43 BİN AĞAÇ 27 Mart 2015 Cuma Sabancı Bulvarı etrafında bulunan Tahar Tepesi mevkiinde 9 bin 500 adet ağacı toprakla buluşturan Ankara Büyükşehir Belediyesi, Akpınar Mahallesi’nin Konya Yolu’na bakan yamaçlarına da 30 bin adet ağaç ve 200 bin çalı grubunun dikim çalışmalarını sürdürüyor. HABERİ 6. SAYFADA Fiyatı 25 Kr www.yedigungazetesi.com 10 Arap ülkesinden Yemen’e gece baskını ‘HUSİ’si bir SAVAŞ Suudi Arabistan'ın hava operasyonu Yemen'de Suudi Arabistan'ın öncülüğünde 10 Arap ülkesinin katılımıyla düzenlenen hava operasyonunda Husi Ensarullah Harektine ve Devrik lider Ali Abdullah Salih'e bağlı askeri üslere ''Gece baskını'' düzenlendi. Operasyonlar sabah saatlerine kadar devam ederken, Husiler uçak savar atışları ile karşılık vermeye çalıştı. Husilerin Yemen'deki ilerleyişine seyirce kalmayan Suudi Arabistan 100 uçak ve 150 bin askerle operasyon düzenledi. BÜYÜK PLAN Uzmanlara göre, Taiz’den sonra Yemen’deki ilerleyişini sürdüren İran destekli Husiler, Muha Limanı’nı ele geçirince endişeler arttı. Çünkü, böylece, başta petrol olmak üzere uluslararası ticaretin can damarı olan Bab’ül Mendeb Boğazı’nın Husi kontrolüne geçişinin önü açılmış oldu. Bu durum bölgede büyük bir krizi ve uluslararası müdahaleyi tetikleyebilir. Bahçeli ‘fırtına’ bekliyor 25 SİVİL HAYATINI KAYBETTİ BÜYÜK YIKIM! MHP’den şarkılı seçim Genel seçim hazırlıklarını sürdüren MHP, aralarında sanatçı Kıraç'ın bestelediği "Türkiye Marşı"nın da bulunduğu 11 şarkı hazırlattı. Kazak sanatçı Galimjan Joldasbay'ın bir şarkısı, MHP için "Selam Anadolu'ya" ismiyle uyarlanırken şair Ahmet Selçuk İlkan'ın "Kim Bunlar" şiiri de seçimlerde kullanılmak üzere bestelendi. HABERİ 12. SAYFADA HDP yüzde kaç oy alır? AK Parti kurucusu ve eski Genel Başkan Yardımcısı, Adalet Partisi ve Doğru Yol Partisi eski milletvekili, 2000 yılında Fazilet Partisi’nin Cumhurbaşkanı Adayı, 7 Haziran genel seçimlerinde HDP’nin milletvekili aday adayı olan Dengir Mir Mehmet Fırat, Efsane Güzeldereli’nin sorularını yanıtlarken, HDP’nin yüzde kaç oy alacağını da tahmin etti. HDP için öyle bir oy oranı tahmin etti ki, gerçekleşirse siyaset dünyası altüst olur. Efsane GÜZELDERELİ’nin röportajı 13’TE HIZLANDI! 3. Sayfada CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ODTÜ Vişnelik’te ‘Geleceği Birlikte Kuruyoruz Genç İşsizler Buluşması’nda gençlerle bir araya geldi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ODTÜ Vişnelik’te düzenlenen ‘Geleceği Birlikte Kuruyoruz Genç İşsizler Buluşması’na katıldı. Etkinlikte gençlerle görüş alışverişinde bulunarak sorunlarını dinleyen Kılıçdaroğlu, ortak çözüm önerilerini değerlendirdi. Programa CHP’nin bazı genel başkan yardımcıları, gençlik kolları genel başkanı, genel başkan danışmanları ve bazı PM üyeleri de katıldı. Toplantıda dile getirilen hususların seçim beyannamesinde yer alacağı belirtildi. Prof.Dr. Nurullah Çetin Türkçe Bakış 11. Sayfada Hayrettin İvgin Kültürel Boyut Hayata ve Aşka dair 9. Sayfada Dünya Meteoroloji Günü’nde Meteoroloji Genel Müdürlüğü çalışanlarına havacılık tazminatının ödenmesi için Büro Memur-Sen tarafından Orman ve Su İşleri Bakanlığı önünde balonlu eylem gerçekleştirildi. HABERİ 4. SAYFADA Fırat’a göre, “Belki bir koalisyon hükümetleri dönemi başlayabilir veya sınırda hükümet olma sayısına inmiş olan bir AKP olabilir. Öyle her seferinde yüzde 50'ler 60'lar değil, 5-6 milletvekili kayar ise iktidarın gidebileceği bir yapı geleceği kanısındayım. Dolayısı ile siyasi dengeler yerine oturacaktır. Kılıçdaroğlu Obama’ya kazandıran CHP’ye de kazandırabilir mi? M.Nuri Parmaksız Balonlu eylem İşsiz gençlerle ODTÜ’de buluştu... STK’lı temayül Fehmi Koru 9. Sayfada El Arabiya televizyonu, Suudi Arabistan'ın Yemen’deki askeri operasyona 150,000'e kadar asker ve 100 savaş uçağıyla katıldığını belirtti. Habere göre Mısır, Ürdün, Sudan ve Pakistan da kara harekatına hazırlanıyor. Yemen'deki istikrarsızlığın büyümesi dünya piyasalarına petrol arzı hakkında endişe yaratırken askeri operasyon açıklamasının ardından Brent petrolü fiyatları neredeyse yüzde 6 artış kaydetti. Dengir Mir Mehmet Fırat’ın tahmini MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "7 Haziran 2015 Pazar günü, Türkiye'nin solgun yüzü gülecek, sararmış benzinde hilaller açacak" dedi. Bahçeli, yaptığı açıklamada, "Türkiye kardeşliğe yürüyecek, selamete koşacak, dirliğe ve birliğe kucak açacak, yeni bir Türk destanı için şafak sökecek, fırtına kopacak" ifadelerini kullandı. HABERİ 12. SAYFADA 10 Arap ülkesinin katılımıyla düzenlenen hava operasyonunda, Husi Ensarullah Hareketine ve Devrik lider Ali Abdullah Salih'e bağlı askeri üslere ''Gece baskını'' düzenlendi. Operasyonun yoğunlukla hedef aldığı Sana'nın kuzey bölgelerinde sivil kayıplar olduğu, isabet alan bazı sivil yerleşim yerlerinde 25 sivilin hayatını kaybettiği belirtildi. Kaynaklar, 40 kişinin de yaralandığını ifade etti. Husilere ait el-Mesire televizyonu Sana'daki tüm sağlık personelinin acilen hastanelere gelip görev başında olmalarını istedi. HABERİ 12. SAYFADA www. gazetesi.com.tr gazetemizi bu adresten takip edebilirsiniz ’ü ’dan takip edebilirsiniz Gazetemizi https://www. .com/YediGün-Gazetesi Gazetemizi https://www. /yedigun.gazetesi Başkent'teki sivil toplum kuruluşları temsilcisi, Ak Parti aday adayları için yapılan temayül yoklamasında sandık başına gitti. HABERİ 5. SAYFADA ÖSYM Başkanlığı'na Ömer Demir atandı Başbakanlık ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'na ait atama kararları Resmi Gazete'de yayımlandı. Buna göre, Başbakanlığa bağlı Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanlığı'na Prof. Dr. Ömer Demir getirildi. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'na bağlı Sanayi Genel Müdürlüğü'ne Prof. Dr. İbrahim Kılıçaslan, Metroloji ve Standardizasyon Genel Müdürlüğü'ne Prof. Dr. Necip Camuşcu, Isparta Bilim, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğü'ne Tufan Uysal atandı. 2 SINEMA TV / MAGAZIN 27 Mart 2015 Cuma İstanbul Film Festivali’nin biletleri satışa çıkıyor İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından 4-19 Nisan'da düzenlenecek 34. İstanbul Film Festivali'nin biletleri, 28 Mart'ta satılmaya başlanacak. İSTANBUL - İKSV'den yapılan açıklamaya göre, bu yıl 11. kez Akbank sponsorluğunda düzenlenen İstanbul Film Festivali, 4-19 Nisan'da gerçekleştirilecek. Sinemaseverler, 34. İstanbul Film Festivali'nin biletlerini, 28 Mart Cumartesi saat 10.30'dan itibaren Biletix satış noktaları, Biletix Çağrı Merkezi, Biletix web sitesi ile hizmet bedelsiz olarak Beyoğlu'ndaki Atlas ve Kadıköy'deki Rexx sinemalarında açılacak ana gişelerden alabilecek. Festivalin bilet fiyatları tam 17 lira, öğrenci ile 65 yaş ve üstü izleyiciler için 21.30 seansları ve Akbank Galaları'nın ilk gösterimleri haricinde 12 lira olacak. Atlas ve Rexx sinemalarında yapılacak Akbank Galaları ilk gösterimlerinin bilet fiyatlarının ise herkes için 20 lira olarak belirlendi. İndirimli bilet uygulaması bu yıl da devam edecek. Hafta içi gündüz 11.00, 13.30 ve 16.00 seanslarının biletleri 5 lira olacak. Festivalin 11.00, 13.30, 16.00, 19.00 ve 21.30 seanslarına ek olarak "Geceyarısı Çılgınlığı" bölümündeki filmler, festival boyunca cuma geceleri Beyoğlu Sineması, cumartesi geceleri Atlas Sineması'nda 24.00 seansında izleyicilerle Vizyona yeni girecek filmler 05:13 İstiklal Marşı ve Günün Program Akışı 05:15 Ana Ocağı 06:40 1'de Sabah 08:50 1'de Bugün 09:05 Beni Böyle Sev 11:00 İyi Fikir 13:25 Ana Ocağı 15:00 Annem Söyler Ben Yaparım 16:10 1'de Bugün 16:25 Seksenler 19:00 Ana Haber Bülteni 19:45 Spor 19:50 Hava Durumu 19:55 Yeşil Deniz 23:00 Filinta 01:25 Annem Söyler Ben Yaparım 02:25 Ana Ocağı 03:45 İyi Fikir tüm izleyiciler biletlerini yüzde 10 indirimli alacak. Lale Kart üyeleri festival biletlerinde ön satış ve yüzde 25'e varan indirimlerden yararlanacak. Öncelikli biletler, Atlas ve Rexx sinemalarının yanı sıra Lale Kart İletişim Merkezi ve Biletix web sitesinden (www.biletix.com) alınabilecek. Lale Kart üyeleri için ön satış dönemi, 24 Mart (Siyah ve Beyaz Lale üyeleri), 25-27 Mart (Kırmızı ve Sarı Lale üyeleri) olarak belirlendi. Festival Sponsoru AKBANK, Axess "The Gunman" Sean Penn, Javier Bardem, Idris Alba, Mark Rylance, Jasmine Trinca, Blanca Star Olivera, Jorge Leon Martinez, Daniel Westwood, Deborah Rosan, Angela Fuente ile Elia Diaz'in oynadığı film, aksiyon meraklılarının ilgisini çekmeye aday Sean Penn'in deneyimli bir ajan rolünde izleyicinin karşısına çıkacağı filmin yönetmenliğini "Paris'ten Sevgilerle" ve "Takip" gibi aksiyon filmleriyle adını duyuran Pierre Morel yaptı. 07:00 Kahvaltı Haberleri 08:00 Nihat Hatipoğlu Sorularınızı Cevaplıyor 10:00 Müge Anlı İle Tatlı Sert 13:00 Kızlar ve Anneleri 15:00 Alemin Kıralı 16:00 Zahide ile Yetiş Hayata 18:45 Atv Ana Haber 20:00 Yabancı Sinema 00:15 HAWAII FIVE 20:30 MEDCEZİR Yaman'ın Mira’ya yaptığı sürpriz, Mira'yı çok sevindirir. Bu coşku, Yaman’ın verdiği zor kararın yükünü de hafifletecektir. Ancak, bu mutluluğun sesini Narlıçeşme’nin gürültüsü bastırır. Birden bire kendilerini, komşu evin hayat hikayesinin tam ortasında bulurlar. Sude’nin test sonuçlarının yankısı Kenan’a ulaştığında, Kenan bunun kaderin kendisine verdiği ikinci bir şans olduğunu hisseder ve bir an önce Sude ile konuşmanın yollarını arar. Sude’nin elinde tuttuğu test sonuçları, herkesin elini yakan bir alev topuna dönerken, Asım Şekip Kaya’nın öfkesi bu ateşle büyüyecektir. buluşacak. Bu yıl 28 Mart'tan itibaren gösterimlerin başlayacağı 4 Nisan'a kadar Kart sahiplerine festival boyunca hafta içi gündüz seansları hariç satın alacakları biletlerde yüzde 20 özel indirimden yararlanabilecekleri avantaj sağlayacak. Lisans, ön lisans ve lise öğrencileri, kimliklerini göstererek İKSV binasından 20 lira karşılığında PasoFilm! kart alabilecek. Öğrenciler bu kart ile öncelikli bilet alımı, çeşitli mekanlarda festival boyunca indirim ve ücretsiz katalog alma hakkı kazanacak. PasoFilm! kart sahipleri kendi öğrenci kimlikleriyle 27 Mart Cuma saat 13.00'ten itibaren Atlas ve Rexx sinemalarındaki öncelikli bilet alma imkanından yararlanacak. İstanbul Film Festivali birçok konuk yönetmen ve oyuncuyu festival izleyicileriyle buluşturacak. Aralarında Bahman Ghobadi, Lone Scherfig, Christian Petzold, Elmar Back gibi yönetmen ve oyuncuların da olduğu festival konukları, kendi filmlerinin gösterimleri öncesi sinemada izleyicilerle buluşup, gösterim sonrasında da filmle ilgili sorulara yanıt verecek. Sunum olan gösterimler festivalin web sitesinde (film.iksv.org) yıldızla işaretli olarak yer alıyor. (AA) "İkinci Bir Şans" Oscar ödüllü yönetmen Susanne Bier'in yönetmen koltuğunda oturduğu filmin başrolünde "Game Of Thrones"un yıldızı Nikolaj Coster Waldau var. Başarılı oyuncuya Ulrich Thomsen, Maria Bonnevie ile May Andersen'in eşlik ettiği dram türündeki filmin konusu şöyle: "Tecrübeli polis Andreas, güzel eşi Anna ve yeni dünyaya gelen bebekleri ile mutlu bir hayat sürmektedir. Andreas, ortağı ve yakın arkadaşı Simon ile bir aile içi şiddet suçuna müdahaleye gider. Eski bir mahkum olan Tristan ile kız arkadaşı Sanne'nin de Sofus adlı bir bebeği vardır. 07:00 HER SABAH 08:45 2.SAYFA 10:40 DUDAKTAN KALBE 12:30 ERKAN AKKUŞ İLE 12:50 DERYA'NIN DÜNYASI 15:00 DUDAKTAN KALBE 16:45 İKİNCİ BAHAR 18:15 EKİN OLCAYTO İLE ANA HABER-CANLI 19:30 SPOR BÜLTENİ 19:45 YABANCI CEHENNEM MELEKLERİ 21:40 YABANCI SİNEMA 23:30 THE UNIT (EKİP) 00:20 YABANCI SİNEMA O GÜZEL TOPRAKLAR 01:50 YABANCI SİNEMA TEKRAR 03:10 YABANCI SİNEMA 04:40 DÜNYAYI GEZİYORUM TEKRAR 05:40 Dila Hanım 07:00 Aşkın Bedeli 07:45 Deniz Yıldızı 09:00 Beni Affet 10:00 Melek 12:00 En Güzel Bölüm 12:30 Aşkın Bedeli 14:30 Benim Kuaförüm 16:00 En Güzel Bölüm 16:30 Beni Affet 18:30 Star Haber 20:30 medcezir 23:30 Yerli Dizi 01:20 Kim O! 19:45 CEHENNEM MELEKLERİ 2 Orjinal İsmi:The Expendables 2 Yönetmen:Simon West Oyuncular:Sylvester Stallone, Liam Hemsworth, Jason Statham, Jet Li, Jean Claude Van Damme, Arnold Schwarzenegger, Bruce Willis Yapım Yılı:2012 Tür:Aksiyon/Macera Cehennem Melekleri Barney Ross (Sylvester Stallone), Lee Christmas (Jason Statham), Yin Yang (Jet Li), Gunnar Jensen (Dolph Lundgren),Toll Road (Randy Couture) ve Hale Caesar (Terry Crews), Mr. Church'un (Bruce Willis) liderliğinde yeniden bir araya geliyorlar; fakat bu sefer mesele biraz kişisel. Zira basit bir hesaplaşma, aralarından birinin öldürülmesiyle sonuçlanınca, intikam almak kaçınılmaz olacak… Ünlü oyuncu Deniz Çakır'a hapis şoku İSTANBUL - Ünlü oyuncu Deniz Çakır, “Alkol ve uyuşturucu madde etkisi altındayken araç kullanmak” suçundan yargılandığı davada 5 ay hapis cezasına çarptırıldı. İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada sanık Deniz Çakır avukatıyla birlikte hazır bulundu. Olay günü alkol alarak araç kullandığını kabul eden güzel oyuncu savunmasında, “Alkol aldığım yer ile evimin arası 5 dakikalık mesafe ve sabah erken saatte sete gitmem gerektiği için araç kullandım. 15-20 metre ilerledikten sonra polis kontrolüne yakalandım. Trafiği tehlikeye sokacak herhangi bir hareketim olduğunu kabul etmiyorum. Alkollü olarak araç kullandığım için hatalıyım” dedi. Çakır’ın savunması ve avukatının beyanlarının ardından kararını açıklayan mahkeme, suçun işleniş biçimi nedeniyle Çakır’ı 6 ay hapis cezasına mahkum ederken, sanığın duruşmalardaki iyi halini göz önünde bulundurarak cezayı 5 aya indirdi. Ancak mahkeme hükmün açıklanmasını geri bıraktı. 5 yıl denetim süresine tabi tutulan Çakır, bu süre zarfında bir suç işlerse aldığı hapis cezasını yatacak. "Pasolini" Willem Dafoe, Riccardo Scamarcio, Ninetto Davoli ile Valerio Mastandrea'nın oynadığı filmin yönetmen koltuğunda Abel Ferrara oturuyor. Biyografi ve dram türündeki film, İtalyan sanat ve siyaset çevrelerinin en tanınmış isimlerinden biri olan şair, yönetmen, gazeteci ve aydın Pasolini'nin ölümüne ışık tutuyor. 07:30 Aile Doktoru 08:45 Magazin 8 09:00 Aramızda Kalmasın 12:15 Ütopya 13:45 Ver Fırına 15:30 Bu Tarz Benim (Yeni) 18:30 Ütopya (Yeni Bölüm) 20:00 Yetenek Sizsiniz Türkiye 23:15 Hülya Avşar (Yeni Bölüm) 00:30 Ütopya 01:45 Bay Tahmin 02:45 Bu Tarz Benim 05:00 Ütopya 06:00 Geniş Aile 06:45 Günaydın 09:30 Alın Yazım 11:00 Aşk-ı Memnu 12:30 Gün Aras 13:00 Ben Bilmem Eşim Bilir 15:45 Evim Şahane 17:15 Arka Sokaklar 18:40 Baba Haber Bülteni 19:00 Ana Haber Bülteni 20:00 Arka Sokaklar 23:15 Beyaz Show 02:00 Yerli Dizi 00:30 HAWAİİ FİVE Hawaii Five-O CBS’de 19681980 yılları arasında 12 sezon yayınlanan polisiye dizisinin yeni versiyonu. 12 sene önceki diziyle aynı adı taşıyan dizinin yapımcıları Fringe dizisininde yapımcıları olan Alex Kurtzman ve Roberto Orci. Dizinin kadrosunda ise Lost‘tan tanıdığımız Daniel Dae Kim (Jin Kwon) var. Ayrıca 1 sezon yayınlanan Moonlight dizinin yakışıklı vampirini canlandıran Alex O’Loughlin,Scott Caan ve Grace Park’da dizinin kadrosuna dahil. Dizinin konusu önceki versiyonunda olduğu gibi sadece valiye hesap veren hawaii eyalet polisini ele alıyor. Kayserili hayırsever Fevzi Mercan tarafından "Anne Evi" olarak yaptırılarak Erciyes Üniversitesi'ne (ERÜ) bağışlanan 3 katlı binanın işletme hakkı, imzalanan protokolle Melikgazi Sağlık, Kültür ve Sosyal Yardım Vakfı'na devredildi. KAYSERİ - ERÜ Rektörlük Toplantı Salonu'ndaki protokol imza töreninde konuşan Rektör Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur, hayırsever iş adamlarının üniversiteye çok ciddi katkı sağladıklarını söyledi. Hayırseverlerin sadece bina yaptırma değil, insan yetiştirme konusunda da üniversiteye destek verdiğini belirten Keleştemur, "Hayırseverlerimizin yardımıyla yurtdışına öğretim üyesi arkadaşlarımızı göndererek çeşitli alanlarda eğitim almalarını, kendilerini yetiştirmelerini sağlıyoruz. Kayseri'de, Türkiye'de benzeri olmayan bir hayırseverlik anlayışı var. Protokol imzaladığımız Anne Evi'ne de gerçekten çok ihtiyacımız vardı. Sağ olsun hayırseverlerimiz bu konuya da el atarak yaşadığımız sorunları çözmüş oldu" diye konuştu. Müstakil şekilde "Anne Evi" uygulamasının Türkiye'de ilk olduğunu ifade eden Keleştemur, benzer veya farklı uygulamaların bulunduğunu ancak buranın sadece annelere hizmet verecek tek bina olduğunu söyledi. Melikgazi Sağlık, Kültür ve Sosyal Yardım Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hasyüncü de ecdadın vakıf kültürünü benimseyerek hizmet vermeye çalıştıklarını dile getirdi. Hasyüncü, Anne Evi'nde, ERÜ Hastanesi Yenidoğan Servisi'nde tedavi gören bebeklerin annelerine 5 yıldızlı konaklama hizmeti sunacaklarını ifade etti. Yenidoğan servisinde kuvözde kalan bebeklerin gün içerisinde birçok kez emzirilmesi gerektiğini, bundan dolayı da annelerin hastaneden ayrılamadığını anlatan Hasyüncü, şunları kaydetti: "Anneler bebeklerini doyurduktan sonra bir dahaki emzirme saatine kadar enfeksiyon nedeniyle servisten çıkarılıyor. Evlerine gidemedikleri için de banklarda, hastane köşelerinde veya parklarda çok zor şartlarda oturup yatmak zorunda kalıyor. Özellikle kışın havanın soğuk olması nedeniyle daha büyük sıkıntı yaşıyorlar. Gribe yakalanmaları durumunda bu, çocuklarına da bulaşıyor ve hastanede kalma süreleri uzuyor. Üniversite yönetimi böyle bir sorun olduğunu bize iletince hemen çalışma başlattık ve Fevzi ağabeyimiz tarafından hastanenin hemen yan tarafına yaptırılan binayı Anne Evi olarak işleteceğiz." Hasyüncü, 50 yatak kapasiteli Anne Evi'nde çorba başta olmak üzere günün her saatinde yemek bulunacağını, şehir dışından gelen annelerin bebekleri hastaneden çıkana kadar burada yatılı kalabileceklerini söyledi. İhtiyaç olması durumunda misafirhanenin yatak kapasitesini artırabileceklerini kaydeden Hasyüncü, maddi durumu iyi olmayan misafirlerin giysi ihtiyacı karşılanacağı gibi yol parası olmayanların da otobüs biletlerinin alınıp cep harçlıklarının verileceğini dile getirdi. İç tefrişatı yapılan Anne Evi, Mayıs ayının ikinci haftasında hizmet vermeye başlayacak. (AA) abone sayısının 2013 yılına göre yüzde 27'lik artışla 41,3 milyona yükseldiğini dile getiren Bilgin, "2008 yılında ülkemizde 6 milyon geniş bant internet abonesi sayısının bugün gelinen noktada 41 milyonu aşması büyük bir başarıdır" dedi. 2009 yılı Temmuz ayından itibaren hizmete sunulan 3G'de, abone sayısında kısa sürede büyük bir artış yaşandığını vurgulayan Bilgin, 2013'te 49,3 milyon olan 3G mobil abone sayısının, geçen yıl, yüzde 18 artışla 58,3 milyona yükseldiğini söyledi. Fiber kablo uzunluğunda da büyük bir artış yaşandığına dikkati çeken Bilgin, 2013'te 181 bin 973 kilometre olan Türk Telekom'un fiber kablo uzunluğunun geçen yıl 192 bin 671 kilometreye, 45 bin 440 kilometre olan alternatif işletmecilerin toplam fiber uzunluğunun ise 52 bin 176 kilometreye ulaştığını bildirdi. Bakan Bilgin, 2013 yılında 3 milyon 33 bin 830 TByte olan sabit geniş bant internet kullanım miktarının, geçen yıl yüzde 39 artışla 4 milyon 225 bin 172 TByte olarak gerçekleştiğini belirtti. Bakan Bilgin, mobil internet trafiğindeki artış oranının daha hızlı olduğunu belirterek, mobil geniş bant kullanım miktarının, söz konusu dönemde yüzde 109 artarak 141 bin 637 TByte'dan 295 bin 756 TByte'a çıktığını kaydetti. Faturalı hat kullanan abone sayısında da artış yaşandığına dikkati çeken Bilgin, 2013 yılı sonunda abonelerin yüzde 59'u ön ödemeli iken, geçen yıl sonu itibarıyla bu oranın yüzde 55'e gerilediğini bildirdi. Bilgin, abone başı gelirler göz önüne alındığında faturalı abonelerdeki artışın sektör açısından önemli olduğunu vurguladı. Sektörde oluşan rekabet ortamı ve operatörlerin cazip kampanyaları sonucunda mobil numara taşıma sayısının da hızla arttığını ifade eden Bilgin, bugüne kadar toplam 80 milyon numara taşıma işleminin gerçekleştirildiğini bildirdi. (AA) Cep’te numara taşıma Türkiye nüfusunu geçti ANKARA - Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Feridun Bilgin, mobil numara taşımadaki artışa dikkati çekerek, "Bugüne kadar toplam 80 milyon numara taşıma işlemi gerçekleştirildi" dedi. Bakan Bilgin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bilgi teknolojileri ve iletişim sektörünün geçen yıl da büyümeye ve gelişmeye devam ettiğini ifade ederek, 2013'te 500 olan sektörde hizmet veren işletmeci sayısının, geçen yıl 672'ye yükseldiğini bildirdi. Sabit telefon abone sayısının geçen yıl, bir önceki yıla göre yüzde 7 azalarak 13,5 milyondan 12,5 milyona gerilediğini belirten Bilgin, "Buna karşın mobil telefon abone sayısında artış olduğu görülmektedir. 2013 yılı sonu itibariyle 69,7 milyon olan mobil abone sayısı, yüzde 3'lük artışla 72 milyona yaklaştı. Aralık 2014 itibarıyla Türkiye'de yaklaşık yüzde 92,5 penetrasyon oranına karşılık gelen toplam 71 milyon 888 bin 416 mobil abone bulunuyor" diye konuştu. Bilgin, 9 yaşın üzerindeki nüfus dikkate alındığında mobil penetrasyon oranının yüzde 100'ün üzerine çıktığına dikkati çekerek, 2008'de 6 milyon olan geniş bant internet abone sayısının 2013 sonu itibariyle 32,6 milyon olarak gerçekleştiğini kaydetti. Geçen yıl sonu itibariyle ise geniş bant internet Valizde saklanarak Türkiye'ye girmeye çalıştı ARTVİN - Sarp Sınır Kapısı'ndan Türkiye'ye girmeye çalışan Gürcistan uyruklu bir kişinin yanındaki valizi açan ekipler, söz konusu valizin içinde gizlenerek ülkeye girmeye çalışan kadını gözaltına aldı. Sarp Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğü ekipleri, Gürcistan'dan Türkiye'ye yaya olarak geçmek için Sarp Sınır Kapısı'na gelen Gürcistan uyruklu Z.Z'nin (25) hareketlerinden şüphelenmesi üzerine bu kişiyi takibe aldı. Kısa süreli takibin ardından gümrük içerisindeki polis noktasında pasaport işlemlerini tamamlayarak elindeki valizi sürükleyen Z.Z'yi yolcu salonunda durduran ekipler, şüpheliyi yanındaki valizle arama kabinine götürdü. Zanlının yanındaki valizi açan ekipler, valizin içinde cenin pozisyonunda durmuş bir kadına rastladı. Söz konusu kadının kimliğini belirleyen ekipler, bu kişinin daha önce yasa dışı yollardan Türkiye'ye girmesi nedeniyle sınır dışı edilerek ülkeye girmesi yasaklanan 22 yaşındaki Gürcistan uyruklu D.K, olduğunu tespit etti. Olay yerine gelen polis ekiplerine teslim edilen Z.Z. ile D.K, gözaltına alınarak Yabancılar Şube Müdürlüğüne götürüldü. (AA) 27 Mart 2015 Cuma Fehmi KORU [email protected] 3 [email protected] Kayseri'de “Anne Evi” açıldı bölge haberlerİ Obama’ya kazandıran CHP’ye de kazandırabilir mi? AK Parti içerisinde olanlar gündemi belirliyor her zaman olduğu gibi, diğer partiler gürültüden seslerini duyurmakta zorlanıyorlar; her şeye rağmen dikkatimi CHP’den ayırmama gayretindeyim... Nitekim, Arınç-Gökçek kavgasının zirve yaptığı önceki gün, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun grup toplantısını gözledim. Emeklilere yönelik 4 maddeden oluşan noter tasdikli taahhütnameyi açıkladığı grup toplantısını... Dikkatimi CHP üzerinde yoğunlaştırmamın basit bir sebebi var: Anamuhalefet partisinin seçim kampanyasının içeriğini, geçmişte Bill Clinton’a da danışmanlık yapmış, 2008 seçiminden beri Barack Obama’nın seçim kampanyalarını yürüten New York ve Washington merkezli Benenson Strategy Group (BSG) belirliyor. “Clinton ve Obama’ya seçimler kazandırmış Amerikalı stratejistler, oyu yüzde 25’lerde seyreden CHP’nin seçim şansını kıpırdatabilecekler mi?” merakımı herhalde mazur görürsünüz. Emeklilere dini bayramlarda birer maaş ikramiye taahhüdü, hiç kuşkunuz olmasın, Amerikalı stratejistlerin dosyasından çıkmıştır... Bu denli iddialı bir tahminde bulunmamın sebebi, BSG’nin Amerika’da yürüttüğü kampanyalardan birini Washington’da, diğer ikisini uzaktan izlemiş olmam. Clinton’un baba Bush karşısında kazandığı seçimde (1992) henüz BSG şirketi kurulmamıştı, ama kurucusu Joel Benenson kampanya boyunca adayın hemen yanı başında sıklıkla yer alıyordu. İnanılmaz seçim zaferini, Clinton’a, sıkça yaptığı anketler ve o anketlere dayalı kampanya tavsiyeleriyle Joel Benenson’un kazandırdığı dilden dile konuşuluyordu. Joel Benenson seçimlerde (2008 ve 2012) Obama’ya da kazandırmayı başardı. Aslında basit bir stratejisi var BSG’nin; sandığa düşen oyu belirleyenin ekonomik tercihler olduğu kabulüne dayalı bir strateji: Seçmenin sandığa giderken ekonomide kendisine dönük hangi olumlu beklentiler içerisinde bulunduğunu tespit edip o konularda vaatlerde bulunmak... Son seçimde (2012) BSG, herkesin “İşi zor” gözüyle baktığı Obama’nın Beyaz Saray’da bir dönem daha kalmasını sağlayabildi. “Orta direği canlandırma”, “herkese sağlık sigortası”, “çocuklarımıza iyi bir eğitim ve güvenli gelecek”, “emeklilere daha fazla imkân” gibi sloganlarla... Kılıçdaroğlu’nun kampanyasını “emekliler” ile başlatması bu bakımdan sürpriz değil... Benenson yalnızca seçmen önünde başarılı olmasını istediği partiyi olumlu bir yere konuşlandırmakla yetinmiyor; seçmenin gözünden düşürecek olumsuz bir yere rakibini konuşlandırmaya da çalışıyor. Rakip partiyi zenginler türetmekle, onların lehine çalışan yasal düzenlemeler yapmakla, orta direği ihmal etmekle, sıradan insanların dertlerine sırt çevirmekle itham etmek de stratejisi içerisinde yer alıyor... Herhalde bizde de sıra bu yönde bir konuşlandırmaya gelecektir. Yaşı ileri olanlar, dışarıdan uzmanların yürüttükleri seçim kampanyalarının bir dönem bizde moda olduğunu hatırlayacaklardır. Bir parti (Mesut Yılmaz’ın ANAP’ı) Fransa’dan ünlü bir reklamcıyla çalışırken, rakip parti (Tansu Çiller’in DYP’si) de Amerikalı strateji uzmanlarına kampanyasını emanet etmişti. “İki anahtar” (ev ve araba) sloganıyla yürütülen DYP kampanyasını bizim yaştakiler unutmamıştır. Tabii CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun bir önceki seçimde her yoksul aileye 600 TL aylık bağlama sözünü de... “Kaynağı nereden bulacaksın?” sorusuna, “Benim adım Kemal, ben bulurum” cevabını vermişti CHP Lideri... Gülümsemiştik... Emeklilere yılda iki maaş vaadini noter tasdikine bağlama fikri Amerikalılara ait ise hiç şaşırmam... BSG’nin stratejisini belirlediği CHP kampanyası, bakalım seçime heyecan getirecek mi? 26 Mart 2015/ HABER TÜRK “11. Kadir Has Ödülleri” sahiplerini buldu İSTANBUL - Bu yıl toplum, siyaset ve ekonomi alanlarında verilen "11. Kadir Has Ödülleri" sahiplerini buldu. Kadir Has Üniversitesi Cibali Kampüsü'nde düzenlenen ödül töreninde konuşan Rektör Prof. Dr. Mustafa Aydın, Kadir Has'ın en büyük ve önemli eseri olarak gördüğü Kadir Has Üniversitesi'nin, emin ve kararlı adımlarla devam ettiğini söyledi. Aydın, üniversitenin 18. yılında, 5 binden fazla öğrencisiyle her geçen gün başarılarını artırarak, hedeflerini yükselttiğini ifade ederek, içselleştirdikleri sürekli dönüşüm, gelişme ve ilerleme süreciyle kazandıkları büyük dinamizmin, kendilerini sürekli ileriye götürdüğünü bildirdi. Uluslararası düzeyde bir akademik grup olmayı, Türkiye'nin belli uzmanlık alanlarında dünyanın saygın üniversiteleri arasında yer almayı temel hedef olarak belirlediklerini dile getiren Aydın, evrensel düzeyde özgürlük, eşitlik fırsatı, adil rekabet, farkılık ve çeşitliliklerin korunması, toplumsal sorumluluk ve doğaya duyarlılığı temel değerler olarak kabul ettiklerini anlattı. Üniversitenin araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin de giderek öne çıktığına dikkati çeken Aydın, üniversitenin uluslararasılaşmada geldiği noktaya değindi. Aydın, üniversitenin toplumsal hayata da katkı sağladığına vurgu yaparak, şunları kaydetti: "Gerek ülkemizde, gerek dünyada çok önemli gelişmeler, baş döndürücü bir hızla yaşanmaktadır. Küreselleşen dünyada bir ülke- de yaşananlar, çeşitli şekillerde diğer ülkelerdeki gelişmeleri tetiklemekte ve etkilemektedir. Bu da hayatımızın neredeyse her alanına dokunmaları sebebiyle toplum, siyaset ve ekonomi üzerinde daha çok düşünmeye, daha çok konuşmaya ve üretmeye zorlamaktadır. Dünyadaki gelişmelere benzer şekilde ülkemizde de önemli sosyal, siyasal, ekonomik değişimlerden geçiyoruz. Köklü, toplumsal, siyasal, ekonomik birliktelikler bozuluyor, farklı beraberlikler oluşuyor ve genel olarak ülke köklü bir evrim geçiriyor. Bu ortamda bilgi üretip, derleyip sorunlara çözüm bulma söz konusu olduğunda, toplum yüzünü bilime, akademiye dönüyor. Her şeyin toz dumana karıştığı bu tür değişim dönemlerinde akademisyenlerin araladıkları pencereler, topluma en doğru cevapları elde edebilecekleri açılımları sunar. Biz de bu düşüncelerden hareketle '11. Kadir Has Ödülleri'nin konusu olarak toplum, siyaset ve ekonomiyi seçtik." (AA) 4 27 Mart 2015 Cuma Dünya Meteoroloji Günü’nde Meteoroloji Genel Müdürlüğü çalışanlarına havacılık tazminatının ödenmesi için Büro MemurSen tarafından Orman ve Su İşleri Bakanlığı önünde balonlu eylem gerçekleştirildi. ’den balonlu eylem HABER MERKEZİGenel yetkili sendika Büro Memur-Sen, Avrupa Hava Seyrüsefer Emniyeti Teşkilatı’nın (Eurocontrol) havacılığa katkılarından dolayı personel gideri olarak ödediği paranın Meteoroloji Genel Müdürlüğü çalışanlarına havacılık tazminatı olarak ödenmesi için eylem yaptı. Dünya Meteoroloji Günü’nde Orman ve Su İşleri Bakanlığı önünde toplanan Büro Memur-Sen’e üye meteoroloji çalışanları, tazminat hakkımız söke söke alırız, bakan personeline sahip çık sloganları attı. Ellerinde taleplerin yer aldığı dövizler taşıyan Büro Memur-Sen üyeleri, havacılık tazminatı için balon uçurdu. Grup adına açıklama yapan Büro MemurSen Genel Başkanı Yusuf Yazgan, Eurocontrol’den personel gideri olarak alınan paranın Devlet Hava Meydanları İşletmesi çalışanlarına ödenirken meteoroloji çalışanları- na ödenmemesinin haksızlık olduğunu söyledi. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün personel gideri için Eurocontrol’den 2012 yılında 27 milyon, 2013 yılında 33 milyon, 2014 yılında ise 36 milyon lira aldığını ileri süren Genel Başkan Yusuf Yazgan, “Ne yazık ki, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, meteoroloji çalışanlarının hakkı olan bu paranın çalışanlara ödemesine izin vermemiştir. Orman ve Su İşleri Bakanlığı, 4 yıldır yaptığı bu haksız uygulamayla 24 saat kesintisiz hizmet veren Meteoroloji çalışanlarının moral ve motivasyonu bozmuştur. Orman ve Su İşleri Bakanlığı, bu parayı havacılık tazminatı olarak yansıtmadığı için uluslararası bir kurum olan Eurocontrol’e karşı suç işlemektedir. Bu durumun Eurocontrol’a şikayet edilmesi halinde Meteoroloji Genel Müdürlüğü, personel giderleri kaleminden aldığı geliri geriye dönük olarak Eurocontrol’e ödemek zorunda kalacaktır” dedi. Bütçeye ek bir yük getirmeyen, meteoroloji çalışanlarının alın terinin karşılığı olan havacılık tazminatının ödenmesi gerektiğini vurgulayan Yazgan, “Ülke genelindeki tüm meteoroloji müdürlüklerinde ve havaalanlarında uçakların kalkışı için gerekli olan hava tahmin raporlarını hazırlamayarak bazı havaalanlarında rötar, bazı havaalanlarında ise uçak kaldırmama eylemi yapıyoruz. Meteoroloji çalışanlarının havacılık tazminatı gasp edilmektedir. Buradan hükümete sesleniyoruz. Havacılık tazminatının ödenmesi için verilen sözlerin tutulmasını istiyoruz. Meteoroloji çalışanlarının mağduriyetine son verilmesi için havacılık tazminatının mecliste mutlaka yasalaştırılmasını istiyoruz. Aksi takdirde, Büro Memur-Sen olarak, meteoroloji çalışanlarına havacılık tazminatı ödenene kadar yeni eylemlerle, basın açıklamalarıyla mücadelemize devam edeceğiz” diye konuştu. Çankayalı gençler büyüklerini unutmadı HABER MERKEZİÇankaya Belediyesi Umut Etüt Merkezi öğrencileri ve Çankaya Belediyesi Ç’engel Kafe çalışanları, Ümitköy Huzurevi sakinlerini ziyaret etti. Yaşlılar Haftası kapsamında gerçekleşen ziyarette bir araya gelen çocuklar, zihinsel engelli gençler ve ANKARA Çengel Kafe’den lodos esintisi HABER MERKEZİOrta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ), Çankaya Belediyesi Çengel Kafe Halk Dansları Topluluğu’nu ağırladı. Dünya Down Sendromu Günü nedeniyle düzenlenen farklı etkinliklere katılan Ç’engel Kafe çalışanları birbirinden dikkat çekici başarılara imza attılar. ODTÜ’lü öğrencilerin 2012 yılında kurduğu LODOS (Lösemi Otizm Down Sendrom Spastizm) topluluğunun “Yeteneği Görün” etkinliğinde sahneye çıkan Çengel Kafe Halk Dansları Topluluğu potpuri şeklinde gerçekleştirdikleri halk oyunları gösterisiyle konuklara unutamayacakları bir gece yaşattılar. Engelli bireylerin sosyal yönden gelişim göstermelerini sağlamak ve engelli bireylerin sorunlarına toplum nezdinde farkındalık yaratmak amacıyla etkinlikler düzenleyen LODOS topluluğunun “Yeteneği Görün” etkinliğinde, genç dansçılar yeteneklerini gösterme şansına sahip olurken konuklar tarafından uzun süre alkışlandılar. Dünya Down Sendromu Günü kapsamında düzenlenen bir diğer etkinlikte ise Çankaya Belediyesi Ç’engel Kafe çalışanlarından Çağrı Özmen ve Ertaç Halilbeyoğlu, Down Sendromu Derneği’nin düzenlediği 5. Down Sendromu Seminerine konuşmacı olarak katıldılar. Nazım Hikmet Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen seminerde, Down Sendromlu her iki konuşmacı da, eğitilebilir zihinsel engelli bireyler için oluşturulan Ç’engel Cafe’deki işlerini anlattı. Ailelerinden, hobilerinden söz eden konuşmacılar, “Seni en çok ne mutlu eder?” sorusuna verdikleri “Bizi her şey mutlu eder” sözleriyle uzun süre alkış aldılar. SOS’tan yaşlılara özel etkinlik HABER MERKEZİSosyal Hizmetler Eğitim ve Yardım Vakfı (SOS) tarafından yaşlılar haftası nedeniyle Akyurt Vakfı Yaşam Evi’nde müzikli çay etkinliği düzenlendi. Etkinliğe SOS Onursal Başkanı Nevin Gökçek, Vakıf üyeleri ve Akyurt Vakfı Yaşam Evi’nde bulunan yaşlılar katıldı. Etkinlikte konuşan Nevin Gökçek, yaşlılarla birlikte olmaktan duyduğu memnuniyeti belirterek, “Allah herkese sağlıklı, elden ayaktan düşürmeden, kimseye muhtaç olmadan yaşamayı nasip etsin” dedi. yaşlılar uzun uzun sohbet etti. Ziyaret, huzurevinin önündeki alana fidan dikilmesiyle sona erdi. Kendilerine hediye edilen çiçeklerin yanı sıra, bahçeye fidan dikilmesinden büyük bir mutluluk duyan huzurevi sakinleri, mutluluklarını “Bizim de bir dikili ağacımız var” sözleriyle dile getirdi. Çayyolu Platformu’ndan Sevgilerini barınak hayvanlarıyla paylaştılar HABER MERKEZİYıldırım Beyazıt Kız Mesleki ve Teknik Lisesi’nin Hayvanları Sevme ve Koruma Kulübü öğrencileri ve Nesibe Aydın Koleji minikleri, Çankaya Belediyesi Sahipsiz Sokak Hayvanları Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’ndeki sahipsiz hayvanları ziyaret etti. Yıldırım Beyazıt Kız Mesleki ve Teknik Lisesi’nin 9 ve 10’uncu sınıflarında eğitim gören 30 öğrenci, barınak yetkililerinden hayvanların durumlarıyla ilgili bilgi alarak özellikle yavru köpekler koğuşunda bolca vakit geçirdiler. Çankaya Belediyesi’nin sokak hayvanları için başlattığı 10 farklı proje hakkında bilgilendirilen öğrenciler özellikle sahiplenme konusunda daha duyarlı olacaklarını söylediler. Öğretmenleri Işın Çuhadıroğlu eşliğinde barınağı ziyaret eden Kulüp öğrencileri ayrıca okullarında topladıkları kuru mama, yaş mama, süt ve battaniye gibi ihtiyaçları da barınak yetkililerine teslim ettiler. HABER MERKEZİÇayyolu ve çevresinde faaliyet gösteren 29 sivil toplum örgütünü temsil eden Çayyolu Platformu yönetimi, Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen’i makamında ziyaret etti. Çayyolu ve çevresinin sorun ve çözümlerinin konuşulduğu ziyarette Taşdelen, “İmkanlarımız noktasında her sorunu çözebilme gücüne sahibiz” dedi. Çayyolu Platformu Dönem Sözcüsü ve ÇABA Derneği Başkanı Engin Uç, platform üyelerini de tanıtarak çalışmaları hakkında bilgi verdi. Geçtiğimiz günlerde yapılan genel kurulun ardından görev alan platformun Çankaya Belediyesi ile elele vererek bölgenin sorunlarını aşabileceğine inandık- larını, semtte yaptıkları gelenekselleşmiş etkinliklerde belediye yönetimini de yanlarında görmek istediklerini belirtti. Çayyolu ve çevresini başarılı bir belediye başkanı olan Fethi Yaşar’ın Yenimahallesi’nden devir aldıklarını ifade eden Başkan Taşdelen, aynı hizmet kalitesini daha da ileri götürmek için önemli bir hizmek çabası içinde olduklarını söyledi. Çayyolu çevresinde projelendirdikleri çalışmalardan söz eden Taşdelen, ilk etapta bu dönem açılacak ikinci kreşin ve yeni parkların müjdesini verdi. Bölgenin sorunlarına hakim olduklarını da dile getiren Taşdelen, ortak akılla ürettikleri sürece her sorunu birlikte çözebileceklerini de söyledi. Vakıf olarak ihtiyacı olanlara yardım ettiklerini kaydeden Nevin Gökçek, “Sosyal Hizmetler Eğitim ve Yardım Vakfı olarak eğitimde ihtiyacı olanlara burs veriyoruz, yaşlımıza bakıyoruz, kimsesizlerin derdine derman oluyoruz. Bize ihtiyacı olan herkese elimizi uzatıyoruz. Ne kadar yardımcı olursak ne kadar yardım yaparsak ne kadar dua alırsak bizi o kadar mutlu oluyoruz” diye konuştu. Yaşam Evi’nde bulunan yaşlıların daha şanslı olduğunu anlatan Nevin Gökçek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bazı yaşlılarımız evde bir odada yaşıyor. Sizler burada çok şanslısınız. Sıcak yemeğiniz, sıcak suyunuz var, iyi hizmet alıyorsunuz. Allah kimseyi kimseye muhtaç etmesin. Atasını üzen iflah olmaz. Onun gözyaşını akıtan da iflah olmaz. Onun için biz sizin dualarınıza muhtacız. Biz de bugün sizlerden dua almaya geldik.” Gençlerle büyüklerin aynı evde yaşaması gerektiğini belirten Nevin Gökçek, “Eskiden aynı evde üç nesil kalıyormuş. Hepsi birbirinin çocuğunu büyütüyormuş. Hepsi birbirine bakıyormuş. Şimdi gençler daha evde yaşarken ayrılıyor. Bu gidişat hiç iyi bir gidişat değil. Çocuklara büyükler nasıl sevilir onu öğreteceğiz” dedi. Sanatçı Muzaffer ve Derya’nın Türk Sanat Müziği ile Türk Halk Müziği’nden örnekler sunduğu etkinlikte yaşlılar gönüllerince eğlendi. Yaşlılar ilgilenerek sohbet eden Nevin Gökçek, çerçeve ve kupadan oluşan hediyeler dağıttı. ANKARA 27 Mart 2015 Cuma 5 Gölbaşı Belediyesi asfalt sezonunu açtı Sincan Belediyesi’ nin düzenlediği kültür gezileri için geri sayım başladı. Sincan’da kültür gezileri HABER MERKEZİSincan Belediyesi’nin, sosyokültürel faaliyetler kapsamında düzenlediği kültür gezileri için geri sayım başlıyor. Her yıl belli periyotlarla binlerce vatandaşın kültür ve tarih kokan şehirleri görme fırsatı yakaladığı gezilerin başvuruları sona eriyor. Çanakkale, Bursa ve Konya gezileri için son başvuru tarihi ise 25 Mart. Kültür gezilerine başvurular için ise www.sincan.bel.tr adresinden veya Lale Meydanı Konferans Salonunda yapılabiliyor. Sadece Sincan’da ikamet eden vatandaşların başvurabildiği geziler için kimlik beyanı ve başvuru formunun doldurulmasının yeterli oluyor. Gezilere katılmaya hak kazananlar ise 29 Mart Pazar günü Lale Konferans Salonunda noter huzurunda gerçekleştirilecek kura ile belirlenecek. İlk sefer ise 4 Nisan Cumartesi günü yola çıkacak. “Sosyal Belediyecilik” anlayışı ile çalışmaya devam ettiklerini belirten Sincan Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Tuna; “Bu yıl 6.sini düzenlediğimiz kültür gezileri kapsamında Çanakkale, Bursa ve Konya’nın tarih ve kültür kokan coğrafyasını gezeceğiz. Konya’da; Selçuklu kiliminin renkleri gibi Anadolu’yu nakış nakış dokuyan ve kuşatan, manevi dünyamızın mimarlarından Hz. Mevlana’nın huzurunda beklerken, yüzyıllar önce Anadolu’yu vatan yapan Alperenlerin selamı aksedecek yüreğimize ve “mermerlerin nabzında” bin yıllık ses yüreğimizde yankılanacak. Çanakkale’nin görülmesi ise bu toprakları vatan yapan değerlerin anlaşılması açısından son derece mühimdir. Mehmet Akif’in “Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda” dediği yerleri gezip göreceksiniz. Yemen’den Bosna’ya, Musul’dan Şam’a, Kerkük’ten Diyarbakır’a... velhasıl bütün Osmanlı coğrafyasında kardeşlik ve inanç birlikteliğinin izlerini görüp hissedeceksiniz oralarda. Geleceğimiz bu kardeşliğe ve inanç birliğine emanettir. Bu duygular içerisinde selametle gidip dönmenizi dilerim.” dedi. Sincan Belediyesi, “dürüst, şeffaf ve adil” yönetim anlayışından ödün vermeden çalışmalarına devam ediyor. Kura yöntemi ile geziye katılacakları belirleyecek olan Belediye, daha önceki yıllarda geziye katılanların tekrar geziye başvuru yapmasına imkan vermiyor. İlçedeki herkesin kültürel ve tarihi yerleri görmesini amaçlayan Sincan Belediyesi, bu yolla daha çok vatandaşın kültür gezilerine katılmasını hedefliyor. Geziye katılmak isteyenler tek ya da iki kişi için aynı anda müracaatta bulunabiliyor. Başvuru sahibi ya Çanakkale- Bursa ya da Konya gezisinden birini tercih edebiliyor. Aynı kişi iki geziye birden başvuru yapamıyor. Şu ana kadar 10 bin başvurunun olduğu Kültür Gezilerine bu yıl Çanakkale ve Bursa’ya 1 gece konaklamalı 2500 kişi katılırken Konya gezisine ise 1800 kişi katılacak. Ayrıca takdir alan 3000 öğrencide Çanakkale’yi görme fırsatı yakalayacak. 700 okul birincisi ise hızlı trenle Konya Gezisine gidecek. AK Parti, STK'lara sordu Başkent'teki sivil toplum kuruluşları temsilcisi, Ak Parti aday adayları için yapılan temayül yoklamasında sandık başına gitti. Şehitlerin isimleri parklarda yaşatılıyor Sincan Belediyesi tarafından yapılan parklarına İlçe’de yaşayan ve şehit askerlerin isimleri veriliyor. HABER MERKEZİSincan’ı daha yeşil bir görünüme kavuşturmak için yepyeni parkları hizmete sunan Sincan Belediyesi bu parkların isimlerini de özenle seçiyor. Bu vatan uğruna şehit düşen kahramanların isimleri de parklara veriliyor. Sincan Belediyesi’nin uygulaması şehit ailelerini de oldukça memnun ediyor. Sincan Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Tuna, “ Vatandaşlarımızın ve çocuklarımızın vakitlerini en güzel şekilde geçirebilecekleri temiz, bakımlı ve yeşil alanlar oluşturmak için elimizden geleni yapıyoruz. Şehrin gürültüsü ve karmaşasından uzaklaşmaları ve rahat bir nefes almaları için Sincan’ımız pek çok noktasına parklar yapıyoruz. Parkların isimlerine de özen gösteriyoruz. Bu vatanı müdafaa etmiş evlatlarımızın isimlerini parklara vererek onların unutulmamalarını ve hep gönüllerde yaşamalarını amaçlıyoruz.” dedi. Sincan genelinde şu ana kadar 80 parka şehit isimi verildi. Bu sayının yapım aşamasındaki parkların bitmesiyle birlikte artması da öngörülüyor. Sincan’daki en güzel parklara verilen şehit isimleri Sincan’ın dört bir köşesini kaplıyor. Sincan Belediyesi parkların yanı sıra fidanlıklara da şehit isimleri veriyor. Sincan sınırları içinde bulunan 4 fidanlıkta da şehitler yaşatılıyor. HABER MERKEZİAK Parti Ankara İl Başkanı Mustafa Nedim Yamalı, Ankara’da 3500 (üçbinbeşyüz) sivil toplum kuruluşu ve derneğin, yaklaşık 15000 (onbeşbin) yönetim kurulu üyesi, 7 Haziran’da yapılacak genel seçimler öncesinde AK Parti milletvekili aday adayları temayül yoklamasında oy kullanmak için sandık başındaydı. Altınpark ANFA Salonunda düzenlenen temayül yoklamasına STK ve dernekler büyük ilgi gösterdi. AK Parti Ankara milletvekili aday adaylarının girişte STK ve dernek yönetim kurullarını karşıladığı temayül yoklaması sonuçları, Genel Merkezimize gönderilerek Başbakanımız Ahmet Davutoğlu’nun başkanlığındaki üst kurul değerlendirmeye alacaktır, dedi. Temayül yoklaması öncesi basın açıklaması yapan AK Parti Ankara İl Başkanı Mustafa Nedim Yamalı açıklamasına şöyle devam etti, “7 Haziran’da yapılacak olan 25. dönem milletvekili genel seçimlerine yönelik aday belirleme tespit çalışmaları devam etmektedir. AK Parti olarak görüş alışverişine ve istişare kültürüne büyük önem veriyoruz. Teşkilat üyelerimizle, sivil toplum kuruluşlarımızın yöneticileriyle, her zaman içinde olduğumuz milletimizle istişare içindeyiz. Çalışmalarımızdaki başarının sırrı görüş alışverişine ve istişareye dayalıdır. Bu anlamda genel merkezimiz tarafından belirlenen takvim çerçevesinde 1 Mart’ta teşkilat temayül yoklamasını yaptık.” AK Parti’nin istişarenin en güzel örneğini Ankara’da gerçekleştirdiğini ifade eden AK Parti İl Başkanı Mustafa Nedim Yamalı, “Bu noktada öncelikle Genel Merkeze ulaşan, temayül sonuçları, mülakat komisyonu raporları, ara komisyonun değerlendirmeleri, kamuoyu yoklamaları anket sonuçları kurula gidecek. Ankara’da şehrin görüşünü alınacağı bu temayül yoklaması sonuçları da üst kurul tarafından değerlendirmeye alınacak. Bugün bu oylamayla AK Parti istişarenin en güzel örneğini gerçekleştiriyor. Bir şehre hizmet edebilecek, kamuoyunda kabul gören, kamuoyunun istediği kimdir, şehre en iyi kim hizmet edebilir şeklindeki çok önemli bir görüşten faydalanılacak” diye konuştu. Bizler Ankara’ya en iyi şekilde hizmet edecek olan kadroları belirlemek istiyoruz. Bu çerçevede çalışmalar yapıyoruz diyen yamalı. Şimdi de sivil toplum kuruluşları ile ilgili bir çalışmamız var. Bugün gerçekleştirdiğimiz temayül yoklamasına bütün sivil toplum kuruluşlarının başkanlarını ve yönetim kurulu üyeleri arzu ettikleri aday adaylarının isimlerini oy pusulasına yazdılar. Şehrimizin milletvekili adaylarının belirlenmesine sağladıkları katkılarından dolayı şimdiden kendilerine teşekkür ediyorum." dedi. HABER MERKEZİ-Gölbaşı Belediyesi ilçe genelinde yol açma ve asfaltlama çalışmalarını başlattı. Gölbaşı Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü ekipleri kış aylarının sona ermesinin hemen ardından ilçe genelinde hummalı bir çalışma başlattı. Ekipler ilçe genelinde imar yollarını açmaya başlarken, asfalt ekipleri de kış aylarında bozulan yollarda asfalt ve yama çalışmalarını sürdürüyor. Havaların ısınması ile birlikte çalışmalarına hız veren fen işleri müdürlüğü ekipleri ilk olarak; kentin ana arterlerinde ve caddelerinde, kış sonrası asfalt yama ve bakım-onarım çalışmalarını gerçekleştirmekte. Belirlenen program dahilinde ilçenin ana arterlerinde işbaşı yapan ekipler; kış aylarında hasar gören ana arterlerde özenli bir şekilde çalışmalara devam ediyor. Başkan Duruay’dan taksicilere ziyaret Yenimahalle Belediyesi 80’inci Yıl Kreşi’ni ziyaret eden Toplum Destekli Polislik Şubesi’nde görevli polis memurları, miniklere tehlikeden korunma yollarını ve tehlike anında yapılması gerekenleri, uygulamalı olarak anlattı. Polis ağabey ve ablalarını dikkatle dinleyen minikler, sunumun sonunda çığlık atmayı öğrendi. HABER MERKEZİTaksiciler ile bir araya gelen Başkan Duruay, durak çalışanları ile sıcak ve samimi sohbet etti. Başkan Duruay, taksicilerin bu güzel karşılama ve ağırlamalarından dolayı teşekkür etti. Durak çalışanlarının ikramlarını geri çevirmeyen Başkan Duruay, taksicilerle birlikte çay içti ve isteklerini dinledi. Not alarak konuya duyduğu hassasiyeti gözler önüne seren Başkan Duruay, belediye çalışma ve projeleri hakkında da paylaşımda bulundu. Yapmış olduğu açıklamada ise Duruay, “Her zaman esnafımızla bir araya gelmeye çalışıyoruz. Taksicilerin en iyi şekilde hizmet etmeleri için üzerimize düşen görevleri yerine getiriyoruz. Taksici esnaflarımız, vatandaşlarımızın ulaşımı konusunda büyük bir rol üstleniyorlar. Vatandaşlarımızın sağlığı, güveni ve rahatlıkları tamamıyla onlara emanet, bu yüzden taksici esnaflarımızın önemi çok büyüktür. Gölbaşı Belediyesi olarak taksici esnaflarımıza elimizden ne geliyorsa her türlü desteğe açığız” dedi. Sincan Belediyesi cep’te HABER MERKEZİSincan Belediyesi artık size bir telefon kadar yakın… Belediyecilikte sınırları kaldırarak çağdaş ve modern belediyecilik anlayışı ile vatandaşın takdirini kazanan Sincan Belediyesi, mobil belediyecilik uygulamasına geçti. Belediyeyi vatandaşın ayağına getiren uygulama sayesinde, Sincan Belediyesi ile ilgili tüm haber ve duyurulara anında ulaşmak mümkün… Bunun yanı sıra vatandaş istediği her an Sincan Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Tuna’ya ya da birimlere mesaj atabiliyor. Mobil belediyecilik bununla da kalmıyor, vergi borcu öğrenmeden rayiç bedeli sorgulamaya, eimar uygulamalarından kent rehberine kadar pek çok hizmeti vatandaşın ayağına getiriyor. Vatandaş ilçedeki nöbetçi eczanelerin listesine de anında ulaşabileceği gibi pazar yerlerini de öğrenebiliyor. Mobil belediyecilik uygulaması ile Sincan’da elinizin altında… Sincan’ı seyret sekmesine tıklandığında Sincan’daki parklar ve nikah salonları cep telefonundan izlenebiliyor. Böylece hem uzaklar yakına getirilerek mutlu anlar paylaşılıyor hem de ebeveynler parklarda oynayan çocukları izleyebiliyor. Uygulama ile vatandaş, Sincan’ı ve Sincan Belediyesini adeta cebinde gezdiriyor. 6 ANKARA 27 Mart 2015 Cuma "Başkent Zabıtası" toplantıda buluşacak Ankara Büyükşehir Belediyesi, Başkent’e 43 bin boylu ağaç daha dikiyor. Başkent'e 43 bin ağaç HABER MERKEZİSabancı Bulvarı etrafında bulunan Tahar Tepesi mevkiinde 9 bin 500 adet ağacı toprakla buluşturan Ankara Büyükşehir Belediyesi, Akpınar Mahallesi’nin Konya Yolu’na bakan yamaçlarına da 30 bin adet ağaç ve 200 bin çalı grubunun dikim çalışmalarını sürdürüyor. Ankara Bulvarı yan bantlarında ise 2 bin 900 boylu, yapraklı ve ibreli ağaç dikimi de devam ediyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek; parklarıyla, yollarıyla, rekreasyon alanlarıyla yemyeşil bir Ankara amaçladıklarını belirterek, “Söz verdiğimiz gibi her geçen gün Başkent’te yeşil alan miktarını artırmaya devam ediyoruz. Ankaralıların yanı sıra Başkentimize giriş ve çıkış yapan vatandaşlarımızın da yeşillikler içerisinde yolculuk yapmaları için şehrin giriş yollarında da yeşillendirme çalışmalarını sürdürüyoruz” dedi. Büyükşehir Belediyesi, kent girişlerine ve kent geneline de diktiği ağaçlarla Başkent’i daha yeşil bir görünüme kavuşturmak için sürdürdüğü çalışmalarına her geçen gün yenilerini ekliyor. Konya Yolu’na bakan Akpınar Mahallesi’nin, gecekondulardan arındırılarak kötü ve virane görüntüsünden kurtarıldığını, yıkılan gecekondu Arizona Servisi, Leylandi, Karaçam gibi mevsim şartlarına uygun 30 bin ağaç dikimi gerçekleştirilirken, 200 bin Taslan ve Ateş Dikeni gibi çalı grubu dikimi yapılacak. Ağaçlandırma çalışmalarının bir kısmını kapsayan 8 bin metrekarelik alanın ise dikim çalışmalarında sona yaklaşıldı. Dikim işlemleri esnasında ise özel bitki karışımlarından oluşan gübreli toprak kullanılarak ağaçların daha kolay tutması için gerekli özeni gösteriyoruz.” Ağaçlandırma ve yeşillendirme çalışmalarına Ankara Bulvarı üzerinde de devam eden Büyükşehir Belediyesi ekipleri, Gazi Mahallesi’nin arkasına denk gelen bölümden başlanarak Çiftlik Kavşağı’na kadar olan alana 2 bin 900 boylu, yapraklı ve ibreli ağaç enkazlarının da taşınmasıyla birlikte yeşillendirme dikimini tamamlarken Sabancı Bulvarı yan bantçalışmalarına başlanıldığını söyleyen Başkan larına 400 adet çınar ağacı dikim çalışmaları tüm Gökçek, “Bölgeye 30 bin ağaç ve 200 bin çalı hızıyla devam ediyor. grubunun dikimini gerçekleştirirken vatanBaşkan Gökçek, Sabancı Bulvarı çevresinde daşlarımıza yeşillikler içerisinde kente girmenin bulunan ve daha önceleri hafriyat döküm alanı görsel güzelliğini de yaşatacağız” diye konuştu. olarak kullanılan Tahar Tepesi’nin Büyükşehir Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanlığı ile Belediyesi tarafından ağaç dikim alanı olarak ANFA tarafından kurulan ekiplerle hızlı bir şekilde belirlenmesiyle birlikte bölgeye 9 bin 500 adet dikim işleminin de devam ettiğini bildiren Başkan uzun boylu yapraklı ve ibreli ağacın dikiminin Gökçek, şunları söyledi: “Konum itibariyle eğimli tamamlandığını açıklarken yıl boyunca ağaç bir alana sahip olan bölgeye dikilen ağaçlarla dikim çalışmalarının devam edeceğini söyledi. erozyon olma ihtimalini de azaltıyoruz. Mavi Sokak hayvanları aşılanıyor Kayaer, fırıncılarla buluştu İlçe Tarım Müdürü ve fırıncılar ile toplantı yapan Pursaklar Belediye Başkan Yardımcısı Osman Kayaer, esnafın taleplerini dinledi. HABER MERKEZİPursaklar Belediye Başkanlığı’nda gerçekleşen toplantıya Belediye Başkanı yardımcısı Osman Kayaer, İlçe Tarım Müdürü Bilal Biber, Pursaklar Belediyesi Zabıta Müdürü Ali Aytaşgın ve firma yetkilileri katıldı. Toplantıda fırıncıların problemleri, temizlik ve imalat konusu ele alındı. İlçe Tarım Müdürü Bilal Biber yaptığı konuşmada, esnafın dikkat etmesi gereken hususları anlattı. Biber “İmalatta kullanılan malzemelerin denetiminin yapabilmesi için geriye dönük bütün evrakların dikkatle muhafaza edilmesi, kasap ve manavlarda kesinlikle ekmek satışının yapılmaması, mekanın ve personelin temizlik şartlarıma haiz olduğunu gösterir evrakların bulundurulması gerekir. Açıkta satılan ekmeklerin el değmeden müşteriye ambalaj içinde verilmelidir” dedi. Fırıncılar adına konuşan esnaf, taleplerini dile getirdi. En önemli problemlerinin elaman sıkıntısı çekmek olduğunu belirten esnaf, “Hem işinin ehli hem de ahlaki erdemlere sahip eleman bulamıyoruz. Pursaklar dışından gelen fırınların bizim alanımızda satış yapması ve Ramazan pidesi üretiminde lokantaların haksız rekabet yapmaları” diyerek yaşadıkları sıkıntıları dile getirdi. Toplantıya katılanları dinleyen Belediye Başkanı Yardımcısı Osman Kayaer, şu açıklamaları yaptı: “Belediye Başkanımız Selçuk Çetin Bey, esnafa büyük ehemmiyet veriyor ve onların her tür problemi ile yakından ilgileniyor, işletmeleri ziyaret ediyor. Pursaklar Belediyesi olarak esnafımızın, özellikle halkın günlük yiyeceğini karşılayan fırınlarımızın, gelişmesini ve büyümesini istiyoruz. Gücümüz nispetinde her tür desteği vermeye hazırız. Ekmeklerin hamur olmamasını istiyoruz, bu konuda daha hassas olunması gerekiyor” dedi. HABER MERKEZİAnkara Büyükşehir Belediyesi, sokak hayvanlarının, toplum sağlığını tehdit etmeden kendi ortamlarında sağlıklı bir yaşam sürdürmelerini sağlamak için çaba gösteriyor. Büyükşehir Belediyesi Evcil Hayvan Hastanesi ve Sincan Geçici Hayvan Bakımevi ve Barınağı, sokak hayvanlarının tedavi, kısırlaştırma ve her türlü operasyonunu güvenle yapan bir merkez olarak hizmet veriyor. Tedavi süreci sonucunda sağlına kavuşan, kısırlaştırılan, aşıları yapılan ve takılan çip ile kayıt işlemleri tamamlanan sokak hayvanları, saldırgan değilse yaşam alanı sokaklara geri bırakılıyor. Sağlıklarına kavuşan sahipsiz köpek ve kedilerin, mevcut yasalar ve Avrupa Birliği normlarına göre, daha önce yaşadıkları doğal yaşam ortamlarına bırakılmaları gerektiğine dikkat çeken Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı yetkilileri, hayvanların yaklaşık birkaç ay süren tedavi sürecini Sokak Hayvanları Sincan Geçici Bakımevi ve Barınağı’nda geçirdiklerini söylediler. Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı bünyesinde hizmet veren Kurtuluş Parkı Evcil Hayvanlar Sağlık Merkezi ve Sincan Sokak Hayvanları Geçici Bakımevi ve Barınağı, başta başıboş köpekler olmak üzere sokak hayvanları için hizmet veriyor. Ankara sokaklarında yaralanan, hastalanan sokak hayvanları başkanlığa ait sağlık merkezlerinde tedavi ediliyor, kısırlaştırıyor, kontrol altında bakımı sağlanıyor ve aşılama işlemlerine tabi tutuluyor. Büyükşehir Belediyesi Hasta Hayvan Nakil Aracı veya yetkili kuruluş ve gönüllülerce Kurtuluş Parkı Evcil Hayvanlar Sağlık Merkezi ve Sincan Sokak Hayvanları Geçici Bakımevi ve Barınağı’na getirilen hasta veya yaralı sokak hayvanları, gerekli durumlarda cerrahi müdahaleler de dahil olmak üzere tedavi ediliyor, sağlığına kavuşana kadar gözetim altında tutuluyor. Tedavi gören veya kısırlaştırılan sokak hayvanları, tümüyle sağlıklarına kavuşana kadar izlenmeleri ve gerekli müdahalelerin yapılması için Sincan’daki tesisin geçici barınağında korunuyor. Büyükşehir Belediyesi sokak hayvanlarına “Hasta Hayvan Nakil Aracı” ile de hizmet veriyor. “Hasta Hayvan Nakil Aracı” ile kaza geçiren hayvanlar, sağlık merkezine ulaştırılıyor. Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı’nın hizmete soktuğu 2 araç, cadde ve sokaklarda, mahalle aralarında kaza veya değişik nedenlerle acil müdahale gerektirecek şekilde sağlık sorunu yaşayan evcil hayvanların imdadına yetişiyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi, Türkiye’de Kuduz Hastalığının Kontrolü Projesi kapsamında sahipsiz kedi ve köpeklere ücretsiz kuduz aşısı kampanyasını sürdürüyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin Kurtuluş Parkı’ndaki Evcil Hayvanlar Hastanesi ve Sincan Geçici Hayvan Bakımevi ve Barınağı’nda gerçekleştirdiği aşılama işlemleri 2015 yılı sonuna kadar devam edecek. HABER MERKEZİAnkara Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanlığı ile Büşyükşehir'e bağlı 25 ilçenin zabıta müdür ve amirleri, Antalya'daki “Koordinasyon Kurulu Toplantısı”nda buluşacak. Başkent Zabıtası’nı buluşturacak toplantıda, “öfke kontrolü, ilgili kanun maddeleri ve halkla ilişkiler” gibi konular masaya yatırılacak. Temiz, gürültüsüz bir şehirde halkın huzurunun, güvenliğinin ve sağlığının korunması amacıyla gıda ve çevre temizlik denetimlerinden, seyyar satıcılarla mücadeleye kadar pek çok konuda faaliyet gösteren Başkent Zabıtası, hem moral depolamak hem de Koordinasyon Kurulu Toplantısı’nda pek çok konuyu ele almak için Antalya’da bir araya gelecek. Büyükşehir Zabıta Daire Başkanlığı ile ilçe zabıta müdür ve yardımcılarından oluşan 60 kişilik ekip, 27-29 Mart tarihleri arasında Antalya’da düzenlenecek toplantıda 4 komisyonda, pek çok konuyu ele alacak. “Çevre, Kent ve Yaşam, Eğitim ve Araştırma, Hukuk ve Mevzuat” başlıkları altında oluşturulacak komisyonlarda Ankara’da yürütülen faaliyetler, yaşanan sıkıntılar ve çözüm önerilerinin masaya yatırılacağı toplantıda ayrıca, “öfke kontrolü, ilgili kanunlar ile halkla ilişkiler” konularında da yapılabilecekler tartışılacak. Pursaklar'da ağaçlara bakım yapıldı HABER MERKEZİPursaklar Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü, ağaçların budama ve nakil işlemlerini gerçekleştirİrirken, çok sayıda boylu ağacı da toprakla buluşturdu. İlçe genelindeki ağaçların bakımını yapan ekipler, parklardaki ağaçları daha verimli hale getirmek için bir kısmının yerini değiştirdi. Nakil işlemleri ile sökülen ağaçlar yeni yerlerine dikildi. Çok sayıda boylu ağacı da toprakla buluşturan ekipler, metrelerce uzunluktaki ağaçlarını budama işlemeni ise itfaiye yardımıyla yaptı. Park ve Bahçeler Müdürlüğü yetkilileri yaptıkları çalışmalar sonucu ilçeye çok sayıda yeni ağaç diktiklerini de belirtti. Mevcut ağaçların bakımını da yapan ekipler bu tür çalışmaların devam edeceğini bildirdi. Bakan Kılıç, Pursaklar’da Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Pursaklar Medine İmam Hatip Ortaokulu’nu ziyaret edip, öğrencilerin sportif çalışmalarını izledi. HABER MERKEZİGençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Milli Eğitim Bakanlığı ile ortaklaşa yürütülen projeler kapsamında Pursaklar Medine İmam Hatip Ortaokulu’nu ziyaret etti. Bakan Kılıç’a Pursaklar Kaymakamı İhsan Kara, Belediye Başkanı Selçuk Çetin, Gençlik ve Spor Genel Müdürü Ömer Altunsoy, Gençlik Hizmetleri Genel Müdürü Sinan Aksu, Pursaklar İlçe Milli Eğitim Müdürü Adnan Gürbüz, Pursaklar İlçe Gençlik ve Spor Müdürü Alparslan Yalçınkaya, İlçe Müftüsü Cemal Çıkrık eşlik etti. Bakan Kılıç ve beraberindeki heyet, Pursaklar Medine İmam Hatip Ortaokulu’nu ziyaret ederek, öğrencilerin sportif çalışmalarını yerinde izledi. Medine İmam Hatip Ortaokulu’ndaki judo ve güreş salonlarını da gezen Bakan Kılıç, okçuluk ile eskirim kurslarına katılan öğrencilerin performansını takdir etti. Okul ziyaretin ardından Pursaklar’da yapılacak olan Spor Kompleksi hakkında Belediye Başkanı Selçuk Çetin ile görüşme yapan Bakan Kılıç, Pursaklar’a yapılacak olan spor kompleksinde stadyum, spor salonları ve yüzme havuzlarının bulunacağı müjdesini verdi. Spor kompleksinin yapılacağı yeri de inceleyen Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, öğrencilerle hatıra fotoğrafı çektirerek Pursaklar ziyaretini tamamladı. EKONOMİ 27 Mart 2015 Cuma Kömür Üreticileri Derneği Başkanı Muzaffer Polat, son yıllarda kömür fiyatlarının büyük oranda düştüğünü, buna bağlı olarak yurt içinde özel sektör tarafından üretilen kömür miktarının 5 yılda yüzde 41 azaldığını bildirdi. Düşen fiyatlar yerli kömürü vurdu Türkiye'de özel sekANKARA- MuHsİN BARIŞ törün kömür üretİRyAKİOğlu - Polat, AA timine ilişkin bilgi muhabirine yaptığı açıklamada, veren Polat, dünya genelinde kaya gazı ve "Özel sektör doğalgazın yaygınlaşmasıyla tarafından kömür fiyatlarının da gerilediğini üretilen anlattı. kömür mikUluslararası piyasalarda tarı 2010 kömürün tonunun 2011'de yılında 130 dolar, 2012'de 85 dolar, 883 bin 2013'te 80 dolara satıldığını 74 ton belirten Polat, geçen yıl iken itibarıyla 1 ton kömür fiygeçen yıl atının 70 dolara kadar bu rakam düştüğünü söyledi. 519 bin Dünya kömür fiyatlarında 78 ton oldu. son 4 yılda yüzde 46 düşüşe Son yıllarda paralel olarak yerli kömürün ithal kömürle rekabetinin güçleştiğini ifade eden kömür fiyatlarının büyük oranda düşmesi, son 5 yılda yurt içinde özel sektör tarafından üretilen Polat, bunun da maden işletmecilerini zor kömür miktarının yüzde 41 azalmasına neden durumda bıraktığını kaydetti. oldu" diye konuştu.Polat, son yıllarda maden işletmelerini korumaya yönelik bazı düzenlemelerin hayata geçirildiğini ancak bunların yetersiz kaldığını ifade ederek, kömür işletmecilerinin desteklenmesi gerektiğini belirtti. Madencilik Bakanlığı'nın kurulması gerektiğini anlatan Polat, şöyle konuştu: "Gerekli düzenlemeler yapılmazsa kapanmanın eşiğine gelen madenlerde çalışanlar işsiz kalacak. Madencilik sektöründe faaliyete geçebilmek için 26 ayrı yerden izin alınması ve bir sondaj için 1,5 yıl beklemek gerekiyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, çok ciddi iş yükü ile çalışıyor ancak madenciliğe konsantre olup geliştirebilmek için ayrı bir bakanlık kurulması gerekiyor. Madencilik ayrı konuşulmalı, kömür ayrı konuşulmalı. Devlet kurularının ve sektörlerin görüş ve önerileri alınarak kapsamlı ve detaylı bir maden kanunu ve bundan ayrı bir kömür kanunu çıkarılmalıdır." (AA) Türk bankacılık sektörünün enerji finansman iştahı sürüyor Ukrayna, Rusya’dan doğalgaz alımını durdurmayı planlıyor ANKARA- Ukrayna, ters akış yöntemiyle Avrupa ülkelerinden aldığı doğalgaz sayesinde, Rusya'dan doğalgaz ithalatını tamamen durdurmayı planlıyor. Ukrayna Enerji ve Kömür Sanayi Bakanı Vladimir Demçişin, önceki gün yaptığı açıklamada, Rusya'dan doğalgaz alımını 1 Nisan'dan itibaren durduracaklarını açıklamıştı. AA muhabirinin Ukrayna Enerji ve Kömür Sanayi Bakanlığı verilerinden derlediği bilgiye göre, 2013'te tükettiği yaklaşık 50 milyar metreküplük doğalgazın yüzde 58'ini Rusya'dan ithal eden Ukrayna, bu oranı 2014 sonu itibarıyla yüzde 30'a düşürdü. Kırım yarımadasının Rusya'ya ilhakı ve ülkenin doğusundaki ayrılıkçıların Rusya tarafından desteklendiğini iddia eden Ukrayna, doğalgaz alım politikasında değişikliğe gitti. Rus doğalgazına olan bağımlılığını azaltan Ukrayna, tükettiği doğalgazın 70'ini Avrupa Birliği ülkelerinden almaya başladı. AvRupA'dAN uKRAyNA eNeRjİ güveNlİğİNe desteK Ukrayna, kendi toprakları üzerinden Polonya, Slovakya, Romanya ve Macaristan'a giden Rus gazının akışının tersine çevrilmesiyle bu ülkelerden gaz ithal ediyor. Romanya, ters akış yöntemiyle Ukrayna'ya günlük 45 milyon metreküp, Slovakya 22 milyon metreküp ve Polonya 4 milyon metreküp gaz ihraç ediyor. Macaristan da günlük 16 milyon metreküpe kadar ihraç etme kapasitesine sahip olmasına rağmen, ithal ettiği Rus gazını depolaması gerektiği için Ukrayna'ya günlük 9 milyon metreküp gaz gönderiyor. (AA) İstANBul - ARİF HüdAveRdİ yAMAN - Enerji sektörüne sağlanan uluslararası kredilerin geri dönüş oranındaki düşüşe karşın, Türkiye'deki bankaların enerji sektörüne olumlu bakışı devam ediyor. AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan bankacılık sektörü temsilcileri, yurtdışındaki kötü gidişata rağmen Türkiye'de enerji finansmanında önemli bir problem bulunmadığını, bankaların büyük bir iştahla enerji projelerini kredilendirmeyi sürdürdüğünü bildirdi. Uluslararası finans kuruluşlarının yüksek petrol fiyatlarına göre fizibilite raporları hazırlanmış enerji projelerine sağladığı kredilerin geri dönüşü, petrol fiyatlarındaki düşüşle birlikte zora girdi. Türkiye bankacılık sektörü temsilcilerine göre ise Türkiye'de finansman sağlanan projelerin daha çok elektrik üretimi projeleri olması dolayısıyla kredilerin geri dönüş oranlarında bir problem söz konusu değil. Türk bankalarının ağırlıkla yenilenebilir enerji santrallerinin finansmanında yer alması da petrol fiyatlarından etkilenmemelerinin bir başka nedeni olarak öne çıkıyor. Sektör temsilcilerine göre elektrik enerjisi üretimini doğal kaynakların kullanımından sağlayan bu tip santrallerin petrol fiyatlarına bağımlı bir ham madde girdisi bulunmadığından, bu kapsamda geri dönüş oranlarında bir düşüş söz konusu olmuyor. Özellikle son 5 yıllık dönemde Türk bankalarının enerji üretim santrali yatırımlarının finansmanına ilave olarak elektrik dağıtım bölgelerinin özelleştirilmesine sağladığı katkıyla birlikte enerji projelerinin finansmanı sektörün toplam plasmanı içerisinde önemli yer aldı. Bankalar, 2015 yılına ilişkin yağış rejimi ve sonrasındaki hidrolojik beklentilere bakıldığında kalan vadeler açısından da bir sorun beklemediğini ifade ediyor. AA muhabirinin Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu verilerinden yaptığı derlemeye göre bankaların, "enerji üreten madenlerin çıkarılması", "nükleer yakıt, petrol rafineri ve kok kömür üretim sanayi" ve "elektrik, gaz ve su kaynakları üretim dağıtım sanayi" kalemlerinde geçen yılın ocak ayında 112 milyar 424 milyon 865 bin lira olan kredi hacmi, Ocak 2015 itibariyle 127 milyar 884 milyon 669 bin liraya yükseldi. Takipte olan kredilerin miktarı ise Ocak 2015 itibariyle 1 milyar 34 milyon 683 bin lira olarak gerçekleşti. (AA) Rusya’ya ihracat % 35,7 azaldı BuRsA - HAluK yüKsel - Uluslararası piyasalarda rublenin değerindeki erime yüzünden sıkıntılı bir dönemden geçen Rusya'ya ihracatta, yılın ilk iki ayında yüzde 35,7 kayıp yaşandı. Rusya'ya dış satım, geçen yılın ocakşubat döneminde 951 milyon 391 bin dolar olurken, 2015'in aynı döneminde 611 milyon 847 bin dolara geriledi. Türkiye'nin ihracat pazarları arasında, 2014'ün ilk iki ayında 6'ncı sıraya kadar tırmanan Rusya, bu senenin aynı sürecinde, 3 basamak birden gerileyerek 9'uncu sırada yer bulabildi. AA muhabirinin, Türkiye İhracatçılar Meclisi kayıtlarından derlediği bilgilere göre, Türkiye'nin ihracatı, ocak-şubat döneminde, 2014'ün aynı dönemine nazaran yüzde 6,7'lik düşüşle 22 milyar 825 milyon 703 bin dolara indi. Tüm sektörler açısından önemli bir potansiyeli barındıran ve Türkiye'nin dış satım yaptığı ülkeler arasında geçmiş yıllarda üst sıralarda kendisine yer bulan Rusya pazarında ise çok daha büyük oranlarda ihracat kayıpları görüldü. Türkiye'nin, Rusya'ya 2014'ün ocak-şubat döneminde 951 milyon 391 bin doları bulan ihracatı, bu yılın aynı döneminde ekonomik kriz ve rubledeki değer kaybının da etkisiyle yüzde 35,7'lik düşüşle 611 milyon 847 bin dolara düştü. Ocak-şubat döneminde, 339 milyon 544 bin dolar ihracat kaybına yol açan Rusya pazarı, Türkiye'nin dış satım yaptığı ülkeler arasında da üç sıra birden geriledi. Geçen sene ocak-şubat döneminde, Türkiye'nin ihracat yaptığı ülkeler arasında Almanya, Irak, İngiltere, İtalya'nın ve Fransa'nın ardından 6'ncı sıraya kadar tırmanan Rusya pazarı, bu yılın aynı döneminde ise Almanya, Irak, İngiltere, İtalya, ABD, Fransa, İspanya ve İran'dan sonra 9'uncu sırada kendisine yer bulabildi. Rusya'ya ihracatta sektörlerin büyük bölümünde gerileme görülürken, Türkiye için lokomotif sektörlerin dış satımında da dikkat çekici boyutlarda düşüş trendi hakim oldu. Otomotiv sektörünün, ocak-şubat 2014'te 137 milyon 206 bin doları bulan Rusya'ya ihracatı, bu yılın aynı döneminde yüzde 52,33'lük rekor düşüşle 65 milyon 411 bin dolara geriledi. Tekstil ve ham maddelerinde ise kayıp, yüzde 46,72 olarak gerçekleşti. Bu ülkeye, geçen yılın ocak-şubat döneminde 134 milyon 676 bin doları gören tekstil ve ham maddeleri ihracatı, ocak-şubat 2015'te 71 milyon 753 bin dolara kadar düştü. (AA) ARA-SIRA 7 Nurullah AYDIN [email protected] İLETİŞİM VE TIBBİ SİLAHLAR Bazı insanlara dikkatle bakıldığında konuşma ve beden dilinde anormallikler görmek mümkün. Gariplikle karşılanan gülümsemeler, çelişkili ifadeler, kitleleri aldatmak kandırmak için yalan söylemek, gündemde kalmak için fırıldaklık gösterisinde bulunmak doğal hale gelmiş durumdadır. Tarih boyunca yöneticiler; bir yandan kendileri psişik ve biyolojik kişilik ve kimlik değişimi ve dönüşümüne uğrarken, halkın da sorgulamasını önlemek için kitlesel psiko terapi ve biyolojik yöntemleri uygulamışlardır. Biyolojik silahlar günümüzde tıp alanındaki gelişmelere paralel çeşitlenmiştir. Tıbbi silahlar; her zaman toplumlara yönelik kullanılmıyor. Kişilere yönelik de belli dozlarda kullanılabilir. Kişilik değişikliğine ya da saldırganlık, pasifleştirici etkilerinden yararlanılabiliyor. Mesela belli dozda bir kişiye verildiğinde kendini lider sanabilir ya da çok mazbut hayatı olan birini çocuk tacizcisi yapabilir. Bu ilaçlar büyük ölçüde kullanılıyor. Siyasetçi, gazeteci ve akademisyenlerdeki bazı hafıza kaybı olayları da bu kuşkuyu artırıyor. Bazılarının kanlarını tahlil etmek gerekir. Bu risk, karar verici yöneticiler içinde önemlidir. Bu ilacın temininde çalışan bazı gazeteciler, televizyoncular, bilim adamlarından olabilir. Bazı işadamlarından da. İlaç sektöründen bazı isimlerden de söz edenler oluyor. Haloperidol tartışması yapılıyor. Gerçekle gerçek dışını anlamak için iddiaların üzerini örtmek değil, gerçeklerin üzerine gitmek gerek. Bazı kişilerin bu anlamda kan örneklerini almak gerek. Kişilik değişikliği, kişilik bozukluğu ve hafıza kaybı, bu ilacın dozu ve kullanım şekli ile ilgili. Eğer deneğinizin işini bitirmek ve onu defterden silmek istiyorsanız, yüksek dozla işini bitiriyorsunuz. Ama kullanmak istiyorsanız, daha uzun soluklu, sabırlı, düşük dozla paralel olarak ipnozu kullanmanız gerekiyor. Mesela düşük doz uygulaması ile onu normal şartlarda aklından geçirmeyeceği şeylere zorlayabilir. Sonra bunları kayda alıp belgeleyebilir, daha sonra serbest bırakıp, o utanç içinde köşeye sıkıştırıp, şantaj altında tutabilirsiniz.. İstihbarat örgütleri bunları yapmıyor değil. Özellikle siyasi davalarda buna dikkat etmek gerekiyor. Adrenalin böyle bir şeydir. Hormon dengesini bozan her şey, bu anlamda uzmanının elinde bir silaha dönüşebilir. Normal ilaçlarda kullanılan malzemelerden, yüksek dozda kullanarak tehlikeli sonuçlara gitmek mümkün. Bu ilaçları bulduğunuzda doğrudan bir suç da isnat edemiyorsunuz bu arada. Önemli olan bu ilaçları, yüksek dozda, kim kime veriyor. Dünyada birçok olayda böyle bir komplo ortaya çıkarıldı. Birçok kişinin uygulayıcı olmasından kuşkulanılan olay bugün onun hafızasını silmek adına ona karşı kullanılmak isteniyor olabilir. Kim bilir belki de bazı tipler de eski dostlarının kurbanıdır. Olay sadece sorgu için ipnoz kullanmakla ilgili değil. Bir gazeteciyi, iş adamını, profesörü alıp, bir süre sonra onu dinci bir zombiye dönüştürebilirsiniz. Bu sıradan bir komplo yaklaşımı değildir. Bazı ölümlerle ilgili, kalp krizine yol açacak biyolojik tetikleyici etkisi olan bir preperattan söz edilir. Kişinin saç dibi örneklerini morgtan alınıp daha sonra örnekler kaybolabilir. Birçok ölüm böyle bir komplonun kurbanı olmuş olabilir. Daha önceki tetikçinin yarım bıraktığı işi beyaz eldivenli biri tamamlayabilir. Tetikçilerin çoğunun çocuksu bir kahramanlık duygusu uyandıran cesaret hapı kullandıkları söylenir hep. Tetikçileri yakalamak hiçbir şeyi çözmüyor. Tetikçiyi, bir başka tetikçiye vurduruyorlar. Onu da bir başkasına. Sonuncusunu bulsanız bile bir yere varamıyorsunuz. Çünkü o kişi, neyi, niçin yaptığını bilmiyor. Siyasetçilerin sağlık muayenesi sırasında mutlaka kanlarının alınıp, Haloperidol kontrolü yapılması gerekir. Bu denetim mutlaka yapılmalıdır. Ama kim yapacak? Biyolojik silahlar tartışılmıyor. Tek dozda bağımlılık yapan uyuşturuculara kaç politikacının kaç bürokratın, kaç işadamının çocuğunun tuzağa düşürüldüğü bilinmiyor. Kaç kişinin sürüklendikleri bataklıklarında nelerini kaybettiklerini, nasıl tehdit ve şantajla köşeye sıkıştırıldığını araştırmak gerek. Birileri birilerini bu yolla, biyonik robotlara dönüştürüyor, biyonik köleliğe zorluyor. Çevrenizde salyalı biyolojik robotlara dikkat edin. Günün Sözü: Deşifre olmuş bir sır, sıradan bir bilgiden daha tehlikelidir. Savunma sanayi projelerinin yerli talipleri artıyor ANKARA - gÖKsel yIldIRIM - Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM), savunma ve güvenlik teşkilatlarının ihtiyaçlarının yurt içinden karşılama oranını tabana yayılmış tedarik zinciri oluşturarak artırma çabalarını sürdürüyor. Bu kapsamda, savunma sanayi alanında çalışan ana yükleniciler ile alt yükleniciler ve yan sanayi firmalarını buluşturmayı amaçlayan "Sanayileşme Portalı" yenilendi. SSM, bir yandan savunma ve güvenlik teşkilatlarının ihtiyaçlarını karşılarken, diğer yandan da sürdürülebilir ve rekabetçi savunma sanayinin oluşmasını hedefliyor. Bu kapsamda, Türkiye'de son yıllarda hızla büyüyen savunma ve güvenlik sektörünün etkinliğinin artırılması için çeşitli tedbirler alınıyor. Yürütülen proje, çalışma ve analizlerle yakalanan hızlı yükselişin sürdürülebilirliğinin sağlanmasına önem veriliyor. Bu çalışmaların bir parçası olarak geçen yıl Savunma Sanayii Analiz Çalışması kapsamında 122 firmanın 2010-2013 yılı bilanço ve gelir tablosu verileri ile sergilediği performansa ilişkin değerlendirme ve tespitler yapıldı. İhtiyaçların yurt içinden karşılanma oranını tabana yayılmışbir tedarik zinciri oluşturarak artırmak da belirlenen amaçlara ulaşmanın yanında yerli savunma sanayinin güçlendirilmesi açısından önem taşıyor. (AA) 8 EKONOMİ 27 Mart 2015 Cuma Aliağa, hurda kosterleri bekliyor Harran Ovası'nda jeotermal enerjinin kullanıldığı seralarda üretilen salkım domatesler, başta Rusya olmak üzere birçok ülkeye ihraç ediliyor. Harran’da hedef “ ” domates ihracatı ŞANLIURFA - EŞBER AYAYDIN - HALİL FİDAN - Güneydoğu Anadolu Projesi ile sulama imkanına kavuşan Harran Ovası, tarımda ivme kazandı. Son yıllarda seracılıkta da ilerleme sağlayan üreticiler, Şanlıurfa'nın Karaali mevkisinde bulunan jeotermal kaynağı seracılıkta değerlendirmeye başladı. Birçok firma, deneme çalışmalarından elde edilen başarılı sonuçlarının ardından bu alana yatırım yaptı. Jeotermal seralarda başta salkım domates olmak üzere, sebze ve iç mekan süs bitkileri yetiştirilirken, istihdama da katkı sağlanıyor. Bölgedeki seralarda üretilen salkım domates, yurtiçinin yanı sıra başta Rusya olmak üzere Avrupa ülkelerine gönderiliyor. GAP Seracılar Birliği Derneği Başkanı Müslüm Yanmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Karaali bölgesindeki 480 dekarlık jeotermal seralarda domates üretimi yapıldığını söyledi. Geçen yıl 700 ton domates ihracatı yaptıklarını vurgulayan Yanmaz, 2023'e kadar bunun 6 katına çıkarmayı hedeflediklerini ifade etti. Harran'da yetiştirilen domateslerin aranan ürün haline geldiğini aktaran Yanmaz, şöyle konuştu: "Avrupa Birliği'nin Rusya'ya kota koyması bizim açımızdan avantaj oldu. Dolayısıyla bölgede yetiştirilen dometesleri başta Rusya olmak üzere Almanya, Romanya, Macaristan gibi birçok ülkeye gönderiyoruz. İyi tarım uygulamaları olarak adlandırılan hormonsuz ve kimyasal ilaç kalıntısız ürünlerle ülke ihracatına katkı veriyoruz." Yanmaz, bu yıl 1 milyon ton domates ihracatı yapmayı planladıklarını dile getirdi. İç pazarı da ihmal etmediklerini anlatan Yanmaz, "Rusya'ya ciddi bir talep oluşmaya başladı ve geçen aydan itibaren ürünlerimiz bu ülkeye girmeye başladı. Bunun yanı sıra yak- laşık 350 bin ton ürünümüzü de iç pazara sunacağız" şeklinde konuştu. Yanmaz, domates ihracatıyla 12 milyon dolarlık bir döviz girdisi beklediklerinin sözlerine ekledi. Ziraat Mühendisleri Odası Şube Başkanı Ali Rıza Öztürkmen de seracılıkta iklim kontrol altına alındığı için verimin üst seviyeye çıkarıldığına dikkati çekti. Bölgenin yakın zamanda seracılığın merkezi haline geleceğine inandığını aktaran Öztürkmen, şunları kaydetti: "Seracılık insan kaynaklı bir iş, bizde insan iş gücüde ucuz dolayısıyla geçici tarım işçileri de bu alanda kullanılarak genişletilirse hem mevsimlik işçi sorunları ortadan kalkar hem de birim alanda oldukça yüksek gelir elde ederiz. Hollandalı bir firma da bölgeye yatırım yapmak amacıyla geldi. Şanlıurfa yakın zamanda seracılık da önemli bir söz sahibi olacak." (AA) ASKI KAYIŞI KOLONU VE DÖNER HALKALI KANCA SATIN ALINACAKTIR JANDARMA TED. MRKZ. K.LIĞI (GÜVERCİNLİK/ANKARA) İÇİŞLERİ BAKANLIĞI JANDARMA GENEL KOMUTANLIĞI 2 KALEM ASKI KAYIŞI KOLONU VE DÖNER HALKALI KANCA alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası : 2015/25574 1-İdarenin a) Adresi : ORG.EŞREF BİTLİS KIŞLASI, JANDARMA TEDARİK MERKEZİ KOMUTANLIĞI (İSTANBUL YOLU 5'İNCİ KM. CARREFOUR ALIŞVERİŞ MERKEZİ KARŞISI ) 06377 GÜVERCİNLİK ETİMESGUT/ANKARA b) Telefon ve faks numarası : 312 51056 65-66-67-68 - 312 278 09 52 c) Elektronik Posta Adresi : ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi (varsa) : https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/ 2-İhale konusu malın a) Niteliği, türü ve miktarı : 2 KALEM ASKI KAYIŞI KOLONU VE DÖNER HALKALI KANCA Ayrıntılı bilgiye EKAP’ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Teslim yeri : ANKARA JANDARMA DEPO KOMUTANLIĞI GEÇİCİ TESLİM TESELLÜM DEPOSU GÜVERCİNLİK/ANKARA c) Teslim tarihi : SÖZLEŞMENİN İMZALANDIĞI TARİHİ TAKİP EDEN GÜNDEN İTİBAREN 60 (ALTMIŞ) TAKVİM GÜNÜ İÇERİSİNDE DEFATEN TESLİM EDİLECEKTİR. 10.3.2. BİRDEN FAZLA KALEMİN BİR FİRMAYA İHALE EDİLEREK TEK SÖZLEŞME İMZALANMASI DURUMUNDA İŞİN SÜRESİ İÇERİSİNDE KALMAK KAYDIYLA KALEMLERİN TAMAMI DEFATEN TESLİM EDİLEBİLECEĞİ GİBİ HER BİR KALEM AYRI AYRI DA TESLİM EDİLEBİLİR. 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : JANDARMA TEDARİK MERKEZİ KOMUTANLIĞI GÜVERCİNLİK/ANKARA b) Tarihi ve saati : 21.04.2015 - 10:00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: 4.1.1. Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odası belgesi; 4.1.1.1. Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, ilgisine göre Ticaret ve/veya Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.1.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.2. Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri; 4.1.2.1. Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, 4.1.2.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, 4.1.3. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu. 4.1.4. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat. 4.1.5. İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz. 4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir. 4.3. Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından mesleki ve teknik yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir. 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 1 TRY (Türk Lirası) karşılığı J.TED.MRK.K.LIĞI GÜVERCİNLİK/ANKARA adresinden satın alınabilir. 7.2. İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar ANKARA JANDARMA TEDARİK MERKEZİ KOMUTANLIĞINDA GÖREVLİ 1.1.e İNCİ MADDESİNDE BELİRTİLEN İDARE GÖREVLİSİNE TESLİM EDİLECEKTİR. adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, kısmı teklif verilebilir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3’ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 90 (DOKSAN) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. Basın - 47476 (www.bik.gov.tr) Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de İZMİR- TOLGA ALBAY - Hurdaya ayrılan gemilerin demir çelik hammaddesi olarak yeniden ekonomiye kazandırıldığı Aliağa'daki gemi geri dönüşüm sanayi bölgesi, hurda fiyatlarındaki düşüş nedeniyle yaşanan sıkıntıyı koster filosunun yenilenmesi projesiyle aşmayı hedefliyor. Denizcilik sektörüne yönelik olarak Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun açıkladığı koster gemilerine yönelik hurda teşvik programı, gemi geri dönüşüm sektörünü de umutlandırdı. Torba Yasa kapsamında kabul edilen uygulamaya göre Milli Gemi Sicili ya da Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıtlı olan ve ekonomik ömrünü tamamlayan ticari yük gemilerinin hurdaya ayrılması sonrası yeni gemilerin yapımı en az yüzde 35 oranında desteklenecek. Türk koster filosu içindeki 200'e yakın geminin 30 yaşın üzerinde olduğunu belirten sektör yetkilileri, uygulamanın bu yıl içinde hayata geçmesini ve yaklaşık 10 geminin hurdaya gönderilerek yenilerinin yapımına başlayacağını ön görüyor. Tuzla'daki tersanelere hareket kazandıracak uygulama, Türkiye'nin gemi geri dönüşüm merkezi Aliağa'da da umutla bekleniyor. Gemi Geri Dönüşüm Sanayicileri Derneği Atık Yönetim Sorumlusu Ersin Çeviker, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 600 dönüm alan üzerinde 22 gemi geri dönüşüm firmasının faaliyet gösterdiği gemi geri dönüşüm sanayi bölgesinin son dönemde hurda fiyatlarındaki gerileme nedeniyle kapasite sorunu yaşadığına dikkati çekti. Bölgede faaliyet gösteren firmaların söküm için gemi alımı yaparken hurda fiyatlarına göre hareket ettiğini, son dönemde en önemli kütük demir ihracatçısı olan Çin'in çok düşük fiyatlarla ürünü pazara sürdüğünü belirten Çeviker, şu bilgileri verdi: "Çin'in bu kararı, hurda fiyatlarını da 255 dolar seviyesine düşürdü. Demir çelik fabrikaları tercihlerini hurdadan ziyade Çin kütük demirine çevirdi. Bu seviyede rekabet etmek mümkün değil. Bölgemizde halen, bağlantısı daha önceden yapılmış gemiler ile düşük maliyetlerle alınmış gemilerin sökümü yapılıyor. Ancak Türk koster filosunun yenilenmesi projesi umutlarımızı artırdı." (AA) T.C. ANKARA 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Esas No : 2014/523 Esas İLAN Davacı SALİH DEMİRTAŞ tarafından davalı NÜFUS MÜDÜRLÜĞÜ aleyhine açılan İsim Tashihi davası nedeniyle; Davanın kabulüne, Ankara ili, Pursaklar ilçesi, Sirkeli mah/köyü, Cilt:84, Hane:48, BSN:107'de nüfusa kayıtlı Abdulhaluk ve Meryem oğlu 27/05/1987 doğumlu 12448035872 TC kimlik numaralı Salih Demirtaş'ın nüfus kaydında erkek olan cinsiyetinin kadın olarak değiştirilmesine, “Salih” olan isminin “İlkim” olarak düzeltilmesine, karar verilmiştir. 19/03/2015 İlan olunur. Basın - 49490 (www.bik.gov.tr) Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ İLAN 2015/237 Esas 17/03/2015 Davacı ÖNGÜN İNŞAAT TAAHHÜT VE TİCARET ELEKTRİK ÜRETİM ANONİM ŞİRKETİ tarafından hasımsız olara açılan İflas (İflasın Ertelenmesi) davası nedeniyle; Ankara Ticaret Sicil Memurluğu'nun 32143 sicil numarasında kayıtlı Öngün İnşaat Taahhüt ve Ticaret Elektrik Üretim Anonim Şirketi'nin iflasın ertelenmesi talebinde bulunduğu; İİK 179/a maddesi uyarınca şirkete; Mali Müşavir Melek Bolat, Hukukçu Abbas Ceran ve İnşaat Mühendisi Çağrı Selçuk 'un onay kayyımı olarak atanmasına ve kayyım heyetine, Şirketin yönetim organlarının her türlü karar ve işlemlerinin kayyum heyetinin onayına bağlı kılınmasına; kayyum heyetinin, şirket faaliyetleri gelir ve giderleri ile aktif ve pasif durumlarına ilişkin geçici vergi dönem sonu esas alınarak 3'er aylık dönemlerle düzenlenen rapor ile en son mali durumunu gösterir çizelgelerini ve görüşleriyle birlikte denetim için mahkemeye sunmalarına; şirketin gayrimenkullerinin satışına ilişkin konularda yönetimce alınan kararların uygunluğu konusunda kayyum heyeti tarafından mahkemeden onay alınmasına; kayyum heyeti tarafından uygun görülen sair tedbirlerin uygulanması için yönetime yazılı başvuruda bulunulmasına; uyuşmazlık halinde mahkemeden görüş alınmasına; iyileştirme projesine ilişkin tedbirlerin uygulanmasına; bu hususun kayyum heyetince izlenip denetlenmesine, Karar verilmiş olup, karar tebliğ olunur. 17/03/2015 Basın - 49346 (www.bik.gov.tr) Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de T.C. ANKARA 12. İCRA DAİRESİ 2013/6876 ESAS TAŞINIRIN AÇIK ARTIRMA İLANI Aşağıda cins, miktar ve değerleri yazılı mallar satışa çıkarılmış olup: Birinci artırmanın aşağıda belirtilen gün, saat ve yerde yapılacağı ve o gün kıymetlerinin %50'sine istekli bulunmadığı taktirde, yine aşağıda belirtilen gün, saat ve aynı yerde 2. artırmanın yapılarak satılacağı; şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen değerinin %50'sini bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve payların paylaştırma giderlerini geçmesinin şart olduğu; birinci artırmadan on gün önce başlamak üzere artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebileceği, birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden başlamak üzere ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebileceği, mahcuzun satış bedeli üzerinden aşağıda belirtilen oranda KDV.'nin alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin icra dosyasından görülebileceği; gideri verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği; fazla bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla dairemize başvurmaları ilan olunur. 02/03/2015 1. İhale Tarihi 2. İhale Tarihi İhale Yeri No 1 2 3 4 : 09/04/2015 günü, saat 14:10 - 14:15 arası. : 30/04/2015 günü, saat 14:10 -14:15 arası. : ANKARA ADLİYESİ 2 NOLU MEZAT SALONU Takdir Edilen Değeri TL. Adedi KDV 5.000,00 3.000,00 80.000,00 5.000,00 1 1 1 1 %18 %18 %18 %18 Cinsi (Mahiyeti ve Önemli Nitelikleri) 1 Adet Markasız 5 tonluk kedi vinç 1 Adet Markasız 3 tonluk kedi vinç 1 Adet Taşkırma eleme makinası ve parçaları 1 Adet Z3050X16(ı) MARKALI matkap Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de Basın - 49247 (www.bik.gov.tr) KÜLTÜR-SANAT KÜLTÜREL BOYUT Prof. Dr. Hayrettin İVGİN [email protected] HALAYLARIN RENKLENDİRDİĞİ DİYARBAKIR HALK OYUNLARI Diyarbakır ilimiz halk oyunlarında "Halay Bölgesi" diye tanımladığımız bölge içinde mütalâa edilir. Doğu'da; Van, Bitlis, Muş, Tunceli, Elazığ, Malatya, Güneydoğu'da; Siirt, Diyarbakır, Kahramanmaraş, Gaziantep, Hatay, Orta Anadolu'da; Çorum, Tokat, Sivas illeri Halay Bölgesi içine girer. Kısmen ve karışık olarak Şanlıurfa, Adana, Çankırı, Yozgat, Kayseri, Kırşehir illerinde de halay oyunları bulunmaktadır. Halaylar (=Alaylar) süit oynanan toplu oyunların en yaygın olanıdır. Çeşitli kısımları vardır. Ağırlama, Yeldirme, Yanlama, Sıktırma, Yaslanma, Kollama, Ayrılma, Zahma, Hoplatma gibi ... Bunlar hem hareket, hem tempo ifade eden kısımlardır. Tabii ki bu kısımlar her ilin halaylarında aynı değildir. Üstelik bu kısımlar her ilde değişik adlar da alırlar. Halaylar en az üç kişi ile oynanır. Halaybaşı oyunu sürükleyen ve dizinin başında bulunan oyuncudur. Halayların çalgısı genelde davul ve zurnadır. Ama kaval, sipsi, çığırtma, bağlama ile de halay çekilir. Diyarbakır oyunları davul ve zurna eşliğinde oynanır. Diyarbakır'da Diyarbakır halayı (Neni), Delibe Halayı, Girani (Esmer) Halayı en yaygın olarak oynanan oyunlardır. Neni Dört kişiden 15 kişiye kadar toplulukla oynanır. Pek renkli ve özellikli geçen Diyarbakır düğünleri bu halaysız olmaz. Düğün evinde sıra sıra kadınlı erkekli halay çekilir ve maya söylenir. Delibe Buna "Üç Ayak" da denir. Ayak seyir ve vuruşları oyun boyunca öyle çabuk ve tüy gibi hafif geçer ki seyredenlerin; oyuncunun üçüncü bir ayağı olduğuna inanası gelir. Delibenin iki ayaklı olanına "Koçeri" adı verilir. Oyun üç ayaklısına göre yavaştır. Girani Buna "Esmer Halayı" da denir. Oyun boyunca davul zurna; hem esmer güzeli Diyarbakır dilberlerine yakılan bir hoyratın nağmelerini çalar, hem de oyunculara kılavuzluk eder. Esmer bugün ağlamış Ciğerimi dağlamış Kara kaşın üstüne Siyah puşi başlamış Hele yâr yâr yâr Kibar yarim esmerim Sen güzelsin esmerim Sen benimsin esmerim Esmerin ağı gerek Alnında dağı gerek Yâri esmer olanın Zencirden bağı gerek 27 Mart 2015 Cuma İstanbul Caz Festivali, 27 Haziran'da başlayacak İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından 22'ncisi düzenlenen İstanbul Caz Festivali, 27 Haziran'da başlayacak. Festival, bu yıl 35'in üzerinde konserle aralarında Joan Baez, Jools Holland, Marcus Miller, Melody Gardot'un da aralarında bulunduğu 250'den fazla sanatçıyı müzikseverlerle buluşturacak. İSTANBUL - İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından 22'ncisi düzenlenen İstanbul Caz Festivali, 27 Haziran'da başlayacak. Festival, bu yıl 35'in üzerinde konserle aralarında Joan Baez, Jools Holland, Marcus Miller, Melody Gardot'un da aralarında bulunduğu 250'den fazla sanatçıyı müzikseverlerle buluşturacak. Türkiye'nin en önemli müzik etkinlikleri arasında gösterilen İstanbul Caz Festivali'nin bu yılki programı, Martı İstanbul Hotel'de yapılan etkinlikle tanıtıldı. İKSV Genel Müdürü Görgün Taner, bu yıl da müzikseverleri renkli bir programın beklediğini dile getirdi. Taner, Garanti Bankası başta olmak üzere sponsor kuruluşlara, büyükelçilik ve kültür merkezlerine teşekkür etti. Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Nafiz Karadere, festivali 18 yıldır karınca kararınca desteklerini belirtti. Kendisinin de festival programını her yıl büyük heyecanla beklediğini ifade eden Karadere, "Dileğimiz içimize işleyen caz müziğinin geniş kitlelere yayılması. Yıllardır bu buluşmalar için emek harcayan ve cazın efsanevi müzisyenlerini şehrimize getiren başta yerli ve yabancı müzisyeni ağırlayacaklarını ifade eden Opçin, bu yıl "Parklarda Caz" etkinliğini Fenerbahçe Parkı'nda, "Gece gezmeleri" etkinliğini de Kadıköy'de yapacaklarını ifade etti. Opçin, festivalin, caz müzisyeni piyanist ve besteci Emin Fındıkoğlu'nun Avusturya'nın İstanbul Başkonsolosluğu'nun Yeniköy'deki Avusturya Kültür Ofisi Bahçesi'nde vereceği konserle başlayacağını belirterek, Fındıkoğlu'nun festivalin bu yılki "Yaşam Boyu Başarı Ödülü"nü de alacağını kaydetti. Bülent Eczacıbaşı, Görgün Taner ve İstanbul Caz Festivali Direktörü Pelin Opçin olmak üzere İKSV ekibine içten teşekkürlerimizi sunuyorum" diye konuştu. Karadere, Şakir Eczacıbaşı'nı da saygıyla andıklarını söyledi. İstanbul Caz Festivali Direktörü Pelin Opçin, program hakkında katılımcılara bilgi verdi. Bu yıl 15'in üzerinde mekanda, 250'den fazla KAHRAMANMARAŞ - Kahramanmaraş'ta doğa fotoğrafçısı Arif Avize tarafından 2 bin metrelik rakımda çekilen, endemik bitki türlerinin de yer aldığı "Gönüllere yansıyan şehir" adlı doğa fotoğraflarından oluşan sergi açıldı. Anadolu Ajansı Gaziantep Bölge Müdürü Ahmet Caner Baysal, İl Sağlık Müdür vekili Murat Coşkun ve Şube Müdürü Şahin Yelek, Dulkadiroğlu Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürü Murat Akkurt, sağlık çalışanları tarafından, Dulkadiroğlu Belediyesi'nin destekleriyle bir alış veriş merkezinde açılan sergide, sümbül, anemon, nergis, kardelen, acı çiğdem ve ters lale gibi kente özgü bitki ve doğa fotoğrafları yer alıyor. Avize, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kahramanmaraş'ın doğal güzelliklerini anlattığı 5'inci sergiyi açmanın mutluluğunu yaşadığını söyledi. Kahramanmaraşlı fotoğrafçılar olarak zaman zaman kentin doğal güzelliklerini fotoğrafladıklarını, 5'inci sergiyi de "Gönüllere yansıyan şehir" temasıyla açtıklarını dile getiren Avize, gönlüne yansıyan kentin güzelliklerini fotoğraf kareleriyle Kahramanmaraşlılarla buluşturmak, onlarında gönüllerine yansısın istediklerini belirtti. Özellikle de kent halkına Kahramanmaraş dağlarının ve ekosisteminin ne kadar muazzam olduğunu anlatmaya çalıştığını ifade eden Avize, şunları kaydetti: "Birçok çiçek fotoğrafları endemik türlerden oluşuyor. Biyolojik ve botanik açıdan değerleri olan çiçekler bunlar. Bunlar Bir gül için bülbül giymiş karalar Bu dert beni iflah etmez paralar Göz göz olmuş sinemdeki yaralar Neşter urup deldiren yok sinemi Aşığınam uzak atma taşını Akıtıram gözden olan yaşımı Ko kessinler sinem üzre başımı He demişem yok diyemem nazlı yar. Diyarbakır'da halaylar genellikle erkekler tarafından oynanır. Delilo (Delibe) Halayı kadın-erkek oynanan karma bir halaydır. Diyarbakır'da başka halay çeşitleri de vardır: Düling (= Du-rik=İki Ayaklı), Goncut, Çepik (=Çapik = El Çırpma), Çaçan, Keçikanı, Berzini oyunlarının hepsi halay tipindedir. Bunlardan Berzini, Düling, Goncut, Keçikanı oyunları yalnızca erkekler tarafından oynanır. Berzini ve Delilo bar tarzında oyunlardır. Yine Diyarbakır'da erkeklerin oynadığı Hora (Horon) adlı oyuna ve Şur-u Mertal adlı kılıç-kalkan oyununa da rastlanır. Ayrıca; Meryemo, Teşi, Tik (Dik), Keşeo, Lorke, Kurt-kuzu, Arani, Govend, Kıntles, Lolo, Memeli oyunları da oynanır. Diyarbakır'da kadın kıyafetleri çok şatafatlı ve renklidir. Köfi ve fistan giyilir. Kotik ceket sırttadır. Bacağa şalvar giyilir. Ayakta yemeni ve çorap bulunur. Bele Kirişkine kuşak takılır. Erkeklerde başta Küm (küllah) bulunur. Sırta gömlek ve yelek giyilir. Bacaklarda şalvar, ayaklarda çorap ve yemeni bulunur. Bele kuşak sarılır. Kahramanmaraş'ta yetişiyor. Çekilen fotoğraflar bin 200 metre ile 2 bin metrelik rakımlardan çekilmiş resimler. Kahramanmaraş doğa fotoğrafçılığı açısından çok zengin ve istisna bir coğrafya. Bunu biz çekmiş olduğumuz doğa fotoğraflarıyla dünyaya ulaştırmaya çalışıyoruz." Kahramanmaraş'ı iklim ve doğal güzellikleri bakımından Türkiye'nin en güzel yerlerinden biri olarak nitelendiren Avize, kentin ekosistemine ayak uydurmuş çok endemik türlerin bulunduğunu, bunları da vatandaşlara fotoğrafla anlatmanın mutluluğunu yaşadığını belirterek, katkılarından dolayı Dulkadiroğlu Belediyesi'ne teşekkür etti. (AA) MEHMET NURİ PARMAKSIZ [email protected] BENCİLEYİN SÖZLER Sultan Çelik’in Şiiri ve Sanatı Üzerine Esmer bugün toydadır Kesimi ne boydadır Ne kadar esmer varsa Hepsi bizim soydadır. Bu halaylarda bir fasıl sırası bulunur. Makamlara göre de sıra meydana getirilmektedir. Aynı sıra türküler için de geçerlidir. Bu fasıllar şöyle dizilir: Peşrev, Divan, Muhalif, Kürdî, Maya, Hoyrat, Beşirî, Şirvanî, Kesik. Oyun sırasında mayalar tiz sesli bir oyuncu tarafından okunur. Üç maya örneği: Bahar olur yeşillenir bu dağlar Bu çimenler, bu çiçekler, bu dağlar Gidim sorum dünya âlem ne ağlar Ben ağlıyam nazlı yardan ayrıldım 68 kuşağının sembol isimlerinden folk müzik sanatçısı Joan Baez'in, 11 yıl aradan sonra 1 Temmuz Çarşamba akşamı Cemil Topuzlu Açık Hava Sahnesi'nde İstanbul'da hayranlarıyla buluşacağını ifade eden Opçin, Türkiye'de hayran kitlesi oluşan Marcus Miller, bas virtüözü Charnett Moffett, Melody Gardot, Jools Holland, Masha Vahdat gibi isimlerin de festivalde sahne alacağını aktardı. Pelin Opçin, 15 Temmuz'da sona erecek festival programının henüz tam olarak netleşmediğini ve müzikseverlerin sürprizler için hazırlıklı olmasını da istedi. (AA) “Gönüllere yansıyan şehir” fotoğrafları sergisi açıldı Hele yâr yâr yâr Kibar yarim esmerim Sen güzelsin esmerim Sen benimsin esmerim Hele yâr yâr yâr Kibar yarim esmerim Sen güzelsin esmerim Sen benimsin esmerim 9 Çukurova tiyatroya doyacak ADANA - Sabancı Vakfı'nın, Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Tiyatroları iş birliğiyle düzenlediği ve 27 Mart Dünya Tiyatro Günü'nde açılışı yapılacak 17. Sabancı Uluslararası Tiyatro Festivali kapsamında 24 farklı oyun, sanatseverlerle buluşacak. Adana Devlet Tiyatrosu Hacı Ömer Sabancı Kültür Merkezi Sahnesi ve İstanbul'da Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi'nde yapılacak temsillerle 24 oyun, sanatseverlerin beğenisine sunulacak. Tiyatro toplulukları, 30 Nisan'a kadar sürecek festivalde, 59 temsille tiyatro şöleni yaşatacak. Tiyatronun yanı sıra birçok etkinliğe yer verilecek festival kapsamında, dans, oyun yazma, görme engelliler için okuma tiyatrosu, çocuklarla maske ve kukla yapımı konularında atölye çalışmaları da gerçekleştirilecek. Festival kapsamında verilen "Sakıp Sabancı Yaşam Boyu Onur Ödülü" etkinliğin açılış gecesinde sahibini bulacak. Ödül, bugüne kadar 2005'te Cüneyt Gökçer'e, 2006'da Macide Tanır'a, 2007'de Bozkurt Kuruç'a, 2008'de Yıldız Kenter'e, 2009'da Genco Erkal'a, 2010'da Müşfik Kenter'e, 2011'de Gülriz Sururi'ye, 2012'de Haldun Dormen'e, 2013'te Rutkay Aziz'e ve geçen sene Zeliha Berksoy'a verildi. Festivalde bu yıl ABD'den Summer Nite Theatre "Marat/Sade", Çin'den Shangai Dramatic Arts Center "Köpeğin Yüzü", Fransa'dan Demons Et Merveilles "Lulu'nun Beyaz Gecesi", Portekiz'den Espetaculo da Dobrar "Goda", Makedonya'dan Üsküp Türk Tiyatrosu "Bir Yaz Gecesi Rüyası", Yunanistan Ulusal Tiyatrosu "Pasta" ve Ukrayna'dan Kiev Modern Bale Tiyatrosu "Carmen TV" adlı oyunlarını sahneleyecek. Türkiye'den ise İstanbul Devlet Tiyatrosu "Yaşamak Denen Bu Zahmetli İş", Trabzon Devlet Tiyatrosu "Rulet", Sivas Devlet Tiyatrosu "Kanlı Düğün", Ankara Sanat Tiyatrosu "Halktan Biri" ve "Tesadüfen Kadın Elizabeth", Semaver Kumpanya "Kuşlar" ve "Veriler", Tiyatro Adam "Arturo Ui'nin Önlenebilir Tırmanışı", İkinci Kat Tiyatrosu "Fü", Çolpan İlhan-Sadri Alışık Tiyatrosu "Kafesten Bir Kuş Uçtu" ve Pürtelaş Tiyatrosu "Savaş" adlı oyunlarıyla seyirci karşısına çıkacak. Festival, alternatif tiyatro örneklerini Adanalı sanatseverlerle buluşturmak için sahnesinde "genç tiyatro toplulukları"na da yer açacak. Festival kapsamında 5 "genç tiyatro topluluğu", Adana Devlet Tiyatrosu Fuaye Genç Sahne'de oyunlarını sergileyecek. Adana Devlet Tiyatrosu Müdür Vekili Efe Ünsal, AA muahbirine yaptığı açıklamada, festivalin hem Çukurova hem de Türkiye için önemli bir etkinlik olduğunu söyledi. Yurtiçi ve yurt dışından ağırlayacakları tiyatro topluluklarıyla Adana'nın bir ay boyunca "sanat kenti"ne dönüşeceğini ifade eden Ünsal, "Sabancı Vakfı ile düzenlediğimiz festivalin bu sene 17'ncisini gerçekleştireceğiz. Festival biletleri, satışa sunulduktan kısa süre sonra tükendi. Vatandaşların beğeniyle izleyeceği oyunlar sahnelenecek ve kültür sanat anlamında Çukurova'da bir ay boyunca coşkulu günler yaşanacak. Türkiye'nin en uzun süren uluslararası tiyatro festivalinde bu yıl, 24 farklı oyun sahnelenecek. Bu oyunlar 59 temsille seyirci karşısına çıkacak. Çukurova'da bir ay boyunca sanat dolu günler yaşanacak" diye konuştu. (AA) Her şiir kitabında başka bir dünya ile karşılaşırız. Kelimelerle örülen bu âlemin yansıması olan şiirler şairin ruhunun, bakış açısının, sezgi ve duyuş dünyasının anahtarıdır. Bu anahtarın açacağı kapılar, şairin duruşu, kültürü, kabulleri ve birikimi ile şekillenir. Bazen bir kelime, bazen bir mısra bizi başka bir hayal iklimine alıp götürebilir. Şiirin yetenekle ilgisi olduğu tartışılmaz bir gerçek olsa da, gönül gözü dediğimiz şey her şairde farklı şekilde tezahür edebilir. Sultan Çelik’in şiiri, saf ve samimi söylemi içinde barındıran, yer yer imge ve benzetmelerle örülmüş, gönülden gelen ve kabullerinden oluşan mısraların birleşimidir. Bu şiiri çekici kılan, kanaatimce samimi söyleyişle beraber üslûp dediğimiz ve her sanatkârda farklı şekilde ortaya çıkan ifadedeki çekiciliktir. Çelik’in kitabına isim olarak verdiği şiirin anlattıkları kendi ile ilgili görünse de, aslında bu şiir hepimizin belli bir yaştaki ruh hâlini yansıtmaktadır. “Aydınlık günler geride kaldı Gün batmakta akşamın ufkundayım Çoktandır gönlüm sükûta daldı Kalabalıklarda bile suskundayım” “Kalabalıklarda bile suskun” olabilmek hâlidir şairi şair yapan. Bu öyle bir hâldir ki aslında bu suskunluğunu Sultan Çelik yazdığı şiirlerle bozmuştur. Tabi burada dikkat edilmesi gereken başka bir şey de, Çelik’in, hayatın, geçmişin, arkadaşlığın, doğanın, geleceğin, vatanın, annenin, babanın, her şeyin “farkında” olması hâlidir. O yüzden de kitabın ismi “Farkındayım”dır zaten. Kitabı hacmi küçük olarak görebilirsiniz ama konu çeşitliliğine bakınca, hacim olarak küçük ama mana olarak büyük bir kitapla karşılaşacaksınız. Sultan Çelik, şiirleri dışında dörtlüklerini ve “Denemeler” başlığı altında düzyazılarından bir kısmını da kitabına almış. Bu da kitaba bir zenginlik katıyor. Düzyazılarında şiiri, eksiklerimizi ve kutsal bir değer olan yuva kavramını ele alarak düşüncelerini bize ulaştırmış. Farkındayım kitabı ile ilgili söylenecek çok şey var aslında; fakat okuyucudur aslında kitabı manalandıran. İşte bu yüzden kitapla ilgili çok şey söylemeye gerek görmüyorum. Ben sadece kitap hakkında bazı konulara dikkat çekmeye çalıştım diye düşünülmelidir. Bu kitabı okuyan herkesin kitabın bazı yerlerinde kendini bulacağı, tam da beni anlatmış diyeceği, inancındayım. Sultan Çelik’e, başarılar dilerken, her zaman üretmesini ve yazmasını istiyor, kitabı okuyan herkesin dünyaya başka bir gözle bakmasını beklerken, hayat akıp giderken “farkında olduklarımızın” artmasını diliyorum. GÜNÜN DÖRTLÜĞÜ Bizim için ellerim her gün kalkar duâya, Yazdığım her şiiri hep salarım fezâya. Hüdâ affetsin beni sana ben çok âşığım Mahşerin benim diye katlanırım ezâya. 10 SAĞLIK 27 Mart 2015 Cuma Enginarın “yaprakları” karaciğer dostu Karaciğer dostu olarak bilinen enginarın yapraklarının yararlı olduğu, karaciğeri düzenlediği bildirildi. İSTANBUL - Karaciğer dostu olarak bilinen enginarın yapraklarının yararlı olduğu, karaciğeri düzenlediği bildirildi. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi iç Hastalıkları ve Gastroenteroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Özkan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hekimlerin kanıta dayalı bilimsel verilerden hareket ettiği için bitkilerle uğraşmadığını ancak bu işi anlamayan ama bu işten belli menfaatler sağlayabilecek kişilerin ortaya çıktığını söyledi. Hasta takibi olmadan, hastanın önceki ve sonraki bulgularını bilmeden, kişilere çeşitli bitkilerin tavsiye edildiğini ifade eden Özkan, "Bitkilerin içerikleri o kadar çok toksinler, o kadar çok çeşitli maddeler içerir ki bunların faydalı kısımlarından vücut yararlanırken, zararlı kısımlarını karaciğer atar. Hele hele bir de karaciğerde bir yük varsa, yağlanma, hepatit B ve C gibi virüsler varsa bu ekstradan bitkilerle gelecek olan maddeler karaciğerin yükünü artırır. Dolayısıyla faydalı olacağı yerde zararlı olur" uyarısında bulundu. Karaciğer uzmanı olmayan kişilerden böyle tavsiyelerin alınmaması gerektiğine dikkati çeken Özkan, bazı karaciğer uzmanlarının da bu konuya eğilerek, konunun bilimsel bir platformda devam etmesini sağlaması önerisinde bulundu. Her bitkinin zararsız olmadığını vurgulayan Özkan, "Sigara bitkidir, zararlı. Esrar bitkidir, zararlı" dedi. Bugüne kadar yapılan çalışmalarda karaciğer dostu olarak bilinen birkaç bitki bulunduğuna işaret eden Özkan, deve dikeni, enginar, ekinezya, kekik, sarımsak, söğüt yaprağı, karahindiba, zencefil, kırmızı biber, arnavut biberi ve elma suyunun karaciğer dostu bitkiler olduğunun ortaya konulduğunu kaydetti. Özkan, şöyle devam etti: "Son zamanlarda ilacı yapılmaya çalışılan deve dikeni. Deve dikeninin tohumundan tutun, tüm parçaları karaciğer hastaları için faydalıdır. Enginar, özellikle yaprakları. Diğer kısımlarının çok yararlı olmadığı biliniyor. Yaprakları, karaciğerin safrasını ve kimyasını düzeltiyor. Ekinezya var. Bu bitki, bağışıklık sistemini uyaran, kamçılayan bir maddedir. Kekik, karaciğeri, safrayı geren damarları genişletiyor, bağırsakları rahatlatıyor, spazmları çözüyor, hazmı kolaylaştırıyor. Sarımsak, güçlü bir antioksidandır, kansere karşı koruyucudur. Karaciğeri destekleyici etkisi vardır. Sarımsak çok faydalı bitkilerden bir tanesidir. Söğüt yaprağı içerisinde aspirin benzeri maddeler var, enfeksiyonlara karşı vücudu korur. Karahindiba, zencefil, kırmızı biber, arnavut biberi, elma suyu bunlar çok yararlı. Kararında kullanmak şartıyla bal." Özkan, karaciğerin vücudu toksinlerden arındıran önemli bir organ olduğunu belirterek, karaciğer için faydalı olan bitkilerin karışımından elde edilen kürle karaciğerin temizlenmesinin mümkün olduğunu söyledi. (AA) 2 KISIM 423 KALEM MUHTELİF YEDEK PARÇA KEÇİÖREN BELEDİYESİ ULAŞIM HİZMETLERİ MÜDÜRLÜĞÜ 2 KISIM 423 KALEM MUHTELİF YEDEK PARÇA alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası : 2015/34036 1-İdarenin a) Adresi : Ovacık Mah. 1. Cad. 157 06310 Ovacık KEÇİÖREN/ANKARA b) Telefon ve faks numarası : 3123787700 - 3123787704 c) Elektronik Posta Adresi : [email protected] ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi (varsa) : https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/ 2-İhale konusu malın a) Niteliği, türü ve miktarı : 2 KISIM 426 KALEM MUHTELİF YEDEK PARÇA ALIMI Ayrıntılı bilgiye EKAP’ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Teslim yeri : KEÇİÖREN BELEDİYE BAŞKANLIĞI ULAŞIM HİZMETLERİ MÜDÜRLÜĞÜ DEPOSU c) Teslim tarihi : MALIN 1 SEFERDE TESLİMİ HALİNDE 5 İŞ GÜNÜ İÇERİSİNDE TESLİMİ YAPILACAKTIR 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : KEÇİÖREN BELEDİYE BAŞKANLIĞI KALABA MAH.CUMHURİYET CAD. NO:1 - 1 KAT İHALE SERVİSİ b) Tarihi ve saati : 13.04.2015 - 14:30 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: 4.1.1. Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odası belgesi; 4.1.1.1. Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, ilgisine göre Ticaret ve/veya Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.1.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.2. Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri; 4.1.2.1. Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, 4.1.2.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, 4.1.3. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu. 4.1.4. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat. 4.1.5. İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz. 4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir. 4.3. Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından mesleki ve teknik yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir. 5.Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 20 TRY (Türk Lirası) karşılığı KEÇİÖREN BELEDİYE BAŞKANLIĞI KALABA MAH.CUMHURİYET CAD. NO:1 -4. KAT ULAŞIM HİZMETLERİ MÜDÜRLÜĞÜ adresinden satın alınabilir. 7.2. İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar KEÇİÖREN BELEDİYE BAŞKANLIĞI KALABA MAH.CUMHURİYET CAD. NO:1 -4. KAT ULAŞIM HİZMETLERİ MÜDÜRLÜĞÜ adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, kısmı teklif verilebilir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3’ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 45 (KIRKBEŞ) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. Basın - 49641 (www.bik.gov.tr) Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de BİNEK HİZMET ARACI KİRALANMASI T.C. BAŞBAKANLIK ÖZELLEŞTİRME İDARESİ BAŞKANLIĞI Binek Hizmet Aracı Kiralanması hizmet alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası: 2015/34670 1-ldarenin a) Adresi: Ziya Gökalp Caddesi No:80 06600 KURTULUŞ ÇANKAYA/ANKARA b) Telefon ve faks numarası: 3125858234 - 3125858402 c) Elektronik Posta Adresi: [email protected] ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi: https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/ 2-lhale konusu hizmetin a) Niteliği, türü ve miktarı : Toplam 9 adet binek hizmet aracı 5 adedi şoförlü, 4 adedi şoförsüz dür. Ayrıntılı bilgiye EKAP'ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Yapılacağı yer : Ziya Gökalp Caddesi No: 80 06600 Kurtuluş/ANKARA c) Süresi : İşe başlama tarihi 01.05.2015, işin bitiş tarihi 31.12.2015 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : Ziya Gökalp Caddesi No:80 06600 Kurtuluş/ANKARA b) Tarihi ve saati : 21.04.2015- 14:00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: 4.1.1. Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası veya Meslek Odası Belgesi; 4.1.1.1. Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından ya da ilgili meslek odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.1.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu ticaret ve/veya sanayi odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğinin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.1.3. İhale konusu işin yerine getirilmesi için alınması zorunlu olan ve ilgili mevzuatında o iş için özel olarak düzenlenen sicil, izin, ruhsat vb. belgeler, İstekliler Ulaştırma Bakanlığınca verilen A1 Yetki Belgesini Teklifi ekinde sunmak zorundadır. 4.1.2. Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza Beyannamesi veya İmza Sirküleri; 4.1.2.1. Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, 4.1.2.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğinin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimdeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, 4.1.3. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu. 4.1.4. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat. 4.1.5. İhale konusu işin tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz. 4.1.6. Tüzel kişi tarafından iş deneyimini göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yansından fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, ticaret ve sanayi odası/ticaret odası bünyesinde bulunan ticaret sicil memurlukları veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren, standart forma uygun belge, 4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: 4.2.1 Bankalardan temin edilecek belgeler: Teklif edilen bedelin %10 dan az olmamak üzere istekli tarafından belirlenecek tutarda bankalar nezdindeki kullanılmamış nakdi veya gayrinakdi kredisini ya da üzerinde kısıtlama bulunmayan mevduatını gösterir banka referans mektubu, Bu kriter mevduat ve kredi tutarları toplanmak ya da birden fazla banka referans mektubu sunularak sağlanabilir. 4.2.2. İsteklinin ihalenin yapıldığı yıldan önceki yıla ait yıl sonu bilançosu veya eşdeğer belgeleri: a) İlgili mevzuatı uyarınca bilançosunu yayımlatma zorunluluğu olan istekliler yıl sonu bilançosunu veya bilançonun gerekli kriterlerin sağlandığını gösteren bölümlerini, b) ilgili mevzuatı uyarınca bilançosunu yayımlatma zorunluluğu olmayan istekliler, yıl sonu bilançosunu veya bilançonun gerekli kriterlerin sağlandığını gösteren bölümlerini ya da bu kriterlerin sağlandığını göstermek üzere yeminli mali müşavir veya serbest muhasebeci mali müşavir tarafından standart forma uygun olarak düzenlenen belgeyi sunar, Sunulan bilanço veya eşdeğer belgelerde; a) Cari oranın (dönen varlıklar / kısa vadeli borçlar) en az 0,75 olması, b) Öz kaynak oranının (öz kaynaklar/toplam aktif) en az 0,15 olması, c) Kısa vadeli banka borçlarının öz kaynaklara oranının 0,50'den küçük olması, yeterlik kriterleridir ve bu üç kriter birlikte aranır. Yukarıda belirtilen kriterleri bir önceki yılda sağlayamayanlar, son iki yıla ait belgelerini sunabilirler. Bu takdirde, son iki yılın parasal tutarlarının ortalaması üzerinden yeterlik kriterlerinin sağlanıp sağlanmadığına bakılır. Serbest meslek erbabının vereceği, ilgili mevzuatına göre düzenlenmiş ve onaylanmış serbest meslek kazanç defteri özetinde gösterilen değerlere göre, son yıla ait toplam gelirin toplam gidere oranının veya son iki yıla ait gelir ve giderlerin parasal tutarlarının ortalaması üzerinden bulunacak oranın en az (1,25) olması şartı aranır. Serbest meslek kazanç defteri özetinin yeminli mali müşavir veya serbest muhasebeci mali müşavir ya da vergi dairesince onaylı olması gerekir. İhale veya son başvuru tarihi yılın ilk dört ayında olan ihalelerde, bir önceki yıla ait belgelerini sunmayanlar, iki önceki yıla ait belgelerini sunabilirler. Bu belgelerde yeterlik kriterini sağlayamayanlar ise iki önceki yılın belgeleri ile üç önceki yılın belgelerini sunabilirler. Bu durumda, belgeleri sunulan yılların parasal tutarlarının ortalaması üzerinden yeterlik kriterlerinin sağlanıp sağlanmadığına bakılır. 4.2.3. İş hacmini gösteren belgeler: a) İhalenin yapıldığı yıldan önceki yıla ait toplam ciroyu gösteren gelir tablosu, b) Taahhüt altında devam eden hizmet işlerinin gerçekleştirilen kısmının veya bitirilen hizmet işlerinin parasal tutarını gösteren, ihalenin yapıldığı yıldan önceki yılda düzenlenmiş faturalar, Bu belgelerden birinin sunulması yeterlidir. Toplam cironun teklif edilen bedelin %25'inden , taahhüt altında devam eden işlerin gerçekleştirilen kısmının veya bitirilen işlerin parasal tutarının ise teklif edilen bedelin %15'inden az olmaması gerekir. Bu kriterlerden herhangi birini sağlayan ve sağladığı kritere ilişkin belgeyi sunan istekli yeterli kabul edilir. Bu kriterleri bir önceki yılda sağlayamayanlar, son iki yıla ait belgelerini sunabilirler. Bu takdirde son iki yılın parasal tutarlarının ortalaması üzerinden yeterlik kriterlerinin sağlanıp sağlanamadığına bakılır. Yılın ilk dört ayında olan ihalelerde, bir önceki yıla ait gelir tablosunu sunmayanlar, iki önceki yılın gelir tablosunu sunabilirler. Bu gelir tablosunun yeterlik kriterini sağlayamaması halinde, iki önceki yılın ve üç önceki yılın gelir tabloları sunulabilir. Bu durumda, gelir tabloları sunulan yılların parasal tutarlarının ortalaması üzerinden yeterlik kriterlerinin sağlanıp sağlanmadığına bakılır. 4.3. Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: 4.3.1. İş deneyimini gösteren belgeler: Son beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında kabul işlemleri tamamlanan ve teklif edilen bedelin % 50 oranından az olmamak üzere, ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler veya teknolojik ürün deneyim belgesi. 4.3.2. Makine, teçhizat ve diğer ekipmana ait belgeler ve kapasite raporu: Araçların en az 3 adedi şirket öz malı ve 2012 model ve üstü olacaktır. 4.4. Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler: 4.4.1. Kamu yada özel sektörde yapılan her türlü binek araç kiralama işi kabul edilecektir. 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 250 TRY (Türk Lirası) karşılığı 4 üncü kat 410 nolu oda adresinden satın alınabilir. 7.2. İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar 4 üncü kat 410 nolu oda adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, Birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu üzerine ihale yapılan istekliyle, her bir iş kaleminin miktarı ile bu kalemler için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3'ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 60 (Altmış) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. 13. Diğer hususlar: İhale, Kanunun 38 inci maddesinde öngörülen açıklama istenmeksizin ekonomik açıdan en avantajlı teklif üzerinde bırakılacaktır. Basın - 49594 (www.bik.gov.tr) Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de YAŞAM-ÇEVRE BULMACA Suriyeli Ahmet'in derdi “başı”ndan aşkın Ülkesindeki iç savaş nedeniyle ailesiyle Türkiye'ye sığınan Suriyeli Aslan ailesinin en küçük ferdi 10 yaşındaki Ahmet'in kafası, su toplanması nedeniyle sürekli büyüyor. HATAY - Suriye'de "hidrosefali" teşhisi konan ve ailesiyle Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde yaşayan çocuk, sığınmak zorunda kaldığı Türkiye'de imkansızlık nedeniyle tedavi olamıyor. İdlib'ten 3 yıl önce Reyhanlı ilçesine gelen 6 çocuklu Aslan ailesi, maddi imkansızlıklar nedeniyle çeşitli zorluklar da yaşıyor. Kendi imkanlarıyla kiraladıkları tek odalı evde hayatlarına devam eden anne Feva Aslan (25), AA muhabirine ülkelerinde can güvenliği kalmadığı için 3 yıl önce Reyhanlı'ya geldiklerini anlattı. En küçük oğlu Ahmet'in başının Suriye'de doğduktan 4 ay sonra büyümeye başladığını anlatan Aslan, "Ahmet'in haricinde 5 evladım daha var fakat onların hiçbir sağlık sıkıntısı yok. Ahmet 10 yaşında, oturamıyor, sürekli yatmak zorunda ve bir bakıcıya ihtiyaç duyuyor" diye konuştu. Suriye'de doktorların oğluna hidrosefali tanısı koyduğunu dile getiren Aslan, haberi duyduğunda adeta yıkıldığını ifade etti. Suriye'de tedavi için bazı hastanelere gittiğini ancak olumlu sonuç alamadıklarını kaydeden Aslan, şunları söyledi: "Doğduktan 4 ay sonra kafası büyümeye başladı. Tedavi ettirecek imkanımız yok. Oğlumun vücut bölümü 11, başı ise 9 kilo geliyor. Tedavi olması gerekiyor ancak 3 yıldır doktora gidemedik. Durumumuz da iyi değil. Türkiye'de bu hastalığın tedavi olduğunu duyduk. Bakımı ve tedavisi için yardım istiyoruz. Yoksa çocuğum gözümün önünde ölüme gidiyor." Yardım kuruluşlarının desteğiyle hayatlarına devam ettiklerini aktaran Aslan, uzun süreden beri Suriye'deki kocasından haber alamadığını kaydetti. Halk arasında "Beyinde su toplanma- sı" olarak da adlandırılan, beyin boşluğuna normalin üzerinde beyin omurilik sıvısı birikmesi durumu. Sıvı birikimiyle kafatasının içindeki boşlukta basıncın artmasına ve kafanın artan ölçüde büyümesine, kasılmalara ve zihinsel engelli olma sonuçlarına yol açabiliyor. Hidro (su) ve sefali (kafa) terimlerinden türemiştir. Cerrahi yöntemle tedavi şansı bulunan hastalıkta erken müdahale önem kazanıyor. (AA) “Huzurlu sesler” ödüllendirildi İSTANBUL - İstanbul'un farklı huzurevlerinde kalan 18 yaşlı, "Huzurlu Sesler" yarışmasında sahne aldı. Kağıthane Belediyesi ile İstanbul Aile ve Sosyal Politikalar Müdürlüğü'nce "Yaşlılara Saygı Haftası" etkinlikleri kapsamında düzenlenen "Huzurlu Sesler" yarışması, Gültepe Kültür Merkezi'nde yapıldı. İstanbul Aile ve Sosyal Politikalar Müdürü Önal İnaltekin, yaptığı konuşmada, huzurevi sakinlerine "yaşlı" 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 1 2 3 4 5 6 denilmesini doğru bulmadığını ve hepsinin birer yaşayan kütüphane olduğunu söyledi. Ses yarışmasına katılanların bir yeteneklerini görme fırsatı bulduklarını belirten İnaltekin, "Huzurevlerini ziyaret ederseniz bu insanların hayatlarının, yaşadıkları her anın birer roman olduğunu görürsünüz. Tek isteğimiz; onları yalnız bırakmayın, gelin ziyaret edin. Onlar ansiklopedilere sığmayan bilgilere sahip" dedi. 7 8 9 10 Jüri üyeliğini sanatçılar Huri Sapan, Zekeriya Ünlü, Hülya Bozkaya, Melih Selçuk, Yağmur Tanrısevsin ve Uğur Küçükkaplan'ın yaptığı yarışmada, renkli görüntüler ortaya çıktı. Katılımcılar, huzurevi sakinlerinin şarkılarına eşlik ederken, hareketli şarkılarda hem yarışmcılar hem davetliler oynadı. Sapan, Ünlü ve Bozkaya'nın söylediği şarkılar da alkış aldı. Bazı huzurevi sakinlerinin görevlilerin yardımlarıyla tekerlekli sandalye ile sahneye çıktığı yarışmada, bazı yaşlılar ise şarkıları unutmamak için ellerindeki kağıtlara baktı. Jüri üyesi Sapan, çocukluk arkadaşı ve sanat hayatında birlikte sahneye çıktığı Enver Danış'ın da yarışmacılar arasında olduğunu görünce duygulandı. Sahnede bir süre Danış'ın boynuna sarılan Sapan, "Zaman bizden neleri alıp götürüyor. Sanatçıların hayatları televizyonlarda toz pembe gibi görünüyor ama bizim hayatımız da acı gerçeklerle dolu" diye konuştu. Aysel Karagül'ün birinci, Neriman Nesrin Erkaya'nın ikinci, Sedat Sanatkar'ın üçüncü olduğu yarışmada dereceye girenlere altın ve plaket verildi. (AA) BULMACA Soldan sağa: 1. Matadordan önce arenaya çıkarak boğayı yoran kişi. – Radyumun simgesi. 2. Emanet olarak. 3. Kadın arkadaş, dost. – Baston. 4. Nispet. – Dinlence. 5. İç organlarımızdan biri. – Uzakdoğu’da yetişen ve dokumacılıkta yararlanılan değerli bir bitki. 6. Sadist. 7. Tayin. – Kalın sicim. 8. Vilayet. – Yırtığı kapamak için konulan parça. – Bir haber ajansının kısaltması. 9. Duvarı berkitmek için taşların arasına yerleştirilen direk. – Bir sinir hastalığı, tutarak, yilbik. 10. Karışık renkli. – Yapım işleri. 11. Bucak. – Bankada hesabı olanlara gönderilen ödeme ya da çekme makbuzu. 12. Belirti, iz, ipucu. – Yazı. 13. Bağ budamaya ya da ağaç kesmeye yarayan bir tür eğri bıçak. – Meşime, son, plasenta. 14. Sapındaki liflerden halat, çuval gibi kaba örgüler yapılan bir bitki. 15. Tinsel. 16. İsim. – Aynı çizgi üzerinde bulunma durumu. – Bir şeyin geçtiği ya da önce bulunduğu yerde bıraktığı belirti, nişan, alamet. 17. Camilerde ezan okunan taştan yapılmış ince uzun bölüm. – Üye. 18. Çocuk sahibi olmuş kadın. – İsyan eden, başkaldıran. 19. Gemilerde yolcuların hizmetine bakan görevli. – Bir cetvel türü. 20. Müstahkem mevki. – Politika. Yukarıdan aşağıya: 1. Bir eserin bir bölümünü ya da bütününü alaya alarak gülünç etki yaratan bir oyun türü. – Sevgide aldatma, sadakatsizlik. – Afrika’da bir başkent. 2. Eski dilde otlar. – Kamufle etmek. – Afyon ilinin bir ilçesi. 3. Kefil olma durumu, kefillik. – İslam dini inanışlarına uygun olarak yapılan temizlik. – Ad, unvan, san. 4. Eskiden çocukları mahalle mektebine götürürken yapılan tören. – Asya’da bir ülke. – Kabaca evet. – Favori. 5. Güneydoğu Anadolu’da, genellikle kadınların vücutlarının çeşitli yerlerine yaptırdıkları bir tür dövme. – Erzincan ilinin bir ilçesi. – Bir subayın emrindeki asker. 6. Özenli, düzgün. – Artırma, katma. – Kuzu sesi. – Ucuna doğru genişleyen etek. – Rey. 7. Bir nota. – Ödünç alınan ya da verilen şey. – Fotoğraf duyarlılığını belirtmekte kullanılan sayısal değer. – Karındanbacaklı bir yumuşakça türü. – Soyundan gelinen kimse. 8. Kurutulmuş bir tür et. – Bir şeyin elden ele geçmeÇÖZÜMÜ si. – İskambilde birli. 9. Güzel sanatların bir dalı. – BUGÜN Katlanır, taşınır çerçeveli perde. – Doktorun hastasından aldığı muayene ücreti. 10. Çözümleme, 12. SAYFADA tahlil. – Kedi, köpek gibi hayvanların ön ayakları. – AIDS virüsünü saptamakta kullanılan test. – Kasaplarda satılan kesilmiş hayvan. Hazırlayan: Ercan BostaNcıoĞlu 27 Mart 2015 Cuma 11 TÜRKÇE BAKIŞ Prof. Dr. Nurullah Çetin [email protected] TÜRKİYE’DE LİBERAL OLMAK Türkiye’de kendilerine liberal denilen bir kesim var. Bunlar genellikle yazar, çizer, televizyoncu, profesör, dernekçi, vakıfçı ve siyasetçi gibi adlar altında faaliyet yaparlar. Liberaller, bütün düşüncelerini Batıdan alan, Türk millet ve devletini tamamen Batıya eklemleyen, Batının içinde güdümlü bir yere oturtan, batıdan tercüme kavramlarla kozmopolit, silik bir toplum inşa etmeye, milliyetsiz bir sürü üretmeye ve batının uydusu olan devletimsi bir şey kurmaya çalışan bir anlayışın temsilcileridir. Kendilerine ait özgün bir bilgi, yöntem, hedef ve programları yoktur. Akıl hocaları tamamen batılı filozof, düşünce ve siyaset adamlarıdır. Yerli ve millî damarları, kaynakları yoktur. Batı âlemindeki düşünce, bilgi, strateji, program üreten kişi ve kurumların tercüme bürosu gibi çalışırlar. Onlardan aldıkları kavramlarla bizi tanımlamaya ve yönlendirmeye uğraşırlar. Özgürlük, demokrasi, insan hakları, kültürel haklar, bilmem ne hakları deyip durdukları şeyler, aslında gerçek anlamlarından soyutlanmış, sadece Batı emperyalizminin Türk millî yapısını çözmek, dağıtmak, parçalamak, kapsayıcı Türk millî yapısını çatışmacı ve dışlayıcı kavmî yapılara dönüştürmek için kullandıkları kavramlardır. Demokrasi, insan hakları gibi aslında iyi, güzel, faydalı, gerekli olan bu evrensel kavramları kendi aslî bağlamları içinde kullanmazlar. Bunların arkasına sığınarak millî Türk devlet ve millet yapısını parçalamayı amaçlarlar. Atatürk, milliyetçilik, Türklük değerlerine karşı alerjileri vardır. Mesela “Türk” demeyi ırkçılık olarak sunarlarken; ayrımcılık ve bölücülük içeriğiyle dolu olarak “Kürt sorunu” ve “Ermeni sorunu” gibi lafları demokrasi, özgürlük, insan hakları ve kültürel haklar bağlamı içinde kullanırlar. Türkiye’de liberal olarak bilinenler, kozmopolitler, etnik siyasetçiler vs bu kavramlarla kendilerine Türk millî değerlerini aşındırıp ortadan kaldırmak, Türk milletinin ruhundan millî şuuru yok etmek, hatta Türk’e Türk düşmanlığı propagandası yapmak gibi bir misyon biçmişlerdir. Türk devletinin anayasasından Atatürk milliyetçiliğini ve Türk millî değerlerini tasfiye etmek amacındadırlar. Türk millet birliğini bozup iki milletli bir yapıya yani Türk- Kürt devlet ve millet yapısına döndürmek istemektedirler. Emperyalist batıyla ağız birliği ederek, bağımsız bir Türk devleti kuran Atatürk’e doğrudan ya da dolaylı yollardan düşmanlık yaparlar. Türk ordusuna saldırarak onun gücünü kırmak, pasifize etmek, böylece Türk milletini, emperyalizm karşısında savunmasız bırakmak isterler. Türkiye’de sadece Türk yoktur, bilmem şu kadar etnik grup vardır deyip durmaları, Türklüğü etnik bir kan bağına indirgeyerek sosyolojik, kültürel ve siyasi kapsayıcılık işlevini ve anlamını boşaltmaya çalışırlar. Böylelikle kendi etnikçiliklerini Türklük üzerinden de meşrulaştırmaya çalışmaları hep bu anlayışlarının yansımalarıdır. Bunlar, yüce anlam, asil değer, sahih norm, kutsal inanç, soylu ahlak, arındırıcı feragat, Türk milletine mensubiyet duygusu ve bu milleti yüceltmek gibi manevî zenginliklerden yoksun, kozmopolit, ruhsuz, cesedini ayakta tutma, şımartma, besleyip cilalama amacından başka bir yaşama amacı olmayan, nefis perest, bireyci, menfaatçi, materyalist, anlık yaşayan bir kalabalık oluşturma misyonunun misyonerleridir. Kendilerine özgürlükçü liberal denilenlere, bilmem kaçıncı cumhuriyetçilere Türk’ün kendi kendini yönetebilme özgüvenini yok etme görevi verilmiştir. Aldıkları talimatlar doğrultusunda kuruldukları gazete köşelerinden, televizyon koltuklarından, üniversite kürsülerinden, şuradan buradan sürekli Türk milletine telkin ettikleri laflar aşağı yukarı şöyledir: “Siz kendi kendinizi yönetemeyecek, kendi vatanınızı idare edemeyecek, kendi devletinizi yürütemeyecek kadar akılsız, beceriksiz, bilgisiz adamlarsınız. Sizin bir efendiye ihtiyacınız var. O da Avrupa Birliği’dir, Amerika’dır, şudur budur. Anayasanızın, kanunlarınızın nasıl yapılmasına onlar karar verir. Sizin mebuslarınız da batıdan gelen siyasi talimatlar doğrultusunda yasal düzenleme ve uyum yapma memurlarıdır. Bu devirde bağımsız devlet ve millet olmaz. Dünya küçüldü, küçük bir köye döndü, siz batıdan, uygar dünyadan kopamazsınız, onlar ne derse onu yapmak zorundasınız; yoksa ayakta kalamazsınız, yaşama imkânınız olmaz. Hayatta kalmak istiyorsanız Batılı efendilerimizin talimatlarından zinhar ayrılmayınız.” Yine aynı anlayışa göre vatanımızdaki yer altı ve yer üstü, tabii ya da yapma bütün ekonomik değerlerimizi, bütün büyük işletmelerimizi, fabrikalarımızı, para getiren ve para dağıtan bütün kurumlarımızı yabancılara teslim etmek, dünyayla birlikte hareket etmek oluyor. Küresel dünyanın gerekleri oluyor. Paran varsa sen de al, sen niye almıyorsun, sen almazsan gâvurun almasına bir şey diyemeyiz, oluyor. Paranın dini imanı olmaz, oluyor. Bu çağdaş dünyada artık sen ben mi var, hepimiz dünya vatandaşıyız, oluyor. Oluyor da oluyor. Böylece bunlara ekonomik, siyasi, kültürel vs. her anlamda Türk millî şuurunu, bağımsızlık ruhunu öldürme, yok etme görevi verilmiş. Onlar bu doğrultuda yoğun olarak çalışıyorlar. Millî doğruluşumuzun temellerinden biri, öncelikle bizi her Allahın günü entelektüel gevezeliklerle kandırmaya çalışan, milletimiz katında hiçbir sosyal tabanı olmayan, ama iri basın yayın organlarını işgal etmiş, şunun bunun fonlarıyla semirmiş, kendilerine liberal denilen bu adamları iyi tanımak, çıkarmak istedikleri fitnelerin farkına varmak ve onların laflarına hiçbir şekilde yüz vermemek ve itibar etmemektir. Akdeniz çam kabuk böceği, ormanları tehdit ediyor HATAY - Antakya Orman İşletme Müdürü Cevdet Çiçek, Hatay'daki yaklaşık 4 bin hektarlık kızılçamın Akdeniz çam kabuk böceği tehdidi altında olduğunu belirtti. Çiçek, Orman İşletme Müdürülüğü'nde düzenlediği basın toplantısında yangından daha tehlikeli ve sinsi bir böcek türü olan Akdeniz çam kabuk böceğinin ormanlardaki kızılçam ağaçlarının kurumasına neden olduğunu söyledi. Önceki yıllarda çıkan orman yangınları, yağışların az olması ve kurak geçen kış şartları nedeniyle ağaçlarda zayıflama meydana geldiğini ve böceğin bu şekilde hızlı yayıldığını ifade eden Çiçek, şöyle devam etti: ''Hatay'daki yaklaşık 4 bin hektarlık kızılçam, Akdeniz çam kabuk böceği tehdidi altında. Böcek, adından da anlaşıldığı gibi ağaçların dış kabuklarının hemen altında bulunan, ağaçların hayatiyetini sağlayan iletim demetlerinin bulunduğu kambiyum tabakasını yiyerek adeta ağacın damarlarını kesiyor. Topraktan su ve mineral besinleri almasını engelliyor. Böcek yılda 6 generasyon verme kabiliyetine sahip olup sıcak ve ılıman iklimlerde duraklamadan üremeye devam ediyor.'' Çiçek, ormanların dirençli ve bakımlı hale getirilebilmesi için, hastalıklı ve kuruyan fertlerin süratle sahadan uzaklaştırılması gerektiğini anlattı. Kuruyan ağaçların kesilerek ormandan çıkarılmaması halinde böceğin üremeye devam edeceği ve yangınlarla da azalan ormanların yok olacağını ifade eden Çiçek, şunları söyledi: ''Biz yaşanan durumu dumansız yangın olarak belirtiyoruz. Son günlerde Hatay'da fazla ağaç kesimlerinin yapıldığına dair kamuoyunda haberler çıkıyor. Ancak bu kesimlerle ilgili yapılan çalışmalar ormanlarımızın geleceğini ve bizden sonraki nesillere de bırakabileceğimiz ormanların kalması içindir.'' (AA) İSTANBUL - Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA) 2014'te 46 bin gönüllü kazanımıyla vakıf tarihinin yıl bazında rekorunu kırdı. Vakıftan yapılan açıklamada, 22 yıldır erozyon ve doğal varlıkları korumak adına mücadele eden TEMA'nın çalışmalarını gönüllülerinin sağladığı katkı ve desteklerle yürüttüğü, vakfın geçen yıl gerçekleştirdiği çalışmalarda 46 bini aşkın yeni gönüllü kazandığı belirtildi. İngiltere merkezli Charities Aid Foundation tarafından yayımlanan Dünya Bağışçılık Endeksi'ne göre, Türkiye'nin gönüllü faaliyetlere katılımda 135 ülke arasında 132'nci sırada yer aldığı anlatılan açıklamada, Türkiye'de gönüllü faaliyetlere katılım oranının yüzde 10'u geçmediği, bu çerçevede TEMA'nın gönüllülük faaliyetlerine katılım oranı düşük olan Türkiye'de rekor gönüllü sayısına ulaştığı bildirildi. Açıklamada, yarım milyonu aşkın doğa gönüllüsüyle doğal varlıkları koruma mücadelesini sürdüren TEMA Vakfı'nın 2014 sonu itibarıyla 80 il, 308 ilçe, 37 mahalle ve 122 üniversitede faaliyetlerine devam ettiği, doğa koruma alanında Türkiye'nin en yaygın sivil toplum örgütü olduğu, doğa sorunları, özellikle de erozyon, ormanların yok edilmesi, çölleşme, iklim değişikliği ve biyo-çeşitliliğin kaybolması konularıyla ilgili etkili ve bilinçli bir kamuoyu oluşturmayı hedeflediği aktarıldı. (AA) TEMA'ya 2014'te “rekor” gönüllü katılımı oldu 12 haber 27 Mart 2015 Cuma MHP’de zor seçim! Yerli sismik gemi Turkuaz hizmete hazır ANKARA - Genel seçim hazırlıklarını sürdüren MHP, aralarında sanatçı Kıraç'ın bestelediği "Türkiye Marşı" da bulunan 11 seçim şarkısı hazırlattı. Genel seçim sloganını "Bizimle Yürü Türkiye" olarak belirleyen MHP'de, kampanya süresince kullanılacak 11 şarkı da seçildi. MHP, seçimlerde "Bizimle Yürü Türkiye, "Türkiye Marşı", "Selam Anadolu'ya", "Haydi Geç Harekete", "Biz Türkiyeyiz", "Hep Beraber Türkiye", "Hep Beraber", "Vur Mührünü MHP'ye", "Oyları MHP'ye Verin Uşaklar", "Kim Bunlar", "Mührünü Üç Hilale Vur" şarkılarıyla seçmenin karşısına çıkacak. Seçim kampanyasının sloganı ile aynı adı taşıyan "Bizimle Yürü Türkiye" şarkısı, Sanatçı Atilla Yılmaz tarafından hazırlandı ve seslendirildi. Kıraç'ın bestelediği ve ilk kez 11. Olağan Büyük Kurultay'da tanıtılan "Türkiye Marşı" ise MHP'nin bir diğer seçim şarkısı. Marşın sözlerinde, "Al kana belenmiş şanlı bayrağım, düşürme yerlere, ezme Türkiye. Zalime eğilme, arsıza güvenme, yurdumu haine verme. Türkiye, Türkiye, yok senin eşin. Türkiye, Türkiye, sönmez ateşin. Bu bayrak inmez" sözleri yer alıyor. MHP'nin seçim şarkıları arasında bir de Kazakistanlı sanatçı Galimjan Joldasbay'ın şarkısı bulunuyor. Kazak sanatçı Joldasbay'ın "Ak Tilek" şarkısı, MHP için uyarlandı. Türkçe sözler yazılan şarkı, "Selam Anadolu'ya" ismi ile Turgay Başyayla tarafından seslendirildi. Şarkıdaki "Muhammediz Aliyiz, Sünniyiz Aleviyiz. Senlik benlik yok, biz de bir aşkın aleviyiz. Liderimiz Bahçeli, hey ya MHP, haydi şimdi MHP" ifadeleri dikkati çekiyor. Volkan Sönmez'in hazırladığı "Haydi Geç Harekete" isimli seçim şarkısında ise İSTANBUL - Tuzla'daki İstanbul Tersanesi'nde üretilen Türkiye'nin ilk yerli sismik araştırma gemisi MTA TURKUAZ, 28 Mart'ta törenle denize indirilecek. Gemi, İstanbul Denizcilik Gemi Sanayi Ticaret AŞ tarafından denizdeki donatım çalışmalarının tamamlanmasının ardından Savunma Sanayi Müsteşarlığına (SSM), sonra da kullanımı için Maden Tetkik Arama'ya (MTA) teslim edilecek. Gemi, petrol ve gaz araştırmalarından arkeolojik araştırmalara dek pek çok projede görev alabilecek. Gemi ile deniz altının adeta "röntgenini çekmek" mümkün olacak. MTA TURKUAZ, 86 metre boyu ve 23 metre genişliğiyle Türkiye'nin ilk sismik araştırma gemisi RV Barbaros Hayreddin Paşa'yı, büyüklüğünün yanı sıra sismik operasyon kabiliyeti, ekipman ve laboratuvar imkanlarıyla geride bırakacak. Gemide yer alan helikopter platformu, 12 tonluk bir helikopterin gece-gündüz iniş ve kalkışına da imkan sağlayacak. Gemi, 2 ve 3 boyutlu derin sismik, gravite, manyetik sistemler ve deniz tabanı ayrıntılı görüntüleme sistemleri, uzaktan kumandalı robot aracının yanı sıra su kolonu ve deniz tabanından jeolojik örnekleme yapabilecek ekipmanlarla donatılacak. Alınan verilerin işlemesi, analizi ve değerlendirmesine yönelik jeoloji, jeofizik, hidrografi, oşinografi ve biyoloji araştırma laboratuvarları gemide yer alacak. Geminin ekonomik sürati 14 knots, araştırma-etüt hızı ise 4.86 olacak. Gemi; Karadeniz, Marmara, Ege ve Akdeniz'in yanı dünya denizlerinde de faaliyet gösterebilecek. Gemi; sismik, jeofizik, jeolojik, jeoteknik, batimetrik, hidrografik, oşinografik, hidroakustik araştırma, depremler, genel jeoloji, uygulamalı jeoloji, çevre jeolojisi ve yer bilimleri ile ilişkili diğer bilim dallarının da araştırma projelerini gerçekleştirme, örnekleme ve veri toplama çalışmalarını gerçekleştirme yeteneğine sahip olacak, petrol ve gaz araştırmaları ile derin jeolojik yapıların araştırılmasında kullanılabilecek, deniz altı arkeolojik çalışmaları da yapılabilecek. İstanbul Denizcilik Gemi Sanayi Ticaret AŞ Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İlkem Şahin, firmalarının büyük bir projede sona gelmenin mutluluğunu yaşadığını söyledi. Geminin, Türkiye'nin denizdeki yer altı zenginliklerinin açığa çıkarılmasında kullanılacağını aktaran Şahin, "Bu proje, 'Yeni Türkiye' vizyonuna uyan büyük bir adımdır. Milli imkanlarla üretilmesinin yanı sıra kullanıcı personelin milli olması, ömrü boyunca yine milli imkanlarla bakım, tutum ve idamesinin yapılacak olması ve araştırmalar sonucunda elde edilecek bilgilerin yurt içinde kalacak ve değerlendirilecek olması, yeni Türkiye vizyonuna uyan, tüm ekibimizi ve beni heyecanlandıran, bizleri cesaretlendiren unsurlar oldu" ifadelerini kullandı. (AA) kardeşlik vurgusu yapılıyor. Şarkıda "Sünni Alevi kardeş, her biri birine eş. Aynı kervan, aynı yol, biri ay, biri güneş" deniliyor. "Biz Türkiye'yiz" isimli şarkıda da şair Ahmet Coşkun'un şarkıyla aynı isimli şiiri okunuyor. MHP, Karadeniz ve Çukurova'ya özgü ezgileri de seçim müziklerine taşıdı. MHP, Karadeniz'de "Oyları MHP'ye Yollayın Uşaklar" şarkısıyla seçmenden oy isteyecek. Parti, Genel Başkan Devlet Bahçeli'nin memleketi Adana'nın çiftetellisinden esinlenerek "Vur Mührü MHP'ye" isimli şarkıyla Çukurovalı seçmenin karşısına çıkacak. Bu arada, çok sayıda sanatçıya şarkı sözleri veren Şair Ahmet Selçuk İlkan'ın "Kim Bunlar" şiiri de seçimlerde kullanılmak üzere bestelendi. Şarkıcı Ahmet Şafak da "Mührünü 3 Hilale Vur" şarkısını MHP için hazırladı. Bahçeli, fırtına bekliyor ANKARA - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "7 Haziran 2015 Pazar günü, Türkiye'nin solgun yüzü gülecek, sararmış benzinde hilaller açacak. Türkiye kardeşliğe yürüyecek, selamete koşacak, dirliğe ve birliğe kucak açacak, yeni bir Türk destanı için şafak sökecek, fırtına kopacak" değerlendirmesini yaptı. MHP'den yapılan açıklamaya göre Bahçeli, Twitter'dan yayınladığı mesajında, "Türkiye'de izleyen ve duyan herkesi acı acı gülümseten, hatta umutsuzluğa sevk eden kirli bir oyun sahnelendiğini" öne sürerek, şu ifadeleri kullandı: "Yiyenler, yutanlar, soyanlar, sövenler, satanlar, savsaklayanlar, aldatanlar emanete ihanet edenler bu oyunda başrolü üstlenmiş görülüyor. Maskeler düşüyor, boyalı yüzler ifşa oluyor, ülke ve millet olarak inhilal ve izmihlal imtihanından geçiliyor. Komplo saplantıları, hayali düşman arayışları, kurgu ve düzmeceden ibaret haberler, yalan ve inkar dolu sözler artık hepimizi bunaltıyor. Ümitler suistimal ediliyor, heyecanlar istismar ediliyor, en temiz hissiyatlar sabote ediliyor ve dahası Türkiye altımızdan kayıp gidiyor. Sanki sonsuza dek sürecek karanlık bir havada, sanki bitmeyecek bir kasırgada devamlı savrulan kumlar gibi değerlerimiz alabora oluyor. Güneşi umutla karşılamak istiyoruz, karşımıza kabusla çıkıyorlar; huzur istiyoruz, çok görüyorlar; düzen diyoruz, fazla buluyorlar. Yüreğinde korku besleyenlerle, cesaret ve güvenden mahrum kalmış küçük bir azınlık, umutsuz çığlık duymaktan özel bir haz ve keyif alıyor." (AA) Husilere Arap taarruzu SANA - Yemen'de Suudi Arabistan'ın öncülüğünde 10 Arap ülkesinin katılımıyla düzenlenen hava operasyonunda Husi Ensarullah Hareketine ve Devrik lider Ali Abdullah Salih'e bağlı askeri üslere ''Gece baskını'' düzenlendi. Operasyonda isabet alan bazı sivil yerleşim yerlerinde 25 sivilin hayatını kaybettiği belirtildi. Sağlık kaynaklarından alınan bilgilere göre, operasyonun yoğunlukla hedef aldığı Sana'nın kuzey bölgelerinde sivil kayıplar olduğu aktarıldı. Operasyonlarda 25 sivilin öldüğünü bildiren kaynaklar, 40 kişinin de yaralandığını ifade etti. Husilere ait el-Mesire televizyonu Sana'daki tüm sağlık personelinin acilen hastanelere gelip görev başında olmalarını istedi. Türkiye saati ile gece 01.00'da başlayan operasyonlarda birçok askeri unsurun etkisiz hale getirildiği bildiriliyor. Sana'da Deylemi üssü, İhtiyat Komutanlığı ve Reyme Humeyd komutanlıkları operasyonlara hedef olurken, bu üslerdeki hava savunma sistemlerinin, uçak savar bataryalarının ve 4 savaş jetinin etkisiz hale getirildiği kaydedildi. Sadece Sana ile sınırlı kalmayan operasyonların, Husilerin önceki gün büyük bir ilerleyiş kaydettiği güney bölgelerinde de yapıldığı bilgileri geliyor. Aden'e 60 kilometre mesafedeki elAned askeri üssünün de bombalanmasının ardından, Husilerin üssü terk ettiği öne sürüldü. Operasyonlar sabah saatlerine kadar devam ederken, Husilerin uçak savar atışları ile karşılık vermeye BULMACANIN ÇÖZÜMÜ 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 çalıştığı görüldü. Sana semalarında savaş uçaklarının sesleri duyulurken, Husilerin yoğun uçak savar atışları Sana halkına korku dolu anlar yaşattı. Günün ilk ışıkları ile birlikte operasyon sonlanırken okulların tatil edildiği ve halkın işyerlerine gitmek için gelişmeleri beklediği gözlendi. -Operasyona destek veren ülkeler Öte yandan, Suudi Arabistan önderliğindeki hava operasyonuna, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Katar, Bahreyn, Ürdün, Sudan, Kuveyt, Mısır ve Fas hava kuvvetlerinin destek verdiği bildirildi. Operasyonun 100 savaş uçağı ile gerçekleştiği de gelen bilgiler arasında. Suudi Arabistan'ın Washington Büyükelçisi Adil el-Cubeyr, ABD'de yaptığı açıklamada, operasyonun saat 19.00'da (TSİ 01.00) başladığını kaydetmişti. Cubeyr, Husilerin "her zaman şiddet yolunu seçtiğini" belirterek, "Yemen halkını ve meşru hükümeti korumak için gerekli her şeyi yapacağız" demişti. Operasyona bazı Körfez ülkeleriyle 10 ülkenin destek verdiğini kaydeden Cubeyr, Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur el-Hadi'nin talebi üzerine operasyona başladıklarını vurgulamıştı. Yemen Cumhurbaşkanı Hadi, Husilerin Aden'e ilerleyişi üzerine bu kentteki konutundan ayrılmıştı. Mansur, önceki gün hem Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne (BMGK) hem de Arap ülkelerine mektup göndererek, Husilerin ilerleyişinin engellenmesi için askeri müdahale dahil her türlü önlemi almalarını istemişti. (AA) 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 27 Mart 2015 Cuma EFSANE RÖPORTAJLAR Efsane GÜZELDERELİ [email protected] -3AKP kurucusu ve eski Genel Başkan Yardımcısı, Adalet Partisi ve Doğru Yol Partisi eski milletvekili, 2000 yılında Fazilet Partisi’nin Cumhurbaşkanı Adayı, 7 Haziran genel seçimlerinde HDP’nin milletvekili aday adayı olan Dengir Mir Mehmet Fırat, Efsane Güzeldereli’nin sorularını yanıtlarken, HDP’nin yüzde kaç oy alacağını da tahmin etti. E.G: Siz 40 küsur senedir aktif siyasetin içindesiniz. Geçmişte AP'de, DYP'de, FP'de siyaset yaptınız. Hatta FP'nin cumhurbaşkanı adayıydınız. D.F: Aynı zamanda da GİK üyesiydim. E.G: Geçtiğimiz günlerde de HDP'ye katıldınız. Şimdi geçmişinizdeki partilere baktığımızda, HDP ile örtüşüyor mu bu partiler? D.F: Şimdi partiler birer vasıtadır. Partiler bir gaye değildir. Partiler sizin siyasi dünya görüşünüze gidecek olan yolculukta sizi taşıyan bir vasıtadır. Parti budur. Ben demokrat bir insanım. Kesinkes Türkiye'nin demokratik bir ülkede yaşamak istiyorum. Ben ve çocuklarım. Benden sonraki nesiller. Ben özgürlükçü bir insanım. Özgür olmak istiyorum. Ben AB'ndeki insanlardan daha az ekonomik özgürlüğe sahip olma gibi bir durumda olduğum kanısında değilim. E.G: Partilerin programlarının da önemli olduğunu söylediniz. D.F: Tabi ki. O programlar. Mühim olan o programda yazılanlar değil. Programın ne kadar tatbik edildiği. Dediğim gibi ben AKP kurulurken, o programa candan, yürekten bağlıydım. Yoksullukla, yolsuzlukla mücadele deniyordu. Bürokratik devletten, demokratik devlete diyordu. Biz AB tam üyeliğinin bir an önce gerçekleşmesini istiyorduk. Antidemokratik anayasanın değişmesini istiyorduk. Elimizden geldiğince değiştiriyorduk. Ama siz belli bir noktadan sonra eğer buradan ayrılmaya başlamışsanız, sizin o kağıt üzerinde yazan şey değişmediği halde siz değişmiş oluyorsunuz. O zaman yol ayrılıyor. O zaman size uğurlar olsun diyorsunuz. Ama ben halen AKP'nin o programının yanındayım, duruyorum. Ben orada halen bekliyorum. Ama tren başka bir raya girdi ve hızla da gidiyor. E.G: Geçmişinizde mensubu olduğunuz partilerin programı ile HDP'nin parti programı arasında örtüşen şeyler var mı? D.F. Tabi. Demokrasi ve özgürlük, iki tane temel öge. Buna kim evet diyor ise ben o partidenim. E.G. HDP'li seçmende ya da HDP'ye yönelmeyi düşünen seçmende şöyle bir algı var; Biz HDP'ye oy vermeyi düşünebiliriz. Ama bunlar da AKP ile birlikte hareket ediyorlar. O yüzden HDP'ye oy vermeyeceğiz ya da vazgeçtik. Ne diyorsunuz seçmenin bu algısına yönelik? D.F: Valla doğrudur. Şunu ben başta da söyledim. Kendi sitemde de yazdım. Bir sürü TV'de de konuştum. Ben siyaseti bırakmıştım. Noktalamıştım. Milletvekilliği benim için bir zulüm. Bunu samimi olarak söylüyorum. Çünkü 12 yıllık parlamenterlik hayatım vardı. Bunun son iki yılı, yani 2008'in sonundan, 2011 yılına kadar ki dönem benim en çok ıstırap çektiğim dönemdir. Kendimi ilkokul talebesi gibi hissediyordum. Yani 13 Dengir Mir Mehmet Fırat tahminini Efsane Güzeldereli’ye söyledi HDP yüzde kaç oy alır? öndeki Grup Başkan Vekiline bakıyorum. Biz konuşuyoruz. Ama ne konuşulduğunun da farkında değiliz. Grup Başkan Vekili bakıyoruz eli yukarıda. Biz de mecbur el kaldırıyoruz veya oturuyorsunuz, bir çay, kahve içiyorsunuz. Grup Başkan Vekili, arkadaşlar lütfen içeriye, içeriye filan. Kendimi ilkokul talebesi gibi hissetmeye başladım. O bana ıstırap verdi. Dolayısı ile benim için milletvekilliği bir hedef değil. Benim için bir zulüm ve ben bunu kabul etmedim. Sayın genel başkan, yanındaki arkadaşlar ile beraber geldiğinde de, kendilerine söyledim. Ben fikren ve bu seçimde her türlü yardımı, fikri yardımı yaparım, çalışırım. İl il de dolaşırım sizin ile. Ben siyasete girmeyeyim ve hele milletvekilliği kesinlikle istemiyorum. Tabi bu dönem HDP, ilk kez, yüzde 10 barajına rağmen seçime parti olarak giriyor. Bundan önceki oy oranlarına bakıldığı takdirde, bağımsız olarak girildiğinde yüzde 6-7 civarında bir oy var. Bir kere cumhurbaşkanlığı seçiminde alınan oyları bunun ile kıyaslamak mümkün değil. Çünkü o apayrı bir özellikte. Yani CHP'lisi, MHP'lisi, kendisine gösterilen adayı benimsemedi. Bir kısmı AKP'ye gitti. Bir kısmı BDP'ye gitti, oy verdi. E.G: Katılımın çok az olduğu bir seçimdi. Yüzde 70 sanırım. D.F: Katılımın da az olduğu bir seçimdi. Şimdi dolayısı ile ideolojik bir parti hüviyetinde idi bugüne kadar. Bunun ile barajı aşabilmek mümkün değildi. O ideolojik, katı yapıyı bırakıp, daha demokratik bir yapıda yaklaşması lazımdı. Bana göre yapmış oldukları şey doğru. Benim ile ilgili değil. Ben her zaman eğer milletvekili yapmazlar ise ben büyük bir minnet duygusu duyarım onlara. Beni kurtarmış olurlar. Çünkü benim kendime göre bir projem var. Ben dünyayı gezmek, görmek istiyorum. Çünkü belli bir yaşa geldim. O bakımdan benim kimsenin yerinde filan bir gözüm yok. Hiç kimsenin yerini de almıyorum. Ama siyaseten HDP'nin barajı aşması gerektiğine, Türkiye'deki rejimin buna bağlı olduğu kanısı ile ben HDP'deyim. E.G. Barajı aşabileceğini düşünüyor musunuz? D.F: Ben yüzde 15 oy düşünüyorum. E.G. Şu anda mı oyunuz yüzde 15? Haziran da mı yüzde 15'i bulur diyorsunuz? D.F: Şu anda yüzde 12 civarında. Ama ben Haziranda yüzde 15'i bulacağını düşünüyorum. Ben bunu baştan beri söylüyorum. Çok kimse de gülüyorlardı. Ama şimdi fazla gülmüyorlar. Yüzde 12 olduğunu bir çok kişi kabul ediyor. Ama ben yüzde 12'den 15'e geleceği kanısındayım ve dolayısı ile 7 haziran seçimlerinden sonra Türkiye'de, köklü değişimler olabilir. E.G: Ne gibi? D.F. Belki bir koalisyon hükümetleri dönemi başlayabilir veya sınırda hükümet olma sayısına inmiş olan bir AKP olabilir. Ayağı yere basan artık. Öyle her seferinde yüzde 50'ler 60'lar değil, 5-6 milletvekili kayar ise iktidarın gidebileceği bir yapı geleceği kanısındayım. Dolayısı ile siyasi dengeler yerine oturacaktır, Türkiye belki demokratik bir anayasaya kavuşacaktır. Siyaset daha yumuşayacaktır. Ülkedeki kutuplaşma belki belli bir oranda sona erecek veya minimuma erecektir. E.G: HDP barajı aşamaz ise ne olur? D.F: Aşamaz ise Allah korusun diyorum. E.G: Neden? D.F: Neden? Türklere yazık olur. Yani kendini Türk olarak kabul edenlere yazık olur. Çünkü Kürtler, bu süreç içerisinde sürgünü görmüşler, katliamı görmüşler. Yargısız infazı görmüşler. Afedersiniz pislik yedirilmişler. Her türlü işkenceyi görmüşler. Dolayısı ile alışıklar. Ama yarın 400 milletvekili ile gelecek olan bir sistemde ve anonim şirket şeklinde CEO ile yönetilecek olan bu ülkede Türkler pek bu işe alışık değil. Onun için tüm Türkler adına ben şahsen, kardeşlerimiz ya, o bakımdan onlar yönünden üzülüyorum. Yani sizin adınıza üzülüyorum. Yoksa zaten geçmez ise ne olacak? Bundan önce de geçmemişti ki. E.G: Ülkede toplumsal bir çatışma, bir gerilim ortamı görüyor musunuz? D.F: Ben zannetmiyorum. Gerilim aslında şey de yaratılıyor. Bir TürkKürt meselesinde gerilim yok. Gerilim AKP'li olanlar ve AKP'li olmayanlar şeklinde bir kutuplaşma yaratıldı Türkiye'de. Bunu en güzel ifade eden bir başbakan yardımcısıydı. ''Yüzde 50'si bizi seviyor ise yüzde 50'si de nefret ediyor'' demişti. Doğru. Ben bunu hissediyorum. Sokağa çıktığımda görüyorum. E.G: Ne görüyorsunuz sokağa çıktığınızda tam olarak? D.F: Sokağa çıktığımda tam olarak HDP'ye gelip oy vereceğini söyleyen MHP'liler ile karşılaştım. Rize'li ile, Samsun'lu ile, Trabzon'lu ile karşılaştım. Ben HDP'li değilim diyor. Ama ben bu seçimde HDP'ye oy vereceğim diyor. Bu hem bir korkunun hem belki de o nefretin ifadesi. E.G: Tepki oyu mu? D.F: Tepki oyu ve bunu yaratan AKP oldu. Doğru belki bu kutuplaşmayı siyasi bir strateji olarak algılarsak, doğrudur da, seçim zamanlarında kutuplaştırırsınız. Fazla kaymalar olmasın diye. Ama bunu her zaman söylüyorum bunu uzun süre devam ettirirseniz o zaman toplumsal çatışmalara sebep olursunuz ve bu ülkeyi kan gölüne çevirir. E.G: Eğer partiniz barajı aşamaz ise, siz de parlamentoya giremezsiniz yolunuza nasıl devam edeceksiniz? D.F: Cumhurbaşkanı çiftetelli oynasınlar filan demişti de; Ben çiftetelli bilmiyorum. Aslında halayı seviyorum da, halayı da çok bilmiyorum. Vallahi benim için düğün, bayram. Niye? Dediğim gibi, Meclis’te olmak benim için çok büyük bir hedef değil. Çok geride kaldı benim için. Benim yönümden bir şey olmaz. Ama ülke yönünden çok şey olur. Bu ülke belki tamiri mümkün olmayacak sonuçlar ile karşı karşıya kalabilir. E.G: Ne gibi sonuçlar? D.F: Rejim sıkıntıları çıkar Türkiye'de. Türkiye, bir anonim şirket gibi idare ediliyor zaten. Bu daha da keskinleşir. İşte o gün vah bu milletin haline. E.G. Başkanlık sisteminin geleceğine inanıyor musunuz? D.F: Başkanlık sistemi istenmiyor ki zaten. İstenen şey başkanlık sistemi değil. Ne? Parantez içerisinde Türk usulü Başkanlık sistemi. 1. sınıfta Anayasa Hukuku okutuluyor bize genel. Orada bu sistemler, hükümet sistemleri de okutuluyor bize. Üç tane, 4 tane sistem var. Meclis hükümet sistemi 1921 Anayasası, Parlamenter Hükümet Sistemi, Yarı Başkanlık, Fransa gibi karışık bir şey, bir de Başkanlık Sistemi. Başkanlık Sistemini şu anda ki hükümet istemez. Çünkü başkanın yetkileri o kadar büyük bir denetim altındadır ki. Hem parlamento tarafından hem yargı tarafından. Parlamenter sistemde bu böyle değildir. Parlamenter sistemde başbakandır. Başbakan bir siyasi partinin lideridir genelde. Dolayısı ile parlamentoya da hükmeder. İdareye de hükmeder. Ama başkanlık sisteminde öyle değil. E.G: Eski çalışma arkadaşlarınızdan, Anayasa Profesörü. Burhan Kuzu, bu partice bahsettikleri sistemin son derece demokratik olduğunu ve mevcut yetkilerini de kısıtlayacağını, mevcut yetkileri azaltacağını söylemişti. Bir hukukçu olarak katılır mısınız? D.F: Burhan Kuzu tabi burada hatırladığım kadarı ile şu oldu. Bir Anayasa Komisyonu oluşturuldu. Partiler arası Anayasa Komisyonu. Bana göre o Anayasa'ya aykırı. Anayasa'nın temel hükümlerine aykırı olan bir anlaşma idi. Oraya siyasi partiler önerilerini getirdiler, koydular. Herhalde hoca okumamış olsa gerek onu. (gülüyor) Çünkü onu sordukları zaman bazen, Burhan Hoca'yı çok severim, TV'de bazen soruyorlar ya diyor, onu da öyle tamam var, ama onu değiştiririz sonra.(gülüyor) Diyorlar ki; yahu hoca, nasıl olacak? Hem parti lideri olacak. Hem Başkan olacak. Parlamentoya hükmedecek filan. Bu nasıl oluyor? Bu başkanlık sisteminde olma. Ya, doğrudur. Ama onu değiştiririz filan gibi döndürmeye çalışıyor.(gülüyor) Ben ona bakmam. Ben Burhan Hoca'nın lafına, severim kendisini ama şu an tabi bir de 3. döneme takılıyor hoca. Herhalde saraya gidecektir. Olabilir. O 1150 odalı yerlerden birisini verirler kendisine. Ben yazılı öneriye bakarım. Yazılı öneri orada duruyor. Artı ben 2007'de yapılan AKP Anayasa Çalışması Komisyonu'nun Başkanlığını yaptım. Orada biz Başkanlık Sistemini öngörmedik. Biz parlamenter hükümet sistemini öngördük ve Cumhurbaşkanı'nın yetkilerini tırpanladık. Sadece milleti temsil eden, temsili bir makam olarak bıraktık onun yetkilerini. Dolayısı ile AKP'nin temel anlayışı parlamenter hükümet sistemidir. Ama şu andaki sistem, parlamenter hükümet sistemi de değildir. Askeri bir sistemdir. Yani hep cumhurbaşkanı bir general olacak, Genel Kurmay Başkanı olacak. Ordu bu işe hakim olacak. Dolayısı ile yetki Cumhurbaşkanı'nda olsun. Ondan önce işte MGK'nda olsun gibi manialar olmuştur. Bugünkü sistemin de değişmesi lazım. E.G: Kozmik oda ile alakalı yaşananlar hakkındaki düşünceleriniz nelerdir? D.F: Kozmik oda, açık olması lazım. Açık olması şu; Bu devleti yöneten, yalnız askerler değil. Bu devlete sadık olan insanlar da, yalnız askerlerden oluşmuyor. Siviller de bu devleti yöneten ekipler de vardır, yargı da vardır. Eğer o kozmik oda da, suç unsuru olan bir şey var ise işte tehlikeli olan şey o. O odadan ülkenin siyasi hayatına doğrudan müdahale veya faili meçhul cinayetler ile ilgili belgeler var ise orası kozmik oda olmaz. Orası ne olur? Orası bir suç kütüphanesi veya suç bilgisinin depolandığı yer olur. Dolayısı ile ne olması lazım? Denetim olması lazım. Sivil denetim de olacak. E.G: Devletin çok gizli ve stratejik öneme sahip planlarının, eylemlerinin herkese açık olması lazım demek doğru mudur? D.F: Herkese açık olması gerekmiyor. Bana açık olması gerekmez ki. Benim ihtiyacım da yok zaten. Öğrensem ne olur? Öğrenmesem ne olur? Ama bunu parlamento bilebilmelidir veya parlamentonun yetkili komisyonu, A.B.D'de olduğu gibi, Milli Savunma Komisyonu, çağırıp generali, otur bakayım hele karşıma, sen şunu şunu yaptın, veya gizli örgütleri, CIA'ini, FBI'ını, NS'ini oturup sorgulayabilmeli. Demokrasi budur. Demokrasi sivilin, yani halkın temsilcilerinin hakim olduğu, onun yönetimi demektir. Yoksa siz vatandaşı ve vatandaşın temsilcilerini hain, her an işte ya davulcuya, ya zurnacıya kaçacak kız gibi görürseniz, o zaman onun adına demokrasi denmez. E.G: Ne denir? D.F: O adı siz adlandırın, o kadarını da.(gülüyor) E.G: Ben sizin fikrinizi soruyorum. D.F: Benim hakkımda niye dava açılmasını istiyorsun? (kahkahalar) Siz adlandırın. Çünkü ben tarif ettim. Ben tahmin ediyorum. Aklınızda da var o isim. Ama söylemek istemiyorsunuz. E.G: Çok teşekkür ederim değerli açıklamalarınız için. D.F: Rica ederim. E.G: Son olarak eklemek istediğiniz bir şey, vermek istediğiniz bir mesaj var mı? Önümüzde seçimler de var. D.F: Valla bu seçimler normal bir seçim değil. Parlamentonun teşekkül edeceği, öyle sıradan bir seçim değil. 2007'deki, 2002'deki seçimler gibi değil. Çünkü bu seçim, yetkili ağızlar söylüyor, bir Cumhurbaşkanı çıkıp 400 milletvekili istiyor. Kendisinin bir siyasi partisi olmadığına göre, bu bir siyasi parti adına isteniyor. Ondan sonra dönülüyor deniyor ki, bu arkadaşlar devleti anonim şirket gibi yönetmek lazım. Bu aslında açık yürekliliktir bana göre. Hiç gizlenmiyor. Ne yapacağını, ben o bakımdan takdir ediyorum Sayın Cumhurbaşkanımızı. Ben takdir ediyorum. Yeter ki vatandaş onu anlayabilsin. Ne demek istediğini anlayabilsin. Eğer 400 milletvekilini verirler ise hakikaten T.C Devleti bir anonim şirket haline gelir. Ama asla altın hisseleri çok az bir kişinin altın hissesi olabileceği bir anonim şirket olur. Dolayısı ile eğer vatandaşlar hisse senedi bekliyorlar ise o hisse senetlerinin karşılığında pek kendilerine bir şey geleceğini zannetmiyorum. Belki şirket zarar etti diye onlardan yeniden vergi de toplarlar. O ayrı bir mesele. O bakımdan burada ben parti ayrımı da yapılmasını istemiyorum. Bugün bu sisteme, bu gidişata dur diyecek olan tek bir yer var. O da HDP. Çünkü CHP'nin oyunu 3-4 puan arttırması, MHP'nin oyunu 3-4 puan arttırması, meclis aritmetiğini değiştirmeyecektir. O bakımdan bir tek meclis aritmetiğini değiştirecek olan, bu gidişata dur diyecek, ayakları yere bastıracak olan HDP'nin barajı yüzde 15 ile aşabilmesidir. O zaman anayasayı değiştirebilecek bir güç hatta referanduma sunabilecek bir güç olmayacaktır AKP'de. O zaman daha demokratik bir ortam içerisinde, tabi ki Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyacı vardır. Ben Başkanlık Sistemine karşı değilim. Ben parlamenter sisteme de karşı değilim. Ben yarı başkanlık sistemine de karşı değilim. Ama evrensel hukukta, anayasa hukukunda belirtilmiş olan normlara göre bir Başkanlık Sistemine hayır demem. Evet diyebilirim. Ama Türk usulü dedikleri zaman, benim aklıma Güney Amerika geliyor, Chavez geliyor, Peron geliyor. Ortadoğu'ya döndüğüm zaman Saddam geliyor veya Kaddafi geliyor. Çünkü bunlara bakarsanız, bunlar Başkanlık Sistemidir. Ben öyle bir Başkanlık Sistemine hayır diyorum. Türk usulü Başkanlık sistemine de hayır diyorum. Şiddetle karşıyım ve bunun önlenebilmesinin de tek yolu olduğu kanısındayım. Demokratik yoldan tabi ki. Ben başka bir şekilde düşünemem. O bakımdan 7 haziran seçimlerinde insanların reyini çok iyi şekilde düşünerek vermeleri gerektiği kanısındayım. (BİTTİ) NOT: Sayın Fırat, nezaketi ve görgüsü ile tam bir Kürt aristokratıdır. 14 27 Mart 2015 Cuma Çanakkale'ye 100. yıl hediyesi; Piri Reis Müzesi ÇANAKKALE - Çanakkale Vali Yardımcısı Bekir Sıtkı Dağ, Çanakkale Zaferi'nin 100. yılı kapsamında kente Piri Reis Müzesi ve Araştırma Merkezi kuracaklarını söyledi. Dağ, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Vali Ahmet Çınar'ın Sağlık Bakanlığından müze olarak değerlendirilmek üzere Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğüne ait Çanakkale'deki binayı istediğini söyledi. Bakanlığın bu talebe olumlu yanıt verdiğini ifade eden Dağ, "Binanın tesliminden sonra Gelibolulu olduğu bilinen Piri Reis için Çanakkale'de müze ve bir araştırma merkezi kurma çalışmalarına hemen başladık. Dünyada Piri Reis adına müze ve araştırma merkezi bulunmuyor" dedi. "Denizin kenarında, kendi memleketinde, eski bir binada şehrin merkezine" Piri Reis'i yaşatacak bir merkez yapmaya çalıştıklarını dile getiren Dağ, şöyle konuştu: "Sağlık Bakanlığı, Çanakkale Savaşları'nın 100. yılı dolayısıyla bina verdi biz de Çanakkale'ye 100. yıl hediyesi olarak Piri Reis Müzesi ve Araştırma Merkezi'ni kazandırıyoruz. Kütüphanelerden Piri Reis ile ilgili kitaplar, haritalar temin edilmeye başlandı. Piri Reis ile ilgili yayınlanmış yerli ve yabancı bütün eserler temin edilecek. Gemi maketleri sergisi olacak. Sizi geminin içinde hissettirecek bir simülasyon bulunacak." Dağ, çocuklar için eğlence haline getirilmiş öğrenme odaları yapılacağını belirterek, binanın en alt katında kafe de bulunacağını söyledi. Yaklaşık 280 bin liraya mal olacak müze ve araştırma merkezini yıl sonuna kadar açmış olacaklarını ifade eden Dağ, Ticaret ve Sanayi Odasınca kurulan bir Piri Reis Müzesi'nin bulunduğunu ancak yeni yapılanın daha kapsamlı olacağını anlattı. İnteraktif müzecilik anlayışıyla tasarlanan merkezin, Piri Resi'in özellikle çocuklara öğretilmesi, gelecek nesillere daha doğru aktarılması adına önemli görev üstleneceğini vurgulayan Dağ, "Ayrıca kente Çanakkale Savaşları Araştırma Merkezi yapılması da gündemde. Özel İdare tarafından mimari bir yarışma yapılıyor. Yarışma birincisine göre mimarisi şekillenecek" diye konuştu. (AA) ISSN 1308-7622 Yıl: 45 Sayı: 15127 27 Mart 2015 Cuma GÜNLÜK SİYASİ GAZETE Yayın Sahibi: Grup Birikim Matbaacılık Yayıncılık Bil. Med. Sanayi ve Ticaret A.Ş. adına Ahmet Serkan Küçük Genel Yayın Yönetmeni Ahmet TEKEŞ Haber Koordinatörü Dursun ERKILIÇ Sayfa Editörü Abdülmecit KOYUNSAĞAN İstihbarat Şefi Ayşegül BALDEMİR Yazı İşleri Müdürü Şebnem ÜNAL Muhabir - İnternet Editörü Kenan ERGEN Haber Merkezi Şenol Günüç, Emine Özcan, Hakkı Murat Söbütay, Burcu Kerim, Ayşenur Gürer, Mihriban Demirel, Tülay Canpolat, Zeynep Efsane Güzeldereli İdari Merkez Yeni Batı Mah. 2412 Sok. No: 12 Batıkent - Yenimahalle / ANKARA Tel: 0312 387 25 40 - Fax: 0312 387 25 60 Basıldığı Yer: Yayın Sahibi Temsilcisi: Yiğit YİĞİT Büyük Anadolu Medya Grup Özel Eğitim Gıda ve İnşaat Ltd. Şti. İstanbul Cad. Elif Sokak No:7/244 İskitler - Ankara TEL: 0 312 384 30 70 Pbx Dağıtım: AK Dağıtım Abdulgani AKDAĞ Çağlayan Mah. Tıp Fakültesi Caddesi No: 258/11 Mamak/ANKARA Tel: 0312 368 04 09 Yayın Türü: Yerel - Süreli (Pazar hariç) Resmi ilanlarımızı internet sitemizden de görebilirsiniz. web: www.yedigungazetesi.com.tr email: [email protected] Sözleşmesiz yazarlara ücret ödenmez YediGün Basın Meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir 5 bin yıllık antik kentte yok olma tehlikesi TURİZM Van Gölü sahilindeki 5 bin yıllık antik kentin, koruma altına alınmadığı takdirde yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacağı belirtildi. BİTLİS - Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Demirtaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 5 bin yıl önce yerleşim alanı olarak kullanılan ve bir dönem Doğu Anadolu Bölgesi'nde hüküm süren Urartu Krallığı'na da ev sahipliği yapan Van Gölü sahilindeki antik kentin, 1986 yılında Kültür Bakanlığı tarafından tescillendiğini anlattı. Günümüzde bir bölümü toprak altında, geri kalanı ise gölün içinde bulunan antik kentin, bir şehir ve yerleşim biriminin bütün izlerini bünyesinde barındırdığını vurgulayan Demirtaş, Tatvan'ın tarihini yansıtan alanın, kaçak kazı yapanlardan ve ticar emelleri için kullanmak isteyenlerden korunması gerektiğini söyledi. Demirtaş, bu anlamda, gerek Van Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun gerekse Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın alanın turizme kazandırılması için harekete geçmesi gerektiğini bildirerek, şöyle konuştu: "Tatvan'da, ilçenin tarihi olmadığına dair bir yanılgı var. Halbuki bilinenin aksine Tatvan, 5 bin yıllık tarihe sahip bir ilçemiz. Bitlis'in yanı başında olması da bunu ispat ediyor. Geçmişi Bitlis kadar görkemli olmasa da yapılan araştırmalarda M.Ö. 3 bin yıllarına dayananan çok sayıda buluntu elde eldildi. Ayrıca ilçede iki antik kent var. Bunlardan biri Şahmiran köyünde diğeri ise şu an plaj olarak kullanılan Van Gölü sahilindedir. Resmi kaynaklarda ve yazışmalarda da buraları 'Tatvan Antik Kenti' olarak geçiyor. Kayaların üzerine oyulmuş nişler, geometrik şekil, işaret ve resimler var. Bu bulgular antik kent denildiğinde ilk akla gelen özelliklerdir ve bütün bunlar 1986 yılında tescillenmiş." Geçmiş yıllardaki araştırmalarda, Van Gölü sahilindeki alanda, kayaların oyulmasıyla yapılan odalar ile çok sayıda arkeolojik kalıntı bulunduğuna değinen Demirtaş, tandır ve silo gibi mahsen görevi gören onlarca yapının ise aradan geçen süre zarfında toprak altında kaldığını ifade etti. Demirtaş, yapılacak kazı çalışmasıyla antik kentin tamamen ortaya çıkacağını bildirerek, "Buradaki şehir resmi kazılarla ortaya çıkarıldığında sadece Tatvan ve Bitlis'in değil Türkiye'nin çehresi değişecek. Burası dünyanın ilgi odağı haline gelecek" dedi. Antik kentin bulunduğu alanın koruma altında olmaması nedeniyle büyük oranda tahrip edildiğine dikkati çeken Demirtaş, şöyle devam etti: "Alanı imara açmak, burada tatil köyü Kato Dağı turizme kazandırılacak VAN -Van'ın Çatak ile Siirt'in Pervari ve Şırnak'ın Beytüşşebap ilçeleri arasında bulunan Kato Dağı, çözüm sürecinin ardından hemen her hafta sonu dağcı ve fotoğrafçıları ağırlıyor. Yaşanan terör olayları nedeniyle uzun yıllar güvenlik gerekçesiyle yasaklanan Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesindeki birçok alan, çözüm sürecinin etkisiyle turizme kazandırılıyor. Özellikle Van, Ağrı, Hakkari, Bitlis, Siirt, Şırnak gibi dağlık arazilere sahip illerde "gizli cennet" olarak adlandırılan kanyon, vadi, dağ, yayla, mağara ve tarihi yapılar, son yıllarda dağcılar tarafından keşfedilip yeni rotaların bulunmasıyla turizmin gözde mekanları arasındaki yerini aldı. Uzun yıllar terör olaylarının yaşandığı Çatak, Pervari ve Beytüşşebap ilçeleri arasındaki Kato Dağı da çözüm sürecinden nasibini alan yerlerin başında geliyor. El değmemiş doğanın yanı sıra kanyon ve mağaraları görmek isteyen dağcı ve fotoğrafçıların uğrak yeri haline gelen Kato Dağı, hemen her hafta sonu çok sayıda kişiyi ağırlıyor. Keşfedilmemiş güzellikleri görmek için Kato Dağı'na etkinlik düzenleyen Vadi Doğa Sporları Kulübü ile Arama Kurtarma Ekoloji Derneği (NASSAR) üyeleri de Çatak'ın Balan Mahallesi'nden başlattıkları programla çok sayıda alanı görme imkanı buldu. yapmak, sondajla su çıkarmak isteyenler var. Ayrıca define avcıları da yaptıkları kazılarla alana büyük zarar veriyor. Antik kentin bulunduğu alandaki tahribatın durdurulması için ortak proje hazırlanarak koruma altına alınması gerekiyor. Tarihimiz ve geleceğimiz yok ediliyor. Bunlara sahip çıkamazsak, geleceğimize de sahip çıkamayız. Buranın imara açılması belki 3-5 kişiye fayda sağlar. Ancak bu antik kentin korunması Tatvan'a, bölgeye ve ülkeye fayda sağlar. Bu nedenle burada kapsamlı bir çalışma yapılması ve tahribatın önlenmesi gerekiyor." Demirtaş, Van Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından 2010 yılında alanda inceleme yapıldığını ve söz konusu bölgenin "birinci derecede arkeolojik sit alanı" olarak kayıt altına alındığına işaret ederek, aynı kurulun 2011 yılında gerçekleştirdiği çalışmada ise "arkeolojk sit alanı değil, doğal sit alanı" olduğu yönünde karar verdiğini kaydetti. 2011 yılında hazırlanan raporun gerçeklik payı bulunmadığını savunan Demirtaş, kendisinin bir süre önce yaptığı incelemelerde bulduğu arkeolojik kalıntıları kamera kaydıyla belgelediğini ve istenildiği takdirde bunu kurulla paylaşabileceğini sözlerine ekledi. (AA) 27 Mart 2015 Cuma TFF Müzesi, Türk futbol tarihine ışık tutuyor İSTANBUL - Yusuf Ziya Öniş başkanlığında 1923 yılında Futbol Heyet-i Müttehidesi adıyla kurulan Türkiye Futbol Federasyonu'nun (TFF) müzesi Riva'da kuruldu. Yıldırım Demirören başkanlığındaki TFF'nin 450 günde tamamlayarak hizmete sunduğu Hasan Doğan Milli Takımlar Kamp ve Eğitim Tesisleri'nde oluşturulan müze, Türk futbolu ve özellikle milli takımlar "Atlarla dans"ın kraliçesi: Lina tarihinin anlatımı için önemli bir görsellik sunuyor. TFF Yönetim Kurulu Üyesi Cengiz Zülfikaroğlu'nun yönetiminde gerçekleştirilen, Türk futbolunu bugünlere taşıyanları, yeni nesillere anlatmak adına önemli bir misyon üstlenen müzede, fotoğraflar, kupalar, formalar, şiltler, plaketler, madalyalar ve özel eşyalar sergileniyor. (AA) At terbiyesinde Türkiye'ye ilk birinciliğini kazandıran Lina Uzunhasan, olimpiyat madalyası hedefi doğrultusunda çalışmalarını sürdürüyor. ANKARA - At terbiyesinde en iyi ülkelerin yarıştığı Uluslararası Roosendaal CDI Yarışları'nda elde ettiği başarıyla adını Türk dresaj tarihine altın harflerle yazdıran Uzunhasan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hedefinin olimpiyat şampiyonluğu olduğunu söyledi. Çalışmalarını aksatmadan sürdürdüğünü anlatan Uzunhasan, "Ülkeme bir olimpiyat şampiyonluğu kazandırmayı çok arzuluyorum. Bunun için çok çalışıyorum" dedi. At terbiyesini, binicinin, istediği hareketleri ata, doğasına en uygun ve en iyi şekilde yaptırması olarak tanımlayan Uzunhasan, "Hayvanlara olan sevgim ilk olarak köpeklerle başladı. Yürümeyi köpeklerle öğrenmişim. 4-5 yaşlarında dedem beni poni atlara binmeye götürürdü. Biniciliğe atlama branşıyla başladım ancak 8 yaşımda bana verilen poni, her engelde duran bir poniydi. Böyle olunca ailem, düşüp sakatlanmamdan korktu ve beni dresaja yönlendirdi" diye konuştu. Zamanla dresaj branşının zarafetini ve mükemmeliyetçi yanını keşfettiğini kaydeden milli sporcu, şöyle devam etti: "Dresaj oldukça zor bir branş. Ben de çok azimli ve hırslıyım. Okulumda da 90 ve üzeri not ortalamasıyla onur tabelasında yer alıyorum. Dresajı öğrendikçe bana ne kadar uyun olduğunu gördüm ve gittikçe daha çok sevdim. Dresaj, binicinin, istediği hareketleri ata, doğasına en uygun ve en iyi şekilde yaptırmasıdır. Buna atla dans da denilebilir. Binicilikte en önemli nokta, at ile aradaki bağdır. Atla çalışma ahırda başlar. Birbirinizi tanıma ile başlayan bağ, ona bakım yapmanız, yemek vermeniz gibi rutin işlerle güçlenir." Ekip çalışmasının önemine değinen Uzunhasan, atın da bir atlet olarak görülüp, kaslarının doğru gelişip doğru kullanılmasının sağlanması gerektiğini vurguladı. Bir ilişkinin gerektirdiği güven, sevgi, saygı, aradaki elektrik gibi şeylerin, atlarla ilişkide de önemli olduğunu dile getiren Uzunhasan, birçok binicinin, "sevgilisi" olarak tanımladığı atla, daha ilk buluşmasında o elektriği yakaladığını ve büyük başarılara imza attıklarını söyledi. Çalışma bölümünün saygı gerektirdiğini belirten genç binici, "Atı bu sefer bir arkadaş, sevgili olarak görmekten çıkarıp bir ortak, atlet, öğrenci olarak görmek gerekir. Bazı usta atlarda durum tersine döner, siz öğrenci o ise eğitmen olur. Normal şartlarda haftada bir gün hariç her gün düzenli antrenman yapılmalıdır" diye konuştu. (AA) "Şifo Mehmet" de Erciyesspor'a çare olamadı KAYSERİ- Spor Toto Süper Lig ekiplerinden Suat Altın İnşaat Kayseri Erciyesspor'da teknik direktörlükten istifa eden Mehmet Özdilek, Kayseri temsilcisinde görev yaptığı 9 maçlık periyotta beklenen başarıyı gösteremedi. AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, Kayseri Erciyesspor'da Uğur Tütüneker'in görevinden istifa etmesinin ardından 10 Ocak'ta teknik direktörlük koltuğu "Şifo Mehmet" lakaplı Mehmet Özdilek'e emanet edildi. Bülent Korkmaz ve Uğur Tütüneker döneminde Erciyesspor'un aldığı başarısız sonuçların ardından "kurtarıcı" olarak teknik direktörlüğe getirilen "Şifo Mehmet", Kayseri temsilcisinde görev yaptığı kısa sürede hedeflenen başarıya ulaşamadı. (AA) Cavcav’dan Emenike ve Emre’ye eleştiri ANKARAGençlerbirliği Kulübü Başkanı İlhan Cavcav, Fenerbahçeli futbolcular Emmanuel Emenike ve Emre Belözoğlu'nun, derbi maçtaki tavırlarını doğru bulmadığını söyledi. Cavcav, Spor Toto Süper Lig'in 24. haftasında oynanan FenerbahçeBeşiktaş derbisinde yaşanan istenmeyen olayları, AA muhabirine değerlendirdi. Fenerbahçe'nin Nijeryalı futbolcusu Emenike'nin, taraftarların tepkisi üzerine formasını çıkartıp oyun alanını terk ettiğini hatırlatan Cavcav, uzun yıllar futbolun içinde yer almasına rağmen böyle bir olaya daha önce hiç tanıklık etmediğini ifade etti. Cavcav, Emenike'nin davranışını yanlış buldu- ğunu dile getirerek, "Taraftar, lehte de aleyhte de bağırır. Emenike'nin bunu olgunlukla karşılaması lazım. Profesyonel bir iş yapıyorsun. Milyon avroları alırken iyi de iyi oynamadığın zaman seyircin seni ıslıkladığında kötü mü?" diye konuştu. İlhan Cavcav, saha içindeki bazı olaylarla ismi anılan Fenerbahçe ve A Milli Futbol Takımı kaptanı Emre Belözoğlu'nu da sükunete davet etti. Emre'nin derbi maçtaki hareketlerini tasvip etmesinin mümkün olmadığını vurgulayan Cavcav, "Yaptıkları hiç hoş şeyler değil. Daha sakin olmalı. Ancak başımızda Türkiye Futbol Federasyonu var. Tahmin ediyorum ki Federasyon bu konuda değerlendirmeyi yapar" ifadesini kullandı. Trabzonspor, yabancı oyuncularından tam faydalanamıyor TRABZON - Spor Toto Süper Lig'de kadrosuna 26 futbolcu katarak transfer rekortmeni olan Trabzonspor, özellikle ligin son haftalarında yabancı futbolcularını tam olarak kullanamadı. Ligde uygulanan 5+3 yabancı kuralından tam olarak faydalanamayan bordo-mavili takım, son 10 maçta 1 kez ilk 11'de 4 yabancı oyuncuyla sahaya çıktı. Karadeniz ekibinde, 4 kez 3 yabancı oyuncu, 4 maçta 2 yabancı, 1 kez de 1 yabancı oyuncu ilk 11'de görev yaptı. Kadrosunda 7 yabancı oyuncu bulunduran bordo-mavili takım, Afrika Uluslar Kupası, sakatlıklar, cezalılar, kadro dışı nedeniyle son 10 haftada 5 yabancı oyuncuyla ilk 11'de sahaya çıkamadı. En son ligin 15'inci haftasındaki Eskişehirspor maçında ilk 11'de 5 yabancı oyuncu bulundurma hakkının tamamını kullanan Karadeniz ekibi, daha sonraki süreçte bu sayıya ulaşamadı. Trabzonspor'da ligin son 10 haftasında en fazla ilk 11'de forma giyen yabancı oyuncu Cardozo oldu. (AA) 27 Mart 2015 Cuma Yüz binlerce insanın hayatını kaybettiği Bosna Savaşı'nda, taşıdıkları önemli mesajlarla hayat kurtaran posta güvercinlerine bugün eskisi kadar değer verilmiyor. Savaşın hayat kurtaran posta güvercinleri şimdi yarışmalar için eğitiliyor SARAYBOSNA - VESNA BEŞİÇ - Halk arasında "asker güvencin" olarak da bilinen posta güvercinleri, tarihin farklı dönemlerinde uzak mesafelere gönderilen mesajları taşımakta kullanıldı. Özellikle savaş dönem- lerinde askeri mesajların taşınmasında faydalı olan bu güvercinler, çoğu zaman insanların hayatlarını kurtarmalarını sağladı. İletişim imkanlarının sınırlı olduğu Bosna'daki savaşta da posta güvercinlerini önemli işlere imza attı. Düşman mevzilerinden fark edilmeden geçebilen bu güvercinler, ulaştırdıkları mesajlarla onlarca insanın hayatını kurtardı. Savaşın sona ermesi ve teknolojideki hızlı gelişmeler nedeniyle, artık hayati mesajlar taşımayan ve genellikle çeşitli yarışmalar için eğitilen bu güvercinler, birçok insan tarafından unutuldu. Saraybosna'nın en eski güvercin yetiştiricilerinden 74 yaşındaki Ramiz Recep, güvercin yetiştirmeye çocuk yaşta başladığını ve askerdeki iki yılının dışında, hayatını güvercinlerle geçirdiğini anlattı. İlk zamanlarda "taklacı" güvercinlerle ilgilendiğini ancak 1970'li yıllarında ardından posta güvercinleri yetiştirmeye başladığını anlatan Recep, "Posta güvercinleri telefonun, Eski piyango biletleri koleksiyonerlerin gözdesi İkramiye kazanmak için birçok kişinin rüyalarını süsleyen piyango bileti, koleksiyonerler içinse farklı bir anlam ifade ediyor. ANtAlYA - HÜSEYİN kANBER Koleksiyon bir tutkudur... İnsanı bilmediği bir dünyaya götüren ve uzun süre gezdiren... Birçok meslekten insan günümüzün iş stresi başta olmak üzere çeşitli sorunlardan bir süreliğine de olsa kurtulmak için koleksiyon yapmayı tercih ediyor. Tablo, eski belge, para, pul ve daha niceleri... İşte bunlardan biri de eski piyango biletleri. Birçok insan günümüzde 10 günde bir yapılan ve ikramiye çıkması için büyük hayallere kapıldığı Milli Piyango biletini özenle saklarken, bazıları da ikramiyenin değil, çekiliş günü geçmiş biletin peşinde koşuyor. Onlardan biri de antika işleriyle uğraşan koleksiyoner Barış Albayrak. AA muhabirine açıklamalarda bulunan Albayrak, antika işleriyle uğraşması nedeniyle para, jeton, pul başta olmak üzere çeşitli koleksiyonlar yaptığını söyledi. Yıllar önce bir gün yaşlı bir teyzenin vefat eden eşinden kalma piyango biletleri getirdiğini ifade eden Albayrak, "Bu biletlerin üzerinde bulunan resim ve çizimlerin görsellikleri beni çok etkiledi. Bir anda diğer koleksiyonlardan vazgeçerek piyango bileti koleksiyonu yapmaya karar verdim" dedi. Bilet toplamak için araştırma yapmaya başladığı bir dönemde aldığı Osmanlıca kitabın içinden ilk Türk piyango biletine tesadüfen ulaştığını anlatan Albayrak, 19 Nisan 1926 tarihli ve Osmanlı Türkçesi ile hazırlanmış biletle Teyyare Piyangosu denilen ilk piyango biletlerini toplamaya başladığını kaydetti. Albayrak, 1960-1970 yılları arası biletleri bulmanın çok zor olduğunu, ekonomik sıkıntıların yaşandığı dönemlerde çıkan biletlerin çok azının günümüze ulaştığına dikkati çekti. Kendisinin 10 yıldan bu yana bilet topladığını belirten Albayrak, "Koleksiyonumda 5 bine yakın bilet bulunuyor. Piyango bileti koleksiyonerleri son dönemlerde arttı. İnsanlar normalde Milli Piyango biletini ikramiye çıksın diye alır. Biz koleksiyoncular ise ikramiyenin değil, biletin peşindeyiz. Bu da farklı bir duygu" diye konuştu. Albayrak, yakın tarihli piyango biletlerinin 10-300 lira arasında satılabildiğini, Osmanlı dönemi biletlerinin ise binbin 500 lira arasında alıcı bulduğunu bildirdi. Albayrak, son dönemlerde insanların eski biletlere karşı büyük ilgisinin oluşmaya başladığına işaret ederek, "Son yıllarda eski Milli Piyango biletlerine talep çok arttı. Koleksiyonerlerin dışında eşine, dostuna, arkadaşına ilginç bir hediye almak isteyenler de doğum günü veya o güne yakın tarihli eski biletleri alıyor" şeklinde konuştu. Türkiye'de piyangonun 19 Nisan 1926'da eski Türkçe olarak yayınlanan Teyyare Piyangosu ile başladığını bildiren Albayrak, piyango biletlerinin 11 Şubat 1929'dan sonra Latin harfleriyle çıkmaya başladığını, 11 Kasım 1935'te de Teyyare Piyangosu'nun adının Türk Hava Kurumu Büyük Piyangosu olarak değiştirildiğini ifade etti. Milli Piyango'nun Türk insanın hayatına 11 Kasım 1939'da girdiğini dile getiren Albayrak, ilk Milli Piyango biletlerinin eski Teyyare Piyangosu biletleri üzerlerinin sürsajlanarak (belgenin üzerindeki bazı yazıların kapatılması) satışa sunulduğunu, ilk resimli Milli Piyango biletinin de 19 Mayıs 1940'daki çekilişle hayatımıza girdiğini belirtti. (AA) faksın, internetin olmadığı dönemlerde mesaj getirip götürüyor, kimi zaman götürdükleri mesajlarla insanların hayatlarını kurtarıyordu. Bugünse bu güvercinler sadece yarışmalar için yetiştiriliyor" diye konuştu. BİN kİlOmEtRE uÇuYORlAR 85 güvercini bulunan Recep, Bosna Hersek'in yanı sıra yurtdışında Hırvatistan ve Çek Cumhuriyeti'nde düzenlenen çeşitli yarışmalara katıldıklarını belirterek, şunları kaydetti: "Bu son derece pahalı bir spor. Güvercinleri yarışmanın yapılacağı yere götürebilmek için kamyona ihtiyacınız var. Öte yandan, güvercinlerin yanı sıra diğer gerekli malzemel- erle yarışmanın yapılacağı ülkelere giderken de vize alma sorunuyla karşılaşıyoruz." Bir diğer posta güvercini yetiştiricisi Rusmir Pepelyak da sahip olduğu 25 posta güvercini ile yurtiçi ve yurtdışındaki çeşitli yarışmalara katılıyor, bu yarışmaları organize ediyor. Güvercinlerin uzun mesafe yarışmalarında bin, kısa mesafe yarışmalarında ise 150 kilometre uçtuklarını aktaran Pepelyak, kimi zaman güvercinlerinin geri gelmediğini de söyledi. Bosna Hersek genelinde, yüzün üzerinde posta güvercini ve 35 civarında ilgili dernek bulunuyor. Posta güvercinlerinin fiyatlarının kimi zaman 250 bin avroya kadar çıktığı ifade ediliyor. (AA) Van kedileri için “özel ev” yaptırdı VAN - ALİ İHSAN ÖZTÜRK - Vanlı iş adamı Erdal Binici, kentin en önemli değerlerinden biri olan Van kedilerinin neslinin korunması için 30 kedinin barındığı özel bir ev oluşturdu. Van Kalesi yakınlarında kurduğu atölye ile Urartu medeniyetinin unutulmaya yüz tutmuş gümüş işleme sanatına hayat veren iş adamı Binici, dünya üzerinde saflığını koruyabilmiş, melezleşmemiş canlıların başında gelen Van Kedisi'nin neslinin korunması konusunda yürütülen çalışmalara katkı sunmayı amaçlıyor. Bu kapsamda iş yerinin bahçesinde özel bir kedi evi kuran Binici, sokaklardan ve çeşitli yerlerden topladığı 30 kedinin bakımını burada yapıyor. Cana yakınlığı, beyaz, ipeksi kürkü, aslan yürüyüşü, uzun ve kabarık kuyruğu, farklı renkteki gözleri ve suya olan düşkünlüğüyle gerek kentin gerekse Türkiye'nin en önemli canlı kültür varlığı arasında yer alan Van Kedisi ırkının korunarak gelecek nesillere aktarılması gerektiğine inanan Binici, yıllar önce her evde bir Van Kedisi beslendiğini ancak bu kültürün günümüzde yaşatılamadığını söyledi. Binici, Van'a gelen turistlerin de ilgi odağı olan Van kedilerinin Yüzüncü Yıl Üniversitesi tarafından yürütülen çalışmayla koruma altına alındığını ancak vatandaşların da bu konuda sorumluluk üstlenmesi gerektiğini vurgulayarak, şunları ifade etti: "Turizmle uğraşan aynı zamanda kedileri çok seven bir aileyiz. Kentimizin en önemli değeri olan Van kedilerinin de mutlaka turizmin içinde yer alması gerektiğini düşünüyoruz. Bu nedenle atölyemizin ön kısmında misafirlerimizin de ziyaret edebilmesi için özel bir kedi evi oluşturduk. Neslinin korunmasına katkı sunmak için bunu yaptık. Van'ın en büyük değerinin Van'da kalması gerektiğine inanıyoruz. Önceki yıllarda her evde mutlaka bir Van Kedisi bulunurdu ama şimdi yok. Biz bu kültürün canlanması için evlerinde beslemek isteyen vatandaşlara ücretsiz kedi verebiliyoruz." Van kedilerinin neslini korumanın yanında sokakta yaşamalarına imkan verecek koşulların oluşturulmasını sağlamak istediklerini anlatan Binici, "Van kedileri nesli tükenme tehlikesi yaşadığı için koruma altına alındı. Bu nedenle dışarıya çıkarılmalarına izin verilmemeli ve bu konuda gereken önlemler alınmalıdır. Van Kedisi bizim değerimizdir ve burada kalmalıdır. Şu anda 30 kedimiz var ve bunlardan 20 tanesi hamile. Onların doğmasıyla buradaki sayı da artacaktır" diye konuştu. (AA)
© Copyright 2024 Paperzz