Ekonomi 3 Muhasebe 5 Gündem nkara-İstanbul yolunu yaklaşık 3 saate indirecek Yüksek Hızlı Tren’de ilk deneme mart ayında gerçekleşecek.Ankara Yüksek Hızlı Tren (YHT) hattı için geri sayım başladı. Devlet Demiryolları Genel Müdürü Süleyman Karaman, Ankara-İstanbul hattında, Piri Reis test treniyle mart ayı başından itibaren aralıksız test seferlerine geçileceğini, çok kısa süre sonra da hattın açılışının yapılacağını söyledi.Ankara-İstanbul YHT hattının ölçüm testleri, dünyadaki 5-6 adet test treninden biri olan Piri Reis Treni ile yapılıyor. 35 milyon lira değerindeki YHT seti üzerine 14 milyon lira ek harcama yapılarak monte edilen ölçüm cihazlarından oluşan Piri Reis, 50 değişik ölçüm yapabiliyor. Yapımı tamamlanan Eskişehir-İstanbul arasındaki 247 kilometrelik bölüm testler tamamlandıktan sonra hizmete hazır hale gelecek ve mart ayı içerisinde hattın açılışı yapılacak.Toplam 523 kilometrelik Ankara-İstanbul YHT hattının 276 kilometrelik Ankara-Eskişehir bölümü 2009 yılında hizmete açılmıştı. B A Ankara Yüksek Hızlı Tren için geri sayım başladı! 8 aşbakan Erdoğan Afyon'daki kampın kapanış konuşmasında önemli açıklamalarda bulunuyor.Başbakan Erdoğan Afyon'da kampın kapanış konuşmasında önce Metin Feyzioğlu'na yüklendi. Ardından Paralel Yapı'ya yüklendi.İşte Cumhurbaşkanlığı seçimi, paralel örgüt, diğer örgütlerin yapılanmasıyla mücadele istişare toplantımızda ele aldığımız ağırlıklı konular oldu. son 200 yıl boyunca bu toprakların asli unsurları, millet, yoksullar, okuyamamış olanlar, kendisini ifade edemeyenler, fırsatları imkanları olamayanlar, milli ve manevi değerlerine bağlı olanlar, sistematik bir tahrike aşağılanmaya maruz kaldılar. Rahmetli Oğuz Atay, onları yani bizleri "tutunamayanlar" olarak tarif etmişti. Hiçbir ayrım yapmadılar. Elit bir zümre, Türk demeden, Kürt demeden, AleviSünni demeden, halk yığınlarına karşı sürekli bir kibir sergilemişti. Son yıllarda birçok konuşmamda bunların üzerinde durdum.Bizim özgüvenimizi yok etmek istediklerini, bizim de buna karşı direnmemiz gerektiğini defalarca ifade ettim. ürkiye'de yaklaşık bir milyon kişiyi mağdur eden sistem 28 Mayıs tarihi itibariyle yasaklanıyor. Yeni düzenleme ile birlikte artık vatandaşa gerçekçi olmayan vaatlerde bulunanlara çok ağır cezai yaptırımlar getiriliyor.Uzun yıllar yasal boşluklardan ötürü 1 milyon insanı mağdur eden ve halk arasında Titan, Saadet Zinciri gibi isimlerle anılan piramit satış sistemine ilk kez düzenleme getiriliyor. 28 Mayıs'tan sonra yürürlüğe girecek olan Yeni Tüketici Yasası ile birlikte bu tarz satış yapan firmalara tamamen yasak getirilecek.1990 yıllarında ortaya çıkan piramit satış (Saadet zinciri) sistemi para ile para kazandıran çok katlı pazarlama modeli olarak adlandırılıyor. Türkiye ise bu sistemi ilk olarak 1998 yılında ''Titan'' ismiyle kurulan saadet zinciri vasıtasıyla duydu. O dönem Titan tarafından yaşatılan mağduriyetler çok konuşulmuş, parodilere dahi malzeme konusu olmuştu. Binlerce kişiyi trilyonlarca lira dolandıran firma yetkileri ise 10 yıl hapis cezasına çarptırılmış ve geçtiğimiz yıllarda tahliye olmuşlardı. T TSK'NIN 'GiZLi' SiLAHLARI onom A400M 'ATLAS' HERKES iÇiN EKONOMi POLiTiKA 13 MAYIS 2014 Salı KDV dahil 25 Krş ürk Silahlı Kuvvetleri'ndeki milli üretim çok namlulu roketatar ve füze sistemleri ilk kez görüntülendi. Çekimleri özel izinle yapılan 40 roketi 80 saniyede fırlatan Sakarya ile 4 roketle 18 saniyede 100 kilometredeki hedefi vuran Kasırga çok namlulu roketatar sistemi, TSK'nın önemli ateş gücünü oluşturuyor.Milli imkanlarla üretilen 'Yıldırım' füzeleri ile 80 saniyede 40 roketi fırlatabilen çok namlulu roketatar sistemleri, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin önemli ateş gücünü oluşturuyor. Türk Silahlı Kuvvetleri'ndeki milli üretim çok namlulu roketatar ve füze sistemlerini görüntüledi. Füzelerin ve çok namlulu roketatarların konuşlandığı birliklerin 'gizli' olmasından dolayı çekimler alınan özel izinle yapıldı. 600 milimetrelik füze sistemi 'Yıldırım', düşmanın yüksek öncelikli hedeflerini istenilen yer ve zamanda ateş altına alabiliyor. T www.ekonomigazetesi.net Merkez faiz ve enflasyon GöREVE HAZIR Türkiye'nin üretim ortaklarından olduğu Stratejik Ulaştırma Uçağı A400M 'Atlas' için, Kayseri'deki 12. Hava Ulaştırma Ana Üs Komutanlığında düzenlenen teslim törenine Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de katıldı. KISKACINDA MB faiz ve enflasyonla imtihan oluyor Düşük enflasyon hedefine odaklanan Merkez Bankası adeta faiz ve enflasyonla imtihan oluyor. Son 8 yılda sadece 2 kez enflasyon hedefini tutturan Merkez, tahvil faizi, döviz kuru ve yüksek enflasyon arasında sıkıştı. Enflasyon hedefini yüzde 6.6’dan yüzde 7.6’ya çekerek yukarı yönlü revize eden Merkez Bankası adeta imtihan veriyor. zmanlar Merkez’in öncelikli hedefinin enflasyon olduğunu ve bu %n Mayısta faiz indirimi beklemediklerini ifade ediyor.Ocak ayında kurdaki hızlı yükseliş, doğrudan döviz satış müdahalelerine rağmen durdurulamayınca Merkez ara para politikası kurulu ile faizleri iki kattan fazla artırmıştı. Ancak son dönemde Rusya ile Ukrayna arasındaki gerginlikten dolayı bu ülkeden kaçan ve görevleri kolaylıkla yapabileceği de Türkiye’ye gelen sıcak para ile birlikte kur kaydedildi.Hava Kuvvetleri geriledi, borsa artı Komutanı Orgeneral Akın Öztürk, ve tahvil faizleteslim alınan A400M uçağı ile daha ri düşmeye ağır yüklerin, daha uzun başladı. menzillere, daha isabetli naklinin mümkün olduğunu bildirdi. U 2. Hava Ulaştırma Ana Üs Komutanlığındaki törene, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün yanı sıra, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, AK Parti Kayseri Milletvekili İsmail Tamer, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk, Garnizon Komutanı Hv. Plt. Tümgeneral Ali Demiral, Kayseri Valisi Orhan Düzgün, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki, üst rütbeli subaylar, savunma sanayi yöneticileri, TAI ve Airbus firması yetkilileri ile davetliler katıldı. 1 Törende, A400M uçağının yapım süreciyle ilgili kısa bir gösterimin ardından, uçak üretimi projesiyle ilgili bilgiler verildi. Türkiye'nin ilk kez bir uçağın tasarım ve üretim aşamalarına dahil olduğu belirtilen bilgilerde, Türkiye'nin ilk A400M 'Atlas' uçağının 6 aylık gecikmeyle teslim alındığı, 2015'ten 2018'e kadar her yıl 2 uçak teslimatı olmak kaydıyla toplamda Türkiye'nin 10 uçağın teslim alınacağı bildirildi. A400M uçağı ile çok uzun menzillere yüksek tonajlı malzemelerin taşınabilir hale geldiği ifade edilirken, uçağın havada yakıt nakliyle sınırsız uçuş menziline sahip olduğu, tam teçhizatlı 160 paraşütçünün, helikopterlerin, zırhlı personel taşıyıcının, konteynerlerin rahatlıkla taşınabildiği, uçağın askeri harekat dışında, barışın korunması, afet durumlarında yardımların en kısa zamanda ve doğru noktalara bırakılması gibi BORSA RUSYA’DAN KAÇAN SICAK PARA Cuma günü gösterge tahvil % 9,16, 10 yıllık tahvil faizi ise % 9,24 seviyesine geriledi. MB’in bir haftalık tahvil faizi ise % 10 seviyesinde bulunuyor. Bu durum Merkez’i enflasyon ve faiz arasında sıkışmış durumda. 15 GÜNDE % 6 DÜŞTÜ 23 Nisan’da 2.1510 lira seviyesinde olan $, ABD Merkez Bankası (Fed) ve Avrupa Merkez Bankası’nın açıklamalarıyla hızla yönünü aşıya çevirdi. 8 Mayıs’ta 2.0670 liraya kadar gerileyen $ % 6’ya yakın değer kaybetti. Fed Başkanı Janet Yellen’in faiz artışı konusunda takvim vermemesi $ın bütün para birimleri karşısında değer kaybeti. İHRACATÇI 2,15’IN ALTINI iSTEMiYOR Yılbaşından bu yana kurda yaşanan yükselişten olumlu etkilen ihracatçılar son dönemde kurun gerileme sinden rahatsız. Özellikle 2,10’un altına inen $ kurunun rekabet güçlerini zayıflatacağı belirtiliyor. İhracatçılar ideal kurun 2.152.20 TL arasında olduğuna dikkat çekiyor. Orgeneral Öztürk, ''A400M uçağı nın teslimi için buradayız. Bu uçak, THK'nın gücüne güç katacaktır. Hava Kuvvetleri, Silahlı Kuvvetlerin olmazsa olmaz unsurlarıdır. Kıbrıs harekatı sırasında Hava Kuvvetlerimiz, C-130 ve C-160 uçaklarıyla silahlı kuvvetlerimize büyük destek vermiştir. MERKEZ DÖViZ SATMAYI KESEBiLiR Merkez’in geçen hafta günlük döviz satım miktarını 40 milyon $’dan 20 milyon $a düşürmesi bir nebze olsun $ın düşüşünü yavaşlattı. Merkez bu hareketle $ın daha fazla düşmesini istemediğini piyasa oyuncularına göstermiş oldu. Uzmanlar $ın 2 TL veya daha altına doğru hareket etmesi halinde Merkez’in döviz satım ihalelerini sonlandırabileceğini belirtiyor. İHRACAT OLUMSUZ ETKiLENECEK Fatih Üniversitesi, Uluslararası Ticaret Bölümü Başkanı Doç. Dr. Osman Nuri Aras, kurlardaki düşüş ve düşüşün kalıcı olmasının, yüksek döviz kuruna göre hedef belirleyen ihracatçıyı olumsuz etkileyeceğini belirtti. Aras, “Politika belirleyicilere düşen görev, kurlarda ihracatçıların 2.16-2.17 arası beklentisini de dikkate alarak sürdürülebilir istikrarı sağlayacak adımlar atmalarıdır” dedi. Şüheda YILDIRIM’ın Haberi amuda fazla çalışma genelgesi bugün resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi.Kamuda fazla çalışma genelgesi bu gün resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla yayımlanan genelgeye göre kamu görevlilerine, belli bir sürede bitirilmesi gereken, zorunlu ve istisnai haller bulunmadığı sürece, günlük çalışma saatleri dışında fazla çalışma yaptırılmayacak.Genelgeye göre Kamu görevlilerine, belli bir sürede bitirilmesi gereken, zorunlu ve istisnai haller bulunmadığı sürece, günlük çalışma saatleri dışında fazla çalışma yaptırılmayacak. K ÇANTACI DÖNEMİNE SON & Enerjide petrol ruhsatı alıp, yatırım yap mayan ve başkalarına pazarlayan çanta cılara Bakanlık 'dur' dedi. Yeni kanunla % 2 teminat alınacak ve iki yıl yatırım yapmayan şirketin parası yanacak. nerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, petrol ruhsatlarını alıp yatırım yapmayan, başka şirketlere pazarlayan, rezervleri elinde tutan 'çantacıları' mercek altına aldı. Bakan Taner Yıldız, "Ruhsatı al, pusuya yat" dönemini bitireceklerini açıklarken, yeni Petrol Kanunu ile çantacıları engellemek için düzenleme yapıldı. E TÜRKİYE'DE 370 RUHSAT VAR Türkiye'de yerli ve yabancı şirketlerin elinde yaklaşık 370 ruhsat var. Bunların sadece 5'te birinde sondaj yapılırken, kanunla petrolde kamu önceliği kaldırıldı. Yeni sisteme göre özel şirketler kara ve deniz ruhsatlarının tamamına talip olabiliyor. Artık Ekonomi Gazetesini twitter & facebook’dan okuyabilirsiniz 2 Ekonomi DEPREM 13 MAYIS 2014 HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA an depremlerinin ardından bölgede yaklaşık 23 bin konut ve 2 bin 325 ahır inşa edilirken, tüm iyileştirmelere ilişkin yapılan harcamaların toplamı bugün itibariyle 5 milyar 225 milyon 809 bin 743 lirayı buldu.23 Ekim ve 9 Kasım 2011'de meydana gelen Van Depremlerinin ardından bölgedeki hizmetlerle ilgili yapılan derlemeye göre, afet bölgesine AFAD tarafından, ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliğinde, afetzedelerin geçici barınma ihtiyaçlarının karşılanması için bölgede, ilk etapta 13 çadır kent, daha sonra ise 35 konteyner kent kuruldu. Söz konusu konteyner kentlerde toplam 29 bin 486 konteyner kullanılırken, bu konteynerlerde 175 bin 70 afetzede geçici olarak barındırıldı. V ürk Kızılayı, AFAD ve diğer T kamu kurum ve kuruluşlarının işbirliğiyle arama-kurtarma çalışmaları da titizlikle yürütülürken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili bakanlar 23 Ekim'de depremin hemen ardından, 9 Kasım'daki depremden ise birkaç gün sonra bölgeye giderek çalışmaları yerinde inceledi. Kısa aralıklarla yaşanan iki depremde; toplam 644 kişi hayatını kaybetti, bin 966 kişi yaralandı, 252 kişi ise enkaz altından sağ olarak kurtarıldı. ürk Kızılayı, AFAD ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının T işbirliğiyle arama-kurtarma çalışmaları da titizlikle yürütülürken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili bakanlar 23 Ekim'de depremin hemen ardından, 9 Kasım'daki depremden ise birkaç gün sonra bölgeye giderek çalışmaları yerinde inceledi. İlk olarak meydana gelen 7,2 büyüklüğündeki deprem, bölgedeki yapı stokunun zayıf olması nedeniyle yıkıcı hasara neden oldu. Depremlerin ardından, Van merkez, köyleri, Erciş ve Edremit'te 21 bin 692 yapının enkazı kaldırıldı. Elektrik şirketlerinin tümü Turkcell'i tercih ediyor Van genelinde 200 binden fazla konut, işyeri ve ahır incelenerek, hasar tespit işlemi yapıldı. İncelenen yapıların 50 bin 599'u (%26) ağır hasarlı, 15 bin 334'ü (%8) orta hasarlı, 72 bin 257'si (%36) az hasarlı ve 59 bin 951'i (%30) hasarsız olduğu tespit edildi. Depremden 39 gün sonra kalıcı konutlar için temel atıldı Depremin henüz 39. gününde kalıcı konutların temeli atılarak yapımına başlanırken, Van, Edremit ve Erciş'te toplam 17 bin 489 afet konutunun yanı sıra köylerde yapılan ve yapılmakta olan evlerle Van yeni bir görünüme kavuşturuldu. Evini yapana yardım yöntemi ile köylerde 6 bin 202 konut ve 2 bin 325 ahır inşa edildi. Bu sayede Van depremleri sonrasında bölgede yaklaşık 23 tkinliğin açılışı bugün T.C. Bilim, E Sanayi ve Teknoloji Turkcell, bu yıl enerji sektörünün buluşma noktası haline gelen Uluslararası İstanbul Akıllı Şebekeler Kongre ve Fuarı'nın Elmas Sponsorluğunu üstlendi.Türkiye'nin akıllı şebeke dönüşümünde ve enerji verimliliği projelerinde öncü bir oyuncu haline gelen Turkcell, sektörün en önemli organizasyonlarından 2.Uluslararası İstanbul Akıllı Şebekeler Kongre ve Fuarı'nın Elmas Sponsorluğu'nu üstlendi. Bakanı Fikri Işık tarafından yapıldı. 8-9 Mayıs tarihlerinde İstanbul WOW Hotel ve Kongre Merkezi'nde gerçekleşen fuarda Turkcell, hem panellerdeki etkin rolü hem de geniş standı ile yer alıyor. Türkiye'nin elektriği Turkcell'e emanet Elektrik şirketlerinin tümü Turkcell'i tercih ediyor Uluslararası İstanbul Akıllı Şebekeler Kongre ve Fuarı'nı değerlendiren Turkcell Genel Müdür Yardımcısı Yiğit Kulabaş, "Bugün enerji ve su yönetimi konusu sadece Türkiye'nin değil, yerkürenin en önemli gündem maddelerinden biri. Enerjinin verimli kullanılabilmesi ve akıllı şebeke dönüşümü sadece bugünü değil yarının dünyasını da şekillendiriyor. Turkcell bu her iki kritik konuda da Türkiye'de öncü bir role sahip. Mutlulukla söylüyorum ki, ülkemizde faaliyet sonrası Va n'a 2 3 b i n ko n u t bin konut ve 2 bin 325 ahır inşaatı tamamlandı. Tüm iyileştirmelere ilişkin toplam harcama bugün itibariyle 5 milyar 225 milyon 809 bin 743 lirayı buldu. Hizmetler neticesinden, 13 bin 837 konut hak sahibi olanlara, bin 84 konut mülkiyet nedeniyle hak sahibi olamayanlara, 155 konut yakınlarını afette kaybedenlere, bin 926 konut afet sırasında kiracı olanlara (kurayla), 362 konut kamu kurum ve kuruluşlarına, 6 bin 202 konut ise köylerde hak sahibi olanlara teslim edildi. Konteynerleri boşaltmayanların talepleri hukuki dayanaktan yoksun AFAD yetkilileri, konteyner kentlerin geçici barınma yerleri gösteren toplam 21 elektrik dağıtım şirketinin tümü Turkcell ile çalışıyor. Ayrıca bu şirketlerin yüzde 70'inin tek tercihiyiz. Bugün toplam 150 bin akıllı sayaçtan 110 bini Turkcell M2M hatları ile çalışıyor." dedi. Kulabaş sözlerini şöyle sürdürdü: "2013 yılında cari açığımız 65 milyar dolar olarak gerçekleşti ve bu cari açığın yaklaşık yüzde 84'ü enerji ithalatından kaynaklanıyor. Aynı şekilde Sayın Bakanımızın mecliste yaptığı bir bilgilendirmeye göre de elektrikte yüzde 70'lere varan kayıp ve kaçak bölgeleri olduğu görünüyor. Biz makineler arası iletişimi ekonomik verimliliği artıracak bir çözümler bütünü olarak görüyoruz. 2013'te Türkiye'deki her 3 makineden 2'sine Turkcell M2M hatlarıyla hizmet vererek yaklaşık 1,4 milyon Turkcell SİM kartlı makineyi konuşturduk. Böylece ülke ekonomisine 1,5 milyar TL'den fazla katkı sağladık. Türkiye pazarında yaklaşık 150 milyon uzaktan yönetilebilir cihaz potansiyeli olduğunu düşünürsek ülkemizin henüz başlangıç seviyesinde olduğunu görüyoruz. Toplumsal faydanın ortaya çıkması için ülkemizde akıllı şebekeler ile ilgili politikanın oluşturulmasını çok önemsiyoruz. Akıllı Şebekeler Kongre ve Fuarı, bu açıdan önemli bir fırsattır. Bu etkinlikte hem teknolojimiz ile hem de telekomünikasyon pazarı ile benzerlikler taşıyan enerji sektörüne deneyimlerimizle katkı sağlıyoruz." Turkcell Reaktif Enerji Servisi faturalarda %10 - 20 arası tasarruf sağlıyor Son olarak Turkcell Reaktif Enerji Servisi'nden de söz eden Kulabaş, "Mağaza, fabrika, okul, hastane, AVM, otel gibi işletmelerde kullanılan cihazlar, makineler, fırınlar, elektrik enerjisini kullanırken olarak tasarlanıp uygulandığını belirterek, konteynerler teslim edilirken yapılan taahhütnamelere göre vatandaşlara istedikleri zaman bu geçici barınma merkezlerini boşaltabilme hakkının tanındığını vurguladı. Afet konutlarını hiç görülmemiş bir hızla bir yıl gibi sürede tamamlandığını ve hak sahiplerine verildiğini ifade eden yetkililer, "Kalıcı konutların tesliminin ardından, 23 Ekim 2012'den itibaren konteyner kent sakinlerine konteynerlerin boşaltılması gerektiği birçok kez tebliğ edildi. Kendilerine konut verilmediği takdirde konteyner kenti boşaltmak istemeyen vatandaşlarımızın bu talebi hukuki dayanaktan yoksundur" değerlendirmesinde bulundu.HABER MERKEZİ şebekeden aktif ve reaktif enerji çekiyorlar. Ancak cihazların aslında şebekeden sadece aktif enerjiye ihtiyacı bulunuyor. Ortalama 1.000 TL'nin üzerinde fatura ödeyen iş yerleri kullanmadıkları bu reaktif enerjinin belli limitlerin üzerine çıkması halinde Devlet kurallarına göre dağıtım firması firmaya ceza kesiyor. Turkcell Reaktif Enerji Servisi, reaktif enerji tüketimi arttığında ve ceza riski oluştuğunda SMS ve e-maille ilgili firmayı uyararak, reaktif ceza bedelinin ödenmesini engelliyor. Gereksiz elektrik tüketimini tespit ederek, elektrik faturalarında ortalama %10 - 20 arasında tasarruf sağlamış oluyor" diye konuştu. Sektörün odak alanında M2M var Sayaç okuma, lojistik, finansal hizmetler tarafında mobil POS cihazları ve ATM'ler, yazarkasalar, tarım ve hayvancılık, güvenlik bağlantılı binalar M2M'in yükseliş gösterdiği alanlar olarak gösteriliyor. Türkiye'deki ilk M2M uygulamaları 2001'de Araç Takip Uygulamaları ile başladı. M2M çözümleri; elektrik, su ve gaz sayaçlarında kayıp/kaçak oranının azaltılması, yiyecekiçecek makine ve dolaplarının takibinde rota optimizasyonu, uzaktan sulama otomasyonu, seraların takibi, lojistik sektöründe akaryakıt maliyetlerinin azaltılması gibi pek çok farklı amaçla kullanılıyor. M2M şu anda en önemli kullanım alanı haline gelmiş olan Araç Takip'in yanında sağlık alanında tıbbi otomasyona ve akıllı ev aletlerine kadar sayısız alanda kullanılma potansiyeline sahip ve birçok alanda şimdiden Turkcell'le kullanılmaya başlamış durumda. HABER MERKEZİ 13 MAYIS 3 2014 HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA 'Bu yıl 45 milyon turist bekliyoruz' Ankara - İstanbul için geri sayım başladı nkara-İstanbul Yüksek Hızlı A Tren (YHT) hattı için geri sayım başladı. Toplam 533 kilometrelik hattın 266 kilometrelik bölümünün açılışı devam eden sinyalizasyon, yol ve katener testlerinin tamamlanmasından sonra yapılacak. ürkiye Esnaf ve Sanatkarları T Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, yeni turizm sezonuna girerken ülke olarak turist sayısında artış beklediklerini belirterek, 2014 yılında ülke olarak turist beklentisinin 45 milyon olduğunu vurguladı. Hizmet sektöründe her türlü tedbirin şimdiden alınması gerektiğini ifade eden Palandöken, kaçak alkollü içeceklerle ilgili yeni sıkıntılar yaşanmaması için denetimlerin artırılması gerektiğini bildirdi. Konuya ilişkin yazılı bir açıklama yapan Bendevi Palandöken TAPDK (Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurulu) Belgesi olmayan, kendi iştigal konusu olmadığı halde alkollü içecek satan gelişigüzel SEKTÖRE yerlerden içki alınmamasını istedi. Tüketilen alkollü içkilerin üzerindeki TAPDK bandrolüne dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizen Palandöken, geçmişte yaşanan alkol zehirlenmesi olaylarının tekrar etmemesi için mutlaka TAPDK Belgesi olan yerlerden alışveriş yapılması konusunda uyardı. 'Altın yumurtlayan tavuğa zarar vermeyelim' Geçen yıl Türkiye'ye gelen turist sayısının yüzde 7.6 artarak 39 milyon 226 bin 226 kişiye ulaştığını, bunların yüzde 86.2’sini yani 33 milyon 827 bin 424 kişisini yabancı turistlerin oluşturduğunu belirten Bendevi Palandöken, turizm gelirlerinin yüzde 11.4 artarak 32 milyar 310 milyon 424 bin dolar olduğunu vurguladı. 2013'te kişi başına ortalama harcamanın 824 dolar olurken, yabancıların ortalama 749 dolar, yurt dışında ikamet eden vatandaşların yerini yurdunu ziyarete geldiğinde ise ortalama bin 252 dolar harcadığını ifade eden Palandöken, şu açıklamalarda bulundu: miktarında yüzde 63 artış olduğunu ve bu alkollü içkilerin normal satış fiyatının çok altında bir fiyattan satıldığını vurguladı. Daha 20 gün önce piyasa değeri 1 milyon TL olan toplam 15 bin 730 şişe kaçak alkollü içki yakalandığını belirten Palandöken şunları kaydetti: "Sektörde 1.5 milyon insan çalışıyor. Yeni turizm sezonu başlarken sahte içki haberleri Türkiye için olumsuz etki yapabilir. Yetkililerimizin, sahte içkinin yapımında kullanılan etil alkol ile metanolü çok sıkı denetlemesi gerekir. Metanol, etil alkolden 5 kat daha fazla insan vücuduna zarar vermektedir.” "Vatandaşımızı uyarıyoruz; normal fiyatın altında satılan ürünün, sahte veya kaçak olması muhtemeldir. 'Düşük fiyatla satılan içkilerden uzak durun' Palandöken, saha denetimlerinde bandrolü bulunmayan alkollü içki Sahte, kaçak veya izinsiz olarak üretilen ürünlerden korunmak için; alış verişinizi, TAPDK Satış Belgesi sahibi perakende satıcılardan yapınız. Alkollü içkilerin şüpheli görülen ambalaja sahip olanlarını ve ambalajlarının üzerinde bandrolü olmayanları asla almayınız. Bu tür ürünlerin sahte veya kaçak olması muhtemeldir.”CİHAN ürkiye'de güneş enerjisinden lisanslı elektrik üretimi için ilk ihale 12 Mayıs Tkapasite Pazartesi günü gerçekleştirilecek. İhalede Elazığ bölgesindeki 8 megavatlık için 5, Erzurum bölgesindeki 5 megavatlık kapasite için 2 firma yarışacak.Enerjide dışa bağımlılığı azaltmayı, yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanım oranını artırmayı amaçlayan Türkiye, bu kapsamda güneş potansiyelini enerji üretiminde daha etkin kullanacak. Bu kapsamda ilk olarak 600 megavatlık güneş enerjisine dayalı lisanslı üretim başvuruları yatırıma dönüşmeye başlıyor.Mevzuat gereği, güneş enerjisine dayalı üretim tesisi kurmak üzere yapılmış ön lisans başvurularından aynı sahada, aynı bağlantı noktasına, aynı bağlantı bölgesine bağlanmak için birden fazla başvurunun bulunması durumunda, sisteme bağlanacak olanı belirlemek için Türkiye Elektrik İletim AŞ (TEİAŞ) tarafından yarışma yapılacak.Bu doğrultuda güneş enerjisine yönelik ilk yarışma Elazığ ve Erzurum bölgeleri için 12 Mayısta TEİAŞ Genel Müdürlüğünde gerçekleştirilecek.İhalede Elazığ bölgesindeki 8 megavatlık kapasite için 5, Erzurum bölgesindeki 5 megavatlık kapasite için 2 firma yarışacak.Ahmet ÇARHOĞLU-EKONOMİ GÜNEŞ DOĞACAK akan Zeybekci, "İnşallah 2014 yılının mayıs ayı, Türkiye Cumhuriyeti tarihimizin en yüksek mayıs ayı olacak" dedi.Türkiye'de genelde, ihracat rakamları dile getirilirken, hizmet gelirlerinin gündeme konulmadığına dikkati çeken Zeybekci, dünyadaki müteahhitlik hizmetleri, Türkiye'ye gelip de sağlık hizmeti alanlar ve turizm gelirlerinin 2013 yılı sonu itibariyle tam 48 milyar dolar olduğunu bildirdi. B İstanbul-Ankara arası yolculuk süresi ilk etapta Arifiye üzerinden yapılacak ve yaklaşık 3,5 saat sürecek. Geyve-Sapanca kesiminin tamamlanmasıyla hattaki yolculuk süresi 3 saate inecek. Toplam 533 kilometrelik Ankaraİstanbul YHT hattının 245 kilometrelik Ankara-Eskişehir bölümü 2009'da hizmete açıldı. Yapımı tamamlanan Eskişehirİstanbul arasındaki 266 kilometrelik bölümün açılışı ise Piri Reis Treni ile gerçekleştirilen test sürüşleri, sinyalizasyon, yol ve katener testlerinin ardından yapılacak. Testler 60, 80, 100, 120 kilometrelik hızlar şeklinde kademeli olarak artırılacak. Hattın maksimum işletme hızı 250 kilometre olacak ve test sürüşleri saatte 275 kilometrelik hıza göre yapılacak. Bunun yanı sıra trafik testi adı verilen sinyalizasyon testleri de tamamlanacak. Ankara-İstanbul YHT hattında ilk etapta Polatlı, Eskişehir, Bozüyük, Bilecik, Pamukova, Sapanca, İzmit, Gebze ve Pendik olmak üzere toplam 9 durak bulunacak. Hat 2015'te Marmaray'a bağlanacak Hattın hizmete girmesinin ardından sonradan projelendirilen Geyve-Sapanca arasında standardı daha yüksek kesimin tamamlanmasıyla Ankara-İstanbul (Pendik) arasındaki yolculuk süresi 3 saat ihracat rakamları beklentilerin üzerinde 15 dakikaya, Ankara-Gebze arasındaki seyahat süresi ise 3 saate inecek. Geyve-Arifiye arasındaki hat ise konvansiyonel trenler tarafından kullanılacak. Projenin ikinci kesiminin tamamlanmasıyla İstanbulAnkara arası yolculuk 3 saat, Ankara-Pendik arası yolculuk ise 2 saat 45 dakika olacak. İlk aşamada son durağın Pendik olacağı hat Söğütlüçeşme istasyonuna kadar uzatılacak. Ankara-İstanbul YHT hattı, 2015'te Marmaray'a bağlanacak ve Halkalı'ya kadar ulaşacak. Günlük 16 sefer düzenlenecek. Marmaray'a bağlandıktan sonra her 15 dakika ya da yarım saatte bir sefer gerçekleşecek. Yolcu taşımacılığında demiryolunun payı yüzde 78 olacak Ankara ile İstanbul YHT hattının hizmete girmesiyle yolcu taşımacılığında yüzde 10 olan demiryolu payının yüzde 78'e çıkması öngörülüyor. Ankaraİstanbul YHT hattında günde yaklaşık 50 bin, yılda 17 milyon yolcuya hizmet verilmesi hedefleniyor. Ankara-İstanbul hattında 755 sanat yapısı inşa edildi. Köseköy-Gebze arasındaki bölüm 150 milyon avroluk AB hibesi ile yapıldı. Hattın 4 milyar dolar olan maliyetinin 2 milyar doları krediden oluşuyor. Biletlerde esnek fiyat uygulaması olacak Ankara-İstanbul hızlı tren biletleri otobüsten pahalı, uçaktan ucuz olacak. TCDD, bu konuda teknik bazı çalışmalar yaptı. İlk hesaplamalarda 70-80 lira arasında bir fiyat ortaya konuldu. Ancak bu rakamın yeniden revize edileceği belirtildi. Bilet fiyatlarının belirli günlerde ve saatlerde daha ucuz olacağı esnek uygulama da yapılacak. Yasin HAZNEDAR-EKONOMİ Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Afyonkarahisar Sanayiciler ve İşadamları Derneği (AFSİAD) tarafından kentteki bir otelde düzenlenen "2023 İhracat Hedefleri ve Türkiye Ekonomisi" konulu toplantıda yaptığı konuşmada, Afyonkarahisar'da olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. ürkiye'de genelde, ihracat T rakamları dile getirilirken, hizmet gelirlerinin gündeme konulmadığına dikkati çeken Zeybekci, dünyadaki müteahhitlik hizmetleri, Türkiye'ye gelip de sağlık hizmeti alanlar ve turizm gelirlerinin 2013 yılı sonu itibariyle tam 48 milyar dolar olduğunu bildirdi. Türkiye'nin dış ticaret gelirinin, yaklaşık olarak 200 milyar dolar olduğunu ve 251 milyar dolar da ithalatının bulunduğunu anımsatan Zeybekci, toplam 450 milyar doların üzerinde Türkiye'nin dış ticaret hacminin olduğunu ak tardı. Zeybekci, Türkiye'nin, gelinen noktada, dünyada çok daha başka bir yerde olduğunu, 20022013 döneminde Türkiye'nin, üst üste ortalama yüzde 5 büyüdüğünü ifade ederek, bunun da dünyada, Türkiye'nin ilk 3 içinde yer almasını sağladığını belirtti. Enflasyona da değinen Zeybekci, "Allah aşkına Türkiye, yüzde 36 enflasyon yaptı diye, hatırlar mısınız, Türkiye'nin ekonomi bakanı gösterdiği hedefe ulaşamadık diye istifa etti. Ben onu çok takdir etmiştim o zaman. Türkiye'de enflasyon tek haneli rakamlara geldi. Yüzde 60'lar seviyesinden Türkiye'de bugün yüzde 9'lar seviyesine indi. Bu tabii istediğimiz bir seviye değil. Biz buraya yüzde 6'ları gören bir enflasyondan geldik" ifadelerine yer verdi. Kredi derecelendirme kuruluşlarına tepki "Türkiye'de her şeye rağmen, felaket tellallarına rağmen, Türkiye'de birilerinin siyasi istikrarı bozmak istemesine rağmen, siyasi istikrarı bozarak ekonomik istikrarı bozmak istemelerine rağmen, Türkiye'yi tüm dünyada karalamak is- temelerine rağmen, o en hararetli olduğu zamanlarda, seçim arifesinde, 2014 yılının ocak ayına gelen istihdam rakamları, 11 yılın en iyi ocak ayı rakamı geldi" diyen Zeybekci, sözlerini şöyle sürdürdü: "TÜİK'in açıkladığı kapasite kullanma oranları geldi. 2013 yılı, bizim ekonomi göstergeleri olarak hakikaten çok başarılı olduğumuz bir yıldır. Ama şundan emin olun ki 2014 yılı, 2013 yılında ki o dalgalanmaları da içinden bir atarsak dışarıya, 2013 yılı rakamlarından çok daha iyi olacaktır. En son gelen rakam, kapasite kullanım oranında, mart ayı sonu itibari ile yüzde 4,2 artış geldi. Üst üste yüzde 5,5'in üzerinde kapasite kullanım oranı artışı geldi. Ama diğer taraftan Standart and Poor's, Fitch, IMF, OECD gibi kuruluşlar Türkiye'de 2014 yılının büyüme rakamlarını aşağıya doğru revize ediyorlar. Türkiye Cumhuriyeti Ekonomi Bakanı olarak sizlere şunu söylüyorum; yılın 3. çeyreğinde yani temmuzağustos gibi göreceksiniz, tıpış tıpış o aşağı doğru revize ettikleri büyüme rakamlarını yukarıya doğru revize edecekler. Yaşarsak göreceğiz, onlar mı biliyor bu memleketin ekonomisini, yoksa biz mi biliyoruz. Borsanın birbirine girdiği o dönemde yani 17 Aralık süreci ile başlayan o süreçten bahsediyorum. 17 Aralık süreci ile başlayan o süreçte biz, 'Ne olur panik yapmayın, Türkiye'de kriz çıkmayacak' dedik. Türkiye'de kriz çıkaramazlar. Türkiye, artık eski Türkiye değil. Hani o anayasa kitapçığı atıldığında yüzde 7000 gecelik faiz görünen Türkiye değil. Türkiye, artık geldiği noktada, asla ve asla o günden dönmeyecektir, döndüremeyecekler. Çünkü artık bu millet inanın bu tiyatronun, bu filmin, sahnenin, dünyanın reel aktörü haline geldi. Bu millet dünyanın her yerine ihracat yapar hale geldi. Şu anda Türkiye'nin dünyada ihracat yapmadığı ülke kalmadı." "Türkiye'de ihracat rakamları, bütün beklentilerin üzerinde" Türkiye'nin dış ticaret hacminin son 11 yılda tam 4,5 kat arttığını dile getiren Zeybekci, Türkiye'de ihracat rakamlarının bütün beklentilerin üzerinde ve güzel bir sürpriz yapacağını söyledi. Türkiye'nin 2014 yılı mart, nisan ayı sonu itibariyle ihracatını ortalamada 2 haneli bir rakam olarak artırmayı başardığını aktardı.AA 4 Borsa - Finans 13 MAYIS 2014 HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA Dış ticaretin yıldızı yine İstanbul cak-mart döneminde Türkiye'nin yaptığı yaklaşık 97,7 milyar dolarlık dış ticaretin yarısından fazlası İstanbul'dan gerçekleştirildi. O Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden yapılan derlemeye göre, 2014 yılının ilk 3 ayında 81 ilden sınırların ötesine yaklaşık 40,2 milyar dolarlık ihracat, 57,4 milyar dolarlık ithalat yapıldı. 51 il dış ticaret fazlası, 30 il de dış ticaret açığı verdi. İstanbul, 20 milyar 585 milyon 484 bin dolarlık ihracat ve 28 milyar 635 milyon 743 bin dolarlık ithalatı ile Türkiye'nin dış ticaretinde her zaman olduğu gibi yine en büyük paya sahip il oldu. İhracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 71,8'e ulaşan ve 8 milyar 50 milyon 259 bin dolarlık dış ticaret açığı veren İstanbul, aynı zamanda Türkiye'nin rakamsal olarak en fazla dış ticaret açığını veren ili unvanına sahip. Ocak-mart döneminde dış ticarette ikinci sırayı 3 milyar 114 milyon 783 bin dolarlık ihracatı ve 3 milyar 235 milyon 985 bin ithalatı ile İzmir aldı. İhracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 96,2 olarak belirlenen İzmir, 121 milyon 202 bin dolar dış ticaret açığı verdi. İlk 3 ayda ihracatta İstanbul ve İzmir'in dışında Ankara, Bursa, Gaziantep ve Kocaeli'nin ihracat ve ithalatı milyar doları aştı. Türkiye, K. Irak petrolünden ne kadar kazanacak? Aynı dönemde en az ihracatı yapan il ise 50 bin dolar ile Bayburt oldu. Bayburt'u 61 bin dolarlık ihracatla Tunceli, 149 bin dolarlık ihracatla Kars, 188 bin dolarlık ihracatla Gümüşhane ve 311 bin dolarlık ihracatla Ardahan izledi. İlk üç ayda 79 ilden yapılan ihracat, Bingöl ve Tunceli'den hiç gerçekleştirilemedi. - En fazla dış ticaret fazlası veren il Gaziantep Yılın ilk 3 ayında en fazla dış ticaret fazlası veren il Gaziantep oldu. Makine halısından çimentoya, kimyevi ürünlerden gıdaya ve konfeksiyon ürünlerine kadar birçok sektörde ihracat yapan ilin ocak-mart dönemindeki ihracatı 1 milyar 641 milyon 740 bin dolar olarak gerçekleşti. Aynı dönemde 1 milyar 247 milyon 375 bin dolarlık ithalat yapan Gaziantep'in dış ticaret fazlası 394 milyon 365 bin dolar oldu. Dış ticaret fazlasında Gaziantep'i 355 milyon 857 bin dolar ile Sakarya, 226 milyon 439 bin dolar ile Trabzon, 233 milyon 54 bin dolar ile Şırnak, 194 milyon 991 bin dolar ile Bursa takip etti. Suriye ve Irak'a komşu olan Şırnak, 9 milyon 193 bin dolarlık ithalatına karşılık yaklaşık 26 katı, yani 242 milyon 247 bin dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Mardin de 36 milyon 256 bin dolarlık ithalatına karşılık 192 milyon 622 bin dolarlık ihracatıyla dikkati çekti. ali Suçları Araştırma Kurulu'na (MASAK) M geçen yıl intikal eden şüpheli işlem bildirimi sayısı bir önceki yıla göre yüzde 67 oranında artış göstererek 25 bin 592'ye ulaştı. MASAK verilerinden derlenen bilgilere göre, MASAK'a gönderilen şüpheli işlem bildirim sayısı 2013 yılı içerisinde sayısal olarak şimdiye kadarki en yüksek seviyesine ulaşmış bulunuyor. MASAK'a intikal eden şüpheli işlem bildirimi 2009'da 9 bin 823 seviyesinde bulunurken, 2012 yılında vatandaşların kullanımına sunulan "Elektronik Şüpheli İşlem Bildirimi Uygulaması" ile kurula yapılan şüpheli işlem bildirimlerin artmasında önemli rol oynadı. 2012 yılında MASAK'a gelen şüpheli işlem bildirimi 15 bin 318 iken, söz konusu rakam 2013 yılında yüzde 67 oranında artarak 25 bin 592 olarak gerçekleşti. - İthalatın yüzde 14,6'sı "gizli" - En çok şüpheli bildirim "Bankalar" hakkında Bu arada, 2014 yılı ocak-mart döneminde toplam 57 milyar 483 milyon 983 bin dolarlık ithalat yapılırken, bu rakamın 8 milyar 417 milyon 356 bin doları "gizli veri" olarak kayıtlara girdi.AA 2013 yılındaki 25 bin 592 şüpheli işlem bildiriminin 22 bin 86'sı bankalardan kaynaklandı. Bankalar hakkındaki şüpheli bildirim sayısı bir İnternetten ilan verenlere kötü sürpriz Şükrü KIZILOT gerekecek. "Vergi kaydını yaptırın" İnternet üzerinden ister ürün satılsın ister araç, herkesin vergi mükellefi olduğunu anımsatan yetkililer, sanal satış yapan herkesin vergi kaydını yaptırması gerektiğini belirtti. aliye, internet sitelerine verilen satılık ve M kiralık daire ilanlarını takibe aldı. İlan sahiplerinin vergi verip vermediği araştırılacak. Maliye e-haciz öncesinde harekete geçerek mükellefleri vergi dairelerine çağırırken, sanal alışverişi de 3 koldan takibe aldı. Sanal vergi denetimiyle hem firmalar hem de eşyasını, evini internetten satanları da vergi sürprizi bekliyor. "Xenon" tespit ediyor Gelir İdaresi Başkanlığı, bankalardan aldığı kredi kartı işlem bilgileriyle internette ne kadar satış yapıldığını, lojistik ayağı Türkiye'ye 1,1 milyar euro kazandıracak ürkiye'nin üretim ortağı olduğu "geleceğin nakliye uçağı" olarak nitelendirilen A400M'in, 2030 yılına kadar ülke ekonomisine 1,1 milyar avro kazandırması bekleniyor.A400M Nakliye Uçağı Proje Müdürü Osman Soylu, yaptığı açıklamada, Türkiye, İngiltere, Fransa, Belçika ve Lüksemburg'un uluslararası konsersiyumuyla 170 uçak üretileceğini ve her birinin 125 bin avroya satılacağını söyledi. T Uçakların tamamının ortak ülkelerdeki yerleşik tesislerde üretilecek parçalardan oluşacağını ve bunun da söz konusu ülkeler açısından büyük önem taşıdığını belirten Soylu, Türkiye'nin A400M'in yüzde 6'lık bölümünün üretiminde pay sahibi olduğunu vurguladı.Ortak ülkelerin, uçak ihtiyacını karşılamalarının yanı sıra tedarik ettikleri uçak sayısıyla orantılı olarak kendi sanayi firmalarına tasarım ve üretim işpayı sağladıklarını ifade eden Soylu, şunları kaydetti: "Bu kapsamda Türkiye yerli savunma sanayi firmaları, A400M uçağının tasarım ve üretiminde işpayı sahibi oldu. Program kapsamında, uçağın ön orta gövde, arka gövde, üst bölümü, paraşütçü kapıları, acil çıkış kapısı, arka üst kaçış kapağı ve kuyruk konisi gibi ana yapısal komponentlerine ilaveten kanatçık, sürat frenleri, aydınlatma sistemleri ile atık/temiz su sistemlerinin tasarım ve üretimi Türk Havacılık ve Uzay Sanayi AŞ (TUSAŞ) mühendis ve teknisyenleri tarafından gerçekleştiriliyor. Uçağın kablajı dediğimiz kablolama sisteminin tamamı TUSAŞ tarafından gerçekleştirilecek. 170 uçağın tamamında tek kaynak TUSAŞ olacak."CİHAN ve kargo şirketlerinden alınan bilgilerle mal satan firmalara ulaşıyor. Fiziki takiple birlikte "Xenon" denen dijital programla sanal ortamda ticaret yapan tüm firmalar tespit ediliyor. Yeni dönemde, evinin resmini çekip kiralık ilanı veren, satışa çıkaran vatandaşların da vergi ödemesi Yetkililer, "Vergi dairelerine şahsen başvurmaları zorunlu. Böyle bir satış ticari faaliyet anlamına gelir" dedi. Sanal ortamda kazanç elde ettiği belirlenen isimlere tebligat gönderilerek, bağlı bulunduğu vergi dairesine davet ediliyor. Vergi daireleri, trafikten öğrenim kredisine kadar borcu olan mükellefleri çıkardı. Gelir vergisi beyannameleri de alındıktan sonra borçlu mükelleflere mektup gönderilmeye başladı. CİHAN Türkiye tahıl ve sebzede kendine yetiyor ürkiye İstatistik KuT rumu (TÜİK), 2012-2013 dönemine ilişkin Bitkisel Ürün Denge Tablolarını açıkladı. Buna göre, "Tahıllar ve Diğer Bitkisel Ürünler" kategorisinde en yüksek yeterlilik derecesi yüzde 122.4 ile kırmızı mercimekte gerçekleşti. Toplam tahıl ürünlerinde, 2012-2013 piyasa döneminde yurt içi üretimin yurt içi talebi karşılama derecesi yüzde 93.1 oldu. Toplam tahıl üretiminde en büyük paya sahip olan buğdayın yeterlilik derecesi yüzde 98, yem sanayinin en önemli girdilerini oluşturan arpanın yeterlilik derecesi yüzde 91.8, mısırın ise yüzde 77.5 olarak gerçekleşti. Tüketimin fazla olduğu nohudun yeterlilik derecesi yüzde 99.5 olarak gerçekleşti. Kendine yeterli ürünlerden birisi olan patateste, yeterlilik derecesi yüzde 105.6, yurt içi talebin büyük kısmının ithalat ile karşılandığı yağlı tohumlar ürün grubundan ayçiçeğinde yüzde 52.5, soyada yüzde 9.3 ve kolzada yüzde 44 düzeyinde oldu. Toplam şeker üretiminin büyük kısmı yurt içinde tüketilmiş olup, yeterlilik derecesi yüzde 105 olarak gerçekleşti. Sebzeler kategorisinde en yüksek yeterlilik derecesi yüzde 112.1 ile taze soğanda gerçekleşti. Toplam sebze ürünlerinde, 2012-2013 piyasa döneminde yurt içi üretimin, yurt içi talebi karşılama derecesi yüzde 106.6 olarak gerçekleşti. Toplam sebze arzının büyük bir kısmı yurt içinde tüketilirken, sadece yüzde 6.4'lük bölümü ihraç edildi. Kök ve yumru sebzeler grubundan taze soğan yüzde 112.1 ile en yüksek yeterlilik derecesine sahip iken, bunu yüzde 109 ile havuç ve yüzde 107.2 ile kuru soğan izledi. AA Vergi ve cezadan kurtulma yolları Vergi ve ceza gelince paniğe kapılmayın. Ödemek isteyenlere uzlaşma yoluyla büyük indirim var! 2013 yılında vergi incelemesi sonucu kesilen vergi cezalarının yüzde 99’u, vergilerin ise yüzde 87’si silindi. 2013’DE uzlaşma yoluyla cezanın yüzde 99’u, verginin yüzde 87’si silindi. Vergi ceza ihbarnamesini aldığınızda, isterseniz bir dilekçe ile cezayı yarıya indirtebilirsiniz. BİR DİLEKÇE VE CEZADA YÜZDE 50 İNDİRİM Vergi ceza ihbarnamelerinin tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde, vergi dairesine bir dilekçe vererek, vergi ve cezayı Vergi Usul Kanunu’nun 376. maddesine göre, vadesinde ödeyeceğinizi bildirirseniz; - Vergi ziyaı cezasının birinci defada yarısı indirilir. Daha sonra gelen cezaların da 1/3’ü indirilir. - Usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarında ise, her defasında 1/3’ü indirilir. PANİĞE KAPILMAYIN Vergi ve ceza gelince paniğe kapılmayın. Ödemek isteyenlere uzlaşma yoluyla büyük indirim var! Yapılan indirimler, uzlaşma komisyonlarına göre değişiyor.2013 yılında vergi incelemesi sonucu kesilen vergi cezalarının; Merkezi Uzlaşma Komisyonu tarafından, ortalama olarak yüzde 99’u kaldırıldı yani silindi. Vergilerin de, yüzde 87’si silindi.Koordinasyon Uzlaşma Komisyonu’nda, cezaların yüzde 98’i, vergilerin ise yüzde 60’ı silindi. Tarhiyat Sonrası Uzlaşma Komisyonu’nda ise cezaların yüzde 96’sı, vergilerin ise yüzde 24’ü silindi. Tarhiyat öncesi uzlaşmada da cezaların yüzde 94’ü, vergilerin de yüzde 6’sı indirildi. UZLAŞMA NE? Bir vergi ve ceza kesildiğinde, şahıs ya da şirketin mahkemede dava açma yoluna gitmeden, “Tamam ben bu vergi ve cezayı ödeyeceğim. Uzlaşma yolu ile pazarlık yapıp, belli bir kısmını kaldırmanızı istiyorum” anlamında başvuruda bulunmasını, idarenin de “Şu gün şu saatte gel. Karşılıklı pazarlık yapalım” demesini ifade ediyor. Bu pazarlıkta, cezaların neredeyse tamamı, verginin de belli bir kısmı kaldırılıyor. Uzlaşılan yani kalan vergi ve cezanın vadesinde ödenmemesi, uzlaşmayı geçersiz kılmıyor. İKİ AYRI UZLAŞMA VAR Uzlaşma olayında; “tarhiyat öncesi” ve “tarhiyat sonrası” diye adlandırılan iki ayrı yöntem var. 1. Tarhiyat Öncesi Uzlaşma: İncelemenin sonuçlanma aşamasında, inceleme elemanı sorduğunda veya o sormadan mükellefin talebi üzerine yapılan uzlaşmadır. Vergi ceza ihbarnameleri tebliğ edilmeden mükellef uzlaşmaya çağrılır. Komisyonda, genellikle kıdemli vergi müfettişleri vardır. İncelemeyi yapan kişi uzlaşma komisyonunda yer almaz. 2. Tarhiyat Sonrası Uzlaşma: Vergi ceza ihbarnameleri tebliğ edildikten sonra talep edilebilen uzlaşmadır. Bunlardan birinciyi talep eden, diğerini edemiyor. Ayrıca, belli bir sınırı aşan ve 3 milyon liraya kadar olan uzlaşmalar “Koordinasyon Uzlaşma Komisyonu”nun, 3 milyonu aşan vergi ve cezalar ise “Merkezi Uzlaşma Komisyonu”nun görev alanına giriyor.Merkezi Uzlaşma Komisyonu; Gelir İdaresi Başkanı, başkan yardımcısı ve bir daire başkanının katılımıyla toplanıyor. Mükellef veya temsilcisi ile karşılıklı pazarlık yapılıyor.HÜRRİYET 10 Mayıs 2014 önceki yıla göre yüzde 63,5 oranında arttı. Ayrıca 2013'te bankacılık sektöründen gelen şüpheli işlem bildirimlerinin yüzde 99,9'u elektronik ortamda gönderildi. Söz konusu dönemde PTT Genel Müdürlüğü hakkındaki şüpheli işlem bildirimleri de yüzde 186 artarak 850'ye yükseldi. 2012-2013 yılları arasındaki şüpheli işlem bildirimlerinin en fazla arttığı alan ise yüzde 629'la döviz büroları oldu. 2012'de döviz büroları hakkında 123 şüpheli işlem bildirimi bulunurken, bu rakam 2013'te 897 olarak gerçekleşti. - "Makul Olmayan İşlemler" zirvede 2013 yılında gönderilen toplam 25 bin 592 şüpheli işlem bildiriminde, 41 bin 125 şüpheli işlem tipi belirlemesi yapıldı. Bildirimlerdeki şüphelerin niteliğine bakıldığında ise, "Makul Açıklaması Olmayan İşlemlerde Bulunma" 12 bin 556 ile ilk sırada yer alırken, bunu 7 bin 491'le "Mali Profil ile Uyumsuz İşlemlerde Bulunma" ve 5 bin 930'la "Şüpheli Nakit Karakterli İşlemler" izledi.AA 13 MAYIS 2014 Muhasebe HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA Çiftçiler umutlarını buna b ağladı ürkiye'de yaklaşık bir milyon kişiyi mağdur eden sistem 28 Mayıs tarihi itibariyle yasaklanıyor. Yeni düzenleme ile birlikte artık vatandaşa gerçekçi olmayan vaatlerde bulunanlara çok ağır cezai yaptırımlar getiriliyor.Uzun yıllar yasal boşluklardan ötürü 1 milyon insanı mağdur eden ve halk arasında Titan, Saadet Zinciri gibi isimlerle anılan piramit satış sistemine ilk kez düzenleme getiriliyor. T Çok büyük umutlarla ektiğimiz Buğday maalesef olmadı hal böyle olunca bizlerde buğday ektiğimiz tarlamızda büyük baş hayvanlarımızı otlatıyoruz hiç olmasa belki bizlere daha iyi süt verirler diye konuşan köylüler bu sefer umutlarımızı hayvanların vereceği süte bağladık diye konuştular. ürkiye genelinde yaşanan kuraklık hububat ambarları Çukurova'daki buğdayı da vurdu. Buğday başaklarının boyu sadece iki karış kadar büyürken, çiftçiler erken hasat yapmak zorunda kaldı. Çukurova'da yaşanan kuraklık nedeniyle rekoltenin yüzde 50 oranında düşmesi bekleniyor. Amik Ovası'nda ise kayıp yüzde 60'ı bulabilir. T Çukurova'da buğdayları kuraklık ve don vurunca üretimde sıkıntı yaşanıyor. Normalde 20 Mayıs'tan itibaren biçilmeye başlanması gereken buğday kuraklık ve don nedeniyle erken hasat edilmek zorunda kalındı. Ceyhan'da bir ilkin gerçekleştiğini vurgulayan yetkililer, normalde biçerdöverle biçilen buğdayın yeterince gelişmediği için ot biçme makinesiyle hasat edildiğini belirtti. Biçilen buğday sapları hayvanlara yem olmak üzere balyalanıyor. Bu dönem itibariyle yaklaşık 3- 4 karış olması gereken buğdayın en uzun boyu iki karışı geçmiyor. Normalde dönüme yaklaşık 600 kilo alınan buğday bu yıl kendi imkanlarıyla iyi sulama yapan çiftçiler en fazla 300 kilogram buğday alabilecek. Ceyhan'da 300 dönüm ekili buğday arazisi bulunuyor. Bunun da yüzde 50'sinden ancak verim alınabilecek. Kuraklık ve don sebebiyle sadece buğday değil bazı tarım ürünlerinde de hasar var. Yeterli yağış olmaması durumunda buğdaydan önce ekilen ayçiçeği, mısır, pamuk gibi ürünlerde de sıkıntılar yaşanacak. Çiftçiler yetkililerden yardım ve destek bekliyor. En azından alınan kredilerin ertelenmesi ya da maddi zararların giderilmesini istiyor. MUHTAR TAN BEN BU YAŞIMA GELDİM İLK KEZ GÖRÜYORUZ Ceyhanlı çiftçiler bir yıldır bölgeye doğru dürüst yağmur yağmadığını belirterek ilk kez böyle bir durumla karşılaşıldığını belirtti. Üçdut ve Yeşilova köyünde mayıs sonunda hasat edilecek buğdayın kuraklıktan dolayı şu anda biçildiğini aktaran Muhtar İsmail Tan , 29-30 Marttaki aşırı don ve poyrazdan nedeniyle buğdayların yandığını ifade etti. Bu yüzden çiftçilerin tane olmadığı için saman yapmak 5 için buğdayı biçtiğini dile getiren Tan, "Bu yıl ilçemizde 300 bin dekar buğday ekilmişti. Bunun yüzde 50'si ne yazık ki bu durumda. Çevredeki 10-15 köydeki buğday ekili arazilerden bir kilo bile ürün çıkmadı. Diğer bölgelerimizde de yüzde 50 ila 60 arasında rekolte kaybı olacaktır dedi. Ceyhanlı çiftçilerden Vahdet Mülayim, kuraklık nedeniyle yetişmeyen buğdayı, ot biçme makinesiyle balya yaparak hayvanlara yem olarak verdiklerini söyledi. Mülayim, "Gördüğünüz gibi arazide hiçbir tane ekinimiz yok. Arkadaşlar 3-5 kuruş verip işte balya yapıyorlar. Bizim geçim kaynağımız buğday ve ayçiçeği. Sulu arazimiz yok. Sulu arazimiz olmadığı için başka bir şey ekemiyoruz." dedi.CİHAN 1similyon kişiyi mağdur eden s t e m y a s a k l a n ı yo r Ünlü markadan üretimden çekilme kararı T ommy Hilfiger, GAP gibi dünyaca ünlü markalara üretim yapan Mithat Giyim üretimden çekilme kararı aldı. Hazır giyim üreticileri yıllardır Türkiye'de üretim maliyetlerinin yüksekliğinden yakınır. Bu yüzden zaman içinde birçok firmanın kapandığına tanık olduk. Öğrendiğimize göre Türkiye'nin ilk hazır giyim üreticilerinden Mithat Giyim de üretimden çekilmeyi gündemine almış. Para Degisi'nin haberine göre, Şişli Bomonti'deki fabrikasında Tommy Hilfiger, GAP gibi dünyaca ünlü markalara üretim yapan şirket, bunu dışarıda, yani fason üreticiler kanalıyla gerçekleştirecekmiş. arasında Titan, Saadet Zinciri gibi isimlerle anılan piramit satış sistemine ilk kez düzenleme getiriliyor. 28 Mayıs'tan sonra yürürlüğe girecek olan Yeni Tüketici Yasası ile birlikte bu tarz satış yapan firmalara tamamen yasak getirilecek. TÜRKİYE SİSTEMİ TİTAN'LA TANIDI 1990 yıllarında ortaya çıkan piramit satış (Saadet zinciri) sistemi para ile para kazandıran çok katlı pazarlama modeli olarak adlandırılıyor. Türkiye ise bu sistemi ilk olarak 1998 yılında ''Titan'' ismiyle kurulan saadet zinciri vasıtasıyla duydu. O dönem Titan tarafından yaşatılan mağduriyetler çok konuşulmuş, parodilere dahi malzeme konusu olmuştu. Binlerce kişiyi trilyonlarca lira dolandıran firma yetkileri ise 10 yıl hapis cezasına çarptırılmış ve geçtiğimiz yıllarda tahliye olmuşlardı. NETWORK MASKESİYLE YENİDEN TÜREMEYE BAŞLADILAR Ancak ibretlik bu olay sonrasında halkın bilinçlenmesinden ötürü belli bir dönem ortalıkta görünmeyen saadet zincirleri yeniden türemeye başladı. Bu sefer de çok katlı pazarlama sektörü olan ''Network Marketing'' maskesiyle gün yüzüne çıkan dolandırıcılar yüzbinlerce insanı mağdur etmeye devam ediyor. 200 YAKIN FİRMA 1 MİLYON ÜYE VAR Yapılan araştırmalara göre piyasada 200'e yakın network firması bulunuyor. Bu firmalara bağlı yaklaşık 1 milyon kayıtlı üyenin olduğu belirtiliyor. Üyelerden üyelik ücreti adı altında toplanan paralar ise yüz milyonlarca lirayı buluyor. 15 BİN TL'YE VARAN KAYIT ÜCRETİ İSTİYORLAR Özellikle çalışmadan kısa yoldan zengin olma hayalleri kuranları ve öğrencileri ağlarına düşüren kötü niyetli kişiler sisteme dâhil ettikleri her bir kişi için 15 bin TL'ye kadar varan kayıt ücretleri talep ediyorlar. Bu rakamı ödemeyi kabul edip üye olanlardan ise ürünleri satarak sisteme yeni üye yaptırmaları istenirken her üye başına çok cüzi bir ücret veriliyor. Ancak zamanla sattığı onca ürün ve üye sayısına rağmen vaat edildiği şekilde para kazanamadığını gören vatandaş sistemden mağdur bir şekilde ayrılırken piramidin en üstündekiler ise kendilerine yeni kurban arayışını sürdürüyor. PİRAMİT SATIŞ SİSTEMİ YASAKLANACAK İşte bu şekilde işleyen sistemin yaşattığı mağduriyetler üzerinden gelen şikâyetleri değerlendiren Meclis alt komisyonu 28 Mayıs'ta yürürlüğe girecek olan Tüketici Yasası'na konuyla ilgili düzenleyici ve yasaklayıcı bir madde koydu. Yeni Tüketici Yasası'nın 80. Maddesinde yer alan söz konusu madde ile piramit satış sisteminin kurulması, yayılması veya tavsiye edilmesi artık yasak olacak. BAKANLIK DENETİME BAŞLAYACAK Bakanlık, 28 Mayıs itibariyle piramit satış sistemleri ile ilgili gerekli incelemeleri yapmaya başlayacak ve gerek görmesi halinde elektronik sistemin durdurulması dâhil tüm engelleri devreye sokabilecek. ISSN 1308 7606 Perakende sektöründe az sayıdaki mağazasıyla faaliyet gösteren şirketin, bu alanda küçülme kararı aldığını da duyduk.CİHAN zun yıllar yasal U boşluklardan ötürü 1 milyon insanı mağdur eden ve halk Yayın Sahibi İmaj İç ve Dış Tic. A.Ş. Belirtilen koşulları sağlayan aileler ile büyükbaba ve büyükanne gibi ebeveynler de kampanyadan faydalanabilecek. Genel Yayın Yönetmeni Reyhan AYTEKİN Yazıişleri Müdürü Şüheda YILDIRIM Sayfa Editörü Sayfa Editörü Gülşan KURT İstihbarat Şefi Caner ERDOĞAN Yasadaki madde ile şirket kurmayı değil eylemi yasakladıklarını da söyleyen Hamurcu, gerekli yasal işlemlerle Bakanlığın ilgileneceğini ve bu tarz faaliyetlerde bulunanlarla ilgili TCK'nın gerekli maddelerinin işletileceğini de dile getirdi.CİHAN ya da baba-çocuk şeklinde aile üyelerinin birlikte seyahat etmesi gerekecek. Yıl:70 Sayı:24797 Tarih:13 Mayıs 2014 Salı Sorumlu Müdür Bilal ÇETİN ''EYLEMİ YASAKLIYORUZ'' Konuyla alakalı görüşüne başvurduğumuz Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Yasama Uzmanı Beyhan Hamurcu da 28 Mayıs itibariyle para ve mal varlığı kazanma ümidi veren gerçekçi olmayan, gerçekleşmesi çok güç olan yani dolandırıcılık kapsamında görülen eylemlerin tamamen yasaklanacağını belirtirken, söz konusu tarife network firmalarının girmesi halinde onların da yasaklanacağını söyledi. Kampanya biletleri tam bilet ücreti üzerinden yüzde 50 indirimli satılacak. Kampanya kapsamında satılan biletler iade edilemeyecek ve değişiklik yapılamayacak. Yasemin ERENER Haber Müdürü Kenan KURTOĞLU İdari Merkez Tevfik Bey Mah. Tahsin Tekoğlu Cad. No:2 Sefaköy/ Küçükçekmece/İST Tel :0212 540 40 45 Fax 0212 540 39 99 www.ekonomigazetesi.net . [email protected] Ankara Temsilciliği Macun Mah.3. Cadde No:2 Yenimahalle /ANK. Tel :0312 397 91 40 41 Fax 0312 397 41 5254 İstanbul Dağıtım REKDAĞ Ltd.Şti. İnternet Site Editörü Kübra ERENER Reklam Pazarlama ve Dağıtım Dolmabahçe Caddesi Eti İş Merkezi No:23 Kat:3 Beşiktaş/İST. Tel: 0212 259 12 20 Fax: 0212 259 12 10 ANKARA Atatürk Bulvarı Palas İş Merkezi B Blok Kat:6 D:114 Kızılay/ANKARA Tel: 0312 425 99 63 Fax: 0312 425 99 76 Ankara Dağıtım AKDAĞ DAĞITIM APDULGANİ AKDAĞ Yayın Türü:Yerel Süreli Basıldığı Yer İstanbul Alkım Basım Yayın Dağıtım Tic.A.Ş. Tevfik Bey Mah. Tahsin Tekoğlu Cad. No:2 Sefaköy/ İSTANBUL Tel : 0212 540 40 45 Resmi ilanlarınızı internet sitemizden de görebilirsiniz (www.ekonomigazetesi.net) EKONOMİ Basın Meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir. Ailelere bir hafta yüzde 50 indirimli olacak ile Haftası dolayısıyla 12-18 Mayıs tarihleri arasında, yüksek A hızlı trenler de dahil olmak üzere bütün trenlerde ailelere yüzde 50 indirim uygulayacak Edinilen bilgiye göre, geçen yıl Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının aralarında bulunduğu 9 bakanlık, aile olmayı özendirmek amacıyla protokol imzaladı. özendirecek etkinlikler düzenlemeyi kararlaştırdı.Bu kapsamda Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD), Aile Haftası dolayısıyla 12-18 Mayıs tarihleri arasında yüksek hızlı trenler de dahil olmak üzere bütün trenlerde ailelere yüzde 50 indirim uygulayacak. Protokol çerçevesinde her bakanlık kendi alanında aile olmayı Kampanyadan yararlanabilmek için anne-baba-çocuk, anne-çocuk TCDD, tüm satış kanallarından kampanyalı bilet satışı yapacak. Trende yapılan kontrol sırasında geçerli bir kimlik belgesinin ibraz edilmesi ve kimlik bilgilerinde kampanyadan yararlananların anne-baba adı ya da soyadı bilgilerinden birinin uygun olması gerekecek. Aksi halde uygulanan indirim tutarı tahsil edilecek.AA 6 13 MAYIS 2014 Dış Haberler HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA BELÇİKA Avrupa Birliği (AB) büyükelçileri, yaklaşık 15 kişi ve 5 Kırım merkezli şirketin daha, Rusya’ya karşı uygulanan yaptırım listesine dahil edilmesi konusunda prensipte anlaştı. Söz konusu ek yaptırım kararının uygulanmasının, Pazartesi günü AB dışişleri bakanları tarafından kesinleştirileceği belirtildi. Bakanların, hafta sonu Ukrayna’nın doğusunda Rusya yanlılarının gerçekleştirmeyi planladıkları referandum ile ilgili gelişmeler çerçevesinde hareket edeceği ifade ediliyor. CİHAN YUNANİSTAN Yunanistan'ın başkenti Atina'daki ünlü Akropolis Müzesi, bomba tehdidi nedeniyle boşaltıldı. Asılsız çıkan ihbar öncesi polis, aramalar sonuçlanana kadar çevrede güvenlik önlemi aldı. Polis, bir Yunan gazetesini arayan bir kişinin, müze bomba bırakıldığına ilişkin ihbarda bulunduğunu açıkladı. Bomba imha ekiplerinin binada gerçekleştirdiği iki saati aşkın aramaların ardından, ihbarın asılsız olduğu anlaşıldı. Ziyarete kapatılan Akropolis Müzesi ve Akropolis metro istasyonu, kısa bir süre önce yeniden hizmete açıldı. Akrpolis Müzesi, her yıl 1 milyonun üzerinde ziyaretçi tarafından geziliyor. CİHAN Aile bakanının kadınlara ayrımcılık yaptığına hükmedildi erlin İdare Mahkemesi, Federal Aile Eski Bakanı Kristina Schröder zamanında bakanlıkta yapılan atamaların yasaya aykırı olduğuna hükmetti. Aile Bakanlığı bünyesinde kadın politikalarından sorumlu Kristin Rose-Möhring, Schröder’in atamalarının Federal Eşitlik Yasası'nı ihlal ettiği gerekçesiyle bakanlığı dava etmişti. İdare Mahkemesi verdiği kararla ayrıca bakanlık bünyesinde çalışan Kadın Politikaları Sorumlusu’nun etkisini artırmış oldu. B Schröder, bakanlığı döneminde sözcülüğe Christoph Steegmans, Çocuk Tacizlerini Önleme Sorumlusu Johannes-Wilhelm Rörig ve Müsteşar Lutz Stroppe’yi atamıştı. Aile ve Kadın Bakanlığı’ndaki önemli üç pozisyona erkek atanmasını yasaya aykırı bulan mahkeme ayrıca Kadın Politikaları Sorumlusu'nun atama sürecine dahil edilmesi gerektiğini beyan etti. Aile Bakanlığı’nda 420 kadınve 180 erkek çalışan bulunuyor.Yönetici kadrosunun ise yüzde 60’ını kadınlari, yüzde 40’ını erkekler oluşturuyor. CİHAN Wieland: AB'ye üye olmak isteyen, kriterlerini yerine getirir Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerine yaklaşık üç hafta kalan adayların seçim çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor. Baden-Württemberg (BW) eyaletinde de partiler seçim çalışmalarını yoğunlaştırdı. Hıristiyan Demokrat Birlik’in (CDU) kalesi olarak kabul edilen ve partinin 58 yıllık iktidarını Yeşiller-SDP koalisyonuna kaptırdığı Stuttgart da bir anlamda CDU için güvenoyu özelliği taşıyan bu seçimlerde iddialı. DU’lu adaylar eyaletin değişik şehirlerinde yaptıkları çalışmalarla seçmenlere ulaşıyor. Partinin Stuttgart’tan gönderdiği AB seçimlerindeki güçlü adaylarından Rainer Wieland da seçim bölgesindeki çalışmaprogramı çerçevesinde BİL Özel Okullarını ziyaret etti. C Okul yönetimi tarafından karşılanan AP milletvekili Wieland, Bil Özel Okulları’nın faaliyetlerini önemsediğini ifade etti. Okulun öğrencileriyle sohbet edip sorularını cevaplayan politikacı,Avrupa Birliği’nin hangi yöne doğru gittiği ile ilgili fikirlerini paylaştı. AB’ye üye olmanın şartlarının belli olduğunu, bu noktada AB‘nin belli kriterleri olduğunu ifade eden Wieland, “Üye olmak isteyen ülkelerin bu kriterleri yerine getirmesi gerekiyor.” şeklinde konuştu. Öğrencilerden gelen ‘Bazı AB ülkelerinin Euro’dan çıkması durumunda ne olabilir?’ sorusuna cevap veren Wieland şöyle konuştu: “AB ülkelerinde ekonomiyle ilgili kriterleri yerine getiren ülkelerin zorunlu olarak Euro’da kalma mecburiyeti var. Euro’dan çıkmak isteyen Avrupa Birliği’nden de çıkmak istiyor anlamına gelir.” Euro bölgesinde özel anlaşma sonucu Euro dışında kalan sadece iki ülke olduğunu anlatan politikacı,“Bunlar İngiltere ve İsveç. Bunun dışında kriterleri uyan tüm AB ülkeleri Euro para birimini kullanmak zorunda.” dedi. CDU’lu Wieland, şirketlerin veri koruma konusuna da değindi. Bazı şirketlerin vergi konusunda olduğu gibi veri kanununda da daha esnek ülkeleri tercih ettiğini ifade eden Wieland, toplumu yakından ilgilendiren gıda konusundaki standartlar ile ilgili konulara da dikkat çekti. Wieland, AB ülkelerinde bu standartların yüksek olduğunu ifade ederek şu açıklamada bulundu: “Toplumun en çok hassas olduğu konulardan biri de gıda konusu. Tıbbi konularda partilerin veya halkın kırmızı gen dediğimiz konuda endişesi yok. Gıdaları kapsayan yeşil gen konusunda ise partilerinde, halkında endişeleri var. Genel olarak AB ülkelerinde kalite standartları yüksek. Kalite standardı ABD’ den daha yüksek durumda. AB ile ABD arasında yapılacak olan serbest ticaret anlaşması bu konulardaki hassasiyetleri de beraberinde getirecek.” CİHAN YENİ BULUŞLAR-TEKNOLOJİ ABD ABD Posta Servisi (USPS), ikinci çeyrekte operasyon kazancını yüzde 2.3 oranında artırmasına rağmen 1.9 milyar dolar zarar açıkladı. Posta servisi birçok tesisini birleştirip, personellerin çalışma saatni azaltmasına rağmen maddi zararın önüne geçemedi. USPS’ten yapılan açıklamaya göre, operasyon gelirleri 379 milyon dolar artış gösterirken, harcamlar ise 18.1 milyar dolar azaldı. Posta servisi ile taşınan mektup sayısı 38.8 milyar dan 38.1 milyara düştü. Nakliye ve taşınan paket sayısı yüzde 7.3 oranında arttı. Acele posta gönderilen mektup sayısında ise yüzde 4.1 oranında azaldı. ABD’de mart ayında toptan satışlar 1.4 ile son 10 ayın en büyük artışını gösterdi. CİHAN ALMANYA Almanya’nın kuzeyinde bulunan MecklenburgVorpommern eyaletinde aşırı sağcılara karşı bölge halkı dayanışma örneği sergiledi. Eyaletin Demmin kentinde II. Dünya Savaşı’nın sona ermesini ve Nazi Almanya’sının yenilmesine karşı protesto gösterisi düzenlemek isteyen 200 kadar aşırı sağcıya diğer vatandaşlar engel oldu. Şehir meydanına toplanan yüzlerce aşırı sağ karşıtı, Neonazilerin gösterisine karşı dayanışma sergiledi. Güvenlik güçlerinin yoğun önlem aldığı şehirde merkez tren istasyonu bölgesinde sıkışıp kalan aşırı sağcılar şehirde yürüyüş yapamadı. Aşırı sağcıların şehre girişlerine karşı gece de nöbet tutan bölge halkı şehirde aşırı sağa yer olmadığı mesajını verdi. CİHAN Anlık mobil mesajlaşma uygulamalarına dikkat u uygulamalardan gönderilen bildirimler, zararlı ve zararsız reklamları yaymak için kullanıldı. Bildirimler, aynı zamanda mobil cihazların bilinirliğinin ve Apple kullanıcı bilgilerini hedef alan kimlik avcılığının sayısının artmasına neden oldu. B larını ortaya çıkarıyor. Kullanıcılar, göndereni bilinmeyen kişilerden gelen e-postaları açmamalı; bu e-postalarda bulunan ve kullanıcı güvenliği için bir risk teşkil eden herhangi bir bağlantıya tıklamamalı." 2014 yılı ilk çeyreğinin spam verileri ise şu şekilde: SPAM E-POSTALAR WhatsApp uygulamasının doğrudan bir e-posta hizmetine bağlı olmadığı gerçeğinden çok az sayıda kullanıcı şüpheleniyor. Bu dikkat eksikliği nedeniyle ekli arşivin içerdiği ve asıl işlevi kullanıcıların kişisel verilerini çalmak olan Backdoor.Win32.Androm.bjkd adlı zararlı program, kullanıcılar için tehlikeli sonuçlar doğurabiliyor. Kaspersky Lab İçerik Analizi ve Araştırma Müdürü Darya Gudkova, mobil kullanıcıları hedef alan saldırıların sayısında son zamanlarda bir artış olduğunu belirtiyor ve ekliyor; "Cihaz kullanımı, bilgisayarlarla çok az etkileşimi olan ve bilgisayar güvenliğine diğerlerine göre daha az aşina olanlar arasında dahi popüler olmaya başladı. Bu durum, spam üreticileri ve kimlik avcıları için yeni saldırı fırsat- Zararlı e-postalar tarafından en sık hedef alınan ülkelerin listesi, geçtiğimiz yılın üçüncü çeyreğinden bu yana bazı değişiklikler gösterdi. Yüzde 3,68'lik artışla ilk sırayı ABD (%14) alırken, bunu sırasıyla İngiltere (%9,9) ve Almanya (%9,6) takip etti. İstenmeyen e-posta kaynağı olan ilk üç ülke bir önceki çeyreğe göre değişiklik göstermedi: Çin (-0,34 puan), ABD (1,23 puan) ve Güney Kore (-0,91 puan). KİMLİK AVI Yılın ilk çeyreğinde kimlik avcılarının en popüler hedefleri arasında e-posta ve arama portalları vardı. Bu saldırılar, kaydedilen bütün saldırıların yüzde 36,6'sını oluşturuyor. Onu da yüzde 26 ile sosyal ağ siteleri ve yüzde 14,7 ile de finans, e-ödeme kuruluşları ve bankalar takip etti. E-POSTALARDAKİ ZARARLI EKLER E-posta yoluyla dağıtılan zararlı programların en temel amacı gizli verileri çalmak; ancak ilk çeyrekte, spam eposta yayma ve DDoS saldırıları başlatma yeteneğine sahip zararlı programlar da oldukça popülerdi. En yaygın zararlı programlar artık çok fonksiyonlu bir özellik sergiliyorlar: kurban bilgisayardan veri çalabiliyor, bilgisayara botnet bulaştırabiliyor ya da başka zararlı programları kullanıcının bilgisi olmadan bilgisayara indirip yükleyebiliyor. E-POSTA TRAFIĞİNDEKİI SPAM EPOSTA YÜZDESİ Yılın ilk çeyreğinde toplam e-posta trafiğindeki spam e-posta yüzdesi bir önceki çeyreğe göre 6,42 puan azalarak yüzde 66,34 olarak gerçekleşti. Ancak bu, 2013 yılı ilk çeyreğinin aynı dönemi ile karşılaştırıldığında, 2014 yılı ilk çeyreğinde spam e-posta payının yalnızca 0,16 puan azaldığı görüldü. KRV, Doğu Avrupalı göçüne uyum kılavuzları ile hazırlanıyor uzey Ren Vestfalya (KRV) eyaleti hükümeti, Doğu Avrupa’dan gerçekleşen göçten ağırlıklı olarak etkilenen belediyelere uyum kılavuzları (Integrationslotsen) ile destek sağlamak istiyor. SPD Eyalet Meclis Grubu Uyum Politikası Sözcüsü İbrahim Yetim, Uyum Kılavuzları'nın önemini “Fahri olarak görev alan bu insanlar, yeni gelenler ile kurumlar arasında önemli bir köprü rolü üsteleniyorlar." sözleriyle vurguluyor. Projenin önemini anlatan Yetim, “Burada yaşayan insanlarla ilgilenmemiz şart. Yeni göç eden insanların en büyük sorunları dil, resmi dairelerden korku ve işsizlikten oluşmaktadır. K Yeni göçmenlere bundan sonra danışma merkezlerine, resmi dairelere, okullara veya doktorlara gidecekleri zaman, Uyum Kılavuzları hem yönlendirecekler, hem de eşlik edeceklerdir. Bunun için fahri Uyum Kılavuzları yeni hemşehrilerimiz için önemli kişilerdir. Aynı zamanda yeni göçmenlerle irtibata geçmekte zorluk çeken belediyeler için de yararlı olacaktır. Yeni hemşehrilerimizin bir çoğu buradaki olanaklar ve kurumlar hakkında yeterince bilgiye sahip değiller." dedi. Belediyelere nasıl destek verildiğini anlatan Yetim, yerel yönetimlerin 31 Mayıs 2014 tarihine kadar başvuruda bulunabileceğini, eyalet hükümetinin teşvikinin 2015’in sonuna kadar süreceği bilgisini verdi. CİHAN 13 MAYIS 2014 Politika HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA Öztrak: Bürokraside bir cadı avı olduğu görüntüsü var HP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, hükümetin gelecek dönemde artacak günahlarına ilişkin başka bir somut göstergenin de son dönemde bürokraside ve ekonomi bürokrasisine de yansıyan kıyımlar olduğunu belirtti. Öztrak, "Bürokraside bir cadı avı olduğu görüntüsü vardır." dedi. Meclis'te basın toplantısı düzenleyen Öztrak, ekonomideki gelişmeleri değerlendirdi. C Bu yılın ilk 4 ayında enflasyonun yüzde 5'e ulaşarak rekor kırdığını dile getiren Öztrak, 2014 yılının 12 aylık enflasyon hedefi olan yüzde 5,3'ün ilk 4 ayda ulaşıldığını ifade etti. Enflasyondan bu yıl en çok memurların mağdur olacağını vurgulayan Öztrak, memur ve ailelerini enflasyona ezdirenlerin ne yapacaklarını anlatmaları, hesabını vermeleri gerektiğini belirtti. Ekonomi Bakanı'nın 'Bizim için kur ve faizin değeri enflasyondan daha önemlidir' dediğini hatırlatan Öztrak, şöyle devam etti: "Sayın Bakan, sizlerin enflasyon kaygınız olmayabilir ama vatandaşın cebinde, mutfağında yangın var. Hükümet, memura, emeklilere, asgari ücretlilere yaptığı ayıbı mutlaka telafi etmelidir. Hükümete açık çağrıda bulunuyorum: 2014 için memura enflasyon farkı ödemesini içeren bir düzenlemeyi derhal hazırlayın. Eğer bütçe dengeleri hükümetin söylediği gibi gidiyorsa, ekonomide işler tıkırında ise memuru ezmeyin, hakkını verin." Enflasyonla mücadelenin son derece önemli olduğunun altını çizen Öztrak, bu sorumluluğun sadece Merkez Bankası'na ciro edilemeyeceğine dikkat çekti. Hükümetin gelecek dönemde artacak günahlarına ilişkin başka bir somut göstergenin de son dönemde bürokraside ve ekonomi bürokrasisine de yansıyan kıyımlar olduğunu dile getiren Öztrak, "Özellikle Maliye Bakanlığı'nda Mali Suçları Araştırma Kurulu gibi kritik yerlerde yapılan operasyonlar dikkat çekicidir. Yine Sermaye Piyasası Kurulu, Borsa İstanbul hatta SGK'da görevden almalar olağan hale gelmiştir. Bürokraside bir cadı avı olduğu görüntüsü vardır. Eğer hükümetin amacı bürokrasiyi korkutup, sindirerek hukuksuz iş ve işlemleri için kendine dikensiz gül bahçesi yaratmaksa çabalar beyhudedir. Bürokraside alınan hiçbir karar, atılan hiçbir imza saklanamaz. Mutlaka yapılan her işin hesabı gün gelir sorulur." şeklinde konuştu. tartışmalıdır. Bu niteliklerin her birinde Sayın Başbakan’ın sicili bozuktur.” Adan, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine üç ay kala ‘AKP kaynaklı’ yürütülen algı operasyonlarının halkın tercihlerini manipüle etmeye yönelik boyutlara ulaştığını ifade etti. Adan, AKP’nin kalemşorlarının Başbakan’ı şimdiden Cumhurbaşkanı ilan etme yarışında birbiriyle yarıştığını, parti sözcülerinin ise rol kapma yarışında olduğunu kaydetti. Adan şöyle devam etti: Asgari siyasi nezaket kurallarının “Kendi siyasi ve kişisel ikbali için bir kez daha Türkiye’yi germekte, kutuplaştırmaktadır. Kendisinin ve AKP’nin karşı karşıya olduğu yolsuzluk iddialarından hesap vermeden kurtulmanın yolunu Cumhurbaşkanı olmakta görmektedir. Fakat bu defa kazın ayağı öyle değildir. AKP’nin evdeki hesabı çarşıya uymayacaktır. Kâğıt üzerinde yapılan ve milletimizin vicdan ve irfanını ıskalayan hesaplar tutmayacak- 'BÜTÜN STRATEJİ KUTUPLAŞMA VE GERGİNLİK' Başbakan Erdoğan’ın her zaman olduğu gibi bütün stratejisini kutuplaşma ve gerginlik üzerine kurduğunu ifade eden Adan, sözlerini şöyle sürdürdü: Adan Çankaya’nın tapusunun millete ait olduğunu ibretlik bir şeklide görecekler dışında yaptıkları değerlendirmeler bizim açımızdan kayda değer nitelikte asla değildir. AKP sözcülerinin, Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin iyi niyetli ve sorumluluk sahibi değerlendirmelerine yönelik sözleri; kıymeti kendinden menkul kafaların ciddiyetten uzak sözlerinden ibarettir. Anlaşılan odur ki; Sayın Bahçeli’nin değerlendirmeleri AKP yönetiminde panik yaratmıştır. Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli’nin dile getirdiği proje milli bir projedir. Dolayısıyla MHP tabanının ve Türkiye’nin kahir ekseriyetinin beklentilerine tercüman olunmuştur. Aklı başında ve Türkiye’nin geleceğini düşünen hiç kimse bu değerlendirmelere itiraz edemez. Elbette Türkiye’nin yeni Cumhurbaşkanı milliyetçi, muhafazakâr, laik ve hukukun üstünlüğüne saygılı bir şahsiyet olacaktır. Bu anlamda Sayın Başbakan’ın Cumhurbaşkanı olma hedefi ‘ham hayal’den ibarettir. Çünkü milliyetçiliği, muhafazakârlığı, laiklik anlayışı ve hukuka saygısı tır. Bu süreçte Çankaya’yı tapulu arazileriymiş gibi görenler, tapunun yegane sahibinin millet olduğunu seçimlerde ibretlik bir biçimde göreceklerdir. Milletimizin arzu ettiği Cumhurbaşkanı profili asla Sayın Başbakan değildir. Türkiye’yi uzlaştırması, barıştırması, milli idealler etrafında birleştirmesi, bayrağımızı temsil etmesi gereken bu makama uymayacak yegane kişi Sayın Erdoğan’dır.” MİLLİ MUTABAKAT ARAMAYA DEVAM EDECEĞİZ Adan, “Milliyetçi Hareket Partisi, Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin çerçevesini çizdiği yeni Cumhurbaşkanı profilini milletimize anlatmaya, milli bir mutabakat aramaya devam edecektir. Zira önerdiğimiz çatı; Türkiye’nin birlik, bütünlük ve huzur çatısıdır. Milletine ve devletine sadakat ile bağlı herkese bu çatının altında yer vardır.” diye konuştu. Mediha SELÇUK-EKONOMİ CHP'li Erdemir: Yatak istatistikleri ülkede sıkıntı olduğunu gösterdi HP Bursa Milletvekili Aykan Erdemir, Türkiye'deki çarpık yapıyı anlamanın yolunun yataktan geçtiğini ifade etti. Yatak istatistiklerinin ülkedeki siyaset, sosyal politika ve demokraside sıkıntı olduğunu gösterdiğini dile getiren Erdemir, Bursa'daki ceza infaz kurumlarındaki yatak doluluk oranları yüzde 100-200 arasında değişirken kentteki otellerin yatak doluluk oranının yüzde 55-60 seviyesinde seyrettiğine dikkat çekti. C İnternet düzenlemesiyle ilgili bir soruya Öztrak, Türkiye'nin basın özgürlüğü konusundaki karnesinin kötü olduğunu ve en kötü olan ülkelerden bir tanesi olduklarına dikkat çekti. Bunu herkesin söylediğini belirten Öztrak, "Biz bunu daha da kötülemek için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Hükümeti aklı selime davet etmeye devam ediyoruz." diye konuştu. CHP MYK'daki değişimine ilişkin bir soru üzerine ise Öztrak, oldukça yorucu dönemden çıktıklarını söyledi. Bütün arkadaşların son derece değerli hizmetler verdiğini, görevden ayrılanların Parti Meclisi'nde görevlerini sürdüreceğini anlatan Öztrak, farklı bir görev dağılımıyla birlikte bundan sonraki süreçte yürümeye devam edileceğini ifade ederek Genel Başkan'ın kararını saygıyla karşılamak gerektiğini vurguladı. CİHAN illiyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Celal Adan, AK Parti’nin Çankaya’yı tapulu arazileriymiş gibi gördüğünü ifade ederek, “Tapunun yegane sahibinin millet olduğunu seçimlerde ibretlik bir biçimde göreceklerdir.” dedi. MHP Genel Başkan Yardımcısı Celal Adan, Cumhurbaşkanlığı seçim süreciyle ilgili yazılı açıklama yaptı. M Gürsel Tekin: Çok dışa dönük bir CHP göreceksiniz 7 TBMM'de basın toplantısı düzenleyen Aykan Erdemir, kente turist gelmediğini ve işletmelerin düşük karlılıkla çalıştığını anlatarak, otelleri değil, cezaevlerini dolduran Türkiye'nin hastaneleri de doldurduğunu, özellikle hastanelerin yoğun bakım, acil servis ve yenidoğan ünitelerini doldurduğunu, hijyenin önemli olduğu yerlerde kapasite fazlası hasta kabulüyle nitelikli sağlık hizmeti verilmesinin söz konusu olmadığını kaydetti. HP Genel Sekreteri Gürsel Tekin, partideki görev değişikliklerinin ardından daha çok emek, daha çok yoksullarla ilgileneceklerini ve mağdurların yanında olacaklarını söyledi. Tekin, Etiler'de bölgelerindeki kentsel dönüşüme tepki gösteren mahalle sakinleriyle bir araya geldi. Tekin, burada basın mensuplarının, gündeme ilişkin sorularını cevapladı. C Bir soru üzerine, CHP Merkez Yönetim Kurulu'nda (MYK) gerçekleştirilen değişikliklerin herkese hayırlı olmasını dileyen Tekin, "Benim için çok büyük bir şey değişmedi ama değişen bir şey olacak, daha çok dışa dönük bir CHP göreceksiniz. Bugün olduğu gibi, yarın Ankara'da, başka bir arkadaşımız Erzurum'da, Rize'de nerede mağduriyet varsa CHP orada olacak" diye konuştu. Bir gazetecinin, "CHP biraz daha sola mı kayacak?" şeklindeki sorusuna Tekin, şu karşılığı verdi: "CHP, 90 yıllık bir siyasi partidir. CHP, mevsimlik bir parti değildir. Onun için 90 yıl ayakta kalabilmiş. Çok partili sisteme geçtiğimiz tarihten itibaren yüzlerce partinin nasıl kapatıldığını, 10 yıl önce iktidar olup, 10 yıl sonra nasıl bertaraf edildiğini hepimiz biliyoruz. CHP'nin ilkeleri, çok açık ve nettir. Elbette sosyal demokrat bir partiyiz. Daha çok emek, daha çok yoksullarla ilgileneceğiz ve mağdurların yanında olacağız. Mağdurların siyasal düşüncesi ne olursa olsun, hangi siyasi partiye oy vermiş olursa olsun hep yanlarında olacağız. Yani, yeni CHP dediğimiz tam da bu olacak." "CHP'de geçmişte olduğu gibi şimdi de güçlü bir genel sekreterlik makamı mı öngörülüyor?" şeklindeki soru üzerine Tekin, "CHP'nin bütün makamları çok güçlü makamlardır. CHP'de 30 yıldır her kademede görev yapan bir insan olarak hangi makama oturmuşsam kendimi güçlü hissetmişimdir" ifadelerini kullandı. TÜZÜK DEĞİŞİKLİĞİ OLACAK MI Tekin, "Tüzük değişikliği olacak mı?" şeklindeki soruya, "Önümüzdeki günlerde... Bir ihtiyaçtır, bu yapılacaktır" şeklinde cevap verdi. Genel Sekreter Gürsel Tekin, soru üzerine, Cumhurbaşkanlığı seçimleri sürecini CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun götürdüğünü kaydederek, "Hiç kimse merak etmesin Türkiye'nin beklentisine cevap verebilecek, kendisini mağdur görenlerin 'Evet benim de Cumhurbaşkanım var' diyebileceği bir cumhurbaşkanı geliyor. Merak etmeyin. İsim hiç önemli değil, geliyor" diye konuştu. AA "Hastanelerden cezaevlerine Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı tablo; yanlış yatakları dolduruyoruz, dolu olması gereken yatakları boş bırakıyoruz." diyen Erdemir, Bursa'nın Mudanya ilçesinde, seçim kampanyasının başladığı günden beri hummalı bir çalışma yürütüldüğünü söyledi. Erdemir, şöyle devam etti: "Kentteki hummalı çalışma; turizme yönelik değil. Mudanya İlçe Emniyet Müdürlüğü, seçim startıyla birlikte CHP ilçe örgütünü taciz etme, mobbing yarışına girdi. İlçe Başkanımız, yönetim kurulu, kadın ve gençlik kolları üyelerimiz dahil seçim kampanyasında çalışmalara katılan pek çok üyemiz, sabahın erken, gecenin geç saatlerinde evlerinden uygunsuz şekilde alınmakta ve kendilerinde seçim çalışmaları sırasında çekilen fotoğraflar gösterilmektedir. Kendilerine zorla bir ifade imzalatılmaya çalışılmaktadır. İfadede, (Ben miting sırasında 'Hırsız Recep Tayyip Erdoğan diye bağırdım, bunun suç olduğunu bilmiyorum) deniliyor. Emniyet yetkilileri bir yönlendirmede bulunuyor. CHP'lilere, kendi istem ve beyanları dışında ifade imzalatılıyor. Bu çok açık taciz, mobbing ve siyasi baskı girişimidir. Seçimi CHP'nin kazandığı, AKP'den belediyeyi aldığı ilçede, bugün Emniyet adeta CHP'yi cezalandırıyor, gözdağı veriyor, CHP'li üyelerin üzerinde baskı kuruyor." Yazılı ve görsel basında yaptırım, yargı yoluyla yapılırken iken internet yayıncılığında idari kararla basın mensupları üzerinde en ağır yaptırımların uygulanabildiği yasal düzenlemeler yapıldığını belirten Erdemir, ülkede sadece demokrasiye değil bilgi ekonomisine de zarar verildiğini, bunun en somut örneğini geçen haftalarda izlediklerini söyledi. CİHAN 8 Gündem Türk Ordusu'nun yeni dev gücü tanıtıldı ürkiye’nin de yapımına ortak olduğu Stratejik T Ulaştırma Uçağı A400M ‘Atlas’ göreve hazır. Türkiye’nin üretim ortaklarından olduğu Stratejik Ulaştırma Uçağı A400M ‘Atlas’ için, Kayseri’deki 12. Hava Ulaştırma Ana Üs Komutanlığında düzenlenen teslim törenine Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de katıldı. 12. Hava Ulaştırma Ana Üs Komutanlığındaki törene, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yanı sıra, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, AK Parti Kayseri Milletvekili İsmail Tamer, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk, Garnizon Komutanı Hv. Plt. Tümgeneral Ali Demiral, Kayseri Valisi Orhan Düzgün, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki, üst rütbeli subaylar, savunma sanayi yöneticileri, TAI ve Airbus firması yetkilileri ile davetliler katıldı. Törende, A400M uçağının yapım süreciyle ilgili kısa bir gösterimin ardından, uçak üretimi projesiyle ilgili bilgiler verildi. Türkiye’nin ilk kez bir uçağın tasarım ve üretim aşamalarına dahil olduğu belirtilen bilgilerde, Türkiye’nin ilk A400M ‘Atlas’ uçağının 6 aylık gecikmeyle teslim alındığı, 2015’ten 2018’e kadar her yıl 2 uçak teslimatı olmak kaydıyla toplamda Türkiye’nin 10 uçağın teslim 13 MAYIS bunun yolunun Kudüs meselesinin çözümünden geçtiğini belirtti. Davutoğlu “Kimse Kudüs'te tek taraflı karar alıp hayata geçiremez. Geçirirse, Ortadoğu barışına en büyük dinamit vurulur. Kudüs kıblemizdir. Kudüs meselesi halledilinceye kadar Ortadoğu barışı gerçekleşemez.” dedi. “MESCİD'İ AKSA'YA VURULAN KİLİDE KARŞI İSYAN ETMEK ZORUNDAYIZ” Toplantıda konuşan Davutoğlu, Kudüs'ün insanlık vicdanında ilelebet yaşayacağını vurgulayarak, “Kudüs'ün bu mahiyetini değiştirmek isteyen, hiçbir mazeret teşkil edemez ki Kudüs insanlık vicdanından koparılabilsin. Bu insanlık vicdanı itibarı ile bakıldığında, hangi hukuk ya da siyaset Kudüs ve Batı Şeria arasında örülen duvarı izah edebilir. Bu insanlık vicdanı itibarı ile bakıldığında hangi güç insanlığın Kudüs'e fevç fevç akmasına engel olabilir. Hangi güç, hangi gerekçeyle Kudüs'ü engelleyebilir. Kudüs'e kilit vurabilir. 13 MAYIS 2014 Gündem HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kayseri'de Atlas'ın Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na katılım töreninde açıklamalar yaptı. alınacağı bildirildi.A400M uçağı ile çok uzun menzillere yüksek tonajlı malzemelerin taşınabilir hale geldiği ifade edilirken, uçağın havada yakıt nakliyle sınırsız uçuş menziline sahip olduğu, tam teçhizatlı 160 paraşütçünün, helikopterlerin, zırhlı personel taşıyıcının, konteynerlerin rahatlıkla taşınabildiği, uçağın askeri harekat dışında, barışın korunması, afet durumlarında yardımların en kısa zamanda ve doğru noktalara bırakılması gibi görevleri kolaylıkla yapabileceği de kaydedildi. Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk, teslim alınan A400M uçağı ile daha ağır yüklerin, daha uzun menzillere, daha isabetli naklinin mümkün olduğunu bildirdi. Orgeneral Öztürk, ‘’A400M uçağının teslimi için buradayız. Bu uçak, THK’nın gücüne güç katacaktır. Hava Kuvvetleri, Silahlı Kuvvetlerin olmazsa olmaz unsurlarıdır. Kıbrıs harekatı sırasında Hava Kuvvetlerimiz, C-130 ve C-160 uçaklarıyla silahlı kuvvetlerimize büyük destek vermiştir. Her geçen gün kendini yenileyen ve gücüne güç katan Türk Hava Kuvvetleri, bünyesine kattığı Atlas nakliye uçağı ile harekat kabiliyetini artırmıştır. 2018 yılına kadar bünyemize katacağımız 10 adet A400M uçağıyla birlikte C-160 uçaklarımızı da yavaş yavaş devre dışına çıkarıyoruz. Fransa’dan sonra Türkiye’nin aldığı A400M uçağı üretilen ikinci uçaktır. Bünyemize kattığımız Atlas’ın uzun yıllar ülkemiz silahlı kuvvetlerine, insanlığa ve barışa hizmet etmesini diliyorum’’ dedi. Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, A400M projesinin, projesinden üretimine kadar her aşamasında ortak olduğu bir iuçak projesi olduğunu ifade ederek, ‘’Türk Silahlı Kuvvetleri’nin dünyanın neresinde olursa olsun yapacağı harekatlara doğrudan ve etkili bir şekilde destek verecektir. Göktürk 2 uydusu Hava Kuvvetleri Komutanlığımıza hizmet vermeye başlamıştır. Hürkuş ve Atak projeleri devam etmektedir. Altay tankı, milli savaş gemileri ve diğer önemli projelerle Türk Silahlı Kuvvetleri kendini her geçen gün daha da güçlendirmekte ve dünya barışına güçlü bir şekilde katkı sağlamaktadır. Geleceğin savaş uçağı olarak isimlendirilen F-35 uçağından 2’sinin siparişinin verilmesi için gerekli, işlemler tamamlanmıştır’’ ifadelerini kullandı. Törende Konuşan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ‘’Türkiye otomobil yapmadan önce, uçak üreten bir ülkeydi. Türkiye’nin savunma anlamında çok kolay bir bölgede olmadığını söyleyebiliriz. NATO haritalarına baktığımız zaman çatışma Türkiye’nin çevresinde yoğunlaşmıştır. Şubat ayında Konya’da düzenlenen böyle bir törenle 2 Awacs’ın törenine katıldık. Şimdi de Türk Hava Kuvvetlerimize güç katacak Atlas’ın teslim törenindeyiz’’ dedi. Sadece Müslümanlar değil, bütün bir insanlık olarak Mescid'i Aksa'ya vurulmak istenen bu kilide karşı, ahlaki ve ontolojik tarih bilincimizle isyan etmek zorundayız. Kudüs'e sahip çıkmak zorundayız. Sahip çıkamadığımızda, kendi mirasımıza da sahip çıkamayız. Kudüs'e sahip çıkmak bizim için ahlaki sorumluluktur.” diye konuştu. “MÜSLÜMANLARIN HEGEMONYASINDA KUDÜS TÜM DİNLERE AÇIKTI” Kudüs'ün büyük bir kültün mirasının ürün olduğunu da vurgulayan Davutoğlu, bu mirasın tek bir etnisiteye indirgenemeyecek kadar derin olduğunu vurguladı. Bu mirasa sahip çıkmanın herkes için bir vecibe olduğunu dile getiren Davutoğlu, Kudüs'e sokaklarında gezerken kadim kültün bütün unsurlarının görülebiliyorsa işgale rağmen direnen Filistinliler sayesinde olduğunu söyledi. Birilerinin Kudüs'ü tek bir merkezin dini haline getirmeye çalıştığını ifade eden Bakan Davutoğlu, birilerinin Kudüs'ü tek bir devleti hegemonyası haline getirmeye çalıştığına dikkat çekerek şunları kaydetti: HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA Biz, bunlara hiçbir suretle itibar etmedik. Kudüs tarih boyunca, bizlerin hüküm sürdüğü Osmanlı tarihi boyunca her inanca açık olmuştur. Her din ve inançtan herkes özgürce ibadetlerini yapmıştır. Kudüs Müslümanların egemenliğinde her dine açık olmuştur. Bizim tarihimizde, ibadethaneleri kapatmak gibi bir durum olmadı. Başka dinlere saygı gösterdik. Filistinliler borcumuz var. Onlar, kadim kültürü yaşatabilmek için her türlü baskı ve zulme karşı duruyorlar. Kimse Kudüs'ün kadim kimliğini ve İslam kimliğini yok etme cesaretinde bulunamaz. Bulunursa, bütün insanlığı bulacaktır. Kültürel mirası korumak bizim için başlı başına zarurettir.” “KUDÜS ULUSLARARASI HUKUKA GÖRE İŞGAL EDİLMİŞTİR” Ahlaki ve kültürel sorumluğun yanında bir de siyasi sorumluğun olduğuna değinen Davutoğlu, şunları kaydetti: “Kudüs uluslararası hukuka göre işgal altındaki bir topraktır. Kudüs'te yaşayanlar işgalin bütün mağduriyetini, bütün çilesini çekmektedirler. 1949'dan beri yaşananlara şahit oluyoruz. BM ve İslam İşbirliği Teşkilatları Filistin halkı ile dayanışmamızı göstermemiz gerekiyor. Korumamız gereken hukuk ve adalettir”dedi.AA Türkiye Barolar Birliği Başkan Vekili Besler, TBB Başkanı Feyzioğlu'nun Danıştay'ın 146. kuruluş yıl dönümü törenindeki konuşmasına ilişkin "Bizim işimiz hukuktur, siyaset değildir. Siyasetçiler istediklerini yapsınlar" dedi. verilen zamandan çok daha uzun konuştu. Böyle ortamlarda size ne kadar zaman verildiyse o kadar süre konuşup o ortama saygı göstermek zorundasınız. Bunu çok ama çok aşarak saygısızlık etti. Orada herkesin bir programı vardı. HP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, Metin Feyzioğlu'nun konuşmasını eleştirdi. C oğoğlu, programda Danıştay'ın kuruluş yıldönümünde Metin Feyzioğlu'nun yaptığı konuşma sırasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın tepki göstermesini de değerlendirdi. Olayın çok üzücü bir durum olduğunu belirtti. L FEYZİOĞLU SAYGISIZLIK ETTİ Loğoğlu, sözlerine şöyle devam etti; "Danıştay'daki olay çok üzücü bir tablo. Orada sorumlu tek bir kişi değil. Orada Cumhurbaşkanı'mızın, Başbakan'ın ve Feyzioğlu'nun ayrı ayrı artıları ve eksileri var. Feyzioğlu, bakımından artı ifade özgürlüğü bağlamında konuşabilir. Ama her yerde her şey söylenir mi? hayır o da doğru değil. Feyzioğlu'nun diğer bir artısı Allah'tan Başbakan'ın sert çıkışına karşı sakin davrandı. Ama Feyzioğlu, kendisine Daha önemlisi, Feyzioğlu bir siyasi konuşma yapıyor algısı yarattı. Kılıçdaroğlu, orada konuşsa daha yumuşak daha yargı bağımsızlığını vurgulayan bir konuşma yapardı. Ortama uygun bir konuşma yapardı. Orası siyasi bir kürsü değil. Orası bir hukuk kürsüsü. Dolayısı ile Feyzioğlu'nun yaptığı yanlıştı. Asıl yanlış burada."CİHAN İsmet Yılmaz'dan 'Bedelli askerlik' açıklaması illi Savunma Bakanı M İsmet Yılmaz, yeni bir bedelli askerliğin gündemlerinde olmadığını söyledi.Kütahya Valisi Şerif Yılmaz'ı ziyareti öncesi açıklamalarda bulunan Bakan İsmet Yılmaz, Kütahya'da inşaat sektörünü yakından ilgilendiren “Hava Mania” probleminin çözüme kavuştuğunu belirterek, AK Parti'nin hizmet partisi olduğunu kaydetti. "YENİ BİR BEDELLİ YOK" Bakan Yılmaz, bedelli askerlikle ilgili soruya, "Bizim gündemimizde bedelli askerlik yok" cevabını verdi. Bakan Yılmaz, "Bedelli askerlik gündemimizde yok. Geçen dönem silahlı kuvvetlerde 130 doktor silüsünü aldı, askere gitmek için başvurdu. Bu askerler başvurunca biz dağıtımını yaptık. Kara, deniz ve hava ile jandarmaya gidip teslim olanların sayısı 30. 100 kişi vazgeçti. ürkiye T Barolar Birliği BB Başkanı Feyzioğlu'nun T "Hükümet Van'da hiçbir şey yapmadı" eleştirisine Bakan Şimşek'ten jet yalanlama geldi. Şimşek, "Van'da 5.2 milyarlık yardım yapıldı" dedi Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu'nun Van depremiyle ilgili sözlerini rakamlarla yalanladı. Şimşek, 2011'de gerçekleşen depremin ardından Van'a toplamda 5.2 milyar liralık yardım yapıldığını bildirerek, "Biz sosyal devletiz. Türkiye'nin her yerindeki vatandaşlarımızı kucaklıyoruz. Feyzioğlu'nu eleştiride bulunurken daha insaflı ve gerçekçi olmaya davet ediyorum" dedi. Danıştay'ın 146'ncı kuruluş yıldönümü töreninde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Van ile ilgili söylediklerin baştan aşağı yalan" diyerek itirazda bulunduğu Feyzioğlu'nun iddialarına Bakan Şimşek, jet yalanlama geldi. bugüne kadar tam 2 milyar 362 milyon liralık kaynak aktardık. Bu sayede Van'da yaklaşık 18 bin konut yapıldı. Böylece öncelikli olarak tabii ki ev sahiplerine konutlarını verdik. Daha sonra kalan konutlar da kura yoluyla kiracılara satıldı. TOKİ halen orada konut yapmaya devam ediyor." Şehre yapılan yatırımlarda en büyük payın TOKİ'ye aktarılan tutar olduğunu belirten Şimşek, şunları kaydetti: "Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığımız aracılığıyla TOKİ'ye Bakan Şimşek, Van'a yapılan yardımların sadece konutla sınırlı kalmadığını belirtti. Şimşek, acil ve insani yardım ile altyapı iyileştirmeleri kapsamında da büyük bir SADECE EV YAPMADIK tutarın aktarıldığını söyledi. ŞEHİRDE MODERN KENTLER KURULDU 23 Ekim ve 9 Kasım'da Van'da yaşanan ve 644 kişinin hayatını kaybettiği depremlerin ardından TOKİ tarafından bölgede yaklaşık 18 bin konut yapıldı. Köylerde yaşayan vatandaşlara da destek sağlandı. Köylerde 9 bin 500 aile konut, 3 bin 500 aile de ahırdan hak sahibi oldu. Halen konteyner kentlerde, ev kiralarının vakıf tarafından karşılanmasını kabul etmeyen 44 aile yaşıyor.CİHAN Muhtemelen bu bedelli söylentileri kişilerin askere gitme kararını tehir ediyor. Biz hep bunu söylüyoruz. Affı da, bedelliyi de kullanmamak lazım. Gündemimizde af da, bedelli de olursa bunlar toplumun sosyal dokusunu bozar diye düşünüyoruz” yanıtını verdi.CİHAN aşbakan Erdoğan Afyon'da kampın kapanış konuşmasında önce Metin Feyzioğlu'na yüklendi. Ardından Paralel Yapı'ya yüklendi. B İşte Cumhurbaşkanlığı seçimi, paralel örgüt, diğer örgütlerin yapılanmasıyla mücadele istişare toplantımızda ele aldığımız ağırlıklı konular oldu. son 200 yıl boyunca bu toprakların asli unsurları, millet, yoksullar, okuyamamış olanlar, kendisini ifade edemeyenler, fırsatları imkanları olamayanlar, milli ve manevi değerlerine bağlı olanlar, sistematik bir tahrike aşağılanmaya maruz kaldılar. "BİZİM ÖZGÜVENİMİZİ YOK ETMEK İSTEDİLER" Rahmetli Oğuz Atay, onları yani bizleri "tutunamayanlar" olarak tarif etmişti. Hiçbir ayrım yapmadılar. Elit bir zümre, Türk demeden, Kürt demeden, AleviSünni demeden, halk yığınlarına karşı sürekli bir kibir sergilemişti. Son yıllarda birçok konuşmamda bunların üzerinde durdum. Bizim özgüvenimizi yok etmek istediklerini, bizim de buna karşı direnmemiz gerektiğini defalarca ifade ettim. Hani dikleşmeden dik durmak diye ifade ettiğim konu. Milletin 77 milyon ayrımsız şekilde bu toprakların birinci sınıf vatandaşı olduğunu defalarca vurguladım. "BİZİ TERBİYE ETMEYE KALKIŞTILAR" 3 Kasım 2002 seçimleri esasen bu kibir abidelerinin milletten ağır bir cevap aldığı tarih olmuştur. O kibir abideleri defalarca yolumuza çıktılar. Mürebbiye edasıyla, bizlere ve millete parmaklarını sallayarak bizi terbiye etmeye kalkıştılar. Tepeden baktılar, konuştular. Ve hani ülkede çoğunluğun oyunu alamıyorlar ya, biz azınlıkta kaldık diyorlar. Dolayısıyla azınlık olarak çoğunluğa biz tahakküm etmeliyiz diyorlar. Kendilerini ülkenin asıl sahibi addettiler. Kararları onlar vermek istediler. Ülkeye onlar istikamet çizmek istediler. Kaynakları adil biçimde paylaşmak yerine, tüm kaynakları kendileri için kullanmak istediler. Bu kesimler kibirlerinden bir milim bile geri adım atmadılar. "AZİZ MİLLETİMİZİN ÖZGÜVEN KAZANABİLMESİ İÇİN GECE GÜNDÜZ ÇALIŞTIK" İşte 12 yıldır biz bu kibri kırmaya, milletimize tarihinde olduğu gibi yeniden özgüven "HUKUK KATİLİ HUKUKÇULARA ARTIK HİÇ KİMSENİN EYVALLAHI YOK" Herkes bilsin ki biz bu ülkede varız, biz bu ülkenin eşit vatandaşlarıyız. Dün de ayrıntılı şekilde ifade ettim, ihtilaller dönemi artık kapanmıştır. Seçkin bir zümrenin, parmağını sallayarak bize ya da aziz millete kibirle ders verme dönemleri artık kapanmıştır. Birileri kürsülere çıkıp konuşurken, kendilerini Yassıada mahkemelerinin savcısı, bizi de yassı ada mahkemelerinde sanık gibi görüyor. Dün söyledim, CHP genel başkanı, milli şef, diktatör, meclis kürsüsüne çıkıp "sizi ben bile kurtaramam" diyerek Meclis'i tehdit etmişti. Artık bu tehditlere boyun eğecek bir Meclis yok. Başbakanlara, hesap soracak, hukuk katili hukukçulara artık hiç kimsenin eyvallahı yok. "KARŞINIZDA ARTIK PISIRIK BAŞBAKANLAR YOK" Herkes haddini, konumunu sınırını bilecek. Siz babalarınızın dedelerinin çarpık istikametinde yürümek isteyebilirsiniz. Babalarınız dedeleriniz gibi siyasete parmak sallamak isteyebilirsiniz. Ama biz babalarımızın dedelerimizin kutlu ve şanlı izinden yürüyoruz. Hiç kusura bakmayın biz bu istikametimizi asla değiştirmeyeceğiz. Karşınızda artık boynu bükükler yok, yüzünü yere eğip öfkesini içine atacak mağdurlar yok. Evet geçti o günler. Yassıada günleri geçti. Sizin karşınızda Menderes'in akıbetiyle korkutulan, pısırık başbakanlar bakanlar da yok. " O DÖNEM KAPANDI" Kürsüye çıkıp yassıada hayali görenler bunu bilmelidir ki o dönem kapandı. CHP'nin milli şefi diktatör çıkıp Meclis kürsüsüne 'Seni ben bile kurtaramam' deme küsthalığını göstermiştir. Sizin karşısınızda sinen pısırık Başbakan ve bakanlar yok. Yassıada günleri geçti. Biz Korkma ile başlayan bir İstikal Marşı'na sahibiz. Malum dün sabah 10'da burada olacaktık. Dün Danıştay'ın kuruluş yıldönümüne Adalat bakanımızla katıldık. Sayın Cumhurbaşkanı orada. Danıştay'ın Başkanı çıkıyor. 25 dakika çıkıyor herkesin saygı duyacağı bir konuşma yapıyor.Kim bu ev sahibi. Orada konuşma hakkı olmayan, konuşma yetkisi olmayan tüzüğündeiç tüzüğünde böyle bir şey yok. Bir gelenek olduğu için bu konuşma yapılıyor. Oraya konuşma yapan kişinin karşısında bir savunması var mı? Baro başkanı çıkıyor Danıştay başkanının 20 dk konuştuğu yerde 1 saat konuşuyor. Senin konuşma hakkın yok çıkmış zehir zemberek konuşuyorsun. O içine sinmiş kibirle seçilmişlere parmak sallıyor. CHP kurultayı kürüsüsünde değil danıştay kürüsüsünde konuşuyorsun. Tek parti dönemi biteli 64 yıl oldu.CİHAN (TBB) Başkan Vekili Berra Besler, TBB Başkanı Metin Feyzioğlu'nun Danıştay'ın 146. kuruluş yıl dönümü törenindeki konuşmasına ilişkin "Bizim işimiz hukuktur, siyaset değildir. Siyasetçiler istediklerini yapsınlar" dedi. Besler, Muğla Barosu tarafından bir otelde düzenlenen "Hukuk Muhakemeleri Kanunu" sempozyumu sonrası bir grup baro başkanıyla düzenlediği basın toplantısında, Danıştay'ın 146. kuruluş yıl dönümünde cumhuriyet tarihinde örneğine rastlanmamış bir olayın yaşandığını savundu. Yargı temsilcilerinin yılda iki kez kendilerini ifade etme olanağı bulduğunu ifade eden Besler, "Türkiye'deki bütün avukatlara, barolara ve Türkiye Barolar Birliği'ne hakaret niteliği taşıyan bir üslup sergilendi. Bunu bizim kabul etmemiz mümkün değil. Bu içimize sinemez" dedi. Kavgadan değil barıştan yana olduklarını belirten Besler, "Devlet kademesinde kavga olmaz. Biz siyasetçi değiliz. Biz yargının kurucu unsuru savunmanın, yani devletimizin yasama, yürütme erklerinden birinin kurucu unsuruyuz. Bizim işimiz hukuktur, siyaset değildir. Siyasetçiler istediklerini yapsınlar. Hoş değil ama istediklerini yapsınlar" diye konuştu.CİHAN Çiçek: En kilit ülke Türkiye'dir BMM Başkanı Cemil Çiçek, T Güneydoğu Avrupa'nın barışa, huzura, istikrara ve refaha ihtiyacı bulunduğunu belirterek, bölgenin kilit ülkesi Türkiye'nin Güneydoğu Avrupa Ülkeleri Parlamenter Asamblesi (GDAÜ PA) gibi oluşumların toplantılarına katkı vermeye çalıştığını söyledi.Moldova ve Romanya ziyaretlerini değerlendiren Çiçek, Moldova'nın Türkiye için önemli bir ülke olduğunu belirterek, ilişkilerin "stratejik ortaklık" niteliği taşıdığını vurguladı. Çiçek, Moldova'daki Gagavuz Türklerinin Türkiye için önemli olduğunu, milli kimlikleri, kültürleri ve dillerini muhafaza edebilmeleri için çaba gösterdiklerini dile getirdi. BAŞBAKAN ERDOĞAN'DAN FEYZ iOĞLU'NA 'SEN KiMSiN?' kazandırmaya çalışıyoruz. Bu ülkenin, bu milletin neler yapabileceğini, başarabileceğini göstermeye çalışıyoruz. Hamdolsun bunu da yaptık. 12 yıl içinde aziz milletimizin özgüven kazanabilmesi için gece gündüz çalıştık. 9 TBB vekilinden Feyzioğlu'na tepki Faruk Loğoğlu: Feyzioğlu saygısızlık yaptı Şimdiye kadar Hava Kuvvetleri bünyesinde bulunan C-130 ve C-160’ların kullanıldığını kaydeden Gül,‘’Şimdi daha uzağa, daha çok yük taşıyan, daha teknik donanımlı uçaklar alıyoruz. NATO büyesindeki yeni strateji ve yeteneklerle ilgili öngörülerine de uygun projeler yapıp üretimini gerçekleştiriyoruz. Tüm müttefiklerle ortak çalışmalar yapma noktasında bulunuyoruz. Birçok projeleri ortak geliştiriyoruz. Bu büyük projeler uzun vadelidir’’ diye konuştu.CİHAN Davutoğlu: İsyan etmek zorundayız ışişleri Bakanı Ahmet D Davutoğlu, Ortadoğu'da bir gün barış sağlanacaksa 2014 'Metin Feyzioğlu anamuhalefeti de eleştirdi' HP Genel Başkanı Kemal C Kılıçdaroğlu, "Devleti yönetmeye talip olanlar, devleti akılla yönetirler, öfkeyle değil. Sayın Metin Feyzioğlu orada konuşuyor, hukuk dersi veriyor, kaygılarını dile getiriyor, her kesime eleştiri var. Anamuhalefet partisine de eleştiri vardı ama biz saygıyla dinledik. Demokrasiye inananların eleştiriye saygı göstermesi gerekiyor" dedi. Kılıçdaroğlu, Çayyolu'ndaki Zafer Koleji'nin açılışında yaptığı konuşmada, bir eğitim kuruluşunun açılışında bulunmaktan mutluluk duyduğunu söyledi. beyni olduğunun keşfedilmesi oluştuğunu aktaran Kılıçdaroğlu, "Bilgi toplumunu dünya yakaladı ama biz neresindeyiz? Üniversiteleri özgür ve özerk olmayan bir ülke bilgi toplumunu yakalayamaz. Bu nedenle özgürlük çok önemlidir. Bu nedenle Mustafa Kemal Atatürk, 'özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir' demiştir. Biz bu kültürümüzü asla unutmayacağız" değerlendirmesinde bulundu. Eğitimin ve eğiticinin sürekli desteklenmesi gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: Çağdaş uygarlığa eğitimle ulaşılabileceğini ifade eden Kılıçdaroğlu, Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının cumhuriyeti kurduklarında ilk yaptıkları işin millet mekteplerini ve köy enstitülerini açmak olduğunu kaydetti. "İnsanoğlu 3 milyon yılda tekerleği keşfediyor. Ama bugün her saniyede birden fazla buluş var. O zaman dönüp kendimize soracağız, acaba bu buluşların Türkiye neresinde? Biz Güney Kore'den önce otomobili ürettik. Eğitimle bir toplumun çağdaşlaşacağı gibi, geriye de gidebileceğini belirten Kılıçdaroğlu, "Bunu belirleyen unsur aklın özgürleşmesini mi savunacaksınız, aklın tutsaklığını mı? Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları aklın özgürleşmesini savunmuşlardır" diye konuştu. Şimdi otomobilimiz yok. Güney Kore'nin dünya çapında üç otomobil markası var. Dönüp kendimize şu soruyu bir daha soracağız: Neden Güney Kore bizi geçti ve neden biz geride kaldık? Soru sorduğumuz zaman gerçekleri yakalarız. Ama bize ve çocuklarımıza baskı uygulanıyor, 'sen soru sorma, sen konuşma, sen sus, sen uslu ol' Oysa biz onların daha çok soru sormalarını isteriz." Sorgulamanın insanın doğasında bulunduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, merakın, yeni sorularla beslenmesi durumunda çağdaş uygarlığın yakalanacağını anlattı. Bilgi toplumunun, dünyanın en stratejik ürününün insan -"Farklılıkları zenginlik olarak görmeliyiz"Bütün annelerin, Anneler Günü'nü kutlayan Kılıçdaroğlu, okuma yazma bilmeyen rahmetli annesinin en büyük arzusunun bunu öğrenmek olduğunu, aradan yıllar geçtikten sonra kendi kendine okumayı öğrendiğini anlattı. Eğitimle hoşgörünün, sevmenin, öfkeyi kontrol etmenin öğrenileceğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Devleti öfkeyle değil, akılla yöneteceksin. Öfkenin egemen olduğu bir ülkede barışı ve huzuru sağlayamazsınız, toplumu ayrıştırır, bölersiniz. Oysa amaç neydi? Barış içinde yaşayan bir toplum yaratmak, beraber, birlikte yaşamak. Bütün farklılıklarımızı zenginlik olarak görmek" diye konuştu. Türkiye'yi kuran Mustafa Kemal Atatürk'ün çağdaş uygarlığı hedef gösterdiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, bunun eğitimle gerçekleşeceğini dile getirdi. -"Feyzioğlu'nun ayıplanacak bir şeyi yok"Konuşmasının ardından Kılıçdaroğlu, okulu yaptıran Ali Demir ve beraberindekilerle açılış kurdelesini kesti. Okulu gezen Kılıçdaroğlu, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, "CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, Metin Feyzioğlu'nun konuşmasıyla ilgili "saygısızlık yaptı" dedi. Buna ne dersiniz?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Bilmiyorum, haberim yok. Feyzioğlu'nun ayıplanacak bir şeyi yok" yanıtını verdi. "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kamudaki tasfiyelerle ilgili 'evet biz bu cadı avını yapacağız' dedi. Bununla ilgili görüşünüzü alabilir miyiz?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Diktatörlere özgü bir söylem" karşılığını verdi. -"Saygı göstermeye devam edeceğiz" "Başbakan Erdoğan'ın Danıştaydaki tavrını nasıl buldunuz?" sorusu üzerine de Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi: Romanya'ya yaptığı üç günlük ziyareti de değerlendiren Çiçek, GDAÜ PA'nın uzun geçmişe sahip olduğunu kaydetti.Türkiye, Güneydoğu Avrupa ve Balkan ülkelerinin bir arada olmasının önem taşıdığını, geçmişteki acıları geride bıraktıklarını aktaran Çiçek, GDAÜ PA'nın güzel gelecek inşa etme noktasında sürdürülen çok yönlü çabaların parlamento ayağını oluşturduğuna işaret etti. Türkiye'nin iki kez GDAÜ PA'nın dönem başkanlığını yaptığını ve etkin rol oynadığını anımsatan Çiçek, Bükreş'teki toplantıda bölgesel gelişmelerin konuşulduğunu, üç komitenin başkanlığını Türkiye'nin yürüttüğünü anlattı. Gelecek toplantının Arnavutluk'da yapılacağını dile getiren Çiçek, benzeri toplantıların katılımcı ülkelerin meclisleri için önemli katkılar sağladığını vurguladı. "Devleti yönetmeye talip olanlar, devleti akılla yönetirler, öfkeyle değil. Sayın Metin Feyzioğlu orada konuşuyor, hukuk dersi veriyor, kaygılarını dile getiriyor, her kesime eleştiri var. Anamuhalefet partisine de eleştiri vardı ama biz saygıyla dinledik. Geçmişte bölgenin yeteri kadar acı yaşadığını anımsatan Çiçek, "Bu coğrafyanın barışa, huzura, istikrara ve refaha ihtiyacı var. Buranın en kilit ülkesi Türkiye'dir. Türkiye, bu toplantılara katkı vermeye çalışıyor. 'Mevcut şartlar içerisinde başarılı bir toplantı yaptık diyebilirim" değerlendirmesinde bulundu. Demokrasiye inananların eleştiriye saygı göstermesi gerekiyor. Biz aynı saygıyı göstermeye devam edeceğiz." UKRAYNA'DAKİ GELİŞMELER Türkiye'nin Ukrayna'daki gelişmelerle ilgili görüşünü anımsatan Çiçek, Türkiye'nin kendi bölgesinde ve tüm dünyada daima barıştan yana olduğunu belirtti. "Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, Başbakan Erdoğan ile Danıştaydan ayrılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna da Kılıçdaroğlu, "Sayın Cumhurbaşkanı, başbakanlık koltuğunda oturan zatı sakinleştirmeye çalıştı. Ama bir türlü sakinleştiremedi. Tören bitmeden Sayın Cumhurbaşkanının salonu terk etmesi doğru değil, törenin bitmesi gerekiyordu. Çünkü çıkan bütün konuşmacılar, 'Sayın cumhurbaşkanım' diye söze başladı. O nedenle doğru olmadı" diye cevapladı.CİHAN Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunu temenni etmek ayrı bir şey, temin etmek ayrı bir şey. Barışın temini noktasında da Türkiye, uluslararası hukukun verdiği imkanlar ve sorumluluk çerçevesinde diyalogla, barış yolu ile tüm sorunların çözülmesi noktasında çabanın, arayışın içindedir. Şüphesiz burada belirleyici faktör ve kriter, uluslararası hukuktur. Uluslararası hukuka aykırı, emrivakilerle ortaya çıkan durumları Türkiye'nin kabul etmeyeceğini, dün ve bugün bu toplantıda biz de ifade ettik." Çiçek, bu konunun toplantıya katılan 11 ülke arasındaki Sırbistan dışında diğer GDAÜ PA üyelerinin onayladığı ortak bildiriye de yansıdığını sözlerine ekledi.CİHAN 10 13 MAYIS 2014 Basın-Kritik HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA Saruhan ÖZEL Uğur GÜRSES Bu ihracatla olmaz! Sermaye hesabındaki alarm T ürkiye’de otoriteler ekonominin iç tüketime gereğinden fazla yaslanarak büyüdüğünü düşünüyorlar. Tüketimdeki artışın da özellikle bankaların hane halkına sağladıkları finansmanla mümkün hale geldiği görüşündeler. Rakamlar bunu teyit ediyor. 2002 yılı sonunda ekonominin sadece % 1’i büyüklüğünde olan kredi kartı dahil tüketici kredileri bu yılı %20’nin üzerinde bir oranda bitirecek. Ve bu dönemde ekonomi reel olarak yılda ortalama %5,1 büyürken özel tüketimin buna yaptığı katkı yılda ortalama 3,5 puan. Yani hane halkı borçluluğu seviye olarak gelişmiş ülkelere göre düşük olsa da tüketime paralel hızla artıyor. Tüketim aynı zamanda aramal ve hammadde ithalatını körükleyince ortaya “hane halkı borcunun artırdığı tüketimle büyüyen cari denge açığı” sonucu çıkıyor. Çünkü bu dönemde ithalat yılda ortalama %18 artarken cari denge açığının ekonomiye oranı yılda ortalama %5,3 oldu. Demek ki, otoritelerin bankaların hane halkına sağladığı finansmanı bir şekilde yavaşlattıklarında sorunu çözebileceklerini düşünmeleri son derece normal. Hem borçluluk hızla artmaz hem de cari denge açığı bu kadar büyümez. Bu çözüm yolu borçluluk ve cari açık sorununu rahatlatabilir belki ama aynı zamanda ekonomi de yeterince, yani genç nüfusun sürekli artan yeni istihdam ihtiyacını karşılayabilecek kadar, büyüyemeyebilir. Çünkü yavaşlatılmaya çalışılan iç tüketim ekonominin en güçlü büyüme motoru. Ekonominin üçte ikisi ve yukarıda belirttiğim üzere son 10 yılda ekonomik büyümeye en fazla katkı yapan grup. Demografik açıdan bakıldığında geleceği de parlak ve reel sektör yatırımlarını cezbediyor. İç tüketim yavaşladığında yanına başka güçlü bir motorun eklenmesi gerekiyor ki ekonomi eskisi gibi yılda ortalama %5’in üzerinde büyüyebilsin. Bunun için biçilmiş kaftan dış tüketim, yani ihracat. İhracat cazip hale gelirse zaten reel sektör de yatırımlarını ihracata yönelik yapacak. İhracat sadece büyümeyi daha dengeli hale getirmeyecek, cari açıktaki artışı da azaltacak. Otoriteler de gayet iyi biliyorlar ki ihracatı artırmak o kadar kolay değil. O yüzden ellerinden geldiğince buna destek vermeye çalışıyorlar. Her şeyin başı olan TL’nin rekabetçi olmasına özen gösteriyorlar (son 3 yılda DolarEuro sepetinin TL fiyatı üçte bir artmış durumda ve yüksek seyrediyor). İthalatı yüksek olan aramalların üretimine teşvik veriyorlar. Melek yatırımcı gibi girişimciliği, inovasyonu teşvik edecek uygulamaları yapıyorlar. Enerji maliyetini azaltacak enerji özelleştirmelerini ve nükleer gibi yeni enerji kaynaklarını devreye sokuyorlar. Ama buna rağmen son yıllarda ihracatta ivme kaybı var. Kurların hiç destek vermediği, hatta köstek olduğu, bugünkü diğer teşviklerin ortada olmadığı 2003-2008 yılları arasında yılda ortalama %25 artan ihracat sonraki 2009-2012 döneminde sadece %5 artabildi. Üstelik son 1 yılda artış daha da düşük, sadece %2. Sanayi üretimine özel bir katkısı olmadığı düşünülebilecek altın (değerli maden) ihracatını çıkartsak bile artış %6 gibi geçmiş yıllara göre çok düşük bir oranda. Türkiye’nin ihracatı yıllardır ekonomisinin %20’sinin, dünya ihracatının ise %1’inin altında seyrediyor. Türkiye dünyanın 17. büyük ekonomisi ama dünya ihracatında alınan pay sıralamasında 32. Bu rakamlar iç ve dış tüketimini dengeleyerek hızlı büyümek isteyen bir ekonomi için yetersiz. Böyle olduğu da zaten iç tüketim yavaşladığında ekonominin de potansiyel hızının çok altına inmesinden, işsizlik oranının düşmek bir yana artmasından belli (istihdam artıyor ama o da daha ziyade hizmet sektörlerinde). Sorun nerede? 2007 sonrasında tüm dünyada etkili olan global kriz, dünyadaki ihracat pastasını kısmış durumda. Global ihracat artışı hızla geriliyor. Artık ihracat çok daha geniş coğrafyada karmaşık üretim zincirleri üzerinden yapılıyor, bölgesel ticaret anlaşmaları çok daha ön plana çıkıyor, çevresel farkındalık artıyor ve finansman imkanları zorlaşıyor. Teknolojik üstünlük giderek daha belirleyici oluyor, inovasyonu mümkün kılıyor ve katma değeri yükseltiyor. Ve en önemlisi, ihracata dayalı büyüyen ülkeler tüketici ihtiyacındaki ve teknolojik gelişmelerdeki trendleri doğru görüp doğru zamanda iş modellerini değiştirerek ihracatla büyümeyi sürdürebiliyorlar. Finlandiya gibi üretiminin yaklaşık yarısını ihraç eden bir ülke yıllarca cep telefonu teknolojisi ve üretimine önderlik yapıp yüksek marjlarla sattıktan sonra bunu çok daha ucuza üretenlere devredip akıllı telefon uygulamalarında dünya liderliğine soyunabiliyor. Yılların ihracatçısı Japonya’nın en büyük elektronik ihracatçılarından biri televizyon üretiminde artık yeterince kâr edemediği LED aydınlatma teknolojisini TV üretiminden tarım üretimine yönlendirecek kadar ileri gidebiliyor. Arap ülkelerinde meşhur olan Japon çileklerinin bu teknolojiyle ışıklandırdığı kapalı alanlarda daha kaliteli ve verimli şekilde üretilmesini sağlayarak düşük marjlı çileği değil yüksek marjlı teknolojiyi ihraç ediyor. İthal teknoloji ve pahalı işçilikle TV montajında ısrar edip alışveriş merkezleri yapmıyor. Sorun da zaten orada. Zaman 20 Şubat 2014 2 001 krizinden bu yana hiçbir dönemde böylesine bir çıkış olmamıştı; Ocak'ta 3.1 milyar dolarlık sermaye çıkışı. Salı günü Berkin Elvan’ın ölüm haberi geldiğinde, yazmam gereken yazıyı yazamadım. Elim gitmedi; editörüm Şebnem Turhan’ı aradım “yazıyı yazamayacağımı, işim olduğunu” söyledim. Olasılıkla o da fark etti, hiç sormadı bile. Berkin Elvan’ın on binlerce kişi tarafından uğurlandığı günün akşamı; Başbakan Erdoğan çıktığı TV24 söyleşisinde, ‘faili meçhul’ polis şiddeti sonucu yaşamını kaybeden candan çok, kur artışı ve borsa düşüşüne ilgi gösterdi. Kırım’ın Rusya’ya katılmasına dair krizden etkilenen döviz kurunu, cenazeye katılan kitlenin kalabalık olması ile ilintili sanan mülakatçının sorusunu şöyle yanıtladı; “bunlar rüzgâr gibi böyle gelir geçer, Mayıs ve Haziran’da da aynı şeyleri yaptılar. Kendi kendini piyasalar toparladı. Öyle kaçış falan filan söz konusu değil. Bugün de sabah öyle sabah biraz şey oldu; akşama doğru borsa yükselmeye başladı” diyordu. Gerçekten de, can kayıplarının olduğu dönemlerde muhafazakâr iktidarın para-pul, borsa ve döviz kuru kaygısına düşmesi akıl alır gibi değildi. Ancak şunu da not etmekte yarar var; Başbakan Erdoğan’ın belli ki Türkiye’den çıkan sermaye konusunda bilgisi yok. Hem de, kendisine iktidar kapısını açan 2001 krizinden bu yana görülmedik bir sermaye çıkışına tanık olduğumuzdan. Önceki gün açıklanan ödemeler dengesi verileri bize şunu söylüyordu; Ocak ayında, Türkiye 4.8 milyar dolar cari açık verirken, bunun finansmanı için para gelmediği gibi tersine 3.1 milyar dolarlık net sermaye çıkışı olmuştu. İşte bu yüzden, Merkez Bankası Ocak ayında toplamda 6 milyar dolara yakın rezerv kaybetmişti. Sermaye hesabında 3.1 milyar dolarlık bir çıkışın anlamı şu; 2001 krizinden bu yana hiçbir dönemde böylesine bir çıkış olmamıştı. 2001 Şubat’ında 3.4 milyar dolarlık çıkıştan sonra, aradan 13 yıl geçtikten sonra ikinci defa tanık oluyoruz. Oysa Ocak ayında döviz kuru yukarı doğru seyrederken, hükümet mahfillerinde önlem almak yerine ‘komplocu’ bir kafa ile şu seslendirilmişti; “sermaye çıkışı yok; peki bu dövizleri kim alıyor, ne için alıyor?” Yoğun biçimde propagandası yapılan şey buydu; sanki birileri ‘hükümeti düşürmek için’ spekülatif biçimde döviz istifliyor ve kurları çıkarmak peşinde koşuyordu. Ocak ayı sonlarında Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye’de varlıkların yeniden fiyatlandırıldığını söylüyor ama “sermaye çıkışı diye adlandırabileceğimiz bir gelişme çok şükür yok” diyordu. 2011’de tanık olduğumuz sermaye girişindeki Tarihsel olarak bu kadar yüksek bir sermaye çıkışı olması, döviz kurlarını deyim yerinde ise ‘çıldırttı’. Sert faiz artışı ile frenlenebildi. Komplo kuramlarına sarılanlar nerdeyse ödemeler dengesi kavramını bile unutmuşlardı. Anlattıkları hikâyeler ve söyleme bakılırsa bu tablonun farkında olmadığı anlaşılan Ankara; siyasal açıdan da yolsuzluk ve rüşvet skandalının ortasında yargıyı da etkisiz hale getirip Türkiye’yi kutuplaştıran bir siyaset dozunu tercih ediyor. Bu da, sermaye çıkışını teşvik eden ilave bir unsur demektir. Döviz kurunda belirgin bir gerileme olmaması, tersine yukarı eğilimin diğer faktörlerle yeniden filizlenmiş olması, şöyle bir yol haritası çıkarıyor; Türkiye, sermaye çıkışının devam ettiği bir görünümde, resesyon olarak tanımlanan ekonomik durgunluğa doğru gidiyor. Radikal 20 Şubat 2014 TEM'de alev alev yanan minibüs trafiği kilitledi ağcılar’da, 38 ailenin yaşadığı bir binanın altındaki elektrik trafosu B bina sakinlerini tedirgin ediyor. Belediye, BEDAŞ ve çok sayıda kuruma başvuruda bulunduklarını söyleyen bina sakinleri, durumlarını BEDAŞ’a ve Zabıta Müdürlüğü’ne konuyla ilgili dilekçe gönderdiklerini ancak henüz bir cevap alamadıklarını anlatan Yaşar, “Bu trafo, açık ve tehlikesiz bir alanda olmalı. 38 ailenin yaşadığı binanın altına trafo yapılmasını anlamıyorum.” dedi. Bir bina sakini ise bina yapılırken dönemin belediyesinin trafo koyma karşılığı müteahhide bir kat daha fazla atma izni verdiğini iddia etti. Belediye ve müteahhidin anlaşarak bina altına trafo yaptıklarını kaydeden vatandaş, “Eğer sonuç çıkmazsa mahkemeye ve insan hakları ile ilgili kurumlara da başvuruda bulunacağım. Burada bir bomba ile yaşıyoruz.” şeklinde konuştu. Başka bir bina sakini ise, sokakta oynayan çocukların zaman zaman trafoya yaklaştığını belirterek, “Çocuklarımızı uyarıyoruz ancak burada oynadıkları için trafo sürekli tehlike arz ediyor. Her yere müracaatta bulunduk ancak ‘bakarız’ deyip geçiştirdiler.” ifadelerini kullandı. Gürkan ÖZTEKİN-EKONOMİ Aralık ve Ocak aylarında toplam 13.5 milyar dolar cari açık veren, bunun finansmanı için sermaye girişi sağlayamayan (sadece 21 milyon dolar) Türkiye, iki ayda toplam 9.5 milyar dolar rezerv kaybetti. Ama gelin görün ki; ekonomiyi yöneten bakanların bize anlattığı hikâye; “ülkeden sermaye çıkışı yok”. Bunun adı; ani duruş. Sermaye girişinde durulma, hatta çıkış yaşanması. TEM Otoyolu'da işyerine servis taşıyan minibüs alev alev yandı. 38 aile trafo üzerinde yaşıyor “Bir bombanın üzerinde yaşıyoruz.” diye özetliyor. Sesten ve kokudan uyuyamadıklarını anlatan vatandaşlar, yetkililerden yardım bekliyor. İnönü Mahallesi 29/2 Sokak’ta bulunan, içinde 38 ailenin yaşadığı binanın altındaki trafo bina ve mahalle sakinlerinin kabusu oldu. Yaklaşık 25 yıl önce inşa edilen binanın bodrum katına trafo kurulmuş. O günden beri de bina sakinleri defalarca yangın tehlikesi atlatmış. Vatandaşlar, ilgili kurumlara başvurarak trafonun kaldırılmasını istemiş ancak bu konuda hiçbir gelişme olmamış. Binadan yakın bir zamanda daire aldığını ancak trafoyu fark edemediğini söyleyen Hüseyin Yaşar, “Kokudan ve sesten uyuyamıyoruz. İlla bir insan öldüğü zaman mı bu trafo kaldırılacak?” diye şikâyetini dile getirdi. yavaşlama ve portföy çıkışı, en kötü ayda bile 300 milyon dolara yakın olmuştu. 2008 sonundaki küresel kriz sırasında ise en kötü 2.5 milyar dolar idi. Evine giren hırsızı yakalayarak polise teslim etti Sancaktepe'de evine giren hırsızları fark eden yaşlı kadın, zanlılardan birini yaşanan arbede sonucu yakalayarak polise teslim etti. O lay yerine gelen sağlık ekipleri, boğuşma sırasında başından yaralanan yaşlı kadına müdahale etti. Edinilen bilgiye göre olay, Atatürk Mahallesi Gökhan Sokak üzerinde bulunan Durgun ailesinin yaşadığı 3 katlı binada meydana geldi. Kilitli olan bina kapısını bir şekilde açan 3 hırsız binadan içeriye girdi. Bu sırada bina sakinlerinden Maya Durgun isimli yaşlı kadın, sesleri duyunca binada hırsızların olabileceğini düşünerek yavaşça bina girişine doğru ilerledi. Bir anda daire kapılarını zorlayan hırsızlarla karşı karşıya kalan yaşlı kadın, 3 kişi oldukları belirlenen zanlıları yakalamak için harekete geçti. Zanlılardan ikisi kaçmayı başarırken, biri yaşlı kadın ile boğuşmaya başladı. Israrla zanlıyı bırakmayan yaşlı kadının yardımına bir süre sonra boğuşma seslerini duyan kızı Songül Tanrıverdi yetişti. Anne ve kızı hırsızı etkisiz hale getirmeyi başararak polisten yardım istedi. Bu sırada yaşanan boğuşmada yaşlı kadın başından yaralandı. Olay yerine gelen polis ekipleri Maya Dur- gun tarafından yakalanan hırsızı teslim alarak polis merkezine götürdü. Eve gelen sağlık ekipleri ise başından yaralan yaşlı kadına müdahale etti. Hırsızla yaşanan boğuşmada yaralanan Maya Durgun olayı şöyle anlattı: “Eşim uyuyordu, zanlıları binanın içinde merdivende gördüm, birini yakaladık polise teslim ettik ama diğer ikisi kaçtı. İçeriye nasıl girdiklerini bilmiyorum, beni bu hale onlar getirdi.” Gazetecilerin çalınan bir şey var mı şeklindeki sorusuna Durgun, “Yok, zaten neyimiz var ki çalsınlar” şeklinde cevap verdi. Maya Durgun'un eşi Tanrıverdi Durgun da evlerine daha önce de hırsızların girdiğini söyledi. Maya Durgun'un aynı binada oturan kızı Songül Koçyiğit de gürültü nedeniyle baktığında annesini hırsız ile boğuşurken gördüğünü ve annesine zanlının yakalanması için yardım ettiğini söyledi. Polise teslim edilen zanlının çok sayıda hırsızlık olayından kaydının bulunduğu belirtildi. Polis kaçan zanlıların yakalanması için de çalışma başlattı. CİHAN İ STOÇ mevkiinde meydana gelen yangın sebebiyle, Edirne istikametinde trafik durma noktasına geldi. Güçlükle olay yerine gelen itfaiyenin söndürdüğü minibüs, kullanılamaz hale geldi. Olay, TEM Otoyolu Edirne istikameti İSTOÇ mevkiinde meydana geldi. Dursun Önder’in kullandığı 34 TJ 838 plakalı servis minibüsünün motor bölümünde yanma oldu. Araçtan koku geldiğini fark eden Önder, minibüsü hemen emniyet şeridine çekti. Araçta bulunan 6 yolcunun indirilmesinin ardından minibüs alev alev yanmaya başladı. Vatandaşlar vakit kaybetmeden durumu itfaiyeye bildirdi. İtfaiye ekipleri, yangın sebebiyle oluşan yoğunluk sebebiyle olay yerine ulaşmakta güçlük çekti. Yaklaşık yarım saat sonra olay yerine gelen itfaiye yangına müdahale etti. Çalışmaların ardından geri hurdaya dönen minibüs kaldı. Olayı anlatan minibüs sürücüsü Dursun Önder, Haramidere’deki işyerine çalışanları götürdüğü sırada araçta yangın çıktığını söyledi. Araçta 6 kişi bulunduğunu belirten Önder, motordan koku gelince minibüsü sağa çekip yolcuları indirdiğini aktardı. Aracın bir anda alev alev yandığını ifade eden Dursun Önder, olayda yaralanan kimsenin olmadığını belirtti. Servis minibüsündeki yangın TEM Otoyolu’ndaki trafiği de etkiledi. Yangın ve söndürme çalışmaları sebebiyle özellikle Edirne istikametinde trafik durma noktasına geldi. Trafik polisleri de çalışmalar sırasında önlem alarak trafiğin kontrollü şekilde akmasını sağladı. Birçok kişi oluşan trafik yüzünden işine geç kaldı. Tamamen yanan servis minibüsü kullanılmaz hale geldi. Yanan minibüsün çekiciyle olay yerinden kaldırılmasından sonra yol trafik normale döndü. Olayda ölen ya da yaralanan olmadı. CİHAN 13 MAYIS 2014 Eğitim HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA TÜBİTAK Türkiye 2.'si Çağlayan Gül Aydın Koleji'nden Manavgat MYO, Beydiğin İlköğretim Okulu'na kırtasiye yardımında bulundu Burç Okulları'nın 3 projesi Türkiye birincisi oldu Akdeniz Üniversitesi Manavgat Meslek Yüksekokulu(MYO) öğretim elemanları ve öğrencileri Beydiğin İlkokulu'na kitap, kırtasiye ve giyecek yardımında bulundu. Ü ç aylık çalışma neticesinde toplanan kitap, kırtasiye ve giyecek yardımları öğretim görevlisi Ebru Aslantaş, Seyran Efilti ve Özcan Utar öncülüğünde kampanyaya katkı sağlayan öğrenciler tarafından okula teslim edildi. Manavgat İlçe Emniyet Müdürlüğü Toplum Destek Hizmetleri Şubesi de Manavgat MYO öğretim görevlileri ve öğrencilerine eşlik ederek Beydiğin İlkokulu öğrencilerine küçük hediyeler sundu. Beydiğin Köyü İlkokulu Müdürü Mutlu Namal ve köy halkının misafirperverliği ile karşılaşan yüksekokul öğretim görevlileri ile öğrencileri çok mutlu oldu. Yüksekokul öğrencileri ilköğretimde okuyan öğrencilerle birlikte top oynadılar, ip atladılar ve çeşitli sosyal faaliyetler düzenleyerek birlikte D Ü N K Ü Ç Ö Z Ü M Ç E N G E L B U L M A C A zaman geçirdi. Okul Müdürü Namal, Beydiğin Köyü hakkında bilgiler verirken desteklerinden dolayı Yüksekokul yönetimine, öğretim elemanlarına ve öğrencilerine teşekkür etti. Duyarlı öğrenciler ve öğretim görevlileri yapılan bu yardımların sadece bir günlük olmadığını, köy okullarıyla iletişimin ve desteklerin devam edeceğini ifade etti. Akdeniz Üniversitesi Manavgat MYO Müdürü Doç. Dr. Hacer Bakır Sert ‘Manavgat Meslek Yüksekokulu olarak öğrencilerimizi sadece mesleki anlamda değil, toplumsal kazanımlar açısından da iyi yetiştirmek istediklerini söyledi. Sert, Beydiğin İlkokulu'na yardımda bulunan öğretim görevlilerine teşekkür etti. CİHAN 11 Bölgesel, ulusal ve uluslararası düzeyde girdikleri her yarışmada farklarını hissettiren Burç Okulları öğrencileri, Bu Benim Eserim Proje Yarışmasına bu yıl da damgasını vurdu. A nkara'da gerçekleştirilen finalde Burç Okullarının 3 projesi birinci seçildi. Milli Eğitim Bakanlığı ve TÜBİTAK işbirliğinde ortaokul öğrencilerine yönelik bu yıl 9.su düzenlenen ‘Bu Benim Eserim Proje Yarışması’nın Türkiye finali Milli Eğitim Bakanlığı Şura Salonu'nda gerçekleştirildi. ödüllerini Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın elinden aldı. Polyominalarla Geometrik Modelleme Projesi ile Eren Can Gür ve Kaynaşan Üçgenler Projesi ile Ömer Takkin matematik alanında, Enerji Hidrofan Projesi ile İlayda Uslular ve Zeynep Tuğçe Acar ise fizik alanında birincilik ödüllerini sahibi oldu. Bölgeden Türkiye finaline katılmaya hak kazanan 9 projeden 3'ünün sahibi olan Burç Okulları, aynı başarıyı Türkiye finallerinde gösterdi. Öğrencilerin, yaşam kalitesini artırmak, bilim ve teknoloji alanlarında yenilikçi, yönlendirici, katılımcı olmalarını sağlamak amacıyla düzenlenen proje yarışmasında elde edilen başarı ‘Burç klasiği’ olarak değerlendirildi. Burçlu öğrenciler, binlerce projeyi geride bırakarak 3 birincilik birden kazandı. Türkiye genelinde yarışmaya katılan 42 bin 494 projeyi geride bırakan Burçlu öğrenciler Burç Okulları Genel Müdürü Sultan Sözeri, "Bölge finalinde Türkiye finaline gidecek 9 pro- jeden 3 tanesinin okulumuzdan seçilmesi bizleri son derece memnun etmişti. Bu sevincimizi yaşarken öğrencilerimizin başarılarını Türkiye finalindeki derecelerle taçlandırması sevincimizi daha da arttırdı. Bu başarıya katkı sunan tüm öğretmenlerimizi ve öğrencilerimizi kutluyorum." dedi. Burç Çukurova Ortaokulu Müdürü İlhami Kara ve proje danışman öğretmenleri de öğrencileri Ankara'da yalnız bırakmayarak her saniye aynı heyecanı yaşadı. Sonuçların açıklanmasının ardından Burçlu yöneticiler, öğretmenler ve öğrenciler büyük sevinç yaşadı. CİHAN anlıurfa’nın Birecik ilçesi Ş Çağlayan Gül Aydın Koleji, TÜBİTAK-MEB işbirliği ile gerçekleştirilen 'Bu Benim Eserim' Yarışması'nda Türkiye 2.'si oldu. Daha önce bölge finalisti olmaya hak kazanan Özel Çağlayan Gül Aydın Koleji, Türkiye 2.'si olarak büyük bir başarıya daha imza attı. TÜBİTAK-Bu Benim Eserim final sergisi ve ödül töreni, Ankara MEB Şura Salonu'nda yapıldı. Proje çalışması hakkında bilgi veren Çağlayan Gül Aydın Mirkelam Koleji Müdürü Muzaffer Güler, “Okulumuz, proje çalışmaları alanındaki başarılarına bir yenisini daha ekledi. Atık maddelerden doğa dostu alternatif ürünler oluşturması adlı projemizle, öğrencilerimiz artan çevre sorunları karşısında bilimsel ve kontrollü deneylere dayalı çalışmalar yaptık, ekonomiye katkı sağlayarak, doğal dengeyi koruyarak, çözümün bir parçası olduk ve çevre bilincini kazandık." dedi. CİHAN Özel Düzce Fatih İlkokulu öğrencileri İngilizce hünerlerini sergiledi kulun 2.,3. ve 4. O sınıf öğrencilerinin İngilizce Zümresi koordinesinde düzenlediği ve velilerin yoğun katılımının gerçekleştiği gecede, öğrencilerin birbirinden güzel şarkı, drama, dans, koreografi ve ilahi gösteri ve dinletileri büyük beğeni topladı. Müdür Yardımcısı Bayram Özyavuz, okulda anasınıfından başlayan ve her sınıf seviyesinde önemle takip edilen bir dil eğitimi yapıldığını ifade etti. Özyavuz, şöyle dedi: "Bu gecede öğrencilerimiz, yıl içerisinde elde ettikleri Özel Düzce Fatih İlkokulu öğrencileri, yıl sonu etkinlikleri kapsamında düzenledikleri “İngilizce Gecesi” ile velilerine, İngilizce seviyelerini gösterme imkânı buldular. İngilizce’ye ait kazanımların küçük bir bölümünü kıymetli velileriyle paylaşma imkânı buldular. Özel Düzce Fatih İlkokulu olarak dil eğitiminin en üst seviyede gerçekleştirilmesini sağlarken, bir kültür erozyonuna meydan verilmemesini de çok ama çok önemsiyoruz. Bu gecede öğrencilerimiz birbirinden güzel ve ciddi emek gerektiren şarkı, şiir ve eğlenceli gösterilerinde bu hususu da ön plana çıkardılar. Emeği geçen, başta İngilizce Zümremize, tüm öğretmenlerimize, çok başarılı bir performans sergileyen sevgili öğrencilerimize ve bu gecede her zaman olduğu gibi bizleri yalnız bırakmayan çok kıymetli velilerimize tebrik ve teşekkürlerimizi sunuyoruz.” CİHAN 12 13 MAYIS 2014 Sağlık HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA Her gün bir aspirin kalp krizlerini önler mi? Ahmet Rasim KÜÇÜKUSTA H er gün bir aspirin kalp krizlerini önler mi? Bayram değil seyran değil bu soru da nereden çıktı diyebilirsiniz. Aspirin üreticisi Bayer firması FDA’ ya başvurarak aspirinin kalpdamar hastalığı olmayan, hiç kalp hastalığı veya felç geçirmemiş kişilerde de kullanılmasının faydalı olduğunu ilaç prospektüslerine yazmak için izin istemişti. Tıbbi fetva kurumu FDA bu soruyu şöyle cevaplıyor: Aspirin kalp krizi ve felçleri bazı kişilerde önleyebilir ama herkeste değil, üstelik pek çok da yan tesiri olabilir. Klinik veriler 1990’ lardan beri kalp krizi veya felç geçiren ya da kalpdamar hastalığı olanların günde bir kere düşük dozda aspirin almalarının bu hastalıkların tekrarını önleyebileceğini gösteriyor. Buna “ikincil koruma” adı veriliyor. Düşük doz tablette 80 miligram standart tablette ise 325 miligram aspirin bulunuyor. Önemli araştırmalar dikkatle incelendiğinde aspirinin kalp krizi, felç geçirmemiş olan ve kardiyovasküler problemleri bulunmayan insanlarda kullanılmasını (“birincil koruma”) destekleyen verilerin olmadığı görülüyor. Bu kişilerde aspirinin bir faydası olmadığı gibi tehlikeli mide veya beyin kanamaları görülebiliyor. Kalp krizinin sebebi kalbi besleyen koroner damarlardan birinin pıhtı ile tıkanmasıdır. Aspirin pıhtılaşmayı önleyerek kalp krizine mani olur. Aspirin kanın pıhtılaşmasını azaltan diğer ilaçlarla (dabigatran (Pradaxa), rivaroxaban (Xarelto) and apixiban (Eliquis) beraber alınırken çok dikkatli olunmalıdır. Herhangi bir kalp veya felç sorunu olmayan ama ailesinde kalp hastaları bulunan ya da atar damarlar bakımından riskleri olanlar ne yapmalıdır? Aspirin bunlar için etkili ve emniyetli bir tedavi midir? Hayır, araştırmalar aspirinin bu kişilerde de faydasının olmadığını gösteriyor. Hâlen aspirinin kalp krizi ve felçlerin birincil korumadaki etkinliği araştıran geniş kapsamlı araştırmalar devam ediyor. Gelelim neticeye FDA diyor ki: Elimizdeki verilere göre kalp krizi, felç geçirmiş olan veya kardiyo-vasküler problemleri olan hastaların her gün bir aspirin içmeleri faydalı olabilir ama buna inanlar kendileri değil doktorları karar vermelidir. Aspirinin alınıp alınmaması kadar dozu ve günde kaç defa alınacağı da mühimdir. Bazı ilaçlarda aspirin diğer ağrı kesicilerle beraber bulunur; bunlar uzun süreli tedavi için uygun değildir. Tedavi kutup ayılarından gelecek ' E r ke n t e ş h i s e d i l m e y e n a l e r j i g ö r m e k a y b ı n a yo l a ç ı yo r ' B ahar mevsiminde havada uçuşan polen ve tozlarla birlikte alerjik hastalıkların arttığına dikkat çeken uzmanlar, erken teşhis edilmeyen göz alerjilerinin de görme kaybına yol açabileceği uyarısında bulundu. Dünyagöz Samsun’dan Op. Dr. Sezer Özkan Gözde, kızarıklık, çapaklanma, yanma, batma, kaşıntı ve sulanma gibi şikayetlerin alerjilerin habercisi olabileceğini belirterek, bu kimselerin doktora başvurmasını tavsiye etti. Dr. Özkan, "Erken teşhis edilmediğinde ise görme kaybına kadar uzanan ciddi sorunlar ortaya çıkabiliyor. En sık görülen alerjiler arasında ise alerjik göz nezlesi geliyor. Gözde sulanma, kızarıklık, kaşıntı, ışık ve güneşe karşı aşırı hassasiyet gibi belirtileri olan göz nezlesi geç teşhis edilirse göz kapaklarında düşme ve kısılma, ko- rneada yaralar ve kalıcı göz bozukluklarına neden olabilir." dedi. Bahar mevsimi ile birlikte göz nezlesi vakalarında (atopik konjonktivit) önemli artış görüldüğünü belirten Op. Dr. Sezer Özkan, “Açık havada gözlerimiz en korunmasız organımızdır. Rüzgârda uçuşan polenler ve tozlar alerjik göz nezlesini ortaya çıkartır. konuştu. Op. Dr. Özkan, göz nezlesinin sadece alerjik kökenli olmadığını bulaşıcı, mikrobik göz nezlelerinin de ayrı bir formda bahar aylarında sık görüldüğünü söyledi. Dr. Özkan, “Viral göz nezleleri el teması, öpüşme, hava, para ve havlu aracılığıyla kolayca bulaşabilir. Daha çok sıcaklığın yüksek olduğu yaz aylarında görülür. runmak için tozlu ortamlardan uzak durulmasını, şapka ve gözlük takarak dışarıya çıkılmasını tavsiye eden Op. Dr. Sezer Özkan şu önerilerde bulundu: "Havalandırma yerine filtreli olduğu için klima kullanın. Gözünüzü elinizle kaşıyıp, ovuşturmayın. Göze el temasından mümkün olduğunca uzak durun. Alerjik göz nezlesi genellikle atopik bünyeli diye adlandırılan çocuklarda, çocukluk yaşlarıyla ortaya çıkıp yıllarca aynı mevsimlerde kendini gösterir. Alerjinin en rahatsız edici yanı göz kaşınmaları olduğundan, hastalar gözlerini kaşımaya ve ovuşturmaya doyamaz. Viral göz nezlelerinde hastanın gözündeki kızarıklık, şişlik, sulanma çok fazla olabilir. Bazı tiplerinde gözlerde kanamalar ve kulak etrafı lenf bezlerinde şişmeler olabilir. Bu tür konjonktivitler yaz aylarında sıklıkla havuzlardan da bulaşabilir. Yatak odanızda toz çekmeyen kumaşlardan yapılmış, sık yıkamaya müsait yatak örtüleri ve nevresimler kullanmayı tercih edin. Evde toz alırken ıslak bez kullanın. Evinizi de mutlaka günde bir kez süpürün. Bu kaşımalar bazı kimselerde gözün önündeki saydam tabaka olan korneanın yapısında bozulmalara sebep olur ki bunların en ciddisi görme kaybına yol açan keratokonustur.” diye Viral konjonktivitler bazen aylar boyunca tedavi gerektirirken bakteriyel konjonktivitler ise genelde bir hafta ile 10 gün içinde geçebilir.” şeklinde konuştu. Göz alerjilerinden ko- Ellerinizi ve yüzünüzü sık sık bol su ile yıkamayı da ihmal etmeyin. Gözdeki kızarma sulanma ve yapışmanın sadece alerjik olmayıp viral veya bakteriyel sebeplerle de olup bulaşıcı olabileceğini unutmayın." CİHAN İşiniz, dişinizi kaybettirebilir! iş Hekimi Göknur Gözen, bazı mesleklerin dişeti hastalıklarına yol D açabileceğini söyledi. Gözen, nefesli A BD'deki California Üniversitesi'nden bilim adamlarının araştırması, kutup ayılarının yüksek oranda yağla beslenip hastalanmamasını sağlayan eşsiz bir DNA'ya sahip olduğunu gösterdi. Bedenlerinin yarısı yağdan oluşan ve kolesterol seviyesi çok yüksek olan bu hayvanların kalp hastalığına yakalanmadığını belirten bilim adamları, kutup ayılarının metabolizması ve kalp-damar sistemiyle bağlantılı mutasyona uğramış genlerinin anlaşılmasının obeziteyle mücadeleye yardım edebileceğini vurguladı. Grönland'deki 79 kutup ayısı ile dünya genelindeki 10 boz ayının gen hari- müzik aleti çalanların, fırıncıların, marangoz ve kunduracıların bu riskle karşı karşıya olduğunu aktardı. Diş Hekimi Göknur Gözen, bazı meslekler ve diş hastalıkları arasındaki ilişkiye yönelik bilgi verdi. tasını inceleyen bilim adamları, kutup ayılarının zor şartlara kısa sürede uyum sağladığını, kürklerinin renginin yanı sıra metabolizmalarının da değiştiğini belirtti. Kişilerin icra ettikleri mesleklerin şeklinin dişlerde olumsuz etkilere neden olabileceğine vurgu yapan Gözen, dişeti hastalıklarının oluşmasında en önemli etkenlerden birisinin ağız kuruluğu olduğunu belirtti. Gözen, "Nefesli müzik aleti çalan müzisyenlerin dişlerinin ve dudaklarının sürekli aralık olması; marangoz ve kunduracıların dişlerinin arasında çivi gibi malzemeler bulundurması; fırın ve ateşli ocak karşısında çalışan kişilerin sıcak karşısında ağı- APOB adı verilen bir genin kolesterolün kan dolaşımdan hücrelere hareket etmesinde, dolayısıyla kalp hastalıkları riskinin azalmasında rol oynadığını ifade eden bilim adamları, günde 58 bin kalori alabilen kutup ayılarının DNA'larındaki değişim sayesinde şişmanlamadığına, diyabet ve kalp-damar hastalıklarına yakalanmadığına dikkati çekti. Araştırmanın sonuçları, ''Cell'' dergisinde yayımlandı. AA zlarının kuruması dişetlerini olumsuz etkiliyor." İfadelerini kullandı. Gözen, işin stres ve yoğunluk seviyesinin de ağız sağlığına etki edebildiğini kaydetti. ‘STRESLİ İŞLER, SAĞLIKSIZ DİŞLERE NEDEN OLUYOR’ Göknur Gözen, stresli iş ortamlarının da diş ve dişetlerine olumsuz etkileri olduğundan bahsetti. Özellikle son yıllarda birçok hastalığın stres nedeniyle ortaya çıktığını hatırlatan Gözen, psikosomatik durumlar oluştuğunda, heyecanda ve sinir halinde insanın fark etmeden dişlerini sıktığını belirtti. Yoğun çalışma ortamlarında geçiştirilen öğünlerin de diş ve dişetlerinde sorunlara yol açabildiğini vurgulayan Göknur Gözen, "Çalışmam gerekiyor diyerek beslenmenizi geciktirmeyin." uyarısında bulundu. CİHAN Yeni haftada da Anadolu'nun iç kesimleri boyunca bahar sağanakları etkisini sürdürecek. Havanın serinlediği batı kesimlerde Tunus’tan esecek rüzgarla sıcaklıklar 5 ila 7 derece artacak. Doğuda ılık hava etkisini sürdürüyor. İstanbul'da 10 gündür soğuk esen poyraz yerini ılık lodosa bırakıyor. Sıcaklık 20 derece, güneş de görülecek. Ankara yine kısa sürelerle yağmurlu, 20 derece. İzmir az bulutlu ve 25 derece. Rüzgar artık güneyli ve ılık. Bursa az bulutlu, 23 derece. Adana ara ara bulutlu, sıcaklık 25 derece. Marmara'da 1 hafta sonra güneyden esen rüzgarla sıcaklık tekrar 2025 derece arasına çıkıyor. Bölgede yağış ara verdi, Güneş görülecek. Salı günü hava daha bulutlu ve hafif yağışlar var. Haftanın en sıcak günü ise Çarşamba olacak. İç Anadolu'da gündüz güneş görülse de akşam üstü her kentte olmasa da sağanak geçişleri olacak. Sıcaklık ise 20 derecenin üzerinde. Çarşamba hava daha sıcak, yağış yok. Ege'de 3 gün boyunca yağış yok, güneş yüzünü gösterecek. Rüzgar 2 gün güneyden zayıf ve ılık esecek. Çarşamba günü ise Çeşme-Bodrum boyunca kıyılarda lodos kuvvetleniyor. Akdeniz Bölgesi Mayıs ayını bol yağışlı geçiriyor. Son 3 günde mersinde metrekareye 100 kilogramın üzerinde yağış düştü. Yağışlar 2 gün daha devam edecek. Kesileceği gün ise Çarşamba. Güneydoğu’da ise Gaziantep civarı yağmurlu, Diyarbakır bulutlu ve 25 derece. Doğu Anadolu'da sağanaklar akşam üstü bölgenin pek çok kentinde etkili olacak. Hava ılık, Erzurum 16, Malatya 25 derece. Karadeniz'de Zonguldak, Bolu, Kastamonu boyunca ve Trabzon-Rize arasında yağışlar sürecek. Salı günü yağış daha fazla kentte ve kuvvetli. Sıcaklık ise lodosla Bolu'da 21, Samsun'da 20 dereceye çıkıyor. ANKARA İS TAN BUL Bugün 13 Mayıs Salı 22 Bugün 13 Mayıs Salı Rüzgar 14 15 Nem %63 22 Rüzgar 13 8 AN TAL YA İZ MİR Bugün 13 Mayıs Salı Nem % 76 27 Bugün 13 Mayıs Salı Rüzgar 22 16 Nem % 96 26 Rüzgar 20 17 Nem % 72 13 MAYIS 2014 Turizm HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA Kemer yörük parkı tanıtım alanı olacak K emer'in simgesi olan Yörük Parkı, bölgenin tanıtımı için çalışmalara mekanlık edecek. Kemer’in simgesi olan Yörük Parkı Kemer’e hayat verecek yeni projeleri hayata geçirmek için gün sayıyor. Yeni projelerin hayata geçmesi ile Yörük Parkı Kemer’in tanıtım üssü olacak. Etrafında 600 metre boyunca denize girilebilecek Yörük Parkında, Türkiye’nin ilk Expo fuarı durumundaki Çocuk ve Çiçek temalı Expo 2016 vurgusu da yapılacak. Antalya Kemer’de bulunan 1982 yılı Özel Turizm Belgeli bir tesis ve marka olan Folklorik Yörük Parkı, Devlet Ormanı ve Milli Park statüsündeki yarımada Küçükburun üzerinde kurulu bulunurken, yeni projeleri ile de ses getirecek ve Kemer’in tanıtım üssü olacak. Halen temalı park ve yaşayan açık hava folklor müzesi işlevi ve konsepti ile hizmet vermekte olan tesis otantik ortamı gelen misafirlerine sunuyor. Folklorik Yörük Parkı’nda dünya folklörlerine de yer verilecek. AA Şanlıurfa’ya turist akını A f r i k a ’d a n g e l e n z i y a r e t ç i girişleri 2 yılda % 81 arttı W TM Londra markasının, WTM Latin Amerika ayağından sonra, WTM Afrika Turizm Fuarı, bu yıl ilk kez 02-03 Mayıs 2014 tarihleri arasında, Güney Afrika Cumhuriyeti'nin Cape Town şehrinde düzenlendi. Fuara 500 profesyonel turizm alıcısı (Hosted Buyer) ve 4.500 turizm profesyoneli katıldı, 5.386 adet önceden planlanmış iş randevusu kayıt altına alındı. Fuarda Türkiye ilk kez yer alan Türkiye, yaklaşık 100 metrekare büyüklüğündeki standla yer aldı. Organizasyonunu Londra Kültür ve Tanıtma Müşavirliği’nin gerçekleştirdiği fuarın ilk günü, Londra Kültür ve Tanıtma Müşavirliği tarafından düzenlenen Basın Toplantısı'nda, Londra Kültür ve Tanıtma Ataşesi Selçuk Can, TUROB Yönetim Kurulu Üyesi Kasım Zoto, TÜRSAB adına Pınar Özbilge ve THY Cape Town Sorumlusu Gökalp Yazır, ülkemizin pazardaki yeri ve hedeflerini aktardı, katılımcı basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Fuar süresince ziyaretçilere çeşitli ikramlarda bulunulmuş, ülkemiz destinasyonları hakkında bilgi verildi. Türkiye standı içerisinde yer alan ve 12 kişilik bir heyet ile fuara katılım sağlayan Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (TUROB), Afrika pazarı ile ilgili bir rapor yayınladı. TUROB Afrika raporuna göre, Afrika pazarlarından Türkiye’ye gelen ziyaretçi sayısı 2011 ile 2013 arasında yüzde 81 oranında artarak 445 bin 487’den 807 bin 484’e yükseldi. 2012’de Afrika ülkelerinden Türkiye’ye gelen ziyaretçi sayısı ise yüzde 13,18 oranında arttı. 2012’de Afrika’dan gelenlerin sayısı 713 bin 399 olarak gerçekleşmişti. “Kıta ile olan tüm siyasi, ticari ve turizm ilişkilerimiz ışığında ülkemizin bölgedeki pozitif imajı, yumuşak diplomatik ilişkiler ile bölgede itici güç haline gelmesiyle, turizm sektörü için kuvvetli bir pazar T arih turizminde Türkiye’nin en çok turist çeken şehirleri arasında bulunan Şanlıurfa’da turizm sezonu açıldı. Tüm Türkiye’nin yanı sıra dünyadan da turist çeken Urfa’da turizm sezonu açıldı. ve uzun vadeli başarı potansiyeli bulunmaktadır” denilen TUROB raporunda Afrika pazarında tanıtım çalışmalarının artırılması gerektiğine işaret edildi. T UROB raporunun sonuç bölümünde şu noktalara dikkat çekildi: “Fuar esnasında yapılan görüşmelerde en önemli etkenin ulaşım olduğu, THY'nin kıtada birçok destinasyona uçmasına karşın, Ülkemiz (İstanbul) varışlı uçuşların ücretlerinin çok yüksek olduğu, bu nedenle genelde transit uçuşların tercih edildiği bilgisi aktarılmıştır. Fuar süresince edinilen diğer bir bilgi de e-vize imkânının sağlanmasının pozitif bir etki yaratacağı olmuştur. Ülkemizin bölgede turizm anlamında pozitif bilinirliği olduğu, birçok seyahat acentesinin ve Tur Operatörünün küçük gruplar halinde turist gönderdiği ve iş hacminin artırılmasına yönelik yapılacak tanıtım çalışmalarının gerekliliği tespit edilmiştir.” AA Çevre illerden özel şahsi araçlarıyla Şanlıurfa’ya gelen turistlerin yanı sıra tur organizasyonuyla Şanlıurfa’ya gelen turist sayısı da oldukça fazla olduğu görünüyor. Daha önceleri günü birlik turistlerin akınına uğrayan Şanlıurfa’da son senelerde Otellerin açılmasıyla turistler konaklıyor ve Urfa’yı daha yakından tanıma fırsatı buluyor. Tur organizasyon şirketlerinin gözdesi olan güneydoğu turlarında Şanlıurfa, Mardin ve Diyarbakır turistler tarafından oldukça ilgi görüyor. Neredeyse Türkiye’nin tüm illerinden organizasyonlarla Şanlıurfa’ya gelen turistler şehrin ekonomisine oldukça katkı sağlıyor. Şanlıurfa’da Balıklıgöl, Göbeklitepe, Harran Üniversitesi kalıntıları, Harran Evlerini gezerek tarihe doyan turistler Halfeti ziyaretlerinde ise suyla tarihin kesiştiği noktanın seyir zevkini çıkarıyor. Turistik gezilerin yanı sıra Şanlıurfa’ya gelen turistler mutfağın zengin olması nedeniyle dünyada bulamadığı lezzetleri Urfa’da tatma fırsatını buluyor. AA Anadolu, Bağdat ve Hicaz demiryolu, sergiyle anlatılıyor Su altında kalan köyünün kültürel mirasını, kurduğu müzede topladı K ayseri’nin 25 kilometre kuzeybatısına ve Kızılırmak nehri üzerine kurulan Yamula Barajı, Aralık 2003 tarihinden itibaren su tutmaya başladı. Sulama ve enerji üretimi amaçlı oluşturulan baraj, Kuşçu köyünü de yuttu. Köy ise barajın hemen üst kısmına taşındı. Eski köyünün kültürel mirasının yok olmasına gönlü razı olmayan emekli öğretmen Ahmet Korkmaz, köy yaşamını gelecek kuşaklara aktarmak amacıyla bir müze kurma çalışması başlattı. T ürkiye’nin demiryolu tarihinin anlatıldığı 'Eskişehir Demiryolu Kültürü Projesi' sergisi, Almanya’nın Başkenti Berlin’deki Hamburg İstasyonu Müzesi’nde açıldı. Müzenin açılış törenine 125 yıl önce Alman Demiryolları ile Türkiye arasında yapılan anlaşmalara imza atan kraliyet ailesinin torunlarından Kontes Diana von Hohenthal Und Bergen, Şansölye Otto Von Bismarck’in torunu Sylvester von Bismarck, Deutsche Bank Direktörü Georg Von Siemens’in torunu Nathalie Von Siemens, Kraliyet Demiryolları Sorumlusu Richard von Kuhlmann’ın torunu Enzio Von Kuhlmann, Osmanlı İmparatorluğu Alman Büyükelçisi Adolf Freiherr Marshall Bieberstein’in torunu Betthina Von Seyfried ve Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna katıldı. Açılışta Eskişehir’in ve Türkiye’nin demiryolu tarihini anlatan ve bugün hızlı trenlerle devam eden bir kültür ve medeniyet belgeseli gösterildi. Türkiye’nin demiryolu tarihini Eskişehir ekseninde anlatan ilk eser olarak tanımlanan sergi, Osmanlı’dan Cumhuriyet demiryollarına, Kurtuluş 13 Savaşı'nda bir demiryolu atölyesinin döktüğü toplardan ilk yerli lokomotife, devrim otomobilinden yüksek hızlı trene kadar geçen süreci anlatıyor. Bağdat-Hicaz Demiryolu inşaatının tüm rotası boyunca Almanca ve Osmanlıca mermerlere işlenmiş levhalar ilk kez yeraldığı sergide, tarihe bir başarı örneği olarak kazınmış 'Anadolu, Bağdat ve Hicaz Demiryolu' projesini resim ve eserlerle detaylı olarak anlatılıyor. Kraliyet Ailesi torunu Kontes Diana Von Hohenthal Und Bergen, yaptığı konuşmada, 125 yıl önce gerçekleştirilen Bağdat ve Hicaz demiryolu inşaatının dünyanın en büyük altyapı projesi olarak başlatıldığını kaydetti. Und Bergen, şöyle dedi: “Sultanımızın bu proje ile hedefi her yıl binlerce hacca giden insanların ulaşımını kolaylaştırmak, rahat ve hızlı ulaşım sağlamaktı. O dönemde 2 bin 500 kilometrelik demiryolu inşaatı yaklaşık 38 yıl sürdü. Bu projenin tüm rotası boyunca Almanca ve Osmanlıca mermerlere işlenmiş levhalar bu dostluğun derinliğini gösteriyor.” Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna ise geçmişe uzanan Türk-Alman ortaklığı ve dostluğunun sessiz tanığı fotoğrafların yer aldığı bu sergiyle tarihin koridorlarında yolculuk etmek ve dostane ilişkileri geleceğe taşımak istediklerini söyledi. Tarih boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yapan Eskişehir’in 19. yüzyıldan itibaren demiryollarının kesiştiği önemli bir merkez konumuna geldiğini aktaran Vali Tuna, “1892’de bu müessesenin şehrimize uğraması, Eskişehir kültür ve tarihinde bir trenin herhangi bir şehre uğramasından daha derin izler bırakmıştır. Alman mühendislerin şehre yerleşmesiyle Alman kültürüyle tanışma ve kültürler arası etkileşim sağlanmıştır. Mesafeleri kısaltan tren rayları, ülkeleri ve insanları yaklaştırmış, kültür alışverişini sağlayarak aslında gönüllerin bağlanmasına aracılık etmiştir.” diye konuştu. Konuşmaların ardından Haydarpaşa Garı'ndan Eskişehir’e, Eskişehir’den Bağdat ve Medine tren istasyonlarına kadar geçilen istasyonların tarihi bir süreç içerisindeki yaşanan hikâyelerinin anlatıldığı serginin açılışı gerçekleştirildi. CİHAN Korkmaz, taşınan köyde bırakılan, minare alemi, okulun Atatürk büstü, bayrak direği, gramofon, daktilo, kandil, gaz lambaları; soku ve deri tabaklama taşı, pranga, tırmık, tırpan, kağnı gibi tarım aletleri; silah, gramo- fon, pilli radyolar; güğüm, toprak tabak ve bakır mutfak gereçleri ile kilim ve topaç türü 800’e yakın eşyayı yeni kurulan köye taşıdı. Bu eşyalar, Korkmaz ve bazı köylülerin birlikte yaptıkları tek odalı kerpiç ev ve bahçesinde sergileniyor. Köyden ayrılmanın herkes için çok zor olduğunu belirten Ahmet Korkmaz, sayısız hatıralarının baraj suyu altında kaldığını anlattı. Eski köy yaşantısını gelecek kuşaklara aktarabilmek için böyle bir müze kurmayı düşündüğünü belirten Korkmaz, şunları söyledi: “Köyümüzün taşınabilir mirasını, sular altında kalmadan toplayıp burada sergilemeyi düşündüm. Taşınma sırasında köyde bırakılan 800’e yakın eşyayı eşim ve bazı köylülerin Kayseri'de emekli öğretmen Ahmet Korkmaz (71), baraj suları altında kalan köyünden topladığı eşyaları, yeni köyde oluşturduğu müzede sergiliyor. yardımıyla 2 yıl içinde buraya taşıdım. Kapısına ‘Kuşçu Müzesi’ tabelası astığımız kerpiç evde de bunları sergiliyoruz. Bu eserler bizim geçmişimiz. Eşyalara bakarak anılarını tazeleyen ve hatta ağlayan köylülerimiz var. Buraya yerli ve yabancı turistler de gelerek gezdi.” Korkmaz, kültürel önemi olduğuna inandığı eşyalardan oluşturduğu köy evinin, resmi bir müzeye dönüştürülerek gelecek kuşaklara aktarılmasını istediğini ifade etti. Köy sakinlerinden 88 yaşındaki Mehmet Öztürk de buraya gelince adeta çocukluğuna gittiğini söyledi. 65 yaşındaki Hatice Oğuz da, “Bizim için burası geçmişimizin bir arada olduğu yer. Burada anılarımızı yad ediyoruz.” diye konuştu. CİHAN 14 Magazin-Tv 13 MAYIS 2014 HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA Beren’den çocukluk aşkına not akışıklı popçu Y Kenan Doğulu ile geçen günlerde nişanlanarak evlilik yolunda dev bir adam atan ünlü oyuncu Beren Saat, 2004 yılında bir trafik kazasında hayatını kaybeden çocukluk aşkını unutmadı.Kısa süre önce açtığı instagram sayfasından Güray’ın fotoğrafını paylaşan güzel oyuncu, ‘iyi ki doğdun! Sensiz 10. kez’ notunu yazdı.HABER MERKEZİ Beren ile Kenan’ı güldüren iddia ollywood H Türk kızı Dilan'ı keşfetti. 27 yaşındaki Dilan Gwyn, Leonardo Da Vinci'nin hayatını anlatan "Da Vinci's Demons" dizisinde gösterdiği performans ile tüm dünyanın dikkatini çekti.Hem güzelliği hem de yeteneği ile herkesi kendine hayran bırakan Dilan'ın hayatı da film gibiydi. Dilan, Türkiye'nin en önemli Kürt aydınlarından olan şair, gazeteci ve yazar Orhan Kotan'ın kızı olduğunu söyledi. Babasının küçükken vefat ettiğini belirten Dilan, "Annem İsveç'te yaşıyor. İki ablam var. Ailede sinema sektöründe çalışmayı tercih eden tek kişi benim" dedi. Dizideki performansından dolayı Türkiye'den çok sayıda olumlu tepki aldığını belirten Dilan, şunları söyledi: "Böyle bir tepki almayı beklemiyordum. Türkiye'deki Türk, Kürt, Ermeni ve Çerkez takipçilerimden mesajlar aldım. Tüm bu etnik grupları yanımda hissetmek beni mutlu etti." HABER MERKEZİ " m a m ş a l y a p ı m "Evlenip malları aliç ÜniverH sitesi’nde gerçekleşen ‘Girişimcilik ve Pazarlama’ konulu oturumda ‘By H’ markasının kurucusu olan Hülya Avşar ‘Nasıl markalaşılır?’ konuşmasıyla öğrencilerle fikir alışverişinde bulundu.Avşar, cesur açıklamalarda bulunduğu oturumda şunları kaydetti:"Yıllar önce bir talk show projesi için televizyon televizyon dolaştım. En popüler olmama rağmen yapımcılar bana gülmüşlerdi." HABER MERKEZİ O felsefeyi benimsedi 0 Mayıs'ta yeni albümünü 2 çıkarmaya hazırlanan şarkıcı Sinan Akçıl, "Düşünür Diyojen'in felsefesini benimsedim, en önemli zenginlik sadeliktir" açıklaması yaptı. Topluma dair gelenekleri reddederek, kişinin en kısıtlı yaşam koşullarında bile, mutlu ve bağımsız olabileceğini göstermeyi amaçlayan filozof Diyojen, son derece yoksul olarak bir fıçının içinde yaşıyordu.HABER MERKEZİ KANAL AKIŞLARI 08:30Sen de Gitme 10:00Herkes İçin Hukuk 11:15İyi Şeyler 11:30 İyi Fikir 13:00Haber 13:15Spor 13:18Hava Durumu 13:25Elde Var Hayat 14:40Aileler Yarışıyor 16:25İyi Şeyler 16:40Zengin Kız Fakir Oğlan 18:45 Seçmenin Sesi 19:00Ana Haber Bülteni 19:45Spor 19:50Hava Durumu 06:00Oynat Bakalım 07:00Gülhan'ın Galaksi Rehberi 08:40Aramızda Kalsın 12:00Özge İle Yeni Hayat 14:30Anlatacaklarım Var 17:00Komedi Dükkanı 18:30Oynat Bakalım 20:00Survivor Panorama 20:15Tetikçi 22:15Saba Tümer'le Bu Gece 23:45Survivor Panorama 06:45İrfan Değirmenci ile Günaydın 09:00Doktorum 11:00Mutfağım 12:15Gün Arası 12:30Kaynana Gelin Seda’ya Gelin 15:00Evim Şahane 17:00Arka Sokaklar 18:50Koca Kafalar 19:00Kanal D Ana Haber 20:00Küçük Ağa 22:00Çalıkuşu 06:45Bugün 09:00Beni Affet 10:00Melek 12:00En Güzel Bölüm 12:30Aşkın Bedeli 14:30Soframız 15:30Küçük Kadınlar 16:45En Güzel Bölüm 17:15Beni Affet 19:00Star Haber 20:00Kurt Seyit ve Şura 23:30Dizi 06:30Cennet Mahallesi 08:30Simge Fıstıkoğlu ile Yeni 1 Gün 10:00Her Şey Dahil 12:30Gülben 16:30Pis Yedili 18:30Show TV Ana Haber 19:15Büyük Risk 20:00Recep İvedik 3 22:15Güldür Güldür 07:00 Kahvaltı Haberleri 10:00 Müge Anlı ile Tatlı Sert 13:00 Kızlar ve Anneleri 15:00 Alemin Kıralı 16:00 Zahide ile Yetiş Hayata 19:00 Atv Ana Haber 20:00Kaçak 23:15İntikamın Bedeli 05:10Ana Haber 06:10Dolu Dolu Anadolu 07:00Gak Guk 08:30Burada Ne Yenir? 09:30Dünyayı Geziyorum 11:10Ne Var Ne Yok 11:50Gak Guk 13:15Gör Düğün Gibi 14:30 2. Sayfa 16:15Dolu Dolu Anadolu 18:00Sıcak Gündem 18:15Ana Haber 19:20Spor Bülteni 19:40İyi Geceler Öpücüğü 21:50Bıçağın İki Yüzü 06:40Ejder Avcıları 07:20Tapınaktaki Hazine 07:00Kavak Yelleri 09:00Bir Bulut Olsam 11:00Bıçak Sırtı 13:00Menekşe İle Halil 15:10Hanımın Çiftliği 17:10Ejder Avcıları 18:10Kobra Takibi 20:00BKM Mutfak Çok Güzel 21:30Bir Aradayız, Hepsi Bu 23:30Ah Biz Kadınlar 10:35Ekonomi Piyasalar 10:40Spor 10:50 2 Dakikada Bilim 10:55Hava Durumu 11:00Haber Merkezi 11:15Ekonomi Piyasalar 11:20Spor 11:30Seçim Aktüel 11:45Spor 11:55Hava Durumu 12:00Haber Merkezi 12:10Ekonomi Piyasalar 12:15Spor 12:25Ekonomi Notları 12:35Spor Aktüel 12:55Hava Durumu 13:00Öğle Bülteni 13:50Ekonomi Grafik 02:00Gece Haberleri 02:15Tarafsız Bölge 04:00Gece Haberleri 04:155N1K 05:20Serra ile İtalyan İşi 06:00Güne Merhaba 07:40Spor 07:50Güne Merhaba 08:40Spor 08:49Güne Merhaba 09:00Parametre 10:00Haber 10:35Paranın Gündemi 11:00Haber 12:00Bugün 13:48Hava Durumu 14:00Günlük 14:50Hava Durumu 07:00Geri Sayım 09:45Cnbc-e.com'da Bugün 10:00Piyasa Ekranı 10:30Piyasaya Bakış 11:00Piyasa Ekranı 12:00Finans Cafe 14:00Piyasaya Bakış 14:30İş Dünyasından 15:00Piyasaya Bakış 15:30Piyasa Ekranı 16:00Kapanışa Doğru 16:45Cnbc-e.com'da Bugün 17:00Son Baskı 17:30Piyasaya Bakış 18:00Avatar 18:30Penguins of Madagascar 19:00The Simpsons 20:00Mom 11:35Spor Bülteni 11:55Hava Durumu + Yol Durumu 12:00Ajans Bugün 12:35İşin Sırrı 12:503 Dakika 12:55Hava Durumu + Yol Durumu 13:00Ajans 13:50Hava Durumu 13:55Yol Durumu 14:00Ajans 14:30Spor Bülteni 14:50 3 Dakika 15:00Ajans Gün İçi 15:25Bize Sorun 16:00Ajans Gün İçi 16:30Spor Bülteni 06.45İsmail Küçükkaya ile Çalar Saat 10.00Doktorlar 11.30Babam Sınıfta Kaldı 12.00BKM Güldür Güldür 13.00Babam Sınıfta Kaldı 14.30Unutma Beni 16.30Esra Erol 19.00Fatih Portakal ile FOX Ana Haber 19.30Deniz Yıldızı 20:45Çocuklar Duymasın 21:45O Hayat Benim 23:45Çocuklar Duymasın 12:00Haber Masası 12:25Dünya Raporu 12:35Ekonomide Görünüm 12:45Spor Bülteni 13:00Gün Ortası 13:35Ekonomide Görünüm 13:45Spor Bülteni 14:00Gün Ortası 14:45Ekonomide Görünüm 15:00Güne Bakış 15:35Ekonomide Görünüm 15:45Spor Bülteni 16:00Güne Bakış 16:35Ekonomide Görünüm 16:45Spor Bülteni 17:00Akşam Haberleri 18:00Akşam Raporu 20:00Televizyon Gazetesi 13 MAYIS 2014 Spor HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA Sow'dan ayrılık sinyali Mancini: Fenerbahçeli futbolcuların hareketine saygı duyuyorum F.Bahçe'nin golcü futbolcusu Sow, şampiyonluk günü yapılan röportajlarda başkan Aziz Yıldırım'a destek verirken F.Bahçe'de kalıp kalmayacağı yönündeki sorulara ucu açık bir cevap verdi. F enerbahçe'nin golcü futbolcusu Moussa Sow, şampiyonluğu garantileyene kadar hiçbir şekilde rehavete kapılmadıklarını, kontrolü elde tuttuklarını ve yarışı önde götürdüklerini belirterek, "Hak ettiğimiz bir şampiyonluk. Genel olarak iyi bir iş çıkardık" dedi. Kulüp başkanı Aziz Yıldırım'ın yaşadığı sıkıntılarla ilgili bir soru üzerine sarılacivertli futbolcu, her şeye rağmen Yıldırım'ın kendilerinden desteğini eksik etmediğini anlatarak, şunları söyledi: "Başkanımızın sıkıntılı, kötü günler, geceler yaşadığını biliyoruz. Beraber yola devam etmek istiyoruz Bazı anlarda zor durumda olduğunun farkındayız. Tüm bunlara rağmen onun çok çok güçlü bir insan olduğunu düşünüyorum. Bu olanlardan sonra hala o dimdik ayakta. Cezaevindeyken bile her zaman bizimle olduğunu hissettirdi. Galatasaray Teknik Direktörü Roberto Mancini, Trabzonspor gibi bir takımı deplasmanda 4-1 yendikleri için mutlu olduklarını söyledi. M ancini, 4-1 kazandıkları Trabzonspor maçının ardından yaptığı değerlendirmede, sahada 3 puanı hak eden bir Galatasaray olduğunu belirterek, “İlk yarı bizar durgunluk vardı onun sebebi de yorgunluktu. İkinci yarı takım toplandı. Rarbozspor’u içeride 4-1 yenmek kolay değil. O yüzden takımı tebrik ediyorum." dedi. İtalyan teknik adam, Fenerbahçeli futbolcuların Karabük maçında kendisine gönderme yaptıkları ‘Şampiyon Fenerbahçe’ yazısıyla ilgili düşüncelerini sorulması üzerine de şunları kaydetti: “Söyleyeceğim Fenerbahçe’yi yeniden tebrik etmek. Her zaman takımının başındaydı orada olsa bile. Fenerbahçe'yi hiçbir zaman ihmal etmedi. Cezaevinden çıktıktan sonra da yanımıza geldi, bizle toplantılar yaptı. Her zaman bizimle destek oldu. Bizim sahaya odaklanmamızı sağladı. 'Endişelenmeyin, her zaman sizin yanınızda olacağım' dedi. Benim çok sevdiğim ve saygı duyduğum bir insan. İnşallah cezasının devamını çekmek zorunda kalmaz, cezaevine tekrar girmek zorunda kalmaz. Onun olabildiği kadar, yaşayabildiği, ömrü yettiği kadar Fenerbahçe başkanı olarak kalmasını arzu ediyorum. Bizim ona ihtiyacımız var. Beraber yolumuza devam etmek istiyoruz." Sow; "Hakkında transfer söylentileri var. Bu konu hakkında ne söylersin? sorusuna ise şu cevapları verdi: Kazandıkları maç için Fenerbahçe’yi tebrik ederim.” Tecrübeli teknik adam, olayı espri mi, yoksa hakaret olarak mı gördüğüne dair bir başka soru üzerine de, “Ben kesinlikle saygı duyuyorum. Benim için önemli bir şey değil. Benim için önemli olan bugün Trabzonspor’u yenmekti, bunu başardığımız için de çok mutluyum.” diye cevap verdi. Mancini, bir başka soru üzerine de Sneijder ve Semih’in performansından da çok memnun olduğunu ifade etti. Takımının gollerinden birisini atan Selçuk İnan, ne olursa olsun kazanmaları gereken bir maç oynadıklarını belirtti. Şampiyonlar Ligi’ni direkt gitmek istediklerine değinen başarıl futbolcu, “Bunun bilinci ile sahaya çıktı. Elimizden gelen mücadeleyi gösterdik. Gollü bitmesi de bizi mutlu etti. Tabi herşey bitmedi. Bir maçımız daha var. Onu da kazanıp Şampiyonlar Ligi’ne direkt gitmek istiyoruz.” dedi. Selçuk, Fenerbahçeli futbolcuların, Karabük maçındaki ‘Şampiyon Fenerbahçe’ yazılı göndermeleriyle ilgili, “Aslında bu tür konular bizim girmememiz gerekiyor. Belki biz futbolcular aramızda böyle şeyler yapabiliriz ama işin içinde hocalar varsa futbolcular buna girmemeleri. Çünkü futbolcular ayrı, hocalar ayrı değerlendirilmeli. Bunun dışında onlar böyle bir şey yapmışlarsa demek ki kendilerini yakıştırmışlar.” Başarılı futbolcu, Avrupa’dan transfer teklifleri geldiğine dair iddiaların hatırlatılması üzerine ise uzun yıllar Galatasaray’da kalmak istediğinin altını çizdi. Sarı-Kırmızılıların 2 golüne atan Wesley Sneijder de hedeflerine ulaşmak için kazanmaları gereken bir maçta galip geldikleri için duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Hollandalı yıldız, “Önümüzdeki maçı da kazanıp en önemli hedeflerimizden olan Şampiyonlar Ligi’ne direkt gitmeyi başarmak istiyoruz.” diye konuştu. Sneijder, transfer haberleriyle ilgili de şunları söyledi: “Transfer teklifleri sadece bana değil bir çok futbolcuya gelecektir. Burada çok mutluyum. 2 yıllık kontratım var. Daha uzun yıllar Galatasaray’da forma giymek istiyorum.” CANALİOĞLU: MAÇI KAYBETTİK AMA HEDEFLERİMİZİ ASLA KAYBETMEYECEĞİZ Trabzonspor Teknik Direktörü Cemil Lütfü Canalioğlu, maçı kaybettiklerini ancak hedeflerini asla kaybetmeyeceklerini söyledi. Canalioğlu, 4-1 mağlup oldukları Galatasaray maçının ardından yaptığı değerlendirmede, “Kazanmak için çıktığımız müsabakayı kaybettik ama hedeflerimizi asla kaybetmeyeceğiz. Böyle maçlardan sonra konuşmak zor. Mazeret üretmiyoruz. Son hafta kazanarak rakibimizin mağlubiyetini bekleyeceğiz. İsterdik ki bugün kazanıp kendi göbeğimizi kendimiz keselim ama olmadı. Böyle maçlarda pozisyon buldunuz mu gol yapmalısınız, yapmayınca olmuyor. Üzgünüz.” dedi. Bordo-mavili takımın penaltıdan tek golünü atan Adrian, çok önemli bir maçı kaybettikleri için üzgün olduklarını ifade etti. Uzun süredir götürdükleri 4’üncülüğünü kaybettiklerini hatırlatan Adrian, “Galatasaray aslında bizden daha tecrübeli gözüktüğü için maçı kazındı diyebilirim. Çünkü bizim de bulduğumuz pozisyonlar vardı ama değerlendiremedik. Rakibin özellikle frikikten buldukları goller maçın kırılma anı oldu. Başımızı öne eğmeyeceğiz. Bir maçımız var. O maçı kazanıp Karabük’ün yenmesini bekleyeceğiz. Umarım Tolunay hoca bize yardımcı olur. Umarım son maçların ardından Avrupa’ya giden bir oluruz.” diye konuştu. Yusuf Erdoğan da maça iyi başlamalarına rağmen yakaladıkları fırsatları değerlendiremediklerini söyledi. Rakibin ise usta ayakları ile sonuca gitmesini bildiğine değinen genç futbolcu, haftaya Antalyaspor maçını kazanarak ligi en iyi yerde bitirmek istediklerini dile getirdi. CİHAN 15 Bilic: Trabzonspor-G.Saray maçının skorunda hayal kırıklığna uğradım "Neler olacağını göreceğiz. Şu anda Fenerbahçe ile kontratım var. Benim geleceğimi hepimizin geleceğini burada olan herkesin geleceğini Allah bilebilir. O yüzden Allah bilir. Sezon sonunda neler olacağını hep birlikte göreceğiz." Fenerbahçe'den sonra hedeflerini de anlatan Senegalli golcü sözlerini şöyle tamamladı: "Lille'den sonra Fenerbahçe'ye katıldığımda kendimi çok geliştirdiğimi düşünüyorum. Lille'deki şampiyonluktan sonra Fenerbahçe'de çok aşama kaydettim. Ben her zaman kendini geliştirme hedefi olan bir oyuncuyum. Her yüksek seviyede futbol oynayan oyuncu gibi her zaman kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Gidebileceğim en yüksek seviyeye kadar çıkmaya çalışıyorum. Şu anda 28 yaşındayım önümde hala bir kariyer var. Uzun bir kariyer var. Bu kariyer devam etAA tirip en yüksek noktaya gelmek istiyorum." Beşiktaş Teknik Direktörü Slaven Bilic, Trabzonspor-Galatasaray maçının sonucunu duyduğunda hayal kırıklığına uğradığını söyledi. S por Toto Süper Lig'in 33. haftasında oynanan ve Beşiktaş'ın 1-0 üstünlüğü ile sona eren Elazığspor – Beşiktaş karşılaşmasının ardından açıklamalarda bulunan Bilic, "Maç gerçekten çok gergin bir atmosferde oynandı. Biz, rakibin risk aldığı dakikalarda goller bulabilirdik. Elazığspor'un gerçekten çok iyi bir teknik adamı var. İyi oyuncuları var. Rakibimiz adına gerçekten çok üzgünüm." diyerek şöyle devam etti: "Trabzonspor – Galatasaray maçının skorunda hayal kırıklığına uğradım. Oyuncularımız da sonucu duyduğunda çok üzüldü. Ama bizim yapabileceğimiz son maçımızı da kazanmak. Futbolda herşey var. Herşey olabilir." Spor Toto Süper Lig'in 33. haftasında oynanan ve Beşiktaş’ın 1-0 kazandığı maçın ardından açıklamalarda bulunan Olcay Şahan ve Tolga Zengin kazandıkları için mutlu olduklarını söylediler. Olcay Şahan yaptığı açıklamada, "Galibiyeti hak ettiğimizi düşünüyorum. Kazandığımız için mutluyuz. Elazığspor için ise çok üzgünüm." derken Tolga Zengin ise şöyle konuştu: "Başta şehit anneleri olmak üzere tüm annelerin ‘Anneler Gününü’ kutlarım. Futbola dönecek olursak eğer önümüzdeki haftayı bekleyeceğiz. İpler bizim elimizde değil artık. Rakibimiz içinde şunları söylemek istiyorum. Elazığlı insanlar çok iyi insanlar. İnşallah tekrar Süper Lig’e çıkarlar." İRFAN SARALOĞLU: ÇOK ÜZÜNTÜLÜYÜZ Elazığspor Teknik Sorumlusu İrfan Saraloğlu, Süper Lig’den küme düştükleri için çok üzüntülü olduklarını ve şehirde herkesin takıma sahip çıkarak tekrar Süper Lig’de olmayı arzu ettiklerini söyledi. Spor Toto Süper Lig'in 33. haftasında oynanan ve Beşiktaş’ın 1-0 üstünlüğü ile sona eren Elazığspor – Beşiktaş karşılaşmasının ardından açıklamalarda bulunan Saraloğlu, “Maçın değerlendirmesi kolay değil. Mücadele etmeye çalıştık. Birkaç pozisyonumuz oldu. Belki bir penaltı golümüz olabilirdi. Küme düştük. Hepimiz üzüntü içindeyiz. Buraya mutlu bir şekilde gelmek isterdik. Ama olmadı. Çok fazla konuşamıyorum. Mazur görün. En kısa sürede tekrar Elazığ’da Süper Lig maçlarını görmeyi arzu ediyoruz. Şehrin ve herkesin takıma sahip çıkması lazım. Çok üzüntülüyüz.” diye CİHAN konuştu. Otyakmaz göreve yeniden talip S Sivasspor Kulübü Başkanı Mecnun Otyakmaz, kırmızı-beyazlı kulübün 17 Mayıs'ta yapılacak olağan genel kurulunda, 3 yıl daha göreve talip olduklarını açıkladı. ivasspor'un 17 Mayıs Cumartesi günü olağan genel kurula gideceğinin hatırlatılması üzerine Otyakmaz, 3 yıllık görev süresinin özellikle kendisi açısından çok yorucu geçtiğini söyledi. Uyum içinde çalışmalara devam ettiklerini dile getiren Otyakmaz, "Bu güzel süreci sekteye uğratmamak adına yönetim kurulunda çok fazla değişiklik yapmadan 3 yıl daha kongre üyelerimizden görev talep edeceğiz. İnşallah, onlar da uygun görürse yönetim kuruluna yapılacak 1-2 takviyeyle Sivasspor'u 3 yıl daha başarılara taşımak için gerekli azimde olduğumuzu buradan delegelerimize ve kongre üyelerimize belirtmek istiyorum" diye konuştu. UEFA Avrupa Ligi'ne playoff'lardan katılabilmek ve yaz tatilinin daha uzun olması için ligi dördüncü bitirmeleri gerektiğini vurgulayan Otyakmaz, "Teknik heyetimiz ve futbolcularımız bunun bilincinde. Kardemir Karabükspor maçında arzu ettiğimiz bir puanı alarak ligi dördüncü bitirip, Avrupa kupalarına play-off'tan katılmayı garantilemek istiyoruz. Akhisar Belediyespor'a karşı aldığımız galibiyet çok önemli olmasına karşın henüz işimizin bitmediğini, heyecanın son haftaya kadar uzandığını söyleyebiliriz" diye konuştu. Bir basın mensubunun "Roberto Carlos'la devam edecek misiniz?" şeklindeki sorusu üzerine Otyakmaz, Carlos ile 2 yıllık sözleşmeleri olduğunu anımsatarak, Brezilyalı teknik adamın ilk yılında Avrupa kupalarına kalmayı garantileyerek başarılı bir yıl geçirdiğini söyledi. Futbol kariyeri boyunca hep başarıyı elde etmiş ve göz önünde olmuş Carlos'un teknik direktörlük kariyerine de başarıyla başladığını dile getiren Otyakmaz, "Transfer tekliflerinin olması gayet normal. Buna öncelikle kendisi karar vermeli. Kendisi, Sivasspor'da mutlu olduğunu ve daha yapacak önemli işlerinin olduğunu söylüyor. Şimdiden de önümüzdeki yılın programını yapmaktayız" dedi. Otyakmaz, "Carlos'un yıllık ücretinde bir iyileştirme yapılacak mı?" sorusu üzerine de Carlos ile başarıya dayalı bir sözleşme imzaladıklarına dikkati çekerek, "Ücret konusunda anlaşamayacağımız bir şey yok. Başarılı olduğunda ücreti de katlamalı olarak artmakta. O konuda aramızda hiçbir problem olması söz konusu değil. Yeter ki hocamız başarılı olsun. Takımı, taraftarımızın görmek istediği yere taşısın" şeklinde konuştu. Futbolculara sezon sonunda transfer tekliflerinin gelmesi durumunda nasıl bir yol izleyeceklerinin sorulması üzerine de Otyakmaz, şunları kaydetti: "Lig sona ermedi ama bizi bekleyen en büyük problem bu. Benim kafam da o manada fazla rahat değil. Çok sayıda futbolcumuz başarılı bir sezon geçirdi, onlara da taliplerin olması gayet normal. Bunu lig bittikten sonra kısa süre içerisinde sonuçlandırıp Avrupa kupalarında başarılı olacak takımı bir an önce oluşturmamız gerekiyor. İşimizin de çok zor olduğunu söyleyebilirim. Gol kralı, asist kralı bu takımdan çıkıyor. Başarılı defans elemanlarımız var. Bu sene Sivasspor'un bir taarruza uğrayacağını söyleyebiliriz. İnşallah, bu süreci en az kayıpla atlatırız. Kulüp menfaatleri ve futbolcunun istekleri çok önemli. Halihazırda eksiklerimiz de söz konusu. Transferler de yapacağız ama maalesef futbolcu kaybına da uğrayacağımızı şimdiden öngörebiliriz. Onların yerinde de Avrupa'da başarılı olacak takımı oluşturmak gibi çok zorlu bir görev bizi bekliyor." Mecnun Otyakmaz, sol bek Ziya Erdal'ın sözleşmesini 3, Brezilyalı sağ bek Cicinho'nun sözleşmesini 2 yıl daha uzattıklarını aktardı. AA onom HERKES iÇiN EKONOMi POLiTiKA 13 MAYIS 2014 Salı KDV dahil 25 Krş Y www.ekonomigazetesi.net üZEN KENTLER TURiZMiN YENiUMUDU OLDU! Türkiye kıyıları, yaklaşık 5 bin yolcu kapasiteli dev gemilerin uğrak rotası oldu. İstanbul, Kuşadası ve İzmir başta olmak üzere ülkeye kruvaziyer gemilerle 2,2 milyon turist giriş yaptı.Türkiye limanları, geçen yıl her biri belediye büyüklüğünde nüfusa sahip dev gemilerden inen 2,2 milyon turisti ağırladı. Dünya kruvaziyer turizm pastasından yüzde 10'luk pay almayı başaran Türkiye, bölgesindeki savaşlara rağmen liman kapasitelerini artırarak Doğu Akdeniz'in yıldız destinasyonu olmaya çalışıyor. lke genelindeki liman kentlerinden turizm temsilcilerinin dünya çapında ortak tanıtım yapmak amacıyla bir araya gelerek oluşturduğu Türkiye Kruvaziyer Platformu'na başkanlık eden İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, Türkiye'nin kruvaziyer turizmin önemini geç fark ettiğini ifade etti.Gelişmiş ülkelerde insanların tatillerini gemi turlarında geçirmeyi daha çok tercih etmeye başladığını, 2013-2016 dönemi için 67 bin yatak kapasiteli 22 yeni gemi siparişi verildiğini anlatan Demirtaş, bu yatırımın toplam bedelinin ise 11 milyar avroyu bulduğunu kaydetti. Ü TüRKiYE'NiN AB iHTiYACI KALMADI Türk Hava Kurumu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ünsal Ban rakamlarla Türkiye ve AB ekonomilerini kıyasladı ve şu değerlendirmeyi yaptı: Türkiye'nin AB'ye ihtiyacı kalmamıştır. ürkiye'nin 70 cente muhtaç olduğu dönemler çok geride kaldı ama ama IMF'den gelecek olan 1 milyar doları beklediği yıllar çok uzakta değil. Türkiye bugün dünyanın en büyük 16. ekonomisi, AB'ye üye ülkelerin içinde ise 6. en büyük ekonomi. Evet AB ile müzakereler Türkiye'nin demokratikleşmesine çok büyük katkıda bulundu. Bulunmaya da devam edeceğe benziyor. Bugün AB üyesi olup ta Türkiye'nin ekonomik ve sosyal olarak çok gerisinde olan bir çok ülke var. Türkiye istikrarını koruyabilirse önümüzdeki 10 yıl içinde dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmemesi çok zor olmasa gerek. Kruvaziyer turizmin istikrarlı ülkeleri tercih ettiğini, küçük bir siyasi dalgalanmada dahi dev gemilerin rotalarını alternatif limanlara kaydırdığını anlatan Demirtaş, "Kruvaziyer şirketleri, yeni destinasyonlar arıyor. Yılın her döneminde turistlere ev sahipliği yapabilecek iklime ve güzelliklere sahip olan coğrafyamız bu konuda en iddialı destinasyon. Ancak Suriye ve Ukrayna'daki savaşlar bizi de olumsuz etkiliyor. Örneğin Alanya, Antalya ve Mersin gibi limanlarımız, kruvaziyer turizm için çok uygun olsa da bu rotayı tamamlayacak limanlarda savaş var. T Türk Hava Kurumu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ünsal Ban, Türkiye ile AB ekonomilerini kıyasladı. Sabah'a konuşan Ban, AB üye ülkeleri çok hızlı bir şekilde gerilerken Türkiye çok hızlı bir şekilde yükseliyor dedi. Türkiye'nin Avrupa Birliği ile ilişkilerin 50 yıllık hikâyesi var. AB ile müzakereler de oldukça yavaş ilerliyor. Avrupa Birliği ekonomisi ile Türkiye ekonomisini karşılaştırdığımız zaman nasıl bir kıyaslama yapabiliriz. Avrupa Birliği, temel olarak siyasi ve ekonomik bütünleşmeyi sağlamak amacıyla kurulmuş olan bir topluluktur. Avrupa Birliği dünya ticaretinnin yüzde 14,2'sini gerçekleştiriyor. Nüfus olarak da baktığımız zaman 507 milyonluk bir nüfusu ile dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 7-8'i de birlik içerisinde yaşıyorlar. Ekonomik büyüklük olarak Avrupa Birliği toplamda 16 trilyon dolarlık bir yapıya sahip. Türkiye 840 milyar dolarlık bir ekonomik büyüklük ile dünyada 16. sırada yer alan bir ekonomi. Avrupa Birliği üyesi ülkeleri arasında ise, Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya ve İspanya'dan sonra 6. sırada yer almakta. Dolayısıyla bugünkü rakamlar açısından baktığımız zaman İspanya'ya çok yaklaşmış durumda olduğunu görüyoruz. 1 trilyon dolarlık ekonomiye sahip bir Türkiye var artık. TÜRKİYE MAASTRICHT KRİTERLERİNE UYDU AMA AB ÜYESİ OLUPTA UYMAYAN BİRÇOK ÜLKE VAR Türkiye borçlarından dolayı çok eleştiriliyordu. Özellikle kamu borcu açısından baktığınız zaman 2001 yılıyla bugüne doğru bir kıyaslama yaparsak, nasıl bir durum ortaya çıkıyor? Türkiye 1990-2001 yıllarını ne yazık ki düşük ekonomik büyüme, yüksek borç, adaletsiz gelir dağılımı ve yüksek enflasyonla mücadele ederek geçirdi. Öte yandan, 2001 ekonomik kriz sonrası iktidara gelen AK Parti, Kruvaziyerde en gözde destinasyonların Karayipler ve Batı Avrupa limanları olduğunu ancak kruvaziyer şirketlerinin Doğu Akdeniz'deki limanlarla da yakından ilgilenmeye başladığını anlatan Demirtaş, "Türkiye son dönemde kruvaziyer gemilerin uğrak rotaları arasına girmeyi başardı. Kuşadası, İstanbul ve İzmir başta olmak üzere Türkiye limanlarına bin 600'e yakın dev gemi yanaştı. Bu gemilerden inen 2,2 milyon yolcu, turizme hareketlilik getirdi. Bu rakamlarla dünya kruvaziyer pastasından % 10'luk pay aldık. Ülkemize gelen turistler oldukça memnun ayrılıyor. Örneğin İzmir Limanı iki yıldır Avrupa'nın En İyi Kruvaziyer Destinasyonu seçildi" dedi.Türkiye'de kruvaziyer gemilerin yanaşabileceği toplam 26 liman ve iskele bulunduğunu, yeni rotaların belirlenmesi halinde Türkiye'nin bu alanda hızla ilerleyebileceğini ifade eden Demirtaş, İskenderun'dan Trabzon'a kadar tüm kentlerin bu konuda planlar yaptığını anlattı. demokratik ve ekonomik reform programlarına öncelik vererek ülkenin içine düştüğü dar boğazdan çıkardı. Öyle ki bu kriz sürecinde daralan ekonomi 2003 yılında %5,3, 2004 yılında %9,4, 2005 yılında %8,4 ve 2006 yılında %6,9 oranlarında büyüdü. Benimsenen politikalar ve büyüme eğilimi daha da sürekli hale getirildi. Tüm dünyayı esir alan kriz nedeniyle ekonomide 2009 yılında %4,8'lik bir daralma yaşanmış olsa da 2010 yılında görünüm normale döndü ve %9,2 oranında büyüme ile Türkiye dünyanın en hızlı büyüyen ülkeleri arasında yer aldı. Dahası kişi başına düşen gelirde de çok ciddi yükselişler sağlandı. 2001 yılında 3 bin dolar düzeyinde olan kişi başına gelirimiz 11 yılın ardından 10 bin doların üstüne çıktı. Türkiye hep düşük gelir grubu açısından sınıflandırılıyordu. Artık alt orta gelir grubuna dahil oldu. Yakın zamanda da biliyorsunuz üst yüksek gelir grubuna dahil olma yolunda da hızla ilerliyor. Büyüyen ekonomisi, genç iş gücü, güçlü sanayisi geçmiş yıllardan almış olduğu tecrübeyle değerlendirdiğimizde Türkiye, kamu borcu gayrı safi yurt içi hasılaoranlarında çok düşük seviyelerine hızla çekti. Şuanda Türkiye'nin rakamlarını değerlendirdiğimizde %36,2 rakamlarına ulaşmış durumda. Türkiye, Maastricht kriterleri olarak ifade ettiğimiz bu kriterlerin çok çok altına ulaştı. Biliyorsunuz birçok Avrupa Birliği üyesi ülkeler Maastricht kriterlerine hala karşılayamayacak durumdalar. İNGİLTERE'DE BÜTÇE AÇIĞI % 12 TÜRKİYE % 1.1 Bütçe açığı ne durumda? Bütçe açığında da oldukça iyi durumlarda. Biliyorsunuz özellikle genel yönetim bütçe açığına baktığımız zaman %1,1'lere olduğunu görüyoruz. Bu birçok Avrupa Birliği üyesi ülkelerine göre çok daha iyi. Yunanistan'da bu oranın %12'lerin üzerinde, İngiltere'de %12'lere yakın, Polonya'da % 10'lara yakın olduğunu görüyoruz. Türkiye ise 2013 yılında bu rakam %1,1'e kadar geriledi. Diğer yandan Türkiye'nin kamu borç stoku gayrı safi yurtiçi hasıla oranı Maastricht kriterleri kapsamında istenilen seviyeden çok daha iyi durumda. Türkiye tahıl ve sebzede kendine yetiyor derecesi yüzde 106,6 olarak gerçekleşti.Toplam sebze arzının büyük bir kısmı yurt içinde tüketilirken, sadece yüzde 6,4’lük bölümü ihraç edildi. Kök ve yumru sebzeler grubundan taze soğan yüzde 112,1 ile en yüksek yeterlilik derecesine sahip iken, bunu yüzde 109 ile havuç ve yüzde 107,2 ile kuru soğan izledi. Meyvesi için yetiştirilen sebzeler grubunda, toplam sebze üretiminde en büyük paya sahip domatesin yeterlilik derecesi yüzde 111,2 olarak gerçekleşti. Bunu yüzde 108,6 ile hıyar, yüzde 108,5 ile biber takip etti. Baklagil sebzeleri grubunda, yeterlilik derecesi bezelyede yüzde 101,5 ve baklada yüzde 100,5 iken, en düşük yeterlilik derecesi yüzde 100,1 ile taze fasulyede gerçekleşti. Meyveler, sert kabuklular ve içecek bitkileri Tahıl ürünlerinde, 2012-2013 piyasa döneminde yurt içi üretimin, yurt içi talebi karşılama derecesi yüzde 93,1 olarak gerçekleşti. ürkiye'nin toplam tahıl ürünlerinde, 2012-2013 piyasa döneminde yurt içi üretimin, yurt içi talebi karşılama derecesi yüzde 93,1 oldu. T Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 20122013 dönemine ilişkin Bitkisel Ürün Denge Tablolarını açıkladı. Buna göre, "Tahıllar ve Diğer Bitkisel Ürünler" kategorisinde en yüksek yeterlilik derecesi yüzde 122,4 ile kırmızı mercimekte gerçekleşti. Toplam tahıl ürünlerinde, 2012-2013 piyasa döneminde yurt içi üretimin yurt içi talebi karşılama derecesi yüzde 93,1 oldu. Toplam tahıl üretiminde en büyük paya sahip olan buğdayın yeterlilik derecesi yüzde 98, yem sanayinin en önemli girdilerini oluşturan arpanın yeterlilik derecesi yüzde 91,8, mısırın ise yüzde 77,5 olarak gerçekleşti. Tüketimin fazla olduğu nohudun yeterlilik derecesi yüzde 99,5 olarak gerçekleşti. Kendine yeterli ürünlerden birisi olan patateste, yeterlilik derecesi yüzde 105,6, yurt içi talebin büyük kısmının ithalat ile karşılandığı yağlı tohumlar ürün grubundan ayçiçeğinde yüzde 52,5, soyada yüzde 9,3 ve kolzada yüzde 44 düzeyinde oldu. Toplam şeker üretiminin büyük kısmı yurt içinde tüketilmiş olup, yeterlilik derecesi yüzde 105 olarak gerçekleşti. Sebzeler Sebzeler kategorisinde en yüksek yeterlilik derecesi yüzde 112,1 ile taze soğanda gerçekleşti. Toplam sebze ürünlerinde, 2012-2013 piyasa döneminde yurt içi üretimin, yurt içi talebi karşılama Sert kabuklu meyvelerde, 2012-2013 piyasa döneminde en yüksek yeterlilik derecesi yüzde 699,2 ile fındıkta gerçekleşti. Sert kabuklular grubunda yer alan ve kendine yeterli olan diğer ürünler ise yüzde 111,6 ile Antep fıstığı ve yüzde 111 ile kestane oldu. Turunçgiller grubunda yer alan meyvelerin tamamında kendine yeterliliğin olduğu görülüyor. Turunçgiller üretiminde en düşük paya sahip greyfurdun yeterlilik derecesi yüzde 252,8 olurken, limon yüzde 223,8, mandalina yüzde 185,7 ve portakal yüzde 111,4 olarak gerçekleşti. Diğer meyveler grubunda yer alan, kendine yeterliliğin oldukça yüksek olduğu ürünlerden kayısının yeterlilik derecesi yüzde 415,6, incirin yüzde 1.639,6, narın yüzde 147, üzümün yüzde 142,8, elmanın yüzde 110,9 ve muzun yüzde 45,7 olarak gerçekleşti. Toplam çay arzının büyük bir kısmı yerli üretimden karşılanmakta olup, çayın yeterlilik derecesi yüzde 99,3 oldu.
© Copyright 2024 Paperzz