Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II T.C. NEVŞEHİR HACI BEKTAŞ VELİ ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK-MİMARLIK FAKÜLTESİ ÇEVRE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ ÇEVRE KİMYASI II LABORATUARI …………………DENEYİ (Raporu hazırlayanın/hazırlayanların numarası, adı ve soyadı, grup no) …………….. ……………. Dersin Sorumlusu ……… ……… NEVŞEHİR – 2014 Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II DENEYİN AMACI Suyun içerisinde bulunan nitrit derişiminin bulunarak o suyun kirlenme zamanının araştırılmasıdır. TEORİ (GENEL BİLGİLER) Azot ve azotlu maddeler, çevre mühendisliğinde büyük bir öneme sahiptir. İçme ve kullanma suları ile yüzeysel suların ve kirlenmiş su kütlelerinin içerdiği çeşitli organik ve inorganik azotlu bileşikler ölçülerek, suyun kalitesi hakkında karar verilebilmektedir. Sularda ve atıksularda bulunan başlıca azot bileşikleri nitrat azotu (NO3-N), nitrit azotu (NO2-N), amonyak azotu (NH3-N) ve organik azottur. Bu azot türlerinin yanı sıra azot gazı da azot çeviriminde yer almaktadır. Azot çeviriminde bulunan türler, biyokimyasal reaksiyonlar sonucunda birbirlerine dönüşebilmektedir. Nitrat, azot bileşikleri ile daha önceden kirlenememiş yüzey ve yer altı sularında eser miktarlarda bulunmaktadır. Yüzeysel sularda nitratın belirgin biçimde görülmesi o suyun daha önceden amonyum ve organik azot içeren evsel ve endüstriyel atıksular ile kirlendiğini veya o suya yeni nitrat deşarjının yapıldığını göstermektedir. Doğrudan nitrat deşarjları, ya nitratlı bileşiklerin kullanıldığı yada üretildiği endüstrilere ait atıksular veya tarım alanlarında kullanılan nitratlı gübrelerin yağmur suları ile taşınmasından kaynaklanmaktadır. Yer altı sularında nitratın görülmesinin en büyük sebebi bu sulara yağmur ve sulama suları ile nitrat gübrelerinin taşınmasıdır. Nitrit bileşiği son derece kararsız bir azot formu olup, ortamda nitrifikasyon veya denitrifikasyon reaksiyonlarının gerçekleşmekte olduğunu göstermektedir. Nitrifikasyon Nitrifikasyon en basit tanımıyla aerobik ortamda amonyağın nitrosomonas tarafından nitrite, nitritinde nitrobakter vasıtası ile nitrata dönüştürüldüğü iki aşamalı prosestir. Nitrit Çevresel Önemi Nitrit kimyasal (özellikle klorla dezenfeksiyon uygulamalarında) yada enzimatik olarak aminlerle de reaksiyona girerek kanserojen olan nitrosaminleri oluşturmaktadır. Ayrıca nitrit hem amonyak azotunun nitrata yükseltgenmesinde hem de nitratın indirgenmesinde yer almaktadır. DENEYSEL YÖNTEM Deneyde Kullanılan Araç-Gereç Ve Kimyasal Maddeler Araç ve gereçler • • • • • Beher Mezur Balık Manyetik karıştırıcı Spektrofotometre Kimyasal maddeler Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II • • • • Sülfanilik asit reaktifi: 0.6 g sülfanilik asit 70 mL sıcak saf suda çözülür. Soğutulduktan sonra 20 mL derişik HCl ilave edilir.saf su ile 100 mL’ye tamamlanır,iyice karıştırılır. ɑ-Naftilanin hidroklorür reaktifi: 0.6 g ɑ-Naftilanin hidroklorür içerisinde 1 mL derişik HCl bulunan saf suda çözülür. 100 mLye tamamlanarak iyice karıştırılır. Stok sodyum nitrit çözeltisi: 1 mg/L NO2 derişiminde bir çözelti hazırlanır. Sodyum asetat tampon çözeltisi (2M): 16.4 g CH3COONa veya 27.2 g CH3COONa.3H2O saf suda çözülerek 100 mLye tamamlanır. Stok nitrit çözeltisinden 0.005, 0.01, 0.02, 0.05, 0.08 ve 0.1 mg/L standart nitrit çözeltileri hazırlanır. Bu standartlardan 50 mL alınarak her birine 1 mL EDTA ve 1 ml slfanilik asit konur. Karıştırılır ve 10 dk. Bekletildikten sonra 1 mL naftilamin hidroklorür ve 1 mL sodyum asetat tampon çözeltisi koyularak karıştırılır. Bu standartların 520 nm de absorbansı okunur. Okunan absorbans değerleri y ekseni, nitrit derişimi ise x ekseninde olacak şekilde grafik çizilerek standart eğri hazırlanır. Derişimi merak edilen örneklerde aynı işlem uygulanır ve absorbans değerine göre standart eğriden nitrit derişimi bulunur. BULGULAR, SONUÇLAR VE HESAPLAMALAR Standart nitrit çözeltisi ve absorbans değerleri: SONUÇ ve TARTIŞMA Laboratuara getirilen numunenin spektrofotometrede ki absorbans değeri 0.187 olarak okunmuştur. Bu değer yukarıda bulunan grafikten okunduğunda 0.04 mg/L olarak bulunmuştur. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II TARTIŞMA 1) Nitritin insan sağlığı üzerine etkileri nelerdir. Gıdalarla alınan nitrat daha ağız boşluğunda iken ağız florasını oluşturan bakteriler tarafından kısmen nitrite indirgenir. Kalanı mide bağırsak sistemine geçer. Dolaşıma karışan nitratın bir bölümü tükürük bezleri vasıtasıyla tekrar ağız boşluğuna salgılanır ve nitrite indirgenmesi devam eder. Bu mekanizma ile vücuda alınan nitratın %20’sinin nitrite dönüştürüldüğü bilinmektedir. Oluşan nitrit kandaki hemoglobini methemoglobine dönüştürerek O2 transport fonksiyonunu bloke eder. Bunun neticesinde mavi bebek hastalığı oluşmaktadır. Bu nedenle nitrat taşıyan peynir altı suyundan elde edilen ürünlerin bebek gıdası olarak kullanılması uygun değildir. Bunların dışında bebeklerin kullandığı sulardaki nitrat miktarları da çok önemlidir. Çünkü bebeklerde her kilogram vücut ağırlığına 5 mg nitrit düşmesi halinde mavi bebek hastalığı oluşacağı belirtilmiştir. 2) Nitrit tayininin çevre mühendisliği uygulamalarındaki önemi nedir Nitrit tayini bir suyun eski yada yeni kirlenip kirlenmediği konusunda fikir vermektedir. Ayrıca su kalitesinin ne düzeyde olduğu, yada yüzeysel sulara tarım faaliyetlerinden bir sızma olup olmadığı hakkında bilgi vermektedir. Başka açıdan bakılacak olursa amonyağın nitrata yükseltgenmesinde hem de nitratın indirgenmesinde ara basamakta yer almaktadır. KAYNAKLAR ASKİ Merkez Laboratuvarları - Su ve Çevre Kimyası Analizleri Bakan, G., Çevre Kimyası Laboratuvar-2 Dersi Deney Föyü, 19 Mayıs Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü, Samsun 2009 Çevre Mühendisliği Kimyası Laboratuvarı Deney Föyü, Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü, Çanakkale Çevre Mühendisliği Kimyası-2 Dersi Laboratuvar Kılavuzu, Erciyes Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü. Dursun, Ş., Çevre Mühendisliği Kimyası-2 Dersi Laboratuvar Kılavuzu, Selçuk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü, Konya 2006 Peker, İ., Çevre Mühendisliği Kimyası, Birsen Yayınevi. ISBN: 9755114955, Kayseri, 2007. Samsunlu, A.,1999. Çevre Mühendisliği Kimyası, Bizim Büro Basımevi, Ankara. Standard Methods for the Examination of Water and Wastewater, 20th Edition, Edited by Lenore S. Clesceri, Arnold E. Greenberg, and Andrew D. Eaton. Şengül, F., Müezzinoğlu, A., Çevre Kimyası, Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Yayınları No:228, 6. Baskı, İzmir 2009. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II DEĞERLENDİRME ESASLARI: 1. Öğrenciler Laboratuar dersinde deneyden önce Kuiz sınavına gireceklerdir. Genel notlandırmada Kuizlerin ağırlığı %10 oranında olacaktır. 2. Her bir öğrenci yukarıdaki formata göre hazırlayacakları raporu ilgili deney bitiminden en geç 1 hafta sonra deneyi yaptıran ilgili öğretim elemanına teslim edeceklerdir. Genel notlandırmada Raporların ağırlığı %10 oranında olacaktır. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ÇEVRE KİMYASI-II DERSİ LABORATUAR DENEY TARİHLERİ 27.02.2014 06.03.2014 13.03.2014 20.03.2014 SPEKTROFOTOMETRİK ANALİZ ÇÖZÜNMÜŞ OKSİJEN TAYİNİ (Winkler Yöntemi) BOİ5 (BİYOKİMYASAL OKSİJEN İHTİYACI) TAYİNİ (Seyreltme Yöntemi) KOİ (KİMYASAL OKSİJEN İHTİYACI) TAYİNİ (Kapalı Reflux-Titrimetrik Yöntemi) 27.03.2014 SÜLFAT TAYİNİ (SO4) (Kolorimetrik Metot) 10.04.2014 NİTRİT VE NİTRAT TAYİNİ (Kolorimetrik Metot) 17.04.2014 OPTİK YÖNTEMLE FOSFAT TAYİNİ 24.04.2014 08.05.2014 15.05.2014 22.05.2014 29.05.2014 KLORÜR TAYİNİ (Cl-) (Arjantometrik Yöntem) KALSİYUM, MAGNEZYUM VE SERTLİK TAYİNİ (EDTA Metodu) UÇUCU YAĞ ASİTİ (UYA) TAYİNİ (Üç Noktalı Titrasyon Metodu) YAĞ-GRES TAYİNİ (Gravimetrik Yöntem) AMONYAK VE TKN DENEYİ Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II DENEYSEL ÇALIŞMALAR ESNASINDA LABORATUARDA DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR Laboratuarda yapılan çalışmalar sonucunda elde edilen sonuçların güvenilirliği, kullanılan deney metotlarının hassaslığı yanında, çalışanların dikkat ve titizliğine de bağlıdır. Bu nedenle çalışmalar esnasında aşağıdaki kurallara uyulması çalışanların kendisi ve çevresindeki arkadaşları için ve yapılan deneyin hassasiyeti bakımından da son derece önemlidir. Bu nedenle laboratuar deneyleri esnasında aşağıdaki kurallara uyulmasına azami derecede dikkat edilmelidir. 1. KİŞİSEL TEDBİRLER a) Her türlü laboratuar çalışması esnasında mutlaka beyaz ve temiz bir önlük giyilmelidir. Böylece çalışma esnasında olabilecek herhangi bir kimyasal çözeltinin sıçrama ve bulaşmalardan giyilen elbiselerin zarar görmesi engellenmiş olacaktır. Laboratuar önlüğü olmayanlar laboratuar çalışmalarına kesinlikle alınmayacaklardır. b) Laboratuar çalışmaları sırasında ve laboratuara giriş çıkış esnasında koridorlarda son derece sessiz olunmalıdır, etrafı rahatsız edecek şekilde gürültü ve aşırı hareketlerden kesinlikle kaçınılmalıdır. c) Palto, pardösü, ceket, şapka gibi giyim eşyaları ile çanta ve kitaplar laboratuar çalışması yapılan masaların üzerine bırakılmamalı, bunlar için ayrılan yerlere konulmalıdır. d) Laboratuarda yiyecek yenmeyeceği gibi sigara içmek, sakız çiğnemek kesinlikle yasaktır. Gereksiz hareket ve davranışlardan kaçınılmalıdır. e) Laboratuara gelmeden önce o gün yapılacak deney föyü iyice okunmalı, föyden anlaşılmayan noktalar farklı kaynaklardan da araştırılarak deneye hazırlıklı gelinmelidir. Öğrenci, ilgili deneye hazırlıklı gelmelidir. 2. ÇALIŞMA ESNASINDA a) Çalışma esnasında düzen ve temizliğe azami derecede dikkat edilmelidir. Deney esnasında kullanılan malzemelerin üzerine gerekiyorsa etiket yapıştırılarak ne oldukları, hangi gruba ait oldukları ve deney günü yazılmalıdır. b) Deneyde kullanılacak cam v.s. malzemeler deneyden önce sorumlular tarafından masalarda hazır bulundurulacaktır. İlave olarak gerekecek alet ve malzemeler sorumlulardan istenilmeli, masa ve dolaplar karıştırılmamalıdır. Yerlerinden alınan malzeme ve reaktif şişeleri kullanıldıktan sonra sorumlulara teslim edilmelidir c) Seyreltme yaparken özellikle asitler su üzerine ilave edilmelidir. Kesinlikle asit üzerine su ilave edilmemelidir. Aksi takdirde ani sıçrama ve patlamalara neden olunabilir. d) Herhangi bir kimyasal madde koklanacaksa elle yelpazelenerek koklanmalıdır. Direkt burna yaklaştırılarak koklanmamalıdır. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II e) Yüze veya gözlere herhangi bir kimyasal madde sıçrayacak olursa hemen bol suyla yıkanmalıdır. Hatta mümkünse bütün yüz musluğun altına sokularak uzun süre yıkanmalı ve bu arada hemen deney sorumlularına haber verilmelidir. f) Deneyde kullanılan cam eşyalar masaların uç ve kenar kısımlarına konulmamalıdır. g) Kuvvetli asit ve bazlar pipetle çekilirken ağızla emilmez. Aksi halde ağza kaçan bu gibi maddeler büyük zararlar verebilirler. Buna benzer bir durumda ağız bol su ile çalkalanarak uzun süre yıkanmalı ve laboratuar sorumlularına haber verilmelidir. Bu gibi maddeler pipetle çekilirken laboratuar görevlilerinden yardım istenilmelidir. h) Deneysel çalışma sırasında laboratuar içinde gezinmek, aletleri kurcalamak yasaktır. Deney sorumlularından izin alınmaksızın deney yapılan kısmın dışına çıkılmamalıdır. 3. CİHAZLARLA ÇALIŞIRKEN a) Çalışma şekli bilinmeyen hiçbir elektrikli cihaz kullanılmamalıdır. b) Çalışmakta olan bir cihazın kontrol ve ayar düğmeleri ile kesinlikle oynanmamalıdır. c) Gaz tüplerine çok dikkat edilmeli ve deney sorumlularından habersiz dokunulmamalıdır. 4. ÇALIŞMA BİTTİĞİNDE a) Deneysel çalışma bittiğinde deneyde kullanılan bütün malzemeler önce deterjanla yıkanmalı, sonra birkaç kez su ile çalkalanmalıdır. Daha sonra distile (saf) su ile durulanmalı ve kurumaları için eski yerlerine konulmalıdır. b) Çalışma yapılan masalar, ait olduğu grup tarafından temiz bir bezle silinerek bir sonraki çalıĢmaya hazır halde bırakılmalıdır. Çalışma masalarının ıslak bırakılmamasına dikkat edilmelidir. c) Deney sonunda eller sabunla iyice yıkanmalıdır. d) Deney bittikten sonra laboratuarda kesinlikle önlük bırakılmayacaktır. e) Yapılan deney, föydeki bilgilere ilaveten laboratuarda anlatılanlarla birlikte deney rapor yazım planına uygun olarak deney sonuç raporu yazılacak ve bir hafta sonraki laboratuar saatinden önce ilgili deney sorumlularına teslim edilecektir. f) Söz konusu deney raporları kontrol edilip değerlendirilecek ve eğer varsa eksiklikler belirtilecektir. Öğrencinin, deney sonuç raporunu hazırlarken, mümkün olduğunca farklı kaynaklara baĢvurması tavsiye edilmektedir. Sonraki haftalarda yazdığınız raporlarda aynı hataları yapmamanız için gerekli uyarılar yapılacaktır. Laboratuar Çalışmalarında Öğrencinin Temin Etmesi Gereken Malzemeler; 1. Laboratuar önlüğü ve ilgili deney föyü 2. Küçük not defteri (Ajanda kullanılması önerilir) Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II DENEY 1- SPEKTROFOTOMETRİK ANALİZ Deneyin Amacı: 1. Spektrofotometrenin çalıştırılmasının gösterilmesi, adsorpsiyon spektromunun tayini ve en uygun dalga boyunun seçimi ile standart kalibrasyon eğrisinin oluşturulması ve kullanımı. 2. Tipik bir enstrümana kalibrasyon yönteminin uygulanışı. 1.1. GENEL BİLGİ Spektrofotometreler, çözelti içerisindeki madde miktarını çözeltinin tuttuğu veya geçirdiği ışık miktarını ölçerek tespit etmeye yarayan cihazlardır. Günümüzde laboratuvarlarda hem kalitatif analizlerde hem de kantitatif analizlerde yaygın olarak kullanılmaktadır. Spektrofotometrede en uygun dalga boyunun absorbans değerlerinden yararlanılarak seçilmesi işlemine dalga boyu kalibrasyonu denir. Spektrofotometrede çözelti içerisindeki birçok maddenin konsantrasyonunun belirlenmesi için kullanılabilen bir optik analiz metodudur. Çözeltiden geçirilen ışığın kalitatif ölçümü sayısal absorbans ve % sıcaklık geçirgenliği değerine çevrilir. Dalga boyu seçimi olarak, çözeltinin absorpsiyon karakteristiğini, dalga boyunun bir fonksiyonu olarak belirten absorpsiyon spektrumunun analizi esasına dayanır. Maksimum hassasiyet veya en büyük absorptivite, ıĢığın maksimum absorplandığı dalga boylarında gözlemlenir. Bu yüzden yapılan ölçümlerde en büyük absorbans değerini veren dalga boyu seçilir. Çözeltinin tuttuğu veya geçirdiği ıĢık miktarının ölçülmesi amacıyla kullanılan cihazlara genel olarak fotometre denir. Spektrofotometreler de bir çeşit fotometredir. Numuneye gönderilecek ışının dalga boyunun ayarlanmasında fotometrelerde filtreler kullanılırken spektrofotometrelerde ise prizmalar kullanılır. Spektroftometrelerde çözeltiye bir miktar ışın gönderilerek çözeltinin tuttuğu veya geçirdiği ışık miktarı ölçülür. Bu ölçüm değerinden hareket ederek çözelti içerisindeki madde miktarı tespit edilir. Spektrofotometrede doğru bir ölçüm yapabilmek için; • • • • • • Dalga boyuna uygun, birbiriyle uyumlu, iyi kalite küvetler kullanılmalı, Küvetlerin temiz ve çizilmemiş olmasına dikkat edilmeli, Aşınma ve eskimeden gelebilecek farklılıkları belirlemek için küvetler düzenli olarak birbirlerine karşı kalibre edilmeli, Küvetler cihaza yerleştirilirken ışık giriş ve çıkış yönlerine küvetlerin cilalı kısımları gelmeli, Kullanım esnasında cilalı olan kısımlardan tutulmamalı, Küvetler kurutma veya başka amaçlarla ısıtılmamalıdır. Küvetlerin temizliği; • • • • • Küvetler kullanıldıktan hemen sonra çeşme suyu ve ardından saf sudan geçirilmelidir. Aşırı kirlenen küvetler deterjanlı su, çeşme suyu ve saf su ile sırasıyla yıkanmalıdır. Kesinlikle fırça kullanılmamalıdır. Deterjanla da temizlenemeyen küvetler % 20‟lik nitrik asit içerisinde bir gece bekletildikten sonra saf sudan geçirilmelidir. Küvet temizliğinde % 10‟luk NaOH‟da kullanılabilir. Ancak küvetler bu çözeltide fazla bırakılmamalıdır. Gelişmiş cihazlarda küvete numunenin alınması, numunenin tahliyesi ve küvetlerin temizliği otomatik olarak yapılmaktadır. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II 1.2. SPEKTROFOTOMETRELERİN ÇALIŞMA PRENSİBİ Spektrofotometrelerin temel çalışma prensibi, hazırlanan çözeltiden belirli dalga boyunda ışın geçirilmesi ve bu ışının ne kadarının çözelti tarafından tutulduğunun bulunması esasına dayanır. Çözeltinin içerisindeki madde miktarı ne kadar fazla ise çözelti tarafından tutulan ışın miktarı da o oranda fazla olur. Çözelti içerisindeki bütün maddeler, ışının bir dalga boyunu tutarken diğerlerini yansıtır veya geçirir. Maddenin belli bir dalga boyundaki bir ışını tutması, onun diğer fiziksel ve kimyasal özellikleri (yoğunluk, erime, kaynama noktası, donma noktası vb.) gibi sabit bir özelliğidir. Şekil 1.1. Işının çözeltide absorplanması Herhangi bir çözeltiye gönderilen bir ışığın çözelti tarafından tutulmasına absorbsiyon (soğurmaemilim), ışığın çözeltiden geçmesine ise transmisyon denir. Işık absorbsiyonu absorbans (A) veya optik dansite (OD), çözeltinin ışığı geçirme oranı transmittan (T) olarak ifade edilir. Bir çözeltiye giren, absorbe edilen ve geçen ışık Şiddeti arasında kantitatif bir ilişki vardır. Bu ilişki “Lambert Beer Kanunu” ile ifade edilir. Spektrofotometride ölçüm yapabilmek için ölçümü yapılacak maddenin Lambert Beer Kanununa uyması gerekir. Lambert Beer Kanununa göre; bir çözeltinin tuttuğu ışık, çözeltinin konsantrasyonu ile doğru orantılıdır. Yani çözeltinin konsantrasyonu arttıkça absorbe ettiği ışık miktarı da artar. Çözeltinin ışığı geçirme oranı (transmittans, T); eşitliği ile hesaplanabilir. Burada; T: Transmittans veya ışığı geçirme özelliği I: Çözeltiden geçen ışık Şiddeti I0: Çözeltiye gelen ışığın Şiddeti Çözeltiye giren ışığın yüzde kaçının çözeltiden çıktığını hesaplamak için Transmittans kullanılır. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II Hiç absorpsiyon yapmayan şeffaf bir çözelti için I = I0 olacağından, T % 100 olacaktır. Tersine, opak bir çözelti için çözeltiden hiç ışık geçemeyeceğinden I nın değeri sıfır olur, T de % 0 olarak verilir. Transmittans % 0–100 sınırları arasında değişmektedir. Çözeltiden geçen ışığın absorpsiyonu (Absorbans, A, O.D.) % T‟nin log10‟ı ile ters orantılıdır. Böylece, Absorbansın birimi yoktur, sıfır ile (% 100 T) ∞ (% 0 T) arasında değişir. ܱ( ܣ. ܦ.) = 2 − log %ܶ ε: Absorpsiyon katsayısı (Extinction coefficient, % veya Molar konsantrasyonda hazırlanmış çözeltinin birim absorbsiyon katsayısı; madde ve dalga boyu bağımlı; molar absorpsiyon katsayısı, ε: Saf absorpyan maddenin 1 M çözeltisinin 1 cm‟lik küvette, belirli şartlar, dalga boyu ve solvandaki absorpsiyonu, birimi M-1 cm-1‟dir) C: Işığı absorplayan maddenin çözeltideki konsantrasyonu (mol/litre cinsiden) l: Numuneden geçen ışığın spektrofotometre küvetinde santimetre (cm) olarak katettiği yol Örnek: 5 x 10-4 M tiyrozin amino asiti çözeltisinin 280 nm dalga boyunda Absorbansı (A) 0.75 olarak ölçülmüştür. Küvetin ışık yolu 1 cm‟dir. Molar absorpsiyon katsayısı, ε, kaçtır? 1.3. STANDART ÇÖZELTİ SERİLERİ HAZIRLAMA 1.3.1. Kalibrasyon Eğrisi ve Amacı Bir analizde ölçülen büyüklük ile tayin edilecek maddenin konsantrasyonu arasındaki ilişkinin deneysel veya gözlemsel olarak tayinine kalibrasyon denir. Kalibrasyonda: • • • Kalibrasyon eğrisi (standart eğri), Molar absorbsiyon katsayısı ile hesaplama, Standart çözelti ile hesaplama, gibi farklı metotlar kullanılmaktadır. Kalibrasyon eğrisi metodunda, önce numunedeki miktarı tespit edilmek istenilen maddenin farklı konsantrasyonlarda standart çözeltileri hazırlanır. Hazırlanan bu çözeltilerin ölçümleri yapılır. Bir koordinat düzlemi oluşturulup elde edilen ölçüm değerleri konsantrasyonlarına göre koordinat düzlemine yerleştirilir. Konsantrasyonlar ve bunlara ait okuma değerlerinin kesişme noktaları birleştirilerek kalibrasyon eğrisi elde edilir (şekil 1.2). Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II Son olarak numunenin ölçümü yapılıp ölçüm değeri koordinat düzleminde işaretlenerek grafikle kesiştiği noktaya göre numunedeki aranan madde miktarı tespit edilir. Örneğin, elimizdeki su numunesinin demir içeriğini tespit etmek için konsantrasyonunu bildiğimiz standart demir çözeltisi hazırlayıp bundan farklı konsantrasyonlarda demir çözeltisi serileri hazırlarız. Bu çözeltilerin cihaz okumalarını yapıp konsantrasyonlara karşı cihaz okumalarının yer aldığı bir grafik oluştururuz. Son olarak da numunemizin cihaz okumasını yaparak grafiğe göre değerlendirip demir miktarını tespit ederiz. Kalibrasyon eğrisi oluşturma aşamaları; • • • • Standart çözelti serileri hazırlamak, Standart çözelti serilerinin ölçümünü yapmak, Ölçüm değerlerini standartların konsantrasyonuna karşı grafiğe dönüştürmek, Elde edilen bu kalibrasyon eğrisini kullanarak numunedeki aranan madde miktarı tespit etmektir. şekil 1.2. Kalibrasyon eğrisi 1.3.2. Standart Çözelti Serilerinin Hazırlanması Standart çözelti, bir maddenin bilinen konsantrasyondaki çözeltisidir. Diğer bir ifadeyle bir maddenin içindeki miktarı tam olarak bilinen çözeltisine standart çözelti denir. Örneğin, 5 mg/L demir çözeltisi denildiğinde o çözeltinin 1 litresinde 5.0 mg demir bulunduğu anlaşılır. Bir maddenin standart çözeltisi hazırlanırken o maddeden literatürde belirtilen miktar kadar tartılıp çözündürülerek belirtilen hacme tamamlanır. Hazırlanan bu çözeltiye stok standart çözelti denir. Daha sonra bu çözeltiden belli hacimlerde alınıp seyreltilerek istenilen standart çözelti serileri hazırlanır. Standart çözelti serisi hazırlanırken; • • • • Stok standart çözelti hazırlanır. Çözelti serisi için stok standart çözeltiden alınması gereken hacimler hesaplanır. Stok standart çözeltiden hesaplanan hacimlerden alınarak balon jojelere aktarılır. Balon jojeler saf su ile hacim çizgilerine tamamlanır. Stok standart çözeltilerin hazırlanışı literatürde veya analiz metodunda belirtilmiştir. Literatürde belirtilen madde miktarı tartılıp çözündürülerek belirtilen hacme tamamlanır. Tartılması gereken Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II madde miktarı, literatürde verilmemişse hesaplanarak bulunur. Stok standart çözelti hazırlandıktan sonra çözelti serisi için stok çözeltiden alınması gereken hacimlerin hesaplanması gerekir. Bunun için; ܥ1 × ܸ1 = ܥ2 × ܸ2 formülü kullanılır. Formülde: C1: Stok standart çözeltinin konsantrasyonu, V1: Stok standart çözeltiden alınması gereken hacim, C2: Hazırlanacak çözeltinin konsantrasyonu, V2: Hazırlanacak çözeltinin hacmi, olarak ifade edilir. Alınması gereken stok standart çözelti hacimleri tespit edildikten sonra uygun hacimde, yeterli sayıda balon joje hazırlanır. Balon jojelerin üzerine hazırlanacak çözelti konsantrasyonları yazılır. Balon jojelere hesaplanan hacimlerde stok standart çözelti aktarılır. Aktarılan çözeltilerin üzerine metotta belirtilen kimyasallar ilave edilir. Balon jojeler saf su ile hacim çizgilerine tamamlanır. Böylece standart çözelti serisi hazırlanmış olur. Hazırlanan bu çözeltiler renk oluşumu için yeterli süre bekletildikten sonra ölçümleri yapılır. Analizlerde standart çözelti serisi oluşturulurken numuneden beklenen tahmini konsantrasyonu içine alacak biçimde çözelti serisi hazırlanmalıdır. Örneğin, miktarını bulmak istediğimiz maddenin tahmini konsantrasyonu 0.3 mg/L ise hazırlayacağımız standart çözelti serisinin konsantrasyonları bu değeri kapsayacak aralıkta olmalı, bu değerin üstünde ve altındaki konsantrasyonları içermelidir. Çözeltiler hazırlanırken tartım ve hacim ölçümleri çok hassas yapılmalı, balon jojeler hacim çizgilerine eksiksiz tamamlanmalıdır. Tartım ve ölçümlerde yapılabilecek çok küçük hataların dahi sonucun yanlış çıkmasına sebep olacağı unutulmamalıdır. 1.4. KALİBRASYON EĞRİSİNDEN KONSANTRASYON HESAPLAMA Kalibrasyon eğrisi metodunda standart okumaları yapılıp grafik oluşturulduktan sonraki aşama numunenin konsantrasyonunun hesaplanmasıdır. Numune konsantrasyonunun hesaplanması milimetrik kağıt metodu veya lineer regrasyon eşitliği ile yapılır. Milimetrik kağıt üzerinde hazırlanan kalibrasyon grafiğinde, numuneye ait absorbans değerinin grafikle kesiştiği nokta işaretlenip bu noktanın x ekseni (apsis) ile kesiştiği noktadaki konsantrasyon tespit edilir. Bulunan bu değer numune çözeltisinin konsantrasyonudur. Bu metotla konsantrasyon hesaplanmasında; • • • • Öncelikle standartlara ait kalibrasyon eğrisi hazırlanıp y eksenine (ordinat) numunenin absorbans değeri (cihaz okuması) işaretlenir. İşaretlenen noktadan kalibrasyon eğrisine dik bir doğru çizilip kesişme noktası tespit edilir. Çakışma noktasından x eksenine (apsis) dik bir doğru çizilir. Çizilen dik doğrunun apsisle kesişme noktası numunenin konsantrasyonunu verir. Numune çözeltisine seyreltme uygulanmışsa analiz numunesine ait konsantrasyon tespit edildikten sonra bu değer seyreltme faktörü ile çarpılarak numuneye ait gerçek konsantrasyon tespit edilir. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II Milimetrik kağıt metoduyla konsantrasyon hesaplanırken; Çizilen grafik belli bir noktadan sonra eğrilmeye bağlıyorsa eğrilmenin bağladığı noktadan sonraki değerler dikkate alınmamalıdır. Aynı durum regrasyon eşitliği için de geçerlidir. En sağlıklı absorbans değerinin 0.1 – 0.5 arasında olduğu bilinmeli, bunların dışında kalan özellikle 1.0’ın üzerindeki değerlere fazla güvenilmemelidir. Örneğin; yapılan bir deneyde 0.05 – 0.10 – 0.15 – 0.20 – 0.25 mg/L konsantrasyonlara sahip standart çözelti serilerinin absorbans değerleri sırasıyla 0.10 – 0.20 – 0.30 – 0.40 – 0.50 numune çözeltisinin absorbans değeri ise 0.36 ölçülmüştür. Bu deneye ait kalibrasyon eğrisi çizilip (şekil 1.3) numuneye ait absorbans değeri kalibrasyon eğrisiyle birleştirildiğinde numunenin konsantrasyonunun 0.18 mg/L olduğu tespit edilir. Numune çözeltisine seyreltme uygulanmışsa 0.18 değeri seyreltme faktörü ile çarpılarak numuneye ait gerçek konsantrasyon tespit edilir. şekil 1.3. Kalibrasyon eğrisinde konsantrasyon tespiti 1.5. DENEYSEL ÇALIŞMA 1.5.1. Kullanılan Araç ve Gereçler - Spektrofotometre - Küvetler (1 cm‟lik) - Pipetler - Balon jojeler - Erlen - Beherler Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II 1.5.2. Gerekli Kimyasallar i. 0.05 N Potasyum Hidroksit (KOH): 3.3 gr analitik saflıktaki KOH 1 litre saf suda çözülür. ii. 40 mg/L Potasyum Kromat (K2CrO4) Stok Çözeltisi: 20 mg analitik saflıktaki K2CrO4, 500 mL 0.05N KOH içinde çözülür. 1.5.3. Deneyin Yapılışı a) En uygun dalga boyunun belirlenmesi • • • • • • • • • • Spektrofotometre küvetinin birine 0.05 N‟lik KOH (kör tüpü, blank), diğerine 32 mg/L konsantrasyonundaki potasyum kromat çözeltisinden koyunuz (deney tüpü). Spektrofotometrenin dalga boyunu 300 nm‟ye ayarlayınız. Kör küveti ile absorbansı 0‟a (= % 100 transmitans) ayarlayınız. Boya içeren küvetinizi küvet okuyucu haznesine yerleştiriniz. Spektrofotometrede küvetin absorbansını belirleyiniz ve değeri kaydediniz. Dalga boyunu 325 nm yapınız. Ayarlamaları ve ölçümleri bu dalgaboyu için de yapınız. Dalga boyunu her seferinde 25 nm arttırarak; 550 nm‟ye kadar absorbans ölçümü yapınız. Her dalga boyunda kör (sıfır) ayarı yapmayı unutmayınız. Belirlemiş olduğunuz değerlerinizi aşağıdaki gibi bir tabloya yazınız. Tablo 1.1. Absorbans okumaları b) Standart eğrinin hazırlanması ve kantitatif analiz Bu kısımda absorbans ile konsantrasyon arasındaki ilişkiyi gösteren bir standart eğri çizeceksiniz. Daha sonra bu standart eğriyi kullanarak bilinmeyen boya çözeltisinin konsantrasyonunu hesaplayacaksınız. • • • Potasyum kromat stok çözeltisinden 8, 16, 24, 32 ve 40 mg/L‟lik konsantrasyonlara sahip 4 adat standart hazırlayınız. Spektrofotometreyi 1. kısımda bulduğunuz maksimum absorbans dalga boyuna ayarlayınız. Kör olarak KOH kullanarak spaktrofotometrenin sıfır ayarını yapınız. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II • • Yukarıda belirtilen konsantrasyonlarda hazırlamış olduğunuz standart çözeltilerin absorbans değerlerini okuyunuz ve değerleri tabloya işleyiniz. Konsantrasyonunu bilmediğiniz numunenin absorbans değerini belirleyiniz. Tablo 1.2. Kalibrasyon grafiği verileri 1.6. VERİ ANALİZİ VE HESAPLAMALAR 1. Potasyum kromat çözeltisinin en yüksek absorbansı hangi dalga boyunda göstermiş olduğunu absorpsiyon spektrumu grafiğini çizerek belirleyiniz? 2. Potasyum kromat renkli çözeltisi için kalibrasyon grafiğini çiziniz. 3. Konsantrasyonu bilinmeyen numunenin konsantrasyonunu hesaplayınız. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II DENEY 2- ÇÖZÜNMÜŞ OKSİJEN TAYİNİ 1. GENEL BİLGİLER Doğal sular ve atıksulardaki çözünmüş oksijen (ÇO) seviyeleri su ortamındaki fiziksel, kimyasal ve biyokimyasal aktivitelere bağımlıdır. Çözünmüş oksijen analizi, su kirlenmesi kontrol faaliyetlerinde ve atıksu arıtma tesislerinin kontrolunda uygulanmaktadır. Çözünmüş oksijen tayininde genelde iki metot yaygın olarak kullanılır: a) Winkler veya iyodometrik metot ve onun modifikasyonları, b) Membran elektrotları kullanan elektrometrik metot Winkler (İyodometrik) metodu çözünmüş oksijenin oksitleme özelliğine dayanan titrimetrik bir işlemdir. Buna karşılık membran elektrot metodu moleküler oksijenin membrana karşı difüzyon hızına dayanan bir yöntemdir. Metot seçimi istenen hassasiyet derecesine, mevcut girişimlere ve laboratuvar imkanlarına göre yapılır. 2. WİNKLER YÖNTEMİ Winkler işleminde oluşan reaksiyonlar şu şekildedir: Eğer numunede oksijen mevcut değilse; MnSO4 ve alkali iyodür reaktifi (NaOH + KI) ilave edildiğinde saf beyaz Mn(OH)2 çökeleği oluşur. Eğer numunede oksijen varsa; Mn+2 nin bir kısmı, Mn+4 e okside edilir ve kahverengi mangan oksit hidrat halinde çökelir. Reaksiyon aşağıdaki şekilde tamamlanır: Mn+2 nin, MnO2’ye oksidasyonu yavaşça ve düşük sıcaklıklarda olur. Numunede bulunan tüm oksijenin reaksiyonuna girebilmesi amacıyla en az 20 sn şiddetle sallanması gereklidir. Tuzlu deniz suları için çok daha uzun temas süresi gereklidir. Tüm oksijenin reaksiyona girebilmesi için yeterli süre numuneleri salladıktan sonra, flok çökelmeye bırakılır. Üstte berrak bir sıvı ve altta çökelek ayrılır. Daha sonra kapak açılır ve sülfürik asit ilave edilir. Düşük pH şartlarında MnO2, I- u okside ederek, serbest I20 oluşturulur; Numune şişenin ağzı kapatıldıktan sonra en az 10 sn reaksiyonun tamamlanması ve tüm iyodun numunede homojen şekilde dağılımı için sallanmalıdır. Kahverengi çökelek homojen olarak dağıtıldıktan sonra numunenin 200 ml si N/40 tiyosülfat ile titre edilir. Titrasyon için sarfedilen tiyosülfat miktarı (ml) doğrudan doğruya mg/lt cinsinden çözünmüş oksijen konsantrasyonu şeklinde ifade edilir. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II 3. GİRİŞİM YAPAN MADDELER Değiştirilmemiş (orijinal) Winkler yöntemi birçok madde ile girişim meydana getirir. Bazı oksitleyici maddeler (nitrit ve Fe+3 gibi), I-‘u, I20’a oksitlenme özelliğine sahiptirler ve yüksek sonuçlar elde edilmesine neden olurlar. Fe+2, SO3-2, S-2 gibi maddeler I20’u, I-‘ a indirgerler ve daha düşük neticelere yol açarlar. 4. LABORATUARDA ÇÖZÜNMÜŞ OKSİJEN TAYİNİ 4.1 Araç ve Gereçler a. Büret b. Pipet c. ÇO şişeleri veya 250-300 ml’lik cam kapaklı erlenler d. Titrasyon için erlen e. Mezür 4.2 Reaktifler 4.2.1 Mangan sülfat çözeltisi 480 gr MnSO4.4H2O veya 400 gr MnSO4.2H2O veya 364 gr MnSO4.H2O damıtık suda çözülür, süzülür ve bir litreye tamamlanır. 4.2.2 Alkali-iyodür-azotür reaktifi 500 gr NaOH (veya 700 gr KOH) ve 135 gr NaI (veya 150 gr KI) damıtık suda çözülüp 1000ml’e seyreltilir. Bu çözeltiye 10 gr NaN3’ün 40 ml damıtık suda çözünmüş çözeltisi ilave edilir. Bu reaktif asidik ortamda nişasta çözeltileri ile renk vermemelidir. 4.2.3 Sülfürik asit çözeltisi Derişik H2SO4 çözeltisinin 1 ml’si 3 ml Alkali-iyodür-azotür reaktifine eşdeğerdir. 4.2.4 Nişasta çözeltisi Sulu çözelti hazırlamak için 2 gr analitik saflıkta çözünebilen nişasta, koruyucu olarak 0,2 gr salisilik asit ilave edilerek 100 ml sıcak distile suda çözülür. 4.2.5 Sodyum tiyosülfat stok çözeltisi, (0,10 N) 6,205 gr Na2S2O3.5H2O distile suda çözülür. Bu çözeltiye, 1,5 ml, 6N NaOH veya 0,4 gr katı NaOH ilave edilir. Ve 1000 ml’e seyreltilir. 4.2.6 Standart sodyum tiyosülfat çözeltisi, (0,025 N) 250 ml stok sodyum tiyosülfat çözeltisi litreye tamamlanarak hazırlanır. Tam 0,025 N çözeltinin 1 ml’si 200 µg (0,2 mg) ÇO’e eşdeğerdir. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II 4.2.7 Standardizasyon Standart potasyum bi-iyodat çözeltisi, 0,0021 M (0,025 N) 812,4 mg KH(IO3)2 distile suda çözülür ve 1000 ml’e tamamlanır. 2 gr iyodatsız KI, bir erlende 100-150 ml distile suda çözünür. 1 ml 6 N H2SO4 ve tam 20 ml standart biiyodat çözeltisi ilave edilir. Distile su ile 200 ml’e seyreltilir ve açığa çıkan iyot tiyosülfat çözeltisi ile titre edilir. Titrasyon sonuna doğru (çözelti saman sarısı bir renk alınca) 1-2 damla nişasta ilave edilir. Titrasyon için yaklaşık 20 ml 0,025 M Na2S2O3 harcanmalıdır. Harcanan tiyosülfat çözeltisi miktarına göre çözeltinin faktörü hesaplanır. 5. DENEYİN YAPILIŞI 250-300 ml’lik hacmi bilinen ÇO şişesine numune ağzına kadar doldurulur ve şişeden numune taşırılarak şişenin ağzı kapatılır. Şişenin içinde hava kabarcığı kalmamalıdır. Şişenin kapağı açılarak 1 ml mangan sülfat çözeltisi, bunu takiben 1 ml alkali-iyodür-azotür reaktifi şişenin tam dibine doğru uzun bir pipet yardımı ile ilave edilir. Şişenin kapağı kapatılarak şişe en az 15 defa alt-üst edilerek karıştırılır. Çökelek oluştuğunda şişenin kapağı açılarak 1 ml derişik H2SO4 çözeltisi katılır ve şişenin kapağı kapatılır. Daha önce oluşmuş çökeleğin tamamen çözünmesi için şişe ters-düz edilerek karıştırılır. Çökelek çözündükten sonra şişedeki çözeltiden 200 ml ölçülerek bir erlene alınır. Erlene alınan çözelti 0,025 M tiyosülfat çözeltisi ile açık sarı renge kadar titre edilir. Sonra iki damla taze hazırlanmış nişasta çözeltisi ilave edilir. Oluşan mavi renk kayboluncaya kadar titrasyona devam edilir. Numune miktarı için harcanacak tiyosülfat miktarını hassas tespit etmek için önce 100 ml alıp bir ön tespit yapıp, aynı solüsyona 100 ml ilave edip toplam 200 ml için sonuç tespit edilmelidir. 6. HESAPLAMA 200 ml orijinal numune için, 1 ml 0,025 M sodyum tiyosülfat = 1 mg/lt Ç.O.’e eşdeğer olmaktadır. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II Tablo 1 Oksijenin sudaki çözünürlülüğünün sıcaklık ve tuzluluğa göre değişimi Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II DENEY 3- BOİ5 (BİYOKİMYASAL OKSİJEN İHTİYACI) TAYİNİ 1. GENEL BİLGİLER İçerisinde bakteri bulunan kanalizasyon veya endüstri atıksularına oksijen verildiği takdirde, bakteriler aracılığı ile, kararsız (çürüyebilen) maddeler aerobik parçalanmaya uğrar. Bu ayrışma sırasında bir miktar oksijen sarf edilir. Çürüyebilen maddeler kararlı hale dönüşürler. Organik maddelerin aerobik şartlarda kararsız halden kararlı hale gelmeleri için bakteriler tarafından kullanılan oksijen miktarına, “biyokimyasal oksijen ihtiyacı” denir ve kısaca BOİ seklinde gösterilir. BOİ, atıksudaki organik maddelerin aerobik şartlar altında oksidasyonu ve minerilazasyonu (stabilizasyonu) için bakteriler tarafından sarf edilen oksijen miktarıdır. Organik maddeler bakteriler için gıda maddesidir. BOİ parametresi, kanalizasyon ve içinde toksik maddeler bulunmayan endüstri atıklarının kirletebilme derecesini, gerekli oksijen miktarı cinsinden tayinde kullanılır. BOİ deneylerinde meydana gelen reaksiyonlar, biyolojik faaliyetlerin sonucudur. Reaksiyon hızı, sıcaklık ve suyun kirliliğine bağlıdır. Deneyde yasayan organizmalar, organik maddelerin su ve karbon dioksite oksidasyonu için görev yaparlar. Deney sırasında oksijen miktarının tükenmemesi gereklidir. 20 °C de oksijen sudaki çözünebilen miktarı 9,0 mg/L’ dir. Bu nedenle, kirli suların istenen düzeye kadar seyreltilmesi gereklidir. Ortamın bu süre esnasında bakterilerin faaliyetini engellemeyecek şekilde uygun olması gereklidir. Ortamda zehirli maddeler bulunmamalıdır. Ayrıca gerekli yiyecek maddesi ve bakterilerin büyümesi için azot, fosfor gibi belirli elementlerin bulunması gereklidir. Teorik olarak tam bir biyolojik oksidasyon için çok uzun zaman gerekir. Pratikte reaksiyonun 20 günde tamamlandığı kabul edilir. Ancak tecrübeler, biyolojik oksijen ihtiyacının büyük bir kısmının ilk 5 günde sarf edildiğini göstermiştir. Kullanma suları ve birçok endüstri artık sularında 5 günlük BOİ nin toplam BOİ nin %70’i veya %80’i oranında olduğu bulunmuştur. Bu durum ortamdaki organik madde miktarı ve asının (ayrışmayı sağlayacak mikroorganizmalar) kalitesi ile ilgilidir.Kanalizasyon suları, kirli su ve endüstri atıklarının oksijen ihtiyacı su üç gruptaki unsurlar tarafından harcanır: a) Aerobik organizmalar tarafından yiyecek kaynağı olarak kullanılan karbonlu organik maddeler, b) Bazı özel bakteriler için (Nitrosomonas, Nitrobacter gibi) yiyecek kaynagı olarak kullanılan azotlu organik bilesikler: nitrit (NO2-) ve amonyaktan (NH3) toplanan yükseltgenebilen azot, c) İndirgenebilen bazı belirli kimyasal bileşikler (ferro demir, sülfit ve sülfürler) molekül halinde çözünmüş oksijen ile reaksiyon verirler. Ham su ve tasfiye edilmiş kanalizasyon suyunun oksijen ihtiyacı için çoğunlukla birinci gruptaki maddeler gereklidir. Biyokimyasal oksijen ihtiyacı aşağıda açıklanan BOİ deneyine göre yapılır. Eğer test yapılacak su, sadece ham su veya tasfiye edilmiş kanalizasyon suyu ise, alıcı ortam üzerindeki oksijen yükünün ölçümü basit olacaktır. Fakat bu durum her zaman mevcut olmayıp, çoğu hallerde atıksuyun kapsamındaki organik bileşikler, kolayca biyolojik oksidasyona uğramazlar. Bu tip bileşikler bulunduğu zaman, belirli aşılama metotları ve 5 günlük standart inkübasyon periyodu muvaffak olmaz ve atıksuların etki derecesi, deşarj noktalarının mansabındaki noktalarda mümkün olur. Numunelerin alınışı ve analizi arasındaki geçen zamanda korunabilmesi için: 1) Numunedeki oksijen miktarı, 300 mL’lik oksijen şişesine doldurulan numuneye 0,7 ml H2SO4 ve 1 mL sodyum azotür ilave edilerek 4–8 saat korunabilir. 2) BOİ tayini için herhangi bir koruyucu kimyasal madde ilave edilmez. 3) +4 °C de buzdolabında saklanır. Aksi halde, BOİ, oda sıcaklığında % 40 azalabilir. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II 2. LABORATUVARDA BOİ (BİYOKİMYASAL OKSİJEN İHTİYACI) TAYİNİ 2.1 Prensip 20 ± 1 °C ayarlı bir ortamda, 5 günlük bir inkübasyona bırakılan numunede tüketilen oksijen miktarı tayin edilir. Seyreltilmiş veya seyreltilmemiş numunede inkübasyondan önce ve inkübasyondan sonra çözünmüş oksijen tayini yapılır. 2.2 Girişim Yapan Maddeler Genel olarak oksijen ile yükseltgenebilen bütün maddeler, engelleyici rol oynar. Serbest klor, ağır metaller, hidroksit alkaliliği, mineral eşitlik, zehirleyici maddeler, biyolojik reaksiyonu yavaşlatırlar. Bu amaçla; 1) Numunenin pH değeri 7,0’ye getirilerek, asitlik ve alkaliliğin etkisi, 2) Numuneye gerekli miktarda sodyum tiyosülfat veya sodyum sülfit, ilave edilerek serbest klorun etkisi, 3) Numuneye gerekli oranda seyreltilerek, diğer maddelerin engelleyici etkisi giderilir veya en az düzeye indirilmesine çalışılır. 3. DENEYDE KULLANILAN MALZEMELER 3.1 Kullanılan Araç ve Gereçler a. İnkübasyon şişeleri (250 - 300 ml kapasiteli özel oksijen şişeleri) veya ağzı tıraşlı cam kapaklı siseler b. 20 ± 1 °C sıcaklığında ayarlanabilen termostatik kontrollü inkübatör c. Büret d. Pipet e. Titrasyon için erlen f. Mezür 3.2 Kullanılan Reaktifler 3.2.1 Distile Su: Seyreltme suyu ve reaktiflerin hazırlanmasında kullanılan distile suyun çok iyi kalitede olması gereklidir. Distile suyun kapsamında Cu miktarı 0,01 mg /L’den daha az olmalı ve serbest klor, kloraminler, hidroksit alkaliliği, organik madde veya asitler bulunmamalıdır. 3.2.2 Fosfat tampon çözeltisi: 8.5 gr potasyum dihidrojen fosfat (KH2PO4), 21.75 gr dipotasyum hidrojen fosfat (K2HPO4), 33.4 gr disodyum hidrojen fosfat heptahidrat (Na2HPO4.7 H2O) ve 1.7 gr amonyum klorür (NH4Cl), yaklasık 500 ml distile suda çözülür ve litreye tamamlanır. Bu tampon çözeltininpH’ı 7,2 olmalıdır. 3.2.3 Magnezyum sülfat çözeltisi: 22.5 gr (MgSO4.7 H2O) distile suda çözülür ve litreye tamamlanır. 3.2.4 Kalsiyum klorür çözeltisi: 27.5 gr susuz CaCl2 distile suda çözülür ve litreye tamamlanır. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II 3.2.5 Demir (lll) klorür çözeltisi: 0.25 gr FeCl3.6H2O distile suda çözülür ve litreye tamamlanır. 3.2.6 Asit ve alkali çözeltiler, 1N : Asidik veya bazik olan kullanılmış su numunelerinin nötralizasyonunun sağlanması gerekir. Bunun için 1 N NaOH veya 1 N H2SO4 kullanılır. 3.2.7 Sodyum sülfit çözeltisi: 1.575 gr susuz Na2SO3, 1 L distile suda çözülür. Bu çözelti dayanıklı olmadığından günlük olarak hazırlanmalıdır. 3.2.8 Çözünmüş oksijen deneyinin reaktiflerin tamamı (Bkz. Ç.O Deney Föyü) 4. DENEYİN YAPILISI 4.1 Seyreltme Suyunun Hazırlanması Seyreltme suyununun, doygunluğa yakın çözünmüş oksijeni bulunmalıdır. Bu amaçla 20°C’deki distile su veya deiyonize su kullanılır. Distile suyun havalandırılması, bir hava pompasına bağlı difüzör kullanılarak ya da seyreltme suyunu kısmen dolu bir kapta şiddetle çalkalayarak sağlanabilir. İstenen hacimde distile su, uygun bir kaba alınır ve 1 L su basına 1 mL fosfat tamponu, 1 mL MgSO4 çözeltisi, 1 mL CaCl2 çözeltisi ve 1 mL FeCl3 çözeltisi ilave edilir. Bu karışım karıştırılarak veya bir hava pompası ile havalandırılır. 4.2 Aşılama Standart aşılama maddesi, çöktürülmüş ve 20°C’de 24 ila 36 saat saklanmış evsel atıksudur. Genellikle kullanılan aşı miktarı 1-2 mL/L’dir. Evsel atıksu ile aşılandıklarında bile içerdikleri bir kısım organik maddenin indirgenmesi mümkün olmayan atıkların BOİ analizinde, bu tip atıklara adapte olmuş özel asıların kullanımı uygundur. Bu aşılar ya biyolojik arıtma üniteleri çıkış sularından alınır veya deşarj edildiği yüzeysel sudan ve deşarj noktasından 3-8 km aşağıdan alınır. Bazı atıklara adapte olmuş özel aşıların kullanımında, bu miktar arttırılabilir. Aşı, alındıktan sonra 24 saat içinde kullanılmalı ve kullanılıncaya kadar sürekli havalandırılmalıdır. Aşılamadan az önce havalandırma durdurulup ası numunesi çökeltilir. Asılama için üstteki çözünmüş ve kolloidal kısım (üst kısım) kullanılır. 4.3 Seyreltme tekniği a) İçme suları için seyreltme yüzdesi yarı yarıya olabilir. b) Çöktürülmüş atıksularda BOİ, 50-200 mg/L’dir ve seyreltme % 2-3 ve % 3-4 olabilir. c) Arıtma işleminden geçirilmemiş atıksularda BOİ, 100-300 mg/L, seyreltme % 1-2 olabilir. d) Kirlenmiş nehir sularında seyreltme yüzdesi % 25-100 olabilir. e) Göl suyu, nehir suyu, çay suyu için durumuna göre seyreltme %10-20 veya %50 olabilir. f) Çok kirlenmiş atıksular veya endüstriyel atıksular için % 1-2’lik seyreltme yapmadan önce bir kısım atıksu 10 kısım seyreltme suyu ile seyreltilir. Diğer bir yöntem ise, atıksuyun tahmini BOİ’sine göre seyreltme oranı seçimidir. Tablo 1’de tahmini BOİ değerlerine karşılık gelen seyreltme yüzdeleri verilmiştir. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II Tablo 1. Tahmini BOİ değerlerine karşılık gelen seyreltme yüzdeleri Tahmini BOİ Seyreltme (mg/L) % 0-7 100 4-14 50 10-35 20 20-70 10 40-140 5 100-350 2 200-700 1 400-1400 0.5 1000-3500 0.2 2000-7000 0.1 4000-14000 0.05 10000-35000 0.02 20000-70000 0.01 Bunun için, bir mezürde toplam hacim 1 litre olacak şekilde seyreltmeler hazırlanır. Her örnek için beklenen BOİ değerinin karsısındaki seyreltmeden başka tabloda onun bir üst ve altında yer alan seyreltmeler de yapılır. Böylece her örnek için üç seyreltme yapılmış olur. Örnek: Numunenin BOİ’sinin 500 mg/L civarında olması bekleniyorsa, en uygun seyreltme oranı (Tablo 1’den) % 1 olarak bulunur. 1 litrelik hacim için numune kabı iyice çalkalanarak pipetle, ( 1 / 100 ) * 1000 = 10 mL numune alınır. Bu aşamadan sonra; 1) Bir cam bagetle mezür iyice karıştırılır. 2) pH’sı 6,5-9,5 sınırları dışında kalan seyreltmeler, 1 N NaOH veya 1 N H2SO4 ile nötralize edilerek pH’sı 7’ye getirilir. 3) Numune ile karışık seyreltme suyu, mezürden bir lastik boru yardımı ile hava almadan sifonlanarak üç BOİ şişesine doldurulur. Şişelerde hava kabarcığı kalmamalıdır. Bunun için BOİ şişesi kapağı ile BOİ şişesine vurularak olabilecek hava kabarcıkları bertaraf edilir. 4) Şişelerin ağzı kapatılarak ikisi beş gün sonra çözünmüş oksijen tayini yapılmak üzere inkübatöre konur. Diğerlerinde ise hemen çözünmüş oksijen tayini yapılır. Şişe içine beş gün boyunca dışarıdan hava girmemesi için inkübatördeki şişelerin kapak kısmı distile su ile sürekli dolu tutulmalı ve inkübasyon süresince eksildikçe ilave edilmelidir. 4.4 Çözünmüş Oksijen Tayini (1. ve 5. günlerde ayrı olarak yapılır) 250-300 mL’lik hacmi bilinen Ç.O şişesine numune ağzına kadar doldurulur ve şişeden numune taşırılarak şişenin ağzı kapatılır. Şişenin içinde hava kabarcığı kalmamalıdır. Şişenin kapağı açılarak 1 mL mangan sülfat çözeltisi, bunu takiben 1 mL alkali-iyodür-azotür reaktifi şişenin tam dibine doğru uzun bir pipet yardımı ile ilave edilir. Şişenin kapağı kapatılarak sise en az 15 defa alt-üst edilerek karıştırılır. Çökelek oluştuğunda şişenin kapağı açılarak 1 ml derişik H2SO4 çözeltisi katılır ve şişenin kapağı kapatılır. Daha önce oluşmuş çökeleğin tamamen çözünmesi için sise ters-düz edilerek karıştırılır. Çökelek çözündükten sonra şişedeki çözeltiden 200 ml ölçülerek bir erlene alınır. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II 4.5 İnkübasyon İnkübatörden nkübatörden çıkarılan numunenin çözünmüş çözünmü oksijen konsantrasyonunun en az 1 mg/L ve birinci gün tayin edilen çözünmüş oksijen ile besinci gün sonunda tayin edilen çözünmüş çözünmü oksijen konsantrasyonları farkının en az 2 mg/L olması istenir. 4.6 Aşı Düzeltmesi Aşıı düzeltmesi için, ası olarak kullanılan havalandırılmış havalandırılmı ası numunesinden seyreltme suyu ile, %2’lik ve %5’lik iki seri seyreltme hazırlanır. Bu seyreltmelerde inkübatöre konur. Yapılan seyreltmelerden 5 günde % 40-70 çözünmüş oksijen tüketimi yapan bir tanesi ası düzeltme hesabında kullanılır. 4.7 Seyreltme Suyu Kontrolü Üç BOİ şişesi, asılanmamış seyreltme suyu ile doldurulur. Ağzı A zı kapatılır ve ikisi inkübatörde 20°C’de tutulur ve birinde hemen çözünmüş oksijen tayini yapılır. İlk gün ve besinci gün oksijen tüketimleri farkı 0,2 mg/L’yi geçmemelidir. Gözlenen tüketim, ası kullanılmayan seyreltmelerde, seyreltme suyu düzeltmesi hesabında kullanılır. 4.8 Glikoz- Glutamik Asit Kontrolü BOİ deneyi bir biyo sınama işlemidir. şlemidir. Seyreltme Seyrel suyunun kalitesi, asının etkinliği ği ve analizcinin tekniği, periyodik olarak belli BOİ’ye ’ye sahip saf organik bileşiklerin bile kullanılması ile ko kontrol edilebilir. Genellikle BOİ tayininde Glikoz + Glutamik asit karışımı karı (her birinden 150 mg/L olmak üzere) bbu amaç için uygun bulunmuştur. 5. HESAPLAMA 5.1 Asılama Yapıldığında: 5.2 Asılama Yapılmadığında: Burada; D1 : Numunenin hazırlandıktan 15 dakika sonraki çözünmüş çözünmü oksijen değeri, (mg/L) D2 : Seyreltik numunenin 5. gün sonundaki çözünmüş çözünmü oksijen değeri, (mg/L) B1 : Asının birinci gün çözünmüşş oksijen de değeri, (mg/L) B2 : Asının besinci gün çözünmüşş oksijen değeri, de (mg/L) f : Numunedeki ası yüzdesinin, ası kontrolündeki ası yüzdesine oranı (D1’deki % ası / B1’deki % ası) p : Numunenin seyreltme oranı (ondalık kesir olarak) Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II DENEY 4- KOİ (KİMYASAL OKSİJEN İHTİYACI) TAYİNİ 1. GENEL BİLGİLER Kimyasal oksijen ihtiyacı (KOI), evsel ve endüstriyel atık suların organik kirlilik derecesini belirlemede kullanılan en önemli parametrelerden biridir. Tabiatta organik maddeler aşağıdaki denklemdeki gibi karbonlu maddeler oksitlenerek kararlı maddeler olan karbondioksit ve suya dönüşmektedirler. Bu test, sulardaki karbonlu maddelerin karbondiokside dönüşene kadar ilave edilecek oksijeni ifade etmektedir. Testte oksijen yerine yüksek oksitleyici özellikte oksidant kimyasal kullanılır. Oksidasyonun hızlandırılması ve tamamlanması için k uvvetli asidik ve yükseltilmiş sıcaklık şartlarında, katalizörlerin de mevcudiyetinde reaksiyon gerçekleştirilir. Testte elde edilen bilgi ise, sudaki kirletici maddedeki karbonu gidermek için harcanan oksidant miktarıdır. Harcanan oksidant miktarı, oksijen ihtiyacı yani oksijen olarak ifade edilir. Sonuçta testle elde edilen oksijen ihtiyacı atıksuyun içindeki karbon miktarının (konsantrasyon) dolaylı bir ölçüsü olur. Ancak bu testte organik bileşikler, yukarda ifade edilen yüksek oksitleyici şartlara direnç gösterirler. Dolayısıyla, bu test, suyun içindeki tüm karbonunu bir ölçüsü olmaz. Ancak kimyasal oksidantla oksitlenebilen karbonları kapsar. Sularda bulunan karbonu doğrudan ölçmenin yolu, TOK ölçümleridir. Bu föyde verilen standart yöntem, 50 ppm’den daha çok kimyasal oksijen gereksinimi olan atık suların KOI miktarının tayininde uygulanan bir analiz metodunu kapsar. Bu standart yöntem, kontrol edilemez girişim yapıcı etkisi nedeniyle 2000 ppm’den daha yüksek oranlarda klorür iyonu içeren atık sularda kimyasal oksijen ihtiyacı tayini metotlarını kapsamamaktadır. Bir suya ait KOI tayini sonucu, BOİ’den farklı olarak biyolojik yollarla ayrışmayan bazı maddeleri de içerdiğinden, KOİ her zaman BOİ’den büyük elde edilir. KOI, nehir ve endüstriyel atıkların incelenmesi çalışmalarında önemli ve çabuk sonuç veren bir parametredir. Atıkların toksik madde içermemesi ve sadece kolaylıkla ayrışabilecek organik maddeleri içermesi halinde bulunan KOI değeri, yaklaşık olarak nihai BOI (karbonlu) değerine eşit çıkar. 2. LABORATUVARDA KOİ (KİMYASAL OKSİJEN İHTİYACI) TAYİNİ 2.1 Deney Metotları Açık Reflux Metodu atıkların fazla bulunduğu büyük hacimdeki sularda daha rahat uygulanır. Kapalı Reflux Titrimetrik ve Kapalı Reflux Kolorimetrik Metodlar ise çok ekonomik olan metal tuzları ile uygulanır. Ancak numune içerisindeki askıdaki katıların değerlerinin homojen olması gerekir. Laboratuar uygulamasında Kapalı Reflux Titrimetrik metodu uygulanacaktır. 2.2 Deneyde Kullanılan Malzemeler 2.2.1 Kullanılan Araç ve Gereçler KOI deneyine (Kapalı Reflux-Titrimetrik Yöntemi) başlamadan önce aşağıda belirtilen cihaz ve reaktiflerin hazır bulundurulması gerekir. • KOİ şişeleri: 16x100mm, 20x150mm ya da 25x 150mm ebatlarına sahip tüplerdir. Bu tüpler ısıtıcıya yerleşecek ebatta olmalıdır. • Isıtıcı: 150 0C ye kadar ısıtabilen KOİ tüplerine uygun bir cihazdır. • Büret Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II 2.2.2 Kullanılan Reaktifler 1. Standart potasyum dikromat çözeltisi (0.0417 M) Önceden 103 0C’de iki saat süreyle kurutulmuş olan 12.259 gr. K2Cr2O7 kimyasalı, distile suda çözülür ve 1000 ml’ye seyreltilir. 2. Sülfürik asit reaktifi 1 kg derişik sülfürik asit çözeltisine, kristal veya toz halinde 5.5 gr. Ag2SO4 ilave edilerek çözülür. Gümüş sülfatın asit içerisinde tamamen çözünmesi için 1-2 gün bekletilmesi gerekir. 3. Ferroin indikatör çözeltisi 1.485 gr. fenantrolin monohidrat ve 695 mg. FeSO4.7H2O distile suda çözülür ve 100 ml’ye tamamlanır. 4. Standart demir amonyum sülfat çözeltisi –DAS- (0.1 M): 39,2 gr. Fe(NH4)2(SO4)2.6H2O kimyasalı, distile suda çözülür. Üzerine çalkalayarak azar azar 20 ml derişik sülfürik asit eklenir, soğutulur ve 1000 ml’ye tamamlanır. Bu çözelti, kullanıldığı her gün, standart dikromat çözeltisine karşı aşağıdaki şekilde ayarlanmalıdır(*): * Standardizasyon: 5 ml standart K2Cr2O7 çözeltisi deney şişesine koyulur. Üzerine 10 ml numune ilave edilip soğumaya bırakılır. Demir amonyum sülfat (DAS) ile 0.10-0.15 ml (1-2 damla) ferroin indikatörü kullanılarak titre edilir ve aşağıdaki formülde harcanan K2Cr2O7 değeri yerleştirilerek DAS’ın molaritesi hesaplanır. Böylece standart DAS çözeltisi, her kullanıldığı gün için, standart dikromat çözeltisi (K2Cr2O7) ile ayarlanmış olur. 3. DENEYİN YAPILIŞI KOİ kültür tüpleri kullanılmadan önce kontaminasyonu önlemek amacıyla %20 lik H2SO4 çözeltisiyle yıkanır. Ardından numune KOİ tüpüne koyulur ve üzerine standart potasyum dikromat çözeltisi eklenir. Tüplerin ağzı iyice kapatılıp ters çevirip karıştırılır. Ardından tüpler ısıtıya 150 0C de 2saat süreyle yerleştirilir. 2 saatin sonunda çıkarılıp oda sıcaklığına gelmesi sağlanır. Tüp ölçülerine(ebatlarına) göre kullanılması gereken kimyasal miktarları Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II Numune tüpten alınarak bir beherin içine bo boşaltılır ve manyetik karıştırıcı tırıcı yardımıyla karı karıştırılır. Ardından üzerine 0,05-0,1ml (1-22 damla) ferroin indikatörü damlatılır. Manyetik karış karıştırıcıyla hızla karıştırılır. Ardında yaklaşık ık 0,1 M DAS çözeltisiyle titre edilmeye başlanır. ba lanır. Titrasyonun dönüm noktası keskin mavi-yeşil il rengin kırmızımsı kahverengiye dönüştüğü dönü ü andır. ( titrasyon sırasında mavi maviyeşil renk tekrardan görülebilir) 4. HESAPLAMA Kimyasal oksijen ihtiyacı miktarı, mg/lt. (suyun yoğunluğu yo u 1 g/ml. olarak kabul edilirse aaşağıdaki formül ile bulunan KOI miktarı, ağırlıkça ppm cinsinden ifade edilmiş edilmi olur) olarak aşağ aşağıdaki formül ile hesaplanır: Burada; A: Şahidin DAS sarfiyatı, ml B: Numunenin DAS sarfiyatı, ml N: Demir amonyum sülfat çözeltisinin normalitesi V: Numune hacmi (ml) Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II DENEY 5- SÜLFAT TAYİNİ (SO4) A. METODUN KAYNAĞI: Standard Methods, 4500-SO4-C (Turbidimetric) B. METODUN ÖZETİ: Sülfat iyonu doğal sularda çok sık rastlanan ve konsantrasyonu litrede bir kaç mg’ dan, bir kaç bin mg’a kadar değişen miktarlarda bulunan bir iyondur. Yer altı suyunda bulunan sülfatın başlıca kaynağı jips ve anhidrittir. Ayrıca piritin oksidasyonu ile de sülfat oluşabilir. Jips suda çok çözünen bir maddedir. Soğuk suda 2000 mg/l’ye kadar çözünebilir. Bu yüzden sulardaki sülfatın en önemli kaynağı jipstir. Sulardaki sülfatlar, jips ve diğer tuzlardan süzülme yoluyla yada sülfür, sülfit ve tiyosülfatların oksitlenmesinden, konutsal ve endüstriyel atıklardan (özellikle tabakhane, kağıt ve tekstil sanayi yada SO4 veya H2SO4 kullanılan tesislerde) meydana gelebilir. Suların içinde bulunan Pb, Ba, Sr ve Ca Sülfatlar çözünmez, ancak Na, K ve amonyum sülfatlar çok fazla çözünür haldedirler. Sülfatların müshil etkisi, korozifliği ve taş (kabuk) yapma özellikleri nedeniyle sularda fazla miktarda bulunması istenmez. Yakıtların yanmasıyla atmosferik kükürt dioksit (SO2) meydana gelir. Minerallerin kavrulması işleminden sülfat sulara verilir. Kükürt trioksit (SO3) kükürt dioksitin katalitik oksitlenmesiyle meydana gelir ve su buharıyla birleşerek H2SO4 teşekkül eder. Buda asit yağmuru veya karı şeklinde çöker. Suda sülfat genellikle yüksek konsantrasyonlarda bulunabilir, çünkü kayalardan çözeltiye geçen katyonlar genellikle sülfatla, çözünebilen bileşikler verirler. Suda yüksek sülfat konsantrasyonu dağıtma sistemlerindeki, bilhassa düşük alkalinite olduğu zaman, metallerin korozyonuna sebep olur. Fazla sülfatlı suların beton ile teması sonucunda, betonla sülfat reaksiyona girerek sülfat korozyonu denilen olay meydana gelmektedir. Bu olay betonun dağılmasına ve dökülmesine yol açtığı için son derece önemlidir. Sülfat indirgenmesi, sülfatın çeşitli mikroorganizmaların etkisi ile bozunması ve sülfürlere dönüşmesidir. Böyle sularda sülfür kokusu yanında kısmen daha yüksek CO2 görülür. C. ÖLÇÜM HESABI Sülfat tayini için en yaygın kullanılan yöntemler gravimetrik ve türbidimetrik yöntemlerdir. Bu deneyde türbidimetrik yöntem kullanılacaktır. Türbidimetrik analiz koloidal parçacıklar içeren bulanık bir çözeltinin ışığı saçma özelliğini temel alır.Çözeltinin bulanıklığı ile bu bulanıklığı yaratan maddenin derişimi arasında bir ilişki vardır.Bu ilişki kalibrasyon eğrilerinin hazırlanması ile belirlenir. Suda bulunan sülfat iyonu, suya Ba+2 iyonlarının eklenmesi ile asidik koşullarda BaSO4 kristalleri oluşturur. SO4-2 + Ba+2 ------- BaSO4 BaSO4 kolloid bir çözelti oluşturur. Suda ne kadar çok SO4-2 iyonu varsa, Ba+2 eklenmesinden sonra (BaCl2 şeklinde) o kadar fazla bulanıklık oluşur. D. NUMUNELERİN KORUNMASI Organik maddelerin varlığında belli bakteriler SO4-2 iyonunu S-2’e indirger. Bunun için numuneler +40 C’de korunmalıdır. 0 Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II E. GİRİŞİMLER VE GİDERİLMELERİ Bu yöntem ile 1-200 mg/L arası derişimler ölçülebilir. Ancak 40 mg/L üzerindeki sülfat derişimlerinde, BaSO4 süspansiyonunun stabilitesi azaldığından, metodun güvenirliği düşmektedir. Renkli ve askıda katı maddeler yüksek derişimlerde girişim yapabilir. Girişim oluşturan diğer bir madde 500 mg/L üzerinde derişimlerde SiO2’dir.Yüksek derişimlerde organik madde de BaSO4 kolloidlerinin oluşumlarını engelleyebilir. F. REAKTİFLER: Asit Tuz Çözeltisi: 75gr sodyum klorür (NaCI) 300 ml saf suda çözülür.30 ml HCI, 5Oml gliserin, 100 ml %95 lik etil alkol ilave edilir. Baryum Klorür: Kristal BaCl2 . 1-Stok Sülfat Çözeltisi : 0.1479 g susuz Na2SO4 saf suda çözülerek 1 litreye tamamlanır. 1 ml=100 µg SO4-2 (100 mg/l) G. DENEYİN YÜRÜTÜLÜŞÜ Hazırlanan stok sülfat çözeltisinden 5, 10, 15, 20, 30, 40 ml alınarak 100 ml’ye tamamlanır. Böylece 5, 10, 15, 20, 30, 40 mg/L lik standart seri hazırlanmış olur. Hazırlanan standartların her birine 5 ml asit-tuz çözeltisi ilave edilir, magnetik karıştırıcıda karıştırılır. 1g (1 spatül) baryum klorür(BaCl2) konur ve 1 dk daha karıştırmaya devam edilir. Ardından spektrofotometrede okumaya başlanır ve kalibrasyon eğrisi oluşturulur. 100 ml numune alınarak standart çözeltilerde olduğu gibi işlemlerden geçirildikten sonra sprektrofotometrede okuma yapılır. Eğer sülfat 40 ppm den fazla ise seyreltme yapılır. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II DENEY 6 - NİTRİT VE NİTRAT TRAT TAYİNİ TAY 1. GENEL BİLGİLER Azot ve azotlu maddeler, Çevre Mühendisliğinde Mühendisli büyük bir öneme sahiptir. İçme çme ve kullanma suları ile yüzeysel suların ve kirlenmişş su kütlelerinin içerdiği içerdi çeşitli itli organik ve inorganik azotlu bile bileşikler ölçülerek, suyun kalitesi hakkında karar verilebilmektedir. verilebilmektedir. Sularda ve atıksularda bulunan ba başlıca azot bileşikleri ikleri azalan oksidasyon kademesine göre nitrat azotu (NO3--N), N), nitrit azotu (NO2 --N), amonyak azotu (NH3-N) N) ve organik azot (Org-N) (Org şeklinde eklinde sıralanmaktadır. Bu azot türlerinin yanı sıra azot gazı (N2-N) N) da azot çevriminde yer almaktadır. Azot çevriminde bulunan türler, biyokimyasal reaksiyonlar sonucunda birbirlerine dönü dönüşebilmektedir. ebilmektedir. Toplam oksitlenmi oksitlenmiş azot, nitrat ve nitritin toplamıdır. Nitrat, azot bile bileşikleri ile daha önceden kirlenmemişş yüzey ve yer altı sularında eser miktarlarda bulunmaktadır. Yüzeysel sularda nitratın belirgin biçimde görülmesi, o suyun daha önceden amonyum ve organik azot içeren evsel ve endüstriyel atıksularla kirlendi kirlendiğini veya o suya henüz yeni biçimde doğrudan do nitrat deşarjının yapıldığını ını ifade eder. Do Doğrudan nitrat deşarjları, ya nitratlı bileşiklerin iklerin kullanıldı kullanıldığı yada üretildiği endüstrilere strilere ait atıksular veya tar tarım alanlarında kullanılan nılan nitratlı gübrelerin ya yağmur suları ile taşınmasından asından kaynaklanmaktadır. Ye Yeraltı sularında nitratın görülmesinin ülmesinin en büyük nedeni bu sulara yağmur ya ve sulama lama suları ile nitrat gübrelerinin taşınmasıdır. ınmasıdır. Nitrit bileşiği bile i son derece kararsız bir azot formu olup, ortamda nitrifikasyon veya denitrifikasyon n reaksiyonlarının gerçekleşmekte ger olduğunu nu gösterir. 1.1. NİTRİFİKASYON Nitrifikasyon; aerobik ortamda amonyağın amonya ın nitrosomonas (nitrifikasyon bakterisi) tarafından nitrite ve nitritin ise nitrobakter (nitrifikasyon bakterisi) vasıtasıyla nitrata dönüştürüldüğü dönü ğü iki aaşamalı bir prosestir. Bu prosesler aşağıdaki ıdaki aşamalarda gerçekleşmektedir. gerçekle 1.2. NİTRİT VE NİTRATIN TRATIN ÇEVRESEL ÖNEMİ ÖNEM Nitrat konsantrasyonunun 10 mg/l yi aaşması, ması, bebeklerde methemoglobinemia hastalı hastalığına yol açmaktadır. Bu hastalık, “mavi bebek sendromu sendromu”” olarak da bilinmektedir. Bu durum, bebklerin sindirim siteminde henüz nitratı giderecek enzimlerin gelişmemiş geli olmasından kaynaklanmaktadır. Nitrit, kimyasal (özellikle klorla dezenfeksiyon uygulamalarında) ya da enzimatik olarak aminlerle de reaksiyona girer irer ve kanserojen olan nitrosaminleri olu oluşturur. Yeni oluşmuş (fresh) evsel atıksuda nitrat çok az miktarda bulunmasına karşın kar nitrifikasyonun gerçekleştiğii biyolojik arıtma tesisi çıkışında ında konsantrasyon 30 mg/l’ye ulaşabilmektedir. ula Nitrat çoğu fotosentetik etik ototroflar için önemli bir besin maddesidir ve bazen sınırlayıcı besin maddesi olarak tanımlanmaktadır. Nitrit ise hem amonyak azotunun nitrata yükseltgenmesinde, hem de nitratın indirgenmesinde ara oksidasyon kademesinde yer almaktadır. Söz konusu indirgenme-yükseltgenme in yükseltgenme tepkimeleri atıksu arıtma tesislerinde, su dağıtma ıtma sistemlerinde ve doğal do sularda gözlenebilmektedir. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II 2. LABORATUARDA NİTRİT VE NİTRAT TAYİNİ 2.1. NİTRİT TAYİNİ Nitrit azotu nadir olarak 1 mg/l’den daha büyük konsantrasyonlarda görülür (Atıksu arıtma tesisi çıkış suları da dahil). Nitrit konsantrasyonu yüzeysel sularda ve yer altı sularında ise 0,1 mg/l’nin altındadır. Bu nedenle nitrit ölçümü için hassas metodlara ihtiyaç duyulmaktadır. Bu metotlar; 1. Kolorimetrik Metot 2. İyon Kromotografi Metotu Bu metotlardan kolorimetrik metod hem ucuz ve hemde düşük konsantrasyonlar için daha uygundur. Nitrit (NO2-) asidik koşullarda, sülfanilamid ve N-(1 naphthyl)-etilendiamin dihidroklorid ile reaksiyona girerek kırmızımsı-mor azo boyası oluşturması prensibi ile belirlenir. 2.1.1. GİRİŞİMLER Serbest klor, NCl3 (azot üç klorür), Fe+3, Pb+2, Hg+2, Ag+2 iyonları ortamda bulunduğunda NO2 ile girişim yaparlar. Ayrıca numunede bulunan askıda katı maddeler filtrasyonla giderilmelidir. 2.1.2. KULLANILAN CİHAZLAR VE MALZEMELER • 543 nm’de kullanıma uygun, 1 cm ya da daha uzun ışık yolu sağlayabilen spektrofotometre • 50 ml’lik balonlar • Pipetler 2.1.3. KULLANILAN KİMYASAL MADDELER • Nitrit içermeyen distile su • Renk geliştirici ayraç (color reagent): 800 ml distile su içerisine 100 ml % 85’lik fosforik asit ve 10 g sülfanilamid eklenir. Sülfanilamid tamamiyle çözüldükten sonra 1 g N-(1 naphthyl)-etilendiamin dihidroklorid eklenir. Çözülünceye kadar karıştırılır ve 1 litreye tamamlanır. Çözelti buzdolabında, koyu renkli bir şişede saklandığı takdirde 1 ay boyunca kararlılığını korur. • Stok nitrit çözeltisi: 1.232 g NaNO2 distile suda çözülür ve 1000 mL’ye tamamlanır. 1 ml CHCl3 eklenerek saklanabilir. • Ara stok nitrit çözeltisi: Stok nitrit çözeltisinden 50 ml alarak distile su ile 250 ml’ye tamamlanır. 1.00 mL= 50.0 µg N. Günlük olarak hazırlanır. • Standart nitrit çözeltisi: Orta nitrit çözeltisinden 10 ml alınarak 1000 ml’ye tamamlanır. 1.00 ml= 0.5 µg N. Günlük olarak hazırlanır. 2.1.4. DENEYİN YAPILIŞI 1. Askıda Katı Madde Giderimi: Numune askıda katı madde içeriyorsa 0.45 µm çaplı filtreden geçirilir. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II 2. Renk Oluşumu:Eğer numunenin pH’ı 5-9 arasında değilse 1 N HCl ya da NH4OH ile pH ayarlaması yapılır. 50 ml ya da 50 ml’ye seyreltilmiş numuneye 2 ml renk geliştirici ayraç ilave edilir ve karıştırılır. 3. Spektrofotometrik Ölçüm: Renk geliştirici ayraç eklendikten 10 dk ile 2 saat arasında bir bekleme süresinden sonra 543 nm dalga boyundaki absorbansı ölçülür. 4. Hesaplama: Standart nitrit çözeltisinden 5, 10, 15, 20, 25, 30, 40, 50 ml alınır ve 50 ml’ye tamamlanır. Numuneye uygulanacak olan işlemler aynı şekilde standartlara da uygulanarak kalibrasyon eğrisi oluşturulur. Numunenin konsantrasyonu eğriden direkt olarak hesaplanır. 2.2. NİTRAT TAYİNİ: Uygulanan yöntemler aşağıda sıralandığı gibi olup, bu deney föyünde ilk yöntem ele alınmıştır. Laboratuvar uygulaması da bu yöntem üzerinden gerçekleştirilecektir. • UV spektrofotometrik metodu • İyon kromotografik metodu • Nitrat elektrodu metodu • Kadmiyum indirgenme metodu nitrat tayini için kullanılan metodlar arasındadır. Ultraviyole spektrofotometrik method: UV spektrofotometrede 220 nm’de NO3 tayini yapılmaktadır. 2.2.1. GİRİŞİMLER Çözünmüş organik madde, nitrit, altı değerli krom ve yüzey aktif maddeler bu metodla nitrat tayininde girişim yaparlar. Organik madde pozitif fakat değişken bir girişim yapar. Girişimin derecesi organik maddenin yapısına ve konsantrasyonuna bağlıdır. Çözünmüş organik maddeler 275 nm’de de absorbans gösterirler. Nitrat ise 275 nm’de absorbans göstermemektedir. Numunenin filtrelenmesi ile askıda katı maddelerden kaynaklanan hatalar önlenebilir. Numunenin 1 N HCl ile asidifikasyonu hidroksit ve 1000 mg CaCO3/L’ye kadar karbonat girişimini engellemektedir. 2.2.2. KULLANILAN CİHAZLAR VE MALZEMELER • 220 nm’de kullanıma uygun, 1 cm ya da daha uzun ışık yolu sağlayabilen spektrofotometre • 50 ml’lik balonlar • Pipetler 2.2.3. KULLANILAN KİMYASAL MADDELER • Nitrat içermeyen distile su • Stok nitrat çözeltisi: KNO3 105 °C’de etüvde 24 saat kurutulur. 0,7218 g susuz potasyum nitrat distile suda çözülür ve 1000 ml’ye tamamlanır. 1 ml = 100 µg NO3-N. 2 ml CHCl3 eklenerek saklanabilir. Bu çözelti en az 6 ay kararlılığını muhafaza eder. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II • Orta nitrat çözeltisi: 100 ml stok nitrat çözeltisi distile su ile 1000 ml’ye seyreltilir. 1,0 ml = 10,0 µg NO3-N. 2 ml CHCl3 eklenerek saklanabilir. Bu çözelti en az 6 ay kararlılığını muhafaza eder. • Hidroklorik asit çözeltisi: HCl, 1N. 2.2.4. DENEYİN YAPILIŞI 1. Numunenin Hazırlanması: 50 ml berrak numuneye (eğer gerekli ise filtre edilmeli) 1 ml HCl çözeltisi eklenir ve iyice karıştırılır. 2. Standart Eğrinin Hazırlanması: Orta nitrat çözeltisinden 0-7 mg NO3-N içeren kalibrasyon standartları hazırlanır. Orta nitrat çözeltisinden 0; 1.0 ; 2.0; 4.0; 7.0 ;.... 35.0 ml hacimlerinde alınıp 50 ml’ye seyreltilerek kalibrasyon için standartlar hazırlanmış olur. Numuneye uygulanan işlemlerin aynısı standartlara da uygulanır. 3. Spektrofotometrik Ölçüm: Distile su şahit numunesine göre UV spektrofotometre 0 absorbansa veya %100 geçirgenliğe ayarlanır. 220 nm dalga boyunda nitrat standartları okunur, kalibrasyon eğrisi hazırlanır. Kalibrasyon eğrisi yardımı ile numunenin nitrat konsantrasyonu bulunur. Not : Deney sırasında kullanılacak cam malzemelerin temiz olması gerekmektedir. Partikül ve deterjan kalıntısı varsa temizlenmelidir. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II DENEY 7 - OPTİK K YÖNTEMLE FOSFAT TAYİNİ TAY Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II DENEY 8 - KLORÜR TAYİNİ (Cl-) Klorür, suda tat ve aşındırma problemi yaratır. Fazlası tuzluluk hissi verir. Şebeke sistemini, şofbenleri, çamaşır ve bulaşık makinelerini olumsuz yönde etkiler. Sürekli içimi halinde böbrek ve yüksek tansiyon problemleri ortaya çıkabilir. Ayrıca, izleyici bir parametredir. Artması halinde ya deniz katkısı ya da endüstriyel bir kirlenmeden şüphe edilmelidir. Klorür (Cl-), tüm tabi ve kullanılmış sularda çok yaygın şekilde bulunan bir iyondur. Doğada en fazla miktarlarda bulunan halojen olarak bilinir. Yer altı sularına çözünme yoluyla ya da tuzlu su- tatlı su girişimleri sonucu katılabilir. Sularda NaCl şeklinde, ayrıca CaCl2 ve MgCl2 olarak bileşikler halinde bulunur. Eğer sudaki klorür içeriği NaCl tuzundan ileri geliyorsa, 250 mg/L klorür konsantrasyonu suda belirgin bir tuzluluk tadı oluşturmaya yeterlidir. Eğer klorür konsantrasyonu Ca++ ve Mg++ katyonlarıyla birlikte bulunuyorsa 1000 mg/L de bile suda tuzlu bir tad oluşturmaz. Kullanılmış sulardaki klorür içeriği, içme sularına nazaran çok daha fazladır. Çünkü insan diyetinin temel maddelerinden olan tuz (NaCl) dışkı ve idrar vasıtasıyla atılır. İnsan ürininde günde kişi başına 6 gr kadar klorür atılmaktadır. Yüksek oranda klorürü içeren sular metalik borulara ve yapılara zararlıdır. Klorür tayini için 4 yöntem geliştirilmiştir. 1. Arjantometrik Yöntem: Nispeten temiz ve klorür içeriği 0,15 ile 10 mg/L arasında olan numuneler için uygundur. 2. Civa Nitrat Yöntemi: Titrasyon dönüm noktası kolayca gözlenen basit bir yöntemdir. 3. Potansiyometrik Yöntem: Renkli ve bulanık atıksu numunelerindeki klorürü tayin için kullanılır. 4. Ferrisiyanid Yöntemi: Otomatiza edilmiş bir klorür tayin yöntemidir ve birçok laboratuarda rutin analiz yöntemi olarak kullanılır. YÖNTEM Standard Methods for the examination of water and wastewater, 20th Edn., APHA,AWWA, WEF 4500- Cl- B Argentometric Method YÖNTEMİN ESASI ve PRENSİBİ Nötral veya hafif alkali çözeltilerde potasyum kromat, klorürün gümüş nitrat titrasyonunun son noktasında belirleyici rol oynar. Kırmızı gümüş kromat oluşmadan önce gümüş klorür çökelir. NUMUNE HAZIRLAMA • 100 mL numune ya da 100 mL’ye seyreltilmiş numune kullanılır. • Eğer örnek çok renkliyse 3 mL Al(OH)3 süspansiyonu eklenerek karıştırılır, çökelmesi için dinlenmeye bırakılır ve süzülür. • Eğer sülfid, sülfit veya tiyosülfat varsa 1 mL H2O2 ilave edilerek 1 dakika karıştırılır. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II DENEYİN YAPILIŞI pH 7 – 10 arasında olacak şekilde numune titre edilir. Eğer pH bu sınırlar arasında değilse H2SO4 veya NaOH ile ayarlanır. pH ayarlanmasında klorür olmayan tipte referans elektrotlu pH metre kullanılmalıdır. Eğer klorür tipte olan elektrot kullanılacaksa belli bir miktardaki numuneye pH ayarlaması için gerekli olan asit veya baz miktarı tespit edilir ve örneğin bu bölümü atılır. Örneğin aynı miktardaki diğer bir bölümüne gerekli olan asit veya baz ilave edilerek analize devam edilir. 1.0 mL K2CrO4 indikatör çözeltisi ilave edilir. Standart AgNO3 ile pembemsi sarı renk elde edene kadar titre edilir. Bu titrasyon işlemlerinin tümü şahit için de yapılır. Genelde 0.2-0.3 mL şahit kullanılır HESAPLAMA A= numune için titrasyon mililitresi (mL) B= şahit için titrasyon mililitresi (mL) N= AgNO3’ ın normalitesi mg NaCl /L = (mg Cl- /L) x 1.65 KULLANILAN REAKTİFLER VE HAZIRLANIŞI Potasyum kromat indikatör çözeltisi: 50 g K2CrO4 az bir miktar distile suda çözülür. Kırmızı renkte belirgin çökeltiler oluşuncaya kadar AgNO3 çözeltisi ilave edilir. 12 saat dinlenmeye bırakılır, filtre edilir ve distile suyla 1 L’ye seyreltilir. Standart gümüş nitrat titrantı, 00141M (0.0141N): 2.395 g AgNO3 distile suda çözülür ve 1000 mL’ye seyreltilir.1.00 mL = 500 µg Cl-. Kahverengi bir şişede depolanır. Standart sodyum klorür, 0.0141M (0.0141N): 140 °C de kurutulmuş 824 mg NaCl distile suda çözülür ve 1000 mL’ ye seyreltilir; 1.00 mL = 500 µg Cl-. Girişimde bulunan maddelerin uzaklaştırılması için özel reaktifler: Alüminyum hidroksit süspansiyonu: 125 g alüminyum potasyum sülfat veya alüminyum amonyum sülfat, AlK(SO4)2.12H2O veya AlNH4(SO4)2.12H2O 1 L distile suda çözülür. 60 °C’ a ısıtılır ve 55 mL konsantre amonyum hidroksit (NH4OH) ilave edilir ve yavaş yavaş karıştırılır. 1 saat dinlendirildikten sonra geniş bir şişeye transfer edilir. Kalan çökeltiler klorür serbest kalana kadar suyla azar azar yıkanır. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II Fenolfitaleyn indikatör çözeltisi Sodyum hidroksit; NaOH, 1N. Sülfürik asit, H2SO4, 1N. Hidrojen peroksit, H2O2, %30 KULLANILAN CİHAZLARIN LİSTESİ Otomatik titrasyon cihazı UYARILAR İçme sularında normal miktarlarda bulunan maddeler girişmezler. Sülfür, tiyosülfat ve sülfit iyonları analize girişimde bulunabilir. Ancak bunlar hidrojen peroksit ile muamele edilerek uzaklaştırılabilir. 25 mg/L’den fazla olan ortofosfat gümüş fosfat olarak çökelerek, 10 mg/ L’den fazla olan demir ise son noktayı kapatarak analize girişimde bulunur. Bu metot, titre edilecek olan örnek bölümünde 0.15 – 10 mg Cl- bulunduğu durumlarda kısmen temiz sulara uygulanabilir SONUÇLARIN KABUL KRİTERLERİ VE DENEY TEKRARLAMA KOŞULLARI Sonuçların standart değerlere uygunluk göstermemesi durumunda yöntem hem gözden geçirilir hem de deney tekrarlanır. ÇALIŞMA ORTAMI VE ŞARTLARI Numunenin saklanması gerekiyor ise +4 0C de, ağzı kapalı ve güneş ışığı almayacak şekilde bekletilmelidir. Kısa sürede analiz edilmelidir. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II DENEY 9 - KALSİYUM, MAGNEZYUM VE SERTLİK TAYİNİ Bir suyun sertliği içindeki baslıca çözünmüş kalsiyum veya magnezyum tuzlarından ileri gelip, suyun sabunu çökeltme kapasitesidir. Sabun, suda özellikle her zaman için bulunan kalsiyum ve magnezyum iyonları tarafından çökeltilir. Fakat bu çökeltme aynı zamanda Fe, Al, Mn ve Zn gibi çok değerli metaller ve hidrojen iyonları tarafından da meydana getirilir. Sertlik, kalsiyum ve magnezyum iyonlarının, kalsiyum karbonat cinsinden toplam konsantrasyonları olarak ifade edilir. Bununla beraber gösterilebilecek miktarlarda bulunan sertlik verici diğer iyonları da kapsayabilir. Kalsiyum ve magnezyum bikarbonatları geçici sertliği (veya karbonat sertliğini) yine bu elementlerin klorür, nitrat, sülfat, fosfat ve silikatları ise kalıcı sertliği (veya karbonat olmayan sertliği) verir. Her iki sertliğe birden sertlik bütünü denir. Geçici sertlik bikarbonatlardan ileri geldiğinden, suların kaynatılması ile giderilir. Hâlbuki kalıcı sertlik kalsiyum ve magnezyum sülfat ve klorürden ileri geldiği için kaynatılmakla giderilemez. Çeşitli sertlik birimleri vardır. Bunlardan en çok kullanılanları şunlardır; 1. Fransız Sertlik Derecesi (FS) : Litrede 10 mg kalsiyum karbonat kapsayan suyun sertliği, 1 Fransız Sertlik Derecesidir. 2. İngiliz Sertlik Derecesi (IS) : 1 galon (0,7 litre) suda 10 mg kalsiyum karbonat kapsayan suyun sertliği, 1 İngiliz Sertlik Derecesidir. 3. Alman Sertlik Derecesi (AS) : Litrede 10 mg kalsiyum oksit (CaO) kapsayan suyun sertliğidir. 4. Amerikan Sertlik Derecesi : 1 grain (0,0648 gr) CaCO3/Amerikan galonu (3,785 lt) 5. Rus Sertlik Derecesi : 0.001 g Ca/lt 1 FS = 0,56 AS = 0,7 IS = 10 ppm Yukarıdaki rakamsal bilgileri tablo olarak verecek olursak, Çizelge 1. Sertlik Derecelerinin Birbiri Cinsinden Değerleri Suyun sertliği onun eritme özelliğinden ileri gelir. Bazı sular içinde bulunan erimiş maddelere baglı olarak daha fazla eritme özelliğine sahiptirler. Örneğin sudaki karbondioksit, kalker ve magnezyumu daha kolaylıkla eriterek bu maddelerin bikarbonatlar haline geçmesine sebep olurlar. Bitkilerle temas ederek gelen sular böyle olmayanlara kıyasla daha fazla karbondioksite sahiptirler. Yeraltı suları yüzey sularından daha serttirler, çünkü bu sular yer altında bulunan madensel maddelerle daha çok temastadırlar. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II Doğal sulardaki sertliğin kaynağı suyun toprak ve kaya oluşumları ile temasıdır. Yağmur suları çözünmüş halde atmosfer gazlarını içerebileceğinden pH’sı düşer. Yere düştüğünde de toprak ve kayalardaki bazı bileşenleri çözer. Fakat pH’sı 7 civarında olan yağmur suyu doğal sularda çok miktarda bulunan sertlik kaynağı maddelerin hepsini çözüp taşımaya yeterli değildir. Bu şekilde yağmur suyu toprağa indiğinde sertlik oluşturan tüm maddeleri çözemez. Bu iyonların toprağa geçmesi için asidik koşulları topraktaki bakteri faaliyetleri sonucu oluşan CO2 gazının suda çözünmesi sağlar. Sert sularla ilgili problemler su şekilde sıralanabilir: • Sabun tüketimine neden olurlar, • Deride tahrişe neden olurlar, • Sıcak su borularında, ısıtıcılarda, kazanlarda kireç birikimine ve taşlaşmaya neden olurlar, • Porselenlerde renk giderimine neden olurlar. Lavabo ve küvetlerin beyaz rengini bozarlar, • Sebzelerin katılaşmasına ve renksizleşmesine neden olurlar, • Kumaşların ömrünü azaltır, yıpranmalarına neden olurlar, • Konserve endüstrisinde problemlere neden olurlar. Dünya Sağlık Teşkilatı (WHO) tarafından sular sertliklerine göre CaCO3 olarak şöyle sınıflandırılmıştır, Ancak yukarıdaki gruplandırma daha değişik şekillerde de yapılmaktadır. Sertliğin meydana gelmesinde Ca ve Mg iyonlarının bas faktör olduğunu söylemiştik. İçme suyunda Ca ve Mg’ un yüksek değerleri sağlığa ters etki göstermemektedir (sağlıklı kişilerde). Sertlik çeşitleri, su içerisindeki metal iyonlarına ve asit köklerine göre sertlik, sınıflandırmaya tabi tutulabilir. Metal iyonlarına göre sertlik tasnifi, kalsiyum ve magnezyum iyonlarına göre yapılabilir. Bu iyonların sebep oldukları sertlikler ayrı ayrı bulunarak ifade edilebilir. Sert suların yumuşatılmasında su içerisindeki kalsiyum ve magnezyum sertliklerinin ayrı ayrı bilinmesine ihtiyaç vardır. Bu nedenle toplam sertliğe ilave olarak kalsiyum ve magnezyum sertlikleri tayin edilmelidir. Asit köklerine göre yapılan sınıflandırmada sertlik, karbonat ve karbonat olmayan gruplara ayrılır. Su içerisindeki alkalilik iyonlarının (HCO3-,CO3-,OH- ) bağlı bulunduğu Ca ve Mg iyonlarının sebep oldukları sertliğe karbonat sertliği adı verilir. Alkalinite (mg/l) = Karbonat sertliği (mg/l) dir. Sudaki bikarbonat iyonlarının meydana getirdikleri sertliğe, geçici sertlik de denir. Zira böyle bir su kaynatıldığı zaman karbondioksit gazı uçar ve kalsiyum karbonat çökerek suyun sertliği azalır. Diğer asit köklerine göre ( SO4-, NO3- ,Cl-) bağlı Ca ve Mg’dan meydana gelen sertliğe karbonat olmayan sertlik adı verilir. Suyun toplam sertliği ve alkalinitesi tayin edilirse karbonat olmayan sertlik bulunabilir. Toplam sertlik – Alkalinite = Karbonat olmayan sertliktir. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II Bazı durumlarda su içerisindeki alkalinite iyonları, sertliği meydana getiren metal iyonlarından fazladır. Bu takdirde, alkalinite iyonları sodyum ve potasyumla birleşerek negatif karbonat olmayan sertliği meydana getirmiştir. Kalsiyum ve magnezyum iyonlarının dışındaki iyonlardan ileri gelen sertlik için aşağıdaki değerler kullanılır. Bu iyonların mg/l değerleri verilen faktörlerle çarpıldığında mg/l CaCO3’e çevrilmiş olur. ANALİZ YÖNTEMLERİ Su sertliği farklı yöntemlerle belirlenmekte ve sınıflandırılmaktadır. • Sabun Eriyiği Yöntemi Yöntemlerden birisi sabun çözeltisi yöntemidir. Suya sertlik veren Ca ve Mg iyonları sudaki Na ve K iyonlarının yerine geçerek suda çözünmeyen bileşikler oluşturur. Sert suların güç köpürmesinin nedenleri budur. Bu yöntemde sabun çözeltisi kullanılarak devamlı bir köpük elde edilmeye çalışılır ve işlemde harcanan sabun çözeltisi su sertliği hakkında fikir verir. Kantitatif ölçümler için hesap yöntemi ve EDTA titrimetrik yöntemleri kullanılır. • Hesap Yöntemi Suların sertliğinin en hassas tayini, sertlik oluşturan iyonların tek tek belirlenip toplanması yöntemidir. Detaylı bir çalışma gerektiren uzun bir yöntemdir. • E.D.T.A Metoduyla sertliğin belirlenmesi Yöntemin Esası Rutin çalışmalarda kullanılan ve oldukça doğru ve hassas sonuçlar veren, bir yöntem, bugün birçok laboratuarda tercih edilmektedir. Bu yöntemde titrasyon çözeltisi olarak etilen daimin tetra asetik asit (EDTA) veya bunun sodyum tuzu kullanılmaktadır. Bu bileşikler genellikle EDTA olarak ifade edilirler ve Ca+2, Mg+2 ve diğer iki değerlikli sertliğe sebep olan kompleksler verirler. Dolayısıyla kalsiyum ve magnezyum miktarı da bu yöntemle belirlenmiş olur. Rutin analizlerde, ayarlı EDTA çözeltisi, 1 mL EDTA 1 0F’ne yani 10 ppm CaCO3’a ekivalent olacak şekilde hazırlanır. Bu da 1/50 N veya 0,01 M EDTA çözeltisidir. a) Manyetik Karıştırıcı b) Otomatik Büret (0,1 bölmeli) c) Erlen Mayer Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II Reaktifler a) EDTA çözeltisi, 0,01 M: Yaklaşık olarak 3,75 g EDTA tartılır. Çözeltinin pH sını yaklasık 10,5 civarına ayarlamak için 17 ml 1 M NaOH ile birlikte çözülerek balon jojede 1 L’ye destile su ile tamamlanır. b) EDTA’nın ayarlanması için standart çözelti: 0,2 g saf CaCO3 tartılır. Platin kapsüle konur. Saf HCl ile 3 defa asitlendirilir, uçurulur, destile su ile yıkanarak 1 L’ye tamamlanır. Bu 20 0F sertliğinde standart çözeltidir. c) NH4OH + NH4Cl tampon çözeltisi (toplam sertlik için): 65 g NH4Cl (amonyum klorür) 400 ml amonyak içerisinde çözülür destile su ile litreye tamamlanır. d) 1 M NaOH çözeltisi (Ca+2 sertliği için): 40 – 50 g NaOH suda çözülür destile su ile litreye tamamlanır. e) Eriochrame Black T. indikatörü (Toplam sertlik için): 0,2 g Eriochrame Black T. 80 g NaCl ile bir havanda pudra haline getirilir, koyu renkli bir şişede muhafaza edilir. f) Müreksit indikatörü (Ca+2 sertliği için): 0,2 g müreksit 100 g NaCl ile bir havanda pudra haline getirilir, koyu renkli bir şişede muhafaza edilir. 0,01 M EDTA’nın Ayarlanması: Standart sert sudan 3 adet 100 ml’lik çözelti erlene alınarak her birine Ca sertlik tayini yöntemi uygulanarak yaklaşık çözeltinin sarfiyatları bulunur. Deneyin Yapılışı: Toplam Sertlik: 100 mL su numunesi alınır, 0,5 – 2,0 mL kadar pH’ı 10’da tutmak için gerekli miktarda tampon çözeltisi (NH4Cl+NH4OH) ilave edilir, bir ölçü (0,1 g kadar) toplam sertlik indikatörü (Eriochrame Black T+NaCl) katıldıktan sonra, renk şarap kırmızısından, maviye dönene kadar 0,01 M EDTA (Tritriplex III) ilave edilir. Kalsiyum Sertliği: 100 mL su numunesi alınır. 2-4 mL 1 M NaOH çözeltisi ilave edilir. Mg++’yi hidroksit halinde çöktürmek ve ortamın pH’sını 11 civarında tutmak için 0,1 g müreksid indikatörü (sadece Ca++ iyonları ile renk verir)] ilave edildikten sonra 0,01 M EDTA ile renk pembeden menekşeye dönene kadar titre edilir. Hesaplama: Toplam Sertliği; Sarfiyat = 0F Sertliği (Toplam Sertlik) veya; Sarfiyat x 10= Toplam Sertlik (mg/L) CaCO3 Kalsiyum Sertliği; Sarfiyat x 10= Ca++ Sertliği (mg/L) CaCO3 cinsinden veya; Sarfiyat = 0F Sertliği’dir. istenilirse; [Toplam Sertlik – Ca++ Sertliği = Mg++ Sertliği’dir] Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II Kalsiyum Miktarının Bulunması; A = Kalsiyum Sertliği için harcanan EDTA’nın mL’si N= EDTA çözeltisinin normalitesi Magnezyum miktarının bulunması; A = Toplam Sertlik için harcanan EDTA (mL) – kalsiyum sertliği için harcanan EDTA (mL) = magnezyum için harcanan EDTA’nın mL’si N= EDTA çözeltisinin normalitesi Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II DENEY 10 – UÇUCU YAĞ ASİTİ (UYA) TAYİNİ Uçucu asitlerin tayini çoğunlukla anaerobik arıtma proseslerinin kontrolünde yaygın bir şekilde kullanılır. Organik maddenin biyokimyasal olarak ayrışmasında çok çeşitli saprofik bakteriler kompleks maddeleri hidrolize ederler ve düşük molekül ağırlıklı bileşiklere dönüştürürler. Oluşan düşük moleküler ağırlıklı bileşiklerin tümü kısa zincirli yağ asitleridir. Bunlar, uçucu asitler olarak ifade edilirler. Uçucu asitler karbonhidratların, proteinlerin ve yağların anaerobik ayrışması sırasında ara ürün olarak oluşur. Uçucu Asitlerin Tayin Yöntemleri: Genel olarak 3 yöntem kullanılmaktadır. Bunlardan biri, kolon kromatografi yöntemi,diğer ikisi distilasyona dayanan yöntemlerdir. Ancak laboratuar analizlerinde, Anderson ve Yang’ın belirlediği metoda uygun olarak üç noktalı titrasyonla ölçülür. Kullanılan Kimyasallar ve Malzemeler: • • • 0,1 N H2SO4 : 2,78 ml % 98 lik H2SO4 alınıp, 1000 ml ‘ye seyreltilir. Beher Büret Deneyin Yapılışı: Numunenin başlangıç pH’ının ölçümünden sonra, numune 0.1 N H2SO4 çözeltisi ile sırasıyla pH 5.1, 4.5 ve 3.5’a kadar titre edilir. Ardından bilgisayar ortamında (Excel) yapılan bir formülasyonla değerler hesaplanır. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II DENEY 11 - YAĞ VE GRES TAYİNİ 1. GENEL BİLGİLER Evsel ve endüstriyel atıksuların ve çamurların gres içeriği, bu tip maddelerin toplanmasında ve arıtılmasında oldukça önemlidir. Gres, sudaki çözünürlüğünün az olusu ve sıvı fazdan ayrılma eğilimi nedeni ile özel bir önemi olduğundan burada incelenmek üzere seçilmiştir. Gresin bu özellikleri, flotasyon işlemleri ile kolaylıkla ayrılmasında bir avantaj olmakla beraber, atıksuların borularda naklini, onların biyolojik arıtma ünitelerinde parçalanmasını ve alıcı sulara verilmesini karışık ve zor bir işlem haline sokar. Et kesme ve paketleme endüstrilerinden gelen atıksular, özellikle koyun ve ineklerin kesiminden gelen ağır yağları içermektedirler. Bu tip atıksular kanalizasyon borularının cidarlarına tutunarak tasıma kapasitesi üzerine olumsuz etki yaparlar. Bu nedenle, gresli maddelerin alıcı sulara ve kanalizasyon sistemlerine verilmesinde (deşarjında) bazı kurallar ve kısıtlamalar konulmuştur, gelişmiş ülkelerde ön arıtma işlemlerinin tüm gres artığı üreten endüstrilerde uygulanması zorunluluğu getirilmiştir. Bu ön arıtma sırasında gresin veya yağın deşarjına izin verilmeden önce geri kazanılması için gerekli işlemlerin yapılması zorunluluğu vardır. Gres, arıtma tesislerinde çeşitli problemlere neden olmaktadır. Çok az tesis, gresin çöpe verilerek uzaklaştırılması veya yakma vasıtası ile ayrılması olanaklarına sahiptir. Ön çökeltme tanklarında yüzeyden sıyırıcı yardımıyla köpük halinde ayrılan gresli maddeler, yine tesiste çökelen katı maddelerle birlikte uzaklaştırma ünitelerine sevk edilirler. Çamur çürütme tanklarında, gres yoğun köpük tabakasında ayrılmak ve yüzeye doğru yüzmek eğilimindedir. Yüksek gres içerikli atık-sulardan en önemlisi olan et, bitkisel yağ ve margarin endüstrilerinden gelen atık-sularda, köpük problemi oldukça önemli olup, evsel kanalizasyon sistemlerine bu tip atıksuların doğrudan verilmesi sakıncalıdır. Yüksek gres içeriği olan çamurun vakum filtrasyonu da çok güçtür. Gresin tümü ön çökeltme tankları vasıtası ile sudan uzaklaştırılamaz. Önemli miktarda gres, saflaştırılmış suda çok ince emülsiyon halinde dağılmıştır. İkincil arıtma ünitelerinde biyolojik arıtma esnasında, emülsiye olmuş maddeler çoğunlukla parçalanırlar ve neticede ince dağılmış gres parçacıkları, suda ayrılmak üzere geniş floklarla birleşmek üzere serbest kalırlar. Aktif çamur tesislerinde gres çoğunlukla "Gres Kürecikleri" içine birikir ve bunlar yüzerek, son çökeltme tanklarında hoş olmayan bir görüntü arz ederler. Damlatmalı filtre ve aktif çamur proseslerinin her ikisi de sıvıdan biyolojik kütledeki hücrelere oksijen transferini engelleyen fazla miktarlardaki gresten olumsuz yönde etkilenirler. Bu olay bazen "boğulma" faaliyeti olarak isimlendirilir. Son çökeltme tanklarında yüzen gresin ayrılması yüksek hızlı bazı arıtma tesislerinde problem yaratır. Burada sorun artığın içerdiği gres miktarına göre sahip olduğu biyolojik büyüme hızının, kısa süren kalış süresi yanında sınırlı olusudur. Bu yüzden az miktardaki biyolojik kütle emülsiyon haldeki maddeleri parçalamak için yeterli değildir. Aynı zamanda gresi absorblamak veya oksitlemek için gerekli zaman da mevcut değildir. Sonuç olarak, son çökeltme tanklarındaki veya daha kötüsü alıcı sulardaki durgun şartlar altında gres serbest halde ayrılacaktır. 1.1. YAĞLAR Yağlar, en basit tanımlamayla organik asitlerle alkollerin yaptıkları esterlerdir. Suda ayrı faz yapmaları ve organik çözücülerde çözünmeleri ile tanınmaktadırlar. Aşağıdaki denklemde bir poliol olan gliserin ile bir yağ asidinin esterifikasyon ürünü ifade edilmiştir. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II Şekil 1’de ise trigliserid seklindeki bir yağ molekülü örnek olarak verilmiştir. Doğal sıvı ve katı yağlarda yer alan bileşikleri bazı yapısal ve işlevsel özellikler dikkate alındığında aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür. • • • • • • Yağ Asitleri, Yağ Asitlerinde İzomeri Gliseritler FosfolipitlerSerebrosidler Steroller Mumlar Renk Maddeleri (Lipokromlar) Doğal Antioksidanlar Bu yağlardan en önemli olanı şüphesiz yağ asididir. Bu yüzden yağ asidi kavramını biraz daha yakından inceleyelim. Yağ asitleri değişik uzunlukta düz zincirlerden meydana gelmiş monobazik organik asitlerdir. Her yağ asidi bir alkil ve bir karboksil grubundan oluşur. Bileşiğe asidik karakteri kazandıran karboksil grubudur. Trigliseritlerin yapı taslarını oluştururlar. Bu nedenle yağların karakteri sahip oldukları yag asitlerine ve bunların bulunma oranlarına bağlıdır. Bugüne kadar yapısı tanımlanmış yağ asitleri 200 den fazladır. Bunlar çok farklı yapılarda ve özelliklerde olmalarına karsın belirli gruplar halinde incelendiklerinde homolog seriler oluşturdukları görülür. Zincir yapılar dikkate alındığında yağ asitleri aşağıdaki gibi sınıflandırılabilir. • • • • Düz zincirli yağ asitleri Substitüe olmuş yağ asitleri Halka içeren yağ asitleri Dallanmış zincirli yağ asitleri 1.2. GRES Akışkan bir yağ ile kalınlaştırıcı bir maddenin, katı ile yarı akışkan arasında yapı değişikliği gösterdiği bir yağdır. Gres yağlarında akışkan kısım genellikle petrol esaslı mineral bir yağ veya sentetik bir akışkan olup, kalınlaştırıcı kısım ise metalik bir sabundur. Özellikle mekanik aksamların rahatça isleyebilmesi ve aşınmanın önlenmesi için endüstrilerde kullanılmaktadır. Gresin diğer yağlara oranla kullanım açısından en önemli avantajları uygulandıktan sonra yoğunluğu nedeniyle akmayan, damlamayan bir yapıya sahiptir. 1.3. FOGs ( FATS – OIL – GREASE) Literatür incelendiğinde yağ ve gres kavramının sürekli şekilde FOGs diye tabir edildiği görülür. Yağların özelliklerine bağlı olarak böyle bir sınıflandırma söz konusu olmuştur. Bu kısaltmada Fats (Doymuş ve uzun zincirli katı yağlar) , Oils (Doymamış ve bitkisel yağlar) , Greases (Gresler) seklinde yer alır. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II 2. YAĞ VE GRESİN ÇEVRE MÜHENDİSLİĞİ AÇISINDAN ÖNEMİ Evsel ve endüstriyel atıksuların ve çamurların yağ ve gres içeriği, bu tip maddelerin toplanmasında ve arıtılmasında oldukça önemlidir. Yağ ve gres sudaki çözünürlüğünün az olusu nedeniyle sıvı fazdan ayrılma eğilimi gösterir ve üst faz oluşturur. Yağ ve gres, suda ayrışmaları oldukça yavaş olup, bulundukları ortamlardan kolayca gitmezler. Bu nedenle birçok sucul ortamlarda problemler doğururlar. Et kesme ve paketleme endüstrilerinden gelen atıklar, önemli ölçüde yağlar içermektedir. Bu tip atıklar, kanalizasyon sistemlerinin tıkanması ile tasıma kapasitesi üzerinde ters etki yapar. Bu nedenle, yağ ve gresli maddelerin alıcı sulara ve kanalizasyon sistemlerine verilmesinde bazı kurallar ve kısıtlamalar konulmuştur. Tüm yağ ve gres atığı oluşturan endüstrilerde ön arıtma işlemlerinin uygulanması zorunluluğu getirilmiştir. Bu ön arıtma sırasında yağ-gresin deşarjından önce geri kazanılması/arıtılması için gerekli işlemlerin yapılması zorunluluğu vardır. Yağ ve gres ön çökeltim havuzunda köpük halinde ayrılırlar. Bu nedenle yüksek yağ ve gres içeriği taşıyan endüstrilerde köpük problemi oldukça önemli olmakla birlikte çamurun vakum filtrasyonu da oldukça güç olur. Yağ ve gresler, anaerobik parçalanmaya özellikle dirençlidirler. Çamur içerisinde bulunduklarında, çürütücülerde aşırı köpüklenme olmasına neden olabilir, filtrenin gözeneklerini tıkayabilir ve çamurun arazide gübre olarak kullanılmasını bozabilirler. Bu maddeler atıksular içerisine veya arıtılmış atıksular içerisine boşaltıldıklarında, çoğu zaman yüzeyde film tabakasının ve kıyılarda birikimlerin oluşmasına neden olur. Bir atıksuda mevcut yağ ve gres miktarının belirlenmesinden, tesis verimliliğinde karşılaşılan güçlüklerin üstesinden gelinmesinde ve deşarj kaliteleri tutturma açılarından yararlanılır. Atıksu arıtma tesislerinde ön arıtma olarak; atıksudaki kâğıt, paçavra, plastik, metal gibi iri katı maddeler ile kum ve yağ-gres gibi maddelerin ayrılması işlemleri uygulanmaktadır. Bu maddeler bu aşamada uzaklaştırılmadığı takdirde pompalar ve çamur giderme ekipmanına, vanalara, karıştırıcılara, borulara, kanallara, duvarlara vb. zarar vererek arıtmada problemlere yol açabilir. Bu nedenle atıksudaki yağ-gres de atıksudan ön arıtma ile alınmalıdır. Membran ile bir arıtım yapacağımız zaman özellikle yağ ve gresi gidermemiz gerekir. Aksi takdirde yağ ve gres membranın tıkanmasına neden olabilir. Atıksu arıtma tesislerinde problem oluşturan yağ ve gresin tamamı ön çökeltim havuzlarında uzaklaştırılmaz. Suyun içerisinde çok ince emülsiyon halinde önemli miktarda yag ve gres kalır. Aktif çamur tesislerinde gres çoğunlukla gres kürecikleri içine birikir ve bunlar yüzerek, son çökeltim havuzlarında hoş olmayan bir görüntü arz eder. Damlatmalı filtre ve aktif çamur proseslerinin her ikisi de sıvıdan biyolojik kütledeki hücrelere oksijen transferini engelleyen fazla miktardaki gresten önemli ölçüde etkilenir. Ayrıca biyolojik arıtmada aktif çamur prosesi 30 mg/lt’den fazla yağ içeriyorsa çamur inhibe olur ve aktivitesi engellenir. Evsel atıksu arıtma tesislerinde yağlar, normal olarak birincil çökeltme havuzunda su üzerinde yüzerler. Bu nedenle, ön çökeltme havuzunda bir köpük ve yağ toplayıcı sistem bulunur. Endüstri tesisleri prosesleri gereği yağlı ve petrollü atıklar üretiyorsa yağların yağ kapanlarıyla kaynakta tutulması sağlanmalıdır. Yağ kapanları, mümkün mertebe ana proses ünitelerine yakın yapılmalı ve yağların diğer atıklara karışması önlenmelidir. Kayda değer oranda yağ ve gres üreten endüstrilerin (gıda ve sabun endüstrileri, rafineriler vb.) atıksu arıtma tesislerinde genellikle bir yağ ayırıcı bulunur. 3. GRES VERİLERİNİN KULLANIMI Çevre mühendisliği uygulamalarında gres tayinleri çeşitli amaçlarla az veya çok rutin olarak yapılır. Belediyeler ve yerel kuruluşlar, gres içeren endüstri atıksularının evsel kanalizasyon sistemlerine veya alıcı sulara deşarjlarında kurallar ortaya koymuşlardır. Endüstriler bu tip atıksuları uzaklaştırmak üzere, arıtma işlemleri uygularlar. Arıtma ünitelerinin verimlerini saptamak ve arıtmada çıkan suların gres içeriklerini belirlemek, kontrol etmek üzere gres tayinleri yapılır. Biyolojik arıtmada aktif çamur Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II 30 mg/L fazla yağ ihtiva ederse çamur inhibe olur (aktivitesi engellenir). Ham ve çökelmiş atıksularda, gres tayinleri ön çökelme tanklarının etkinliğini ölçmeye yarar. Son çökeltme tankları çıkış sularında yapılan gres tayinleri ikincil arıtma ünitelerinin verimi hakkında bilgi sağlar. Gres tayinleri çamur uzaklaştırma uygulamalarında yoğun bir şekilde kullanılır. Ham ve çürümüş çamurlardaki tayinler, anaerobik çürüme esnasında gres bozunmasının hesabına yardım eder. Çürütme ünitelerinde köpük problemi olduğunda gres tayinleri çoğunlukla bu problemin mertebesi hakkında bilgi sağlar. Çamurun gres içeriği, çamurun gübre olarak kullanımı için uygunluğunu belirlemede önemli bir faktördür. Alıcı kisiler çamurda, gres içeriginin belli bir yüzde değerini geçmemesini şart koşarlar. 4. DENEY DÜZENEĞİ Kullanılan araç ve gereçler; • • • • • • • • Ekstraksiyon için soxhlet aparatı Yoğunlaştırma için soğutma düzeneği Elektrikli ısıtıcı Kartuş Filtre kağıdı Filtrasyon düzeneği Desikatör Etüv Reaktifler: • Hidroklorik asit, HCl (1+1) • Hekzan kaynama noktası 47ºC. Buharlaşma sırasında çözücü ölçülebilir miktarda artık bırakmamalıdır. Gerekiyorsa damıtılır. DENEYİN YAPILIŞI Yağ ve gres tayini suda, atık suda ve katı maddelerde gravimetrik yöntemle tayin edilir. Analizi yapılacak örnekteki yağ içeriğinin hekzan veya freon içerisine ekstraksiyon ile alınması esasına dayanır. Yağ ve gres tayin düzeneği Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II Yağ ve gres tayin yapılacak olan numunenin özelliğine göre farklı ön işlemlerden geçirilmesi gerekebilir. • • • • • • Boş filtre kağıdı tartılır Filtre kağıdına numuneden yağ yedirilerek yeniden tartılır. Filtre kağıdı soxhlet cihazına yerleştirilir ve üzerine 250 ml hekzan ilave edilerek sifon yaptırılır. Sokhlet cihazının su giriş- çıkış bağlantıları yapılarak giriş suyu açılır. Örnek 3-4 kez sifon yaptırılır. Filtre kağıdı soxhlet cihazından çıkarılarak kurutulur ve tartılır. HESAPLAMALAR Örnek ağırlığı = A-B, Yağ miktarı= A-C, A: Örnek+ Filtre kağıdı B : filtre kağıdı C : Ekstraksiyon sonundaki ağırlık Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II DENEY 12- AMONYAK VE TKN DENEYİ DENEY 1.GENEL BİLGİLER Azot ve azotlu maddeler çevre kirlenmesi kimyasının en önemli konularından birini olu oluşturur. Su kirlenmesi, hava kirlenmesi ve katı atıkların yönetimi konularının tümünde azotlu maddeler ilk aranması gereken kirlilik unsurları olmaktadır. Azot elementi, doğal do al döngüsü olan, bakteriler tarafından tüketilmek suretiyle veya kimyasal kimyas yollardan değişik ik oksidasyon/ oksidasyon/redüksiyon kademelerinde farklı bileşikler ikler oluş oluşturabilen turabilen bir maddedir. Hemen tüm canlı hücrelerin ya yaşama ve üremeleri için gerekli bir besin maddesidir. Bu nedenle üreme ve yaşamın ya amın sürmesi için, nutrient (besleyici, gıda) adıyla tanımladığımız ğımız ımız bu ve benzeri bazı elementlerin gerekli minimum miktarların üstünde olması gereklidir. Bu kural biyolojide “Liebig’in “Liebig’in minimumlar yasası” olarak bilinir. Yukarıdaki kural uyarınca, aktif çamur ve benzeri arıtma tekniklerinin gerçekleşmesi gerçekleşmesi için, suda ayrıştırılacak tırılacak karbonlu maddelerin %5’inden daha fazla miktarda azotlu maddenin suda bulunması gerekmektedir. ço alması için lüzumlu bu Evsel atıksu, içerdiğii karbon ve azot miktarları ile bakterilerin biyolojik çoğalması minimum koşulundan ulundan daha elveriş elverişli oranlara sahiptir. Bir kişinin inin günde kanalizasyona verdiği verdi karbonlu atık maddenin BOİ karşılığı karşılı ortalama 54 g/kişi-gün şeklindedir. Buna kar karşılık, toplam azotlu madde miktarı 10 g/kişi-gün gün olmaktadır. Böylece atıksuda oluşacak olu BOİ5:N oranı 100:5 olan minimum gereksinimi sağlar lar durumda olur. (54:10 = 100:18,5) Birçok endüstri atık suyunda, özellikle evsel atıkların yeterli miktarlarda karışmadığ madığı endüstriyel atıksu akımlarında, karbon:azot oranları yeterli olmayabilir. Bu takdirde biyolojik üremenin sağlanması lanması için bu sulara azotlu madde eklenmesi veya eğer e er mevcutsa evsel atıksu karı karıştırılması gerekir. 1.1.AZOT DÖNGÜSÜ Azot, amino asitlerle, bunlardan türeyen proteinler başta ba ta olmak üzere, amin, amid, nitro bile bileşikleri gibi organik maddelerin yapısına girebilen bir elementtir. İnorganik bileşikler ikler ise, azot atomunun dı dış yörüngesindeki elektron sayısı nedeniyle -3 ile +5 arasında değişen değerliklerde erliklerde azot ihtiva edebilirler. Aşağıdaki ıdaki sıralamaya göre hemen tümü gaz halde olan ve be beşinci inci ile yedincisi kuvvetli asit anhidriti olan çeşitli itli inorganik azot bileşikleri bile doğada bulunur: Bu sıralamada NO ve NO2 bileşikleri bileşikleri önemli hava kirleticilerinden olup; yüksek sıcaklık proseslerinden veya atmosferde yıldırım, şimşek gibi elektrik deşarjları arjları sırasında havanın N2 ve O2’inden kimyasal reaksiyon yoluyla oluşur. olu Ancak, çevresel önemlerine karşılık şılık biyokimyasal reaksiyonlara aksiyonlara girmeyen bu maddelerin dışında dı kalan NH3, NO2, N2 O3, ve N2O5 gibi azotlu bile bileşikler, çeşitli itli yollardan organik azotlu bileşiklere bile dönüştürülebilmektedir. Örneğin, in, atmosferde elektrik deşarjları sırasında NO ve NO2’nin yanısıra oluşan, bir üst seviyedeki oksitlenme ürünü azotpentaoksit (N2O5), atmosferde yağış ya ile yıkanarak nitrik asit (HNO3) şeklinde topra toprağa inmektedir. Toprakta bir bitki besleyici olan NO3 - iyonu, klorofilli bakterilerce özümlenerek, protein üretiminde kullanılır. Şekil ekil 1’de azot a döngüsü şematik olarak gösterilmiştir. tir. Bu döngü tabiattaki yaşamla doğrudan rudan ilgili olup, Çevre Mühendisleri tarafından mutlaka öğrenilmesi ö renilmesi gerekli önemli bir husustur. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II Şekil 1: Azot Döngüsü 1.2.AZOTLU BİLEŞİKLERİN ÇEVRESEL ÖNEMİ İçme ve kullanma sularıyla, yüzeysel suların ve kirlenmiş su kütlelerinin içerdiği organik ve inorganik azotlu bileşiklerin ölçümü birçok bakımdan önem taşır. İçme suyunda NH3 tespit edilmesi, fekal bir kirlenmeye işaret eder. Kirlenmiş sularda azot bileşiklerinin ilerleyen zaman içindeki değişimi Şekil 2 ‘de gösterildiği gibi gerçekleşmektedir. Görüldüğü üzere amonyak azotu zaman içinde azalmaya başlamakta ve buna karşılık nitrit ve sonra nitrat artmaya başlamaktadır. Buna göre, genel olarak, organik azot ve amonyak kirlenmenin yeni ve nitrit ve nitrat ise kirlenmenin eski olduğunu ifade edecektir. Şekil 2: Kirlenmiş sularda azot formlarının aerobik şartlarda zamanla olan değişimi NO3- iyonunun sularda fazla miktarda bulunmasının, bu suyu içen toplumlarda bebekler arasında metemoglobinemya adı verilen kalp ve dolaşım bozukluğuna neden olduğu öne sürülmektedir. Bu nedenle örneğin, A.B.D. Çevre Koruma Ajansı (E.P.A.) içme suları ile ilgili normlarda nitrat azotunun (NO3—N) 10 mg/L ile sınırlı kalmasını istemektedir. Ülkemiz içme suyu standardı TS 266 da ise nitrat için maksimum müsaade edilen konsantrasyon olarak 45 mg/l söz konusudur. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II Bu sakıncalara karşılık ılık azotlu maddeler, biyolojik arıtma tesislerinde belirli oranlarda bulunması zorunlu olan besleyici unsurlardır. Arıtıl Arıtılacak olan atıksuların, mevcut BOİ:N, :N, 100:5 oranını geçecek şekilde azotlu maddenin dışarıdan arıdan atıksuya eklenmesi gereklidir. Bu ise doğal doğal olarak iişletme ekonomisini etkileyen bir unsurdur. 2. LABORATUVARDA ARDA AZOT TAY TAYİNİ 2.1. DENEY METOTLARI Çevre mühendisleri genel olarak dört önemli azot formu ile ilgilenirler. Bunlar; amonyak azotu, nitrat azotu, nitrit azotu ve organik azot formları olup, yüzeysel sularda ve kirletilmiş kirletilmiş sularda ölçülmesi gereken azot şekilleridir. 2.2. AMONYAK AZOTU TAYİN İNİ Amonyak, suda amonyum iyonu şeklinde çözünür. Yukarıdaki çift yönlü reaksiyon, ortamın pH değerine de bağlıdır. Sularda amonyak azotu tayini yöntemleri; nesslerizasyon, distilasyon yöntemi ve iyon seçici elektrot yöntemleridir. Bu laboratuar uygulaması ççalışmasında, masında, “distilasyon yöntemi” ele alınacaktır. Distilasyon yönteminin uygulanışı: şı: Numune siyanat ve organik azotun hidrolizini azaltmak için borat tampon çözeltisi yardımıyla pH 9.5 civarında tamponlanır. Daha sonra numune, borik asit içinde toplanmak k üzere distilasyona tabi tutulur. Sıcaklık ve yüksek pH etkisiyle atıksudaki amonyak su buharları ile beraber uçarak, soğutma ğutma kısmından geçerken yo yoğuşur ur ve borik asit içine absorblanır. Borik asit içinde biriken amonyak, sülfürik asit kullanılarak titrimetrik titrime olarak ölçülür. 2.2.1 DENEYDE KULLANILAN MALZEMELER 2.2.1.1 DENEYDE KULLANILAN ARAÇLAR - Pipet - 250 ml’lik balon joje - Distilasyon Cihazı: Amonyağı ğıı distilatta toplamak üzere numuneyi distile etmek amacı ile kullanılacak Distilasyon cihazı. - Kjeldahl Balonu: 800 ya da 2000 mL kapasiteye kadar numuneyi saklamak üzere kullanılacak cam balon. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II 2.2.1.1 DENEYDE KULLANILAN REAKTİFLER REAKT Saf Su: İyon değişimli imli filtre ile ya da distilasyon metotları kullanılarak hazırlanır. Amonyak içermeyen saf su bütünn reaktiflerin hazırlanmasında, araçların yıkanmasında ve numunenin seyreltilmesinde kullanılır. Ağzı zı kapalı tutulur. Laboratuvar ortam havasındaki amonya amonyağın ın suya geçiş geçişine müsaade edilmez. Deney öncesi taze elde edilmiş edilmi olursa daha iyi olur. Borat Tampon Çözeltisi: 9.5 g sodyum tetraborat (Na2B4O7.10H2O) 0.025 M olacak şekilde suda çözülür. 0.1 N sodyum hidroksit çözeltisinden 500 mL tetraborat çözeltisine eklenerek 1 L’ ye tamamlanır. Karışık İndikatör: 100 mL %95’lik etil ya da izopropil alkol içinde 200 200 mg metil kırmızısı çözülür. Ayrı bir kapta 50 mL %95’lik etil ya da izopropil alkol içinde 100 mg metilen mavisi çözülür. Bu iki çözelti karıştırılır. tırılır. Bu çözelti aylık hazırlanmalıdır. Borik Asit: Amonyak içermeyen saf suda 20 g borik asit (H3BO3) çözülür. Çözeltiye daha önce hazırlanmış olan indikatör çözeltisi karı karışımından ımından 10 mL ilave edilerek 1 L’ ye tamamlanır. Bu çözelti aylık hazırlanır. Standart Sülfürik Asit Çözeltisi: 0.02 N standart sülfürik asit çözeltisi. 2.2.2 DENEYİN YAPILIŞI • 8000 mL kjeldahl balonuna numune konulur. Kullanılacak numune hacmi Tablo 1’de verilen bilgilere göre belirlenir. • 25 mL borat tampon çözeltisi eklenir. Cam balondaki hacim 250 mL olacak şekilde amonyak içermeyen saf su ile seyreltilir. lamadan önce birkaç adet cam boncuk kjeldahl balonuna içine bırakılır. • Distilasyon işlemine başlamadan • Ayrı bir erlen alınarak içine 50 mL borik asit konulur ve erlen distilasyon cihazına yerle yerleştirilir. Kondensat hortumunun borik asit içine kadar uzandı uzandığından emin olunur. • Kjeldahl eldahl balonu distilasyon cihazına yerleştirilir, yerle distilasyon cihazı çalıştırılır ve soğutma ğutma suyu açılır. • Erlendeki çözelti miktarı 250 mL oluncaya kadar distilasyon iişlemine devam edilir. • Erlende toplanan çözelti soluk lavanta renge dönünceye kadar 0.02 N standart sülfürik asit çözeltisi ile titre edilir. Burada standart sülfürik asit çözeltisinin 1 mL’si 280 µgg amonyak azotuna kar karşılık gelir. 2.2.3. HESAPLAMA Numunedeki amonyak azotunu hesaplamak için aşağıdaki a denklem kullanılır: Burada [NH3-N] mg/L cinsinden amonyak azotu konsantrasyonu, S mL cinsinden sülfürik asit sarfiyatı ve V mL cinsinden alınan numune hacmidir. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II 2.3 TOPLAM KJELDAHL AZOTU (TKN) TAYİNİ Kjeldahl metodu, organik azotu ölçmenin bir yoludur. Kjeldahl metodunda sudaki organik azot parçalanarak amonyağa dönüştürülür ve suda zaten bulunan amonyak ile birlikte ölçülerek Toplam Kjeldahl Azotu (TKN) olarak anılır. TKN ile amonyak azotu tayininde elde edilen sonuçlar arasındaki fark organik azotu verir. Toplam N ile TKN-N genelde karıştırılır. Toplam N ayrıca nitrat ve nitriti de kapsar. Eğer bir suda nitrat ve nitrit yoksa o zaman Toplam N, TKN-N’ye eşit olacaktır. 2.3.1 DENEYDE KULLANILAN MALZEMELER 2.3.1.1 DENEYDE KULLANILAN ARAÇLAR - Distilasyon Cihazı: Amonyağı distilatta toplamak üzere numuneyi distile etmek amacı ile kullanılacak distilasyon cihazı. - Parçalama Cihazı: Numunedeki organik azotun kimyasal olarak parçalanması için kullanılan elektrik rezistanslı cam balonun yerleştirildiği ve bağlandığı yerler bulunan cihaz. - Kjeldahl Balonu: 800 ya da 2000 mL kapasiteye kadar numuneyi analiz etmek üzere kullanılan cam balon. - pH metre 2.3.1.2 Deneyde Kullanılan Reaktifler Saf Su: Yukarda [NH3-N] tayini kısmında anlatıldığı gibi. Borat Tampon Çözeltisi: Yukarda [NH3-N] tayini kısmında anlatıldığı gibi. 6 N Sodyum Hidroksit: 240 g sodyum hidroksit suda çözülerek 1 L’ ye tamamlanır. Nötralizasyon Reaktifleri: 6 N sodyum hidroksit ve 1 N sülfürik asit (H2SO4). Karışık İndikatör: Yukarda [NH3-N] tayini kısmında anlatıldığı gibi. Borik Asit: Yukarda [NH3-N] tayini kısmında anlatıldığı gibi. Civa Sülfat Çözeltisi: 8 g kırmızı civa oksit (HgO) 100 mL 6 N H2SO4 içinde çözülür. Parçalama Reaktifi: 134 g K2SO4 650 mL distile su ve 200 mL derişik H2SO4 karışımda çözülür. Karıştırılarak 25 mL civa sülfat (HgSO4) çözeltisi eklenir. Distile su ile 1 L’ ye tamamlanır. Parçalama reaktifi 20 °C’de korunmalıdır. Sodyum Hidroksit Tiyosülfat Reaktifi: 500 g sodyum hidroksit ve 25 g N2S2O3.5H2O suda çözülerek 1 L’ ye tamamlanır. 2.3.2 DENEYİN YAPILIŞI • 20 mL numune alınarak kjeldahl balonuna konulur. • Numunenin üzerine 50 mL parçalama reaktifi eklenir. • Parçalama reaktifinden sonra birkaç adet cam boncuk kjeldahl balonuna içine bırakılır. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Kimyası Laboratuvarı II • Kjeldahl balonu parçalama cihazına konulur ve parçalama fanı açılır. • Cam balonun içinde yaklaşık 10 mL numune kalıncaya kadar (beyaz duman yok oluncaya kadar) parçalama işlemine devam edilir. • Parçalama işlemi tamamlandıktan sonra, cam balondaki numune 300 mL’ ye tamamlanır. Daha sonra 50 mL sodyum hidroksit tiyosülfat çözeltisi eklenir. Cam balon distilasyon cihazına yerleştirilir. • Bir erlene 50 mL borik asit konulur ve distilasyon cihazına yerleştirilir. • Distilasyon işlemi başlatılır ve erlende 250-300 mL arası numune toplanana kadar distilasyon işlemine devam edilir. • Oluşan distilat 0.02 N standart sülfürik asit çözeltisi ile soluk lavanta rengine dönünceye kadar titre edilir. 2.3.3 HESAPLAMA Numunedeki Toplam Kjeldahl Azotunu hesaplamak için aşağıdaki denklem kullanılır: [TKN-N] = 280 ୗ Burada [TKN-N] mg/L cinsinden Toplam Kjeldahl Azotu konsantrasyonu, S mL cinsinden sülfürik asit sarfiyatı ve V mL cinsinden alınan numune hacmidir.
© Copyright 2024 Paperzz