Goscinny / Sempé PITIRCIK PITIRCIK FUTBOLCU 3 Çeviren: Vivet Kanetti Şoran inatörü: İpek Yayın Koord lya Tükel Düzelti: Fu özde Bitir Tasarım: G Kapak ve İç ra engül Erka ulama: Gel Tasarım Uyg 1. Basım: 1983 21. Basım: 1000 adet, Ağustos 2014 ISBN 978-975-510-310-5 Le Petit Nicolas, Jean Jacques Sempé / René Goscinny Pıtırcık Futbolcu, Pıtırcık, içindeki karakterler, maceralar ve Pıtırcık dünyasına ait karakteristik nitelikler René Goscinny ve Jean-Jacques Sempé’nin yaratımıdır. Pıtırcık’ın tüm basım ve yayın hakları IMAV Editions’a aittir. “Pıtırcık”, hakları alınmış sözlü ve görsel bir markadır. Markanın ve logonun çoğaltılması ve taklit edilmesi yasaktır. © IMAV éditions, 2012 © Can Sanat Yayınları Ltd. Şti., 1983 Bu eserin Türkçe yayın hakları Onk Ajans Ltd. Şti. aracılığıyla alınmıştır. Tüm hakları saklıdır. Tanıtım için yapılacak kısa alıntılar dışında yayıncının yazılı izni olmaksızın hiçbir yolla çoğaltılamaz. Can Sanat Ya yınları Yapım , Dağıtım, Ti caret ve Sana yi Ltd. Şti. Yayıncı Serti fika No: 1075 8 Hayriye Cadd esi No. 2, 34 430 Galatasar Telefon: (021 ay, İstanbul 2) 252 56 75 - 252 59 89 Faks: 252 72 www.cancoc 33 uk.com canc ocuk@canc ocuk.com sı; Ser tifika No: 27857 Kapak Baskı: Azra Matbaa 3 baacılar Sitesi D Blok Kat: Adres: Litros Yolu 2. Mat l nbu İsta , urnu tinb No: 3/2 Topkapı, Zey baası; Ser tifika No: 26699 İç Baskı ve Cilt: Özal Mat si ntaş Kazım Dinçol San. Site Adres: Davutpaşa Cad. Emi l nbu İsta ı, kap No: 81/39 Top hibi: Bu kitabın sa .. ................ ................ ... 3 René Goscinny Yazarın yayınevimizden çıkan diğer kitapları: KÜÇÜK PITIRCIK PITIRCIK KAMPTA PITIRCIK PAZARA GİDİYOR PITIRCIK SATRANÇ OYNUYOR PITIRCIK TATİLDE PITIRCIK’A BİR ÖPÜCÜK PITIRCIK’IN BİSİKLETİ PITIRCIK’IN KIRMIZI BALONU PITIRCIK BİLİNMEYEN ÖYKÜLERİ 1 PITIRCIK BİLİNMEYEN ÖYKÜLERİ 2 PITIRCIK BİLİNMEYEN ÖYKÜLERİ: PITIRCIK’IN ARMAĞANLARI PITIRCIK BİLİNMİYEN ÖYKÜLERİ: PITIRCIK EĞLENİYOR PITIRCIK BİLİNMEYEN ÖYKÜLERİ: PITIRCIK MIZMIZLANIYOR “14 Ağustos 1926’da Paris’te doğdum, hemen sonrasında da büyümeye başladım. Ertesi gün 15 Ağustos’tu ve evden çıkmadım.” Böyle anlatıyor kendisini yazar. Bir süre sonra ailesi Arjantin’e göçer. 1950’li yılların başında Fransa’ya döndüğünde bir dizi kahraman yaratır: Pıtırcık’ın serüvenlerini yazar. Arkadaşı Jean-Jacques Sempé de resimler. Herkesin kolayca tanıması için, çocuksu bir dille yazar Pıtırcık’ı. Sonra Asteriks’in serüvenlerini yazar, Albert Uderzo da resimler. Red Kit’i yaratır, Morris de resimler. Usta bir sinemacı olarak da Idefiks stüdyolarını kurar, çizgi filmin başyapıtlarından bazılarını gerçekleştirir. Daha ne yapsın? PITIRCIK PITIRCIK FUTBOLCU 3 İçindekiler Gazete Çýkarýyoruz, 7 Bir Vazo Kýrýldý, 16 Okulda Cümbüþ, 23 Kurbaða Yavrusu, 32 Fotoðraf Makinesi, 39 Futbol, 48 Ýlk Yarý, 56 Ýkinci Yarý, 62 Sýnýf Müzeye Gidiyor, 70 Geçit Töreni, 78 İzciler, 86 5 Gazete Çıkarıyoruz Teneffüste Dýrdýr bize teyzesinin armaðanýný gösterdi: bir dizgi-baský makinesi. Ýçi lastik harflerle dolu bir kutu. Harfleri, annemin kaþlarýný çekmek için kullandýðý bir cýmbýzla tutuyorsunuz, istediðiniz her sözcüðü yazabiliyorsunuz. Sonra onlarý postanelerdeki gibi mürekkepli ýstampaya, oradan da bir kâ ðýdýn üstüne bastýrýyorsunuz, basýlý sözcükler çýkýyor karþýnýza, týpký ba ba mýn okuduðu gazetedeki gibi. Hani babam hep kýyameti koparýr, annem entarilerin, reklamlarýn ve yemek tariflerinin bulunduðu sayfalarý yýrtýyor diye. Dýrdýr’ýn dizgi-baský makinesi çok hoþ þey caným. Dýrdýr, o harflerle evde yaptýðýný gösterdi bize. Cebinden üç sayfa çýkardý, hepsinin üstünde bir sürü “Dýrdýr” yazýlýydý. 7 “Dolmakalemle yazýldýðýnda o kadar güzel olmuyor,” dedi Dýrdýr. Haklýydý. “Hey çocuklar,” dedi Sýrým. “Bir gazete çý kar sak?” Bu çok parlak bir buluþtu. Hepimiz, “Olur,” dedik. Çarpým bile. Aslýnda o, öð retmenin kuzusudur, genellikle teneffüslerde bizimle oynamaz, derslerini gözden geçirir. Deli bu Çarpým! “Gazetenin adý ne olacak?” diye sordum. Bu konuda hiç anlaþamadýk. Kimileri “Dehþet Gazete”, kimileri “Zengin”, kimileri “Görkemli”, kimileri “Korkusuz” olmasýný istiyordu. “Dýrdýr” olsun diyordu Dýrdýr. Lüplüp bunun aptal bir ad olduðunu, gazetenin “Nefis Tat” olmasýný yeðlediðini söyledi, çünkü bu, evinin yanýndaki bakkal dükkânýnýn adýydý. Biz de gazeteye ad seçmeyi daha sonraya býraktýk. “Gazeteye ne basacaðýz?” diye sordu Dalgacý. “Gerçek gazetelere basýlan þeyleri,” dedi Gümüþ. “Bir sürü haber, fotoðraf, resim, hýrsýzlý ve bir sürü cesetli öyküler, borsa sonuçlarý.” Biz borsanýn ne demek olduðunu bilmiyorduk. Gümüþ, borsa sonuçlarýnýn ufacýk sayýlar olduðunu ve babasýnýn en çok onlarla ilgilendiðini söyledi. Gü müþ’ün her dediðine inanýlmaz, çok palavracýdýr, hep uydurmasyon þeyler anlatýr. 8 “Fotoðraf basamam,” dedi Dýrdýr. “Benim makinemde yalnýzca harfler var.” “Ama resim çizebiliriz,” dedim. “Ben þato, þatola ra saldýran insanlar, bomba atan uçaklar çizebilirim.” “Ben, Fransa’nýn her bölgesinin haritasýný çizmesini biliyorum,” dedi Çarpým. “Ben annemin saçlarýnda bigudilerle resmini yap masýný biliyorum,” dedi Dalgacý. “Ama annem onu yýrttý. Oysa babam, resmi görünce çok gülmüþtü.” “Bütün bunlar iyi güzel de, o pis resimlerinizi her yere koyarsak, gazetede ilginç þeyler basmak için hiç yer kalmayacak,” dedi Dýrdýr. 9 Ben Dýrdýr’a bir tokat yemek isteyip istemediðini sordum, ama Týngýr, Dýrdýr’ýn haklý olduðunu, kendi sinin bahar üstüne çok güzel bir yazýsý olduðunu, öð retmenin bu yazýya beþ verdiðini, içinde de çiçeklerden ve cik cik eden kuþlardan söz edildiðini söyledi. “Senin cik cik’lerini basmak için mi harcayacaðýz harfleri?” diye sordu Sýrým. Bunun üzerine dövüþmeye koyuldular. “Ben, bir sürü problem yazarým, okurlardan so nuçlarýný yollamalarýný isteriz, onlara not atarýz,” de di Çarpým. Hepimiz gülmeye koyulduk. Çarpým aðla maya baþladý. Çok kötü olduðumuzu, onunla hep alay et tiðimizi, bizi öðretmenine þikâyet edeceðini, hepimizin cezalandırılacaðýný ve oh olsun iþte, bir daha hiç aðzýný açmayacaðýný söyledi. Týngýr’la Sýrým’ýn dövüþmesiyle Çarpým’ýn aðla masýndan birbirimizi duyamýyorduk. “Gazete basýlýnca ne yapacaðýz?” dedi Toraman. “Soruya bak,” dedi Dýrdýr. “Satacaðýz. Gazeteler bunun için basýlýr. Onlarý satacaðýz, çok zengin ola caðýz ve kendimize bir sürü þey alabileceðiz.” “Kime satacaðýz?” diye sordum. “Sokaktan geçen insanlara,” dedi Lüplüp. “Koþa caðýz, ‘Son baský!’ diye baðýracaðýz, herkes de para verecek.” “Ama bir tek gazetemiz olacak,” dedi Dal gacý. “Bir sürü para kazanamayacaðýz.” 10 “Ben de gazeteyi çok pahalýya satarým,” dedi Lüplüp. “Neden sen satacakmýþsýn? Onu ben satacaðým,” dedi Dalgacý. “Bir kere senin parmaklarýn hep yaðlýdýr, gazeteyi lekeleyeceksin, sonra kimse onu satýn almak istemeyecek.” “Parmaklarým yaðlý mý, deðil mi þimdi görürsün,” dedi Lüplüp ve ellerini Dalgacý’nýn yüzüne yapýþtýrdý. Ben çok þaþýrdým. Çünkü genellikle Lüplüp, teneffüste dövüþmekten hoþlanmaz. Dövüþürse yemek yiyemez çünkü. Ama bu kez tepesi iyice atmýþtý. Sýrým ile Týngýr, biraz çekilip Dalgacý’yla Lüplüp’e yer açtýlar, dövüþebilsinler diye. Lüplüp’ün elleri gerçekten yaðlýdýr. El sýkýþtýðý nýzda kayýverir eliniz. “Tamam,” dedi Dýrdýr. “Gazetenin mü dürü ben oluyorum.” “Ya! Nedenmiþ efendim?” dedi Toraman. “Bu baský aleti benim de ondan,” dedi Dýrdýr. “Bir dakika!” diye baðýrdý Sýrým. “Gazete çýkarma düþüncesi benden çýktý, yöneticisi de benim.” “Beni yüzüstü býrakýyorsun. Dövüþü yor duk ya! Sen iyi bir arkadaþ deðilsin!” dedi Týngýr. “Sana dersini vermiþtim,” dedi burnu kanayan Sýrým. “Güldürme beni,” dedi bacaklarý çiziklerle dolu olan Týngýr. 11 Bunun üzerine, dö vüþen Lüplüp’le Dalga cý’nýn yanýnda onlar da dövüþmeye baþladýlar. “Söyle bakiiim, ellerim yaðlý mý?” diye baðýrýyordu Lüplüp. “Yaðlý iþte! Yaðlý, yaðlý, yaðlý!” diye baðýrýyordu Dalgacý. “Burnunun ortasýna bir yumruk yemek istemiyorsan Dýrdýr, gazetenin müdürü olduðumu kabul et!” dedi Toraman. “Beni korkuttuðunu mu sanýyorsun?” diye sordu Dýrdýr. Gerçekten korkuyor gibiydi. Çünkü konuþurken gerisin geri gidiyordu. Toraman onu itti, bütün harfler yere düþtü. Dýrdýr kýpkýrmýzý oldu, Toraman’ýn üstüne atýldý. Ben harfleri toplamayý denedim, ama Dýrdýr elimin üstüne bastý. Ben de, Toraman bana biraz yer býrakýnca, Dýrdýr’a bir tokat attým. Sonra Karagöz geldi bizi ayýrmak için. Sonrasý hiç komik olmadý, çünkü basým aletini elimizden aldý, hepimizin birer ufak serseri olduðunu söyledi, bize cezalar daðýttý, zili çalmayagitti. Sonra da Çarpým’ý revire götürdü. Çünkü Çarpým fenalaþmýþtý. Baþýný kaþýyacak zamaný yoktu Karagöz’ün. 14 Gazeteyi çýkaramýyoruz. Karagöz, yaz tatilinden önce harfleri bize geri vermek istemiyor. Olsun, zaten gazetede anlatacak hiçbir þey bulamayacaktýk. Bizim okulda hiçbir zaman hiçbir þey olmaz. 15
© Copyright 2024 Paperzz