KARATE-DO VE EĞİTİMDEKİ ÖNEMİ: Genel olarak “Silahsız

KARATE-DO VE EĞİTİMDEKİ ÖNEMİ:
Genel olarak “Silahsız Mücadele Sanatı” diye bilinen Uzakdoğu sporlarından Karate-Do eski bir
geçmişe sahiptir. Çin’de doğup Japonya’da gelişmiştir.
1902 yılında Japonya’da Eğitim Bakanlığı tarafından spor dersleri içerisinde yer verilmesi
uygun görülmüş, tüm okullarda okutulmasına karar verilmiştir.
1906 yılında Modern Karate (Shotokan)’nin kurucusu Shihan Gichin Funakoshi ilk gösterisini
yapmış, daha sonra çok fazla ilgi gören gösterisini davet edildiği Tokyo’da devam ettirmiştir.
Uzakdoğu sporlarının tamamı belli bir disiplin içerisinde yürütülür. Sonraları öğreten kişilerin
karakter yapılarına uygun olarak farklı stillere (ekol) ayrılmıştır. Tamamında da kurallar hemen hemen
aynıdır. Hoca-Öğrenci çerçevesinde yürütülen çalışmalarda saygı, sevgi, tevazu, disiplin vazgeçilmez
davranış biçimleridir.
Uzman bir antrenör rehberliğinde katılınacak çalışmalarda öğrenci gösterilen teknikleri,
anlatılan bilgileri can kulağıyla dinlemeli, izlemeli; büyük bir özgüven ve meşakkatle bu bilgileri ve
teknikleri hakkını vererek tekrarlamalıdır. Tekrarlarken taklit yöntemini tercih ederse daha kolay ve
çabuk öğrenir.
27 yıllık Karate-Do yaşamıma 1983 yılında İstanbul’da Sensei Hakan Alpay’la başladım. Kungfu ve Jimnastik sporuyla ilgili geçmişim bu spora çabuk adapte olmamda yardımcı oldu. Aynı tarihte
üniversite öğrenimim başladı. İki yıl boyunca yardımcı antrenörlük yaptım. Daha sonra bir ilki
gerçekleştirerek Üniversite Karate takımını kurdum. Üniversite yıllarımda ve ileriki tarihlerde yaz
okullarında antrenörlük yaptım.Daha sonra benim için çok önemli bir yeri olan Sensei Erdoğan
Bayram’la çalışmalarımı sürdürdüm. Kendi memleketimde iki kez salon açtım ve çok sayıda öğrenci
yetiştirdim.
Burada asıl amacım kendimden bahsetmek değil. Parmak basmak istediğim asıl konu şu.
Karate-Do sporunun eğitimdeki yeri ve önemi. Çok sayıda öğrenci yetiştirdiğimi söylemiştim. Bu
öğrencilerimin Karate sporu adına çok iyi eğitim aldıklarına inanıyorum. En önemlisi de disiplin
çerçevesinde edindikleri tevazu, saygı, sevgi, sabır ve özgüven gibi değerlerdir. Bizim sporumuz her
ne kadar sertlik yanlısı gibi görünse de sonucu bu gibi edinimlerdir. Olumsuz, toplumu ve çevresini
rahatsız eden davranışlar sergileyen ya da kendine güveni olmayan, hatta kendi gölgesinden korkan
öğrencilerim oldu. Hepsinden de son derece olumlu sonuçlar aldım. Aklımda kalan bir örnek
anlatayım. Bir öğrencim salona babasıyla beraber gelip giderdi. 13 yaşlarında olmasına rağmen fiziki
görünümü daha küçüktü. Karanlıkta ve yalnız kalmaktan çok korkuyordu. Benden aldığı eğitim
sonucunda bütün korkularından kurtulmuştu.
Antrenmanların ağırlığı öğrencilere bıkkınlık verebilir. Fakat kendine karşı sabretmesini ve bir
şeyler öğrenme adına kendine eziyet etmesini bilen her öğrenci zamanla alışır. Bu davranışları onun
kısa sürede çok iyi şeyler öğrenmesine neden olur. Burada anne-babaya büyük görevler düşmektedir.
Bu sporu önce kendileri benimsemeli, çocuklarına antrenmanda bir şey olmayacağına inanmalıdırlar.
Karate-Do sporu bedeni disipline etmenin dışında ruhu ve beyni de disipline eder. Kişi kendini
tanıyarak kendine olan saygısını ve güvenini kazanırken; başkalarına olan saygıyı ve güveni de
kazanmış olur. Böylelikle topluma daha yararlı bir birey olarak yetişmiş olur. Sonuçta aldığı bu
eğitimi toplumsal hayatına da yansıtır. Salonda (Dojo) aldığı disiplinli, mütevazı, sevgi, saygı ve sabır
havasını salon dışına da taşıyarak hayatına bir düzen getirmiş olur.
Olağanüstü ölçüde yararlı olan bu ve benzeri sporların % 90’nın üzerinde verimli olduğunu
söyleyebilirim. Çoğu insanda rahat tavırlar sergileyen fakat toplumu rahatsız eden aykırılıklar olabilir.
Biz antrenörlerin işi de bunu o bireyin içinden çıkarıp atmak, ya da tedavi etmektir. Karate-Do Sporu
da en iyi tedavi yöntemlerinden biridir. Son söz olarak şunu belirtmek de yarar görüyorum. Bir
eğitimci olarak, okullarımızdaki müfredatımız her ne kadar karışık ve yoğun olursa olsun, İlköğretim
Okulları 4. Sınıftan itibaren başlamak üzere bu spor müfredata dahil edilmeli, üniversiteli yıllarda da
devam ettirilerek zorunlu ders kapsamına alınmalıdır. Böylelikle gençlerimizi daha küçük yaşlarda
kurtarabilir, toplumsal duyarlığı olan sağlıklı nesiller olarak yetiştirebiliriz.
Salih GEÇİMLİ
Karate-Do 2.Dan Bölge Hakemi