15. BÖLÜM - Prof. Dr. Bektaş TEPE

KALITIMIN KROMOZOMAL TEMELİ
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Mendelizmin kromozomlarla bağlantısı
¤  Mikroskobi tekniklerinin gelişmesi ile 1875ʼ’de mitoz,
1890ʼ’da ise mayoz aydınlatılmıştır.
¤  1900ʼ’lü yıllarda sitologlar, Mendel faktörlerinin davranışı ile
kromozomların davranışı arasındaki paralelliği görmeye
başlamışlardır.
¤  Bu aşamadan sonra sitoloji ve genetik bilimi birbirine
yaklaşmıştır.
2
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Mendelizmin kromozomlarla bağlantısı
¤  1902’de Walter S. Sutton, Theodor Boveri ve diğer bazı
araştırıcılar birbirinden bağımsız olarak bu paralellikleri
göstermiş ve kalıtımın kromozomal teorisi oluşmaya
başlamıştır.
¤  Bu teoriye göre, Mendel genleri kromozomlar üzerinde
özgül lokuslara sahiptir.
¤  Ayrılma ve bağımsız dağılma geçiren kromozomun
kendisidir.
3
Prof. Dr. Bektaş TEPE
4
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Morgan’ın çalışmaları
¤  Columbia Üniversitesi’nde
embriyolog olan Thomas Hunt
Morgan, özgül bir geni özgül bir
kromozomla ilişkilendiren ilk kişidir.
¤  Çalışmalarında, Drosophila
melanogaster adlı bir meyve
sineği türünü kullanmıştır.
¤  Bu sinek, meyveler üzerinde
büyüyen mantarlarla beslenir ve
genellikle zararsızdır.
5
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Meyve sineğinin genetik avantajları
¤  Hızlı ürerler; bir çift sinek, yüzlerce
yavru oluşturur ve 2 haftada bir
yeni bir döl elde edilir.
¤  Işık mikroskobunda kolayca fark
edilebilen sadece 4 çift
kromozoma sahiptir.
¤  Bunlardan 3 çifti otozom, bir çifti
de eşey kromozomlarıdır (X ve Y).
6
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Meyve sineğinin genetik avantajları
¤  Morgan bir yıl boyunca sinekleri çaprazlayıp farklı bireyler
aramıştır.
¤  Sonunda kırmızı yerine beyaz gözlere sahip olan bir adet
erkek sinek elde etmiştir.
7
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Yabanıl tip-Mutant tip
¤  Drosophila’daki kırmızı göz rengi, doğal populasyonlarda
en yaygın bulunan fenotiptir.
¤  O nedenle bu fenotipe sahip bireylere yabanıl-tip denir.
¤  Beyaz göz rengi gibi, yabanıl-tipe alternatif olan
özelliklere de mutant-tip adı verilir.
8
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Yabanıl tip-Mutant tip
¤  Mutant tipler, yabanıl-tip allellerdeki değişiklik ya da
mutasyondan kaynaklandıkları varsayılan alleller
sayesinde ortaya çıkarlar.
9
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Eşeye bağlı kalıtımın bulunuşu
¤  Morgan, beyaz gözlü erkek sineği
keşfettikten sonra onu kırmızı gözlü dişi
ile çiftleştirdi.
¤  F1 dölü tamamen kırmızı gözlü idi
(kırmızı göz beyaz göze baskındır).
¤  F1 sinekleri kendi aralarında
çaprazlandığında ise klasik 3:1 oranını
saptadı.
10
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Eşeye bağlı kalıtımın bulunuşu
¤  Ancak ilave sürpriz sonuçlar da elde
etti.
¤  Beyaz gözlülük sadece erkeklerde
görülüyordu.
¤  F2 dişilerinin tümü kırmızı gözlü iken,
erkeklerin yarısı kırmızı yarısı beyaz
gözlü idi.
¤  Dolayısıyla sineğin göz rengi, onun
eşeyine bağlı idi.
11
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Eşeye bağlı kalıtımın bulunuşu
¤  Morgan, beyaz renkten sorumlu allelin
sadece X kromozomu üzerinde
bulunduğunu tespit etti.
¤  Y kromozomu üzerinde buna karşılık
gelecek göz rengi alleli yoktur.
12
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Eşeye bağlı genler
¤  Dişiler (XX) göz renginden sorumlu genin her iki allelini de
içerirken, erkekler (XY) sadece birini içermektedirler.
¤  Beyaz göz alleli çekinik olduğundan bir dişi eğer iki X
kromozomu üzerinde de çekinik alleli taşırsa beyaz gözlü
olacaktır.
¤  Ancak beyaz göz allelinin tek bir kopyası erkeklerde
beyaz gözlülük için yeterlidir.
¤  Bir eşey kromozomu üzerinde bulunan genlere eşeye
bağlı genler denir.
13
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Bağlı genler
¤  Her kromozom üzerinde yüzlerce ya da binlerce gen
bulunur.
¤  Aynı kromozom üzerindeki genler birlikte kalıtılarak tek bir
birim halinde aktarılırlar.
¤  Bu tür genlere bağlı genler adı verilir.
¤  Bu terim, eşeye bağlı gen terimi ile karıştırılmamalıdır.
14
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Bağlı genler
¤  Genetikçiler çaprazlama deneylerinde bağlı genleri
izlediklerinde sonuçların, klasik Mendel oranlarından
sapmalar gösterdiğini gördüler.
¤  Genler arasındaki bağlılığın, iki farklı karakterin kalıtımını
nasıl etkilediğini görmek için Morgan’ın diğer bir
Drosophila deneyine göz atalım.
15
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Bağlı genler
¤  Bu deneydeki karakterler vücut rengi ve kanat büyüklüğüdür.
¤  Yabanıl tip sinekler gri vücuda ve normal kanatlara sahiptir.
¤  Mutant olanlar ise siyah vücuda ve körelmiş kıvrık kanatlara
sahiptir.
16
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Bağlı genler
¤  Yabanıl tip alleller, mutant olanlara baskındır.
¤  Bu özelliklerin allellerini şu sembollerle gösterebiliriz:
¤  b+ = gri vücut
¤  b = siyah vücut
¤  vg+=normal kanat
¤  vg =körelmiş kıvrık kanat
17
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Bağlı genler
¤  Morgan gri renkli ve normal kanatlı bireylerle (b+b+/vg+vg
+), siyah renkli ve körelmiş kanatlı bireyleri (bb/vgvg)
çaprazlamıştır.
¤  F1 dölünde yabanıl tip görünümlü (b+b/vg+vg) dihibritler
elde etmiştir.
18
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Bağlı genler
¤  Daha sonra F1 dölünde elde
ettiği bu dişi dihibrit ile (b+b/vg
+vg) tekrar siyah renkli körelmiş
kanatlı erkeği (bb/
vgvg)çaprazlamıştır.
19
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Bağlı genler
¤  Mendel’in bağımsız dağılım
kuralına göre bu çaprazlama
sonucunda yavruların dört
fenotipik sınıftan da eşit sayıda
üretilmesi gerekliydi.
¤  1 gri normal
¤  1 siyah körelmiş
¤  1 gri körelmiş
¤  1 siyah normal
20
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Bağlı genler
¤  Ancak gerçek sonuçlar farklı
idi.
¤  Yavrular arasında yabanıl tip
(gri-normal) ve mutant tip
(siyah-körelmiş) sinekler
orantısız olarak fazla idi.
¤  Bu fenotipler aynı zamanda P
kuşağındaki bireylerin
fenotipleri ile aynı idi.
21
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Bağlı genler
¤  Morgan, vücut rengi ve kanat şeklinin özgül
kombinasyonlar halinde genellikle birlikte kalıtıldığının
farkına vardı.
¤  Çünkü bu karakterleri kontrol eden genler aynı kromozom
üzerinde yer alırlar.
22
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Bağlı genler
¤  Peki Morgan’ın
çaprazlamalarında elde
edilen ve P kuşağına
benzeyen fenotiplerin dışında
elde edilen fenotipler nasıl
oluşmuştur?
¤  Bu yeni fenotipik varyasyonlar,
biraz sonra tartışacağımız
krossing-over’den
kaynaklanmaktadır.
23
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Bağlı olmayan genlerin rekombinasyonu
¤  Mendel, dihibrit bitkilerle yaptığı çalışmalardan, bazı
yavruların P kuşağındakilere uymayan kombinasyonlara
sahip olduklarını öğrenmişti.
¤  Bir örnek ile bunu açıklamak için tohum şekli açısından
sarı-yuvarlak (YyRr) bezelyeler ile yeşil-buruşuk (yyrr)
bezelyeleri çaprazlayalım.
24
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Bağlı olmayan genlerin rekombinasyonu
¤  Tohum rengi ve şeklinden sorumlu genler ayrı
kromozomlar üzerinde bulunduklarından, sonuçlar
aşağıda görüldüğü gibi olacaktır.
¤  Diğer bir ifade ile, bu karakterlerin genleri bağlı değildir ve
allelleri bağımsız dağılır.
25
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Bağlı olmayan genlerin rekombinasyonu
¤  Yapılan bu çaprazlamada, yavrulardan ikisinin P kuşağı
bireylerine benzediğine dikkat ediniz.
¤  Diğer ikisinin ise genotipleri, P kuşağı bireylerininkinden
farklıdır.
26
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Bağlı olmayan genlerin rekombinasyonu
¤  Bu yavrular tohum şekli ve renginin yeni
kombinasyonlarına sahip olduklarından bunlara
rekombinantlar denir.
¤  Genetikçiler rekombinasyon frekansının, bu örnekte de
görüldüğü gibi en fazla % 50 olduğunu söylerler.
27
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Bağlı genlerin rekombinasyonu:
Krossing-Over
¤  Bağlı genler, aynı kromozom üzerinde yer aldıklarından,
mayoz ve döllenme olaylarında birlikte hareket etme
eğilimindedirler.
¤  Bağlı genlerin, ebeveynlerde görülmeyen yeni allel
rekombinasyonları yapmasını beklemememiz gerekirdi.
¤  Ancak gerçekte bağlı genler arasında rekombinasyon
olur.
¤  Bunun nasıl olduğunu öğrenmek için Morgan’ın sinek
odasına geri dönelim.
28
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Bağlı genlerin rekombinasyonu:
Krossing-Over
¤  Yandaki şekilde yapılan
çaprazlamada genler bağlı
olmamış olsa idi 1:1:1:1
oranında yavru oluşumu
beklenirdi.
¤  Ancak sonuçlar bu orana
uymamıştır.
29
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Bağlı genlerin rekombinasyonu:
Krossing-Over
¤  Eğer bu iki gen birbirine
tamamen bağlı ise, bu
durumda da 1:1:0:0 oranının
çıkması gerekirdi.
¤  Gerçek sonuçlar bu
beklentiye de uymamaktadır.
¤  Yavruların % 83’ü atasal, %
17’si ise rekombinanttır.
30
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Bağlı genlerin rekombinasyonu:
Krossing-Over
¤  Morgan, homolog kromozomlar arasında parça
değişimini sağlayan bir mekanizmanın bazen iki gen
arasındaki bağlantıyı kırdığını ileri sürmüştür.
31
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Bağlı genlerin rekombinasyonu:
Krossing-Over
¤  Sonraki araştırmalar, bu olayın krossing-over olduğunu
ortaya koymuştur.
¤  Bu olayla oluşan rekombinant kromozomların allelleri yeni
kombinasyonlarla biraraya gelebilirler ve bu kromozomlar
gametlere dağıtılır.
32
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Bağlı genlerin rekombinasyonu:
Krossing-Over
33
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Linkaj haritası nedir?
¤  Bağlı genler ve krossing-over’dan kaynaklanan
rekombinasyon, Morgan’ın öğrencilerinden Sturtevant’ın,
genetik harita çizmek için yeni bir yöntem bulmasını
sağladı.
¤  Sturtevant, deneylerde hesaplanan rekombinasyon
frekanslarının, kromozom üzerindeki genler arasında
bulunan mesafeyi yansıttığını öne sürdü.
34
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Linkaj haritası nedir?
¤  Krossing-over olma olasılığının, kromozomun her yerinde
eşit olduğunu varsayarak, iki gen arasındaki mesafenin
artması ile birlikte bu genler arasında krossing-over
meydana gelme şansının da artacağını ileri sürmüştür.
¤  Diğer bir deyişle, iki gen arasındaki mesafe arttıkça, bu
genler arasında krossing-over’in gerçekleşebileceği nokta
sayısı da artar.
¤  Rekombinasyon frekansından yola çıkılarak oluşturulan
genetik haritalara “linkaj haritası” denir.
35
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Linkaj haritası nedir?
¤  Aşağıdaki şekilde b, vg ve cn ile gösterilen 3 Drosophila
geni bulunmaktadır.
¤  Yapılan çaprazlama denemeleri sonucunda b ile cn
arasındaki rekombinasyon frekansının % 9, cn ile vg
arasındaki frekansın % 9.5 ve b ile vg arasındakinin de %
17 olduğu bulunmuştur.
36
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Linkaj haritası nedir?
¤  Bu genlerin, rekombinasyon frekanslarına dayalı olarak
harita üzerinde en mantıklı yerleşim biçimleri b-cn-vg
şeklinde olacaktır.
37
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Linkaj haritası nedir?
¤  Sturtevant genler arasındaki mesafeleri harita birimleri ile
ifade etmiştir.
¤  % 1’lik rekombinasyon frekansını bir harita birimi olarak
tanımlamıştır.
38
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Linkaj haritası nedir?
¤  Günümüzde Morgan’ın onuruna, bu birime sentimorgan
adı verilmektedir.
39
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Linkaj haritası nedir?
¤  Aynı kromozom üzerindeki bazı genler birbirinden o kadar
uzakta yer alırlar ki, aralarında krossing-over olması
neredeyse kesindir.
¤  Bu tür genlerin arasında ölçülen rekombinasyon
frekansının alabileceği en yüksek değer % 50’dir.
¤  Bu değer, genler ayrı kromozomlar üzerinde olduğunda
elde edilen değerle aynı olduğu için ayırt edilemezler.
40
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Linkaj haritası nedir?
¤  Mendel’in bezelyeler üzerinde çalıştığı karakterlerden
hepsi ayrı kromozomlar üzerinde değildi.
¤  Bugün tohum rengi ve çiçek rengi genlerinin, 1.
kromozom üzerinde olduğu bilinmektedir.
¤  Ancak bu genler birbirlerine o kadar uzak
konumlanmışlardır ki, aralarında linkaj görülmez.
41
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Linkaj haritası nedir?
¤  Sturtevant ve arkadaşları, krossingover verilerini kullanarak tanımlanan
tüm Drosophila genlerini doğrusal
diziler halinde haritalamışlardır.
42
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Sitolojik haritalar
¤  Linkaj haritası rekombinasyon frekanslarına dayandığı için
kromozomun gerçek bir çizimi değildir.
¤  Harita birimleri kesin uzunluklara sahip değildir (örn; nm
gibi).
¤  Linkaj haritası genlerin kromozom üzerindeki sırasını
tanımlar fakat kesin yerlerini vermez.
¤  Genlerin kesin yerlerinin ve birbirine uzaklıklarının bilinen
ölçü birimleri ile ifade edildiği haritalara sitolojik haritalar
adı verilir.
43
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Eşeyin kromozomal temeli
¤  İnsanda ve memelilerde, meyve sineklerinde olduğu gibi
iki çeşit eşey kromozomu vardır.
¤  Bunlar X ve Y ile gösterilir.
¤  İki ebeveynin her birinden birer X kromozomu alan bir kişi
dişi olarak gelişir.
¤  Erkek ise bir X bir de Y kromozomu içeren zigottan gelişir.
44
Prof. Dr. Bektaş TEPE
SRY geni
¤  İnsanda eşeyin anatomik belirtileri embriyo 2 aylıkken
ortaya çıkar.
¤  Gonatların testislere ya da ovaryumlara dönüşmesini,
bireyde Y kromozomunun bulunup bulunmaması belirler.
¤  Y kromozomu üzerinde eşey belirleme bölgesi adı verilen
bir gen bulunmaktadır (SRY geni).
¤  SRY olmayınca gonatlar ovaryumlara dönüşür.
45
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Eşeyi belirleyen kromozomal sistemler
¤  Eşeyi belirleyen kromozomal sistemleri şu şekilde
sınıflandırmak mümkündür:
¤  X-Y sistemi
¤  X-0 sistemi
¤  Z-W sistemi
¤  Haplo-diploit sistem
46
Prof. Dr. Bektaş TEPE
X-Y sistemi
47
Prof. Dr. Bektaş TEPE
X-0 sistemi
48
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Z-W sistemi
49
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Haplo-diploit sistem
50
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Eşeye bağlı genlerin kalıtımı
¤  X kromozomu, eşeyi belirleme görevinin yanı sıra eşey ile
ilgili olmayan birçok özellik için genlere sahiptir.
¤  İnsanda eşeye bağlı terimi genellikle X kromozomu
üzerindeki genler için kullanılır.
¤  “Baba”, eşeye bağlı alleli tüm kızlarına aktarır, ama
oğullarından hiçbirine aktaramaz.
¤  Ancak “anne” eşeye bağlı alleli hem oğullarına hem de
kızlarına aktarır.
51
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Eşeye bağlı çekinik özelliklerin aktarılması
52
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Eşeye bağlı çekinik özelliklerin aktarılması
53
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Eşeye bağlı çekinik özelliklerin aktarılması
54
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Hemizigot nedir?
¤  Eğer eşeye bağlı bir özellik çekinik allelden kaynaklanıyor
ise, bir dişi sadece homozigot durumda bu özelliği
fenotipte gösterir.
¤  Erkekler sadece bir lokusa sahip oldukları için homozigot
ya da heterozigot terimleri kullanılamaz.
¤  Bu tür durumlarda hemizigot terimi kullanılır.
55
Prof. Dr. Bektaş TEPE
İnsanlarda eşeye bağlı bozukluklar
¤  İnsanlarda eşeye bağlı bozukluklar renk körlüğü gibi hayatı
tehdit etmeyecek özellikte olabileceği gibi daha ciddi
yaşamsal riskler de taşıyabilirler.
¤  Bu hastalıklara bazı örnekler verelim:
¤  Duchenne kas distrofisi
¤  Hemofili
56
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Duchenne kas distrofisi
¤  ABD’de her 3500 erkekten birini etkiler.
¤  Bu hastalar nadiren 20’li yaşlara ulaşacak kadar yaşar.
¤  Kasları gittikçe zayıflar ve eşgüdüm kaybı görülür.
¤  Hastalık, “distrofin” adlı bir kas proteininin yokluğundan
kaynaklanır.
¤  Bu protein, X kromozomu üzerinde özel bir gen tarafından
sentezlenmektedir.
57
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Hemofili
¤  Kanın pıhtılaşması için gerekli olan bir ya da daha fazla
proteinin eksikliğinde ortaya çıkan eşeye bağlı çekinik bir
özelliktir.
¤  Hasta yaralandığı zaman dayanıklı pıhtı oluşumu geciktiği
için kanama uzun sürer.
¤  Günümüzde bu hastalara eksik proteinin damardan
enjeksiyonu ile tedavi gerçekleştirilebilmektedir.
58
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Memeli dişisinde X kromozomu
inaktivasyonu
¤  Memelilerin dişilerinde iki tane X kromozomu bulunmasına
karşılık, embriyonik gelişim sırasında bunlardan birisi
inaktive olur.
¤  İnaktif X yoğunlaşarak Barr cisimsiğine dönüşür.
¤  Barr cisimciğini oluşturan X kromozomundaki genlerin çoğu
ifade edilmez.
¤  Fakat bazıları aktif kalır (yumurtayı meydana getiren
hücrelerde Barr csimciği kromozomları tekrar aktive olur).
59
Prof. Dr. Bektaş TEPE
İnaktif X kromozomunun oluşumu
¤  İngiliz genetikçi Mary Lyon, X kromozomlarından
hangisinin Barr cisimciğini oluşturacağının tesadüfen
belirlendiğini ortaya koymuştur.
¤  Bu olay organizmanın her hücresinde birbirinden bağımsız
meydana gelmektedir.
¤  Sonuçta dişiler, iki hücre tipinin karışımından (mozaik)
oluşur (babadan gelen X’in aktif olduğu hücreler ve
anneden gelen X’in aktif olduğu hücreler).
¤  Bunu bir örnek ile görelim:
60
Prof. Dr. Bektaş TEPE
İnaktif X kromozomunun oluşumu
¤  Belirli bir hücrede X kromozomu inaktif olduktan sonra, o
hücrenin bütün mitotik yavruları aynı inaktif X’e sahip olur.
¤  Bu nedenle, eşeye bağlı bir özellik açısından heterozigot
olan bir dişinin hücrelerinin yarısı bir alleli ifade ederken,
diğerleri alternatif alleli ifade edecektir.
61
Prof. Dr. Bektaş TEPE
İnaktif X kromozomunun oluşumu
¤  Bu mozaiklik, kaplumbağa kabuğu desenli kedilerin
yamalar şeklindeki turuncu ve siyah kürk renklenmesinde
görülebilir.
62
Prof. Dr. Bektaş TEPE
İnaktif X kromozomunun oluşumu
¤  İnsanlarda mozaiklik, ter bezlerinin gelişmesini önleyen
X’e bağlı çekinik mutasyonda gözlemlenebilir.
¤  Bu özellik açısından heterozigot olan bir bayan, ter bezi
olan normal deri kısmını ve ter bezi olmayan bölgeleri
yamalar şeklinde taşır.
63
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Kromozomal kalıtımdaki istisnalar ve
hatalar
¤  Eşeye bağlı özellikler, Mendel’in gözlemlediği kalıtım
şekillerinden belirgin bir şekilde sapmanın tek örneği
değildir.
¤  Keza yeni alleller oluşturan gen mutasyonları, fenotipi
etkileyebilen genom değişikliklerinin tek örneği değildir.
¤  Bundan sonraki kısımda, standart kromozom teorisine
uymayan kalıtım çeşitleri, büyük kromozomal sapmalar ve
onların sonuçları ele alınmıştır.
64
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Kromozom sayısının ya da yapısının
değişmesi
¤  Mayoz sırasındaki hataların yanı sıra fiziksel ve kimyasal
tahribat, kromozomlara genel yolla zarar verebilir ya
da hücredeki sayılarını değiştirebilir.
65
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Kromozom sayısının ya da yapısının
değişmesi
¤  Bunları şöyle sınıflandırabiliriz:
¤  Kromozom sayısının değişmesi
¤  Anöploidi
¤  Poliploidi
¤  Kromozom yapısının değişmesi
¤  Delesyon
¤  Duplikasyon
¤  İnversiyon
¤  Translokasyon
66
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Anöploidi ve mayotik ayrılmama
¤  Mayotik iğ iplikleri, kromozomları
herhangi bir hata olmaksızın yavru
hücrelere dağıtır.
¤  Fakat bazen ayrılmama (nondisjunction) denen talihsizlik
yaşanır.
¤  Bu olayda, ya mayoz-I sırasında
homolog kromozom çiftinin üyeleri
düzgün bir şekilde ayrılmazlar ya
da mayoz-II’de kardeş kromatidler
ayrılmazlar.
67
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Anöploidi ve mayotik ayrılmama
¤  Eğer döllenme sırasında bu iki anormal gametten
herhangi birisi normal bir gamet ile döllenirse yavrunun
kromozom sayısı anormal olur.
¤  Buna anöploidi denir.
¤  Eğer döllenmiş yumurtada bir kromozomdan 3 tane
bulunursa (2n+1) bu anöploit hücreye o kromozom için
trisomik denir.
¤  Eğer bir kromozom eksik ise (2n-1) bu hücreye o
kromozom için monosomik adı verilir.
68
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Poliploidi
¤  Bazı organizmalar ikiden fazla sayıda tam kromozom
takımına sahiptir.
¤  Bu kromozomal değişiklik için kullanılan genel terim
poliploidi’dir.
¤  Triploit (3n) ve tetraploit (4n) terimleri sırasıyla 3 ya da 4
kromozom takımını belirtir.
¤  Triploit bir hücre, tüm kromozomların ayrılmaması ile oluşan
anormal bir yumurta hücresinin (2n), normal bir sperm
hücresi (n) ile döllenmesi sonucunda meydana gelir.
69
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Poliploidi
¤  Poliploidi, bitkiler aleminde oransal olarak daha yaygındır.
¤  Ancak yakın bir zamanda Şili’deki araştırmacılar,
poliploidi için ilk memeli adayı olan bir kemirgeni
tanımlamışlardır.
70
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Poliploidi
¤  Tympanoctomys barrerae isimli bu türün hücreleri
tetraploittir.
71
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Kromozom yapısının değişmesi
¤  Bir kromozomun kırılması, kromozom yapısında dört çeşit
değişime yol açabilir.
¤  Sentromer taşımayan bir kromozom parçası hücre
bölünmesi sırasında kaybolursa buna delesyon adı verilir.
72
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Kromozom yapısının değişmesi
¤  Bazı durumlarda, eğer mayoz devam ediyorsa, böyle bir
parça ilave bir segment olarak kardeş kromatite yapışır.
¤  Sonuçta alıcı kromozomda duplikasyona yol açar.
73
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Kromozom yapısının değişmesi
¤  Bir kromozom parçası koptuğu kromozoma ters yönde geri
yapışarak inversiyona neden olabilir.
¤  Kromozomal kırılmanın dördüncü olası sonucu, kromozom
parçasının homolog olmayan bir kromozoma yapışarak
translokasyon adı verilen yeni düzenlemeye neden
olmasıdır.
74
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Kromozomal değişikliklere bağlı hastalıklar
¤  Kromozom sayısında ve yapısındaki değişiklikler, insanlarda
bazı ciddi hastalıklar oluşturur.
¤  Bu kromozomal değişikliklerin çoğu gelişime o kadar
zararlıdır ki, embriyolar doğumdan uzun süre önce
kendiliğinden düşer.
¤  Ancak bazı anöploit bireyler, doğuma ve daha sonrasına
kadar yaşamlarını sürdürebilirler.
75
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Down sendromu
¤  ABD’de her 700 çocuktan birini etkilemektedir.
¤  Fazladan bir adet 21. kromozomun bulunmasından
kaynaklanır ve tüm vücut hücrelerinde 47 kromozom
bulunur.
¤  Kromozomal terimle ifade etmek gerekirse hücreler 21.
kromozom açısından trisomiktir.
76
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Down sendromu
¤  21. kromozom, en küçük insan kromozomlarından birisi
olmasına karşılık bireyin fenotipini oldukça değiştirir.
¤  Bu bireyler; karakteristik yüz özellikleri, kısa boy, kalp
bozuklukları, solunum yolu enfeksiyonlarına yatkınlık ve
zeka geriliği gibi semptomlar taşır.
¤  Ayrıca bu bireyler lösemi ve Alzheimer’e yatkındırlar (bu
hastalıklar ile ilgili genler 21. kromozom üzerinde yer alır).
77
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Down sendromu
¤  Bu bireyler normalden daha kısa yaşam süresine sahip
olmalarına karşılık, bazıları daha uzun yaşayabilir.
¤  Çoğu eşeysel gelişimini tamamlayamaz ve kısırdır.
¤  Bu vakaların çoğu, ebeveynlerden birinde gamet
oluşumu sırasında meydana gelen ayrılmama olayından
kaynaklanır.
78
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Down sendromu
¤  Down sendromunun frekansı annenin yaşı ile ilgilidir.
¤  30 yaşın altında doğum yapan kadınların çocuklarında %
0.04 oranında görülürken, 30 yaşın üzerinde bu oran %
1.25’e çıkar.
¤  Bu nedenle 35 yaş üstü hamile kadınlar, embriyoda 21.
kromozom trizomisinin kontrol edilmesi için adaydırlar.
79
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Down sendromunun kromozomal oluşum
mekanizması
¤  Vakaların çoğu mayoz-I sırasındaki ayrılmamadan
kaynaklanmaktadır.
¤  Son yıllarda yapılan araştırmalar, tüm kinetokorlar iğ
ipliklerine tutunana kadar anafazı geciktiren “iğ iplikçiği
kontrol noktasında” yaşa bağlı bazı anormalliklerin etkili
olduğunu öne sürmektedir.
80
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Diğer anöploit hastalıklar
¤  XXY bireyler (Klinefelter sendromu)
¤  XYY bireyler
¤  XXX bireyler
¤  XO bireyler (Turner sendromu)
¤  Cri du chat sendromu
¤  Kronik miyolojenik lösemi (CML)
¤  46 kromozomlu Down sendromu
81
Prof. Dr. Bektaş TEPE
XXY bireyler (Klinefelter sendromu)
¤  Erkekte fazladan bir X kromozomu bulunur.
¤  Her 2000 doğumdan birinde rastlanır.
¤  Birey erkek eşey organlarına sahiptir, ancak testisler
anormal derecede küçüktür ve birey kısırdır.
¤  Göğüs büyümesi ve diğer dişi vücut özellikleri de görülür.
¤  Hastanın zeka seviyesi genelde normaldir.
82
Prof. Dr. Bektaş TEPE
XYY bireyler
¤  Erkekte fazladan bir Y kromozomu bulunur.
¤  Normalden biraz daha uzun boylu olmaya meyillidirler.
¤  Çok iyi tanımlanmış bir fenotipik görünümleri yoktur.
83
Prof. Dr. Bektaş TEPE
XXX bireyler
¤  Her 1000 doğumdan birinde görülür.
¤  Dişide fazladan bir X kromozomu bulunur.
¤  Karyotip haricinde XX dişilerinden ayırt edilemezler.
84
Prof. Dr. Bektaş TEPE
XO bireyler (Turner sendromu)
¤  Monozomi X durumu her 5000 doğumda bir görülür.
¤  İnsan türü için yaşayabilen tek monosomik durumdur.
¤  Fenotipik olarak dişi olmalarına karşılık ergenlikte eşey
organları olgunlaşmaz ve kısırdır.
¤  Östrojen tedavisi ile ikincil eşey karakterleri gelişebilir.
¤  Zekan seviyeleri çoğunlukla normaldir.
85
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Cri du chat sendromu
(Kedi miyavlaması sendromu)
¤  5. kromozom üzerinde spesifik bir delesyon meydana
gelen bireylerde görülür.
¤  Bu çocuklar zeka geriliğine sahiptir.
¤  Sıra dışı siması olan küçük bir kafaya sahiptirler.
¤  Acı çeken bir kedinin miyavlaması gibi duyulan bir
ağlamaları vardır.
¤  Bebekken ya da çocukluk döneminin başında ölürler.
86
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Kronik miyolojenik lösemi (CML)
¤  Akyuvarlara dönüşen hücreleri etkileyen bir kanser
türüdür.
¤  Bu hastaların kanser hücrelerinde translokasyon meydana
gelmiştir.
¤  22. kromozomun bir kısmı, 9. kromozomun ucundaki küçük
bir parça ile yer değiştirmiştir.
87
Prof. Dr. Bektaş TEPE
46 kromozomlu Down sendromu
¤  Down sendromlu bireylerin küçük bir kısmı farklı tipte bir
kromozomal translokasyona sahiptir.
¤  Bu bireylerin bütün hücrelerinde normal sayıda (46)
kromozom bulunur.
¤  Ancak karyotip yakından incelenecek olursa, 21.
kromozomun 3. kopyasının bir kısmının ya da tamamının
translokasyon ile başka bir kromozoma yapışmış olduğu
görülür.
88
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Imprinting !!!
¤  Şimdiye kadar öğrendiklerimize göre, özgül bir allelin
anneden mi yoksa babadan mı kalıtıldığına bakılmaksızın
aynı etkiyi gösterdiğini varsaydık.
¤  Ancak insanlardaki bazı kalıtsal bozukluklar, ilgili allellerin
hangi ebeveynden aktarıldığına bağımlılık gösterir.
¤  Bunun en bariz örneği Prader-Willi ve Angelman
sendromlarıdır.
89
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Prader-Willi ve Angelman sendromları
¤  Prader-Willi sendromu; zeka geriliği, aşırı şişmanlık, kısa boy
ve alışılmadık derecede küçük el ve ayaklar ile
karakterizedir.
¤  Angelman sendromlu hastalar ise kontrol edilemeyen
gülme, aptalca hareketler ve diğer motor ve zihinsel
semptomlar sergilerler.
90
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Prader-Willi ve Angelman sendromları
¤  İki hastalığın da genetik nedeni 45. kromozomun bir
parçasının delesyonudur.
¤  Eğer çocuk anormal kromozomu babasından alırsa
Prader-Willi sendromu gelişir.
¤  Eğer anormal kromozom anneden kalıtılırsa Angelman
sendromu ortaya çıkar.
¤  Bu farklılık, kopan genlerin, annenin kromozomuna mı
yoksa babanın kromozomuna mı ait olduğuna bağlı
olarak ortaya çıkar.
91
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Prader-Willi ve Angelman sendromları
¤  Genomik damgalama (imprinting) olayında bir
kromozom üzerindeki bir gen baskılanırken, bunun
homolog kromozomu üzerindeki alleli ifade edilmek üzere
serbest bırakılır.
¤  Memelilerde bazı genler, her kuşakta bir şekilde
damgalanır.
¤  Genin damgalanma durumu, onun dişide mi yoksa
erkekte mi olduğuna bağımlılık gösterir.
92
Prof. Dr. Bektaş TEPE
93
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Genomik damgalamanın
moleküler mekanizması
¤  Çoğu durumda allellerden birinin sitozin nükleotitlerine
metil (-CH3) grupları eklenir.
¤  Bu metilasyon alleli doğrudan baskılamaktadır.
94
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Genomik damgalamanın önemi
¤  Araştırmacılar şu ana kadar damgalama görülen
memelilere ait yaklaşık 20 geni tanımlamışlardır.
¤  Bilinen damgalanan genlerin çoğu embriyonik gelişim için
kritik öneme sahiptir.
¤  Farelerde yapılan deneylerde, belirli kromozomların her iki
kopyasını da aynı ebeveynden alan embriyolar
doğumdan önce ölmüşlerdir.
¤  Normal gelişim için, belirli genlerin kesinlikle bir tane aktif
kopyasına gereksinim duyulmaktadır.
95
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Çekirdek dışı genlerin kalıtımı
¤  Çekirdek dışı genleri mitokondri ve bitkilerin plastitlerindeki
küçük DNA halkalarında bulunur.
¤  Bu organeller kendi kendilerine çoğalarak genlerini yavru
organellere aktarırlar.
¤  Bu genler, Mendel genetiğindeki kalıtımı göstermezler.
¤  Çünkü mayoz sırasında yavrulara, çekirdekteki
kromozomların dağılımını yöneten kurallara göre
dağıtılmazlar.
96
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Maternal kalıtım
¤  1909’da Karl Correns, normalde
yeşil olan bir bitkinin yaprakları
üzerindeki sarı ve beyaz renkli
alacalı bölgelerin kalıtımını
çalışmıştır.
¤  Yavruların renklenmesinin,
paternal ebeveyn (polen)
tarafından değil maternal
ebeveyn (yumurta) tarafından
belirlendiğini bulmuştur.
97
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Maternal kalıtım
¤  Bu farklı şekillerdeki renklenmeler,
yumurtanın plastitlerindeki
pigmentasyonu kontrol eden
genlerden kaynaklanmaktadır.
98
Prof. Dr. Bektaş TEPE
Maternal kalıtım
¤  Maternal kalıtım memelilerdeki mitokondriyel genlerin
kalıtımının da kuralıdır.
¤  Çünkü zigottaki mitokondrilerin tamamı yumurtanın
sitoplazmasından gelir.
99