KOBİLER İÇİN AĞ ÇÖZÜMLERİ REHBERİ IT ADVISOR www.itadvisor.com.tr HAZİRAN 2014 SAYI 55 HAZİRAN 2014 SAYI 55 www.itadvisor.com.tr türkiye’nin internet haritası Hayatımızın temeline oturan internet olgusu tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de hızla gelişiyor. Peki Türkiye’deki internetin son durumu ne? Ülkemizdeki internet altyapısı diğer ülkelere göre ne seviyede ve mobil pazarda durum nasıl? röportaj BURAK ÖZER XEROX TÜRKİYE GENEL MÜDÜRÜ DOĞA DOSTU TEKNOLOJİ ŞİRKETLERİ ORACLE op day 2 014 VERİ DEPOLAMADA SSD DÖNEMİ hangi operatörün telefonu şirketiniz için daha akıllı? TEKNOLOJİ ŞİRKETLERİNİN DEĞERLERİ BANKALARIN MOBİL UYGULAMALARI Bilişim Sektörünün Yükü Operatörlerin Omzunda T üm dünyada olduğu gibi ülkemiz de bilişim sektöründe büyümesini sürdürüyor. 2013 yılında %11,3 oranında bir büyüme kaydeden Türkiye bilişim sektörü, toplamda 61,6 milyar TL’lik büyüklüğe ulaştı. TÜBİSAD tarafında 2.555 bilişim şirketinin katılımıyla elde edilen bilgilerden oluşan bu rakamın 17,9 milyar TL’si bilgi teknolojileri, 43,7 milyar TL’si ise iletişim teknolojilerinden oluşuyor. Rapora göre, Türkiye bilişim sektörünün 2014 yılında ise %11,5 büyüyeceği öngörülüyor. 17,9 milyar TL’ye ulaşan bilgi teknolojileri sektörü; donanım, yazılım ve hizmet olmak üzere üç alt kategoride değerlendirildi. Bilgi teknolojileri donanım kategorisi %8 oranında bir büyüme kaydetti ve 10 milyar TL’lik bir büyüklüğe ulaştı. 2012 yılına göre en yüksek büyüme %15,1 ile bilgi teknolojileri yazılım kategorisinde gerçekleşti. Böylece, bilgi teknolojileri alanında arzu edilen dağılıma yaklaşılarak yazılım sektörünün toplam bilgi teknolojilerindeki payı %27,1’e yükseldi. Bilgi teknolojileri hizmet kategorisi de %10,1’lik bir büyüme ile 3 milyar TL’ye ulaştı. Sektörün, toplam ihracat rakamı 1,3 milyar TL’ye ulaşmış. Toplam ihracatın yarısından fazlası 721 milyon TL ile yazılımdan geliyor. Bu rakam, yazılımdan elde edilen cironun %14,8’lik kısmına denk geliyor. BT donanım ihracatı 113 milyon TL olurken, BT hizmet ihracatı ise 156 milyon TL’ye ulaşmış. İletişim teknolojileri ihracatı da 266 milyon TL olarak gerçekleşmiş bulunuyor. Ankete katılan şirketlere göre, en çok sayıda şirketin ihracat yaptığı ülkelerin başında Almanya geliyor. Almanya’yı, ABD, Hollanda, İngiltere ve Azerbaycan takip ediyor. Araştırma için bilgi veren şirketler, 2014 yılında sektörde yüzde 11 ila 15 arasında büyüme beklediklerini ve büyümede Ar-Ge yatırımı ve inovasyonun en önemli faktör olacağını belirttiler. İletişim ve haberleşmenin Türkiye bilişim sektöründeki yüksek payını göz önünde bulunduracak olursak eğer, aslında Avrupa ve Amerika ülkelerinin çok gerisinde olduğumuz görülüyor. Tüm operatörlerin de yabancı sermayeye dayandığı düşünülünce, aslında ülke olarak bilişim anlamında teknoloji üretimimizin alt seviyelerde olduğunu söylemek mümkün. Her ne kadar ülkemizin bilişim sektöründe yükselen bir grafiği olsa da, içinden operatörleri çıkarttığımızda, Avrupa ülkelerine nazaran aslında ne kadar küçük bir pazardan bahsettiğimizi görebiliriz. Teknoloji üretmekten ziyade tüketmek konusunda oldukça başarılı olduğumuz su götürmez bir gerçek. Var olan teknolojileri kullanmaktansa, teknoloji geliştirmek için yapılacak yatırımların mecbur kılınması ve sıkı denetlenmesiyle teknoloji üretimi ve ihracatımızın hızla büyüyeceği kaçınılmaz olacaktır. İlkay Zaman Yayın Koordinatörü [email protected] EDİTÖRDEN 43,7 milyar TL büyüklüğe sahip iletişim teknolojileri sektörünün alt kategorileri iletişim teknolojileri donanım ve iletişim sektörü elektronik haberleşme olarak belirlendi. İletişim sektörü donanım kategorisindeki büyüme %27 oranında gerçekleşti ve 11,4 milyar TL büyüklüğe ulaşıldı. %7,3 büyüme gösteren iletişim sektörü haberleşme kategorisi ise 32,3 milyar TL oldu. haziran’14 / SAYI 55 KAPAK KONUSU TÜRKİYE'NİN İNTERNET HARİTASI 56 34 İ.Z. Halkla İlişkiler Danışmanlık ve İletişim Adına Sahibi İlkay Zaman Yayın Direktörü İlkay Zaman [email protected] 30 Yazı İşleri Müdürü Tolga Küçükyılmaz [email protected] Editörler Burak Bulutöz [email protected] Burçin Aygün [email protected] Görsel Yönetmen Ersen Akçay [email protected] Reklam Müdürü Bilun Ceyhan [email protected] Reklam Rezervasyon Şeyda Metin [email protected] 06. Haberler 28. Röportaj: Burak Özer 30. Doğa Dostu Teknoloji Şirketleri 60 42. Şirketinizin Ağ Yapısını Yeniliyoruz Dağıtım Etkin Dağıtım 48. OPDay 2014 Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Cüneyt Tepe [email protected] 50. Bankaların Mobil Uygulamaları 56. Veri Depolamada SSD Dönemi 60. Teknoloji Şirketlerinin Değerleri 62. Hangi Operatörün Telefonu Şirketiniz İçin Daha Akıllı? 4 haziran’14 Yönetim Adresi Değirmen Sok. Şaşmaz Sitesi A Blok Cemal Bey İş Merkezi No.: 11 Kat: 1 Daire: 4-6 Kozyatağı / Kadıköy- İstanbul Tel: 0216 478 31 18 PBX 0216 478 31 86 Faks: 0216 478 45 02 [email protected] 62 Baskı ve Cilt ÖZLEM MATBAACILIK ve REKL. LTD. ŞTİ. Litros Yolu 2. Matbaacılar San. Sit. B Blok No: 2BB4 Topkapı / İSTANBUL T: 0212 612 06 62 www.ozlemmatbaa.com.tr HABER Büyük Verilerde Lenovo Storage Dönemi B ilişim teknolojileri dünyasında son yılların en önemli olgularından biri haline gelen “büyük veri” her geçen gün daha da büyümeye devam ediyor. Mobil erişimdeki artış, sosyal ağların gelişimi, internete bağlanabilen yeni cihazlar, mobil alışveriş seçenekleri ve online paylaşımlardaki artış, artık büyük bir “dijital evren” yaratmış durumda. Öyle ki araştırmalar, 2009’da 0.8 Zettabyte (Zb) olan veri miktarının 2020’ye kadar 35.2 ZB’ye çıkacağını öngörüyor. Bu 44 kat büyüyen veriyi saklamak, korumak ve yönetmek ise bireysel ve kurumsal kullanıcıların en çok önem verdikleri konuların başında geliyor. Pazarın bu dinamiklerinden yola çıkan Lenovo, EMC ile depolama alanında imza attığı büyük işbirliği sonucu bu alanda da Türkiye pazarındaki yerini aldı. Böylece 425 milyon kullanıcı sayısıyla öne çıkan, 2008’den bu yana da EMC şirketi olarak yoluna devam eden Iomega ürünlerinin Türkiye’de “Lenovo Storage” markasıyla satışı başladı. Türkiye’yi Defne Temsil Edecek Y irmi ülkede yirmibeşten fazla mobil operatör için telekom çözümleri sunan Defne, 11-13 Haziran tarihlerinde Şangay’da gerçekleştirilecek ve dünyanın en önemli mobil teknoloji fuarlarından biri kabul edilen GSMA Mobile Asia Expo’ya, Türkiye’yi temsil eden tek Türk şirketi olarak katılacak. Orta Asya’dan Orta Doğu’ya, Asya-Pasifik bölgesinden Afrika’ya, Avrupa’dan Güney Amerika’ya kadar değişik coğrafyalarda yaklaşık 500 milyon aboneye sunduğu katma değerli servis ve platform çözümleri ile birçok projeye imza atan Defne Bilgi İşlem, 11-13 Haziran 2014 tarihlerinde Şangay’da düzenlenecek GSMA Mobile Asia Expo’da Hall N1’de, Stand E42’de yer alacak. Mobil dünyaya yön veren son teknoloji, ürün ve hizmetlerin sergilendiği ve mobil teknoloji alanındaki en önemli fuarlar arasında kabul edilen GSMA Mobile Asia Expo’da, AT&T, China Mobile, China Telekom, ChinaUnicom, NTT DoCoMo, STC, SK Telecom, gibi mobil operatörler ve Accenture, Alcatel-Lucent, Dell, Facebook, Hitachi, Lenovo, Nokia gibi alanında lider firmalar da yer alıyor. Türk Telekom ile Orange El Sıkıştı T elekom, Fransız iletişim devi Orange Business Services ile dev bir işbirliği için el sıkıştı. Türk Telekom CEO’su Rami Aslan ve Orange Telecom Business CEO’su Thierry Bonhomme’ın katılımıyla gerçekleştirilen basın toplantısında Türk Telekom, uluslararası alanda faaliyet gösteren Türk şirketlerine ‘Türk Telekom Global Kurumsal Ağ’ hizmetini sunacağını duyurdu. Yapılan iş ortaklığı ile ilgili açıklamalarda bulunan Türk Telekom CEO’su Rami Aslan, “Türk Telekom Global Kurumsal Ağ ile önemli bir adım atıyoruz; Türk şirketlerine 220 ülke ve bölgede ayrıcalıklı, fark yaratacak, güvenli, hızlı, esnek bir özel sanal ağ deneyimi sunuyoruz. Bu hizmetle büyük kurumlar, KOBİ’ler ve kamu kuruluşları yurtdışı 6 haziran’14 operasyonlarını güçlendirme, hizmet kalitesi ve çeşitliliğini artırma imkânı bulacak. Türk Telekom Global Kurumsal Ağ ile şirketler için artık her yer Türkiye olacak” diye konuştu. Türk Telekom ile yaptıkları işbirliğinin Türk şirketlerinin küresel anlamda büyümesine katkıda bulunacağını belirten Orange Business Services CEO’su Thierry Bonhomme, “Türk Telekom ve Orange bu ortaklık ile güçlerini birleştirerek dünya çapında genişleyen Türk işletmelerinin ihtiyaçlarını karşılayacak en iyi kurumsal ağı oluşturmayı hedefliyor. Kurumlara özel telekomünikasyon hizmetlerini geniş bir yelpaze üzerinden sağlamak için konumlandırılmış bu anlaşma Türkiye’de iş sektörünün yerel ve küresel anlamda büyümesine önemli katkılar sağlayacak” dedi. HABER IBM Power Systems Sunucularını Tanıttı I BM, tamamı açık sunucu platformuna dayanan, verileri yüksek bir hızla yönetmeyi sağlayan, dünyanın şimdilik en gelişmiş işlemcilerine sahip yeni Power Systems sunucularını tanıttı. Yüzde 47 daha düşük maliyetle iki kat fazla verim elde edilen yeni sunucular, en yeni x86 sunuculara göre veri ambarı uygulamalarında, 50 kata kadar daha hızlı sorgulama ve raporlama performansı sağlıyor. IBM, büyük veri çağına özel olarak tasarlanmış, dünyanın en hızlı çipi olma özelliğini taşıyan POWER8 teknolojisini duyurdu. Yeni ve yatay ölçeklenebilir Power Systems sunucularının kullandığı bu teknoloji IBM’in 2,4 milyar dolarlık yatırımının ve 3 yılı aşkın süredir devam eden geliştirme sürecinin bir eseri olmasıyla dikkat çekiyor. Açık sunucuları geliştirme sürecinde IBM’in yüzlerce inovasyon patentinden de yararlanıldı. Her tip ortam için uyumlu bir bilgi işlem platformu oluşturan IBM’in POWER mimarisi, son yılların en önemli işbirliklerinden biri olan OpenPOWER Foundation’ın inovasyon sürecinde de önemli bir aşamayı temsil ediyor. Büyük Veri, Intellica ile Masaya Yatırıldı İ ş Zekâsı, Büyük Veri ve Müşteri İlişkileri Yönetimi konusunda entegre çözümler sunan Intellica, 21 Mayıs’ta düzenlediği Complex Event Processing Solutions Day 2014 Etkinliğinde iş ortaklarıyla bir araya geldi. Katılımcılar, İş dünyasında çığır açan Büyük Veri teknolojilerinin, şirketlerin karar alma ve pazarlama faaliyetlerindeki etkileri hakkında bilgi alma fırsatı yakaladılar. Intellica Genel Müdürü Okan Karaduman’ın açılış konuşmasıyla başlayan toplantı, Bilgi Üniversitesi Next Academy Başkanı Levent Erden’in merakla beklenen “Dönüşüm” adlı sunumu ile devam etti. Intellica Çözüm Mimarı Ozan Özen ise, “Büyük Veri ve EVAM” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Intellica’nın EVAM çözümü de başarı hikayeleri ile birlikte tanıtıldı. Etkinlik, Hürriyet Satış ve Stratejik Planlama Direktörü- İcra Kurulu Üyesi Özlem Kutluay ve Vakıfbank Yazılım Geliştirme Müdürü Deniz Yılmaz’ın EVAM çözümü ile ilgili paylaştıkları deneyimlerin ardından, Softtech Genel Müdür Yardımcısı Şerafettin Özer ve Peppers & Rogers Group Yöneticisi Murat Gün’ün sunumları ile son buldu. EMC XtremIO Flash için 1 Milyon Dolarlık Garanti E 8 haziran’14 MC XtremIOTM tamamı flash dizilimleri kullanan müşterilerine yönelik olarak 1 milyon Dolarlık garanti sunduğunu açıkladı. Buna göre XtremIO sistemlerinin satır içi veri hizmetlerinin kapandığını, yavaşlayarak performansının azaldığını ya da varsayılan konumunun “sistem çöp toplama” durumuna geçtiğini ispatlayan ilk müşterisine bir milyon dolar verecek. Konuyla ilgili açıklama yapan EMC Bilgi Altyapıları CEO’su David Goulden, “Satır içi veri hizmetleri veri depolama diziliminin beklemede, meşgul ya da dolu olması farketmeksizin sürekli yüksek performans sunabilmesi için kritik önem taşır. Satır içi veri hizmetleri tüm flash dizilimleri için ‘olmazsa olmaz’ bir mimari özelliktir. EMC olarak, sektörde sürekli olarak satır içi olma konusunda verdiği sözü tutabilecek tek flash çözümleri sağlayıcısı olduğumuza inandığımız için bu garantiyi sunuyoruz. EMC’nin XtremIO tamamı flash dizilimleri benzersiz bir mimariye sahip ve bu garanti ile rakip çözümlerin kusurlarını ve eksikliklerini de ortaya çıkarmış oluyoruz. Sözümüzün arkasında durmak, iddialılığımızı vurgulamak ve XtremIO ve rakipleri arasındaki fark konusunda sektörü bilgilendirmek için bir milyon doları gerekirse riske atmaktan mutluluk duyuyoruz” dedi. HABER Artım Bilişim Zebra Türkiye Distribütörü Oldu 2 003 yılında kurulan ve Bilişim Teknolojileri Altyapı Çözümleri distribütörü olarak 2011 yılından bu yana Index Grup çatısı altında faaliyetlerine devam eden Artım Bilişim, Zebra Teknoloji ile imzaladığı distribütörlük anlaşması gereğince Zebra Teknoloji Türkiye yetkili distribütörü olacak. Aynı zamanda Index Grup bünyesindeki tüm BT kanallarına Zebra Teknoloji’nin donanım ürünlerini ve bu ürünlere ait sarf malzemeleri ve yedek parçaları dağıtacak. Artım Bilişim Genel Müdürü Suat Sümer, yeni işbirliğiyle ilgili olarak, “1 milyar dolarlık cirosuyla dünyanın öncü termal yazıcı üreticilerinden biri olan Zebra Teknoloji ile yaptığımız distribütörlük anlaşması, hizmet ağımızdaki tedarik zincirine büyük bir zenginlik ve değer katacak. Yeni iş ortağımız Zebra, Artım Bilişim’in başarısı kanıtlanmış tecrübesi ve pazardaki güçlü konumundan faydalanırken, bizler de Zebra’nın Türkiye’deki faaliyetlerini büyütmek için elimizden geleni yapacağız”dedi. IBM ve Kadir Has Üniversitesinden Ortak Laboratuvar I BM’in 2013 yılında “Üniversite Ortak Araştırma” ödülünü kazanan tek Türk üniversitesi olan Kadir Has Üniversitesi’nde “Şehir Mühendisliği İleri Araştırma Laboratuvarı” açıldı. IBM’in gelişmiş altyapı desteğiyle kurulan “Akıllı Gezegen” kavramına hizmet eden çalışmaların yürütüleceği laboratuvar, üniversite-endüstri-şehir yönetimi üçgeninde çok disiplinli çalışmalar yürütülecek ve lisansüstü düzeyde araştırma projeleri gerçekleştirilecek. Şehir Mühendisliği İleri Araştırma Laboratuvarı, Bilgisayar, ElektrikElektronik, Endüstri ve Enerji Sistemleri Software AG’ye Ödül G erçek zamanlı görsel ve mantıksal analiz yazılım sağlayıcısı olan JackBe, 2013 yılının Ağustos ayında Software AG tarafından satın alınmış, gerçek zamanlı uygulamalar için mantıksal analiz ve karar yönetimi kabiliyetlerine sahip olan Software AG Akıllı İş Operasyonları (Intelligent Business Operations) platformunun altyapısını oluşturmuştur. Küresel birleşme ve satınalmalardan sorumlu Software AG CFO’su Arnd Zinnhardt, hızlı ama sağlam ve 10 haziran’14 dengeli adımların iş süreçlerinin ve M&A programlarının belkemiğini oluşturduğunu söyledi ve ödülle ilgili görüşlerini şu şekilde aktardı: “Stratejik teknolojik trendlerin erkenden tespiti, sağlam bir M&A süreci ve edinilmiş teknolojilerin entegrasyonu müşterilerimize sunduğumuz katma değerli hizmetlerden yalnızca bazıları. Bu nedenle JackBe satınalmamızın stratejik öneminin böylesine saygın bir kuruluş tarafından onaylandığını görmek bizi çok mutlu etti.” Mühendislik dalları ile Yönetim Bilişim Sistemleri, Mimarlık, Sosyal Bilim disiplinlerini kapsayan Şehir Mühendisliği, ulusal ve uluslararası işbirlikleri ve ortaklıklar için de adres olacak. Laboratuvar’ın açılışı nedeniyle düzenlenen törende bir konuşma yapan Kadir Has Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Mustafa Aydın, Kadir Has Üniversitesi olarak “evrensel nitelikte akademik bir kurum olma” misyonu ile bilim ve teknolojide yaşanan gelişmeleri takip eden, yeniliğe açık, sorgulayan, düşünen ve üreten bireyler yetiştirmeyi hedeflediklerini belirtti. HABER DenizBank’tan Yeni Bir Mobil Uygulama Daha D enizBank’ın mobil bankacılık uygulaması MobilDeniz, Android tabletlere özel kullanıcı deneyimini benimseyen bir tasarıma sahip ilk ve tek mobil bankacılık uygulaması olarak Google play’de yerini aldı. DenizBank Dijital Kuşak Bankacılığı Grubu Genel Müdür Yardımcısı Murat Çelik, “MobilDeniz Android tablet platformuna özel, farklı bir kullanıcı deneyimi göz önünde bulundurularak tasarlanmış olup, diğer platformlardan ayrıştırılarak, özel ara yüzü ile rekabetteki benzerlerinden farklılaşmaktadır.” dedi. Yenilikçi ürün ve hizmetleri ile dikkat çeken DenizBank’ın mobil bankacılık uygulaması MobilDeniz, Türkiye’de bir ilke imza atarak sektörde benzeri olmayan özellikleri Android kullanıcılarıyla buluşturuyor. Turkcell Kurumsal Mobil İnternet Paketlerini “Turboladı” T urkcell, kurumsal mobil internet paketlerini yenileyerek şirketlerin kullanımına sundu. Kurumsal mobil internet paketlerine eklenen turbo özelliğiyle 43,2 Mbps’ye varan hızlara sahip olan şirketler, Turkcell’in akıllı şebekesi sayesinde 2 kat hızlı ve kesintisiz internet ayrıcalığı yaşayacak. Yenilenen internet paketlerinde fatura aşımı yaşamak istemeyen kurumsal şirketler için opsiyonel limitte durma özelliği de bulunuyor. Kurumsal müşterilerinin öncelik ve beklentileri doğrultusunda, yenilikçi ürünlerle çözümler sunan Turkcell kurumsal mobil internet paketlerini yeniledi. Bundan böyle kurumsal hat kullanıcıları, Turkcell’in geniş ve güçlü altyapısıyla sunulan “turbo internet” özelliğine ek ücret ödemeden sahip olacak. Çift taşıyıcı (Dual Carrier) teknolojisi sayesinde 43,2 Mbps’e varan hızlarla cep telefonlarından ya da bilgisayar veya tabletlerinden mobil internet kullanan kurumsal hat sahipleri, işlerini her yerden 2 kat hızlı internetle “turbo hızıyla” yapacak. Oracle “2.Uluslararası İstanbul Akıllı Şebekeler Kongre ve Fuarı”na Katıldı 8-9 Mayıs 2014 tarihlerinde İstanbul WOW Convention Center’da gerçekleşen “2.Uluslararası İstanbul Akıllı Şebekeler Kongre ve Fuarı” na (ICSG 2014) yerli ve yabancı 2000 kişinin üzerinde katılım sağlandı. 23 ülkeden katılım, 43 destekleyen kurum/kuruluş ve 30 sponsor firmayla iki gün süren Kongrede birbirinden önemli 28 oturum ve 100’e yakın sunum gerçekleşti. Kongreye konuşmacı olarak davet edilen Oracle EMEA Bölgesi Enerji Stratejileri Kıdemli Direktörü Mike Ballard, “Keeping Customers at the Heart of Your Utility Transformation” başlıklı sunumunda, Türkiye’de enerji hizmeti veren kuruluşların değişen yüzü hakkında ve gelecek stratejiler hakkında görüşlerini paylaştı. Ballard “Türkiye’de enerji hizmetleri sektörü, hem dağıtımcıların hem de tüketicilerin enerji kullanımı alışkanlıklarına ilişkin evrim niteliğinde köklü bir değişim dönemine girmektedir. Ülke, Avrupa’da enerjinin geçiş kapısı olmaya önem verirken, enerjinin nasıl üretildiği, dağıtıldığı ve ticaretinin yapıldığı konularını yönlendiren düzenleyici ve ticari çerçeveler gelişmeye devam edecektir” dedi. 12 haziran’14 HABER Wacom, Bir Tasarım Şirketi İçin Neden Önemli? 1 993 yılından bu yana yaratıcı endüstrilere hizmet vermek amacıyla kurulan dDf, 360 derece entegre pazarlama iletişimini benimsemiş, yaratıcılığı ve tasarım kültürünü her zaman ön planda tutan bir yapıya sahip. Entegre marketing şirketleriyle bir kurum kimliği çalışmasından reklam filmine; bir sergi organizasyonundan bir fuar standına; her türlü iletişim alanında yaratıcı uygulamalar ve prodüksiyonlar yapan şirket, gerek yurtiçi gerek yurtdışında birçok müşteriye hizmet veriyor. dDf’de Wacom ürünleri kullanılmaya başlandığından beri daha özgür, deneysel tasarımlar ortaya çıktığını vurgulayan Kayar, “ileri derecede yaratıcılık içeren son derece hızlı tasarımlar ve sunumlar gerçekleştiriyoruz. Bu bizim hem yeni işler almamızı hem de aldığımız işlerdeki başarı oranlarımız arttırdı. Bu yüzden en basit ürünlerinden en gelişmiş ürünlerine kadar farklı kategoride her Wacom ürününü kullanıyoruz.” dedi. Türkiye’nin kullandığı lale logolu Türkiye görselinin de Wacom ile hazırlandığını belirten yetkililer, pek büyük firmanın projesinde de Wacom’un kullanıldığını ekledi. FirstSpirit CMS 5.1 Sürümü İle Projeler Daha Hızlı Gerçekleşecek a desso Grubu şirketlerinden e-Spirit AG, içerik yönetim sistemi (CMS) FirstSpirit’in en son sürümünün piyasaya çıktığını duyurdu. FirstSpirit 5.1, şirketlerin projelerini hayata geçirme sürelerini ciddi oranda kısaltmalarına olanak sağlayan çok sayıda yeni özelliğe ve eklentiye sahip. Bu yeni özelliklerin, online içeriğin yönetildiği her noktada kullanıcı deneyimini iyileştirmesi amaçlanıyor. Pazarlama yöneticileri, artık web sitesi ziyaretçilerine daha basit ve etkin bir biçimde kişiselleştirilmiş içerik ve deneyim sunabilecekler. Yeni sürüme, yazılım geliştirme ve entegrasyon ihtiyaçlarının rekor kısa sürelerde tamamlanmasına yardımcı olan teknik özellikler kazandırılıyor. FirstSpirit ürünü, Türkiye’de adesso Turkey Bilgi Teknolojileri tarafından müşterilerine sunuluyor. adesso Türkiye Ofisi, ürünün lisanslanmasının yanı sıra, entegrasyonu ve özelleştirilmesi konularında da hizmet veriyor. FirstSpirit 5.1 ile neler geliyor? • Yeni çok perspektifli ön izleme • Tüm düzenleme görevleri için merkezi bir kullanıcı ara yüzü • Gelişmiş sürükle bırak desteği ile editöryal içerik geliştiriliyor. SmartWire DT Kullanan Elektronik Motor Yol Verici ile Hatasız Kurulum G üç yönetim şirketi Eaton, gücü 0.06 - 3 kW değerleri arasında olan motorlar için yenilikçi SmartWire-DT iletişim ve bağlantı teknolojisi aracılığıyla bütünleşik kontrol içeren çok işlevli EMS elektronik motor yol vericisini piyasaya sunuyor. Böylece motor yol vericisinin otomasyon çevre bağlantısı daha kolay, daha hızlı, hatalara karşı dayanıklı ve artık daha uygun maliyetli olması sağlanacaktır. EMS, yön değiştirme kontaktör devresinin tüm önemli işlevlerini tek bir cihaz içerisinde kullanıcılara sunmaktadır ve kurulum genişliği ise sadece 30 mm civarındadır: Smart-Wire-DT bağlantısı içeren EMC elektronik motor yol vericisi DOL ve ters motor başlatma, motor koruma ve tahrikin güvenlik ile ilgili durdurma işlemlerini sunmaktadır. SmartWire-DT bağlantısı sayesinde, kablo şebekesi asgari düzeyde tutulmuştur. Normal koşullarda motor yol vericisini I/O seviyesi aracılığıyla PLC’ye bağlayan kontrol kabloları ve cihazların besleme kablolarına artık gerek duyulmamaktadır ve yerlerini Eaton’un yeşil kablosu alıyor. Eaton’ın elektrik sektörü, güç dağıtımı ve devre koruması; yedek güç koruması; kontrol ve otomasyon; aydınlatma ve güvenlik; yapısal çözümler ve kablolama cihazları; zorlu ve tehlikeli ortamlara yönelik çözümler ve mühendislik hizmetleri alanlarında uzman küresel bir oyuncu. haziran’14 13 HABER Vodafone 2013-14 Mali Yılı Sonuçlarını Açıkladı V odafone Türkiye, Dijital Dönüşüm Hareketi adlı stratejik yatırım programıyla 2013-14 mali yılında, toplam gelirlerini %17* artış ile 6,4 milyar TL’lik rekor seviyeye ulaştırırken, toplam mobil gelir pazar payını %33,4’e çıkardı. 1,1 milyar TL’lik FAVÖK ve BTK tanımına göre 20 milyon abone sayısına ulaşan şirket bu mali yılda da rekorlarla dolu bir büyüme kaydetti. Vodafone, 2013-14 mali yılı sonuçlarını açıkladı. Sonuçlar, Vodafone Türkiye’nin Dijital Dönüşüm Hareketi adıyla yürüttüğü stratejik yatırım programı sayesinde güçlü ve istikrarlı büyümesini sürdürdüğünü ortaya koydu. Son dört yıldır mobil telekomünikasyon pazarının en yüksek gelir büyümesini kaydeden şirketin, kendi yaptığı hesaplamaya göre**, toplam mobil gelirlere göre pazar payı %33,4’e ulaştı. Vodafone Türkiye, 2013-14 mali yılı toplam gelirlerini %17* artırarak tüm zamanların en yüksek gelir seviyesi olan 6,4 milyar TL’ye çıkardı. Bu sonuca göre şirket, “dört yıl üst üste toplam gelirlerde çift haneli büyüme” başarısını göstermiş oldu. Dell’den Zorlu Koşullar İçin Laptop D ell Latitude Rugged Extreme modelleri; askeri alanlar, inşaat alanları ve kamu güvenliği bölgeleri gibi alanlardaki kullanıcıların karşılaştığı toz, nem, düşme, titreşim ve uç sıcaklıklar gibi zarar verici durumlara direnç gösterebilmeleri için özel olarak üretildi. Dell, en zorlu fiziksel koşullarda güçlü çözümlere ihtiyaç duyan kullanıcılar için Latitude 14 Rugged Extreme dizüstü bilgisayar ve Latitude 12 Rugged Extreme dönüşebilir dizüstü bilgisayar serisini duyurdu. ABD Eski Deniz Subayı ve Dell Müşteri Çözümleri Grubu Ticari Bilgisayarlar Başkan Yardımcısı Kirk Schell, ürün grubu ile ilgili olarak, “Sıfırdan tasarlanan ve endüstride daha önce görülmemiş yeniliklere sahip olan Latitude 12 ve 14 Rugged Extreme modelleri, Dell’in dayanıklı ürünler dünyasındaki yenilenen ve genişleyen kararlılığının başlangıcını simgelemektedir. Rugged Extreme ürün grubu, rakip markaların ürünlerinde başka örneği bulunmayan ve Latitude adının söz verdiği gibi güvenilir, güvenli, yönetilebilir ve toplantı odasından inşaat alanına veya işiniz sizi nereye götürüyorsa, oraya kolayca taşınabilen bilgisayarlardan oluşuyor” diyor. PanasonicToughpad FZ-M1’in Value Modellerini Tanıttı P anasonic 7 inç ekran boyutuna sahip, dayanıklı Windows tableti Toughpad FZ-M1’in Value modelini tanıttı. Enerji verimi ve taşınabilirlik odaklanılarak tasarlanan Intel Celeron işlemcinin avantajlarını sunan tablet, işleri gereği daha çok hafif ölçekli uygulamalara ihtiyaç duyan ve mevcut eski cihazlarını değiştirmek isteyen endüstriyel şirketler için hem uygun maliyetli hem de daha esnek bir çözüm olarak öne çıkıyor. Mobil çalışanların Toughpad FZ-M1’den en yüksek faydayı sağlamaları için masaüstü kızağı, araç yuvası, çoklu pil şarj aleti, omuzluk, el kayışı, taşıma kılıfı ve pasif kalem gibi aksesuarlar sunuluyor. 14 haziran’14 HABER Fujitsu İletişim Uygulamalarını Optimize Ediyor F ujitsu, insanların her yerden, her zaman ve herhangi bir aygıt kullanarak birbirlerini bulmalarına ve bilgi paylaşmalarına olanak tanıyan Tümleşik İletişim ve İşbirliğini (Unified Commuications and Collaboration- UC&C) barından iki yeni ‘all-in-one’ masaüstü bilgisayarı piyasaya sundu. Piyasaya sunulan Fujitsu ESPRIMO X923 ve ESPRIMO X923-T bilgisayarları kurumlara yüzde 45 oranında enerji tasarrufu da sağlıyor. İletişime daha fazla entegre olmayı sağlayan akıllı araçlara ihtiyaç duyanlara çözüm, Fujitsu’nun pazara sunduğu Fujitsu ESPRIMO X923 ve ESPRIMO X923-T bilgisayarları ile geliyor. İnsanların her yerden, her zaman ve herhangi bir aygıt kullanarak birbirlerini bulmalarına ve bilgi paylaşmalarına olanak tanıyan Tümleşik İletişim ve İşbirliği (Unified Commuications and Collaboration- UC&C) sistemini barından iki yeni ‘all-in-one’ masaüstü bilgisayarı pazara sunuldu. Yapı Kredi Oracle Exadata Platformuna Taşındı Ö M Y zel bankalar arasında 10 milyona yakın aktif kart sahibi ile Türkiye’nin kredi kartı kullanımı alanında iddialı isimlerinden olan, Visa kullanımı alanında ise Avrupa’nın ikinci en büyük bankası olan Yapı Kredi, kredi kartı uygulamalarını anabilgisayar (mainframe) ortamından açık sistemler platformuna geçirmek için büyük bir değişim projesi gerçekleştirdi. Yapı Kredi’nin farklılaşan iş talepleri nedeniyle 15 senelik kredi kartları uygulamalarını yenilemek için başlatılan bu proje için fazlı geçiş yapılarak veri tabanı dahil tüm bileşenler “IBM mainframe”den “Oracle Exadata” platformuna sıfır kesinti süresiyle aktarıldı. Turkcell SuperOnline’ın İlk Çeyrek Sonuçları T urkcell Superonline, 2008 yılında başladığı hem Türkiye’ye hem de müşterilerine değer katan fiber yatırımlarına paralel olarak sürdürdüğü yükselişin sonucunda, 2014 yılı ilk çeyrek sonunda gelirlerinde yüzde 38; AVFÖK’ünde ise yüzde 34 artış kaydetti. Grup dışı gelirlerin payının yüzde 77’ye yükselmesiyle birlikte sağlıklı gelir kompozisyonunu güçlendirdi. Turkcell Superonline Genel Müdürü Murat Erkan, 2008’de başladıkları fiber yatırımların ardından, ışık hızında ilerlemeye devam ettikleri 6’ncı yılda iyiden mükemmele ilerlediklerini belirterek, “Şimdi 2014 yılının ilk çeyrek sonuçlarına 16 C haziran’14 baktığımızda aynı istikrarlı büyümeyi ve Türkiye’yi de kendimizle birlikte büyütmeyi sürdürdüğümüzü görüyoruz. İlk yıllarda altyapı yatırımları işimizin büyük kısmını oluşturuyordu. Bugün ise son Metronet satın almasının da katkısıyla 14 ilde 1,8 milyon ev ve işyerinin kapısına kadar 1000 Mbps hızında internet hizmeti götürüyoruz. Turkcell Superonline ismi artık hızlı ve kaliteli internet ile birlikte anılıyor. Şimdi bu başarımızı yeni ürün ve hizmetlerle sürdürmeye odaklandığımız bir dönemdeyiz. İyiden mükemmele bir yolculuk olarak tanımladığımız bir beş yıllık strateji oluşturduk. Bu yolculukta güçlü ve sürdürülebilir finansal yapımız en önemli değerlerimiz arasında yer alıyor” diye konuştu. CM MY CY CMY K HABER Armut.com Hizmet Sektörünü İnternet’e Taşıdı H izmet ihtiyacı olanları, alanında uzman çalışanlar ve kuruluşlarla buluşturan İnternet girişimi Armut.com, yeni bir oluşum olduğu için son bir yılda yüzde 700 büyüyerek, birçok sektöre de hareket kazandırdı. Alanında bir ilk olan ve gün geçtikçe daha da geniş ve kaliteli bir “hizmet veren” ağına sahip olan site, lider konumuyla kullanıcıların hizmet aradığı noktada tercih sebebi oluyor. Kuruculuğunu ve CEO’luk görevini Başak Taşpınar Değim’in üstlendiği Armut. com üzerinden; yazılım, tasarım, boya, tadilat, nakliye, köpek eğitimi, temizlik, fotoğrafçılık gibi 500’den fazla alanda 25.000’in üzerinde hizmet verene kolayca ulaşılabiliyor. 2011 yılında girişimci Başak Taşpınar Değim’in liderliğinde kurulan Armut.com, o tarihten bu yana hizmet almak isteyen çok sayıda kullanıcısını alanında güvenilir, uzman çalışanlar ve kuruluşlarla buluşturdu. Boyacıdan fotoğrafçıya, nakliyeciden grafik tasarımcıya, su tesisatçısından bilgisayar programcısına kadar 500’den fazla kategoride 25.000’in üzerinde hizmet vereni sisteminde bulunduran Armut.com, hem sahip olduğu hizmet veren ağı, hem kullanıcı sayısı hem de finansal büyüklüğü ile sektöründe lider konumda bulunuyor. Doğa Koleji ve Intel İşbirliği D oğa Koleji ile dünya teknoloji lideri Intel, bilişim konseptine sahip okul projesi için bir araya geliyor. İki şirketin gerçekleştirdiği işbirliği ile eğitim materyalleri dijital ortama taşınacak, teknolojinin eğitime entegrasyonu sayesinde öğrencilerin derslere olan ilgileri ve derslerdeki verimlilikleri artacak. Doğa Koleji ve Intel, bilişim konseptine sahip okul projesini hayata geçirmek üzere işbirliği gerçekleştirdi. 2014-2015 Eğitim–Öğretim yılında eğitime başlayacak olan Doğa Koleji Tuzla Kampüsü’nde kullanılacak eğitim materyalleri, Doğa Koleji öğrencilerine dijital ortamda etkileşimli bir eğitim ortamı sunarak; öğretmen, veli ve öğrencilerin ortak çalışma alanlarının arttırılmasını sağlamak amacıyla dijital ortama taşınacak. Böylece zenginleştirilen içeriklerle öğrencilere standartların dışında bir eğitim ortamı sağlanacak. Bu işbirliği ile Tuzla Kampüsü’nde gerçekleştirilecek olan “Intel Eğitim Tabletleriyle Eğitim”, “Dijital İçerik”, “Bilgisayar Müzesi”, “Deneyim Odaları”, “Lego Atölyesi” gibi birçok özel uygulama ve alan da mimari özellikleri itibariyle Doğa Koleji öğrencilerine teknoloji ile içiçe olma imkanı sağlayacak. Turkcell İle “Engel Tanımayanlar” Her Geçen Gün Büyüyor T urkcell, engelli vatandaşların yaşamlarını kolaylaştırmak ve onları hayatın içine daha fazla katmak için “Engel Tanımayanlar” çatısı altında yenilikçi pek çok çözüm ve proje üretiyor. Engel Tanımayan hizmetlerini ‘istihdam’, ‘ürün ve çözümler’ ve ‘sosyal sorumluluk projeleri’ başlıkları altında sürdüren Turkcell, geçtiğimiz yıl içinde bu alanda pek çok yeniliğe daha imza attı. Turkcell, Engelliler Haftası’nda Turkcell Akademi bünyesinde işaret dili ve altyazılı eğitimler başlatıyor. Eğitimler, görme engelli aboneler için Turkcell Hayal Ortağım servisine de ekleniyor. Aynı zamanda Türk işaret dili eğitimleri de Akademi bünyesine dahil ediliyor. Turkcell’in engelli vatandaşlarımızın yaşamlarını kolaylaştırmak, onları hayatın içine katmak için “Engel Tanımayanlar” çatısı altında gerçekleştirdiği çalışmalar, basın toplantısıyla kamuoyuyla paylaşıldı. Bağış veya iş imkanı sağlamanın ötesine geçerek çok daha fazla insana ulaşmayı, toplumda kalıcı bir farkındalık yaratmayı ve engelli vatandaşları hayatın içine katmayı hedefleyen “Engel Tanımayanlar” hareketi kısa süre içinde büyük ilerleme kaydederek yaşamın her noktasına dokunan bir çözümler bütünü haline dönüştü. 18 haziran’14 HABER Wireless 802.11AC Devrim Yaratacak K ablosuz ağ teknolojilerinde yeni bir teknoloji olan ve veri aktarım hızında çok ciddi bir farklılık sağlayan 802.11ac teknolojisi, geniş kapsama gücü ve geliştirilmiş ağ kararlılığıyla iş yerlerinde ve ev eğlence anlayışında benzersiz avantajlar sunuyor. 802.11n’den üç kat daha hızlı olan 802.11ac, daha hızlı ve yüksek kalitede veri aktarımı ile birlikte daha kararlı bir ağ mimarisine ulaşılmasını sağlıyor. 802.11ac ayrıca çok daha geniş kapsama gücüyle evlerdeki kör noktaların da artık internet bağlantısıyla tanışmasını mümkün kılıyor.Sektördeki eğilim ve gelişmeleri takip ederek kullanıcılarını en son teknolojiler ile buluşturan ZyXEL, 802.11ac teknolojisine sahip NBG6716 ve VMG8924 ürünleri ile dikkat çekiyor. 802.11ac, ev eğlence sistemleri için oyunun kurallarını değiştiren bir yenilik. Bu teknoloji, daha hızlı ve yüksek kalitede veri aktarımı ile birlikte daha kararlı bir ağ mimarisine ulaşılmasını sağlıyor. 802.11ac ayrıca çok daha geniş kapsama gücüyle evlerdeki kör noktalara internet bağlantı taşıyor. 802.11b gibi daha eski teknolojiler, daha düşük bir bant genişliğine sahip oldukları için zaman zaman zayıf bağlantı kalitesi sorunuyla karşılaşıyorlardı. Bu teknolojiyle tek seferde birden fazla medya akışı gerçekleştirildiğinde videolar donuyor, ses bağlantıları kopuk bir şekilde sunulmak zorunda kalınıyordu. Ancak 802.11ac, sağladığı 1Gbps’ye varan veri aktarım hızıyla bu sorunların üstesinden gelebiliyor. Oracle Bulut Pazarlama Stratejisini Açıkladı P azarlamacılar müşterilerine daha kişisel yöntemler kullanarak bilgilendirme yapmak, eğitmek ve uzun süreli, karlı ilişkiler kurmayı tercih ediyor. Ancak halen birçok pazarlamacı karmaşık ve verimsiz pazarlama sistemleri ve verileri kullanmak durumunda kalıyor. Pazarlamacıların işini basitleştirmek ve müşteri merkezli iş süreçleri geliştirilebilmesi için Oracle Bulut Pazarlama, BlueKai, Compendium, Eloqua ve Responsys firmaları satın alımıyla pazarlama teknolojilerini biraraya getiren Oracle Sosyal Bulutu sunuyor. Sektörün en ileri bulut tabanlı pazarlama çözümü ile pazarlamacılar hızlı ve kolaylıkla müşteri verilerine ulaşım, hedef kitle belirleme, müşteri davranış analizi ve müşteri merkezli pazarlama programları oluşturarak pazarlama stratejilerinde gelire yansıyacak verimli geri dönüş elde edebilecekler. ERP Çözümü Microsoft Dynamics AX 2012 R3 Yayınlandı M icrosoft, kurumların verimliliğini artırmalarına yardımcı olmak üzere önemli güncellemeler içeren Dynamics AX 2012 R3 ERP çözümünü 1 Mayıs’tan itibaren piyasaya sürdü. Yeni sürümde depo ve lojistik yönetimi, mobil uygulamalara özgü framework, bulutla uyumlu yaşam döngüsü servisleri ve Microsoft Azure üzerine kurulum desteği yer alıyor. Kurumların tüketicilerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurguladığı çevik operasyonları desteklemek, tüketicilere tercih ettikleri şekilde yaklaşmak ve büyümeyi desteklemek üzere kurgulanan Microsoft Dynamics AX 2012 R3, yeni ve dikkat çekici özellikler barındırıyor. Bunlar arasında yer alan depo ve lojistik yönetimi, sevkiyat zincirinde gerçek zamanlı ve uçtan uca öngörüler sunabiliyor. Yaşam döngüsü servisleri (Lifecycle Services), süreçleri standart hale getirerek ve basitleştirerek Microsoft Dynamics AX uygulamalarının öngörülebilirliğini güçlendiriyor. Böylece hizmet ve destek anlamında sunulan inovatif ve bütünleşik deneyim daha da zenginleştiriliyor. Dynamics AX’in kurumlara sunduğu değeri ortaya koymak adına, Microsoft ve Forrester Consulting toplam ekonomik etkiye yönelik (Total Economic Impact – TEI) bir araştırma hazırladı. Anket ve bire bir görüşme şeklinde gerçekleştirilen bu araştırmanın sonucunda Forrester, Microsoft Dynamics AX 2012 kullanan kurumlarda 3 yıl içinde yatırım geri dönüş oranının yüzde 92’ye ulaştığını ve uygulamanın 21 ayda kendini amorti ettiğini ortaya koydu. 20 haziran’14 HABER E–Fatura İçin Çözüm İnter-Fatura D enizBank’ın iştiraki olan Intertech, yenilikçi yaklaşımıyla önemli bir yetkinlik daha kazandı. Intertech, Aralık 2013’te Gelir İdaresi Başkanlığı’nın e-Fatura konusunda “Özel Entegratör” iznini aldı. Geliştirdiği entegre sistemler ve süreç optimizasyon yaklaşımıyla her zaman kağıtsız işlemlere ve otomasyona öncelik veren çevre dostu Intertech, elektronik fatura için de mevcut entegrasyon tecrübesini ortaya koydu ve mali işlerde kullanılan tüm sistemlerle uyumlu çalışabilecek bir sistem olan inter-Fatura’yı geliştirdi. inter-Fatura sistemi ile Gelir İdaresi Başkanlığı’nın özel iznini alan kurumlar arasına girmeyi başaran Intertech; bu uygulamayla işletmelerin bugüne kadar ilgili Vergi Usul Kanunu’na (V.U.K.) uygun olarak kağıt ortamında sürdürdüğü fatura alıp verme işini, aynı düzeyde anlaşılabilir ama çok daha işlevsel bir araç haline getirmeyi amaçladı. Konuyla ilgili açıklama yapan Intertech Genel Müdürü Ömer Uyar, kurum olarak bankacılık sektöründe edindikleri bilgi birikimini kullanarak; işletmelerin, e-Fatura uygulamasını bir zorunluluk olarak değil, işlerini kolaylaştıracak ve daha güvenli bir araç olarak kullanmalarını hedeflediklerini ve bu doğrultuda gelişmiş özellikleriyle birlikte inter-Fatura’yı pazara sunduklarının altını çizdi. Uyar, “Intertech, e-Fatura işlemleri için geliştirdiği inter-Fatura uygulamasının işlevsel özelliklerini bankacılık ürünleri ile entegre biçimde yapılandırıyor ve günümüz son teknolojisine uygun yenilikçi fikirlerle destekliyor. Gelişmiş bir arayüz ile birlikte sunulan inter-Fatura uygulaması, piyasada kullanılmakta olan ERP sistemleri ile entegre ve istenildiğinde diğer sistemlerle de güvenli entegrasyonlar kurabilir şekilde tasarlandı. Önümüzdeki dönemde yurt içi ve yurt dışında yapacağımız başarılı projelerle, Intertech ailesi olarak yeni başarılara ve yeni işlere imza atmayı umuyor ve emeği geçen bütün çalışma arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum.” dedi. Microsoft Yenilikleriyle Bulutta Verimliliği Artırıyor M icrosoft, ABD’de düzenlenen TechEd 2014 konferansında BT profesyonellerinin, geliştiricilerin ve kullanıcıların buluta erişiminin önündeki engelleri kaldırmaya odaklı hizmet, ürün ve iş ortaklıklarını açıkladı. Microsoft, 12 Mayıs’ta ABD’de düzenlediği TechEd 2014 konferansında BT profesyonellerinin, geliştiricilerin ve kullanıcıların buluta erişiminin önündeki engelleri kaldırmaya odaklı hizmet, ürün ve iş ortaklıklarının detaylarını paylaştı. “Mobilite ve bulut işletmelerin geleceğidir, gelecek ise bugünün ta kendisidir” diyen Microsoft Bulut ve Kurumsal Çözümler Bölümü Başkan Yardımcısı Brad Anderson, Microsoft’un buluta dair özgün yaklaşımının, sunduğu kapsamlı mobil verimlilik çözümlerinin ve geliştiricilere 24 haziran’14 özgü araçların, bulut çağının gerçek potansiyelini keşfetmeye yardımcı olduğunu söyledi. Gartner’a göre 2017 yılına kadar büyük kurumların yaklaşık yarısı hibrit bulut kurulumlarına sahip olacaklar. Microsoft, hibrit bulutun hitap ettiği her iki dünyanın en iyi özelliklerini bir araya getirmek üzere şu çözümleri paylaştı: Bulutla özel bağlantı. 12 Mayıs’tan itibaren Microsoft Azure ExpressRoute sayesinde kullanıcılar Azure ve kendi sistemleri arasında özel bağlantı kurabilecekler. AT&T, BT, Equinix, Level 3, SingTel, TelecityGroup, Verizon ve Zadara Storage gibi endüstrinin önde gelen hizmet sağlayıcılarıyla kurulan iş ortaklıkları sayesinde, ExpressRoute kurumlara bulutu daha verimli kullanmanın, daha hızlı ve güvenli erişimin, güvenilirliğin ve gecikmesiz erişimin yolunu açacak. RÖPORTAJ Burak Özer Xerox Türkiye Genel Müdürü “Servislerimizi Her Ölçekten Şirketler Kullanabilecek” 28 haziran’14 RÖPORTAJ Kurumsal IT teknolojileri arasındaki en hayati noktalardan birinde yer alan yazıcı ve sarf malzemeleri konusunda lider markalardan biri olan Xerox’un Türkiye Genel Müdürü Burak Özer sorularımızı yanıtlıyor Xerox’un Türkiye’deki yazıcı ve sarf malzemeleri pazarına bakışı nedir? Yakın gelecekte ne gibi değişiklikler ya da yenilikler bizleri bekliyor? Uluslararası bir çok şirket gibi Xerox da Türkiye pazarına çok önem vermektedir. Gelişen pazarlar içinde Türkiye’yi potansiyeli en çok olan ülkelerden biri olarak görmektedir. Türkiye’de her ne kadar yazıcı pazarı her sene belli bir ivme ile büyüme gösteriyor olsa da aynı şeyi sarf malzemeleri pazarı için söylememiz zor. Sarf malzemeleri pazarında Türkiye’de yoğun bir şekilde kayıt dışı ve sahte ürünler kullanılıyor olmasından dolayı Xerox gibi ana üreticiler ciddi problemler yaşamakta. Orijinal olmayan sarf malzemelerinin kullanımından kaynaklı Xerox ürünlerinde meydana gelen ürün arızalarına Xerox olarak servis vermek durumunda kalıyoruz. Bu da ister istemez Xerox gibi iş modeli sarf malzemeler üzerinden kar yapmak üzerine kurgulu olan birçok üreticiyi zor duruma sokuyor ve makine fiyatı tüketiciye düşük maliyetlerle sunulan küçük yazıcı grubu ürünlere yönelik yatırım düşüncelerini her geçen gün azaltıyor. Bu durum daha çok orta ve üst yazıcı segmentine yoğunlaşılmasına neden oluyor. Türkiye yazıcı pazarının oyuncu kurucu markalarından biri olarak pazarda stratejik açılımlarla hareket ediyor, bayi ve iş ortaklarımız aracılığı ile Türkiye’nin dört bir yanına ürün, çözüm ve servislerimizi ulaştırmaya çalışıyoruz. Önümüzdeki dönemde pazara sunacağımız stratejik yaklaşım ve yeniliklerin başında Xerox’un bugüne kadar orta ve büyük ölçekli şirketlere sunmuş olduğu Yönetilen Baskı Hizmetleri’nin bundan böyle Xerox’un özel olarak seçip, yetkilendirdiği iş ortakları aracılığı ile KOBİ ölçeğindeki şirketlere de sunulması olacak. XPPS (Xerox Print Partner Services) olarak adlandırdığımız bu iş modeli ile her ölçekten şirket ihtiyaç ve kullanım biçimlerine bağlı olarak ofis araçlarını ve bunlarla ilgili servisleri kullanabiliyor olacak. Hatta belli bir iş yoğunluğu olan ve belli miktarlarda tanımlı bir süre kullanım taahhüdü verebilen şirketler makine yatırımı yapmadan sayfa başı belli bir ücret karşılığında, makine dışında hiç bir sarf malzeme ve servis masrafına girmeden Yönetilen Baskı Hizmetleri’nden yararlanabilecek. Şu an bu hizmeti Türkiye genelinde başlatmış bulunuyoruz. Önümüzdeki dönemde de ülke genelinde yaygınlaştırmak için çalışmalar yapacağız. Xerox olarak ayrıca yakın gelecekte bulut bilişim, mobilite, güvenlik konularıyla ilgili yeni ürün ve çözümlerimizi yaygın bir şekilde kullanıma sunacağız. Sizinle birlikte Xerox Türkiye’de ne gibi yenilikler olacak? Bu yıl özellikle odaklanacakları noktalar olacak mı? Genel olarak sürdürülebilir ve her açıdan verimli bir büyüme stratejisi izlemeye çalışacağız. Bunu sağlayacak stratejileri uygulayarak gerekli aksiyonları devreye alacağız. Bu aksiyonlardan ilki; mevcut iş ortaklarımızla çalışarak hem onların hem de bizim büyüyeceğimiz bir strateji izleyerek ulaştığımız son kullanıcı ve kuruluş sayısını artırmaya çalışacağız. Bunların yanı sıra sistemimize yeni iş ortakları kazandırmaya, sektöre ve müşteriye özel toplu çözüm paketleri geliştirmeye çalışacağız. Matbaa sektöründe dijitali daha da yaygın hale getirecek çalışmalar yapacağız. Kişiye özel baskı, değişken data ve çeşitli CRM analizlerine göre geliştirilen uygulamaların kullanıldığı çalışmalara odaklanacağız. Bu konularda hem ilgili bölüm çalışanlarımızı hem de iş ortaklarımızı yoğun eğitimlerden geçireceğiz. Ayrıca Xerox iGen ve Xerox Color 1000 gibi yüksek kapasiteli dijital tam renkli baskı sistemlerimize ek olarak Impika ürünleri ve Versant 2100 gibi yeni ürünlerimizi de Türkiye pazarına getirerek, pazardaki rekabet gücümüzü artıracağız. Xerox’un bulut bilişim ve mobilite çözümlerini bir arada sunduğu ConnectKey yazılım platformuna sahip çok fonksiyonlu ofis ürünlerimizi ön plana çıkararak, onların yeni nesil mobil çalışma düzenini destekleyen iş süreçlerini kolaylaştırmaya, zamandan ve mekandan bağımsız olarak müşterilerimize verimlilik kazandırmaya çalışacağız. A4 ebat baskı yapan ofis ürünlerine yönelik kurumsal talebi değerlendirmek için yaz aylarında piyasaya çıkacak yeni ofis ürünlerimizi, toplam baskı maliyetlerini de içine alan çok farklı satış paketleri ile kurumsal müşterilere sunacağız. “Xerox olarak yakın gelecekte bulut bilişim, mobilite, güvenlik konularıyla ilgili yeni ürün ve çözümlerimizi yaygın bir şekilde kullanıma sunacağız.” haziran’14 29 Burçin Aygün ÖZEL DOSYA [email protected] Doğa Dostu Teknoloji Şirketleri Tüketmeye başladığımız doğayı ve geleceğimizi korumak için, teknoloji devleri artık üretirken bir yandan da doğayı korumayı hedefliyor. Daha temiz bir gelecek için doğa dostu teknoloji hayal değil. İşte karşınızda bu gerçeğin farkında olan ve de umursamayan şirketler... 30 haziran’14 MAKALE D ünyadaki hammadelerin gün geçtikçe azalması ve doğayı hızla tüketiyor olmamızın sonucu olarak, her alanda olduğu gibi teknoloji dünyasında da geri dönüşüme önem vermeye başladık. Son yıllarda oluşan bilinç ile birlikte hareket eden çok sayıdaki dünya markası bunu sadece bir sosyal sorumluluk projesi olarak değil, gerçekleştirilmesi gereken bir gerçeklik olarak görüyor ve buna göre hareket ediyor. Bazı şirketler bu konuda oldukça titiz ve dikkatliyken, bazı markalar ise bu önemli başlık altında ellerini taşın altına sokmaktan kaçınıyorlar. Peki daha temiz ve doğaya saygılı bir teknoloji dünyası adına Green IT, yani “Doğa Dostu Bilişim Teknolojileri” için kimler neler yapıyor ya da bu gerçeği görmezden geliyor. Her Geçen Gün, Doğayı Daha Çok Hırpalıyoruz Dünya üzerindeki hayatımızı sürdürebilmek ve daha yüksek yaşam standartları yaratabilmek için bir bakıma mecbur olduğumuz Yeşil Bilişim Teknolojileri hakkında bundan birkaç yıl önce IBM tarafından yapılan araştırmalar, 1900’lerde dünya nüfusunun sadece yüzde 13’lük bir kesiminin kentlerde yaşadığını ve bunun da doğa için bir bakıma daha olumlu bir gerçeklik olduğunu göstermiş. 2050 senesine kadar ise bu rakamın yüzde 70’li oranlara ulaşacağı ön görülüyor! Doğa adına bu ürkütücü istatistiğe bir başka önemli detay daha ekleniyor. Dünyaya her yıl toplamda 7 ayrı New York büyüklüğünde kent ekliyor ve doğaya her geçen sene daha fazla yük bindiriyoruz. Karlılık oranlarını yüksek tutmak isteyen ve bunun için maaliyeti kısmak isteyen önemli isimler, kazançlarını daha yüksek seviyelerde tutarken, doğanın, bir başka deyiş ile insanlığın ömründen ve yaşam kalitesinden çalıyor. Tüm bu olumsuzlukları ortadan kaldırmak ya da en azından verilen zararı minimuma indirmek için en önemli araçlardan biri de akıllı sistemler oluyor. Dünyanın pek çok gelişmiş ülkesinde, önemli şehirlerde kullanılmakta olan akıllı sistemler sayesinde hava kirliliği ve trafik sıkışıklığı en aza indirgeniyor, bu sayede hem doğa, hem de insanlık kazanıyor. Sadece teknoloji dünyası için değil, kamu kuruluşlarında da kullanılan akıllı sistemler, güvenlikten tutun da beslenmeye kadar pek çok alanda insanlığın emrinde. İtalya, Malta ve Amerika Birleşik Devletleri – Teksas Eyaleti’nde güç şebekelerini daha istikrarlı kullanabilmek için akıllı ölçüm cihazları kullanılıyor. Brezilya ve Paraguay’da ise devreye alınan akıllı su yönetmim sistemleri, Sao Paula’da yaşayan 17 milyon kişinin temiz suya erişimine destek oluyor. Abu Dabi yakınlarında inşa edilen Masdar adlı kent, özel sistemler ile birlikte şehrin dünyadaki ilk ekonomik ve çevresel açıdan sürdürülebilir şehrini yaratmaya uğraşıyor. Amaç ise oldukça basit ve bir o kadar da önemli: şehrin sıfır düzeyinde karbon salınımına ulaşmasını sağlamak. İş teknolojik ürünlerin üretim sürecine geldiğinde ise, dünyadaki karbondioksitin bir kısmı bilgisayar ve benzeri cihazların sayesinde dünya atmosferine salınıyor. Teknoloji sektörü dünyadaki karbondiokisit emiliminin yüzde 2’sine sebep olurken, dünya üzerinde üretilen enerjinin yüzde 2’si de bilgisayarların da dahil olduğu teknolojik ürünler ve üretimi sürecinde harcanıyor. Bu noktada teknoloji şirketleri, Yeşil Teknoloji ya da diğer adı ile Yeşil Bilişim Teknolojisi (Green IT) başlığı altında doğa ve insanoğluna destek olabilmek adına alternatifler üretiyor. Ünlü markalar özellikle de daha az yer tutan, daha az ısı üreten, daha hafif ve geri dönüşüme uygun malzemelerden üretilebilecek ürünler üzerinde çaba sarfediyor. Bu çalışmalar sadece doğayı korumakla kalmıyor, üreticinin daha az enerji harcayarak kendi açısından da kara geçmesini sağlıyor. Böylece hem pazar payları yükseliyor, hem de rekabet şansı açısından daha önemli noktalara ulaşıyorlar. Tabii tüm bu süreçte en önemli görev tüketiciye, yani bizlere düşüyor. Ürün sağlayıcılardan talep ettiğimiz teknolojik içeriklerin ne kadar doğa dostu olduğunu öğrenmek isteyişimiz ve buna göre davranan isimleri tercih ediyor oluşumuz bu döngüde önemli bir yer tutuyor. Doğa Dostu Şirketlere İlk Örnek: Apple Dünyanın en önemli markalarından Apple, geçtiğimiz Dünya Günü’nde yayınladığı bir video ile ürünlerini hayata geçirirken sadece kaliteye odaklanmakla kalmadıklarını, sürdürülebilir enerji için neler hedefledikleri, kaynakları nasıl kullandıkları ve IT sektörüne bu konuda nasıl örnek olabileceklerini paylaştılar. Sunumu yapan mevcut CEO Tim Cook, kalitenin yanında hızla bozulan iklim döngüsü için neler yaptıklarını anlatıyor. Videoda Cook’un sesi ile birlikte şirketin nasıl ürettiğini, onları geliştirip, ne gibi testlerden geçirdiğini öğreniyoruz. Üstelik bu süreçte Apple’a yardım eden en önemli destekçi haziran’14 31 MAKALE ise şirketin sahip olduğu güneş enerjisi merkezleri. Buradaki sistemler tamamen Apple’ın veri merkezlerini çalıştırmak için enerji üretiyor! Ünlü marka yenilenebilir enerjiyi merkeze koyarak, üretim aşamasında sadece doğayı korumak değil, nasıl artı değerler kazandırabileceklerini anlatıyor. Tabii bu gibi hedeflere sahip olan tek marka Apple değil. Google, Box, Facebook, Salesforce ve Rackspace gibi isimler yüzde 100 yenilenebilir enerji için özel projeler üretiyorlar. Her firmanın da hedefi aynı: yüzde 100 yenilenebilir enerjinin tam anlamıyla bir standart haline dönüştürülmesi ve küresel ısınmaya karşı savaşta önemli bir adım atılması. Bir başka önemli marka, dünyanın en büyük online alışveriş sitesi ve hatta e-okuyucu gibi cihazlar üreten ismi Amazon. Şirketin başındaki CEO Jeff Bezos, şirketler ekonomisi alanında yenilikçi bir isim olarak tanınıyor ve alışılmış 32 haziran’14 kalıpları yıkarak daha modern ve insan odaklı çözümlere yöneliyor. Bu gibi önemli artılara rağmen Amazon maalesef ki halen gaz, kömür ve hatta nükleer enerji seçenekleri ile sistemlerini ayakta tutuyor. Üstelik CEO değişim adına şimdilik algıları değiştirecek açıklamalarda da bulunmuyor. IKEA gibi önemli bir üretici ise her ne kadar teknoloji alanında yer almasa da, üretim sürecinde Amerika Birleşik Devletleri’nde olmak üzere rüzgar enerjisini tercih edeceğini duyurdu. Amerika’nın en büyük alışveriş mağazalar zinciri Wal-Mart ise binalarda güneş enerjisinden faydalanmak adına özel paneller inşa ediyor. Bu arada teknoloji dünyasından dört önemli isim de oldukça önemli sinyaller vermeye başladılar. Google, Wipro, Sprint ve SoftBank enerji tüketimi konusunda çok daha dengeli davranabilmek için alternatif enerji kaynaklarına yönelmeye başlarken, işin sosyal sorumluluk alanında da önemli atılımlar yapıyorlar. Google ve SoftBank, yenilenebilir enerji çözümleri için şimdiden önemli yatırımlar yaptı. Cisco ise üretim sürecinde kömürden uzaklaşma kararı alarak sektör adına önemli bir adım attı. Wipro ve Sprint’in yenilenebilir enerji başlığı altındaki çalışmaları ise Amerika ve özellikle de teknolojinin önemli duraklarından biri olan Hindistan’a yoğunlaştırıldı. Ericsson, Cisco ve Vodafone enerjiden kar etmek için yeni üretim metodları üzerinde çalışıyor. Google 2010 yılından günümüze kadar temiz enerji diyerek, toplamda 1 milyar dolarlık yatırımda bulunmuş. Japon SoftBank ise bu süreçte dikkat çekici yenilenebilir enerji çözümleri ile 200MWatt’lık enerji tasarrufunda bulunmuş. Bu esnada Cisco sera gazı salınımı için yeni bir hedef koyuyor, 2017’de 2007’ye göre yüzde 40’lık MAKALE Yeşil Bilişim Teknolojileri, doğanın korunması ve insanların yaşam kalitesinin artırılması için gün geçtikçe daha çok şirket tarafından benimseniyor. Ne yazık ki bu konuda geride kalan şirketler de var. bir düşüş yaratacaklarının sözünü veriyorlar. 2017’ye kadar yenilenebilir enerji hedefi ise yüzde 25’lik bir artış olarak raporlanmış. Ünlü Markalar Neler Yapıyorlar? Dünya markaları arasında hatrı sayılır bir yeri olan Uzak Doğulu Fujitsu ise Greenpeace’in verilerine göre iklimsellik konusunda en başarılı isim olarak karşımıza çıkıyor. Üretim, lojistik, dağıtım konularında yeni IT enerji seçenekleri arasında dolaşan firma, Yeşil Bilişim Teknolojisi başlığı altında karbon emisyonunu düşük tutan isimlerden biri olarak önemli bir örnek haline geliyor. Şirket 2009 ile 2012 yılları arasında yaptığı yatırımlar ile birlikte tam tamına 15 milyon ton karbondiokisit salınımını engellemiş. Önemli isimlerden bir tanesi de HP. Marka Amerika’da gerçekleştirdiği çalışmalar ile birlikte yenilenebilir enerji adına yeni kurallar edinmiş, Sprint ve Microsoft ile birlikte geleceğin ümit vaat eden örnekleri arasında girmeyi başarmış. Bu konuda yeni projeler sunarak, klasik basılı yayınlar yerine dijitalize edilmiş mecralara geçişin iklimlendirme başlığı altında neler kazandırabileceğini incelemiş. Emisyon adına 2005 ile 2011 yılı sonuna kadar geçen süreçte yüzde 40’lık bir düşüş sözü veren isim, yüzde 50’lik bir başarı ile kendini kanıtlıyor. Teknoloji dünyasının devlerinden Microsoft’a gelirsek, durum diğer şirketler kadar parlak görünmüyor. Google’ın temiz enerji için ayırdığı ciddi miktardaki nakdi hesaba kattığımızda Microsoft, geride seyretmeye devam ediyor. Öte yandan Energy Smart Buildings projesi ile daha az enerji tüketen merkezler üzerinde çalışan şirket, geleceğe dair ciddi yatırım planları hazırlamayarak üzücü bir tablo çiziyor. Amerika’nın en kirli enerji tüketimi yapan ve kömürü tercih eden şirketlerin merkezi olarak bilinen Wyoming’e yeni bir veri merkezi yerleştiren isim, burada ne gibi bir politika süreceğini ise açıklamıyor. Zira Wyoming kömür ile doğayı üzen bir bölge olsa da, Amerika’nın en büyük rüzgar enerji üretim alanlarından da bir tanesi! Yine bir Uzak Doğu markası olan Toshiba, Greenpeace’in sunduğu listede üzücü bir profil sergiliyor. Şimdiye kadar önemli hedefler koyan ve bunları genellikle gerçeğe çeviren Toshiba, SmartCity projesinde karbondiokisit emisyonunu yüzde 30 seviyelerine çekmeyi başarıyor. Yine de enerji tüketimi konusunda geleceğe dair sağlam planlar sunmayarak akıllarda soru işaretleri bırakıyor. Sulfur Hexafluoride düşürümünde 1990’lardan bugüne önemli atılımlar yapan marka, Fukushima kazasından sonra fosil yakıt kullanarak emisyon seviyesini yükseltmiş ve karbon salınımında 2015 yılına ulaştığımızda yüzde 27’lik bir artışa sebep olabileceğini raporlamış. Son olarak Green IT için bir başka üzücü isimle karşı karşıya kalıyoruz; Hitachi! Üretim sürecinde sera gazı salınımında Greenpeace’e göre oldukça başarılı bir tablo çizen marka, yenilenebilir enerjiye gelinildiğinde yerinde saymakla kalmıyor, bu politikayı kabul etmeyerek nükleer enerji çözümlerine sırtını yaslıyor. Üstelik Yeşil Bilişim Teknolojileri alanında ileriye yönelik kayda değer hedefler de koymuyor! haziran’14 33 Burçin Aygün [email protected] Türkiye’nin İnternet Haritası 34 34 haziran’14 KAPAK KONUSU Hayatımızın temeline oturan internet olgusu tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de hızla gelişiyor. Peki Türkiye'deki internetin son durumu ne? Ülkemizdeki internet altyapısı diğer ülkelere göre ne seviyede ve mobil pazarda durum nasıl? haziran’14 35 35 KAPAK KONUSU B ilgi ve iletişim dünyasındaki hayat hızını kesmeden ilerlerken, yeni teknolojiler, yeni alternatifler ve mevcut seçeneklerin gelişimi, takip edilmesi güç bir ivme kazandı. Sadece standart halini almaya başlayan ADSL bağlantı çeşidi değil, Türkiye genelinde yavaş yavaş yaygınlaşmaya başlayan Fiber İnternet de artık dünyada olduğu gibi ülkemizde de bilgi ve iletişim teknolojilerinin parlayan yıldızlarından biri haline geliyor. Gündelik hayatın artık her bir köşesine sızmış olan sanal dünya, iş dünyası, eğitim, sosyal yaşantı demeden tüm yaşantımıza tesir etmeye devam ediyor. Peki bu süreçte Türkiye genelinde İnternet sektörü alanında neler olup bitiyor? BTK (Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu) tarafından paylaşılan veriler, geleceğe dair yeni atılım ve planlar Türkiye’nin internet geleceği için pek 36 haziran’14 çok yeni ve sevindirici gelişmeleri müjdeliyor. Bahsini ettiğimiz gibi uzun yıllardır kullanılan standart hale gelmiş bazı bağlantı formatlarının yanında hızla yükselmekte olan Fiber İnternet bu yükselişin belki de en önemli ayağını oluşturuyor. İşte Fiber İnternet’in de dahil olduğu Türkiye’nin İnternet Haritası dosyamız... Türkiye’de Giderek Büyüyen Elektronik Haberleşme Sektörü BTK’nın bir süre önce paylaştığı 2013 yılı 3. çeyreğine ( Ekim – Kasım – Aralık ayları)’na ait verilere baktığımızda karşımızda ciddi bir gelişmenin ayak izleri göze çarpıyor. 14 Şubat 2014 itibarıyla elektronik haberleşme sektöründe faaliyet göstermekte olan işletmeci sayısı 521’e ulaşmışken, bu işletmecilere verilen yetkilendirme sayısı 841 olmuş durumda. 2013 yılının son çeyreğinde Türk Telekom ve mobil şebeke işletmecilerinin net satış gelirleri yaklaşık olarak 6,5 milyar TL civarına ulaşmış. Diğer işletmecilerin net satış gelirleri ise son çeyrekte yaklaşık olarak 1,8 milyar TL olarak gerçekleşmiş. Bu dönemde Türk Telekom’da dahil olmak üzere mobil işletmecilerin toplam yatırım miktarı ise 1,42 milyar TL olarak kaydediliyor! Diğer işletmeciler için ise bu sayı 457 milyon TL civarında gözüküyor. İnternet ve genişbant açısından durum ise oldukça sevindirici gözüküyor. 2008 senesinde yaklaşık 6 milyon genişbant internet abonesi kaydedilmişken, beş yılda dört buçuk kata yakın bir artış gözlenerek, 2013 yılı dördüncü çeyrek finalinde bu değer 32,6 milyona yaklaşmış! Bu çeyrekte internet aboneliğinde bir önceki üç aylık döneme göre yüzde KAPAK KONUSU 4,9 artış gözlenirken, mobil ve de özellikle fiber internet abonelerinin artmasıyla birlikte internet abone sayısındaki genel artış eğilimi de devam ediyor. 2013 yılı için yıllık toplam internet abone sayısının artış oranı yüzde 18 gibi önemli bir değere ulaşmıştır. 2011 senesi üçüncü çeyreğine kadar artış gösteren xDSL abone sayısı bu dönemden sonra düşüşe geçmiş, bu düşüş 2012 yılı son çeyreğinde yerini tekrar artışa bıraksa da bundan sonraki süreçte yatay bir eğilim göstermiş ve 2013 yılı son çeyreğinde 6,65 milyona kadar yaklaşmıştır. Kullanıcıları Tercihleri ve Son Durum Kablo internet abone sayısı önceki çeyreğe göre artarak 486.497’ye çıkmış. Ülkemizdeki sabit genişbant abonelerinin ise yaklaşık yüzde 69’unun 4-8 Mbit/sn hızında bağantı sunan bağlantı paketleri tercih ettiği gözleniyor. Mobil bilgisayardan internet abonelerinin kullanım miktarına baktığımızda ise 100 MB üzeri kullanımı olan abonelerin yüzdesinin yüzde 81,11 olduğu kaydediliyor. En az kullanımı gösteren 0 – 50 MB aralığında ise abonelerin yaklaşık yüzde 16’sı bulunuyor. Alternatif işletmecilerin xDLS teknolojisi ile sundukları hizmetin genişbant pazarındaki payı 2013 yılı son çeyreği itibarıyla yüzde 11 olarak gerçekleşirken, bu dönemde özellikle fiber genişbant etkisi ile birlikte TTNet’in genişbant pazarındaki xDSL payı gerilemeye devam ederek yüzde 68,1 seviyelerine inmiş. Öte yandan alternatif işletmecilerin 6,6 milyonu aşan xDSL abonelerindeki payı da yüzde 14 seviyesinde gerçekleşmiş. Toplam genişbant pazarında kablo internet hizmeti sunan işletmecinin pazar payı yüzde 5,8 iken, fiberin pazar payı ise uüzde 14,2 gibi bir seviyeye yükseliyor. Alternatif işletmecilerin 2013 yılı dördüncü çeyreği itibarıyla toplam fiber uzunluğu 45.440 km olarak gözüküyor. Türk Telekom’un ise 2013 yılı dördüncü çeyreği itibarıyla 181.973 km fiber altyapısı bulunmakta. Bunun yaklaşık 122.689 km’si omurga, geri kalan kısmı erişim amaçlı kullanılmakta gözüküyor. 2013 yılı dördüncü çeyreği itibarıyla 16 bin 142 ISDN, 20 bin 580 uygu, 23 bin 028 PCL abonesi mevcut. Aynı dönemde Türkiye’de çevirmeli bağlantı yapan abone sayısı ise 47 binin üzerinde seyretse de, her bir dönemde bu sayının düştüğü rapor ediliyor. OECD Ülkelerinde Sabit Genişbant İnternet Penetrasyon Oranları haziran’14 37 KAPAK KONUSU 2011 senesi üçüncü çeyreğe kadar artış gösteren xDSL abone sayısı bu dönemden sonra düşüşe geçiyor ve bu durum 2012 yılı dördüncü çeyreğinde yerini tekrar artışa bıraksa da bundan sonraki süreçte yatay bir eğilim göstererek, 2013 yılı dördüncü 6,7 milyona yaklaşmış. Türkiye’de ağırlıklı olarak ADSL, G.SHDSL ve VDSL teknolojilerinin kullanılmakta olduğunu da not düşmüş olalım. ➦ Fiber-Optik Kablo Uzunluğu / İL ABONE SAYISI ORANLAMASI İstanbul – 23.377 km Ankara – 12.911 km İzmir – 11.181 km Bursa – 6.875 km Antalya – 6.467 km Türkiye Toplamına Göre İstanbul - % 10,28 Ankara - % 5,68 İzmir - % 4,92 Bursa - % 3,02 Antalya – 2,84 38 haziran’14 İstanbul Mobil Genişbant İnternet Abonesi: 6.458.215 Mobil Bilgisayardan İnternet: 519.644 Mobil Cepten İnternet: 5.938.571 Ankara Mobil Genişbant İnternet Abonesi: 1.831.032 Mobil Bilgisayardan İnternet: 162.102 Mobil Cepten İnternet: 1.661.930 İzmir Mobil Genişbant İnternet Abonesi: 1.353.301 Mobil Bilgisayardan İnternet: 114.632 Mobil Cepten İnternet: 1.238.669 Bursa Mobil Genişbant İnternet Abonesi: 875.491 Mobil Bilgisayardan İnternet: 43.883 Mobil Cepten İnternet: 831.608 Adana Mobil Genişbant İnternet Abonesi: 621.464 Mobil Bilgisayardan İnternet: 34.120 Mobil Cepten İnternet: 587.344 KAPAK KONUSU İnternette Hız Kesmiyoruz... Serhat Özeren İnternet Geliştirme Kurulu Başkanı Son yıllarda özellikle mobil teknolojilerin yaygınlaşması, fiber yatırımların artması ile birlikte genişbant kullanıcı oranlarında ülkemiz önde gelen ülkeler arasında yer alıyor. Bu konuyla ilgili Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından paylaşılan istatistiklere baktığımızda, 2013 yılı dördüncü çeyreği itibarıyla genişbant pazarında dikkat çeken en önemli gelişmenin fiber ve mobil kaynaklı artışın devam etmesi olduğunu görüyoruz. 2013 yılı dördüncü çeyreğinde genişbant abonesinin bir önceki çeyreğe göre yaklaşık %5 oranında arttığı görülüyor. Ayrıca fiber abone sayısındaki artış oranı da bu dönemde %23,4 seviyelerinde gerçekleşti. 2008 yılında 6 milyon genişbant internet abonesi bulunmaktayken beş yıllık bir sürede dört buçuk kata yakın artışla 2013 yılı dördüncü çeyrek sonu itibarıyla 32,6 milyona yaklaştı. Yine OECD ortalama penetrasyon oranları Haziran 2013 itibarıyla DSL için %14,1, kablo için %8,3 ve fiber için %4,2 seviyesinde gerçekleşti. Türkiye’de ise Aralık 2013 itibarıyla sabit genişbant internet penetrasyon oranlarının DSL için %8,7, kablo için %0,6 ve fiber için %1,6 seviyesinde olduğu görülüyor. Bu ve benzer rakamlar Türkiye’nin internet ve bilişim teknolojileri kullanımında ne kadar hızlı bir gelişim gösterdiğini ortaya koyuyor. Tüm bu gelişmeler ışığında ülke olarak, gerek kamu otoritelerinin desteği gerek sivil toplum kuruluşları gerekse özel sektör olarak mevcut işbirliklerini daha da geliştirerek sabit ve mobil altyapı yatırımlarına devam etmemiz gerekiyor. Bilgi ve iletişim teknolojileri konusunda önümüze koyduğumuz Bilgi toplumu olma hedefi yolunda her geçen gün artan veri trafiğini karşılayacak bant genişlikleri ve daha hızlı sistemlere ulaşabilmemiz için bu yatırımların hız kesmeden devamlılığı önemli. Rakamsal büyüklüklerin yanında daha da önemli bir konu var ki internet kullanımlarının niteliği. Bilinçli kullanıcıların sayısının artırılması da bugün en değerli maden olarak gördüğümüz bilginin korunması ve doğru kullanımı açısından büyük önem arz ediyor. Bununla ilgili olarak Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’mızın önderliğinde kurulan Siber Güvenlik Kurulu ile kurula bağlı İnternet Geliştirme Kurulu ve Siber Güvenlik İnisiyatifi çalışmalarımızla da vatandaşları ve kurumları bilinçli birer teknoloji kullanıcısı haline getirmek için çalışmalar yürütmeye devam ediyoruz. Ama biliyoruz ki internet yapılanmasında en zayıf halka olarak adlandırılan bireysel kullanıcıların bilinçlendirilmesi kaçınılmaz. İnternetin doğru kullanımı konusunda yasal olarak ne kadar adım atarsanız atın, ifade özgürlüğünde sınırlarını aşılmadığı, kişisel güvenliğin bireyler tarafından sağlanabildiği bir sisteme sahip olmadığınız sürece tam anlamıyla bir gelişmişlik düzeyinden söz edilemez. Sonuç olarak baktığımızda çevrimiçi cihaz sayısı her geçen gün artıyor ve sadece insanların birbirleriyle bağlı olduğu değil tüm nesnelerden bilgi akışının karşılıklı sağlanabileceği bir ortama doğru hızla ilerliyoruz. İnternet tabanlı iş süreçleri hayatımızın her noktasında. Bilgi ve iletişim teknolojilerinin bu denli yayıldığı günümüzden geleceğe baktığımızda önümüzde uzun bir yol olduğunu söyleyebiliriz. Ancak bu zamana kadar hayata geçirilen çalışmalarda ülke olarak sergilediğimiz kararlılık devam ettiği sürece, internetin daha geniş kitlelerce ve bilinçli şekilde kullanıldığı ülkeler sıralamasında yerimizi gün be gün güçlendireceğimize inanıyorum. haziran’14 39 KAPAK KONUSU ➦ Altyapı İşletmecilerinin Pazar Payları Superonline.......................................................................................34,52 Kule Hizmetleri ...............................................................................22,93 Metronet ............................................................................................11,85 Mtctr Memorex .................................................................................. 9,58 Vodafone Net ...................................................................................... 5,49 İş Net ..................................................................................................... 4,82 Turknet ................................................................................................ 2,48 AT&T Global . ...................................................................................... 1,91 BT Bilişim ............................................................................................ 1,90 Equant İstanbul . ............................................................................... 1,64 T-Systems ............................................................................................. 1,63 Mednautilus . ...................................................................................... 0,91 Diğer . .................................................................................................... 0,34 İşletmecilerin altyapı hizmetinden elde ettikleri toplam gelir yaklaşık olarak 141 milyon TL seviyesine ulaştı. 40 haziran’14 İnternet servis sağlayıcılığında aslan payını TTNet’in yüzde 79,96 ile ele geçirdiğini görürken, hemen ardından ise Superonline’ın Fiber İnternet’in de desteği ile yüzde 11,29’luk kısma sahip olduğunu öğreniyoruz. Doğan TV Digital (4,53), Vodafone Net (1,38), Millenicom (1,35), Turknet (0,84), Metronet (0,31), İşnet (0,06), Eser Telekom (0,06), Himnet (0,06) ve diğer servis sağlayıcılar ise yüzde 0,17’lik paya sahip. Bu sayılara ek olarak İnternet Servis Sağlayıcılarının 2013 yılı gelirlerinin bir önceki yıla göre yüzde 2,7’lik azalışla 4,2 milyar seviyesine gerilediği not düşülüyor. xDSL teknolojisi ile hizmet sunan alternatif işletmecilerin toplam sabit genişbant pazarı içindeki payı 2013 yılı dördüncü çeyrek itibarıyla %11,1 olarak gerçekleşirken bu dönemde özellikle fiber genişbantın etkisi ile birlikte TTNet’in xDSL pazar payındaki gerileme devam ederek %68,1 seviyelerine indiği gözleniyor. Kablo internet hizmeti sunan servislerin pazar payı yüzde 5,8 iken, fiber internet sunan işletmecilerin toplam sabit genişbant pazarı içindeki payı da yüzde 14,2 olarak gerçekleşmiş. 2013 yılı Aralık ayı itibarıyla Türkiye’de yaklaşık yüzde 90,9 penetrasyon oranına karşılık gelen toplamda 69.661.108 mobil abone yer alıyor. 0 – 9 yaş arasındaki kesim haricinde mobil penetrasyon oranı yüzde 100’ün dahi üzerinde seyrediyor. 2012 yılı dördüncü çeyreğinde 41,8 milyon olan 3G abone sayısı 2013 yılı dördüncü çeyretke 49,6 milyona ulaşırken 3G hizmetiyle birlikte mobil bilgisayardan ve cepten internet hizmeti alan abone sayısı da aynı dönemler arasında 21 milyon 940 bin 398’den, 24 milyon 173 bin 143’e kadar yükseliyor! 2013 yılı dördüncü çeyrekte toplam mobil internet kullanım miktarı ise ilgi çekici bir seviyeye yükselmiş; 43.686 Tbyte. 2013 senesi dördüncü çeyreğinde faturalı mobil genişbant abone sayısı 11 milyon 335 bin 007 olarak, ön ödemeli genişbant kullanıcı sayısı ise KAPAK KONUSU 12 milyon 838 bin 136’ya ulaşmış. 2009 Temmuz ayında kullanılmaya başlanan ve 2013 dördüncü çeyreği itibarıyla dört yılı aşkın bir süredir 3G hizmetlerini sunan mobil işletmecilerden elde edilen veriler, mobil bilgisayardan ve cepten internet abone sayısının bir önceki çeyreğe göre yüzde 6 oranında arttığını ve 24 milyon 173 bin 143 kişiye ulaştığını gösteriyor. Bu süreçte toplam mobil internet kullanım miktarı ise bir önceki çeyreğe göre yaklaşıl yüzde 6 oranında artmış ve 43.686TByte seviyesine ulaşmış. Raporlara göre mobil cepten internet abonelerinin dağılımında yüzde 37’lik kesim 0- 5 MB aralığındaki paketleri tercih etmiş. Ön ödemeli ve faturalı 3G abonelerinin dağılımına bakıldığında ise 2013 yılı dördüncü çeyreğinde faturalı 3G abone oranının Avea’da yüzde 46,05, Turkcell’de yüzde 41,07 ve Vodafone’da da yüzde 38,12 olduğunu not düşülüyor. Mobil Cepten İnternet oranı ise 22 milyon 472 bin 129 aboneye ulaşmış durumda. Fiber İnternet Ne Alemde? Ülkemizde Şubat 2014 tarihi itibarıyla bildirim kapsamında olmak üzere 104 ve kullanım hakkı kapsamında ise 8 adet altyapı işletmecisi bulunuyor. Alternatif işletmecilerin 2013 yılı dördüncü çeyreğinde sahip oldukları toplam fiber uzunluğu 45.440 km olarak kaydediliyor. Türk Telekom’un ise bu çeyrekte 181.973 km fiber altyapısı bulunuyor. Bunun yaklaşık olarak 122.689 km’si omurga, geri kalan kısmı erişim amaçlı kullanılıyor haziran’14 41 Tolga Cem Küçükyılmaz ÖZEL DOSYA [email protected] Şirketinizin D Ağ Yapısını Yeniliyoruz ünyada hızla artan teknolojik gelişmeler, insanların da tüm alışkanlıklarını değiştiriyor. Alışkanlıkları değişen insanların, artık iş yaptığı firmalardan da beklentileri artıyor. Bu yüzden hızla gelişen teknolojiye ve dünyaya ayak uydurmak, şirketler için en önemli maddelerden biri. İnternet ve Ağ Teknolojilerini Doğru Anlamak Günlük hayatımızda kullandığımız yollar ne kadar önemliyse, firmalar için de ağ yapıları da o kadar önemlidir. İş verimine ve firmanın imajına doğrudan etki eden ağ yapısını yenilemeniz gerekiyorsa, dikkate almanız gerekenleri adım adım açıklıyoruz 42 haziran’14 Son 25 yıla damgasını vuran internet ve ağ bağlantılarını anlamak için en iyi örneklerden bir tanesi de ulaşım araçları. Modern ulaşım araçlarının olmadığı bir dünya hayal edin. İşte o dünyada modern hiç bir yenilik tam olarak kullanılamayacaktır. Çünkü damarlarımızdaki kan gibidir ulaşım. Durduğu an hayat da durur. İlk nesil trenlerden ve gemilerden sonra son yüz yılda yaygınlaşan motorlu taşıtlarla beraber hızlanan ulaşım, en son uçaklarla beraber nirvanaya ulaştı diyebiliriz. Artık İstanbul’da oturan bir kişi, öğle yemeğini Dubai’de yiyebilir, ertesi gün de Fransa’ya seyahat edebilir. Ulaşımın geldiği nokta, yaşamımızın da kalitesinin ne kadar arttığını gösteriyor. Bugün İstanbul’dan verdiğiniz bir kargo, ertesi gün Diyarbakır’da olabiliyor. İşte tüm bunlar esasında internet ve ağ sistemleri için de geçerli. Çünkü onları da bir şirketin damarlarında dolaşan kanı olarak nitelendirilebiliriz. Ağ Yapısı, İş Verimini Doğrudan Etkiliyor Ağ yapısının kurulu olmadığı, küçük bir ofis düşünün. Çok basit bir çıktı almak istiyorsunuz. Hazırladığınız dosyayı bilgisayarınızdan USB diske kaydedip, yazıcının kurulu olduğu bilgisayarın yanına gidip, USB’yi takıp; yazdırmak istediğiniz belgeyi yazdıracaksınız. Artık en basit bir işletmede bile bulunan kablosuz ya da kablolu ağ yapısı üzerinden, ağ yazıcısından artık istediğiniz şekilde belgeleri yazdırabiliyorsunuz. Artık teknolojinin gelişmesiyle beraber bu kadar uç noktada örnekler bizlere uzak gelmeye başladı. Fakat bir çalışanın ihtiyaç MAKALE duyduğu veriyi, ağdan çekemiyor olması; ağdan alabiliyor olsa da yavaş alıyor olmasının, 1 senede oluşturacağı vakit kaybını düşünürseniz, iyi bir alt yapının esasında şirketler için ne kadar önemli olduğunu tekrar tekrar anlayacaksınız. Kısaca özetlemek gerekirse bir şirket içerisinde çalışanların birbirleriyle haberleşmesini ve dosya aktarımını ne kadar kolay ve hızlı gerçekleştirirseniz, veriminiz o kadar artacaktır. Müşterilere Karşı Her Zaman Bir Adım Önde Olun Birisi ya da bir kurum sizin şirketinizden hizmet alacaksa, onun önünde yer almanız gerekiyor. Artık ağ bağlantısı çözümlerinde powerline gibi elektrik hattı üzerinden, hiç kablo kirliliği yaratmadan aktarım gibi yenilikleri hep kullanın. Ofisinizi ziyaret eden bir kullanıcı, sizin kablosuz ağınıza ziyaretçi olarak bağlandığında, gerçekten akıcı ve hızlı bir deneyim sunarsanız bu da sizin için bir artı değerdir. Bir düşünün. Bir ofiste gidiyorsunuz ve her yerde kablolar bulunuyor. Yetkiliyle görüşme sırasının gelmesini bekliyorsunuz, fakat ziyaretçiler için atanmış bir kablosuz ağ bulunmuyor. Beklediğiniz sırada bazı çalışanlar, sorunlardan dolayı homurdanmaya başlıyorlar. Sizce bu durum ne kadar çekici olabilir ki? Zaten ilk başta müşterinin, firmaya bakışında negatiflik oluşmaya başlayacaktır. Unutmayın, sinek küçüktür ama mide bulandırır. Ağ Yapınızı Yenilemeye Başlıyoruz İnternet ve ağ bağlantılarının ciddiyetini ve sunduğu artıları herkesin bildiğini düşünsek de, bir giriş yazısıyla bu ciddiyeti siz okuyucularımıza hatırlattık. Artık yavaş yavaş şirketinizin ağ yapısını yenilemeye başlayalım. Ama satın alım ve projelendirmeden önce dikkat edilmesi gereken hususlardan bahsetmemiz gerekiyor. Ağ Yapısını Yenilerken Dikkat Edilmesi Gerekenler Birbiriyle bağlantısı olmayan her sektörde, insanların doğru bir satın alma gerçekleştirebilmesi için iyi bir ihtiyaç analizi yapmaları gerekiyor. Sonuçta alınabilecek her ürünün, daha iyisi olacaktır. En iyisini bile alsanız, yaklaşık 1 sene sonra daha üst modeli çıkacaktır. Bu yüzden siz ihtiyacınıza göre optimum seçimleri yapmalı, kullanmayacağınız özelliklere para yatırmamalısınız. O yüzden satın alım yapılmadan önce, mevcut gereklilikler ve önümüzdeki en az 2 – 3 yıllık büyüme planlarının gözlemleyerek plan yapılması gerekiyor. 1. ADIM: İnternet Sağlayıcınızı ve Paketinizi Gözden Geçirin Ofis içerisindeki ağ kurulumunun performansı kadar, kullanılan internet hizmetinin de hızı, fiyatı ve sınırlamaları bir şirket için hayati derecede önemli. İnternet Servis Sağlayıcınızla paketinizi tekrardan değerlendirip, yeni seçeneklere geçmekte fayda var. Eğer fiber destekleyen bir bölgede ise ofisiniz, artık fibere geçmenizi tavsiye ediyoruz. Tabi fiber paketlerini de iyice incelemekte fayda var. Adil Kullanım Kotası (AKK) adı verilen bir nevi limiti iyice analiz etmek gerekiyor. Örnek vermek gerekirse oldukça yüksek dosya indirme ve yükleme işleri yapan bir şirketseniz, AKK’nın olabildiğince yüksek olmasını sağlamanız gerekiyor. Yoksa hızınız belli bir limite indirgenecek ve ay sonuna kadar sizi zorlu bir süreç bekleyecek. Çalışan sayısı 10 – 20 arası yerlerde, tek bir fiber bağlantı yeterli olacaktır. Fakat fiber desteği olmayan bölgelerde çift ADSL hat kullanmalarını tavsiye ediyoruz. Ağ sistemine eklenecek switch ile beraber bağlantı dağıtılarak, zaten fibere göre yavaş olan hızın daha da yavaşlamasını engellemesi amaçlanmalı. 2. ADIM: Modem / Router Seçimi Uzun yıllardır hayatımızda yer alan ADSL Modemler esasında Router, Devamı 46. sayfada ➦ haziran’14 43 Vefa Tarhan ZyXEL Genel Müdürü “Temel Değerimiz Yenilikçilik” En yüksek ürün esnekliği, fiyat, performans değerlerine sahibiz. KOBİ’lerimiz ZyXEL ürünlerine ihtiyaçlarına göre en ekonomik bedeli ödeyerek sahip olabiliyorlar ZyXEL olarak KOBİ’ler için sunduğunuz ürün ve hizmet anlamında farklılıklarınız neler? ZyXEL olarak KOBİ çözümlerinde çok zengin ürün ailemiz bulunmakta. En yüksek ürün esnekliği, fiyat, performans değerlerine sahibiz. KOBİ’lerimiz ZyXEL ürünlerine ihtiyaçlarına göre en ekonomik bedeli ödeyerek sahip olabiliyorlar. Ayrıca ekonominin gelişmesi ve korunması bakımından önemli bir fonksiyon üstlenen KOBİ’lere özel olarak odaklanan bir firmayız. Pazara her zaman endüstri lideri teknolojileri sunabiliyoruz ve bu durum, yıllardır hızla artan müşterilerimiz tarafından da teyit edilmektedir. ZyXEL’i güçlü kılan temel faktörler; WAN ve LAN ağ iletişimini entegre edebilmesi, IP tabanlı ağ iletişimi tecrübesi ve bu alandaki Dünya’nın az sayıda tedarikçilerinden biri olmasıdır. ZyXEL’in komple geniş bant teknolojilerine sahip olması ve ürün geliştirme kapasitesi; firmanın, servis sağlayıcılar ve telekomünikasyon şirketlerine özel çözüm, danışmanlık ve bütünsel bir yaklaşım sunmasına olanak sağlamaktadır. Dünya çapındaki üç dizayn merkezi ile firmanın yıllık gelirinin %5’inin araştırma giderlerine harcanması ve çalışanlarının dünya çapında 1/3’ünden fazlasının Ar-Ge çalışanı olması, ZyXEL’in ürün geliştirmeye kendini adadığının göstergesidir. ZyXEL‘in ayırt edici özelliklerinden temel olanlarını ise komple iletişim ve internet erişim çözümleri sunma kabiliyetine sahip olması, güncel teknolojiyi, akıllı ve uçtan uca olacak şekilde kullanıcılara aktarabilmesi, tüm ürünlerin ve çözümlerinin, en yüksek değerle, üründen servise en iyi fiyat-kazanç olanağı ile sunabilmesi şeklinde sıralayabiliriz. Bu farklılıklarımız sayesinde KOBİ’lerimizin memnuniyet, güven ve bağlılığını kazanmayı ve her zaman güvenilir bir marka olmayı başardık. Ayrıca, çeşitli ihtiyaç ve beklentileri karşılamak için; ürünlerimizi ve markamızı üstün ve mükemmel bir düzeye çıkarmayı, ürün ve hizmet güvenliğini ön planda tutmayı, her zaman kurumsal sosyal sorumluluk taşımayı, çevre dostu ve enerji tasarruflu ürünler geliştirmeye devam etmeyi, tüm paydaşlarımızı işimizin en can alıcı noktasında tutarak, iş süreçlerimize dâhil etmeyi çok önemsiyoruz. Temel değerimiz “Yenilikçilik” olduğu için, motivasyonu yüksek, farklı, bağımsız düşünceye ve orijinalliğe inanan çalışanlardan oluşan bir ekibe sahibiz. Dünya’nın çeşitli yerlerinde konumlandırılmış çalışanlara sahip ZyXEL, bu denli çeşitli kültürleri, yaşayış biçimlerini ve tecrübeleri bir araya getirme ve bireysel çabalarını koordine etme gücüne sahiptir. Bu faktör, bizi farklı kılmaktadır. ZyXEL olarak, kurumsal vizyonumuzu ve tüm operasyonlarımızı uzun yıllardır “Yeşil Yönetim” adını verdiğimiz strateji çerçevesinde şekillendiriyoruz. “Yeşil Yönetim” stratejisi doğrultusunda, başta hammadde tedariği ve üretim olmak üzere, montaj, nakliyat, kullanım ve ürün ömrünün sonlanması adımlarını da içeren tüm süreçleri “Beşikten Mezara” adı verilen özel bir basamak sistemi kapsamında yönetiyoruz. Tamamen ZyXEL tarafından geliştirilen bu sistemde, pazara sunduğumuz tüm ürünlerimizin tasarımından üretimine, kullanımdan geri dönüşüm aşamasına kadar bütün süreçlerde çevreci bir anlayışla hareket ediyoruz. Ayrıca, Avrupa Birliği’nin konu ile ilgili talimatlarının tüm gerekliliklerini yerine getiriyor ve ürünlerimizin kullanım ömrü dolduktan sonra geri dönüşüm süreçlerini de iyileştiriyoruz. Yeşil BT’yi tüm iş süreçlerinde hayata geçirmemiz, bizi farklılaştıran diğer önemli bir etmendir. Bunlarla birlikte tüm çalışanlarımıza ürün güvenliği ve kalite sorumluluğunu aşılamayı, hizmetinde bulunduğumuz kurumların sektörel gelişimlerini de göz önünde bulundurarak oluşturduğumuz Kalite Yönetim Sistemimizi etkin bir şekilde uygulamayı ve sürekli geliştirmeyi ilke edindik. Tüm bu faktörlerin ZyXEL’i öne çıkardığını söyleyebilirim. Ağ güvenliği konusunda KOBİ’lere tavsiyeleriniz ve sunduğunuz hizmetleriniz neler? ZyXEL olarak KOBİ’ler için son derece geniş bir portföye sahibiz. Ürün yelpazemizde giriş seviyesi ağ anahtarlarından, en üst seviye anahtar ve UTMFirewall (güvenlik duvarı) ürünlerine, Ağ Depolama ünitelerinden kişisel Bulut Multimedia sunuculara, her alandaki DSL router’dan fiber geniş bant router’lara, İnternet erişiminde servis modeli ne olursa olsun, hızlı ve güvenli çözüm sunan ürünler yer alıyor. BYOD ve WLAN’da olduğu gibi, firmaların IT güvenlik politikaları da olmak zorunda. Cloud, sanallaştırma ve big data trendleri veri güvenliğini tehlikeye atmaktadır. Geçmiş dönem ile karşılaştırdığımızda, artık sadece büyük ölçekli kurumlar değil, küçük ve orta ölçekli kurumlarda tehlike altında. Yani, artık herkes potansiyel bir hedef. 2012 araştırmalarına göre, gerçekleştirilen saldırıların %50’si büyük ölçekli firmalara yapılırken, diğer %50’si KOBİ’lere yapılmıştır. Gün geçtikçe tehditler çeşitliliklerini artırmakta ve kendilerini yenilemekteler. Hedefli saldırıların genelde hassas verilerin elde edilmesi için yapıldığı göz önünde tutularak; veri odaklı bir koruma anlayışı benimsemeli, kritik verilerin erişimi kayıt altına alınarak sınırlandırmalı, sunucu ve ağlar dikkatli bir şekilde izlenerek sıra dışı durumlara karşı dikkatli olunmalı ve zararlı yazılımların yaratacağı değişiklikleri fark edebilmek için gelişmiş görüntüleme araçları kullanılmalı. Firmalar, UTM firewall kullanarak yerel ağlarını ve kablosuz iletişim trafiğini de koruma altına almalıdırlar. Mobil kaynaklı virüsler ve kötü yazılım içeren uygulamalar, şirket ağlarını etkileyebilir ve kişisel yada kurumsal bilginin çalınmasına veya ifşa edilmesine neden olabilir. Bu yüzden güvenlik politikaları içsel ve dışsal tehditlerin verebileceği zararı minimuma indirebilmek adına bir takım oyunu gibi değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Ağ güvenliği konusunu, gelişen ve değişen teknolojiler ile birlikte değerlendirmek gerekiyor. İnternet, kullanım şekli açısından artık çok daha farklı bir yapıya kavuşmuş durumda. İnternetin sahip olduğu “tek yönlü” yapı değişti. Kullanıcılar, sadece ekranda gördüklerini okumuyorlar; “izleyici” konumundan uzaklaşarak, içerik üreten “katılımcı” pozisyonuna gelmiş durumdalar. Sosyal ağlardan video servislerine kadar pek çok platform, kullanıcıları kendi içeriklerini üretmeleri ve bunları paylaşmaları için teşvik ediyor. Günümüzde, hangi ölçekte olursa olsun, çalışanlarının internete bağlı olmadığı bir iş yeri düşünmek mümkün değil. MAKALE 43. sayfadan devam yani yönlendirici görevi de görebiliyor. Tabi uygun fiyatlı ADSL Modemlerin, yönlendirme performansları ise üst seviye yönlendiricilere göre düşük kalmakta. Özellikle kablolu / kablosuz bağlantıların karışık olduğu bir topolojide, giriş seviyesi bir Router, yaklaşık 30 – 40 farklı istemciden sonra IP dağıtımında sorunlar yaşatabiliyor. 30 – 40 istemci esasında oldukça ufak bir rakam. Kablolu / kablosuz bağlantıların yer aldığı bir topolojide, farklı IP’ler alan pek çok istemci olacağından, ufak bir ofiste bile bu rakamlara çok rahat ulaşılabilir. Çalışanların bağlı olduğu tablet, akıllı telefon, taşınabilir bilgisayar, kablosuz yazıcı, NAS çözümleri gibi sayısı artılabilecek pek çok bileşeni düşünürsek bu rakam bizi sınırlayacaktır. O yüzden en az seneryomuzu 64 istemciye cevap verebilecek şekilde hazırlamamız gerekiyor. Eğer kuracağımız ağ sistemi, inanılmaz üst seviye ihtiyaçlar duymuyorsa, özelliklerinin iyi belirlendiği bir yönlendirici işimizi görecektir. Piyasada 200 – 500 TL fiyat aralığında gelişmiş yönlendirici (Router) satın alınabiliyor. ➦ Wireless 802.11 AC Desteği Router seçerken artık günümüzün ve geleceğin yeni kablosuz standardı olan Wireless 802.11 AC desteğinin bulunmasına dikkat etmemiz gerekiyor. Özellikle AC standardının artık kablosuz ağ kurulumunda, gigabit veri aktarımının önünü açtığını hatırlatalım. Teorik olarak piyasadaki pek çok AC destekli yönlendirici, 1.75 Gbps’e kadar aktarım yapabiliyor. 46 haziran’14 2.4/ 5 GHz Desteği Piyasada kullanılan tüm kablosuz cihazların 2.4 GHz frekans aktarımı yaptığını biliyor muydunuz? Günümüzde 2.4 GHz frekanslarında yoğun bir trafik söz konusu. Kablosuz klavye, fare, kulaklık, hoparlör gibi aklınıza gelebilecek her cihaz 2.4 GHz frekansında çalışıyor. Bu da 2.4 GHz frekansında çalışan kablosuz ağımızı, trafikli bir alanda çalıştırdığımız anlamına geliyor. 5 GHz desteği veren bir modem ya da yönlendirici, daha temiz bir sinyal ile daha yüksek performans sunuyor. USB Girişi Bir yönlendiricide USB girişi olsa ne olacak demeyin. İşin ucunda ofisinize ekstra bir NAS alma ihtiyacını ortadan kaldırabilecek bir kolaylık bulunuyor. Yazımızın bu noktasına kadar topolojimizde ISP’den aldığımız internet hizmeti, modem ve aldığımız gelişmiş bir yönlendirici mevcut. Bu yönlendiriciye entegre edeceğimiz yüksek kapasiteli bir disk, ağda erişim sağlayan yetkili kişilerin görebileceği bir bulut diski olarak kullanılabilir. Böylece ofis içerisinde dosya paylaşımı çok daha kolay bir hal alabilir. Ofisinizde kablosuz ağ desteği olmayan bir yazıcınız varsa, USB arabiriminden ya da ethernet bağlantısından ağa dahil edebilirsiniz. Kısaca USB bağlantısını ihmal etmeyin. 3. ADIM: Kötü Durumlara Hazır Olun. Daima Ağ Bağlantınız Çalışsın Topolojimizde bulunan modem ve yönlendiriciyi, bir UPS’e bağlayarak çalıştırırsak, elektrikler kesilse bile herhangi bir sorun yaşamadan ağ bağlantımız çalışabilecek durumda olacaktır. Tabii daha kötülerine de şirketimizin hazır olması gerekiyor. Servis sağlayıcının internet hizmetinde ciddi anlamda yavaşlık ya da kesilme meydana geldi. O zaman ofis olarak işlerimizi askıya mı alacağız? Hayır. Bu noktada devreye USB desteği olan, USB’den de 3G modem desteği olan yönlendiricimiz giriyor. Böylece yedekte bekleyen 3G modem, bize internet sağlamaya devam edecek. Kurtarıcı olarak bu uygun maaliyetli yedek planı atlamamanızı öneriyoruz. 4. ADIM: Kuracağınız Ağ Kablolu mu Kablosuz mu Olacak? Topolojimizde internet bağlantımızı seçtik. Modem ve yönlendiricimizi de seçtik. Kötü durumlar için de yedek planlar seçtik. Bundan sonra gidişatımızı, vereceğimiz karar ortaya çıkartacak. Kablolu ve kablosuz ağların farklı avantajları ve dezavantajları bulunuyor. Açıkcası burada yine firmanızın ihtiyaçları oldukça önemli. Hangi Şartlar Altında Kablosuz Ağ Seçilmeli? Eğer bilgisayarlar arası ciddi bir dosya paylaşım trafiği bulunmuyor, bağlı bilgisayarların da çoğu taşınabilir bilgisayar ise kablosuz ağ kurmanızı öneriyoruz. Dikkat edilmesi gereken bir nokta ise, bilgisayar masaüstü sayısı arttıkça kablosuz bağlantının maaliyeti dolaylı yoldan yükseliyor. Her bilgisayarın anakartında ethernet girişi artık mevcut. Fakat kablosuz alıcı mevcut değil. Bu yüzden kablosuz ağ kurulumunda masaüstü bilgisayar sayısı kadar USB ya da PCI Express kablosuz alıcı temin etmeniz gerekiyor. Bu da maaliyet artırıcı bir etmen. Ayrıca şirkette masaüstü sayısı zaten çoksa, kablosuz bağlantı tercihini ikinci planda tutup, kablolu bağlantılara yönelmek gerekiyor. Acces Point Acces Point Türkiye’de Erişim Noktası olarak da biliniyor. Acces Point’ler birden fazla bilgisayarı kablosuz olarak birbirine bağlayabilen ve ya internet bağlantılarını sağlayan cihazlara verilen isimdir. Bu cihazlar farklı amaçlar için kullanılabilirler. AP cihazlar genellikle MAKALE bir internet bağlantısını kablosuz çevirmek veya kablosuz bağlantı sinyalini güçlendirmek amacıyla da kullanılırlar. Ana yönlendiriciden (Router) uzakta bir noktada, aralarında powerline ile kablo bağlantısı kurularak sinyal gücünü artırabileceğiniz Acces Point’ler, özellikle çok katlı iş yerlerinde hayati bir öneme sahip. Yönlendiricen sonra her kat için bir Acces Point yerleştirmek, topolojinin sorunsuzluğu açısından oldukça yerinde bir hamle olacaktır. Acces Point, kablosuz mesafe artırıcı olarak da kullanılabilir. Fakat bu iş için mesafe atırıcılar daha uygun ve küçük alternatifler olarak dikkat çekiyor. Wireless Extender (Kablosuz Mesafe Artırıcı) Sadece prize bağlanacak kadar ufak olan kablosuz mesafe artırıcılar, adı gibi sadece işini yapan ve pratik cihazlar. Eğer kablosuz cihazlarınızın menzili 10 metre ise, mesafe artırıcıyı 8 metreye yerleştiriyorsunuz. Aldığı kablosuz sinyali, bir 10 metre uzağa daha iletebiliyor. Kısaca gelen sinyali daha ileri taşıyor. Özellikle kablosuz ağ kurulumlarında, sinyal kalitesinin düşmemesi için bu tip uygun fiyatlı çözümlere topolojide yer verilmeli. Hangi Şartlar Altında Kablolu Ağ Seçilmeli? Çalışan sayısı ve yapılan iş ile doğru orantılı olarak, kablosuz bağlantılara göre kablolu bağlantılar tercih edilebilir. Özellikle istemci sayısı arttıkça, kablosuz bağlantıların stabilitesinde sorunlar meydana gelebiliyor. Ayrıca kablolu yapıda, yönetim ve sınırlandırmalar daha kolay yapılacağından, büyük yapılarda kablolu bağlantıyı öneriyoruz. Switch Seçimi Kablolu bağlantı yapacaksak yönlendirici yerine doğrudan anahtarlama görevi yapan Switch’ler almak daha mantıklı olacaktır. Bu noktada en doğru Switch seçeneğini bulmamız gerekiyor. Piyasada yönlendirilebilri ve yönlendirilemeyen switch modelleri bulunmakta. Özellikle bu cihazlar arasında fiyat farkı ciddi anlamda yüksek. 24 portlu 200 TL civarına da switch bulunuyor, 2500 TL’ye hatta çok daha yüksek fiyatlara da switch mevcut. Eğer bilgisayarlar arasında ciddi bir güvenlik protokol oluşturup, her bilgisayarın her yere ulaşmasını engellemek, veri bağlantılarını kontrol etmek kısaca en ince ayrıntılara kadar müdahale edilmek isteniyorsa, yüksek fiyatlar göze alınıp yönlendirilebilir switch’leri tercih etmek faydalı olacaktır. Yaklaşık 50 bilgisayarlı sistemlerden daha büyük topolojilerde yönlendirilebilir switch kullanmak daha mantıklı olacağını da ekleyelim. Switchler üzerinden farklı internet bağlantılarını da dağıtabilecek şekilde topolojimizi geliştirmekte fayda var. Yazımızın başında dediğimiz gibi kullanıcı sayısı arttıkça, kullanılan bağlantıdan birden fazla alıp, onu kullanıcılar arasında paylaştırmak daha verimli olacaktır. Yönlendirilebilir ya da yönlendirilemeyen farketmez, bazı uygun fiyatlı switchlerde de farklı internet bağlantıları dağıtılabilir, tek ağ sistemi içerisinde topolojinizi oluşturabilirsiniz. Switch alırken, kullanacağınız bilgisayar sayısından biraz daha fazla port desteğinin olmasını tavsiye ediyoruz. Özellikle güvenlik kamerası ya da IP kamera gibi çözümler ofisinizde yoksa, yine kullandığınız switch üzerinden IP kamera kurulumu yapabilirsiniz. Hatta piyasadaki fiyat performans odaklı switch modellerinde, RJ45 jackı üzerinden IP kameraları çalıştırabilecek güç transferi de sağlanıyor. Böylece IP kameralara tek kablo ile kurulum yapma imkanınız doğuyor. Powerline ile Tanışın Kablolu bağlantıların en önemli sorunlarından bir tanesi, büyük alanlarda kablo aktarımı. Son yıllarda gelişen Powerline çözümleri, elektrik hattı üzerinden ağ paylaşımı yapmamızı sağlıyor. A odasındaki bir prize takacağınız Powerline üzerinden, B prizine takılan Powerline birbirleriyle haberleşebiliyor ve Powerlinelara takılan ethernet kablosu üzerinden aktarıma devam edilebiliyor. Yani mevcut kablo kanallarını kullanmak varken, yeni kablo kanalları oluşturmanın pek de bir gereği yok. Uzun mesafeli ya da katlar arası iletimde Powerline çözümlerine topolojinizde muhakkak yer verin. haziran’14 47 ÖZEL DOSYA O P D ay 2 0 1 4 48 haziran’14 ÖZEL DOSYA Oracle, her yıl olduğu gibi OPDay’de iş ortaklarıyla bir araya geldi. O racle’ın her yıl geleneksel olarak düzenlediği “OPDay” etkinliği bu sene 10. kez gerçekleştirildi. Şirketin her yıl iş ortaklarıyla buluşarak düzenlediği bu özel etkinlik, marka stratejilerini, bir sonraki dönemde ne gibi atılımlar yapılacağının ve iş ortaklarından neler beklendiğini merkezine alıyor. Detaylar bundan önce gerçekleştirilen toplantıların sonunda basın ile paylaşılırken, bu kez Oracle iş ortakları ve basın bir araya geldi, bu sayede çok daha şeffaf bir birliktelik sağlanmış oldu. Oracle Türkiye Genel Müdürü ve Başkan Yardımcısı Filiz Doğan’ın yaptığı açılışın ardından konuşan, Oracle Türkiye ve Orta Asya Bölgesi Kanal Satış Direktörü Ahmet Sarı, etkinlikte daha çok iş ortaklarına söz vermek istediklerini belirtirken, ortaklık topluluğu için paylaştığı istatistiklerde markanın EMEA bölgesinde yaklaşık olarak 28.000 ortak bulunduğunu ekledi. Sarı, bahsi geçen iş ortaklarının global pazardaki toplamın neredeyse yarısına denk geldiğinin de altını çizdi. Bölgedeki iş ortaklarının insan kaynağı kalitesi bazında çok iyi bir performans çizdiğini belirten Ahmet Sarı, bu topluluğa Türkiye’nin de dahil olduğunu söylüyor. OPN Programı hakkında detaylar paylaşan Sarı, programın iş ortakları ile iş yapış sürecini belirlediğinin altını çizerken, ana fikrin farklılaşmak ve uzmanlaşabilmek olduğunu söyledi. Sarı’ya göre, uzmanlaşan iş ortakları, aynı deneyime sahip olmayan ortaklara oranla yaklaşık iki kat daha çok satış yapabiliyor. Oracle olarak hem bölgesel, hem de küresel olarak iş ortaklarının bu konuda ilerleyebilmeleri için sonsuz destek verdiklerini de söyleyen isim, Türkiye genelinde toplam olarak 100 civarında uzman iş ortağına sahip olduklarını açıklıyor. Oracle’ın iş ortaklarından biri olan Vizyoneks’in Genel Müdürü Hüseyin Şahin, Oracle için “bir tür macera” tanımlamasını kullandı. Şahin, hemen hemen her sektörden firmaya hizmet sağladıklarını ve bu hizmetlerin büyük kısmında ise Oracle veritabanı ve hizmetlerinin kullanıldığını söylerken, sigortacılık ile gıda sektörlerine hizmet verdiklerini, marka ürünlerini birer araç olarak kullandıklarını belirtiyor. Şahin’e göre bu araç şahsi hizmetlerde özenle kullanılıyor, kendi sistemleri ile birleştirerek yeni ürünler geliştirebilmenin kapıları açılıyor. Hizmetin verildiği müşteriler ise ürünü geliştirerek son kullanıcıya arzu edilen hizmeti sunabiliyor. Şahin konuşmasında son olarak şunları söyledi; “Teknoloji her geçen gün hızla gelişirken, teknolojiyi bizlere bir nimet olarak sunan birkaç tane büyük şirket olduğunu düşünüyorum. Bu markaların en büyüklerinden bir tanesi de tabii ki Oracle. Bu noktada biz teknoloji üretmiyoruz, biz Oracle’ın ürettiği teknolojiyi kullanarak ürün geliştiriyoruz.“ Etkinliğin ilerleyen dakikalarında söz alan isimlerden biri de KOÇSİSTEM Genel Müdür Yardımcısı Barış Öztok oldu. Öztok’a göre, KOÇSİSTEM ve Oracle birlikteliği bir tür aile ilişkisi gibi. Genel Müdür Yardımcısı, Oracle’ın yazılım alanında çok güçlü olduğunu ve uygulama alanında ise kendilerini başka bir noktaya taşıdıklarını ekliyor. “Şirketin son dönemde gerçekleştirdiği satın alımlar ile birlikte, sistem anlamında çok güçlü bir hale geldik” diyen isim “bu alımlar bizler için oldukça büyük avantaj yarattı” dedi. Barış Öztok özellikle de, uzman kaynaklarının hepsinin Oracle ile uzman statüsüne eriştiklerinin üzerinde durdu. Oracle’ın yazılım alanındaki gücünü, donanımsal yapıya nasıl yansıtacağını merak ettiklerini, şirketin yaptığı ciddi yatırımlarla da bu soru işaretlerinin tamamen silindiğini belirten isim, kısa süre içerisinde bekledikleri sonuçlara erişebildiklerini söylüyor. Öztok’a göre KOÇSİSTEM, sistem entegrasyonunun geçmişe göre çok daha iyi seviylerde olduğunun farkında ve artık Oracle’ın sağladığı hizmetleri rahat bir şekilde kendi sistemleri ile harmanlayabiliyorlar. “Oracle iş ortaklarına gerçekten önem veriyor” diyen isim, yeni ürünler çıkmadan önce hem kendilerinin strateji belirlemeleri adına, hem de ürünün nasıl daha kullanışlı olması gerektiği ile ilgili kendilerinden fikir alındığının da altını çiziyor. OPDay katılımcılarından biri de INFOTECH İş Geliştirme Direktörü Atalay Taşkoparan oldu. Dünya çapında sundukları harita sistemlerinin tamamının Oracle’ın ürünleriyle gerçeğe dönüştüğünü söyleyen Taşkoparan, ürettikleri bütün ürünlerin Java ortamında geliştirildiğinin üzerinde durdu. Atalay Taşkoparan’a göre INFOTECH, kendi veri tabanlarını ve Oracle üzerinde çalışılan yazılım platformlarını başlangıç seviyesindeki geliştiricilere ücretsiz olarak açıyor. Bu sayede yeni geliştiricilere önemli bir destek sağlanıyor, şirket ise bu süreçte herhangi bir kar sağlamıyor. OPDay’in son katılımcısı ise CARDTEK Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Akgün oldu. CARDTEK’in Oracle ile tanışana kadar uygulama yazılan platformun öneminin pek farkında olmadığını söyleyen isim, kendileri için performans, süreklilik ve güvenliğin en önemli başlıklar olduğunu dile getirdi. Oracle ise özellikle de güvenlik açısından sunduğu ek modüller ile özellikle de sistemlerinin çok daha güvenli olmasını sağlamış. Akgün, Oracle platformlarını kullanarak dünyanın pek çok noktasında ödeme sistemleri çözümleri sunduklarını, bu ortaklıkta Oracle platformlarını kullanmaktan da büyük memnuniyet duyduklarını dile getiriyor. haziran’14 49 Burak Bulutöz [email protected] 50 haziran’14 MAKALE Mobil Dünyada Bankalar Hayatımızı kolaylaştıran akıllı telefonlar ve tabletler, özellikle son yıllarda gelişen uygulama ekosistemleriyle pek çok sektörü cebimize getirmeyi başardılar. Bankaların mobil uygulamaları KOBİ’lere ne gibi avantajlar sağlıyor? İşte en kullanışlı mobil banka uygulamaları... İ ş dünyası her geçen gün değişiyor ve bambaşka kurallara sahip oluyor. Şirketler değişimlere en kısa sürede adapte olup şu anın gerekliliklerini en doğru şekilde yerine getirerek, varlıklarını devam ettirmek zorundalar. Stratejilerini bu doğrultuda hazırlayan şirketler başarılı olurken, çağın gereksinimlerine adapte olmakta zorlanan ve geç kalan şirketlerin sonu hüsranla bitiyor. Bu noktada teknolojik gelişmeler bir şirket için hayati öneme sahiptir önermesini yaparsak yanılmış olmayız. Özellikle belli dönemlerde teknoloji dünyasında yaşanan büyük gelişmeleri yakından takip etmek, hatta mümkünse doğru öngörüler ile teknolojiyi bir adım önden takip etmek bir şirket için hayati önem taşıyor. Bu durumu bir örnek ile açıklamak gerekirse; bilgisayarın icadının ardından bir şirket hangi sektörde olursa olsun ne kadar erken daktilo ya da faks makinesi yerine bilgisayar ile çalışmaya başlarsa piyasadaki varlığını o kadar sağlamlaştıracak ve geleceğe umutla bakacaktır. Bu örnek bahsettiğimiz büyük teknolojik gelişmeler için doğru bir örnektir. Büyük teknolojik gelişmelerin yanında teknoloji her geçen gün gelişmekte ve her gün ufakta olsa kolaylık sağlayan yeni bir teknoloji ortaya koyulmaktadır. Bir şirket için büyük teknolojik gelişmeler ne kadar önemliyse her gün ortaya çıkan küçük görünen ancak şirketi rakiplerinden bir adım öne geçirebilecek gelişmelerde oldukça önemlidir. Sonuçta hangi sektörde olursa olsun şirketler birbirleri ile kıyasıya bir rekabet içerisindedir ve birbirlerinden hep bir adım önde olmak isterler. Bankacılık Sektörü Teknolojiyi Yakından Takip Ediyor Şirketler kadar rekabet içerisinde olan bankalar da teknolojik gelişmeleri yakından takip etmeli ve günün gerekliliklerini yerine getirmeliler. Özellikle son zamanlarda mobil cihazların oldukça popüler olmasıyla kullanıcılar, bilgisayardan haziran’14 51 MAKALE yapabildikleri her şeyi akıllı cihazlarından da kolay bir şekilde yapma eğilimi gösteriyorlar. Kullanıcı istekleri her sektörde olduğu gibi bankacılık sektöründe de birinci öncelik olarak ön plana çıkıyor. Müşteri memnuniyeti her şirket için olduğu gibi bankalar için de her şeyden önce geliyor. Bu noktada bankalar çağın gerekliliklerini yakından takip ederek müşterilerinin isteklerini en hızlı şekilde yerine getirmeye gayret ediyorlar. Parasını halen bankaya yatırmaktan korkan insanların olduğunu düşünürsek, günümüzde teknolojik aletler aracılığıyla bankacılık işlemlerini kolay ve güvenli bir şekilde gerçekleştirmenin ne denli büyük bir konu olduğunu daha iyi görebiliriz. Tüm varlığını bankaya yatıran ve bunu parasının güvenliği için yapan kişiler doğal olarak banka ile olan tüm işlemlerini büyük bir hassasiyet ile gerçekleştirmek istiyorlar. İnternetin dünya çapında yaygınlaşması ve hayatımızın vazgeçilmez bir parçası 52 haziran’14 olmasıyla bütün kurumlar sanal ortamlarda da var olmak istiyorlar. Bu isteğin asıl nedeni elbette kullanıcıların bu ortamlarda çok sık vakit geçirmesi ve her işlerini sanal ortamlarda halletmek istemelerinden kaynaklanıyor. İnternet Bankacılığından Mobil Bankacılığa İnternetin yaygınlaşması ile bankalarda sanal ortamdaki yerlerini aldılar ve şubeden verdikleri bazı hizmetleri sanal ortamda bulunan siteleri ya da uygulamaları aracılığıyla müşterilerine sunmaya başladılar. Bir sonraki adım olarak cep telefonundan her zaman ve her yerden bankacılık işlemlerini yapabilmek geliyordu. Mobil cihazların gelişmesi ve yavaş yavaş daha da akıllanmasıyla artık bankların müşterilerine bu cihazlar üzerinden de ulaşması kaçınılmaz bir hal almıştı. Akıllı cihazların yaygınlaşması ve kullanımının artmasıyla bu cihazlar için birçok uygulama üretilmesine ortam sağladı. Mobil marketlere bakacak olursak telefonunuz ister Android işletim sistemine, ister iOS veya Windows Phone işletim sistemine sahip olsun, uygulama marketlerinde neredeyse sayısız uygulama bulunuyor. Bu uygulamalar kullanıcıların hayatlarını kolaylaştırıyor. Kullanıcılar zevklerine ya da ihtiyaçlarına göre istedikleri uygulamayı akıllı cihazlarına indirerek kullanıyorlar. Bu noktada bağımsız uygulama geliştiricilerinin yanı sıra bazı şirketler de uygulamalarıyla mobil marketlerde yer alıyor. Bankalar müşterilerine daha iyi hizmet verebilmek için sanal marketlerdeki yerlerini çoktan aldılar bile. Bankacılık sektörünün günümüzdeki sloganının “Hızlı ve Güvenli” olduğunu düşünecek olursak eğer bankaların kullanışlı ve her ihtiyacı karşılayan türden bir mobil uygulama ortaya koymaları oldukça büyük önem taşıyor. Mobil uygulamalar sayesinde müşteriler istedikleri işlemleri yapmak için şubeye gelmek veya bilgisayarı açmak zorunda bile değiller. Her an ➦ MAKALE her yerde yanlarında olan mobil cihazlarında yer alan bankacılık uygulamaları sayesinde istedikleri işlemler tam anlamıyla parmaklarının ucunda yer alıyor. Bankaların müşterilerine sunduğu uygulamalar doğal olarak birbirlerinden farklılıklar gösteriyor. Uygulamalarda en önemli kıstas ‘’kolaylık ve anlaşılırlık’’. Her uygulama için geçerli olan bu özellikler banka uygulamaları için ayrı bir öneme sahip. Bir bankanın sunduğu uygulamayı tüm müşterileri kolay ve güvenli bir şekilde kullanabilmeli. Her zaman ve her ortamda birinci önceliği güvenlik olan bankalar, mobil uygulamalarının geliştirilmesi noktasında da ciddi yatırımlar yaparak en hızlı ve en güvenli şekilde müşterilerine ulaşmayı hedefliyorlar. Bu noktada ülkemizde hizmet veren bazı bankaların uygulamalarına yakından bakmak gerekirse; Türkiye İş Bankası, Finansbank, TEB ve Yapı Kredi bankalarının mobil uygulamalarını mercek altına alacağız. Türkiye İş Bankası: İşCep Türkiye İş Bankası’nın, İşCep ile mobil uygulama konusunda oldukça başarılı bir iş çıkarttığını söyleyebiliriz. İşCep adı verilen uygulama banka müşterilerine istedikleri işlemleri her an her yerde gerçekleştirme imkanı sağlıyor. Oldukça kolay, anlaşılır ve basit bir ara yüze sahip olan uygulamayı Android, iOS ve Widows Phone ortamlarında yer alan mobil marketlerden ücretsiz olarak indirmeniz mümkün. Uygulama ilk açıldığında karşımıza bazı ana başlıklar çıktığını görüyoruz. Bu başlıklar arasında; Bankacılık İşlemleri, CepAnahtar, Parakod, Kredi Kartı ile Giriş, En yakın İş Bankası, Ekonomi Bülteni, Anında Şifre başlıkları yer alıyor. İşCep Uygulaması’nda yer alan bu ana başlıklar banka müşterilerini yapmak istedikleri işlemlere yönlendiriyor. Bu noktada bu başlıklardan, Bankacılık işlemleri, Cep Anahtar başlıklarına girilebilmesi için müşteri numarası ve şifreye ihtiyaç duyuluyor. Kredi kartı ile giriş başlığıyla işlem yapabilmek için kart numaranıza ve kart şifrenize ihtiyaç duyuluyor. Öte yandan İşCep uygulamasında yer alan En Yakın İş Bankası başlığına girerek, bulunduğunuz konuma göre size en yakın İş Bankası’nı görmeniz mümkün. Bu başlıkta karşımıza çıkan haritanın Google Maps haritası olduğunu söylemekte fayda var. Uygulamada yer alan Ekonomi Bülteni başlığı İşCep’i rakipleri arasında bir adım öne çıkarmayı başarıyor. Bu başlık aracılığı ile uygulama kullanıcılarına özel olarak hazırlanmış Ekonomi Bülteni’ni izleyebiliyorsunuz. Türkiye İş Bankasının İşCep uygulaması için özel olarak hazırladığı Ekonomi Bülteni belli aralıklar ile güncelleniyor. Öte yandan uygulama kullanıcıları güncel bülteni izleyebilirken bir önceki bülteni de izleyebiliyorlar. Bu noktada bir hatırlatma yapmakta fayda var; Ekonomi Bülteni başlığında da yer aldığı üzere izlediğiniz Ekonomi Gündemi videoları kullanıcının kullanmış olduğu tarife üzerinden ücretlendiriliyor. Sonuç olarak genel bir değerlendirme yapmak gerekirse; Türkiye İş Bankası’nın ortaya koymuş olduğu İşCep uygulaması, banka müşterilerine her an her Bankalar internet sitelerinden sonra, mobil cihazların yaygınlaşması ve akıllanmasıyla birlikte bankacılığı mobil uygulamalara da taşıdı 54 haziran’14 yerde sunduğu hizmetin yanı sıra sağladığı en yakın İş Bankası özelliği ve Ekonomi Bülteni ile dikkat çekiyor. Yapı Kredi: Yapı Kredi Mobil Bankacılık Yapı Kredi Bankası’nın sunduğu uygulamada ilk olarak dikkat çeken şey; uygulamanın adının banka adıyla aynı olması. Bu noktada Türkiye İş Bankası’nın yapmış olduğu gibi daha dikkat çekici bir uygulama ismi banka için çok daha başarılı olabilirdi. İnternet bankacılığı konusunda da oldukça başarısız bir ara yüze sahip olan Yapı Kredi, mobil bankacılık konusunda da kendini pek geliştirememiş görünüyor. Android, iOS, Windows Phone ve Blackberry ortamlarında yer alan mobil marketlerden ücretsiz indirilebilen uygulamayı ilk açtığınızda, karşınıza iki ana başlık, alt tarafta yer alan ve pekte anlaşılır olmayan sekiz alt başlık karşımıza çıkıyor. Ana başlıklar arasında yer alan Mobil Şube sekmesine tıklandığında uygulama aracılığı ile işlem yapabilmek için üç farklı şekilde giriş yapabilme seçeneği sunuluyor. Bu seçenekler arasında; Kullanıcı Kodu ile Giriş, TCKN ile Giriş ve Kredi Kartı ile Giriş seçenekleri yer alıyor. Bu sekmelerden arzu edilen bilgiler girildiğinde ise karşınıza istediğiniz bankacılık işlemini yapabileceğiniz sekmeler çıkıyor. Yapı Kredi Bankası’nın mobil uygulamasının üst bölümü ne kadar sade ise alt bölümü de bir o kadar karışık ve kullanışsız. İlk bakışta anlaşılması oldukça güç olan bölümde yer alan kategorileri kullanmak için parmağınızla sağa sola kaydırmanız gerekiyor. Bu sayede alt kategoriler netleşiyor ve istenilen kategoriye girilebiliyor. Bu da kullanımı zorlaştıran etkenlerden biri olarak göze çarpıyor. Alt kategorilere yakından bakmak ➦ MAKALE Kolaylık ve anlaşılırlık en önemli özellikler. Bir bankanın sunduğu uygulamayı tüm müşterileri kolay ve güvenli bir şekilde kullanabilmeli gerekirse; Borsa Cepte, Faiz Fon ve Kurlar, Hesaplama Araçları, Bireysel Emeklilik, Kredi Şimdi, Ürünler ve Kampanyalar, Döviz Hesaplama, En Yakın Yapı Kredi sekmelerini görmek mümkün. Bu sekmelerin hepsi diğer bankaların uygulamalarından pek farksız değil. Yapı Kredi Bankası’nın mobil uygulamasını genel olarak değerlendirecek olursak eğer; diğer bankaların uygulama ya da sunduğu hizmetlerin gerisinde kalıyor diyebiliriz. Karmaşık yapısı ve kötü denebilecek tasarımıyla kullanım zorluğu sunuyor. Ayrıca anlaşılmayan bir şekilde sürekli hata vermesi ve bazı sekmelerin Geri tuşunun bulunmaması işlem yapmayı zorlaştırıyor. Uygulamanın alt kısmında üç alt başlık yer alıyor. Bu başlıklar; Anında Şifre, ATM – Şube Bulucu ve Araçlar sekmeleri. Anında Şifre sekmesi aracılığıyla Finansbank web sitesine bağlantı sağlanıyor ve burada uygulamayı güvenli bir şekilde kullanabilmeniz için bir şifre sunuluyor. ATM – Şube Bulucu sekmesi aracılığıyla ise bağlanılan Google Haritası üzerindeki konum, en yakın olan ATM ve Şubeler müşterilere sunuluyor. Sonuç olarak Finansbank Cep Şubesi Uygulamasını değerlendirmek gerekirse; Finansbank’ın mobil uygulaması diğer bankaların uygulamalarına göre daha az işlevsel olarak karşımıza çıkıyor. Öte yandan uygulama sahip olduğu sade arayüz ile kullanıcıların büyük beğenisini topluyor. Yapılabilecek bankacılık işlemleri olarak diğer bankaların uygulamalarından hiçbir eksiği bulunmayan uygulamanın sadeliği ekstra işlevlerinin ana ekranda bulunmamasından kaynaklanıyor. Finansbank: Finansbank Cep Şubesi Finansbank’ın mobil uygulaması isim olarak Yapı Kredi Bankası’nın mobil uygulaması ile aynı konumda. Bankanın kendi adıyla karşımıza çıkan uygulama, sahip olduğu yalın ara yüzü ile dikkat çekiyor. Android ve iOS platformlarında hizmete sunulan sanal marketlerden ücretsiz olarak indirilebilen uygulama, diğer banka uygulamalarına nazaran oldukça sade ve basit bir girişe sahip olmasıyla ön plana çıkıyor. İkiye bölünmüş olan uygulama ara yüzünün üst bölümünde Cep Şube Giriş simgesi yer alıyor. Bu simge aracılığıyla geçiş yaptığınız bölümde ise müşteri numarası ve şifre ile giriş yapılabilecek bir sekme karşımıza çıkıyor. TEB: CEPTETEB Türk Ekonomi Bankası’nın sunduğu CEPTETEB uygulaması tıpkı Türkiye İş Bankası’nın İşCep uygulaması gibi kısa, sade ve ilgi çekici bir isime sahip. Android, iOS ve Blackberry platformlarında yer alan ve mobil marketlerden ücretsiz olarak indirilebilen uygulama, ara yüzü İşCep uygulamasıyla benzerlik gösteriyor. Beyaz alan üzerinde yer alan başlıkların her birinde bazı simgeler bulunuyor. Karşılama ekranında Mobil Bankacılık, Cep Pratik Şifre, Şube – ATM Bulucu, Hesaplama Araçları ve Piyasa Bilgileri gibi sekmelerin bulunduğu CEPTETEB uygulaması, işlem zenginliği ve yalın/kullanışlı tasarımıyla farkını ortaya koyuyor. Başlıkları inceleyecek olursak karşımıza ilk olarak Mobil Bankacılık sekmesi çıkıyor. Bu sekmeye tıklandığında ilk olarak Bireysel olarak mı yoksa Kurumsal olarak mı işlem yapmak istediğinizi seçmeniz gerekiyor. Bu seçimin ardından kullanıcı adınızı ve parolanızı girerek yapmak istediğiniz bankacılık işlemini gerçekleştirmeniz mümkün. Ana başlıklar arasında ikinci sırada yer alan Cep Pratik Şifre sekmesini kullanmak için kullanıcı adı ve şifreye ihtiyacınız olacak. Şube – ATM Bulucu sekmesini kullanarak size en yakın ATM’yi veya TEB şubesini görebilmeniz mümkün. Size en yakın olan TEB ATM’sini veya şubesini Google Haritası üzerinde gördüğünüzü hatırlatmakta fayda var. Zaten bu özellik diğer tüm bankaların mobil uygulamalarında da bulunuyor ve banka uygulamaları içinde bir standart haline gelmiş durumda. Hesaplama Araçları başlığı aracılığı ile ulaşılan bölümde; Kredi hesaplama, Döviz Çevirici ve Mevduat getirisi bölümleri banka müşterilerine hesap yaparken kolaylık sağlaması için sunulmuş durumda. CEPTETEB uygulamasının ana ekranında yer alan başlıklardan sonuncusu olan Piyasa Bilgileri bölümüne girdiğimizde, iç piyasalar ve dış piyasalardan haberdar olmanız mümkün. Kolay bir şekilde seçenekleri görebildiğiniz bölüm sayesinde piyasa hareketlerini anlık takip edebilmenize olanak sağlanmış. CEPTETEB uygulamasını kısaca değerlendirmek gerekirse; işlevsel ve basit bir kullanıma sahip olduğunu söyleyebiliriz. Bunun yanı sıra ara yüz sadeliğinin en iyi düzeyde olması ve işlem çeşitliliği açısından zengin bir yapıya sahip olması uygulamayı öne çıkarıyor. Yakın zamanda yapılan güncellemelerle çeşitli işlevler de eklenen uygulama oldukça hızlı çalışıyor. haziran’14 55 Tolga Cem Küçükyılmaz ÖZEL DOSYA [email protected] Depolamada Devir SSD Devri Çok uzun yıllardır bilgisayar dünyasıyla beraber hayatımızda olan mekanik hard diskler, depolama kapasiteleriyle artış göstermeye devam etseler de, performans olarak bilgisayarların en zayıf halkaları. Performansıyla çığır açan SSD’ler ise depolamanın artık geleceği değil de gerçeği haline geldi S on 10 yıl içerisinde hızlı gelişen teknoloji, özellikle bilgisayarların donanım gücünü oldukça ileri götürmelerini sağladı. Önceki nesil çözümlere göre inanılmaz bir performans gelişimi sergileyen işlemciler, RAM’ler ve ekran kartları gibi donanım bileşenlerinin performansı günlük kullanımda maalesef törpüleniyordu. 56 haziran’14 O kadar donanımsal gelişmelere rağmen içerisi dosya ile doldurulmuş bir klasörde bir şey aratmak, bilgisayarın açılış sürelerinin belli bir sürelerin altına gerileyememesi, uygulamaların açılış sürelerinin bir noktadan sonra kısalmamasının tek sebebi vardı. O da artık performanslarının uzun yıllardır artmadığı mekanik hard diskler. MAKALE SSD ve Mekanik Disklerin Çalışmasındaki Farklılıklar Neler? Son yıllarda sıkça duyduğumuz SSD’lerin çalışma mantığı, hard disklerden oldukça farklıdır. Geleneksel hard disklerde veriler, plakaların üzerindeki sektörlerde tutulur. Bu plakalar hard disk içerisindeki motorlar ile döndürülür ve okuma / yazma kafası tarafından okunur. SSD’lerde ise veriler NAND flash yongalarda saklanır. SSD’lerin içerisindeki bellek yongaları, tıpkı bilgisayarlarımızdaki RAM’ler gibi hızlı çalışırlar. Tabii RAM’ler ile Flash yongalar farklı çalışma karakterlerine sahipler. Bellek yongaları iki ana gruba ayrılıyor. Kısa süreli bilgi depolayan volatil SDRAM’ler ve uzun süreli bilgi tutabilen Flash yongaları (non volatile). SSD’lerde kullanılan yonga tipi ise yukarıda bahsettiğimiz gibi Flash tipte olanlar. Bu yongalar RAM’lere göre daha yavaştır ama uzun süre veri depolayabilirler. Elektrik akımı kesilse bile verilerde kayıp yaşanmaz. RAM’ler ise elektrik akımı ile beraber bilgiler saklanır. Elektrik akımı gittiği zaman, bilgiler silinir. Bilgisayarlardaki en hızlı bileşenlerden biri olan RAM’ler ile çalışma mantığı benzer olan SSD’ler de, en az onlar kadar yüksek performanslı. Hard Disklerin Performansı Neden Gelişmiyor? Hard disklerin performans açısından düşük olmasının sebebi ise bir motora bağımlı kalması olarak özetlenebilir. 7200 RPM’lik diskler, yıllardır benzer performans gösteriyor. Çünkü mekanik disklerde çok basit bir şekilde performansı arttırmanın en kolay yolu, dönüş hızını artırmak. Tabi yüksek güç tüketimi, oluşan titreşim ve ısı gibi etmenlerden dolayı 10.000 RPM ve üzeri hızlarda mekanik diskler yaygın olarak görülmüyor. Disk ne kadar hızlı dönerse, plakanın üzerindeki okuyucu motor, plaka üzerindeki sektörlerden verileri o kadar hızlı elde edebilir. Bu aşamaları düşündüğündüğünüz zaman mekanik disklerin neden yavaş olduğu daha net anlaşılabiliyor. SSD’lerin Mekanik Disklere Göre Artıları Neler? SSD ile Mekanik Disklerin performansını karşılaştırırken en kilit kelime “Rastgele Erişim Süresi” olacaktır. Bilgisayarların kullanımında en büyük esnekliklerden biri olan bu performans kriteri, SSD’lerde mekanik disklere göre çok ciddi anlamda başarılı. Kilit Kelime “Rastgele Erişim Süresi” Disklerde veriler çok düzenli bir şekilde tutulmaz. Bu yüzden adresi bilinen bir sektörden, bir bilgiyi çekip, sonra çok farklı bir sektörden bir bilgiyi daha çekmek, mekanik diskler için SSD’lere göre çok daha zorlu bir işlem olarak dikkat çekiyor. SSD’lerde, hard diskler gibi mekanik parça bulunmadığı için gecikme oranı oldukça düşüktür. Ayrıca motorun diski döndürmesi ve disk üzerinden verinin okunup yazılması, rastgele okuma/yazma hızını da olumsuz yönde etkiler. SSD’lerde rastgele okuma/yazma hız oldukça yüksektir. Çünkü veriler elektriksel olarak depolanacak adrese doğrudan yollanır. SSD’ler Yüksek Performans İle Beraber Daha Az Güç, Isı ve Titreşim Oluşturur SSD’lerde motor ve okuyucu kafalar gibi mekanik aksam bulunmadığı için sessiz çalışır ve daha az güç tüketir. Daha az güç tükettiği için ısı sorunu da oluşturmamaktadır. Darbelere Karşı Daha Dayanıklı SSD’lerin avantajları hız, sessizlik ve düşük güç tüketimi ile sınırlı değil. SSD’ler mekanik hard disklere göre sarsıntılara karşı daha güvenilirler. Sarsıntı sırasında, içerisinde mekanik aksam bulunmadığı için bozulma ihtimali yok denecek kadar azdır. SSD’nin kullanıldığı bilgisayarlar, hard disk kullanan bilgisayarlara göre çok daha hızlı bir şekilde açılırlar. Başka bir değişle kullanıcıları bezdiren işletim sisteminin hazır olma sürecini minimuma indiriyor. Böylece bilgisayarınızın açma tuşuna bastıktan kısa bir süre içinde işlemlerinizi yapabileceksiniz. Ayrıca SSD’nin kullanıldığı bilgisayarlarda programların ve oyunların açılış süreleri ve yükleme kısımları oldukça hızlanır. Avantajarı Kısaca Sıralayacak Olursak; • Hareket eden parça olmadığı için sessiz • Düşük güç tüketimi • Açılma süresi yok denecek kadar kısa • Dosyalara erişim hızı çok yüksek • 500 MB/SN değerlerini geçen okuma ve yazma hızları • Bozulacak mekanik parça olmaması ve titreşime dayanıklı olması. GB Başına Düşen Birim Maaliyeti Hem son kullanıcı hem de kurumsal pazarda son yıllarda satışlarını inanılmaz derecede artıran SSD üreticileri, ilk modellere göre kapasitelerini de epey artırmayı başardılar. Artık TB cinsinden haziran’14 57 MAKALE Görüş Gülhan Celep Özdin Samsung Türkiye Veri Depolama Ürünleri Ürün Müdürü SSD pazarı tüm Dünya’da olduğu gibi Türkiye’de de hızla büyüyor. SSD pazarında kıran kırana bir rekabet söz konusu. Üretim adetlerinin artıp maliyetlerin düşmesi ve rekabettin artmasından dolayı özellikle 2014’ün başından itibaren fiyatlar düşme eğiliminde ve bu da satış adetlerinin artmasını sağlıyor. Pazarda sadece büyük oyuncular barınabiliyor ve bu da çok keyifli bir rekabet sağlıyor. Bildiğiniz gibi Samsung dünya’nın en büyük SSD üreticisi ve dünyada da Pazar lideri. Biz Samsung Türkiye olarak SSD pazarına geçtiğimiz sene sonunda girdik ve hedefimiz tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de Pazar lideri olmak. Büyüme hızı sebebiyle SSD ürünü şu anda Samsung’un en önem verdiği ürünlerden biri konumunda. Samsung SSD’ye yatırım yapmaya devam ediyor ve tüketicilere daha hızlı, daha güvenilir ve kullanımı kolay SSD’ler sunmak için 58 haziran’14 özellikle ARGE konusuna çok yatırım yapıyor. Geçtiğimiz sene çıkardığı SSD 840 EVO serisinin ardından bu sene ultra ince bilgisayarlar için mSATA arayüzüyle kullanabileceğiniz SSD 840 EVO mSATA'yı çıkardı. Samsung SSD’lerin en büyük özelliği SSD’lerin tamamıyla Samsung üretimi olması. Dünyanın en büyük Nand flash üreticisi olan Samsung en iyi nand flashlarını Samsung markalı SSD üretiminde kullanmaktadır. Ayrıca SSD’nin tüm parçaları (dram, nad flash, kontrolcü, yazılım, form faktörü) Samsung mühendisleri tarafından geliştirilip Samsung tarafından üretilmektedir. Bu da ürünün daha güvenilir olmasını sağlamaktadır. Son olarak şunu belirtmek isterim ki şu anda pazardaki tüm tüm SSD’ler dâhili kullanım için ama harici kullanılabilecek external SSD’lerin çıkmasıyla SSD pazarı çok daha fazla hareketlenecektir. kapasiteler SSD’ler için düşünmesi için güç kapasiteler değil. İlk çıktığı dönemlere gidecek olduğumuzda yani 2005 -2006 yılında SSD’lerin GB başına sunduğu fiyat oranı 3 Dolar seviyesindeydi. Bu özellikle kurumsal çözümler için çoklu alımlarda ciddi bir fiyat yükü ortaya çıkartıyordu. Bu rakamlar 2012 yılında GB başına 0.67 Dolar seviyesine kadar düştü. 2012 yılındaki rakamlara bakmaya devam edersek, mekanik disk üreticilerinin yüksek kapasiteli disk atılımları sayesinde GB başına düşen maliyet 0.09 Dolar seviyesine kadar düşmüştü. Yani SSD’lerin maliyetleri, ilk çıktığı zamana göre ciddi anlamda düşmüş olsa bile, hala mekanik disklere göre maaliyet açısından yüksek kalıyordu. SSD’lerin maaliyetlerinin uzun vadede daha da düşeceği, yapılan analizlerde göze çarpıyor. Rakamlara bakacak olursak 2020 yılında SSD’lerin GB başına maaliyeti 0.15 Dolara kadar gerileyeceğini gösteriyor. Günümüzdeki mekanik hard disklerin GB başına maaliyeti 0.06 Dolar seviyesindeyken, 2020 yılında 0.03 Dolar seviyesine düşeceği ön görülüyor. Yani SSD’lerin ilk dönemlerine göre maaliyetlerin düştüğü fakat hard disklere göre hala daha yüksek fiyat etiketine sahip olduğu gerçeği değiştirmiyor. Şirketiniz İçin Seçeceğiniz Diski İyi Analiz Edin SSD’ler yazımızın başından beri belirttiğimiz gibi mekanik disklere göre çok daha performanslılar. Fakat mekanik disklere göre daha pahalılar ve fiyatına göre kapasiteleri daha da sınırlı. İşte bu noktada şirketlerin doğru tercih yapmaları şart. İyi bir tercihle, başarılı kombinasyonlar yaparak hem performansı artırıp, hem de fiyatları makul seviyede tutabilirler. Kullanılmayacaklara İhtiyaç Yok. Şirket İhtiyaçlarını İyi Analiz Edin Her sistemin kullanım amacına göre disk önermesi yapmak gerekiyor. Özellikle ülkemizde kurumsal firmaların yaptığı en büyük hatalardan biri de, ihtiyaçları dışında alım yapmaları. Örnek vermek gerekirse güvenlik kameralarının kayıt yaptığı DVR cihazlarına disk alacak olsanız, burada SSD tabiki gereksiz bir tercih olacaktır. Çünkü bu tip alanlarda yüksek kapasite gerekirken, sadece anlık kayıt yapılabilecek bir performans MAKALE aranıyor. Bu işlemi mekanik diskler rahatlıkla yapacaktır. Fakat grafik işleri yapan bir KOBİ’de, tüm grafikerlerin kullandığı bilgisayarlara 4 TB kapasiteli mekanik diskler yerleştirmek pek de mantıklı olmayacaktır. Photoshop başta olmak üzere pek çok ağır uygulama ve işletim sistemi böylece mekanik disk üzerinde çalışacak ve grafikerlerin kullandığı bilgisayarlar ne kadar güçlü olursa olsun, performansı tatmin etmeyecektir. İşte burada kullanım oranı ve depolanacak verinin analizi çok iyi yapılmalıdır. SSD – Hard Disk Kombinasyonu Yukarıda verdiğimiz örnekten devam edecek olursak, 256 ya da 512 GB kapasiteli kurumsal sınıf SSD’ler tercih edilip, grafikerlerin bilgisayarları bu diskler üzerinden çalıştırılabilir. Gerektiği kadar depolama için çok fazla masrafa kaçmadan 1 – 2 TB’lık depolama diskleri alınabilir ya da ofislerde kullanılmak üzere ortak NAS sürücüler temin edilebilir. Böylece bilgisayarlar hem performanstan taviz vermeyecek, hem de yeterli depolama/yedekleme politikanızı oluşturmuş olacaksınız. Fiyat Farkı ile Performans Farkını Karşılaştırmak Gerekirse; SAS ya da PCI Express arabirimini kullanan profesyonel SSD’ler ile SAS tabanlı mekanik diskleri karşılaştıracak olduğumuzda, fiyat anlamında farklılıklar küçümsenemeyecek seviyede. Fakat performans farklılıkları, fiyat farkından daha da yüksek. Bu yüzden performans odaklı seçimlerde, SSD’ler son derece yerinde tercihler olacaktır. Peki farklılıklar ne alemde? SAS arabirimini kullanan SSD’lerin sıralı okuma hizlarına baktığımızda fiyatlarına göre saniyede 430 MB ile 925 MB arası performans değerleri göze çarpıyor. Neredeyse saniyede 1 GB’lık veri okuyabilecek performansında SAS SSD’ler mevcut. Mekanik disklerde ise sıralı okuma hızları, saniyede 80 – 150 MB arasında değişmekte. Özellikle büyük kapasiteli aktarımlarda, yazma ve okuma hızlarında düşüşler de görülebiliyor. Yani bir işlem saniyede 130 MB aktarım hızıyla başlamışsa, mekanik disklerde bu hız 50 MB/sn seviyesine göre düşebiliyor. Performans farklılıklarına rastgele erişim süreleri olarak bakarsak, makasın çok daha fazla açıldığı görülüyor. Orta fiyat aralıklarındaki SSD’lerden iki modele bir göz atalım. Samsung 840 Pro 512 GB ve Intel SSD 730 Series 480 GB. Samsung’un disk çözümü global pazarlarda 400 Dolarlık bir fiyat etiketine sahip. Intel’in çözümü ise yaklaşık 500 Dolar seviyesinde. Mekanik disk üreticilerin SAS arabirimli Enterprise ürünlerine bakacak olduğumuzda, SeaGate’in yüksek performanslı 15000 RPM dönüş hızına sahip Seagate Enterprise 15K’a baktığımızda 300 GB’lık diskin sıralı okuma hızının saniyede 150 – 200 MB civarında olduğunu görüyoruz. Yani 7200 RPM’lik disklerin iki katı dönüş hızına sahip enterprise sınıfı bir mekanik diskin bile okuma hızı, ortalama bir SSD’nin yaklaşık 2- 3 kat düşüğü. Fiyatına baktığımızda Seagate Enterprise 15K3’ün global pazarda 232 Dolar civarında bir fiyata sahip olduğunu görüyoruz. Yani ortalama SSD çözümleriyle, en üst seviye mekanik disk çözümlerinin performansına ve fiyat duruma baktığımızda her şey net bir şekilde görülüyor. Seagate gibi kurumsal pazarda da depolama çözümü üreten mekanik disk tabanlı üreticilerin bile yavaş yavaş üst segmentte SSD’ye kayması biraz da yazımızı özetler nitelikte. Performans SSD’de, Gelecek SSD’de Artık taşınabilir bilgisayarlarda nasıl SSD standardı oluşmaya başladıysa, üst seviye performans gereken kurumsal çözümler için de SSD devri gelmiş durumda. SSD’lerin yükselen Pazar payları da bunu kanıtlıyor. Tabii mekanik diskler hiç kullanılmayacak demiyoruz. Fakat artık bu diskler sadece depolama odaklı ve maaliyet odaklı çözümlerde kullanılmasını tavsiye ediyoruz. haziran’14 59 Burak Bulutöz ÖZEL DOSYA [email protected] En Değerli Teknoloji Şirketleri Günümüzde en çok kazandıran sektörlerden biri haline gelen teknoloji sektöründe yer alan şirketlerden hangileri en değerliler kategorisinde? 60 haziran’14 MAKALE İ çinde bulunduğumuz teknoloji çağında her geçen gün ilerleyen teknoloji ile büyümesini sürdüren şirketler arasında öyle büyükleri yer alıyor ki, bazı şirketler maddi olarak bazı devletlerden çok daha büyük ve iyi durumda. Durum böyle olunca teknoloji sektörünün çekiciliği yatırımcıların iştahlarını kabartıyor ve onları hiç durmayan bu pazara yönlendiriyor. Yemek içmek gibi doğal bir şekilde büyüyen ve gelişen teknoloji ürünlerinin dağılımını göz önünde bulundurursak, bu gün teknolojik alet girmemiş bir ev bulmak oldukça zor olacaktır. Bu noktada teknolojik alet olarak yalnızca bilgisayar veya akıllı telefon düşünülmemelidir. Buzdolabından, süpürge makinesine, çamaşır makinesinden ampule kadar bütün bu cihazlar teknolojik ürün kapsamındadır. Bu cihazların hepsini üreten,geliştiren ve bunlardan büyük kar sağlayan şirketler bulunmaktadır. Tüm bunların yanında, mevcut kullandığımız ürünlere ek olarak her gün yeni bir cihaz hayatımıza girmeye devam ediyor. Yazılım ve İnternet Üzerinde Çalışan Firmalar Daha Karlı “Teknoloji Şirketi” denince akla yalnızca donanım üreten somut şeyler ortaya koyan şirketler gelmemeli. Geliştirilen bir yazılım veya yazılan herhangi bir bilgisayar programı tonlarca ağırlığa sahip cihazlardan çok daha değerli olabilir. Nitekim ortaya koyulan teknolojinin değerini arttıran en önemli unsurlardan biri insanlara ulaşılabilirliğinin kolay olmasıdır. Sanal ortamda geliştirilen bir yazılımı insanlığa ulaştırmak, tonlarca ağırlıktaki makineleri insanlığa ulaştırmaktan çok daha kolaydır. Dünyanın gittikçe daha da sanallaştığını düşündüğümüzde de donanım kanadından çok daha karlı olan bölümün yazılım bölümü olduğunu görürüz. Ancak elbette bir makine icat etmek veya onu geliştirmek ne kadar zor ve emek isteyen bir işse, bir yazlım geliştirmekte o kadar zor ve zahmetli bir iştir. Günümüzde teknoloji deyince akla gelen ilk şey akıllı telefonlar oluyor. Akıllı telefonları tabletler ve bilgisayarlar takip ediyor. Yeni trend ise giyilebilir cihazlar. Bunlar buz dağının görünen yüzü dersek abartmış olmayız. Teknolojinin son kullanıcı tarafı oldukça renkli ve hemen hemen her kullanıcının ulaşabildiği ürünleri içermektedir. Buzdağının su altındaki büyük kısmında ise Bilişim Teknolojilerini ortaya koyan şirketler, yazılım - program geliştiren şirketler ve internet siteleri yer alıyor. Hedef kitlesi son kullanıcılar olan teknoloji şirketlerinin ortaya koydukları kar oranları oldukça iyi bir seviyededir ancak donanımı donanım yapan içerisinde ki işletim sistemidir. Daha da ötesi çoğu insanın hiç düşünmediği yerlerde bazı sistemler kurulmuş ve bu sistemler sayesinde bazı döngüler oluşmuştur. Bu döngüyü oluşturan sektörden de bazı şirketler milyarlarca dolar kazanıyorlar ve her geçen gün büyümeye devam ediyorlar. Listenin En Üsünde İki Amerikalı Listede donanım üreten firmaların bulunması oldukça doğal. Ancak teknoloji devlerinin yer aldığı listede ikinci sırada Microsoft yer alıyor. Bu da gösteriyor ki yazlımsız donanım olmaz ve yazılımda en az donanım kadar önemlidir. Listenin birinci sırasında yer alan Apple 2013 mali yıl rakamlarına göre 104.3 milyar marka değerine sahip olması ile karşımıza çıkıyor. Apple’ın bir yılda marka değeri değişim oranı ise %20. Amerikalı teknoloji devinin geçtiğimiz yıl sağladığı toplam kazanç ise 156.5 milyar dolar. İkinci sırda yer alan Amerikalı şirket ise dünyaca ünlü yazılım devi Microsoft. Microsoft’un marka değerine bakacak olursak 56.7 milyar dolarlık marka değeri ile Apple’ın çok gerisinde olduğunu görüyoruz. Microsoft bir önceki yıla göre ise marka değerini yalnızca %4 oranında değiştirebilmiş. Microsoft’un 2013 yılında sağladığı toplam gelir ise 77.8 milyar dolar olarak belirlenmiş. Bu noktada birinci sırada yer alan Apple’ın ikinci sırada yer alan Microsoft’a atıığı fark nerdeyse her alanda iki katı olarak dikkat çekiyor. Microsoft’un ardınan gelen şirket ise yine bir Amerikalı şirket olan IBM’in marka değeri 50.7 milyar dolar. Bir önceki yıla göre yüzde 5 değer kazanan şirketin 2013 yılında elde ettiği toplam gelir 104.5 milyar dolar. Bir sonraki sırada ise dünyada en çok ziyaret edilen internet sitelerinden biri olan Google yer alıyor. Google’ın 2013 mar değeri 47.3 milyar dolarken şirketin geçtiğimiz yıla göre kazandığı değer %26 oranında değişmiş. Google’ın 2013 yılınd elde ettiği toplam gelir ise 43.5 milyar dolar olarak karşımıza çıkıyor. Google’ın ardından gelen Intel 30.9 milyar dolarlık bir marka değerine sahip. Bunun yanı sıra Intel bir önceki yıla göre %4 oranında değer kaybetmiş. Şirketin geçtiğimiz yıl elde ettiği gelir ise 53.3 milyar dolar olarak kayıtlara geçmiş. Akıllı telefon piyasasında rekabete girdiği Apple’ın çok gerisinde kalana Samsung En Değerli Teknoloji Şirketleri listesinin altıncı sırasında yer alıyor. Bu da demek oluyor ki piyasda süren rekabet rakamlara tam olarak yansımıyor. Samsung’un 2013 marka değeri 29.5 milyar dolar. Koreli şirket bir önceki yıla göre ise %53 büyümüş. Samsung’un 2013 yılında kasasına koyduğu toplam para ise 181 milyar dolar. Bu rakamlar ışığında Apple’ın marka değeri olarak Samsung’u geçtiği sonucu ortaya çıksada. 2013 yılında elde edilen gelir rakamlarında da Samsung Amerikalı rakibini geride bırakmış durumda. Samsung’un ardından gelen Cisco’nun marka değeri 27 milyar dolarken, şirket bir önceki yıla göre marka değeri olarak %3 büyüme sağlamış. Şirketin 2013 yılı içerisindeki geliri ise 48.6 milyar dolar. Oracle şirketinin marka değeri ise 26.9 milyar dolar olarak karşımıza çıkıyor. Marka değri olarak yüzde 4 büyüme sağlayan şirketin 2013 yılı marka geliri 37.2 milyar dolar olarak kayda geçmiş durumda. Bir sonraki sırada yer alan Amerikalı telekomünikasyon şirketi AT&T’nin marka değeri 24.2 milyar dolar. Şirket bir önceki yıla göre yerinde saymış görünüyor ve büyüme göstermemiş. Şirketin 2013 yılında elde ettiği marka geliri ise 126.4 milyar dolar. Listenin son sırasında yer alan SAP son sırada olmasına rağmen oldukça kayda değer bir değere sahip. 19.6 milyar dolar marka değerine sahip olan şirket bir önceki yıla göre yüzde 28 büyüme kaydetmiş. SAP’nin 2013 yılı içerisinde elde ettiği gelir 20.3 milyar dolar olarak kayıtlara geçmiş. En değerli teknoloji şirketlerinin bünyelerinde bulundurdukları çalışan sayılarına baktığımızda karşımıza ilginç bir istatistik çıkıyor. En az çalışan sayısına sahip iki Amerikalı dev teknoloji şirketi Apple ve Google dünyanın en değerli teknoloji listesinin zirvesinde yer alıyor. Bu da gösteriyor ki teknoloji söz konusu ise kişi sayısı değil niteliği büyük önem arz ediyor. Sonuç olarak Forbes’ın açıklamış olduğu “Dünyanın En Büyük Şirketleri 2013” listesine bakacak olursak dünya devi bankaların, akaryakıt şirketlerinin, holdinglerin ve finans kuruluşlarının arasında 15. Sırada yer alan Apple ve 21. Sırada yer alan Samsung teknoloji sektörünün ne denli önemli ve büyük bir sektör olduğunu gösteriyor. haziran’14 61 İlkay Zaman ÖZEL DOSYA [email protected] Hangi Operatörün Telefonu Daha Akıllı? Uygun fiyatları ve sunulan kampanyalarla beraber avantajlı görünen operatör telefonları, özellikle KOBİ’ler için büyük önem taşıyor. Operatörlerin sunduğu akıllı telefonlarının performanslarını ve avantajlarını sizler için inceledik H ayatımızın değişilmez parçası halini alan akıllı telefonlar teknoloji gündeminde en sık karşımıza çıkan cihazlar arasında yer alıyor. Elbette teknoloji akıllı telefondan ibaret değil ama son kullanıcı olarak tabir edilen kullanıcı kitlesi için günümüzde en popüler teknolojik cihazlar akıllı telefonlar. Bu durum biraz da yeni çıkan bir cihaz türünün bir dönem popülerliğini sürdürmesinden kaynaklanıyor. Benzer örnekleri geçmişte farklı cihazlarda da görmemiz mümkün. Örnek olarak bilgisayarların ilk olarak popüler olduğu dönemi düşünecek olursak eğer, teknolojiyle ilgili insanların daha çok bilgisayarlar hakkında konuşmasından daha doğal bir şey olmadığını görebiliriz. Popülerliğini uzun süre sürdüreceğe benzeyen akıllı telefonlar, her geçen gün teknik özellik ve tasarım anlamında gelişim göstermeye devam ediyor. Öncelikle cep telefonlarının hayatımıza nasıl girdiğine, hangi süreçlerden geçerek bugünkü halini aldığını ve nasıl akıllandıklarını hatırlamakta fayda var. Akıllı Telefonlardaki Hızlı Değişim Dikkat Çekiyor İlk cep telefonu 1973 yılında Motorola’da mühendis olarak çalışan Martin Cooper tarafından geliştirilmişti. 1 kg’dan daha ağır olan dünyanın ilk cep telefonunun tam dolu bataryası ile yapılabilen görüşme süresi yaklaşık 20 dakika olarak kayıtlara geçmiş. Dünyanın ilk cep telefonunun geliştiricisi, kendi geliştirdiği telefonun konuşma süresinin gelişen teknolojiyle birlikte geride kalmasıyla ilgili ilk cep telefonunun konuşma süresinin insan sağlığı açısından 62 haziran’14 MAKALE zarara sebep olmayacak seviyede olduğu açıklamalarında bulunmuştur. 1 kg ve bataryası yalnızca 20 dakika görüşme yapmaya yetecek güçte olan bu cihazın fiyatı ise 3.995 dolardı. 1973’te görücüye çıkan bu cihazın popülerleşmesi, daha kullanılabilir hale getirilmesi ve daha önemlisi satın alınabilir bir fiyata kavuşması yaklaşık 15-20 yıl aldı. Bazı ülkelerde daha erken popülerleşen cep telefonlarının çeşitlenmesi ve değişik modellerle tam anlamıyla kullanıcıların kullanımına sunulması 2000’li yılların başını buldu. Cep telefonları tüm dünyada popülerliğe kavuşmasının ve kullanıcılar için vazgeçilmez cihazlar arasındaki yerini almasının ardından, her geçen yıl daha da geliştirilerek kullanıcıların beğenisine sunuldu. Apple’ın pazara bomba gibi düşen iPhone projesinin ardından, neredeyse tüm teknolojik cihaz üreticisi şirketler akıllı telefon sektörünün potansiyelini fark ederek bu alanda yatırım yapmaktan geri kalmadılar. Cep telefonlarının akıllı telefonlara dönüştüğü bu evrim döneminde Nokia gibi bazı dev cep telefonu üreticileri duruma adapte olamayarak geride kalırken, cep telefonu anlamında çok iddialı modellere sahip olmayan ancak akıllı telefon akımına çabuk adapte olan Samsung gibi şirketler tam anlamıyla atağa kalktılar. Akıllı telefon piyasasındaki yarış kızışmış ve tam anlamıyla kıran kırana bir rekabet ortamı oluşmuştu. Bu ortamın kullanıcı tarafını ilgilendiren iki ana konusu; akıllı telefonların teknik özellikleri ve fiyatlarıydı. Fakat her geçen gün hayatımızın her anında vazgeçilmez hale gelen akıllı telefonlar, iş dünyasının da kaçınılmazları arasında yerini çok geçmeden almayı başardı. Taşınabilir bilgisayarlar ve akıllı telefonlar, iş dünyası tarafında teknolojinin en vazgeçilmez iki ürünü olarak şirketlerdeki yıkılmaz yerlerini aldılar. Peki, şirketiniz için akıllı telefon tercihi yaparken nelere dikkat etmeniz gerekiyor? Toplu alımlarda hangi operatörün sunduğu telefonun şirketiniz için daha iyi bir tercih olduğunu performans açısından sizler için mercek altına aldık. Şirketler İçin Akıllı Telefon Seçimi Hangi sektörde olursa olsun teknolojiyi yakından takip etmek her şirket için oldukça önemlidir. Teknolojinin artık iş dünyasında kaçınılmaz hatta bir zorunluluk olduğunu unutmamak gerekir. Hem şirket içinde hem de sahada iletişimin sağlıklı bir şekilde yürümesini sağlayamayan şirketler ciddi sorunlarla karşılaşacak ve rekabetten geri kalmaya mahkum olacaklar. Günümüzde şirketlerin çalışanlarına sağladıkları olanakların başında hayati önem taşıyan taşınabilir bilgisayar ve akıllı telefonlar geliyor. Her ortamı bir ofise dönüştürebilen bu ikili, çalışanın kesintisiz bir şekilde çalışmasına olanak sağlarken, iş verimliliğini de yüksek seviyede tutuyor. Aynı zamanda müşteri ilişkilerinin de çalışan ve şirket üçlüsü arasında devamlılığını sağlayarak, karlılığa da etki etmesini sağlayan bu cihazlar, işletmeler için neredeyse su ve hava kadar gerekli. Fakat akıllı telefonların donanımsal anlamda tek başına bir şey ifade ettiklerini söylemek anlamsız olur. Şirketiniz için bu denli kritik bir önem taşıyan akıllı telefonlar, konuşma, mesaj ve internet paketleri olmadan hatta günümüzün gereksinimleri olan çeşitli uygulamalardan yoksun bir halde şirketiniz için faydalı bir cihazdan çok, ölü yatırım halini alabilirler. Şirketlerin başlıca konu başlıklarından biri de, teknolojik altyapılarına en uygun platforma sahip ya da en kolay entegre edebilecekleri cihazları seçmeleridir. Bu da tıpkı diğer etkenler kadar şirketler için hayati önem taşıyor. Aksi taktirde altyapıyla düzgün bir iletişim kuramayan akıllı telefonlar, cihaz karmaşasına ve hatta güvenlik açıklarına sebebiyet verebilir. Bu da şirketinizde olmasını istediğiniz en son şeylerden biridir. İşte tam bu noktada işletmelerin imdadına GSM operatörleri çeşitli cihazları ve bu cihazlarla beraber sunulan kampanyalarıyla yetişiyorlar. Ülkemizde faaliyet gösteren üç GSM operatörünün de birbirinden avantajlı kampanyaları şirketleri haziran’14 63 MAKALE cezbediyor. Sunulan uçtan uca çözümler sayesinde işletmeler, bir taşla iki kuş vurarak hem akıllı cihaza hem de bu akıllı cihazları en performanslı şekilde koşturacak olan kampanyalara kullanabiliyorlar. Turkcell, Vodafone ve Avea’nın şirketlere özel olarak sunduğu tarifler ve kampanyaları bir kenara bırakıp, bu operatörlerin son dönemde kendi markaları ile piyasaya sürdükleri akıllı telefonlara bakacak olursak eğer, ortaya konulan işin küçümsenmeyecek boyutlarda olduğunu görebiliriz. Cihazların Performans Karşılaştırması Turkcell, Vodafone ve Avea’nın akıllı telefonları tekil kullanıcıları hedeflediği kadar şirketleri de hedefliyor. Performans anlamında oldukça başarılı cihazlar piyasaya süren operatörler, markaları ile sundukları cihazlarına ek olarak oldukça karlı tarifeler ile şirketlerin dikkatini çekmeyi başarıyorlar. 64 haziran’14 Akıllı telefon piyasasında bulunan giriş ve orta seviye cihazlara alternatif olabilecek cihazlar üreten GSM operatörleri, kendi markalarıyla sundukları akıllı telefonlarıyla bir adım öne geçmeyi planlıyorlar. Bu noktada hangi operatörün akıllı telefonunun şirketler için daha avantajlı olduğunu görebilmek için cihazlara yakından bakmak en doğrusu olacaktır. Tukcell T40 İlk olarak Turkcell’in akıllı telefonu T40’ı inceleyecek olursak, öncelikle cihazın sade bir tasarıma sahip olduğunu söyleyebiliriz. T40’ın sade tasarımına ek olarak kalınlığının bazı kullanıcıları rahatsız edebileceğini eklemekte fayda var. Turkcell’in akıllı telefonunun ağırlığı ise 130 gram. Bu da telefonun gayet makul bir ağırlığa sahip olduğunu söyleyebiliriz. 4 inçlik 800x480 piksel çözünürlüğe sahip ve TFT IPS ekranı bulunan Turkcell T40, 5 megapiksellik arka ve 0.3 megapiksellik ön kameraya sahip. Bunlara ek olarak T40’ın kamerasının otomatik odaklama özelliğine ve flaşa sahip olduğunu ekleyebiliriz. 4.1.2 Jelly Bean Android sürümü ile gelen T40, özel bir Turkcell arayüzüne sahip. Cihazda Qualcomm Snapdragon S4 1.2 çift çekirdekli işlemciye ek olarak 1 GB RAM bulunuyor. Teknik yeterliliği sayesinde T40, kendisi için özel tasarlanan arayüzü kolaylıkla ve devamlılık sağlayacak bir şekilde çalıştırabiliyor. 4 GB’lık dahili depolama alanının yanı sıra microSD kart ile cihazın depolama alanı 32 GB’a kadar arttırılabiliyor. Bir akıllı telefon için en önemli özelliklerden biri de; aktif kullanımda hayatta kalan şarj süresidir. Turkcell T40’ın 1600 mAh’lik bataryası yaklaşık 8 saat telefon görüşmesi yapabilmeye olanak sağlıyor. Bu konuşma süresinden yola çıkacak olursak T40’ın kendi segmenti için yeterli seviyede bir bataryaya sahip olduğunu söyleyebiliriz. Turkcell T40’ın diğer teknik özellikleri arasında; NFC, GPS, Bluetooth 4.0, Wi-Fi yer alıyor. Turkcell T40’ı rakiplerinden ayıran özelliği ise sahip olduğu kolay arayüz eklentisi. T40’ın arayüzü klasik bir akıllı cihaz arayüzüne benzerken, akıllı telefon konusunda çok fazla tecrübeli olmayan kullanıcıların bile kolaylıkla kullanmasını sağlayacak şekilde tasarlanmış. Turkcell T40, kolay arayüzü sayesinde, daha büyük yazı karakterleri, sesli tuşlar, acil arama butonu ve sallayarak ana ekrana dönme özellikleriyle kullanım kolaylıkları sağlıyor. Bu noktada T40’ın şirketler için tercih edilebilirliğini düşünecek olursak, Turkcell’in akıllı cihazının bir iş telefonu olarak gayet yeterli olacağını söyleyebiliriz. Özellikle kolay kullanım arayüzü ile tüm çalışanların rahatlıkla kullanabileceği bir telefon olan Turkcell T40, siyah, beyaz ve kırmızı renk seçenekleriyle de kullanıcılarına alternatifler sunuyor. Vodafone Blade V Parlak kasa tasarımı ile karşımıza çıkan Vodafone Blade V, ilk bakışta gayet şık bir akıllı cihaz izlenimi yaratıyor. 4 inçlik 480x800 çözünürlükte bir ekrana sahip olan cihazın kalınlığı ise 10.9 mm. Bunun yanı sıra MAKALE cihazın ana kamerası 5 megapiksel ve ön kamerasının da 0.3 megapiksel VGA olduğunu görüyoruz. Genel anlamda sade bir tasarıma sahip olan Blade V’nin arka yüzeyinde yalnızca Vodafone logosu bulunuyor. Bu da cihazın sadeliğine katkıda bulunan unsurlardan biri olarak ön plana çıkıyor. Ek olarak cihazın 130 gram ağırlığına sahip olduğunu ve bu ağırlığın kullanıcılar için ideal olduğunu söyleyebiliriz. Android 4.1 Jelly Bean sürümü ile gelen cihazın giriş ve orta sınıf kullanıcıları hedeflediğini hatırlatmakta yarar var. 1.2 Ghz 4 çekirdekli Qualcomm Snapdragon işlemciye sahip olan Blade V, 1 GB RAM’e sahip. Cihazın teknik özellikleri kurumsal alanda kullanım için oldukça yeterli. 4 GB dahili depolama alanına sahip olan cihazın depolama kapasitesi microSD kart desteği sayesinde 32 GB’a kadar arttırılabiliyor. Vodafone’un akıllı cihazının şarj performansına bakacak olursak; 1800mAh’lik bir bataryaya sahip olan Blade V, konuşma süresinin 8 saat olduğunu görüyoruz. Bunun yanı sıra cihazda, dijital pusula, ışık sensörü, hareket sensörü, GPS özelliği, Bluetooth 4.0, Wi-Fi ve Wİ-Fİ Direct özellikleri mevcut Vodafone Blade V kullanıcılarına özel uygulamalarla geliyor ve cihazın arayüzü gayet anlaşılır olması dikkat çekiyor. Sonuç olarak Vodafone Blade V’nin giriş ve orta seviye bir akıllı telefondan beklenen ihtiyaçlara cevap veren bir cihaz olduğunu söyleyebiliriz. Şirketler için mantıklı bir seçenek olabilecek cihaz uygun tarife ve akıllı telefonu bir araya getirmesi ile ön plana çıkıyor. Ayrıca Blade V’nin uzun süre sorunsuz çalışması kullanım amacına bakıldığında rakiplerinden bir adım öne çıkmasını sağlıyor. Avea inTouch 3 Avea’nın inTouch serisinin son üyesi olan inTouch 3, arka kapağı parlak bir görünüme sahip. Cihazın arka yüzünde bulunan 5 megapiksellik kameraya ek olarak cihazın adı ve Avea logosu bulunuyor. Ekranı rakiplerine göre daha büyük olan Avea inTouch 3, 4.5 inçlik 480x854 çözünürlükte bir ekrana sahip. Avea rakiplerine nazaran bir farklılık yaratmaya çalışmış fakat bunun altını dolduramamışa benziyor. Ekran büyüklüğünün arttığı fakat çözünürlüğün artmadığı akıllı telefon, piksel yoğunluğu açısından rakiplerinin gerisinde kalıyor. inTouch 3’ün ön tarafında 0.3 megapiksellik bir kamera bulunuyor. Genel anlamda cihazın dış görünümünü değerlendirecek olursak; rakiplerine göre daha ince ancak 140 gram ağırlığıyla 5 gram fazlalığa sahip olduğunu görüyoruz. Android 4.2.2 Jelly Bean ile gelen Avea inTouch 3’ün 1.3 Ghz çift çekirdekli MT-6572 işlemci, 1 GB RAM ve 4 GB’lık dahili depolama alanı bulunuyor. Turkcell ve Vodafone’un daha performanslı olan Snapdragon işlemci çözümlerine göre geride kalan MT-6572, özellikle performans açısından cihazı rakiplerinin gerisinde bırakıyor. Avea akıllı cihaz serisinin yeni üyesinin bataryasının ne kadar güçlü olduğuna bakacak olursak eğer; 1800 mAh’lik bataryası bulunan cihazın kullanıma göre değişkenlik göstermekle beraber 1 günlük sürede ucu ucuna yettiğini söyleyebiliriz. Bu durum özellikle şarj sorunu yaşamak istemeyen saha çalışanları için bir kabus halini alabilir. Avea inTouch 3’ün diğer teknik özellikleri arasında; GPS, Wi-Fi, Bluetooth yer alıyor. Kullanıcılarına özel uygulamalarıyla gelen telefonuna en dikkat çekici özelliklerinden biri de; sahip olduğu etkileyici arayüz. Bu etkileyici arayüz, üründe kullanılan işlemcinin daha performanslı olması şartıyla daha etkileyici olabilirdi fakat beklenilen etki yaratılamamış. Avea inTouch 3’ün, Turkcell T40 ve Vodafone Blade V’ye göre daha zayıf bir performansı olduğunu belirtelim. Ayrıca şirketler için akıllı telefonların kullanım alanlarının gayet geniş olduğunu göz önünde bulunduracak olursak eğer, toplu alımlarda ya da genel kullanımda performans yetersizliğiyle Avea inTouch 3’ü üzülerek listenin son sırasına koyuyoruz. haziran’14 65 SON SÖZ Tolga Cem Küçükyılmaz / Yazı İşleri Müdürü [email protected] 2014’ün İlk Çeyreği İtibariyle En Değerli Markalar Listesi Millward Brown’un hazırladığı son rapora göre internet devi Google, Apple’ı marka değeriyle geride bıraktı. İşte ilk yüzde yer alan teknoloji firmaları ve yaşanan değişiklikler R esmi rakamlara ek olarak her sektörde araştırma ve analiz rakamları da oldukça önemli. Araştırma ve analiz şirketi Millward Brown, yayınladığı son raporunda en değerli 100 dev şirketi sıraladı ve değerlerini ortaya koydu. Araştırmadaki en ilginç değişikliklerden biri de Google’ın Apple’ı geçmesi oldu. Google, değerini yüzde 40 artırdı Geçtiğimiz yıla göre yüzde 40‘lık değer artışı sağlayan Google, 159 Milyar Dolarlık marka değeriyle birinci sıraya yerleşmeyi başardı. İkinci sırada 148 Milyar Dolar değere sahip olan Apple bulunuyor. Geçtiğimiz yıla göre yüzde 20 değer kaybeden Apple, Google’ın gerisinde kaldı. Google daha da yükselecek gibi gözüküyor Araştırmalara göre Android işletim sistemini başarılı bir şekilde büyüten internet devi, Android Wear ile giyilebilir cihazlarda da boy göstermeye başlayacak. Market gelirlerini böylece daha da artıracak olan firma, Glass ve Project Ara gibi yenilikçi projelerine devam ediyor. Tüm bunlara ek olarak Motorola’nın başarılı bir şekilde yoluna devam etmeye başlaması ve Play Store üzerinden yapılan ünlü telefonların Play Edition sürümleri ve Nexus modelleri de Google’ın başarıları olarak görülüyor. Son olarak firmanın gelirlerini artıran en büyük kalemler arasında Chrome OS, Google Drive’ın başarılı büyümesi, Chrome uygulamaları, Google reklamları ve YouTube gibi hala büyümeyi sürdüren devler de bulunuyor. Bu tip avantajları topladığımızda, Google’ın önümüzdeki dönemde de gelirlerini artırabileceğini öngörebiliriz. Kurumsal tarafta Google Apps’in ve Drive’ın başarısı da azımsanmayacak seviyede. Araştırmaya göre en değerli şirket sıralaması nasıl? İlk sırada Google, ikinci sırada da Apple’ın bulunduğu analiz sonuçlarında üçüncü sırada IBM yer alıyor. 108 Milyar Dolar değeriyle üçüncü sıradaki IBM’i ise 90 Milyar Dolar ile Microsoft izliyor. Microsoft’un özellikle son yıllarda Apple ve Google’ın pek çok açıdan geride kaldığını görüyoruz. Bakalım son Windows 8.1 ve Windows Phone 8.1 atılımları firmanın değerini biraz da olsa yukarı çekmesini sağlayabilecek mi göreceğiz. İlk yüzde dikkati çeken isimler 21. sırada 36 milyar dolar ile Facebook yer alıyorken, Samsung’un 26 milyar dolar ile 29. sırada olduğunu görüyoruz. Özellikle yazılım ve hizmet tarafının daha çok kazandırdığını Apple ve Google ile Samsung’u karşılaştırdığımızda daha da iyi anlıyoruz. Sıralamanın 71.‘si olan Twiter ise 14 milyar dolarlık bir değere sahip.
© Copyright 2024 Paperzz