“İtimat kontrole mani değildir” 2014 YILI DÖNEM SONU İŞLEMLERİ 2 Sunum Planımız • 2014 Dönem sonu işlemleri ve 2015 vergilendirme dönemine ilişkin hatırlatmalar • 2014 Yılında Verilen Bazı Muktezalar • E-defter Başvuru Süreci • Sorular BÖLÜM:1 2014 Yılı Dönem Sonu İşlemleri 4 ENVANTER İŞLEMLERİ Mutlaka yıl sonu fiili stok sayımı yapılmalı ve kaydi stokla karşılaştırılmalıdır. Buna göre, stokların fiili ve kaydi envanter farkları tespit edilmeli ve Vergi Usul Kanunu’nun ilgili maddelerinde öngörülen kurallar doğrultusunda değerlenmesi yapılmalıdır. ENVANTER İŞLEMLERİ Stok sayımında noksanlık veya fazlalık var ise nedeni araştırılmalı ve KDV de dikkate alınarak gerekli düzeltme işlemleri yapılmalıdır. ENVANTER İŞLEMLERİ Stok sayım ve değerlemesinden sonra satılan malın maliyeti tespit edilerek kayıtlara alınmalıdır. ENVANTER İŞLEMLERİ Stoklarda değer düşüklüğü varsa, bununla ilgili olarak takdir komisyonuna başvurup gerekli kararlar alınmalıdır. AMORTİSMANA TABİ İKTİSADİ KIYMETLER FAİZLER Yıl içinde A.T.İ.K. alınmışsa, bunların alımıyla ilgili olarak yılın sonuna kadar oluşan kredi faizi, kur farkı, vade farkı vs. giderler, ilgili iktisadi kıymetin maliyetine eklenmelidir. AMORTİSMANA TABİ İKTİSADİ KIYMETLER AMORTİSMAN ORANI 01.01.2004 tarihinden önce aktifleştirilen iktisadi kıymetlerin cari yıla ilişkin amortismanları eski usul ve esaslar çerçevesinde, 01.01.2004 tarihinden sonra aktifleştirilen iktisadi kıymetlerin cari yıl amortismanları ise, Maliye Bakanlığınca ilan edilen oranlar dikkate alınarak hesaplanmalıdır. AMORTİSMANA TABİ İKTİSADİ KIYMETLER BİNEK OTO AMORTİSMANI Yıl içinde alınan binek otomobilleri için kıst amortisman uygulamasına dikkat edilmelidir. AMORTİSMANA TABİ İKTİSADİ KIYMETLER AMORTİSMANA TABİ İKTİSADİ KIYMETLER SATIŞI Yıl içinde satılan A.T.İ.K. nedeniyle ayrılmış bulunan amortismanlar satış esnasında dikkate alınmalıdır. Satılan A.T.İ.K. ile ilgili olarak oluşan kar, gerekli şartlar sağlanmışsa yenileme fonu hesabına aktarılmalıdır... AMORTİSMANA TABİ İKTİSADİ KIYMETLER Yenileme Fonu; İşletmeye dahil ATİK’lerin gerektiğinde yenilenebilmesi için bu kıymetlerin satış kar veya sigorta tazminatlarından ayrılan karşılığın bilançonun pasifinde azami üç yıl süre ile muhafaza edilmesidir. Yenileme Fonu Ayırma Koşulları: •Bilanço esasına göre defter tutulmalıdır. •Elden çıkarılan ve yerine alınacak olan kıymetin ATİK olması gerekir. •Elden çıkarılan kıymetin yenilenmesi zorunlu olması veya yenilenmesi konusunda karar verilmiş olmalıdır. •Yeni iktisadi kıymet, elden çıkan iktisadi kıymetle aynı nitelikte olmalıdır. Fabrika binası satılıp iş merkezi binası alınırsa yararlanılamaz. (19.06.2012 tarih ve 405 sayılı özelge) •Ayrılan Fon, yeni alınan ATİK’in amortismanlarında kullanılır. •Yenileme fonu 3 yıl içinde kullanılmalıdır. •Üç yılın hesabında satışın yapıldığı yılın da dikkate alınması gerekmektedir (Bakanlık Görüşü). . AMORTİSMANA TABİ İKTİSADİ KIYMETLER SİGORTA TAZMİNATLARI Zarar gören A.T.İ.K. ile ilgili olarak alınan sigorta tazminat bedeli iktisadi kıymetin değerinden fazla olan kısmı, gerekli koşulların varlığı halinde yenileme fonu hesabına atılmalıdır. AMORTİSMANA TABİ İKTİSADİ KIYMETLER Kıst amortismana tabi iktisadi kıymetlerin, amortisman süresinin son yılında, ayrılmayan ilk yıla ilişkin amortisman tutarının gider kaydı yapılmalıdır. İlk tesis ve taazzuv (kuruluş ve örgütlenme) giderleri ile özel maliyetler gibi aktifleştirilen giderlerin yıllık itfa payları hesaplanıp gider yazılmalıdır.. PEŞİN ÖDENEN GİDERLER Peşin ödenen giderler içinde 2014 yılına ilişkin olanlarının alınıp cari yıl giderlerine atılması unutulmamalıdır.. PEŞİN TAHSİL EDİLEN GELİRLER Peşin tahsil edilen gelirler hesabında bulunan ve 2014 yılı geliri olan kısmın bu hesaptan alınarak cari dönem hasılatına eklenmelidir... MUTABAKATLAR Alıcılarla (müşterilerle) ilgili cari hesap mutabakatları yapılmalıdır. Satıcılarla ilgili cari hesap mutabakatları yapılmalıdır. Bankalarla gerekli mutabakatlar sağlanmalıdır. Yukarıda sayılan her üç mutabakat sonucuna göre gerekirse ilgili kayıtlar yapılmalıdır. KASA DEĞERLEMESİ Kasa hesabı, daima borç bakiyesi verir veya bakiyesi sıfır olur. Hiçbir şekilde alacak bakiyesi vermemesi gerekir. Dönem sonu kasa bakiyesinin çok büyük meblağlarda olması halinde de bu paranın kasada olamayacağı ortaklar tarafından kullanılmış olduğu gerekçesiyle transfer fiyatlandırılması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı sayılarak cezalı tarhiyata muhatap olunulabilir. Bu nedenle dönem sonu kasa bakiyesinin işletmenin büyüklüğüne iş hacmine ve kasa işlemlerinin yoğunluğuna uygun bir rakam olması gerekir. Kasada mevcut yabancı paralar efektif alış kuru ile değerlenir. Döviz cinsinden değerleme farkları olumlu ise kambiyo karı olarak, olumsuz farklar ise kambiyo zararı olarak dönem matrahının tespitinde dikkate alınır. BANKA DEĞERLEMESİ Banka hesabında TL ve döviz cinsinden paralar tutulduğu için TL cinsinden kıymetler mukayyet değerle, döviz cinsinden değerler ise Maliye Bakanlığı’nca yayımlanan ilgili döviz alış kuru ile değerlenirler. Bankalar hesabının envanteri yapılırken öncelikle bankalar hesabı ile ilgili yanlış ve eksik kayıtların düzeltilmesi yapılarak muhasebe kayıtlarının banka ekstreleri ile uyumu sağlanır. Bankalarda bulunan yabancı para mevcutlarının dönem sonunda mutlaka değerleme işlemi yapılarak oluşan kur farklarının ilgili hesaplara alınması gerekir. VADELİ MEVDUATIN DEĞERLEMESİ VUK’nun 281. maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki gibidir. “Alacaklar mukayyet değerleriyle değerlenir. Mevduat veya kredi sözleşmelerine müstenit alacaklar değerleme gününe kadar hesaplanacak faizleriyle birlikte dikkate alınır.” Buna göre ticari işletmelerinin aktifine kayıtlı mevduat hesapları bulunan mükellefler, bu hesapları dolayısıyla vadesinde elde edecekleri faiz gelirinden değerleme gününe kadar oluşan kıst döneme ait kısmı ilgili oldukları dönemde gelir yazmak suretiyle kurum kazançlarına dahil edeceklerdir. Ticari işletmeler aktifine kayıtlı repo hesapları için de aynı şekilde işlem yapacaklardır. KIST DÖNEM FAİZ GİDERLERİ VUK’nun 5228 Sayılı Kanun ile değişik 285 inci maddesinin birinci fıkrasına göre;“Borçlar mukayyet değerleriyle değerlenir. Mevduat veya kredi sözleşmelerine ilişkin borçlar değerleme gününe kadar hesaplanacak faizleriyle birlikte dikkate alınır.” Bu hüküm çerçevesinde finansman ihtiyaçlarını banka kredisi kullanmak suretiyle karşılayan mükellefler, banka kredisi borçları nedeniyle değerleme gününe kadar oluşan kıst döneme ait tahakkuk etmiş ancak ödememiş bulundukları faizleri de gider olarak kurum kazancından indirebileceklerdir. ALACAK VE BORÇLARIN DEĞERLEMESİ VUK’nun 281. maddesine göre alacaklar mukayyet değer ile değerlenmektedir. Mukayyet değer ölçüsü uygulanmadan önce, bu alacaklar içinde şüpheli ve değersiz alacaklar varsa saptanır ve bunlar muhasebe kayıtlarıyla düşüldükten sonra geriye kalan alacaklara mukayyet değer ölçüsü uygulanır. İsteyen mükellefler, işletme aktifinde veya pasifinde yer alan alacak ve borç senetlerini değerleme günündeki gerçek değerine indirgenmesi amacıyla reeskont işlemi yapabilirler. Döviz cinsinden alacak ve borçların geçici vergi dönemleri itibariyle T.C. Merkez Bankasınca, yıl sonunda ise Maliye Bakanlığı’nca açıklanan döviz alış kurları esas alınarak TL’ye çevrilmesi ve doğan kur farklarının gelir ya da gider olarak kayıtlara intikal ettirilmesi gerekmektedir. ALACAK VE BORÇLARIN DEĞERLEMESİ REESKONT Çeklerin reeskonta tabi tutulmasına olanak verildiğinden, alınan çekler ile verilen çeklerin reeskonta tabi tutulması halinde oluşan farklar, vergilemede gelir veya gider olarak dikkate alınmalıdır. Alacak ve borç senetleri istenirse reeskonta tabi tutulabilir. Alacak senetleri reeskonta tabi tutulması halinde borç senetleri de mutlaka reeskonta tabi tutulmalıdır. Senetlerde faiz oranı belli değilse, T.C. Merkez Bankası reeskont oranı uygulanarak gerekli kayıtlar yapılmalıdır. Yabancı para birimi üzerinden düzenlenen alacak ve borç senetleri de yukarıda belirtildiği şekilde reeskonta tabi tutulabilir. Senetlerde faiz oranı belli edilmemiş ise, Londra bankalar arası faiz oranı (LIBOR) esas alınmalıdır. ALACAK VE BORÇLARIN DEĞERLEMESİ REESKONT İktisadi işlemlere dahil senetli borç ve alacakların reeskonta tabi tutulma işlemleri, Vergi Usul Kanunu’nun 281 ve 285’inci maddelerinde düzenlenmiştir. Reeskont, işletme aktifinde veya pasifinde yer alan alacak ve borç senetlerinin değerleme günündeki gerçek değerine indirgenmesidir. Reeskont İşleminin Şartları - Alacak veya borç senede bağlı olmalıdır. - Senet, vade içermelidir. - Senedin vadesi değerleme günü itibariyle gelmemiş olmalıdır. - Senet bilançoda yer almalıdır. -Senet kazancın elde edilmesine yönelik olmalıdır. - Reeskont hesabı iç iskonto formülü kullanılarak yapılacaktır ALACAK VE BORÇLARIN DEĞERLEMESİ REESKONTTA ÖZELLİKLİ DURUMLAR Bankalar, bankerler ve sigorta şirketleri dışında kalan ve bilanço esasına göre defter tutan mükellefler için reeskont işlemi ihtiyaridir. Ancak alacak senetlerini reeskonta tabi tutan kuruluşlar, borç senetlerini de reeskonta tabi tutmak zorundadır. Kısmi reeskont işlemi yapılamaz. Örneğin; alacak senetlerinin bir kısmını reeskonta tabi tutup, diğer kısmını tutmamak olmaz. Yabancı para cinsinden olan senetli alacak ve borçlar ile Bankalara Teminata ve tahsilata verilen senetler için reeskont hesaplanabilir. ALACAK VE BORÇLARIN DEĞERLEMESİ REESKONTTA ÖZELLİKLİ DURUMLAR -2 Diğer Taraftan; Kampanyalı ( ön ödemeli ) satışlarla ilgili olarak alınan senetler, Hatır senetleri , Yıllara sari inşaat işleri dolayısı ile alınan senetler, Müflisten olan alacaklar , Vadesi belli olsa dahi senetsiz alacak ve borçlar için reeskont hesaplanamaz. Senet tutarı KDV’de içeriyorsa, KDV hasılat unsuru olmadığından, reeskont işlemi yapılırken bu kısım senet bedelinden düşülüp düşülmeyeceği tartışmalıdır. ALACAK VE BORÇLARIN DEĞERLEMESİ ŞÜPHELİ ALACAKLAR Dava ve icra safhasına giren alacaklar için karşılık ayrılıp gider kaydedilmelidir. Şüpheli Alacak Karşılığı Ayırmanın Koşulları ; 1- Bilanço usulüne göre defter tutulmalıdır. 2- Alacak, ticari veya zirai kazancın elde edilmesi ve devamı ile ilgili olmalıdır. 3- Alacak değerleme günü itibariyle şüpheli hale gelmiş olmalıdır. - Alacak, dava ve icra safhasında bulunmalı ve takibat ciddiyetle devam ettirilmelidir. Sadece müracaat yeterli değildir. - Alacağın dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacak olması halinde ise; yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş olmalıdır. 4- Alacak tahakkuk etmiş olmalıdır. (Daha önce hasılat olarak defterlere kaydedilmiş olmalı ) 5- Alacak değerleme günü itibariyle teminatsız olmalıdır. ALACAK VE BORÇLARIN DEĞERLEMESİ ŞÜPHELİ ALACAK KARŞILIĞI AYRILMASINDA ÖZELLİKLİ DURUMLAR Avans mahiyetindeki alacaklar için karşılık ayrılabilir. (23.08.2011 tarih ve 183 sayılı özelge) Aksi yönde görüşlerde mevcuttur. 334 sayılı VUK Genel Tebliği’ne göre, alacağın ilgili dönem kayıtlarına girmiş olması ve KDV beyannamelerinde beyan edilmiş olması şartıyla, KDV içeren şüpheli alacaklarda katma değer vergisi için de karşılık ayrılabilecektir. Aciz vesikasına bağlanan alacaklarda alacağın tamamı için değil bu vesikada yer alan tutar kadar karşılık ayrılabilir. Yurt dışından olan alacaklar içinde dava açıldığının dış temsilciliklere onaylatılması şartıyla karşılık ayrılabilir. Dövize endeksli veya döviz cinsinden olan şüpheli alacaklar için karşılık ayrılmasına karar verilmesi halinde, bu alacağa bağlı olarak ortaya çıkan kur farkları da şüpheli alacak kabul edilerek karşılık ayrılır. İflas halindeki kişilerden olan alacaklar için karşılık ayrılabilir. İflas Ertelemesi kararı almış kurumlardan olan alacaklar için de karşılık ayrılabilir. ( BMVDB’nın 23.07.2009 tarih ve 25281 sayılı muktezası) ALACAK VE BORÇLARIN DEĞERLEMESİ ŞÜPHELİ ALACAK KARŞILIĞI AYRILMASINDA ÖZELLİKLİ DURUMLAR-2 Ferdi işletme ve şahıs şirketlerinde şirketin kendi ortaklarından olan alacakları için karşılık ayrılamaz. Şahıs şirketlerinden ( Kollektif ve Adi Ortaklıklar ) olan alacaklarda TTK hükümlerine göre tüm ortaklar bütün mal varlıklarıyla müteselsilen sorumlu olduklarından şüpheli alacak karşılığı ayrılabilmesi için şirket tüzel kişiliği ve ortakların hepsi için takibata geçilmiş olması gerekmektedir. Ciro edilmek suretiyle gelen senet bedelinin ödenmemiş olması durumunda, şüpheli alacak karşılığı ayrılabilmesi için asıl borçlunun yanı sıra bu senedi ciro eden kişi (ciranta) hakkında takibat yapılmış olması gerekir. Kefalete bağlı olan alacaklarda asıl borçlunun yanı sıra kefil nezdinde de takibata geçilmiş olması gerekir. İştiraklerden olan alacaklar için karşılık ayrılabilir. Hatır senetleri için şüpheli alacak karşılığı ayrılamaz. Kamudan olan alacaklar için karşılık ayrılamaz. ALACAK VE BORÇLARIN DEĞERLEMESİ DEĞERSİZ ALACAKLAR Yargı Kararına veya kanaat verici bir vesikaya göre tahsiline imkan olmayan alacaklardır. Değersiz Alacağın Şartları : 1- Alacak, bilanço veya işletme hesabı esasına göre defter tutan ticari veya zirai kazançla iştigal eden işletmelere ait olmalıdır. 2- Alacak ticari işle veya işletmeyle ilgili olmalıdır. 3- Alacağın tahsili, kazai bir hükme veya kanaat verici bir vesikaya göre imkansız hale gelmelidir. 4- Alacak ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve devam ettirilmesi ile ilgili olmalıdır. Kanaat Verici Vesikalar; Konkordato anlaşması, Borçlunun Miras Bırakmadan Ölümü ve Mirasçıların mirası reddettiğini gösteren belge, Borçlunun yurt dışına kaçması ve haciz edilebilecek malı olmadığını gösterir belge, Alacaktan vazgeçildiğini gösteren mahkeme tutanakları, Borçlunun adresinin saptanamaması, ALACAK VE BORÇLARIN DEĞERLEMESİ DEĞERSİZ ALACAKLARDA ÖZELLİKLİ KONULAR Bir alacağın değersiz alacak sayılabilmesi için tüm hukuki yolların tüketilmiş olması gerekir. Alacağın değersiz hale geldiği yıl hesaplarına gider (zarar) yazılması gerekir. Aksi takdirde izleyen yıllarda dikkate alınamaz. Değersiz alacaklar daha sonra tahsil edilirse tahsil edildiği yıl gelir yazılır. Bilanço esasına göre defter tutan işletmeler değersiz hale gelen alacaklarını değersiz hale geldikleri yıl mukayyet değerleri ile zarara geçirerek, işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler ise defterlerine gider kaydederek yok ederler. KDV içeren değersiz alacaklarda KDV de değersiz alacak olarak kabul edilecektir. ORTAKLARDAN ALACAKLAR HESABI Ortaklara verilen borçlara adat hesaplanıp, a) Şirket kredi kullanmışsa kredi faiz oranı, b) Kullanmamışsa reeskont oranı, üzerinden faiz hesaplanıp fatura düzenlenmeli ve %18 KDV uygulanmalıdır. ÖRTÜLÜ SERMAYEYE İLİŞKİN FAİZ VE BENZERİ ÖDEMELER Örtülü sermayeye ilişkin faiz ve benzeri ödemeler ile örtülü yoldan dağıtılan kazançlar, bir yandan kanunen kabul edilmeyen gider olması yanında, diğer yandan bu ödemeler hesap döneminin son günü itibariyle dağıtılmış kar payı sayıldığı hususu unutulmamalı ve ödenen bu tutarlar brütleştirilmek suretiyle üzerinden kar dağıtımına ilişkin %15 oranında yapılacak vergi kesintisine ilişkin muhtasar beyannamenin 23.01.2015 tarihine kadar verilmesi ve kesilen verginin 26.01.2015 günü akşamına kadar ödenmesi sağlanmalıdır. YANSITMA KAYITLARI Dönem giderleri ile ilgili yansıtma kayıtları yapılarak, gelir ve gider hesaplarının tamamı dönem kar veya zarar hesabına aktarılmalıdır. STOPAJ KESİNTİLERİ Yıllık beyannameye eklenmek üzere, yıl içinde kesinti yolu ile ödenen vergilerle ilgili olarak, kesintiyi yapan kurum ve kuruluşlardan yazılar alınmalıdır. KKEG Kanunen kabul edilmeyen giderler tespit edilerek beyannamede kurum kazancına eklenmesi unutulmamalıdır. SERBEST BÖLGE GELİRLERİ Serbest bölgelerden elde edilen gelirlerin istisna olarak dikkate alınması temin edilmelidir. ARGE HARCAMALARI Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu kapsamında elde edilen kazançların kurumlar vergisinden istisna olduğu unutulmamalıdır. GEMİ İŞLETİLMESİ KAZANÇ İSTİSNASI Türk Gemi Siciline kayıtlı gemilerin işletilmesinden sağlanan kazançların varlığı halinde bu kazançların kurumlar vergisi istisna edildiği unutulmamalıdır. GÖTÜRÜ GİDER UYGULAMASI GVK’ nun 40-1 maddesinin bendinin parantez içi hükmüne göre; İhracat, Uluslararası taşımacılık ve Yurt dışında inşaat, onarma, montaj ve faaliyetlerinde bulunanlar, Bu faaliyetlerden döviz olarak elde ettikleri hasılatın binde 5’ini aşmamak şartıyla; Götürü gider indirimi hakkından yararlanabilirler. Götürü Gider İndiriminde; Yurt dışında döviz cinsinden elde edilen hasılatın kambiyo mevzuatı gereğince yurda getirilme şartı aranmamaktadır. Dar mükellefiyete tabi yabancı ulaştırma kurumları bu uygulamadan yararlanamaz. İhraç kaydıyla mal tesliminde bulunanlar, götürü gider uygulamasından yararlanamaz. Bu indiriminden yararlanabilmek için bent kapsamındaki belgesiz giderlerin dönem içinde kanuni defterlere kaydedilmesi gerekmekte olup, doğrudan beyanname üzerinde indirim doğru değildir. ELEKTRİK, SU, DOĞALGAZ, HABERLEŞME BEDELLERİNİN GİDER YAZILMASINDA VE KDV İNDİRİMİNDE ÖZELLİKLİ DURUMLAR A- GEÇMİŞ DÖNEME AİT İZLEYEN YILDA GELEN FATURALAR 2014 yılında tüketilen elektrik, su, doğalgaz ve haberleşme hizmetlerine ilişkin bedeller, 31.12.2014 tarihi itibariyle tahakkuk etmiş olduğundan, bu giderlere ilişkin faturalar daha sonraki bir tarihte ( 2015 yılında ) düzenlenmiş olsa dahi, 2014 yılına ilişkin olarak beyan edilecek ticari kazancın tespitinde dikkate alınması gerekmektedir. Bununla birlikte, gider tutarının mükellefçe bilinememesi ve faturaların ilgili yıl hesaplarının kapatılmasından sonra düzenlenmesi halinde, ilgili yılda indirim konusu yapılamayan söz konusu giderler faturaların düzenlendiği döneme ilişkin ticari kazancın tespitinde de dikkate alınabilecektir. Diğer yandan, Katma Değer Vergisi Kanununun 29/3. maddesinde indirim hakkının vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabileceği hüküm altına alınmıştır. Dolayısıyla, yılın son aylarında tüketilen bu tür giderlere ait faturalar izleyen yılın ilk aylarında düzenlendiğinden, faturalardaki katma değer vergisinin, söz konusu belgelerin defterlere kaydedildiği dönemde indirim konusu yapılması mümkündür. ELEKTRİK, SU, DOĞALGAZ, HABERLEŞME BEDELLERİNİN GİDER YAZILMASINDA VE KDV İNDİRİMİNDE ÖZELLİKLİ DURUMLAR B- FATURALARIN GEÇ ÖDENMESİ NEDENİYLE HESAPLANAN GECİKME ZAMLARI Elektrik, su, telefon ve doğalgaz bedellerinin geç ödenmesi nedeniyle hesaplanan gecikme zamları bir sözleşmeye dayandıklarından bunların takip ve tahsili 6183 sayılı Yasa’ya değil özel hukuk hükümlerine tabi olacaktır. Bu durumda bedelin geç ödenmesi nedeniyle ödenen gecikme zamları Gelir Vergisi Kanunu’nun 41. maddesinin beşinci bendinin parantez içi hükmü kapsamında değerlendirilerek sözleşmeye dayanan tazminat olarak kabul edilecek ve safi kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınacaktır. Aynı kapsamda gecikme zamlarına ilişkin ödenen katma değer vergileri de indirim konusu yapılacaktır. ELEKTRİK, SU, DOĞALGAZ, HABERLEŞME BEDELLERİNİN GİDER YAZILMASINDA VE KDV İNDİRİMİNDE ÖZELLİKLİ DURUMLAR C- FATURALARIN MÜKELLEF ADINA DÜZENLENMEMİŞ OLMASI 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun üçüncü maddesi uyarınca vergilemede vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyetinin esas olduğu hüküm altına alınmıştır. Bu durumda elektrik, su, telefon ve doğalgaz harcamalarına ait faturaların işletme adına düzenlenmemiş olması bu harcamaların işletme için yapıldığı gerçeğini değiştirmez. Böylesi bir durumda olayın gerçek mahiyeti araştırılmalı iş veya işletme ile ilgili olduğu tevsik edilen bu tür harcamalar gider olarak kabul edilmelidir. Aynı şekilde bu durumda bulunan harcamalar için ödenen katma değer vergilerinin de indirimini kabul etmek gerekir. ÖĞRENİM BURSLARI •Mükelleflerce, yurt içinde bulunan öğrencilere verilen burslar sadece aşağıdaki şartların varlığı halinde Gelir ve Kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınabilir. Eğitim masrafları karşılanacak kişilerin, okulu bitirdikten sonra burs veren işletmede hizmet yükümlülükleri nedeniyle çalışacaklarını gösterir bir sözleşmenin düzenlenmesi ve bu durumun vergi incelemesi sırasında inceleme elemanına kanıtlanması. ( Zorunlu Hizmet Sözleşmesi) Burs verilecek öğrencilerin, Türkiye’nin her tarafından eğitim gören öğrenciler arasından bir yarışma sınavı sonunda kazanan kişilerden olması, Bursun süresinin ve karşılanacak eğitim giderleri miktarının işin önemi ve genişliği ile orantılı olması. Ancak söz konusu öğrencilere öğretim süresi boyunca (karşılıksız) sadece yardım amacıyla verilen burslar genel gider niteliğinde olmadığından gider olarak yazılamaz. KURUMLAR VERGİSİNDEN İSTİSNA EDİLEN KAZANÇLARA İSABET EDEN GİDERLERİN DİĞER KAZANÇLARDAN İNDİRİLEMEMESİ KVK’nun 5 inci maddesinin üçüncü fıkrasında, iştirak hissesi alımıyla ilgili finansman giderleri hariç olmak üzere, kurumların kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlarına ilişkin giderlerinin veya istisna kapsamındaki faaliyetlerinden doğan zararlarının, istisna dışı kurum kazancından indirilmesinin kabul edilmeyeceği hükmü yer almaktadır. Buna göre; kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlara ilişkin olarak yapılan giderlerin, kurumun vergiye tabi diğer kazanç tutarının tespitinde kurum kazancını azaltıcı veya kurum zararlı ise bu zararı artırıcı bir unsur olarak indirim konusu yapılamayacaktır. Bu nedenle, bu gelirlerin elde edilmesi için yapılan giderlerin sadece kurumlar vergisinden istisna edilen söz konusu kazançların tespitinde indirim konusu yapılacağı tabiidir. Aynı şekilde, kurumlar vergisinden istisna edilen kazançların elde edilmesi sırasında zarar doğması halinde bu zararların da istisna kapsamı dışındaki gelirlerden indirilmemesi gerekmektedir. Örneğin; Teknoloji geliştirme bölgelerinde veya serbest bölgelerde faaliyet gösteren mükelleflerin, bölgedeki istisna kapsamındaki faaliyetlerinin zararla sonuçlanması halinde, zarar tutarı “kanunen kabul edilmeyen gider” olarak dikkate alınacaktır. Aynı gerekçeyle kurumlar vergisi mükellefleri yurt dışı inşaat faaliyetlerinden doğan zararları da “kanunen kabul edilmeyen gider” olarak dikkate alınacaktır Taşınmaz ve İştirak Hissesi Satışı İle İlgili Giderlerin Durumu Taşınmaz ve iştirak hissesi satış kazancı istisnasına ilişkin giderlerin istisna kazanca isabet eden kısmı kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınacaktır. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, elde edilen kazancın %75’i istisna olduğu için, istisnaya ilişkin giderlerin de %75’inin KKEG olarak değerlendirilmesi gerektiğidir. Taşınmaz ve İştirak Hissesi Satışlarından Kaynaklanan Zararın Durumu Gerek, taşınmaz ve iştirak hisselerinin satışından kaynaklanan zararların “istisna faaliyetlerden doğan zararlar” tanımına girmemesi; gerekse, istisna uygulamasının mükelleflerin ihtiyarında olan bir takım şartlara bağlanmış olması hususları göz önünde bulundurulduğunda, taşınmaz ve iştirak hissesi satış işlemlerinden kaynaklanan zararların kurum kazancının tespitinde dikkate alınabileceği görüşündeyiz. İVDB B.07.1.GİB.4.34.16.01/KVK-5/e sayılı muktezasında zararın indirilemeyeceği, GİB ise 23.08.2007 tarih ve 074720 sayılı muktezasında zararın indirilebileceği görüşündedir. PERSONELE ÖDENEN TEMETTÜ İKRAMİYELERİNİN GİDER YAZILACAĞI DÖNEM Kurumlar Vergisi Kanunu’nun uygulanmasına ilişkin açıklamaların yer aldığı 1 seri numaralı KVK Genel Tebliği’nin 11.11. bölümünde; “Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesi uyarınca, idare meclisi başkan ve üyelerine ödenen kâr payları menkul sermaye iradı sayılmıştır. Bu itibarla, söz konusu ödemelerin kurum kazancının tespitinde gider olarak indirilmesi mümkün bulunmamaktadır. Öte yandan, kurum personeline ödenen temettü ikramiyeleri kurum kazancının tespitinde ücret gideri olarak dikkate alınacaktır. Söz konusu temettü ikramiyelerinin bilanço günü itibarıyla ödenecek toplam tutarı kesinleştiğinden, çalışanlara o yıla ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin verilme süresinin sonuna kadar ödenecek temettü ikramiyeleri, ilgili olduğu yılın kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınabilecektir.” Bu açıklamalara göre, şirket çalışanlarına performans değerlemelerine bağlı olarak verilen prim ve ikramiyelerin kazancın ait olduğu yıla ilişkin bilanço günü itibariyle (31 Aralık) ödenecek toplam kesinleştiğinden, çalışanlara aynı yıla ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin verilme süresinin sonuna kadar ödenecek söz konusu tutarlar, ilgili olduğu yılın kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınabilecektir. İNDİRİMİ MÜMKÜN OLMAYAN GİDERLERE İLİŞKİN HATIRLATMALAR 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 88’inci maddesi gereğince, fiilen ödenmeyen Sosyal Güvenlik Primleri gelir vergisi ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak yazılamamaktadır. Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun “Gider Kaydedilmeme Hali” Başlığını taşıyan 14’üncü maddesi gereğince; Bu Kanuna bağlı (I), (III) ve (IV) sayılı tarifelerde yer alan taşıtlardan (Ticari maksatla kullanılan uçak ve helikopterler ile taşıt kiralama faaliyeti ile uğraşan işletmelerin bu amaçla kiraya verdikleri taşıtlar hariç) alınan vergi ve cezalar ile gecikme zamları gelir ve kurumlar vergilerinin matrahlarının tespitinde gider olarak kabul edilmez. Örneğin; Binek otomobillere ve motosikletlere ilişkin olarak ödenen MTV. İNDİRİMİ MÜMKÜN OLMAYAN GİDERLERE İLİŞKİN HATIRLATMALAR Kıdem tazminatları için ayrılan karşılıklar gider yazılamayacaktır. Kıdem tazminatı için karşılık ayrılması durumunda da bu tutar dönem matrahına ilave edilecek, sadece dönem içinde fiilen ödenen kıdem tazminatları gider yazılabilecektir. 6802 Sayılı Gider Vergileri Kanunu’nun 39 uncu maddesinin son fıkrasına göre Özel İletişim Vergisi, katma değer vergisi matrahına dahil edilmez, gelir ve kurumlar vergisi uygulamasında gider kaydedilmez ve hiçbir vergiden mahsup edilmez. Bu hükme göre sabit ve mobil hatlı telefonlara ilişkin haberleşme ücretleri, internet servis sağlayıcılarına ödenen ücretler , digital tv ve radyo yayın hizmet bedelleri ve diğer telekominikasyon hizmet bedelleri üzerinden ödenen özel iletişim vergilerinin gider yazılması mümkün olmayacaktır. BİNEK OTOMOBİL ALIMINDA ÖDENEN KDV Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 30/b maddesi hükmü uyarınca; faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere işletmelere ait binek otomobillerin alış vesikalarında gösterilen KDV hesaplanan KDV’den indirilemez. Ancak indirim konusu yapılamayan bu KDV’nin 23 No’lu KDV Genel Tebliği’nin (I) Bölümünde yer alan açıklamalar çerçevesinde mükelleflerin binek otomobillerin alış vesikalarında gösterilen ve indirim konusu yapamadığı KDV‘ni gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınması konusunda seçimlik hakları bulunmaktadır. Benzer biçimde binek otomobil alımında faturada ayrıca hesaplanan Özel Tüketim Vergisini ise VUK’nun 270. maddesinde belirtildiği üzere maliyet bedeline ithal etmek veya giderler arasında göstermek ihtiyaridir. ÇALINAN VE KAYBOLAN MALLARA İLİŞKİN KDV Çalınan veya kaybolan malların bedellerinin gider veya zarar yazılabileceğine dair vergi kanunlarında herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Çalınan veya kaybolan malların kıymeti düşen emtia olarak değerlenmesi ve vergi matrahı ile ilişki kurulması da mümkün değildir. Çalınan ve kaybolan mallar işletme için sermayede vukua gelen bir eksilme olarak kabul edilmekte ve Gelir Vergisi Kanunu’nun 88. maddesi uyarınca gider olarak dikkate alınamamaktadır. Çalınan veya kaybolan malları mükellefler polis kayıtları vb. belgeler ile kanıtlanabiliyorsa, çalınan mallar maliyet bedeli üzerinden kanunen kabul edilmeyen gider olarak kaydedilmelidir. (Ayrıca KDVK Md. 30/c) Çalınma olayının polis kayıtları vb. kayıtlar ile kanıtlanamaması halinde ise çalınan malın emsal satış bedeli ile değerlenerek ortaklara satış gibi işlem yapılması gerekmektedir. Bu işlem ile ilgili olarak, ayrıca katma değer vergisi hesaplanması gerekecektir. ZAYİ OLAN MALLARDA KDV “KDV Kanununun (30/c) maddesinde; deprem, sel felaketi ve Maliye Bakanlığının yangın sebebiyle mücbir sebep ilân ettiği yerlerdeki yangın sonucu zayi olanlar hariç olmak üzere, zayi olan mallara ait KDV'nin indirim konusu yapılamayacağı hükme bağlanmıştır. Bu hüküm uyarınca, kullanım süresi geçen veya bir başka biçimde kullanılamayacak hale gelen ve imha edilen mallar, zayi olan mal mahiyetinde olduğundan mükelleflerce bu malların iktisabı dolayısıyla yüklenilen KDV'nin indirim konusu yapılması da mümkün bulunmamaktadır. Bu çerçevede, zayi olan mallara ait yüklenilen ve daha önce indirim konusu yapılan KDV'nin, imha tarihini kapsayan vergilendirme dönemine ait 1 No.lu KDV Beyannamesinin "İlave Edilecek KDV" satırına dahil edilmek suretiyle indirim hesaplarından çıkarılması gerekmektedir.” ZAYİ OLAN MALLARDA KDV Buna göre örneğin ; İmalatta kullanılmak için alınan ancak imalata girmeden eskime, bozulma, çürüme, çatlama vb. nedenlerle kullanılamaz hale gelen ve bu nedenle imalatta veya ambalajlamada kullanılabilme vasfını yitiren hammadde ve malzeme ile ambalaj maddeleri, Son kullanma tarihinin geçmesi, çeşitli kimyasallar içerdiğinin tespit edilmesi gibi nedenlerle kanunen tekrar satılması mümkün olmayan ve imha edilen bisküvi, çikolata, konserve gibi gıda ürünleri, Sağlık Bakanlığınca kullanımının yasaklanması nedeniyle imha edilen ilaçlar ile kullanım süresi içinde formül hatası bulunan, miadının dolması veya hasar görmesi nedeniyle kullanılamaz hale gelmiş, üretimden kalkmış, insan sağlığını tehdit eden ilaçlar, ZAYİ OLAN MALLARDA KDV Hatalı dikim, renk farklılığı, leke ve benzeri nedenlerle ya da şirket politikası gereği satışı mümkün olmadığından imha edilen mallar, Kullanım ömrünü tamamladığı için imha edilen araç lastikleri için yüklenilen KDV indirim konusu yapılamayacaktır. Son olarak 113 Nolu Tebliğden sonra BMVD’nin verdiği 07.01.2010 tarih ve 852 sayılı ilginç bir mukteza da ise; “İmha edilecek muhtelif mallara ilişkin yüklenilen ve zayi olma durumu nedeniyle indirim hakkı ortadan kalkan KDV’nin kurumlar vergisinin hesaplanmasında gider yada maliyet unsuru olarak dikkate alınması mümkün değildir” denilmekte, bu suretle KDV’nin de gider yazılamayacağı vurgulanmaktadır. MALLARIN DEĞERİNİN DÜŞMESİ SONUCU MEYDANA GELEN KAYIPLAR Malın tamamen yok olmaması, ancak değerinde önemli derecede düşüklük meydana gelmesi halinde malın zayi olması hükümleri geçerli olmayacaktır. Bu durumda malların zayi olması değil, düşük bedelle veya zararına satışı söz konusu olacağından, bu malların iktisabı dolayısıyla yüklenilen KDV'nin indirim konusu yapılabileceği tabiidir. Örneğin; Üretim esnasında renginde problem olan giyeceklerin, Yangın sonucu tamamen yok olmayan ve ekonomik değeri olan yedek parça ve malzemelerin daha düşük bir fiyatla satılması halinde, bunlar nedeniyle yüklenilen KDV'nin tamamı indirim konusu yapılabilecektir. FİRE SONUCU MEYDANA GELEN KAYIPLAR Fire, bir malın imalat sürecinde veya tüketiciye arzına kadar kendi doğal akışı içinde uğradığı fiziksel kayıp olarak tanımlandığından, imalat sırasında veya sonrasında meydana gelen firelerin zayi olan mal kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır. Bu durumda, daha önce indirim konusu yapılan KDV'nin de düzeltilmesine gerek yoktur. Ancak, yasal düzenleme veya ilgili mesleki kuruluşlar tarafından belirlenen fire miktarını aşan kayıplara ilişkin giderlerin, Gelir veya Kurumlar Vergisi Kanunlarına göre kazancın tespitinde indiriminin kabul edilmemesi halinde, bu giderler dolayısıyla yüklenilen KDV'nin de indirim konusu yapılması mümkün değildir. FİRE SONUCU MEYDANA GELEN KAYIPLAR Örneğin; Akaryakıtın depolanması sırasında ortaya çıkan ve ilgili kuruluşlar tarafından belirlenen oranlar dahilindeki kayıplar, Balık çiftliklerinde balık üretimi esnasında pazarlama aşamasına ulaşıncaya kadar geçen süreçte, balık üretim ve besleme firesi olarak oluşan balık ölümleri, Tavuk çiftliklerinde, üretimin doğal sonucu olarak ortaya çıkan kayıplar, Hazır giyim eşyası dikiminde veya ayakkabı yapımında üretim sürecindeki kesme, biçme, dikme gibi işlemlerin doğal sonucu olarak ortaya çıkan kayıplar fire olarak değerlendirilmekte olup, bunlara ilişkin olarak yüklenilen KDV indirim konusu yapılabilecektir. FATURA VE BENZERİ BELGELERDE AYRICA GÖSTERİLMEYİP YIL SONLARINDA, BELLİ BİR DÖNEM SONUNDA YA DA BELLİ BİR CİRO AŞILDIĞINDA YAPILAN İSKONTOLAR Fatura ve benzeri belgelerde ayrıca gösterilmeyip, yıl sonlarında, belli bir dönem sonunda ya da belli bir ciro aşıldığında (satış primi, hasılat primi, yıl sonu iskontosu gibi adlarla) yapılan iskontolar esas itibariyle, asıl işleme ilişkin KDV matrahının değişmesi sonucunu doğurmaktadır. Dolayısıyla, KDV matrahında değişiklik vuku bulduğu bu gibi durumlarda KDV Kanununun 35 inci maddesine göre düzeltme yapılması gerekmektedir. Bu itibarla, fatura ve benzeri vesikalarda gösterilmeyip belli bir dönem sonunda ya da belli bir ciro aşıldığında yapılan iskontolar nedeniyle KDV matrahında değişiklik vuku bulduğu hallerde düzeltme işlemi, alıcı tarafından satıcı adına bir fatura ve benzeri belge düzenlenmek ve bu amaçla düzenlenecek belgede, KDV matrahında değişikliğe neden olan iskonto tutarına ilk teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlem için geçerli olan KDV oranı uygulanmak suretiyle yapılacaktır. TASDİKLİ ÖN SAYFALAR YETMEDİĞİ İÇİN DEFTERİNİN TASDİKSİZ ARKA SAYFALARINA BASTIRILAN YEVMİYE KAYITLARINDA GÖSTERİLEN KDV’LERİN İNDİRİMİ İSTİSNASININ UYGULANACAĞI VE BEYAN EDİLECEĞİ DÖNEM Vergi idaresi, son dönemlerde verdiği özelgelerde KDV’nin gerçekte yüklenilmiş olması ve fatura veya benzeri belgelerde ayrıca gösterilmesi, kayıtların tasdikli defter-i kebire süresinde ve usulüne uygun kaydedilmesi koşuluyla, yevmiye defterinin tasdiksiz arka sayfalarına kaydedilen fatura veya benzeri belgelerde gösterilen KDV’nin indirilebileceği görüşündedir. Diğer taraftan, Yargı organları ise yevmiye defterinin tasdiksiz arka sayfalarına kaydedilen faturalardaki KDV’nin indirilip indirilemeyeceği konusunda farklı kararlar vermektedir. Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu, yevmiye defterinin tasdiksiz arka sayfalarına yapılan kayıtlarla, defter-i kebir ve envanter defteri arasında karşılaştırmalı bir inceleme ve araştırma yapılması, bu suretle biten yevmiye defterinin arka sayfasına yapılan kayıtların doğruluğunun araştırılması gerektiği, bu yönde bir inceleme yapılmadan sadece, söz konusu kayıtların biten yevmiye defterinin arka sayfasına yapıldığından hareketle KDV indirimlerinin reddedilemeyeceği görüşündedir. İSTİSNA KAZANÇLAR Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesi kapsamında kurumlar vergisinden istisna edilen varsa aşağıda belirtilen kazançlar tespit edilerek kurum kazancından indirilmesi sağlanmalıdır. a. Tam mükellef kurumlardan elde edilen iştirak kazançları, b. Dar mükellef kurumlardan elde edilen iştirak kazançları, c. Yurt dışı iştirak hisselerinin elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar, d. Emisyon primleri, e. Yurtdışı inşaat ve onarım işleri ile teknik hizmetlerden sağlanan kazançlar, f. Portföy ve fon işletme kazançları, g. Gayrimenkul ve iştirak satışları kazançlarının %75’i, h. Banka borçlarının ödenmesinde kullanılan gayrimenkul ve iştirak hisseleri satış kazançları, ı. Bankaların alacak karşılığında edindikleri gayrimenkullerin satışından sağlanan kazançların %75’i, i. Eğitim kazançları, j. Rehabilitasyon merkezlerinin işletilmesinden sağlanan kazançlar, k. Kooperatiflerin ortakları için hesapladıkları risturnlar. İHRACAT FATURASI TARİHİ İLE FİİLİ İHRAÇ TARİHİNDE YIL FARKLILAŞMASI OLMASI DURUMUNDA KDV İSTİSNASININ UYGULANACAĞI VE BEYAN EDİLECEĞİ DÖNEM Örneğin; Fatura düzenlenerek gümrük çıkış beyannamesi 20.12.2014 tarihinde açılan malların 07.01.2015 tarihinde fiilen ihraç edilmesi ve gümrük çıkış beyannamesi kapatılması halinde, ihracat belgeleri GVK ve KVK yönünden 2015 yılının geliri olarak KDV istisnası da 2015 Ocak KDV beyannamesi ile beyan edilecektir. GEÇİCİ VERGİLENDİRME DÖNEMLERİNDE… Geçici vergi uygulaması nedeniyle, geçici vergi dönemleri itibariyle, a)Amortisman ayıranlar dönem sonunda amortisman ayırmaktan vazgeçebilirler. b)Amortisman hesaplamayanlar dönem sonunda amortisman ayırabilir ve gider yazabilirler. c)Alacak ve borç senetlerini reeskonta tabi tutmayanlar dönem sonu itibariyle reeskont yapabilirler. d)Alacak ve borç senetlerini reeskonta tabi tutanlar dönem sonunda reeskonttan vazgeçebilirler. e) Yıl içinde yararlanılan yatırım indirimi istisna uygulamasından verilen geçici vergi beyannamelerinin düzeltilmesi koşulu ile vazgeçebilirler. f) Geçici vergi dönemlerinde yararlanılmayan yatırım indirimi istisnasından dönem sonunda yararlanılabilir. BÖLÜM:2 2015 YILI YILI VERGİLENDİRME DÖNEMİNE İLİŞKİN HATIRLATMALAR 61 2015 YILI VERGİLENDİRME DÖNEMİNE İLİŞKİN HATIRLATMALAR 1. 2014 yılı kanuni defterlerin tamamının yazdırılma işi bir an önce tamamlanmalıdır. 2. 2014 yılı yönetim kurulu karar defterinin kapanış tasdiki 2015/Ocak ayı sonuna kadar ve 2014 yılı yevmiye defterinin kapanış tasdikinin ise, 2015/Haziran ayı sonuna kadar yaptırılmalıdır. 3. 2015 yılında kullanılacak defterlerin tasdiki 2014/Aralık ayı içinde yaptırılmalıdır. 4. 2014 yılında kullanılan kanuni defterlerin 2015 yılında da kullanılması durumunda, bu defterlerin tasdik işlemleri 2015/Ocak ayı içinde yaptırılmalıdır. 5. 2015 yılı yevmiye defterine yapılan açılış kaydından sonra, bir önceki yılda yapılan reeskont kayıtları, ters kayıt yapılarak kapatılmalıdır. 2015 YILI VERGİLENDİRME DÖNEMİNE İLİŞKİN HATIRLATMALAR 6.2013 yılı vergilendirme dönemine ilişkin kurum kazancının beyanı sırasında, kurum kazancından indirilen ve eski hükümlere tabi tutulan yatırım indirimi istisna tutarı üzerinden en geç kurumlar vergisi beyannamesinin verileceği ay içinde, %19.8 oranında gelir vergisi kesintisi yapılmalı ve buna ilişkin muhtasar beyanname ertesi ayın 23 üncü günü akşamına kadar verilip, kesilen gelir vergisi 26 ıncı günü akşamına kadar ödenmelidir. 7. 2013 yılı kurum kazancından (kârından) personele temettü ikramiyesi verilmesi düşünülüyor ise, gerekli kararların kurumlar vergisi beyannamesi verilmesinden önce alınmalıdır. 8. a) b) İmtiyazname ve Ruhsatname almış olan kurumların Harçlar Kanunu’na ekli 8 sayılı tarifede yer verilen ve yıllık olarak ödenmesi gereken harçlar, Motorlu taşıtlar vergisinin ilk taksiti, BÖLÜM:3 ÖRNEK MUKTEZALAR 64 HUZUR HAKKI ÖDEMELERİ Huzur hakkı ödemeleri yaptığınız şirket ortaklarının muhtasar beyannamelerinin aylık veya üçer aylık olarak verilmesi açısından hizmet erbabı sayısının hesabında dikkate alınıp alınmayacağı hususu. Muhtasar beyannamenin aylık veya üçer aylık verilmesinde dikkate alınması gereken aynı anda çalışan 10 hizmet erbabının anlaşılması gerektiğinden, şirketinizce huzur hakkı ödemesi yapıldığında bu kişiler ile birlikte çalışan hizmet erbabı sayısı 10 kişinin üstüne çıkması halinde bu döneme ait muhtasar beyannamenin ertesi ayın 23 üncü günü akşamına kadar verilmesi gerekmektedir. (ANK. VDB. 38418978-120[98-13/5]456 29.04.2014) Yap-işlet-devret modeline göre inşa edilen binanın vergisel boyutu Sağlık sektöründe faaliyette bulunan şirketinizin, arsa sahibi şahıslar ile imzalamış olduğu 8 yıllık yap işlet devret sözleşmesi kapsamında inşa edilecek binayı, tamamlanmasından itibaren sözleşme süresi doluncaya kadar kullanacağı ve sözleşme bitiminde binanın arsa sahiplerine bedelsiz olarak teslim edileceği belirtilerek sözleşme süresince arsa sahiplerine nakdi ve ayni kira ödemesinde bulunulmayacağından şirketiniz tarafından gelir vergisi kesintisi yapılıp yapılmayacağı, sözleşme süresinin sonunda bina devredilirken arsa sahibinin elde ettiği gayrimenkul sermaye iradı hesabında şirketin inşaat için yapmış olduğu harcama miktarının mı yoksa emsal bedelinin mi esas alınacağı hususu. (İVDB-62030549-120[94-2013/391]-1213 07.08.2013) Yap-işlet-devret modeline göre inşa edilen binanın vergisel boyutu Şirketiniz ile arsa sahibi şahıslar arasında akdedilen sözleşmeye istinaden bina inşa edilmesi için yapılan harcamaların özel maliyet bedeli olarak dikkate alınması mümkün bulunmayıp, sözleşmeye göre yapılan tesislerin tamamlanıp cins tashihinin yapıldığı veya fiilen kullanılmaya başlandığı tarih itibarıyla, şirketinizce sözleşmeye konu arsa üzerine bina yapılarak söz konusu şahıslara teslim edildiğinin kabul edilmesi, Sözleşmeye istinaden arsa sahiplerine bina yapım hizmeti verilmek suretiyle inşa edilen bina için yapılan harcamaların emsale uygun belirlenen bir kâr marjı ile arsa sahibi şahıslara fatura edilerek bina yapım hizmeti karşılığı alacak olarak kayıtlara intikal ettirilmesi ve yapım hizmeti nedeniyle oluşan kazancın da kurum kazancına dahil edilerek vergilendirilmesi, Şirketiniz ile arsa sahipleri arasında yapılan sözleşme hükümleri dikkate alındığında, sözleşme süresinin sonuna kadar binanın kullanım hakkı şirketinize ait olduğundan şirketiniz tarafından fatura edilen ve alacak olarak kayıtlara intikal ettirilen tutarın, binanın kullanılmaya başlandığı tarihi müteakip kalan kira süresine bölünmek suretiyle hesaplanan kısmının ilgili yıllar itibariyle alacak tutarından düşülerek safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi uyarınca ilgili yıllar itibarıyla kira gideri olarak dikkate alınması, Yap-işlet-devret modeline göre inşa edilen binanın vergisel boyutu Şirketinizce ilgili yıllar itibarıyla kira gideri olarak dikkate alınan tutarların arsa sahibi şahıslara hesaben yapılan kira ödemesi olarak kabul edilmek suretiyle bu tutarlar üzerinden Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesine göre gelir vergisi kesintisi yapılması; arsa sahibinin kurumlar vergisi mükellefi veya gerçek usulde gelir vergisi mükellefi olması halinde ise elde edilen kira gelirleri ilgili dönem kurumlar vergisi veya gelir vergisi beyannamesi ile beyan edileceğinden vergi kesintisi yapılmaması, Gelir Vergisi Kanununun 72 nci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca, mülk sahibinin şirketinize olan borcundan yıllar itibariyle mahsup edilen tutarlar tahsil hükmünde olduğundan, anılan Kanunun 86 ncı maddesinin birinci fıkrasının (1/c) bendinde yer alan haddin (2013 yılı için 26.000 TL) aşılması halinde, gerçek kişiler tarafından elde edilen ve kesinti yoluyla vergilendirilmiş olan söz konusu kira gelirlerinin beyan edilmesi Diğer yandan, anılan sözleşme kapsamında gerçekleştirilen işlemlerin ilişkili kişilerle yapılması halinde Kurumlar Vergisi Kanununun 13 üncü maddesinde yer alan hükümlere uyulması gerektiği ise tabiidir. Yıl İçerisinde İşvereni Değişen Personelin Ücret Gelirinin Vergilendirilmesi "...Buna göre, bir hizmet erbabının birden fazla işverenden ücret alması halinde, her bir işverenin ödediği ücretler, ayrı ayrı vergilendirilmektedir. Dolayısıyla vergi tarifesi, her bir işverenin ödediği ücrete, diğer işveren veya işverenlerin ödediği ücretle ilgilendirilmeksizin ayrı ayrı uygulanmaktadır..." (MERSİN VDB 18008620-120[ÖZG2014-1]-41 06.05.2014) Değer artış kazancı hk. Gayrimenkul sahibinin bir firmaya kefilliğinden dolayı üzerinde ipotek olan dükkanını 08.11.2013 tarihinde 223.000,00 TL ye satın aldığınız, firmanın bankaya olan borcunu ödeyememesinden dolayı satın almış olduğunuz dükkanın banka tarafından firmanın kredi borcu tutarı olan 580.000,00 TL ye satın alınacağı ancak satış bedelinin sadece 223.000,00 TL lik kısmının tarafınıza ödeneceğinden bahisle, değer artışı kazancı yönünden beyanname vermenizin gerekip gerekmediği hususunda Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmıştır.(KAYSERİ VDB 50426076-120.07.01[MÜK.802014/20-554]-48 16.04.2014) … Bu hüküm ve açıklamalara göre; 08.11.2013 tarihinde satın aldığınız dükkanın satış bedeli olarak 580.000,00 TL nin dikkate alınması, satıştan doğan ve yıllık beyanname ile beyan edilmesi gereken değer artış kazancının ise Gelir Vergisi Kanununun Mükerrer 81 inci maddesi hükümleri çerçevesinde tespit edilmesi gerekir. Değer artış kazancı hk.-2 08.02.2008 tarihinde iktisap edilmiş gayrimenkul taşınmazın 11.09.2008 tarihinde satışının yapıldığı ve karşılığında çek alındığı, 2009 yılının Mart ayında bu işlemden doğan verginin beyan edilerek ödendiği, ancak alıcının 2009 yılı vadeli çeki ödemediğinden protokol ve şahitler huzurunda satılan taşınmazının 11.06.2009 tarihinde tapuda satış işlemi yapılarak tekrar iade alındığı, aynı taşınmazın 25.06.2013 tarihinde satıldığı ve parasının alındığı, bu işlemde son olarak iktisap tarihi 11.06.2009 olarak görünse de çekin ödenmemesi nedeniyle iktisap tarihinin 08.02.2008 tarihi olması gerektiğinden bahisle Gelir Vergisi Kanununun 80 inci maddesinin 6 ıncı bendi uyarınca taşınmazın ilk iktisap tarihinin 08.02.2008 olarak algılanıp 5 yıl süre istisnasından faydalanıp faydalanmayacağınız hususunda bilgi verilmesi talep edilmektedir. (GAZİANTEP VDB 16700543-120-8 10.04.2014) … Buna göre, 08.02.2008 tarihinde iktisap edilen taşınmazın 11.09.2008 tarihinde elden çıkarılması ve elden çıkarma dolayısıyla alıcıdan alınan çekin karşılıksız çıkması nedeniyle 11.06.2009 tarihinde tapu işlemi yapılarak söz konusu gayrimenkulun geri alınması ve aynı taşınmazın 25.06.2013 tarihinde elden çıkarılması işlemleri tapuya tescil işlemleri ile gerçekleştiğinden her iki işlemin de Gelir Vergisi Kanununun Mükerrer 80 nci maddesine göre değer artış kazancı yönünden vergilendirilmesi gerekmektedir. İş kazası sonucu ölen işçinin ailesine mahkeme kararına istinaden ödenen tazminatın gider yazılıp yazılamayacağı İş kazası sonucu vefat eden işçi için iş mahkemesinin kararına istinaden alt yüklenici olarak %15 oranında olmak üzere 44.846.-TL tazminat ödemenize karar verildiği belirtilerek, yapacağınız tazminat tutarı ödemesinin serbest meslek kazancınızın tespitinde gider olarak indirim konusu yapılıp yapılamayacağı hususunda bilgi talep ettiğiniz anlaşılmakta olup, konu hakkında Başkanlığımız görüşleri aşağıda açıklanmıştır.(İVDB 62030549-120[40-2013/551]-732 03.04.2014) … Mesleki faaliyetle ilgili ödenen tazminatlar, kanun, ilam ve mukavelenameye bağlı bulunsa dahi, serbest meslek erbabının suçlarından kaynaklanan bir tazminat ödemesi olması halinde serbest meslek kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır. Bu hüküm ve açıklamalara göre, yukarıda belirtilen mahkeme kararına göre %15 kusur oranınız dikkate alınmak suretiyle hesaplanarak ödenen tazminatın Gelir Vergisi Kanununun 68 inci maddesinin birinci fıkrasının (10) numaralı bendi kapsamında meslek kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır. Şirketin ortağının şirketten alacağından vazgeçmesi ile özel fona alınan borcun hangi yılın zararından indirileceği Yurt dışında bulunan ortağınızın Aralık/2011 tarihinde aldığı kararla şirketinizden olan alacağından vazgeçtiği ve vazgeçilen bu borcun şirketinizce özel karşılık hesabına alındığı belirtilerek, özel karşılık hesabına alınan tutarın hangi yıl sonunda kâra ilave edileceği ile bu tutardan hangi yıl zararlarının mahsup edilebileceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir. (İZMİR VDB -84098128-125[6-2012/928]-175 07.04.2014) … kredili olarak satılan mal veya hizmetin bedeli hasılat kaydedilmek suretiyle alacaklı tarafından vergi matrahına dahil edilirken, bu alacağın, çeşitli nedenlerle tahsilinin imkansız hale gelmesi durumunda Vergi Usul Kanununda sayılan şartlarla değersiz alacak olarak kaydedilmesi mümkün bulunmakta, borçlu ise ödemeyeceği tutar için karşılık hesabı açmakta ve üç yıllık sürede zararla mahsup edilemeyen tutar kar hesabına aktarılmaktadır. Örneğin 2011 yılında karşılık hesabına alınan tutarların 2011-2012-2013 hesap dönemine ait zararlara mahsup edilmesi, zararla itfa edilemeyen özel karşılık tutarlarının ise üçüncü yılın sonunda (2013) kâr hesaplarına intikal ettirilmesi gerekmektedir. Öte yandan, Vergi Usul Kanununun 324 nci maddesinin gerekçesinde; alacaklıların, iflas halinde veya mali müzayaka durumunda bulunan ve borçlarını ödemeyecek hale gelen mükelleflerden olan alacaklarından konkordato veya sulh yoluyla kısmen veya tamamen vazgeçmeleri halinde, vazgeçilen alacağın borçlu kurum tarafından 3 yıl içinde zararla itfa edilmesi kaydıyla kâr sayılmayacağı belirtilmiştir. Dolayısıyla, borcun ticari işlemlerden kaynaklanan bir borç niteliği taşıması ve şirketinizin iflas veya mali zorluk nedeniyle borçlarını ödemeyecek duruma gelmiş olması halinde vazgeçilen alacak için karşılık ayrılması mümkün olup şirketiniz tarafından özel karşılık hesabına alınan tutarların 2011-2012-2013 hesap dönemine ait zararlara mahsup edilmesi, zararla itfa edilemeyen özel karşılık tutarlarının ise üçüncü yılın sonunda (2013) kâr hesaplarına intikal ettirilmesi gerekmektedir Şirketin aktifinde 2 yıldan az süreyle kayıtlı bulunan iştirak hissesinin satışından doğan zararın indirim konusu yapılıp yapılamayacağı Şirketinizin sağlık alanında faaliyet gösteren bir anonim şirkete ait iştirak hisselerini 02.04.2013 tarihinde satın alarak bu şirkete iştirak ettiği, ancak iştirak edilen şirketin mali yapısında ve yönetiminde meydana gelen olumsuz gelişmeler nedeniyle sahip olunan iştirak hisselerini 21.10.2013 tarihinde zararına sattığı belirtilerek, şirketinizin aktifinde iki yıldan az süre bulunan söz konusu iştirak hisselerinin satışından kaynaklanan zararın diğer faaliyetlerinizden doğan kazançlarınızdan indiriminin mümkün olup olmadığı konusu (ANKARA VDB-38418978-125[5-13/15]-323 03.04.2014) … Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca 2 yıldan az süreyle şirketiniz aktifinde yer alan iştirak hisselerinin satışı durumunda istisnadan yararlanılması mümkün bulunmadığından, söz konusu iştirak hisselerinin satışından doğan zararın tamamının ilgili dönem kurum kazancınızın tespitinde indirim unsuru olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır. İhracat işlemlerine aracılık hizmeti karşılığında ödenen komisyon bedelinin yansıtılmasında KDV Tekstil ürünleri imalatçısı olduğunuz, ihraç kaydıyla satışı yapılan ürünlerinizin ihracını gerçekleştiren firma ile aranızda yapılan anlaşma gereği yurt dışı komisyon ödemelerinin (ihracat işlemlerine aracılık hizmeti) tarafınıza yansıtıldığı, ancak ihracatçı firmanın katma değer vergisi (KDV) ödemeden yurt dışında ödediği komisyonu tarafınıza yansıtırken düzenlenen faturalarda KDV hesaplandığı belirtilerek, - ihracatçı firmanın KDV ödenmeden yurt dışında ödediği komisyon bedelini tarafınıza yansıtırken KDV hesaplanıp hesaplanmayacağı.(BURSA VDB-45404237-130[I.13.189]-79 31.03.2014) … Buna göre, ihraç kaydıyla satışını yaptığınız ürünler için ihracatçı firma tarafından yurt dışındaki firmalardan alınan ihracat işlemlerine aracılık hizmeti, Kanunun 6/b maddesi uyarınca KDV nin konusuna girmediğinden, tarafınıza yansıtılan komisyon bedeli üzerinden KDV hesaplanmaması gerekir. Döviz cinsinden verilen avanslara değerleme yapılıp yapılmayacağı ve kur farkı uygulaması. İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ile şirketinizin ...'da, ... tesisi yatırımı yaptığı, yapılan yatırımların büyük ölçüde ithal girdi gerektirdiği, bu sebeple gerek doğrudan yapılacak ithalatlar için yurt dışındaki satıcılara, gerekse yurt içi tedarikler için yurt içindeki satıcılara döviz cinsinden avans verildiği belirtilerek, söz konusu dövizli avansların değerleme günü itibariyle değerlenip değerlenmeyeceği, değerlenecekse oluşan olumlu veya olumsuz kur farkının doğrudan gelir-gider mi yazılacağı yoksa 163 ve 334 sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri çerçevesinde yatırımın maliyetiyle mi ilişkilendirileceği konularında Başkanlığımızdan görüş talep edilmektedir. (BÜYÜK M.V.D.B-64597866-105[280-2014]-122 24.07.2014) … Buna göre, şirketinizce yapılacak yatırımlar için döviz cinsinden verilen avanslar, döviz cinsinden alacak hükmünde olduğundan, dönem sonlarında Vergi Usul Kanununun yukarıdaki hükümlerinin de dikkate alınarak değerlemeye tabi tutulması, değerleme sonucu oluşan kur farklarının kurum kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir. İşletmeye kayıtlı birden fazla gayrimenkulün elden çıkarılmasında istisna uygulaması hk. - ... tarihinde ... m² arsa satın alarak üzerine ... tarihinde tamamlanan fabrika binası ve idare binası inşa ettiğiniz, söz konusu binaların kullanılmaya başlanmasını takiben ... tarihinde "fabrika binasıidari bina ve arsası" olarak tapu aldığınız, ... tarihinde ise söz konusu gayrimenkulün cins değişikliği yapılmaksızın 1 parseli "fabrika binası ve idare binası arsası" ve 2 parseli de 2 ayrı arsa olmak üzere 3 parsele böldüğünüz, - ... tarihinde satın alınarak aktife kaydettiğiniz ... m² arsanın da ... tarihinde cins değişikliği olmaksızın, ayrı ayrı arsa olmak üzere 2 parsele böldüğünüz belirtilerek aktifte kayıtlı olan söz konusu fabrika binası-idari bina ile 4 adet arsanın tamamını satmayı düşündüğünüzden bahisle; söz konusu gayrimenkullerin aktifinizde 2 yıl kayıtlı olma şartının uygunluğuna ... tarihinde yapılan bölünme işlemlerinin engel teşkil edip etmediği; söz konusu gayrimenkulleri satmanız durumunda oluşacak kârın tamamının 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 328 inci maddesi kapsamında yer alan yenileme fonu olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ile arsa ve bina satış kârından oluşacak bu fonun bina veya arsa ve tarla alımında kullanılması halinde Kurumlar Vergisi Kanununa göre tamamının mı yoksa %75'inin mi istisna kapsamında değerlendirileceği hususunda Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmıştır. (İVDB-11395140-105[328-2012/VUK-1- . . .]-1896 17.07.2014) İşletmeye kayıtlı birden fazla gayrimenkulün elden çıkarılmasında istisna uygulaması hk. KV YÖNÜNDEN Kurumların iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmaz ve iştirak hisselerinin satışından doğan kazançlara yönelik bu istisnanın temel amacı, kurumların sermaye yapılarının güçlendirilmesi, finansman sıkıntılarının giderilmesi ve bağlı değerlerinin ekonomik faaliyetlerinde daha etkin bir şekilde kullanılmasına imkan sağlamak ve işletmelerin finansal yapılarını güçlendirmektir. Buna göre, özelge talep formunuzda da belirtildiği üzere söz konusu taşınmazların satışından elde edilecek kazancın şirketinizce yine taşınmaz alımında kullanılması, bağlı bir değerin (taşınmaz) başka bir bağlı değere (taşınmaza) dönüştürülmesi sonucunu doğuracaktır. Bu durum söz konusu istisnanın getiriliş amacına aykırı olacağından anılan taşınmazların satışından elde edilecek kazancın, Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında istisnaya konu edilmesi mümkün bulunmamaktadır. İşletmeye kayıtlı birden fazla gayrimenkulün elden çıkarılmasında istisna uygulaması hk. VUK YÖNÜNDEN yenileme fonunun ayrılabilmesi; amortismana tabi bir iktisadi kıymetin varlığı ve bu kıymetin satılmasından oluşan kârın aynı neviden yeni bir iktisadi kıymet alımında kullanılması halinde söz konusu olabilmektedir. Ayrıca yenileme fonundan yararlanabilmek için satılan kıymetin yenilenmesinin zaruri bulunması veya bu hususta işletmeyi idare edenlerce karar verilip teşebbüse geçilmiş olunması gerekir. Eğer elden çıkarılan iktisadi kıymetin yenilenmesinin zaruri bulunduğu açıksa bu yenileme fonu ayrılması için yeterlidir. Bu itibarla, fabrika binasının satışı neticesinde ortaya çıkan kârın, sadece yeni bir fabrika binasının iktisabı amacıyla yenileme fonuna alınması mümkün olup, başka yatırım giderlerinin karşılanması amacına yönelik olarak yenileme fonuna aktarılması mümkün bulunmamaktadır. Diğer taraftan, amortismana tabi olmayan arsaların satışından elde edilecek kârın, bina, arsa veya tarla alımında yenileme fonu olarak kullanılması mümkün değildir. TEŞEKKÜR EDERİZ 80
© Copyright 2024 Paperzz