2014 - 03 - TUSEM - TTBT TEMEL BİLİMLER TEMEL TIP BİLİMLERİ TESTİ AÇIKLAMALI CEVAPLAR 1. M. popliteus’un fonksiyonu aşağıdakilerden hangisidir? 6. A) Ayağa plantar fleksiyon yaptırır. A) V. saphena parva, v. poplitea’ya açılır. B) Diz eklemine ekstansiyon yaptırır. B) V. tibialis anterior ile v. tibialis posterior birleşerek vena poplitea’yı oluşturur. C) Ayağa dorsi fleksiyon yaptırır. D) Ayağa inversiyon yaptırır. C) V. saphena magna’ya bacağın medial bölümünde n. suralis eşlik eder. E) Diz eklemine fleksiyon yaptırır. D) V. femoralis, trigonum femorale’de femoralis’in medialinde bulunur. 1–E 2. A) Lig. anulare radii B) Lig. quadratum C) Chorda obliqua D) Lig. conoideum arteria E) V. femoralis’in alt yarısı canalis adductorius içinde seyreder. Aşağıdaki bağlardan hangisi art. cubiti’ye ait değildir? 6–C E) Lig. collaterale radiale 7. 2–D 3. Alt ekstremite toplar damarları ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? Spina iliaca anterior superior ile ligamentum inguinale arasında sıkışabilen sinir aşağıdakilerden hangisidir? Aşağıdakilerden hangisi a. axillaris’in dallarından değildir? A) a. thoracoacromialis B) a. dorsalis scapulae C) a. thoracica lateralis D) a. subscapularis E) a. thoracica superior 7–B A) N. iliohypogastricus B) N. cutaneous femoris anterior 8. C) N. ilioinguinalis D) N. genitofemoralis Ventriculus tertius- ventriculus quartus arasındaki bağlantıyı sağlayan geçit aşağıdakilerden hangisidir? A) Foramen interventriculare E) N. cutaneus femoris lateralis B) Foramen Magendi C) Foramen Luschka 3–E D) Canalis centralis 4. E) Aquaductus cerebri Medulla spinalis ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? 8–E A) Alt ucu erişkin bir erkekte 1 ve 2. lumbal omurlar arasındaki disk hizasında bulunur. 9. B) Filum terminale esas olarak pia mater spinalis’in uzantısıdır ve sinir lifi içermez. C) Intumescentia cervicalis, plexus brachialis’in çıktığı segmentleri içerir. A) Lobus frontalis B) Lobus parietalis C) Lobus temporalis D) Lobus occipitalis E) Lobus insularis D) Medulla spinalis’te 33 segment olmasına rağmen 31 çift spinal sinir bulunur. 9–C E) Radix posterior seviyesine göre simpatik veya parasimpatik lifler içerir. 10. Nodus sinoatrialis’in beslenmesi ağırlıklı olarak aşağıdaki arterlerden genellikle hangisinden ayrılan dallar tarafından sağlanır? 4–E 5. Koku duyusu ile ilgili kortikal merkez olan aşağıdaki telencephelon bölümlerinden hangisinde yerleşmiştir? A) A. coronaria dextra Aşağıdaki sinirlerden hangisi parasempatik lif içermez? B) A. coronaria sinistra A) N. facialis B) N. accessorius C) Ramus interventricularis anterior C) N. glossopharyngeus D) N. vagus D) Ramus circumflexus E) N. oculomotorius E) Ramus interventricularis posterior 5–B www.tusem.com.tr 10 – A 2 TEMEL BİLİMLER 2014 - 03 - TUSEM TTBT 15 – D 11. Aşağıdaki yapılardan hangisi sol akciğer’in mediastinal yüzü ile komşuluk halindedir? A) Aorta thoracica B) V. cava superior C) V. azygos D) V. cava inferior E) Ductus thoracicus 11 – A FARİNGEAL ARKLAR SINIR KASLAR İSKELET 1. Maksiller (Maksiler ve mandibular çıkıntı) V. trigeminal Maksiler ve mandibular dallar Çiğneme kasları (Temporal, masseter, medial ve lateral pterigoidler) Mylohyoid Digastriğin ön karnı Tensör palatini Tensör timpani Premaksilla Maksilla Zigomatik Temporal kemiğin bir kısmı Meckel kıkırdağı Malleus İnkus Malleusun ön ligamenti Sfenomandibular ligament 2.Hyoid VII. Fasiyal Mimik kasları (buksinatör, aurikularis, frontalis, platisma, orbikülaris oris ve oküli) Digastriğin arka karnı Stilohyoid Stapedius Stapes Stiloid çıkıntı Stilohyoid ligament Hyoid kemiğin gövdesinin üst kısmı ve küçük boynuzu 3 IX. glossofaringeal Stilofaringeus Hyoid kemiğin gövdesinin alt kısmı ve büyük boynuzu 4-6 X. vagus Superior laringeal dal (4. arkusun siniri) Rekürrent laringeal dal (6. arkusun siniri) Krikotiroid, levator palatin, farinks konstriktörleri Larinks kıkırdakları (tiroid, krikoid, aritenoid, kornikulat ve kuneiform) 12. Pars descendens duodeni aşağıdaki organ ve yapılardan hangisi ile komşuluk yapmaz? A) Sağ böbrek B) V. cava inferior C) Ductus choledochus D) Mesocolon transversum E) Corpus pancreatis 12 – E 13. Aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? A) Vesicula seminalis, mesanenin önünde, symphisis pubis’in arkasında bulunur. B) Prostata rektal tuşe ile muayene edilebilir. C) Epididymis’de spermatozoa üretimi olmaz. D) Testisler doğumdan önce scrotum’un içine göç ederler. E) Urethra masculina’nın prostata’nın içerisindedir. başlangıç bölümü 13 – A 14. Corpusculum renale’yi oluşturan yapılar aşağıdaki seçeneklerden hangisinde doğru olarak verilmiştir? Larinksin intrinsik kasları 16. Aşağıdakilerden hangisi diğerlerinden farklı bir mezodermden gelişir? A) Glomerulus ve Bowman kapsülü A) Nöromer B) Sklerotom C) Proximal tubulus ve distal tubulus C) Dermatom D) Nefrotom D) Medulla renalis ve collumna renalis E) Miyotom B) Pars convoluta ve stria medullaris E) Afferent arteriol ve efferent arteriol 16 – D Mezoderm 3 farklı tabakanın biraraya gelmesi ile oluşur. 14 – A • Paraksiyel mezoderm; notokordu ve nöral tübü çevreler. 17. günde ortaya çıkar. • Lateral meoderm; ekstraembriyonik mezodermle bağlantılıdır. 15. Aşağıdakilerden hangisi üçüncü faringeal arkustan gelişir? • İntermediyer mezoderm; diğer iki mezoderm arasındadır. A) Premaksilla Paraksiyel mezodermden oluşan yapılar B) Os stapes • Somitomerlerin oluşumu(destek dokusunun oluşumu) C) Hyoid kemiğin küçük korn’ları • Nöromerlerin oluşumu (baş boyun bölgesi mezenşimi) D) Hyoid kemiğin büyük korn’ları • Sklerotom oluşumu (kemik ve kıkırdak oluşumu) E) Arytenoid kıkırdak • Miyotom oluşumu (kas dokusu oluşumu) 3 www.tusem.com.tr 2014 - 03 - TUSEM - TTBT TEMEL BİLİMLER • Dermatomun oluşumu (dermis ve derialtı bağ dokusu) • Bazal cisimler (9 X 3) Lateral mezodermden oluşan yapılar (intraembriyonik boşluğu çevreler) • Silyumlar (9X2 + 2) • Flagellum(9X2 +2) • Lateral ve ventral vücut duvarı (pariyetal mezoderm) Stereosilyum yapısında ise mikrotübül değil mikroflaman vardır. Stereosilyum özellikle vas deferens, epididimis ve iç kulak tüy hücrelerinde bulunması bakımından özeldir. • Bağırsak duvarı (visseral mezoderm) • Mezotel dokusu (seröz zarlar; Plevra, Periton, Perikard) • Organları saran zarlar İntermediyer mezodermden oluşan yapılar 19. Aşağıdaki bağlantı birimlerinden hangisi iki epitel hücresi arasında en apikal bölgede yerleşerek apikalden bazale madde geçişini önler? • Ürogenital yapılar (nefrotomlar) (böbrek, toplayıcı kanallar, üreterler) • Gonadlar A) Zonula okludens B) Makula okludens Dolayısıyla nefrotomlar hariç hepsi somitleri oluşturan paraksiyel mezoderm kökenlidir C) Makula adherens D) Gap junction E) Hemidesmozom 19 – A 17. Aşağıdakilerden hangisi epitel hücresinde en sağlam hücre iskelet elemanıdır? A) Mikrofilamanlar B) Aktin filamanı C) Keratin filamanı D) Desmin ara filamanı Hücreler Arası Bağlantı Birimleri E) Mikrotübüller Apikalden bazale geçişi engelleyen bağlantılar Tutturucu Bağlantılar Komşu iki hücre arasıdan geçirgenlik sağlayan bağlantılar Zonula okludens Zonula Adherens Gap junction (Neksus) 17 – C Makula adherens (Desmozom) Hücre iskeleti dinamik ve işlevsel bir yapı olarak hücre bütünlüğünü sağlar. Temel olarak birbiri ile ilişkili üç tip filamandan oluşur. Hemidesmozom En apikalde yerleşen bağlantı birimi zonula okludenstir. Yapısında okludin ve klaudin denilen iki proteine sahiptir. Hücreleri çepeçevre birbirine bağlayarak aradan madde sızmasını önler böylece amacı sadece apikalden bazale madde geçişini önlemek olur. Zonula okludens sıkı bağlantı olarak bilinir ve hiç bir adezyon molekülü içermez. • Mikrotübüller • Mikrofilamanlar • Ara Filamanlar En sağlam hücre iskelet elemanı ara filamanlardır ve hücre spesifik özellik gösterirler. Soruda epitel hücresi dendiği için cevap sitokeratin ya da keratin filamanıdır. Ama kas dokusunda diye sorulsaydı cevap Desmin ara filamanı olurdu. 20. Aşağıdakilerden hangisinin epiteli diğerlerinden farklıdır? A) Membranöz üretra 18. Aşağıdakilerden hangisinin yapısında mikrotübülüs bulunmaz? B) Prostatik üretra A) Stereosilyum B) Kinosilyum C) Trakea ve büyük bronşların büyük kısmı C) Titrek tüycük D) Bazal cisim D) Östaki borusu E) Maksiller sinüsler E) Flagellum 18 – A 20 – B Mikrotübüller; 25 nm çaplı uzun borucuklar şeklinde moleküllerdir. Yapısını alfa ve beta tübülin proteinleri oluşturur. Birarada durmak için GTP gereklidir. 13 tane protofilamanın dairesel düzenlenimi ile oluşur. Epitel konusunda dikkat edilmesi gereken iki durum vardır. Birincisi epitel dokusunun sürekliliği ve ikincisi de özel epitellerin bilinmesi gerektiğidir. Soruda prostatik üretra hariç tüm epiteller yalancı çok katlı epiteldir. Çeldirici membranöz üretradır. Yalancı çok katlı olması özeldir ve bilinmesi gerekir. Prostatik üretra ise aynen mesane gibi çok katlı değişici epiteldir. Yapısında mikrotübülüs bulunduran organeller; • Sentriyoller (9 x 3) www.tusem.com.tr 4 TEMEL BİLİMLER 2014 - 03 - TUSEM TTBT 21. Aşağıdaki kollajenlerden hangisi boyanma özelliği ile diğerlerinden ayrılır? A) Tip 1 kollajen B) Tip 2 kollajen C) Tip 3 kollajen D) Tip 4 kollajen 23 – C Stratum Granulozum; Sitoplazmasında “keratohyalin” granülleri olan poligonal şekilli hücreler içeren 5-6 sıralı hücre tabakasıdır. Granülozum tabakasındaki keratohyalin granülleri ünit membran ile çevrili değildir ve yapısında hisitidin ile bol fosfat grupları içerir. Granülozum tabakasında birde ünit membran ile çevrili granüller vardır. Bunlara “Lameller granüller” denir. Lipid içerikli madde içerir. Bu granüller lipid içeriklerini ekzositoz ile hücreler arasında boşaltır ve böylece derinin su geçirmezliği sağlanmış olur. Granülozum tabakası D vitamini sentezinin başladığı yerdir. E) Tip 5 kollajen 21 – C Kollajenlerden 4 tanesi çok iyi bilinmelidir. Tip 1 kollajen en çok olması ve en sert olması ile özeldir. Tip 3 kollajen diğer kollajenlerden farklı olarak argirofilik boyanır yani sadece gümüş tuzları ile boyanabilir. Tip 4 kollajen amorf yani gözenekli yapısı ile dikkat çeker. Tip 7 ise tutturucu kollajen olarak bilinir. Farklı boyanma tip 3 yani retiküler lifler için önemli ayırt etme kriteridir. 24. Aşağıdaki kas lifi tiplerinden hangisi anaerobik beyaz liflerin özelliği ile uyumsuzdur? 22. Aşağıdakilerden hangisi elastik kıkırdak yapısındadır? A) Epifiz A) Yavaş küçük sinir lifleri ile innerve olurlar B) Klavikulosternal eklem B) Miyoglobin ve mitokondrileri azdır C) Simfizis pubis C) Hızlı kasılıp hızlı gevşerler D) Larinks Küneiform kıkırdak D) Daha büyük kuvvet üretirler E) Larinks Cricotiroid kıkırdak E) Miyozin ATPaz aktivitesi hızlıdır. 22 – D 24 – A Kıkrdak Tipleri Kıkırdak Yapısı Bulunduğu Yerler Çizgili Kas Lifi Çeşitleri Hyalin Kıkırdak (en sık) Tip 2 kollajen içerir Hareketli eklem yüzeylerinde Büyük solunum yolu duvarında Kostrokondral eklemlerde Epifiz plaklarında Tip 1 lifler Aerobik Lifler Yavaş lifler Kırmızı Lifler Tip 2b lifler Anaerobik lifler Hızlı lifler Beyaz Lifler Elastik Kıkırdak Tip 2 kollajen içerir Elastik lifler Kulak Aurikulası Dış kulak yolu Östaki borusu Plika vokalisler Epiglotis Larinks küneiform ve arytenoid kıkırdakları Tip 2a lifler Aerobik ve anaerobik lifler Hızlı lifler Kırmızı lifler Yavaş, küçük sinir lifleriyle innerve olur Hızlıdır Hızlı, büyük sinir lifleriyle innerve olur Daha küçük kas lifleri içerir, damarı fazladır Orta boy kas lifleri içerir. Daha büyük kas lifleri içerir. Damarı azdır Tip 1 kollajen içerir Simpfisiz pubis Anulus fibroziste (intervertebral diskler) Meniskuslarda Mandibula Sternoklaviküler eklem Kemiklerin tendon yapışma yerlerinde Miyoglobin ve mitokondrisi fazladır Miyoglobin ve mitokondrisi ortadır Miyoglobini ve mitokondrisi az Glikolitik enzimleri az, oksidatif enzimleri çoktur. Aerobik solunumu tercih eder Glikolitik enzimleri fazla, oksidatif enzimleri orta düzeydedir. Glikolitik enzimleri fazla, anaerobik solunumu tercih eder Yavaş kasılıp, yavaş gevşerler Hızlı kasılıp,gevşer Hızlı kasılıp, hızlı gevşer Daha az kuvvet üretir Orta kuvvet üretir Daha büyük kuvvet üretir Enerji verimi yüksektir Enerji verimi ortadır Enerji verimi düşüktür Zor yorulur Hızlı ama yorgunluğa dirençli Kolay yorulur Fibröz Kıkırdak Elastik kıkırdaklar yapısındaki elastik lifler ile esnek hareket ederler. Tipik olarak epiglottiste ve plika vokalisleri hareket ettiren kıkırdaklarda bulunurlar. Bunlardan küneiform kıkırdağın ve arytenoid kıkırdağın elastik yapıda olduğu ama diğer larinks kıkırdakların hyalin olduğunu bilmek gerekir. 23. Derinin su geçirmezliğini sağlayan tabakası aşağıdakilerden hangisidir? A) Stratum Corneum B) Stratum Lucidum C) Stratum Granulozum D) Stratum Spinozum Miyozin ATPaz aktivitesi Miyozin ATPaz yavaştır aktivitesi hızlıdır Miyozin ATPaz aktivitesi hızlıdır En iyi örneği postür kaslarıdır En iyi örneği göz kapaklarıdır Diğer kasların çoğudur. E) Stratum Bazale (str. germinativum) 5 www.tusem.com.tr 2014 - 03 - TUSEM - TTBT TEMEL BİLİMLER 27. Solunumun dakikadaki eylem sayısı anlamına gelen solunum ritmi aşağıdaki merkezlerden hangisi ile düzenlenir? Beyaz kas liflerinin en önemli özelliği hızlı büyük sinir lifleri ile innerve edildikleri için büyük kuvvet oluşturmalarıdır. Ayrıca miyoglobin içeriklerinin az olması unutulmamalıdır. A) Dorsal Solunum Grubu I nöronları 25. Aşağıdakilerden hangisi medulla spinaliste en çok salınan inhibitörik nörotransmitterdir? B) Ventral Solunum Grubu I Nöronları C) Ventral Solunum Grubu E Nöronları A) Gama amino bütirik asit B) Glutamat C) Aspartat D) Pnömotaksik Merkez D)Glisin E) Apnöstik Merkez E) Nöropeptid Y 27 – D 25 – D Merkezi sinir sisteminin major inhibitörik nörotransmitteri GABA’dır. GABA B reseptörü hariç iyonotrofiktir ve Cl kanalları açarak hiperpolarizasyon yapar. Normal solunum uyarısı DSGN’den, zorlu solunum uyarısı ise VSGN’den çıkar ancak düzenleyici sistem iki tanedir; Pnömotaksik Merkez (PM); PM; Ponsun üst ve arka kısmında bulunur. Nöronları Pleksus parabrachialis’tedir. Solunumun hızını ve tipini yani ritmini belirleyen asıl merkezdir. PM’den çıkan uyarılar dorsal solunum grubu nöronlarının çıkardığı rampa sinyalinin erken kesilmesine neden olur. Yani solunum kısa kısa ama hızlı bir hale gelir. Merkezi sinir sisteminin major eksitatorik nörotransmitteri ise Glutamattır. Aynı zamanda özel duyuların hemen hemen hepsi gluıtamat kullanır. Medulla spinalis düzeyinde ise en çok salınan inhibitörik nörotransmitter Glisin dir aynen GABA gibi Cl kanalları açarak inhibisyon yapar. Özellikler golgi tendon organ uyarısının alfa motor inhibisyonunda salındığı Golgi şişe nöron unutulmamalıdır. D) Diyaframlı pencereli kapiller Apnöstik Merkez (APN); APN; Ponsun alt kısmında bulbusa yakın yerleşmiştir. Dorsal solunum grubu nöronlarından çıkan rampa sinyalinin çıkış süresini uzatır. Yani kişi devamlı inspirasyon yapar hale gelir. Sadece arada kısa ekspirasyonlar olur. Yani derin ve yavaş solunum yapılmasına neden olur. Buna Apnöstik solunum denir. Apnöstik solunum normalde yaşamla bağdaşmayacağından iki önemli uyaran apnöstik merkezi devamlı inhibisyonda tutar. E) Sinüzoid tip kapiller • Pnömotaksik merkez, Apnöstik merkezi devamlı inhibe eder 26. Aşağıdaki kapiller tiplerinden hangisi bazal lamina yapısı bakımından diğerlerinden farklıdır? A) Sürekli kapiller B) Somatik kapiller C) Diyaframsız pencereli kapiller • Akciğerlerden gelen gerim uyarıları Apnöstik merkezi devamlı inhibe eder. 26 – E Kapiller Sınıflandırılması Kapiller Tipi Endotel hücresi Bazal Membran Diyafram Örnek Somatik Normal Sürekli Yok Kas, Sinir, Bağ dokusu ve dış salgı bezleri Pencereli diyaframlı Delikli (6080 nm) Sürekli Var Böbrek, bağırsak ve endokrin organlar Pencereli diyaframsız Delikli (6080 nm) Sürekli Sinüzoid Delikli (60- Kesintili 80 nm) Yok Böbrek glomerülleri Yok Karaciğer, dalak ve kemik iliği (satellit makrofajlara dikkat) 28. Aşağıdaki kan hücrelerinden hangisi dokudaki allerjik olaylarda antijen antikor komplekslerini fagosite ederek anafilaksinin uzun süreli etkilerini önler? B) Makrofajlar C) Eosinofiller D) Bazofiller E) Mastositler 28 – C Eosinofiller; Miyeloid seriye ait özellikle paraziter enfestasyonlarda rol alan hücrelerdir (şistozomiyazis vetrişinozis vd.). Zayıf fagositik aktiviteleri vardır. • Kemotaksi yapar. Sinüzoid tip kapillerler insanlarda lenfoid dokularda ve karaciğerde bulunurlar. Diğer kapillerlerden farklı olark geçirgenliği en çok olan kapillerlerdir çünkü bunların bazal laminaları kesintilidir. Aynı soru albümin geçirebilen kapiller hangisidir diye de sorulabilir. Dikkatli olunmalıdır. Diğer bir soru ise diyaframsız pencereli kapiller olacaktır. O’da sadece böbrekte olduğu için özeldir. www.tusem.com.tr A) Nötrofiller • Diyapedezle dokuya çıkar ancak geri dolaşıma dönmezler. • Allerjik hastalıklarda rol alırlar. Sekonder (özgül) granüllerinde; Major Basic protein, Eosinofilik katyonik protein ve Peroksidaz içerirler. 6 TEMEL BİLİMLER 2014 - 03 - TUSEM TTBT 30. Gastrin’in mide asit salgısı arttırıcı etkisi hangi reseptör ve ikincil haberci çiftinde doğru olarak verilmiştir? Eosinofillerin paraziter enfestasyonlardaki rolleri; • Modifiye lizozomlarından hidrolitik enzimler salgılar • Reaktif oksijen türevleri sentezler (peroksidaz içerdiklerinden) A) M3 muskarinik – Gq • Major Basic Protein (Ana Temel Protein) denilen larvasidal polipeptidler sentezler. En çok bulunan granül proteinidir. B) H2 histaminik – Gs Eosinofillerin allerjik reaksiyonlardaki rolleri; D) CCKb reseptörü – Gs • Bazofillerin ve Mast hücrelerinin salgıladığı Eosinofil Kemotaktik Faktör’e yanıt vererek kemotaksi yapar. E) CCKb reseptörü – Gq C) CCKa reseptörü - Gq 30 – E • Bazofiller ve Mast hücrelerinden salınan birtakım inflamatuvar maddeleri detoksifiye eder. (Eosinofilik katyonik protein; heparini yok eder) Gastrin; Antral G hücrelerinden salınır. CCKb reseptörü üzerinden pariyetal hücreyi uyarır. İkincil haberci olarak Gq üzerinden İP3 ve kalsiyum kullanır. Gastrin’in bir başka etkisi ise enterokramaffin hücrelerini direk uyararak aşırı histamin salınımına neden olmasıdır. • Allerjen-antikor komplekslerini fagosite ederek lokal inflamatuvar yanıtın yayılmasını önler. (SRS-A aktivitesini inhibe eder) Mide Asit Salgısını Arttıran Maddeler 29. Böbrekte karbonik anhidraz inhibitörlerinin etkileyerek diüretik etki gösterdiği tübül aşağıdakilerden hangisidir? Etken Reseptör İkincil haberci Etki Asetilkolin M3 muskarinik Gq - İP3/Ca Asit artışı Histamin H2 reseptörü Gs - cAMP Asit artışı Gastrin CCKb reseptörü Gq - İP3/Ca Asit artışı Gastrin İndirek uyarım Histamin üzerine Asit artışı A) Proksimal tübül B) İnen ince henle kulbu C) Çıkan kalın henle kulbu D) Distal tübül E) Kortikal toplayıcı tübüller 31. Merkezi sinir sisteminde dehidratasyona karşı CRH ile birlikte salınarak 3 nolu reseptörü üzerinden ACTH salınımını arttıran hormon aşağıdakilerden hangisidir? 29 – A Böbrekte etkili üç büyük diüretik grubu vardır. Bunlardan karbonik anhidraz inhibitörleri proksimal tübüle, furosemid çıkan kalın henleye, tiazidler ise distal tübüle etkildir. A) Renin B) Anjiyotensin-2 C) Vasopressin D) Oksitosin E) Noradrenalin 31 – C Vazopressin (ADH - AVP); Hipotalamus supraoptik nukleuslarda sentezlenir. Polipeptid yapıdadır. Nörofizin 2 ve Glikopeptid ile beraber ekzositoz ile posteriyor hipofizden salınır. Dehidratasyon durumlarında CRH ile eş zamanlı salınarak hipofiz bezinde bulunan V3 reseptörü ile ACTH salınımını uyarır. Vazopressin Reseptörleri ve Etkileri 7 Reseptör İkincil Haberci Etkisi V1A Gq - İP3 Kalsiyum Vazokonstriksiyon V1B (V3) Gq - İP3 Kalsiyum ACTH salınımı V2 Gs - cAMP artışı Böbrek distal ve toplayıcı tübülerden su geri emilimi www.tusem.com.tr 2014 - 03 - TUSEM - TTBT TEMEL BİLİMLER 32. Aşağıdaki Seratonin reseptörlerinden hangisi hücrelerdeki etkisini diğerlerinden farklı bir yolla gösterir? 36. pK değerleri 3.0, 4.0 ve 11.0 olan bir amino asitin izoelektrik noktası (pI) değeri nedir? A)5HT1 B)5HT2 A) 3.0 B) 3.5 C)5HT3 D)5HT4 C) 7.0 D) 7.5 E)5HT5 E) 9.0 32 – C Seratonin reseptörlerinden 5HT3 reseptörü diğerlerinden farklı olarak iyonotrofiktir. Özellikle sodyum kanal geçirgenliğini arttırır. Diğer reseptörlerin hepsi ise metabotrofik etkilidir. G proteini kullanırlar. Ayrıca seratonin reseptörleri ile ilgili bilinmesi gereken bir başka konu ise 5HTG1b reseptörünün vazokonstriktör ama 5HT2b reseptörünün vasodilatör etkili olduğudur. 36 – B Asidik ve bazik amino asitlerin pI değerleri hesaplanırken, asidik bir amino asitse, asidik pK’lar toplanıp ikiye bölünürken, bazik amino asitlerde bazik pK’lar toplanıp ikiye bölünür. 33. Aşağıdaki metabolik yollardan hangisi sitoplazma ve mitokondride gerçekleşir? A) Üre siklüsü B) TCA siklüsü C) Yağ asidi sentezi D) Yağ asidi oksidasyonu 37. Glukozun karbonil grubunun redüksiyonu sonucu hangisi oluşur? E) Glikoliz 33 – A Yağ asitlerinin oksidasyonu ve TCA döngüsü tamamen mitokondride gerçekleşir. Mitokondri matriksinde gerçekleşen yağ asitlerinin beta-oksidasyonundan gelen elektronlar, iç mitokondri mebranında yerleşik olan ETZ enzimlerine aktarılır. Glikoliz ve yağ asitlerinin sentezi sadece sitoplazmada yürütülür. Üre siklüsü ise sitoplazma ve mitokondride gerçekleşir A) Glukuronik asit B) Glukonik asit C) Mannitol D) Sorbitol E) Glukonat 37 – D Glukozun karbonil grubunun redüksiyonu sonucu poliol olan sorbitol molekülü oluşur. 34. Hücre içi sıvıda bulunan başlıca katyon hangisidir? A) Klor B) Fosfat C) Bikarbonat D) Potasyum E) Magnezyum 34 – D Hücre dışı sıvıda başlıca katyon Na+ (140 mmol/L), başlıca anyon Cl - (100 mmol/L) dür. Hücre içi sıvıda ise başlıca katyon K+ (140 mmol/L), başlıca anyon PO43 - (60 mmol/L) tır 38. Glikolizde inorganik fosfatın kullanıldığı reaksiyon aşağıdakilerden hangisidir? 35. Histidinin histamine dönüşümünde hangi vitamin rol oynar? A) B12 vitamini B) Tetrahidrofolat C) Piridoksal fosfat D) Tiamin A) Fosfofruktokinaz 1 B) Fosfogliserat kinaz C) Piruvat kinaz D) Fosfoglukomutaz E) Biotin E) Gliseraldehid 3-fosfat dehidrogenaz 35 – C Histamin, histidin amino asitinin dekarboksilasyonu sonucu oluşur. Amino asitlerin dekarboksilasyon reaksiyonlarında piridoksal fosfat kofaktör olarak görev alır ve sonuçta aminler oluşur. Örneğin, triptofanın dekarboksilasyonuyla serotonin ve tirozinin dekarboksilasyonuyla dopamin oluşması gibi. www.tusem.com.tr 38 – E Glikolizde gliseraldehid 3-fosfat, gliseraldehid 3-fosfat dehidrogenaz enzimi ile 1,3-bifosfogliserata dönüşür. Bu basamakta oksidasyon olmakta ve inorganik fosfat ilave olmaktadır. Sonuçta ATP sentezini sağlayacak çok yüksek enerjili bileşik elde edilmektedir. 8 TEMEL BİLİMLER 2014 - 03 - TUSEM TTBT 40 – B Ubikinon (koenzim Q) mitokondride aerobik ortamda okside kinon ve anaerobik ortamda redükte kinol şeklinde bulunur. Koenzim Q’nin yapısı K ve E vitaminlerine çok benzer. Tüm bu bileşikler poliizoprenoid yan zinciri içerir. Koenzim Q, solunum zincirinin hareketli bir bileşenidir. Sabit flavoprotein komplekslerden indirgeyici eşdeğerleri sitokromlara aktarır. 41. İskelet kası mitokondrisinde 1 mol asetil KoA’nın katabolizması sonucu kaç mol ATP üretilir? A)2 B)5 C)7 D)10 E)12 41 – D Mitokondrisi bulunan herhangi bir dokuda, 1 mol asetil KoA okside olduğunda 3 adet NADH, bir adet FADH2 ve bir adet GTP elde edilir. NADH ve FADH2’ler ETZ’ye katılarak 10 mol ATP üretilir. 39. Karaciğerde fosfofruktokinaz 1’in en potent allosterik aktivatörü aşağıdakilerden hangisidir? A) Sitrat B) Fruktoz 6-fosfat C) Fruktoz 2-6 bifosfat D) AMP E) İnsülin 39 – C Karaciğerde fosfofruktokinaz 1’in en potent pozitif allosterik aktivatörü ve fruktoz 1,6-bifosfatazın inhibitörü fruktoz 2,6-bifosfattır. 42. Karaciğer stoplazmasında oluşan redükte NADH’nın mitokondri içine girişi hangi mekanizma ile gerçekleştirilir? A) Gliserol 3-fosfat mekik sistemi 40. Elektron transport zincirinde yapısal olarak D ve A vitaminine benzeyen bileşik aşağıdakilerden hangisidir? B) Sodyuma bağımlı sekonder aktif transport A) FMN B) Koenzim Q C) Malat aspartat mekik sistemi C) Sitokrom b D) Sitokrom c D) Aktif transport E) Kolaylaştırılmış difüzyon E) Sitokrom oksidaz 9 www.tusem.com.tr 2014 - 03 - TUSEM - TTBT TEMEL BİLİMLER 42 – C 45. Aşağıdakilerden hangisi sfingolipidlerin prekürsörüdür? Glikolizde gliseraldehid 3-fosfat dehidrogenaz reaksiyonu ile üretilen NADH, elektronlarını ETZ’ye malat-aspartat veya gliserofosfat şantı ile aktarır. A) Gliserol B) Fosfatidik asit C) Seramid D) Serebrozid E) Gangliozid 45 – C Sfingolipidler sfingozin ve yağ asitinden oluşan seramidden köken alırlar. Seramid fosfatidilkolinden fosfokolin alır ve sfingomiyelin oluşur. Seramid ayrıca karbonhidratlarla birleşir ve glikolipidler (glikoserebrozidler) ve gangliozidler oluşur. 43. Mukopolisakkaridozlar hangi bileşiğin yıkımında rol alan enzimlerin yetersizliği sonucu ortaya çıkar? A) Fruktoz B) Galaktoz C) Glikozaminoglikanlar D) Glikoproteinler E) Glikojen 43 – C Glikozaminoglikanlar (önceleri mukopolisakkaridler olarak adlandırılıyordu), proteoglikanların uzun, lineer polisakkarid zincirleridir. Hücreler tarafından sentezlenip sekrete edilirler. Sonunda hücreler tarafından endositoz yoluyla alınırlar ve lizozomal enzimler tarafından yıkılırlar. Bu lizozomal enzimlerdeki herhangi bir yetersizlik bir mukopolisakkaridozla (örn. Hurler veya Hunter sendromu) sonuçlanır. 46. Hormona duyarlı lipaz, aşağıdakilerden hangisinin yüksekliğinde aktive olur? 44. Asağıdakilerden hangisi doymuş yağ asitidir? A) Palmitooleik asit B) Stearik asit C) Linolenik asit D) Araşidonik asit A) cAMP B) ADP C) İnsülin D) Apoprotein CII E)ATP E) Linoleic asit 46 – A 44 – B Yağ dokusundaki hormona duyarlı lipaz, glukagon tarafından cAMP aracılığı ile aktive edilir. Apoprotein CII, lipoprotein lipazın aktivatörüdür. Doymuş (satüre) yağ asitleri (çift bağ içermezler): Stearik asit, palmitik asit. Doymamış yağ asitleri (ansature): Taşıdıkları çift bağ sayisina gore ayrılırlar: Monoansatüre yağ asitleri tek çift bağ içerirler. Örnekler; 47. Asetil KoA aşağıdaki bileşiklerden hangisinin öncüsü değildir? Palmitoleik asit (C16 :1:9; (∆9), Oleik asit C18:1:9; (∆9); en sik rastlanan doymamış yağ asitleridir. A) Palmitik asit B) Kolesterol 2. Poliansatre yağ asitleri: Birden fazla sayıda çift bağ içerirler. Örnekler; C) 3-Hidroksibütirat D) Koenzim A E) D vitamini Linoleik asit (dienoik;iki çift bağ) C18:2:9,12; (∆9-12): 47 – D Linolenik asit (trienoik asitler; üç çift bağ): C18:3:6,9,12; (∆6-9-12) Asetil KoA keton cisimlerinin, yağ asitlerinin ve kolesterolün sentezine katılır. Kolesterolden steroid hormonlar (D vitamini bir steroid prohormondur) sentezlenir. Ayrıca yağda çözünen vitaminler de asetil KoA’dan sentezlenen izopren türevleridir. Koenzim A ise adenin, riboz 3-fosfat, pirofosfat, pantoik asit, beta-alanin ve tioetanolaminden oluşmuştur. Araşidonik asit (Tetra-enoik asitler; 4 çift bağ)C20:4: 5,8,11,14; (∆5-8-11-14) Organizmamız sadece tek çift bağ üretebilmekte bu yüzden 2 veya daha fazla çift bağ içeren yağ asitleri esansiyel özellik taşımaktadır. www.tusem.com.tr 10 TEMEL BİLİMLER 2014 - 03 - TUSEM TTBT 50 – B 48. Sfingomiyelinlerin hidrolizi sonucu aşağıdaki bileşiklerden hangisi ortaya çıkmaz? A) Yağ asidi B) Fosforik asit C) Kolin D) Fosfatidik asit Ürenin azotu, karbamoil fosfat ve aspartatdan, direk olarak üre siklusunun tek bir dönüşünde oluşur. Ornitinin yan zincirindeki azot atomu, asla üreye katılmaz, çünki ornitinin yapısında kalır. Üre siklusu boyunca, glutamin direk olarak azotunu döngüye vermez. E) Amino alkol 48 – D Sfingomiyelinler fazla miktarlarda beyin ve sinir dokusunda bulunurlar. Sfingomiyelinin iskeleti bir amino alkol olan sfingozin’dir. Bir yağ asidinin sfingozinin amino grubuna amid bağıyla bağlanması sonucu seramid oluşur. Seramid, glikolipidlerin prekürsörü olarak da fonksiyon görebilir. Sfingozinin 1. karbonundaki alkol grubu fosforil kolin ile esterleşerek sfingomyelin oluşur. Fosfatidik asid, fosfogliseridlerin yapısında bulunur. 49. Aşağıdakilerden hangi enzim oksidan olarak NAD+ veya NADP+’yi kullanabilir? A) Glutamat dehidrogenaz B) Amino asit oksidaz C) Glukoz 6-fosfat dehidrogenaz D) Glutamin sentaz 51. Amino asitlerin transaminasyon reaksiyonlarında genel amino grubu toplayıcısı olan alfa keto asit aşağıdakilerden hangisidir? E) Glutaminaz 49 – A Birçok amino asitin α-amino grubu transaminasyonla α-ketoglutarata aktarılarak glutamat oluşur. Bu nitrojen, amonyak halinde NAD+ veya NADP+’yi aynı anda kullanabilen bir enzim olan glutamat dehidrogenaz tarafından katalizlenen bir reaksiyonla serbestleşir. Karaciğer glutamat dehidrogenaz aktivitesi ATP, GTP ve NADH tarafından allosterik olarak inhibe olurken ADP enzimin aktivatörüdür. A) Alfa ketoglutarat B) Piruvat C) Oksaloasetat D) Laktat E) Sitrat 51 – A Amino asitlerin metabolize olduğu başlıca doku karaciğer dokusudur. Burada amino asitler önce alfa amino gruplarını transaminasyon reaksiyonları ile alfa ketoglutarata aktarırlar ve glutamat oluşur. Glutamat daha sonra amino grubunu glutamat dehidrogenaz reaksiyonu ile üre oluşturmak üzere serbest amonyak şeklinde ortama verir. 52. de Novo pürin biyosentezi esnasında oluşan ilk intakt pürin nükleotidi aşağıdakilerden hangisidir? 50. Üredeki azotların kaynağı aşağıdakilerden hangileridir? A) Karbamoil fosfat ve glutamin A) Adenozin 5’-monofosfat B) Karbamoil fosfat ve aspartat B) Guanozin 5’-monofosfat C) Ornitin ve karbamoil fosfat C) Ksantozin 5’-monofosfat D) Ornitin ve aspartat D) İnozin 5’-monofosfat E) Aspartat ve glutamin E) Orotidin 5’-monofosfat 11 www.tusem.com.tr 2014 - 03 - TUSEM - TTBT TEMEL BİLİMLER 55 - C 52 – D Yeniden pürin sentezi esnasında üretilen ilk nükleotid inozin monofosfattır. Tablo: E. coli türleri ve özellikleri E. coli türü Enterotoksijenik E. coli (ETEC) Eterohemorajik E. coli (EHEC, O157: H7) B) Endonükleaz C) Topoizomeraz D) DNA polimeraz E) Tek sarmal bağlayıcı proteinler 53 – D DNA polimeraz enzimi kofaktör olarak çinkoyu kullanır ve deoksiribonükleotidlerin birbirine fosfodiester bağlarıyla bağlanmasını katalizler 54. Aşağıdaki hormonlardan hangisi glikoprotein yapısında değildir? A) Prolaktin B) TSH C)LH D)FSH E)HCG 54 – A TSH, LH, FSH ve hCG birbirine yapısal olarak çok benzeyen glikoprotein yapıda hormonlardır. Adenilil siklazı aktive ederek hücre içi etkilere yol açarlar. prolaktin ise protein yapılı hormonur. Not: Enteroagregatif E. coli ve Diffüz adheren E. coli, Enteroadheran E. coli’nin virülans faktörlerine göre ayrılıdğı iki alt tipidir. 55. Menenjite neden olan Escherichia coli’nin en önemli virulans faktörü aşağıdakilerden hangisidir? A) P pili B) Tip IV pili C) K1 Kapsül D) Lipopolisakkarit E) Dış membran protein www.tusem.com.tr Klinik Turist ishalinin en sık etkeni. Aniden başlayan sulu ishal ve abdominal kramp. 1-3 gün içinde iyleşir. Enfektif dozu düşük (50- 100 bakteri). Hamburger etiyle bulaşabilir. Hemorajik kolit (ATEŞSİZ, LÖKOSİTSİZ kanlı ishal) ve hemolitik üremik sendroma (akut böbrek yetmezliği, mikroanjiyopatik hemolitik anemi ve trombositopeni) neden olur. Enteroinvazif Şigellaya benzer şekilde lak- Dizanteriform ishal E. coli (EIEC) toza etki etmez veya geç etki ve yüksek ateş eder. Hareketsizdir (H antijeni yoktur). EnteropatoEnterositlerde YAPIŞMA-BOZ- Genellikle çocuklarjenik MA “attaching-effacing” me- da görülür. kanizmasıyla mikrovilluslarda Bol sulu ishal, subE. coli (EPEC) hasara neden olur. febril ateş ve bulantı/kusma. EnteroagreAgregasyonu sağlayan fimbriya Sulu ishal, subfebril ve stabil toksine benzer toksin ateş vardır, kusma gatif genellikle görülE. coli (EAEC) salgılar (EAST1). mez. Diffüz adheren Epitel hücrelerinin diffüz tutu- Sulu ishal E. coli (DAEC) lumu E. coli K1 K1 polisakkarit kapsül antijeni Neonatal menenjit N. meningitidis’in grup B kap- etkeni (2.) süler polisakkariti ile çapraz reaksiyon verir. BOS’ta lateks aglutinasyonuyla gösterilebilir. E. coli (flora) Pili en önemli virülans faktörü- İdrar yolu enfeksidür. Assenden yolla bulaşır. yonlarının en sık etkeni ve en sık gram - sepsis etkeni (endotoksinle) 53. DNA yapısında yer alan nükleotidlerin birbirlerine fosfodiester bağlarıyla bağlanmasını katalizleyen enzim aşağıdakilerden hangisidir? A) DNA primaz Etki mekanizması Plazmid’le kodlanan iki tür toksini var. Isıya duyarlı (Labil toksin= LT) toksin kolera toksini gibi GM1 gangliozite baglanarak ADP ribozilasyonuyla adenilat siklazı aktive eder. Isıya dirençli (Stabil toksin= ST, 100°C de 30 dakika’da tahrip olur) toksin guanilat siklazı aktive ederek cGMP’yi arttırarak sekretuar ishal yapar. Lizojenik bir bakteriyofaj ile kodlanan Verotoksin (VT1 ve VT2) salgılar. Verotoksine, Shigella dysenteria tip 1’in şiga toksiniyle antijenik benzerliğinden dolayı Shiga benzeri toksin (Shiga like toxin)’de denir. Vero ve şiga toksin konak hücrede 60S ribozoma (28S alt birimi) baglanarak protein sentezini inhibe eder. Diğer E. coli lerden farklı olarak SORBİTOLÜ FERMENTE ETMEZ. 12 TEMEL BİLİMLER 2014 - 03 - TUSEM TTBT 56. Aşağıdaki bakteri toksinlerinden hangisinin toksik gücü diğerlerinden düşüktür? 2. Graves hastalığı (Hypertiroidi): TSH reseptörlerine karşı antikor gelişir. 3. Eaton- Lambert hastalığı: Kalsiyum kanallarına karşı gelişen antikorlar sonucunda asetil kolin salınımında meydana gelen bozukluk. A) Difteri toksini B) Haemophylus influenza tip b toksini C) Staphylococcus aureus’un enterotoksini D) EHEC’nin verotoksini 59. Memeli hücre kültüründe aşağıdaki mikrobiyal elementlerden hangisi tip-1 interferonların yapımını daha güçlü stimüle eder? E) ETEC’nin labil toksini 56 - B Cevap B. Ekzotoksinlerin antijenik gücü ve toksik gücü endotoksinlerden daha yüksektir.Haemophylus influenza’nın ekzotoksini bulunmaz (tus sorusu) aynı zamanda endotoksini Neisseria’larda olduğu gibi lipooligosakkarit yapısındadır.Diğer şıklarda belirtilen bakteri toksinleri ise ekzotoksindir. A) Viral zarf proteinleri B) Çift zincirli RNA C) Bakteriyal flagella D) Lipopolisakkaritler E) Fungal hücre duvarı polisakkaritleri 57. Aşağıdaki bakterilerden hangisi vankomisine intrensek direçli değildir? A) Lactobacillus spp. B) Leuconostoc spp. C) Escherichia coli D) Enterococcus faecalis 59 - B İnterferon glikoprotein yapıdadır ve sitokin adı verilen ailenin bir üyesidir. Tüm vertebralılarda bulunur. İnterferonun özellikleri; E) Enterococcus gallinarum • Türe özgüdür. Örneğin fare interferonu insan hücrelerinde antiviral etki göstermez. 57 - D Betalaktam antibiyotikler, vankomisin ve lizozime doğal dirençli mikroorganizmalar Vankomisine doğal dirençli (intrensek) diğer bakteriler Hücre duvarı bulunmayan mikroorganizmalar Lactobacillus Mycoplasma Leuconostoc Uroplazma Pediococcus Protoplast (Gram pozitif bakterinin hücre duvarsız formu) Erysipelothrix Sferoplast (Gram negatif bakterinin hücre duvarsız formu) Enterococcus gallinarum L form Enterococcus casseliflavus • Virüse özgü değildir. Bu nedenle birbirlerinden farklı bir çok virüsün replikasyonunu inhibe eder. • Bazı virüsler (adenovirüs ve pox virüsü vb) interferona dirençliyken, bazıları oldukça duyarlıdır (influenza ve rhabdovirüs vb). • Virüse direk etki göstermez: İnterferon virüsle enfekte olan hücreden salınarak diğer hücrelerde viral protein sentezini translasyon aşamasında durdurur. Bunuda o hücrelerde ribonükleaz ve diğer antiviral proteinlerin sentezlenmesini sağlayarak gerçekleştirir. İnterferon ekstrasellüler virüsa etkili değildir. Alfa ve beta interferonların sentezi viral enfeksiyonlar tarafından uyarılır. Alfa interferonun antiviral etkisi diğerlerinden daha güçlüdür. Özellikle çift iplikli RNA (viral replikasyon sırasında tüm virüsler bu aşamadan geçer) daha kuvvetli bir uyaran oluşturur. Viral enfeksiyonlarda gelişen ilk immün cevap interferon cevabıdır (birkaç saat), antikor cevabı birkaç gün içinde ortaya çıkar. Gama interferon immünoregülatör fonksiyona sahiptir. Bakteri toksinleri, antibiyotikler (kanamisin, cycloheximide) ve tilorone gibi küçük moleküller tarafında uyarılır. Virüsler Lizozim N-asetil muramik asit içermeyen Chlamidya’ya etkisizdir. 58. Antikora bağımlı hücresel disfonksiyonla meydana gelen aşırı duyarlılık reaksiyonu aşağıdakilerden hangisidir? A) Romatoid artrit B) Akut romatizmal ateş C) Myastenia gravis D) İd reaksiyonu E) Artus reaksiyonu 60. Th lenfositlerden gama interferon salınımını inhibe eden ve doku tamiri için kollogen sentezini arttıran sitokin aşağıdakilerden hangisidir? 58 - C - Antikora Bağımlı Hücresel Disfonksiyon Antikorlar hücre hasarına neden olmadan sadece fonksiyon kaybına neden olurlar. 1. Myastenia gravis: Asetil kolin reseptörlerine karşı antikor gelişir. Sonuçta kasta kasılma gerçekleşmez. A) TNF- alta B) IL- 12 C) Gama- interferon D) TGF- beta E) IL- 10 13 www.tusem.com.tr 2014 - 03 - TUSEM - TTBT TEMEL BİLİMLER • L formu bakterilerden en önemli farkı mikoplazmanın hücre duvarında sterol bulunması ve L formların uygun şartlarda tekrar hücre duvarı oluşturabilmesidir. 60 - D İnhibitör Etkili Sitokinler (Antiinflamatuar sitokinler): 1. IL-4 • Mikoplazmaların çoğu hücre dışı, bazı türleri ise hücre içi parazitidir (M. fermentans). 2. IL-10: MHC I ve II yapımını baskılar 3. IL-13 • Birçoğu enerji kaynağı olarak glukozu kullanır, üreaplazmalar ise üreye gereksinim duyar. 4. TGF- β (transforming growth factor) 61. Akciğer grafisinde bilateral yama tarzında infiltrasyonu, 38 0C ateşi olan kişiden alınan balgam kütürü Eaton’s besiyerine ekiliyor ve sahanda yumurta görünümünde koloniler oluşuyor. 62. Aşağıdaki Gram(-) basillerden hangisi üç şekerli besiyerinde dip ve yatık kısımda asit/ asit reaksiyon oluşturup ONPG (beta-galaktozidaz) testinde pozitif reaksiyona neden olur? Buna göre etken olarak aşağıdakilerden hangisi düşünülmelidir? A) Escherichia coli B) Morganella morganii A) Legionellapneumophyla C) Salmonella typhimurium B) Mycoplasma pneumonia D) Proteus vulgaris C) Pneumocistis jiroveci E) Acinetobacter baumannii D) Streptococcus agalactiae 62 - A E) Pseudomonas aeruginosa Üç şekerli besiyerinde (TSI) laktozu fermente eden enterobactericeae üyesi bakteriler yatık kısımda asit (sarı) ve dik kısımda asit (sarı) reaksiyon oluşturur. Şıklarda belirtilen bakteriler arasında laktozu fermente eden tek bakteri Escherichia coli’dir. 61 - B M. pneumoniae (Eaton ajanı) atipik pnomoni, M. homunis ve Ureaplasma urealyticum (üreyi parçalar) ürogenital enfeksiyona neden olur. Mycoplasma ve Ureaplasma’nın özellikleri • Hücre duvarı ve mezozomu yoktur 63. Kemoterapi gören bir hastanın sol akciğer alt lobunda apse ve plevral effüzyon tespit edilyor.Hastanın balgam incelemesinde zayıf asidorezistan boyanan gram pozitif basiller görülüyor. • Hücre zarı sterol içerir ve üç katlıdır. Bu nedenle besiyerinde kolesterol olmalı. • Doğada serbest yaşayan en küçük bakteri (0.1-0.3 µm)’dir. Bu nedenle chlamydia ve virüsler gibi membran filtrelerden (0.45 µm por çaplı) geçer. Bu hastanın tedavisinde ilk tercih edilecek antibiyotik aşağıdakilerden hangisidir? • Gram boyasıyla boyanmaz (hücre duvarı olmadığı için), incelemek için farklı boyama yöntemleri kullanılır (karanlık alan mikroskopisi, Giemsa boyama gibi). A) Penisilin G B) Siprofloksasin C) Trimetoprim- sulfametaksazol • Beta laktam antibiyotikler etkisiz (hücre duvarı olmadığı için)’dir. D) İzoniyazit E) Eritromisin • Eritromisin ve tetrasiklin etkilidir (M. hominis eritromisine dirençli). 63 - C NOCARDİA: Aerob, katalaz pozitif ve flamentöz yapıda gram pozitif bir bakteri. Zayıf asidorezinstan boyanır boyama sırasında düşük konsantrasyonda asit (%1 sülfirik asit veya %1 hidroklorik asit) kullanıldığı için bu ad verilmiştir. Ekzojen bir bakteridir, doğada ve özellikle toprakta bulunur. En sık inhalasyon yoluyla bulaşır fakat kişiden kişiye bulaşmaz. Tipik lezyonu aktinomyces’te • Fakültatif anaerob fakat M. pneumoniae zorunlu aerob • İkiye bölünerek çoğalır. Bölünme zamanı uzun (1- 6 saat) olduğundan yavaş ürer. • Besiyerinde L tipi koloni sahanda yumurta görüntüsü (büyüteçle görülen küçük koloniler) verir. www.tusem.com.tr 14 TEMEL BİLİMLER 2014 - 03 - TUSEM TTBT 65. Gram negatif bakterilerle bakteriyemi gelişen hastalarda eritemle çevrili papül olarak başlayan ve hemorajik ülsere dönüşen lezyon aşağıdakilerden hangisidir? olduğu gibi ağrısız apse formasyonudur. Nokardia asteroides en sık görülen formdur, akciğer (kronik lober pnömoni) enfeksiyonu oluşturabileceği gibi hücresel immünyetmezliği (AIDS, tüberküloz, alkolizim vb) olanlarda beyin, deri ve böbreklerde apse oluşturur. Akciğerde kaviter lezyonu olan bir kişide beyin apsesi tespit edilmişse nokardia düşünülmelidir. N. brasiliensis myçetoma (modura ayağı) ve kontak lensle ilişkili keratite neden olur. A) Malign pustul B) Eritema migrans C) Karbonkül D) Eritroderma TANI: Dallanmış flamentöz yapı gösteren gram pozitif veya zayıf asidorezinstan boyanan basiller. Bakteriyolojik besi yerlerinde (kanlı agar, BCYE, SDA) aerobik ortamda birkaç günde üretilerek tanı konabilir. E) Ektima gangrenosum 65 - E Ektima gangrenosum: Bakterinin salgıladığı elastaz enzimine bağlı olarak gelişir. Genellikle nöropenik hastalarda görülen fokal deri lezyonuyla karakterize bakterinin vasküler invazyonuna bağlı olarak ortaya çıkar. En sık gluteal ve parineal bölgede (%57), daha az oranda ekstremitelerde, gövdede ve yüzde meydana gelir. Hemoraji, ülser ve nekroza (ortası koyu lezyonlar) neden olur. Genellikle nötropenik hastalarda görüldüğünden lezyonda nötrofil görülmez. TEDAVİ: Penisiline dirençli olduğundan tedavide trimetoprim sülfametaksazol kullanılır. Follikülit: Kontamine olmuş yüzme havuzu ve banyo küvetinden bulaşarak apokrin ter bezlerini iltihaplandırır. 64. Işıkta sarı turuncu koloniler oluşturan ve karanlıkta renksiz koloni yapan fotokromojen Mycobacterium türü aşağıdakilerden hangisidir? A) M. marinum B) M. lepra C) M. ulcerans D) M. tuberculosis E) M. avium intracelulare 64 - A Mikobakteriler Runyon sınıflamasına göre dört gruba ayrılır Runyon sınıflaması Gruplara örnek 1. Fotokromojen (Işık varlığında pigment) 2. Skotokromojen (Işık varlığında ve karanlıkta pigment) 3. Nonkromojen (Pigment oluşturmaz) 4. Hızlı üreme (< 7 gün) Önemli Özellik M. marinum (30 Yüzme havuzu granüo C’de) lomu etkeni M. kansasiia M. scrofulaceum Çocuklarda grananülomatöz servikal LAP’ın en sık etkeni M. xenopi (42 C’de) Sıcak su taklarından kaynaklanan hastane enf. MAC (M.avium intracellulare kompleks) ve M . tuberculosis AIDS’de sıklığı artmıştır (CD4 <100) o 66. Mikolik asit sentezini inhibe ederek etki gösteren antitüberküloz ilaç aşağıdakilerden hangisidir? A) Kapreomisin M. fortuitum ve M. chelonae M. smegmatis B) İzoniazid C) Etambutol Sünnet derisinde bulunur D) Pirazinamid a: M. kansasii foto, skoto ve nonkromojen olabilir. E) Streptomisin 15 www.tusem.com.tr 2014 - 03 - TUSEM - TTBT TEMEL BİLİMLER 66 - B Antibiyotik Etki türü Etki mekanizması Direnç Bazı önemli özellikler Izoniazit (INH) Bakterisid Mykolik asit sentezini inhibe eder Katalaz-peroksidaz enziminde mutasyon (INH’ı aktif metabolitine dönüştüren enzim) KatG TBC proflaksisinde kullanılır. G6PD eksikliğinde hemolitik anemi, Periferik nöropati (pridoksin), yavaş asetilleyiciler etki süresini uzatır Rifampisin Bakterisid DNA bağımlı RNA polimeraz inhibisyonu DNA bağımlı RNA polimerazın b subünitini kodlayan gende mutasyon (pro B) MAC, Neisseria meningitidis ve H. influenzae proflaksisinde kullanılır. Vücut sıvılarını kırmızı renge boyar. Bazı ilaçların serum düzeyini azaltır* (OK, OAK, OAD, TT inh. ve proteaz inh). Etambutol Bakteriyostatik Arabinogalaktan sentezini inhibe eder Arabinozil transferaz enzimini kodlayan gende mutasyon Optik nörit yapar (yeşil kırmızı renk körlüğü, optik atrofi) Pirazinamid Bakterisid Yağ asiti sentetaz enzim inhibisyonu ve mykolik asit sentez inhibisyonu Bakteriyel amidaz enzimini kodlayan gende mutasyon Nikotinamidin sentetik derivesidir. Hücre içi dormant basillere en etkili ilaç (Asit pH’da etkilidir) M. bovis pirazinamide doğal dirençlidir OK: oral kontraseptif, OAK: oral antikuagülan, OAD: oral antidiyabetik, TT: Ters transkriptaz, * Rifam karaciğerde sitokrom p450 enziminin aktivitesini arttırarak bazı ilaçların serum düzeyini düşürür. Not: M. tuberculoziste gelişen ilaç direnci kromozomaldir, çünkü bakterinin plazmidi yoktur. 67. Akut sporadik ensefalitin en sık etkeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Cocsakie B) Herpes simpleks C) Polio D) RabiesE) Measles 67 - B Viral menenjit ve ensefalit etkenleri Ensefalit HSV tip 1 (en sık) Arboensefalit virüsü* VZV Kuduz Coxsackie A ve B Polio Post enfeksiyöz ensefalit (immün mekanizmayla) Kızamık Kızamıkçık Kabakulak VZV İnfluenza Menenjit Enterovirüsler (en sık etken) - Coxsackie (en sık) - Echovirüs - Polio HSV tip 2 Adenovirüs Kabakulak Lenfositik koriomenenjit virüsü Arboensefalit virüsü 68. Faranjit, lefadenopati ve hepatosplenomegalisi bulunan hasta serumunun at eritrositlerini aglütine ettiği saptanıyor. Buna göre etken olarak aşağıdakilerden hangisi düşünülmelidir? A) Streptococcus pyogenes B) Adenovirus D) Mycoplasma pneumoniae E) Parvovirus C) Epstain Barr virus 68 - C Heterofil antikor testi (Paul – Bunnel deneyi): Bir hemaglutinasyon testidir. EBV’lü kişilerde virüse karşı oluşan IgM antikorlarının koyun eritrositlerini aglutine etmesi esasına dayanır. Eğer bu testte koyun eritrositleri yerine daha duyarlı olan at eritrositleri kullanılırsa bunun adı monospot testi olur. Heterofil antikor testi EBV’e özgü değildir. Normal insanlarda (frossman antikorları), serum hastalığında ve kızamıkçık enfeksiyonu olanlarda da pozitif olabilir. Bu durumda Davidsohn testi yapılır. Hasta serumu kobay böbrek ekstreleri ile muamele edildikten sonra eğer heterofil antikor testi pozitif sonuç veriyorsa hastada EMN düşünülür. Heterofil antikor testi lenfoma ve hepatitli hastalarda yalancı pozitif sonuç verebileceği gibi özellikle çocuklarda %50 yalancı negatif sonuç verebilir. Heterofil antikorlar hastalığın 1. haftasından itibaren serumda bulunabilir fakat 2-3. haftada tespit edilme olasılığı daha yüksektir. www.tusem.com.tr 16 TEMEL BİLİMLER 2014 - 03 - TUSEM TTBT 69. Telaprevir gibi NS3 proteaz enzim inhibitörü ilaçlar hangi viral enfeksiyonun tedavisinde kullanılır? 71. Aşağıdaki Candida türlerinden hangisi amfoterisin B ye dirençlidir? A)HIV B)SARS A) C. lusitaniae B) C. krusei C) Hepatit B D) Hepatit C C) C. albicans D) C. tropicalis E) C. parapsilosis E) Hanta virus 71 - A 69 - D Hepatit C virüsünün tedavisinde en önemli nokta genotip tayinine göre tedavinin verilmesidir.Günümüzde α2b interferon ve ribavirinle birlikte kombine tedavi uygulanır.Haftada bir kullanım avantajı olduğundantedavide peginterferon(polietilen glikol + interferon) tercih edilir.Tedavide NS3 proteaz inhibitörü boceprevir ve telaprevir ile NS5B nükleotid polimeraz inhibitörüsofosbuvir kullanılabilir. 70. Aşağıdaki virüslerden hangisi immünyetmezlikli kişilerde oligodendroglial hücreleri tutarak progresif multifokal ensefalopatiye neden olur? A) Rabies B) Polyoma virus C) Enterovirüs tip 70 D) Dependovirus Kandida türleri Önemli Özellikleri C. albikans *Blastospor, klamidospor, yalancı hif ve gerçek hif oluşturur. Germ tüp testi +’dir. C. galabrata Pseudohif oluşturmaz. C. albikans’tan sonra en sık rastlanan kandidadır (Özellikle idrar yolu enfeksiyonları). C. parapisilosis Kateterle ilişkili fungemilerde oldukça sık izole edilir. C. tropicalis Ketakonazole doğal dirençlidir. 4 saat sonra yalancı germ tüp oluşturur. C. krusei *Flukonazole doğal dirençlidir. C. lusitaniae Amfoterisin B’ye doğal dirençlidir. C. duplinensis C. albikans gibi germ tüp ve klamidospor oluşturur. 72. Aşağıdaki mantar enfeksiyonlarından hangisinin etkeni dematisiyoz bir mantardır? E) Adenovirus A) Tinea versikolor B) Tinea nigra C) Dermatofitoz D) Candidoz E) Criptokokkoz 70 - B Bu grupta BK, JC ve SV40 (simian virüs 40) virüsleri bulunur. Çıplak ikozahedral yapıda DNA virüsleridir. İmmün yetmezlikli (HIV, KLL, Hodgkin lenfoma vb) hastalarda latent (böbrek ve lenfoid dokularda) kalan virüsün aktive olması sonucunda hastalık gelişir - JC virüsü: Oligodendrogliyal hücreleri tutarak SSS’nin demiyelinizan bir hastalığı olan progresif multifokal lökoensefalopatiye (PML) neden olur. Lezyon genellikle serebral ak maddede lokalizedir ve tanı konduktan 6 ay veya 3 yıl sonra hasta kaybedilir. - BK virüsü: özellikle böbrek ve Kİ trasplantasyonu yapılan hastalarda idrar yolu enfeksiyonu ve heromorajik sistite neden olduğu gibi transplant reddine de neden olabilir. Transplantlı hastalarda CMV yanında BK ve JC virüs enfeksiyonlarıda göz ardı edilmemelidir. Virüsün saptanması için idrar sedimentinin sitolojik incelemesi gerekir. HE ve gimza ile boyanan hücrelerde çekirdeğin büyümesi ve çekirdek içi bazofilik inklüzyonların görülmesi tanı koydurucudur. Bu hücrelere kuş gözü yada Decoy hücreleri denir. PML’de beyin biyopsisi ve hibridizasyon yöntemleri kullanılabilir. Polyomavirüs antikorlarını saptamada hemaglutinasyon inhibisyon ve ELISA testi kullanılabilir. Tedavisi yoktur. 72 - B Etken dematisiyoz bir mantar olan Hortaea (eski ismi Exophiala) werneckii’dir. Doğada yaygın olarak bulunur ve yaralanma sonucu genellikle ellerde kahverengi- siyah lekelenmelere neden olur. KOH ile yapılan preparatta mavi pigmentli maya hücreleri ve hifler, kültürde ise siyah pigment oluşumu gözlenir. Tedavide lokal salisilik asit (keratolitik) kullanılabilir. 73. Aşağıdakilerden hangisi kandida tanısında kullanılan testlerden biri değildir? A) Mannan antijeni B) Beta glukan C) Limilus lizat testi D) D- arabinitol E) Polisakkarit antijen 73 - E Beta glukan ve Limilus lizat testi hem aspergillus hem de candida enfeksiyonlarının tanısında kullanılır. Mannan antijeni candida, galaktomannan ve D- mannitol antijeni ise aspergillus tanısında kullanılır. Polisakkarit antijen ise Cryptococcus neoformans’ın tanısında kullanılır. 17 www.tusem.com.tr 2014 - 03 - TUSEM - TTBT TEMEL BİLİMLER 76 - A Bulaş: Ara konağı yoktur. İnsan gaitasıyla kirlenmiş olan topraktan yumurtanın oral yolla alınmasıyla bulaşır. Yumurtalar duedonum ve jejunuma gelince açılarak larvalar açığa çıkar. Larvalar kan yoluyla akciğer, karaciğer ve kalbe yayılır. Akciğere gelen larvalar eozinofilik bir pnömoni (Loeffler pnömonisi) tablosuna neden olur. Larva nazofariksten yutularak mide’den geçip barsaklara gelir. Burada dişi ve erkeğin çiftleşmesiyle oluşan yumurtalar gaitayla atılır (günde 200.000 yumurta). Embriyonlu yumurtalar toprakta birkaç hafta kaldıktan sonra enfektif olur. KLİNİK: Kan yoluyla akciğer migrasyonuna bağlı olarak erken dönemde pnömoni (Loffler pnömonisi) ve eozinofili meydana gelir. Barsak tıkanıklığı ve malabsorbsiyona neden olabileceği gibi transmural nekroz sonucu barsak perforasyonu ve peritonite neden olabilir. Ayrıca safra kanalı tıkanıklığı sonucunda sarılık ve tıkanıklık sonucunda apandisit gelişebilir. TANI: Balgamda larva ve eozinofiller, gaitada ise oval yumurtalar (yüzeyi yumru yumru) gösterilerek tanı konur. TEDAVİ: Mebendazol (mikrotubul oluşumunu engeller) veya pirantel pomat (paralitik ajan) kullanılır. 74. Malaryanın yaşam siklusunda ilk şizogonik çoğalma, aşağıdakilerin hangisinde gerçekleşir? A) Sivrisineğin midesinde B) Sivrisineğin tükürük bezlerinde C) İnsan karaciğer parankimal hücrelerinde D) İnsan eritrositlerinde E) İnsan dalağında 74 - C 75. Aşağıdaki parazitlerden hangisinde gaitada yumurta gösterilemez? 77. Hipertansiyona bağlı olarak kalp kasında hangi adaptif yanıt görülebilir? A) Askaris lumbricoides A) Hiperplazi B) Hipoplazi B) Necator americanus C) Hipertrofi D) Metaplazi C) Trichuris trichiura E) Atrofi D) Strongyloides stercoralis 77 – C Hipertrofi, hücrelerin boyutlarında, organın irileşmesi ile sonuçlanan artıştır. Hücrelerin boyutlarındaki artış daha fazla yapısal komponent üretiminden kaynaklanır. Hipertrofinin en önemli nedenleri artan iş yükü (en sık neden) ve trofik uyarı artışıdır. Özellikle kas egzersizleri yapan sporcuların iskelet kaslarında, hipertansiyon ve kapak hastalıklarına bağlı artan iş yükü karşısında kalp kası hücrelerinde hipertrofi izlenir. E) Enterobius vermicularis 75 - D 78. Aşağıdakilerden hangisi reversible hücre zedelenmesinde ilk gözlenen morfolojik değişikliktir? A) Hücresel yağlanma B) Hücre şişmesi C) Piknoz D) Miyelin figürler E) Mikrovilluslarda küntleşme 78 – B Reversible hücre zedelenmesinde morfolojik değişiklikler: • Hücre şişmesi (İlk oluşan değişiklik) • Hücresel yağlanma Hemen her tür zedelenmenin morfolojik ilk bulgusu hücresel şişmedir.(hidropik dejenerasyon, vakuoler değişiklik) Sitoplazmada küçük berrak vakuoller şeklinde görülebilir. 76. Astıma benzer semptomlar, barsak tıkanıklığı ve apandisite neden olan parazit aşağıdakilerden hangisidir? A) Askaris lumbricoides B) Leismania donavani C) Trichuris trichiura D) Strongyloides stercoralis E) Enterobius vermicularis www.tusem.com.tr 18 TEMEL BİLİMLER 2014 - 03 - TUSEM TTBT Yağlı değişiklik hipoksik zedelenmede ve toksik veya metabolik zedelenmelerin çeşitli biçimlerinde izlenebilir. Sitoplazmada irili ufaklı lipid vakuolleri izlenir. En çok hepatosit ve kalp kası hücresi gibi yağ metabolizmasından zengin hücrelerde görülür. 81. Aşağıdakilerden hangisi Tip II aşırı duyarlılık reaksiyonuna örnek verilebilir? A) Kontakt dermatit B) Arthus reaksiyonu C) Akut ürtiker D) Büllöz pemfigoid E) Lupus vulgaris 79. Akut inflamasyonda lökositlerden salgılanan ve lökositlerin endotel hücrelerine adezyonunda etkili olan moleküller aşağıdakilerden hangisidir? 81 – D Deri hastalıklarından pemfigus vulgaris, büllöz pemfigoid Tip II ADR’dir. Pemfigus vulgariste epidermiste desmozomların dış tabakasında bulunan desmoglein molekülüne karşı antikorlar oluşur, kompleman ve proteaz aktivasyonu ile intraepitelyal hücre ayrışmasına neden olur. Büllöz pemfigoidde hemidesmozomlara karşı IgG tipinde antikorlar gelişir ve subepidermal ayrışmaya neden olurlar. A) Selektinler B) İntegrinler C)PECAM-1 D) Membran atak kompleks (MAC) E) C3b 79 – B 82. Familyal amiloidik polinöropatide amiloidoza neden olan protein aşağıdakilerden hangisidir? Lökositlerin adezyonunda lökositlerden salgılanan integrinler görev yapmaktadır. 30’dan fazla integrin alt grubu vardır. Tüm integrinler 2 non-kovalent bağlı α ve β polipeptid zincirlerinden oluşan heterodimerik hücre yüzey proteinleridir. A) SAA(Serum amiloid asosiye protein) B) Transtiretin İnflamasyonda görev alan integrinler; C) Amiloid prekirsör protein • Β1 integrinlerden VLA-4(α4β1) D) β2 mikroglobulin • Β2 integrinlerden LFA-1 (CD11a/18) ve Mac-1 (CD11b/18) E) İmmünglobulin hafif zincir İnflamasyonda lökosit yüzeyinde bulunan LFA-1 ve Mac-1, endotelde bulunan ICAM-1 (intraselüler hücre adezyon molekülü-1) ile, VLA-4 integrini ise VCAM-1 (vasküler hücre adezyon molekülü-1) ile etkileşerek adezyonu sağlar. 82 – B Familyal amiloidik polinöropatide en sık transtiretin proteinin mutant formları birikerek amiloidoza neden olur. Bunun dışında apolipoprotein A-I ve gelsolinde birikebilir. Transtiretin karaciğerde sentezlenen tiroksin ve retinolü taşıyan proteindir. 80. Aşağıdaki kompleman komponentlerinden hangisi histamin salınımına neden olur? A) C3b B) C5b-9 (MAK) C) C3a-C5a D) C1q Transthyretin geni üzerindeki mutasyon yanlış protein transkripsiyonuna, amiloid oluşumuna ve periferik sinirlerde, kalpte, böbrek ve gözde birikime neden olur. Özellikle periferik ve otonom sinirlerde birikim saptanır ve nöropati gelişir. E)C2 83. Aşağıdaki büyüme faktörlerinden hangisi anjiogenezde en etkilidir? 80 – C Kompleman sisteminin fonksiyonları A) Transforming Growth Faktör-Beta (TGF-B) • C3a-C5a ve kısmen C4a anaflatoksindir ve mast hücre degranülasyonu ile arterioler vazodilatasyon ve vasküler permeabilite artışına neden olurlar. B) Epidermal Growth Faktör (EGF) C) Transforming Growth Faktör-Alfa (TGF-a) • C5a, nötrofil ve monositlerde lipooksijenaz yolunu aktive ederek lökotrien sentezini arttırır. D) Vasküler Endotelyal Growth Faktör (VEGF) E) Plateled Derive Growth Faktör (PDGF) • C5a, nötrofiller, monositler, eozinofiller ve bazofiller için güçlü bir kemotaktik ajandır. Lökosit adezyonu ve aktivasyonunu arttırır. 83 – D Anjiogenezde endotel hücre proliefarsyonu, diferansiyasyonu ve göçünde en önemli büyüme faktörleri VEGF (en önemlisi) ve FGF-2’dir. Anjiopoetin 1 ve 2, PDGF ve TGF-β stabilizasyon (perisitlerin ve düz kas hücrelerinin toplanması ve ESM proteinlerinin depolanması) sürecine katılır. • C3b opsonizandır. • C5b-9 (MAK) bakteri, tümör hücresi ve virüsle enfekte hücrelerde lizisle mikrobisidal etkilidir. MAK’da en bol C9 bulunur. 19 www.tusem.com.tr 2014 - 03 - TUSEM - TTBT TEMEL BİLİMLER VEGF özellikle glomerül podositleri ve kardiyak myositlerde bol miktardadır. 87. Aşağıdakilerden hangisi aterosklerotik plağın gelişmesinde ilk aşamadır? En önemli uyaranlarından biri hipoksidir. A) Kronik endotelyal zedelenme Erişkin dokularda fizyolojik anjiogenzde olduğu kadar inflamasyon, yara iyileşmesi, tümörler ve diyabetik retinopatide görülen patolojik anjiogenede de en önemli büyüme faktörüdür. B) LDL’nin damar duvarında birikmesi 84. Aşağıdakilerden hangisi, epitelin tüm katını tutan ancak subepitelyal stromal dokuya yayılmayan displastik hücre proliferasyonunu tanımlar? E) Düz kas hücre proliferasyonu A) Metastaz B) Lokal inavzyon C) Karsinoma in situ D) İnfiltratif kanser C) Monositlerin endotele adezyonu D) Köpük hücre oluşumu 87 – A Atherogenezde Oluşum Basamakları • Kronik endotel hücre hasarı (Aterom plağı gelişiminde ilk aşamadır) →permeabilite artışı →Lökosit ve trombosit adezyonu • Lipoproteinlerin damar duvarında birikimi (LDL ve okside LDL) • Monosit adezyonu ve intimaya transmigrasyonu → köpüksü hücre oluşumu • Trombosit adezyonu ve PDGF üretimi • PDGF ile düz kas hücrelerinin uyarılması → tunika mediadan intimaya göç etmesi • Düz kas hücrelerinin proliferasyonu → ekstraselüler matriks üretimi (Atherom plağın olgunlaşmasını sağlayan son aşamadır) • Sonuç olarak tunika intimada yoğun yağ ve fibröz doku birikimi E) Epitelyal hiperplazi 84 – C Displazik değişiklikler epitelin tüm katlarında oluştuktan sonra bazal membranı aşarak subepitelyal stromal dokuya ilerler. Subepitelyal stromal dokuya yayılmamışsa in situ karsinom; subepitelyal stromaya yayılırsa invaziv (infiltratif) kanser denir. 85. Aşağıdaki tümörlerden hangisinin diferansiyasyonu daha iyidir? A) Grade II invaziv duktal karsinom B) Grade I kolon adenokarsinom C) Evre I gastrik adenokarsinom D) Grade III serviks yassı hücreli karsinom E) Evre IV akciğer adenokarsinom (ATHEROSKLEROZ ) 85 – B Bir tümörün diferansiyasyonu grade ile belirtilir. Grade’i düşük olan tümörler iyi diferansiye, grade’i yüksek olan tümörler az ya da kötü diferansiye tümörlerdir. Bir tümörün grade’i arttıkça diferansiyasyonu azalır. 86. Gastrointestinal stromal tümörlerde aşağıdaki protoonkogenlerden hangisinde mutasyon vardır? A)ERB-B1 B)ERB-B2 C) RET D) c-KIT 88. Herediter sferositozla takip edilen bir hastada şiddetli anemi ve retiklositopeni gelişmesi durumunda aşağıdakilerden hangisi öncelikle düşünülmelidir? E)FMS 86 – D GIST, multipotent mezenkimal kök hücrelerden (Cajal hücre prekirsörleri) gelişir ve GİS’de en sık mide duvarında yerleşir. Bu tümörlerde kök hücre faktör reseptörünü kodlayan gen olan c-KIT de nokta mutasyonlar vardır. Sonuçta ligand bağlanmasından bağımsız reseptör aktive olmaktadır. www.tusem.com.tr A) Hemolitik kriz B) Aplastik kriz C) Sekestrasyon krizi D) Transfüzyonel hemosiderozis E) Megaloblastik anemi gelişmesi 20 TEMEL BİLİMLER 2014 - 03 - TUSEM TTBT 88 – B Herediter sferositozda hastalarda eritroid hiperplazisi ile genellikle durağan giden bir klinik, gelişen krizlerle bozulur. Herediter sferositozda iki tip kriz izlenir: 91. Yirmi üç yaşında erkek hasta testiste kitle fark etmesi üzerine üroloji kliniğine başvuruyor. Tetkiklerinde sol testiste 3 cm çapında kitle ve akciğerde metastatik odaklar saptanıyor. Olguya sol orşiektomi yapılıyor. Testis kesitlerinde 3 cm çapında düzensiz, kanama ve nekroz alanları içeren kitle, mikroskopisinde belirgin nükleollü anaplastik epitelyal hücrelerin oluşturduğu alveolar, tubüler ve irregüler papiller yapılar ve fokal nekroz odakları izleniyor. • Aplastik kriz: Daha ciddi seyreder. Kemik iliğinde eritroid prekisörlerinin viral infeksiyonları neden olur. Özellikle parvovirüs B19 infeksiyonu ile eritrosit üretimi durur. Şiddetli anemi ve retikülositopeni gelişir. • Hemolitik kriz: İnfeksiyöz mononükleozis gibi infeksiyonlarla dalakta hemolizin artması sonucu gelişir. Daha hafif seyreder. Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir? A) Klasik seminom B) Teratom 89. 14. kromozomdaki IgH ile 18. kromozomdaki BCL2 arasında gelişen t(14;18) translokasyonu sonucu apoptozun engellenmesine bağlı olarak aşağıdaki lenfoma tiplerinin hangisi gelişebilir? C) Endodermal sinüs tümörü D) Embryonel karsinom E) Koryokarsinom 91 – D Embryonel karsinom seminomdan yaklaış 10 yıl daha erken(20-30 yaş) görülen daha agresif germ hücreli tümördür. Pür embryonel karsinom nadirdir. Genellikle mikst germ hücreli tümörlerin %85 oranında izlenen bir komponentidir. Hastalarda testiste kitle veya metastaz bulguları ile gelebilirler. Pür embryonel karsinomda AFP ve HCG seviyesi normaldir. Bunlar yüksek ise sırasıyla yolk sac veya sinsityotrofoblastik odaklar araştırılmalıdır. Tümörün gros kesitlerinde hemoraji ve nekroz yaygın izlenir. Primitif anaplastik düzensiz sınırlı, pleomorfik nüveli, belirgin nükleollü hücrelerin alveoler, tübüler ve bazen düzensiz papiller yapılar yaptığı izlenir. Mitoz ve tümör dev hücreleri sık, nekroz yaygındır. ITGHN odakları sıktır. Genellikle erken dönemde hematojen metastaz yaparlar. A) Burkitt lenfoma B) Foliküler lenfoma C) Küçük hücreli lenfoma D) Marginal zon lenfoma E) Mantle hücreli lenfoma 89 – B Foliküler lenfoma ABD’de erişkin lenfomalrın en sık formudur. Orta yaşlarda sıktır. Neoplastik hücreler normal germinal merkez B hücrelerine benzerler. Lenf nodunda nodüler veya nodüler-diffüz büyüme paterninde sentrosit ve sentroblastlardan oluşan proliferasyon izlenir. 14. Kromozomdaki IgH ile 18. kromozomdakiş BCL2 arasında gelişen t(14;18) translokasyonu %90 hastada izlenir.t(14;18) karakeristiktir ancak spesifik değildir. t(14;18) sonucu aşırı BCL2 ekspresyonu olur ve hücreler apoptozisten korunurlar. 92. Overin yüzey epitelinden gelişmeyen tümör aşağıdakilerden hangisidir? A) Seröz tümör 90. Aşağıdaki amfizem tiplerinden hangisi sigara içenlerde daha sık izlenir? B) Müsinöz tümör A) Distal asiner amfizem B) Panasiner amfizem C) Brenner tümör C) Sentriasiner amfizem D) İntertisyel amfizem D) Endometroid tümör E) Büllöz amfizem E) Sertoli-Leyding hücreli tümör 90 – C Tüm amfizem tipleri içinde en yaygın görüleni sentriasiner (sentrilobüler) amfizemdir. Olguların %95’ni meydana getirir. Sentriasiner (sentrilobüler) amfizemde respiratuar 92 – E Overin yüzey epitelyal-stromal tümörleri: Seröz tümörler • Benign (kistadenom) bronşiollerden oluşan santral kısım tutulurken, distal alveoller etkilenmez. Aynı asinus içinde hem sağlam hemde amfizematöz hava boşluları izlenir. Sentriasiner amfizemin en sık nedeni sigaradır. Kömür işçilerinde de sık oluşur. En önemli neden sigara olduğu için sıklıkla kronik bronşit ile beraber izlenir. Genellikle üst loblarda, özellikle apikal segmentlerde daha sık ve şiddetlidir • Borderline tümör (seröz borderline tümör) • Malign (seröz adenokarsinom) Müsinöz tümörler • Benign (kistadenom) • Borderline tümör (müsinöz borderline tümör) • Malign (müsinöz adenokarsinom) 21 www.tusem.com.tr 2014 - 03 - TUSEM - TTBT TEMEL BİLİMLER Endometroid tümörler • Benign (kistadenom) • Borderline tümör (endometroid borderline tümör) • Malign (endometroid adenokarsinom) Berrak hücreli tümörler • Benign • Borderline tümör • Malign (berrak hücreli adenokarsinom) Transizyonel hücreli tümörler • Brenner tümör • Borderline Brenner tümör • Malign Brenner tümör • Transizyonel hücreli karsinom (Non-Brenner tip) Epitelyal-stromal • Adenosarkom • Malign mikst mülleryan tümör 94 – D İnvaziv meme kanserinde kötü prognositik faktörler; • Uzak metastaz varlığı • Aksiller lenf nodu metastazı, metastazı sayısı ve boyutu, • Tümör çapının büyük olması • Deriye, göğüs duvarına veya kasa invaze olması • İnflamatuar karsinom varlığı • ER ve PR’nin negatif olması • C-erb B2’nin pozitif olması • Grade’in yüksek olması • Lenfovasküler invazyon varlığı • Yüksek proliferatif hız • Anöoploidi varlığı 95. Aşağıdaki glial tümörlerin hangisinde uzun ince saç benzeri uzantılara sahip glial hücreler, Rosenthal fibrilleri ve mikrokistler görülür? B) Oligodenrogliom A) Pilositik astrositom C) Ependimom D) Glioblastom E) Anaplastik astrositom 93. Otuz yaşında ankilozan spondiliti bulunan erkek hastada halsizlik, karın ağrısı, gaytada kanama ve diyare şikayetleri ile başvurduğu klinikte yapılan kolonoskopide rektumda mukozal ülserler ve pseudopolipler saptanıyor. Biyopside kriptit, kript abseleri ve çevre mukozada kript distorsiyonu saptanıyor. 95 – A Pilositik astrositom, grade I astrositomdur. Sıklıkla serebellum, III . ventrikül tabanında ve daha az olarak da optik sinir de yerleşim gösteren, benign seyirleri ile diğer astrositom tiplerinden ayrılan glial tümördür. Çocuklar ve genç erişkinlerde nodüler kistik lezyonlarla karekterizedir. Mikroskopik olarak tümör hücreleri bipolar füziform şekillidir. Tümöral hücrelerinin iki ucunda saç benzeri eozinofilik rozenthal fibrilleri bulunur. GFAP pozitiftirler. Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir? A) Crohn hastalığı B) Ülseratif kolit C) Adenokarsinom D) İskemik kolit E) Lenfoma 96. Aşağıdakilerden hangisi primer deride gelişen ve jeneralize lenfomaya ilerleyebilen lenfoproliferatif bozukluktur? A) Burkitt lenfoma B) Anaplastik büyük hücreli lenfoma C) Mikozis fungoides D) İktiyozis vulgaris E) Multiple myelom 93 – B Ülseratif kolit (ÜK) rektıumdan başlayan ve kolona sınırlı, mukoza ve submukozada ülserler oluşturan kronik bir inflamasyondur. Lezyonlar atlamasız ve aralıksızdır. (diffüz tutulum) Skip lezyonlar ve granülomlar izlenmez. Transmural tutulum olmadığı için serozit, fissür ve fistüller beklenen bulgular değildir. Hastalarda kript abseleri, kriptit, mukozal ülserler ve rejnerasyona bağlı pseudopolipler sık görülür. Kript distorsiyonu ve goblet hücrelerinde azalma kronik dönemde izlenebilir. HLAB27 %90 hastada pozitiftir. Backwash ileitine neden olabilir. Deride pyoderma gangrenozum görülebilir. En önemli komplikasyonu kolonda adenokarsinom gelişme riskidir. 96 – C Mikozis fungoides (kutanöz T hücreli lenfoma) primer olarak deride gelişen ve jeneralize lenfomaya ilerleyebilen T hücreli lenfoproliferatif bozukluktur. Mikozis fungoideste deride yama-plak ve nodül evrelerini içerir. CD4 + T hücrelerinden köken alır. Dolaşıma geçerse Sezary sendromu denir. 97. Aşağıdakilerden hangisi psorizasite izlenen morfolojik değişikliklerden değildir? 94. Aşağıdakilerden hangisi invaziv meme kanserinde kötü prognositik faktörlerden değildir? A) İnflamatuar karsinom varlığı A) Rete ridgelerde düzenli uzama B) Lenfovasküler invazyon varlığı B) Akantoz C) Yüksek proliferatif hız C) Stratum granülozum tabakasında kalınlaşma D) C-erb B2’nin negatif olması D) Yüzeyde parakeratoz E) Aksiller lenf nodu metastazı E) Munro mikroabseleri www.tusem.com.tr 22 TEMEL BİLİMLER 2014 - 03 - TUSEM TTBT 97 – C Psoriazsite morfolojik bulgular: Sekestrasyon ilaçların dağılım hacmini artırır, yarılanma ömrünü uzatır. Küçük moleküllü, lipofilik (noniyonize) ve plazma proteinlerine düşük oranda bağlanan ilaçlar plasentayı rahatça geçer. Plasental p-glikoprotein pompa ilaçların geçişine karşı engelleyici bir bariyer görevi görür. • Rete ridge’lerde düzenli aşağı doğru uzama şeklinde görülen epidermal akantoz • Epidermisin üst tabakalarında mitotik figürler • Stratum granülozumun izlenmemesi veya incelmesi • Yüzeyde parakeratoz 100. Aşağıdaki ilaçlardan hangisi yaygın anksiyete bozukluğunda kullanılmaz? • Dermal papillaların üst kısmını örten epidermiste incelme, dermal papillalarda dilate kıvrıntılı kan damarları • Nötrofillerin epidermiste hafif spongiotik odaklar içinde toplanması (spongioform püstüller) A) Fluoksetin B) Alprazolam C) Vareniklin D) Buspiron • Nötrofillerin parakeratotik stratum korneum içinde kümeler oluşturması (Munro mikroapseleri) E) Venlafaksin 100 – C Tablo: Anksiyete ve İnsomnia Tedavisi 98. Aşağıdakilerden hangisi McCune-Albrigt sendromunda izlenenen kemik lezyonlarıdır? A) Osteosarkom B) Enkondrom C) Osteokondrom D) Ewing tümör E) Fibröz displazi 98 – E Fibröz displazi, sık görülmeyen, benign, tümör benzeri lezyonlardır. Her iki cinsi eşit tutar. En önemli histolojik özelliği fibröz doku içinde, rastgele yerleşimli çin harfleri görünümlü immatur kemik fragmanları izlenmesidir. Her kemiği tutabilmesine rağmen sıklıkla tuttuğu kemikler kaburgalar, femur, tibia ve pelvis kemikleridir. Tek odaklı formu (monostatik) %70 oranda gözlenir, çok odaklı (poliostatik) form daha erken yaşlarda görülür ve daha fazla deformitelerle karekterizedir. Mc Cune Albright Sendromu: Kız çoçuklarında multiple fibröz displazi odakları, deride sütlü kahve lekeleri şeklinde pigmentasyonlar ve endokrinopatilerle (puberte prekoks sık, bunun dışında, hipertiroidizm, GH salgılayan hipofiz adenomu, primer adrenal hiperplazi) karakterizedir. Anksiyete Tedavisi İnsomnia Tedavisi Benzodiazepinler Benzodiazepinler Atipik benzodiazepinler Atipik benzodiazepinler SSRI ilaçlar Barbitüratlar Venlafaksin / Duloksetin I.kuşak antihistaminikler Buspiron Ramalteon 101. Aşağıdaki diüretiklerden hangisi kortikal toplayıcı tubülde epitelial sodyum kanallarını doğrudan inhibe eder? A) Asetozolamid B) Amilorid C) Eplerenon D) Mannitol E) Etakrinik asit 101 – B Triamteren / Amilorid Potasyum tutan diüretiklerdir. Toplayıcı tubüllerin apikal membranında epitelyal sodyum kanallarını ve Na+, K+, ATP’azı inhibe ederek hiperkalemiye neden olurlar. Aldosteron reseptörlerini inhibe etmezler. Tiazid ve furosemidin hipokalemi yapıcı etkisini önlemek için kullanılırlar. 99. İlaçların dağılımı ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? A) Lipofilik ilaçlar intravenöz verildiğinde yeniden dağılıma uğrayabilir. B) Yeniden dağılıma uğrayan ilaçların genellikle etki süresi kısa yarı ömrü uzundur. Hiperkalemi, hiperürisemi, hiperglisemi ve hiperkloremik metabolik asidoz gibi yan tesirleri vardır. Amilorid nefrojenik diabetes insipidus ve lityuma bağlı poliüride kullanılabilir. C) Küçük moleküllü, lipofilik, non-iyonize ve serbest ilaç plasentaya kolayca geçer. D) Sekestrasyon ilaçların dağılım hacmini azaltır. E) P-glikoprotein pompa ilaçların hücrelere dağılımını zorlaştırır. 102. Aşağıdaki ilaçlardan hangisi atrial flutterde ventriküler hız kontrolü için kullanılmaz? 99 – D İlaçların Dağılımı Tiyopental gibi lipofilik ilaçlar i.v verildiğinde redistribüsyona uğrar. Tiyopental beyni hızla terk eder (etkisi kısa) adipoz dokuda birikir (yarı ömrü uzun). A) Lidokain B) Verapamil C) Digoksin D) Propranolol E) Diltiazem 23 www.tusem.com.tr 2014 - 03 - TUSEM - TTBT TEMEL BİLİMLER 102 – A Atrial flutter: Verapamil, diltiazem, digoksin veya beta blokörlerle ventrikül hızı kontrol altına alınır. Amiodaron, sotalol, prokainamid, kinidin veya flekainid ile sinüs ritmine dönüşüm sağlanır. Atrial fibrilasyon: Verapamil, diltiazem, digoksin veya beta blokörlerle ventrikül hızı kontrol altına alınır. Amiodaron, sotalol, prokainamid, kinidin veya flekainid ile sinüs ritmine dönüşüm sağlanır. 105. Aşağıdakilerden hangisi opiyat yoksunluk krizinde görülen bulgulardan biri değildir? 103. Aşağıdakilerden hangisine bağlı enfeksiyonlarda metronidazol ve tinidazol gibi nitroimidazol grubu antibiyotik kullanmak uygun değildir? Opiyat Yoksunluk Krizi A) B.fragilis B) G.lamblia C) E.histolytica D) T.vaginalis A) Kaz derisi görünümü B) Midriyazis C) Hipertermi D) Konstipasyon E) Hiperventilasyon 105 – D Rinore, terleme, midriyazis, hipertansiyon, taşikardi, diyare, hiperventilasyon, hipertermi ve kas ağrıları gibi etkilerinin tam tersi bulgular ortaya çıkar. En spesifik bulgu yolunmuş kaz görünümüdür (pilomotor ereksiyon). Klonidin veya lofeksidin yoksunluk krizinde yararlı olabilir. E) P.aeruginosa 103 – E Nitroimidazol Türevleri (Metronidazol / Ornidazol / Tinidazol) 106. Aşağıdakilerden hangisi kallikrein enzimini inhibe ederek herediter anjioödem tedavisinde kullanılır? • B.fragilis ve C.difficile gibi aneorobik bakteri enfeksiyonlarında kullanılırlar. • Aerobik bakterilere etki yapmazlar. A) İkatibant B) Relcovaptan • E.histolytica’ya bağlı amibiyasis tedavisinde sıkça kullanılan ilaçlardır. C) Ekallantid D) Fosforamidon E) Zileuton • Trikomanas vajinalis, giardia lamblia ve gardnerella vajinalis enfeksiyonlarında ilk tercih ilaçlardır. 106 – C Bradikinin Antagonistleri • H.pilori eradikasyonunda yararlıdırlar. İkatibant: Bradikinin B2 reseptörleri bloke ederek C1-esteraz inhibitör eksikliğine bağlı herediter anjioödem, havayolu hastalıkları, termal injüri, asit ve pankreatit tedavisinde subkutan yoldan kullanılır. Deltibant benzer etkilere sahiptir. 104. Aşağıdakilerden hangisi antikolinesteraz ilaçların kullanım endikasyonlarından biri değildir? A) Myastenia gravis B) Glokom C) İleus D) Aritmi Aprotinin: Kallikrein, tripsin ve plazmin gibi serin proteazları inhibe eder. Pankreatit ve karsinoid sendrom tedavisinde kullanılır. Kallikrein inhibisyonu faktör XIIa baskılanmasına neden olur. İntrinsik koagulasyon yolağını ve fibrinolizisi inhibe eder. Fibrinolitik ilaçlara bağlı kanamalarda ve koroner by-pass cerrahilerinde yararlıdır. E) Fosforlu insektisid intoksikasyonu 104 – E Tablo: Kolinerjik İlaçların Kullanımı Endikasyon Glokom Kolinerjik İlaç Pilokarpin / Demekaryum / Ekotiofat Ağız kuruluğu Pilokarpin / Sevimelin Nörojenik mesane Betanekol İleus Betanekol / Neostigmin Myastenia gravis Neostigmin Myastenia gravis krizi ile koliner- Edrofonyum jik krizi ayırmak Myastenia gravis ilaçlarının Edrofonyum dozlarının ayarlanması Supraventriküler taşikardi Edrofonyum Kürarın etkisinin geri çevrilmesi Neostigmin Donapezil / Galantamin Alzheimer hastalığı Atropin zehirlenmesi Fizostigmin Trisiklik antidepresan zehirlenFizostigmin (?) mesi www.tusem.com.tr Ekallantid: Rekombinant plazma kallikrein inhibitörüdür. Herediter anjioödem ve kardiyovasküler cerrahilerde kanamaları azaltmak için kullanılır. 107. Linezolid ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? A) Bakteri ribozomlarında protein sentezini inhibe eder. B) Sistemik etki için yalnızca parenteral yoldan kullanılır. C) En sık yan tesiri trombositopenidir. D) İrreversibl optik nörit, periferik nöropati ve laktik asidoz yapabilir. E) SSRI ilaçlarla alındığında serotonin sendromuna neden olur. 24 TEMEL BİLİMLER 2014 - 03 - TUSEM TTBT 107 – B Linezolid Oxazolidinone ailesindendir. 50S ribozomda 23S altbirime bağlanarak protein sentezini inhibe eder. Bakteriyostatik etkilidir. 50S ribozoma bağlanan diğer ilaçlarla çapraz direnç göstermez. Gram(+) bakterilere (stafilokok, streptokok ve enterokok gibi), gram(+) aneorobik koklara, cornobacteriuma, nokardiyaya ve listeriaya etkilidir. Streptokoklar üzerinde bakterisid etki yapar. Oral verilişten sonra %100 absorbe edilir. Karaciğerde inaktif metabolitlere dönüşür. Mikrozomal enzim indüksiyonu veya inhibisyonu yapmaz. Metisilin ve vankomisin dirençli S.aureus, vankomisin dirençli E.faecium ve E.faecalis ile penisilin dirençli streptokok enfeksiyonlarında kullanılır. Nokardiya ve çoklu ilaç dirençli tüberküloz tedavisinde verilebilir. Primer yan tesiri trombositopenidir. Anemi ve nötropeniye neden olabilir. İrreversibl optik nörit, periferik nöropati ve laktik asidoz yapabilir. MAO inhibitörü özelliğinden dolayı tiraminden zengin besinlerle veya sempatomimetik ilaçlarla alındığında hipertansif kriz ortaya çıkar. SSRI ilaçlarla alındığında serotonin sendromuna neden olur. Tiraminden zengin besinler ve SSRI ilaçlarla birlikte kullanılmamalıdır. 109 – B Tablo: G Protein Kenetli Maddeler Endojen Madde B) Mekasermin C) Bromokriptin D) Lanreotid Gi Gq Adrenalin β1, β2 ve β3 α2 α1 Asetilkolin --- M2 ve M4 M1, M3 ve M5 Dopamin D1 ve D5 D2, D3 ve D4 --- Serotonin 5-HT4 ve 5-HT7 5-HT1A ve 5-HT1D 5-HT2 Histamin H2 H3 H1 ADP --- P2Y12 P2Y1,2,4,6 --- Adenozin A2A ve A2B A1 ve A3 Vazopresin V2 --- V1 GABA --- GABAB --- 110. Aşağıdaki ilaçlardan hangisi adrenalinin vazokonstriktör etkisini artırır? A) Propranolol B) Prazosin C) Fentolamin D) Ergotoksin E) Verapamil 108. Aşağıdaki ilaçlardan hangisi karsinoid tümörde serotonin, akromegalide büyüme hormon sekresyonunu baskılamak için parenteral yoldan kullanılır? A) Pegvisomant Gs 110 – A Adrenalin (Epinefrin) α ve β reseptörlere agonist etki yapar. Fentolamin, fenoksibenzamin prazosin ve ergotoksin gibi alfa blokörler vazokonstriktör etkisini önlerken propranolol gibi beta blokörler artırır. E) Atosiban Eş zamanlı ortalama kan basıncı artışı ve bronkodilatasyon yaptığı için anaflaktik şokta ilk tercih ilaçtır. Lokal anesteziklerin etki süresini uzatmak için içlerine adrenalin katılır. 108 – D Somatostatin Hipotalamus ve pankreasın D (delta) hücrelerinden sentezlenir. Gi kenetli reseptörü üzerinden adenilat siklazı inhibe eder. Büyüme hormonu, insülin, glukagon, gastrin ve serotonin sekresyonunu baskılar. Somatostatin analoğu oktreotid akromegali, glukagonoma, nesidiblastosis, karsinoid tümör, vipoma, gastrinoma, diyabetik diyare ve özefagus varis kanamalarında subkutan yoldan kullanılır. Bulantı-kusma, staetore, safra kesesi taşı, sinüs bradikardisi, atrioventriküler iletim bozuklukları ve vitamin B12 eksikliği gibi yan tesirlere neden olabilir. Lanreotid ve vapreotid uzun etkili somatostatin analoglarıdır. 111. Aşağıdaki antihipertansif ilaçlardan hangisinin yarılanma ömrü en kısadır? A) Lizinopril B) Amlodipin C) Propranolol D) Guanetidin E) Rezerpin 111 - C Yarılanma ömrü en uzun antihipertansifler • Guanetidin (120 saat) 109. Aşağıdaki reseptör çiftlerinden hangisi benzer mekanizmaya sahip değildir? • Rezerpin (24-48 saat) A) α2 – M2 B) β2 – 5-HT2 • Amlodipin (35 saat) C)5-HT1A – GABAB D) α1 – V1 • Lizinopril (12 saat) • Klorotiazid (12 saat) E) β1 – D1 25 www.tusem.com.tr 2014 - 03 - TUSEM - TTBT TEMEL BİLİMLER 112. Aşağıdaki ilaçlardan hangisi cGMP artışı, vazodilatasyon ve natriüretik etki yaparak akut kalp yetmezliğinde parenteral yoldan kullanılır? A) Levosimendan B) Nesiritit C) Milrinon D) Dobutamin 115 – A Dopamin Reseptör Agonistleri Bromokriptin: Dopamin D2 reseptörlerini doğrudan uyarır. Nonergot dopamin agonistlerinden sonra Parkinson hastalığında kullanımı azalmıştır. Pergolid: Dopamin D1 ve D2 reseptörlerini doğrudan uyarır. Valvüler kapak hastalığı yaptığı için kullanımı sınırlandırılmıştır. E) Ivabradin 112 – B Nesiritit Pramipeksol: Dopamin D3 reseptörlerini doğrudan uyarır. Nöroprotektif etki yaptığına ilişkin iddialar vardır. L-dopa’ya on-off gelişme süresini uzatır. Ropirinol: Dopamin D2 reseptörlerini doğrudan uyarır. L-dopa’ya on-off gelişme süresini uzatır. Rotigotin: Erken dönem Parkinson tedavisinde transdermal kullanılan dopamin reseptör agonistidir. Beyin natriüretik peptitin rekombinant analoğudur. Guanilat siklazı aktive ederek cGMP artışına bağlı venodilatasyon ve arteriyoler dilatasyona neden olur. Diüretik etkisi de vardır. Akut kalp yetmezliğinin tedavisinde intravenöz yoldan kullanılır. Kronik kalp yetmezliğinde kullanılmaz. Yarılanma ömrü 18 dakikadır. Sık görülen yan tesirlerinden biri aşırı hipotansiyondur. Birçok hastada BNP artışı ile kalp yetmezliğinin şiddeti arasında korelasyon vardır. 116. Aşağıdakilerden hangisi metilksantinlerin etki mekanizmalarından biri değildir? A) Fosfodiesteraz enziminin inhibe edilmesi 113. Aşağıdaki ilaçlardan hangisi postmenapozal osteoporoz tedavisinde kullanılmaz? A) Teriparatid B) Denosumab C) Raloksifen D) Kalsitonin B) Sempatik etkinliğin artırılması C) İntraselüler kalsiyum düzeyinin artırılması D) Histon deasetilasyonunun aktive edilmesi E) Fulvestrant E) Adenozin reseptörlerinin aktive edilmesi 113 – E Postmenapozal Osteoporoz Tedavisi: En fazla tercih edilen ve en etkili ilaç bifosfanatlardır. Kalsitonin, raloksifen, teriparatid, strontium ve denosumab da kullanılabilir. Hastalara mutlaka vitamin D ve kalsiyum takviyesi yapılmalıdır. 116 – E Metilksantinler (Teofilin / Aminofilin Fosfodiesteraz enzimini, adenozin reseptörlerini ve prostaglandin sentezini inhibe ederler. Katekolamin sentezini, sempatik etkinliği, sarkoplazmik retikulumdan kalsiyum salgısını ve histon deasetilasyonunu artırırlar. Etkileri • Solunum stimülasyonu ve konvülsiyon • Tolerans gelişmeyen bronkodilatasyon • Antiinflamatuvar etki • Solunum kaslarının kasılma gücünde artma • Pozitif inotropik ve pozitif kronotropik etki • Diüretik etki • Mide asit salgısında artma • Lipoliz • Anksiyete, tremor ve insomnia 114. Klasik antipsikotiklere bağlı en son ortaya çıkan yan tesir olan tardif diskinezi ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? A)D2 reseptörlerin hipersensivitesine bağlıdır. B) İrreversibl olabilir. C) İlacın birden kesilmesi ile daha da kötüleşir. D) Antikolinerjikler ve antiparkinson ilaçlar tedavide yararlıdır. E) İlaç yavaşça kesilerek atipik antipsikotik ve diazepam verilebilir. 114 – D Tardif Diskinezi: D2 reseptörlerin hipersensivitesine bağlı, en son ortaya çıkan ve irreversibl olabilen yan tesirdir. Antipsikotik ilacın biranda kesilmesi durumu daha da kötüleştirir. Antiparkinson ilaçlar, antikolinerjikler ve antidepresanlar tardif diskineziyi daha da artırır. Kullanılan ilacın dozunu azaltarak atipik ilaca geçmek veya yüksek doz diazepam tedavide yararlıdır. 117. Aşağıdakilerden hangisinin yüksek dozuna bağlı taşikardi, hipertansiyon, hipertermi, midriyazis, hiperaktivite, intrakraniyal kanama ve miyokart enfarktüsü gibi bulgular ortaya çıkabilir? 115. Antiparkinson tedavide dopamin reseptörlerini doğrudan uyarmak için kullanılan aşağıdaki ilaçlardan hangisi D3 reseptörlerine daha fazla afinite gösterir? A) Pramipeksol B) Ropirinol C) Bromokriptin D) Rotigotin B) Organofosfat C) Trisiklik antidepresan D) Amfetamin E) Benzodiazepin 117 – D Amfetaminler: Monoaminlerin vezikülden salgılanmalarını artırarak, presinaptik geri alımlarını ve MAO enzimleri ile me- E) Pergolid www.tusem.com.tr A) Aspirin 26 TEMEL BİLİMLER 2014 - 03 - TUSEM TTBT tabolize olmalarını inhibe ederek indirekt sempatomimetik etki yaparlar. Hidroksiamfetamin dışındakiler santral sinir sistemini stimüle eder. Nucleus accumbenste dopamini artırarak öfori ve halüsünasyona neden olurlar. Psişik bağımlılık yapmalarına karşın fiziksel bağımlılık potansiyelleri düşüktür. Paranoid şizofreni benzeri tabloya yol açarlar. Öğrenme ve bellek fonksiyonlarını güçlendirirler ve dikkati artırırlar. Metilfenidat hiperkinetik çocuklarda dikkat eksikliğinin tedavisinde kullanılır. Yorgunluğu azalttıkları için sporda doping amaçlı kötüye kullanılırlar. Uykuyu ertelerler ve uykunun REM dönemini kısaltırlar. Narkolepsi tedavisinde yararlıdırlar. Lateral hipotalamustaki merkezi inhibe ederek iştahı azaltırlar ve kilo kaybına neden olurlar. Fenfluramin ve fentermin iştah kesici olarak kullanılabilir. Konvülsiyon eşiğini düşürürler. Antipsikotik ilaçlar tarafından önlenen sterotipik ve psikomimetik etkilere neden olurlar. Solunum merkezini stimüle ederler. Sempatik aktivite artışına bağlı taşikardi, hipertansiyon, hipertermi, midriyazis, hiperaktivite, intrakraniyal kanama ve miyokart enfarktüsüne neden olabilirler. 119. Aşağıdakilerden hangisi antiandrojenik etkili ilaçlardan biri değildir? A) Spironolakton B) Finasterid C) Siproteron D) Danazol E) Ketokonazol 119 – D Tablo: Antiandrojenik İlaçlar Antiandrojenik Mekanizma Antiandrojenik İlaç Testosteron sekresyonunun inhibisyonu GnRH analogları / GnRH antagonistleri Testosteron sentezinin inhibisyonu Ketokonazol Steroid öncüllerinin androjene dönüşümünün inhibisyonu Finasterid / Dutasterid / Abirateron Androjen reseptörlerinin blokajı Siproteron / Flutamid / Nilutamid / Bikalutamid / Enzalutamid / Simetidin / Spironolakton 118. Aşağıdaki antihipertansif ilaçlardan hangisi böbreklerden renin salgılanmasını inhibe eder? A) Plazma renin inhibitörleri 120. Aşağıdaki ilaçlardan hangisi farmakokinetik etkileşme ile varfarinin kanama riskini artırır? B) Beta reseptör blokörleri C) Fenilalkilamin türevi kalsiyum kanal blokörleri A) 3.kuşak sefalosporinler B) Heparin D) Dihidropiridin türevi kalsiyum kanal blokörleri C) Metronidazol E) Selektif α1 reseptör blokörleri D) Kolestiramin E) Rifampin 118 – B 120 – C Tablo: Renin Sentezi Artıranlar Azaltanlar β1 reseptör agonistleri Anjiotensin II Prostaglandinler Hipokalemi Distal tubülde Na-Cl azalması Atrial natriüretik hormon Hipotansiyon / Hipovolemi Adenozin ACE inhibitörleri Antidiüretik hormon Anjiotensin reseptör blokörleri Beta blokörler Plazma renin inhibitörleri Nonsteroidal antiinflamatuvar ilaçlar Aldosteron reseptör antagonistleri Alfa2 reseptör agonistleri Sodyum nitroprusit / Hidralazin Hipertansiyon Tablo: Varfarinin Farmakokinetik ve Farmakodinamik Etkileşmeleri Alfa reseptör antagonistleri Prazosin / Doksazosin Sonuç Etkileşme İlaç / Durum Protrombin zamanında ↑ Farmakokinetik Amiodaron / Simetidin / Metronidazol / Disülfiram / Flukonazol / Fenilbutazon / Sulfinpirazon / Ko-trimoksazol Protrombin zamanında ↑ Farmakodinamik Yüksek doz aspirin / 3.kuşak sefalosporinler / Heparin / Karaciğer hastalığı / Hipertiroidi Protrombin zamanında ↓ Farmakokinetik Barbitürat / Rifampin / Kolestiramin Protrombin zamanında ↓ Farmakodinamik Diüretikler / Vitamin K / Hipotiroidi Diüretikler 27 www.tusem.com.tr
© Copyright 2024 Paperzz