Geleceğe Artık Daha Güvenle Bakıyorlar

01-28 Şubat 2014 • Basım Tarihi: 13 Mart 2014 • Sayı: 171 • www.ankara.edu.tr
Geleceğe Artık
Daha Güvenle Bakıyorlar
12’de
Veteriner Anatomi Müzesi
Uluslararası Alanda Tanınıyor
Diş Sağlığına
Acil Servis
Ülkemizdeki diş hekimliği
fakülteleri içinde ilk acil servis,
Diş Hekimliği Fakültemizde
açıldı. 3’te
Üç Büyük Üniversite
Güçlerini
Birleştirdi 5’te
Türk ve Fransız
Bilim İnsanları
Ortak Projede
Çalışacak 4’te
Toplumsal
Enerji
Cinsiyet
Verimliliği
Eşitliği
Üniversitemizden
ve Sağlık
Sorulacak 5’te
Okuryazarlığı
Biyoloji ve
Kimya Bölümleri Sertifika
Laboratuvarları Programları
Yenilendi 29’da
Başladı 19 ve 21’de
Veteriner Anatomi Müzesi’ni,
Ankara’da etkinlik gösteren
bir anaokulunun birçok
farklı milletten oluşan minik
öğrencileri ile Çinli turistler
ziyaret etti. 30’da
Piri Reis Meydanı
Cazibe
Merkezi 6’da
Eşyalarını
Bağışladılar
16’da
Türk ve Alman
Öğrencilerden, Savaşın
Almanya’da Yaralarını
Bahar Akademisi Sarıyoruz 2’de
28’de
Ü
Savaşın
Yaralarını
Sarıyoruz
niversitemiz Sağlık
Hizmetleri Meslek
Yüksekokulu Ortopedik
Protez ve Ortez Programı
öğretim elemanları Prof.
Dr. Serap Alsancak ve
Öğr. Gör. Yük. Müh.
Haydar Altınkaynak,
sosyal sorumluluk
projesi kapsamında,
Suriye’deki olaylarda
ayak ve bacaklarını
kaybeden çatışma mağduru
sivillere protez üretip
uygulayabilmeleri için
Suriye’de farklı lisans
programlarından mezun 10
kişiye eğitim verdi.
Eğitim programı
katılımcılarına, fonksiyonel
anatomi, protezle yürüyüş
bozuklukları ve çözümleri,
diz altı ve diz üstü
protezleri üretimi, üretimde
kullanılan malzemeler ve
özellikleri, protez bağlantı
ayarları, amputasyonlu
hastaların uzuvlarının
Üniversitemiz Ortopedik Protez ve
Ortez Programı öğretim elemanlarının
ön eğitim sürecini yönettikleri bu
programın uzun vadede paydaşları
olacak Salford Üniversitesi (İngiltere)
Protez ve Ortez Bölümü hocaları,
sosyal sorumluluk projesinin diğer
paydaşlarıyla (Syrian British Medical
Association gibi) işbirliği ile 2014
Mart ayında Sağlık Hizmetleri
Meslek Yüksekokulu’nda programın
geliştirilmesi ve sürecin planlanmasına
ilişkin bir toplantı gerçekleştirilecek.
2
Ankara
Üniversitesi
Bülteni
proteze hazırlanması ve
uyum çalışmaları eğitimleri
verildi.
Rektörümüz Prof.
Dr. Erkan İbiş’in de
desteklediği program, 114
saatin üzerinde teorik ve
pratik dersler şeklinde
Reyhanlı’da 6-31 Ocak
2014 tarihleri arasında
gerçekleştirildi. Aynı
zamanda pekçok Suriyeli
sivilin de protezleri üretilip,
bu protezlere adaptasyonları
sağlandı.
Bu çalışmalar sonucunda
eğitim alan katılımcılar
Ahmad Alibrahim, Amjad
Hajklamis, Abdalrahim
Alhajkhaluf, Mahmud
Shamoo, Muhamad Shakh
Omar, Samer Almasri,
Nour Kabalan, Fatima
Almubarak, Salah Alagbar
ve Raed Almasri’nin
yeterlilikleri de teorik ve
uygulamalı bir sınavla
değerlendirildi.
Diş Sağlığına
“Acil Servis”
ÜLKEMİZDEKİ DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTELERİ İÇİNDE
İLK ACİL SERVİS ÜNİVERSİTEMİZDE AÇILDI
Ü
niversitemiz
Diş Hekimliği
Fakültesi’nde, hafta içi
17:00-08:00 saatleri
arasında, hafta sonları
ise kesintisiz 24 saat
boyunca hizmet verecek
Acil Diş Kliniği 13 Ocak
2014 tarihinden itibaren
hizmet vermeye başladı.
Türkiye’deki tüm diş
hekimliği fakülteleri
arasında bir ilk olan,
mesai saatleri dışında
dört doktorun dönüşümlü
olarak çalışacağı bu acil
serviste ağrısı olan hastalara
bakılacak ancak acil
problemi olmayan hastalara
hizmet verilemeyecek.
Ankara Üniversitesi’nin
yenilikçilik özelliğinin bir
göstergesi olan Acil Kliniği
ile ilgili bilgi veren Dekan
Prof. Dr. Gürkan Gür
şunları söyledi:
“En kötü ağrılar diş
ve böbrek ağrılarıdır. Bu
ağrılar insanın tahammül
sınırlarını zorlar ve insanlar
gecenin bir yarısında
hekim aramaya başlarlar.
Başınıza böyle bir ağrı
geldiği zaman müracaat
edebileceğiniz servisler son
derece sınırlıdır. Ankara
Üniversitesi Diş Hekimliği
Fakültesi bir markadır.
Marka değerimizi korumak
ve geliştirebilmek için
yenilikçi uygulamalara
ihtiyacımız var. Bu
uygulamalar Diş Hekimliği
Fakültesi’nin marka
değerini devam ettirmek
için gereklidir. Nasıl
ki Türkiye’nin ilk Diş
Hekimliği Fakültesi yataklı
servisini açtıysak,
ülkemizin ilk acil
diş servisini de
Ankara Üniversitesi
Diş Hekimliği
Fakültesi açmış
oluyor. Bu yeniliğin
hayata geçirilmesinde
Rektörümüz Sayın Prof.
Dr. Erkan İbiş ve Rektör
Yardımcılarımızın çok
büyük desteklerini gördük.
Kendilerine şükranlarımızı
sunuyoruz.
Daha önce örneği
olan uygulamaları hayata
geçirmek nispeten kolaydır.
Ancak daha önce mevcut
olmayan bir uygulamayı
yapabilmek, öncülük
edebilmek birçok zorluğu
içerir. Özellikle diğer
Üniversitelerin yöneticileri
‘Ankara Üniversitesi Diş
Hekimliği Fakültesi’nde
acil diş kliniği hizmeti
veriliyor, biz de bu
uygulamayı yapalım’ kararı
aldıklarında acil kliniğinin
açılış süreci, acil tedavi
hizmetlerinin tanımı, nöbet
çizelgesi gibi konular
örnek oluşturacaktır. İşte
bu nedenle planlamamızı
çok ince detaylarına kadar
düşündük ve uygulamaya
başladık.”
Acil Diş Kliniği’nin
çalışma yöntemi hakkında
da bilgi veren Dekan
Prof. Dr. Gürkan Gür,
mesai saatleri içinde
poliklinik hizmetlerinin
kesintisiz sürdürüldüğünü,
gün içinde gelen tüm
hastaların acil olsalar da
olmasalar da tedavi altına
alındıklarını belirterek;
“Gece bize acil diş ağrısıyla
gelen hastalara gerekli
müdahale yapılacaktır.
Ağrı dindirilmesine yönelik
müdahale yapıldıktan sonra
hastalarımız mesai saatleri
içerisinde Fakültemize
gelerek tedavilerine devam
edebileceklerdir” dedi.
Ankara
Üniversitesi
Bülteni
3
Türk ve Fransız Bilim İnsanları,
Ortak Projede Çalışacak
Ü
niversitemiz Dil
ve Tarih-Coğrafya
Fakültesi, Arkeoloji Bölümü
Tarih Öncesi Arkeolojisi
Anabilim Dalı ile Paris’teki
Institut de Paléontologie
Humaine’in birlikte
hazırladığı “Türkiye ve
Fransa’nın İlk Sakinleri:
Teknolojik ve Kültürel
Açıdan Karşılaştırılması/
Les Premiers Habitants
de la Turquie et de la
France: Comparaisons
Technologiques et
Culturelles” başlıklı
proje, TÜBİTAK ile
Fransa Dışişleri Bakanlığı
arasındaki ikili işbirliği
çerçevesinde 2014-2015
4 Ankara
Üniversitesi
Bülteni
yıllarında desteklenmesine
karar verilen ortak projeler
(PIA Bosphorus) arasında
yer aldı.
Tarih Öncesi Arkeolojisi
Anabilim Dalı Başkanı
Prof. Dr. Harun Taşkıran’ın
yürütücü, Doç. Dr. Kadriye
Özçelik, Dr. M. Beray
Kösem ve Dr. Gizem
Kartal’ın araştırmacı
olduğu projede, Pleistosen
Dönem Arkeolojisi ile
ilgili farklı alanlarda
uzmanlıkları bulunan
Fransız araştırmacılarla, her
iki taraftan yüksek lisans
ve doktora öğrencileri
kapsamlı çalışmalar
gerçekleştirecek.
Fransız bilim
Ankara Üniversitesi ve
zırladığı
ha
a
insanlarının ortaklaş
Sakinleri:
İlk
n
“Türkiye ve Fransa’nı
n
ıda
Aç
Teknolojik ve Kültürel
e,
jed
pro
lı
Karşılaştırılması” ad
Öncesi
rih
Ta
an
lisansüstü öğretim yap
eri
cil
ren
öğ
lı
Da
Arkeolojisi Anabilim
ara
zıl
ka
ik
Fransa’daki arkeoloj
katılacak.
Proje, Türkiye ve
Fransa’nın en eski
insanlarını ve kültürlerini
interdisipliner bir
platformda inceleyip,
karşılaştırmayı amaçlıyor.
Her iki ülkede bulunan,
ilk insanlara ev sahipliği
yapmış olan birçok mağara
ve açıkhava sitinin bütün
boyutlarıyla ele alınacağı
çalışmada önceliği
Türkiye’de Karain Mağarası
(Antalya), Fransa’da ise
Arago Mağarası (Tautavel)
oluşturacak. Lisansüstü
öğrenimlerini yapan Tarih
Öncesi Arkeolojisi Anabilim
Dalı öğrencileri Fransa’daki
arkeolojik kazılara
katılma ve dünyaca ünlü
laboratuvarlarda çalışarak
bilgi ve deneyimlerini
arttırma fırsatı bulacak.
Ev Aletleri Teknolojilerinde Enerji Verimliliği
Üniversitemizden Sorulacak
Y
ürütücülüğünü
Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanlığı
Yenilenebilir Enerji
Genel Müdürlüğü’nün
yaptığı Birleşmiş Milletler
Kalkınma Programı (UNDP)
tarafından uygulanan
Küresel Çevre Fonu (GEF)
destekli “Türkiye’de Enerji
Verimli Ürünlerin Piyasa
Dönüşümü Projesi (EVÜ
dP)” kapsamında açılmış
olan proje çağrısına 22
Kasım 2013 tarihinde
Mühendislik Fakültesi
Elektrik ve Elektronik
Bölümü, Çevre Planlama ve
Geliştirme Koordinatörlüğü
ile Teknoloji Geliştirme
Bölgesi (ANKÜTEK)
Üç Büyük Üniversite
Güçlerini Birleştirdi
G
azi, Hacettepe ve
Ankara üniversiteleri,
yükseköğretimde bir
ilke imza atarak yabancı
öğrencilere yönelik İngilizce
ortak yüksek lisans ve
doktora programı açacak.
1,5 yıldır yürütülen çalışma
sonucunda hazırlanan
programdan yararlanacak
öğrenciler, üç büyük
üniversitenin öğretim
üyeleri, laboratuvarları,
kütüphaneleri ve sosyal
tesisleri gibi her türlü olanağı
diledikleri gibi kullanacak
ve üç üniversiteden onaylı
diploma alacak. Programın
2014-2015 eğitim-öğretim
döneminde açılması
planlanıyor.
Rektörümüz Prof.
Dr. Erkan İbiş, üç büyük
üniversitenin muazzam bir
güç olduğunu belirterek,
“Yapabileceğimiz çok
daha fazla proje var.
Uluslararasılaşma, eğitim
ve araştırma alanlarında
işbirliğini arttırmamız gerek”
dedi.
Hacettepe Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. A. Murat
Tuncer, 1,5 yıldır üzerinde
çalıştıkları projeyi artık
somutlaştırdıkları için
memnun olduğunu belirterek,
üniversitelerinin tüm
işbirliğinde başvuru yapan
Üniversitemiz, “Ankara
Elektrikli Ev Aletleri
Teknolojilerinde Enerji
Verimliliği Araştırma
Merkezi” isimli proje ile
hibe almaya hak kazandı.
KOBİ’lere Araştırma
Desteği Sağlanacak
Elektrik ve Elektronik
Bölümü Başkanı Prof.
Dr. Hakkı Gökhan İlk’in
koordinatörlüğünü yaptığı,
Çevre Planlama ve
Geliştirme Koordinatörü
Doç. Dr. Duygu Özel
Ankara, Gazi ve
,
Hacettepe Üniversiteleri
yabancılara yönelik
ortak yüksek lisans ve
doktora programları
açacak.
gücüyle projenin yürütücüsü
olacağını vurguladı.
Gazi Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr.
Süleyman Büyükberber de
yükseköğretim alanında
uluslararasılaşmanın
özellikle son yıllarda önem
kazandığını ve YÖK’ün de
bu konuda önemli adımlar
attığını söyledi.
Bu amaçla,
üç üniversitenin
temsilcilerinden oluşan
komisyon, açılacak ortak
programlar ile ilgili hazırlık
çalışmalarına başladı.
Demiralp, Uzman
Burak Çuhadaroğlu ve
Araştırma Görevlisi Işıl
Şirin Selçuk’un yer aldığı
proje ile 9 ay sonunda
Gölbaşı Yerleşkesi’nde
Elektrik ve Elektronik
Bölümü bünyesinde
kurulacak olan araştırma
merkeziyle, Ankara’da
elektrikli ev aletlerinin
enerji verimliliği konusunda
bilimsel araştırma altyapısı
kurulması ve özellikle bu
konuda üretimde bulunan
KOBİ’lere araştırma desteği
sağlanması hedefleniyor.
Kurulacak olan araştırma
merkezinde aynı zamanda
enerji verimliliği üzerine
çalışan akademisyenler ve
öğrencilere araştırma ve
uygulama yapma olanağı
sağlanacak.
Bunun yanında
Mühendislik Fakültesi’nde
lisans öğrencilerine enerji
verimliliği konusunda
seçmeli ders verilecek.
31 Ocak 2014 tarihinde
Ankara’da düzenlenen
toplantıyla açılışı yapılan
projenin sözleşmesi Prof.
Dr. Hakkı Gökhan İlk
tarafından imzalanarak,
projenin içeriği katılımcılara
tanıtıldı.
Proje ekibi, Rektör Prof.
Dr. Erkan İbiş’i ziyaret
ederek, proje konusunda
bilgi verdi.
Ankara
Üniversitesi
Bülteni
5
toplantı
AKKEM’de küçük bir de
salonu bulunuyor.
Piri Reis Meydanı
Cazibe Merkezi
Oldu
6
Ankara
Üniversitesi
Bülteni
Ankara Üniversitelilerin
Yeni Buluşma Adresi:
Piri Reis Meydanı
T
andoğan Merkez Yerleşke’de, Beden Eğitimi ve
Spor Yüksekokulu’nun Gölbaşı’na taşınmasıyla
boşaltılan binaların yenilenmesi sonucu kazanılan
alanlar, Üniversitemizin yurt dışına dönük gülen yüzü
oldu. Bu alanlar, merkezinde ünlü Türk denizcisi
Piri Reis’in heykeli ile binlerce yıl öncesine ait
teknolojiyle yapılan bir Kiklad teknesinin yeraldığı Piri
Reis Meydanı’nın etrafında şekillendi.
Binaların bir bölümünde, Üniversitemizin
yurtdışı ilişkileri ve öğrenci değişimiyle ilgilenen
Uluslararası Öğrenci Ofisi, Mevlana Değişim
Programı Koordinatörlüğü, AB Eğitim Programları
Koordinatörlüğü, ÖYP Kurum Koordinasyon
Birimi Koordinatörlüğü, Farabi Değişim Programı
Kurum Koordinatörlüğü ve Dış İlişkiler ve
Uluslararasılaşma Koordinatörlüğü yer aldı.
Bu binada bir spor salonu da bulunuyor.
Başka bir binada ise Üniversitemizin
konuklarının yararlanacağı ve
küçük toplantıların yapılabileceği
Ankara Üniversitesi Kurumiçi ve
Kurumlararası Eğitim Merkezi
(AKKEM) açıldı. Binaların bir
bölümünde ise sabah kahvaltısı
ve öğle yemeği hizmeti sunan Piri
Reis Restoran hizmete girdi.
T
andoğan Yerleşkesi’ndeki Piri Reis Meydanı’nda yeni
açılan Piri Reis Restoran, Ankara Üniversitelilerin
kahvaltıda ve öğle yemeklerinde bir araya geldikleri yeni
bir sosyal mekan oldu. Restoranda, haftanın tüm günlerinde
kahvaltının yanı sıra dört çeşit yemekten oluşan menü
ile ayrıca ızgara, makarma ve salata çeşitleri sunuluyor.
80 kişiye kadar grup yemeklerine de hizmet verebilen
restoranın telefonu şöyle: 212 60 40/2415
Üniversitemizin Yeni Sosyal ve Eğitim Tesisi
AKKEM Açıldı
A
nkara Üniversitesi Kurumiçi ve
Kurumlararası Eğitim Merkezi
(AKKEM) 14 Ocak 2014 tarihinde
düzenlenen törenle hizmete açıldı. Küçük
bir toplantı salonuna ve 23 kişi kapasitesine
sahip tesiste, öncelikli olarak Üniversitemizde
düzenlenen bilimsel çalışmalara katılmak üzere
gelecek bilim insanları konaklayabilecek.
Ankara Üniversitesi’nin Tandoğan Merkez
Yerleşkesi’ndeki Piri Reis Meydanı’nda, eski
Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu idari binalarının
baştan sona düzenlenmesiyle ortaya çıkarılan tesisten
yararlanmak için 212 40 40 / 2400 numaralı telefonu
aramak ya da [email protected] posta adresine mesaj
göndermek gerekiyor.
Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş,
Üniversitemizin, uzun yıllardır konuklarını ağırlayacağı
bir yerinin olmadığını, bu konuda tüm öğretim
üyelerinin sıkıntı yaşadığını hatta davet ettikleri bilim
insanlarına mahçup olduklarını söyledi. Daha önceleri
Gaziosmanpaşa’daki Konukevi’nde altı oda bulunduğunu
ancak bunların da yıkılıp başka amaçlarla kullanıldığını
belirten Prof. Dr. Erkan İbiş, “Dolayısıyla bu ihtiyaç çok
daha büyük hale gelmişti. Bu binada geçen yıl onarıma
başladık. Arkadaşlarımız bu konuda çok çaba gösterdi.
Bugünkü haline getirdik, şirin bir mekan oldu” dedi.
Ankara
Üniversitesi
Bülteni
7
SU YÖNETİMİ ENSTİTÜSÜ’NDEN, ULUSLARARASI KATILIMLI ÇALIŞTAY
“ Gölbaşı’nın Suyu
Alarm Veriyor”
Üniversitemiz tarafından yapılan araştırmaya göre;
Gölbaşı Özel Çevre Koruma Bölgesi’nde yer alan
11 mahalleden alınan su örneklerinin yüzde 88’i
içme-kullanma suyu olarak uygun değil.
Ü
niversitemiz Su
Yönetimi Enstitüsü
liderliğinde yürütülen
ve British Council
tarafından “İngiltereTürkiye Yükseköğretim ve
Sanayi İşbirliği” programı
çerçevesinde desteklenen
“Türkiye’de Tarımsal Su
Yönetimi Üzerine Pilot
Bir Proje: Gölbaşı Özel
Çevre Koruma Bölgesi”
isimli projenin kapanış
çalıştayı 10 Şubat 2014
tarihinde Rektörlük
100. Yıl Salonu’nda
gerçekleştirildi. Çalıştayda,
Gölbaşı Özel Çevre
Koruma Bölgesi’ndeki
su kaynaklarının durumu
tartışıldı ve kamuoyuna
duyuruldu.
Gölbaşı Özel Çevre
Koruma Bölgesi Alarm
Veriyor
Projenin Türkiye
Ekip Lideri ve Su
8
Ankara
Üniversitesi
Bülteni
Yönetimi Enstitüsü
Müdür Yardımcısı Yrd.
Doç. Dr. Gökşen Çapar,
Türkiye’nin önümüzdeki
30 yılda su fakiri bir ülke
konumuna geleceğini,
önlem alınmazsa su sıkıntısı
çekileceğini belirtti.
Gölbaşı bölgesindeki su
kaynaklarının hem kalite
hem de miktar bakımından
yetersiz olduğunu
belirten Yrd. Doç. Dr.
Gökşen Çapar, tarımın
ve kentleşmenin bölgede
ciddi sıkıntılara yol açtığını
vurguladı. Son yıllarda
sulama ve hayvancılıkta
içme suyu temini için yeraltı
su kaynaklarına talebin
arttığı bölgede, toprağın
yapısından kaynaklanan
bor kirliliği ve tuzluluk
olduğunu kaydetti. Yrd.
Doç. Dr. Gökşen Çapar,
Gölbaşı Özel Çevre Koruma
Bölgesi’nde tarımsal
faaliyetlerde kullanılan su
kaynaklarında su kalitesi
ile sulama ve hayvancılıkta
ihtiyaç duyulan su
miktarının belirlenmesi,
su kıtlığı yaşanan bölgede
yağmur suyu hasadı,
atıksu geri kazanımı gibi
alternatif yöntemlerin
uygulanabilirliğinin
araştırılması, Gölbaşı Özel
Çevre Koruma Bölgesi’nde
su ile ilgili problemlere
daha iyi çözümler üretmek
için tüm paydaşlar arasında
farkındalığın artırılması ve
işbirliği fırsatları yaratılması
amacıyla projenin
yapıldığını söyledi.
Gölbaşı Özel Çevre
Koruma Bölgesi’nin Su
Kalitesi İncelendi
Araştırmaya göre,
Gölbaşı Özel Çevre
Koruma Bölgesi’nde yer
alan 11 mahalleden alınan
su örneklerinin analizi
sonucunda, suların yüzde
88’nin içme-kullanma
suyu olarak uygun
olmadığını belirten Yrd.
Doç. Dr. Gökşen Çapar,
örneklenen su kaynaklarının
yarısından fazlasının
sulama suyu olarak
kullanılabileceğini, diğer
yarısı için önlem alınması
ya da hiç kullanılmaması
gerektiğini kaydetti. Örnek
alınan su kaynaklarının
dörtte üçünün, çiftlik
hayvanları için içme suyu
olarak kullanılabileceğini
ama dörtte birinin
kullanılmaması gerektiğini
vurguladı; bölgedeki su
Çalıştayda, proje partnerleri ODTÜ,
Gölbaşı İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık
Müdürlüğü, Imperial College, London
ve Newcastle Üniversitesi’nin aktif
katılımlarıyla, çeşitli üniversite ve kamu
kuruluşlarından 70 uzman hazır bulundu.
kaynaklarının dikkatli ve
kontrollü kullanılması
gerektiğinin altını çizdi.
Bölgede su kıtlığı çekilmesi
nedeniyle sulu tarımın çok
az olduğuna işaret eden
Yrd. Doç. Dr. Gökşen
Çapar, “Sulama suyu
ihtiyacının karşılanmasında
alternatif bir su kaynağı
olan çatı yağmur suyu
hasadı uygulanabilir”
dedi. Gölbaşı Özel Çevre
Koruma Bölgesi’nde
meyve sebze yetiştiren bir
ailenin, çatı büyüklüğünün
yarısı kadar bir bahçe için
bir yıllık sulama suyu
ihtiyacının tamamını
yağmur suyu hasadı
ile karşılayabileceğini
vurguladı. Gölbaşı 50.
Yıl Yerleşkesi’nde
böyle bir çalışmayı
başlattıklarını, Yabancı
Diller Yüksekokulu’nun
çatısında hasat edilen
suyun depolandığını ve
Yerleşke’de yağmurlama
ve damla sulama
yöntemleriyle peyzaj
sulama amaçlı kullanıldığını
kaydetti. Şehirleşmenin
su kaynaklarına baskısı
olduğunu, kirliliğin de
su kalitesini etkilediğini
belirten Yrd. Doç. Dr.
Gökşen Çapar; “Modern
sulama tekniklerinin
henüz kullanılmaması
da su tasarrufunu ve su
verimliliğini olumsuz
etkileyen bir durum” dedi.
“Su, Enerji ve Gıda,
Önümüzdeki 50 Yılın En
Önemli Konuları”
Rektör Yardımcısı
Prof. Dr. Ayhan Elmalı da
önümüzdeki 50 yılın çok
önemli üç konusunun su,
enerji ve gıda olacağını
belirterek, su konusunda
ulusal stratejinin
belirleneceği bir merkeze
ihtiyaç olduğunu söyledi.
Entegre Su Yönetimi
Anabilim Dalında Yüksek
Lisans Eğitimi
Su Yönetimi Enstitüsü
Müdürü Prof. Dr. Süleyman
Kodal da su yönetiminin
disiplinlerarası bir bilim dalı
olduğunu belirterek; “Su
Yönetimi Enstitüsü, Ziraat
Fakültesi, Mühendislik
Fakültesi, Hukuk Fakültesi,
Siyasal Bilgiler Fakültesi,
Dil ve Tarih-Coğrafya
Fakültesi, Tıp Fakültesi,
Fen Fakültesi ve Eczacılık
Fakültesi’nin birçok
anabilim ve bilim dalları
ile ilgilidir” dedi. 2010
yılında kurulan Enstitünün,
bu kısa süre içinde çok
sayıda projeye imza attığını
belirten Prof. Dr. Süleyman
Kodal, “Entegre Su
Yönetimi Anabilim Dalı”,
“Havza Yönetimi Anabilim
Dalı”, “Su Politikaları
Anabilim Dalı”, “Termal ve
Mineralli Sular Anabilim
Dalı” ve “Atıksu Yönetimi
Anabilim Dalı”nda yüksek
lisans ve doktora eğitimleri
yapılmasının planlandığını,
“Entegre Su Yönetimi
Anabilim Dalı” kurularak
yüksek lisans eğitimi
yapılması konusundaki
teklifin Fen Bilimleri
Enstitüsü’nce kabul
edildiğini kaydetti.
İşbirliği Çağrısı
Orman ve Su İşleri
Bakanlığı Su Yönetimi
Genel Müdürü Prof.
Dr. Cumali Kınacı,
yürütmekte oldukları ve
tamamladıkları projeler
hakkında bilgi vererek,
üniversitelerle işbirliği
yapmak istediklerini belirtti.
İhale yasası gereğince
üniversitelere doğrudan
proje veremediklerini
ancak projelerde akademik
kuruluşlara ihtiyaçları
olduğunu belirten Cumali
Kınacı, önümüzdeki
günlerde, Türkiye’deki
özellikle yeraltı
içmesuyu kaynaklarının
ve arıtma tesislerinin
değerlendirilmesi konusunda
bir projeye başlayacaklarını;
bu projeyle Türkiye’deki
mevcut su arıtma tesislerinin
değerlendirilmesini
yapacaklarını kaydederek;
“Türkiye’de henüz
izlenmeyen bazı özel
kirleticiler var. Bu
kirleticilerin izlenmesini
sağlayacak, aynı zamanda
bunların giderilmesini temin
edecek bir altyapı ortaya
konacak. Bu konuda da
üniversitelerimizden destek
bekliyoruz. Bu proje de
henüz ön ihale aşamasında.
İhalenin sonuçlanmasından
sonra üniversitelerimizden
yararlanmaları için onları
yönlendireceğiz” dedi.
Sunumlar
Çalıştayda, Ankara Üniversitesi Su Yönetimi Enstitüsü
Müdür Yardımcısı ve Projenin Türkiye Ekip Lideri
Yrd. Doç. Dr. Gökşen Çapar tarafından “Proje Çıktıları:
Türkiye’de Tarımsal Su Yönetimi Üzerine Pilot Bir Proje:
Gölbaşı Özel Çevre Koruma Bölgesi”, ODTÜ Çevre
Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Emre
Alp tarafından “Tarımsal Faaliyetlerden Kaynaklanan
Yayılı Kirliliğin Mogan Gölü’ne Etkileri”, Newcastle
Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. John Gowing
tarafından “Deneysel Havza Çalışması: İngiltere-Eden
Demonstrasyon Test Havzasından Alınan Dersler”, Ankara
Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi
Prof. Dr. Mehmet Çelik tarafından “Yoğun Kirletilmiş
Sığ Akifer Sistemlerde Hidrojeolojik Çalışma Örnekleri”,
ODTÜ Çevre Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof.
Dr. Ülkü Yetiş tarafından “Suda Tehlikeli Maddeler
ve Kontrolü”, Imperial College, London Üniversitesi
öğretim üyesi Prof. Dr. Kang Li tarafından “Su Arıtımında
Membran Teknolojisi”, Ege Üniversitesi öğretim üyesi
Prof. Dr. Nalan Kabay tarafından “Jeotermal Sularda Bor
ve Membran Filtrasyon Süreçleriyle Giderimi”, Ankara
Üniversitesi Su Yönetimi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr.
Süleyman Kodal tarafından “Türkiye’de Tarımsal Su
Yönetimi ve Problemler”, Newcastle Üniversitesi öğretim
üyesi Prof. Dr. John Gowing tarafından “İngiltere’de
Tarımsal Su Yönetimi ve Problemler” ve son olarak
Twente Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Gül Özerol
tarafından “Sulu Tarım ve Çevresel Sürdürülebilirlik”
konulu sunumlar yapıldı.
Ankara
Üniversitesi
Bülteni
9
Elmadağ MYO’da,
“CISCO Networking Academy”nin
Üçüncü Mezunları
D
ört yıldır CISCO
Networking Academy
üyesi olan Elmadağ Meslek
Yüksekokulu, CISCO
eğitim programında bu yıl
üçüncü kez mezun verdi.
17 Şubat 2014 tarihinde
düzenlenen sertifika
töreninde birinci kuru
tamamlayan 181 öğrenci
belgelerini aldı. Sertifika
töreninde konuşma yapan
Yüksekokul Müdürü Prof.
Dr. Ayhan Şerbetçi, Cisco
Networking Academy
programlarından eğitim alan
öğrencilerin iş hayatında
uluslararası düzeyde geçerli
olan bu sertifika ile avantaj
kazanacaklarını belirtti
ve öğrencileri kutladı.
Dört kurdan oluşan bu
programın kalan kısmının
bu yaz döneminde açılacak
kurslarla tamamlanacağını
bildirdi.
CISCO Networking
Academy, bilişim
ve bilgisayar ağları
konusunda dünya çapında
uygulanmakta olan bir
eğitim programı.
Bu eğitim programı,
CISCO Certified Academy
Instructor (CCAI)
sertifikasına sahip Öğr.
Gör. Erhan Polat tarafından
öğrenciler için akademik
bir ders olarak veriliyor ve
internetin getirdiği olanaklar
kullanılarak eğitim sürekli
güncelleniyor.
İngilizce Öğretimine
Filmli Katkı
AGFO,
Seyirci ile Buluştu
niversitemiz İletişim
Fakültesi’nde 20132014 eğitim öğretim
yılında ELF bursu ile
konuk öğretim elemanı
olarak bulunan ve İngilizce
derslerine katkı sağlayan
Slyvia Renfro, öğrencilerin
ve personelin İngilizce
konuşma becerilerini
geliştirebilmek için
“Amerikan Sineması İzleme
ve Tartışma Kulübü” adlı
bir etkinlik gerçekleştiriyor.
Her hafta perşembe
günleri saat 18.30-22.00
arasında gerçekleştirilen
etkinlik sırasında gösterilen
filmler, İngilizcenin yanı
sıra İngilizce alt yazılı
olarak izleyiciye sunuluyor.
Böylece katılımcıların
hem dinleme, hem
de okuma yoluyla dil
becerilerinin gelişmesine
katkı sağlanıyor. İzleme
sonrasında bir saatlik
bir tartışma / konuşma
oturumu da yapılıyor. Bu
2012 yılında yaylı
dörtlüsü ve vokal topluluğu
olarak çalışmalarına
başlayan ve 2013’ün son
çeyreğinde Şef Yıldıray
Yener yönetiminde AGFO
adıyla büyük bir aile olmayı
başaran Ankara Üniversitesi
Genç Filarmoni Orkestrası
ve Çok Sesli Korosu
ilk konserini vermenin
heyecanını yaşadı.
Dil ve Tarih-Coğrafya
Fakültesi Farabi Salonu’nda
14 Ocak 2014 tarihinde
gerçekleşen konserde
keyifli anlar yaşandı.
Müzikseverlerin yoğun
Ü
10
Ankara
Üniversitesi
Bülteni
oturum, Sylvia Renfro’nun
desteğiyle tamamen
İngilizce konuşma pratiği
üzerine yapılandırılıyor.
Üniversitemiz Sağlık
Kültür ve Spor Daire
Başkanlığı ile İletişim
Fakültesi’nin ortaklaşa
gerçekleştirdiği etkinlik,
Üniversitemizin bütün
birimlerindeki öğrenci
ve çalışanlara açık.
İsteyen mezunların da
katılabildiği etkinlik,
20 Şubat 2014 tarihinde
Ankara Üniversitesi
Cebeci Yerleşkesi Ahmet
Taner Kışlalı Sanatevi’nde
başladı.
ilgisi ile karşılaşılan konser
dinleyiciden büyük alkış
aldı. Bir saat süren konser
boyunca usta kurumlara taş
çıkartan AGFO, dinleyicinin
takdirini kazandı. Konser
sonunda tüm ekibe ve
desteği geçen herkese
teşekkür eden Orkestra
Şefi Yıldıray Yener; “Kısa
zamanda büyük işler
başardık. Ekibime ve
bizi destekleyen herkese
binlerce kez teşekkür
ederiz. En kısa zamanda
daha güzel işlerle tekrar
karşınıza çıkmak için
sabırsızlanıyoruz” dedi.
İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyelerine
Hizmet ve Onur Ödülleri
“Y
üzyılın İslam
Kültür Hizmeti,
Onur ve Hizmet Ödülleri”
25 Ocak 2014 tarihinde
İstanbul Haliç Kongre
Merkezi’nde Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan ve
Diyanet İşleri Başkanı Prof.
Dr. Mehmet Görmez’in
katılımıyla gerçekleşen
görkemli bir törenle
sahiplerini buldu. Diyanet
İşleri Başkanlığı’nın prestij
eserleri olarak kabul edilen
ve iki bin bilim insanının
30 yıl süren çalışmasıyla
sonuçlanan büyük boy
44 ciltten oluşan ‘İslam
Ansiklopedisi’; 100 hadis
öğretim üyesinin yedi yılda
hazırladığı büyük boy yedi
ciltten oluşan ‘Hadislerle
İslam’ ve sekiz yılda
hazırlanan büyük boy 40
ciltten oluşan ‘İstanbul Kadı
Sicilleri’ adlı üç değerli
eserin oluşmasında büyük
çaba ve gayretleri olan
bilim insanlarına ödüllerini
Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan verdi. Programda
10 bilim insanına ‘onur
ödülü’, 27 bilim insanına da
‘hizmet ödülü’ verildi.
Ev sahipliğini Diyanet
İşleri Başkanlığı ve Türkiye
Diyanet Vakfı’nın yaptığı
programa üç dev eserin
meydana gelmesinde emeği
geçen öğretim üyeleri, bilim
insanları, akademisyenler ve
çok sayıda davetli katıldı.
İslam dünyasında ilk ve
özgün bir eser olan İslam
Ansiklopedisi’ne internetten
de erişilebilecek.
Programda Ankara
Üniversitesi İlahiyat
Fakültesi’nden birkaç yıl
önce emekli olan bilim
insanlarından Prof. Dr.
Mehmed Said Hatiboğlu
ile Prof. Dr. Mustafa Sait
Yazıcıoğlu’na ‘onur ödülü’,
İlahiyat Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. İ. Hakkı Ünal,
Dekan Yardımcısı Prof. Dr.
Bünyamin Erul ve Prof.
Dr. M. Emin Özafşar’a ise
hizmet ödülü verildi.
Prof. Dr. Önder Yaman’a İLEF Öğrencilerine Ödül
Bakanlığı tarafından Demirbağ ve Buket
Uluslararası Unvan
ABdüzenlenen
Çalıkuşu,
T
ıp Fakültesi Üroloji
Anabilim Dalı öğretim
üyemiz Prof. Dr. Önder
Yaman, “Avrupa Seksüel
Tıp Derneği”nin, Androloji
konusunda çalışan
dünyadaki tüm doktorlar
için 28 Ocak 2014’te
organize ettiği sınavda
başarılı olarak, Avrupa
Seksüel Tıp Komitesi
Akademi Üyesi unvanını
aldı.
Prof. Dr. Önder Yaman,
Avrupa’da Androloji
konusunda çalışan en
kapsamlı dernek olan
ESSM: Avrupa Seksüel Tıp
Derneği’nin yönetim kurulu
üyeliğine de seçildi.
“2013 AB Yolunda
Genç İletişimciler
Yarışması”nın
Nihai Jüri
değerlendirmeleri,
18 Şubat 2014 tarihinde
sonuçlandı. Haber
dosyası kategorisinde
yarışmaya katılan İLEF
öğrencilerinden Sadık
“Uluslararası
Rekabette EkoEtiket Dönemi”
isimli projeyle
üçüncülük aldı.
Öğrencilerimizin
çalışmalarına Doç. Dr.
Burcu Sümer ve Öğr. Gör.
Gökhan Bulut da akademik
destek verdi.
11
Ankara
Üniversitesi
Bülteni
Geleceğe Artık
Daha Güvenle Bakıyorlar
50/D maddesinde görev yaparken, Üniversitemizin getirdiği ölçütleri
yerine getirerek 33. maddeye geçen Ziraat Fakültesi Araştırma Görevlileri,
Rektörümüz Prof. Dr. Erkan İbiş’e teşekkür ziyaretinde bulundular.
Ü
niversitemiz Ziraat
Fakültesi Araştırma
Görevlileri, 50/D’den
33’e geçme konusundaki
desteklerinden dolayı
7 Şubat 2014 tarihinde
Rektörümüz Prof. Dr.
Erkan İbiş’e bir teşekkür
ziyaretinde bulundu.
“Araştırma Görevlisi
Olmazsa Geleceğin
Akedemisyeni Olmaz”
Araştırma Görevlilerini,
Ziraat Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. Ahmet Çolak ve
Rektör Yardımcısı Prof.
Dr. Kasım Karakütük’le
birlikte Rektörlük Senato
Salonu’nda kabul eden
Prof. Dr. Erkan İbiş,
araştırma görevliliğinin çok
önemli bir görev olduğunu
belirterek; “Araştırma
Görevlisi olmazsa,
geleceğin akademisyeni
olmaz. Ankara Üniversitesi
bir çınar. Çınarın kökünü
keserseniz, kendisi de
olmaz” dedi. Ankara
Üniversitesi’nin, köklü
ve gelenekleri olan bir
üniversite olduğunu ancak
bunların yeterli olmadığını
belirten Prof. Dr. Erkan
İbiş, üniversite içindeki
birikimlerin üniversite
dışındaki paydaşlarla
12
Ankara
Üniversitesi
Bülteni
paylaşılması gerektiğini
belirtti. Asistanların,
bilimsel olarak hocalarından
daha önde olmaları
gerektiğine de işaret ederek
şunları söyledi:
“Kendinize her zaman
güvenin. Gelişme de bu
şekilde olur. Siz önünüzdeki
hocalardan, sizden sonra
gelecekler de sizden
önde olursa o zaman
üniversitenin gelişimi,
başarısı kaçınılmaz olur.”
“Tüm Paydaşlar
Önemli”
Üniversitedeki tüm
paydaşların önemli
olduğunu, bunun için
üniversite içindeki aidiyeti
güçlendirmeye çalıştıklarını
da anlatan Prof. Dr. Erkan
İbiş, “Üniversite içinde
aidiyeti yaratamazsak,
üniversitenin güçlenmesi
imkansız. Aidiyeti
hissetmek için de herkesin,
‘bana ne görev düşüyor’
diye düşünüp bu yönde
davranması gerekiyor” diye
konuştu.
“Keşke Herkes
Değerlendirilse”
Araştırma Görevlilerinin
50/D’den 33’e geçirilmesi
konusunda uzun toplantılar
yapıldığını, sonunda da
başarı gösteren Araştırma
Görevlilerinin 33’e
geçebildiğini kaydeden
Prof. Dr. Erkan İbiş;
“Burası üniversite. Nasıl
ki yardımcı doçentliğe,
doçentliğe, profesörlüğe
atanırken başarı
bekleniyorsa, 33’e geçme
konusunda da mutlaka
bilimsel üretime dönük bir
başarının olması gerekiyor.
Bunun bana göre ömür
boyu olması gerekiyor.
‘Profesörlüğe atandım
kurtuldum’ olmaması
gerekiyor. Keşke beni de
beş yılda bir bilimsel olarak
değerlendiren bir sistem
olsa. Ve onu da başarırsam
bana da bir ödül verseler.
Umarım bunlar da gelecekte
olacaktır” dedi.
Rektör Yardımcısı Prof.
Dr. Kasım Karakütük de
araştırma görevliliğinin,
üniversitenin can damarı ve
öğretim üyeliğinin fidanlığı
olduğunu belirtti.
“Bizi de Rahatlattı”
Ziraat Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. Ahmet Çolak da
Araştırma Görevlilerinin
50/D’den 33’e geçmesinin,
kendilerini de son derece
rahatlattığını ve mutlu
ettiğini belirterek; “Bu
o kadar önemli bir adım
ki, benim asistanım, 33.
maddeye atanır atanmaz
evlendi. Demek ki
hayatıyla ilgili önemli
planları varmış. Ne yazık
ki 50/D’de bu planları
gerçekleştirmek oldukça
zordu. Aidiyet duygusunun
gelişmesi konusunda ciddi
sıkıntılarımız vardı” dedi.
“Aidiyet İçin
Önemliydi”
Ziraat Fakültesi
Araştırma Görevlileri
Temsilcisi Hande Tahmaz
da bu gelişmenin,
asistanların aidiyet
duygusunu kazanmasında
çok önemli olduğunu
belirterek; “33. maddeye
geçmemize önayak
olduğunuz için arkadaşlarım
ve kendim adına teşekkür
ederim” diye konuştu.
Mamaklı Miniklere Bilimsel Ortam Hazırladılar
E
ğitim Bilimleri
Fakültesi
öğretim üyelerinin
bilimsel destekleriyle
Abidinpaşa’daki Mehmet
Çekiç İlköğretim
Okulu’nda oluşturulan
Anasınıfı, 10 Şubat 2014
tarihinde düzenlenen
törenle açıldı. Okul öncesi
dönem çocuklarında
öğrenmeyi üst düzeyde
destekleyecek biçimde
yenilenen anasınıfının
açılışı için düzenlenen
törene Mamak Kaymakamı
Ertuğrul Kılıç, Mamak
İlçe Milli Eğitim Müdürü
Şemsettin Durmuş, Okul
Müdürü Hacı Yıldırım,
Ankara Ünviversitesi
Eğitim Bilimleri Fakültesi
İlköğretim Bölümü
Okulöncesi Eğitimi
Anabilim Dalı öğretim
üyesi Doç. Dr. Dilek Acer,
sınıfın yenilenmesi için
maddi katkı yapan Serap
Köprübaşı, veliler ve
çocuklar katıldı.
Zemin döşemesi,
duvarları, kapısı,
perdeleri, dolapları
ve vestiyeri yenilenen
anasınıfına ayrıca çocuk
boyuna uygun lavabolar
yerleştirildi. Sınıfın
projeksiyon ve bilgisayar
sistemi de yenilendi.
Ankara Üniversitesi
Eğitim Bilimleri Fakültesi
İlköğretim Bölümü
Okulöncesi Eğitimi
Anabilim Dalı öğretim
üyesi Doç. Dr. Dilek
Acer’in danışmanlığında
tasarlanan anasınıfında,
dünyaca kabul görmüş
erken çocukluk eğitimi
yaklaşımlarına uygun
olarak öğrenme merkezleri
oluşturuldu. Milli Eğitim
Bakanlığı Temel Eğitim
Müdürlüğü’nün 2013
yılında güncellediği Okul
Öncesi Eğitimi Program
kitabında da yer verilen
öğrenme merkezlerinin sınıf
içindeki düzenlenme biçimi,
çocukların küçük gruplar
halinde, daha derinlemesine
çalışarak, öğrenmenin üst
düzeyde gerçekleşmesine
katkı sağlıyor.
Doç. Dr. Dilek Acer,
Milli Eğitim Bakanlığı
ve Ankara Üniversitesi
arasında imzalanan işbirliği
protokolü çerçevesinde,
Türkiye’de ilk kez model
bir anasınıfı tasarladıklarını
ve bunun tüm ülkeye
örnek olmasını arzu
ettiklerini belirterek;
yenilenen anasınıfında
eğitim alan çocukların
gelişimlerini, bilimsel bir
araştırma projesi dahilinde
gözlemleyeceklerini
kaydetti.
Montessori Eğitimi Paylaşım Semineri
Ç
ocuğun gelişimini ve
eğitimini destekleyen
etkili yöntemler arasında yer
alan Montessori Eğitimi’yle
ilgili paylaşım semineri,
15 Ocak 2014 tarihinde
iki oturum halinde Ankara
Üniversitesi Çocuk Bilim
Merkezi Koordinatörü
Prof. Dr. Neriman Aral’ın
yönetiminde Ankara
Üniversitesi Çocuk Bilim
Merkezi’nde ve Ankara
Üniversitesi Uygulama
Anaokulu 1 ve Çocuk
Kulübü’nde gerçekleştirildi.
Montessori Eğitimi
Paylaşım Seminerini,
Uluslararası Montessori
Derneği’nde (AMI-The
Association Montessori
Internationale) öğretmenlik
yapmış, farklı ülkelerde
Montessori terapisi
eğitimlerine katılmış,
Montessori eğitimi ile ilgili
dersler ve seminerler vermiş
ve Montessori eğitimi
uygulayan okullara eğitim
danışmanlığı yapmış olan
Emel Çakıroğlu Wibrant
yürüttü.
Seminerin sabah
oturumuna Montessori
Eğitimi ve uygulamaları
konusunda deneyimi
olan, alandaki çocuk
gelişimci çok sayıda
akademisyen katıldı. Bu
oturumda Montessori
eğitiminin felsefesi ve
uygulama örnekleri
tartışıldı. Seminerin
öğleden sonraki oturumu
ise uygulamanın içinde
olan Ankara Üniversitesi
Anaokulları öğretmenleri
ile gerçekleştirildi.
Bu oturumda, Ankara
Üniversitesi Anaokullarında
uygulanan Montessori
eğitimi ile ilgili örnekler
üzerinde duruldu ve
öğretmenlerin uygulama
konusundaki yaşantıları
paylaşıldı.
13
Ankara
Üniversitesi
Bülteni
“
“
SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ DEKANI
PROF. DR. ŞENGÜL HABLEMİTOĞLU:
Yoğun Olarak Talep Edilen
ve İşe Yerleşebilen Mezunlar
Yetiştiriyoruz
Ü
niversitemiz Sağlık
Bilimleri Fakültesi
Dekanı Prof. Dr. Şengül
Hablemitoğlu, Bülten’in
171’inci sayısına konuk
olarak, yetiştirdikleri
öğrencilerin sektördeki
aranırlığını, yeni açmayı
planladıkları bölümleri,
hemşirelik bölümünün bir
fakülte olarak yapılanma
gerekliliğini, topluma
sundukları hizmetleri ve yeni
yapılan eğitim mekanlarını
anlattı.
Fakülteyi oluşturan
bölümlerin, 2006 yılında
Sağlık Bilimleri Fakültesi
çatısı altında bir araya
geldiğini belirten Prof.
Dr. Şengül Hablemitoğlu,
mezunların iş bulma sıkıntısı
olmadığını, hemen tümünün
mezun olur olmaz, hatta
daha staj dönemlerinde
işlerini bulduğunu
söyledi. İş bulabilen
mezunlar yetiştirmenin
kendilerini de çok mutlu
ettiğini belirten Prof. Dr.
14Ankara
Üniversitesi
Bülteni
Şengül Hablemitoğlu,
yalnızca Sağlık Kurumları
Yöneticiliği Bölümü
mezunlarının birtakım
sıkıntılar yaşadıklarını, bazı
yöneticilerin, bu mezunlara
yeterince şans tanımadığını
ancak bunun da zamanla
aşılacağına inandıklarını dile
getirdi.
“Yerel Yönetimlerle
İşbirliği Yapıyoruz”
Fakültede lisans, yüksek
lisans ve doktora eğitimi ile
uzaktan eğitim programlarının
gerçekleştirildiğini;
çeşitli sosyal sorumluluk
projeleri çerçevesinde
yerel yönetimlerle işbirliği
yaparak yetişkinlere yönelik
yaygın eğitim etkinlikleri
sürdürüldüğünü; BAP,
TÜBİTAK ve Ankara
Kalkınma Ajansı destekli
projeler yürütüldüğünü
belirten Prof. Dr. Şengül
Hablemitoğlu şu mesajları
verdi:
“Türkiye’de en fazla
tercih edilen Sağlık Bilimleri
Fakültesi olma amacı
ile sağlık hizmetlerinin
yürütülmesinde,
sağlık politikalarının
oluşturulmasında ve yaşama
geçirilmesinde etkili, ulusal
ve uluslararası platformlarda
tercih edilebilen meslek
insanı yetiştirebilmek,
araştırma projeleri üretmek
hedefleri ile çaba gösteren
Fakültemiz, ulusal sağlık ve
eğitim politikalarına katkıda
bulunmaya çalışıyor.
“Giderek Daha Fazla
İlgi Görüyoruz”
Sağlık Bilimleri Fakültesi,
Ankara Üniversitesi’nin
en genç ikinci fakültesi
olmasının yanı sıra,
Türkiye’de giderek daha
fazla ilgi gören, farklı
ancak birbirini destekleyen
Beslenme ve Diyetetik,
Çocuk Gelişimi, Ebelik,
Hemşirelik, Sağlık Kurumları
Yöneticiliği, Sosyal Hizmet
ve Odyoloji olarak yedi
bölümü ile gençlere gelecek
vaad eden meslekler
kazandırma yolunda hızla
ilerliyor.
“Hemşirelik Bölümü
Fakülte Olmalı”
Fakültemizdeki
öğretim elemanlarının
ve öğrencilerinin büyük
bölümünü Hemşirelik
Bölümü oluşturuyor.
Hemşirelik Bölümü,
önümüzdeki dönemlerde
de gelişimini sürdürme
potansiyeline sahip. Bu
bölümün Sağlık Bilimleri
Fakültesi’nden ayrılıp bir
fakülte olarak yapılanmasını
destekliyoruz. Ankara
Üniversitesi bünyesinden
yeni bir fakülte çıkmasını
memnuniyetle karşılarız.
“Çocuk, Yaşlı ve
Engellilerle Çalışıyoruz”
Topluma sunduğumuz
hizmetler kapsamında öğretim
üyelerimiz, kadın, çocuk,
yaşlı ve engellilerle ilgili
çeşitli araştırma, uygulama
ve projeleri yürütüyorlar;
Sağlık Bakanlığı’nın
projeleri içinde yer alıyorlar.
Yetiştirme yurtlarındaki,
ceza ve tevkif evlerindeki
çocukların, yetişkinlerin
sorunlarını saptamak
ve eğitim faaliyetleri
gerçekleştirmek üzere yoğun
çaba sarfediyorlar.
“Gebeliği Anlatıyoruz”
Fakültemiz, Mamak
Belediyesi ve Altındağ
Belediyesi’nin ortasında yer
alıyor. Bu iki belediyeyle
yaptığımız protokoller
kapsamında vatandaşlara
eğitimler sunuyoruz.
Öğrencilerimiz, ‘Halk
Sağlığı Hemşireliği Dersi’
kapsamında Mamak
Belediyesi sınırları içindeki
Kutludüğün Mahallesi’nde
dört yıldır vatandaşlara aile
sağlığı, yaşlı sağlığı, okul
sağlığı, ana-çocuk sağlığı
alanlarında bilgiler veriyorlar.
Mamak Belediyesi, çalışmaya
katılan öğrencilerimize
Kutludüğün Bilgi Evi’ni
tahsis etti. Altındağ
Belediyesi’yle yaptığımız
protokol kapsamında ise
Ebelik Bölümü öğretim
elemanlarımız, Altındağlı
anne adaylarına gebelikle
ilgili teorik ve pratik eğitim
sunuyorlar. ‘Gebe Okulu’nda
anne adaylarına gebelik
sürecinde bireysel bakım,
gebeliğin erken döneminde
meydana gelen değişimler,
genetik hastalıklar,
doğuma ilişkin yapılacak
düzenlemeler, beslenme,
dinlenme ve egzersiz
önerileri, gebelikte görülen
rahatsızlıklar ve alınacak
önlemler, bebek bakımı gibi
önemli bilgiler veriliyor.
“İngilizce Bölüm
Açacağız”
Üniversitemizin tüm
fakültelerinde yürütülmekte
olan İngilizce bölüm
açma çalışmaları içinde
Fakültemiz de yer alıyor.
Sağlık Kurumları Yöneticiliği
Bölümü’ne paralel olarak,
İngilizce Sağlık Kurumları
Yöneticiliği Bölümü’nü ve
Almanya Ulm Üniversitesi ile
ortak bir doktora programını
açmak için çalışmalarımızı
sürdürüyoruz.
“Mezunlarımız
Yurt Dışında Çalışmayı
Düşünmüyor”
Fakültemizin bölümlerinin
yer aldığı meslek alanlarında
Türkiye’de hala büyük
açık var ve mezun olur
olmaz işe yerleşebildikleri
için mezunlarımızın
yurt dışında çalışmayı
henüz düşünmediklerini
söyleyebilirim.
“Tıp Fakültesi
Hocalarına Teşekkür
Ederim”
Tıp Fakültemizin gerek
öğretim üyeleri ve gerekse
yöneticileri, hem eğitim
mekanlarının kullanılması
hem de eğitimimizin
sürdürülmesinde destek
sağlıyorlar. Kendilerine çok
teşekkür ediyorum. Öğretim
elemanlarımız arasında
önemli oranda da konuk
öğretim elemanı bulunuyor.
Bunlar, kamuda ve özel
hastanelerde görev yapan,
bilgileri ve deneyimleriyle ön
plana çıkmış kişiler.
“Yeni Bir Binamız
Oldu”
Bulunduğumuz yerleşkeye
yeni bir bina yapıldı, çok
yakında hizmete girecek. Bu
bina ile birlikte, sayıları her
yıl sürekli artan ve artık iki
bini aşan öğrencilerimize
daha uygun koşullarda eğitim
sunma olanağına kavuşacağız.
Bize bu olanağı sağlayan
Üniversitemiz yönetimine
teşekkür ederim.
“Erasmus
Öğrencilerimiz Var”
Eğitimin ve stajların
bir bölümünü Avrupa’daki
üniversitelerde gerçekleştirme
olanağı sunan Erasmus
programından öğrencilerimiz
yoğun olarak yararlanıyorlar.
Bu yıl iki yabancı öğrenci
de bu program kapsamında
Fakültemize geldi.”
Çocuk Oyunlarına
Akademik Eğitim
A
nkara Kalkınma Ajansı tarafından Sosyal Kalkınma
Mali Destek programı kapsamında desteklenen ve
Mamak Belediyesi’nin katılımı ile Ankara Üniversitesi
tarafından yürütülen “Çocuk Dostu Sokak Projesi”
çalışmaları Prof. Dr. Neriman Aral koordinatörlüğünde
devam ediyor.
Çocuk Dostu Sokak ve uygulamalar hakkında
Mamak’taki anaokulu, anasınıfı ile 1. ve 2. sınıf
öğretmenlerini bilgilendirmek amacıyla düzenlenen
eğitim semineri Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri
Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü öğretim üyelerinden
Prof. Dr. Figen Gürsoy ve Doç. Dr. Müdriye Yıldız
Bıçakçı tarafından yürütülüyor.
Mamak Kültür Merkezi’nde yapılan eğitim
semineri ile Çocuk Dostu Sokak’ın en verimli nasıl
kullanılabileceği, sokakta neler yapılabileceği ve ne tür
oyunlarla çocukların gelişimine katkı sağlanabileceği
katılımcı öğretmenlere etkileşimli bir şekilde anlatılıyor.
Eğitim seminerleri, 30 kişilik gruplar halinde
pazartesi, salı ve çarşamba olmak üzere haftada üç gün
altı oturum şeklinde gerçekleştiriliyor.
Proje kapsamında altı hafta devam etmesi hedeflenen
seminerlerle yaklaşık 500 öğretmene hem Çocuk Dostu
Sokak’ın en doğru şekilde nasıl kullanılacağı anlatılıyor
hem de çocuk ve oyun ilişkisi üzerine kapsamlı bir
biçimde eğitim veriliyor.
15
Ankara
Üniversitesi
Bülteni
Varşova Üniversitesi ile Ziraat Fakültemizin
Bilimsel İşbirliği Sürüyor
Ü
niversitemizin
uluslararası
bilimsel
anlaşmaları
çerçevesinde
Ziraat Fakültemiz
ile Varşova
Üniversitesi
Coğrafya Fakültesi
Gelişmekte Olan Ülkeler
Enstitüsü arasında
imzalanan bilimsel işbirliği
anlaşmasına dayanarak,
ilgili Enstitü ile Tarım
Ekonomisi Bölümü’nden
öğretim üyeleri arasında
1990’lı yıllarda başlayan
ortak bilimsel çalışmalar
sürdürülüyor.
Prof. Dr. Gülcan
Eraktan ve Prof. Dr. Janusz
Gudowski’nin proje
liderliği altında “Türk
ve Polonya Tarımının
Pazar Ekonomisine Uyum
Sorunları” konusunda,
Ankara Üniversitesi
Bilimsel Araştırma Projeleri
arasında yer alan bir
proje 1991-1993 yılları
arasında gerçekleştirilmişti
(Tarımın Pazar Ekonomisi
Koşullarına Uyumu,
Polonya ve Türkiye ÖrneğiBir Pilot Çalışma. A.Ü.
Ziraat Fak. Yay:1257,
Bilimsel Araştırma
ve İncelemeler, 695,
Ankara, 1992). 1991-1998
yılları arasında da Tarım
Ekonomisi Bölümümüz,
Gelişmekte Olan Ülkeler
Enstitüsü ve Varşova
Tarım Üniversitesi’nden
öğretim üyeleri, Polonya
ve Türkiye’de çeşitli
çalıştaylara katılmış, köy
ziyaretleri gerçekleştirmiş,
bir kitap (Transforming
Rural Sector to the
Requirements of Market
Economy. Examples
from Turkey, Poland and
Ukraine. Ed: Gülcan
Eraktan- Janusz Gudowski.
Dialog. Warszawa, 1997) ve
Polonya’da çeşitli dergilerde
çalışmalarını özetleyen
makaleler yayınlatmışlardı.
1999 yılında yeni bir
proje başlatıldı, projenin
tamamlanması sonrası
hazırlanan makaleler
yeni bir yayında toplandı
(Rural Space Under
Modernisation Process.
Turkish Polish Field Studies
in Southern Anatolia 60
years after Prof. Stanislaw
Leszczycki’s Research. Ed:
Janusz Gudowski- Gülcan
Eraktan Vol.I.,Dialog.
Warszawa,1999, ISBN 8388238-12-4).
Son ortak çalışma;
Prof. Dr. Janusz Gudowski
için Varşova’da hazırlanan
armağan kitaba Prof. Dr.
Gülcan Eraktan, Prof. Dr.
Emine Olhan, Prof. Dr. İlkay
Dellal ve Doç. Dr. Sema
Gün tarafından hazırlanan
makalelerle yapılan katkılar
şeklinde oldu (Happy
and Poor, The Challenges
of Rural Development,
Ed: Anna Dudek, WUW,
Warszawa, 2013, ISBN 97883-235-1053-6).
Prof. Dr. Emine Olhan,
Tarım Ekonomi Bölümü
öğretim üyeleri ile Prof.
Dr. Janusz Gudowski
başkanlığındaki Polonyalı
akademisyenler arasındaki
bilimsel ve sıcak dostluk
ilişkilerinin gelecekte de
devam etmesinin, iki tarafın
da samimi istek ve beklentisi
olduğunu söyledi.
16
Öğrencilerimiz İçin Eşyalarını Bağışladılar
Ü
niversitemizde
Eylül 2013 tarihinde
kurulan Eşya Bankası’na
ev eşyalarını bağışlayan
Bahri Gökçebay, İlknur
Aydoğan, Sezai İlhan, Timur
Özkan, Neslihan Şanbey,
Sinan Olkun ve Nükhet
Demirtaşlı’ya, 13 Şubat
2014 tarihinde Rektörlük’te
düzenlenen törenle Burs ve
Sosyal Faaliyet Komisyonu
tarafından plaket verildi.
16
Ankara
Üniversitesi
Bülteni
Yapılan bağışlar
ile farklı fakültelerden
18 öğrencimize destek
olunduğunu ve tören sonrası
da pek çok bağışseverden
yeni eşyalar alındığını
belirten Uzm. İlknur
Türkkaan, Eşya Bankası’nın
çalışma yöntemiyle ilgili
şunları söyledi:
“Bağış sahipleri,
[email protected].
tr adresine ileti göndererek
ya da her fakültenin seçilmiş
komisyon üyelerine bizzat
başvurarak öğrencilerin
kullanabilecekleri eşyaları
bildiriyorlar. Komisyon
temsilcimiz bizzat yerinde
görerek uygun olanların
fotoğraflarını çekiyor ve
listelendiriyor. Eşyalar,
Üniversitemiz olanakları
çerçevesince, gönüllü olarak
görev edinmiş kadromuz
tarafından adresten alınıp
saklanıyor. Bununla ilgili
olarak öğrencilerimizden
gelen talepler de bir öğretim
üyemizin referansı ile
listeleniyor ve en uygun
şekilde dağılımı sağlanıyor.
Öğrencilerimizin, aldıkları
eşyalar ile düzenledikleri
evlerinin fotoğraflarını
komisyon ile paylaşmaları
ise yapılan çalışmanın ne
kadar yerinde olduğunu biz
bağışseverlere sergiliyor.”
“Dünya
Öykü Günü”
Üniversitemizde
Kutlandı
A
nkara Üniversitesi ve
Uluslararası Ankara
Öykü Günleri Derneği
tarafından ortaklaşa
düzenlenen “Dünya Öykü
Günü”, 14 Şubat 2014
tarihinde Üniversitemiz Dil
ve Tarih-Coğrafya Fakültesi
Farabi Salonu’nda kutlandı.
“Ankara
Üniversitesi’nin Sunduğu
Olanaklarla Kutluyoruz”
“2014 Dünya Öykü
Günü Bildirgesi”nin
okunduğu ve yerli yazarların
öyküyle ilgili görüşlerinin
paylaşıldığı kutlamada bir
konuşma yapan Uluslararası
Ankara Öykü Günleri
Derneği Genel Sekreteri
İnci Gürbüzatik, 2002
yılından bu yana Ankara’da
pek çok öykü günü etkinliği
gerçekleştirdiklerini ama bu
yıl Ankara Üniversitesi’nin
sağladığı olanaklarla
bir başka coşkuyla
kutladıklarını söyledi. Bu
günü ilk kez böyle büyük
bir salonda kutladıklarını
belirten İnci Gürbüzatik;
“Rektör Prof. Dr. Erkan
İbiş’in vermiş olduğu bu
destek gücümüzü arttırdı.
Burada olmak, sanattan
giderek uzaklaşılan bir
ortamda bizi umutlandırdı.
Sanatın geleceği adına
güven verdi” dedi.
İnci Gürbüzatik, 1418 Mayıs 2014 tarihleri
arasında düzenleyecekleri
“14. Uluslararası Öykü
Günleri”nin de yine Ankara
Üniversitesi’nin desteğiyle
gerçekleştirileceğini, bu
etkinliğe 10’u yabancı,
110 yazarın katılacağını
kaydetti.
“Zamanın Ruhu”
Üniversitemiz Rektörü
Prof. Dr. Erkan İbiş de
Ankara Üniversitesi’nde
böylesine bir etkinliğe
ev sahipliği yapmaktan
mutluluk duyduğunu
söyledi. Bugünün “Öykü
Günü” olduğunu çok kişinin
bilmediğini belirten Prof.
Dr. Erkan İbiş; “Ama bu
salondakiler çok farklı bir
algı ve anlayışla çok önemli
bir günü kutluyor” dedi.
Edebiyatın, bir ulusun
temeli olduğunu, eğer
bir ulus var olmak ve
varlığını sonsuza kadar
devam ettirmek istiyorsa
dil ve edebiyatının çok
güçlü olması gerektiğini
anlatan Prof. Dr. Erkan
İbiş; “Öyküler geçmişten
geleceğe en güçlü köprüler.
Öykü, özgürlük, paylaşım
ve birliktelik demek. Öykü
hepimizin yaşamının
bir parçası. Öykünün
evrensel dili değişmez.
Rengi, ırkı, kültürü, kökeni
ne olursa olsun öykü
ortak bir dil, arkadaşlık,
kardeşlik. Aslında öykü
esarete karşı özgürlük
ifade ediyor. Acıya karşı
sevinç, nefrete karşı sevgiyi
ifade ediyor. Yoksulluğa
karşı zenginliği, savaşa
karşı barışı ifade ediyor.
Yaşamı anlamlandıran bir
unsur öykü. Öykü bana
göre zamanın ruhu” diye
konuştu.
“Destek Olmaya
Devam Edeceğiz”
Ankara Üniversitesi’nin
böyle etkinliklere destek
olmaya devam edeceğini
de belirten Prof. Dr.
Erkan İbiş; “Bugünü
öykü okuyarak geçirelim.
Bir öykü kitabı alalım,
öykü kitabını paylaşalım
ya da hep birlikte,
eşimizle, sevgilimizle,
arkadaşlarımızla,
dostlarımızla öykü
okuyalım. Bana göre en
güzel hediye bu” dedi.
“Türk Şiirinde Sevgili”yi Anlattı
Ü
niversitemiz Tıp
Fakültesi öğretim
üyesi Prof. Dr. Muharrem
Gerçeker, “14 Şubat
Sevgililer Günü” nedeniyle
Eczacılık Fakültesi’nde
“Türk Şiirinde Sevgili”
başlıklı müzikli bir sunum
yaptı.
Türk şiirine ‘sevgili’
kavramının Karacaoğlan
ile girdiğini belirten Prof.
Dr. Muharrem Gerçeker,
müzikli sunuşunda şunları
söyledi:
“Bu bağrıyanık ünlü
halk ozanı, üç telli sazıyla
önce Çukurova’nın pamuk
tarlalarında ve Torosların
yamaçlarında, sonra da
Anadolu’nun karış karış
bağrında, hatta karadeniz ve
Frengistan’da dahi sevgilisi
Elif’i arar. İnce belli, kalem
kaşlı, ok kirpikli, sırma
saçlı, al yanaklı, bal dudaklı
Elif’e şöyle seslenir.
İncecikten bir kar yağar,
tozar Elif Elif diye; deli
gönül Abdal olmuş gezer
Elif Elif diye. Elif kaşların
çatar, gamzesi sineme batar,
ak ellerin kalem tutar, yazar
Elif Elif diye. Karacaoğlan
eğmelerin,
gönül sevmez
deymelerin,
iliklenmiş
düğmelerin çözer
Elif Elif diye.
Karacaoğlan’ın
Elif’i bulup
bulmadığını
bilmiyoruz. Ama
bildiğimiz başka
bir şey var. O da sevginin
ve sevgilinin edebiyatta,
özellikle şiirde daima
olduğudur.”
17
Ankara
Üniversitesi
Bülteni
Üniversitemiz ve Sincan Belediyesi’nden
“Emlak Vergisi Sempozyumu
Ankara Üniversitesi ve Sincan Belediye Başkanlığı’nın, Sincan Kültür
Evi’nde ortaklaşa düzenlediği “Emlak Vergisi Sorunları ve Çözümleri”
başlıklı sempozyuma Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Çevre ve Şehircilik
Bakanı İdris Güllüce ile Türkiye’nin dört bir yanından belediye başkanları
ve belediye çalışanları katıldı.
A
nkara Üniversitesi
ve Sincan Belediye
Başkanlığı, belediyelerin
önemli sorunlarla
karşılaştığı, emlak
vergisi değerinin tespiti,
uygulama, tarh, tahakkuk
ve tahsili aşamaları ile
emlak vergilerinin etkileri
konularını ele almak üzere
11 Şubat 2014 tarihinde
“Emlak Vergisi Sorunları
ve Çözümleri” konulu bir
sempozyum düzenledi.
Emlak vergisinin hukuki,
mali, ekonomik ve teknik
yönlerinin ele alındığı
Sempozyuma Maliye Bakanı
Mehmet Şimşek, Çevre
ve Şehircilik Bakanı İdris
Güllüce, Ankara Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş,
Sincan Belediye Başkanı
Doç. Dr. Mustafa Tuna ve
Üniversitemiz Taşınmaz
Geliştirme Anabilim Dalı’nın
öğretim elemanları, yerel
yönetimlerin yönetici ve
çalışanları ile Sincan’a bağlı
mahallelerin muhtarları
katıldı.
“Reforma İhtiyaç Var”
Sincan Belediyesi
Kültürevi’nde
gerçekleştirilen
sempozyumun açılışına
katılan Maliye Bakanı
Mehmet Şimşek, emlak
değer tespitinin ciddi bir
reforma ihtiyacı olduğunu
söyledi. Değer tespitinde
ciddi tutarsızlıklar olduğunu,
yanyana iki belediyenin
çok farklı uygulamaları
olabildiğini belirten Bakan
Mehmet Şimşek, bunun
da sadece belediyenin
gelirlerini etkileyen bir
husus olmadığını, birçok
verginin de doğrudan
doğruya matrahını
18
Ankara
Üniversitesi
Bülteni
oluşturduğunu söyledi. Şehir
rantlarının doğru dürüst
vergilendirilememesinin
temelinde de değer tespitiyle
ilgili yaşanan sorunların
geldiğini sözlerine ekledi.
“Üniversitelerle
Çalışmak Önemli”
Çevre ve Şehircilik
Bakanı İdris Güllüce de
emlak vergileriyle ilgili
olarak Üniversitelerle
çalışmanın önemine işaret
ederek; “Onların bilgisi,
bizim kararlarımızla
birleşecek ve ülkede
güzellikleri birlikte
oluşturacağız. Bilgiyi
kullanmadan yönetim
yapmak doğru sonuçlara
götürmez” dedi. Önceki
dönemlerde emlak
vergileriyle ilgili
önemli ölçüde kaçak ve
eksiklikler olduğunu ancak
bilgisayarın yaygınlaşması
ve bilim insanlarının yol
göstericiliğiyle belediye
gelirlerinde inanılmaz
artışlar olduğunu kaydetti.
“Vergi ve Dönüşümü
Hakkaniyetli Olmalı”
Üniversitemiz Rektörü
Prof. Dr. Erkan İbiş de
verginin topluma yaptığı
katma değere atıf yaptı.
Sincan Belediyesi ve Ankara
Üniversitesi arasındaki
işbirliğiyle gerçekleştirilen
sempozyumun amacının
sadece vergi gelirlerinin
arttırılması olmadığını
belirten Prof. Dr. Erkan
İbiş; “Vergi sisteminin ve
dönüşümünün de hakkaniyet
çerçevesinde olması
gerekiyor” dedi.
“Bilim Herkes İçin
Yapılmalı”
Üniversitelerde uzun
süre bilimin bilim için
yapıldığını ancak artık çağın
değiştiğini, bilimin herkes
için yapılması gerektiğiyle
ilgili anlayışın yerleştiğini
anlatan Prof. Dr. Erkan İbiş;
“Toplumla paylaşma, halkla
bütünleşme, üretimi halka
yönlendirme politikaları da
ön plana çıkıyor. Biz öğrenci
varsa varız, halk varsa varız.
Halkla birlikteysek başarılı
olabiliriz. Bu paydaşlar
olmadan da başarılı olmamız
söz konusu değildir” diye
konuştu.
Ankara Üniversitesi
Taşınmaz Geliştirme
Anabilim Dalı ve
Sempozyum Düzenleme
Kurulu Başkanı Prof. Dr.
Harun Tanrıvermiş ise son
yıllarda gayrimenkuldeki
değer artışı ile bir kent rantı
ortaya çıktığını, bu şartlar
içerisinde gayrimenkulu
vergilendirmenin,
artık kendini daha da
hissettirmeye başladığını
söyledi. Şu anda birçok
ilçede emlak vergisi
değerlerinin piyasa
değerlerinden çok uzakta
olduğunu belirten Prof.
Dr. Harun Tanrıvermiş;
Türkiye’de bu alanda
bir düzenlemeye ihtiyaç
duyulduğunu kaydetti.
“10-15 Dakikada
Değerleme Yapılıyor
Muhtarlardan, kamu
kurumu yöneticilerinden
ya da meslek odalarından
temsilcilerle kurulan
komisyonların 10-15
dakikada değerleme
yaptıklarını da söyleyen
Prof. Dr. Harun Tanrıvermiş;
“Vergiye esas değer
böyle bir komisyondan
çıkmamalı. Bunu belediyeler
belirlememeli. Bu ayrı bir
kamu idaresi tarafından
belirlenmesi gereken
bir şey. Bu akademik
tarafı olan bir iş. Muhtar
komisyon üyesi. Muhtar,
vergiye esas değerin ne
olması gerektiğini nereden
bilecek” diye konuştu.
Mevcut meskenlerin yüzde
99’unun kendi sınıfında
gösterilmediğini,
bunların kendi sınıfına
getirilmesi durumunda
belediyelerin gelirinin
önemli ölçüde
artacağını belirten Prof.
Dr. Harun Tanrıvermiş,
muafiyetlerin de doğru
uygulanmadığını,
değişik ilçelerde birer
evi olan emeklilerin
her yerde muafiyetten
yararlandığını söyledi.
Yeni mevzuat, yeni
mantalite ve yeni
bir otomasyon sistemi
gerektiğini, bu işin
de ilçe belediyelerine
yüklenmeyecek kadar ağır
bir yük olduğunu vurguladı.
“Belediyeler Uzman
Personel Çalıştırmakta
Zorlanıyor
Toplantıda Doç. Dr.
Dilek Özkök Çubukçu,
emlak vergisinin en eski
vergilerden olduğunu, tüm
dünyada çok az küçük
değişikliklerle günümüze
geldiğini söyledi. Emlak
Vergisi’nin, Avrupa’da 17.
ve 18. yüzyılda kapı-pencere
vergisi diye adlandırıldığını
ve mükelleflerin, kapı
pencere sayısını azaltarak
vergiyi azaltmaya
çalıştıklarını kaydetti.
Prof. Dr. Semih
Öz, belediyelerin vergi
konusunda uzman personel
çalıştırmakta zorlandıklarını,
belediyelerin vatandaşla
iç içe olmasının da vergi
toplamada sıkıntı yarattığını
vurguladı. Belediyelerin
emlak vergisinden toplamış
oldukları verginin 2012
yılında 3.298 milyon TL
olduğunu ama bunun,
mükelleflerin ödeyecekleri
diğer vergileri de etkileyen
bir konu olduğunu,
örneğin tapu harcını ve
veraset intikal vergisini de
etkilediğini sözlerine ekledi.
Sayıştay Uzman
Denetçisi Sadettin
Doğanyiğit, emekli,
işsiz ve ev hanımları ile
engellilere sıfır oranlı
emlak vergisi avantajının
2014’te de devam
edeceğini, vergiden muaf
olduğunu bilmeyenlerin,
bunları belediyeden geri
alabileceklerini söyledi.
Vergi bilincini geliştirmek
için vergisini zamanında
ödeyenlere çeşitli ödüller
verilebileceğini ama vergi
affı popülizminin de lügatten
Sempozyumda,
“Emlak Vergileme İlke
ve Tekniği”, “Seçilmiş
Ülkelerde ve Özellikle
AB Uygulamaları”,
“Türkiye’de Emlak Vergisi
Sistemi ve Değişim
Gerekliliği”, “Emlak
Vergi Değerinin Tespiti
ve Etkileri”, “Emlak
Vergi Değerinin Tespitine
Yönelik Farklı Ülkelerdeki
Modeller ve Uygulamalar”,
“Türkiye’de Emlak
Vergi Değerinin Tespiti:
Uygulama İlkeleri,
Yaklaşımları ve Sorunları”,
“Türkiye’de Emlak Vergisi
Değerlerinin Etkileri
ve Yeniden Yapılanma
Gerekliliği”, “Emlak
Vergi Bilgi Sistemi:
İzleme-Değerlendime
Yaklaşımları” ile “Farklı
Kamu İdarelerinin
Konuya Yaklaşımları ve
Değişim Gerekliliği” ana
konularında bildiriler
sunuldu.
tamamen çıkarılması
gerektiğini ifade etti.
Toplantının
değerlendirmesini yapan
Prof. Dr. Metin Arslan, bu
çalışmayla bir farkındalık
yaratıldığını söyledi.
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
Sertifika Programı Açıldı
Ü
niversitemiz Kadın
Çalışmaları Anabilim
Dalı, Sürekli Eğitim
Merkezi (ANKÜSEM)
bünyesinde “Toplumsal
Cinsiyet Eşitliği Sertifika
Programı”nı açtı.
Lisans ve lisansüstü
öğrenciler, kamu ve
özel sektör kurumlarının
çalışanları, sendika ve
meslek örgütlerinin üyerine
yönelik açılan programda;
“Toplumsal Cinsiyet
ve Eşitlik,
Siyasetin
Cinsiyeti ve Feminist
Hareket,
Toplumsal
Cinsiyet, Cinsellik ve LGBT
Politikalar
(Kadınların
Tarihi: Edebiyat, Siyaset,
Tarih
Aile Modelleri,
Gelenek ve Toplumsal
Roller
Dil ve Toplumsal
Cinsiyet,
Kadının Hane
İçindeki Karşılıksız
Emeği,
Eğitim ve
Toplumsal Cinsiyet,
İşgücü
Piyasaları, Çalışma
Yaşamı ve Toplumsal
Cinsiyet,
Sendikalar ve
Kadın Çalışanlar,
Hukuk,
Toplumsal Cinsiyet
ve Şiddet,
Toplumsal
Cinsiyet ve Mekân,
Kadın
Bağlamında İslam ve İslam
Algısı, Beden, Kadın ve
Bioetik,
Popüler Kültürde
ve Toplumsal İletişimde
Cinsiyetçilik,
Sinemada
Kadınlar ve Cinsiyetçilik”
konularında eğitimler
sunulacak.
19
Ankara
Üniversitesi
Bülteni
Üniversitemizden,
Sevgi Evlerindeki Çocuklara
Ü
Bilim Etkinliği
niversitemiz Çocuk
Bilim Merkezi
Koordinatörlüğü
programlarından “Yaşamın
Şifresi DNA” programı,
Ankara Sevgi Evleri’nde
eğitimlerini gerçekleştirdi.
Ankara Üniversitesi
Biyoteknoloji Enstitüsü
Proteombilim sorumlusu
Doç. Dr. Duygu Özel
Demiralp ve ekibi
tarafından 2 Şubat 2014
tarihinde gerçekleştirilen
programın etkinliği,
çocuklar tarafından büyük
ilgi gördü.
Yaklaşık 150 çocuğun
katıldığı etkinliğin, özellikle
10 yaş ve üzerindeki
çocuklar için düzenlenmiş
olduğunu ve 7-8 yaş
grubundaki çocukların
da gönüllü olarak
katılımlarının kendilerini
mutlu ettiğini aktaran Doç.
Dr. Duygu Özel Demiralp;
DNA bilim etkinliğinin
hedefinin bugün için
frekansı giderek artan başta
kanser ve obezite gibi pek
çok hastalıkta kalıtım yapı
taşı olan DNA molekülünün
çocuklara eğlenceli bir
şekilde tanıtılması olduğunu
belirtti.
Çevremizde Her Yer Bir Laboratuvar
E
tkinlikte, moleküler
biyoloji alanındaki
temel kavramlardan da
bahsedilerek, çocukların
kolaylıkla ulaşabilecekleri
malzemelerle DNA
yapısını kolaylıkla
görebilecekleri eğlenceli
bir şekilde anlatıldı. Ayrıca,
laboratuvar koşulları
uygun olmayan okullarda
da öğrencilere günlük
hayatta kullanılan, temini
kolay malzemeler ile DNA
izolasyonu yapılabileceği
ve görünür hale
getirilebileceği anlatıldı.
Etkinlik kapsamında,
DNA yapısı ile ilgili ön
bilgiler verilerek DNA’nın
yalnızca insanlarda değil,
hayvanlarda, bitkilerde ve
daha ilkel canlılarda da
bulunduğundan bahsedildi
ve her canlının farklı DNA
dizisine sahip olduğuna
değinildi.
Çocukların kendi
20
Ankara
Üniversitesi
Bülteni
tükürük örneklerinden DNA
izolasyonu yapabilmeleri
için neler yapmaları
gerektiği, tükürük
içerisindeki epitelyum
hücrelerine, oradan
hücrenin çekirdeğine
oradan da iç kısımda
saklı tutulan DNA’ya
ulaşmak için yapılacaklar
adım adım anlatılarak
öğrencilerin katılımı
sağlandı. Tuz solusyonunun
DNA molekülünün bir
arada yoğunlaştırılması
amacıyla nasıl kullanıldığı;
sabun ile hazırlanmış
solusyonun hücrelerin
etrafını saran koruyucu
mebran içerisindeki
yağları tıpkı yağlı bir giysi
veya malzemeyi yağdan
arındırmak için kullanıldığı;
çekirdek yapısı parçalanmış
hücreden DNA’yı alabilmek
için alkol ile nasıl görünür
hale getirilerek ayrı bir
fazda toplandığı eğlenceli
bir şekilde aktarıldı.
Aynı etkinlik
içerisinde, Çevre
Planlama ve Geliştirme
Koordinatörlüğü’nün
“Bin Fidan Bir Orman”
bilinçlendirme ve
farkındalık çalışması da
yapıldı. Geri dönüşümün
önemi anlatıldı ve geri
dönüşüm materyalinden
yapılan ve içerisinde
karaçam tohumu bulunan
kalemler öğrenci ve
öğretmenlere verildi.
Öğrencilerle birlikte
tohumlar plastik bardaklar
içerisinde ekilerek hem
tohum ekimi hem de geri
dönüşüm farkındalığı
gerçekleştirildi.
UZEM,
Sağlık
Okuryazarlığı
Sertifika Programına
Başladı
Ü
niversitemiz
Uzaktan Eğitim
Merkezi (UZEM), Eğitim
Fakültelerinin lisans
öğrencileri ile sağlıkla ilgili
eğitim veren yükseköğretim
kurumlarının önlisans ve
lisans öğrencilerine yönelik
“Sağlık Okuryazarlığı
Sertifika Programı”na
başladı. Prof. Dr. Recep
Ardur tarafından “Sağlık ve
Etik” ve “Sağlık ve İletişim”;
Prof. Dr. Birgül Piyal
tarafından “Sağlık Kavramı
ve Politikaları”; Doç. Dr.
Deniz Çalışkan tarafından
“Sağlık Okuryazarlığı”; Doç.
Dr. M. Esin Ocaktan, Prof.
Dr. Birgül Piyal ve Doç. Dr.
Deniz Çalışkan tarafından
“Sağlık Bilgisi ve Koruma
Uygulamaları” derslerinin
verileceği programa
katılanların, sağlıkla ilgili
olaylara daha bilinçli
yaklaşmalarını sağlamak
amaçlanıyor.
Sertifika almaya hak
kazanan kişilerin, “Bütüncül
bakış açısı ile sağlık ve
sağlık hizmetlerini tanıması;
sağlığı belirleyen sosyal
etmenlerin ve mevcut
eşitsizliklerin farkına
varması; sağlık, hastalık,
korunma, geliştirme gibi
temel kavramları kavraması;
sağlık okuryazarlığı
açısından sağlık politikası,
etik ve iletişim konularının
önemini kavraması; sağlığını
koruma ve geliştirme
becerisi kazanması, genel
sağlık konularında ve sağlık
hizmetlerine erişimde
yeterliliği ve yetkinliğinin
artması” bekleniyor.
Hizmet
İçi Eğitim
Çalışmaları
Devam Ediyor
R
ektörlüğümüz Hizmet İçi Eğitim
Koordinatörlüğü çalışmaları
kapsamında, Üniversitemiz
birimlerinin kütüphanelerinde çalışan
ancak “Kütüphanecilik Bölümü”
mezunu olmayan personel ile
Üniversitemiz birimlerinin makam
sekreterleri için 27-31 Ocak 2014
tarihleri arasında eğitim programı
düzenlendi. Eğitimlere katılan
personele, 31 Ocak 2014 tarihinde
düzenlenen törenle Rektör Yardımcısı
Prof. Dr. Kasım Karakütük, Genel
Sekreter Serpil Güner ve Personel
Daire Başkanı Sevinç Sezer tarafından
katılım belgeleri verildi.
Üniversitemiz hastanelerinin
danışma ve kayıt birimlerinde
çalışanlara da 17-21 Şubat, şoförlere
ise 24-28 Şubat 2014 tarihleri arasında
eğitim verildi.
21
Ankara
Üniversitesi
Bülteni
Yoksulluk Ölçümüne Yeni Yaklaşım
Ü
niversitemiz Siyasal
Bilgiler Fakültesi
İktisat Bölümü öğretim
üyeleri, New York
Levy Enstitüsü’nün
araştırmacıları ve BM
Kalkınma Programı
(UNDP) Türkiye Ofisi’nin
desteğiyle 20 Şubat 2014
tarihinde “Türkiye’ de
Yoksulluk Ölçümüne Yeni
Yaklaşımlar” başlıklı bir
çalıştay düzenledi.
Rektörlük 100. Yıl
Salonu’ndaki çalıştayda,
yoksulluk ölçümlerine yeni
yaklaşımlar ile ilgili olarak
gerçekleştirilen “Zaman
Açığı ve Yoksulluk”
araştırma projesinin sonuç
raporu, Türkiye’de bu
konuda araştırmalar yapan,
yoksullukla mücadele
politika ve stratejileri
üzerine çalışmalar yürüten
akademisyenlerin,
uzmanların ve öğrencilerin
bilgisine sunuldu.
“Rapor, Yoksulluğa
Alternatif Yaklaşım
Getiriyor”
Siyasal Bilgiler Fakültesi
İktisat Bölümü’nden
Yrd. Doç. Dr. Emel
Memiş, bu raporun temel
amacının, yoksulluğa yeni
Kadınların yüzde
50’sinden fazlası
kayıtdışı istihdam
ediliyor.
bir alternatif yaklaşım
getirirken, aynı zamanda
yoksullukla mücadele
politikalarını da doğru
hedeflere iletmede, özellikle
çalışma yaşamında bir
bütünlük anlayışı getirmek
olduğunu söyledi. Yrd.
Doç. Dr. Emel Memiş;
“Yani sadece piyasa değil,
piyasa dışındaki üretim
koşullarının da göz önüne
alınmasını sağlayabilmek”
dedi. İktisat Bölümü
Başkanı Prof. Dr. Onur
Özsoy da Birleşmiş
Milletler Kalkınma
Programı’nın, yoksullukla
mücadelede eşitliğin
sağlanması gerektiğini
ortaya koyduğunu, Ankara
Üniversitesi İktisat
Bölümü’nün de bu tür
çalışmalara katkı sunuyor
olmasının çok önemli
olduğunu kaydetti.
“Doğru Göstergelere
Bakmak Gerekiyor”
Rektör Yardımcımız
Prof. Dr. Sibel A. Özkan
ise yoksulluğun geleneksel
ölçümlerde gözardı
edilen bir boyutunun
ortaya çıkarılmasının,
bu çalışmanın en önemli
katkılarından biri olduğunu
söyledi. Prof. Dr. Sibel
A. Özkan; “Gerçekten de
yoksulluğun mücadele
politikalarının, yoksulluğu
azaltmada ne derece başarılı
olup olmadığının doğru
bir değerlendirmesini
yapmak, ancak bunun için
doğru olan göstergelere
bakmakla mümkün olabilir.
Çalışmanın bir diğer önemli
katkısı da toplumsal cinsiyet
perspektifinin, yoksulluğun
ölçümü ve analizinde ne
kadar önemli olduğunu
ortaya çıkarmaktır” dedi.
UNDP Türkiye Ofisi
Yöneticisi Kemal Malhotra
da politika yapmak üzere
geliştirilen yoksulluk
rakamlarının, gerçek
sonuçları sunmaktan uzak
olduğunu, yoksulluğa,
toplumsal cinsiyet eşitliği
boyutunu eklemek
gerektiğini söyledi. İstihdam
açısından kadınların işgücü
piyasasına katılımının yüzde
30 olduğunu, kadınların hala
ücretsiz aile işçisi olarak
çalıştırıldığını kaydetti.
Kadınların yüzde 50’sinden
fazlasının kayıt dışı
istihdam edildiğini, oysa bu
rakamın erkeklerde yüzde
40 olduğunu da anlattı.
Levy Enstitüsü’nden Ajit
Zacharias ise kadınların,
Türkiye istihdam piyasasına
şu anda olduğundan daha
fazla katılmaları gerektiğini
dile getirdi.
BAP’tan İLEF’e, Lisansüstü Tez Projeleri İçin
Araştırma Fonu Desteğine Yönelik Atölye
A
nkara Üniversitesi
Sosyal Bilimler
Enstitüsü Gazetecilik,
Radyo Televizyon Sinema,
Halkla İlişkiler ve Tanıtım
ile Kadın Çalışmaları
Anabilim Dalı yüksek lisans
ve doktora programında
tez aşamasında olan
öğrencilere yönelik olarak
Lisansüstü Tez Projelerini
Destek Hazırlığına Yönelik
bir eğitim yapıldı. Genç
akademisyen adaylarının
araştırma fonlarına yönelik
başvurularını arttırmak
22
Ankara
Üniversitesi
Bülteni
amacıyla Genovate
projesi kapsamında Prof.
Dr. Çiler Dursun’un
moderatörlüğünde İLEF
Ahmet Taner Kışlalı
Sanatevi’nde 21 Şubat
2014’de yapılan eğitime
BAP uzmanları Menekşe
Örme ve Hayati Ecevit,
TÜBİTAK Uzmanı Esra
Zuhal Bilir ve 45 lisansüstü
öğrenci katıldı.
Eğitimin, diğer
fakültelerde de
tekrarlanarak araştırma
fonlarına yönelik
başvuruların teşvik edilmesi
planlanıyor.
Türkiye-Japonya
Medikal Değişim Forumu
A
nkara Üniversitesi ile
Japonya’nın Uluslararası
Toplam Mühendislik
Şirketi tarafından ortaklaşa
düzenlenen “TürkiyeJaponya Medikal Değişim
Forumu”, 19 Şubat 2014
tarihinde Üniversitemiz İbni
Sina Hastanesi Hasan Âli
Yücel Konferans Salonu’nda
gerçekleştirildi. Kanser
tedavisindeki ileri tıp
teknolojilerinin anlatıldığı
foruma Japonya’nın
önde gelen doktorları,
Tokyo Kadınlar Medikal
Üniversitesi’nden Prof. Dr.
Yoshio Uetsuka, Tsukuba
Üniversitesi’nden Prof. Dr.
Hideyuki Sakurai, Juntendo
Üniversitesi’nden Prof.
Dr. Nobuhiro Sato ve aynı
üniversiteden Doç. Dr.
Naoto Sakamoto katılarak
rejeneratif tedavi, kanser tanı
ve tedavisinde endoskopinin
yeri ve proton tedavileri
konularını anlattı.
“İlişkiler Köklü”
Türk-Japon Üniversite
Derneği Yönetim Kurulu
Üyesi Prof. Dr. Abdülkadir
Dökmeci, Türkiye-Japonya
arasındaki medikal ilişkilerin
çok eskilere dayandığını,
kendisinin de 35 yıl önce
Japonya’ya gidip 2.5 yıl
çalıştığını söyledi. Daha
sonraki dönemlerde
Türkiye’den çok sayıda
doktorun Japonya’da
üniversitelerde çalışıp
Türkiye’ye döndüğünü,
bunların içinden altısının
da Ankara Üniversitesi
öğretim üyesi olduğunu
belirten Prof. Dr. Abdülkadir
Dökmeci; “Tümü de
akademik kariyerde çok
başarılı hizmetler verdiler ve
Türk-Japon tıbbına önemli
katkılarda bulundular.
Türkiye ile Japonya
arasındaki tıbbi ilişkiler halen
gastroenteroloji alanında
devam etmekte. Örneğin
Asya-Pasifik Hepatoloji
Derneği’nin 2015 yılındaki
büyük kongresi İstanbul’da
yapılacak” dedi.
Hacettepe Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. A. Murat
Tuncer, ‘kamu özel ortaklığı’
diye anılan “Public-Private
Partnership Model (PPP)”de
üniversitelerin olmamasını
eleştirdi. PPP Model’de
Sağlık Bakanlığı’nın
hastaneleri olduğunu,
üniversitelerin olmamasının
anlaşılır bir şey olmadığını
belirten Prof. Dr. A. Murat
Tuncer; “Japon firmalarının
dünya çapında sıralamada çok
önde olduğu alanlar var. PPP
modelinde de birçok yerde
iş yapıyorlar. Üniversitelerle
de iş yapabilirler. Japon
bankaları çok ucuz krediler
veriyorlar ve PPP modelinde
cihazları japon firmalarından
almak zorunda değilsiniz”
dedi.
“Paylaşımlar Önemli
Üniversitemiz Rektörü
Prof. Dr. Erkan İbiş de 124
yıl önce yaşanan Ertuğrul
Fırkateyni faciasının
ardından Türkiye ile Japonya
arasında bir dostluk köprüsü
oluştuğunu, zaman içinde de
bu dostluğun çeşitli şekillerde
gösterildiğini söyledi.
Japon dostlarımızın, 1999
yılındaki Marmara ve 2011
yılındaki Van depremlerinde
felaketzedelerin yardımına
koştuğunu, bizim de
Japonya’da 2011 yılındaki
deprem ve tsunamiden
etkilenenlere destek
olduğumuzu belirten Prof.
Dr. Erkan İbiş, geçen yıl da
Japonya Başbakanının eşi
Bayan Abe’nin Üniversimizi
ziyaret ederek iki saat
süreyle öğrencilerimizle
sohbet ettiğini söyledi.
Bugünkü toplantının çok
önemli olduğunu belirten
Prof. Dr. Erkan İbiş;
“Burada anlatılan konular
gerçekten tıp alanındaki
ileri uygulamalar. Bu tür
paylaşımlar çok önemli. Biz
Ankara Üniversitesi olarak
Japonya’yı önemsiyoruz.
Geçenlerde sayın Büyükelçi
ve heyetiyle bir araya geldik
ve geleceğe dair ne tür
işbirlikleri yapabileceğimizi,
işbirliklerimizi nasıl
arttırabileceğimizi konuştuk”
dedi.
“En İleri Araştırmaları
Yapan Hocalar”
Japonya’nın Ankara
Büyükelçisi Yutaka Yokoi ise
Türkiye ile Japonya arasında
son yıllarda gelişen kültürel
ve ekonomik ilişkilerden
söz etti. Geçen yıldan bu
yana Japonya Başbakanı
Abe’nin Türkiye’ye iki kez,
Türkiye Başbakanı Recep
Tayyip Erdoğan’ın da bir kez
ziyarette bulunduğunu anlatan
Büyükelçisi Yutaka Yokoi,
sadece politika alanında
değil, tıp ve sağlık alanında
da ilişkilerin güçlendiğini;
Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan’ın ziyaretinde, iki
ülke arasındaki işbirliğini
güçlendirmek için protokol
imzalandığını söyledi.
Bugün Japonya’nın en
ileri tıp araştırmaları yapan
hocalarının Ankara’ya
geldiğini kaydetti.
Büyükelçiler
Üniversitemizdeydi
J
aponya’nın Ankara
Büyükelçisi
Yutaka Yokoi 3
Şubat 2014 tarihinde,
Makedonya’nın
Ankara Büyükelçisi
Goran Taskovski de
6 Şubat 2014
tarihinde Rektörümüz
Prof. Dr. Erkan İbiş’i
ziyaret etti.
Büyükelçilerin ziyaretlerinde eğitim, araştırma ve
kültürel işbirlikleri konuları görüşüldü.
23
Ankara
Üniversitesi
Bülteni
Emniyet Genel Müdürlüğü ve Üniversitemizden:
“Adli Bilimlerde Yeni Ufuklar Sempozyumu”
E
mniyet Genel
Müdürlüğü Kriminal
Dairesi ve Ankara
Üniversitesi Adli Bilimler
Enstitüsü, 12 Şubat 2014
tarihinde “Adli Bilimlerde
Yeni Ufuklar Sempozyumu”
düzenledi.
Başkanlığını Emniyet
Genel Müdürlüğü Kriminal
Dairesi Başkanı Kemal Pelit
ve Ankara Üniversitesi Adli
Bilimler Enstitüsü Müdürü
Prof. Dr. Hamit Hancı’nın
üstlendiği sempozyumun
sekreteryası da Kriminal
Araştırma ve Teknik
İncelemeler Eğitim Şube
Müdürlüğü (KATEM) Şube
Müdürü Cem Mehmet Çetin,
Ankara Üniversitesi Adli
Bilimler Enstitüsü Müdür
Yardımcıları Prof. Dr. Ayla
Sevim Erol ve Prof. Dr.
Aslıhan Avcı tarafından
yürütüldü. Sempozyuma,
emniyet müdürleri ve
adli bilimcilerin yanı sıra
Üniversitemizden, Sağlık
Bilimleri Enstitüsü Müdürü
Prof. Dr. Zafer Karaer, Gıda
Güvenliği Enstitüsü Müdürü
Prof. Dr. Nevzat Artık da
izleyici olarak katıldı.
Sempozyumun
birinci oturumunda
Ankara Üniversitesi
Tıp Fakültesi Adli Tıp
Anabilim Dalı Başkanı
Prof. Dr. Gürol Cantürk,
“Ölü Muayenesi ve Olay
Yeri İncelemesi”ni anlattı.
Prof. Dr. Gürol Cantürk,
olay mekanizmasının
çözümlenmesinde titizlikle
gerçekleştirilmesi gereken
olay yeri incelemesi ve
ölü muayesinin önemini,
konu ile ilgili yapılan tıbbi
uygulama hatalarının yol
açtığı sorun ve sonuçları
anlattı.
“Gömülmüş Cesetlerde
Kimliklendirme” konusunu
anlatan Prof. Dr. Ayla
Sevim Erol ise antropolojik
incelemelerin adli bilimlerde
sağladığı zamansal ve
finansal katkılardan, iş
yüküne pozitif etkisinden
söz etti. Diğer bilim
dallarıyla ortak çalışmanın
daha hızlı ve doğru sonuç
vereceğine dikkat çekti.
Sempozyumun ikinci
oturumu Ankara Üniversitesi
Sağlık Bilimleri Enstitüsü
Müdürü Prof. Dr. Zafer
Karaer’in başkanlığında
gerçekleşti.
Bu oturumda Ankara
Üniversitesi Gıda Güvenliği
Enstitüsü Müdürü Prof. Dr.
Nevzat Artık, “Kaçak İmal
Edilen İçkiler ve Metil Alkol
Zehirlenmeleri” üzerine bir
konuşma yaparak, kaçak
içki imalinin özellikle
turizm sektörüne olumsuz
etkileri ve halk sağlığına
zararını anlattı. Yetkililerin,
bu konuda yasal önemleri
ve denetimleri arttırması
gerektiğini dile getirdi.
Prof. Dr. Aslıhan Avcı,
“Toksikolojik Analizlerde
İleri Yöntemler” konulu
konuşmasında, olay
yerinden laboratuvara
uzanan iş ve işlemlerin,
analiz sonuçlarını direkt
etkilediğini, preanalitik
dönemde titiz yürütülen
çalışmanın adli olayların
sonuçlandırılmasında
birincil öneme sahip
olduğunu belirtti.
Minik Öğrencilerimizin
“Büyükanne-Büyükbaba Günleri”
A
nkara Üniversitesi
Geliştirme Vakfı
Özel Okulları, Okul
Öncesi Eğitim Sınıflarının
öğrencileri, büyükanne ve
büyükbabalarını okullarında
ağırladı.
Minik Ankara
Üniversiteliler, büyükleriyle
birlikte zaman geçirmenin,
onlara okullarını tanıtmanın
ve onlar için şarkılar
24
Ankara
Üniversitesi
Bülteni
söylemenin mutluluğunu
yaşadılar. Aynı zamanda
bu etkinlikle büyükanne
ve büyükbabalarına karşı
duydukları sevgi ve saygıyı
dile getirdiler. Öğrencilerin
önceden hazırladığı,
“Büyükannem, Büyükbabam
ve Ben” adlı röportajların
kamera çekimlerini
izleyenler duygulu anlar
yaşadı.
Prof. Dr. Mualla Öztürk Anısına Düzenlenen
Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Sempozyumlarının 27’ncisi
“Okul Çağındaki Özgül Öğrenme
Bozukluğu” İrdelendi
A
nkara Üniversitesi
Tıp Fakültesi Çocuk
ve Ergen Ruh Sağlığı ve
Hastalıkları Anabilim
Dalı’nın, Anabilim Dalı’nın
kurucusu Prof. Dr. Mualla
Öztürk anısına geleneksel
olarak düzenlediği “Çocuk
ve Ergen Ruh Sağlığı”
sempozyumlarının
27’ncisi, 24-25 Şubat 2014
tarihleri arasında “Okul
Çağında Özgül Öğrenme
Bozukluğu” ana başlığında
düzenlendi.
Toplantıda, geleneksel
“Prof. Dr. Mualla
Öztürk Araştırma
Ödülü” de verildi. Ödül,
“Anoreksiyanervoza ve
Eksojen Obezite Tanılı
11-18 Yaş Arası Olguların
Sosyal Bilişsel Becerilerinin
Değerlendirilmesi” başlıklı
çalışmalarıyla Dr. İpek
Perçinel, Doç. Dr. Burcu
Özbaran, Yrd. Doç. Dr.
Sezen Köse, Prof. Dr.
Şükran Dancan ve Prof. Dr.
Damla Gökşen Şimşek’e
verildi.
Dr. İpek Perçinel,
çalışma sonuçlarına göre;
hem Anoreksiyanervoza,
hem de Eksojen Obezite
tanılı olguların; yüzlerden
duygu tanıma, gözlerdeki
ifadelerden zihinsel
çıkarımlar yapma, dolaylı
olarak söylenmiş sözel
ifadelerin arkasında yatan
gerçek niyeti tahmin
etme, sosyal ortamlardaki
sosyal sinyalleri algılama,
anlama ve yorumlayarak
davranış oluşturma gibi
sosyal bilişsel becerilerinde
ve duygu düzenleme
işlevlerinde bozukluk
olduğunun saptandığını
söyledi. Dr. İpek Perçinel,
belirlenen alanlardaki
bozulmalara yönelik
erken dönem sosyal
beceri eğitimleri gibi
müdahale programlarının
uygulanmasının, söz
S
konusu hastalıkların klinik
gidişinde ortaya çıkan
psikososyal bozuklukların
azaltılmasına yardımcı
Konferans ve Paneller
empozyumda Prof. Dr.
Ümran Korkmazlar
“Yaşam Boyu Öğrenme
Bozukluğu”, Nalar Babür
“Öğrenme Güçlükleri:
Son Araştırmalar,
Bulgular ve Gelişmeler”,
Doç. Dr. Cevriye Ergül
“Okumada Güçlük Yaşayan
Öğrencilerin Öğrenme
Güçlüğü Riski Açısından
Değerlendirilmesi”, Prof.
Dr. Sinan Olkun “Matematik
Güçlüğü Tarama Aracı
(Dyscalcuulia Screener)”,
Prof. Dr. Canan Kalaycıoğlu
“Okuma Bozukluğu: Dilbilim
ve EEG Verilerininin
İlişkilendirilmesi”, Gönül
Fidan “Öğretmen Pratikte
Ne Yapıyor?”, Prof. Dr.
Ümran Korkmazlar “Özgül
Öğrenme Bozukluğunda
Bilişsel Davranışçı Terapi
Uygulamaları” konularında
konferanslar verirken;
Prof. Dr. Ayla Avsev’in
yöneticiliğinde “Anne, Çocuk
ve Öğretmenin Gözüyle
Özgül Öğrenme Bozukluğu”,
Prof. Dr. Melda Akçakın’ın
yöneticiliğinde ve Uzm. Psk.
Başak Alpas, Uzm. Psk Aynur
Şahin ve Uzm. Psk. Dr.
İlkiz Dikmeer’in konuşmacı
olarak katıldığı “Ankara
Üniversitesi Tıp Fakültesi
Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı
ve Hastalıkları Anabilim
Dalı’nda yapılan ÖÖG
Çalışmaları (Değerlendirme
ve Grup Tedavileri” ve Prof.
Dr. Ümran Korkmazlar’ın
yönetiminde, Uzm. Dr.
Özlem Sürücü, Doç. Dr.
Aylin İlden Koçlar, Nilgün
Karaboncuk, Pınar Çakır
Aksu ve Funda Demirel’in
konuşmacı olarak katıldığı
“’Oynuyorum, Eğleniyorum,
Öğreniyorum’ Özgül
Öğrenme Bozukluğu Olan
Çocukların Psikoeğitim,
Psikodrama, Grup Oyunları
ve Eğitim Kinesiolojisi
(BrainGym) Yöntemleriyle
Ele Alınması” konularında
paneller gerçekleştirildi.
olabileceğini, duygu tanıma
ve düzenleme çalışmaları
ile ilaç tedavilerinin
etkinliği ve tedaviye uyum
düzeyinin arttırılabileceğini
söyledi. Halen psikiyatrik
sınıflandırma sistemlerinde
yeme bozuklukları
içerisinde yer almayan
Ekzojen Obeziteye farklı
bir açıdan bakıldığını
da belirten Dr. İpek
Perçinel, obezite tanılı
olguların, sosyal biliş
özellikleri yönünden
de Anoreksiyanervoza
olgularıyla örtüştüğünün
ortaya çıktığını kaydetti.
Anabilim Dalı Başkanı
Prof. Dr. Ayla Avsev,
Çocuk ve Ergen Ruh
Sağlığı ve Hastalıkları
Anabilim Dalı ile ilgili bir
gelişmeyi aktardı. Binalarını
büyütmeye çalıştıklarını
söyleyen Prof. Dr. Ayla
Aysev, Rektörümüz Prof.
Dr. Erkan İbiş ve Tıp
Fakültesi Dekanı Prof. Dr.
Şehsuvar Ertürk’ün bu
konuda destek verdiklerini
belirterek; “Bize bir bina
verildi. Kapısına Çocuk
ve Ergen Psikiyatrisi
yazacağız” dedi.
25
Ankara
Üniversitesi
Bülteni
Köy Enstitülerinin Kurucusu,
Unutulmaz Milli Eğitim Bakanı
Hasan Âli Yücel’i
Andık
Üniversitemiz Rektörlüğü’nde düzenlenen anma toplantısında, Hasan Âli Yücel’in, yedi yıl
yedi ay yedi gün süren Milli Eğitim Bakanlığı döneminde Ankara Üniversitesi’nin kuruluşuna
yaptığı katkılar, teknik eğitimin güçlendirilmesi için açtığı okullar, çocukların ve gençlerin
eğitime yönelik önerileri, Köy Enstitüleri’nin kuruluşu ve dünya klasiklerinin Türkçeye
kazandırılması yönündeki çalışmaları anlatıldı.
Ü
niversitemiz Çocuk
ve Gençlik Edebiyatı
Uygulama ve Araştırma
Merkezi (ÇOGEM) ile
Yeni Kuşak Köy Enstitüler
Derneği, unutulmaz Milli
Eğitim Bakanlarından Hasan
Âli Yücel’i, ölümünün
53. yılında düzenledikleri
toplantıyla andı.
Üniversitemiz
Rektörlüğü’nde 26 Şubat
2014 tarihinde düzenlenen
toplantıyı, Üniversitemiz
yöneticileri ve öğretim
üyelerinin yanı sıra çok
sayıda da lise öğrencisi
izledi. Toplantıda, Yekta
Güngör Özden, Prof. Dr.
Sedat Sever, Prof. Dr. Semih
Baskan ve Doç. Dr. H.
Haluk Erdem’in katıldığı
“Ölümünün 53. Yılında
Hasan Âli Yücel” başlıklı bir
de açıkoturum düzenlendi.
“Onun Düşünceleri,
ÇOGEM’in Çalışmalarıyla
Yaşama Geçirilmeye
Çalışılıyor”
Toplantının açılışında bir
konuşma yapan Yeni Kuşak
Köy Enstitüler Derneği
Ankara Şube Başkanı Dr.
Alper Akçam, Hasan Âli
Yücel’in 1946 yılında
Milli Eğitim Bakanlığı
görevinden alınması ile
erken cumhuriyet dönemi
kültür eğitim politikaları
çağının kapandığını ve
bugünlere ulaşan bir kültür
karmaşasının önünün
açıldığını söyledi.
26
Ankara
Üniversitesi
Bülteni
Üniversitemiz ÇOGEM
Müdürü Prof. Dr. Sedat
Sever ise Hasan Âli
Yücel’in, yüreği ve belleği
evrensel düşüncelerle
beslenmiş, soylu, saygın bir
devlet adamı, edebiyatçı ve
sanatçı olduğunu belirtti.
Prof. Dr. Sedat Sever, Hasan
Âli Yücel’in ilerici yönüyle
ilgili şunları söyledi:
“Birinci Türk Neşriyat
Kongresi’nde Gençlik ve
Çocuk Edebiyatı Komisyonu
kurulur ve ikinci oturumunda
Çocuk ve Gençlik Edebiyatı
raporu okunur. O raporu
bugün, 75 yıl aradan
sonra okuduğunuzda
bile çocuğun ve gencin
eğitimine yönelik çok önemli
bilimsel dönütler alıyoruz.
Rapor, ‘eğer aydınlanma
gerçekleştirilecekse
buna erken dönemden
başlamalısınız. Bunu
çocuğun duygu ve düşünce
eğitiminde çok başat bir
etken olan kitapla, edebiyatla
yapmalısınız. Toplumu
aydınlatmak istiyorsanız o
zaman yazılı kültürle çocuğu
1-2 yaşından başlayarak dost
kılmak zorundasınız’ diyor.
Günümüzde tüm gelişmiş
ülkelerin üniversitelerinde
çocuk ve gençlik edebiyatı
merkezleri var. Bunlar
lisansüstü düzeyde eğitim
sürdürüyorlar. 75 yıl önce
Hasan Âli Yücel’in ve saygın
bilim ve kültür insanlarının
komisyondaki önerileri,
düşünceleri, düşleri bugün
ÇOGEM’in çalışmalarıyla
yaşama geçirilmeye
çalışılıyor.”
“DTCF’ye Yazma
Eserler Kazandırdı”
Dil ve Tarih-Coğrafya
Fakültesi Dekanı Prof.
Dr. Abdülkadir Gürer,
Hasan Âli Yücel’in, eğitim
sisteminin her alanında
akla ve bilime dayanan
reformları gerçekleştirdiğini,
kültür hayatımızda Türk
hümanizmasını yarattığını,
bilimsel eğitimi tüm
yurda yayma konusunda
Atatürk döneminde atılan
fikri temelleri, fiziksel bir
altyapıya dönüştürerek
bugüne uzanan köklü kurum
ve kuruluşların mimarı
olduğunu kaydetti. Hasan Âli
Yücel’in, ülkenin ekonomik
ve endüstriyel kalkınmasının,
büyük ölçüde mesleki ve
teknik eğitimde yetişmiş
insan gücüne bağlı olduğu
görüşünü benimsediğini
ve bununla ilgili ticaret
liseleri, kız enstitüleri,
erkek sanat enstitüleri,
akşam kız sanat okulları
ile gezici kadın kursları
kurduğunu da anlatan Prof.
Dr. Abdülkadir Gürer, onun,
batı ve doğu klasiklerinden
yaptırdığı çevirilerle kültür
hayatımızda bir aydınlanma
sürecini de başlattığını
vurguladı.
Prof. Dr. Abdülkadir
Gürer, Hasan Âli Yücel’in,
Dil ve Tarih-Coğrafya
Fakültesi’ne kişisel
çabalarıyla kazandırdığı
yazma eserlerin büyük
bölümünün korunamadığı
bilgisini de verdi.
“Atatürk İlkelerinin
Kökleşmesi İçin Çalıştı”
Rektör Yardımcımız Prof.
Dr. Kasım Karakütük de
Hasan Âli Yücel’in, Ankara
Üniversitesi’nin kuruluşunda
yaptığı katkıları anlattı.
Onun, yedi yıl süren Milli
Eğitim Bakanlığı görevinde,
Atatürk ilke ve devrimlerinin
ülkemizde yerleşmesi,
eğitim sisteminin kurulması
ve devamı açısından
yaptıklarının çok önemli
olduğunu; 500 kadar klasiğin
Türkçeye kazandırılmasında
çok önemli katkıları olduğu
için de büyük bir kültür
adamı olduğunu kaydetti.
“Türkiye
Aydınlanmasının Önünü
Açtı”
“Ölümünün 53. Yılında
Hasan Âli Yücel” panelinin
yöneticisi Yekta Güngör
Özden, Hasan Âli Yücel’in,
Türkiye’nin aydınlanmasının
önünü açtığını söyledi.
“Ankara Tıp Onu Hiç
Unutmadı”
Tıp Fakültesi
öğretim üyesi Prof. Dr.
Semih Baskan da Hasan
Âli Yücel’in, Ankara
Üniversitesi’nin kuruluşunda
yaptığı çalışmaları anlattı.
Dil ve Tarih-Coğrafya
Fakültesi’nin onun
döneminde yeni binasına
taşındığını, Fen ve Tıp
Fakültelerinin kurulduğunu;
1946 yılında da Hukuk, Dil
ve Tarih-Coğrafya Fakültesi,
Fen ve Tıp Fakültelerinin
Ankara Üniversitesi çatısı
altında bir araya geldiklerini
kaydetti.
Ankara Üniversitesi Tıp
Fakültesi’nin, Hasan Âli
Yücel’i hiç unutmadığını,
yılda 100 bilimsel etkinlik
düzenlenen konferans
salonuna onun adını
verdiklerini vurguladı.
ÇOGEM Müdürü Prof.
Dr. Sedat Sever, Hasan
Âli Yücel’in, klasikleri
Türkçeye çevirttirmesinin
amacının, düşünen insan
yetişmesi olduğunu, batı
klasikleri olduğu kadar doğu
klasiklerini de çevirttirdiğini
söyledi.
“Hayali Olan
Hümanizma Toplantısını
Biz Yapabiliriz”
Eğitim Bilimleri
Fakültesi öğretim üyesi
Doç. Dr. H. Haluk Erdem
ise Hasan Âli Yücel’in,
İkinci Dünya Savaşı’nın
sürdüğü 1940’lı yıllarda
hümanist eserleri Türkçeye
çevirttirdiğini, ölmeden
önce de hümanizmle ilgili
uluslararası bir toplantı
düzenlemek istediğini
ama gerçekleştiremediği
belirterek, “Böyle bir
toplantıyı biz yapabiliriz”
dedi.
Çocuk Bilim Merkezimiz
Matematiği Sevdiriyor
Ü
niversitemiz Çocuk Bilim Merkezi
Koordinatörlüğü, Ankara Üniversitesi Geliştirme
Vakfı Özel İlköğretim okulu öğrencileri ile programlarını
buluşturuyor. Koordinatörlükte eğitim veren 14
programdan biri olan ve Uzm. Ece Özdoğan tarafından
yürütülen “Aranızda Matematiği Sevmeyen Var mı?”
programı 21-23 Ocak 2014 tarihleri arasında çocuklarla
buluştu. Okul öncesi çocuklardan yedinci sınıf sonuna
kadar tüm çocukların katıldığı etkinliklerde her yaş
grubu için özel olarak hazırlanmış somut matematik
materyalleri üzerinden uygulamalar gerçekleştirildi.
Çocukların eğlenerek matematik bilimi ile buluştuğu
etkinliklerin, önümüzdeki yıl da tekrarlanması
planlanıyor.
Ece Özdoğan programla ilgili şunları söyledi:
“Matematik bilimini eğlenceli etkinliklerle tanıyarak
bu bilime ilişkin olumlu bakış açılarına sahip olmalarını
amaçlayan program, Eğitim Bilimleri Fakültesi
öğretim üyelerinden Prof. Dr. Sinan Olkun’un desteği
ile geliştirilerek Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı
Özel Okulları anasınıfı ve ilköğretim öğrencilerine
uygulanmıştır. Matematik, yaşamımızın her alanında
önemli bir yere sahip olan bir bilim dalıdır. Diğer
yandan günlük yaşantımızda karşı karşıya kaldığımız
problemlere ilişkin ürettiğimiz çözüm yolları da mantık
yürütmeyle, problem çözme becerileriyle doğrudan
ilişkilidir. Bu nedenle hayatımızda bu kadar fazla yere
sahip olan matematik biliminin ayrıntılarını keşfetmek
hayatımızı da kolaylaştırabilmektedir. ‘Aranızda
Matematiği Sevmeyen Var mı?’ programının sonunda
öğrencilerin matematik hakkında yalnızca kağıt, kalem
ve sayılardan oluşan bir bilim olmadığı düşüncesi
yaratılmak istenmektedir.”
27
Ankara
Üniversitesi
Bülteni
Türk ve Alman Öğrencilerden, Almanya’da
İslamiyet-Hıristiyanlık
Bahar Akademisi
Akademide, Eugen Biser Vakfı ve Ankara Üniversitesi’nin desteği ile Türkçe ve Almanca
yayımlanan “İslamiyet-Hıristiyanlık Kavramları Sözlüğü”nün hazırlanması sürecinde
karşılaşılan güçlükler, bu güçlüklerin üstesinden gelme yöntemleri ve yaşanan deneyimler
hakkında bilgilendirmeler ve paylaşımlar gerçekleştirildi.
A
nkara Üniversitesi, Eugen
Biser Vakfı, The Post
Graduate Program Islamic
Theology ve The Protestant
Academy Tutzing işbirliği
ile “Türk-Alman Araştırrma,
Eğitim ve İnovasyon Yılı
2014” kapsamında 9-13
Şubat 2014 tarihleri arasında
Almanya’nın Tutzing şehrinde
“İslamiyet-Hıristiyanlık Bahar
Akademisi” adıyla akademik
bir etkinlik gerçekleştirildi.
Üniversitemiz öğretim üyeleri
Prof. Dr. Mualla Selçuk ve
Prof. Dr. Halis Albayrak’ın
birer sunum ile katkıda
bulunduğu etkinliğe Türkiye
ve Almanya’da lisans ve
lisansüstü eğitimlerini devam
ettiren 30 genç araştırmacı ve
akademisyen katıldı.
Akademiye Ankara
Üniversitesi’nden
Araştırma Görevlileri Şahin
Kızılabdullah ve Betül Zengin,
Sosyal Bilimler Enstitüsü
Lisansüstü öğrencilerinden
Ramazan Topal, Pınar Usta
Doğan ve İlahiyat Fakültesi
Dünya Dinleri Bölümü
öğrencilerinden Zeynep
Yazıcı, Hatice Kübra Şimşek,
Mevra Öztaş, Tuba Demir,
Osmangazi Üniversitesi’nden
Araştırma Görevlisi Aybiçe
Tosun, Diyarbakır Polis
Meslek Yüksek Okulu’ndan
Öğretim Görevlisi Özlem
Topcan katıldı.
Akademinin ilk gününde,
Eugen Biser Vakfı ve
Ankara Üniversitesi’nin
desteği ile geçtiğimiz
günlerde Türkçe ve Almanca
yayımlanan “İslamiyetHıristiyanlık Kavramları
Sözlüğü”nün hazırlanması
sürecinde karşılaşılan
güçlükler, bu güçlüklerin
üstesinden gelme yöntemleri
ve yaşanan tecrübeler
hakkında bilgilendirmeler ve
paylaşımlar gerçekleştirildi.
Akademinin ikinci
günü sabah oturumunun
ana başlığı “Sözlüğün
Hazırlanması Süreci” idi.
Prof. Dr. Peter Antes, Prof.
Dr. Mualla Selçuk, Prof.
Dr. Halis Albayrak ve Prof.
Dr. Heine, örnek kavramlar
üzerinden birer sunum ile
kavramların seçimi, ele alınış
yöntemleri, kullanılan dil,
yeni kavramlar üretilmesi
gibi sözlüğün hazırlanması
sürecinde karşılaşılan
durumları katılımcılar için
daha belirgin hale getirdi.
Günün son sunumunda
ise Prof. Dr. Reinhard
Schulze, Almanya’da İslami
ilahiyat kurumları hakkında
bilgilendirmelerde bulundu.
Toplantıların üçüncü
günü, doktora öğrencisi
Amir Dziri, klasik İslam
teolojisinde bilgi üretimi
hakkında sunum yaptı. Prof.
Dr. Kerstin Radde-Antweiler,
dini bilgiye ulaşmada
kullanılan online sözlükler
ile offline yani basılmış
sözlük ve kitaplar arasındaki
farkı gösteren bir çalışma
ortaya koydu.
Dördüncü günkü
toplantıların başlığı “Kutsal
Kaynaklar ve Gelenek”
idi. Bu konuyla ilgili
olarak Dr. Stephan Kokew
ve Thomas Würtz birer
sunum gerçekleştirdi.
Almanya’dan akademiye
katılan Dr. Ayşe Başol ve
Prof. Peter Antes, Müslüman
ve Hıristiyan öğrencilerin
iki grup olarak katıldığı
çalışmada, iki dinin ahiret
anlayışını ortaya koymaya
çalıştı. Arş. Gör. Aybiçe
Tosun, “Kutsal Kaynaklar
ve Gelenek İlişkisi” başlıklı
bir sunum gerçekleştirdi.
Programın son konuşmacısı
olarak Prof. Horst Teltschik,
sosyal hayatta ve siyasi
alanda Müslümanlar ile
Hıristiyanların diyaloğunun
rolü hakkında bir konuşma
yaptı ve Ortadoğudaki
politik, siyasi ve dini
atmosferi değerlendirdi.
Programın son
oturumunda, akademi
süresince yapılan sunumlarla
ilişkili katılımcıların
değerlendirmeleri sunuldu.
Bu oturumda akademiye
Türkiye’den katılan genç
araştırmacılardan, Şahin
Kızılabdullah, Ramazan
Topal, Özlem Topcan, Betül
Zengin ve Zeynep Yazıcı
tarafından birer sunum
gerçekleştirildi.
Akademinin ikinci
toplantısının, Üniversitemizin
ev sahipliğinde Ankara’da
gerçekleştirilmesi
planlanıyor.
Etkinliğe, 30 genç
araştırmacı ve
akademisyen katıldı.
28
Ankara
Üniversitesi
Bülteni
Fen Fakültesi
Kimya ve
Biyoloji
Bölümlerinin
Laboratuvarları
Yenilendi
Ü
niversitemiz Fen
Fakültesi Kimya ve
Biyoloji Bölümlerinin
yenilenen laboratuvarları,
28 Şubat 2014 tarihinde
düzenlenen törenle açıldı.
Fen Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. Muammer
Canel, 1952 yılından
beri hizmet veren Fen
Fakültesi binalarında
yılların getirdiği birtakım
altyapı sorunları oluştuğunu
ve laboratuvarlarda da
yenilikler gerektiğini
belirterek; yenileme
çalışmaları kapsamında
Büyük Kimya Amfisi
altındaki büyük deponun
elden geçirildiğini, bir
merkez laboratuvar ve iki
depo yapıldığını kaydetti.
Bu depoların birinin cam
ve saramik, diğerinin de
kimyasal malzemelere
ayrıldığını kaydeden Prof.
Dr. Muammer Canel,
bölümdeki cihazların
Merkez Laboratuvarına
indirileceğini ve bunların
başına bir kimyageri
görevlendireceklerini
ifade ederek; “Öğretim
elemanlarımızdan
isteyenler, yapacakları
deneyi bu sorumlu
arkadaşlarla temas kurarak
orada yaptırabilecekler”
dedi.
Prof. Dr. Muammer
Canel, Biyoloji Bölümü’nde
de Zooloji Öğrenci
Laboratuvarları, D Bloktaki
Öğrenci Laboratuvarı,
C Bloktaki Araştırma
Laboratuvarı ile binanın
doğalgaz sisteminin
yenilendiğini, binanın alt
katında bir havalandırma
sistemi motorunun yapıldığı
sözlerine ekledi.
Üniversitemiz Rektörü
Prof. Dr. Erkan İbiş,
Ankara Üniversitesi’nin
bu görkemli ve tarihi
yapılarında birşeyleri
değiştirebilmiş olmanın
sevincini yaşadıklarını
söyledi. Bu binalarda
zamanla tamiratlar yapılsa
da ruhuna dokunmamak
gerektiğini belirten Prof.
Dr. Erkan İbiş; “Burası,
çevresiyle, tarihi binalarıyla
çok önemli bir yerleşke.
Hepimizin sorumluluğu, bu
alanları koruyup gelecek
kuşaklara aktarabilmek”
dedi. Fen Fakültesi
için pozitif ayrımcılık
yaptıklarını ve yapmaya da
devam edeceklerini belirten
Prof. Dr. Erkan İbiş;
“Gerek kadro temininde,
gerekse bu tür yatırımlarda
olanaklarımız elverdiğince
bunları yapmaya devam
edeceğiz” diye konuştu.
Prof. Dr. Erkan İbiş,
yenilenen laboratuvarların
bilimsel çalışmalara da
etkisi olacağını, buralarda
değerli araştırmalar,
bilimsel makaleler ve
ürünler ortaya konacağını,
bunların da Ankara
Üniversitesi ve Fen
Fakültesi’nin hanesine
not olarak düşüleceğini
sözlerine ekledi.
29
Ankara
Üniversitesi
Bülteni
Veteriner Anatomi Müzesi
Uluslararası
Alanda Tanınıyor
Ü
niversitemiz
Veteriner Fakültesi
Anatomi Anabilim Dalı
sorumluluğunda geçen
yıl tüm halkımızın
ziyaretine açılan Ankara
Veteriner Anatomi
Müzesi; bugünlerde
farklı uluslardan, büyük
küçük birçok ziyaretçisini
ağırlamaya devam ediyor.
Ankara’da faaliyet
gösteren uluslararası bir
anaokulunun birçok farklı
milletten oluşan minik
öğrencileri Ankara Veteriner
Anatomi Müzesi’ni ziyaret
etti. Miniklerin en küçüğü
14 aylık, en büyüğü ise 6
yaşındaydı.
Tüm minikler müzeyi
ilgiyle gezdiler ve çok
beğendiler. Miniklere
Veteriner Fakültesi Anatomi
Anabilim Dalı personeli
tarafından bir de İngilizce
Ankara Veteriner Anatomi
Müzesi’nde temel olarak beş bölüm
bulunuyor. Bu bölümler herkesin
kolayca anlayabileceği şekilde
düzenlendi. Müzede sırasıyla kemik,
eklem ve kas örnekleri; sindirim,
solunum, boşaltım, üreme ve sinir
sistemi preparatları sergileniyor.
Bunların yanında, ülkemize özgü
hayvanlardan doldurulmuş örnekler ve
çeşitli ilgi çekici tasarımlar bulunuyor.
Müze envanterinde şu an 350’nin
üzerinde eser bulunuyor.
30
Ankara
Üniversitesi
Bülteni
sunum da yapıldı.
Müzenin Çin Halk
Cumhuriyeti’nden de
ziyaretçileri de vardı. Çin’li
turistler Veteriner Anatomi
Müzesi’ni ülkelerinde yeni
yayınlanmış bir “Ankara
Gezi Rehberi” kitabında
bulduklarını ve Ankara’ya
gelince de ziyaret
ettiklerini belirttiler. Çinli
ziyaretçilerimiz müze gezisi
sonrasında beğenilerini
anlatan bir de mektup
yazdılar.
Müze’de; müze
gezisinin yanı sıra toplu
olarak gelen anaokulu, ilk
ve ortaokullar için veteriner
hekimlik mesleğini ve
hayvanların vücudundaki
yapıları anlatan
bilgilendirme sunumları
da Türkçe ve İngilizce
dillerinde düzenli olarak
yapılmaya devam ediyor.
Şubat 2014’te Emekli Olan Akademik ve İdari Personelimiz
Akademik Personel
Üniversitemizden,
Şubat 2014 tarihinde
21 kişi emekliye ayrıldı.
Ankara Üniversitesi’ne
verdikleri değerli
hizmetlerden dolayı,
emekli olan hocalarımıza
ve personelimize
teşekkürlerimizi ve
saygılarımızı sunar; sağlık
ve mutluluk dolu günler
dileriz.
Kaybettiğimiz
Ankara
Üniversiteliler
Ü
niversitemiz Siyasal
Bilgiler Fakültesi
emekli öğretim üyesi
Prof. Dr. Bülent Daver,
Veteriner Fakültesi
emekli öğretim üyesi
Prof. Dr. Nihal Erk, Fen
Fakültesi Astronomi ve
Uzay Bilimleri Bölümü
doktora öğrencisi Figen
Börtücene Eriş ve Ziraat
Fakültesi’nden emekli
idari personelimiz
Abdullah Yalnız vefat etti.
Prof. Dr. Bülent
Daver, Prof. Dr. Nihal
Erk, Figen Börtücene
Eriş ve Abdullah Yalnız’a
Allah’tan rahmet,
yakınlarına başsağlığı
dileriz.
Ankara Üniversitesi Rektörlüğü
Yayın Organıdır. Parayla satılmaz.
Ankara Üniversitesi Adına Sahibi:
Prof. Dr. Erkan İbiş (Rektör)
Genel Yayın Yönetmeni:
Prof. Dr. Sibel Ayşıl Özkan
ADI SOYADI
BİRİMİ
EMEKLİLİK TARİHİ
Prof. Dr. Ahmet Akın
Eczacılık Fakültesi
07 Şubat 2014
Prof. Dr. Cahit Günbattı
DTCF
15 Şubat 2014
Prof. Dr. Sinan Olkun
Eğitim Bilimleri Fakültesi
17 Şubat 2014
Prof. Dr. Murtaza Korlaelçi
İlahiyat Fakültesi
22 Şubat 2014
Prof. Dr. Nuran Ulusoy
Diş Hekimliği Fakültesi
28 Şubat 2014
Yrd. Doç. Dr. Ekrem Kurum
Ziraat Fakültesi
16 Şubat 2014
Okt. Semra Güven
Yabancı Diller Y.O.
17 Şubat 2014
İdari Personel
ADI SOYADI
BİRİMİ
EMEKLİLİK TARİHİ
Ayşe Şenfert
Tıp Fakültesi
07 Şubat 2014
Emin Topçu
DTCF
14 Şubat 2014
Tahir Özdemir
Ziraat Fakültesi
14 Şubat 2014
Ahmet Taşdemir
Ziraat Fakültesi
14 Şubat 2014
Bekir Demirtaş
Basımevi
14 Şubat 2014
Nursel Demirbaş
Tıp Fakültesi
15 Şubat 2014
Nedim Kocamanoğlu
Tıp Fakültesi
16 Şubat 2014
Hanife Usta
Tıp Fakültesi
16 Şubat 2014
Mustafa Kahveci
Eczacılık Fakültesi
17 Şubat 2014
Erbay Ağar
Tıp Fakültesi
17 Şubat 2014
Suat Karateke
Tıp Fakültesi
17 Şubat 2014
Zübeyde Baygıner
Tıp Fakültesi
17 Şubat 2014
Mehmet Gınıklı
Veteriner Fakültesi
17 Şubat 2014
Mustafa Celal Bal
Tıp Fakültesi
18 Şubat 2014
Uluslararası Boğaziçi Kupası Eskrim Yarışmalarında
Türkiye İkincisiyiz
A
nkara Üniversitesi
Geliştirme Vakfı
Özel İlköğretim Okulu
5-C sınıfı öğrencisi Can
Alkış, 25 Ocak 2014
tarihinde İstanbul’da
yapılan Uluslararası
Boğaziçi Kupası Eskrim
Yarışmalarında, “Türkiye
İkincisi” oldu. Öğrencimizi
kutlar, başarılarının
devamını dileriz.
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü:
Özkan Kıymaz
[email protected]
Dağıtım Koordinasyon:
Ufuk Koyuncu
Yayın İdare Merkezi:
Ankara Üniversitesi Rektörlüğü,
Basın Halkla İlişkiler Birimi,
Tandoğan 06100, Ankara
Yayın İdare Merkezi Telefon:
(0 312) 212 79 08
(0 312) 212 60 40 / 2055
Faks: (0 312) 221 16 43
www.ankara.edu.tr
Yayının Türü:
Yerel Süreli Yayın
(8000 adet basılmıştır)
Baskı: Ankara Üniversitesi
Basımevi, İncitaşı Sok. No:10,
Beşevler/Ankara
Tel: (0 312) 213 66 55, 222 28 40
Basım Tarihi: 13 Mart 2014
Renk Ayrımı: Vadi Grafik
Matbaacılar Sitesi. 35. Cad. No: 76,
Ostim/Ankara
31
Ankara
Üniversitesi
Bülteni
Madalyaları Topladı
A
Ilgaz’da Kayak Eğitimi
A
nkara Üniversitesi
Geliştirme Vakfı Özel
Lisesi’nin düzenlediği
“Kayak Eğitim Kampı”,
14-15-16 Şubat 2014
tarihlerinde Üniversitemizin
Ilgaz ÖRSEM tesislerinde
22 öğrencinin katılımı ile
gerçekleştirildi.
Öğrenci velilerinin ve
öğrencilerin son derece
mutlu oldukları kampta,
tüm öğrenciler kayak
eğitimi gereksinimlerini
başarıyla tamamladı.
nkara Üniversitesi
Geliştirme Vakfı
Özel Lisesi 8-A sınıfı
öğrencilerinden Tan
Tokalı, 18-19-20 Şubat
2014 tarihlerinde Milli
Eğitim Bakanlığı
tarafından Anıttepe
Yüzme Havuzu’nda
düzenlenen Ankara
Okullar Arası Yıldızlar
Yüzme yarışlarında; “100
metre Sırtüstü Branşında
2:21:00 derecesi ile
Ankara birincisi”, “200
metre Sırtüstü Branşında
1:05:00 derecesi ile
Ankara birincisi”, “100
metre Kelebek Branşında
1:09:00 derecesi ile
Ankara üçüncüsü”, “50
metre Sırtüstü Branşında
31:18 derecesi ile Ankara
üçüncüsü” oldu.
Beypazarı MYO’nun Öğrenci Sayısını 2500’e Çıkaracak
Binaların İnşaatı Başladı
Ü
niversitemiz
Beypazarı Meslek
Yüksekokulu’nun mevcut
binalarının hemen yanında,
Rektörümüz Prof. Dr. Erkan
İbiş’in yoğun girişimleri
sonucu Üniversitemize
verilen 13.5 dönüm arazide
inşaat çalışmaları başladı.
Arazide Beypazarlı
bağışçılar Öner Aktürk,
Şahin Karaoğuz ve Yücel
Karaoğuz tarafından Ankara
Üniversitesi Beypazarı
MYO için eğitim ve
öğretim amaçlı, toplam
kapalı alanı 8 bin m2 olan
üç yeni bina yapılacak. En
geç 1,5 yıl içerisinde teslim
edilmesi planlanan yeni
binalarla birlikte, Beypazarı
MYO’nun, şu an 1400
olan öğrenci sayısı 2500’e
çıkacak. Yeni yapılan
binalar, bölüm özelliklerine
göre derslikler, atölyeler,
konferans salonları ve
laboratuvarlardan oluşacak.
Binalar bittiğinde böyle görünecek