SAYI 7 / 2013 İNOVASYON, HEMEN ŞİMDİ! TELEKOMÜNİKASYON SEKTÖRÜNDEN NOTLAR E-TİCARET, PERAKENDE SEKTÖRÜNDE SON GELİŞMELER FARUK ECZACIBAŞI İLE İNOVASYON ÜZERİNE ........................................................................................................................................................................... ÖNSÖZ İnovasyon Bugün! İnovasyon artık her yerde karşımıza çıkan bir sözcük ve popüler hale gelen her sözcük gibi, zaman zaman gerçek derinliğinden uzaklaşıyor. Sadece “yeni” ya da “yenilikçilik” olarak tanımlayamayacağımız inovasyonun, yaratıcı fikirlerle bir değişimi başlatması, bir dönüşümü desteklemesi gerekiyor. Diğer bir deyişle inovasyon, yaratıcı fikirlerle yetinmeyip uygulanabilirliğe odaklandığımız, değer kazandıran, dönüştüren, güçlendiren bir bakış açısı ve yönelim. SAP olarak inovasyonu en iyi kavrayan ve hayata geçiren kuruluşlardan biri olduğumuzu biliyoruz. Kısa süre önce İstanbul’da açılışı duyurulan "SAP Innovation Center" da bu yaklaşımımızı kanıtlar nitelikte bir gelişme. SAP’nin dünyadaki ikinci inovasyon merkezi olan "SAP Innovation Center" bünyesinde doğup global ölçekte benimsenecek dönüştürücü girişimleri şimdiden merakla ve heyecanla bekliyoruz. Bu konuda söz sahibiyiz çünkü SAP HANA gibi büyük ölçekli ve devrim yaratacak uygulamalarla bilişim dünyasında inovasyon kavramını sürekli bir adım öteye taşıyoruz. Daha da önemlisi, inovasyonun ruhunda bulunan “geleceği şimdiden yakalama” anlayışını hem SAP olarak benimsiyor hem de ekosistemimizdeki her iş ortağımıza ve her müşterimize yansıtıyoruz. İşte bu nedenle, 20 Eylül’deki SAP Forum İstanbul etkinliğimizin sloganının “Gelecek Bugün” olması son derece doğal. Zeynep Keskin SAP Türkiye Genel Müdürü SAP Forum İstanbul, EMEA bölgesindeki en büyük SAP Forum etkinliği olarak her zaman dikkat çekiyor. Ama söz konusu başlık “gelecek” olduğunda, ilgi daha da artıyor. Mobilite, Bulut Bilişim, Analitik, Veritabanı ve Teknoloji, öngörüye dayalı teknolojiler ve büyük verideki yeniliklere odaklanan SAP Forum İstanbul her zamanki gibi ufuk açıcı, renkli ve dinamik. SAP Forum 2013'te yeni teknolojilerle birlikte, sektörlerine yön veren lider iş insanları da deneyimleriyle gündem oluşturacaklar. Hem inovasyona verdiğimiz önemin hem de SAP Forum İstanbul’un teması doğrultusunda, dergimizin bu sayısını özellikle inovasyona ayırdık. Genel anlamda inovasyonun sağlayabileceği faydaları açıkladığımız yazıların yanı sıra SAP Türkiye olarak imza attığımız çeşitli inovasyon çalışmalarını da bu sayfalarda bulabilirsiniz. Özellikle İnovasyon Günleri uygulamamızın size ilham vereceğine inanıyoruz. Elbette inovasyon anlayışımızın temelinde yatan Tasarım Odaklı Düşünce (Design Thinking) yaklaşımımızı da ilgiyle okuyacağınızı düşünüyoruz. Çünkü iş odaklı yaklaşımlar sizi ticari anlamda başarıya ulaştırabilir, ama tasarım odaklı bir yaklaşım kuruluşunuza geleceğin kapılarını açacaktır. Ve gelecek, bugünden başlar. 1 İÇİNDEKİLER........................................................................................................................................................................................ 06 KAPAK KONUSU: İNOVASYON 06 /İNOVASYON, HEMEN ŞİMDİ! 16 /KURUMA ÖZEL İNOVASYON ROTASI 18 / TREND SAP HANA’NIN KAPILARI GİRİŞİMCİLERE AÇIK 20 / TREND SAP HANA ACADEMY VE OPENSAP İLE HANA DÜNYASININ DERİNLİKLERİNE DALIN 24 / TREND Türkİye’de İnovasyon merkezİ kuran İlk global yazılım şİrketİ SAP oldu DOSYA KONUSU: SEKTÖREL BAKIŞ 26 /Zaman, TELEKOMÜNİKASYON İçİn dönüyor... 30 /Bİr başarı hİkayesİ: Portekİz Telekom 32 /TİCARETİN ÇEHRESİ DEĞİŞİRKEN... 36 /PORTRE Türkİye’nİn İnovasyon tanığı: Faruk Eczacıbaşı 42 /HAYATIN İÇİNDEN “ASLOLANIN EKİPMAN DEĞİL, FOTOĞRAF OLDUĞUNU DA UNUTMAMAK GEREKİR.” 44 /HAYATIN İÇİNDEN BİLGİ TEKNOLOJİLERİ, OTİZM HASTALARINA İSTİHDAM SAĞLIYOR 46 / HABERLER 32 18 36 26 42 24 Konak Medya adına İmtiyaz Sahibi: Cem Tecimen Genel Yayın Yönetmeni (Sorumlu): Aylin Tarhan Kuru ([email protected]) Yazı İşleri: Ayşe Başcı, Melih Çelik, Erhan Kahraman, Demet Şeker Görsel Yönetmen: Kadir Kaymakçı Fotoğraf: Celal Kenç Katkıda Bulunanlar: Erdem Aksakal, Ekin Erim, Cansu Cığa, Rengin Köşkli, Cenk Sezgin, Hakan Yakıcı, Özgür Odabaşıoğlu Reklam Müdürü: Güler Okumuş ([email protected]) Yapım-Yönetim ve Reklam Satış: Konak Medya - Selahattin Pınar Cad. Cemal Sahir Sok. Polat İş Merkezi No: 29 Kat: 4-5 D: 45 Mecidiyeköy/İstanbul İletişim: 0212 216 97 00 www.konakmedya.com, Matbaa: PORTAKAL BASIM MATBAACILIK SAN. TİC. A.Ş. Huzur Mah. Tomurcuk Sok. No: 5/1 4 Levent - Seyrantepe - İstanbul Tel: 0212 332 28 01 Faks: 0212 332 02 08 FORUM dergisi, SAP Türkiye ile yapılan sözleşme gereği Konak Medya tarafından T.C. yasalarına uygun olarak kurumsal bir yayın olarak yayımlanmaktadır. FORUM dergisinde yer alan görüşler sadece yazarlarına aittir. FORUM dergisinde yayınlanan yazı, fotoğraf ve konuların tüm hakları Konak Medya’ya aittir. Kaynak gösterilmeksizin ve izinsiz alıntı yapılamaz. SAP logosu sözleşme gereği, SAP Türkiye’nin izniyle kullanılmaktadır. 2 w | www.sap.com.tr t | twitter.com/sapturkiye f | facebook.com/sapturkiye EMC çözümleri ile SAP uygulamalarından yüksek performans elde edin Dünya genelinde SAP uygulamaları için en çok tercih edilen disk sistemlerinin sahibi olan EMC, faydalandığınız SAP çözümünden üst düzey avantaj sağlamanızın yolunu açıyor. İş dünyasının gelişiminde teknolojik altyapının önemi, bugünün kuşku götürmez bir gerçeği. İşini büyüten, büyüyen işini güçlendiren şirketlerin öncelikli tercihlerinden biri ise SAP çözümleri. Sağladığı yazılım ortamıyla iş dünyasının gelişiminde rol oynayan SAP çözümlerinden asıl fayda uygun donanım ve yedekleme ürünlerinin kullanılmasıyla ortaya çıkıyor. Bağımsız araştırma kuruluşu IDC’nin, 2011 tarihli Storage User Demand Study başlıklı raporuna göre SAP kullanan şirketlerin en çok tercih ettiği disk sistemleri EMC markasını taşıyor. Dünya ekonomisine yön veren bu şirketler, gelecek planlarında EMC’nin uzmanlığına güveniyor. EMC teknolojileriyle rekabet avantajı kazanın EMC depolama sistemlerinin değişik disk teknolojileri arasında otomatik katmanlama, Thin Provisioning ve depolama sitemleri üzerindeki belleğin FASTCache yazılımı kullanılarak artırılması gibi ileri teknolojiler bulunuyor. Mevcut SAP ortamınızda performans artışı sağlayan bu çözümler, süreçlerinizi hızlandırarak sizlere rekabette avantaj sunuyor. EMC’nin SSD, FC, SAS, NL-SAS ve SATA gibi mevcut bütün disk teknolojilerini destekleyen depolama çözümleri hem kapasite hem de performans açısından optimum faydaya ulaşmanızda size yardımcı oluyor. Buna ilave olarak, SAP sunucularına PCIe kartı olarak takılabilen XtremSF çözümü, SAP ortamınızda hiçbir değişikliğe gerek bırakmaksızın, özellikle okuma ağırlıklı uygulamalarda kullanıcının gözlemlediği tepki süresini 3 ila 4 kat hızlandırabiliyor. Sanallaştırma çözümlerinizde kolaylık sağlayın EMC vBlock ve VSPEX çözümleri, fiziksel olarak çalışan SAP ortamlarının kolaylıkla, yapısı denenmiş tümleşik bir altyapı kullanılarak güven içinde sanal ortama taşınabilmesini sağlıyor. VMware, Cisco ve EMC’nin ortak geliştirdiği VCE ürün ailesi, EMC depolama sistemleri, Cisco switch ve sunucular ile VMWare sanallaştırma platformuna entegre, test ve optimize edilmiş, bileşenler arasında uyumluluğu garanti altına alınmış bir ortam sunarken, ayrıca bakım ve desteği tek merkezde toplayarak sizlerin yaşamını kolaylaştırıyor. İş sürekliliğinizi garanti altına alın EMC VPLEX çözümünü tercih eden şirketler, SAP uygulamalarını kümelendirilmiş bir yapıda iki veri merkezi arasında dağılımlı bir şekilde aktif/aktif olarak çalıştırabiliyor. Sadece bir bileşen değil, veri merkezinizin bütünü devre dışı kalsa bile uygulamalar diğer veri merkezi üzerinden kesintisiz, 7x24 çalışmayı sürdürüyor. Depolama sistemlerinizin bütününü sanallaştıran EMC VPLEX çözümü, farklı markalara ait depolama sistemleriyle de sorunsuz çalışabiliyor. HANA platformu EMC ile güçleniyor Bu bir ilandır. 1 TB ve üstü bellek kapasitesine sahip HANA modellerinde kullanılan EMC SAP HANA çözümü, pazardaki diğer Scale-out HANA çözümlerinden farklı olarak blok, yani FC protokolünü destekliyor. EMC VNX5300 depolama sistemlerini temel alan bu çözüm, HANA platformunun asıl gücünü ortaya çıkartan yapısıyla işinize katkı sağlıyor. www.emc.com.tr · İş Kuleleri Kule 2 Kat: 5 4. Levent 34330 İstanbul · Tel: (0212) 317 4444 KAPAK KONUSU: İNOVASYON............................................................................................................................................................ İNOVASYON, HEMEN ŞİMDİ! İnovasyonun gelecek ile ilişkilendirildiği dönem geride kaldı. Kurumsal iş uygulamalarında gerçekleştirilen devrim niteliğindeki inovasyonlar; bugün kendi örnek uygulamaları, başarı öyküleri ve katma değerleri olan birer gerçek halini aldı. Bellek içi teknolojisi, mobilite ve bulut gibi birçok alanda dönüşümün mimarı olan SAP, müşterileri için yarının teknolojilerine bugünden erişim sağlayarak inovasyon alanında öncülüğünü sürdürüyor. SAP, inovasyonla sonuçlanan sürecin şans veya tesadüflerle ilgili olmadığını biliyor. İnovasyon için yetenekli bir ekip, özverili çalışma ve müşteriyi de ürün yaşam döngüsüne dahil eden yenilikçi yaklaşımlar gerekiyor. 6 Gunnar Rassmann, Almanya’nın Villingen Schwenningen şehrindeki Kaba GmbH üretim tesisinde, makinelerin bakımından sorumlu olarak çalışıyor. Şirketlere ait güvenlik ve zaman verilerini toplayıp işleyen Kaba GmbH, müşterilerine en yenilikçi teknolojileri sunmasıyla tanınıyor. Gunnar’ın çalıştığı üretim katında, yüksek hassasiyete sahip pek çok gelişmiş makine bulunuyor. Onun için en önemli cihaz ise akıllı telefonu. ............................................................................................................................................................................................................................... Çalışma saatlerinde doğrudan bakım ve kontrol makinelerine bağlı kalan akıllı telefonu, hassas makinelerde herhangi bir arıza tespit edildiği anda Gunnar’ı uyarıyor. Tam bir teknoloji tutkunu olduğunu söyleyen Gunnar için, akıllı telefonunu kişisel kullanımın ötesinde, profesyonel ihtiyaçları için de kullanmak büyük bir heyecan kaynağı. Telefonunun yüksek hafıza kapasitesi sayesinde Gunnar işiyle ilgili her şeyi yanında taşıyabiliyor. Bakım bölümündeki cihazlara bağlı olan akıllı telefon, sadece arıza durumunu görüntülemekle kalmıyor. Aynı zamanda arızalı parçadan sorumlu olan teknisyenleri ve her birinin o anki iş yükünü de ekrana yansıtarak gerçek zamanlı sorun gidermeye olanak tanıyor. “Avrupa’nın Silikon Vadisi” olarak bilinen ve Silicon Saxony olarak anılan Dresden bölgesindeki SAP Global Research and Business Incubation, Gunnar’ın hayatını kolaylaştıracak inovasyonların hayata geçirilmesi için aralıksız biçimde Ar-Ge çalışmalarına devam ediyor. Tıpkı Kaba GmbH gibi, dünyanın dört bir yanında faaliyet gösteren ve iş süreçlerinde SAP altyapısını tercih eden pek çok kurum, SAP tarafından 40 yılı aşkın süredir gerçekleştirilen inovasyonların konforunu yaşıyor. Taze bir fikir, inovasyonun ilk adımıdır “Yeni ve farklı fikirleri, değer yaratan süreçlere dönüştürmek” şeklinde tanımlanan inovasyon için fikir aşaması yalnızca ilk adımı oluşturuyor. İnovasyonun başarıya ulaşabilmesi için, temel alınan yaratıcı fikir üzerine güçlü bir strateji kurgulanması ve doğru araçlar ile uygulamaya geçilmesi gerekiyor. Fikir ne kadar iyi olursa olsun, uygulama aşamasında değer yaratılamadığında yeterli etkiyi gösteremiyor. Dünya genelinde alanında inovasyon öncüsü olan şirketler, inovasyonun bir tesadüfler zinciriyle ya da “şansla” ilgisi olmadığını biliyor. Sadece başarılı uygulamalar için değil, temel alınacak yeni ve “taze” fikirler için bile sektör deneyimi ve ideal bir ekip gerekiyor. Dünyada en çok inovasyonu gerçekleştiren şirketlerin, kendi alanlarındaki en deneyimli ve en köklü kurumlar olması tesadüf değil. Her yıl inovasyona büyük ölçekli yatırımların yapıldığı şirketlerde, faaliyet gösterilen sektörün mevcut ihtiyaçları, eksiklikleri ve fırsatları, müşterilerin beklentileri ve kurumun kabiliyetleri detaylı biçimde gözden geçiriliyor. İnsan hayatını iyileştirmek, sektörde farklılık yaratmak, rekabet gücünü artırmak gibi hedeflerin biri veya tamamı doğrultusunda bir araya getirilen ekipler, “tasarım odaklı düşünce” (Design Thinking) gibi etkili yeni nesil yöntemleri kullanarak inovasyonun temelini atıyor. Ortaya koyulan yenilikçi fikirler, şirketin ve sektörün o anki beklentilerine göre bir süzgeçten geçiriliyor ve benzersiz bir teknoloji, ürün ya da iş modeli meydana getiriliyor. Planlı, disiplinli ve sistematik bir ekip çalışmasının yanı sıra şirketin her kademesinde inovasyon bilincinin benimsenmesiyle, inovasyon hayata geçirilebiliyor. Devlet ölçeğinde inovasyon Yenileşme ve dönüşüm, uluslararası arenada devletlerin rekabet gücünü de kayda değer biçimde artırıyor. Dünya Ekonomik Forumu (World Economic Forum – WEF) tarafından 1979 yılından bu yana yayınlanan Küresel Rekabet Raporu, “bir ülkede sürdürülebilir büyümeyi sağlayacak olan kurumların, politikaların ve üretim faktörlerinin tümünü kapsayan verimlilik düzeyi” olarak tanımlanan rekabet gücünü ve ülkelerin rekabet düzeyini niceliksel olarak ölçüp sıralıyor. Yayınlanan güncel raporlarda ise Finlandiya’nın rekabet gücündeki artış dikkat çekiyor. Ülkenin bu başarıyı büyük oranda inovasyona borçlu olduğu biliniyor. 1990’ların başında yaşanan ve işsizliği felaket senaryolarını anımsatacak oranlara tırmandıran krizin etkileri, Fin hükümetinin inovasyon yaklaşımını değiştirmesiyle atlatıldı. İnovasyon yatırımlarını artıran ve teşvik edici bir ortam hazırlayan devlet, krizin ardından kapsamlı bir ulusal eğitim ve araştırma programı başlattı. Program kapsamında üniversiteler ve şirketler arasında kurulan güçlü bağ sayesinde, inovasyonun önü açıldı. Böylelikle daha önceleri ekonominin temelini oluşturan ormancılık ve tarım, yerini hızla sanayiye bıraktı. 2000’li yıllarda ise Finlandiya, “inovasyon ekonomisine” sahip bir ülke haline geldi. Bugün Finlandiya’nın itici gücünü bilişim teknolojileri sektörü oluşturuyor. 7 KAPAK KONUSU: İNOVASYON........................................................................................................................................................... SAP ile inovasyon faydaya dönüşüyor SAP; üretimden otomasyona, perakendeden iletişime, finanstan sigortacılığa kadar birçok farklı sektörde faaliyet gösteren müşterilerinin ihtiyaçlarına her zaman en iyi ve en etkili yanıtı vermek için çalışıyor. Sürekli inovasyon ile bilgi teknolojileri endüstrisinde dönüşüm yaratan SAP, inovasyonu sadece yazılım geliştirmekle sınırlandırmıyor. Bilgi teknolojilerinde trendleri şekillendirmek ve en iyi uygulamalara imza atmak, SAP’nin inovasyon yaklaşımının temelini oluşturuyor. Kurum içi kültürüne inovasyonu kusursuz biçimde dahil eden SAP, dünyanın dört bir yanında, alanında öncü üniversiteler, iş ortakları ve müşterilerle işbirliği yaparak her ölçekte şirket ve endüstrinin daha iyi çalışabilmesi için ihtiyaç duyulan yenilikleri sunuyor. Teknolojiyi kapsayan stratejisinin çekirdeğine inovasyonu konumlandıran SAP, başta bulut, bellek içi ve mobilite olmak üzere, öncü olduğu pek çok yenilikçi 8 teknolojiyle müşterilerine yeni fırsatların yolunu açıyor. Her ölçekten şirket için dönüşümle değer oluşturacak yenilikçi teknolojileri sunan SAP, müşterilerinin mevcut kurumsal yapısına göre en hızlı ve düşük maliyetle entegre edebilecekleri yenilikleri 25 ayrı sektörde uygulama olanağı tanıyor. üzerinden güvenle erişmelerini mümkün kılıyor. SAP müşterileri, kurumsal iş uygulamalarında dünya liderinin 40 yılı aşkın deneyiminden faydalanırken inovasyonu faydaya dönüştürüyorlar. Dönüşüm odaklı olarak tasarlanan, esnek bir platform üzerinde yeni teknoloji ve uygulamaları hızla benimseyen kurumlar, sektörde öncü iş zekası ve bellek içi teknolojileriyle büyük veriyi iş süreçlerinde değere dönüştürüyorlar. SAP ayrıca kendi içinde de inovasyonu destekleyecek çalışmalara imza atıyor. SAP Türkiye bünyesinde, müşterilere spesifik hizmetler tasarlayan bir İnovasyon Takımı’nın kurulmasına ek olarak, yerel ve küresel inovasyon yarışmaları, inovasyon atölye çalışmaları gibi etkinlikler düzenleniyor. Bu sayede hem çalışanların kişisel gelişimine ve bakış açılarına katkıda bulunulurken hem de SAP Türkiye’nin operasyonlarındaki yenilikçi yaklaşımlar desteklenmiş oluyor. İnovasyonun en yoğun yaşandığı mobil bilişim endüstrisi de SAP’nin odaklandığı kritik kategorilerin başında geliyor. Yıllardır dünyanın dört bir yanındaki binlerce kurum tarafından güvenle kullanılan iş uygulamalarını mobil platformlara taşıyan SAP, kurumların işgücünü mobil hale getirmelerini ve işle ilgili bilgi ve sistemlere herhangi bir cihaz Yenilikçi teknolojileri sürekli biçimde geliştiren ve bir ekosistem anlayışını benimseyen SAP, iş ortakları ve farklı erişim kanallarıyla müşterilerinin ihtiyaç duyduğu inovasyonu, onlarla birlikte çalışarak gerçekleştiriyor. Tasarım Odaklı Düşünce Her geçen gün daha da karmaşık hale gelen iş modelleri, artarak büyüyen global işlem hacmi ve devasa endüstri ekosistemleriyle ortaya çıkan çok katmanlı problemler, kurumlar için daha önce karşılaşılmayan zorluklara 9 www.pwc.com.tr/ras ERP Güvenlik Yönetimi ve GRC - Erişim Yönetimi uygulamaları Şirketlerin sistem güvenliğinin yanı sıra bilgi güvenliğini de sağlayabiliyor olması, gerçek zamanlı ve doğru bilgilerle beslenen, etkin ve güvenilir süreçlerin işletilmesine olanak vermektedir. ERP sistemlerinde bilgi güvenliği, ancak sağlıklı bir altyapının kurulması ile mümkün kılınabilir. Bir başka deyişle sistemsel yetkilerin görev ve sorumluluklara uygun olarak verilmesi, stratejik bilgilere erişimlerin uygun şekilde düzenlenmesi ve kullanıcı rol ve yetkilendirmelerinin sağlıklı işletilmesi; görevler arasındaki ayrımların korunarak sağlıklı bir altyapının hayata geçirilmesini sağlamaktadır. düşen yetki tanımlamaları, şirketler için finansal ve operasyonel riskler teşkil etmekte ve şirketleri zarara uğratabilmektedir. Türkiye’de büyük ya da orta ölçekli birçok şirketin, ERP sistemine bağlı yetki mekanizmalarında önemli zayıflıklar bulunmasına rağmen, bu durumun yarattığı risklerden ve kontrol noktalarından haberdar olmadığını gözlemliyoruz. Özelikle kullanıcıların sorumlu oldukları modül bazında değil de, tüm sisteme yetkilisi olabilen roller ile donatıldıklarına sıklıkla şahit oluyoruz. Oysa ki kullanıcıların görev tanımları ile uyumsuz ve görevlerin ayrılığı ilkesi ile ters Artan rekabet ortamı ile birlikte, kurumsal yönetim ilkelerinin önem kazandığı, şirket ortakları ve yöneticilerinin şirketin iç kontrol ortamının sağlanması konusunda devredilemez yükümlülüklere sahip oldukları günümüzde etkin bir ERP altyapısı işletememesi nedeni ile yukarıda belirtilen risklerle karşı karşıya kalan birçok kurumun “ERP Güvenlik Yönetimi” konusunu gündemlerine aldıklarını ve bu projelerin sunduğu stratejik önemi fark ettiklerini söyleyebiliriz. Son derece karmaşık ve çok kullanıcılı yapılara sahip ERP sistemlerinde, güvenlik değerlerinin düşük olması, yetkisiz kullanıcıların sistemde yüksek yetkiler ile işlem yapmasına ve yapılan işlemlerde sorumlulukların belirlenememesine sebep olabilmektedir. Ayrıca görevlerin ayrılığı ilkesi ile ters düşen yetki tasarımları mali tablolarda geri dönülemez hataların oluşmasına; suistimale yönelik işlemlerin gerçekleştirilmesine ve fark edilememesine imkan vermektedir. Füsun Patoğlu Başak Hekimoğlu PwC Türkiye Şirket Ortağı PwC Türkiye ERP Hizmetleri Lideri Risk Süreç ve Teknoloji Hizmetleri Risk, Süreç ve Teknoloji Hizmetleri [email protected] [email protected] “ERP Güvenlik Yönetimi” projesi kapsamında temelde, • Şirketlerin iş akışlarının masaya yatırılması ve bu iş akışlarını destekleyen yetki mekanizmalarının değerlendirilmesi • Yetkimekanizmalarının yarattığı risk durumunun, farklı uzmanlık ve bilgi birikimine sahip iş birimleri tarafından şirket genelinde ve birim özelinde tartışılması • Görev-TemelliErişimYöntemi ile kişilere doğrudan yetki verme anlayışının ötesine geçilerek, iş gören yetkilerin görevlerle ilişkilendirilmesi ve kişilere görevleri içeren rollerin atanması • Yetkimekanizmalarında standardizasyon sağlanarak şirketin hedefleri ve iş birimlerinin ihtiyaçları doğrultusunda mevcut yetkilerin yeniden yapılandırılması aşamaları ele alınmakta ve şirketin ihtiyaçları ile uyumlu, risklerden arındırılmış standart ve yönetilebilir bir yetki yapısı kurgulanmaktadır. “ERP Güvenlik Yönetimi” çalışmaları kapsamında yetkilerin yeniden yapılandırılmasının hemen takibinde ise; risklerini sistematik ve kapsamlı bir yaklaşımla yönetme ihtiyacı duyan birçok şirketin, gerçek zamanlı ve doğru bilgilerle beslenen “Yönetişim Risk ve Uyum(GRC)–Erişim Yönetimi” teknolojik çözümlerinin kurulumu ve kullanımına ciddi yatırımlar yaptığını görmekteyiz. Söz konusu çözümlerin aktif kullanımı sayesinde, iyi uygulamalar çerçevesinde yeniden yapılandırılarak merkezi ve standart bir kontrol platformuna taşınan kullanıcı erişim yönetiminin takibi için etkin bir altyapı hayata geçiriliyor, görevlerin ayrılığı prensibini ihlal eden yetki kombinasyonlarının ayrılamayacağı durumlar tespit edici kontrollerle destekleniyor ve acil durumlarda yetki gereksinimlerini hızlı bir şekilde ele almak için kullanıcılara ayrıcalıklı ancak kontrollü erişimler sağlanıyor. Ancak bu projelerdeki kritik başarı faktörünün bir GRC – Erişim Yönetimi uygulamasının hayata geçirilmesi öncesinde, uygulamayı besleyecek altyapının (rollerin) düzeltilmesi, görevlerin ayrılığı prensibini destekleyecek kural setlerinin şirketlere özel tasarlanması ve şirket içindeki yönetişim yapısının uygun şekilde kurgulanmasından geçtiğinin unutulmaması gerekir. Altyapısal düzenlemeler tamamlanmadan hayat geçirilen uygulamalar, çoğu zaman binlerce yetki çakışması ortaya çıkarmak ve yönetilemez raporlar üretmekten öteye gidemeyerek kullanılmaz hale gelmektedirler. Dolayısıyla GRC konusunda yatırım yapmayı planlayan şirketlerin proje adımlarını bu gözle değerlendirmeleri, yatırımlarının geri dönüşünü başarılı bir şekilde almalarını sağlayacaktır. Özetle, karmaşıklaşan süreçler, artan riskler ve mevzuat yükümlülükleri şirketleri etkin bir risk yönetimi yapma ve iç kontrol ortamı sağlama noktasında zorlarken, güvenli bir ERP altyapısını, doğru kurgulanmış araçlarla da destekleyen şirketler. bu süreci çok daha etkin ve az maliyetle yönetebilmektedirler. KAPAK KONUSU: İNOVASYON............................................................................................................................................................ neden olabildiği gibi, doğru bir yönetim ile benzersiz fırsatlara da dönüşebiliyor. Bahsi geçen zorlukların çözüme kavuşturulması için, tıpkı sorunlar gibi çözümlerin de çok katmanlı olması ve mevcut ürün ya da hizmetlerin temel uygulamalarının ötesine geçmesi gerekiyor. SAP’nin Tasarım Odaklı Düşünce (Design Thinking) yaklaşımı, tam da bu noktada devreye giriyor. Günlük iş sorunlarını çözmekten rekabet avantajı elde etmeye kadar geniş bir yelpazede uygulanabilen tasarım odaklı düşünce, şirketlerin büyümelerini sürdürebilmeleri için kesintisiz biçimde inovasyon yapmalarını gerektiriyor. Problemlerin çözümünde yeni ve yenilikçi fikirler yaratma sürecinden oluşan Tasarım Odaklı Düşünce, her türlü sektöre veya uzmanlık alanına uygulanabiliyor. Doğru biçimde ve yetenekli bir ekiple kullanıldığında, teknolojide olduğu kadar, eğitim ya da perakende gibi sektörlerde de devrim niteliğinde sonuçlar ortaya çıkarabiliyor. Tasarım Odaklı Düşünce’nin uygulandığı proje toplantılarında, müşteriler 12 ya da iş ortakları için yepyeni ürün ve hizmetler ortaya çıkabilirken, mevcut iş süreçlerinde muazzam verimlilik artışı gibi sonuçlar da bu gibi etkinliklerin artıları arasında yer alıyor. Tasarım Odaklı Düşünce doğru uygulandığında, kurum içerisindeki insan kaynakları, finans, pazarlama ve operasyon ekiplerini çevik birer gelir merkezine dönüştürebiliyor. Adım adım inovasyon Tasarım Odaklı Düşünce sürecinin ilk adımını, anlamak oluşturuyor. Bu adımda, projeyle ilgili olabildiğince çok arka plan bilgisi toplamak ve konu hakkında yeterliliği artırmak öncelikli hedef... Konu hakkındaki yetkinliğin artmasıyla birlikte, çözümün tasarlanmasındaki zorluklar elde edilen bilgilerle eşleştiriliyor. Bir sonraki adımda ise gözlemleme süreci başlıyor. İnsanların neye ihtiyaç duydukları, bu konuda neler yaptıkları ve ne bekledikleri gözlemleniyor. Projenin tarafları arasındaki empati bu aşamada kuruluyor. Tanımlama adımında ise, belirlenen ihtiyaçların net bir tanımlaması yapılıyor ve konuyla ilgili derinlemesine analizler gerçekleştiriliyor. Katılımcılar sürekli olarak “Nasıl yaparız?” sorusuna yanıt arıyor. Yanıtlarda, insanların yaşadıkları deneyime etki edecek değişikliğin ne olması gerektiği dile getiriliyor. Tasarım Odaklı Düşünce’nin belki de en kritik adımı, fikir üretmek. Proje katılımcıları, projenin niteliğine bağlı olarak onlarca fikir üzerinden beyin fırtınası gerçekleştiriyor. Hiçbir fikir “uçuk” olarak değerlendirilmiyor ve tüm katılımcıların görüşleri dikkate alınıyor. Fikir üretme sürecinde sayısal fazlalık teşvik ediliyor. Katılımcıların daha fazla fikir üretmesi, bu aşamanın daha verimli geçmesi demek oluyor. Tasarım Odaklı Düşünce sürecinin sınır koyulmayan bir diğer bölümü de prototip oluşturma. Üretilen fikirlere dair prototipler bir çizim, bir model ya da bir karton kutu şeklinde hayat bulabiliyor. Fikirlerin gerçek hayat tasvirlerinin hızlı ve olabildiğince basit bir şekilde yapılabilmesi önem taşıyor. Prototip aşaması, olası hatalardan ve yanlış seçimlerden erken dönmek için bir güvenlik şeridi işlevi görüyor. Son adımda ise proje için hazırlanan ve seçilen prototipin test edilmesi ............................................................................................................................................................................................................................... KAPAK KONUSU: İNOVASYON........................................................................................................................................................... gerekiyor. Gerçek koşullarda yapılan testlerde, nelerin işe yarayıp, nelerin yaramadığı tespit ediliyor. Böylelikle prototip aşamasına hızlı bir dönüş yaparak, alınan geri bildirimler doğrultusunda gerekli değişiklikler yapılabiliyor. Fikirlerin denenmesi, son kullanıcılara gerçek faydaları konusunda katılımcılara net bilgiler sağlıyor. Odakta müşteri var Sektörü ne olursa olsun, her işin mevcut ve gelecekteki durumunu belirleyen etken her zaman müşteridir. Hem içeride hem de dışarıdaki müşterilere sunulan ürün ve hizmetlerin gerçek değer yaratması ve belirli iş ihtiyaçlarına yanıt vermesi gerekiyor. Müşteriyi bahsi geçen ürün ve servis için sadece bir değerlendirme/eleştiri mekanizması olarak görmek verimliliği köreltirken, karşılıklı başarı şansını da düşüyor. Tasarım Odaklı Düşünce yaklaşımıyla müşterileri de projenin yaşam döngüsüne en baştan itibaren dahil etmek, yeni ürün ve servislerin yarattığı değeri ortaya çıkarmaya yarıyor. Süreç içerisinde sıklıkla tekrarlanan “hatayı erken yap” felsefesi, birçok farklı prototip oluşturmayı ve kullanıcılardan geri bildirim alarak gerçeklere dayalı hareket etmeyi sağlıyor. Böylelikle inovasyon, bir tesadüf veya şans eseri olarak değil, doğru atılan adımların ve müşteri ile proje ekibi arasında oluşturulan sinerjinin bir sonucu olarak ortaya çıkıyor. SAP’den İnovasyon Günleri İş yapacak herhangi iki kurum ya da bir şirket ve müşterileri arasında gerçekleşen proje toplantıları, genel itibarıyla sınırları önceden belirlenmiş bir senaryoyu izler. İlk konuşmaların ardından, tarafların uzun uğraşlarla hazırladığı sunumlar karşılıklı (ya da tek taraflı) olarak gerçekleştirilir, fikir alışverişi yapılır, teklifler netleştirilir ve görüşme, verimliliği tartışılır bir şekilde tamamlanır. Oysa rekabetin geçmişe göre büyük artış gösterdiği günümüzde, fark yaratabilmek için önceden belirlenmiş kalıpları kırmak, sunumları aşmak gerekiyor. SAP’nin hem kurum kültürü olarak benimsediği hem de ekosisteminde yaygınlaşmasını 14 sağladığı Tasarım Odaklı Düşünce yaklaşımı, proje toplantılarını bambaşka bir boyuta taşıyarak her iki tarafın da gerçekten özgün bir çalışma ortaya koymasına olanak tanıyor. Bu tür toplantılar, SAP’nin kurumlara özel gerçekleştirdiği İnovasyon Günleri'nde gerçek amacına ulaşıp verimli sonuçlar doğuruyor. Müşterinin ve SAP’nin çalışma ortamından farklı bir yerde düzenlenen ve en az 1 tam gün süren bu etkinliklerde, SAP müşterisi olan kuruluşun, kendi müşterilerine nasıl katma değerli hizmetler sunabileceği, ne tür yenilikçi değerler önerilebileceği ele alınıyor. Tasarım Odaklı Düşünce çerçevesinde yürütülen İnovasyon Günleri, bu felsefenin merkezi olan d.school’un literatüründen de yararlanıyor. Özetle İnovasyon Günleri, iş odaklı düşünce yapısında son derece başarılı olan üst düzey yöneticilere, işlerine bir de Tasarım Odaklı Düşünce çerçevesinden bakma ve böylece yenilikçi çözümlere ulaşma konusunda destek veriyor. SAP’nin Gençlerle Buluşma Noktası: Innovation Jam SAP’nin küresel anlamda uyguladığı Innovation Jam, özellikle bilgisayar mühendisliği alanına odaklanarak üniversitelilerle çeşitli atölye çalışmaları yapılmasına imkan sağlıyor. SAP Türkiye ise bu konsepti genişleterek Tasarım Odaklı Düşünce çerçevesinde yaratıcı ve yenilikçi çözümler üretmek üzere üniversitelerle işbirliği yapıyor. Organizasyon çalışmaları tamamlanan ve yeni öğretim yılında uygulamaya geçecek olan Innovation Jam etkinliklerinde, üniversite öğrencileri ile SAP uzmanları bir araya gelerek varsayımsal şirketlerin yine varsayımsal sorunlarına yenilikçi çözümler üretmek üzere fikir alışverişinde bulunacak. Bir anlamda “yaratıcılık esaslı sorun çözme atölyesi” olarak da tanımlanabilecek Innovation Jam etkinliklerinde, isteyen şirketler kendi sorunlarını da masaya yatırıp gençlerin katkılarını alabilecek. İnovasyon burada öğretiliyor: d.school Dünya genelinde karşılaşılan zorlukların ölçeği ve karmaşıklığı benzersiz bir hal almış bulunuyor. Çözüm ise ancak tek bir alanla sınırlı kalmayan, dünyada olup bitenin ötesinde nelerin mümkün olduğunu görme yeteneği olan inovasyoncuların ortak çalışmasıyla meydana getirilebiliyor. Öğrenciler ise bu karmaşık ortamda yaratıcı özgüveni teşvik eden ve geleneksel akademik disiplinlerin sınırlarını ortadan kaldırabilen bir eğitim anlayışına ihtiyaç duyuyor. Stanford Üniversitesi’nin Mühendislik Bölümü’ne bağlı olarak 2005 yılında kurulan Hasso Plattner Institute of Design (d.school), bu karmaşık sorunları çözmek için inovasyona hakim bir nesil yetiştirmeyi hedefliyor. Tamamen farklı geçmişlere sahip öğrenci ve fakülteleri bir araya getiren d.school, gerçek dünya problemlerine karşı yenilikçi ve insan odaklı çözümler geliştiriyor. Öğrencilerin ve fakültelerin tecrübe ettiği dönüşüm, d.school’un hızla büyümesini sağlıyor. Eğitim sürecinin ve müfredatının temeline Tasarım Odaklı Düşünce’yi yerleştiren d.school, mühendislik ve tasarımda kullanılan yöntemleri sanat, sosyal bilimler ve iş dünyasından katkılarla harmanlıyor. Bu süreçte ekip arkadaşları ortak bir amaç için bir araya geliyor: Tasarım yaptıkları insanların hayatlarını daha iyi hale getirmek. Tasarım odaklı düşünceyi öğrenmenin en iyi yolu onu uygulamak olduğu için, d.school’da öğrenciler tecrübeye dayanan bir eğitim ortamında çalışıyor. Öğrenciler gözlem, beyin fırtınası, sentez, prototip oluşturma ve uygulama gibi bir dizi adım arasında hızla geçiş yaparak, inovasyonun kilit süreçleri hakkında deneyim kazanıyor. Eğitimin odağında inovasyon yapmak değil, inovasyona hakim bireyler yetiştirmek bulunuyor. Herhangi bir puanlama sistemi bulunmayan d.school; mühendislikten sanata, eğitimden hukuk ve sosyal bilimlere kadar farklı bölümlerden öğrencilerin bir araya geldiği ve projeler üzerinde özveriyle çalıştığı bir merkez olarak faaliyet gösteriyor. Yılda yaklaşık 650 öğrenciye eğitim imkanı sunan okul, üniversite genelinde yoğun katılım görüyor. Düşünce Hızında İş Zekası Çözümleri... SAP Business Analytics Uygulamaları (HANA, NA, Busines BusinessObjects, BPC, Mobile BI) Perakendeden enerjiye, sağlktan otomotive, eğitimden gdaya kadar birçok sektörde başarl işlere imza attk, gelin sizin projelerinizi de birlikte gerçekleştirelim. 2010, 2011 VE 2012 YILLARINDA TÜRKİYE’NİN EN ÇOK SAYIDA BAŞARILI YENİ İŞ ZEKASI PROJESİNİ GERÇEKLEŞTİREN İŞ ORTAĞI D-CAT TECHNOLOGIES 2010 10 0, 2011 01 ve e 2012 yllar içerisinde bir ço ok başarl proje p oje ile, e, Türkiye’nin T Türkiye en fazla sayda SAP P Busine Busin sinessOb bjects uygu ulamasn geliştirmemiz bir tesa tesadü esadüf üf değil, gelin bugün sizinle başarl bir iş zekas ekas projesi projes proj ile işinize nasl değer katacağmz, tacağmz, m yatrm geri dönüşlerinizi birlikte nasl arttrac cağmz konuşalm. D-CAT Technologies, kurumlardaki dağnk ve tek başna anlamsz “veri”nin, anlamlandrlmş “bilgi”ye dönüşüm serüvenindeki her türlü alanda uzmanlaşmş kadrosuyla, dünyadaki konu ile ilgili büyük yazlm sağlayclar ile iş birlikteliği ile, çözümler sunmaktadr. D-CAT İş Zekas departman ma an analis analistleri, stleri, b bu serüvende verinin temizliği,, ve bi bilgiye dönüşüm nüşüm esnasnda “hangi bilgi”ye ye ““nasl” dönüştüğünün üğün analizi konusunda da iş ş uz u uzmanlarnz nlar z ile kol kkola çalşr. facebook.com/d.cat.technologies twitter.com/D_CAT_Tech Linkedin.com/company/d-cat-technologies www.dcat.com.tr KAPAK KONUSU: İNOVASYON............................................................................................................................................................ KURUMA ÖZEL İNOVASYON ROTASI İnovasyonun ne demek olduğunu ve neler kazandırabileceğini bilmek elbette önemli. Ama asıl sorun, inovasyon rotanızı doğru çizebilmek. SAP; sektörlerin, hatta firmaların kendilerine özgü inovasyon ihtiyaçlarını tespit etmek, bu ihtiyaçları karşılamanın en yenilikçi ve verimli yollarını tartışmak üzere tamamen kuruma özel İnovasyon Günleri düzenliyor. İnovasyonun kısa tanımını önceki sayfalarda yapmıştık: “Yeni ve farklı fikirleri, değer yaratan süreçlere dönüştürmek.” Bu genel tanımı elbette her sektöre uyarlamak mümkün ama tek tek firmalar ne yapacak? Örneğin siz, sektörünüzde firmanızı bir adım öne taşıyacak, “yenilikçi” olarak anılmanızı sağlayacak fikirleri ne tür süreçlerle hayata geçirebilirsiniz? Hangi noktalara 16 odaklanmalı, nelere dikkat etmeli, nelerden kaçınmalısınız? İnovasyon, her ne kadar çok yaygın kullanılsa da “biz yaptık, oldu” denebilecek bir süreç değil. Uzmanlık, öngörü, vizyon ve deneyim gerektiriyor. Bunu bilen SAP, inovasyon sürecinde de tamamen firmanıza özel destek sunuyor. İnovasyon Günleri adı verilen etkinliklerin her biri tek bir müşteriye odaklanıyor. SAP Türkiye ekibinin deneyimli yöneticileri ve uzmanlarının katılımıyla yapılan İnovasyon Günlerinde en öncelikli amaç, firmayı üst düzey yöneticilerin ağzından dinlemek, inovasyon ihtiyaçlarını anlamak, iş süreçlerindeki olumsuz noktaları olumluya çevirerek sorun çözmeye yönelik bir yol haritası çizmek. Sorunu belirledikten sonra sıra fikir üretmeye geliyor. Tamamen interaktif olarak yürütülen bu süreçte, toplantıya ............................................................................................................................................................................................................................... katılan üst düzey çalışanlar not kağıtları, renkli kalemler, tahta kalemleriyle fikirlerini paylaşıyorlar. Bu keyifli ve verimli uygulama, bir çizer tarafından gerçek zamanlı olarak takip ediliyor ve çizime dökülüyor. Her bir İnovasyon Günü tek bir firmaya odaklı ve dışarıya kapalı olarak yapılıyor. Dolayısıyla şirket stratejileri, hedefler, zorluklar rahatça tartışılabiliyor. Böylesinde açık bir ortamda üretilen fikirlerin “inovasyon”a kapı açması daha da kolay oluyor. Tasarım odaklı düşünce Örneğin... Çoğu zaman sektör lideri firmalarla gerçekleştirilen İnovasyon Günlerinden birinde, 130 üst düzey yöneticinin katılımıyla 3 ayrı inovasyon oturumu düzenlendi. Atölye çalışmaları şeklinde gerçekleştirilen oturumların sonucunda, bir gün içinde 65’ten fazla yenilikçi fikir üretildi. SAP’nin İnovasyon Günlerinin temelinde, son dönemde sık sık dile getirilen ve global anlamda bir SAP anlayışı haline gelen “tasarım odaklı düşünce” (design thinking) yaklaşımı yatıyor. “Tasarım odaklı düşünce”, yaratıcı süreçler ile analitik süreçleri bir araya getiren ve dolayısıyla farklı disiplinler arasında işbirliği gerektiren bir yöntem olarak tanımlanıyor. Gerek mühendislik, gerekse tasarım yöntemlerinin kullanıldığı bu sürece sanat, sosyal bilimler, iş dünyasına ilişkin bilgiler de destek veriyor. İnovasyon Günleri işte tam da bu mantık çerçevesinde hazırlanıp uygulanıyor. Öncelikle üst düzey yönetimin desteği ve katılımı sağlanıyor. SAP’nin çok-katmanlı ve büyük kuruluşlar konusundaki global deneyimi ve pek çok sektörde en başarılı uygulamalar konusundaki bilgi ve uzmanlığı, tehditleri ve fırsatları daha iyi görmeyi, firmaların ihtiyaçlarını daha sağlıklı bir şekilde belirleyebilmeyi sağlıyor. Sonra da bu ihtiyaçlar ve fırsatlar doğrultusunda, hep birlikte inovasyonun yol haritası çiziliyor. Hem de rengarenk kağıtlarla ve beyaz tahtalarla! Neden beyaz tahta? Her şeyin dijitalleştiği, küçücük cep telefonlarına ve tabletlere sığdırılabildiği bir çağda, dünya devi bir BT şirketi olan SAP’nin renkli kağıtlar ve beyaz tahta önermesi tuhaf gelebilir. Nedenini hemen söyleyelim: Kalemler, kağıtlar ve beyaz tahtalar düşüncelerimizi görselleştirmemizi sağlıyor. Bu sayede, bir düşünce bir başka düşünceyi çağrıştırabiliyor. Ayrıca iletişim kolaylaşıyor ve izleyicilerin konsantrasyonu ve katılımı artırılıyor. 17 TREND................................................................................................................................................................................................... SAP HANA’nın kapıları GİRİŞİMCİLERE açık SAP HANA’nın sunduğu çözümler büyük ölçekli işletmeleri hedefliyor. Ama SAP HANA üzerinde çalışan yenilikçi çözümler, genç işletmeleri de yakından ilgilendiriyor. SAP, HANA üzerinde hayata geçirilebilecek yenilikçi fikirleri olan genç şirketleri, SAP Startup Focus programında bir araya getirip bu işletmelere büyük bir dünyanın kapılarını açıyor. SAP HANA’nın kullandığı çözümler ölçek tanımıyor. Verilerin, işlem kapasitelerinin, rakamların ve beklentilerin çok büyük ve gösterişli olduğu dünyamızda, SAP HANA start-up şirketlere, yani “yeni”lere de yaratıcılık çerçevesinde imkan tanıyor. SAP’nin tamamen genç işletmelere yönelik SAP Startup Focus programı, dünya genelinde 600’den fazla yeni şirketin ve yeni uygulamanın gelişimine katkıda bulunuyor. İlk olarak Mart 2012’de başlatılan program, barındırdığı yenilikçi çözümlerle yaklaşık 1,5 yılda yaygın bir kullanıma ve büyük başarılara imza attı. Startup Focus 18 programına bugüne dek katılan genç şirketlerin yenilikçi uygulamaları, kanser hastalarına kişiye özel ilaç geliştirilmesinden akıllı telefon tabanlı gıda yönetimi hizmetlerine kadar çeşitlilik gösterebiliyor. Programın temel hedefi, inovasyonu teşvik etmek ve genç şirketlerin yenilikçi çözüm ve uygulamalarını SAP HANA’ya taşıyabilmeleri ve hiçbir masrafa girmeden global piyasada yerlerini almaları için gereken teknolojiyi, desteği, kaynakları ve iletişimi sağlamak. Programa katılmaya hak kazanan genç şirketler, 12 aya kadar ücretsiz HANA lisansı ve kullanım yetkisi elde ediyor. Silikon Vadisi’ndeki SAP uzmanlarının da katılımıyla düzenlenen SAP Startup Focus programlarında, normal şartlarda erişim alanı sınırlı olan genç şirketler global erişim elde ediyor. Ayrıca SAP’nin satış gücünü de arkalarına alarak dünya pazarlarına açılabiliyor, 120 ülkede toplam 15 bin SAP satış uzmanına ulaşabiliyorlar. Program, yeni kurulan şirketlere teknoloji desteği sunarken, oluşturulan platformlar üzerinden işbirliği imkanı da ............................................................................................................................................................................................................................... Harekete geçmek için 9 iyi neden 1 SAP Startup Focus programı sayesinde, Silikon Vadisi’nden gelen SAP uzmanları ve Türk pazarındaki yatırımcı şirketlerle buluşma imkanı kazanılıyor. 2 SAP’nin satış gücü sayesinde, genç şirketler global pazarlara erişim şansı elde ediyor. 3 Dünya genelinde programda kayıtlı 640’tan fazla genç şirket bulunuyor. 4 30’dan fazla genç şirket pazara çıkmış durumda. 5 Katılan genç şirketlerin yaklaşık genç şirketin etkili organizasyonlara ve olası müşterilerle toplantılara katılımını sağlıyor. • Bu genç şirketlere SAP HANA Marketi’nde, sosyal medyada ve basında, global SAP Startup Focus bülteninde yer veriliyor. • Süreç toplamda 12 ay devam ediyor, duruma göre süre uzatılabiliyor. Ödüllendirme veriyor. SAP Startup Focus, bunlara ek olarak SAP HANA platformundan nasıl en yüksek faydanın elde edilebileceği konusunda da yardımcı oluyor. Sistem nasıl işliyor? • Yenilikçi bir projesi olduğunu düşünen bir şirket, www.saphana.com üzerinden SAP Startup Focus programına başvuruda bulunuyor. Başvuru kabul edilirse, diğer genç şirketlerin, yatırımcıların, medyanın ve SAP çalışanlarının katıldığı bir SAP Startup Forum’da şirketini ve projesini tanıtma imkanı elde ediyor. • Eğer proje kabul görürse, SAP çözüm mimarları projenin prototip olarak hayata geçirilmesi için genç şirketteki ekibe eğitimler veriyor. • Prototip hazırlandıktan sonra, SAP Startup Focus pazarlama ekibi, SAP bu kapsamda özel bir yarışma da düzenleyerek SAP Startup Focus Awards ile şirketlerin hazırladığı başarılı çözümleri ödüllendiriyor. Mayıs 2013’te Orlando’da düzenlenen SAPPHIRE NOW etkinliğinde, SAP Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Vishal Sikka, başarılı üç start-up’ı ödüllendirdi. Warwick Analtyics, SAP HANA ile En Yenilikçi Çözüm ödülünü alırken, diğer isimler endüstride yüksek dönüşüm potansiyeli sunan NexVisionix ile en fazla kişiye ulaşan ve yüksek fayda sağlayan Semantic Visions oldu. Etkinlikte bir konuşma yapan Warwick Analytics CEO’su Dan Somers, SAP’nin yüksek verimlilik odaklı çözümlerinin hem teknik hem de ticari anlamda kendilerine büyük avantaj sağladığını dile getirdi. Somers ayrıca SAP HANA’nın şirkete önemli bir hız kazandırdığını, böylece müşterilerine daha net ve daha seri analizler sunabildiklerini belirtti. SAP Startup Focus programı, dünyanın farklı ülkelerinde düzenlenen ve programa kabul edilmiş genç şirketlere ücretsiz katılım imkanı sunan SAP Startup Forum etkinlikleriyle yaygınlaştırılıyor. Yalnızca Ağustos ayında dört farklı ülkede bu etkinlikleri %35’i Kuzey Amerika’da, %41’i Avrupa’da, %20’si Asya’da ve %4’ü Afrika’da yer alıyor. 6 Farklı iş modelleri kullanılabiliyor: B2B, B2E ve B2C. 7 22 farklı sektörden ve 9 farklı iş alanından uygulama senaryoları bulunuyor. 8 Çok sayıda M2M senaryo da yer alıyor. 9 Senaryoların yaklaşık %60’ı SAP’nin geleneksel uzmanlık alanlarının dışındaki alanlardan geliyor. organize eden SAP’nin belirlediği adresler Çin, ABD, Avustralya ve Hindistan olarak sıralanıyor. SAP HANA Startup etkinliğinin Türkiye'ye özel ayağının da 2013 yılı içinde yapılması planlanıyor. Ayrıntılı bilgi için: Cenk Sezgin, İnovasyon Yöneticisi [email protected] Örnek Startup Focus programı 1. Gün • SAP HANA’yı hiçbir ek maliyet olmadan kendi işine uyarlayıp geliştiren “genç” şirketlerin başarı öyküleri • Kurumsal müşterilerden ve sektör uzmanlarından oluşan SAP ekosisteminin uygulanabilir ticari fırsatlarla ilgili deneyimleri • Sizin öyküleriniz: Şirketinizi risk sermayesi şirketlerine, sektör uzmanlarına, basına ve SAP yöneticilerine tanıtın • SAP Ventures ve SAP HANA Gerçek Zamanlı Fonu hakkında bilgi edinin • Uzmanlar, risk sermayesi şirketleri, basın, akademisyenler ve diğer genç şirketlerle tanışın 2. Gün • Genç firmanızın SAP HANA yöneticileri ve geliştiricileri için teknik eğitim • Temel SAP HANA teknolojileri • Uygulamalı çalışmalar 19 TREND.................................................................................................................................................................................................. SAP HANA ACADEMY VE OPENSAP İLE HANA DÜNYASININ DERİNLİKLERİNE DALIN SAP, bellek içi platformu SAP HANA’nın kullanımını yaygınlaştırmak, daha da önemlisi SAP HANA uzmanlarının yetişmesini sağlamak üzere çeşitli eğitim hizmetlerine imza atıyor. Bunlardan biri olan SAP HANA Academy, internet üzerinden videolar ve dokümanlar aracılığıyla SAP HANA eğitimi veriyor. Tam bir sanal üniversite olan openSAP ise SAP’nin en deneyimli çalışanlarının verdiği dersler, ödevler ve sınavlarla, HANA geliştiricilerindeki iş gücü açığını kapatmak açısından büyük önem taşıyor. Öğrenmenin sonu yok. Özellikle de yenilikler söz konusu olduğunda. SAP, bellek içi platformu SAP HANA’yı piyasaya sunduktan sonra, bu yeni ve geniş kapsamlı platformun işleyişi konusunda eğitim vermek üzere SAP HANA Academy’yi kurdu. “İnternet üzerinden SAP HANA eğitimi” olarak tanımlayabileceğimiz SAP HANA Academy, zengin içeriği ve video kayıtlarıyla SAP iş ortaklarına hizmet veriyor. www.saphana.com adresinden ulaşılabilen bu içeriklerde, HANA kullanımını ve başarılı örnek uygulamaları içeren 300’ün üzerinde video bulunuyor. How To, Analytics, Startups ve Solutions başlıkları altında toplanan bu eğitim içerikleri, HANA hakkında hiç bilgi sahibi olmayanlardan pek çok proje Neden openSAP? • Performans odaklı bir ortamda, aynı konumdaki öğrencilerle etkileşim imkanı • Eğitim malzemelerine İnternet üzerinden, her an ve yer yerde erişim • Etkili ve verimli interaktif araçlarla öğrenim • Uzmanlara danışarak karmaşık sorunları çözme olanağı • Sınavla performansın değerlendirilebilmesi • Eğitim sonunda verilen başarı belgesi • Kişisel hedeflere erişimde uzman yardımı • Bireysel başarıların meslektaşlarla paylaşımı • Kariyer geliştirme fırsatı • Uzmanlarla ve diğer katılımcılarla bir ağ oluşturma imkanı 20 geliştirmiş deneyimli isimlere kadar her seviyede kullanıcıya hitap ediyor. 50’nin üzerinde video SAP HANA’nın kullanıldığı projeleri içerirken, geliştirme yapanlara yönelik 15 workshop videosuna da siteden erişilebiliyor. Diğer videolar ise uygulama kütüphaneleri, entegrasyon yöntemleri gibi başlıklarla sunuluyor. Sitedeki içerikler elbette bu eğitimlerle sınırlı değil. SAP HANA SPS 6 (Support Package Stack) hakkındaki yenilikler, Sybase Replication Server eğitimleri, kurulum ve yönetim ipuçlarına dair detaylı ve çok sayıda eğitim dokümanına erişilebiliyor. Ayrıca SAP HANA Studio ve SAP Data Services ile veri kullanımına yönelik uygulamalar, yine SAP HANA Studio ile veri modelleme, SAP HANA ve Crystal Reports birlikteliğinin getirdiği avantajlar SAP HANA Academy dünyasının diğer olanakları arasında bulunuyor. SAP HANA arayüz entegrasyonu servisleri ile SAP HANA ve Business Warehouse kullanımı da zengin SAP dünyasını tanımak isteyenlere yardımcı oluyor. SAP HANA’nın mobil cihazlarda kullanımına yönelik özel bir başlık da bulunan programda, ilgili Android uygulamalarının nasıl geliştirilebileceği, HTML 5 kullanımı gibi alt başlıklar yer alıyor. Bu eğitim araçlarından faydalanan kullanıcılar, training.sap.com adresinden eğitim ve sertifikasyon programlarına dahil olarak sertifikasyon sürecine katılabiliyor. Yeniden üniversiteli olmak... SAP HANA Academy bir eğitim portali. Ama SAP bu eğitimleri bir adım ileriye taşıyarak, büyük ihtiyaç duyulan SAP HANA geliştiricileri yetiştirmek üzere sanal bir üniversite de kurdu. HANA’ya odaklanan openSAP’de SAP HANA Üzerinde Yazılım Geliştirme, Mobil Çözümler Geliştirmeye Giriş, Bellek İçi Veri Yönetimi gibi dersler, SAP’nin alanında en deneyimli uzmanları tarafından veriliyor. Sadece derslerden ibaret olmayan bu sistemde ödevler, projeler, final sınavları da yer alıyor. Eğitim, ortalama 5-7 hafta sürüyor. openSAP’nin kapıları, kendi alanlarında BT bilgilerini geliştirmek isteyen profesyonellere, en yeni BT gelişmelerini öğrenmek isteyenlere, BT ile ilgilenen üniversite öğrencilerine açık. SAP çalışanlarının da katılabildiği bu eğitimlere özellikle SAP dışından da çok talep var. Bu zamana kadar eğitim alanların %84’ü SAP dışından katılan kişiler oldu. Pek çok farklı kesimden ilgi gören openSAP’ye açıldığı gün 40 bin başvuruda bulunuldu. Eğitim sonrasında 11 bin kişi final sınavlarında başarılı olarak süreci tamamladı. openSAP derslerinin tümü online gerçekleştiriliyor. Dolayısıyla internet bağlantısı olan herhangi bir cihazla, derslere her an, her yerden erişilebiliyor. Her hafta ödev verilen sistemde, ödevler uzmanlar tarafından notlandırılıyor. İngilizce yürütülen derslerin dışında, katılımcılar yine aynı platform üzerindeki forumlarda çeşitli konuları tartışma imkanı buluyor. Ayrıntılı bilgi için: Cenk Sezgin, İnovasyon Yöneticisi [email protected] SAP HANA’nın Performansı HP Çözümleriyle Daha da Artıyor 20 yılı aşkın bir süredir SAP ile birlikte çalışmalar gerçekleştiren HP, bu köklü işbirliğinin en yeni ve güçlü örneğini SAP HANA platformuna yönelik çözümleriyle gösteriyor. Duyurulduğu ilk günden bu yana tüm dünyada sektörlerinin önde gelen firmaları tarafından daha yüksek performans ve hız avantajı için tercih edilen SAP HANA platformunun yetenekleri, HP’nin HANA için özel olarak geliştirdiği çözümlerle artıyor. Sektörün en rekabetçi uygulamalarının hayat bulmasını sağlayan bu etki, kurumların optimum faydayı elde etmesinin yolunu da açıyor. HP Mükemmeliyet Merkezi’nden Yaratıcı SAP HANA Çözümleri Kurumların, bellek-içi veri işleme çözümlerine geçiş sürecini hızlandırmak için çalışan HP Mükemmeliyet Merkezi (CoE), kurumların gerçek zamanlı veri işleme teknolojisinden yararlanarak performanslarını artırmalarını ve risklerini azaltmalarını sağlıyor. SAP HANA ve SAP Business Suite için çözümler sunan bu merkez, bellek-içi veri işleme teknolojilerinden optimum faydanın elde edilmesinin yolunu açıyor. HP Mükemmeliyet Merkezi’nin sunduklarıyla; • HP mühendislik laboratuvarları, HP Labs işbirliğiyle bellek-içi veri işleme için optimize edilen yeni mimari ve platformlar geliştiriyor. • HP Kurumsal Hizmetler Bölümü, SAP HANA teknolojisinden yararlanarak iş süreçlerinde performansı artırıyor ve uygulama dönüşümünü başlatıyor. • HP sunucu, depolama, ağ çözümleri ve altyapı yönetimi portföyünü kullanan mühendisler, SAP HANA ve SAP Business Suite konfigürasyonlarını denetleyerek optimize ediyor. • Kurulu olan, barındırılan ya da HP Bütünleşik Bulut üzerinden sağlanan uygulama test ve geliştirme çözümleri, uygulamaların kullanıma girme sürecini hızlandırarak hizmet kalitesini yükseltiyor. HP, Project Kraken ile Geleceği Şekillendiriyor HP Mükemmeliyet Merkezi’nin tecrübesi, geleceği şekillendirecek yetenekte özel bir ürün ortaya çıkmasını sağladı: Project Kraken. SAP HANA üzerindeki SAP ERP ve SAP CRM uygulamaları için optimize edilen 8 terabayt kapasiteli bu tek imaj geliştirme platfomu, gelecekte talep görecek yüksek kapasiteli bellek sistemlerinin öncüsü olarak hizmet veriyor. SAP HANA’ya Geçiş İçin Doğru Adres SAP 2012 EMEA Innovator ve Impact Partner for SAP HANA ödülleriyle, SAP çözümleri ve HANA üzerindeki başarısını kanıtlayan HP, EML Benchmark testlerinden başarıyla geçerek performansını kanıtlamış tek çözüm olma ünvanını da taşıyor. Dünya genelinde sayısız büyük HANA projesinde imzası bulunan HP’nin bu başarısında, Türkiye’deki çalışmalarının da önemli bir katkısı bulunuyor. Yalnızca 2013 yılında Türkiye’nin finans, medya, enerji ve sigorta sektörlerindeki önemli isimlerinde SAP HANA projesi gerçekleştiren HP, referans proje sayısını ve çeşitliliğini her geçen gün artırıyor. HP, sürdürdüğü 20 yıllık iş ortaklığının yanı sıra, SAP’nin öncü altyapı sağlayıcısı olarak müşterilerinin SAP ile ilgili tüm ihtiyaçlarını en verimli biçimde karşılıyor. HANA teknolojisinin ilk adımlarından itibaren uygulamayla ilgili çalışmalar gerçekleştiren HP; SAP HANA çözümünü destekleyen altyapının oluşturulması için de SAP ile birlikte çalıştı. Bugün HP’nin SAP ile birlikte HP platformlarında binlerce ortak kurulumu ve 25 binin üzerinde ortak müşterisi bulunuyor. SAP’nin en büyük 10 global müşterisi arasında yer alan HP, müşterilerine dünya çapında 50’den fazla ülkede 1,7 milyonun üzerindeki SAP kullanıcısını destekleyen binlerce güvenilir HP uzmanının sahip olduğu deneyimi bir avantaj olarak sunuyor. SAP çözümleri için gerçekten güvenilir bir danışman ve uzman bir uygulayıcıya ihtiyaç duyan kurumların öncelikli tercihi HP oluyor. Bağlanın! hp.com/go/getconnected Paylaşın Tüm hakları saklıdır © 2012 Hewlett-Packard Development Company, L.P. Burada yer alan bilgiler, önceden haber verilmeksizin değiştirilebilir. HP ürün ve hizmetleri ile ilişkili garantiler, söz konusu ürün ve hizmetlere ait açık garanti beyannamelerinde belirtilir. Bu belgede yer alan hiçbir bilgi, ek garanti olarak değerlendirilemez. HP, bu belgede yere alan teknik veya editöryal hata veya eksikliklerden dolayı sorumlu tutulamaz. Bu bir ilandır. SAP HANA implementasyonunda HP uzmanlığı farkı RÖPORTAJ IC HOLDİNG SAP PROJESİ IC Holding Bilişim Teknolojileri Direktörü, M. Erdin Kurbanoğlu ile başarı öyküsüne konu olan SAP Projesi hakkında konuştuk. FF irmanız irmanız veve faaliyetlerinizle faaliyetlerinizle ilgili ilgili bilgi bilgi verebilir verebilir misiniz? misiniz? IC IC İbrahim İbrahim Çeçen Çeçen Yatırım Yatırım Holding Holding A.Ş. A.Ş. veve grup grup şirketlerinin şirketlerinin temeli temeli 1969 1969 yılında yılında atılmıştır. atılmıştır. Grubumuz Grubumuz inşaat, inşaat, enerji, enerji, turizm, turizm, sanayi, sanayi, altyapı, altyapı, hava hava veve deniz deniz limanı limanı işletmeciliği işletmeciliği sektörlerinde sektörlerinde faaliyetlerini faaliyetlerini sürdürmektedir. sürdürmektedir. planlamaları planlamaları veve kontrolleri kontrolleri daha daha sağlıklı sağlıklı yapılabilecek. yapılabilecek. İnsan İnsan kaynakları kaynakları süreçlerimizi süreçlerimizi grup grup içinde içinde standart standart hale hale getirdik. getirdik. BuBu sayede sayede personel personel ileile ilgili ilgili iş analizleri iş analizleri yapılacak, yapılacak, mevcut mevcut iş yükü iş yükü saptanmak saptanmak suretiyle suretiyle çalışanlar çalışanlar arasında arasında işlerin işlerin daha daha dengeli dengeli dağılımı dağılımı sağlanacak, sağlanacak, ayrıca ayrıca iş dağılımı iş dağılımı optimize optimize edilebilecek. edilebilecek. Gerçek Gerçek zamanlı zamanlı bilgiye bilgiye hızlı hızlı şekilde şekilde ulaşarak ulaşarak yönetsel yönetsel seviyede seviyede seriseri kararlar kararlar alabilme alabilme becerilerimizi becerilerimizi ilerlettik. ilerlettik. Verimlilik Verimlilik artışı artışı sağlanacak, sağlanacak, ürün ürün veve hizmetlerin hizmetlerin doğru doğru biçimde biçimde talep talep edilen edilen zamanda zamanda veve kalitede kalitede üretilmesi üretilmesi müşteri müşteri memnuniyetine memnuniyetine katkı katkı sağlayacak. sağlayacak. Türkiye Türkiye dışında dışında iseise başta başta Rusya, Rusya, Orta Orta Doğu, Doğu, Orta Orta Asya Asya veve Avrupa Avrupa gibi gibi çeşitli çeşitli bölgelerde, bölgelerde, özellikle özellikle nitelikli nitelikli müteahhitlik müteahhitlik hizmetleri hizmetleri veve orta orta ölçekli ölçekli sanayi sanayi grubu grubu faaliyetleri faaliyetleri olmak olmak üzere üzere birçok birçok proje proje gerçekleştirmektedir. gerçekleştirmektedir. IC IC Holding Holding sürekli sürekli büyüyen büyüyen veve gelişen gelişen kurumsal kurumsal birbir yapı yapı üzerinde üzerinde veve uluslararası uluslararası iş iş ortaklıkları ortaklıkları sayesinde sayesinde dünyaca dünyaca tanınan tanınan birbir marka marka haline haline gelmiştir. gelmiştir. Başarı Başarı öyküsüne öyküsüne konu konu olan olan SAP SAP projenizi projenizi kısaca kısaca tanımlar tanımlar mısınız? mısınız? SAP SAP iş çözümlerinin, iş çözümlerinin, faaliyet faaliyet gösterdiğiniz gösterdiğiniz sektördeki sektördeki özel özel ihtiyaçlardan ihtiyaçlardan hangilerini hangilerini karşıladığını karşıladığını düşünüyorsunuz düşünüyorsunuz ? ? Projemiz Projemiz IC IC Holding Holding veve grup grup şirketlerinde şirketlerinde temel temel olarak olarak mali mali işler işler veve insan insan kaynakları kaynakları süreçlerini süreçlerini kapsamaktadır. kapsamaktadır. BuBu çerçevede çerçevede IC IC Holding, Holding, IC IC İçtaş İçtaş İnşaat, İnşaat, Bomonti Bomonti Turizm, Turizm, Treysan, Treysan, IC IC İçtaş İçtaş Enerji, Enerji, IC Vakfı IC Vakfı veve Çeşme Çeşme Marina’da Marina’da finansal finansal konsolidasyon konsolidasyon sağlanmış, sağlanmış, insan insan kaynakları kaynakları süreçlerimiz süreçlerimiz grup grup içinde içinde standart standart hale hale getirilmiştir. getirilmiştir. Prefabrik Prefabrik sektöründe sektöründe faaliyet faaliyet gösteren gösteren Treysan’da Treysan’da ek ek olarak olarak üretim, üretim, satış satış dağıtım, dağıtım, satın satın alma, alma, depo, depo, veve tasarım tasarım süreçleri süreçleri dede SAP’ye SAP’ye taşınmıştır. taşınmıştır. SAP SAP ileile doğru doğru veve hızlı hızlı bilgi bilgi akışı, akışı, kişilerarası kişilerarası veve bölümler bölümler arası arası iletişim iletişim veve bilgiye bilgiye ulaşma ulaşma konularında konularında verimlilik verimlilik artışı artışı sağlanmış, sağlanmış, böylelikle böylelikle zaman zaman veve iş gücü iş gücü kaybının kaybının önüne önüne geçilmiştir. geçilmiştir. BuBu projeye projeye neden neden ihtiyaç ihtiyaç duydunuz? duydunuz? Projeyle Projeyle ilgili ilgili hedeflerinizi hedeflerinizi paylaşabilir paylaşabilir misiniz? misiniz? Sahip Sahip olduğumuz olduğumuz kaynakları kaynakları daha daha doğru doğru kullanabilmek, kullanabilmek, iş süreçlerini iş süreçlerini hızlandırmak hızlandırmak veve böylece böylece verimliliği verimliliği arttırmak arttırmak amacıyla amacıyla ERP ERP uygulamalarına uygulamalarına başladık. başladık. Grup Grup şirketleri şirketleri veve iştirakler iştirakler arasında arasında finansal finansal konsolidasyon konsolidasyon sağlamayı sağlamayı amaçladık. amaçladık. Raporlama Raporlama yeteneklerimizi yeteneklerimizi arttırarak arttırarak uluslararası uluslararası standartları standartları yakalamak yakalamak istedik. istedik. Proje Proje kurumunuza kurumunuza nene gibi gibi faydalar faydalar sağladı/ sağladı/ sağlayacak? sağlayacak? (Verimlilik, (Verimlilik, Hız, Hız, Raporlama, Raporlama, Rekabet Rekabet avantajı avantajı vb.) vb.) Sizce Sizce enen öne öne çıkan çıkan faydalar faydalar neydi? neydi? Şirketlerimiz Şirketlerimiz veve iştiraklerimizde iştiraklerimizde kurumsal kurumsal veve ortak ortak birbir sisteme sisteme sahip sahip olduk. olduk. Finansal Finansal konsolidasyon konsolidasyon veve raporlama raporlama yeteneklerimizi yeteneklerimizi geliştirdik. geliştirdik. SAP SAP sayesinde sayesinde bundan bundan böyle böyle finansal finansal yönetim, yönetim, kârlılık kârlılık veve karar karar destek destek amaçlı amaçlı maliyet maliyet analizleri analizleri ileile mal mal veve hizmet hizmet üretim üretim SAP SAP projesini projesini hangi hangi SAP SAP çözüm çözüm ortağıyla, ortağıyla, nasıl nasıl gerçekleştirdiniz? gerçekleştirdiniz? Projeye Projeye SAP SAP çözüm çözüm ortağının ortağının katkılarından katkılarından bahsedebilir bahsedebilir misiniz? misiniz? SAP SAP projemizi projemizi Çözümevi Çözümevi ileile gerçekleştirdik. gerçekleştirdik. Çözüm Çözüm ortağımız, ortağımız, insan insan kaynakları kaynakları dada dâhil dâhil olmak olmak üzere üzere tüm tüm süreçlerimizde süreçlerimizde proje proje ekibinin ekibinin beklentilerini beklentilerini doğru doğru algılayıp, algılayıp, enen doğru doğru veve hızlı hızlı şeklide şeklide gerçekleştirmek gerçekleştirmek içiniçin çözümler çözümler önerdiler önerdiler veve sistemi sistemi beklentileri beklentileri karşılayacak karşılayacak şekilde şekilde geliştirdiler. geliştirdiler. SAHİP SAHİPOLDUĞUMUZ OLDUĞUMUZ KAYNAKLARI KAYNAKLARI DAHA DAHADOĞRU DOĞRU KULLANABİLMEK, KULLANABİLMEK, İŞİŞSÜREÇLERİNİ SÜREÇLERİNİ HIZLANDIRMAK HIZLANDIRMAKVEVE BÖYLECE BÖYLECEVERİMLİLİĞİ VERİMLİLİĞİ ARTTIRMAK ARTTIRMAKAMACIYLA AMACIYLA ERP ERPUYGULAMALARINA UYGULAMALARINA BAŞLADIK. BAŞLADIK.GRUP GRUP ŞİRKETLERİ ŞİRKETLERİVEVE İŞTİRAKLER İŞTİRAKLER ARASINDA ARASINDAFİNANSAL FİNANSAL KONSOLİDASYON KONSOLİDASYON SAĞLAMAYI SAĞLAMAYIAMAÇLADIK. AMAÇLADIK. RAPORLAMA RAPORLAMA YETENEKLERİMİZİ YETENEKLERİMİZİ ARTTIRARAK ARTTIRARAK ULUSLARARASI ULUSLARARASI STANDARTLARI STANDARTLARI YAKALAMAK YAKALAMAKİSTEDİK. İSTEDİK. Çözümevi Çözümevi ‘ni‘ni tercih tercih etme etme nedenlerinizi nedenlerinizi aktarır aktarır mısınız? mısınız? Diğer Diğer firmalara firmalara dada tavsiye tavsiye eder eder misiniz misiniz ? ? Çözümevi, Çözümevi, Türkiye’nin Türkiye’nin enen önde önde gelen gelen SAP SAP çözüm çözüm ortaklarından ortaklarından birisidir. birisidir. İnşaat İnşaat sektöründeki sektöründeki uzmanlığı uzmanlığı veve tecrübesinin tecrübesinin yanında yanında diğer diğer sektörlerde sektörlerde dede SAP SAP çözümlerini çözümlerini enen doğru doğru veve hızlı hızlı şekilde şekilde sunmaları sunmaları tercihimizi tercihimizi Çözümevi Çözümevi yönünde yönünde yapmamızda yapmamızda etkili etkili oldu. oldu. İlerleyen İlerleyen dönemlerde dönemlerde nene türtür uygulamalar/ uygulamalar/ yenilikler yenilikler düşünüyorsunuz? düşünüyorsunuz? Kısa Kısa vadede vadede SAP’nin SAP’nin iş zekâsı iş zekâsı çözümü çözümü olan olan SAP SAP BusinessObjects BusinessObjects BI ve BI ve BPC BPC ürünlerini ürünlerini devreye devreye almayı almayı planlıyoruz. planlıyoruz. SAP SAP kullanmadığımız kullanmadığımız şirketlerimizde şirketlerimizde dede birer birer birer birer proje proje üretmeye üretmeye devam devam ediyoruz. ediyoruz. Orta Orta vadede vadede mobil mobil çözümleri çözümleri dede yaygınlaştırmayı yaygınlaştırmayı hedefliyoruz. hedefliyoruz. Benzer Benzer çözümler çözümler kullanmak kullanmak isteyen isteyen firmalara firmalara nene gibi gibi tavsiyeleriniz tavsiyeleriniz olur? olur? SAP SAP projeleri projeleri gerçekten gerçekten çokçok emek emek harcanması harcanması gerektiren gerektiren projelerdir. projelerdir. BuBu nedenle nedenle firmaların firmaların öncelikle öncelikle süreçleri süreçleri iyi iyi bilen bilen personel personel ileile proje proje ekipleri ekipleri kurmalarını kurmalarını tavsiye tavsiye ediyoruz. ediyoruz. Ayrıca Ayrıca bubu ekiplere ekiplere SAP SAP ileile süreçlerde süreçlerde iyileştirme iyileştirme yapılacağı yapılacağı veve SAP’nin SAP’nin yönetime yönetime raporlarının raporlarının doğru doğru veve zamanında zamanında hazırlanması hazırlanması içiniçin kullanılacağı kullanılacağı bilincinin bilincinin dede benimsetilmesi benimsetilmesi şarttır. şarttır. Eklemek Eklemek istedikleriniz... istedikleriniz... IC IC Holding Holding SAP SAP Proje Proje ekibi ekibi veve Çözümevi Çözümevi Proje Proje ekibine ekibine azimli, azimli, istekli istekli veve olumlu olumlu katkılarından katkılarından dolayı dolayı teşekkür teşekkür ederiz. ederiz. ““daha dahaiyisi, iyisi,daha dahailerisi ilerisiiçin” için” HalkHalk Sok.Sok. Golden Golden Plaza Plaza 8 Blok 8 Blok Kat:7 Kat:7 Kozyatağı Kozyatağı / İstanbul / İstanbul +90+90 216216 467467 14 58 14 58 [email protected] [email protected] TREND................................................................................................................................................................................................... Türkİye’de İnovasyon merkezİ kuran İlk global yazılım şİrketİ SAP oldu Türkiye’de iş dünyasının gelişimine sağladığı katkıyla Türk şirketlerininin rekabetçi yapısına ve büyümesine destek veren SAP, şimdi de dünyadaki ikinci inovasyon merkezini Türkiye’de açıyor. İstanbul Teknopark’ta hayata geçecek olan SAP Innovation Center Türkiye, 20 milyon euro yatırım değeri ve sayısı 300’ü bulan çalışanıyla Türkiye’nin en önemli Ar-Ge merkezlerinden biri olacak. İstanbul’un doğusuna doğru ilerlerken Türk iş dünyasının kalbinde yer alan pek çok tesis ve organize sanayi bölgesi selamlar yoldan geçenleri. Gişelerden Gebze Dilovası mevkiine kadar neredeyse kesintisiz devam eden bu bölge sektörel çeşitliliği, yükseköğrenim kurumları ve zengin bilgi birikimiyle göz dolduruyor. Şimdi, bu önemli bölgede yeni bir konuk daha yerini almaya hazırlanıyor: Tamamlandığında Türkiye’nin en önemli Ar-Ge yatırımlarından biri unvanını taşıyacak olan Teknopark İstanbul. Toplamda 2,5 milyon metrekare alana kurulan Teknopark İstanbul, yalnızca Türkiye’nin değil, dünyanın önde gelen şirketlerine de ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. SAP, 2013 sonunda faaliyetin başlayacağı Teknopark İstanbul’a yatırım yapan ilk global yazılım firması olarak katılımını şimdiden duyurdu. Dünya 24 genelinde SAP'nin ikinci inovasyon merkezi olarak çalışmalarını sürdürecek olan SAP Innovation Center Türkiye’nin öncelikli hedefleri arasında, SAP’nin farklı sektörlerde bulunan müşterilerine inovasyon desteği sağlamak bulunuyor. Yalnızca Türkiye’deki değil, bölge ülkelerindeki SAP müşterilerine yönelik çalışmalar da gerçekleştirecek olan merkezin odağında kamu, tüketici ürünleri, perakende ve imalat sektörleri bulunuyor. SAP Kıdemli Başkan Yardımcısı ve SAP Innovation Center Türkiye Genel Müdürü Cafer Tosun, İstanbul’un kıtaları ve kültürleri birbiriyle birleştiren bir megakent olduğunun altını çizerken, 40 üniversitenin bulunduğu şehrin çok sayıda genç yeteneği barındırdığına dikkat çekiyor. “Ülkemizin en iyi ve en zeki insanlarıyla Türkiye’nin ekonomik büyümesini sürdürmek üzere çalışmalarımıza başlamayı ve bölgedeki beceri geliştirme faaliyetlerini artırmayı heyecanla bekliyoruz,” diyen Cafer Tosun, SAP Innovation Center Türkiye’nin, Almanya’daki Hasso Plattner Enstitüsü ile birlikte geliştirilen “design thinking” (tasarım odaklı düşünce) yaklaşımını uygulayacağını belirtiyor. Tosun, 300 çalışanı bünyesinde barındırması planlanan SAP Innovation Center Türkiye’nin, genel olarak SAP ürün portföyüne katkıda bulunan projelere inovasyon desteği sağlayacağını açıklıyor. SAP, dinamik bir toplumsal yapısı bulunan Türkiye’de yükseköğrenim kurumları ile güçlü bir işbirliğine sahip. Halen, SAP University Alliance Programı'na kayıtlı 13 Türk üniversitesinde lisans ve lisansüstü eğitim alan öğrenciler SAP kurumsal yazılım müfredatını kullanıyor. SAP’nin yakın zamanda İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi ile başlattığı SAP Corporate Master ............................................................................................................................................................................................................................... programı ise öğrencilerin MBA derecelerini tamamlarken aynı zamanda danışmanlık yapmalarına da olanak tanıyor. 20 milyon euro yatırım 23 Temmuz 2013 tarihinde, aralarında Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Tayfun Acarer’in de bulunduğu kamu ve özel sektörün üst düzey yöneticilerinin katılımıyla duyurulan SAP Innovation Center Türkiye, yaklaşık 20 milyon euro değerinde bir yatırımla sektörün en büyük bilim ve teknoloji merkezlerinden biri olacak. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın da dile getirdiği üzere kara, hava, demir ve deniz yolu ile hızlı ve kolay ulaşım olanağı sunulan Teknopark İstanbul, yolcu sayısı ile her geçen dönem yeni rekorlara imza atan Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı’nın hemen yanında bulunuyor. Konumuyla kritik bir avantaja sahip olan Teknopark İstanbul, SAP yerel müşterilerinin, ortaklarının ve start-up’ların ortak inovasyon projelerini yürütmeleri için ideal bir ortam ve konum sunuyor. “Gittiğimiz her yerde inovasyona ve gelişime önderlik ediyoruz” 300 SAP Innovation Center Türkiye’de 2015 için hedeflenen çalışan sayısı 20 milyon euro Planlanan yatırım miktarı 160 SAP Türkiye’nin güncel çalışan sayısı 10 milyar dolar 10 yıl içinde Teknopark İstanbul’dan elde edilmesi beklenen kazanç Sayılarla SAP Innovation Center Türkiye ve Teknopark İstanbul 2,5 milyon m2 Teknopark İstanbul’un toplam alanı 18 Teknopark İstanbul’da yer alacak üniversite sayısı SAP Türkiye Genel Müdürü Zeynep Keskin, basın toplantısındaki açılış konuşmasında SAP Türkiye olarak 1000’in üzerinde müşteriye hizmet verdiklerini belirtirken, yeni merkez ile SAP ekosisteminin güçlü yapısının daha fazla katma değer üreteceğini vurguladı. Toplantıya katılarak SAP’nin Türkiye’deki yatırımlarının önemine dikkat çeken SAP AG Yönetim Kurulu Üyesi Vishal Sikka ise şu değerlendirmeleri yaptı: “SAP, dünyanın en dinamik kentlerinde ve gittiği her yerde inovasyon ve gelişmeye önderlik etme kararlılığıyla ilerleyen bir kuruluş. Bugün burada, dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden birine yatırım yaparak Türk iş dünyasının yerel ve global büyümesini destekleyeceğimize, yerel işgücünün eğitimine ve beceriler geliştirmesine katkıda bulunacağımıza ve dolayısıyla Türk vatandaşlarının yaşamlarında olumlu gelişmeler sağlayacağımıza inanıyoruz.” 25 DOSYA KONUSU: SEKTÖREL BAKIŞ................................................................................................................................................... Zaman, TELEKOMÜNİKASYON İçİn dönüyor... 26 Her yıl, adeta bir öncekinden daha kapsamlı çözümler sunmak durumunda kalan telekomünikasyon sektörü, yalnızca diğer sektörlerin değil, tüm sosyal ve ekonomik etmenlerin baskısı altında bulunuyor. Bu baskının altından kalkmanın yolu ise yenilikçi IT yatırımlarından geçiyor. ............................................................................................................................................................................................................................... telekomünikasyon, tarih boyunca belki de en fazla dönüşüme uğrayan sektör unvanını almayı başardı. Telekomünikasyon sektörünün geçtiği önemli kavşaklardan birini ise okyanus tabanına yerleştirilmiş kablolar oluşturmuştu. İlk örneği 163 yıl önce İngiltere-Amerika arasına yerleştirilen bu kablolar, kullanılan malzemenin deniz tuzuna karşı dayanıklı olmaması nedeniyle bir süre sonra kullanılamaz hale gelmiş, daha sonra teknoloji, insanlığı fiberoptik kabloyla tanıştırmıştı. Yaşanan dönüşümlerin son 100-150 yıla sıkışmış olmasındaki başlıca faktör ise kuşkusuz teknolojinin gelişimi. Önce kullanılan malzemeler, ardından IT teknolojilerinin geliştirilip yaygınlaştırılması, telekomünikasyon sektörünü yalnızca iletişim kurmayı sağlamanın ötesinde, milyonlarca aboneye hizmet veren ve farklı iletişim alternatiflerini bir arada sunabilen bir yapıya kavuşturdu. Artık ister lokal hizmet verenler, isterse global büyük oyuncular olsun, herkes bir adım daha ileriye nasıl koşarak ilerlerim çabasında. Bilgi teknolojileri sistemleri, bu noktada sektör firmalarına yeni kanallar ve hizmet paketleri kurma olanağı tanıyarak yoğun rekabette avantaj elde etmelerini sağlıyor. Rekabet denizinde yüzlerce firma kulaç atıyor Telekomünikasyon sektörünün milyonlarca kişiye hitap etmesi, rekabetin en yoğun olduğu alanlardan biri olmasına da neden oluyor. BTK’nın 2013 yılı ilk 3 ayı kapsayan raporuna göre, 15 Mayıs 2013 tarihi itibarıyla elektronik haberleşme sektöründe faaliyet gösteren işletmeci sayısı 444. Dumanla haberleşme, ıslık çalma, duvar resimleri... Telekomünikasyon sektörünün başlangıcı nedir diye sorsak, binlerce yıllık geçmişe sahip bu yöntemleri bir başlangıç olarak kabul etmek mümkün. Modern dünyada telekomünikasyon sektörünün, iki noktanın haberleşmesini sağlamasının üzerinden ise çok uzun zaman geçti. Telefon, telgraf, teleks, faks, internet, yakınsama dönemi derken Dünyadaki duruma baktığımızda karşımıza çıkan rakamlar, telekomünikasyon sektörünün büyüklüğünü net bir şekilde ortaya koyuyor. Uluslararası Telekomünikasyon Birliği’nin (ITU) 2013 verilerine göre yalnızca cep telefonu abone sayısı 6,8 milyar. 2005 yılında 2 milyar civarında abone olduğu düşünüldüğünde gelinen nokta ve büyüme hızı gerçekten etkileyici. Diğer taraftan, yine ITU verilerine göre 2013 itibarıyla internet kullanıcılarının sayısı ise 2,7 milyara ulaşmış durumda. Bu da toplam dünya nüfusu içinde yüzde 39’luk bir dilime işaret ediyor. Gerek Türkiye’deki gerekse dünyadaki değerler telekomünikasyon sektörünün gelecekte de hayatımızın başrollerinden birini alacağını göstermekte. Bununla birlikte, sektörün sürekli değişen yapısı yeni hizmet kanallarının devreye alınmasını da beraberinde getiriyor. Örneğin, son yıllarda daha sık gündeme gelen IPTV kullanımı yeni bir dönüşümü tanımlamakta. Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği TELKODER’in araştırmalarına göre IPTV daha şimdiden dünyada yüzde 15’lik yaygınlığa ulaşmış durumda. Akıllı TV olarak tanımlanan internet bağlantılı televizyonların yalnızca ABD’de 2016 yılında yüzde 43’e yükseleceği öngörülüyor. Telekomünikasyon sektörü temsilcileri, IPTV gibi yeni nesil hizmetlerin tüketicilere ulaşması için başta fiberoptik yatırımları olmak üzere kapsamlı yatırımlara imza atıyor. Bununla birlikte, sundukları hizmet çeşitliliğini internet, IPTV, telefon hizmetlerini bir arada sundukları hizmet paketleriyle artırıyor. Yine TELKODER’in Temmuz 2013 tarihli açıklamasına göre, dernek üyesi alternatif telekomünikasyon işletmecilerinin 2010-2012 arasında gerçekleştirdiği altyapı yatırımlarının miktarı 5 milyar 833 milyon TL ile rekor kırmış durumda. Tüm bu sayı ve artış oranlarına baktığımızda telekomünikasyon sektörü firmalarının içinde bulunduğu ortam ve gösterdikleri yatırım iştahının nedenleri daha net ortaya çıkabiliyor. Sektör firmaları, bu kapsamda birbiri ardına yeni girişimlere imza atarken, müşteri memnuniyeti ve hizmet paketi çeşitliliğinde de bir yarış içinde bulunuyor. Bu yarışta avantaj sağlayanlar ise bilgi teknolojilerinden üst seviyede faydalanan, abonelerinin tercihlerine uyumlu seçenekler sunabilenler oluyor. SAP bu noktada, başta HANA olmak üzere, sahip olduğu teknolojilerle rekabet avantajı sunuyor ve müşterilerinin pek çok “ilk”e imza atmasını sağlıyor. SAP’den telekomünikasyon sektörüne özel çözümler Telekomünikasyon sektörünün farklı ve çok çeşitli yapısı, ona uygun çözümlerin geliştirilmesini gerektiriyor. Bu temelden hareket eden SAP, 27 DOSYA KONUSU: SEKTÖREL BAKIŞ.................................................................................................................................................. sektöre özel geliştirdiği uçtan uca çözümlerle şirketlerin büyümesine katkıda bulunuyor. Tüm iş süreçlerini tutarlı bir platforma entegre eden SAP, mevcut işlemlerin düzenlenmesini sağlarken, müşterilerinin ileriye yönelik hedeflerine uygun, etkili bir elektronik iş altyapısının kurulmasını da sağlıyor. Farklı ölçekteki şirketlere sunulan bu çözümler telekomünikasyon sektörü şirketlerinin pazar paylarını yükseltmelerine ve rekabet avantajı elde etmelerine katkıda bulunuyor. SAP’nin telekomünikasyon sektörüne sunduğu hizmetlerin temelinde dört ana başlık bulunuyor. CRM çözümü, sektör firmalarının pazarlamadan servis hizmetlerine kadar müşterilerle ilgili tüm aktiviteleri yürütmelerine olanak tanırken, Contract Accounting çözümü, sayıları milyonları bulan abonelerin muhasebe işlemlerinin sorunsuzca yerine getirilmesini sağlıyor. Contract Accounting ile birbirini tamamlayan Convergent Invoicing ise mevcut faturalama sistemlerine etki ederek abone sayılarının gelişiminde bu sürece sürdürülebilir bir yapı kazandırıyor. Ayrıca SAP-Ericsson işbirliği sayesinde dünyanın her yerindeki işletmelere bulut tabanlı, M2M çözümleri ve hizmetleri sunuluyor. All-in-One ise iş zekası, tedarik zinciri yönetimi, iş akışı ve insan kaynakları gibi şirketin diğer 28 alanlardaki işleyişlerinin yönetimini sağlıyor. Hizmetlerin merkezinde bulunan ödeme sistemleri, pek çok farklı uygulamayla entegre bir şekilde çalışıyor. Bunlar arasında bulunan mobil uygulamalara entegrasyon, içerik satışları ve bulut servislerinin ödeme sistemleriyle eşgüdümlü hareket etmesi öne çıkıyor. Ayrıca farklı hizmetlerin bir arada sunulmasını sağlayan yakınsama çözümlerinin faydalarına da değinmek gerekiyor. Arka planda işbirliği içinde çalışan sistemler sayesinde, abonenin aldığı hizmet türü ne olursa olsun ödemelerini tek bir fatura üzerinden gerçekleştirebilmesi mümkün olabiliyor. Müşteri profili analizi ise sektör firmalarının üzerine önemle eğildiği bir başka konuyu oluşturuyor. SAP, Customer Analysis and Retention çözümüyle, abonelere dair belirlenen hedeflerin korunmasını sağlarken, müşteri kayıp oranlarını düşürerek abone gelirlerindeki azalmanın önüne geçiyor. Bunu, gelişmiş CRM altyapısını ödeme ve finansal uygulamalarla entegre ederek sağlayan SAP, hızlı geri dönüş alınabilmesinin yolunu açarak avantaj kazandırıyor. Network Çevrim Yönetimi de yine telekomünikasyon sektörü firmaları tarafından sıklıkla tercih edilen bir çözüm olarak yerini alıyor. Sistemin yönetimi anlamında ihtiyaç duyulan ideal tasarımı sunan SAP, varlık yönetiminde optimum faydaya ulaşılmasını sağlıyor. Bayi teşkilatıyla tam entegrasyon ve yüksek müşteri memnuniyeti Telekomünikasyon sektöründe abonelere doğrudan ulaşılan kanallar da büyük öneme sahip. Farklı coğrafi alanlara yayılmış olan bayi ağının ve müşteri ilişkilerinin yönetimini sağlayan CRM başta olmak üzere, mevcut sistemle entegrasyon yine SAP çözümleriyle karşılanıyor. Bayiler ve diğer satış noktaları, gelen taleplerin anında sistemde görülebilmesini mümkün kılarken, abonelerin yeni başvuru, tarife değişikliği ya da diğer şikayet ve taleplerine hızlı geri dönülebilmesi sayesinde yüksek müşteri memnuniyeti sağlanıyor. SAP’nin telekomünikasyon sektörüne sunduğu çözümler yalnızca bunlarla sınırlı kalmıyor. HANA’nın duyurulmasını takiben bu teknolojiye en fazla ilgi gösteren sektörlerden biri olan telekomünikasyon, HANA’nın getirdiği yüksek performans ve hızlı analiz olanaklarıyla abonelere, onlara özel çözümler sunabiliyor ve yepyeni tarifeler hazırlayabiliyor. DOSYA KONUSU: SEKTÖREL BAKIŞ.................................................................................................................................................. Bİr başarı hİkayesİ: Portekİz Telekom Temelleri 1994 yılında atılan Portekiz Telekom, bugün Portekiz dışında Brezilya ve Afrika’nın bazı bölgelerinde de faaliyetini sürdürüyor. Geldiği noktada 100 milyonu aşkın aboneye hizmet veren şirket, telekomünikasyon sektörünün dünyada hızla büyüyen şirketleri arasında yer alıyor. Hisseleri Lizbon Borsası’nın yanı sıra New York Borsası’nda da işlem gören Portekiz Telekom, sektörün global oyuncularından biri. 21. yüzyılın lider telekomünikasyon operatörlerinden biri olma vizyonuyla hareket eden şirket, bu amaçla yaptığı teknolojik yatırımlara güveniyor. Telekomünikasyon hizmetlerinin yanında bulut bilişim tabanlı çözümleri de müşterilerine sunmak için hazırlıklar yapan Portekiz Telekom maliyetlerini düşüren, verimlilik odaklı, ölçeklenebilir çözümleri içeren bir portföyle müşterilerine hizmet vermek istiyordu. Şirketin belirlediği vizyon doğrultusunda önemli adımlardan biri Kasım 2012 tarihinde atıldı. Hızla artan abone sayısının getirdiği talebi karşılamak ve ilerleyen dönemlere kapsamlı bir hazırlık yapmak isteyen Portekiz Telekom, SAP HANA’nın yeteneklerini kendi vizyonuyla birleştirmek için harekete geçti. SAP’nin dünya genelinde telekomünikasyon sektörüne sunduğu deneyimlerle kurulan global işbirliği, Portekiz Telekom’un müşterilerine sunduğu bulut tabanlı SmartCloudPT çözümünün hayata geçmesini sağladı. Bu çözümle, başlangıç yatırımı gerektirmeyen ve “kullandığın kadar öde” tabanlı bulut servisleri sunmaya başlayan Portekiz Telekom, böylece rekabette öne çıkmak için önemli bir adım atmış oldu. 25-28 Mayıs 2013 tarihleri arasında Barselona’nın ev sahipliği yaptığı Mobile World Congress’te duyurulan global işbirliğinin sonuçları hızla görülmeye başladı. SAP HANA’nın Portekiz Telekom’un ihtiyaçlarına uyarlanarak SAP Business One platformuna entegre edilmesiyle gerçekleşen bu hizmetten, dünya genelinde 30 binden fazla kullanıcı faydalanmaya başlamıştı bile. SAP’nin Mart 2013’te Almanya’nın Hannover şehrinde düzenlenen CeBIT 2013 fuarında tanıttığı SAP Business One for SAP HANA çözümünün dünyadaki ilk kullanıcılarından biri olan Portekiz Telekom, HANA’nın sektöre getirilerinin ne kadar kapsamlı olabileceğinin canlı bir kanıtı olmayı da başarıyor. SAP Business One for SAP HANA, özellikle geliştirme aşamasında sunduğu hız avantajıyla, Portekiz Telekom’un yeni servisleri hızlı ve sorunsuz bir şekilde devreye alabilmesini sağladı. Portekiz Telekom’un SmartCloudPT servisini hayata geçirmesinde SAP HANA’nın farklı getirilerinden söz etmek mümkün. Bulut tabanlı bu çözümün hızlı devreye alınmasının yanında, benzer çevre dostu uygulamaların da geliştirilmesi sağlandı. Portekiz Telekom’un yeni donanım yatırımı yapmasına gerek bırakmayan SAP HANA, karmaşık yapıya sahip kritik iş uygulamalarının da kullanıma açılmasını sağladı. HANA’nın, Portekiz Telekom’un yeni vizyonuna uygun bir şekilde büyük veri yönetimini kolaylaştırdığını dile getiren Portekiz Telekom CEO’su Zeinal Bava, HANA’nın yetenekleri sayesinde Portekiz Telekom’un sektörün liderleri arasındaki konumunu güçlendirdiğini vurguluyor. İşbirliğinin en önemli avantajları arasında, SAP HANA üzerinde geliştirme yapmak isteyenlerin SmartCloudPT üzerinden bunu kolaylıkla ve güvenli bir şekilde gerçekleştirebilmeleri bulunuyor. Kullanıcılar, Portekiz Telekom’un SmartCloudPT için hazırladığı özel web sitesi üzerinden (www. smartcloudpt.pt/SAPHANA) SAP HANA Platform Edition versiyonuna kolayca ulaşabiliyor. Basit bir web hosting paketi alırcasına edinilebilen SmartCloudPT üzerindeki SAP HANA One-Dev Edition paketleri uygun maliyetlerle alınabiliyor. 30 31 DOSYA KONUSU: SEKTÖREL BAKIŞ................................................................................................................................................... TİCARETİN ÇEHRESİ DEĞİŞİRKEN... Dijital teknolojiler artık alıcı ve satıcının yüz yüze gelmesine ihtiyaç bırakmadan, sadece web üzerinden alış-satış yapmayı sağlıyor. Tüketici açısından büyük bir kolaylık olan bu sistem, satıcılar için gelişmiş bir bilgi teknolojileri altyapısını gerektiriyor. İlkçağlarda insanlar ihtiyaçlarını karşılamak için kendi kaynaklarını kullanmak zorundaydı. Bulabildikleri kadar et, toplayabildikleri kadar bitki, yapabildikleri kadar kap kacak. Kendi kendilerine yetemedikleri noktada takas yöntemi ortaya çıktı. Kendilerindeki fazla eşyayı ya da gıdayı, ihtiyaç duydukları başka bir eşya ya da gıdayla takas ederek yeni bir sistem kurdular. Elbette bu süreçte başka topluluklarla iletişim ve yerleşik topluma geçiş en büyük devrimi yarattı. Zamanla, devrim niteliğinde bir başka uygulama doğdu: paranın kullanımı. Anadolu’nun Ege kıyılarında yaşamış Lidya uygarlığı, milattan önce 600’lü yıllarda altın ve gümüş karışımından sikkeler üretti ve takas yöntemi, yerini alışverişe bıraktı. O andan itibaren de ticaret kavramı şekillenmeye başladı. Ulaşım araçlarının gelişmesinin yanı sıra daha organize ve merkezi devlet yapılanmaları sonucunda ticaret giderek gelişti. Günümüzde global ticaret ağının uğramadığı toprak parçası neredeyse yok. Üstelik artık bu ağ sadece konteynerler, dev yük gemileri, nakliye uçakları ve kamyonlarından oluşmuyor. İnternet üzerinden yapılan alışverişler, yani e-ticaret de küresel ekonomik düzende çok önemli bir paya sahip. Perakendenin altın çağı Eski dönemlerde üretici ile tüketici arasında doğrudan bir iletişim vardı. Bugün ise çoğu zaman aracı kuruluşların devreye girdiği, toplu satın alımların ve dağıtımların yapıldığı bir zincir söz konusu. Kimi ürünlerde zincirin halkaları neredeyse sayılamayacak çok sayıda, kimilerinde ise 3 ya da 4 aracıyla sınırlı. Nasıl bir sistem uygulanıyor olursa olsun, kilit nokta son kullanıcı. Çünkü parayı ödeyecek olan tüketicilerin tercih 32 ettikleri ürünler ticarette kazancı beraberinde getiriyor. Son kullanıcıya ulaşan sistem ise “perakende” olarak adlandırılıyor. Bir semt pazarında tezgâh açan köylü de perakende satış yapıyor, dünya markalarını çeşitli kanallar üzerinden getirtip satan mağaza sahibi de, internet üzerinden kitaptan kıyafete, sigortadan danışmanlığa pek çok ürün ve hizmet satışı yapan firmalar da... Eskiden sadece yüz yüze satışın yapıldığı perakende sektörü, e-ticaretle birlikte altın çağını yaşıyor. E-ticarette mevcut durum Bankalararası Kart Merkezi’nin (BKM) resmi verilerine göre Temmuz 2012 itibarıyla Türkiye’de e-ticaret sektörünün hacmi 3 milyar 186 milyon TL olarak gerçekleşti. Deloitte’in tahminlerine göre ise 2012 sonunda Türkiye’deki toplam perakende ticaret hacmi 300 milyar dolar civarında. Diğer bir deyişle e-ticaret, giderek yaygınlaşmakla birlikte, toplam perakendenin çok küçük bir kısmına denk geliyor. Öte yandan Türkiye Perakendeciler Federasyonu, 2016 yılında internet üzerinden yapılan perakende ticaretin hacminin 25-30 milyar liranın üzerine çıkacağını öngörüyor. Bu öngörü, e-ticaret sektörü açısından büyük önem taşıyor. Elektronik ortamda bu hedeflere ulaşılmasında bilgi teknolojilerinin rolü tartışılmaz. Küçük ölçekli işletmelerin büyük sistemlere gerek olmadan, mütevazı yatırımlarla e-ticaretten yararlanabileceği düşünülse de sistemin geri planında ödeme ............................................................................................................................................................................................................................... sistemleri, e-fatura işlemleri, gönderim ağları gibi daha kompleks yapılar yer alıyor. Büyük ölçekli işletmelerde ise bunlara stok-depolama, dağıtım gibi unsurlar da ekleniyor. Dolayısıyla firmaların e-ticaret sistemlerinde bilişim çözümleri ve danışmanlığından faydalanmaları kaçınılmaz. SAP CRM ve SAP Hybris sahnede Yazılımlarıyla her sektöre hizmet veren SAP, perakende sektörünün işleyişine de hız, güvenilirlik ve kârlılık kazandırıyor. SAP CRM (Müşteri İlişkileri Yönetimi) çözümü, interneti hem firmalar hem de tüketiciler açısından kârlı bir satış ve etkileşim kanalı haline getiren bir e-ticaret platformu sunuyor. SAP Hybris ise e-ticareti birincil işi olarak gören kuruluşlara yönelik uçtan uca çözümler sunuyor. B2C ve B2B satış ve katalog yönetimi gibi senaryolarda kullanılan SAP Hybris çözümünün içinde çok sayıda fonksiyon bulunuyor. E-satış: SAP bünyesindeki Hybris çözümü, alıcının devrede olduğu bütün noktalardaki karmaşık işlemleri basitleştiriyor, tutarlı bilgi akışı ve müşteri deneyimi sağlıyor. Bu sayede internet üzerinden, kişiselleştirilmiş, interaktif, kullanımı kolay satış ve selfservis hizmetler sunulabiliyor. Hybris, güçlü yapısıyla sadece B2B ticareti değil, doğrudan firma ile tüketici arasındaki B2C ticaret süreçlerini, ürün içerik yönetimi ve sipariş yönetimi uygulamalarını da kolaylaştırıyor. 33 DOSYA KONUSU: SEKTÖREL BAKIŞ.................................................................................................................................................. SAP Hybris'in mimarisi; envanterde, fiyatlandırmada, sipariş durumuna ve kanallar (yani web, mobil, çağrı merkezi ya da perakende satış mağazaları) arasındaki diğer tüm bilgilerde tutarlılık yaratıyor. Ayrıca, süreç yönetimi katmanı da bütün kanallarda aynı sistemin uygulanmasın sağlıyor; böylece internet ortamında görülen fiyatlar ve promosyonlar mağazalarda ya da mobil cihazlarda görülenlerle aynı oluyor. müşterilere ulaştıran, web temelli self-servis uygulamaları sunuyor. Bu sayede tüketiciler sipariş durumu ve izlemesinden sık sorulan sorulara ve çözüm havuzuna kadar birçok bilgiye istedikleri zaman ulaşabiliyorlar. Bu kapsamda SAP Hybris; parça kataloğu, bilgi yönetimi, talep yönetimi, canlı müşteri desteği, hesap self-servisi, kurulu sistem (installed-base) yönetimi, şikayet ve iade yönetimi, faturalama ve ödeme hizmetleri sunuyor. E-hizmet: E-ticarette SAP Hybris’in en önemli özelliği müşteri beklenti ve taleplerine hızlı ve doğru şekilde karşılık verilmesi. Tüketiciler internet üzerinden alışveriş yaparken sipariş takibinden sorun çözümüne kadar pek çok hizmet bekliyor. Bu beklentileri karşılamak üzere konfigüre edilen SAP Hybris şirketin bilgilerini ve hizmet süreçlerini Analiz: SAP Hybris’in sağladığı gelişmiş analiz yeteneği, e-ticaret alanında faaliyet gösteren firmalara online satışları izleme, müşterinin satın alma davranışını kavrama, web sitesi aktivitelerini izleme ve web kataloglarıyla içeriği optimize etme olanağı sunuyor. Diğer bir deyişle firmalar SAP Hybris’in analizleri sayesinde nerede hata yaptıklarını, hangi alanda başarılı olduklarını, müşteriye en etkili ulaşma yollarını, müşterinin satın alım haritasını öğrenebiliyor. Uygulama; müşteri analizi, ürün analizi, pazarlama analizi, satış analizi, hizmet analizi ve web analizini içeriyor. SAP for Retail E-ticaretin gelişmesiyle birlikte müşteri memnuniyetini sağlamak da zorlaştı. Sonuç olarak e-ticaret tüketiciler açısından farklı bir deneyim. Binlerce e-mağaza arasından seçim yapabilecek olan bu müşterilere en iyiyi sunmak, pazarlama taktiklerine ve fiyatlandırmalara olduğu kadar, teknolojik altyapıya da bağlı. Örneğin SAP’nin SAP for Retail portföyü altında yer alan CRM Loyalty uygulamaları ile tüketicilerin e-ticaretten beklentilerini yönetebilmeyi sağlayan araçlar ve süreçlerin yanı sıra bu beklentileri firmalar için kâra dönüştürmenin yollarını da sunuyor. Kısacası şirketinizin tüm kademelerine internetin hızını, verimliliğini ve esnekliğini kazandırıyor. E-ticarette de SAP BusinessObjects SAP’nin portföyündeki en önemli çözümlerden biri de SAP BusinessObjects. Temelde tüm ağlar üzerinde insan, bilgi ve işletme arasında bağ kurmayı sağlayan bir çözüm olarak tanımlayabileceğimiz SAP BusinessObjects firmaların performanslarını optimum düzeye çıkarmalarını kolaylaştırıyor. E-ticaret de bu avantajın elde edilebileceği alanlardan biri. Oyun dünyasında e-ticaret Perakende ve e-ticaret deyince aklımıza öncelikle giyim, elektronik, ev eşyası ve benzeri ürünlerin satışı geliyor. Ama günümüz dünyasında bilgisayar oyunları, özellikle de online oynanan oyunlar da önemli bir ticaret nesnesi konumunda bulunuyor. Akıllı telefonların ve tabletlerin de yaygınlaşmasıyla oyun pazarı yeni bir ivme kazandı. Pek çok oyun geliştirici iPhone, iPad ve android cihazlarda kullanılabilecek oyunlar hazırlayıp bunları yine online oyun marketlerinde satışa sunuyor. Jack in the Box ve Akampüs Gençlik Ajansı ile SenceBence. com platformu işbirliğiyle hazırlanan Gamin’sight tarafından Temmuz ayında gerçekleştirilen araştırmaya göre, oyun severlerin %40’ına yakını ücretli oyunlar oynuyor. Oyun pazarının küresel ölçekteki büyüklüğü düşünülürse bu ciddi bir oran. Dolayısıyla bu harcamalar için de kolay ve güvenli ödeme sistemlerinin bulunması gerekiyor. Diğer bir deyişle teknoloji sadece oyun yazılımlarında değil, oyun satışında da kullanıcılara kaliteli hizmet sunmak zorunda. 34 Özellikle SAP BusinessObjects İş Zekası (BI) çözümünü kullanan e-ticaret firmaları somut veriler ve analizler sayesinde karar alma mekanizmalarını iyileştiriyorlar. Bu çözüm çerçevesinde tüm çalışanlar kurumsal bilgilere yetkileri ölçüsünde erişebiliyor, bunları biçimlendirebiliyor, analiz edebiliyor, raporlayabiliyor ve ilgililerle paylaşabiliyor. Kısacası, 7/24 aktif durumda olmak zorunluluğu bulunan e-ticaret firmanız, SAP BusinessObjects İş Zekası sayesinde kontrol edilebilir, daha rahat yönetilebilir ve raporlanabilir hale geliyor. UNO, kârlılık analizini Metric Technology danışmanlığında, SAP HANA ile geliştirdi bir hız sağlıyor. Sonrasında veriler SAP ERP Bugüne dek pek çok projede Metric Technology’den danışmanlık hizmeti uygulama sunucusu tarafından devralınıyor alarak SAP uygulamalarına geçiş yapan ve dağıtım süreci başlıyor. Ardından, son UNO, 2011 yılında SAP ERP uygulamasını aşama olarak veriler yine veritabanına canlı kullanıma aldı. Sonrasında, Kurumsal yazılıyor. Veri Ambarı ve Raporlama projesi için Proje öncesinde, UNO’da CO-PA dağıtımları SAP çözümlerinden SAP BusinessObjects, 15 gün süren sancılı bir süreçti. Sistemde SAP BW ve SAP HANA teknolojilerini yapılan birtakım düzenlemelere (dağıtımdan seçti ve yine Metric Technology ile ürünlerin kaldırılması gibi) ek olarak SAP uyguladı. UNO daha sonra kurumsal bütçe HANA üzerindeki projeden sonra dağıtımlar uygulaması için SAP Business Planning ve sonuçların alınması 24 saate kadar düştü. and Consolidation çözümünü aynı platform Ayrıca önceden sistemden alınamayan detay üzerinde canlı kullanıma aldı. raporları artık saniyeler içerisinde alınıyor. SAP HANA teknolojisi UNO’ya özellikle Unmaş Yönetim Bilişim Sistemleri raporlama, bütçe ve planlama süreçlerine Koordinatörü Caner Bayıralan, bu projede ciddi anlamda hız kazandırdı. UNO, bu Metric Technology’nin tercih edilme nedenini projelerin ardından, SAP HANA’nın getirdiği şöyle açıklıyor: “Metric Technology, UNO için verimliliğin diğer iş süreçlerinde de Barış Çekiç – Metric Technology , Yönetici Ortak uzun dönemli bir iş ortağı. Ortaya koydukları kullanılabileceği fikriyle tekrar harekete çözümün UNO’ya neler katacağını önceden maliyetleri ile beraber geçti. Hızlı tüketim sektörünün doğası gereği UNO yaklaşık 14.000 ortaya koymaları; planladığımız projelerin zamanında, bütçe noktaya dağıtım yapıyor; 350’ye yakın ürün, farklı rotalarla, farklı aşımı olmadan ve beklentilerimizin üzerinde bir kalite anlayışı ile satış organizasyonları ile dağıtılıyor. Bu noktada, “Hangi üründe, tamamlanması, yola Metric Technology ile devam etmemizin en hangi noktada, ne kadar kârlısınız?” sorusuna cevap vermek için önemli nedenleri. Ayrıca tüm Metric ekibi büyük bir özveri ve gayretle özellikle endirekt maliyetleri doğru bir şekilde dağıtmak gerekiyor. sonuç odaklı olarak çalışıyor. Önümüzdeki dönemde UNO’nun Bu dağıtım, olası kombinasyonlar düşünüldüğünde 100 milyonlarca büyüme planına paralel olarak ortaya çıkabilecek başka projeler de satırlara kadar çıkıyor. İşte UNO, SAP HANA’ın bu kadar yüklü verinin olacaktır. Yine aynı beklentiler ve sonuçlarla bu projeleri de hayata hızlı işlenmesi noktasında görev alacağını düşünerek yola çıktı. geçireceğimize inancımız tamdır.” Projenin uygulanabilirliğini öğrenmek üzere Metric Technology’ye danışan UNO, olumlu yanıt alınca, süreçteki iyileşmenin nasıl Metric Technology Yönetici Ortağı ve UNO Proje Yöneticisi Barış ölçümlenebileceğinin metotlarını belirledi. Ayrıca şirketin mevcut Çekiç, UNO ile yapılan işbirliği ve uygulanan proje hakkında şunları kârlılık dağıtım mantığı da gözden geçirildi. Sonrasında da UNO ifade ediyor: “UNO ile daha önce pek çok başarılı projeye imza genelinde sistemi ve raporlamaları kesintiye uğratmayacak bir proje attık. En önemlilerinden biri, dünyada bir ilk olan SAP HANA bellek planlaması yapıldı. içi planlama projesiydi. Şimdi de UNO’nun kârlılık analizi sürecini hızlandıran projemizi başarıyla sonuçlandırdık. SAP HANA’nın UNO’da uygulanan Kârlılık Analizi (CO-PA) süreci temel olarak 3 sağladığı avantajları kuruluşların farklı noktalarına ve süreçlerine bölümden oluşuyor. Bunlardan ilki, bir ay içinde üretilen verilerin veritabanından okunması. Bu aşamada SAP HANA UNO’ya büyük yansıtmak, her sektörden firmaya farklı boyutlar kazandırıyor.” www.metric.net - 0216 469 24 29 Bu bir ilandır. SAP’nin İş Zekası çözümlerinde ilk Gold Partneri ve resmi eğitim partneri Metric Technology, ambalajlı ekmek sektörünün lider kuruluşu UNO’nun SAP HANA üzerindeki uygulamalarına yeni özellikler katmaya devam ediyor. UNO son olarak kârlılık analizlerini de SAP HANA üzerinden yapmaya başladı. PORTRE................................................................................................................................................................................................. Türkİye’nİn İnovasyon tanığı: Faruk Eczacıbaşı Türk iş dünyasının önde gelen isimlerinden Faruk Eczacıbaşı, gerek yönettiği Eczacıbaşı Topluluğu’ndaki gerekse yöneticiliğini üstlendiği sivil toplum kuruluşlarındaki çalışmalarıyla Türkiye’nin inovasyon yolculuğunun önemli tanıklarından biri. Kişisel bilgisayarlarla tanıştığı 1985 yılından bu yana teknolojinin sağladığı dönüşümü takip eden Eczacıbaşı ile inovasyona olan merakını, Türkiye’nin inovasyon kültürünü ve yapılması gerekenleri konuştuk. 36 Faruk Eczacıbaşı kimdir? Kendinizden ve kişisel gelişim hikayenizden bahseder misiniz? Önümüzdeki yıl 60 yaşına giriyorum. Geriye dönüp baktığım zaman dünyada hakikaten çok şey olduğunu görüyorum. Üniversite hayatına kadar İstanbul’daydım. Üniversiteyi Almanya’da Batı Berlin’de okudum. O zamanlar Almanya ikiye ayrılmış durumdaydı. Bir senelik Amerika deneyiminden sonra da Türkiye’ye döndüm ve Eczacıbaşı’nda profesyonel hayatımı sürdürdüm. 1985 yılının ortalarından itibaren kişisel bilgisayarlarla tanıştım. O tarihten beri de hep teknolojik dönüşümü, davranışlara etkisini, kuruluşlara etkisini inceleme fırsatı buldum ve bu, beni en çok ilgilendiren konulardan biri oldu. İnterneti Türkiye’de en başından itibaren yaşadım ve bugün sosyal medyaya gelinceye kadar olan dönemlerini yakından inceleme fırsatını buldum. Bu konuda ayrıcalıklı olduğumu düşünüyorum. Kendimi tam bir “sanal göçmen” olarak adlandırabilirim. ............................................................................................................................................................................................................................... Bugüne kadar Eczacıbaşı Topluluğu’nun e-dönüşümü gibi önemli süreçleri yönettiniz. Bu süreçlerde dikkat ettiğiniz hususlar nelerdi? Bugün Eczacıbaşı’ndaki e-dönüşüm süreci çok daha profesyonel ellerde yönetiliyor. Dönemin en başına bakacak olursak, asıl sorun, uzun bir süre manuel yöntemleri uygulamaya alışmış yönetici kesimi ile yeni teknolojiyi tanıştırmak ve barıştırmak oldu. Tabii ki klasik sürece alışmış, o şekilde yönetmiş ve başarısını kanıtlamış yöneticilerin yeni bir yöntemle tanışması aslında organizasyonel olarak çok yorucuydu. Öncelikle dikkat etmem gereken konunun bu olduğunu düşünüyorum. Bu aşağı yukarı 15 senelik bir süreç oldu. Türkiye Bilişim Vakfı Başkanı olarak Türkiye’nin “e-Dönüşüm Eylem Planı” da dahil olmak üzere pek çok yeniliğe imza attınız. Yapılanları ve planlananları, inovasyon odaklı bir kalkınma sürecinde nasıl konumlandırırsınız? Bir ekonomi ne kadar yenilikçi (inovatif ) olursa, ne kadar katma değeri yüksek mal ve hizmet üretirse, o derecede zenginleşir. Bu, 2+2=4 kadar kesin bir gerçek. Türkiye hükümetleri bu gerçeği 50 yıl kadar önce fark etti. Ve 50 yıldır, her hükümet, ekonomiyi daha yenilikçi yapmanın yolunu yordamını aradı. Hâlâ da arıyor... TÜBİTAK Bilim Politikası Ünitesi tarafından 1965 yılında yapılan ve sadece temel ve uygulamalı bilimleri kapsayan ilk Ar-Ge envanteri, 1964 yılı için, GSYH’nin on binde 37’si oranında, 247 milyon TL milli Ar-Ge harcaması bulmuştu. Harcamanın yüzde 12,86’sı yüksek öğrenime, yüzde 1,80’i özel sektöre ve yüzde 86,04’ü kamu sektörüne aitti. 1965’ten bu yana geçen sürede Ar-Ge harcamasının GSYH’deki payı sürekli arttıysa da bu artış hızlı olamadı. 2011 yılında ancak binde 86’ya çıktı. Oysa hedef, 2010 yılında bunu yüzde 2’ye çıkartmaktı. Başbakan Erdoğan’ın 2011’de ilan ettiği “yeni” hedefi ise, yüzde 2’yi 2014’te yakalamaktı. Ne var ki, elimizdeki veriler, 2014 yılına kadar Ar-Ge/GSYH oranının yüzde 2’ye çıkmasının yine mümkün olmadığını gösteriyor. Bir de 2023 için yüzde 3 hedefi var. Bu gelişim süreci, hükümetlerin elbette gayretle ve iyi niyetle çalıştığını, ancak mevcut ekonomik büyüme ve kalkınma modelinin, yenilikçi bir ekonomiyi destekleyecek yapıda olmadığını gösteriyor. Türkiye’de inovasyon kültürünün yeterince yaygınlaştığını düşünüyor musunuz? Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Haziran 2013’te Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin bir toplantısında yaptığı konuşmada; “Bir mühendis ve eski bir sanayici olarak inovasyon kavramını hayatının her döneminde yaşadığını” belirterek, inovasyon kelimesinin Türkçe karşılığının olmayışının sebebini “6-7 yıl önce” Türkiye’de Ar-Ge, tasarım, dizayn, inovasyon gibi kavramların bilinmemesine bağladı. Bakan Çağlayan; “Çünkü çift haneli enflasyonun yaşandığı dönemlerde sanayicinin bunlara ihtiyacı yoktu. Geçmişte yüksek gümrük duvarlarının olduğu dönemde bu, sanayiciyi de ticaret erbabını da hiç ilgilendirmezdi.” dedi. Nitekim, Bakan Çağlayan’ın sözünü ettiği “6-7 yıl öncesi” 2005-2006 döneminde Sanayi ve Ticaret Bakanlığı yapan Ali Coşkun da şöyle konuşmuştu: “Ar-Ge’ye talep yok. Türkiye’de Ar-Ge’nin yetersiz olması, arz sorunundan ziyade, talebin yetersiz olmasından kaynaklanmaktadır.” “Bir ekonomi ne kadar yenilikçi (inovatif) olursa, ne kadar katma değeri yüksek mal ve hizmet üretirse, o derecede zenginleşir.” Gelişmiş ülkelerde yüzyıllara yayılan ekonomik büyüme ve kalkınma sürecini biz Türkiye’de onyıllara sıkıştırmaya çalışıyoruz. Üstelik, kültürümüzde özel girişim kavramı, özel sermaye birikimi sadece son 60 yıldan beri yavaş yavaş oluşmaya başlamışken. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün bu konuda 8 Şubat 2011 tarihinde düzenlenen Türkiye İnovasyon Konferansı’ndaki dikkate değer bir saptamasını burada aktarmak isterim: “Uzun yılların ihmalinin yarattığı kayıpları aşmak için bu alanda çok daha süratli ve etkili yol almamız gerektiğine inanıyorum. Tarih, esasen bilim ve teknolojik yeniliklerin, diğer bir deyişle inovasyonun bir tarihidir. Çağları açan da kapatan da, büyük medeniyetleri yükselten de çöküşe sürükleyen de hep teknolojik değişme ve yenilikler olmuştur.” Kanımca, inovasyonun önemini Cumhurbaşkanı ve Başbakan’dan başlayarak bütün hükümet ve kamu görevlileri, özel sektör, üniversiteler artık anlamış ve buna inanmış durumda. Bunu gerçekleştirme yönünde atılacak her adım, ülkemizin inovasyon kapasitesini geliştirecek; bundan kuşkum yok. 37 PORTRE................................................................................................................................................................................................ “2012’de 152,5 milyar dolarlık toplam ihracatımızın sadece yüzde 3,4’ü ileri teknoloji ürünüydü. Orta Gelir Tuzağı’na düşmemek için, bu düşük ihracatı yükseltmek zorundayız.” İnovasyon kavramı daha çok yeni teknolojileri çağrıştırsa da aslında her sektörün kendi içinde gerçekleştirebileceği uygulamalar mevcut. Bu kapsamda sizce öne çıkan sektörler neler? Bugün yeni teknolojiler her sektörde, her çeşit mal ve hizmet üretiminde altyapıyı sağlıyor. Telefon üretiminden tarıma, yayıncılıktan bayındırlık hizmetlerine, adalet mekanizmasından eğitime, güzel sanatlara kadar, akla gelecek her alanda yeni teknolojiler var. Teknolojinin tarihteki eski hallerine baktığımızda bile iç dinamiğini, gelişmesini, ilerlemesini sağlayan şeyin yenilikçilik olduğunu görüyoruz. Örneğin, bugün eğitimde sınıflarda akıllı tahta kullanımı artıyor. Oysa 19. yüzyıla kadar “karatahta” bile yoktu. 1820’lerde “karatahta” diye yenilikçi bir uygulama başladı. 20. yüzyılda karatahta “yeşerdi.” 21. yüzyılda elektronikleşti. Yakın bir gelecekte üç boyutlu olacak. Daha sonraki bir aşamada hologram olacak... Ve daha başka biçimlere de dönüşecek. Bu 38 tek örnekten hareketle, teknolojideki iç devinim nedeniyle hiçbir sektör, yeni teknolojilerden uzak kalamaz diyebiliriz. Sayıları artan Ar-Ge merkezlerinden en yüksek faydanın elde edilebilmesi için neler yapılmalı? Kısaca teknopark dediğimiz (sayıları 49 olmakla birlikte) halen aktif olan 35 Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nden 2012 yılında yapılan ihracat 657 milyon doları buldu. Burada çalışan şirket sayısı ise 2 bini aştı. Ağırlıklı olarak yazılım, bilişim, elektronik, ileri malzeme teknolojileri gibi yenilikçiliğe açık konularda yoğunlaşıyorlar. Özel sektörce kurulan Ar-Ge merkezleri ise 140’ı aştı. Bütün bu çabalardan amaç, Türkiye’nin ileri teknolojik ürün ihracatını artırmaya çalışmak. 2012’de 152,5 milyar dolarlık toplam ihracatımızın sadece yüzde 3,4’ü ileri teknoloji ürünüydü. Orta Gelir Tuzağı’na düşmemek için, bu düşük ihracatı yükseltmek zorundayız. Bunun yolu teknopark ve Ar-Ge merkezlerinden geçiyor. Türkiye, Dünya İnovasyon İndeksi’nde 142 ülke arasında 68. sırada bulunuyor. Belirli konularda ilk 20’de olduğumuz gibi bazı konularda ise son sıralarda yer bulabiliyoruz. Sıralamada dengeli bir yükseliş için neler yapılabilir? Ekonomik büyüme ile sosyalekonomik kalkınma arasında sadece korelasyon vardır. Yani, biri ötekinin nedeni veya sonucu değildir. Birisi varsa, öbürü de olabilir, ama şart değil. Bir ülkenin ekonomik büyüklüğü, farklı ölçütlerle farklı hesaplanabilir. Türkiye, ekonomik büyüklük bakımından 1982’den beri dünyanın en büyük 20 ekonomisi arasında. Bu nedenle, 1999’da G20 ülkesi sayıldı. Ve halen yerini koruyor. Sözünü ettiğiniz “dengeli bir yükseliş” ancak ve ancak emek yoğun bir ekonomik model yerine, inovasyon ağırlıklı, tasarım yoğunluklu, katma değeri yüksek ileri teknoloji üretimli, işgücünün tümünü harekete geçirebilen bir ekonomik modeli bütün hükümetlerin tercih edip sahiplenmesiyle mümkün olabilir. Bilgi ve iletişim teknolojilerine bu konuda can simidi gibi sarılabiliriz. Çünkü Türkiye’de BİT sektörü sermayesinde yüzde 1’lik artış sağlanırsa, kişi başına gelirin yüzde 1,6 artabileceği TÜBİSAD tarafından 2012’de yayınlanan raporda açıklandı. Bu hesaba göre, örneğin genişbant kullanımı yüzde 10 arttığında, yenilikçiliğe dayalı ürün satışı yüzde 3’e yakın artıyor. Elektronik ticaret değerleri 2 kat arttığında ise, inovasyon yapma eğilimi yüzde 3 artıyor. Ülkemizin ekonomik büyümesi ve sosyal kalkınmasında BİT sektörüne ağırlık vermek suretiyle Orta Gelir Tuzağı’na düşmekten kurtulabiliriz. İnovasyon, global rekabette öne çıkmayı doğrudan etkiliyor. Bu bağlamda Türkiye’yi yakın coğrafya ve global pazarlar açısından nasıl değerlendirirsiniz? İnovasyonun ön planda olduğu bir dünyada liderliği nasıl tanımlarsınız? Global rekabette öne çıkmış örnek bir ülke olan Güney Kore’nin, sadece 2012 yılında ABD Patent Bürosu’ndan aldığı (yani tescil ettirdiği) patent sayısı, tekrar ediyorum, sadece 2012 yılı için 14 bin 168. Tayvan’ın aynı yıl ABD’de aldığı patent sayısı 11 bin SAP ile Hızınıza Hız Katın! Yönetici ve çalışanlarınızın katılımı ile İnsan Kaynakları süreçlerinizi otomatize ederek kolaylaştırın ve operasyonel verimliliğinizi arttırın. İnsan kaynakları çalışanları üzerindeki operasyonel iş yükünü hafifleterek stratejik faaliyetlere odaklanmalarına imkan verin. İnsan kaynakları çalışanlarına yönelik idari taleplerin azaltılması ile personel maliyetlerinizi düşürün. Çalışanlarınızın self servisler ile kendi bilgi ve süreçleri üzerinde söz sahibi olmalarına izin vererek, hem çalışanların hem de İnsan Kaynakları departmanının etkinliğini ve verimliliğini arttırın. Yöneticilerinizin self servisler ile kendilerine bağlı çalışanlara ait tüm bilgilere erişmesine imkan sağlayarak doğru kararlar almalarına destek olun ve verimliliklerini arttırın. • Çalışanlarınız ve yöneticileriniz self servisler ile kendi süreçlerini yürütürken, sizler İnsan Kaynakları departmanı olarak stratejik önceliklerinize odaklanın! • Hızlı başlayın ve tamamlayın! ( 7 hafta gibi kısa bir sürede uygulama fırsatı) • Çok acil iş süreçlerinizi hızlıca adresleyecek “SAP Çalışan ve Yönetici Self Servisleri Hızlı Uygulama Çözümleri” ile bırakın çalışanlarınız bordrolarını kendi görüntülesin, kişisel bilgilerini güncellesin, izin taleplerinde bulunsun. Employee self-service Employee self-service web tabanlı uygulamalar aracılığı ile çalışanlara kişisel bilgi, süreç ve hizmetlere erişim imkanı sağlar böylece insan kaynakları süreçleri içerisinde aktif rol alan çalışanın memnuniyeti artarken insan kaynakları çalışanlarına da stratejik faaliyetlere odaklanmaları için zaman yaratılmış olur. Manager self-service Manager self-service web tabanlı uygulamalar aracılığı ile yöneticilerin çalışanları ile ilgili bilgi ve işlemleri yürütmelerine ve onay süreçlerini gerçekleştirmelerine imkan sağlar. Yöneticilerin insan kaynakları süreçlerine aktif katılımı ile çalışan yönetici arasındaki iletişim verimliliği arttırılırken insan kaynakları çalışanları üzerindeki iş yükü de hafifletilmiş olur. SAP Çalışan ve Yönetici Self Servisleri Hızlı Uygulama Çözüm kapsamı; konumlandırılmış SAP ERP İnsan Kaynakları uygulamalarına bağlıdır. www.uniteam.com.tr 39 +90 216 339 07 30 PORTRE................................................................................................................................................................................................ 624. Türkiye’nin aynı yılda ABD’den aldığı patent sayısı 55. Bu veri, tek başına inovasyon-liderlik kavramını açıklamaya yeter. modelimizi 2010’da geliştirdik. Kuruluşlarımızın inovasyon yetkinliklerini ve performanslarını son 2 yıldır bu modelle ölçüyoruz. Yöneticiler, kurum içi inovasyon kültürünü geliştirmek adına ne gibi önlemler almalı? Sorunuza yanıt olarak Eczacıbaşı’ndaki uygulamamızı özetlemek isterim. İnovasyonda başarıyı yakalamak için ihtiyaç duyduğumuz projeleri ortaya çıkartabilmek amacıyla 2008 başında Proje Destekleme Programı’mız “Bir Projem Var”ı başlattık. Bugün, sisteme günde ortalama 13 öneri geliyor. 2,5 yıllık süre içinde 12 binin üzerinde öneri iletildi. Bunların yüzde 17’si (yaklaşık 2 bini) proje ve uygulama aşamasına geçti. Kuruluşlarımızın inovasyon alanındaki yetkinliklerini, inovasyona yatkınlıklarını Liderlik, Stratejik Planlama, Bilgi, İnsan Kaynağı, Süreçler, Sürdürülebilir Kalkınma (liderlik yaklaşımı, stratejik planlamada inovasyona verilen yer, inovasyon için gerekli bilginin araştırılması, toplanması ve yönetimi, inovasyonu var eden insan kaynağının seçiminden teşvik edilmesine kadar her aşamada gösterilen yaklaşım, oluşturulan inovasyon süreçleri ve bu süreçlere tüm paydaşların katılımının sağlanması ve itici güç olarak sürdürülebilir kalkınmanın çalışmaların odağında yer alması) gibi girdi ölçütleri ile değerlendiriyoruz. 2009 sonunda İnovasyon Koordinatörlüğü kuruldu. Kurumsal örgütlenme tamamlandı. İnovasyon çalışmalarını en üst düzeyde koordine ederken, her seviyede oluşturulan İnovasyon Kurullarıyla yönetmeye başladık. Ölçümlemeye yönelik “Genişbant kullanımı yüzde 10 arttığında, yenilikçiliğe dayalı ürün satışı yüzde 3’e yakın artıyor. Elektronik ticaret değerleri 2 kat arttığında ise inovasyon yapma eğilimi yüzde 3 artıyor.” 40 Performanslarını ise genel olarak inovasyon çalışmalarının katkısıyla iş sonuçlarındaki değişim ile değerlendiriyoruz. Ve Sürdürülebilir Kalkınma kavramını, İnovasyon Modeli'mizin içine kattık. Eczacıbaşı Topluluğu olarak inovasyon konusundaki çabamızı 2008’de Capital dergisiyle Akbank’ın ortaklaşa düzenlediği “Türkiye’nin İnovasyon Liderleri” yarışmasında birinci gelerek tescil ettik. Topluluk kuruluşları da inovasyon başarılarını her yıl çeşitli ödüllerle tescil ediyor. Faruk Eczacıbaşı kimdir? İstanbul’da 1954 yılında doğan Faruk Eczacıbaşı, İstanbul Alman Lisesi’nden mezun olduktan sonra, Berlin Teknik Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde lisans ve yüksek lisans yaptı. 1980’de Eczacıbaşı Topluluğu’nda çalışma hayatına atıldı. ABD’de bir süre deneyim kazandıktan sonra Eczacıbaşı Topluluğu’nda çeşitli düzeylerde görev aldı. Halen Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olan Faruk Eczacıbaşı, Eczacıbaşı Topluluğu’nun “Eczacıbaşı Bilgi İletim” şirketinin yöneticiliğini üstlendi ve Topluluğun “e-dönüşümü” sürecini yönetti. Başkanlığını üstlendiği, Türkiye’nin bir bilgi toplumuna dönüşmesi hedefiyle 1995’te kurulan Türkiye Bilişim Vakfı (TBV) aracılığıyla, çeşitli araştırma raporlarının hazırlanmasında ve bu konudaki politikaların şekillendirilmesinde çalıştı. Bu kapsamdaki çeşitli faaliyetleri arasında, e-Dönüşüm Türkiye Eylem Planı çerçevesinde oluşturulan e-Dönüşüm İcra Kurulu’nda çalıştı. TÜSİAD’la birlikte, özel sektörün kamuya verdiği tek ödül olan e-Türkiye Ödülleri’nin kurulması ve sürdürülmesinde etkin rol oynadı. Avrupa Birliği Müktesebatı’nın Üstlenilmesine İlişkin Türkiye Ulusal Programı’nın uygulanması çalışmalarına katıldı. Türkiye’de e-ticaret ve e-devlet uygulamalarının güvenli hale gelmesini sağlayacak yasal ve teknik koşulları sağlayan ilk şirketin kurulmasına öncülük etti. İnternet denetimine karşı, AB ölçütlerinin benimsenmesi yönünde kamuoyuna liderlik yaptı. Halen TBV Başkanlığı görevini devam ettiren Eczacıbaşı, Türkiye’nin teknoloji haritasının çıkarılmasına yönelik çalışmalar gerçekleştiriyor. Faruk Eczacıbaşı ayrıca, 1999 yılından bu yana Eczacıbaşı Spor Kulübü Başkanlığı görevini yürütüyor. 41 HAYATIN İÇİNDEN................................................................................................................................................................................ “ASLOLANIN EKİPMAN DEĞİL, FOTOĞRAF OLDUĞUNU DA UNUTMAMAK GEREKİR.” Niko Guido, Türkiye’nin tanınmış fotoğrafçılarından biri. Fotoğrafın ne olarak değerlendirildiğine, hangi teknolojilerin kullanıldığına değil, bir şeyler anlatıp anlatamadığına önem veren, fotoğrafta “duygu”yu savunan bir usta. Teknolojide de en büyük önceliği, yeniliklerin insanları hayat kalitesini artırması. Niko Guido, Türkiye’nin en iyi okullarında eğitim almış, mühendis olarak yetişmiş, kariyerinin ve hayatının merkezine ise fotoğrafçılığı yerleştirmiş bir isim. Fotoğrafın insanla bağ kuran yanını asla göz ardı etmeyen Guido, teknolojinin bir araç olarak konumunun da bilincinde. 20 Eylül tarihinde düzenlenecek SAP Forum’a da katılacak olan Niko Guido ile etkinlik öncesinde sohbet ettik. “Fotoğraf”ı nasıl tanımlarsınız? İnsan neden fotoğraf çekmek ister? Fotoğrafı tanımlayan kelimeler zaman içinde değişmiştir. Başlangıçta fotoğrafın en önemli gücü gerçeklik kavramı iken artık bu kavram önemini yitirmiştir. Fotoğraf insan hayatını değiştiren en önemli buluşlardan birisidir. Tıptan sinemaya, uzay araştırmalarından en son teknolojik buluşlara kadar her alandaki gelişmeleri fotoğrafa borçluyuz. Buna rağmen insanların büyük çoğunluğu fotoğrafı bulanın adını bilmez. İnsanın her zaman kendi inisiyatifiyle, bağımsız bir şekilde üretmeye ihtiyacı vardır. Fakat günümüzün iş yaşamı buna izin vermemekte, insanları belli kalıpların içine sokarak neyi, ne zaman ve nasıl yapacaklarını dikte etmektedir. Bu sebeple de insan bir arayışa girer ve özgür iradeyle hareket edebileceği bir hobi ile uğraşmaya başlar. Günümüz 42 ............................................................................................................................................................................................................................... teknolojisiyle bu hobilerden en kolay ulaşılanı fotoğraf olmuştur. İnsan fotoğraf çeker, özgürleşir. Bazı fotoğrafçılar yaptıkları işi bir sanat olarak görmüyorlar. Sizin bu konudaki görüşünüz nedir? Açıkçası yaptığım işin sanat olarak algılanıp algılanmaması beni o kadar ilgilendirmiyor. Benim için önemli olan, çektiğim fotoğraflarla bir şeyler söyleyip söyleyemediğimdir. Sanatta, Rönesans döneminde akıl ön plana çıkmaya başlamıştır. Ardından modern sanat döneminde aydınlanma ve bilim önem kazanmıştır. Bu dönemde sanat, eleştiri için kullanılan bir dil haline gelerek toplumsal aydınlanmaya ışık tutar. Sanatçı güç ve iktidarlar karşısında bir duruş sergilemekten kaçınmaz. Günümüzde ise sanat, sermaye ile işbirliği içine girmiştir. En iyi sanat eseri en pahalıya satılandır. En iyi sanatçı ise sisteme uyum gösteren, iktidara karşı eleştirel bir dil takınmayan, galerisine, küratörüne, yatırımcısına, yani kısacası sanat endüstrisine en çok parayı kazandıran sanatçıdır. Sanat eşittir paradır. Sanatçı da bu işbirliğine ihanet etmemeli, başka işlere burnunu sokmamalıdır. Fotoğrafın esası nedir? Özne mi, mekan mı, renkler mi, ışık mı? Fotoğrafın esası anlatımdır. Söyleyecek bir şeyinizin olup olmadığıdır. Fotoğraf da Türkçe, İngilizce, müzik ve resim gibi bir dildir. Fotoğrafçının bu dilde söyleyecek bir şeyi varsa fotoğraf anlam kazanır. Ben en çok bu dili kullanmayı seviyorum, çünkü bence bütün diller arasında en evrenseli fotoğraftır. Söyleyecek bir şeyiniz yoksa özne, mekan, renkler, ışık mükemmel olmuş, neye yarar? Ödüllü çalışmalarınız var. Siz kendinize ödül verecek olsaydınız hangi fotoğrafınızı ödüllendirirdiniz? En çok sevilen çalışmalarımdan birisi “Su Perisi.” Ben de o fotoğrafımı çok seviyorum. “Fotoğrafçı gözü” ne demektir? İyi bir fotoğrafın özellikleri nelerdir? Görmeyi bilmektir. Bunun için illa fotoğrafçı olmamıza gerek yok. Her gün yürüdüğümüz yollarda öyle enteresan detaylar var ki... Ama biz bunları görmeden yanlarından geçiyoruz. Fotoğrafçı olmak doğal olarak görsel algıyı stimüle eder. Buna rağmen bazı fotoğrafçılar diğerlerine göre daha kolay görürler. Bu da estetik algıyla alakalıdır. Pek çok ülkeye gidip çekimler yaptınız. Sizi en çok etkileyen yer neresiydi? Beni en çok etkileyen iki yer var. Birisi Myanmar, diğeri de Hindistan’ın Kalküta şehri. Dünya çok çabuk değişiyor. Belki 50 sene sonra bütün metropoller birbirlerine benzeyecek. Uluslararası markalar bütün köşe başlarını ele geçirecekler. Myanmar ve Kalküta bu değişimden henüz çok fazla etkilenmedikleri için beni çok etkilediler. Çeşitli atölyeler de yürütüyorsunuz. İyi fotoğraf çekmek “öğrenilebilir” bir şey mi? “Dünyaya Farklı Bakmak” adıyla Mayıs ve Ekim aylarında iki ayrı atölye düzenliyorum. Ayrıca yurtdışında düzenlediğim haftalık atölyeler var. Bu atölyelerden edindiğim izlenim şudur: Eğer aşk ve heyecanla fotoğrafa sarılırsak, iyi fotoğraf çekmememiz için hiçbir sebep yoktur. Bu sebeple ben atölyelerimde teknik eğitimin yanında, fotoğrafın felsefesine de çok önem veriyorum. Fotoğrafla anlatmak kadar, fotoğrafı anlamayı da öğretmeye çalışıyorum. Fotoğrafçılıkla ilgilenenlere, yeni başlayacak olanlarla neler önerirsiniz? Fotoğrafın temel kurallarını ve tekniğini öğrenmeyi, ama bunların esiri olmamayı öneririm. Fotoğraf ile mekanik bir ilişki kurmak yerine, tutkulu bir aşk yaşamayı tercih ederim. Son dönemde Instagram fotoğrafçılığı çok yaygınlaştı. Çeşitli efektlerle fotoğrafları yeniden düzenlemek mümkün. Bu konudaki görüşünüz nedir? Karşı değilim. Ama şunu da unutmamak lazım ki günümüzde dünya görsel bir çöplüğe dönüşmüştür ve maalesef artık görsellere doymuş olan beynimiz, eskisi kadar klasik fotoğraflardan etkilenmemektedir. İşte bu sebeple Instagram tarzı paylaşımlar bu kadar popülerdir. Çünkü fotoğraflar efektlerle kolay bir şekilde farklılaştırılmaktadır. İnsan bundan da sıkılacak ve yeni paylaşım şekilleri arayacaktır. Fotoğraf teknolojisinde en son gelinen nokta nedir? Her şey o kadar hızlı değişiyor ki takip etmek gittikçe zorlaşıyor. Maalesef teknoloji, fotoğrafın önüne geçti. Çoğu fotoğrafçı sohbetinde artık fotoğraftan çok ekipman konuşuluyor. Teknolojik gelişimin mutlaka fotoğrafa çok büyük katkısı var ama aslolanın ekipman değil, fotoğraf olduğunu da unutmamak gerekir. Sizce inovasyon nedir? İnovasyon buluş, yenilik demektir. Son yıllarda daha çok bilim ve teknolojinin ekonomik ve toplumsal yarar sağlayacak şekilde yenilenmesi anlamında kullanılıyor. Bu cümle kulağa hoş geliyor. Toplumsal yarar bölümü ve doğa unutulmadığı taktirde inovasyon insanlığın gelişimi için önemlidir. İnovasyonun fotoğrafçılık açısından önemini nasıl değerlendiriyorsunuz? Fotoğrafçılık alanında heyecanla beklediğiniz, olmasını çok istediğiniz bir gelişme var mı? Fotoğrafçılıktaki inovasyonun, fotoğrafçının ihtiyaçlarını karşılamaktan çok, bilim alanında kullanılan fotoğrafçılığa yenilikler getirerek bilimin gelişmesine yardımcı olacağına inanıyorum. Açıkçası, fotoğrafçılık alanındaki teknolojik gelişmeleri memnuniyetle karşılasam da bunların beni çok heyecanlandırdığını söyleyemeyeceğim. Çünkü tekniği vasat ama duygusu olan bir fotoğrafı, tekniği mükemmel ama duygudan yoksun bir fotoğrafa tercih ederim. 43 HAYATIN İÇİNDEN................................................................................................................................................................................ BİLGİ TEKNOLOJİLERİ, OTİZM HASTALARINA İSTİHDAM SAĞLIYOR Rekabete dayalı pazar koşullarında faaliyet gösteren sektörler, bu rekabetin baskısıyla, çalışan konusunda fazlasıyla seçici davranıyor. İyi bir eğitim ve güçlü referansların yanı sıra pek çok sektörde bireysel beceriler de ön plana çıkıyor. Bu nedenle sağlık sorunları olan ve çalışma alanında güçlük çeken bireyler, iş bulma konusunda zorluk yaşıyor. Örneğin Asperger Sendromu da dahil olmak üzere dünya nüfusunun %1’ini etkileyen otizm ve otizm ile bağlantılı hastalıklar, bu bireylerin zorlu çalışma koşullarına ayak uydurmalarını güçleştiriyor. Sadece 2013 yılında yaklaşık 50 bin otistik gencin 18 yaşına gireceği tahmin ediliyor. Lise ya da üniversiteden mezun olduktan sonra iş bulmak halihazırda zorken, buna bir de otizmin getirdiği güçlükler eklenince bu bireylerin iş dünyasında 44 yer edinmesi olası görünmüyor. Oysa değişen global dinamikler sayesinde, otizm spektrumundaki çeşitli sendromlarla mücadele eden bireylerin kendilerini “evlerinde” hissedecek rahatlıkta çalışabilecekleri bir sektör bulunuyor: teknoloji endüstrisi. Bilgi ve iletişim teknolojileri sektörü, gereksinimleri ve beklentileri ile otizm hastaları için bulunmaz bir istihdam potansiyeli taşıyor. Yaşadıkları zorlukların başında sosyal iletişim sorunları gelen otizm hastaları, bu sektörün “mutfağında” görev alarak, hem bireysel gelişimlerine hem de çalıştıkları şirkete değer katabiliyorlar. Yüksek teknolojiyle günlük olarak çalışmayı gerektiren iş tanımları, bazı otistik gençler için adeta doğal bir beceri niteliği taşıyor. Ayakkabılarını bağlamak ya da kemerini takmak için yardım alması gereken hastalar bile, tek bir göreve yüksek düzeyde odaklanma gerektiren çeşitli teknoloji kollarında üstün başarı gösterebiliyor. SAP özel bireyler için uzman bir kurumla çalışıyor Thorkil Sonne tarafından 2004 yılında Danimarka’da kurulan Specialisterne, otizm sendromuna sahip bireylerin karakteristik özelliklerini değerlendirerek şirketlere rekabet avantajı sağlıyor. Danimarka dilinde “uzmanlar” anlamına gelen Specialisterne, otizm hastalarına iş bularak sosyal inovasyona imza atıyor. Çalışanlarının büyük çoğunluğu otizm spektrumundaki sendromlardan birine sahip olan Specialisterne, bu bireylere kurumsal sektörde yazılım testi, programlama ve veri girişi gibi görev tanımlarıyla istihdam sağlıyor. Danimarka, Polonya, İzlanda, ............................................................................................................................................................................................................................... Norveç, İrlanda, İsviçre, Almanya, ABD ve İngiltere’de operasyonları bulunan Specialisterne, kâr amacı gözetmeyen Specialist People Foundation adlı organizasyon ile global ölçeklenmesini büyütüyor ve topluluğunu genişletiyor. SAP de dünyayı daha iyi bir yer haline getirme ve insanların hayatını iyileştirme misyonu doğrultusunda, otistik bireyleri yazılım denetçisi, programcı ve veri kalite denetim uzmanları olarak işe almak için global ölçekte Specialisterne ile çalışacağını duyurdu. Otistik bireylerin benzersiz yeteneklerini faydaya dönüştürmenin taşıdığı rekabet avantajı potansiyelini gören SAP, aynı zamanda bu kişilere anlamlı bir çalışma ortamı yaratmaya da destek oluyor. Specialisterne’nin, bu iş ortaklığı kapsamında önümüzdeki yıllarda operasyonlarını SAP’nin global genişlemesini destekleyecek şekilde yaygınlaştırması planlanıyor. “Farklı fikirlerin ortaya çıkardığı becerilere konsantre olarak farklı yetenekleri yönetmek için kullandığımız yöntemleri yeniden tanımlayabiliriz,” diyen SAP AG yöneticileri, 21. yüzyılın zorluklarını aşmak için farklı düşünen ve inovasyon fitilini ateşleyen bireyleri işe almanın şart olduğunu vurguluyor. Specialisterne Kurucusu ve Specialist People Foundation Yönetim Kurulu Başkanı Thorkil Sonne ise SAP ile kurdukları ortaklığı şu sözlerle yorumluyor: “SAP’ye, henüz potansiyeli keşfedilmemiş bireylerden oluşan devasa bir yetenek havuzuna global ölçekte erişim imkanı tanıyacak olmaktan dolayı büyük heyecan duyuyoruz. Böylelikle, SAP’nin inovasyonda global liderlik konumunu güçlendireceğimize inanıyoruz. SAP, bizimle global ölçekte çalışan ilk çok-uluslu iş ortağımız olma özelliği taşıyor. Bu ortaklıkla birlikte SAP fikir öncülüğü yapacak, oluşturulan bu örneği takip etmeleri için ekosistemini motive edecektir.” özel yetenekleri doğrultusunda yönlendirilmelerinin olumlu etkisini ortaya koydu. Specialisterne ile yerel olarak çalışan SAP Labs Hindistan, 6 otistik bireyi yazılım denetçisi olarak işe aldı ve SAP Business Suite uygulamalarını denetlemekle görevlendirdi. Bu yeni denetçilerin kritik noktalarda ekibin üretkenliğini ve grup içi kaynaşmayı artırdığı gözlendi. Ayrıca otizm sendromuna sahip bireyler ve aileleri ile etkileşimini artırmak isteyen SAP Labs Hindistan, “Bol” adını verdiği bir iPad uygulaması geliştirdi. Bu uygulamayla otistik çocukların eğitimine destek olan yenilikçi bir öğrenme programından faydalanılıyor. Bu yıl beş ayrı pozisyon için gözlem aşaması tamamlanan İrlanda pilot projesinden de Hindistan’daki başarıya benzer sonuçlar bekleniyor. Kapsamlı ve zengin çeşitliliğe sahip çalışma ortamı, SAP çalışanlarının hem müşterilerine hem de bütün olarak toplumu ilgilendiren problemlere yenilikçi çözümler üretmeleri için ideal bir zemin oluşturuyor. SAP’nin İrlanda ve Hindistan’da gerçekleştirilen pilot projelerinin başarısı, otistik bireylerin SAP’nin otistik bireyleri işe alma programını global ölçekte genişleterek 2013 yılında ABD, Kanada ve Almanya’da da çalışmalara başlaması planlanıyor. Şirketin 2020 hedeflerinde ise dünya çapında 65 bini aşan çalışanlarının %1’lik bölümünün otistik bireylerden meydana gelmesi yer alıyor. 45 HABERLER........................................................................................................................................................................................... DETAYSOFT, TURKCELL GLOBAL BİLGİ’NİN SAP SÜRÜM YÜKSELTME PROJESİNİ BAŞARIYLA TAMAMLADI Bir Turkcell Grup şirketi olarak 1999’dan beri çağrı merkezi sektöründe hizmet veren Turkcell Global Bilgi; Türkiye’de 16, Ukrayna’da 4 ve Belarus’ta 1 olmak üzere toplam 21 lokasyonda, 10 bin çalışanı ve 7.500 masa kapasitesiyle hizmet veriyor. Turkcell Global Bilgi’de SAP R3 Malzeme Yönetimi (MM), Finans Modülü (FI), Maliyet Muhasebesi (CO- Controlling), İnsan Kaynakları (HR) modülleri kullanılıyor. Sürüm yükseltme çalışması, Turkcell Global Bilgi - Bilgi Teknolojileri Kurumsal Çözümler ve İş Zekası ekibi tarafından proje önerisi olarak Eylül 2012’de gündeme getirildi. Proje yöneticisi, ürün yönetimi ekipleri, test uzmanları, SAP Danışmanları & geliştirme kaynakları, veritabanı yöneticileri, sistem yöneticileri ve ilgili iş birimlerinden uzman ekiplerin yer aldığı kapsamlı bir proje grubu oluşturuldu. Detaysoft danışmanlığında gerçekleştirilen “Versiyon Yükseltme karşılaşılan hatalar giderilerek taleplerle (request) canlı kullanıma geçişe hazır hale getirildi. Daha sonra tüm yeni talepler test sisteminden canlı sisteme taşındı. Geliştirme sistemleri sırayla yeni sürüme yükseltildi. (Upgrade) Projesi” kapsamında iki ürünün sürümleri yenilendi: SAP ERP R3 4.7 Enterprise’dan ECC 6.0 EHP6 versiyonuna, Veri Ambarı (Business Warehouse) tarafında ise BW 3.5’dan BW 7.3 versiyonuna yükseltme yapıldı. Her iki sistemde de en güncel servis paketlerinin kurulumu sağlandı. Sonrasında da Unicode geçişi ile proje tamamlandı. Canlı sistem upgrade’i öncesi tüm test çalışmalarının test sisteminde yapılması planlandı. Testlerde Proje öncesinde fiziksel ve ayrı sunucular üzerinde çalışan SAP sistemleri, yine Detaysoft danışmanlığında Hyper-V cluster’lar üzerinde sanallaştırıldı. Böylece tüm SAP sistemleri için yüksek erişilebilir, kolay genişleyebilir ve yönetilebilir bir altyapı çok daha uygun maliyetlerle sağlanmış oldu. Yeni sürüm sonrası, E-fatura ve Finansal Planlama (SAP Business Planning and Consolidation BPC 10.0) çalışmalarının devreye alınma süreci projelendirildi. Turkcell Global Bilgi, sürekli yenilenen teknolojik altyapısı ile lider müşteri ilişkileri yönetim merkezi konumunu koruyarak müşteri memnuniyetini arttırmaya devam edecek. IBSS DANIŞMANLIK, FARKLI SEKTÖRLERİ MEDYASOFT’TAN BİR İLK: SAP İLE GÜÇLENDİRMEYE DEVAM EDİYOR SAP YÜKSEKÖĞRENİM Uzun yıllardır SAP iş ortağı olarak çalışmalarını sürdüren IBSS Danışmanlık, dünyanın ve Türkiye’nin önde gelen şirketlerinde SAP İş Analitikleri alanında başarılı projelere imza atmayı sürdürüyor. 2013 yılında da bu anlamda verimli çalışmalar yürüten IBSS, Asya-Afrika-Avustralya bölgesindeki yaklaşık 40 ülkede bulunan Unilever birimlerine SAP Veri Ambarı projelerinde danışmanlık desteği vermeye devam ediyor. Haziran 2013’te ise enerji dağıtım sektörünün önemli oyuncularından Çalık Yedaş’ta başarılı bir SAP Veri Ambarı projesini canlı kullanıma geçiren IBSS, yine aynı sektörde Bursagaz ve Kayserigaz SAP Veri Ambarı-İş 46 Zekası projesine de Temmuz 2013’te başladı. IBSS’in çalışmaları elbette tek bir sektörle sınırlı değil. Çimento sektörünün lider şirketi Akçansa’da Mayıs 2013’te başlayan SAP Veri Ambarı-İş Zekası projesi Eylül ayında canlı kullanıma geçiyor. Farklı sektörlere bir başka örnek olarak Şişecam öneri takip sistemi projesi de 2013 yılında canlı kullanıma alınacak. IBSS, SAP alanındaki deneyimi ve uzmanlığıyla farklı sektörlerdeki pek çok şirket için proje ve 7/24 destek hizmeti vermeye devam ediyor. Ayrıntılı bilgi için: www.ibss.com.tr ÇÖZÜMÜ PAKETİ Medyasoft, SAP Yükseköğrenim Çözümü’ndeki tecrübesini paket çözüm haline getirerek SAP Store’da yayınlıyor. Medyasoft’un tecrübeli danışman ekibi tarafından hazırlanan SAP Higher Education & Research Rapid Deployment Software, SAP tarafından da onaylandı ve “SAP Qualified” olarak SAP Store’a girmeye hak kazandı. Medyasoft böylece Türkiye ve dünyada bu alanda bir “ilk”e imza atmış oldu. Zaman ve maliyet açısından çarpıcı oranlarda tasarruf sağlayan SAP Yükseköğrenim Çözümü, akademik dünyayı e-iş işlevselliğiyle güçlendiriyor. Tüm süreçleri tek sistem üzerinden yöneterek verimliliği en üst seviyelere taşıyor. Medyasoft, yönetmeliklere ve mevzuata uygun SAP Yükseköğrenim Çözümü Paketi ile yatırımın geri dönüş hızındaki konumunu daha da güçlendirdi. Detaylı bilgi ve sunum talebi için: [email protected] ya da 0216 645 91 00 47 HABERLER........................................................................................................................................................................................... PHARMACTIVE, ÇÖZÜMEVİ DANIŞMANLIĞINDA SAP’YE GEÇTİ Organize Sanayi Bölgesi’nde 108.000 m² arsa satın alarak Türkiye'nin en büyük ve modern ilaç fabrikalarından biri olan, ileri teknoloji ile üretim gerçekleştirebilen tesisini Haziran 2013 tarihinde tamamladı. Teknoloji yatırımlarına büyük önem veren Pharmactive bu sayede süreçlerinin en doğru ve etkin şekilde yürütülebilmesini sağladı. Pharmactive İlaç, Mayıs 2013 tarihinden bu yana SAP projelerinde destek almaya başladığı ve birlikte birçok proje gerçekleştirdiği Çözümevi Danışmanlık işbirliği ile ERP sistemlerini sektörün ihtiyaçlarına uygun hale getirdi. Saya Grup, ilaç sektöründe elde ettiği tecrübe ve birikimlerini değerlendirmek amacıyla Kasım 2010’da Pharmactive İlaç firmasını kurdu. Pharmactive, Çerkezköy Haziran 2013’te başlayan ITS Entegrasyon projesi, proje planına uygun olarak Ağustos 2013’te sorunsuz bir şekilde devreye alındı. Çift yönlü entegrasyonun sağlandığı projede, teknik işlemlerin tamamlanmasının MERCEDES-BENZ TÜRK, SAP BPC’YE ITELLIGENCE ANALYTICS İLE GEÇTİ Mercedes-Benz Türk, itelligence Analytics danışmanlığında SAP BPC projesini hayata geçirdi. Projede, SAP BusinessObjects ürün ailesinde yer alan BPC 10.0 Netweaver versiyonu kullanıldı. Proje kapsamında 25’i aşkın kullanıcı SAP BPC uygulamasının eğitimini aldı ve şirketin tüm mali planlama süreçleri, SAP BPC sistemi üzerinde yapılandırıldı. Daha önceki planlama sisteminin gereksinimlere yeteri kadar cevap verememesi, şirketin IT stratejisine uygun olmaması, iş modellerinde meydana gelen değişikliklere adapte edilememesi gibi sorunlar nedeniyle yeni bir planlama sistemine ihtiyaç duyan Mercedes-Benz Türk, SAP BPC projesi ile verimliliği artırmayı ve şirket içi karar alma süreçlerini hızlandırmayı hedefledi. Projede, şirket genelinde yer alan farklı mali planlama yapıları tek bir platform üzerinde geliştirildi ve kullanıcılar, ihtiyaç duydukları tüm verilere yetkileri dahilinde ulaşıp kendi 48 istekleri doğrultusunda çeşitli raporlar geliştirme imkanına kavuştular. Şirketin ihtiyaçlarına özel olarak geliştirilen iş akışı uygulaması ve yetkilendirme modeli aracılığıyla planlama sürecinin tüm adımlarının SAP BPC üzerinden takip ve kontrol edilmesi ve etkin bir şekilde yönetimi sağlandı. itelligence Analytics danışmanlığında Ekim 2012’de başlayan SAP BPC projesi, 7 ay gibi kısa bir sürede tamamlandı. 7 departmandan toplam 55 kişilik ekibin desteği ile tamamlanan projede şirketin satış, üretim, satınalma, stok, gider planlaması, ürün bazında kârlılık planlaması, likidite planı ve vergi planı sistem üzerinde MercedesBenz Türk’ün tüm gereksinimlerini karşılayacak şekilde geliştirildi. Böylelikle entegre plan mali tablolara (proforma kâr-zarar tablosu, bilanço ve nakit akış tablosu) SAP BPC üzerinden ulaşılması sağlandı. Yeni ortaya çıkan iş modellerine kısa zamanda uyum sağlayabilecek esneklikte olan SAP BPC çözümü ile şirketin planlama sürecinin daha verimli ve hızlı bir şekilde neticelendirilmesi sağlanarak veri kalitesi artırıldı. ardından validasyon testleri gerçekleştirildi, ilgili dokümanlar hazırlandı ve canlı kullanıma geçiş 19 Ağustos 2013 tarihinde başarıyla gerçekleştirildi. Çözümevi ve Pharmactive ekibi ayrıca El Terminali ve Barkod Uygulamalarını gözden geçirerek satış ve depo süreçlerinin hem basit hem de güvenilir bir biçimde çalışmasını sağladı. Satın alma süreçleri de incelendi ve birçok noktada iyileştirmeler yapılarak Üretici Parça Takibi süreçleri SAP platformuna taşındı. Ayrıca Tedarikçi Değerlendirme süreçleri de ERP sistemine taşınarak etkin bir tedarikçi yönetim sistemi kuruldu. Üretim süreçleri yeniden gözden geçirildi; potens hesaplama algoritmaları, hazır edim süreçleri ve sevkiyat toplama listeleri de devreye alınarak üretim ve satış süreçlerinin etkinliği artırıldı. E-İMZA, SAP İLE TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK ŞİRKETLERİNE GÜÇ KATIYOR E-GÜVEN, SAP Çözümleri ile gerçekleştirdiği e-imza/mobil imza ve İmzala-Gönder entegrasyonları sayesinde şirketlere zaman ve buna bağlı olarak verimlilik gibi önemli avantajlar kazandırıyor. Türkiye’nin en büyük 500 şirketi arasında yer alan 200’ü aşkın SAP kullanıcısı başta olmak üzere çok sayıda şirket, E-GÜVEN’in sunduğu entegre çözümlerle verimliliklerini daha da artırma imkanına kavuşuyor. SAP Çözümleri ile gerçekleştirilebilen e-imza/ mobil imza entegrasyonu sayesinde şirketler, SAP üzerinde e-imzalı/mobil imzalı izin formları, sipariş onayları ve satın alma talepleri oluşturabilmenin yanı sıra zaman çizelgelerini de imzalayabiliyor. Kurumun ihtiyacına göre kullanım alanları çeşitlendirilebiliyor. Entegrasyon, ıslak imzalı bankacılık süreçlerini de sona erdiriyor. Örneğin SAP üzerinde oluşturulan banka talimatları e-imza veya mobil imza ile imzalanarak bankalara elektronik ortamda gönderilebiliyor. Bu aşamada E-GÜVEN’in İmzala-Gönder ürünü SAP ile entegre edilebilecek bir alternatif olarak sunuluyor. İnovasyon Sponsoru Teknoloji Sponsoru
© Copyright 2024 Paperzz