NİĞDE ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ INS3003 ZEMİN MEKANİĞİ-I LABORATUVAR DENEYLERİ Öğretim Üyesi: Prof. Dr. Osman SİVRİKAYA RAPOR 1 Hazırlayan: Öğrencinin Numarası ve Adı Soyadı 13 Ağustos 2014 NİĞDE 1 İÇİNDEKİLER ÖZET 1 – GİRİŞ 2 – ELEK ANALİZİ 2.1 – KONU 2.2 – DENEYİN YAPILIŞI 2.3 – BULGULAR / HESAPLAMALAR 2.4 – YORUM - SONUÇ 3 – HİDROMETRE ANALİZİ 3.1 – KONU 3.2 – DENEYİN YAPILIŞI 3.3 – BULGULAR / HESAPLAMALAR 3.4 – YORUM - SONUÇ 4 – ATTERBERG (KIVAM) LİMİTLERİ 4.1 – KONU 4.2 – DENEYİN YAPILIŞI 4.2.1 - DOĞAL SU MUHTEVASI 4.2.2 – LİKİT LİMİT 4.2.3 – PLASTİK LİMİT 4.2.4 – RÖTRE LİMİT 4.3 – BULGULAR / HESAPLAMALAR 4.4 – YORUM - SONUÇ 5 – DANE BİRİM HACİM AĞIRLIĞI 5.1 – KONU 5.2 – DENEYİN YAPILIŞI 5.3 – BULGULAR / HESAPLAMALAR 6 – RELATİF SIKILIK 6.1 – KONU 6.2 – DENEYİN YAPILIŞI 6.3 – BULGULAR / HESAPLAMALAR 6.4 – YORUM - SONUÇ 7 - SONUÇ KAYNAKLAR EKLER (TABLOLAR, ŞEKİLLER, ABAKLAR ve FÖYLER) 2 ÖZET Bu çalışmada zeminlerin kabaca mühendislik ve fiziksel özelliklerinin belirlenmesi ve bir sınıflandırmaya gidilebilmesi için numuneler üzerinde endeks deneyleri yapılmıştır. Bu deneyler; elek analizi (kaba daneli numunelerde), hidrometre deneyi (ince daneli numunelerde), kıvam limitleri (likit, plastik ve lineer rötre limitleri) deneyleri, su muhtevasının ve kuru birim hacim ağırlığının belirlenmesi için yapılan deneylerdir. Deneylerin tamamında aynı zemin numunesi kullanılmadığı için elde edilen somuçlar bir bütün olarak değerlendirilememiş, her numune kendi içinde değerlendirilmiştir. 1 - GİRİŞ Zemin olarak nitelendirilen malzeme, birleşimi bakımından farklı birçok malzemeyi bünyesinde bulundurur. Bu yüzden zeminlerin arazideki yüklemeler (mühendislik yapıları) altındaki davranışlarını analiz etmek, mühendislik tasarımı için gerekli parametreleri bulmak ve tüm zeminler için geçerli bir davranış modeli kurmak son derece güçtür. Bu nedenle zemini belirli standart sistemlere göre sınıflandırmak gerekir. Zeminleri sınıflandırmanın amacı, zeminleri özelliklerine göre gruplandırmaktır. Belli tür zeminlerin belli özelliklerinin olacağı aşikârdır. Zeminin sınıfı bilindiğinde, özellikleri de genel olarak belli olur. Bilindiği üzere; zemin, hem zemin altında taşıyıcı ortamdır, hemde örneğin toprak barajlarda olduğu gibi malzeme olarak kullanılır. Ayrıca geoteknik alanında yapılan çalışmalar, araştırmalar, zeminin sınıfı (zeminin cinsi) belirtilerek yayınlanmaktadır. Zeminin sınıfı belirtilmezse, bilgilerin birikimi veya geleceğe aktarılması imkânsız hale gelir (Uzuner, 1998). Zeminler genel olarak; dane, su ve hava olmak üzere üç fazlı bir yapıdadır. Bu üç unsurun birbirleriyle olan ilişkileri ve bu ilişkilerin hem hacimsel hemde ağırlıksal olarak belirlenmesi zeminlerin tanımlanması ve sınıflandırılmasında önemli yer tutar. Zeminler oluşumları açısından iki gruba ayrılır. Bunlar mekanik ve kimyasal aşınmadır. Mekanik aşınma; fiziksel kuvvetler sonucu ana kayanın ufalanması, Kimyasal aşınma ise suların, asitlerin, alkali malzemelerin ana kaya ile reaksiyona ana kayayı ufalamasıdır. Zeminin içyapısı, zemin içinde organik madde miktarı, bağlayıcı madde (çimentolaşma) varlığı, zeminin endeks özelliklerini etkiler. Zeminler, en genel olarak 3 doğada ince daneli ve iri daneli zeminler olmak üzere ikiye ayrılabilir. İri daneli zeminlerde yerçekim kuvvetleri etken olurken ince daneli zeminlerde ise, zeminin bir parçası olarak içini ve çevresini saran su tabakasından dolayı çekim kuvvetleri etkendir. Bundan dolayı; daneleri birbirinden ayrık şekli, boyutları ve miktarları önem teşkil eden iri daneli zeminleri sınıflandırmak için, elek analizi kullanılır. Bunun yanında, ince daneli zeminleri sınıflandırrmak için, ince daneli zeminde önemlilik arzeden su muhtevası miktarları belirlenerek ve sedimantasyon deneyi (Hidrometre veya Pipet analizi) yapılarak sınıflandırılır. İnce daneli zeminlerden olan fakat yapısı ve davranışı farklı olan ayrıca alt bir sınıf olarak tanımlanabilir olan Organik Zeminler söylenebilir. En çok kullanilan endeks özellikleri; daneye bağlı olarak su muhtevası (w), boşluk oranı (e), kuru birim hacim ağırlığı (k), dane birim hacim ağırlığı (s), doygunluk derecesi (Sr), relatif sıkılık (Dr) ve dane dağılımı, suya bağlı olarak da likit limit (wL), plastik limit (wp), rötre limiti (ws), yapışma limiti, lineer rötre (Ls), şişme kapasitesi gibi özelliklerdir (Şekil 1). Kaba daneli zeminlerin dane dağılımının belirlenebilmesi için etüvde kurutulan zemin farkli çaplardaki eleklerden (3/4, 3/8, 4, 10, 40, 70, 100, 200 No’lu) elenerek, her elek üzerinde kalan malzeme tartılıp bulunan degerlerin, yatay ekseni dane çapı (elek çapı), düşey eksende elekten geçen malzeme yüzdesini gösteren eksen takımında isaretlenmesiyle zeminin dane dağılımı (Granülometri Egrisi) elde edilir. Bu eğri 200 No’lu eleğe kadar devam eder. 200 No’lu elekten geçen malzeme için Hidrometre deneyi yapilir. Bu deneyde dereceli silindir kapta hazırlanan solüsyon içine numune konur ve çalkalanir. 15”, 30”, 1’, 2’, 4’, 8’, 15’, 30’, 1saat, 2 saat, 4 saat ve 8 saat icin hidrometri aleti daldirilarak ölçüm yapılır. Bu hidrometre analizi sonucunda zemin icindeki kil ve silt oranının belirlenmesi mümkün olmaktadır. İnce daneli zeminlerin kıvam limitlerinin bulunmasi için zemin 40 No’lu (0.42 mm çaplı) elekten elenir ve alta geçen malzemede deneyler yapılır. Bu çalışmada likit limit ve plastik limit deneyleri yapılmıştır. Bunun için elekten alta geçen malzemeye farklı oranlarda su katılarak, iyice karıştırılıp Casagrande aletinin pirinç yuvasina 1 cm kalınlık olacak şekilde yerleştirilip aletin kolunu saniyede 2 kere çevirip zemin numunesinde açılan yarığın kapandığı vuruş (düşüş) sayısı belirlenir. Numune, darası belli kaplarda kurutularak su muhtevası saptanır. Bu işlem en az üç kez tekrarlanir. Elde edilen değerler su muhtevası-vuruş sayısı eksen takımında işaretlenerek, bu noktalardan geçen en uygun doğru çizilir. 25 vuruş sayısına denk gelen su muhtevası bizim likit limit değerini verir. Plastik limit değeri için yine 40 No’lu elekten geçen malzemeden 4 40 gr numune alınarak bir miktar su ile karıştırılıp ufak parçalar alınır. Avuç içi ile düz bir yüzey üzerinde zemin çapı 3 mm olana kadar devam edilir ve bu noktada çatlaklar gözlenir. Bu işlem diğer küçük parçalar içinde tekrarlanır. 3 mm çapında kırılmış numuneler etüvde kurutulup su muhtevaları bulunur. Bulunan su muhtevası, plastik limit değeridir. Kumların önemli özelliklerinden biri de “Rölatif Sıkılık” (Dr) larıdır. Dr yi bulmak için çok farklı metodlar geliştirilmiştir. Bu metodların hemen hemen hepsinde hata payları vardır. ASTM yöntemi standart sapmaların az olması nedeni ile tercih edilebilir. Dr kumların derecelenmesi (sıkılığı) hakkında bilgi verir. “Dane Birim Hacim Ağırlığı” (s) da malzemelerin özellikle kumların önemli özelliklerindendir. Zemin davranışının incelenmesinde önemlidir. Zeminlerin tabii ve karmaşık malzeme olmaları nedeni ile fiziksel özelliklerinin doğru değerlendirilmemesi, temel kavramların anlaşılmaması ve yeterli tecrübeye sahip olmadan güvenli ve ekonomik mühendislik çözümleri elde etmek zordur. Bu nedenle zeminlerin endeks özelliklerinin doğru bulunması ve yorumlanması son derece önemlidir. 2 – ELEK ANALİZİ 2.1 – KONU Çeşitli özelliklerdeki zeminlerin sınıflandırılmasını sağlayan ve mühendislik özellikleri hakkında bazı önemli ipuçları veren zemin özelliklerine endeks özellikleri adı verilir. Granülometri analizi, zemin dane büyüklüklerini ve toplam kütle içerisindeki ağırlıkça miktarlarını yüzde cinsinden hesaplayıp zeminlerin önemli bir endeks özelliği olan dane büyüklüğü dağılımının ve çakıl, kum, silt ve kil yüzdelerinin belirlenmesi amacıyla yapılır. Deney Ekipmanları Çeşitli açıklıkta tel örgülü kare gözlü ASTM’ ye uygun elekler (19mm, 9.53mm, 4.75mm, 2.00mm, 0.85mm, 0.425mm, 0.25mm, 0.15mm, 0.075mm) (Şekil 3.8) Terazi (0.01 g duyarlıklı) Etüv (110 ± 5 º C’de sabit kalabilen termostat kontrollü ve hava dolaşımlı) 5 2.2 – DENEYİN YAPILIŞI Dane büyüklüğü dağılımı belirlenecek olan zeminden yaklaşık 500 g kadar kuru numune alınır ve bu miktar deney föyüne toplam ağırlık ( W ) olarak kaydedilir. (4.75mm’den büyük çapa sahip daneler yoksa bu miktar yeterlidir) Numunenin ince dane ( 0.0075mm’den küçük çapa sahip ) yüzdesini belirlemek amacıyla numune 200 no’lu elekten yıkanarak elenir (elenen malzemenin eleğin altına koyulacak bir kapta toplanması gerekmektedir). Eleğin üstünde kalan malzeme darası daha önceden belirlenmiş olan bir kap içinde etüve koyularak kurutulur ve daha sonra bu malzemenin kuru ağırlığı tartılarak (W1) deney föyüne kaydedilir. Bulunan değer toplam ağırlıktan çıkarıldığı takdirde 200 nolu eleğin altına geçen malzeme ağırlığı (W2) elde edilmiş olur. Buradan zeminin ince dane yüzdesi belirlenmiş olur. İnce daneli malzemenin dağılımını belirlemek üzere 3.2.3’te açıklanan hidrometre analizi için numunenin 200 nolu elekten geçen kısmı saklanır. 200 nolu elek üzerinde kalan kaba daneli malzemenin dane dağılımını belirlemek üzere malzeme, en küçük açıklıklı elekten en büyük açıklıklı eleğe kadar sırayla bir dizi elekten geçirilir. Elek takımından açılıkları logaritmik eksen üzerine üniform aralıklarla düşen ve numunenin içerdiği dane boyutlarını kapsayan az sayıda elek seçilir. ( Olası bir sıralama ASTM elek numaralarına göre küçükten büyüğe doğru: 200, 100, 70, 40, 20, 10, 4 şeklinde olur ) Kaba daneli kuru numune her bir elekte 5-10 dakika kadar sallanır. Sallama işleminden sonra her bir eleğin üstünde kalan malzeme tartı aletinde tartılır ve belirlenen ağırlıklar deney föyünde 3. sütuna işlenir. Burada unutulmaması gereken nokta her sallama işleminden sonra elek açıklıkları arasında sıkışmış malzeme kalması ihtimalinin göz önünde bulundurularak Şekil 3.9’da görüldüğü üzere bir fırça ile yavaşça eleğin üstünün temizlenmesidir. Şekil 2.1- Elek Analizi Deneyinde Kullanılan Çeşitli Elekler 6 Şekil 2.2- Elek Açıklıkları Arasında Kalmış Malzemenin Temizlenmesi (http://www.soiltest.com.tr) 2.3 – HESAPLAMALAR Elek takımında en küçük çaplı elekten en büyük çaplı eleğe doğru i no’lu elekten geçen malzeme miktarı (3.13) eşitliği ile belirlenir. i no’lu elekten geçen malzeme yüzdesi ise; (3.14) eşitliği ile hesaplanır. Granülometri Eğrisi Logaritmik yatay eksende dane çapı ( elek açıklığı), düşey eksende ise bu çapa karşı gelen elekten geçen malzeme yüzdesinin bulunduğu granülometri föyleri üzerinde, elde edilen sonuçlar kullanılarak granülometri (dane çapı dağılımı) eğrisi çizilir. Granülometri eğrisi üzerinde malzemenin sırasıyla %60, %30 ve %10’unun geçtiği elek çaplarına karşılık gelen D60, D30 ve D10 değerleri belirlenerek zeminin üniformluluk ve derecelenme katsayıları bulunur. Dağılımı belirlemek için bazı işlemler yapılır. Efektif çap %10 ‘ dan küçük danelerin en büyük çapıdır ve D10 ile gösterilir. D50 ortalama dane çapını verir. Üniformluk katsayısı Cu ile gösterilir ve Cu ‘nun 1’e yakın olduğu dane dağılımları “uniform” olarak nitelendirilirken, 4’ten yüksek olduğu dağılımlar “iyi derecelenmiş” olarak nitelendirilir. Diğer bir dane dağılım kriteri de derecelenme katsayısıdır ve Cc ile gösterilir. Bu katsayı, uniform veya düzgün granülometrili bir 7 zeminde bazı boyutların eksikliğini veya fazlalığını gösteren, kabaca dane dağılım eğrisinin yarıçapını yansıtan bir katsayıdır. İyi derecelenmiş kumlarda 1< Cc <3 şartı aranır ve bunu sağlamayan karışımlara “süreksiz dane dağılımı” denir. Dane dağılımın sürekli olması danelerin daha düzenli dizilerek yüksek sıkışma olanağı sağlaması sonucunu verir. u (3.15) c (3.16) 2.4 – YORUM – SONUÇ Dane Çapı Dağılımının Mühendislikte Önemi Dane çapı dağılımı özellikle kaba daneli zeminlerde birçok mühendislik özelliğini etkilemektedir. Bunlar arasında başlıcaları aşağıda verilmiştir. Temiz kaba daneli zeminler ince daneli zeminlerden daha yüksek su geçirgenliğine sahip olmaktadırlar. İyi derecelenmiş zeminler daha yüksek mukavemete ve taşıma gücüne sahip olmaktadırlar. Zeminlerin dondan etkilenme oranı ve zemin içinde kapiler su yükselmesi dane çapı dağılımına bağımlı olmaktadır. Zeminin su geçirgenliğine bağlı olarak yük altında sıkışma hızı, yükleme esnasında içersindeki suyun dışarı çıkabilme kolaylığı gene dane çapından etkilenmektedir. Elek no mm No. 4 4.65 Tablo 2.1-Elek Standartları No. 10 No. 40 2.00 0.425 No.100 0.147 No. 200 0.074 3 - HİDROMETRE ANALİZİ 3.1 - KONU Zeminin ince daneli kısmını oluşturan kil ve silt oranlarının belirlenmesi çöktürme analizi ile mümkün olmaktadır. Çöktürme analizi, küresel danelerin bir sıvı içerisinde çökelme hızı ile çapları arasındaki ilişkiyi veren Stokes kanuna dayanmaktadır. Stokes 8 kanununa göre farklı boyutlardaki danelerin düşüş hızları da birbirlerinden farklı olmaktadırlar. Örneğin, zamanla daha hızlı düşenler diğerlerinden daha iri daneli olanlardır. Buna karşın, kil ve siltler yapraksı bir yapıda olmalarına rağmen Stokes kanununa göre yuvarlak kabul edilmektedirler ve daneler suda savrularak dibe inmektedirler. Buradan da danelerin zamanla düşüm hızlarından dane boyutu dağılımı bulanabilmektedir. Deney Ekipmanları ASTM 152 Hidrometre aleti Karıştırıcı Ayrıştırıcı madde ( Sodyum polifosfat ) İki adet dereceli 1000 cl. Silindir kap (mezür) Termometre 0,01 duyarlıkta terazi 105,00~110,00 C sıcaklıkta bir etüv Lastik tıkaç Kronometre 3.2 – DENEYİN YAPILIŞI Granülometri analizinde 200 no’lu elek altında kalan kuru numuneden 50 gr alınır. Yaklaşık 100-150 cl. kadar ayrıştırıcı madde hazırlanan numune üzerine dökülür ve ıspatula ile karıştırılır. Elde edilen karışımın danelerinin birbirlerinden ayrışması için 8 ila 12 saat bekletilir. Dereceli silindir kaba (mezür) 850 cl. kadar damıtık su koyulup üzerine 1000 cl.’yi tamamlayacak şekilde madde eklenir. Hidrometre aleti içinde suayrıştırıcı madde çözeltisi bulunan bu mezüre koyulur. Karıştırma kabında hazır olan numune iyice karıştırıldıktan sonra hidrometre kabına aktarılır ve kabın 2/3 ‘ü doluncaya kadar damıtık su eklendikten sonra karıştırıcı çalıştırılarak numune 2 dakika kadar karıştırılır. Daha sonra zemin-su süspansiyonunun bulunduğu hidrometre kabına 1000 cl. tamamlayacak şekilde damıtık su eklenir ve lastik tıkaçla ağzı kapatılır. Mezür iki tarafından tutularak alt tarafında numune kalmayana dek çalkalanır. Zemin numunesi iyice su ile birlikte homojenleştikten sonra lastik tıkaç çıkarılır ve derhal hidrometre aleti karışımın içerisine daldırılır ve kronometre çalıştırılır ( t=0 ). Hidrometrenin su içerisinde gidip gelmeleri parmak uçlarıyla hafif dokunuşlarla durdurulmalıdır. (Sıfır 9 hareketsizliğe geçen zaman 15 s’den az olmalıdır). Ardından t=15’, 30’, 1”, 2” hidrometre okumaları alınarak deney föyüne kaydedildikten sonra (her zaman menisküsün üst seviyesi okunacaktır) hidrometre çıkarılıp diğer mezüre koyulur. t=4dk., 8 dk., 15dk., 30 dk., 1 sa., 2 sa., 4 sa., 8 sa. ve 24 sa. okumaları ( Rh1 ) alınarak deney föyüne kaydedilir. Hidrometre her okumadan yaklaşık 30 sn. önce hidrometre kabına daldırılır ve Şekil 3.10’da gösterildiği gibi okuma alındıktan sonra tekrar diğer mezüre bırakılır. Diğer mezüre bırakılması esnasında hidrometre döndürülerek üzerindeki parçacıklar temizlenir. Şekil 3.1- Hidrometre Deneyi 3.3 – BULGULAR/ HESAPLAMALAR Hidrometre analizi deney föyünde, 5. kolona kaydedilen okumalar üzerinde çeşitli düzeltmeler yapılması gerekmektedir. Menisküs Düzeltmesi: Deneyde kullanılan su için menisküs düzeltmesi Cm=1 olarak belirlenmiştir. Sıcaklık Düzeltmesi: T=15-28 C arasındaki sıcaklıklar için sıcaklık düzeltmesi 10 Ct= -4.85 + 0.25T (3.17) şeklinde belirlenir. Ayrıştırıcı Madde Düzeltmesi: Deneyde kullanılan ayrıştırıcı madde üzerinde yapılan deneyler sonucunda ayrıştırıcı madde düzeltmesinin Ca= 2.5 olduğu belirlenmiştir. Deney föyünde 6. kolonu menisküs düzeltmesine göre, oluşturmak gerekmektedir. Rh= Rh1 + Cm (3.18) Bu değerler efektif derinliğin bulunmasında kullanılacak olan hidrometre okumalarıdır. Yedinci kolona menisküse göre düzeltilmiş olan hidrometre okuması üzerinde yapılması gereken sıcaklık ve ayrıştırıcı madde düzeltmeleri kaydedilecektir. Rh ’ = Rh + Ct - Ca (3.19) kolona efektif derinlik değerleri yazılacaktır. Bu amaçla aşağıda verilmiş olan ampirik formül kullanılabilir. ( Bu değerler tablodan da okunabilir ) (3.20) kolona çöken danelerin çapları belirlenerek yazılır. Dane çapı belirlemede aşağıdaki formül kullanılabilir. (3.21) Yukarıdaki denklemde yer alan K değeri zemin numunesinin dane birim hacim ağırlığına ve ortam sıcaklığına göre değişen boyutsuz bir katsayıdır ve tablolardan elde edilebilir (K = 0,0134). Burada He değerleri cm, t değerleri ise dakika biriminde ifade edilecektir. Bulunan D çapından daha küçük dane çapına sahip zeminin yüzdesi ise; (3.22) şeklinde belirlenir. Eşitlikte yer alan Wk deneyde kullanılan kuru numune ağırlığını göstermektedir ( Wk = 50 gr ). 11 Kolonda yer alan alınan numuneye göre yüzde değerleri, 200 no’lu eleğin altına geçen malzeme yüzdesi ile çarpılarak ana numuneye göre yüzde değerlerinin bulunması mümkün olacaktır. 3.4 – YORUM - SONUÇ Hidrometre deneyi esnasında meydana gelen hatalar dolayısıyla yukarıda hesaplamalar kısmında da bahsedildiği üzere deney bittikten sonra birtakım düzeltmeler yapılması gerekmektedir. Aşağıda bu hataların nelerden ötürü meydana geldiği maddeler halinde özetlenmiştir: a) Hidrometre, karışımın içersinden alınıp süspansiyonun içerisine yerleştirilirken parmak uçları ile çevrilerek konulmalıdır. Bunun sebebi hidrometre üzerinde kil daneciklerinin kalmasıdır. Çevrilerek yerleştirildiğinde kil danelerinin süspansiyona dağıldığı görülür. b) Deney esnasında mezür içersinde bulunan numunenin mezürün dibinde kalmayacak şekilde karıştırılması gerekir. c) Karışımın içersinden çıkarılan malzemelerin yukarı aşağı sarsılarak üzerlerinde minimum su kalması sağlanır; çünkü kullanılan mezürlerin içindeki karışımların belli bir hacimleri ve vardır ve bu hacimler değişmemelidir. d) İnce ve kohezyonlu bir malzeme olması kaplarda numune kalmasına sebep olabilir. Bu nedenle minimum derecede kayıp olması için pusetle iyice akıtılmalıdır. e) Okumalarda menisküs düzeltmesi yapılacağı için okuma su seviyesinin en ucundan okunur. f) Okumalar sırasında hidrometre aletinin hareket etmediğine dikkat edilmelidir. g) Deney sıcaklığı kalibrasyon sıcaklığından fazla ise hidrometre okumaları olması gereken değerlerden küçük olacaktır. 4 - ATTERBERG (KIVAM) LİMİTLERİ 4.1 – KONU Bir kili tarif ederken çoğu zaman granülometri eğrisi ve mineroloji yetersiz kalmaktadır. Deney yöntemi her ne kadar iyi sonuç verse de zaman açısından bir kayıp doğuracağı için Atterberg (1913) likit limit ve plastik limit deneyleri kullanılmaktadır. 12 İnce daneli zeminler su muhtevalarına bağlı olarak katı, yarı katı, sıvı kıvamda olabilirler. İnce daneli zeminlerin çoğu tabii halde plastik kıvamda bulunur ve bu kıvam aralığını belirleyen en yüksek ve en düşük su muhtevalarına likit limit (LL veya WL) ve plastik limit (PL veya Ip) denir. Zeminin su muhtevasındaki değişim ile kıvamı arasında ilişkinin belirlenebilmesi için rötre, plastik ve likit limitlerinin belirlenmesi gerekmektedir. 4.2 - DENEYİN YAPILIŞI 4.2.1 Doğal Su Muhtevası Bu deney, zemin örneklerinin su muhtevasının belirlenmesi amacıyla yapılmaktadır. Zemin laboratuvar deneylerinde en çok kullanılan ve belirlenmesi en kolay olan su muhtevası, bir zemin örneğinin içerdiği su ağırlığının aynı örneğin kuru ağırlığına oranı olarak tanımlanır ve yüzde olarak ifade edilir. Deney Ekipmanları Etüv (110 ± 5 º C’de sabit kalabilen termostat kontrollü ve hava dolaşımlı) Terazi (0.01 g duyarlıklı) Örnek kapları Fırından örnek çıkartmak için ısıya dayanıklı eldiven Desikatör veya nem kabı Karıştırma spatulası, bölgeç Yaş numuneden yeterli miktarda alındıktan sonra, numunenin koyulacağı kuru ve temizlenmiş kap tartılarak ağırlığı deney föyüne not edilir (m1). (Şekil 3.1) Yaş numune, örnek kabının içine koyulduktan sonra kapla birlikte tartılır (Şekil 3.1) ve elde edilen değer deney föyüne not edilir (m2). Numunenin derinliği, ait olduğu proje vb. bilgileri de bir etiket üzerine yazılıp kap içine konur. Numune etüve konur ve etüvün sıcaklığı 110 ± 5 º C ‘ ye ayarlanarak çalıştırılır. Yaklaşık 24 saat sonra numune etüvden çıkarılır ve soğumak üzere bir kenara alınır ve numune çıplak elle tutulur sıcaklığa gelinceye kadar beklenir. Numune soğuduktan sonra yine aynı kapla birlikte tartılarak föye not edilir (m3). 13 Şekil 4.1- Su Muhtevasının Bulunması (http://www.soiltest.com.tr) IV. Sonuçlar Su muhtevası değerleri zeminin kıvam limitleri hakkında da bilgi vermektedir. (Şekil 3.3) Şekil 4.2- Zeminlerde Su Muhtevası-Hacim Değişimi Davranışı ve Kıvam Limitlerinin Tanımlanması 4.2.2 Likit Limit Atterberg’e göre likit limit şöyle tanımlanmıştır: Likit limit öyle bir su muhtevasıdır ki, yoğrulmuş durumdaki bir kil, bu su muhtevasından daha büyük su muhtevalarında bir akışkan gibi hareket etmesine karşın bunun altındaki su muhtevası değerlerinde plastik bir madde gibi davranır. Likit limit olarak tanımlanan; zeminin viskoz bir sıvı kıvamından plastik kıvama geçtiği su muhtevası değerinin belirlenmesi için, Casagrande (1932) tarafından bir deney şekli 14 belirlenmiş ve bu deney günümüzde uluslararası bir standart haline gelmiştir. Skempton ve Northey tarafından likit limit su muhtevasındaki yoğrulmuş kil zeminlerin akışkan gibi hareket etmesine rağmen aslında düşük viskozite ve kayma mukavemeti gösteren plastik madde davranışına eğilimli oldukları belirlenmiştir (1952). Öyle ki likit limit su muhtevasındaki bazı killerde kayma mukavemetinin 0.007~0.014 kg/cm² civarında olduğu yapılan deneylerle gösterilmiştir. Likit limit deneyi Casagrande likit limit aleti ile tayin edilir. Bu deneyi yapmak için önceden kurumamış kil zemin numunesi damıtık su ile bir kapta spatula yardımı ile karıştırılır. Plastik kıvama gelen numune daha sonra Casagrande aletinin pirinçten üretilmiş çanak kısmına konur. Çanağa koyulmuş kil içersinde açılan belli ölçüdeki bir yarığın kapanması için gereken vuruş sayısı, kabı belli bir yükseklikten düşürmek kaydıyla bulunur. Su muhtevaları değiştirilerek her yeni durum için vuruş sayıları yeniden tespit edilir ve bu şekilde en az 3 nokta bulunduktan sonra enterpolasyon yöntemi ile N=25 vuruş sayısına denk gelen su muhtevası değeri hesaplanır ve bu su muhtevası likit limit olarak tanımlanır. Casagrande aletinde pirinçten mamul çanağının şekli ve ağırlığı, özel kaşıkla açılan yarığın (çentiğin) şekli ve miktarı, düşüşün yüksekliği vb. bir takım standartlarla belirlenmiş olup alet, zemin mekaniği laboratuarlarında bu standartlara uygun bir biçimde konulmuş olarak bulunmaktadır (Skempton ve Bishop, 1967). Deney Ekipmanları Casagrande likit limit aleti ( Casagrande likit limit aleti, bir kol vasıtasıyla 1 cm yüksekliğe kaldırılıp sert kauçuk bir blok üzerine serbestçe düşürülen pirinç bir tastan oluşmaktadır ) Oluk açma bıçağı (Likit limit kaşığı) ( Likit limit kaşığı iki türdür. Üçgen şeklinde olanı kil zeminler, diğeri ise siltli zeminler için uygundur ) Karıştırma spatulası (yaklaşık 10 cm boyunda ve 2 cm genişliğinde) Karıştırma kapları Etüv, 60 º C ve 110 ± 5 º C ‘ de sabit kalabilen termostat kontrollü ve hava dolaşımlı 15 Terazi (0.01 g duyarlıklı) Su içeriği tayini için metal örnek kapları Desikatör Fırından örnek çıkartmak için ısıya dayanıklı eldiven No.40 (0.425 mm) elek Plastik su kabı (piset) Deneyde kullanılacak kapların darasını belirlenir. Daha önce su muhtevası alınan kuru numune, taneleri fazla kırılmayacak şekilde lastik tokmak ile bir miktar ezilir. Bu sayede topaklaşmış haldeki kütleler ufalanır ve No.40 elekten elenerek eleğin altına geçen örnekten yaklaşık 100 – 120 gr alınır. Alınan numune karıştırma kabına konur ve yaklaşık macun kıvamına gelene kadar damıtık su eklenerek karıştırılır (Şekil 3.6-a). Numune macun kıvamına geldikten sonra karıştırma kabından azar azar alınarak Casagrande kabına kenarlardan ortaya gelecek şekilde yerleştirilir (Şekil 3.6-b). Zemin örneğini Casagrande kabına yerleştirirken içerisinde hava boşlukları bırakmadan homojen bir sıklıkta yerleştirilmesine ve yerleştirme esnasında tasın aletin tabanlığına oturuyor olmasına dikkat edilmelidir. Yerleştirme işleminden sonra sonra kabın içindeki örneğin üst yüzeyi aletin tabanlığına paralel olacak şekilde ve numunenin yüzeyi 1 cm olacak şekilde karıştırma spatulası ile düzeltilir. Oluk açma bıçağının her konumda aletin tasına dik olmasını sağlamak amacıyla bıçağı tutan eli bilekten itibaren kıvırmak suretiyle tek bir hamlede, kabın içerisindeki örneğin ortasında bir oluk açarak örnek iki kısma bölünür. Düşme kolu, Casagrande kabının 10 mm yükseklikten saniyede 2 düşüş yapmasını sağlayacak hızda, zemin örneğinin ortasında açılan oluk tabandan itibaren 13 mm boyunda kapanıncaya kadar çevrilir. Açılan oluk, 30- 40 arasında bir düşüş uygulandıktan sonra hala kapanmadıysa örnek katı kıvamda demektir. Bu durumda deney durdurulur ve aletin kabındaki numune karıştırma kabına alınarak bir miktar daha su ilave edilir ve karıştırma işlemine devam edilir. Bu işlemden sonra numune tekrar kaba yerleştirilir ve yukarıdaki işlemler tekrarlanır. Eğer açılan oluk 25’ ten daha az bir düşüş sayısında kapandı ise numuneye çok fazla su katıldı demektir. Böyle durumda örneğin kıvamını artırmak için kesinlikle kuru örnek karıştırılmamalıdır. Bunun yerine numune kıvama gelinceye kadar kurumaya bırakılmalıdır. Daha sonra numune tekrar kaba yerleştirilip aynı işlemler tekrarlanır. Oluğun 13 mm boyunda kapanması için uygulanan düşüş sayısı deney föyüne not edilir ve oluğun kapandığı bölgeden 15 – 20 16 gr numune alınır. Boş ağırlığı ve kap numarası deney föyüne not edilmiş olan örnek kabının içine konur ve kap + yaş numune olarak deney formuna kaydedilir. Son olarak numune etüve konur ve kurutulur. Kurutulduktan sonra su içeriği hesaplanır. Su içeriği için örnek alındıktan sonra Casagrande aletinde kalan örnek karıştırma spatulası ile toplanarak karıştırma kabına alınır ve Casagrande aleti temizlenir ve kuru bir bezle silinerek kurutulur. Karıştırma kabındaki numuneye, düşüş sayısının 25 – 30 arasında olmasını sağlayacak kadar damıtık su ilave edilir ve homojen bir karışım elde edilinceye kadar bir kaç dakika karıştırıldıktan sonra aynı işlemler tekrarlanır. Üçüncü tekrardaki düşüş sayısı 20 – 25, dördüncü tekrardaki düşüş sayısı ise 15 – 20 olacak şekilde damıtık su ilave edilerek aynı işlemler tekrarlanır. Son olarak kalan numuneden plastik limit deneyi için 30 – 35 g kadar örnek ayrılarak bir kaba konur ve plastik limit deneyi yapılır. Not: İlk yapılan denemede açılan oluk tesadüfen 25 düşüşte kapandı ise, oluğun kapandığı yeri kapsayacak şekilde kaptaki örneğin yaklaşık yarısı alınarak su içeriği belirlenir. Daha sonra karıştırma kabında kalan örnek ile bir deneme daha yapılarak elde edilen ilk su içeriğinin ortalaması alınıp zemin örneğinin likit limit değeri olarak verilir. Şekil 4.3- Casagrande Deneyi a) Numunenin damıtık su eklenerek spatula ile karıştırılması b) Numunenin Casagrande kabına yerleştirilmesi 4.2.3 Plastik Limit Plastik limit, Atterberg tarafından yine bir su muhtevası olarak tanımlanmış ve bu su muhtevasından daha düşük değerlerde kil numunesinin artık plastik bir malzeme olmaktan çıktığı ve kolayca ufalanan bir hal aldığı ifade edilmiştir. Plastik limitin 17 tayininde en önemli araç, deneyi yapacak olan kişinin yeteneğidir. Deneyden önce eller temiz ve kuru olmalıdır. Plastik limit deneyi, Atterberg tarafından cam plaka veya bir kağıt üzerinde kilin el ayası ile yuvarlanarak inceltilen zemin silindirlerinin 3 mm çapa geldiklerinde parçalanmaya başladıkları su muhtevası olarak tarif edilir (Skempton ve Bishop, 1967). Deney Ekipmanları Cam plaka Metal veya cam çubuk Karıştırma kabı Karıştırma spatulası Etüv (110 ± 5 º C’de sabit kalabilen termostat kontrollü ve hava dolaşımlı) Terazi (0.01 g duyarlıklı) Su içeriğini belirlemek için kullanılacak olan metal örnek kapları Plastik limit deneyi, likit limit deneyi ile bağıntılı olarak yürütüleceğinden dolayı deney örneği, likit limit deneyi için hazırlanan örnekten yaklaşık olarak 20 – 30 g alınarak yapılır. Bu nedenle plastik limit deneyi için örnek hazırlama yöntemleri, likit limit deneyi ile aynıdır. Likit limit deneyinden sonra plastik limit deneyi için bir kenara ayrılan örnek, özellikle killi zeminlerde muhtemelen plastik limit kıvamından daha yüksek olacaktır. Bu nedenle, örneği yaklaşık olarak plastik limit kıvamına getirmek için açık hava ortamında bekletilir. Numune, yaklaşık olarak plastik limit kıvamına geldiğinde iki el arasında yuvarlanarak top haline getirilir ve ikiye bölünür. Parçalardan birisi nem kaybetmemesi için nem kabına konulur. Diğer parça iki el arasında yuvarlanarak silindir haline getirilir. Daha sonra cam plaka üzerine yerleştirilerek Şekil 3.7’de görüldüğü üzere el ayası veya parmaklar ile belli bir miktar basınç uygulanarak yuvarlanmak suretiyle bir çubuk haline getirilir. Parmaklar veya el ayası ile numune üzerine uygulanması gereken basınç numune tipine göre farklılık göstermektedir. Örneğin yüksek plastisiteli killer, plastik kıvamda iken oldukça sert olurlar. Ancak buna karşın, kil oranı daha az olan ve bir miktar silt içeren numuneler ise nispeten daha yumuşak olmaktadır. Bu nedenle killi zeminleri yuvarlamak için yüksek basınç gerekirken siltli-killi zemin için daha düşük basınç yeterli olmaktadır. Yuvarlanan numune 3 mm çapına ulaştığında yüzeylerinde çatlaklar ve yer yer kopmalar meydana 18 geliyor ise plastik limit kıvamında demektir ve kırılan parçalar toplanarak su içeriğini belirlemek için ağırlığı ve kap numarası önceden deney föyüne kaydedilen örnek kabına konarak birlikte tartılır (kap + yaş numune ağırlığı). Ancak su içeriğini belirlemek için kullanılacak örneğin ağırlığı 6 g’dan az olmamalıdır. Zeminin 3 mm çapına geldiğini anlamak için 3 mm çapındaki kıyaslama çubuğu kullanılır. Eğer numune 3 mm çapına geldiği halde, çatlamalar ve kırılıp kopmalar meydana gelmiyor ve numune daha da incelebiliyorsa, su içeriği plastik limitten daha yüksek demektir. Bu durumda örnek toplanarak tekrar iki el arasında veya tek el ile bir süre sıkılarak yuvarlanır. Bu şekilde, vücut sıcaklığından dolayı örnek bir miktar nem kaybedecektir. Bu işleme yeterli süre devam ettikten sonra numunenin uygun kıvama geldiğine kanat getirilirse tekrar deneme yapılır. Eğer numune 3 mm çapına gelmeden önce çatlaklar ve kırılıp kopmalar meydana geliyorsa, su içeriği plastik limitten az demektir. Bu durumda numuneye bir miktar su kazandırmak gerekir. Ancak ilave edilecek olan su miktarı ve deneyde kullanılan numune miktarı az olduğundan likit limit deneyindeki gibi su katıp karıştırma imkanı yoktur. Bu yüzden numune elle yuvarlanıp bir küre haline getirildikten sonra ıslak bir sünger üzerinde bastırılarak gezdirilmek suretiyle numuneye su kazandırılabilir. Bu işlemden sonra tekrar numune yuvarlanarak plastik deneye devam edilir. Zeminin ilk parçası üzerinde plastik limit deneyi tamamlandıktan sonra başlangıçta ayrılan ikinci parçasına da aynı işlemler yapılır ve plastik limit kopması elde edildikten sonra yine kap numarası ve ağırlığı önceden not edilen örnek kabına konulur ve kapla birlikte tartılarak deney föyüne not edilir. Bu deneyde de su içeriğini belirlemek amacıyla alınan numune 6 g ‘ dan az olmamalıdır. Daha sonra alınan örnekler etüve konularak kurutulur ve su içeriği hesaplanır. Şekil 4.4- Plastik Limit Deneyinin Yapılışı (http://www.soiltest.com.tr) 19 4.2.4 Lineer Rötre Doygun bir zeminde daha fazla su kaybının daha fazla hacim değişmesine neden olmayacağı su muhtevası olarak tanımlanır. Rötre limiti, su muhtevasındaki değişimin büyük hacim değişikliklerine sebep olduğu zeminlerde büyük önem taşır. Burada önemli olan nokta, düşük rötre limitine sahip zeminlerin hacim değiştirme ihtimalinin büyük olmasıdır. Öyle ki, bu tip zeminlerde küçük bir su muhtevası değişimi dahi hacim değişmesinin başlaması için yeterli olabilmektedir. 4.3 BULGULAR/ HESAPLAMALAR Doğal Su Muhtevası Deney sırasında elde edilen m1, m2, m3 değerleri aşağıda verilen formülde (3.1) yerine konularak zeminin su muhtevası yüzde cinsinden hesaplanır. m –m m (3.1) m Bu bağıntıda ; ω: su muhtevası (%) m1 : örnek kabının ağırlığı, gr. m2 : örnek kabı + yaş numune ağırlığı, gr. m3 : örnek kabı + kuru zemin ağırlığı, gr. olarak tanımlanmaktadır. Zeminin su muhtevası, zemin prizması üzerinden de kolayca belirlenebilmektedir. (Şekil3.2). 20 Şekil 4.5- Zemin prizması (Kumbasar ve Kip, 1999) Burada, Ww su ağırlığının Ws dane ağırlığına oranı yüzde cinsinden su muhtevasını vermektedir. Likit Limit Öncelikle üç noktaya ait su muhtevaları belirlenir. (3.5) W1 : dara W2 : dara + ıslak numune W3 : dara + kuru numune Deneyde elde edilen düşüş sayısı ve buna karşılık gelen su içeriği değerleri, yatay eksende logaritmik olarak hazırlanan düşüş sayıları, düşey eksende ise doğrusal olarak hazırlanan su içeriği değerleri yer alan bir grafik alanda işaretlenir. Şeffaf bir cetvel kullanılarak işaretlenen bu noktalardan geçen en iyi doğru çizilir. Bu doğruya akma doğrusu ( ya da akış eğrisi ) adı verilir. Akma doğrusunun çiziminde pratik bir kural olarak; doğrunun altında kalan noktalar ile üstünde kalan noktaların doğruya dik mesafelerinin birbirine eşit olmasına dikkat edilmelidir. Akma doğrusu çizildikten sonra, N =25 düşüşün yer aldığı noktadan yukarıya doğru dikey olarak çıkılarak akma 21 doğrusunu kestiği nokta bulunur. Bu noktadan yatay doğrultuda su içeriği eksenine doğru gidilerek bu ekseni kestiği noktadaki su içeriği değeri okunur ve zeminin likit limiti olarak belirlenir. Plastik Limit En az iki defa tekrar edilerek uygulanan plastik limit deneyinde elde edilen sonuçlar % 0.1 yakınlıkta belirlenerek aritmetik ortalama alınır. İki denemede elde edilen plastik limit değerlerinden herhangi birisi, aritmetik ortalamada hesaplanan değerden % 0.5 ‘ten daha fazla sapma göstermiyorsa, bu ortalama değer zeminin plastik limiti olarak belirlenir. Aksi takdirde ilave deney yapılması gerekmektedir. 4.4 YORUM – SONUÇ Kıvam (Atterberg) limitleri esas olarak ince daneli zeminlerin değişik su muhtevalarındaki mukavemetlerinin bir göstergesi olmaktadır. Zeminin tabii su muhtevasının kıvam limitleri ile karşılaştırılması bize o zeminin mukavemeti hakkında bir fikir vermektedir. Bu karşılaştırmayı yaparken bazı boyutsuz katsayılar kullanmak yararlı olmaktadır. Bunlar arasında en yaygın olarak kullanılan üç tanesi Plastisite indisi; (3.6) Likitlik indisi; (3.7) Kıvam İndisi; (3.8) olmaktadır. 22 Likit limit ile plastik limit arasında kalan su muhtevalarında zemin plastik davranış gösterdiği için, bu iki limitin farkı plastisite indisi (Ip) olarak tanımlanmaktadır. Plastisite indisi, zeminin plastik davranış gösterdiği su muhtevaları aralığının genişliğini göstermektedir. Likit limit ve plastisite indisinin birlikte değerlendirilmesi zeminin plastisitesinin bir ölçüsü olarak kullanılmaktadır. Ayrıca, kıvam limitleri zeminin plastisitesine göre sınıflandırılmasını sağlamakta, ince daneli zeminlerin yükleme tarihçesi, su geçirgenlik özellikleri, değişik amaçlar için inşaat malzemesi olarak seçilmesi, yükler altında sıkışması, şişme potansiyeli ile arazi sıkıştırma ve çalışma koşulları yönünden çok yararlı ön bilgiler vermektedir. Genel olarak zeminin plastisitesi arttıkça sıkışma ve şişme potansiyeli artmakta, su geçirgenliği azalmakta, arazi kazı ve dolgu işlemleri sırasında ise zorluklarla karşılaşılmaktadır. İnce daneli zeminlerin plastisite indisinsin kil yüzdesine ( 0.002 mm’den küçük daneler miktarı) oranı ise zeminin aktivite katsayısı olarak tanımlanmaktadır. (3.9) Aktivite katsayısı zemin içindeki kil minerallerinin cinsi hakkında fikir vermektedir.(Tablo 3.1) Büyük sayıdaki numuneler üzerinde yapılan deneyler göstermiştir ki, aktivite killi zeminlerin minerolojisine ve jeolojik oluş şartlarına bağlıdır. Aktivite katsayısı 0.75’ten küçük olan killer aktif olmayan killer, 0.75~1.25 arasında olanlar normal killer, 1.25’ten büyük olanlar ise aktif olarak kabul edilmektedir. Montmorillonit kökenli killer aktif, kaolinit killeri ise düşük aktivitelidirler. Kurak bölgelerde montmorillonit kökenli kil zeminler şişme özelliğine sahip olabilirler. Killerin şişme potansiyelleri Atterberg limitlerine ve aktiviteye bağlı olarak belirlenebilmektedirler (Özüdoğru v.d., 2001). 23 Tablo 4.1-Aktivite Yardımıyla Kil Tiplerinin Bulunması KİL TİPLERİ AKTİVİTE KATSAYILARI Smektitler, Ca-montmorillonit 1,5 Smektitler, Na-montmorillonit 6 Smektitler (?) likit 0,5-1 Kaolinit 0,4-0,5 Halloysit sulu 0,1 Hallaysit susuz 0,5 Attapulgit 0,5-1,2 Alofan 0,5-1,2 Muskovit 0,3 Doğal Killerin Kıvamı ve Hassaslığı Tabii killerin arazi koşullarındaki kıvamı yumuşak, orta katı, çok katı, sert gibi terimlerle ifade edilmektedir. Katılık derecesinin ölçüsü olarak ise genellikle serbest basınç mukavemeti kullanılmaktadır. İnce daneli zeminler tabii su muhtevası değiştirilmeden yoğruldukları zaman katılık derecesinde büyük değişiklikler meydana gelebildiği gözlenmektedir. Yoğrulma sonucu meydana gelen yumuşamanın başlıca nedenleri arasında, danelerin yüzeyindeki adsorbe su tabakasında yer alan moleküllerin sıralanmasının ve çökelme sırasında oluşan kilin iç yapısının (danelerin konumları ve dane temas yüzeylerindeki çimentolanmanın) bozulması sayılabilir. Zeminin tabii durumdaki serbest basınç mukavemetinin yoğrulmuş durumdaki serbest basınç mukavemetine oranı hassaslık ( yoğrulmaya karşı duyarlılık) olarak tanımlanmaktadır. Hassaslık; (3.10) formülü kullanılarak hesaplanmaktadır. Değişik killerin hassaslığı birbirinden farklı olduğu gibi, kilin değişik su muhtevalarındaki hassasığı da farklı olabilmektedir. Normal killerde 2<St<4 arasında kalırken, duyarlı killerde 4<St<8 arasında değerler almakta, St>8 olan killer ise aşırı duyarlı killer olarak kabul edilmektedir. Örselenmiş killer St<16 ise genellikle zamanla orijinal mukavemetlerini yeniden kazanırlar. Zamanla mukavemetin tekrar kazanılması “titroskopi” olarak adlandırılmaktadır (Özüdoğru v.d., 2001). 24 5 - DANE BİRİM HACİM AĞIRLIĞI 5.1 KONU Kohezyonlu ve kohezyonsuz zeminlerin dane birim hacim ağırlıkları piknometre denilen cam kap yardımıyla belirlenir. Aşağıda zeminlerin dane birim hacim ağırlığı için yapılan piknometre deneyi ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Deney Ekipmanları Piknometre (Şekil 3.4) Saf su Etüv (110 ± 5 º C’de sabit kalabilen termostat kontrollü ve hava dolaşımlı) Vakum pompası Terazi (0.01 g duyarlıklı) 5.2 DENEYİN YAPILIŞI Deneye başlamadan önce cam kabın hacmi, Vc ile cam kabın ağırlığı W1 hesaplanır ve değerler deney föyüne kaydedilir. Daha sonra 4 no’lu elekten geçen malzeme alınarak etüve konur ve 105 º C’de kurutulur. Yaklaşık 24 saat sonra etüvden çıkarılan kuru malzemeden; kohezyonlu zeminlerde 50 ila 75 gr. kohezyonsuz zeminlerde ise 150 gr kadar alınır ve kalibre edilmiş piknometreye doldurulur. Kuru numune ile piknometre birlikte tartılarak W2 ağırlığı bulunur ve deney föyüne not edilir. Daha sonra zemin daneleri arasındaki boşluklarda birikmiş havayı çıkarmak için piknometrenin ağzından vakum uygulanır. Bu arada havanın çıkmasını kolaylaştırmak için piknometre yavaşça sallanır. Vakum işleminin sonuna doğru, piknometreye ince boyun kesimindeki kalibrasyon çizgisinin yaklaşık 1 ila 15cm altına dek havası alınmış arı su eklenir. Tamamen havası alınıncaya kadar piknometreye vakum uygulanır. Daha sonra piknometre, içindeki süspansiyon ile birlikte tartılır ve böylece cam kap ağırlığı + numune + su ağırlığı (W3) bulunur. Son olarak piknometredeki bütün malzeme bir buharlaşma kabına dökülerek kuru ağırlığının saptanması amacıyla etüve konur ve 105 º C ’de kurutulur. 25 Şekil 5.1-Dane Birim Hacim Ağırlık Tayininde Kullanılan Piknometreler 5.3 BULGULAR/ HESAPLAMALAR Zeminin dane birim hacim ağırlığı yukarıdaki işlemlerin yapılması sonucu elde edilen değerlerin aşağıdaki formüle yerleştirilmesi ile hesaplanmaktadır. (3.2) Burada, Vc :Cam kap hacmi W1 :Cam kap ağırlığı W2 :Cam kap ağırlığı+Numune W3 :Cam kap ağırlığı+Numune+Su olarak tanımlanmaktadır (Özüdoğru, v.d., 2001). 6 – RELATİF SIKILIK 6.1 – KONU İzafi sıkılık, ayrık daneli zeminlerin sıkılık derecelerini gösteren bir değer olup, laboratuvarda standart deneylerle bulunmaktadır. 6.2 – DENEYİN YAPILIŞI Ağırlığı 1272,7 (W) gr ve hacmi (V) 196,35 cm3 (D:5 cm, H:10 cm) olan silindirik kaba (Şekil 6.2) numune üç safhada huniden akıtılarak konur ve tartılır. Bu işlem üç kere tekrarlanır. Bunun sonucunda emaks a ulaşılacak değerler elde edilir. 26 Bulunan üç değerin ortalaması alınarak kap+maksimum boşluklu numune ağırlığı elde edilir (W1). Aynı işlemler bu sefer numune, kaba yandan vurularak sıkıştırılır ve kap+minimum boşluklu numune ağırlığı elde edilir (W2). Yaka Metal Silindi Şekil 6.1 Relatif Sıkılığın Belirlenmesinde Kullanılan Alet Kap ağırlığı çıkarılarak dane ağırlığı belirlenir ve bu değer hacme bölünerek emaks için kmin, emin için kmaks bulunur. kmin,maks=(W1,2–W)/ V ………………...….(6.2.1) s değeri dane birim hacim ağırlığı deneyinden bulunmuştu (Tablo 5.3.1). Kuru birim hacim ağırlığı ile boşluk oranı arasındaki (6.2.2) bağıntısından emaks ve emin değerleri bulunur. emin,maks=(s/ kmaks,min) - 1 …………………(6.2.2) 6.3 – BULGULAR/ HESAPLAMALAR Kohezyonsuz zeminlerde izafi sıkılık; (3.11) olarak tanımlanmaktadır. Burada: emax : Zeminin en gevşek durumdaki boşluk oranı emin : Zeminin en sıkı durumdaki boşluk oranı e : Zeminin doğal durumdaki boşluk oranıdır. İzafi sıkılık aynı zamanda zeminin maksimum, minimum kuru birim hacim ağırlıkları ve kuru birim hacim ağırlıkları cinsinden de ifade edilebilmektedir: 27 (3.12) 6.4 – YORUM - SONUÇ İzafi sıkılık Dr’nin çeşitli değerlerine göre kohezyonsuz zeminin sıkılık durum ifadeleri Tablo 3.2’de verilmektedir. Tablo 6.1 Zeminlerin Dr Değerlerine Göre Sınıflandırılması (Özüdoğru v.d., 2001) İzafi Sıkılık, Dr (%) Sıkılık Derecesi 0-15 Çok gevşek 15-35 Gevşek 35-65 Orta 65-85 Sıkı 85-100 Çok sıkı 7 - SONUÇLAR Labaratuvarda tespit edilen zeminin endeks özellikleri mühendise o zemin ile ilgili basit ama önemli bilgiler verir. Basitçe yapılan sınıflandırma bile zeminin bileşimi hakkında kabaca fikir sahibi olmamızı sağlar. Zeminlerin dane çapı dağılımının, kuru birim hacim ağırlıklarının, kıvam limitlerinin bilinmesi zeminlerin mukavemeti, geçirgenliği, sıkışabilirliği, dondan etkilenme durumu hakkında bilgi verir ve zeminlerin standart sistemlere göre sınıflandırılmasını sağlar. Yapılan deneylerde farklı numuneler kullanıldığı için ortak bir sonuca ulaşılamamıştır. Bu nedenle her deney kendi kendi içinde değerlendirilmiştir. Elek analizi sonucunda kötü derecelenmiş kum, kıvam limitleri deneyleri sonucunda da numune yüksek plastisiteli (yağlı) kil (CH) olarak değerlendirilmiştir. Bu da, oturmaların uzun zamanda ve ikincil oturmanında önemli olacağını, numunenin plastik kıvam konumunda olduğunu gösterir. Oturma ve diğer mukavemet özellikleri için Mühendislik Özellikleri Deneyleri yapılmalıdır. Bunlardan örnek olarak, proktor deneyi, konsolidasyon deneyi, kesme kutusu deneyi ve üç eksenli basınç deneyleri sayılabilir 28 KAYNAKLAR 29 EKLER 30
© Copyright 2024 Paperzz