Mürselât suresini okuyup da ‘Artık bundan sonra hangi söze
inanacak onlar?(50.ayet)’a gelirse, şöyle desin: ‘Allah’a iman ettik.’”
Tirmizî, Kitâbü’d-Deavât, 22.
37-Abdullah (r)’tan:
“İki şifâ kaynağına sarılınız! Bunlar bal ve Kur’ân’dır.”
İbn Mâce, Tıbb, 7.
38-İbn Mes’ûd (r) anlatıyor:
Rasûlullâh (s) bana: “Kur’ân’ı bana oku!” dedi. Ben: ‘Sana indirilmiş
olan Kur’ân’ı mı sana okuyayım?’ diye sordum. Bana, “Evet, ben onu
başkasından dinlemeyi seviyorum.” dedi. Ben de ona Nisâ suresini
okumaya başladım. Ne zaman ki, ‘Her ümmete bir şahit getirdiğimiz ve ey
Muhammed, seni de bunlara şahit getirdiğimiz vakit durumları nasıl
olacak?’ mealindeki 41. ayete kadar okudum. “Dur” dedi. Durdum ve
dönüp Rasûlullâh (s)’a baktım. Bir de ne göreyim, iki gözünden yaşlar
akıyordu.
Buhârî, Fezîlü’l-Kur’ân, 32, 33, 35.
39-Ebu Hureyre(r)’den:
Aziz ve Celil olan Allah buyurmuştur ki: ‘Kulum, beni andığı ve
dudakları benim için kımıldadığı an, ben kulumla beraberim.’
Müsned, II, 540.
RAHMET İZLERİ
44
yirmi konuda kırk hadis
KUR’AN’IN FAZİLETLERİ
40-Abdullah b. Ebû Kays (r)’tan:
Âişe (r)’ye: ‘Rasûlullâh (s)’ın geceleyin Kur’ân okuyuşu nasıldı? Gizli
mi okurdu, sesli mi okurdu? diye sordum. Bana ‘her iki şekilde de okurdu.
Bazen içinden bazen sesli diye cevap verdi.’ Ben: Bu konuda genişlik
veren Allah’a hamd olsun, dedim.
Tirmizî, Salât, 330; Ebû Dâvûd, Salât, 343.
RAHMET İZLERİ
45
yirmi konuda kırk hadis
ŞEMAİLİ ŞERİF
1-Enes b. Mâlik (r)’ten:
Peygamber Efendimiz(s)’in, boyu ne aşırı uzun, ne de kısa idi.
Teninin rengi, kireç gibi beyaz veya esmer olmayıp hafif kırmızılıkla karışık
nuranî bir beyazlıkta idi. Kılları, ne fazla kıvırcık, ne de tam düzdü; Allahü
Teâlâ O’na peygamberliği kırk yaşının başında gönderdi. Mekke de on
sene ikamet ettiği gibi Medine’de de on sene ikamet etti. Altmış yaşına
bastığında, Allahü Teâlâ mübarek ruhunu kabzedip en yüce makama
kaldırdı. Âhirete intikal ettiğinde mübarek saç ve sakallarında ancak yirmi
kadar beyaz kıl vardı.
2-Câbir b. Semûre (r)’den:
Peygamber Efendimiz (s)’in baldırı kalın değil, gayet uyumlu bir
incelikte idi. Güldüğü zaman sadece tebessüm ederek gülerdi. Rasûlullah
(s)’ın mübarek yüzüne baktığım zaman gözlerine sürme çekmemiş olduğu
halde, sürme çekilmiş gibi idi.
3-İbni Abbas (r)’tan:
Peygamber Efendimiz (s)’in saçları kulaklarının yarısına kadar
uzamıştı.
4-Ebû Saîd (r)’den:
Peygamber Efendimiz (s) evinde oturan bakire bir kızdan daha hayâ
sahibi idi. Bir şeyi beğenmediğini biz yüzünden, renginin değişmesinden
anlardık.
5-Câbir b. Semere (r)’den:
Ben Rasûlullâh (s)’ı, mehtaplı bir gecede gördüm, üzerinde kırmızı bir
elbise vardı. Rasûlullâh (s)’ın yüzüne baktım. Bir de dönüp aya baktım.
Vallahi, bana göre, Peygamber Efendimiz (s)in yüzü aydan daha güzeldi.
6-Ali b. Ebu Talib (r)’den:
‘Peygamber Efendimiz (s), üzerinde mühür bulunan yüzüğünü sağ
eline takardı.’
RAHMET İZLERİ
46
yirmi konuda kırk hadis
ŞEMAİLİ ŞERİF
7-Âişe (r)’den:
‘Ben bir gün Rasûlullah(s)’a bir insanın (küçümsemek için) taklidini
yapmıştım. Allah Rasûlü (s) bana hemen : ‘Bana şu kadar dünya malı
verilse bile ben bir insanı taklit etmeyi istemem. ’dedi.
Ebû Dâvûd, Edep, 40; Tirmizî, Sıfatu’l-Kıyamet, 52.
8-Kıyle binti Mahzeme (r)’den:
Peygamber Efendimiz (s)’i mescidde ve ellerini bacakları üzerine
bağlamış vaziyette otururken gördüm. Yine Kıyle (r) dedi ki, O’nun bu
mütevazi oturuşunun heybetinden korktuğum için titredim.
9-Cübeyr b.Mut’ım (r)’den:
“Benim birçok ismim vardır. Ben, “Muhammed’im”, “Ahmed’im”,
Allah’ın benimle küfrü yok ettiği “Mâhî’yim”, kendisinden sonra
peygamber gelmeyecek olan “Âkıb’im”.”
10-Enes b. Mâlik (r)’ten:
“Eğer bana bir parça (koyun ayağı) hediye edilse, kabul ederim ve
buna davet edilsem, katılırım.”
11- İbn-i Abbas (r) ‘tan:
Rasûl-ü Ekrem Efendimiz (s) hiçbir şey yemeden, ardı ardına birkaç
gece evlerinde gecelerdi. O ve ailesi akşam yemeğine evde bir şey
bulamazlardı. Onların ekmeği çoğu zaman arpa ekmeği idi.
Ashâbı Kiram, Peygamber Efendimiz(s)in bu haline uymak için ‘biz de
birkaç akşam bir şey yemeyip oruç tutalım’ dediler. Efendimiz (s):
-“Ashâbım!
Rabbim
bana
yedirir,
içirir.
Sizler
bana
benzemezsiniz”dedi.
12- Sehl b. Sa’d (r) dan:
Âişe (r) validemize:
Peygamber Efendimiz(s)’in, beyaz undan (birkaç kere çekilip ince
elenmiş undan) yiyip yemediği hakkında soruldu.
RAHMET İZLERİ
47
yirmi konuda kırk hadis
ŞEMAİLİ ŞERİF
O da:
-‘Rasûlullah (s) ömrü boyunca beyaz ince çekilmiş undan yapılmış
ekmek ne yedi ne de onu gördü’ dedi.’
13-Katâde (r)’den:
Allah’ın gönderdiği her peygamberin yüzü ve sesi güzeldir.
Peygamberiniz Muhammed (s)’in de yüzü ve sesi güzeldi, fakat Kur’ân
okurken nağme yapmazdı.
14-Ömer b. Hattab (r)’dan:
“Hıristiyanların Hz. İsa b. Meryem’i uçurdukları gibi siz de beni
uçurmayın / aşırı övmeyin. Ben, ancak; Allah’ın kuluyum. Benim için,
‘Allah’ın kulu ve Rasûlüdür’, deyin.”
15-Enes b. Mâlik (r)’ten:
Sahâbilerin en çok sevdiği insan Peygamberimiz (s)’di. Sahâbiler,
Peygamber Efendimiz (s)’i gördükleri zaman, onun ayağa kalkılmasından
hoşlanmadığını bildikleri için, ayağa kalmazlardı.
16-Âişe (r)’den:
Rasûl-ü Ekrem (s), “evde ne yapardı?”diye soruldu. Âişe (r) şöyle
cevap verdi: ‘Allah’ın Rasûlü (s) de insanlardan bir insandı. Elbiselerini
kendisi yıkar, koyunu sağar ve kendi işini kendisi yapardı.’
17-Enes b. Mâlik (r)’ten:
Ben Rasûl-ü Ekrem (s)’e on sene hizmet ettim. Hiçbir gün bana
“öf”(bile) demedi. Yaptığım bir şeyi “niçin yaptın?”, yapmadığım bir şeyi
de “niçin yapmadın?”demedi. Rasûl-ü Ekrem (s), insanların en güzel
ahlâklısıydı. Peygamber Efendimizin (s) elinden daha yumuşak ne atlas ne
de ipek gördüm. Onun terinin kokusundan da daha güzel ne misk ne de
güzel koku kokladım.
18-Âişe (r)’den:
Rasûl-ü Ekrem (s), iş ve sözlerinde çirkin işler yapmaz ve yaptırmazdı.
Çarşı ve sokaklarda tartışmaz ve yüksek sesle konuşup bağırmazdı.
RAHMET İZLERİ
48
yirmi konuda kırk hadis
ŞEMAİLİ ŞERİF
Kötülüğe karşı kötülükle karşılık vermez, kötülük yapanları affedip onlara
iyilik yapardı.
19-Abdullah b. Hâris (r)’ten:
Rasûl-ü Ekrem (s)’den daha çok tebessüm eden birini görmedim.
20-Abdullah b. Evfâ (r)’dan:
Peygamber (s), Allah’ı çokça zikreder, faydasız sözü azaltır, namazı
uzatır, hutbeyi kısa tutar, beğenmemelik etmez, muhtaçlarla ve fakirlerle
beraber yürüyüp, onların ihtiyaçlarını görmekten kaçınmazdı.
Nesâî, Cuma, 31; Dârimî, Mukaddime, 13.
21- Enes b. Mâlik (r)’ten:
Muhakkak ki, Rasûl-ü Ekrem, bizim aramıza katılır ve bizimle
şakalaşırdı.
22- Âişe (r) rivayet ediyor:
Peygamber Efendimiz (s)’in en sevdiği; soğuk tatlı su idi.
23- İbni Abbas (r)’tan:
Peygamber Efendimiz (s) zemzemi ayakta durarak içerlerdi.
24-Ebû Hureyre (r)’den:
Dediler ki:
-‘Ey Allah’ın Rasûlü (s)! Sen bizimle şakalaşıyorsun!’
Rasûlullâh (s) şöyle cevap verdi:
-“Evet, ama ben şaka yaparken dahi hakkı söylerim."
25-Enes b. Mâlik (r)’ten:
Peygamber Efendimiz (s)’in ‘sükke’ denilen misk ve ıtırdan mamül bir
kokuları vardı, ondan sürünürlerdi.
26- Aişe (r) ’den:
Peygamber Efendimiz (s)’in konuşması sizin şu konuşmanıza
benzemezdi. O konuşurken ağır ağır her kelimenin arasını aça aça
konuşurdu.
RAHMET İZLERİ
49
yirmi konuda kırk hadis
ŞEMAİLİ ŞERİF
27-Enes b. Mâlik (r) ’ten:
Rasûlü Ekrem Efendimiz (s)’in anlaşılması mutlak gerekli olan kelimeyi
-kendilerinden layıkıyla alınması ve akıllarda kalması için- üç kere
tekrarlamak âdetiydi.
28-Bera b. Âzib (r)’den:
Peygamber Efendimiz (s) yattığı zaman sağ elinin avucunu, sağ
yanağının altına koyup uyurlardı ve ‘Yâ Rabbi! Kullarını yeniden dirilttiğin
günde beni azabından koru.’ diye dua ederdi.
29-Ebû Hureyre (r) ’den:
(Bir gün) Peygamber Efendimiz (s) ayakları şişene kadar namaz
kılmışlardı. Kendisine;
‘Yâ Rasûlallah! Cenabı Hakk sizin geçmiş ve
gelecek günahlarınızı affettiğini bildirdiği halde, niçin böyle yapıyorsunuz?,’
denilince ‘ Ben O’na şükreden bir kul olmayayım mı?’ buyurdular.
30-Âişe (r)’den:
(Âişe annemize) Peygamber Efendimiz (s)’in gece vakti nasıl namaz
kıldığı soruldu. Şöyle cevap verdi:
‘Peygamber Efendimiz (s) ekseriye gecenin evvelinde yatsı namazını
kılıp uyurlar, daha sonra gecenin üçte birinde kalkıp diledikleri kadar
namaz kılarlar, seher vakti olunca da vitir namazını eda ederlerdi. Bundan
sonra istirahat için yatağa yatarlar. Eğer arzu buyururlarsa zevcesi/eşi ile
muaşeret ederler, sabah ezanını duyunca da hemen yatağından kalkıp
gusül gerekiyorsa abdest alarak namaza çıkarlardı.’
31-Abdullah b. Sa’d (r) ’dan:
Peygamber Efendimiz(s)e (nafile namazları) evimde veya mescitte
kılma hususunu sordum.
“Sen görüyorsun ki benim evim mescide çok yakındır. Buna rağmen
ben nafile namazı evimde kılmayı mescitte kılmaktan daha çok severim.
Fakat farz namazları öyle değil, onları mescitte kılarım”buyurdular.
RAHMET İZLERİ
50
yirmi konuda kırk hadis
ŞEMAİLİ ŞERİF
32-Aişe (r) ’den:
‘Peygamber Efendimiz (s) Pazartesi ve Perşembe günleri oruç
tutmayı ister ve tutarlardı.’
33-Meaze (r)’den:
Aişe (r)’ye, ‘Peygamber (s)’in her aydan üç gün oruç tutmak âdeti mi
idi?’ diye sordum. “Evet” dedi. Ben Âişe (r)’den ‘Bu üç gün ayın hangi
günleri idi?’ diye sorunca “Bu, bence belli değil; diledikleri günlerde.’ diye
cevap verdi.’
34-Ebû Salih (r)’ten:
Âişe (r)’ye ‘Peygamber (s) hangi ameli sever ve ona devam ederdi?’
diye sordum.’ “Az da olsa devamlı olanı (severdi)”buyurdular.
35-İbn-i Abbas (r) ’tan:
Peygamber Efendimiz (s) Kur’ân-ı açıktan okurken öyle bir kıraat
ederlerdi ki, okudukları evin içinde bulunanlar işitirler, fakat dışındakiler
işitemezlerdi.
36-Abdullah b. Şühayr (r) ’dan:
(Bir gün) Peygamber Efendimiz(s)’in yanına geldiğimde, namaz
kılıyordu. Mübârek göğsünde ağlamaktan dolayı öyle bir ses vardı ki; ateşe
konmuş, kaynayan çömleğin kaynamasından meydana gelen ses gibi idi.
37-Enes b. Malik (r) ’ten:
Peygamber Efendimiz (s) hastaları ziyarete gider, cenaze namazında
ve definde hazır bulunur, at ve deveye sahip olduğu halde merkebe biner,
bir köle dahi davet etse, onun davetine icabet ederdi. Benî Kurayza /
Kurayza oğulları üzerine sefer edip ordu ile savaşa gittiklerinde hurma
lifinden yularlı bir merkebe binmişlerdi. O merkebin palanı dahi hurma
lifinden yapılmıştı.
38-Aişe (r) ’den:
Peygamber Efendimiz (s) savaş dışında hiçbir şeye mübarek ellerini
vurmadı. Ne bir hizmetçiye ne de bir eşine el kaldırmadı.
RAHMET İZLERİ
51
yirmi konuda kırk hadis
ŞEMAİLİ ŞERİF
39-Cabir b. Abdullah (r)’tan:
Peygamber (s)’den dünyalık bir şey istendiğinde asla reddetmezdi.
İstenilen şey var ise verir, yok ise vaat ederdi.
40-Aişe (r)’den:
Peygamber Efendimiz (s) hediyeyi kabul eder ve hediyeyi getirene bir
ihsanda bulunurdu.
RAHMET İZLERİ
52
yirmi konuda kırk hadis
NAMAZ
1-İbn Ömer (r)’den:
“İslâm beş temel üzerine kurulmuştur. Allah’tan başka ilah olmadığına
ve Muhammed(s)’in O’nun kulu ve elçisi olduğuna şahadet etmek, namaz
kılmak, zekat vermek, Hacc’a gitmek, Ramazan’da oruç tutmak.”
Buhârî, İman, 2.
2-Enes (r)’ten:
Bir adam Rasûlullâh (s)’a sordu:
-“Allah kullarına kaç vakit namaz farz kıldı?”Rasûlullâh (s) :
-“Allah kullarına beş vakit namaz farz kıldı”buyurdu.
Bunun üzerine adam bunlardan ne bir fazla ve ne de bir eksik
yapmayacağına dair yemin etti. Allah Rasûlü (s) şöyle buyurdu:
“Bu adam bu sözünde doğru ise (ve dediğini yaparsa) mutlaka
cennete girer.”
Nesaî, Salât, 4; Müsned, III, 267.
3-Ubâde b. Sâmit (r)’ten:
“Allahü
Teâlâ
kullarına
beş
vakit
namazı
farz
kılmıştır.
Küçümsemeden her kim bu namazları tam kılarsa Allah onu kıyamet
gününde cennete koyacağına dair kesin söz vermiş olur.
Kim de onları, hafife alarak eksik bir şekilde (Allah’ın huzuruna)
gelirse, Allah katında ona verilmiş bir söz olmaz. Dilerse onu azaplandırır,
dilerse bağışlar.”
Ebû Dâvûd, Vitr, 2; Nesâî, Salât, 6.
4-Ka’b b. Ucre (r)’den:
“Ey Ka’b b. Ucre! Benden sonra gelecek devlet adamlarından senin
adına Allah’a sığınırım. Her kim onların kapılarında içeri girer, onların
yalanlarını tasdik eder ve haksızlıklara yardımcı olursa, ne o benden ne de
ben ondanım. (Yarın) benim yanıma / Kevser havuzunun başına gelemez.
Her kim onların kapılarından içeri girsin veya girmesin, onların yalanlarını
tasdik etmez ve haksızlıklara yardımcı olmazsa işte o bendendir ve ben
RAHMET İZLERİ
53
yirmi konuda kırk hadis
NAMAZ
ondanım. (Yarın) benim yanıma / Kevser havuzunun başına gelecektir. Ey
K’ab b. Ucre! Namaz, burhan(imanın delili)dır. Oruç muhkem bir
kalkandır. Sadaka suyun ateşi söndürdüğü gibi hataları giderir. Ey K’ab b.
Ucre! Bilmiş ol ki, haramdan gıdasını alıp büyüyen bir vücuda ateş
lâyıktır.”
Tirmizî, Salât, 433 (614).
5-Ubeydullâh (r)’tan:
“Rasûlullâh (s) bir grup cemaatin arasında oturuyordu. Bir adam
gelerek kendisine bir şeyler söyledi, fakat Rasûlullâh (s) bu söylenenleri
bize söyleyinceye kadar adamın ne dediğini işitmemiştik. Bir de öğrendik
ki, adam münafıklardan birinin öldürülmesini istiyormuş. Bunun üzerine
Rasûlullâh (s), açıktan açığa adama:
“-O öldürmek istediğin adam Allah’tan başka ilah olmadığına ve
Muhammed’in O’nun kulu ve Rasûlü olduğuna şahitlik ediyor mu?”diye
sordu. Adam:
“-Evet ediyor, fakat o bunu samimiyetle söylemiyor.”dedi. Rasûlullâh
(s), tekrar:
“-Namaz kılıyor mu?”diye sordu. Adam:
“-Evet, fakat samimi değil...”cevabını verdi. Bunun üzerine
Peygamber (s):
“-Böyle kimselerin öldürülmesini Allahü Teâlâ yasakladı.” buyurdu.
Muvatta’, Kasru’s-Salât, 84.
6-Câbir b. Abdullah (r)’tan:
“Kul ile küfür arasında (yalnız) namazı terk etmek vardır.”
İbn Mâce, İkamet,77 (1078).
7-Enes (r)’ten:
“Bana kadınlar ve güzel koku sevdirildi; ama gözümün aydınlığı namaz
oldu.
Nesâî, İşretü’n-Nisâ, 1.
RAHMET İZLERİ
54
yirmi konuda kırk hadis
NAMAZ
8-Ebû Hureyre (r)’den:
“Kıyamet gününde kulun amelinden hesap vereceği ilk şey namazdır.
Eğer bunun hesabını verirse, kurtulup felaha kavuşur. Eğer gereği gibi
cevap veremezse eli boş dönüp büyük bir ziyanla karşılaşır. Farz
namazından bir eksik çıkarsa, Rab Teâlâ der ki, “bakın bakalım kulumun
nafile namazı var mıdır?”Bakılır, getirilir ve onunla farz namazın eksiği
tamamlanır. Sonra diğer amelleri de bu hal üzere olur.”
Tirmizî, Salât, 305.
9-Ebû Hureyre (r)’den:
“Biriniz uyuduğu zaman şeytan onun ensesine üç düğüm atar. Her
düğüme “senin için uzun bir gece vardır,”sözünü fısıldar. Şayet o kimse
uyanarak Allah’ı anarsa, düğümlerden biri çözülür. Abdest alırsa, bir
düğüm daha çözülür. Namaz da kılarsa, şeytanın attığı bütün düğümler
çözülür ve böylece neşeli ve huzurlu bir şekilde sabahlar. Fakat Allah’ı
anmaz, abdest alıp namaz kılmazsa içi daralmış, uyuşuk ve tembel bir
halde sabahlar. ”
Buhârî, Teheccüd, 12.
10-Ebû Hureyre (r)’den:
“Gece melekleri ile gündüz melekleri, nöbetleşe sizinle beraber olur.
Bunlar sabah ve ikindi namazında buluşurlar.
Sonra, sizi geceleyin
gözleyen melekler yukarıya yükselirler. Sizi onlardan daha iyi bilen (Allah)
sorar:
-‘Kullarımı nasıl bıraktınız?’ Cevap verirler:
-‘Onları namaz kılarken bıraktık. Vardığımızda, yine namaz
kılıyorlardı.’”
Buhârî, Salât, 16; Müslim, Mesâcid, 210.
RAHMET İZLERİ
55
yirmi konuda kırk hadis
NAMAZ
11-Sevban (r)’dan:
“Doğruluktan ayrılmayın! (bunun sevabını siz sayamazsınız). Şunu iyi
bilin ki: Amellerinizin en hayırlısı namazdır. Abdestli olarak durmaya ancak
mümin riayet eder.”
İbn Mâce, Tahâret, 4 (277); Muvatta, Tahâret, 36.
12-Abdullah b. Mes’ud (r)’dan:
Allah Rasûlü (s) ne: “Allah’ın en çok sevdiği amel hangisidir?”diye
sordum. Şöyle buyurdu:
“-Vaktinde kılınan namaz.”
“-Sonra hangisi?”
“-Ana-babaya iyilik yapmak.”
“-Sonra hangisi?”
“-Allah yolunda cihat etmek”buyurdu.
Buhârî, Mevâkıt, 5.
13-İbn Ömer (r)’den:
“Namazı ilk vaktinde kılmak, Allah’ın rızasına; son vaktinde kılmak ise
Allah’ın affına vesile olur.”
Tirmizî, Salât, 127 (172).
14- Ali (r)’den:
“Ey Ali! Sakın şu üç şeyi geciktirme: Vakti gelince namazı, (defne
hazırlanınca) cenazeyi, dengi bulunan bekar kızı evlendirmeyi.”
Tirmizî, Salât, 127 (171).
15-Enes (r)’ten:
“Her kim bir namazı unutursa, onu hatırladığında kılsın. O namazın
bundan başka keffareti yoktur.”
Buhârî, Mevâkıt, 37.
16-Osman b. El-As (r)’dan:
Sakîf kabilesinden bir heyet Rasûlullâh (s)’a geldiklerinde kalpleri daha
iyi yumuşasın ve etkili olsun diye onları mescide ağırladı. Savaşa
RAHMET İZLERİ
56
yirmi konuda kırk hadis
NAMAZ
çağrılmamayı, zekat vermemeyi ve namaz kılmamayı şart koştular. Bunun
üzerine Rasûlullah (s):
“(Belli bir süre) Cihad için çağrılmasın, zekat da alınmasın; fakat,
içinde namaz bulunmayan bir dinde hayır yoktur.”buyurdu.
Ebû Dâvûd, Harac, 26 (3026).
17-Câbir (r)’den:
“Ne yemek ne de başka bir şey için namazı geciktirmeyin.”
Ebû Davud, Et’ıme, 10 (3758).
18-Ebû Hureyre (r)’den:
“Bir kulun Rabbine en yakın olduğu (durum) secde durumudur.
Öyleyse secdede çok dua yapınız.”
Müslim, Salât, 215.
19-Ammar b. Yasir (r)’den:
“Bir kişi namazını kılınca kendisine namazdaki dikkatine göre namazın
onda biri, dokuzda biri, sekizde bir, yedide biri, altıda biri, beşte bir,
dörtte biri, üçte biri ve yarısı kadar sevap yazılır.”
Ebû Dâvûd, Salât, 128 (796).
20-Enes b. Mâlik (r)’ten:
“İsra (Mîrâc) gecesi Peygamber (s)’e elli vakit namaz farz kılındı.
Sonra elli vakit (indirile indirile) beş (vakte) kadar indirildi. Sonra kendisine
şöyle hitap edildi: “Ey Muhammed! Benim katımda söz asla değişmez. Bu
beş vakit namaz karşılığında sen elli vaktin ecrini alacaksın.”
Tirmizî, Salât, 159 (213).
21-Ebû Hureyre (r)’den:
“Bana söyler misiniz, birinizin kapısının önünde, (içinde) her gün beş
defa yıkandığı bir nehir bulunsa, ne dersiniz, bu nehir onun kirinden bir
şey bırakır mı?”
Sahâbiler: “Onun kirinden bir şey bırakmaz”dediler. O zaman
Peygamber (s) şöyle buyurdu:
RAHMET İZLERİ
57
yirmi konuda kırk hadis
NAMAZ
“İşte beş vakit namazın durumu da bunun gibidir. Allah onlarla
günahları siler, yok der.”
Buhârî, Mevâkıt, 6.
22-Ebûbekir (r)’den:
“Günah işleyen bir kul güzelce abdest alır; iki rekat namaz kılar ve
Allah’tan bağışlanma dilerse Allah onu affeder.”
İbn Mâce, İkâmet, 193.
23-Osman b. Affan (r)’dan:
“Bir müslüman farz bir namazın vakti gelince onun abdestini, huşuunu
ve rükûunu eksiksiz yerine getirirse; büyük günahlar işlememişse, o
namaz kendinden önce işlenmiş tüm günahlara keffaret olur. Bu her
zaman böyledir.”
Müslim, Tahâret, 7.
24-Ebû Fâtıma (r)’dan:
“Ben Hz. Peygamber (s)’e: Yâ Rasûlallah! Üzerinde dosdoğru durup
işleyeceğim bir ameli bana haber ver dedim, buyurdu ki:
“Secdeye sarıl! Şüphesiz; sen Allahü Teâlâ’ya bir secde ettiğinde,
Allah onunla seni bir derece yükseltir ve senden bir günahı o secde
sebebiyle siler.”
İbn Mâce, İkâmet, 201 (1422).
25-Râbia b. Ka’b el-Eslemi (r)’den:
“Gece Peygamber (s) ile kalırdım, onun abdest suyunu getirir,
ihtiyaçlarını görürdüm. Bana:
“İste (ne istersen)”dedi.
Ben de, “cennette seninle beraber olmayı isterim”dedim.
“Bundan başka ne istersin?”dedi.
“Sadece onu isterim”deyince,
“Öyleyse çok namaz kılmakla bana yardımcı ol”buyurdu.”
Müslim, Salât, 226.
RAHMET İZLERİ
58
yirmi konuda kırk hadis
NAMAZ
26-Muaz b. Cebel (r)’den:
“Her işin başı İslâm, direği namaz, zirvesi de cihâddır.”
Tirmizî, İman, 8.
27-İbn Ömer (r)’den:
“İkindi namazını kaçıran kimse, sanki ailesini ve malını kaybeden
kimse gibidir.”
Buhârî, Mevakıt,14.
28-Büreyde (r)’den:
“Bizimle onlar / kâfirler ve münafıklar arasındaki fark namazdır. Kim
namazı terk ederse kâfir olur.”
Nesâî, Salât, 8.
29-Ebû’d-Derdâ (r)’dan:
“Paramparça edilsen ve yakılsan bile Allah’a hiçbir şeyi ortak koşma
ve hiçbir farz namazı bile bile terk etme. Çünkü kim bir farz namazı kasıtlı
olarak terk ederse zimmet/Allah’ın koruması kendisinden uzaklaşmış olur.
İçki de içme! Çünkü içki, her kötülüğün anahtarıdır.”
İbn Mâce, Fiten, 23 (4034).
30-Ebû Katade (r)’den:
“En kötü hırsız, namazından çalan kimsedir.”
Sahabiler: “Ya Rasulellah! Namazdan nasıl çalınır?”dediler. Şöyle
buyurdu:
“O rükûunu ve secdesini tam olarak yapmaz”.
Darimi, Salât, 78 (1334).
31-Abdurrahman b. Şibl el-Ensari (r)’den:
“Rasûlullâh (s) (secdede kolları) yırtıcı hayvanların (kollarını yaymaları
gibi yere) yaymaktan, karganın gagalaması (gibi çabuk rüku ve secde
yapmaktan) ve kişinin (camideki bir yeri), devenin (bir yere alışıp devamlı
orayı kendine çökme) yeri edinmesi gibi, kendine yer etmesinden
menetti.”
Dârimî, Namaz, 75.
RAHMET İZLERİ
59
yirmi konuda kırk hadis
NAMAZ
32- Enes(r)’ten:
“Şu şekil namaz, münafığın namazıdır: Oturur, güneşi gözetir. Güneş,
şeytanın iki boynuzu arasında bulunduğu zaman/batmaya başladığı zaman
kalkar da kuşun yemi gagalaması gibi dört rekat namaz kılar. O namazda
da Allah’ı pek az anar.”
Müslim, Mesâcid, 195.
33-Ebû Hureyre (r)’den:
“Cehennem ateşi (mümin olan) Ademoğlunun secde yeri (yani
organları) dışında kalan bedenini yer. Allah,
cehennem ateşine secde
eserini (yani organlarını) yemeyi /yakmayı yasakladı.”
İbn Mâce, Zühd, 38 (4326).
34-Übeyy b. Ka’b (r)’dan:
“Rasûlullâh (s) bir gün sabah namazını kıldırmış, sonra da yüzünü bize
çevirip, bir grup münafık hakkında şöyle buyurmuştu:
“Falan gelmiş mi?”
“Hayır, (gelmemiş)”demişlerdi. O zaman Hz. Peygamber (s) şöyle
buyurmuştu:
“Şüphe yok ki yatsı namazı ile sabah namazı münafıklara en zor gelen
namazlardır. Halbuki onlar, o ikisindeki (fazilet ve sevabı) bilseler,
emekleyerek de olsa onlara gelirlerdi.”
Buhârî, Mevâkît, 20, Ezân 34; Müslim, Mesâcid, 252.
35-Âişe (r)’den:
“Yemek hazırken, büyük veya küçük abdeste sıkışmışken namaz
kılınmaz.”
Müslim, Mesâcid, 67; Ebû Dâvûd, Tahâret, 43 (89).
36-Huzeyfe (r)’den:
“Allah Rasûlünün başına üzücü bir durum geldiği zaman namaz
kılardı.”
Nesâî, Mevâkıt, 46.
RAHMET İZLERİ
60
yirmi konuda kırk hadis
NAMAZ
37-Abdullah b. Amr (r)’dan:
“Kim namaza devam ederse namaz onun için kıyamet gününde bir
nur, burhan (imanın delili) ve kurtuluş vesilesi olur. Kim de devam
etmezse, onun için nur, burhan ve kurtuluş olmaz. Üstelik O, kıyamet
gününde, Firavun, Hâmân ve Übey b.Halef ile beraber olur.
Müsned, II, 169.
38-Câbir b. Abdullah (r)’tan:
Rasûlullah (s) şöyle buyurdu:
“Benden önceki peygamberlerden hiçbirine verilmeyen beş şey bana
verilmiştir:
-Bana bir ay(da gidilebilecek bir) mesafeye kadar korku salmakla
yardım edilmiştir.
-Yeryüzü benim için mescid ve temizlik sebebi kılınmıştır. Bundan
dolayı, ümmetimden kendisine namaz vakti erişen herkes namazını kılsın!
-Ganimetler bana helal kılındı.
-Peygamber özellikle, kend kavmine gönderildiği halde, ben bütün
insanlara gönderildim.
-Bana şefaat (yetkisi) verildi.”
Buhârî, Salât, 56.
39-Ebû Hureyre (r)’den:
“Kim sabah namazını kılarsa artık Allah’ın zimmetinde (garantisinde)
olur. Allah kendi zimmetinde olan kişiyi mutlaka korur.”
Tirmizî, Fiten, 6 (2164).
40-Sebra b. Ma’bed el-Cüheni (r)’den:
“Çocuğa yedi yaşında namazı öğretin. On yaşında (eğer kılmazsa) onu
dövün.”
Tirmizî, Salât, 299 (407).
RAHMET İZLERİ
61
yirmi konuda kırk hadis
ZEKAT - SADAKA
1-Ebûbekr (r)’den:
“Hilekâr, cimri ve yaptığı iyiliği başa kakan kimseler cennete
giremezler.”
Tirmizî, Birr, 41 (1963).
2-İbn Abbas (r)’tan:
Allah Rasûlü(s), Muaz (r)’ı Yemen’e gönderdiği zaman, ona şöyle
buyurdu:
“Sen ehli kitap olan bir kavme gidiyorsun. Onları davet edeceğin ilk
şey, Allah’a ibadettir. Onu bilip anladıklarında Allah’ın onlara gece ve
gündüz beş vakit namaz kılmayı farz kıldığını bildir. Bunu kabul edip
uygulamaya başladıklarında, Allah’ın onlara mallarında zenginlerinden
alınıp fakirlerine verilecek olan Zekatı farz kıldığını bildir. Eğer bunu kabul
edip itaat ederlerse onlardan Zekat al. Zekat alırken halkın elindeki
mallarının en değerlisini almaktan sakın. Mazlumun bedduasından da sakın.
Çünkü onun duası ile Allah arasında hiç bir perde (engel) yoktur.”
Buhârî, Zekat,1,63; Müslim, İman, 29,31.
3-Ebû Hureyre (r)’den:
Peygamber (s) vefat ettiğinde Ebûbekir (r) halife olup Arapların bir
kısmı dinden döndüklerinde, Ömer (r), Ebû Bekir (r)’e: “Sen nasıl olurda
bu insanlarla savaşırsın? Halbuki Rasûlullah (s) şöyle buyurmuştur:
“insanlar Lâ ilâhe illallah (Allah’tan başka ilah yoktur) deyinceye kadar
savaşmakla emrolundum. Kim bu sözü söylerse benden canını ve malını
korumuş olur, ancak İslam’ın koyduğu haklar hariçtir. (Gizli günahların)
hesapları ise Allah’a aittir.” Bunun üzerine Ebûbekir (r) şu cevabı verdi:
“Vallahi, namazla zekat arasını ayıranlara karşı mutlaka savaşırım. Çünkü
zekat; malın hakkıdır. Vallahi Allah Rasûlü (s) zamanında ona zekat vermiş
oldukları dişi keçiyi bana vermemeye yeltenirlerse, bu zekata engel olmak
suçundan onlarla savaşırım.”
RAHMET İZLERİ
62
yirmi konuda kırk hadis
ZEKAT - SADAKA
Sonradan Ömer (r) dedi ki: “Vallahi, onlarla savaşılması hususunda ki
hüküm, Allah’ın Ebûbekr’in gönlünü açmasından dolayıdır. Ben bu sayede
onlarla, savaşmanın hak olduğunu öğrendim.
Buhârî, Zekat,1; Müslim, İman, 32.
4-Ebû Hureyre
(r)’den:
“Allah bir kimseye mal verir de bu kimse zekatını vermezse kıyamet
günü bu malı o kimseye iki gözünde iki nokta olan, azgın zehirli bir yılan
haline getirilir, sahibinin boynuna dolanıp ağzının iki yanından yakalar ve:
‘Ben senin malınım, senin saklayıp depoladığınım der’ sonra Rasûlullah (s)
şu ayeti okudu: “Allah’ın lütfundan dolayı verdiği şeylerde cimrilik edenler,
bu şeylerin kendileri için hayırlı olduğunu zannetmesinler. Bilakis; bu,
onların kötülüğünedir. Cimrilik yaptıkları şey kıyamet günü boyunlarına
dolanacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah’ındır. Allah, yaptıklarınızdan
haberdar olandır. (Ali İmrân, 3/180)
Buhârî, Zekat, 3.
5-Ebû Mes’ûd (r)’dan:
“Bir Müslüman karşılığını Allah’tan umarak ailesi için bir harcama
yaparsa bu onun için bir sadaka olur.”
Buhârî, İman, 41; Müslim, Zekat, 48.
6-Ebû Hureyre (r)’den:
Rasûlulullâh (s): “Bir dirhem yüz bin dirhemi geçti” buyurdu.
(Oradakiler) Nasıl olur Yâ Rasûlallah? dediler. “Bir adamın iki dirhemi
olur; birini sadaka verir. Bir başka adam da yüz bin dirhem tutarındaki
malının azıcık bir kısmını alıp sadaka olarak verir” buyurdu.
Nesâî, Zekat, 49 (2517).
7-Abdullah b. Amr (r)’dan:
“Sorumluluğu altındaki kişileri ihmal etmesi, kişiye günah olarak
yeter.”
Dârimî, Zekat, 45.
RAHMET İZLERİ
63
yirmi konuda kırk hadis
ZEKAT - SADAKA
8-Ziyad b. el-Haris es-Suda (r) dan:
“Bir adam Rasûlullah (s)’a gelip“Bana Zekat ver.”dedi. Allah Rasûlü (s)
şöyle buyurdu: “Şüphesiz Allah, Zekatlar hususunda bir peygamberin veya
başka birinin hükmüne razı olmayıp kendisi bizzat zekat verilecek
kimseleri sekiz kısma ayırdı (fakirler, düşkünler, zekat memurları, kalbi
Allah’a ısındırılacak kimseler, köleler, borçlular, Allah yolunda mücâdele
edenler ve yolda kalanlar). Eğer sende onlardan birisi isen vereyim.”
Ebû Dâvûd, Zekat, 24(1630).
9-Abdullah b. Amr (r) dan:
Rasûllah (s) şöyle buyurdu: “Zengin ve sağlıklı, güçlü kuvvetli
kimsenin Zekat alması helal değildir.
Ebû Dâvûd, Zekat, 24 (1634); Nesâî, Zekat, 90 .
10-Ebû Hureyre (r) den:
Hasan b Ali Zekat hurmalarından bir hurma alıp ağzına koydu. Allah
Rasûlü (s) ona: “Çıkar at onu! Bilmiyor musun? Biz Zekat yemeyiz!” dedi.
Buhârî, Zekat, 60; Müslim, Zekat,161.
11-Ebû Musa el-Eşari (r)’den:
“İnsanların üzerine öyle bir zaman gelecektir ki, kişi elindeki sadaka
ile gidecek de, onu alacak kimse bulamayacak.”
Buhârî, Zekat, 9; Müslim, Zekat, 59.
12-Ebû Hureyre (r)’den:
“Veren el alan elden hayırlıdır. Sadaka vermeye, geçimini üstlendiğin
kimselerden başla! Sadakanın hayırlısı, ihtiyaç fazlası maldan verilendir.
Kim insanlardan bir şey istemezse, Allah onu iffetli kılar. Kim de tokgözlü
olursa, Allah onu kimseye muhtaç etmez. ”
Buhârî, Zekat, 18; Ebû Dâvûd, Zekat, 39 (1676).
13-Enes (r)’ten:
“Zekat verirken haksız davranan kişi Zekat vermeyen gibidir.”
Ebû Dâvûd, Zekat, 5 (1585).
RAHMET İZLERİ
64
yirmi konuda kırk hadis
ZEKAT - SADAKA
14-Avf b. Malik (r)’den:
Rasûlullah (s) elinde asasıyla mescide girdi. Baktı ki; bir adam, kötü,
yaş ve kuru hurmayı zekat olarak getirmiş, asmış. Allah Rasûlu (s) ona
vurarak şöyle buyurdu: “Bu sadakanın sahibi isteseydi bundan daha iyisini
asardı. Bu sadakanın sahibi kıyamet gününde hurmanın döküntüsünü
yiyecektir”
Ebû Dâvûd, Zekat, 17(1608).
15-Ebû Hureyre (r) den:
“Kim helal kazançtan bir hurma değerinde bir sadaka verirse, Allah
onu şüphesiz canı gönülden kabul eder. Allah sadece helali kabul eder.
Sonra Allah kabul ettiği hurma değerindeki sadakayı dağ gibi oluncaya
kadar sizin küçük tayı büyütüp beslediğiniz gibi büyütüp geliştirir.”
Buhârî, Zekat,8; Müslim, Zekat, 63.
16-İbn Ömer (r)’den:
“Allah’ın adını anarak size sığınana yardım edin! O’nun adını anarak
isteyene verin. Tehlikeye maruz kalıp da Allah rızası için yardım isteyene
yardım edin. Size iyilik yapanı mükâfatlandırınız. Şayet, verecek bir şey
bulamazsanız, onu memnun edinceye kadar dua ediniz.”
Nesâî, Zekat, 79 (2468).
17-Amr b. Şuayb (r)’dan:
Kollarında iki altın bilezik olan iki kadın Rasûlullâh (s)’ın yanına gelince
Rasûlullâh (s) onlara:
-“Zekatını verdiniz mi?” dedi.
-‘Hayır’ dediler. Bunun üzerine Rasûlullâh (s):
-“Allah’ın size ateşten iki bilezik takmasını ister misiniz?” buyurdu.
Tirmizî, Zekat, 12.
18-Enes (r)’ten:
“Allah yeryüzünü yarattığı zaman, yeryüzü ileri geri gidip sallanmaya
başladı. Bunun üzerine, ona dağları bir kazık gibi çakıverdi de yeryüzü
RAHMET İZLERİ
65
yirmi konuda kırk hadis
ZEKAT - SADAKA
istikrar buldu. Melekler dağların şiddetine hayran kalarak sordular:
‘Rabbimiz! Bu dağlardan daha güçlü bir şey yarattın mı?’
-“Evet demiri yarattım.”
- ‘Peki demirden daha kuvvetli bir şey yarattın mı?’
-“Evet ateşi.”
-‘Peki, ateşten güçlü bir şey yarattın mı?’
-“Evet suyu.”
-‘Peki, sudan daha güçlü bir şey yarattın mı?’
-“ Evet rüzgârı”
-‘Rüzgârdan daha güçlü bir şey yarattın mı?’
-“Evet Ademoğlunu. Verdiğini sol elinden gizleyerek sağ eliyle sadaka
verdiği zaman (İnsan bütün bunlardan güçlü olur.)”
Tirmizî, Dua, 48 (3369).
19-Ebû Hureyre (r) den:
“Kulların sabaha çıktığı her gün,
Allah’ım!
iki melek iner. İkisinden birisi;
İnfak edip veren kimseye yenisini gönder!’ der. Diğeri ise:
‘Allah’ım infak etmeyip elinde tutanı telef et!’ der.”
Buhârî, Zekat, 27; Müslim, Zekat, 57.
20-Esma bt. Ebubekr (r)’den:
“İnfak et! Malını sayıp durma! Allah da sana olan nimetlerini sayılı
verir. Malının fazlasını saklama! Allah da sana nimetlerini tutar / vermez.”
Müslim, Zekat, 88.
21-Adiy b. Hatim (r) den:
“Yarım hurma ile de olsa, ateşten korunun. Bunu da bulamazsanız
hoş ve güzel sözle (ateşten korunun!)
Buhârî, Zekat, 10; Müslim, Zekat, 66.
RAHMET İZLERİ
66
yirmi konuda kırk hadis
ZEKAT - SADAKA
22-Ebû Hureyre (r) den:
“Sadaka
vermekle
mal
eksilmez.
Allah
affeden
kulunun
izzetini/şerefini daha da artırır. Allah için alçakgönüllü olanı Allah, daha da
yükseltir.”
Müslim, Bir ve Sıla, 69; Müsned, II, 235, 386.
23-Enes b. Malik (r)’ten:
“Sadaka Rabbin öfkesini söndürür ve kötü ölüme engel olur.”
Tirmizî, Zekat, 28 (664).
24-Cabir b.Abdullah (r)’dan:
“Suyun ateşi söndürdüğü gibi sadaka da günahları söndürür (yok
eder).”
Müsned, III, 399.
25-İbn Abbâs (r)’tan:
Allah Rasûlü (s), fitreyi; oruçluyu, faydasız ve müstehcen söz ve
fiillerinden temizleyici ve yoksullara yiyecek olması için emretmiştir. Kim
fıtır sadakasını bayram namazından önce verirse, bu kabul edilmiş bir
sadaka olur. Ama namazdan sonra verirse, sadakalardan bir sadaka olur.
Ebû Dâvûd, Zekat, 18 (1609); İbn Mâce, Zekat, 21
26-Âişe (r)’den:
Bir adam Rasûlullâh (s)’a şöyle dedi: ‘Ey Allah’ın Rasûlü! Annem
aniden öldü. Sanıyorum ki; konuşabilseydi, sadaka verecekti. Onun yerine
sadaka versem sevap alabilir miyim?’
Rasûlullâh (s): “Evet” dedi.
Buhârî, Vesâyâ, 19; Müslim, Zekat, 51.
27-Ukbe b. Âmir (r)’den:
“Kıyamet gününde, insanlar arasında hüküm verilinceye kadar,
herkes; verdiği sadakanın gölgesinde olacaktır.”
Müsned, IV, 147-148.
RAHMET İZLERİ
67
yirmi konuda kırk hadis
ZEKAT - SADAKA
28-Mutarrif (r)’ten:
“Çoğalma derdi sizi şüphesiz oyalıyor. (Tekâsür, 102/1)
İnsanoğlu, ‘malım’, ‘malım’ der. Oysa senin malından sana kalan,
ancak; sadaka verip gönderdiğin, yiyip tükettiğin veya giyip eskittiğin
şeydir.”
Müslim, Zühd, 3; Tirmizî, Zühd, 31 (2342).
29-Câbir b. Abdullah (r)’tan:
“Her iyilik sadakadır”
Müslim, Zekat, 52; Ebû Dâvûd, Edeb, 60(4947).
30- Ebu Zerr(r)’den:
“Kardeşinin yüzüne gülümsemen sadakadır.”
Tirmizî, Birr, 36.
31- Ebû Hureyre (r)’den:
“İnsanların her bir eklemi için her gün bir sadaka gerekir. İki kişi
arasında adaletle hükmetmen sadakadır. Bineğine binmek isteyene yardım
ederek bindirmen yahut yükünü bineğine yüklemen sadakadır. Güzel söz
sadakadır. Namaz için mescide giderken attığın her adım bir sadakadır.
Gelip geçenlere eziyet veren şeyleri yoldan gidermen de sadakadır.”
Buhârî, Sulh 11.
32-Abdullah b. Amr (r)’dan:
“Açgözlülükten sakının! Çünkü sizden öncekiler, açgözlülük sebebiyle
helâk oldular. Açgözlülük; onları, cimriliğe sevk etti, onlar cimri oldular.
Akraba ile ilişkiyi kesmeyi emretti; onlar da, ilişkiyi kestiler. Günah
işlemeye sevk etti; böylece, onlar da günah işlediler.”
Ebû Dâvûd, Zekat, 46 (1698).
33-Ebû Hureyre (r)’den:
“Sen malının zekatını verince üzerindeki malın hakkını ödemiş
olursun.”
İbn Mâce, Zekat, 3 (1788).
RAHMET İZLERİ
68
yirmi konuda kırk hadis
ZEKAT - SADAKA
34-Hakîm b. Hizam (r)’dan:
Bir adam Peygamberimiz (s)e’: ‘Sadakaların hangisi daha faziletlidir?’
sordu. Peygamber (s):
“Kin ve düşmanlığını gizleyen hırçın akrabaya verdiğin sadakadır.”
Dârimî, Zekat, 38 (1686); Müsned, III, 402.
35-Selmân b. Âmir ed-Dabbi (r)’den:
“Şüphe yok ki; yoksula sadaka vermek bir sadakadır. Akrabalara
verilen sadaka ise, iki sadakadır: yani, sadaka ve sılai rahîmdir / akrabalarla
ilişkiyi devam ettirmektir.”
Dârimî, Zekat, 38 (1687); İbn Mâce, Zekat, 24 .
36-İbn Abbas (r)’tan:
“Bakın, size, insanların en kötüsünü haber veriyorum. O, kendisinden
Allah adına bir şey istenip de vermeyen adamdır.”
Tirmizî, Fezâilü’l-Cihâd,18.
37-Ömer (r)’den:
“Verdiği sadakadan vazgeçen kimse, kusup da sonra kusmuğuna
dönen köpek gibidir.”
Buhârî, Zekat, 59.
38-Câbir (r)’den:
“Sizden biri sahip olduğu malı getirip, ‘bu sadakadır’, diyor. Sonra da
oturup insanlara el açıyor. Oysa sadakanın en faziletlisi, ihtiyaç fazlası
maldan verilenidir.”
Ebû Dâvûd, Zekat, 39 (1673); Müsned, I, 278.
39-Ebû Hureyre (r)’den:
“Hediyeleşiniz! Çünkü hediye, kini ve kırgınlığı yok eder.”
Tirmizî, Velâ ve Hibe, 6 (2130); Müsned, II, 405.
40-Âişe (r)’den:
Peygamber âilesi bir koyun kesmişti. Rasûlullâh (s):
“Koyunun etinden ne kaldı?” diye sordu. Âişe (r): ‘Sadece, bir budu
kaldı,’ deyince, Rasûlullâh (s):
“Öyleyse, bir budun dışında tamamı kalmıştır.” buyurdu.
Tirmizî,Kıyamet,33.
RAHMET İZLERİ
69
yirmi konuda kırk hadis
ORUÇ
1-Ebû Hureyre (r)’den:
“Ademoğlunun her amelinin sevabı on mislinden yediyüze kadar
katlanır. Allah buyurdu ki: “Oruç hariç. Çünkü o benim içindir, onun
mükafatını ancak ben vereceğim. Çünkü o, yemesini ve şehvetini sırf
benim için terk ediyor.”
Müslim, Sıyâm, 164.
2-Ebû Hureyre (r)’den:
“Oruçlunun iki sevinci vardır: Birincisi iftar ettiği zaman, ikincisi ise
Rabbine kavuştuğu zamandır.”
Müslim, Sıyâm, 164.
3-Ebû Hureyre (r)’den:
“Oruçlunun ağız kokusu, Allah katında misk kokusundan daha
hoştur.”
Müslim, Sıyâm, 164.
4-Ebû Ubeyde (r)’den:
“Oruç kalkandır.”
Nesâî, Sıyâm, 43.
5-Ebû Umame (r)’den:
Dedim ki: ‘Ey Allah’ın Rasûlü! Bana Allah’ın beni yararlandıracağı bir
şeyi emret! Buyurdu ki: “Oruç tutmalısın, çünkü oruç gibisi yoktur.”
Nesâî, Sıyâm, 43.
6-Ukbe b. Amir (r)’den:
“Kim Allah yolunda bir gün oruç tutarsa Allah onu cehennemden yüz
yıllık mesafe uzaklaştırır.”
Nesâî, Sıyâm, 45.
7-Sehl b. Sa’d (r)’dan:
“Cennette Reyyan adında bir kapı vardır. Bu kapıdan oruçlular
çağrılır. Oruçlulardan ise oraya girer, giren ise asla susamaz.”
Buhârî, Savm, 4; Müslim, Sıyâm, 166.
RAHMET İZLERİ
70
yirmi konuda kırk hadis
ORUÇ
8-Ebû Hureyre (r)’den:
“Kim inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek Ramazan orucunu
tutarsa, onun geçmiş günahları bağışlanır.”
Buhârî, Savm, 1.
9-Ebû Hureyre (r)’den:
“Ramazan ayı girdiği zaman Cennet kapıları açılır, cehennem kapıları
kilitlenir, şeytanlar zincire vurulur.”
Buhârî, Savm, 5; Müslim, Sıyâm, 2.
10-Ebû Hureyre (r)’den:
“Oruçlu yalan sözü ve yalanla ameli bırakmazsa, Allah’ın onun
yemesini içmesini bırakmasına ihtiyacı yoktur.”
Buhârî, Savm, 8; Ebû Dâvûd, Savm, 25.
11-Ebû Hureyre (r)’den:
“Bir kimse Allah’ın verdiği ruhsatlar haricinde Ramazandan bir günü
yerse, bir sene oruç tutsa onun yerini tutmaz”.
Ebû Dâvûd, Savm, 33 (2396).
12-Ümmü Umâre (r)’den:
“Oruç tutmayanlar oruçlunun yanında yemek yedikleri zaman
melekler oruçlu için mağfiret dilerler.”
Tirmizî, Savm, 64 (731).
13-Ebû Hureyre (r)’den:
“Kim oruçlu olduğu halde unutur da yer içerse orucuna devam etsin.
Çünkü Allah ona yedirip içirmiştir.”
Buhârî, Savm, 26.
14-Ebû Hureyre (r)’den:
“Biriniz oruçlu olduğu zaman kötü söz söylemesin, bağırıp
çağırmasın. Birisi kötü söz söyler veya sataşırsa ‘ben oruçluyum’ desin.”
Buhârî, Savm, 2.
RAHMET İZLERİ
71
yirmi konuda kırk hadis
ORUÇ
15-Ebû Hureyre (r)’den:
“Kim Ramazan gecesini, inanarak ve sevabını Allah’tan umarak ihya
ederse geçmiş günahları affedilir.”
Buhârî, Savm, 45.
16-Ebû Hureyre (r)’den:
“Kim Kadir gecesini, inanarak ve sevabını Allah’tan bekleyerek ihya
ederse geçmiş günahları bağışlanır.”
Buhârî, Savm, 6.
17-Abdullah b. Amr (r)’dan:
“Oruçlu kişinin, orucunu açarken yaptığı dua, mutlaka kabul edilir.”
Tirmizî, Cennet, 2 (2526).
18-Ebû Hureyre (r)’den:
“Sakın biriniz Ramazandan bir veya iki gün önce oruç tutmasın. Ancak
daha önce oruçlu ise devam edebilir.”
Buhârî, Savm, 4; Müslim, Sıyâm, 21.
19-Aişe (r)’den:
Hamza b. Amr el-Eslemi Allah Rasûlüne: “Yolculukta oruç tutayım
mı?”diye sordu. Bu zat çok oruç tutardı. Allah Rasûlü (s) ona şu cevabı
verdi: “İstersen tut, istersen tutma.”
Buhârî, Savm, 33.
20-Zeyd b. Halid (r)’den:
“Kim bir oruçluyu iftar ettirirse, oruçlunun ecri gibi oruçlunun
sevabından hiçbir şey eksilmeden ecir/sevap alır.”
Tirmizî, Savm, 82 (807).
21-Enes (r)’ten:
“Sahura kalkın, çünkü sahurda bereket vardır.”
Buhârî, Savm, 20.
22-Sehl b. Sa’d (r)’dan:
“İnsanlar iftarı çabuk yaptıkça hayır üzerinde bulunurlar.”
Buhârî, Savm, 45.
RAHMET İZLERİ
72
yirmi konuda kırk hadis
ORUÇ
23-Enes (r)’ten:
“Kim hurma bulursa iftarını hurma ile açsın, hurma bulamazsa
orucunu su ile açsın. Çünkü su temizdir.”
Tirmizî, Savm, 10 (694).
24-Muaz b. Zühre (r)’den:
Allah Rasûlü (s) iftar ederken şöyle derdi:
“Allahümme leke sumtü ve ala rizgıke efdartü. / Allahım senin için
oruç tuttum, senin rızkınla orucumu açtım.”
Ebû Dâvûd, Savm,22.
25-İbn Abbas (r)’tan:
“İtikafa giren kişi, günahlardan korunup, sevapların tümünü elde
eden kişidir.”
İbn Mace, Sıyâm, 67 (1781).
26-İbn Ömer (r)’den:
“Kim üzerinde bir ay (oruç) borcu olduğu halde ölürse, (yakınları)
onun yerine her gün bir fakiri yedirsin.”
Tirmizî, Savm, 23 (714).
27-Ebû Eyyüb (r)’den:
“Kim Ramazan orucunu tutup da Şevval ayından da altı gün ilave
ederse, tüm sene oruç tutmuş gibi olur.”
Müslim, Sıyâm, 204.
28-Ebû Hureyre (r)’den:
“Ameller pazartesi ve Perşembe Allah’a günleri sunulur. Amelimin
ben oruçlu iken sunulmasını isterim.”
Tirmizî, Savm, 44.
29-Ebû Hureyre (r)’den:
“Nice oruçlular vardır ki; tuttuğu oruçtan yanına kâr kalan sadece,
açlıktır. Nice gece namazı kılanlar vardır ki; onların da kârı, uykusuz
kalmaktır.”
İbn Mace, Sıyam, 21.
RAHMET İZLERİ
73
yirmi konuda kırk hadis
ORUÇ
30-Ebû Zer (r)’den:
“Kim her ayda üç gün oruç tutarsa işte bu bir yılı oruçlu geçirmiş gibi
olur. Allah bu konuyu teyit için şu ayeti indirdi: ‘Kim bir hayır işlerse o
kendisinden on misliyle kabul edilir.(Enam, 6/160)’ Bir gün on misliyle
kabul ediliyor.”
Tirmizi, Savm, 54.
31-Ebû Said (r)’den:
“İki günde oruç tutulmaz: Fıtır/Ramazan Bayramı günü ve
Nahr/Kurban Bayramı günü.”
Buhârî, Savm, 67.
32-Ebû Hureyre (r)’den:
“Sizden hiç kimse Cuma günü oruç tutmasın. Ancak bir gün önceden
oruç tutuyorsa veya ertesi gün oruç tutacak ise Cuma günü de oruç
tutabilir.”
Buhârî, Savm,63.
33-Cabir (r)’den:
“Her iftar vaktinde Allah tarafından (cehennemden) kurtarılan
kimseler bulunur. Bu, (Ramazanın) her gecesinde olur”
Tirmizî, Savm, 1; İbn Mace, Sıyam, 2.
34-İbn Ömer (r)’den:
Allah Rasûlü (s), fitre sadakasını Müslümanlardan her bir köle, hür
erkek ve kadın, küçük ve büyük üzerine, hurma ve arpadan bir sa’ olarak
belirlemiştir.
Bize bu fitreyi, cemaat namazgaha çıkmadan önce
vermemizi emretmiştir.
Buhârî, Zekat 70.
35-Abdullah b. Amr (r)’dan:
“Allah katında oruçların en güzeli Dâvûd (a)’un orucudur. Namazların
en güzeli de Dâvûd (a)’un namazıdır. Gecenin yarısını uyur, üçte birini
namazla geçirir, altıda birini uyurdu. Bir gün oruç tutar bir gün tutmazdı.”
Ebû Dâvûd, Savm, 67 (2448).
RAHMET İZLERİ
74
yirmi konuda kırk hadis
ORUÇ
36-Aişe (r)’den:
“Kim bir yere misafir olursa, onların izni olmadan (nafile) oruç
tutmasın.”
Tirmizî, Savm, 69.
37-Abdullah b. Mesud (r)’dan:
“Sizden kimin evlenmeye gücü yeterse evlensin. Çünkü evlilik, gözü
haramdan men eder, iffeti, korur. Evlenmeye gücü yetmeyen ise oruç
tutsun. Çünkü oruç şehevi arzuları kırar.”
Buhârî, Savm, 10, Nikâh, 3.
38-Ebû Hureyre (r)’den:
“Her şeyin bir zekatı vardır. Bedenin zekatı da oruçtur. Oruç sabrın
yarısıdır.”
İbn Mâce, Sıyâm, 44 (1745).
39-Enes (r)’ten:
“Ramazandan sonra hangi oruç daha faziletlidir? diye sorulunca, Allah
Rasûlü (s); “Ramazana ta’zim (hürmet ve saygı) için Şaban orucu”
buyurdu. Hangi sadaka daha efdaldir? diye tekrar soruldu. Rasûlullah (s);
“Ramazanda verilen sadakadır”buyurdu.
Tirmizî, Zekat, 28.
40-Abdullah b. Zübeyr (r)’den:
Rasûlullah (s) Sa’d b. Muaz’ın yanında iftar etmiş ve şöyle
buyurmuştur: “Yanınızda oruçlular iftar etti, yemeklerinizden ebrar (iyiler)
yedi ve melekler mağfirette bulundular.”
Veya“Yanınızda oruçlular iftar etsin, yemeklerinizden ebrâr / iyiler
yesin, melekler sizin için Allah’tan mağfirette bulunsunlar.”
EbûDâvûd,Savm,22.
RAHMET İZLERİ
75
yirmi konuda kırk hadis
TİCARET
1-Ebû Zerr (r)’den:
“Onlar
(işçiler)
sizin
kardeşleriniz
olup
Allah
onları
sizin
sorumluluğunuza vermiştir. Böyle bir din kardeşi yanında bulunan kimse;
ona yediğinden yedirsin,
giydiğinden giydirsin. Onlara güçlerinin
yetmeyeceği şeyleri yüklemeyiniz. Şayet yüklerseniz onlara yardımcı
olunuz.”
Buhari, Itk,15.
2-Câbir b. Abdullah (r)’tan:
“Sattığında, satın aldığında ve hakkını aradığında kolaylık gösterene
Allah merhamet etsin.”
Buhârî, Büyû’, 16.
3-Râfî b. Hadic (r)’ten:
Rasûlullâh (s)’a: ‘Yâ Rasûlallah! Hangi kazanç daha temiz ve helaldir?’
denildi.
Rasûlullâh (s):
-“Kişinin elinin emeği ve meşru olan her alışveriştir.”buyurdu.
Müsned, IV, 141.
4-el-Mikdam (r)’dan:
“Hiçbir kimse kendi elinin emeğini yemekten daha hayırlı bir yiyecek
yememiştir. Allah’ın Peygamber (s)’i Davud (as) da elinin emeğinden yer
idi.”
Buhârî, Büyu’, 15.
5-Ebû Hureyre (r)’den:
Şüphesiz ki; sizden birinin odun toplayıp sırtında taşıması, birinden
dilenmesinden daha iyidir. Çünkü istediğin kimse verirse minnet altında
kalınır, vermezse rezil olunur.”
Buhârî, Müsâkât, 13.
RAHMET İZLERİ
76
yirmi konuda kırk hadis
TİCARET
6-Ebû Hureyre (r)’den:
“Bir tüccar vardı. İnsanlara borç verirdi. Borçluyu fakir gördüğü
zaman hizmetçilerine: ‘Buna kolaylık gösteriniz. Allah’ın da bizlere kolaylık
göstermesi umulur’ derdi. İşte bu huyundan dolayı Allah, o tüccârın
hesabını kolaylaştırıp, onu affetmiştir.”
Buhârî, Büyû’, 18.
7-Hakîm b. Hizam (r)’dan:
“Alışveriş yapan iki kişi ayrılmadıkları müddetçe muhayyerliğe
(alışverişten vazgeçme konusunda serbestliğe) sahiptirler. Bunlardan her
biri dürüst davranıp doğru söyler, mala veya ücrete ait hususları beyan
ederlerse, bu alışverişlerinden kendilerine bereket verilir. Eğer iki taraf
mal ve ücretin ayıbını gizlerse ve yalan söylerse, bu alışverişlerinin
bereketi gider.”
Buhârî, Büyû’, 19.
8-Ma’mer b. Abdullah (r)’tan:
“Ancak günahkâr kişi karaborsacılık yapar.”
Tirmizî, Büyû’, 40.
9-Abdullah ibni Ömer (r)’den:
Bir kimse Peygamber (s)’e, alışverişlerde daima kendisinin aldatıldığını
söyledi. Peygamber (s), ona: “Sen bir şey satın almak istediğinde
‘aldatmak yok!’ de”buyurdu.
Buhârî, Büyû’, 48.
10-Ebû Hureyre (r)’den:
“Kim bir müslümana malı sattıktan sonra, iade edilen malı geri kabul
ederse Allah da onun günahlarını affeder.”
İbn Mâce, Ticâret, 26.
11-Sahr b. Vedaa el-Ğamidi (r)’den:
“Allah’ım ümmetim için sabahın ilk vakitlerini bereketli kıl.”
Ebû Dâvûd, Cihâd, 78.
RAHMET İZLERİ
77
yirmi konuda kırk hadis
TİCARET
12-İbn Ömer (r.a.)’den:
Peygamber (s) satıcı ile müşteri arasına girip, kendisini alıcı gibi
göstererek müşteriyi kandırıp fiyat yükseltmeye çalışmaktan menetti.
Buhârî, Büyû’, 60.
13-Osman (r)’dan:
“Sabah (namazı vakti) uykusu rızka engel olur.”
Müsned, I, 73.
14-Abdullah b. Amr (r)’dan:
“Şehidin borçtan başka tüm günahları bağışlanır.”
Müslim, İmâret, 119.
15-Sâlim b. Ebi’l-Ca’d (r)’dan:
“Kişinin ruhu cesedinden şu üç şeyden uzak olduğu halde ayrılırsa
cennete girer; gurur, hainlik ve borç.”
Dârimî, Büyû’, 52 (2595); Tirmizî, Siyer, 21.
16-Ebû Hureyre (r)’den:
“Allah şöyle buyurdu: “Üç sınıf insan vardır ki, kıyamet gününde ben
onların düşmanıyım. Biri benim adıma yemin edip sonra yeminini bozar.
İkincisi hür bir insanı köle diye satar da onun parasını yer. Üçüncüsü bir
işçiyi ücretle tutar, onu çalıştırıp işi tam yaptırır da, onun ücretini
vermez.”
Buhârî, Büyû’, 106.
17- Ebû Mes’ud Ukbe b. Amr (r)’dan:
Rasûlullah (s), (avcı ve bekçi köpekleri) dışındaki köpeklerin satışından
elde edilen kazancı, zina (fuhuş) kazancını, kâhinlik (falcılık ve medyumluk)
kazancını yasakladı.
Buhârî, Büyû’, 113.
18-Ebû Hureyre (r)’den:
“Zengin kişinin ödeyecek durumu olduğu halde borcunu ödemeyi
geciktirmesi zulümdür.”
Buhârî, Havâlât, 1,2; Müslim, Müsâkât, 33.
RAHMET İZLERİ
78
yirmi konuda kırk hadis
TİCARET
19- Ebû Hureyre (r) şöyle dedi:
Bir adamın Peygamber (s)’den belirli yaşta bir deve alacağı vardı.
Adam bir gün Peygamber (s)’e geldi de bu alacağını ödemesini istedi.
Peygamber (s) yanındakilere:
-Bu adama onun devesi yaşında bir deve veriniz, buyurdu. Sahâbiler
onun devesi yaşında bir deve aradılar. Fakat ona verilecek yaşta bir deve
bulamadılar. Ancak onun devesinden daha değerli bir deve buldular.
Bunu üzerine Peygamber (s):
-Bunu ona veriniz, buyurdu.
Deveyi alan adam:
-‘Sen bana alacağımdan fazlasını verdin, Allah da sana bol versin,’
dedi.
Peygamber (s) bunun üzerine şöyle buyurdu:
-Şüphesiz sizin en hayırlınız, borcunu en güzel şekilde ödeyeninizdir.
Buhârî,Vekâle, 5.
20- Abdullah b. Serces (r)’ten:
“Güzel şekil ve görünüş, işleri acele etmeksizin yapmak, iktisât
(tutumlu ve tedbirli olmak), savurganlık ve cimrilikten kaçınmak
peygamberliğin yirmi dört parçasından bir parçadır. (peygamberlerin
ortak özelliklerindendir).”
Tirmizî, Birr, 66; Muvatta’, Şiîr, 17.
21- Rifaa b. Rafi (r)’den:
Peygamber (s)’le namazgâha çıktım. İnsanları orada alışverişte
görünce, şöyle buyurdu:
-Ey tüccar topluluğu! Başlarını kaldırıp ona baktılar ve kulak verdiler.
Şöyle devam etti:
RAHMET İZLERİ
79
yirmi konuda kırk hadis
TİCARET
-Kıyamet gününde tüccarlar, Allah’tan korkup yeminine bağlı kalanlar
ile doğruluktan ayrılmayanlar hariç, birer fâcir (günahkâr)
olarak
dirileceklerdir.
Tirmizî, Büyû’, 4 (1210).
22- Ebû Said (r)’den:
“Güvenilir dürüst tüccarlar, Peygamberler, sıddîklar ve şehitlerle
beraberdir.”
Tirmizî, Büyû’, 4 (1209).
23-Ebû Hureyre (r)’den:
“Ticarette yemin, malın satışını artırır diye bilinir. Ama; gerçekte,
kazancın bereketini yok eder.”
Buhârî, Büyû’, 26; Müslim, Müsâkât, 131.
24- el-Mildam b. Ma’dikerb (r):
“Yiyeceklerinizi ölçün ki, sizin için onda bereket olsun.”
Buhârî, Büyû’, 52.
25-İbn Abbas (r)’dan:
Peygamber (s), ölçü ve tartı ile satış yapan insanlara şöyle dedi:
“Siz öyle bir işin başındasınız ki, sizden önceki milletler bunun
yüzünden helak oldular.”
Tirmizî, Büyû’, 9 (1217).
26-Ali (r)’den:
“Pek kötü bir zaman gelecek ki; bollukta olan insan elinde olana
sımsıkı sarılacaktır. Halbuki böyle emredilmemiştir. Allah: ‘Aranızdaki
üstünlüğü unutmayın’ (Bakara,2/ 237) buyuruyor. Ve zorda olanlardan
satın alacaklardır. Halbuki, Peygamber (s); ‘Darda kalan kimselerin malını
(fiyat kırarak) satın almayı yasaklamıştır.”
Ebû Dâvûd, Büyu’, 25.
27-Câbir (r)’den:
“Ey insanlar! Allah’tan korkunuz ve rızkınızı araştırmada güzel bir yol
tutunuz. Çünkü, hiç kimse, biraz gecikse de rızkını tamamen almadan
RAHMET İZLERİ
80
yirmi konuda kırk hadis
TİCARET
ölmez. Öyleyse Allah’tan korkunuz ve rızkınızı güzel yollardan elde ediniz.
Helali alıp haramı terk ediniz.
İbn Mâce, Ticâret, 2.
28-Abdullah b. Ömer (r)’den:
“Duasının kabul edilmesini ve sıkıntısının giderilmesini isteyen
sıkıntıda olan borçluya yardım etsin.”
Müsned, II, 23.
29-Ebû Hureyre (r)’den:
Allahu Teâlâ, buyuruyor: “İki ortağın biri, arkadaşına ihanet
etmedikçe, ben o iki ortağın üçüncüsüyüm. Ona ihanet ettiği zaman ben
aralarından çıkarım.”
Ebû Dâvud, Büyû’, 27 (3383).
30-Enes (s)’ten:
“Âdemoğlunun iki vadi dolusu malı olsa idi bir üçüncüsünü isterdi.
Âdemoğlunun gözünü ancak toprak doyurur. Allah da tevbe edenlerin
tevbesini kabul eder.”
Buhârî, Rikâk, 10; Müslim, Zekat, 116, 119.
31-Ukbe b. Amir (r)’den:
“Müslüman,
müslümanın
kardeşidir.
Bir
müslümanın
diğer
müslümana malındaki ayıbını açıklamadan mal satması helal olmaz. Çünkü
müslüman, müslümanın kardeşidir.”
İbn Mâce, Ticâret, 45 (2246).
32-Abdullah b. Amr (r)’dan:
“İşçinin alın teri kurumadan ücretini ödeyiniz.”
İbn Mâce, Rahûn, 4 (2443).
33- Abdullah b. Ömer (r)’den:
“Kim haksız yere bir karış toprak alırsa, Kıyamet gününde yedi kat
yere batırılır.”
Buhârî, Bedü’l-Halk, 2.
RAHMET İZLERİ
81
yirmi konuda kırk hadis
TİCARET
34- İbn Ömer (r)’den:
“Kim, içerisinde bir dirhemi (Peygamberimiz dönemindeki gümüş
para) haram olan on dirheme, bir elbise satın alırsa, o elbise üzerinde
bulunduğu müddetçe, Allah, onun namazını kabul etmez.”
Müsned, II, 98.
35-İbn Mes’ud (r)’dan:
Rasûlullâh (s), faiz yiyene, yedirene, faize şahitlik yapanlara ve faizle
ilgili işlemleri yazana lânet etti.
Tirmizî, Büyu’, 2 (1206).
36-Ebû Hüreyre (r)’den:
“Kim ödemek niyetiyle insanlardan borç alırsa Allah onun namına
borcu öder (ödenmesinde kolaylık ihsan eder). Kim de insanların malını,
telef ederse veya ödememek niyetiyle borç alırsa, Allah onu perişan
eder.”
Buhârî, İstikrâd, 2.
37-Ebû Hureyre (r)’den:
“Kim güç durumda olan borçlu kimseye süre verirse ya da
alacağından vazgeçerse Allah onu, kendi gölgesinden başka hiçbir gölgenin
olmadığı kıyamet gününde arşının gölgesi altında gölgelendirecektir.”
Tirmizî, Büyû’, 67 (1306).
38-İbn Abbas (r)’tan:
“İnsanların en şerlisi ‘Allah rızası için’ diyerek dilenip de istediği
verilmeyen kimsedir.”
Nesâî, Zekat, 74.
39-Numan b. Beşir (r)’den:
“Helal bellidir, haram bellidir. İkisinin arasında da bir takım şüpheli
şeyler vardır ki, insanların çoğu onları bilmezler. Her kim, şüpheli
şeylerden sakınırsa, ırzını ve dinini kurtarmış olur. Her kim de, şüpheli
şeylere dalarsa harama düşebilir. Nitekim korunun etrafında sürülerini
otlatan çobanın (sürüleri) koruya girebilir. Dikkat edin! Her hükümdarın
RAHMET İZLERİ
82
yirmi konuda kırk hadis
TİCARET
bir korusu olur. Bilmiş olun ki, Allah’ın koruluğu da haram kıldığı
şeylerdir.”
Ebû Dâvûd, Büyû’, 3(3329); Tirmizî, Büyû, 1 (1205).
40-İbn Ömer (r)’den:
Rasûlullâh (s), bir gün Medine pazarında buğday satan birine
rastlamıştı da buğdayın güzelliği hoşuna gitmişti. Bu sebeple Rasûlullâh(s)
elini buğdayın içine daldırmış, ancak; buğdayın altının görünen kısım gibi
kaliteli olmadığını görmüştü. Bunun üzerine O, yiyecek sahibine
hoşnutsuzluğunu ifade etmiş, sonra şöyle buyurmuştu: “Müslümanlar
arasında aldatma yoktur. Bizi aldatan bizden değildir.”
Dârimî,Büyû’,10(2544).
RAHMET İZLERİ
83
yirmi konuda kırk hadis
SOSYAL İLİŞKİLER
1-Ebû Hureyre (r)’den:
“Müslüman müslümanın kardeşidir, ona ihanet etmez, ona yalan
söylemez ve onu sahipsiz bırakmaz. Müslümanın her şeyi; malı, ırzı ve kanı
Müslümana haramdır. Takva, işte burada -kalptedir. Kişinin Müslüman
kardeşine hakaret etmesi ona günah olarak yeter.”
Tirmizî, Birr, 18 (1927).
2-Ebû Hureyre (r) ‘den:
Bir adam Rasûlullâh (s)’a gelerek: “Kendisine en iyi davranmam
gereken kimdir?”diye sordu. Rasûlullâh (s):
- “Annen!”buyurdu.
Adam “Sonra kimdir?”diye sordu. Rasûlullâh (s):
- “Annen!”buyurdu.
Adam “Ondan sonra kim gelir?”diye sordu.
- “Annen!”dedi
Adam tekrar “Sonra kim gelir?”diye sordu. Resul-i Ekrem(s):
-“Baban!”cevabını verdi”.
Buhârî, Edeb, 2; Müslim, Birr, 1.
3-Ebû Hureyre (r)’den:
- “Anne ve babasına veya onlardan sadece birine yaşlılık günlerinde
yetişip de cennete giremeyen kimse perişan olsun, perişan olsun, perişan
olsun!”
Müslim, Birr, 9-10.
4-Ebû Üseyd Malik İbni Rebia es-Saidi (r)’den:
Bir gün biz Rasûlullâh (s)’ın huzurunda otururken Selemoğulları
kabilesinden bir adam çıkageldi ve:
- ‘Yâ Rasûlallah! Annemle babam öldükten sonra onlar(adın)a
yapabileceğim bir iyilik var mı?’ diye sordu. Rasûlü Ekrem (s) şöyle
buyurdu:
RAHMET İZLERİ
84
yirmi konuda kırk hadis
SOSYAL İLİŞKİLER
- “Evet, onlara dua eder, günahlarının bağışlanmasını dilersin;
vasiyetlerini yerine getirirsin; akrabasını koruyup gözetirsin; dostlarına da
ikramda bulunursun”.
Ebû Dâvûd, Edeb, 120; İbn Mâce, Edeb, 2.
5-Ebû Hureyre (r)’den:
- “Hiçbir evlâd babasının hakkını ödeyemez. Şayet onu köle olarak
bulur ve satın alıp âzâd ederse, babalık hakkını ödemiş olur.”
Tirmizî, Birr 8; Ebû Dâvûd, Edep, 120.
6-Numan b. Beşir (r)’den:
“Bütün mü’minleri, birbirlerine merhamette, muhabbette, lütufta ve
yardımlaşma konularında sanki bir vücud gibi görürsün. O vücudun bir
organı hastalanınca vücudun diğer kısımları, birbirlerini, hasta organın
acısına, uykusuzluk ve ateşle ortak olmaya çağırırlar.”
Buhârî, Cihad, 138, Edep 3; Müslim, Birr, 6.
7-Ebû Bekir’in kızı Esmâ (r)’dan:
İslamı kabul etmemiş olan annem, Rasûlullah (s) zamanında yanıma
gelmişti. Rasûlullah (s)’ın görüşünü almak için:
‘Annem, beni özleyip gelmiş. Ona ikramda bulunabilir miyim?’ diye
sordum.
Peygamber (s):
“Evet, annene iyi davran!”buyurdu.
Buhârî, Hibe, 29-Edep 8; Müslim, Zekat, 50.
8-İbn Abbas (r)’tan:
“Küçüğümüze şefkat ve büyüğümüze saygı göstermeyen, iyiliği
emretmeyen ve kötülükten sakındırmayan bizden değildir.”
Tirmizi, Birr, 15(1921).
9-Ebû Bekre Nüfey İbni Haris (r)’den:
Rasûlullah (s): “Büyük günahların en ağırını size haber vereyim
mi?”diye üç defa sordu. Biz de:
- Evet, Ya RasûlAllah! dedik. Rasûlü Ekrem (s):
RAHMET İZLERİ
85
yirmi konuda kırk hadis
SOSYAL İLİŞKİLER
-“Allah’a şirk koşmak, ana babaya itaatsizlik etmek”buyurduktan
sonra yaslandığı yerden doğrulup oturdu ve: “İyi dinleyin! Bir de yalan
söylemek ve yalancı şahitlik yapmak”buyurdu. Bu sözü durmadan
tekrarladı. Daha fazla üzülmesini istemediğimiz için keşke sussa diye arzu
ettik.
Buhârî, Şehâdet, 10; Edep, 6; Müslim, İman, 143.
10-Abdullah İbni Amr İbni As (r)’dan:
Rasûlullâh (s):
-“Bir
kimsenin
kendi
ana
babasına
sövmesi
büyük
günahlardandır.”buyurmuştu. Ashâb-ı Kiram:
-‘Yâ Rasûlallah! İnsan kendi ana babasına hiç söver mi?’ deyince:
- “Evet, tutar birinin babasına söver, o da onun babasına söver.
Birinin anasına söver, o da onun anasına söver.”buyurdu.
Müslim, İman, 146; Tirmizî, Birr 4.
11-Ebû İsa Muğire İbni Şube (r)’den:
“Allahü Teâlâ size ana babaya itaatsizlik etmeyi, verilmesi gerekeni
vermeyip almaya hakkı olmayan şeyi istemeyi ve kız çocuklarını diri diri
toprağa gömmeyi haram kılmış; dedikodu yapmayı, çok soru sormayı ve
malı israf etmeyi de çirkin görmüştür.”
Buhârî, İstikraz, 19; Edep, 6; Müslim, Akdiye, 10-14.
12-İbni Ömer ve Aişe (r)’den:
- “Cebrail bana komşuya iyilik etmeyi o kadar çok tavsiye etti ki;
neredeyse komşuyu komşuya mirasçı kılacak sandım.”
Buhârî, Edep, 28; Müslim, Birr, 140-141.
13-Ebû Zer (r)’den:
“Ey Ebû Zer! Çorba pişirdiğin zaman suyunu çok koy ve komşularını
gözet.”
Müslim, Birr, 142.
RAHMET İZLERİ
86
yirmi konuda kırk hadis
SOSYAL İLİŞKİLER
14-Ebû Hureyre (r)’den:
- “Vallahi iman etmiş olmaz. Vallahi iman etmiş olmaz. Vallahi iman
etmiş olmaz.”buyurdu. Sahâbiler:
- Kim iman etmiş olmaz Yâ Rasûlullâh? diye sordular.
- “Komşusu kötülüğünden emin olmayan kimse.”buyurdu.
Buhârî, Edeb, 29; Müslim, İman 73.
15-Ebû Bekre Nüfey` İbni Hâris es–Sekafî (r)’den:
“İki müslüman birbirine kılıç çektiği zaman, öldüren de, ölen de
cehennemdedir”.
Bunun üzerine ben:
– Yâ Rasûlallah! Öldürenin durumu belli, ama ölen niçin
cehennemdedir? diye sordum.
Rasûl–i Ekrem (s):
– “Çünkü o da, arkadaşını öldürmek istiyordu”buyurdu.
Müslim, Fiten, 14, 15.
16-Âişe (r)’den:
- Yâ Rasûlallah! İki komşum var. Hangisine hediye vereyim? diye
sordum.
- “Kapısı sana daha yakın olana ver.”buyurdu.
Buhârî, Hibe, 16; Edeb 32.
17-Abdullah İbni Ömer (r)’den:
“Allahü Teâlâ’ya göre arkadaşların en hayırlısı, arkadaşına faydalı
olanıdır. Yine Allahü Teâlâ’ya göre, komşuların en hayırlısı, komşusuna
faydalı olandır.”
Tirmizî, Birr, 28.
18-Ebû Hureyre (r)’den:
“Ey Müslüman kadınlar! Komşu hanımlar birbirleriyle hediyeleşmeyi
küçümsemesin! Alıp verdikleri şey bir koyun paçası bile olsa!”
Buhârî, Hibe, 1, Edeb, 30; Müslim, Zekat, 90.
RAHMET İZLERİ
87
yirmi konuda kırk hadis
SOSYAL İLİŞKİLER
19-Ebû Hureyre (r)’den:
“İnsan, dostunun yaşayış tarzından etkilenir. O halde her biriniz dost
edineceği kişiye dikkat etsin.”
Ebû Dâvûd, Edeb, 16; Tirmizî, Zühd 45.
20-Ebû Musa El-Eşari (r)’den:
“İyi ve kötü arkadaşın hali, güzel koku satanla körük çekenin haline
benzer: Misk satan ya sana güzel kokusundan bir miktar karşılıksız verir ya
sen satın alırsın; ya da (hiç değilse onunla beraber olduğun sürece) güzel
koku koklamış olursun. Körük çeken kimse ise, ya elbisesini yakar ya da
(en azından) körüğün kötü kokusundan rahatsız olursun.”
Buhârî, Zebaih, 31; Büyû ,38; Müslim, Birr 146.
21-Ebû Zer (r)’den:
“Üç sınıf insan vardır ki; kıyamet günü Allah, onlarla konuşmaz,
yüzlerine bakmaz, onları temize çıkarmaz. Hem de onlar için can yakıcı
bir azap vardır.”
Rasûlullâh (s) bu cümleyi üç kere tekrarladı.
Ebû Zer:
- Bu kimseler tam bir mahrûmiyete ve hüsrâna uğramışlar. Bunlar
kimlerdir Ey Allah’ın Rasûlü? diye sordu. Rasûlü Ekrem (s)’de:
“Elbisesini kibirle yerde sürüyen, yaptığı iyiliği başa kakan ve yalan
yere yemin ederek ticaret malını iyi bir fiyatla satmaya çalışandır.”cevabını
verdi.
Müslim, İman, 171; Ebû Davud, Libas, 25.
22-Ebû Eyyub (r)’den:
- “Bir müslümanın, din kardeşini üç gün üç geceden daha fazla terk
edip küs durması helal değildir. İki müslüman karşılaşırlar biri bir tarafa
öteki öbür tarafa döner. Halbuki o ikisinin en iyisi önce selam verendir.”
Buhârî, Edep, 62; Müslim, Birr, 23.
RAHMET İZLERİ
88
yirmi konuda kırk hadis
SOSYAL İLİŞKİLER
23-Ebû Hureyre (r)’den:
“Her pazartesi ve perşembe günü ameller Allah’a sunulur. Din
kardeşi ile arasında düşmanlık bulunan kişi dışında Allah’a şirk koşmayan
her kulun günahları bağışlanır. (Meleklere) siz şu iki kişinin amellerini
birbiriyle barışıncaya kadar değerlendirmeye almayın, denilir.”
Müslim, Birr, 36; Ebû Dâvûd, Edeb, 47.
24-İbni Ömer (r)’den:
“Bir kadın, hapsedip ölümüne neden olduğu bir kedi yüzünden azap
gördü ve bu sebeple cehenneme girdi. Hayvanı hapsettiğinde ona bir şey
yedirmemiş, içirmemiş, yerdeki haşereleri yemesine bile izin ve imkan
vermemişti.”
Buhârî, Enbiya, 54; Müslim, Birr, 133.
25-İbni Mesud (r) şöyle dedi:
- Bir seferde Rasûlullâh (s)’la birlikteydik. Hz. Peygamber abdest
bozmak için yanımızdan uzaklaştı. Bu sırada biz iki yavrusu olan bir kaya
kuşu gördük, yavruları aldık. Kuşcağız yavrularını kurtarmak için
çırpınmaya başladı. Tam bu sırada Nebi (s) geldi ve:
- “Bu kuşu yavrularını almak suretiyle kim tedirgin etti? Verin ona
yavrularını!”buyurdu.
Bir kere de yaktığımız karınca yuvasını gördü ve:
- “Karıncaları kim yaktı?”diye sordu.
- Biz, dedik.
- “Gerçek şu ki; ateşle azab etmek, ateşin yaratıcısından başka hiç
kimse için uygun ve meşru değildir.”buyurdu.
Ebû Dâvûd, Cihâd, 112, Âdâb, 164.
26-Ebû Ümame İyas İbni Sa’lebe El-Harisi (r)’den:
Rasûlullâh (s):
-“Yalan yere yemin ederek bir müslümanın hakkını gasbeden kimseye
Allah cehennemi vacip, cenneti de haram kılar.”buyurdu.
RAHMET İZLERİ
89
yirmi konuda kırk hadis
SOSYAL İLİŞKİLER
Bunun üzerine bir kişi:
-Eğer o hak önemsiz bir şey ise yine böyle midir, Yâ Rasûlallah? diye
sordu. Peygamberimiz (s):
-“Misvak ağacından bir dal parçası olsa bile böyledir.”buyurdu.
Müslim, İman, 218.
27-İbni Mes’ud (r)’dan:
“Mümin; insanı kötüleyen, lanetleyen, kötü söz ve çirkin davranış
sergileyen kimse değildir.”
Tirmizî, Birr, 48.
28-Cabir İbni Abdullah (r)’tan:
-“İçinizden en çok sevdiğim ve kıyamet günü bana en yakın mesafede
bulunacak kimseler güzel ahlâk sahibi olanlarınızdır. Güzel konuşuyor
dedirtmek için, uzun uzun konuşanlar, sözünü beğendirmek için avurdunu
şişire şişire laf edenler ve bilgiçlik etmek için lügat parçalayanlar ise en
sevmediğim ve kıyamet günü bana en uzak mesafede bulunacak
kimselerdir.”
Tirmizî, Birr, 71.
29-Enes (r)’ten:
“Başa gelen bir sıkıntı sebebiyle hiçbiriniz ölmeyi istemesin. Eğer
ölümü istemek zorunda kalırsa şöyle desin:
Allahım! Yaşamak benim için hayırlı olduğu sürece hayat ver. Ölmek
benim için daha hayırlı olduğu zaman canımı al!”
Buhari,Merdâ,19.
30-Ebû Hureyre (r)’den:
“Sizden biriniz silahını (ortaya çıkarıp) din kardeşine işaret etmesin.
Çünkü o bilmez, belki şeytan silahı elinden çıkarırda bu yüzden
cehennemin bir çukuruna yuvarlanır.”
Buhârî, Fiten 7; Müslim, Birr, 126.
RAHMET İZLERİ
90
yirmi konuda kırk hadis
SOSYAL İLİŞKİLER
31-İmran b. Husayn (r)’dan:
“Sizden biriniz din kardeşine rastladığında ona selâm versin. Eğer
ikisinin arasına ağaç, duvar ve taş girer de tekrar karşılaşırlarsa, tekrar
selâm versin. “
Ebu Davud, Edeb,135.
32-İmran b. Husayn (r)’dan:
“Sizden biriniz bir meclise vardığında selâm versin. Oturduğu
meclisten kalkmak istediği zaman da selâm versin. Önce verdiği selâm,
sonraki selâmından daha üstün değildir. “
Ebu Davud, Edeb,139.
33-İbni Abbas (r)’tan:
Rasûlullâh (s) Abdülkaysoğullarından Eşecc’e:
“Sende Allah’ın sevdiği iki özellik vardır: Yumuşak huyluluk ve ihtiyatlı
davranmak.”buyurdu.
Müslim, İman 25; Tirmizî, Birr, 66.
34-Ebû Ya’la Şeddad İbni Evs (r)’ten:
“Allah Teala her varlığa iyi davranılmasını emretmiştir. Öyleyse canlı
bir varlığı öldürmeniz gerektiğinde, bu işi can yakmayacak şekilde yapın.
Bir hayvanı boğazlayacağınız zaman ona eziyet vermeyecek güzel bir
şekilde kesin. Bu işi yapacak olan kimse bıçağını iyice bilesin, hayvana acı
çektirmesin.”
Müslim, Sayd, 57; Tirmizî, Diyat, 14.
35-İbni Mes’ud (r)’dan:
“Cehenneme
kimin
girmeyeceğini
veya
cehennemin
kimi
yakmayacağını size haber vereyim mi? Cana yakın olan, herkesle iyi
geçinen, yumuşak başlı olup insanlara kolaylık gösteren kimseleri
cehennem yakmaz.”
Tirmizî, Kıyamet, 45.
RAHMET İZLERİ
91
yirmi konuda kırk hadis
SOSYAL İLİŞKİLER
36-Abdullah İbni Abbas (r)’tan:
Rasûlullâh (s)’ın Allahü Teâlâ’dan rivayet ettiği bir hadiste şöyle
buyuruldu:
“Allahü Teâlâ iyilik ve kötülükleri takdir edip yazdıktan sonra bunların
iyi ve kötü oluşunu şöyle açıkladı:
Kim bir iyilik yapmak ister de yapamazsa, Cenâb-ı Hak bunu yapılmış
mükemmel bir iyilik olarak kaydeder.
Şayet bir kimse, iyilik yapmak ister sonra da onu yaparsa, Cenâb-u
Hakk, o iyiliği on mislinden başlayıp yedi yüz misliyle, hatta daha fazlasıyla
yazar.
Kim bir kötülük yapmak ister de vazgeçerse, Cenâb-u Hakk bunu
mükemmel bir iyilik olarak kaydeder.
Şayet insan, bir kötülük yapmak ister sonra da onu yaparsa, Cenâb-u
Hakk, o fenalığı sadece bir günah olarak yazar.”
Buhârî, Rikâk, 31; Müslim, İman 207-259.
37-Ebû Zer Cündeb b. Cünâde ve Ebû Abdurrahmân Muaz b.
Cebel (r)’den:
“Nerede ve nasıl olursan ol, Allah’tan kork! Kötülük işlersen hemen
arkasından iyilik yap ki; o kötülüğü silip süpürsün. İnsanlarla güzel geçin!”
Tirmizî, Birr, 55.
38-Cerir b. Abdullah (r)’tan:
“İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez.”
Tirmizî, Birr, 16 (1922).
39-Ebû Hureyre (r)’den:
Bir adam Peygamber (s)’e gelerek:
- ‘Ben açım,’ dedi.
Allah’ın Rasûlü (s) hanımlarından birine haber salarak yiyecek bir şey
göndermesini istedi. (Hanımı) da:
RAHMET İZLERİ
92
yirmi konuda kırk hadis
SOSYAL İLİŞKİLER
-Seni Peygamber olarak gönderen Allah’a yemin ederim ki; evde
sudan başka bir şey yok, dedi. Peygamber (s), bir başka hanımından
yiyecek bir şeyler istedi. O da aynı cevabı verdi. Daha sonra Rasûlü
Ekrem(s)’in öteki hanımları da: Seni peygamber olarak gönderene yemin
ederim ki; evde sudan başka bir şey yok, diye haber gönderince; Rasûlü
Ekrem (s) ashabına dönerek:
-“Bu gece bu şahsı kim misafir etmek ister?”diye sordu.
Ensardan biri:
‘Ben misafir ederim, Yâ Rasûlallah!’ diyerek o yoksulu alıp evine
götürdü. Eve varınca karısına: ‘Rasûlullâh (s)’ın misafirini ağırla!’ dedi.
Buhârî, Menâkıbü’l Ensâr, 10; Müslim, Eşribe, 172.
40-Abdullah b. Amr b. As (r)’tan:
“Akrabasının yaptığı iyiliğe aynıyla karşılık veren, onları koruyup
gözetmiş sayılmaz. Akrabayı koruyup gözeten adam, kendisiyle ilgiyi
kestikleri zaman bile, onlara iyilik etmeye devam edendir.”
Buhârî, Edeb, 15; Ebû Dâvûd, Zekat 45; Tirmizî, Birr, 10.
RAHMET İZLERİ
93
yirmi konuda kırk hadis
YEME-İÇME
1-Ebû Seleme (r)’nin oğlu Ömer (r)’den:
“Ben Rasûlullah (s)’ın terbiyesi altında yetişen bir çocuktum, yemek
yerken elim tabağın her tarafını dolaşırdı. Rasûlullah (s) bana;
“Yavrucuğum, yemeğin başında Bismillâh de! Sağ elinle ve önünden
ye!”buyurdu.
Bundan sonra ben her zaman sağ elimle, besmele çekerek ve
önümden yedim”.
Buhârî, Et’ıme, 2.
2-Câbir (r)’den:
“Evine giren bir kimse hem evine girerken hem de yemek yerken
Besmele çekerse, şeytan adamlarına; burada ne geceleyebilir ne de
yemek yiyebilirsiniz, der. Eğer o kimse evine girerken Besmele çekmezse
şeytan adamlarına; barınacak bir yer buldunuz, der. O kimse yemek
yerken de besmele çekmezse şeytan adamlarına; barınacak yer ve yemek
buldunuz, müjdesini verir.”
Müslim, Eşribe,103; Ebû Dâvûd, Et’ıme, 15.
3-Ebû Umâme (r)’den:
Rasûlullah (s) yemekten sonra şöyle dua ederdi:
“Ey Rabbim! Sana, tertemiz duygularla, eksilmeyip artan, huzurundan
geri çevrilmeyip kabul edilen sayısız hamd ile hamdederiz.”
Buhârî, Et’ıme, 54; Ebû Dâvûd, Et’ıme, 52.
4-Ebû Hureyre (r)’den:
“Rasûlullah (s) yemekte hiçbir zaman kusur aramazdı. İştahı varsa
yer, canı çekmiyorsa yemezdi.”
Buhârî, Et’ıme, 21; Müslim, Eşribe, 187.
5-Câbir (r)’den:
Bir gün Peygamberimiz (s) misafir olduğu bir evde, ev halkından,
yiyecek ekmek ve katık istedi. Onlar da:
“-Evde sirkeden başka katık yok”dediler.
RAHMET İZLERİ
94
yirmi konuda kırk hadis
YEME-İÇME
Rasûlullah (s) sirkenin getirilmesini istedi, sonra da:
“Sirke ne kadar güzel bir katıktır”diyerek onu ekmekle yemeye
başladı.”
Müslim, Eşribe, 167-169;Ebû Dâvûd, Et’ıme, 39.
6-Vahşi b. Harb (r)’den:
Rasûlullah (s)’ın ashabından bir kısmı;
“Yâ Rasûlallah! Yemek yiyor, fakat doymuyoruz”dediler.
Rasûlullah (s) onlara:
“Her halde ayrı ayrı yiyorsunuz, öyle mi?”diye sorunca,
“Evet, öyle yapıyoruz”dediler. Bunun üzerine Rasûlullah (s):
“Yemeği
birlikte
yiyiniz,
besmele
çekiniz
ki,
yemeğiniz
bereketlensin”buyurdu.
Ebû Dâvûd, Et’ıme, 14; İbn Mâce, Et’ıme, 17.
7-İyas b. Seleme (r)’den:
“Rasûlullah (s)’ın yanında bir adam sol eliyle yemek yiyordu.
Rasûlullah (s) ona:
“Sağ elinle ye”buyurdu.
Adam (kibrinden dolayı) “Yiyemem”dedi. Bunun üzerine Rasûlullah
(s) :
“Yiyemez olasın”diye beddua etti.
Bu olaydan sonra adam sağ elini kullanamaz oldu.”
Müslim, Eşribe, 107.
8-Enes (r)’ten:
Rasûlullah (s) yemek yedikten sonra, üç parmağını yalardı ve şöyle
buyururdu:
“Birinizin lokması yere düşünce onu yerden alsın, bulaşan kısmını silip
onu yesin, sakın o lokmayı şeytana bırakmasın.”
Yine Rasûlullah (s) bizlere yemek tabağını iyice sıyırmamızı emretti ve
şöyle buyurdu:
RAHMET İZLERİ
95
yirmi konuda kırk hadis
YEME-İÇME
“Tabağınızı
iyice
sıyırın,
çünkü
bereketin
nerede
olduğunu
bilemezsiniz.”
Müslim, Eşribe, 136.
9-İbn Ömer (r)’den:
“Selâmı yaygınlaştırın, yemek yedirin ki, Allah’ın emrettiği şekilde
kardeşler olasınız.”
İbn Mâce, Et’ıme, 1 (3852).
10-İbn Ömer (r)’den:
Peygamber (s)’in yanında bir kişi geğirdi. Bunun üzerine Peygamber
(s) şöyle buyurdu: “Yanımızda geğirme! Dünyada insanların doyasıya en
çok yiyeni, âhiret günü açlığı en uzun olanıdır.”
Tirmizî, Sıfatü’l- Kıyamet, 37 (5478) .
11-Câbir b. Abdillah (r)’tan:
“Muhakkak ki, bir kişinin yemeği iki kişiye, iki kişinin yemeği dört
kişiye, dört kişinin yemeği de sekiz kişiye yeter.”
Müslim, Eşribe, 179.
12-İbn Ömer (r)’den:
İbn Ömer (r) beraber yemek üzere sofrasına bir fakir getirilmedikçe
yemek yemezdi. Yine bir gün bir fakir İbn Ömer (r)’in sofrasına getirildi,
onunla birlikte yemek yedi, fakat adam çok yemişti.
Bunun üzerine İbn Ömer (r) hizmetçisine: “Bu adamı bir daha
getirme, çünkü Peygamberimiz (s) şöyle buyurmuştur”dedi:
“Mümin bir midesini doldurmak için yer, kâfir ise yedi bağırsağını
doldurmak için yer ve içer.”
Buhârî, Et’ıme, 12; Tecrid-i Sarih, 1851.
13-Enes (r)’ten:
“Rasûlullah (s) suyu ve diğer içecekleri üç nefeste içerdi.”
Buhârî, Eşribe, 26; Müslim, Eşribe, 126; Tirmizî, Eşribe, 13.
RAHMET İZLERİ
96
yirmi konuda kırk hadis
YEME-İÇME
14-Ebû Katade (r)’den:
Rasûlullah (s) içecek kaplarının içine üflemeyi yasakladı.”
Buhârî, Vüdu, 19; Müslim, Eşribe, 121.
15-Ebû Katade (r)’den:
Peygamberimiz (s) şöyle buyurdu: “Halka su dağıtan kimse suyu en
son içer.”
Tirmizî, Eşribe, 20; Müslim, Mesacid, 311.
16-Huzeyfe (r)’den:
Rasûlullah (s) bize (erkeklere) halis ipek ve atlas kumaştan elbise
giymeyi, (ümmetine) altın ve gümüş kaplarda su içmeyi yasakladı ve şöyle
buyurdu:
“Bunlar dünyada kâfirlerindir, ahirette ise sizlerin olacaktır.”
Buhârî, Eşribe, 28; Müslim, Libas, 3,4; Ebû Dâvûd, Eşribe,17.
17-İbn Abbas (r)’tan:
“Suyu deve gibi bir solukta içmeyin, dinlene dinlene iki veya üç
solukta için. Su içerken besmele çekin, bitirince de Allah’a hamdedin.”
Tirmizî, Eşribe, 13.
18-İbn Ömer (r)’den:
“Her sarhoş eden içkidir ve her içki de haramdır. Kim dünyada içki
içer ve tevbe etmeden onun tiryakisi olduğu halde ölürse ahretteki
şaraplardan içemez.”
Buhârî, Eşribe, 1; Müslim, Eşribe, 73.
19-Enes (r)’ten:
Rasûlullah (s) içkiyle ilgili olarak on grup insana lânet etmiştir;
hammaddesinden şarap yapmak maksadıyla sıkan ve sıktırana, içene ve
hizmet edene, taşıyana ve taşıtana, satana ve satın alana, ısmarlayana ve
bunun parasını yiyene.”
Tirmizî, Büyû’, 59; İbn Mâce, Eşribe, 6.
RAHMET İZLERİ
97
yirmi konuda kırk hadis
YEME-İÇME
20-Ebû Said el-Hudri (r)’den:
Rasûlullah (s) yeni bir elbise giydiği zaman sarık, gömlek, rida gibi
giydiği şeyin adını anarak şöyle derdi:
“Allahım! Hamd sana mahsustur, onu bana sen giydirdin, senden onu
hayırlı kılmanı, yapılışına uygun kullanmanın hayrını nasip etmeni dilerim.
Şerrinden ve yaratılış gayesinin dışında kullanmaktan sana sığınırım.”
Ebû Dâvûd, Libas,1; Tirmizî, Libas, 28.
21-Ebû Hureyre (r)’den:
“Allah büyüklük taslayarak elbisesinin eteklerini yerde sürüyen
kimsenin kıyamet gününde yüzüne bakmaz.”
Buhârî, Libas, 5; Müslim, Libas, 43.
22-Muaz b. Enes (r)’ten:
“Bir kimse gücü yettiği halde Allah için mütevazi davranarak lüks
giyinmeyi terk ederse, Allah o insanı kıyamet gününde yaratıklarının en
başında huzuruna çağırır ve onu iman ehlinin giyeceği elbiselerden
dilediğini giyme hususunda serbest bırakır.”
Tirmizî, Sıfatu’l-Kıyâme, 39; Müsned, III, 338.
23-Ebû Hureyre (r)’den:
“Biriniz ayakkabı giyince sağdan başlasın, çıkarırken de soldan
başlasın.”
Müslim, Libas,67.
24- Aişe (r)’den:
Rasûlullah (s) ayakkabı giymede, başını taramada ve bütün işlerinde
sağdan başlamayı severdi.
Buhârî, Libas,38.
25-Ebû Hureyre (r)’den:
“Rasûlullah (s), kadın elbisesi giyen erkeğe, erkek elbisesi giyen kadına
lanet etmiştir.”
Ebû Dâvûd, Libas,31.
RAHMET İZLERİ
98
yirmi konuda kırk hadis
YEME-İÇME
26-Bera b. Azib (r)’den:
Rasûlullah (s) bize yedi şeyi emretti, yedi şeyi de yasakladı. ‘Bizlere
hasta ziyaretini, cenaze arkasından gitmeyi, aksırana dua etmeyi, yemin
edenin yeminini kabul etmeyi, zulme uğrayana yardım etmeyi, davete
icabet etmeyi ve selamlaşmayı emrederdi. Bizleri altın yüzük takmaktan,
gümüş kaptan içmekten, binicilerin altına ipek altlıklar koymaktan, harir,
kasıy, istebrak, dibac denilen ipekli kumaşları kullanmaktan nehyetti.’
Müslim, Libas, 3.
27-Câbir b. Abdullah (r)’tan:
“Çoğu sarhoş edenin azı da haramdır.”
Ebû Dâvûd, Eşribe, 5.
28-Câbir b. Abdullah (r)’tan:
Rasûlullah (s) insanın sol elle yemek yemesini, bir tek ayakkabı ile
yürümesini, bir tek kumaşa sımsıkı bürünmesini ve bir tek beze sarılarak
dizlerini yukarı dikmek suretiyle kaba etleri üzerine avret mahallini açarak
oturmasını yasakladı.
Müslim, Libas, 70.
29-Nâfi b. Ömer (r)’den:
‘Rasûlullah (s) başkasının saçından kendi saçına saç takan, böyle saç
takmak isteyen, vücuduna döğme yapan ve yaptırmak isteyene lanet
etmiştir.’
Müslim, Libas,119.
30-Ebû Hureyre (r)’den:
“Cehennemliklerden iki sınıf vardır ki ben onlara bir daha
bakamadım. Biri öyle bir grup ki ellerinde sığırkuyruklarına benzer
kamçılarla insanları döven, onlara zulmedenler. Diğeri de elbise giyinmiş
fakat çıplak olan, erkeklerin gönüllerini çalan, kibirle salınarak ve kırıtarak
yürüyen, başları Horasan develerinin hörgücü gibi olan bir takım
RAHMET İZLERİ
99
yirmi konuda kırk hadis
YEME-İÇME
kadınlardır. Bunlar cennete giremez, onun kokusunu dahi alamazlar.
Halbuki cennetin kokusu yetmiş yıllık mesafeden gelir.”
Müslim, Libas,125.
31-Ebû Hureyre (r)’den:
“Altın, gümüş, elbise kulu olan kişiler sürünsün, kahrolsun. Vücuduna
diken batınca çıkaracak kimseyi bulamasın.”
İbn Mâce, Zühd, 8 (4136).
32-İbn Ömer (r)’den:
“Davranışlarınızda ve hiçbir halinizde müşriklere benzemeyiniz.
Sakallarınızı iyice uzatıp bıyıklarınızı kısaltınız.”
Buhârî, Libas, 64.
33-Enes b. Malik (r)’ten:
Rasûlullah (s) kendisine sunulan güzel kokuyu reddetmezdi.
Buhârî, Libas, 80.
34-İbn Abbas (r)’tan:
“Beyaz renk elbiseler giyiniz. Çünkü elbiselerin en hayırlısı beyaz renk
olanlardır. Ölülerinizi de beyaz kefene sarınız.”
Ebû Dâvûd, Tıb,14; Tirmizî, Edeb, 46; İbn Mâce, Cenâiz, 6.
35-Ebû’d-Derdâ (r)’dan:
“Sizler kardeşlerinizin yanına varacaksınız. Binit hayvanlarınızı düzene
koyun, elbiselerinize çeki düzen verin, insanlar arasında yüzdeki güzellik
nişanesi olan ben gibi olun. Çünkü Allah çirkin görünüşü ve kötü sözü
sevmez.”
Ebû Dâvûd, Libas,25.
36-Ebû Hureyre (r)’den:
“Biriniz yemeğe davet edildiği zaman gitsin, şayet oruçluysa yemek
sahibine dua etsin, oruçlu değilse yesin.”
Müslim, Sıyam,159.
RAHMET İZLERİ
100
yirmi konuda kırk hadis
YEME-İÇME
37-Ebû Cuhayfe (r)’den:
“Ben bir yere dayanarak yemem.”
Buhârî, Et’ıme, 13.
38-İbn Abbas (r)’tan:
“Bereket yemeğin ortasına iner, bu sebeple yemeğin ortasından değil
de kenarından yiyiniz.”
Ebû Dâvûd, Et’ıme, 17.
39-Ebû’l-Ahvas’ın babasından (r):
Üzerimde eski püskü elbiseler varken Peygamber (s)’in yanına
vardım.
-“Malın var mı?”buyurdu.
- ‘Evet’ dedim.
-“Hangi tür malın var?”dedi.
-‘Allah’ın bana verdiği deve, sığır, at, koyun, köle gibi her mala
sahibim’ dedim.
-“Allah sana mal vermişse, mutlaka onun eseri ve cömertliği üzerinde
görünsün” buyurdu.
Nesâî, Zînet, 82.
40-Ebû Hureyre (r)’den:
Rasûlullah
(s); su tulumu yahut kırbadan, kafaya dikerek içmeyi
yasakladı.
Buhârî, Eşribe, 23.
RAHMET İZLERİ
101
yirmi konuda kırk hadis
AHLAK
1-Nevvâs İbni Sem’ân (r)’dan:
İyilik, güzel ahlâktan ibarettir. Günah ise kalbini tırmalayıp durduğu
halde insanların bilmesini istemediğin şeydir.”
Müslim, Birr, 14.
2-Enes (r)’ten:
Rasûlullah (s), insanların en güzel ahlâklısı idi.
Buhârî, Edeb, 112.
3-Abdullah İbni Amr İbni Âs (r)’tan:
Rasûlullah(s)’ın
sözlerinde
ve
hareketlerinde
hiçbir
çirkinlik
bulunmadığı gibi, çirkin olan hiçbir şeye de özenmezdi. Şöyle buyururdu:
“Sizin en hayırlınız, ahlâkı güzel olanınızdır.”
Buhârî, Menâkıb, 23.
4-Âişe (r)’den:
“Bir mü’min, güzel ahlâkı sayesinde, gündüz oruç tutup gece namaz
kılan kimselerin derecesine ulaşır.”
Ebû Dâvûd, Edeb, 7.
5-Ebû Hureyre (r)’den:
Rasûlullah’a (s):
- İnsanları cennete en fazla götürecek şey nedir? diye soruldu.
Rasûlullah (s):
- “Allah’a saygı (takva) ve güzel ahlâktır”buyurdu.
- İnsanları cehenneme en fazla götürecek şey nedir?diye sorulunca da:
- “Ağız ve cinsel organdır”buyurdu.
Tirmizî, Birr, 62.
6-Ebû Ümâme el–Bâhilî (r)’den:
“Haklı bile olsa çekişip didişmeyen kimseye cennetin kenarında bir
köşk verileceğine ben kefilim. Şakadan bile olsa yalan söylemeyen kimseye
cennetin ortasında bir köşk verileceğine kefilim. İyi huylu kimseye de
cennetin en yüksek yerinde bir köşk verileceğine kefilim.”
Ebû Dâvûd, Edeb, 7.
RAHMET İZLERİ
102
yirmi konuda kırk hadis
AHLAK
7-Âişe (r)’den:
“Allah Teâlâ kullarına lütufkârdır. Onlara kolaylık gösterilmesine
memnun olur. Zorluk çıkaranlara ve başkalarına vermediği başarıyı ve
sevabı, kolaylık gösterenlere verir.”
Müslim, Birr, 77.
8- İbn Abbas (r)’tan:
“Kim çokça istiğfarda bulunursa, Allah onun her üzüntüsünü sevince
çevirir. Her sıkıntısına bir çare bulur. Beklenmedik yerden ona rızık
gönderir.”
İbn Mâce, Edeb, 57 (3819).
9-İmrân İbni Husayn (r)’dan:
Nebî (s)’e bir adam geldi ve:
– es–Selâmü aleyküm, dedi. Peygamber (s) onun selâmına aynı
şekilde karşılık vererek “aleyküm selâm”dedikten sonra adam oturdu.
Nebî (s):
– “On sevap kazandı”buyurdu. Sonra bir başka adam geldi, o da:
– es–Selâmü aleyküm ve rahmetullah, dedi. Peygamberimiz (s) ona
da verdiği selâmın aynısıyla karşılık vererek / ve aleyküm selâm ve
rahmetullâh dedi. O kişi de yerine oturdu. Peygamber(s):
–“Yirmi sevap kazandı” buyurdu. Daha sonra bir başka adam geldi ve:
– es–Selâmü aleyküm ve rahmetullahi ve berekâtüh, dedi. Peygamber
(s), o kişiye de selâmının aynıyla karşılık vererek / ve aleyküm selâm ve
rahmetullâhi ve berakâtüh dedi. O kişi de yerine oturdu. Efendimiz:
“Otuz sevap kazandı”buyurdular.
Ebû Dâvûd, Edeb, 132.
10-Enes(r)’ten:
“O çocuklara rastladığı zaman onlara selâm verir ve: “Rasûlullah (s)
böyle yapardı”, derdi.
Buhârî, İsti’zân, 15.
RAHMET İZLERİ
103
yirmi konuda kırk hadis
AHLAK
11-Berâ (r)’dan
“İki
müslüman
karşılaştıklarında
el
sıkışırlarsa,
birbirlerinden
ayrılmadan önce günahları bağışlanır. “
Ebû Dâvûd, Edeb, 143.
12-Rib’î İbni Hirâş (r)’tan:
Benî Âmir’den bir adamın bize haber verdiğine göre, bu zât, Nebî (s)
evde iken, “İçeri gireyim mi?”diye izin istemişti.
Rasûlullah (s) hizmetçisine:
“Çık, bu adama izin istemeyi öğret! Önce es–Selâmü aleyküm desin,
sonra gireyim mi? diye sorsun”, buyurdu. Adam Peygamberimiz (s)in
söylediklerini duyarak:
es–Selâmü aleyküm, girebilir miyim? dedi. Bunun üzerine Nebî (s),
ona izin verdi o da içeri girdi.
Ebû Dâvûd, Edeb, 127.
13-Cerîr İbni Abdullah (r)’tan:
“Yumuşak davranamayan kimse, bütün hayırlardan mahrum kalmış
sayılır.”
Müslim, Birr, 74–76.
14-Ebû Hureyre (r)’den:
“Allah, aksırmaktan hoşlanır, esnemekten hoşlanmaz. Sizden birisi
aksırdığında, “Elhamdülillâh / Allah’a hamd olsun”desin. Bunun duyan
kimseler:
“yerhamükallah/Allah
sana
merhamet
etsin”
demelidir.
Esnemeye gelince; muhakkak o şeytandandır. Herhangi biriniz esnemesi
geldiği zaman, gücü yettiğince onu savmaya çalışsın ve ağzını açarak “â,
â”demesin! Çünkü bu şeytandandır ve şeytan, bu hareketle sevinir ve
güler.”
Buhârî, Edeb, 8.
RAHMET İZLERİ
104
yirmi konuda kırk hadis
AHLAK
15-Abdullah b. Ömer (r)’den:
"Bir (ziyafete) çağrılıp da gitmeyen kimse Allah'a ve Rasûlüne isyan
etmiştir. Çağrılmaksızın (bir ziyafet yerine) giren kimse de hırsız olarak
girmiş ve çapulcu olarak çıkmıştır.”
Ebû Davud, Et’ıme, 1 (3741).
16-Ebû Muhammed Hasan İbni Ali İbni Ebû Tâlib (r)’den:
Ben Rasûlullah (s)’tan:
“Şüpheliyi bırak, şüphe vermeyene bak. Zira gönül, (sözde ve işte)
doğrudan, huzur, yalandan kuşku duyar” buyurduğunu belledim.
Tirmizî, Kıyamet 60.
17-Âişe (r)’den:
“Gerçek şu ki, her insanın vücudunda 360 eklem (ve kemik)
bulunmaktadır. Kim bu eklem sayısı kadar Allahü ekber, elhamdülillah, lâ
ilâhe illallah der, Allah’tan bağışlanma diler, insanların yolu üzerinden taş,
diken veya kemik gibi şeyleri kaldırır, iyiliği emreder veya kötülükten
nehyeder ise, o günü kendisini cehennemden uzaklaştırmış olarak geçirir.”
Müslim, Zekat, 54.
18-Enes b. Mâlik (r)’ten:
“Allah Teâlâ, yemek yedikten veya bir şey içtikten sonra kendisine
hamdeden kuldan hoşnut olur.”
Müslim, Zikir, 89.
19-Ebû Saîd el-Hudrî (r)’den:
"Rasûlullah (s) (bir gün):
"Sakın yollarda oturmayın!” buyurmuştu.
"Yâ Rasûlallah dediler, (işlerimiz sebebiyle) oturmamız gerekebilir;
oralarda (oturup) konuşuyoruz."
"Mutlaka oturacaksınız, bari yola hakkını verin!”buyurdu. Bunun
üzerine:
"Ey Allah'ın Rasûlü, onun hakkı nedir?”diye sordular.
RAHMET İZLERİ
105
yirmi konuda kırk hadis
AHLAK
"Harama bakmaktan sakınmak, (gelip geçeni) rahatsız etmemek,
verilen selamı almak, iyiliği emredip kötülükten alıkoymak!” buyurdu.
Buhârî, İsti'zân, 2.
20-Ebû Hureyre (r)’den:
“Kuvvetli mü’min, (Allah katında) zayıf mü’minden daha hayırlı ve
daha sevimlidir. (Bununla beraber) her ikisinde de hayır vardır. Sen, sana
yararlı olan şeyi elde etmeye çalış. Allah’tan yardım dile ve asla acz
gösterme. Başına bir şey gelirse, “şöyle yapsaydım, böyle olurdu”diye
hayıflanıp durma. “Allah’ın takdiri bu, O, ne dilerse yapar”de. Zira “eğer
şöyle yapsaydım”sözü şeytanı memnun edecek işlerin kapısını açar.”
Müslim, Kader 34.
21-İbni Mes’ud (r)’dan:
Rasûlullâh (s), şöyle dua ederdi:
“Allahım! Senden hidayet, takva, iffet ve gönül zenginliği isterim.”
Müslim, Zikir, 72.
22-Ebû Hureyre (r)’den:
“Her Perşembe akşamı/Cuma gecesi, insanoğlunun amelleri Allah’a
sunulur; ama, sıla-i rahmi/akraba ile ilgiyi kesenin ameli kabul edilmez.”
Müsned, II, 484.
23-Cübeyir b. Mut’ım (r)’den:
“Sılai rahmi/ akraba ile ilgiyi kesen cennete giremez.”
Müslim, Kit’âbu’l-Birr, 18, 19.
24-Ebû Hureyre (r)’den:
Rasûlullah (s) Ali’nin oğlu Hasan’ı öptü, yanında da Temîm
kabilesinden Akra’ b. Habis oturuyordu. Akra dedi ki: ‘Benim on çocuğum
var, onlardan hiç birini öpmedim’. Rasûlullah (s) ona baktı, sonra, şöyle
buyurdu:
“Merhamet etmeyene merhamet edilmez.”
Müslim, Kitâbu’l-Fezâil, 65.
RAHMET İZLERİ
106
yirmi konuda kırk hadis
AHLAK
25-Ebû Hureyre (r)’den:
“Bir kimsenin câmide cemaatle kıldığı namaz, işyerinde ve evinde
kıldığı namazdan yirmi küsur derece daha sevaptır. Şöyle ki; bir kişi
güzelce abdest alır, sonra başka hiçbir maksatla değil, sadece namaz
kılmak üzere câmiye gelirse, câmiye girinceye kadar attığı her adım
sebebiyle bir derece yükseltilir ve bir günahı bağışlanır. Camiye girince de,
namaz kılmak için orada durduğu sürece, tıpkı namaz kılıyormuş gibi
sevap kazanır. Biriniz namaz kıldığı yerden ayrılmadığı, kimseye eziyet
etmediği ve abdestini bozmadığı müddetçe melekler:
Allahım! Ona merhamet et!
Allahım! Onu bağışla!
Allahım! Onun tövbesini kabul et! diye ona dua ederler. “
Ebû Dâvûd, Salât, 48.
26-Ebû Saîd ve Ebû Hüreyre (r)’den:
“Yorgunluk, sürekli hastalık, tasa, keder, sıkıntı ve gamdan ayağına
batan dikene varıncaya kadar müslümanın başına gelen her şeyi, Allah,
onun hatalarını bağışlamaya vesile kılar.”
Müslim, Birr, 49.
27-Enes b. Mâlik (r)’ten:
Rasûlullâh (s), (çocuğunun) mezarı başında (bağıra–çağıra) ağlayan bir
kadının yanından geçti. Ona:
“Allah’tan kork ve sabret!”buyurdu.
Kadın:
Çek git başımdan, çünkü benim başıma gelen felâket, senin başına
gelmemiştir, dedi.
Kadın, Peygamber (s)’i tanıyamamıştı. Kendisine, onun Peygamber
(s), olduğunu söylediler. Bunu duyar duymaz Peygamber (s)’in kapısına
koştu, orada kapıcılar yoktu. (Özür beyan etmek üzere Peygamber (s)’e):
Sizi tanıyamadım, dedi.
RAHMET İZLERİ
107
yirmi konuda kırk hadis
AHLAK
Peygamber (s) de:
“Sabır dediğin, felâketle karşılaştığın ilk anda dayanmaktır” buyurdu.
Buhârî, Cenâiz, 32.
28-Enes (r)’ten:
“Allah, iyiliğini dilediği kulunun cezasını dünyada verir. Fenalığını
dilediği kulunun cezasını da, kıyamet günü günahını yüklenip gelsin diye,
dünyada vermez. ”
“Mükâfatın büyüklüğü, belânın şiddetine göredir. Allah, sevdiği
topluluğu belâya uğratır. Kim başına gelene razı olursa, Allah ondan
hoşnut olur. Kim de razı olmazsa, Allahın gazabına uğrar. ”
Tirmizî, Zühd, 57.
29-Muâz b. Enes (r)’ten:
“Gereğini yapmaya gücü yettiği halde öfkesini yenen kimseyi Allah,
Kıyamet günü herkesin gözü önünde çağırır, huriler arasından dilediğini
seçmekte serbest bırakır.”
Tirmizî, Birr, 74.
30-Abdullah İbni Mes’ud (r)’dan:
“Şüphesiz ki sözde ve işde doğruluk hayra ve üstün iyiliğe yöneltir.
İyilik de cennete iletir. Kişi doğru söyleye söyleye Allah katında sıddîk (hep
doğru söyleyen) diye kaydedilir. Yalancılık, yoldan çıkmaya (fücûr)
sürükler. Fücûr da cehenneme götürür. Kişi yalancılığı meslek edinince
Allah katında çok yalancı (kezzâb) diye yazılır. “
Müslim, Birr, 103–105.
31-Abdullah İbni Abbas (r)’tan:
Bir gün Peygamber (s) bana:
“Yavrucuğum, sana bazı ilkeler öğreteyim”dedi ve şöyle buyurdu:
“Allah’ın buyruklarını gözet ki, Allah da seni gözetip korusun. Allah’ın
(rızasını) her işte önde tut, Allah’ı yanında bulursun. Bir şey isteyeceksen
Allah’tan iste. Yardım dileyeceksen, Allah’tan dile! Ve bil ki, bütün insanlar,
RAHMET İZLERİ
108
yirmi konuda kırk hadis
AHLAK
toplanıp sana iyilik yapmaya çalışsalar, ancak Allah’ın senin için takdir ettiği
iyiliği temin edebilirler. Yine eğer bütün insanlar, sana zarar vermeye
kalksalar, ancak Allah’ın senin hakkında takdir ettiği zararı verebilirler.
Çünkü artık kaderi yazan kalem yazmaz olmuş, yazıları değişmeyecek
şekilde kesinleşmiştir. (Bundan sonra takdirde herhangi bir değişiklik söz
konusu değildir. )
Tirmizî, Kıyamet, 59.
32-Ömer İbnü’l–Hattâb (r)’tan:
“Eğer siz Allah’a gereği gibi güvenseydiniz, (Allah), kuşları doyurduğu
gibi sizi de rızıklandırırdı. Kuşlar sabahları kursakları boş olarak çıktıkları
halde akşam dolu kursaklarla dönerler. “
Tirmizî, Zühd, 33.
33-Ebû Hureyre (r)’den:
Rasûlullah (s)’a bir adam geldi ve şöyle dedi:
– Ey Allah’ın elçisi! Hangi sadakanın sevabı daha büyüktür?
Peygamber (s) de şöyle buyurdu:
– “Güçlü–kuvvetliyken, sıhhatin yerindeyken, cimriliğin üzerinde,
fakir düşmekten endişe etmekteyken, daha büyük zengin olmayı
düşlerken verdiğin sadakanın sevabı daha büyüktür. (Bu işi) can boğaza
gelip de “falana şu kadar”, “filana bu kadar”demeye bırakma. Zaten o mal
vârislerden şunun veya bunun olmuştur.”
Buhârî, Vesâyâ, 17.
34-Câbir (r)’den:
“Zulümden kaçınınız. Çünkü zulüm, kıyamet gününde zalime zifiri
karanlık olacaktır. Cimrilikten de sakınınız. Çünkü cimrilik sizden önceki
ümmetleri helâk etmiş, onları birbirlerinin haksız yere kanlarını dökmeye,
haramlarını helâl saymaya sevk etmiştir. “
Müslim, Birr, 56.
RAHMET İZLERİ
109
yirmi konuda kırk hadis
AHLAK
35-Ebû Hureyre (r)’den:
- "Yedi helâk ediciden kaçının!”Sahâbîler:
-Ey Allahın Rasûlü! Bunlar nelerdir? diye sordular.
Peygamber (s):
- "Allah'a ortak koşmak, sihir (büyü) yapmak, Allah'ın haram kıldığı bir
nefsi haksız yere öldürmek, faiz yemek, yetim malı yemek, savaş
meydanından kaçmak, evli, namuslu ve hiç bir şeyden haberi olmayan
kadınlara zina isnad etmektir,” buyurdu.
Buhârî, Vasâyâ, 23.
36-Câbir (r)’den:
Rasûlullah (s) kabrin kireçlenmesini, üzerine oturulmasını ve kabir
üzerine bina yapılmasını yasakladı.
Müslim, Cenâiz, 94.
37-Ebû Bekre (r)'den:
Nebi (s)'in yanında bir adamdan bahsedilmiş ve orada bulunan bir kişi
o adamı aşırı şekilde övmüştü. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (s):
"Yazık sana! Arkadaşının boynunu kopardın”buyurdu ve bu sözünü
defalarca tekrarladı. Sonra da:
"Şayet biriniz mutlaka arkadaşını övecekse, eğer söylediği gibi
olduğuna da gerçekten inanıyorsa, zannederim o şöyle iyidir, böyle iyidir,
desin. Esasen onu hesaba çekecek olan Allah'tır ve Allah'a karşı hiç kimse
kesin olarak temize çıkarılamaz” buyurdu. Buhârî, Şehâdet 16.
38-İbni Mes'ûd (r)’dan:
"Üç kişi bir arada bulunduğunuz vakit, başka insanlara karışıncaya
kadar, (içinizden) iki kişi, diğerini bırakıp fısıldaşmasın. Çünkü bu
fısıldaşma, o kişiyi üzer. “
Buhârî, İsti'zân, 47.
RAHMET İZLERİ
110
yirmi konuda kırk hadis
AHLAK
39-Ebû Hüreyre (r)’den:
"Nesebe dil uzatmak ve yüksek sesle ölüye ağlamak, halk arasında
yerleşmiş küfür niteliği taşıyan iki huydur. “
Buhârî, Menâkıbü'l–Ensâr, 23.
40-İbni Mes'ûd, İbni Ömer ve Enes (r)’ten:
"Ahdini bozan herkes için kıyamet günü bir bayrak dikilip bu falanın
vefasızlık alâmetidir diye ilân edilecektir.”
Buhârî,Cizye22,Edeb,99.
RAHMET İZLERİ
111
yirmi konuda kırk hadis
EDEB
1-Ebû Hureyre (r)’ den:
“Kimin üzerinde din kardeşinin ırzı, namusu veya malıyla ilgili bir
zulüm varsa altın ve gümüşün bulunmayacağı kıyamet günü gelmeden
önce o kimseyle helalleşsin. Yoksa kendisinin sâlih amelleri varsa, yaptığı
zulüm miktarınca sevaplarından alınır, (hak sahibine verilir ). Şayet iyilikleri
yoksa, kendisine zulüm yaptığı kardeşinin günahlarından alınarak onun
üzerine yükletilir. “
Buhârî, Mezâlim, 10.
2-Ebû Hureyre (r)’den:
Rasûlullah (s):
“Müflis/iflâs eden kimdir, biliyor musunuz?”diye sordu. Ashâb:
Bizim aramızda müflis, parası ve malı olmayan kimsedir, dediler.
Rasûlullah (s):
“Şüphesiz ki ümmetimin müflisi, kıyamet günü namaz, oruç ve zekat
sevabıyla gelip, fakat buna sövüp, şuna zina iftirası yapıp, ötekinin malını
yiyip, diğerinin kanını döküp, bir başkasını dövüp, bu sebeple iyiliklerinin
sevabı hak sahiplerine verilen ve üzerindeki kul hakları bitmeden sevapları
biten, hak sahiplerinin günahları kendisine yükletilip sonra da cehenneme
atılan kimsedir” buyurdular.
Müslim, Birr, 59.
3-Ebû Hureyre (r)’den:
“Sizden biriniz, insanlara namaz kıldırdığı zaman, hafif tutsun. Çünkü
onların arasında zayıf, hasta ve yaşlılar vardır. Herhangi biriniz kendi
başına namaz kıldığında ise dilediği kadar uzatsın.”
Buhârî, İlim, 28.
4- Ümmü Gülsûm bt. Ukbe İbni Ebû Muayt (r)’tan:
“İnsanların arasını bulmak için hayırlı haber götüren (veya hayırlı söz
söyleyen) kimse yalancı sayılmaz. “
Buhârî, Sulh, 2.
RAHMET İZLERİ
112
yirmi konuda kırk hadis
EDEB
5-Âişe (r)’den:
Yanında iki kız çocuğu bulunan bir kadın gelerek bir şeyler istedi.
Evde bir hurmadan başka bir şey yoktu. Onu çıkarıp kadına verdim.
Kendisi hiç tatmadan hurmayı ikiye bölerek çocuklarına verdikten sonra
kalkıp gitti. Bu sırada Peygamber (s) yanımıza geldi. Ben bu olup biteni
kendisine anlatınca şöyle buyurdu:
“Her kim kız çocukları yüzünden bir sıkıntıya uğrar da onlara iyi
bakarsa, bu çocuklar onu cehennem ateşinden koruyan bir siper olurlar. “
Müslim, Birr, 147; Tirmizî, Birr, 13.
6- Ebü’d–Derdâ Uveymir (r)’dan:
“Fakirleri kollayıp gözetiniz. Aranızdaki zayıflar sayesinde Allah’tan
yardım görüp rızıklandığınızdan şüpheniz olmasın.”
Ebû Dâvûd, Cihâd, 70.
7- Ebu’d-Derdâ (r)’dan:
“Kişi Müslüman kardeşinin arkasından dua ederse melekler “amin
aynısı sana da olsun”derler.
Müslim, Zikir,86.
8-Abdullah b. Amr İbni Âs (r)’dan:
“Geçimini sağlaması gerekenleri ihmal etmek, insana günah olarak
yeter.”
Ebû Dâvûd, Zekat, 45.
9-Zeyd İbni Erkam (r)’dan:
…Birgün Rasûlullah (s), Mekke ile Medine arasındaki Hum suyu
başında ayağa kalkarak bize bir konuşma yaptı. Allah’a hamdü senadan
sonra bize öğüt verdi. Sonra da şöyle buyurdu:
“Ey insanlar! Ben de bir insanım. Yakında Rabbimin elçisi bana da
gelecek ve ben onun davetine uyup gideceğim. Size iki önemli şey
bırakıyorum. Biri, insanı doğruya götüren bir rehber ve nur olan Allah’ın
Kitabı Kur’ân’dır. Ona yapışın ve sımsıkı sarılın!”
RAHMET İZLERİ
113
yirmi konuda kırk hadis
EDEB
Peygamber (s),
Kur’ân’a sarılma ve ona bağlanma konusunda
tavsiyelerde bulundu. Sonra sözüne şöyle devam etti:
“Size bir de Ehl–i beyt’imi bırakıyorum. Allah’tan korkun da Ehl–i
beyt’ime saygılı davranın! Allah’tan korkun ve Ehl–i beyt’ime saygılı
davranın!”
Müslim, Fezâilü’s-Sahabe, 36.
10-Ebû Hureyre (r)’den:
“Adamın biri, bir başka köydeki (din) kardeşini ziyaret etmek için yola
çıktı. Allah Teâlâ, adamı gözetlemek için onun yolu üzerinde bir meleği
görevlendirdi. Adam meleğin yanına gelince, melek:
– Nereye gidiyorsun? dedi. Adam,
– Şu (ileriki) köyde bir din kardeşim var, onu ziyarete gidiyorum,
cevabını verdi. Melek:
– O adamdan elde etmek istediğin bir menfaatin mi var? dedi. Adam:
– Yok, hayır, ben onu sırf Allah rızası için severim, onun için
ziyaretine gidiyorum, dedi. Bunun üzerine melek:
– Sen onu nasıl seviyorsan Allah da seni öylece seviyor. Ben, bu
müjdeyi vermek için Allah Teâlâ’nın sana gönderdiği elçisiyim, “dedi.
Müslim, Birr, 38.
11-Ebû Hureyre (r)’den:
“Bir insan, bir hastanın halini hatırını sormaya gider veya Allah için
sevdiği bir kişiyi ziyaret ederse, ona bir melek şöyle seslenir:
Sana ne mutlu! Güzel bir yolculuk yaptın. Kendine cennette barınak
hazırladın!”
Tirmizî, Birr, 64.
12-Enes b. Mâlik (r)’ten:
“Allah Teâlâ, yaşından ötürü bir ihtiyara saygı gösteren gence,
yaşlılığında hizmet edecek kimseler lutfeder. ”
Tirmizî, Birr, 75.
RAHMET İZLERİ
114
yirmi konuda kırk hadis
EDEB
13-Ebû Hureyre (r)’den:
Bir adam:
– ‘Yâ Rasûlallah! Benim akrabam var. Ben kendilerini ziyaret
ediyorum, onlar bana gelip gitmiyorlar. Ben onlara iyilik ediyorum, onlar
bana kötülük ediyorlar. Ben onlara anlayışlı davranıyorum, onlarsa bana
kaba davranıyorlar,’ dedi.
Bunun üzerine Rasûl–i Ekrem (s) şöyle buyurdu:
– “Eğer dediğin gibi isen, onlara sıcak kül yutturmuş oluyorsun. Sen
böyle davrandıkça, Allah’ın yardımı seninle beraberdir.”
Müslim, Birr, 22.
14-Ebû Kerîme Mikdâd İbni Ma’dîkerib (r)’den:
“Din kardeşini seven kişi, ona sevdiğini bildirsin!”
Ebû Dâvûd, Edeb, 113.
15-İbni Mes’ûd (r)’dan:
"Kim görmediği bir rüyayı gördüm deyip anlatırsa, âhirette yerine
getirmesi mümkün olmayan bir işe, iki arpa tanesini birbirine düğümleme
cezasına çarptırılır.
Kim, bir topluluğun duyulmasını istemedikleri bir sözü öğrenmeye
çalışır (kulak hırsızlığı yapar)sa, kıyamet günü kulaklarına eritilmiş kurşun
dökülür.”
Buhârî, Ta'bîr, 45.
16-Ebû Hureyre (r)’den:
“Yiğit dediğin, güreşte rakibini yenen kimse değildir; asıl yiğit kızdığı
zaman öfkesini yenen adamdır.”
Buhârî, Edeb, 76.
17-Ebû Ya’lâ Ma’kıl İbni Yesâr (r)’dan:
“Cenâb–ı Hakk’ın, yönetici yaptığı bir kimse, yönettiği insanları
aldatarak ölürse, Allah Teâlâ ona cennet yüzü göstermez. ”
Buhârî, Ahkâm 8; Müslim, İman 227–228, İmâre, 21.
RAHMET İZLERİ
115
yirmi konuda kırk hadis
EDEB
18-Âişe (r)’den:
“Allahım! Ümmetimin yönetimini üstlenip de onlara zorluk
çıkaran kimseye sen de zorluk çıkar. Ümmetimin yönetimini üstlenip de
onlara yumuşak davrananlara sen de yumuşaklık göster.”
Müslim, İmâre, 19.
19-Ebû Mes`ûd el–Bedrî (r)’den:
Sahabeden biri Peygamber (s) için yemek hazırladı ve onu dört kişiyle
birlikte davet etti. Fakat bir adam peşlerine takılıp geldi. Kapıya gelince
Peygamber (s) ev sahibine:
– “Bu bizim peşimize takılıp geldi. İstersen girmesine izin verirsin.
İstemezsen geri dönüp gitsin”dedi.
Ev sahibi:
– Hayır, ona izin veriyorum, Yâ Rasûlallah! dedi.
Buhârî, Büyû`, 21.
20-Aişe (r)’den:
“Her birinizin her bir eklemi (ve kemiği) için bir sadaka gerekir.
Binaenaleyh her tesbih sadakadır, her hamd sadakadır, her tehlil
sadakadır, her tekbir sadakadır. İyiliği tavsiye etmek sadakadır, kötülükten
sakındırmak sadakadır. Kulun kuşluk vakti kılacağı iki rek’at namaz bütün
bunları karşılar.”
Müslim, Müsâfirîn, 84.
21-Ebû Saîd el–Hudrî (r)’den:
“Sizden biriniz hoşuna giden bir rüya görünce, o Allah Teâlâ’dandır.
Bu sebeple Allah’a hamdetsin ve o rüyasını anlatsın. O rüyayı sadece
sevdiğine söylesin. Hoşlanmadığı bir rüya görürse o şeytandandır. Onun
şerrinden Allah’a sığınsın ve onu hiç kimseye söylemesin. O zaman o rüya
kendisine zarar vermez. “
Buhârî, Ta’bîr 3, 46.
RAHMET İZLERİ
116
yirmi konuda kırk hadis
EDEB
22-Ebu’l-Eska‘ Vâsile İbnü’l-Eska‘(r)’dan:
“En büyük iftiralar, bir kimsenin babasından başkasına neseb
iddiasında bulunması, görmediği rüyayı gördüğünü iddia etmesi ve
Rasûlullah (s)’ın söylemediği bir sözü ona nisbet etmesidir.”
Buhârî, Menâkıb, 5.
23-Ali (r)’den:
“Bir müslüman, hasta olan bir müslüman kardeşini sabahleyin ziyarete
giderse, yetmiş bin melek akşama kadar ona rahmet okur. Eğer
akşamleyin ziyaret ederse, yetmiş bin melek onun için sabaha kadar
istiğfar eder. Ve o kişi için cennette toplanmış meyveler de vardır. “
Tirmizî, Cenâiz, 2.
24-Ebû Hureyre (r)’den:
“Kim, sevabına inanarak, karşılığını sadece Allah’tan bekleyerek bir
müslüman cenazesi ile birlikte gider ve namazı kılınıp gömülünceye kadar
beklerse, her biri Uhud dağı kadar olan iki kırat sevapla döner. Kim de
cenaze namazını kılar, defnolunmadan önce ayrılırsa bir kırat sevapla
döner.”
Buhârî, İmân, 35.
25-Ebû Saîd ve Ebû Hureyre (r)’den:
“Üç kişi yolculuğa çıkarlarsa, aralarından birini başkan seçsinler!”
Ebû Dâvûd, Cihâd, 80.
26-Enes (r)’ten:
“Gece yolculuğunu tercih ediniz. Zira geceleyin yeryüzü dürülür
(rahat yolculuk yapılır). “
Ebû Dâvûd, Cihâd, 57.
27-Abdullah İbni Sercis (r)’ten:
Rasûlullah (s) yolculuğa çıkarken, yolculuğun güçlüklerinden, üzücü
manzaralarla
RAHMET İZLERİ
karşılaşmaktan,
iyiyken
117
kötü
olmaktan,
mazlumun
yirmi konuda kırk hadis
EDEB
bedduasından ve dönüşte mal ve çoluk çocuğu kötü hallerde bulmaktan
Allah’a sığınırdı.
Müslim, Hac, 426.
28-Ebû Hureyre (r)’den:
“Yolculuk bir çeşit azâbtır. Doğru dürüst yiyip içmekten ve
uyumaktan sizi alıkor. Herhangi biriniz işini bitirince, evine dönmekte
acele etsin!”
Buhârî, Umre, 19.
29-Ebû Zer (r)’den:
“Din kardeşini güler yüzle karşılamaktan ibaret bile olsa, hiçbir iyiliği
küçümseme.”
Müslim, Birr, 144.
30-Ebû Saîd el-Hudrî (r)’den:
“Ezanı işittiğiniz zaman siz de müezzinin söylediklerini söyleyiniz.”
Buhârî, Ezân, 7.
31-Ebû Hureyre (r)’den:
“Allah’a hamdederek başlanmayan her önemli iş bereketsiz olur.”
Ebû Dâvûd, Edeb, 18.
32-İbn Mes’ûd (r)’dan:
“Kıyamet gününde insanların bana en yakın olanları, bana en çok salât
ü selâm getirenleridir.”
Tirmizî, Vitir, 21.
33-Ebû Hureyre (r)’den:
–"Gıybet nedir, bilir misiniz?"
–Allah ve Rasûlü daha iyi bilir, dediler. Peygamber (s):
–"Gıybet, din kardeşini hoşlanmadığı bir şey ile anmandır” buyurdu.
–‘Söylenen ayıp, eğer o kardeşimde varsa, ne dersiniz?’ diye soruldu.
–"Eğer söylediğin şey onda varsa gıybet ettin; yoksa o zaman ona
iftira ettin demektir, “buyurdu.
Müslim, Birr, 70.
RAHMET İZLERİ
118
yirmi konuda kırk hadis
EDEB
34-Huzeyfe (r)’den:
"Koğuculuk yapan / laf taşıyan cennete giremez. “
Buhârî, Edeb, 49.
35-Ebu’d-Derdâ (r)’dan:
"Kul, herhangi bir şeye lânet ettiğinde o lânet gökyüzüne çıkar.
Semanın kapıları ona kapanır. Sonra yere iner, yeryüzünün kapıları da ona
kapanır. Sonra sağa sola bakınır, girecek yer bulamaz da lânet edilen kişiye
döner. Eğer gerçekten lânete lâyık ise onda kalır, değilse lânet edene
döner. “
Ebû Dâvûd, Edeb, 45.
36-Ebu Hureyre (r)’den:
"Birbirine söven iki kişinin söylediklerinin günahı, mazlum olan sınırı
aşmadıkça, sövüşmeyi ilk başlatana yazılır. “
Müslim, Birr, 68.
37-Muaviye (r)’den:
"Müslümanların
ayıplarının,
gizli
durumlarının
peşine
düşer,
araştırmaya kalkışırsan, onların ahlâkını bozarsın veya onları buna zorlamış
olursun. “
Ebû Dâvûd, Edeb, 37.
38-Ebu Hureyre (r)’den:
"Zandan sakının. Çünkü zan, sözlerin en yalan olanıdır. “
Buhârî, Vesâyâ 8, Nikâh 45, Edeb, 57, 58; Müslim, Birr, 28.
39-İbn Abbas (r)’tan:
– "Kalbinde zerre kadar kibir olan kimse cennete giremez. "
Bunun üzerine bir sahâbî:
– İnsan elbisesinin ve ayakkabısının güzel olmasını arzu eder, dedi.
Rasûl–ü Ekrem (s) de şöyle buyurdu:
– "Allah güzeldir, güzeli sever. Kibir ise, hakkı kabul etmemek ve
insanları hor görmektir.”
Müslim, İman, 147.
RAHMET İZLERİ
119
yirmi konuda kırk hadis
EDEB
40-Vâsile b. Eskâ (r)’dan:
"Kardeşinin uğradığı felâketi sevinçle karşılama! Allah onu rahmetiyle
o felâketten kurtarır da seni derde uğratır. “
Tirmizî, Kıyamet, 54.
RAHMET İZLERİ
120
yirmi konuda kırk hadis
DUA
1-Enes b. Mâlik (r)’ten :
Peygamber (s)’in çok kere şu kelimelerle dua ettiğini işitirdim:
“Allahım!
cimrilikten,
Sıkıntıdan,
borcun
üzüntüden,
yükünden
ve
güçsüzlükten,
insanların
baskı
tembellikten,
yapıp
sıkıntı
vermelerinden sana sığınırım.”
Tirmizî, Deâvât, 71 (3484).
2-Câbir (r)’den:
“Kişi, herhangi bir şekilde Allah’a dua ederse, günah için veya akraba
ile münasebeti kesmek için dua etmedikçe, Allah ona dilediğini verir veya
onun dilediği kadar kötülüğü ondan giderir.”
Tirmizî, Deâvât, 9 (3381).
3-Ebû Hureyre (r)’den:
“Herhangi biriniz , “Allahım! Dilersen beni bağışla, dilersen bana
merhamet et”diye dua etmesin. Dileğini kesinleştirsin. Çünkü Allah’ı
zorlayacak hiç kimse yoktur.”
Tirmizî, Deâvât, 78 (3497).
4-Ebû Hureyre (r)’den:
“Allah katında duadan daha kıymetli bir şey yoktur.”
Tirmizî, Deâvât, 1 (3370).
5-Enes b. Mâlik (r)’ten:
“Dua ibadetin özüdür / beynidir.”
Tirmizî, Deâvât, 1 (3371).
6-Ebû Hureyre (r)’den:
“Sıkıntı ve tasa anında, Allah tarafından duasının kabul edilmesini
isteyen kimse, bolluk ve rahat anında duayı çoğaltsın.”
Tirmizî, Deâvât, 9 (3382).
RAHMET İZLERİ
121
yirmi konuda kırk hadis
DUA
7-Ebû Hureyre (r)’den:
“Sizden herhangi birinizin duası, acele etmediği ve “dua ettim fakat
benim duam kabul edilmedi”demediği müddetçe kabul edilecektir.”
Tirmizî, Deâvât, 12 (3387).
8-Numan b. Beşir (r)’den:
“Dua ibadettir.”Sonra Rasûl-i Ekrem, “Rabbiniz buyurdu ki; Bana dua
ediniz,
size
karşılığını
vereyim;
bana
ibadet
etmeyi
gururuna
yediremeyenler hor ve hakir olarak cehenneme gireceklerdir (Mümin,
40/60)”ayetini okudu.”
Tirmizî, Deâvât, 1 (3372).
9-Osman b. Affân (r)’dan:
“Hiçbir kul yoktur ki, her günün sabahında ve her gecenin akşamında
üç kere “Allah’ın adıyla… O’nun adıyla ne yeryüzünde ne de gökyüzünde,
hiçbir şey zarar vermez. O her şeyi işiten ve her şeyi bilendir”derse hiçbir
şey ona zarar veremez.”
Ebân’ın kendisi kısmi felç olmuştu. Dinleyicilerden bir adam ona
bakmaya başladı. Bunun üzerine Ebân ona şöyle dedi: “Niye bakıyorsun?
Dikkat et, hadis aynen sana anlattığım gibidir. Fakat ben, Allah kaderini
benim üzerimde gerçekleştireceği gün bu duayı okumamıştım.”
Tirmizî, Deâvât, 13 (3388).
10-Şeddad b. Evs (r)’ten:
“İstiğfar dualarının efendisini, (seyyidü’l-istiğfâr’ı), sana göstereyim
mi?”“Ey Allahım! Sen benim Rabbimsin, beni sen yarattın. Ben senin
kulunum ve ben gücümün yettiği kadar senin ahdin ve va’din üzereyim.
İşlediğim kötülüğün şerrinden sana sığınırım. Üzerimde olan nimetlerini
itiraf ediyorum. Günahlarımı da itiraf ediyorum. Günahlarımı bağışla.
Yalnız günahları sen bağışlarsın.”
RAHMET İZLERİ
122
yirmi konuda kırk hadis
DUA
Sizden biriniz akşama ulaştığı zaman bunu söyler de sabaha
ulaşmadan ölürse cennet ona vacip olur. Veya sabaha ulaştığı zaman
söyler de akşama ulaşmadan ölürse cennet ona vacip olur.”
Tirmizî, Deâvât, 15 (3390).
11-Ebu Hureyre (r)’den:
“Kulun Rabbine en yakın olduğu hal secde halidir. Onun için secdede
duayı çoğaltın.”
Müslim, Salat,215.
12-Ebû Hureyre (r)’den:
“Mümin Allah katındaki azabı bilmiş olsaydı hiç kimse cenneti ümit
etmezdi; kâfir de Allah katında olan rahmeti bilmiş olsaydı cennetten
ümidini kesmezdi.”
Tirmizî, Deâvât, 100 (3542).
13-Selman el-Fârisî (r)’den:
“Allah çok hayâlı ve çok cömerttir. Kişi O’na ellerini kaldırdığı zaman,
onları boş ve nasipsiz olarak çevirmekten hayâ eder.”
Tirmizî, Deâvât, 105 (3556).
14-Rifa b. Rafi b. Malik el-Ensari (r)’den:
“Ebûbekir es-Sıddık (r) minberin üzerinde ayağa kalktı, sonra ağladı
ve şöyle dedi: Rasûlullâh (s) evvelki sene aynı minberin üzerinde ayağa
kalkmış, sonra ağlamış ve şöyle buyurmuştu:
“Allah’tan afv ve afiyet dileyiniz. Çünkü hiç kimseye, yakînden (kesin
imandan) sonra âfiyetten daha hayırlısı verilmemiştir.”
Tirmizî, Deâvât, 106 (3558).
15-Abdullah (r)’tan:
“Allahü Teâlâ’nın lütfunu isteyiniz. Çünkü Allah, kendisinden
istenilmesini sever. İbadetlerin en faziletlisi, (dert yanmayı bırakarak)
darlığın kalkmasını beklemektir.”
Tirmizî, Deâvât, 116 (3571).
RAHMET İZLERİ
123
yirmi konuda kırk hadis
DUA
16-Ebû Hureyre (r)’den:
“Siz günah işlemeseydiniz, mutlaka Allah günah işleyip ardından tevbe
edip, bağışlanmayı isteyen kullar yaratırdı.”
Müslim, Tevbe, 11.
17-Ebû Hureyre (r)’den:
“Allah’a kabul edileceğinden emin olduğunuz halde dua ediniz. Biliniz
ki Allah, gaflet ve oyun içinde olan kalpten dua kabul etmez.”
Tirmizî, Deâvât, 66 (3479).
18-Enes b. Malik (r)’ten:
“Her kim evinden çıktığı zaman “Allah’ın adıyla güvenerek evden
çıktım. Güç ve kuvvet ancak Allah’ın dilemesiyledir”derse, kendisine
ihtiyaçların görüldü ve sen koruma altına alındın diye karşılık verilir ve
şeytan ondan uzaklaştırılır.”
Tirmizî, Deâvât, 34 (3426).
19-Abdullah b. Sercis (r)’ten:
Peygamber (s) sefere çıktığı zaman şöyle dua ederdi:
“Allah’ım! Yolculukta arkadaş ve ailede halef, Sensin. Allahım!
Yolculuğumuzda bize yoldaş ve ailemizde bize halef ol. Allahım!
Yolculuğun meşakkatinden, dönüşün tasasından, bolluktan sonraki
yoksulluktan, mazlumun âhından, aile ve malda kem gözden sana
sığınırım.”
Tirmizî, Deâvât, 42 (3438).
20-el-Bera b. Azib (r)’den:
Peygamber (s) bir seferden döndüğü vakit,
“Dönenler,
tevbe
edenler,
Rabbimize
ibadet
edenler,
hamdedenleriz”dedi.
Tirmizî, Deâvât, 43 (3440).
21-Muaz b. Cebel (r)’den:
“İki adam Peygamber (s)’in huzurunda sövüştüler ve nihayet onlardan
birinin yüzünde öfke belirtileri ortaya çıktı. Bunun üzerine Rasûlullâh (s):
RAHMET İZLERİ
124
yirmi konuda kırk hadis
DUA
“Ben bir cümle biliyorum, onu söylerse öfkesi mutlaka gidecektir:
Eûzü billâhi mineşşeytânirracîm.”(Kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a
sığınırım).
Tirmizî, Deâvât, 52 (3452).
22-Ebû Hureyre (r)’den:
“Şu üç dua Allah tarafından kabul edilir: Mazlumun duası, yolcunun
duası ve babanın çocuğuna duası.”
Tirmizî, Deâvât, 48 (3448).
23-Ebû Said (r)’den:
Peygamber (s) yediği veya içtiği vakit:
“Bizi yediren, içiren ve bizi Müslüman kılan Allah’a hamdolsun”derdi.
Tirmizî, Deâvât, 56 (3457).
24-Abdullah b. Amr (r)’dan:
Rasûlullâh (s)’ şöyle dua ederdi:
“Allahım! Korkmayan kalpten, dikkate alınmayan duadan, doymayan
nefisten ve fayda vermeyen ilimden sana sığınırım, bu dört şeyden sana
sığınırım.”
Tirmizî, Deâvât, 69 (3482).
25-Âişe (r)’den:
“Ey Allah’ın Rasûlü! Mezarları ziyaretimizde ne söyleyeyim?” “Şu
cümleleri söyle”dedi:
“(mezarlarında yatan) Müminlerle Müslüman topluluğuna selam
olsun. Dünyadan göçüp giden siz ölülere ve geride kalan bizlere Allah
rahmet etsin. Allah dilediği zaman biz de size kavuşacağız.”
Müslim, Kitâbu’l-Ezkâr,178.
26-Ali (r)’den:
Rasûlullâh (s)’ bir hastayı ziyaret ettiği vakit şöyle dua ederdi:
RAHMET İZLERİ
125
yirmi konuda kırk hadis
DUA
“Ey bütün insanların Rabbi! Sıkıntıyı gider ve şifa ver. Şifa veren
sensin. Senin şifandan başka şifa yoktur. Hiçbir hastalık bırakmayacak bir
şifa ver.”
Tirmizî, Deâvât, 112 (3564).
27-Ebû Hureyre (r)’den:
“Allahım! Bana öğrettiklerinle beni faydalandır, faydama olacak şeyleri
bana öğret, ilmimi artır, hamd her halükarda Allah’a mahsustur.
Cehennem ehlinin hal ve sıfatlarından Allah’a sığınırım.”
Tirmizî, Deâvât, 129 (3599).
28-Âişe (r) ’den:
Peygamber (s) yatağına girdiği zaman Felak-Nâs ve İhlâs surelerini
okuyup ellerine üfledikten sonra yüzüne ve bedenine sürerdi. Hastalandığı
zaman da kendisine böyle yapmamı bana emrederdi.
Buhârî, Fezâilü’l-Kur’ân, 41.
29-Ebû Mâlik el-Eşari (r)’den:
“Kişi evine girdiği zaman şöyle söylesin. “Allahım! Ben, girilen yerin
hayırlısını ve çıkılan yerin de hayırlısını senden isterim. Allah’ın adıyla girdik
ve Allah’ın adıyla çıktık. Rabbimiz olan Allah’a tevekkül ettik”Sonra ailesine
selam versin, “esselâmü aleyküm”desin.”
Ebû Davud, Ezkâr,39.
30-Enes (r)’ten:
Rasûlullâh (s) tuvalete gireceği zaman şöyle derdi:
“Allah’ın adıyla. Allahım, şeytandan ve pis olan şeylerden sana
sığınırım.”
Nesâî, Ezkâr, 41.
31-Aişe (r)’den:
Tuvaletten çıkan kimse çıkarken şu duayı okur:
“Allahım! Senin mağfiretini dilerim. Benden sıkıntıyı gideren ve beni
afiyette kılan Allah’a hamdolsun.”
Nesâî, Ezkâr, 42.
RAHMET İZLERİ
126
yirmi konuda kırk hadis
DUA
32-Ömer b. Hattab (r)’dan:
“Kim abdest alır da: “Allah’tan başka ilah olmadığına, yalnız O’nun var
olduğuna şahitlik ederim. Onun ortağı yoktur. Ve şahitlik ederim ki,
Muhammed (s) O’nun kulu ve elçisidir”derse, cennetin sekiz kapısı ona
açılır, hangisinden isterse cennete girer.”
İbn Mâce, Ezkâr, 43.
33-Enes (r)’ten:
“Peygamber(s)’in en çok yaptığı dua şu idi:
“Allahım! Bize hem dünyada iyilik ver, hem âhirette iyilik ver ve bizi
ateşin azabından koru.”
Müslim, Ezkâr, 134.
34-Ümmü Seleme (r)’den:
“Sizden birine bir musibet geldiği zaman, şöyle desin: “Biz Allah için
varız ve O’na döneceğiz. Allahım! Musibetimin sevabını senin katından
istiyorum; ondan dolayı bana mükâfaat ver ve ondan ötürü bana ondan
daha hayırlısını ver.”
İbn Mâce, Ezkâr,162.
35-Ebû Hureyre (r)’den:
“Kim bir mecliste oturur da, orada çok boş laf söylerse, sonra o
meclisten kalkmadan önce şöyle derse, muhakkak o meclisinde olan
günahları bağışlanır. “Allahım! Sana hamdederek seni noksanlıklardan
tenzih ederim. Senden başka ilah olmadığına şahitlik ederim. Senden
mağfiret dilerim ve sana tevbe ederim.”
Nesâî, Ezkâr, 289.
36-Huzeyfe b. el-Yeman (r)’dan:
Rasûlullâh (s) uyumak istediği zaman:
“Allahım! Senin adınla ölür ve dirilirim”der ve uykudan uyandığı
zaman da “Beni öldürdükten sonra dirilten Allah’a hamdolsun ve ölümden
sonra O’na varacağız”derdi.
Tirmizî, Deâvât, 28 (3417).
RAHMET İZLERİ
127
yirmi konuda kırk hadis
DUA
37-Muaz b. Cebel (r)’den:
Rasûlullâh (s)’ Muaz’ın elini tuttu ve şöyle dedi:
“Ey Muaz! Vallahi ben seni seviyorum. Sana tavsiye ediyorum ey
Muaz, her namazın sonunda şöyle dua etmeyi terk etme: “Allahım! Seni
zikretmek, sana şükretmek ve sana güzel ibadet etmek üzere bana yardım
et.”
Tirmizî, Ezkâr, 293.
38-Ebû Hureyre (r)’den:
“Rabbimiz her gece dünya semasına iner ve gecenin son üçte biri
kalınca şöyle buyurur: “Bana dua eden var mı? Onun duasını kabul
edeyim. Benden isteyen var mı? Ona vereyim. Bana istiğfar eden var mı?
Kendisini bağışlayayım.”
Tirmizî, Deâvât, 79 (3498).
39-Ali (r)’den:
Rasûlullâh (s) vitir namazının sonunda şunları söylerdi:
“Allahım! Senin gazabından sana sığınırım. Azabından afiyetine
sığınırım.
Senden
sana
sığınırım.
Sana
yaraşır
övgüyü
sayıp
tamamlayamam. Sen kendini övdüğün gibisin.”
Tirmizî, Deâvât, 113 (3566).
40-Abdulah İbn-i Evfâ (r)’dan:
“Kimin Allah’tan bir dileği olursa yahut insanoğullarından birinde
görülecek bir ihtiyacı bulunursa, güzelce abdest alsın. Sonra iki rekât
namaz kılsın. Sonra Aziz ve Yüce olan Allah’a hamdetsin ve Peygamber
(s)’e salât getirsin. Sonra şöyle desin:
“Halim olan Kerim olan Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur. Büyük arşın
sahibi olan Allah noksanlıklardan münezzehtir. Hamd âlemlerin Rabbi olan
Allah’a mahsustur. Senden rahmetinin gereği olan iyi şeyler istiyorum.
Yine mağfiretinin çeşitlerini, her iyilikten elde edinmeyi ve her günahtan
RAHMET İZLERİ
128
yirmi konuda kırk hadis
DUA
selameti de senden isterim... Bağışlamadığın bir günah ve gidermediğin bir
üzüntü bende bırakma. Rızana uygun olan benim dilek ve hacetimi de
yerine getir, ey merhamet edenlerin en merhametlisi.”
Tirmizî, Salât, 348 (479).
RAHMET İZLERİ
129
yirmi konuda kırk hadis
CİHAD-NİKAH-TALAK-BİDAT
1-Ebû Hureyre (r)’den:
“Ey
Allah’ın
Rasülü!
Allah
yolunda
cihat
etmek
neye
denktir?”denildi.“Onu ölçmeye gücünüz yetmez”buyurdu.
O’na iki veya üç kere aynı soruyu yönelttiler, her seferinde “onu
takdir etmeye gücünüz yetmez”diye cevap verdi. Sonra şöyle buyurdu:
“Allah yolunda savaşan kişi, cihadından dönünceye kadar namaz ve
oruçtan yana hiç gevşemeden devamlı oruç tutan, devamlı namaz kılan,
sürekli Kur’an ayeti okuyan kimse gibidir.”
Buhârî, Cihad, 4; Müslim, İmâret 110; Muvatta’, Cihad, 2.
2- Fadale b Ubeyd (r)’den:
“Her ölen kişinin amel defteri kapanır. Ancak Allah yolunda murabıt
(cihada bağlı) olarak ölen kişi müstesna; onun ameli kıyamet gününe kadar
artırılır ve o kimse kabir fitnesinden emin olur.” Yine Peygamberimiz(s)’in
şöyle buyurduğunu işittim:
“Mücahit nefsine karşı cihat edendir.”
Tirmizî, Cihad, 2.
3-Abdurrahman b. Cebr (r)’den:
“Herhangi bir kulun ayakları Allah yolunda tozlanırsa, cehennem ateşi
ona dokunmaz.”
Buhârî, Cihad 26.
4-İbn Abbas (r)’tan:
“İki göz var ki, ateş onlara değmez: Allah korkusundan ağlayan göz ile
Allah yolunda nöbet bekleyen göz.”
Tirmizî, Cihad, 12.
5-Enes (r)’ten:
“Cennete giren hiç kimse dünyaya geri dönmeyi istemez.
Yeryüzünde olan her şey orada da vardır. Ancak şehit, şehitlik
mertebesinin yüceliğini gördüğü için dünyaya on kere dönüp her seferinde
öldürülüp şehit düşmeyi arzulayacaktır.”
Buhârî, Cihad,13.
RAHMET İZLERİ
130
yirmi konuda kırk hadis
CİHAD-NİKAH-TALAK-BİDAT
6-Sehl b. Huneyf (r)’ten:
“Her kim samimi olarak Allah’tan şehitlik isterse, yatağında ölse bile
Allah bu kişiyi şehitler mertebesine eriştirir.”
Tirmizî, Cihad,19.
7- Ebû Hureyre (r)’den:
“Beş türlü şehit vardır: vebadan ölen, karın ağrısından ölen, boğularak
ölen, üzerine duvar yıkılarak ölen, Allah yolunda ölüp şehit düşen.”
Buhârî, Cihad, 45; Müslim İmaret,164.
8-Ebû Hureyre (r)’den:
“Kadınla dört şey için evlenilir: Malı, soyu, güzelliği ve dini için.
Öyleyse dini güzel olanı seç ki, mutlu olasın.”
Buhârî, Nikâh, 15; Müslim, Radâ, 53.
9- Abdullah b. Amr b. As (r)’tan:
“Dünya bir meta’dır(geçici nimetlerin olduğu bir yerdir). Onun en iyi
nimeti ise sâliha bir kadındır.”
Müslim, Radâ, 64; Nesâi, Nikâh, 15.
10- Ebu Hureyre (r)’den:
“Üç kişi vardır ki, onlara yardım etmek Allah’ın üzerine haktır;
Allah yolunda cihad eden kimse,
Hürriyete kavuşturmak için bedel ödemesi şart koşulan kimse,
İffetli bir hayat yaşamayı arzu ederek evlenen kişi.”
Tirmizi, Fezailü’l-Cihad, 20(1706).
11-Câbir (r)’den:
“Her kim Allah’a güvenerek ve karşılığını ancak Allah’tan bekleyerek
evlenirse ona yardım etmek, onu mübarek kılmak Allah üzerinde bir hak
olur. Kim Allah’a güvenerek karşılığını ancak ondan dileyerek evlenirse,
ona yardım etmesi ve bu evliliği onun hakkında mübarek kılması artık
Allah üzerinde bir hak olur.”
Müslim, Nikâh, 49.
RAHMET İZLERİ
131
yirmi konuda kırk hadis
CİHAD-NİKAH-TALAK-BİDAT
12-İbn Ömer (r)’den:
Allah Rasûlü (s), kişiye Müslüman kardeşinin istediği kızı istemesini
yasaklamıştır. Ama ne zaman kardeşi ondan vazgeçerse, ya da izin verirse
o zaman sakınca yoktur.
Buhârî, Nikâh, 45.
13-Ebû Musa (r)’dan:
“Velinin izni olmadan hiçbir nikah (evlilik) geçerli değildir.”
Nesâî, Nikâh, 12.
14-Ebû Hureyre (r)’den:
Peygamber (s), evlenenlere şöyle dua ederdi: “BârakAllahu leke ve
bârake aleyke ve cemea beynekümâ fî hayrin/Allah senin için mübarek
etsin, sana mübarek kılsın. İkinizi hayırda birleştirsin.”
Tirmizî, Nikâh, 7 (1091).
15-Ebû Hureyre (r)’den:
“Dinini ve ahlakını beğendiğiniz biri sizden kız istemeye gelirse verin.
Vermezseniz yeryüzünde fitne ve kargaşa çıkar.”
İbn Mâce, Nikâh, 46 (1967).
16-Âişe(r)’den:
“Kadınlarınızın hayırlı olanlarını tercih edin. Denginiz olanlarla evlenin.
Birbirine denk olanları evlendirin.”
İbn Mâce, Nikâh, 46 (1968).
17-Enes (r)’ten:
Peygamber (s), Abdurrahman b. Avf’ın evlendiğini duyunca ona:
“Öyleyse, bir koyunla dahi olsa ziyafet ver”buyurdu.
Buhârî, Menâkıbü’l-Ensâr, 50.
18-Ali (r)’den:
“Allah, nesepten akrabalık bağları sebebiyle haram kıldığını süt
emzirmeden de haram kılmıştır.”
Tirmizî, Radâ, 1 (1146).
RAHMET İZLERİ
132
yirmi konuda kırk hadis
CİHAD-NİKAH-TALAK-BİDAT
19-İbn Ömer(r)’den:
“Allah’ın en nefret ettiği helal, boşanmaktır.”
Ebû Dâvûd, Talâk, 3 (2178).
20-Ebû Hureyre (r)’den:
“Üç şeyin ciddisi de ciddidir, şakası da ciddidir. Nikâh, Talak ve
Ric’at(Bir defa boşadığı kadınına dönme).”
İbn Mâce, Talâk, 13 (2039).
21-Ebû'd-Derdâ (r)’dan:
“Yanında olmayan bir kardeşi için bir mü’min dua ettiğinde, bir
melek; “aynısı sana da olsun”diye karşılık verir.”
Müslim, Zikr, 86, 88.
22-Dürre b. Ebî Leheb (r)’den:
Peygamberimiz (s) minberdeyken,
bir adam O’na yönelerek:
‘İnsanların hangisi daha hayırlıdır?’ diye sordu. Rasûlullâh (s): “İnsanların en
hayırlısı en çok Kur’ân okuyanı, Allah’tan en fazla sakınanı, iyiliği en fazla
emredeni, kötülükten en fazla alıkoyanı ve akrabalık bağını en çok
gözetenidir.” buyurdu.
Müsned, VI, 432.
23- Abdullah b. Mes’ûd (r)’dan:
“Benden sonra sünneti söndüren, bid’at ile amel eden ve namazları
vakitlerinden geciktiren birtakım adamlar sizin başınıza geçeceklerdir.”
Bunun üzerine (diyor Abdullah b. Mes’ûd) ben: ‘Yâ Rasûlallah (s), eğer
ben onların zamanına ulaşırsam nasıl yapayım?’ diye sordum. Peygamber
(s):
“Ey Abdullah! Sen bana nasıl yapacağını soruyorsun. Allah’a isyan
eden kimseye itaat etmek yoktur.”buyurdu.
İbn Mâce, Cihâd, 40 (2865).
RAHMET İZLERİ
133
yirmi konuda kırk hadis
CİHAD-NİKAH-TALAK-BİDAT
24-Cerîr b. Abdullah (r)’tan:
“İnsanlar, içlerinde günah işleyen bir adam bulunup da onu
engellemeye güçleri yettiği halde, engellemezlerse; mutlaka Allah, onlara
ölümlerinden önce bir ceza verir.”
Ebû Dâvûd, Melâhim, 17 (4339).
25-Huzeyfe (r)’den:
“Canımı elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, ya iyiliği emredip
kötülükten alıkoyacaksınız, ya da Allah, katından size mutlaka bir azap
gönderecektir de, ona yalvaracaksınız. Ancak; O, duanızı kabul
etmeyecektir.”
Tirmizî, Fiten, 9 (2169).
26- Ebû Saîd (r)’den:
“Zalim yöneticinin yanında doğruyu konuşmak, en büyük cihaddır.”
Ebû Dâvûd, Melâhim, 17 (4344).
27-Âris b. Umeyre el-Kindî (r)’den:
“Yeryüzünde suç işlenip de onu gören, bundan hoşlanmazsa onu
görmeyen gibi olur. O, kötülüğü görmeyen kimse duyduğunda hoşuna
giderse o yerde hazır bulunmuş gibi olur.”
Ebû Dâvûd, Melâhim, 17 (4345).
28- Üsâme b. Zeyd (r)’den:
“Kıyamet gününde kişi götürülüp cehenneme atılır.
Bağırsakları
dışarıya fırlar. Merkebin değirmende dönüp dolaştığı gibi, o da dönüp
dolaşır. Cehennemdekiler onun yanında toplanıp şöyle derler: ‘Nedir, bu
halin? Bize iyiliği emredip kötülükten nehyeden sen değil miydin?’ Şu
cevabı verir: ‘Evet, ben size iyiliği emrederdim, fakat kendim yapmazdım.
Kötülükten alıkordum, ancak; onu ben yapardım.”
Buhârî, Bed ü’l-Halk, 10; Müslim, Zühd, 51.
RAHMET İZLERİ
134
yirmi konuda kırk hadis
CİHAD-NİKAH-TALAK-BİDAT
29-Üsâme b. Zeyd (r)’den:
“İsrâ gecesi dudakları ateşten makaslarla kesilip doğranan birtakım
insanların yanından geçtim. Ey Cibrîl, Bunlar kimdir? diye sordum. Cibrîl:
‘Bunlar,
ümmetinden
söylediklerini
yapmayan
hatiplerdir / öğüt
verenlerdir,’ dedi.”
Buhârî, Bed ü’l-Halk, 10; Müslim, Zühd, 51.
30-Cerir b. Abdillâh (r)’tan:
Peygamber (s)’e gelip şöyle dedim: ‘Ey Allah’ın Rasûlü (s), sana İslâm
üzere biat ediyorum. Bunun üzerine bana her müslümana nasihat etmemi
/ onlara karşı samimi olmamı şart koştu.”
Buhârî, İman, 41.
31- Ebû Hureyre (r)’den:
“Kim bilmeden fetva verirse fetva verdiği kimsenin günahını yüklenir.
Kim Müslüman kardeşine bildiğinin aksini söylerse ona ihanet etmiş olur.”
Ebû Dâvûd, İlim, 8 (3657) .
32-Sehl b. Hanif (r)’ten:
“Bir kimsenin yanında bir mü’min alçaltılıp da ona yardım etmeye
gücü yettiği halde yardım etmezse, Allah onu Kıyamet gününde tüm
yaratıkların huzurunda alçaltır.”
Müsned, III, 487.
33-Abdullah b. Mes’ûd (r)’dan:
“Vallahi, ya iyiliği emredip kötülükten alıkoyacaksınız ya da zalimin
elinden tutup tam anlamıyla onu hakka çekeceksiniz, haktan ayrılmamayı
temin edeceksiniz yahut ta Allah, bazılarınızın kalplerini günah işleyenler
gibi karartıp onlar gibi sizi de lânetleyecektir.”
Ebû Dâvûd, Melâhim, 17 (4336).
34-Enes (r)’ten:
“Zalim de olsa, mazlum da olsa kardeşine yardım edin!”Sahâbiler (r):
‘Yâ Rasûlallah (s), mazluma yardım ederiz. Fakat zalime nasıl yardım
RAHMET İZLERİ
135
yirmi konuda kırk hadis
CİHAD-NİKAH-TALAK-BİDAT
edelim?’ diye sorunca. Efendimiz (s): “Onun elinden tutup, kötülüğüne
engel olursunuz”buyurdu.
Buhârî, Mezâlim, 4.
35-Ukbe b. Amr (r)’dan:
“İyiliğin yapılmasına aracı olan kişi, o iyiliği yapanların mükâfatı gibi
sevap alır.”
Müslim, İmâret, 133.
36-Ümmü Seleme (r)’den:
“Kendisine bir konunun danışıldığı kişi güvenilir olmalıdır.”
Tirmizî, Edeb, 57 (2823).
37-Süfyân b. Es’ad (r)’dan:
“Senin doğru söyleyeceğinden şüphesi olmayan birine yalan söylemen
en büyük ihanettir.”
Ebû Dâvûd, Edeb, 79.
38-Ebû Hureyre (r)’den:
“Bir kimseye her duyduğunu başkalarına aktarması,
yalan olarak
yeter.”
Müslim, Mukaddime, 5; Ebû Dâvûd, Edeb, 88.
39-Ebû Zer (r)’den:
“Bir adam bir adama, ‘fâsık’ ya da ‘kâfir’ derse ve o özellik, söylenen
kişide yoksa bu söz söyleyen kişiye geri döner.”
Buhârî, Edeb, 44.
40-Atıy b. Es-Sâdî (r)’den:
“Kul, sakıncalı olan şeyin korkusuyla sakıncasız olanı bırakmadıkça,
takvaya ulaşanların derecesine ulaşamaz.”
Tirmizî,Kıyamet,19.
RAHMET İZLERİ
136
yirmi konuda kırk hadis
ÇEŞİTLİ KONULAR
1-Ömer (r)’den:
“Ameller niyetlere göre değerlendirilir. Herkese niyet ettiği şey
verilir. (Niyetine göre sevap veya ceza alır.) Kimin hicreti Allah ve Rasûlü
içinse O’nun hicreti Allah ve Rasûlü’ne olur. Kim de dünyalık kazanmak
veya bir kadınla evlenmek maksadıyla hicret ediyorsa onunda yapmış
olduğu hicret niyet ettiği şeylere olur.
Buhârî, İman, 41.
2-Ebû Ümâme (r)’den:
‘Allah’ın rızasının yanında, dünyalık ve şöhret elde etmek için savaşan
bir adam hakkında ne dersin ya Rasûlallah?’ diye soruldu; Rasûlullah (s), üç
defa: “hiçbir şey alamaz”cevabını verdi ve şöyle buyurdu: “Allah sadece
kendi rızasını kazanmak için, samimi olarak yapılan amelleri kabul eder.”
Nesâî, Cihad, 24.
3-Cündüb b. Abdullah (r)’tan:
“Kim amellerini başkalarına duyurmak için yaparsa, Allah da kıyamet
gününde onun bozuk niyetini ilan eder. Kim gösteriş için amel yaparsa,
Allah onun kıyamet gününde gösteriş için amel yaptığını ilan eder.”
Buhârî, Rikâk, 36.
4-Ebû Hureyre (r)’den:
“Ahir zamanda bir takım insanlar çıkacaklar, bunlar dünya menfaatleri
uğruna dinlerini alet ederler ve halka gösteriş yapmak maksadıyla koyun
postuna bürünürler. Konuşmaları baldan tatlı, kalpleri kurtların kalbi
gibidir.”
Tirmizî, Zühd, 60.
5-Ebû Saîd el-Hudrî (r)’den:
Biz Mesih deccal hakkında konuşuyorken, Rasûlullâh (s) yanımıza
geldi ve şöyle buyurdu;
“Bana göre, Mesih deccal’den daha korkunç olan bir şeyi size
söyleyeyim mi?”Biz: ‘Evet, Yâ Rasûlallah!’ dedik. Rasûlullah (s)’da: “O, gizli
RAHMET İZLERİ
137
yirmi konuda kırk hadis
ÇEŞİTLİ KONULAR
bir şirktir. Yani, kişinin namaz kılmaya başladığında başkalarının gözüne iyi
görünmek için namazına özenmesidir.”
İbn Mâce, Zühd, 21.
6-Ebû’l-Ca’d ed-Dümerî (r)’den:
“Kim önemsemeyerek üç (kere) Cuma (namazını) terk ederse Allah;
o kimsenin kalbini mühürler.”
Ebû Dâvûd, Salât, 204; Tirmizî, Cuma, 7; Nesâî, Cuma, 2.
7-Ebû Hureyre (r)’den:
“Kim güzelce abdest alır, sonra Cuma’ya gider, hutbeyi dinler ve
sessizce durursa o Cuma ile diğer Cuma arasında ve fazladan da üç gün
içerisinde işlediği günahları bağışlanır. Kim de (hutbe esnasında) çakıl ve
benzeri şeylerle oynarsa boş iş yapmış olur.”
İbn Mâce, İkâmet, 81 (1090).
8-Ebû Hureyre (r)’den:
Rasûlullâh (s):
“Cuma gününde bir vakit vardır ki; bu vakitte bir mü’min, kalkıp
namaz kılar ve Allah’tan bir istekte bulunursa, Allah; onun isteğini mutlaka
verir.”buyurdu ve eliyle işaret ederek bu sürenin kısa olduğunu belirtti.”
Buhârî, Cuma, 37; Müslim, Cuma, 13.
9-Ebû Hureyre (r)’den:
“Kimin imkanı olup da kurban kesmezse namazgahımıza yaklaşmasın”
İbn Mâce, Edahi, 2 (3123).
10-Ebû Hureyre (r)’den:
“Kim Hac ibadetini yapıp çirkin söz söylemez ve dini kuralları
çiğnemezse annesinden doğduğu günkü gibi günahsız olarak evine döner.”
Buhârî, Hac, 4.
11-Ebû Hureyre (r)’den:
“Yaşlının, güçsüzün ve kadının cihadı; Hac ve Umre’dir.”
Nesâî, Menâsik, 4.
RAHMET İZLERİ
138
yirmi konuda kırk hadis
ÇEŞİTLİ KONULAR
12-Ebû Hureyre (r)’den:
“Umre, bir sonraki Umreye kadar ikisinin arasında işlenen günahlara
kefarettir. Kabul edilmiş bir Hacc’ın karşılığı ise ancak cennettir.”
Buhârî, Umre,1; Müslim, Hac, 437.
13- Aişe (r)’den:
"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Hiç bir kul,
kurban günü, Allah indinde kan akıtmaktan daha sevimli bir iş yapamaz.
Zira kesilen hayvan, kıyamet günü boynuzlarıyla, kıl1arıyla, sınnaklarıyla
gelecektir. Hayvanın kanı yere düşmezden önce Allah indinde yüce bir
mevkiye ulaşır. Öyle ise, onu gönül hoşluğu ile ifâ edin."
Tirmizi, Edahi, 1.
14-Ebû Musa (r)’dan:
“Allahı zikreden kimse ile zikretmeyen kimse diri ile ölüye benzer.”
Buhârî, Deavât, 67.
15-Ebû Hureyre (r)’den:
“Bir topluluk bir yerde oturur ve orada Allah’ı zikretmezlerse/
gündeme getirmezlerse mutlaka eşek leşinin başından kalkmış gibi olur ve
(kıyamet gününde) üzerlerine pişmanlık çöker.”
Ebû Dâvûd, Edeb, 31 (4855).
16-Ebû Hureyre (r)’den:
“Söylenmesi kolay, tartıda ağır ve Rahman olan Allah’ın çok sevdiği iki
cümle vardır. Bunlar: “SübhânAllahi ve bi hamdihî (Allah’ı hamd ile tesbih
ederim) SübhânAllahil Azim (Şanı yüce olan Allah’ı tesbih ederim)
cümleleridir.”
Buhârî, İman, 19; Tevhid, 85; Müslim, Zikr, 30.
17-Abdullah b. Amr (r)’dan:
“RasûlAllah (s), Allah’ın laneti rüşvet verenin ve alnın üzerine olsun,
buyurdu.”
İbn Mâce, Ahkâm, 3.
RAHMET İZLERİ
139
yirmi konuda kırk hadis
ÇEŞİTLİ KONULAR
18-Ebû Musa (r)’dan:
“Allah zalime süre tanır ama onu birde yakalayınca elinden
kurtulamaz”buyurdu ve: “Rabbin haksızlık eden memleketlerin halkını
yakaladığında onun yakalayışı böyle şiddetlidir. Çünkü onun yakalaması
acıklı ve çetindir (Hud,11/102) ayetini okudu.”
Buhârî, Tefsir, 11; İbn Mâce, Fiten, 22.
19-Ebû Hureyre (r)’den:
“Haklar kıyamet gününde hak sahibine iade edilecektir. Hatta
boynuzlu koyundan boynuzsuz koyunun öcü alınacaktır.”
Müslim, Birr, 60.
20-Ebû Bekre (r)’den:
“Bir kimse öfkeli iken iki kişi arasında hüküm vermesin.”
Buhârî, Ahkâm,13.
21-Ebû Hureyre (r)’den:
“Allahım! Açlıktan sana sığınırım. Açlık ne kadar acıdır. İhanetten sana
sığınırım. Hainlik ne kötü şeydir.”
Ebû Dâvûd, Vitr, 32.
22-Ebû Hureyre (r)’den:
“Kim bir falcı veya büyücüye gider, dediklerine inanırsa Muhammed’e
indirilen Kur’ân’a inanmamış olur.”
İbn Mâce, Tahâret, 122.
23-Abdullah b. Mes’ud (r)’dan:
“(Bir şeyi) uğursuz saymak şirktir. Uğursuz saymak şirktir. Uğursuz
saymak şirktir (Peygamberimiz (s) üç defa söyledi). İçimizden bunu
kalbinden geçirmeyen yoktur. Ancak böyle bir duyguyu Allah’a tevekkül
(güvenip dayanmak) giderir.”
Ebû Dâvûd, Tıb, 24 (3910).
RAHMET İZLERİ
140
yirmi konuda kırk hadis
ÇEŞİTLİ KONULAR
24-Ebû’d-Derda (r)’dan:
“Şüphesiz Allah hastalığı ilacı ile birlikte yaratmıştır. Her hastalığa
karşı bir ilaç var etmiştir. Öyleyse tedavi olun, ancak haram olan şeylerle
tedavi olmayın.”
Ebû Dâvûd, Tıb, 11 (3874).
25-Ebû Musa (r)’dan:
“Allah güneş batıdan doğup kıyamet kopuncaya kadar gündüz günah
işleyenlerin tevbe etmesi için gece, gece günah işleyenlerin tevbe etmesi
için de gündüz rahmet elini açar.”
Müslim, Tevbe, 31.
26-Enes (r)’ten:
“Her insan hata eder. Hata edenlerin en hayırlısı tevbe edenlerdir.”
Tirmizî, Kıyamet, 49.
27-İbn Abbas (r)’tan:
“Günahın kefareti pişman olmaktır.”
Müsned, I, 289.
28-Enes (r)’ten:
“Kulunun tevbe etmesinden dolayı Allah’ın duyduğu memnuniyet
sizden birinin ıssız çölde kaybettiği devesini bulduğu zamanki sevincinden
daha çoktur.”
Buhârî, Deavât, 4; Müslim, Tevbe;1.
29-Egar b. Yesar (r)’dan:
“Ey insanlar! Allah’a tövbe edip ondan af dileyiniz. Zira ben ona
günde yüz defa tövbe ederim.”
Müslim, Zikir, 42.
30-Ukbe b. Âmir (r)’den:
‘Yâ Rasûlallah! Kurtuluş Yolu nedir?’, dedim.
“Dilini tut (faydasız ve boş konuşma)! Evin sana dar gelmesin (evinde
huzur bulasın) ve günahlarına ağla.”
Tirmizî, Zühd, 61.
RAHMET İZLERİ
141
yirmi konuda kırk hadis
ÇEŞİTLİ KONULAR
31-Ebû Zer (r)’den:
“Üç çocuğu ergenlik dönemine gelmeden ölen Müslüman anne ve
babayı Allah çocuklara olan rahmeti sebebiyle, bağışlar.”
Nesâî, Cenâiz, 25; Müsned, V,151.
32-Ebû Hureyre (r)’den:
“Kim bir hastayı ya da Müslüman kardeşini Allah için ziyaret ederse
bir (melek) ona şöyle seslenir: Hoş yaşayasın, gidişin de hoş oldu,
cennette de kendine güzel bir konak hazırladın.”
Tirmizî, Birr, 64; İbn Mâce, Cenâiz, 2.
33-Ebû Hureyre (r)’den:
“Allah bir kimseyi altmış yıl yaşatır da (O kişi hala yola gelmezse)
Allah onun mazeretini kabul etmez.”
Buhârî, Rikâk, 5.
34-Osman (r)’dan:
“Rasûlullah (s) bir ölü defnedildikten sonra kabri başında durdu ve
şöyle buyurdu:
“Kardeşinizin bağışlanmasını isteyiniz ve Allah’tan ona başarılar
dileyiniz. Çünkü o şu anda sorgulanmaktadır”.
Ebû Dâvûd, Cenâiz, 69.
35-Yahya b. Vessa (r)’dan:
“İnsanların arasına karışıp eziyetlerine sabreden Müslüman, İnsanların
arasına karışmayıp onların eziyetlerine sabretmeyen Müslümandan daha
hayırlıdır.”
Tirmizî, Kıyamet, 55; Müsned, II, 43.
36-Ebû Hureyre (r)’den:
Nebi (s) şöyle buyurdu:
–"Yedi helâk ediciden kaçının!”Sahâbîler:
–Ey Allah’ın Rasûlü! Bunlar nelerdir? diye sordular. Hz. Peygamber(s):
"Allah'a ortak koşmak, sihir (büyü) yapmak, Allah'ın haram kıldığı bir
nefsi haksız yere öldürmek, faiz yemek, yetim malı yemek, savaş
RAHMET İZLERİ
142
yirmi konuda kırk hadis
ÇEŞİTLİ KONULAR
meydanından kaçmak, evli, namuslu ve hiç bir şeyden haberi olmayan
kadınlara zina isnad etmektir, “buyurdu.
Buhârî, Vasâyâ 23; Müslim, İman, 145.
37-Enes (r)’ten:
“Allahü Teâlâ buyuruyor ki: “Kulumu, iki gözünü kör etmekle imtihan
ettiğim zaman sabrederse, gözlerine karşılık olarak cenneti veririm. ”
Buhârî, Merdâ 7.
38-Ebû Hureyre (r)’den:
“Erkek olsun, kadın olsun mü’min, Allah’a günahsız olarak
kavuşuncaya kadar kendisinden, çoluk çocuğundan, malından belâ eksik
olmaz. ”
Tirmizî, Zühd 57.
39-Ebû Hureyre (r)’den:
“Dünyada sevdiği bir dostunu aldığım zaman, (sabredip) ecrini
Allah’tan besleyen mü’min kulumun katımdaki karşılığı cennettir.”
Buhârî, Rikâk, 6.
40-Âişe (r)’den:
“Allah’a itaat etmeyi adayan kimse (adağını yaparak) O’na itaat etsin.
Allah’a isyan etmeyi adayan da (adağından vazgeçsin ve) O’na karşı
gelmesin.”
Buhârî, Eymân, 28, 31; Ebû Dâvûd, Eymân ,19.
RAHMET İZLERİ
143
yirmi konuda kırk hadis
TOPLUMSAL BOZULMA
1-Ebû Hureyre (r)’den:
“İdarecileriniz, içinizden iyi kişileriniz; zenginleriniz, aranızdan cömert
kişileriniz olduğu ve işleriniz de, istişare ile yürütüldüğü takdirde, sizin için
toprağın üstü, altından daha hayırlıdır.
İdarecileriniz,
kötüleriniz;
zenginleriniz,
cimrileriniz olduğu ve
işleriniz de kadınlarınıza kaldığı zaman, sizin için, toprağın altı, üstünden
daha hayırlıdır.”
Tirmizî, Fiten, 78 (2266).
2-Ebû Umâme (r)’den:
“Bir takım fitneler olacaktır. Kişi o fitnelerde mümin olarak
sabahlayacak kâfir olarak akşamlayacaktır. Onlar dinlerini dünyalık
menfaat karşılığında satacaklar.
Ancak, Allah’ın ilim ile ihya ettiği kimseler böyle olmayacaktır.
Tirmizî, Fiten, 27.İbn Mâce, Fiten, 9; Müslim, İman, 186.
3-Abdullah b. Amr (r)’dan:
“İnsanların elekten geçirildiği gibi iyilerin gittiği, kötülerin kaldığı,
sözlere bağlılığın kalmadığı ve emanetlerin gözetilmediği, ihtilafa
düştükleri, (Rasûlullah (s) bunu söylerken ellerini birbirine geçirdi.) ve
şöyle oldukları yakın bir zamanda haliniz nasıl olacak? buyurdu. Sahâbiler:
‘Ey Allah’ın Rasûlü, anlattığın durum olunca biz ne yapalım?’ diye sordular.
“Hak bildiğinize devam eder, kabul etmediğinizi terk edersiniz. Kendi
durumunuzla ilgilenir, halkın yaptıklarından uzaklaşırsınız” buyurdu.
İbn Mâce, Fiten, 10; Müsned, II, 220, 221.
4-Abdullah b Mes’ud (r)’dan:
“İslam garip başladı, tekrar garipliğe dönecektir. Ne mutlu o
gariplere! Onlar, benden sonra, insanların bozdukları sünnetimi ıslah
ederler.” İbni Mesud (r) demiştir ki: ‘Garipler kimlerdir?’ diye soruldu.
Rasûlullah (s), “kendi toplumundan Allah için ayrılanlardır”, buyurdu.
Müslim, İman,232. Tirmizî, İman, 13. Dârimî, Rikâk, 42.
RAHMET İZLERİ
144
yirmi konuda kırk hadis
TOPLUMSAL BOZULMA
5- Ebû Musa (r)’dan:
“Kıyamete yakın dönemde adam öldürmeler çoğalacaktır.
İbn Mâce, Fiten, 10; Müsned, V, 389.
6-Ali (r)’dan:
"Resûlullah (s) (bir gün):
"Ümmetim onbeş şeyi yapmaya başlayınca ona büyük belanın gelmesi
vacip olur!" buyurmuşlardı. (Yanındakiler "Ey Allah'ın Rasulü! Bunlar
nelerdir?" diye sordular. Aleyhissalâtu vesselâm saydı:
-Ganimet (yani milli servet, fakir fukaraya uğramadan sadece zengin ve
mevki sahibi kimseler arasında) tedavül eden bir meta haline gelirse,
-Emanet (edilen şeyleri emânet alan kimseler, sorumlu ve yetkililer,
memurlar) ganimet (malı yerine tutup, yağmalayıp nefislerine helal)
kıldıkları zaman,
-Zekât (ödemeyi ibadet bilmeyip bir angarya ve) ceza telâkki ettikleri
zaman.
-Kişi annesinin hukukuna riayet etmeyip, kadınına itaat ettiği;
-Babasından uzaklaşıp ahbabına yaklaştığı;
-Mescidlerde (rıza-yı ilâhi gözetmeyen husûmet, alış-veriş, eğlence ve
siyâsiyâta vs. müteallik) sesler yükseldiği zaman
-Kavme, onların en alçağı (erzel) reis olduğu;
-(Devlet otoritesinin yetersizliği sebebiyle tedhiş ve zulümle insanları
sindiren zorba) kişiye zararı dokunmasın diye hürmet ettiği;
-(Çeşitli adlarla imal edilen) içkiler (serbestçe) içildiği;
-İpek (haram bilinmeyip erkekler tarafından) giyildiği;
-(San'at, bale, konser gibi çeşitli adlar altında; bar, gazino, dansing ve
salonlarda ve hatta televizyon ve filim gibi çeşitli vasıtalarla yaygın şekilde)
şarkıcı kadınlar ve çalgı aletleri edinildiği;
-Bu ümmetin sonradan gelen nesilleri, önceden gelip geçenlere (çeşitli
ithamlar ve bahanelerle) hakâret ettiği zaman artık kızıl rüzgârı,
RAHMET İZLERİ
145
yirmi konuda kırk hadis
TOPLUMSAL BOZULMA
(zelzeleyi), yere batışı (hasfı) veya suret değiştirmeyi (meshi) (veya gökten
taş yağmasını, (kazfi) bekleyin."
Tirmizi, Fiten, 39.
7-Abdullah b Ömer (r)’den:
Ey Muhacirler! Şu beş şeyle imtihan edildiğinizde, ben sizlerin bu
şeylerle karşılaşmanızdan Allah’a sığınırım.
1. Bir toplum içinde zina ve fuhuş ortaya çıkıp nihayet o toplum bu
suçu açıkça işlediği zaman mutlaka aralarında taun hastalığı ve onlardan
önce gelip geçmiş hiçbir millette ortaya çıkmamış nice hastalıklar yayılır.
2. Ölçüyü ve tartıyı eksik yapan her millet kesinlikle kıtlık, geçim
sıkıntısı ve başlarındaki yöneticinin zulmü ile cezalandırılırlar.
3. Malların zekatını vermekten kaçınan her millet, mutlaka
yağmurdan mahrum kalır ve hayvanlar olmasa onlara yağmur bile
yağdırılmaz.
4. Allah’a verilen sözü ve Peygambere verilen sözü bozan her milletin
başına mutlaka Allah kendilerinden olmayan düşmanı onlara musallat eder
ve düşman onların elindeki imkanların bir kısmını kendilerinden alır.
5.Önderleri Allah’ın kitabıyla amel etmeyip Allah’ın indirdiği
hükümlerden işlerine geleni aldığı sürece Allah onların azabını kendi
içlerinde kılar.”
İbn Mâce, Fiten, 22.
8-Ebû Hureyre (r)’den:
“Mal dolup taşmadıkça fitneler meydana çıkmadıkça ve herc
çoğalmadıkça kıyamet kopmayacaktır. Oradakiler ‘herc nedir? Ey Allah’ın
Rasûlü’
dediler. Rasûlullah (s), üç kere “adam öldürmektir, adam
öldürmektir, adam öldürmektir”buyurdu.
İbn Mâce, Fiten, 25; Müsned, VI, 153.
RAHMET İZLERİ
146
yirmi konuda kırk hadis
TOPLUMSAL BOZULMA
9-Âişe (r)’den:
“Bu ümmetin sonunda batma, mesholma/suret değiştirme ve
taşlanma olacaktır.”Âişe (r) de: ‘Ey Allah’ın Rasûlü aramızda sâlih insanlar
olmasına rağmen nasıl helak oluruz?’ dedi. Rasûlullah (s), “çirkin, ahlaksız
şeyler olduğu zaman” diye cevap verdi.
Diğer bir rivayette sahabelerden birisi, ‘Ey Allah’ın Rasûlü! bu ne
zaman olacak? diye sordu. “Şarkıcı kadınlar ve çalgı aletleri ortaya çıktığı,
şaraplar içildiği vakit”buyurdu.
Tirmizî, Fiten, 21, 28.
10-Abdullah b. Mes’ud (r)’dan:
“Kıyamete yakın bir zamanda yaşları genç, düşünceleri bozuk olan
bir topluluk çıkacak. Kur’ân okuyacaklar ve Kur’ân onların boğazlarından
aşağı inip, kalplerine tesir etmeyecek. Şerefli elçinin (s) sözünü
söyleyecekler. Fakat onlar, okun yaydan çıktığı gibi dinden çıkacaklardır.
Buhârî, Menâkıb, 25; Fezâilü’l-Kur’ân, 26.
11-Enes (r)’ten:
“İlmin kaldırılması, cehaletin ortaya çıkması, zinanın yaygınlaşması,
elli kadından bir erkeğin sorumlu olacak şekilde kadınların çoğalıp
erkeklerin azalması, kıyametin alâmetlerindendir.”
Buhârî, Fiten, 5; İlim, 21; Müslim, İlim, 8/10, 14.
12-Ebû Hureyre (r)’den:
“Ganimet belli çevrelerin çıkarı için kullanıldığı, emanet mal çarçur
edildiği, zekat yük gibi sayıldığı, ilim dinden başka gayeler için öğrenildiği,
kişi karısına itaat edip annesine isyan ettiği ve arkadaşına iyi davranıp
babasına kötü davrandığı, mescitlerde sesler yükseldiği, aşağılık en rezil
insanların toplumun başına yönetici olarak geçtiği, şerrinden korkulup
kişiye ikram edildiği, şarkıcı kızlar ve çalgı aletleri ortaya çıktığı, şaraplar
içildiği, ipekler giyildiği ve bu ümmetin sonu geçmişini lanetlediği zaman,
işte o zaman; kızıl rüzgarı, depremleri, yerin dibine geçmeyi, insanlıktan
RAHMET İZLERİ
147
yirmi konuda kırk hadis
TOPLUMSAL BOZULMA
çıkıp kılık değiştirmeyi, taşlanmayı ve ipi kesilen eskimiş bir kolyenin
tanelerinin birbiri sıra gitmesi gibi birbirini takip eden bu alametleri
beklesinler.”
Tirmizî, Fiten, 38.
13-Ebû Hureyre (r)’den:
Her biri peygamber olduğunu iddia eden otuza yakın peygamberlik
iddiasında bulunan yalancı ve deccal çıkmadıkça kıyamet kopmaz.
Müslim, Fiten, 84, 85; Tirmizî, Fiten, 43; Müsned, II, 313.
14-Enes b Malik (r)’ten:
“İnsanlara öyle bir zaman gelecek ki, toplum içinde dini yaşama
gayretini gösteren kişi avucunun içinde ateş parçasını tutmaya çalışan
kimse gibidir.”
Tirmizî, Fiten, 73; Müsned, II, 390, 391.
15-Ebû Hureyre (r)’den:
“Siz öyle bir zamandasınız ki sizden biri kendisine emredilen dini
emirlerden onda birini terk ederse helak olur. Sonra öyle bir zaman
gelecek ki o insanlardan kendilerine emredilen dini emirlerden onda birini
yapan kimse kurtuluşa erecektir.”
Tirmizî, Fiten, 79.
16-Enes (r)’ten:
“Zaman gittikçe zorlaşacak ve insanların mala olan hırsı daha da
artacak. Kıyamet, şerli, kötü huylu insanların üzerine kopacak.”
Müslim, İmâret, 176; İbn Mâce, Fiten, 24; Müsned, I, 394.
17-Malik b Yes’ar (r)’dan:
“Anarşi ve fitne zamanında İslam’ı yaşamak bana hicret etmek
gibidir.”
Müslim, Fiten, 130; Tirmizî, Fiten, 31.
18-Huzeyfe (r)’den:
Peygamberimiz (s):
RAHMET İZLERİ
148
yirmi konuda kırk hadis
TOPLUMSAL BOZULMA
“Mü’min kişinin kendini rezil edip küçük düşürmesi uygun
değildir.”buyurdu. Sahâbiler:
‘Kendini nasıl rezil eder?’ diye sordular. Rasûl-ü Ekrem (s):
“Gücünün yetmeyeceği bir belânın peşine düşer”buyurdu.
İbn Mâce, Fiten, 21 (4016).
19-Ebû Said el Hudri (r)’den:
“Sizler sizden öncekilerinin yaşantılarını karış karış, kulaç kulaç,
tıpatıp izleyeceksiniz. Onlardan biri kertenkele deliğine girse hemen siz de
girmeye çalışacaksınız. Sahâbiler, ‘bunlar yahudiler ve hristiyanlar mı Ey
Allah’ın Rasûlü?’ diye sordular. Rasulullah (s): “elbette, onlardan başka kim
olabilir?”buyurdu.
Buhârî, Enbiyâ, 50; İ’tisâm, 14; Müslim, İlim, 6.
20-Enes (r)’ten:
“İnsanlar mescitler ile birbirlerine karşı övünmedikçe kıyamet
kopmaz.”
Nesâî, Mesâcid,2; İbn Mâce, Mesâcid, 2; Dârimî, Salât, 12.
21-İbn Mes’ud (r)’dan:
“Kıyamet, ancak, insanların kötüleri üzerine kopar.”
Müslim, Fiten, 131.
22-Abdullah b Amr (r)’dan:
“Zina ortaya çıkmadıkça, akrabadan ilgi kesilmedikçe, kötü komşuluk
ortaya çıkmadıkça, güvenilir kimse ihanet etmedikçe kıyamet kopmaz.”
Denildi ki; ‘Ey Allah’ın Rasülü! o zaman mümin kimse nasıl olacak?’
Rasûlullâh (s):
“Yere düşünce bozulmayan, yenilince kırılmayan, konulunca güzel
olan hurma gibi olacaktır” dedi.
Müsned, II, 199.
23-Huzeyfe (r)’den:
“Elbisenin parlaklığı gittiği gibi İslâm’ın da parlaklığı gidecektir. Hatta
oruç nedir, namaz nedir, kurban nedir, zekat nedir, bilinmeyecek. Bir
RAHMET İZLERİ
149
yirmi konuda kırk hadis
TOPLUMSAL BOZULMA
gece Allah’ın kitabı kalplerden silinecek ve yeryüzünde Kur’ân’dan bir ayet
dahi kalmayacak. İnsanlardan sadece yaşlı erkek ve kadınlar kalacak ve
onlar da şöyle diyecekler: ‘Babalarımızdan ‘Lâ ilâhe illallah’ kelimesini
öğrendik ve bunu söyleriz.’ Râvî Sıla dedi ki: Namaz nedir, oruç nedir,
kurban nedir, zekat nedir? Bilmeyenlere bunun faydası ne olacak ki?
Huzeyfe(s), bu soruya cevap vermedi. Tam üç kere tekrarlamasına
rağmen cevap vermedi. Üçüncüsünde kendisine dönerek üç kere şöyle
cevap verdi: ‘Ey Sıla! Tevhid kelimesi, onları ateşten kurtarır.’
İbn Mâce, Fiten, 26.
24-Avf b. Malik (r)’ten:
“Deccaller öncesi seneler aldatıcı olacak, yağmur çok yağmasına
rağmen bitkiler az olacak. Doğru kimseler yalanlanacak; yalancı kimseler
doğru kabul edilecek; haine güvenilecek; güvenilir kimse ise hain sayılacak.
Rüveybida söz sahibi olacak. Sahâbiler, ‘rüveybida’ nedir Ey Allah’ın
Rasûlü?
diye
sordular.
“Kendisine
önem
verilmeyen
şahsiyetsiz
kimsedir”buyurdu.
İbn Mâce, Fiten, 24; Müsned, II, 291
25-Enes (r)’ten:
“Lâ ilâhe illallah diyen kimsenin üstüne asla kıyamet kopmaz.”
Müslim, İman, 234.
26-Nevvas b Sem’an (r)’dan:
“Allah kıyamet gününde hoş esintili bir rüzgar gönderecek, bu rüzgar
onların koltuk altlarından girip her mümin ve müslümanın canını alacak,
geriye insanların en şerlileri kalacak. Onlar da eşekler gibi çekinmeden
açıkça çiftleşip zina edecekler. İşte;
kıyamet, bu kişilerin üzerine
kopacak.”
Müslim, Fiten, 110; Tirmizî, Fiten,59.
RAHMET İZLERİ
150
yirmi konuda kırk hadis
TOPLUMSAL BOZULMA
27-Enes b Mâlik (r)’ten:
“Sizler yakında fazlasıyla adam kayırma olaylarına şahit olacaksınız.
Böyle bir zamanda yapmanız gereken şey, Allah ve Rasûlüne kavuşuncaya
kadar sabretmektir. Ben havuzun başında (bekliyor olacağım.” Bunun
üzerine Ensâr: ‘sabredeceğiz’ diye söz verdiler.
Buhârî, Fiten, 2,; Hums, 19; Müslim, Zekat, 132, 139.
28-Enes b Mâlik (r)’ten:
“İsrail oğulları yetmiş bir fırkaya ayrılacak. Benim ümmetim de yetmiş
iki fırkaya ayrılacak. Bunların hepsi cehenneme gidecektir, ancak bir gurup
var ki o ateşte değildir. O da İslâm’ın yolunda olanlardır.”
Ebû Dâvûd, Sünnet, 1; Tirmizî, İman, 18.
29-Ebu Hureyre (r)’den:
“İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki, katil neden öldürdüğünü,
maktül de neden öldürüldüğünü bilmeyecek.”
- ‘Bu nasıl olacak?’ diye soruldu.
-“Kargaşa ve fitne (halinde olacak.). İşte; o zaman, hem katil/öldüren
hem de maktül/öldürülen cehennemlik olacaktır” buyurdu.
Müslim, Fiten, 56.
30-İbn Ömer (r)’den:
“Halk arasına girip de eziyetlerine sabreden mü’minin sevabı, halk
arasına girmeyen ve onların eziyetlerine sabretmeyen mü’minin
sevabından daha fazladır.”
İbn Mâce, Fiten, 23 (4032).
31-Ebûbekir (r)’den:
Ey insanlar! Siz, ‘Ey iman edenler! Siz kendinize bakın. Siz doğru yolda
olduğunuz müddetçe sapıtanlar size zarar veremezler (Mâide, 5/105)’
ayetini okuyorsunuz. Oysa ben Rasûlullâh (s)’ın şöyle buyurduğunu işittim:
RAHMET İZLERİ
151
yirmi konuda kırk hadis
TOPLUMSAL BOZULMA
“İnsanlar zalimi görüp de ona zulümden el çektirmezlerse, Allah,
onlara, herkesi kuşatan bir ceza verebilir.”
Tirmizî, Fiten, 8 (2168).
32-Enes b. Mâlik (r)’ten:
Rasûlullâh (s)’a: ‘Yâ Rasûlallah (s)! İyi şeyleri emretme, kötü şeyleri
men etme görevini ne zaman bırakırız?’ denildi.
Rasûl-ü Ekrem (s):
“Sizden önceki ümmetlerde ortaya çıkan şey sizin aranızda da ortaya
çıktığı zaman.”buyurdu.
Biz: ‘Yâ Rasûlallah (s)! Bizden önceki ümmetlerde ortaya çıkan şey
nedir?’ diye sorduk. O (s): “Yöneticiliğin küçük / tecrübesiz olanlarınızda,
zinanın yaşlılarınızda, ilmin rezil/aşağılık olanlarınızda olmasıdır.” buyurdu.
İbn Mâce, Fiten, 21 (4015).
33-Sevban (r)’dan:
“Yakında milletler aç insanların sofraya toplandıkları gibi size karşı
birleşip toplanacaklar. Sahabelerden birisi, o gün sayıca az mı olacağız?
dedi. Rasûlullah(s), belki sayınız daha çok olacak, fakat siz akan selin
üzerindeki çerçöp gibi aciz ve dağınık olacaksınız. Allah sizin korkunuzu
düşmanlarınızın kalbinden çıkaracak ve Allah sizin kalbinize vehn atacak.
Birisi, ‘vehn nedir Ey Allah’ın Rasûlü?’ dedi. Dünyayı çok sevmek ve ölüm
den hoşlanmamaktır buyurdu.”
Ebû Dâvûd, Melâhim, 5; Müsned, II, 359, V, 278.
34-Muaz b. Cebel (r)’den:
Rasûlullâh (s) bir gün namaz kıldı ve namazı uzattı. Sonra namazı
bitirince, ‘Yâ Rasûlallah! Bugün namazı uzattın’ dedik. Rasûl-ü Ekrem (s)
şöyle buyurdu: “ben bir ümit ve korku namazı kıldım. Ben Allah’tan
ümmetim için üç şey istedim. Allah ikisini kabul etti, birini etmedi. Ben,
ümmetime başkalarından / kâfirlerden bir düşmanı musallat etmemesini
istedim. Allah, bunu bana verdi. Ümmetimi suda boğarak helak
RAHMET İZLERİ
152
yirmi konuda kırk hadis
TOPLUMSAL BOZULMA
etmemesini istedim. Bunu da bana verdi. Ümmetimi sıkıntıya sokacak
felâketin, kendi içlerinden çıkmamasını istedim. Fakat Allah bu isteğimi
reddetti.”
İbn Mâce, Fiten, 9 (3951).
35-İbni Ömer (r)’den:
“Ümmetimin içinde kaderi yalan sayan bir takım insanlar olacaktır.”
Müsned, II, 90.
36-İbn Ömer (r)’den:
“Benden sonra sakın birbirlerinizin boynunu vurmak suretiyle
kâfirlere dönüşmeyin.”
Buhârî, Meğâzî, 77, Fiten, 8; Müslim, İman, 119, 120.
37-Ebû Hureyre (r)’den:
“İnsanlara öyle bir zaman gelecek ki, o zaman kişi malını helal yoldan
mı haram yoldan mı elde ettiğine dikkat etmeyecek.”
Buhârî, Büyû’, 7; Nesâî, Büyû’, 3; Müsned, II, 435, 452.
38-Huzeyfe b Yemani (r)’den:
“Dünyada İnsanların en mutlusu alçak oğlu alçak olmadıkça kıyamet
kopmaz.”
Tirmizî, Fiten, 37; Müsned, V, 389.
39-Ebû Hureyre (r)’den:
“Canımı elinde bulunduran Allah’a yemin ederim ki, bir adam birinin
kabrinin yanından geçerek üzerinde yuvarlanmadıkça ve ‘keşke bu kabrin
sahibinin yerinde ben olaydım’ demedikçe kıyamet kopmayacaktır.
Halbuki bu sözü ona söyleten din değil; belâ / başına gelen musîbetler
olacaktır.”
Müslim, Fiten, 54.
40-İbni Mesud (r)’dan:
“Tanıdığı olmadığı sürece kişinin selâm vermemesi kıyametin
alametlerindendir.”
Müsned,I,406.
RAHMET İZLERİ
153
yirmi konuda kırk hadis
ÖLÜM - KIYAMET - AHİRET
1-Enes b. Mâlik (r)’ten:
“Her kulun amacı, âhiret olursa Allah, onun kalbine zenginlik verir.
İşlerini düzene koyar ve dünya onun ayağına gelir. Her kimin amacı/hedefi
de dünya olursa, Allah onun fakirliğini alnına yazar (onun gönlünü fakir
yapar). İşlerini darmadağın eder. Dünyadan da ancak ona takdir edilen
gelir.”
Tirmizî, Kıyamet, 30 (2465).
2-İbn Ömer (r)’den:
“Gaybın anahtarı beştir. Bunları ancak Allah bilir. Yarın ne olacağını
hiç kimse bilemez. Rahimlerde ne olduğunu hiç kimse bilemez. Yarın ne
kazanacağını hiç kimse bilemez. Hangi toprakta öleceğini hiç kimse
bilemez. Yağmurun ne zaman yağacağını hiç kimse bilemez”
Buhârî, İstiskâ, 29.
3-Abdullah b. Mes’ud (r)’dan:
Peygamber (s) kare biçiminde bir şekil, o şeklin ortasına bir çizgi,
ortadaki çizginin yanına doğru çizgiler ve kare biçimindeki o şeklin dışında
bir çizgi çizdi ve sahâbilere dedi ki:
“Bunun ne olduğunu bilir misiniz?”
Sahâbiler: “Allah ve Rasûlü en iyi bilendir”dediler. Rasûl-ü Ekrem (s)
şöyle anlattı:
“İnsan orta (karenin içindeki) çizgidir. O çizginin yanına doğru olan
çizgiler, insana yönelen (hastalık, açlık vs) musibetler, afetlerdir. Bu
musibetlerden her biri ona yönelir. Şayet bir musibet ona isabet etmez ise
diğer bir musibet ona isabet eder. Kare biçimindeki şekil de onu
çevreleyen eceldir. Karenin dışındaki çizgi de emeldir”
İbn Mâce, Zühd, 27 (4231).
RAHMET İZLERİ
154
yirmi konuda kırk hadis
ÖLÜM - KIYAMET - AHİRET
Ecel
İnsan
Emel
Musibetler
4-Abdullah b. Mesud (r)’dan:
Rasûlullâh (s) şöyle buyurmuştur:
“Allah’tan gerektiği şekilde hayâ edin.”
Bunun üzerine, ‘Ey Allah’ın Rasûlü zaten hayâlı davranıyoruz,
elhamdülillâh’ dedik. Buyurdu ki:
“O sizin anladığınız utanma hissi değildir. Allah’tan gereği biçimde
hayâ etmek demek; baş ve başta bulunan organlarla, karın ve karının
içerisine aldığı organlar her türlü günah ve haramlardan korumak, ölümü
ve toprak altında çürümeyi daima hatırlamaktır. Âhireti isteyen dünyanın
süsünü bırakır. Kim bu şekilde davranırsa Allah’tan gereği biçimde hayâ
etmiş olur.”
Tirmizî, Kıyamet, 24 (2458).
5-Abdullah b. Ömer (r)’den:
Ben Rasûlullah (s)’ın beraberinde idim. Ensar’dan bir adam ona geldi
ve peygamber (s)’e selam verdikten sonra, ‘Yâ Rasûlallah, müminlerin
hangisi daha faziletlidir?’ diye sordu. Rasûl-ü Ekrem (s);
“Huy bakımından en güzel olanı”buyurdu.
Adam; ‘Peki müminlerin hangisi daha akıllı-şuurludur?’ diye sordu.
Peygamberimiz (s),
“Ölümü en çok hatırlayanı ve ölümden sonraki hayat için en güzel
şekilde hazırlananı. İşte bunlar en akıllı-şuurlu olanlardır”buyurdu.
İbn Mâce, Zühd, 31 (4259)
RAHMET İZLERİ
155
yirmi konuda kırk hadis
ÖLÜM - KIYAMET - AHİRET
6-Ubâde b. Sâmit (r)’ten:
“Kim, Allah ile karşılaşmayı isterse, Allah da onunla karşılaşmayı ister.
Kimde Allah ile karşılaşmayı istemez, hoşlanmazsa, Allah da onunla
karşılaşmayı istemez, hoşlanmaz”.
Âişe (r) ve Peygamber (s)’in hanımlarından birisi, “biz ölümü hoş
karşılamıyoruz”dediler. Bunun üzerine Peygamber (s):
“Ama durum sizin zannettiğiniz gibi değildir. Mümin bir kimse öleceği
sırada Allah’ın rızası ve ikramıyla müjdelenir. Artık kendisine önündeki
gördüğü şeyden daha sevimli hiçbir şey yoktur. Allah ile karşılaşmayı ister
Allah da onunla karşılaşmayı ister. Kâfir bir kimse ise öleceği sırada,
Allah’ın azap ve cezasıyla müjdelenir. Artık kendisine önündeki gördüğü
şeyden kötü gelen bir şey yoktur. Allah ile karşılaşmayı istemez
hoşlanmaz, Allah da onunla karşılaşmayı istemez hoşlanmaz”buyurdu.
Buhârî, Rikâk, 41.
7-Ebû Hureyre (r)’den:
“Her ölen mutlaka pişmanlık duyacaktır.”
“Neden pişmanlık duyacak”dediler. Şöyle buyurdu:
“İyilik eden kişi iyiliğini artırmamış olduğuna, kötülük eden kişiler ise,
kötülüklerden vazgeçmemiş olduğuna pişman olacaktır.”
Tirmizî, Zühd, 58 (2403).
8-İbn Ömer (r)’den:
“Ölen kimselerin iyi yönlerini anıp hatırlayın kötülüklerini ise
gündeme getirmeyin.”
Tirmizî, Cenâiz, 34 (1019).
9-Enes b. Mâlik (r)’ten:
“Cenazeyi üç şey takip eder. Bunlardan ikisi döner birisi kalır. Onu
ailesi, malı ve ameli takip eder; ailesi ile malı döner, ameli kalır.”
Müslim, Zühd, 5 (2960).
RAHMET İZLERİ
156
yirmi konuda kırk hadis
ÖLÜM - KIYAMET - AHİRET
10-Ebû Hureyre (r)’den :
“Ölü mezara konulur. Salih kişi (kulluk görevini yapan kişi) kabrinde
endişesiz ve korkusuz oturtulur. Sonra da: “Sen hangi dinden idin?”diye
sorulur. O: “Ben İslam dininde idim”diye cevap verir. Sonra ona: “Şu
adam kimdir?”diye sorulur. O da: “Muhammed, Allah’ın Rasûlüdür. O
bize Allah katından pek çok ayetler getirdi. Biz de O’nu doğruladık”diye
cevap verir. Daha sonra bu ölüye: “Sen Allah’ı gördün mü?”diye sorulur.
O da: “Hiç kimse (dünyada iken) Allah’ı görmeye layık değildir”diye cevap
verir. Bu soru ve cevaplardan sonra onun için ateş tarafına bir pencere
açılır. Ölü ona bakarak ateş alevlerinin birbirini kırıp yenmeye çalıştığını
görür. Sonra ona “Allah’ın seni koruduğu ateşe bak”denilir. Sonra onun
için cennet tarafına bir pencere açılır. O da bu defa cennetin süsüne ve
nimetlerine
bakar
ve
kendisine:
“İşte
bu
güzel
yer
senin
makamındır”denildikten sonra: “Sen dünyada samimi iman üzerinde idin,
bu sağlam iman üzerine öldün ve kıyamet günü inşallah iman üzerine
dirileceksin”denilir.
Kötü kişi de dehşet ve korku içinde mezarında oturtulur ve
kendisine:
“Sen
hangi
dinden
idin?”diye
sorulur.
Kendisi:
“Bilmiyorum”diye cevap verir. Sonra ona: “Şu adam kimdir?”diye sorulur.
O da: “Halk bir söz söylüyordu. Ben de o sözü söyledim”der. Bunun
üzerine onun için cennet tarafına bir pencere açılır. O da cennetin süsüne
ve içindekiler bakar. Sonra kendisine: “Allah’ın senden geri çevirdiği
cennete bak”denilir. Daha sonra onun için ateş tarafına bir pencere açılır.
Bu defa ateşe alevlerinin bazısı bazısını kırıp yenmeye çalıştığı halde bakar
ve bunun üzerine ona: “İşte bu senin yerindir. (İslam’a inanmak
bakımından) şüphe üzerinde idin, şüphe üzerine öldün ve inşAllah kıyamet
günü şüphe üzerine diriltilirsin”denilir.”
İbn Mâce, Zühd, 32 (4268).
RAHMET İZLERİ
157
yirmi konuda kırk hadis
ÖLÜM - KIYAMET - AHİRET
11-Abdullah b. Ömer (r)’den:
“Sizden biriniz öldüğünde kendisine sabah-akşam (âhiretteki) yeri
gösterilir. Cennetliklerden ise cennetlik olarak, cehennemliklerden ise
cehennemlik olarak kendisine; “burası senin yerindir, sonunda Allah seni
kıyamet gününde buraya gönderecektir”denilir”.
Buhârî, Cenâiz, 90.
12-Sehl b. Sa’d (r)’dan:
Rasûlullâh (s) şehâdet parmağı ile orta parmağını göstererek:
“Kıyamet günü ile ben şu ikisi gibi (yakın) iken peygamber
gönderildim”buyurdu.
Buhârî, Tefsir, 79/1.
13-Enes (r)’ten:
Bedevilerden bir kimse Peygamber (s)’e geldi: ‘Ey Allah’ın Rasûlü,
kıyamet ne zaman kopacak?’ diye sordu. Peygamber (s):
“Kıyamet için ne hazırladın?”buyurdu.
Adam: ‘Kıyamet için Allah ve Rasûlünün sevgisini hazırladım’ dedi.
Bunun üzerine Peygamberimiz (s):
“Şüphesiz sen sevdiğinle berabersin”buyurdu.
“Biz de öyle miyiz”dedik. Rasûlullâh (s):
“Evet”buyurdu.
Buhârî, Edeb, 95.
14-İbn Mesud (r)’den:
“Kendileri hayatta iken üzerlerine kıyametin koptuğu kimseler,
halkın en kötüleridir”.
Buhârî, Fiten, 5.
15-Abdullah b. Amr (r)’dan:
Rasûlullâh (s)’a Sur’un mahiyeti soruldu da, O şöyle buyurdu:
“Sur içine üflenen bir boynuzdur.”
Dârimî, Rikâk, 79.
RAHMET İZLERİ
158
yirmi konuda kırk hadis
ÖLÜM - KIYAMET - AHİRET
16-Ebû Hureyre (r)’den:
Peygamber (s):
“İki üfleme arası kırktır”dedi.
Oradakiler: “Ey Ebû Hureyre, kırk gün mü”dediler.
“Bir şey diyemem”dedi.
Onlar, “kırk ay mıdır”dediler.
“Bir şey diyemem”dedi ve hadise şöyle devam etti: “İnsanın kuyruk
sokumu kemiği dışında her şeyi çürür. İşte; bu kuyruk sokumu kemiğinde
yaratılış derlenip toparlanır”demiştir.
Buhârî, Tefsir, 39/3.
17-Ebû Said (r)’den:
“Sur sahibi, boruyu ağzına dayamış, yüzünü çevirmiş, kulağını vermiş
hazır vaziyette sur üfürme emri kendisine verileceği anı beklerken
durumunuz ne olacaktır?”
Bu, ashabına ağır gelmiş olacak ki, şöyle dediler: ‘Ey Allah’ın Rasûlü! O
zaman ne yapalım ya da ne diyelim?’
“Hasbünallah ve ni’mel vekîl, alallahi tevekkelnâ”-Allah bize yeter, O
ne güzel vekildir, Allah’a tevekkül ettik- deyin” buyurdu.”
Tirmizî, Kıyâme, 8 (2431).
18-Übeyy b. Ka’b (r)’dan:
Rasûlullâh (s) gecenin üçte ikisi geçince kalkar ve şöyle derdi:
“Ey insanlar! Kalkın Allah’ın büyüklüğünü ve size verdiği imkanları
düşünüp gereğini yerine getirin. Râcife (bütün canlılara ölüm getirecek
olan ilk Sur’a üfürülmenin) zamanı geldi. Bunun hemen ardından da Râdife
(bütün canlıları diriltecek olan üfleniş) gelecektir. Ölüm mutlaka herkesi
bulacaktır.”
Tirmizî, Kıyâme, 23 (2457).
RAHMET İZLERİ
159
yirmi konuda kırk hadis
ÖLÜM - KIYAMET - AHİRET
19-Ebû Hureyre (r)’den:
Yaşlı insanın kalbi iki şeyi elde etme konusunda gençtir/ isteklidir:
Yaşama sevgisi, Mal çokluğu sevgisi.”
İbn Mâce, Zühd, 27 (4223).
20-İbn Ömer (r)’den:
“Allah bir topluma azap indirdiğinde, azap toplumun içerisinde
bulunan herkese isabet eder. Sonunda yaptıkları işlere göre tekrar
diriltilirler.”
Buhârî, Fiten, 19.
21-İbn Abbas (r)’tan:
Rasûlullâh (s) bir gün bir konuşma yapmış ve şöyle buyurmuştu:
“Ey insanlar! Hiç şüphe yok ki sizler yalınayak, çırılçıplak ve sünnetsiz
olarak Yüce Allah’ın huzurunda toplanacaksınız.”Sonra şu ayeti okudu:
“Yaratmaya ilk başladığımız gibi, üzerimize aldığımız bir söz olarak, onu
tekrar var edeceğiz. Biz gerçekten yapıcıyız.”
Dârimî, Rikâk, 82.
22-Abdullah b. Mesud (r)’dan:
“Birinizin eceli bir yerde olduğu zaman ihtiyaç (iş) onu oraya götürür.
Kalan ömrünün sonuna varınca Allahü Teâlâ, onun ruhunu (orada) alır.
Kıyamet günü de o yer: ‘Ey Rabbim! İşte bu, bana emanet ettiğin kimsedir’
der.”
İbn Mâce, Zühd, 31 (4263).
23-Âişe (r)’den:
Ben Rasûlullâh (s)’a ‘yer(küresin)in yerden başka bir şeyle ve göklerin
değiştirileceği günü ‘hatırlayıp gözle! (İbrahim,14/48)’ ayetini sordum.
“İnsanlar o gün nerde olacak?”dedim.’ O,
“Sırat üzerinde”buyurdu.”
İbn Mâce, Zühd, 33 (4279).
RAHMET İZLERİ
160
yirmi konuda kırk hadis
ÖLÜM - KIYAMET - AHİRET
24-Behz b. Hakim (r)’den:
“Kıyamet günü sizler yaya olarak, binitli olarak ve yüzüstü sürünerek
mahşer yerine toplanacaksınız.”
Tirmizî, Kıyamet, 3 (2424).
25-Ebû Hureyre (r)’den:
Rasûlullâh (s)’a sormuşlar:
‘Rabbimizi kıyamet günü görecek miyiz?’
Peygamber (s) de şöyle buyurmuş:
“Ayın on dördüncü (bedir) gecesi, önünde bulut olmayan ayı
görmekte şüpheye düşer (münakaşa eder misiniz?” Sahabe:
“Hayır, Yâ Rasûlallah”demişler. Peygamber (s):
“Peki, önünde bulut olmayan güneşi (görmekten) şüpheye düşer
(münakaşa eder) misiniz?”diye sormuş oradakiler yine:
“Hayır”demişlerdir. Bunun üzerine Peygamberimiz (s):
“İşte; hiç şüphe yok ki, siz de O’nu bu şekilde göreceksiniz”
buyurmuştur.
Buhârî, Ezan, 129; Müslim, İman, 300.
26-Abdullah b. Ömer (r)’den:
“O gün, insanlar Âlemlerin Rabbinin huzurunda ayağa kalkarlar
(Mutaffifin,83/6). Öyle ki, her biri iki kulağının yarısına kadar ter içerisinde
kaybolur.”
Buhârî, Tefsir, 83.
27-Enes (r)’ten :
“(Sakın) herhangi biriniz, başına gelen zarardan dolayı ölümü
istemesin! Eğer, mutlaka ölümü istemek zorunda kalırsa şöyle desin:
‘Allah’ım! Yaşamak benim için hayırlı olduğu sürece beni yaşat ve ölüm
benim için hayırlı olduğunda beni öldür.’”
İbn Mâce, Zühd, 32 (4265).
RAHMET İZLERİ
161
yirmi konuda kırk hadis
ÖLÜM - KIYAMET - AHİRET
28-İbn Abbas (r)’tan:
“Bana ümmetler gösterildi, bir peygamber, iki peygamber geçmeye
başladı. Yanlarında beş on kişilik topluluk vardı. Bir peygamberin de
yanında hiçbir kimse yoktu. Sonunda bana büyük bir karaltı gösterildi. “Bu
nedir? Bu ümmetim mi ki?”dedim. “Bu Musa ve kavmidir. Ufka
bak”denildi. Bir de baksam ki ufku bir karaltı kaplamış. “Bu senin
ümmetindir. Bunlardan yetmişbin kişi hesaba çekilmeksizin cennete girer,
denildi”buyurdu. Sonra da içeri girdi. Bunların kim olduğunu açıklamadı,
meclis dağıldı. Oradakiler: “Biz Allah’a iman ettik, peygamberine uyduk,
dolayısıyla onlar bizleriz. Yahut İslam döneminde dünyaya gelen
evlatlarımızdır, bizler cahiliye döneminde dünyaya gelmiştik”dediler. Bu
konuşmalar Peygamber(s)’e ulaştı, bunun üzerine dışarı çıktı: “Cennete
hesaba çekilmeden girecek olanlar (Allah’ın kitabı, Rasûlünün sünneti
dışındaki şeylerden) okuyup tedavi olmayanlar, uğursuzluk diye bir şey
kabul etmeyenler, (şifayı Allah’tan bekleyerek) dağlanmayanlar, Rablerine
güvenip dayananlardır”buyurdu. Ukkâşe b. Mıhsan: “Ey Allah’ın Rasûlü
ben onlardan mıyım?”dedi. O da: “Evet”buyurdu. Bir diğeri kalkıp: “Ben
de onlardan mıyım?”dedi. O da: “Ukkâşe senden önce davrandı” buyurdu.
Buhârî, Tıb, 17.
29-Ebû Said el-Hudri (r)’den:
“Kıyamet günü Nuh (a.s.) çağrılır: “Buyur, emret ey Rabbim!”der.
Allah: “Emir ve yasaklarımı tebliğ ettin mi?”buyurur. O da: “Evet”der.
Bunun arkasından Nuh (a.s.)’un ümmetine: “Size tebliğ etti mi?”denilir.
Onlar da: “Evet”derler. Bunun üzerine Allah: “Ey Nuh, sana kim şahitlik
eder?”buyurur. O da: “Muhammed ve ümmeti”der. Bunun üzerine
Muhammed ümmeti, onun görevini tebliğ ettiğine şahitlik eder, rasûl de
sizin üzerinize şahitlik eder. Şanı Yüce Allah’ın: “İşte böyle sizi, insanlara
RAHMET İZLERİ
162
yirmi konuda kırk hadis
ÖLÜM - KIYAMET - AHİRET
şahitlik yapmanız, Rasûlün de sizin üzerinizde şahit olması için orta bir
ümmet yaptık (Bakara, 2/143)”sözü bu konuya delildir.”
Buhârî, Tefsir, 2 (13).
30-Semure (r)’den:
“Her peygamberin, ümmetinin varıp da içeceği bir havuzu
bulunmaktadır. Onlar birbirlerine karşı hangimizin geleni daha çoktur diye
övüneceklerdir. Ben, havuzumdan gelerek içeceklerin hepsinden daha
çok olmasını isterim.”
Tirmizî, Kıyamet, 14 (2443).
31-Câbir b. Abdullah (r)’tan:
“Şefaatim ümmetimden büyük günah işleyen kimseler içindir.”
Tirmizî, Kıyamet, 11.
32-Huzeyfe (r)’den:
“Şüphesiz benim havuzum, Eyle’den Aden’e kadar olan mesafeden
cidden daha uzundur. Nefsim elinde olan Allah’a yemin ederim ki,
muhakkak kapları yıldızların sayısından daha çoktur ve muhakkak o, sütten
daha beyaz ve baldan daha tatlıdır. Ruhum elinde olana yemin ederim ki,
yabancı develeri kendi havuzundan kovduğu gibi ben de birtakım adamları
havuzumdan kovarım.”
Bunun üzerine sahabe: “Yâ Rasûlallah! Sen bizi tanıyacak mısın?”diye
sordular. Rasûlullâh (s) da:
“Evet. Siz benim yanıma abdest izinden yüzleriniz, kollarınız ve
ayaklarınız nurlu olarak varacaksınız. Bu alamet sizden başka hiçbir
kimsede olmayacaktır”buyurdu.
İbn Mâce, Zühd, 36 (4302).
33-Ebû Hureyre (r)’den:
“Yedi kişi vardır ki, Allah bunları sadece kendi gölgesinin bulunduğu
günde gölgesinde gölgelendirir:
Adaletli devlet başkanı,
RAHMET İZLERİ
163
yirmi konuda kırk hadis
ÖLÜM - KIYAMET - AHİRET
Rabbine kulluk yaparak yetişmiş bir genç,
Kalbi mescidlere bağlı bir kimse,
Allah için birbirini seven, Allah için birleşen ve ayrılan iki adam,
Güzel ve mevki sahibi bir kadının kendisini (zinaya) çağırıp da, “ben
Allah’tan korkarım”diyen kimse,
Sağ elinin verdiğini sol elinin bilemeyeceği derecede gizlice sadaka
veren kimse,
Yalnız başına, tenhada, Allah’ı zikredip hatırlayan ve bu nedenle
gözleri dolan kimse.”
Buhârî, Ezan, 36.
34-Abdullah b. Amr (r)’dan:
“Allahu Teâlâ, kulun tevbesini, can boğaza gelmedikçe, muhakkak
kabul eder.”
İbn Mâce, Zühd, 30 (4253).
35-Ebû Musa (r)’dan:
“Kıyamet günü insanlar üç defa Allah’a arz olunacaklar (yani huzurda
sorguya çekileceklerdir). İki arz (yani sunuş) mücadele ve mazeretlerden
ibarettir. Üçüncü sunuşa gelince (insanların işledikleri amellerinin yazılı
olduğu) defterler o zaman ellere uçacaklar(yani hızla verilecektir). Artık
(defteri) kimisi sağ eliyle tutacak ve kimisi sol eliyle tutacaktır.”
İbn Mâce, Zühd, 33 (4277).
36-İbn Mesud (r)’dan:
“Kulun ilk hesap vereceği şey, namazdır. İnsanlar arasında ilk davası
görülecek şey de kan davalarıdır.”
Buhârî, Rikâk, 48; Müslim, Kasame, 28.
37-İbn Mesud (r)’dan:
“Kıyamet gününde, kulun ayakları Rabbinin huzurundan, şu beş şey
soruluncaya kadar bir yere kıpırdamaz:
Ömrünü nasıl geçirdiğinden,
RAHMET İZLERİ
164
yirmi konuda kırk hadis
ÖLÜM - KIYAMET - AHİRET
Gençliğini nerede harcayıp yıprattığından,
Malını nerede kazanıp nerede harcadığından,
Öğrendikleriyle amel edip etmediğinden.”
Tirmizî, Kıyamet, 1 (2416).
38-Ebû Hureyre (r)’den:
“Üç kimse vardır ki, Allah kıyamet günü kendilerine bakmaz, onları
temize çıkarmaz, onlar için can yakıcı bir azap vardır:
Yol üzerinde kendisinin ihtiyaç dışı su fazlalığı olup da bunu yolcuya
kullandırmayan kimse,
Devlet başkanına sadece dünyalık için beyat edip kendisine
dünyalıktan bir şeyler verdiğinde memnun olan, vermediğinde öfkelenen
kimse,
İkindiden sonra malını pazara çıkarıp, “kendisinden başka ilah
olmayan Allah’a yemin olsun ki, bu mala şu kadar şu kadar para
saydım”diyen kimse ki alıcı, yeminden dolayı ona inanıp malı alır”buyurdu.
Sonra da şu ayeti okudu: “Şüphesiz Allah’a verilen söz ve yeminlerini
az bir değer karşılığında değiştirenler var ya işte onların âhirette hiçbir
nasibi yoktur. Allah kıyamet günü onlarla konuşmaz, yüzlerine bakmaz,
onları temize çıkarmaz, onlar için can yakıcı bir azap vardır (Ali İmran,
3/77).”
Buhârî, Müsâkat, 5.
39-Ebû Saîd el-Hudri (r)’den:
“Kıyamet günü ölüm alacalı bir koç şeklinde getirilir, bir nidacı; ‘Ey
cennet halkı’ diye bağırır. Onlar da başlarını uzatıp bakarlar. ‘Bunu tanıyor
musunuz?’ der. Onların hepsi onu görür. ‘Evet, bu ölümdür’ derler. Sonra:
‘Ey cehennem halkı’ diye bağırır. Onlar da başlarını uzatıp bakarlar. ‘Bunu
tanıyor musunuz?’ der. Onların hepsi onu görür. ‘Evet, bu ölümdür’
derler. Arkasından koç kesilir bundan sonra da: ‘Ey cennet halkı artık
RAHMET İZLERİ
165
yirmi konuda kırk hadis
ÖLÜM - KIYAMET - AHİRET
ölüm yoktur, sonsuzluk üzeresiniz. Ey cehennem halkı, artık ölüm yoktur,
sonsuzluk üzeresiniz’ denilir.”
Sonra Peygamberimiz (s) şu ayeti okudu:
‘Onları pişmanlık ve üzüntü gününe karşı uyar. Çünkü onlar gaflet
içerisinde ve iman etmemiş halde iken, iş olup bitmiş olur (Meryem,
19/39)’.
Buhârî, Tefsir, 19/1.
40-Ebû Hureyre (r)’den:
“Kim Allah’ın azabından korkup sakınırsa cenneti elde etmek için
hemen yola koyulur. Kim de yola koyulursa arzusuna kavuşur. Ama dikkat
edin! Allah’ın ticaret için ortaya koyduğu malı çok pahalıdır. Dikkat edin!
Allah’ın ticaret eşyası ise cennettir.”
Tirmizî,Kıyamet,18(2450).
RAHMET İZLERİ
166
yirmi konuda kırk hadis
CENNET - CEHENNEM
1-Ali (r)’den:
Rasûlullah (s) şöyle buyurmuştur:
“Cennette bir takım köşkler vardır ki dışları içlerinden, içleri de
dışlarından görünür.”
Bunun üzerine bir a’rabî (çölde yaşayan bir arap), ayağa kalkarak
Rasûlullah (s)’a:
“Ey Allah’ın Rasûlü! O köşkler kimler içindir”dedi. Rasûlullah(s)
buyurdu ki:
“O köşkler tatlı söz söyleyen, yemek yediren, oruca devam eden ve
insanlar uykuda iken geceleyin namaz kılanlar içindir.”
Tirmizî, Cennet, 3(2647).
2-Ebû Said (r)’den:
“Veyl; cehennemde bir vadidir ki, kâfir oraya atıldığı zaman, kırk sene
aşağıya doğru gider de ancak dibine ulaşır.”
“Cehennemde ‘Hebheb’ adında bir vadi vardır, her cebbarı (zorbayı)
içine alacaktır. Sen sakın onlardan olmayasın”
Tirmîzî, Tefsir, 22 (3164).Dârimî, Rikâk, 95.
3-Hasan el-Basrî (r)’den:
“Utbe b. Gazvan, şu minberimizin (Basra minberinin) üzerinden
Rasûlullah (s)’ın şöyle buyurduğunu anlattı:
“Kocaman bir kaya, cehennemin kenarından aşağı bırakılır, cehennem
çukuruna yetmiş sene iniş yapar ve yine dibine varamaz.”
Utbe b. Gazvan şöyle devam etti: ‘Ömer (r) şöyle dedi: “Cehennem
ateşini sık sık hatırlayın. Onun sıcaklığı şiddetli, dibi derin ve kamçıları
demirdendir.”’
Tirmîzî, Cehennem, 2(2701).
4-Ebû Hureyre (r)’den:
Biz; ‘Yâ Rasûlallah (s)! Cennetin yapısı nasıldır?’ dedik. Şöyle buyurdu:
RAHMET İZLERİ
167
yirmi konuda kırk hadis
CENNET - CEHENNEM
“(O,) bir altın kerpiç, bir gümüş kerpiçle örülmüştür. (Kerpiçlerin
arasına konan) harcı, son derece güzel kokan misktir. Küçük çakıl taşları,
yakut ve incidir. Toprağı, (güzel kokulu, parlak sarı renkli) safrandır.
Oraya giren bolluk içinde, sevinçli olarak, sıkıntı ve yoksulluk görmeksizin,
ebediyen orada kalır. Oraya girenlerin ne gençliği tükenir, ne giysileri
eskir.”
Dârimî, Rikâk, 100 (2824).
5-Üsâme b. Zeyd (r)’den:
Rasûlullah (s) bir gün sahâbilerine şöyle buyurmuştur:
“İçinizde cennet için çabalayıp gayret edecek kimse yok mu? Şüphesiz
cennete denk hiçbir şey yoktur. Kâbe’nin Rabbi’ne yemin ederim ki
cennet; güzel, sağlam ve yüksek, saraylarda yüz parlaklığı, mutluluk-refah
içinde sonsuza dek devamlı kalınacak (bir mekan), parlayan nur, (rüzgar
esintisiyle) sallanıp dalgalanan güzel kokulu yeşillik, sağlam köşk, akan
nehir, olgunlaşmış bol meyve, (huyu) beğenilen ve şeklen güzel hanım ve
çok giysiden ibarettir.”Sahâbiler:
“Cennet için çabalayıp gayret edenler bizleriz Yâ Rasûlallah(s)!”
dediler. O da:
“İnşallah deyiniz!” buyurdu. Sonra cihad etmeyi anlatarak (sahâbileri)
ona teşvik etti.
İbn Mâce, Zühd, 39 (4332).
6-Ebû Hureyre (r)’den:
“Sizden her birinizin iki konağı vardır; bir konak cennette, diğer bir
konak da ateşte, cehennemdedir. Bu itibarla bir adam ölüp de ateşe
girdiği zaman cennet halkı, o kimsenin (cennetteki) konağına varis olurlar.
İşte cennet ehlinin cehennemliklerin cennetteki konaklarına varis olmaları
Allah Teâlâ’nın ‘İşte, bu sıfatları taşıyanlar, varislerdir (Müminûn, 23/10)”
buyruğunu teyit ettiği bir hükümdür.”
İbn Mâce, Zühd, 39 (4341).
RAHMET İZLERİ
168
yirmi konuda kırk hadis
CENNET - CEHENNEM
7-Ebû Hureyre (r)’den:
“Cehenneme girenlerden iki adamın çığlıkları şiddetli olacak ve bunun
üzerine Yüce Allah “Onları çıkartın” buyuracaktır. Çıkartıldıkları zaman,
kendilerine “Neden çığlıklarınız şiddetli oldu?” diye sorulacaktır. Onlar da
“Bize merhamet edesin diye bunu yaptık” diyecekler. Cenâb-ı Hakk,
“Benim size merhametim, varıp kendinizi cehennemde olduğunuz yere
atmanızdır.” buyuracaktır. Bunun üzerine geri dönecekler. Onlardan biri
kendini cehenneme atacak, fakat Cenab-ı Hakk, cehennemi kendisine
soğuk ve selamet kılacaktır. Öbürü ise dikilecek ve kendisini atmayacaktır.
Bunun üzerine Yüce Allah ona “Arkadaşının kendini attığı gibi senin de
kendini atmana engel olan nedir?” buyuracaktır. “Ya Rabbi” diyecek, beni
oradan çıkarttıktan sonra tekrar oraya göndermemeni ümit ediyorum.”
Bunun üzerine Yüce Allah: “Umduğuna nail olacaksın!” buyuracak ve
sonra Allah’ın rahmetiyle her ikisi de cennete girecektir.”
Tirmîzî, Cehennem, 10 (2599).
8-Enes b. Malik (r)’ten:
“Allahü Teâlâ, cehennemliklerin en hafif azap çekenine:
- “Dünya ve dünyadaki her şey senin olsa şu azaptan kurtulmak için
onu fidye olarak verir miydin?”buyurur. O kul:
- “Evet verirdim”der. Bunun üzerine Allah:
- “Sen Adem’in sulbünde iken ben senden (şimdi göze aldığın) bu
fedakarlıktan daha basit bir şeyi, ‘bana ortak tanımamanı’ istemiştim. Ben
de seni ateşe katmayacaktım. Fakat sen dünyaya gelince tevhidden yüz
çevirip şirke yöneldin “ buyurur.
Müslim, Münâfikîn, 51.
9-Enes b. Malik (r)’ten:
“Kâfir güzel bir iş yaptığında buna karşılık kendisine, dünyadan bir
nimet verilir. Mü’mine gelince şüphesiz Allah, onun iyiliklerini âhireti için
RAHMET İZLERİ
169
yirmi konuda kırk hadis
CENNET - CEHENNEM
onun lehine biriktirir ve bir de Allah’a itaati sebebiyle dünyada ona hemen
bir karşılık verir.”
Müslim, Münâfikîn, 57.
10-Enes b. Mâlik (r)’ten:
“Allah, ‘herhangi bir günde beni anan veya herhangi bir yerde benden
korkanları cehennemden çıkarınız, buyuracak.”
Tirmizî, Cehennem, 9 (2594).
11-Enes b. Malik’ten:
“Cennet
(yolu
insanın
hoşlanmayacağı)
zorluklarla
doludur.
Cehennem (yolu ise), insana çekici gelen şeylerle doludur.”
Müslim, Cennet,1.
12-Câbir b. Abdillah (r)’dan:
“Hiçbirinizi kendi ameli cennete girdiremez, ateşten de kurtaramaz.
Beni de amelim cennete koyamaz, ateşten kurtaramaz. Bu ancak Allah
tarafından bir rahmet ile olacaktır.”
Müslim, Sıfati’l- Münâfikîn ve Ahkâmihim, 17 (2817)
13-Abdullah b. Mesud (r)’dan:
“Cennet birinize ayakkabısının bağından daha yakındır, cehennem de
öyle…”
Buhârî, Rikâk, 29
14-Sehl b. Sa’d (r)’dan:
“Cennette bir kamçı kadar yer, dünyadan ve dünyadaki şeylerden
daha hayırlıdır. Sabahleyin veya akşamleyin herhangi bir zamanda Allah
yolunda cihad için bir yürüyüş, hiç şüphesiz dünyadan ve dünyadaki her
şeyden daha hayırlıdır.”
Buhârî, Rikâk, 2
15-Abdullah b. Mesud (r)’dan:
Bir çatı altında kırk kişi kadar Rasûlullah (s) ile beraber bulunuyorduk.
Derken Rasûlullah (s) bize “Cennetliklerin dörtte biri olursanız memnun
olur musunuz?” buyurdu. Oradakiler “evet” diye karşılık verdiler.
RAHMET İZLERİ
170
yirmi konuda kırk hadis
CENNET - CEHENNEM
Rasûlullah (s) “Cennetliklerin üçte biri olmanıza sevinir misiniz?”, yine
“evet”dediler. “Yarısı olmanıza memnun olur musunuz, Cennete ancak
Müslüman olan girecektir. Şirke kıyasla siz kara öküzün derisindeki beyaz
kıl gibisiniz.”
Tirmizi, Cennetin sıfatı, 13 (2547)
16-Abdullah b. Ömer (r)’den:
“Kevser Cennette bir ırmaktır. Irmağın iki kenarı altındır. Yakut ve
büyük inciler üzerinde akar. Toprağı miskten daha güzel kokuludur. Suyu
baldan tatlı ve kardan daha beyazdır.”
İbn Mâce, Zühd, 39 (4334).
17-Enes (r)’ten:
“Şüphesiz cennette bir çarşı (toplantı yeri) vardır ki cennettekiler her
Cuma günü oraya gelirler. O esnada meltem rüzgarı eser de onların
yüzlerine ve elbiselerine en güzel kokuları serper. Bundan da
cennettekilerin güzellikleri artar ve bu halleriyle ailelerinin yanına
dönerler. Kendi aileleri onlara; ‘Vallahi sizlerin bizden ayrıldıktan sonra
güzelliğiniz daha da artmıştır’ derler. Onlar da onlara; ‘Vallahi sizler de
öylesiniz. And olsun, bizden ayrıldıktan sonra sizin de güzelliğiniz
muhakkak artmıştır’ derler.
Müslim, Cennet, 13.
18- Sa'd İbnu Ebi Vakkâs (r)’den
"Resûlullah (s) buyurdular ki: "Cennette olan şeyden bir tırnağın
azalttığı miktar, gökler ve dünya arasında dört tarafı da süslemiş olarak
görünürdü. Eğer cennet ehlinden bir adam dünya ehline zuhur etse ve
bilezikleri görünse o(nun ışığı) güneşin ışığını bastırırdı, tıpkı güneşin,
yıldızların ışığını bastırması gibi."
Tirmizi, Cennet, 1.
RAHMET İZLERİ
171
yirmi konuda kırk hadis
CENNET - CEHENNEM
19-Ebû Hureyre (r)’den:
Rasûlullah (s) “Yaktığınız şu ateşiniz Cehennem ateşinin yetmiş
parçasından bir parçadır.”buyurunca, “Yâ Rasulallah! Vallahi, dünyadaki
gibi olsaydı bile azaba yeterdi”dediler. Peygamberimiz (s): “Cehennem
dünyadaki ateşten altmış dokuz derece daha şiddetlidir. Her birinin
harareti dünya ateşinin harareti gibidir.”buyurdu.
Buhârî, Bed ü’l-Halk, 10; Müslim, Cennet, 30.
20-Büreyde (r)’den:
Adamın biri Rasûlullah (s)’a soru sorarak,
“Ya Rasûlullah (s)” dedi, “Cennette at var mı?”
Rasûlullah (s) buyurdu ki:
“Allah seni cennete koyarsa, orada kırmızı yakuttan bir ata
bindirilmeni ve o atın cennette seninle dilediğin yere uçmasını istersen
muhakkak olur.”
Bir başka adam da Rasûlullah(s)’a sorarak:
- “Ya Rasûlullah(s)! Cennette deve var mıdır?”dedi. Rasûlullah(s) bu
adama, arkadaşına söylediğini aynen söylemedi, şöyle buyurdu:
“Allah seni cennete girdirirse canının çektiği ve gözünün hoşlandığı
her şeyin olacaktır.”
Tirmizî, Cennetin, 11 (2543).
21-Ebu Hureyre (r)’den:
"Kıyamet günü, ateşten bir parça, boyun şeklinde uzanır. Bunun,
gören iki gözü, işiten iki kulağı, konuşan bir dili vardır. Der ki: "Ben üç
grup (insanı cezalandırmak) için vazifelendirildim: Allah'la birlikte bir başka
ilaha dua eden kimse, bile bile zulmeden cebbâr, tasvirciler."
Tirmizi, Cehennem 1, (2577).
RAHMET İZLERİ
172
yirmi konuda kırk hadis
CENNET - CEHENNEM
22-Ebû Said ile Ebû Hureyre(r)’den:
Peygamberimiz (s):
“Birisi: ‘Daima sıhhatli kalmanız ve ebediyen hasta olmamanız sizin
hakkınızdır. Daima genç kalmanız ve ebediyen ihtiyarlamamanız sizin
hakkınızdır. Daima nimetler içinde olmanız ve ebediyen sıkıntı
çekmemeniz sizin hakkınızdır.”diye seslenecektir, buyurdu. İşte bu Aziz
ve Celil olan Allah’ın şu ayetinin ifadesidir:
“Onlara; ‘işte yapmakta devam ettiğiniz (iyi işler) sayesinde mirasçı
edildiğiniz cennet budur!’ diye seslenilecektir.”(A’raf,7/ 43)”
Müslim, Cennet, 22.
23-Ebû Bekr b. Abdillah b. Kays (r)’tan:
“Firdevs Cennetleri dört tanedir: İkisinin süsleri, kapları ve içlerindeki
(diğer) şeyler altındandır. Diğer ikisinin süsleri, kapları ve içlerindeki
(diğer) şeyler ise gümüştendir. Adn Cennetlerinde olan topluluklarla
Rabb’lerine bakmaları arasında, sadece, O’nun yüzündeki sonsuz ululuk
örtüsü olacaktır! Şu nehirler Adn Cennetlerinden bir çukurun içine
fışkırırlar. Sonra ardından nehirler olarak yukarı çıkarlar.”
Buhârî, Tefsir, 55/1; Dârimî, Rikâk, 101 (2825).
24-Ebû Hureyre (r)’den:
“Aziz ve Celil olan Allah şöyle buyuruyor. ‘İyi kullarım için hiçbir
gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve hiçbir insanın aklına
gelmeyen şeyler hazırladım!”
Buhârî, Bed ü’l-Halk, 8; Dârimî, Rikâk, 105 (2831).
25-Muâviye (r)’den:
“Şüphesiz Cennette bir süt denizi, bir bal denizi ve bir de şarap denizi
vardır. (Cennetlikler Cennete girdikten) sonra bunlardan nehirler yarılıp
çıkacaktır.”
Tirmizî, Cennet, 27; Dârimî, Rikâk, 112 (2839).
RAHMET İZLERİ
173
yirmi konuda kırk hadis
CENNET - CEHENNEM
26-Ebû Hureyre (r)’den:
Peygamberimizin yanındaydık. Bir ses işittik. Peygamberimiz (s):
“Biliyor musunuz, bu nedir?”dedi. “Allah ve Rasûlü daha iyi bilir”dedik.
Buyurdu ki: “Bu Allah’ın yetmiş yıl önce bıraktığı bir taştır, dibine şimdi
ulaştı.”
Müslim, Cennet, 31.
27-Abdullah bin Amr (r)’dan:
“Havuzum bir ay yürüyüş mesafesi kadardır. Suyu sütten ak; kokusu
miskten daha güzel; kupaları da gökteki yıldızlar gibi (çoktur.) Bir kere
içen bir daha asla susamaz.”
Buhârî, Rikâk, 53.
28-Süheyb (r)’den:
Rasûlullah (s) “Amelini güzel yapanlar için güzel mükâfat ve dahası
vardır (Yunus,10/26)”ayeti hakkında şöyle buyurdu:
“Cennet ehli cennete girdikleri vakit, bir münadi (tellal) ‘Sizin için
Allah katında bir va’d vardır’ diye seslenecek. Onlar da ‘Bizi her açıdan
mutlu etmedi mi; bizi ateşten kurtarmadı mı; bizi cennete girdirmedi mi?’
diyecekler. Melekler ‘Evet’ diyecekler. Ardından perde açılacaktır.
Rasûlullah (s) buyurdu ki: ‘Allah’a yemin ederim ki, Allah cennettekilere
kendisini görmekten daha sevgili bir şey vermemiştir.”
Tirmizî, Cennet, 2676.
29-Ebû Hureyre (r)’den:
Rasûlullah (s) konuşurken yanında çöl halkından bir adam vardı.
Buyurdu ki:
“Bir adam (cennette) ziraat yapmak için Rabbinden izin isteyecek.
Rabbi ona diyecek ki: “Sen umduğunu bulmadın mı?” O da şöyle diyecek:
“Evet, fakat ben ziraati seviyorum”diyecek. Ona izin verilecek, hemen
tohum ekecek, bir anda ekin verecek, büyüyecek, harmanı yapılıp dağlar
gibi mahsul yığılacak. Rab Teâlâ, ona: “Ey Ademoğlu! Senin gözün doymaz
RAHMET İZLERİ
174
yirmi konuda kırk hadis
CENNET - CEHENNEM
ama al bakalım bunu!”buyuracak. Bunun üzerine bedevi dedi ki: ‘Böyle bir
kimse ya Kureyş ya da Ensar’dan olabilir. Çünkü onlar çiftçidirler. Biz ise
çiftçi değiliz.’ Bunun üzerine Rasûlullah(s) azı dişleri görünecek kadar
güldü.”
Buhârî, Tevhid, 38 (2).
30-Enes b. Malik (r)’ten:
“Cehennemliklerden dünya nimetlerini en çok tatmış olan kişi
getirilecek, cehenneme bir kere daldırılacak sonra şöyle denecek; ‘Ey
Âdemoğlu! Hiç (dünyadayken) iyilik gördün mü? Hiç bir nimete erdin mi?’
“Hayır, Vallahi Yâ Rabbi”diyecek.
Cennetliklerden dünyada en çok sıkıntı çekmiş olan getirilecek,
cennete bir kere daldırılacak, sonra ona sorulacak: ‘Ey Âdemoğlu! Hiç
(dünyadayken) sıkıntı çektin mi? O da şu cevabı verecek: “Hayır Vallahi
ya Rabbi, hiç sıkıntı çekmedim.”“
Müslim, Münâfikîn, 55.
31-Ebû Hureyre (r)’den:
“Cehennemin bir benzerini görmedim. Kendinden hem kaçıyorlar,
hem de kaygısız uyuyorlar. Cennet gibisini de görmedim. Onu hem
istiyorlar, hem de uyuyorlar, ibadet yapmıyorlar.”
Tirmizî, Cehennem, 10.
32-Câbir (r)’den:
“Cennetlikler cennette yerler, içerler, tükürmezler, küçük ve büyük
abdestlerini bozmazlar, sümkürmezler.” Dediler ki: ‘Peki, yedikleri ne
olacak?’ “Misk gibi kokan geğirme ve terleme ile giderilecek. Soluk
almanın ilham edilmesi gibi onlara tesbih ve hamd etme ilham edilecek”
Müslim, Cennet, 18.
RAHMET İZLERİ
175
yirmi konuda kırk hadis
CENNET - CEHENNEM
33-Ali (r)’den:
“Cennette bir çarşı vardır ki, orada alım-satım diye bir şey yoktur.
Yalnız erkek ve kadın suretleri vardır. Bir kişi, onlardan istediği bir şekle
gire.”(insanlar, istedikleri fizikî görünüme girebileceklerdir).
Tirmizi, Cennet, 15.
34-Ebû Hureyre (r) ’den:
“(Cehennemde) en hafif işkence görecek insan, ateşten iki pabucu
olup da oradan beyni kaynayacak kimsedir.”
Dârimî, Rikâk, 121(2851).
35-Ebû Hureyre (r) ’den:
“Cennette bir ağaç vardır ki; bineğine binmiş kişi, onun gölgesinde
yüz sene yürür.”
Tirmizî, Cennet, 1.
36-Abdullah b. Abbas (r)’tan:
Rasûlullah(s):
“Ey iman edenler! Allah’tan sakınılması gerektiği gibi sakının ve her
halde Müslüman olarak can veriniz (Ali İmran,3/102) ayetini okuyup şöyle
buyurdu:
“Eğer zakkumdan bir damla yere damlatılmış olsaydı, o damla
dünyadaki canlıların geçim vesilesi(olan tüm gıda maddeleri)ni bozardı.
Artık zakkumdan başka yiyeceği olmayan (cehennem halkın)ın hali nasıl
elem vericidir?”
İbn Mâce, Zühd, 38 (4325).
37-Ubâde b. Es-Sâmit (r)’ten:
“Cennette yüz derce vardır ki, bunların her birinin arası gökle yer
arası kadardır. Firdevs bunların en üst derecesidir. Dört nehir oradan
fışkırıp akar. Arş ise onun üstündedir. Allah’tan istediğiniz zaman Firdevs
cennetini isteyin.”
Tirmizî, Cennet, 4.
RAHMET İZLERİ
176
yirmi konuda kırk hadis
CENNET - CEHENNEM
38-Semure (r)’den:
“Cehennem; onlardan kimini ökçelerine, kimini beline, kimini de
köprücük kemiğine kadar yakalayacak.”
Müslim, Cennet, 32.
39-Muaz b. Cebel (r)’den:
“Cennetlikler, cennete otuz ya da otuz üç yaşında, sakalsız, kılsız ve
gözleri sürmeli olarak girecekler.”
Tirmizî, Cennet, 12.
40-Numan b. Beşir’den:
Ben Rasûlullah (s)’ı hutbe verirken işitmiştim. O:
“Ben sizi (cehennem) ateşine karşı uyardım! Ben sizi (cehennem)
ateşine karşı uyardım! Ben sizi (cehennem) ateşine karşı uyardım!”
buyurmuş ve bunu (yüksek sesle) söylemeye devam etmişti. Öyle ki,
çarşı-pazardakiler benim bulunduğum yerde olsalardı, onu mutlaka
işitirlerdi. Sonunda (Peygamber (s)’in) üzerinde olan aba, ayaklarının
yanına düşmüştü.
Dârimî, Rikâk, 91 (2815); Müsned, IV, 268, 272.
RAHMET İZLERİ
177
yirmi konuda kırk hadis