NESLİ KORUMAK VE AİLENİN ÖNEMİ

NESLİ KORUMAK VE AİLENİN ÖNEMİ
Nesli koruma diye bir prensip, bitkiler dahil her canlıda var olan bir
kanundur. Otlardan ağaçlara varıncaya kadar her bir tür kendi neslinin devamı
ve özelliklerinin korunması yolunda bir faaliyetin içinde bulunur. Bunun için,
çiftçi buğdayı özellikle ekiyor diye, ayrık otları ve yabani tohumlar, o tarlayı
terk etmezler. Onlarda, aynı yerde kendi nesil ve türleriyle ortaya çıkarlar ve
devam etmeye çalışırlar.
Hayvanlar da böyledir. Her tür, kendi türü içerisinde çiftleşir, adeta bir
aile oluşturur. Bu aile sayesinde, kendi türünün özelliklerini nesiller boyu devam
ettirmeğe çalışırlar. Ancak bitki ve hayvanların bu faaliyetleri, akıl ve
iradeleriyle değil, İlahi kanun ve düsturlar sebebiyledir. Yaradanın sevkiyle
devam eder.
Aynı kanun insanlık için de geçerlidir. Hatta diğerlerinden çok, insanlar
için geçerli ve gereklidir. İnsan neslinin, kendi yaratılış seviye, gaye ve hikmeti
istikametinde oluşması, gelişmesi ve devam etmesi, insanlık şerefi, haysiyeti ve
vazifesi açısından çok önemlidir. Onun için, Yüce yaratıcımız Allah (c.c.), akıl
ve irade sahibi insanları, tabii sevk şeklinde yönlendirmemiş, “Din” namındaki
emir ve yasaklarıyla akıl ve bozulmamış fıtrat sahiplerini yönlendirmiştir.
Böylece insanlığın temiz fıtratını korumayı ve insaniyetin yüce mertebesini
muhafaza etmeyi murad etmiştir. Bunun için de, yaradılış kanunu olarak dişi ve
erkek şeklinde çift yarattığı insanı, yine kendisinin koyduğu ölçüler
çerçevesinde, aile yuvası kurmaya hem teşvik etmiş hem de yaratılışa koyduğu
duygular sebebiyle adeta mecbur bırakmıştır. Böylece aile müessesesini
oluşturmuştur.
Yüce dinimiz İslamiyet, beş şeyi korumayı hedef alarak gönderilmiştir.
Bunlar: 1- Dini korumak, 2- Aklı korumak, 3- Malı korumak, 4- Nefsi (Canı)
korumak, 5- Nesli korumak.
Bunların içerisinde, “Nesli Koruma” hedefinden olmak üzere dinimiz,
“Nikâh” müessesesini koymuş, nikâhsız ilişki ve birlikteliği yasaklamıştır.
Bunun birçok güzellik ve hikmetlerinin yanında, en önde geleni, neslin
korunmasıdır. Hatta bu manada, nesil karışmasın diye, eşinden ayrılan veya
kocası ölen bir kadının, hamile olup olmadığı anlaşılması için, belli bir süre
beklemesini emretmiş, hemen bir başka erkekle evlenmesini yasaklamıştır.
Yine bu manada, çoğalmayı teşvik etmiş, evlenmeyi tavsiye etmiş ve
kısırlaşmayı, dolayısıyla çoğalmaya engel teşkil eden tedbirlerin büyük bir
kısmını yasaklamıştır. Sadece, geçici ve zararsız tedbirleri meşru saymıştır.
Bütün bunların en önemli hikmeti neslin korunmasıdır.
Neslin korunmasının ocağı, otağı ve merkezi ise aile yuvasıdır.
23.01.2015
Mehmet ŞAHİN
Kırşehir İl Müftüsü