IMF büyüme revizyonu ve yatırım

IMF büyüme revizyonu ve yatırım-büyüme ilişkisi
8 Nisan 2014
•
Global büyüme oranları aşağı yönlü revize oldu (IMF).
•
Bunda özellikle yatırımların zayıf seyri etkili
•
Bunun sonucunda, para politikası destekleyici olmak durumunda
•
Faiz oranlarının çok düşük olmasına rağmen, yatırımların zayıf seyrinde, yatırımlardan beklenen getirinin düşük
olması ve güven eksikliği etkili
•
Çok düşük faiz oranları da finansal köpük yaratma riski taşıyor. Politika yapıcıları bu riskleri dengelemede makro
ihtiyatı tedbirleri kullanmak durumunda.
•
Türkiye’de eksik yatırım, yatırım verimliliğin göreli yüksek olmasına rağmen, büyümeyi aşağı çeken bir faktör
** ** **
IMF revize ettiği dünya ekonomik görünümü raporunda toparlanmanın devam ettiğini ancak, Nisan’da
öngördüklerinden daha yavaş olduğuna dikkat çekti: 2014 global büyüme tahmini: %3.7’den %3.4’e revize edildi.
Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde temel politika önceliği, gerçekleşen ve potansiyel büyüme oranlarının yukarı
çekilmesi gerekliliği.
Bu bağlamda, gelişmiş ekonomilerde çok düşük faiz oranlarına ve maliye politikasının sıkılaştırıcı etkisinin azalıyor
olmasına rağmen güçlü ve güven veren bir talep büyümesi yok.
Bu koşullarda IMF, para politikasının tüm gelişmiş ülkelerde, düşük faiz oranları yoluyla talebi güçlendirmek için
destekleyici kalması gerektiğine dikkat çekiyor.
Diğer bir deyişle, konu, para politikasındaki normalizasyonun hızı ve zamanlaması. Örneğin ABD’de işgücüne katılım
oranının tarihi düşük seviyelerinde olması ve denge işsizlik oranının ne olabileceği konusundaki belirsizlik ABD
ekonomisindeki atıl kapasitenin de tahmin edilmesini zorlaştırıyor.
Halihazırda Ekim ayında sonlandırılması beklenen varlık alım programı ile, politika faiz oranının 2015 yılında artırılması
baz senaryo iken, özellikle politika faiz oranlarındaki artışın zamanlaması enflasyon ve işgücü piyasa gelişmelerine bağlı
olarak değiştirilebilir.
Neden düşük büyüme?
Özellikle ABD’de Larry Summers tarafından ortaya atılan “sürekli durağanlık” (secular stagnation) tezi bu dinamiği
açıklamaya çalışıyor. Bu teze göre; ABD’de firma ve hane halklarının tasarrufları, çok düşük piyasa faiz oranlarına
rağmen, yatırıma yönlenmiyor.
Bu noktada bakmamız gereken piyasa faiz oranı, 10 yıllık ABD enflasyona endeksli faiz oranıdır. Bu oran, halen %0.2
olup tarihi seviyelerinin çok altında (2000-2007: %2.5). Para politikasının asıl amacı; borçlanma maliyetine baz teşkil
eden bu piyasa faizini, sermayenin getiri beklentisinin altına çekebilmektir (Wicksell doğal faiz oranı). Ancak görünen o
ki, yatırımcıların getiri beklentisi, halen borçlanma maliyetinin de altında seyrediyor; bu da yatırımları caydırıyor.
Politika faizi halihazırda sıfır seviyesinde olduğundan, merkez bankalarının piyasa faizlerini aşağıya çekme kapasiteleri
de sınırlı (esasında varlık alımları ve faiz oranlarında ileriye dönük rehberlik de aslında piyasa faizlerini daha da aşağı
çekme amaçlı yapılan ek araçlar).
Özde gelişmiş ülkelerde büyümenin düşük ve kırılgan oluşu, yatırımların düşük seyrinden kaynaklanıyor. Bunun da
sebeplerinden bir tanesi güven eksikliği olabilir: Yatırımcılar, yapılacak yatırımların getiri beklentilerinin, düşük
borçlanma faizlerine rağmen, alınacak riske değmediğini düşünüyor. Summers da; bu “sürekli durağanlık” durumuyla
baş edebilmek için kamu yatırımlarının artırılması gerektiğini savunuyor.
Diğer bir konu düşük faiz oranlarının finansal varlık balonlarına yol açma riski. Örneğin, halen, ABD’de yatırımların çok
düşük seyrine rağmen, S&P 500 endeksinin fiyat kazanç oranı 18x. Bu, kriz sonrası dönemin en yükseği ve 2005 yılı
seviyelerinde; fakat o dönemdeki büyüme konjonktürü çok daha güçlü idi (%3.3). Bu risklere karşılık, makro ihtiyati
tedbirler gündeme alınıyor.
Sonuç olarak; güven eksikliği ve yatırım yapma isteksizliği gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde genel olarak eş anlı
görülen bir olgu. Türkiye’de de yatırım eksikliği, yatırım verimliliğinin daha yüksek olmasına rağmen, gözleniyor.
Dr. Fatma Melek – Dr. Eralp Denktaş, CFA
Ekonomik Araştırmalar
Bu rapor Akbank Ekonomik Araştırmalar tarafından hazırlanmıştır.
[email protected]
Dr. Fatma Melek – Baş Ekonomist
[email protected]
Dr. Eralp Denktaş, CFA
[email protected]
Şahin Zuluğ
[email protected]
M. Sibel Yapıcı
[email protected]
Doğukan Ulusoy
[email protected]
Bilal Bağış
[email protected]
Meryem Çetinkaya
[email protected]
YASAL UYARI: Bu rapor ve yorumlardaki yazılar, bilgiler ve grafikler, ulaşılabilen ilk kaynaklardan iyi niyetle ve doğruluğu, geçerliliği,
etkinliği velhasıl her ne şekil , suret ve nam altında olursa olsun herhangi bir karara dayanak oluşturması hususunda herhangi bir teminat,
garanti oluşturmadan, yalnızca bilgi edinilmesi amacıyla derlenmiştir. İş bu raporlardaki yorumlardan; eksik bilgi ve/veya güncellenme gibi
konularda ortaya çıkabilecek zararlardan Akbank TAŞ, Ak Yatırım AŞ ve çalışanları sorumlu değildir. Akbank TAŞ ve Ak Yatırım AŞ her an,
hiçbir şekil ve surette ön ihbara ve/veya ihtara gerek kalmaksızın söz konusu bilgileri, tavsiyeleri değiştirebilir ve/veya ortadan kaldırabilir.
Genel anlamda bilgi vermek amacıyla hazırlanmış olan iş bu rapor ve yorumlar, kapsamı bilgiler, tavsiyeler hiçbir şekil ve surette Akbank
TAŞ ve Ak Yatırım AŞ’nin herhangi bir taahhüdünü tazammum etmediğinden, bu bilgilere istinaden her türlü özel ve/veya tüzel kişiler
tarafından alınacak kararlar, varılacak sonuçlar, gerçekleştirilecek işlemler ve oluşabilecek her türlü riskler bizatihi bu kişilere ait ve raci
olacaktır. Hiçbir şekil ve surette ve her ne nam altında olursa olsun, her türlü gerçek ve/veya tüzel kişinin, gerek doğrudan gerek dolayısı ile
ve bu sebeplerle uğrayabileceği her türlü doğrudan ve/veya dolayısıyla oluşacak maddi ve manevi zarar, kar mahrumiyeti, velhasıl her ne
nam altında olursa olsun uğrayabileceği zararlardan hiçbir şekil ve surette Akbank TAŞ, Ak Yatırım AŞ ve çalışanları sorumlu tutulamayacak
ve hiçbir şekil ve surette her ne nam altında olursa olsun Akbank TAŞ, Ak Yatırım AŞ ve çalışanlarından talepte bulunulmayacaktır. Bu
rapor, yorum ve tavsiyelerde yer alan bilgiler “yatırım danışmanlığı” hizmeti ve/veya faaliyeti olmayıp; yatırım danışmanlığı hizmeti almak
isteyen kişi ve kurumların, iş bu hizmeti vermeye yetkili kurum ve kuruluşlarla temasa geçmesi ve bu hizmeti bir sözleşme karşılığında
alması SPK mevzuatınca zorunludur. "Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım
danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak
yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel
görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer
alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir."