İmal Usulleri Plastik Şekil Verme 1 Gerilme Tensörünün Bileşenleri Gerilim tensörünü, cisim üzerinde oluşturduğu etkileri göz önüne alarak iki bileşene ayırmak mümkündür. Bunlar; Hidrostatik Gerilim (Ortalama Gerilim) Bileşeni ve Sapma (Deviatorik) Gerilim Bileşenidir. 2 1- Hidrostatik Gerilim Bileşeni Hidrostatik Gerilim (Ortalama Gerilim) Bileşeni, gerilme tensörünün kayma gerilmelerini içermeyen kısmıdır. Yani kayma gerilmelerinin 0 olduğu bileşendir. Kayma gerilmleri sıfır olduğu zaman normal gerilmelerin aldığı değerlere asal gerilmeler dendiği için hidrostatik bileşen aşağıdaki şekilde yazılabilir. Bir cisim üzerine etki eden hidrostatik gerilimi bulmak için, yukarıdaki asal gerilim tansöründe yer alan üç asal gerilimin ortalaması alınır. 3 2- Sapma Gerilimi (Deviatorik) Bileşeni Sapma Gerilim Bileşeni, gerilme tensörünün kayma gerilmelerini de içeren kısmıdır. Yani plastik şekil değişimine sebep olan bileşen sapma bileşenidir. 4 5 Bu ifadeyi matris formunda açarak yazdığımızda Sapma gerilimi tansörünün sabit katsayılarını da, gerilim tansöründe olduğu gibi, aşağıdaki üçüncü derece denklemin köklerine bakarak buluyoruz. 6 7 Akma Kriterleri 8 Çok Eksenli Gerilim İçin Akma Kriterleri: Tresca Kriteri 9 Von-Mises Kriteri Von Mises kriterine göre yukarıda J2 ile gösterilen sabit katsayının değeri k2 değerinin üzerine çıktığında akma başlamaktadır. 10 Tek yönlü gerilimde, ikinci ve üçüncü asal gerilim değerlerinin sıfırdır (σ2 = σ3 = 0). Dolayısıyla, sadece birinci asal gerilimi kullanarak Von Mises kriteri aşağıda gösterilen şekilde yazılabilir. 11 12 13 Örnek: 14 Çözüm: 15 Eşdeğer gerilim ve gerinim 16 Gerilim – Gerinim Eğrisi Mühendislik Akma Eğrisi Mühendislik Gerçek 17 Mühendislik Akma Eğrisi Bir malzemenin gerilim altındaki davranışı tek yönlü çekme testiyle (İngilizce: uniaxial tensile test) incelenebilir. Tek yönlü çekme testinde, silindir ya da plaka geometrisine sahip bir çekme numunesi bir ucundan sabitlenip, diğer ucundan sadece uzunluğu doğrultusunda yük uygulanarak gerilir. Test sonrasında elde edilen verilerin sağlıklı olması için numuneye uygulanan kuvvetin tek eksen doğrultusunda etki etmesi kesin bir şekilde sağlanmalıdır. Bu testte, yük miktarı kontrollü bir şekilde arttırılarak numunede oluşan uzama miktarı ölçülür. Dolayısıyla, test sonunda elde edilen veri, kuvvet ve kuvvete bağlı olarak numunede oluşan uzama değerlerinden oluşur. Elde edilen bu iki değer kullanılarak, mühendislik akma eğrisine çok benzeyen yük – uzama eğrisi çizilir. Ancak bu eğri pratikte çok kullanılmaz. 18 Yük – uzama eğrilerinin çok sık kullanılmıyor olmasının nedeni, bu eğrinin bize sağladığı bilgilerin numunenin boyutlarına çok bağlı olmasından kaynaklanmaktadır. Örneğin, aynı malzemeden yapılan, fakat farklı kalınlığa sahip iki numunenin yük-uzama eğrilerinin oldukça farklı olduğunu gözlemleyebiliyoruz. Bu nedenle, numune boyutlarının test sonuçları üzerindeki etkisini ortadan kaldırmak için yük-uzama eğrileri yerine gerilim-gerinim eğrilerinin kullanımı tercih edilir. Mühendislik gerilimini, numune üzerindeki yükü numunenin test öncesindeki kesit alanına bölerek; mühendislik gerinimi ise numune üzerinde seçilen iki nokta arasındaki mesafenin göreceli artışına bakılarak hesaplanır. 19 Akma dayancına kadar gerilim ve gerinimin doğrusal bir ilişki içinde oldukları görülmektedir. Atomların konumlarında bir değişme olmadan, sadece atomlar arası bağların esnemesi ile ortaya çıkan bu gerinime elastik gerinim adı verilir. Elastik olarak gerinmiş bir numune üzerindeki yük kaldırıldığında, numune yük uygulanmadan önceki şekline geri döner. 20 Gerilim akma dayancı üzerine çıktığında, gerilim ve gerinim arasındaki doğrusal ilişki ortadan kalkmaktadır. Bu noktadan sonra, malzeme içindeki kristal blokları birbirleri üzerinde kaymaya başlayarak kalıcı şekil değişimi oluşmasına sebep olurlar. Elastik şekil değişiminden farklı olarak, plastik olarak adlandırılan bu kalıcı şekil değişiminde atomların konumları kayma hareketi nedeniyle değişmeye başlar. Kristal bloklarının kaymaya başlaması için akma dayancı miktarında gerilim uygulanması yeterli olur. Fakat, numunedeki gerinimi daha da arttırabilmek için uygulanması gereken gerilim, akma dayancı sonrasında da artış gösterir. Plastik şekil değişimi esnasında karşılaşılan bu “güçlenme” etkisine gerinim sertleşmesi (pekleşme) (İngilizce: strain hardening) adı verilir. 21 Numune üzerindeki yükü arttırdıkça, bir noktadan sonra numuneyi daha da uzatabilmek için uygulanması gereken yükün düşmeye başladığı görülmektedir. Akma eğrisi üzerinde gördüğümüz bu tepe noktasına en yüksek çekme dayancı (İngilizce: ultimate tensile strength, UTS) adını veriyoruz. Bu yük düşüşünün ardından (numune bir miktar daha uzadıktan sonra) numunenin kopmasıyla testin sonuna gelinir. 22 Çekme testi sırasında numunede oluşan değişimleri inceleyerek akma eğrisinin yapısı daha iyi anlaşılabilir. Aşağıdaki resimde, çekme testinin farklı aşamalarında numunede oluşan değişimler makro boyutta gösterilmektedir. 23 1. Bu resim, numunenin çekme testi öncesindeki ve elastik esneme sırasındaki şeklini göstermektedir. Elastik şekil değişimi esnasında numunenin şeklinde ciddi bir değişim meydana gelmiyor: sünek malzemelerde yaklaşık %1 civarında bir elastik esneme gözlemliyoruz. Bu esnemeyi çıplak gözle tespit edebilmemiz pek kolay olmadığı için, akma dayancına ulaşana kadar numunenin kabaca şeklini koruduğunu söyleyebiliriz. 24 2. Akma dayancının üzerine çıktığımızda numunede plastik şekil değişimi gerçekleşmeye başlıyor. Numune bir yandan uzarken, diğer yandan kesit alanı da gittikçe daralıyor. 25 3. En yüksek çekme dayancına ulaştığımızda numune üzerindeki yükün tepe noktasına ulaştığını söylemiştik. Eğri üzerindeki bu tepe noktası, numunenin boyun vermeye (İngilizce: necking) başlıyor olması nedeniyle ortaya çıkıyor. Diğer bir deyişle, yük tepe noktasına ulaştıktan sonra numune artık homojen bir şekilde uzamıyor. Plastik kararsızlık (İngilizce:plastic instability) olarak da adlandırılan bu durum gerçekleştiğinde, numune sadece boyun veren bölge içerisinde uzamaya devam ediyor. 26 4. Boyun veren kısmın kesit alanının numunenin diğer kısımlarına göre daha küçük olması nedeniyle, numuneyi uzatmak için uygulanması gereken yük miktarı azalmaya başlıyor. Mühendislik gerilimi numunenin testten önceki yüzey alanını dikkate aldığı için, yükteki bu düşme mühendislik gerilimi değerlerine de yansıyor. Birazdan göreceğimiz gibi, kesit alanındaki bu azalmayı hesaba katarak gerilimi hesapladığımızda, gerilimin artmaya devam ettiğini, yani malzemedeki gerinim sertleşmesinin sürdüğünü görüyoruz. 27 5. Uzama sadece boyun kısmına hapsolduktan bir süre sonra numunenin kopmasıyla testin sonuna geliyoruz. 28 Gerçek Akma Eğrisi Gerçek gerilimi hesaplanırken numunenin test öncesindeki kesit alanını değil, anlık kesit alanını dikkate alınır. Gerçek gerilim ve gerçek gerinim değerlerini kullanarak akma eğrisi çizildiğinde, eğrinin şeklinin değiştiği görülmektedir. 29 Yeşil renkle gösterilen gerçek akma eğrisinin verdiği gerilim değerlerinin, mühendislik akma eğrisine kıyasla daha yüksek olduğunu görüyoruz. İki eğri arasındaki bu fark, gerçek akma eğrisini çizerken kesit alanındaki anlık daralmaları dikkate almamız nedeniyle ortaya çıkıyor; diğer bir deyişle, hesaplanan gerçek gerilim değerlerinin, mühendislik değerlerinden daha yüksek olmasından kaynaklanıyor. 30
© Copyright 2024 Paperzz