Ovaryum Tuba uterina Uterus Vajina Dış genital organlar Dişi üreme sisteminin fonksiyonları - Oogenezis : Oosit üretimi - Hormon üretimi - Oosit transportu - Fertilizasyon alanı olması - İmplantasyon alanı - Fetus gelişimi için uygun ortam - Doğum - Spermatozoanın kabulü - Yeni doğanın beslenmesi Bu fonksiyonlar hormonal ve sinirsel mekanizmalarla kontrol edilir. Uterusun iki yanında yerleşiktir. Hilus bölgelerinden mesovaryum adı verilen bir periton kıvrımı ile ligamentun latuma bağlanırlar. Ovaryumların damar ve sinirleri hilustan organa girip çıkarlar. Over yüzey epiteli (tek sıra kübik epitel), derininde tunika albuginea (yoğun bağ doku) bulunur. Korteks: Yoğun bağ dokusu niteliğinde hücresel stroma. İnce kollajen ve retiküler lif ağı ve iğ şekilli fibroblastlar ile farklı gelişim evrelerindeki follikülleri içerir. Folliküllerin yapısı ve fonksiyonu yaş ve siklusun evresine göre değişir. Puberte öncesinde sadece primordial folliküller vardır,Puberte sonrasında kortekste, gelişen folliküller, korpus luteum, korpus albikans ve atretik folliküller yer alır. Korteks menopozdan sonra ince, fibröz bağ dokusu halini alır. Medulla: Gevşek fibroelastik bağ dokusu. Bol damar ve sinirler içerir. Fonksiyonları - Ekzokrin (sitogenetik) fonksiyon : Oosit üretimi -Endokrin salgılama : Hormon üretimi Doğum Öncesinde ve Doğum anında Over Over Yüzey epiteli Yassı epitelial hücrleler Primordial Follikül Primer oosit istirahatte Primer oosit profazda (diploten evre) Folliküler hücre Primer oositler 1. mayoz bölünmenin profazında Prenatal 4. Ay Prenatal 7. Ay Doğum Over Kız bebekte İntra-uterin dönemin 3.-4.ayından itibaren primer oositler profazın diploten evresine girdikten sonra metafaza devam etmek yerine ovulasyon öncesine kadar mayozu tamamlamadan bu evrede duraklarlar. Ancak puberteden itibaren her ovulasyon döneminde 15 -20 tanesi birinci mayoz bölünmenin metafaz evresine devam ederek olgunlaşmayı sürdürürler. Bu duraklama folliküler hücrelerin salgıladığı oosit maturasyon inhibitörü (OMI) denilen bir peptid aracılığı ile gerçekleştirilir.Antimüllerian hormonda etkili olmaktadır.Doğum anındaki primer oosit sayısı 600 000-800 000 kadardır. Çocukluk döneminde çoğu atreziye uğrar, yok olur, puberteye kadar sayıları giderek azalır. En fazla 500 tanesi de ovule edilir. Folliküllerin Gelişmesi : 1.Primordial follikül, 2.Erken primer follikül, 3.Primer follikül , 4.-5.Sekonder (Antral) follikül , 6.Tersier follikül (Graaf follikülü) 7.Ovulasyon anındaki follikül , 8.Korpus Luteum 9. Korpus albikans Primordial Folliküller : 40 mikrometre çapında olup immatür, primer oosit (yuvarlak, büyük veziküler çekirdekli, nukleolusu belirgin bir hücre), çevresinde bazal lamina ve dışta tek sıralı, yassı şekilli folliküler hücreleri içerir. Yeni doğanda, 600,000 primordial follikül vardır. Puberte döneminde %10 kadarı kalır. Folliküller gelişirken : - Oosit, mayoz bölünmelerini sürdürür, farklılaşır ve büyür. - Folliküler hücrelerin şekli değişir, prolifere olurlar ve granuloza hücreleri adını alırlar. (Önce yassı, sonra kübik daha sonra prizmatik şekilli çok katlı hücreler: granuloza hücreleri) - Oosit ile folliküler hücreler arasında Zona Pellusida şekillenir. - Granuloza hücrelerinin çevresinde Teka Folliküli gelişir. Teka folliküli kapsamında yer alan ve, granuloza hücrelerine yakın olan tabaka, teka interna hücre tabakasıdır. bol damarlı, hormon salgılama fonksiyonu olan hücreler içerir. Dışta , follikül çevresinde fibröz kılıf oluşturan hormon salgılama fonksiyonu bulunmayan teka eksterna hücre tabakası bulunur. (Stratum granulozum) Ovulasyon anında follikül kapsamındaki oosit II etrafındaki korona radiata ve kumulus hücreleri ile birlikte overin incelmiş yüzeyinden (stigma) dışarı atılır. 28 günde bir gerçekleşen ovulasyon anında oosit I, 1.mayoz bölünmesini tamamlar ve oosit II halindeyken 2.mayoz bölünmenin metafaz evresinde duraklamış durumda bulunur. 2.Mayozun tamamlanması fertilizasyon anında gerçekleşir. Oosit II, fertilizasyon alanında 24 saat canlı kalabilir. Fertilize olmazsa fallop tüpü ya da uterus kavitesinde enzimatik etki ile dejenere olur z.P. 1 2 Folliküller 3 4 Korpus Luteum : Ovulasyon sonrasında follikül duvarı kollabe olur, kıvrıntılı hal alır ve bol progesteron, az östrojen hormonu salgılayan geçici glandular bir yapı olan korpusu luteum gelişir. Ovulasyon sırasında kumulus ooforusun atılması ile geride kalan follikülün merkezindeki kavite, kanla dolar, sonra kan pıhtısı bağ dokusu tarafından işgal edilir. Follikülün granuloza hücrelerinde lipid birikir ve büyük, soluk sitoplazmalı lipofuksin pigmenti içeren bu hücreler artık steroid salgılayan, korpus luteumun % 80’ini oluşturan granuloza lutein hücreleri halini alır. Follikülde teka folliküliyi oluşturan granuloza hücrelerine yakın yerleşimli teka interna hücrelerinde de lipid birikir ve bu hücreler de küçük,koyu çekirdekli progesteron hormonu salgılayan teka lutein hücreleri haline gelirler. Ovulasyondan 9 gün sonra en geniş boyutuna ulaşan korpus luteum granuloza lutein ve teka lutein hücrelerinden oluşur. Fertilizasyon olursa plasental hücrelerden salgılanan hCG etkisinde gebelik korpus luteumu gelişir; fertilizasyon olmazsa, gonadotropinlerin etkisi ortadan kalkar ve korpus luteum gerilemeye başlar. Ovarian döngünün sonunda önce menstruasyon korpus luteumu gelişir (bol ekstravaze eritrosite sahip), daha sonra bu yapı skar dokusu niteliğindeki, hormon salgılama fonksiyonu bulunmayan korpus albikans halini alır ve bu yapılar menopoz sonrasinda da over korteksinde varlığını sürdürür. Korpus.Luteum 1 2 Kiorpus Albikans 3 Korpus Albikans 4 Boşluğu (antrum) dolduran follikül sıvısı, kan plazmasının sızmasıyla oluşur. İçerdiği proteinler ve yapısı, osmalalitesi ve elektrolit içeriği plazma ile aynıdır. Ayrıca yüksek miktarda proteoglikanlar, GAGlar, kandaki oranla çok yüksek miktarda büyüme faktörleri, progesteron,estradiol, inhibin, folliostatin ve aktivin içerir. Follikül sıvısında bulunan bütün bu faktörler follikülün işlevinin düzenlenmesinde otokrin veya parakrin yolla etkilidir. Primer oositin salgıladığı bir sinyal molekülü olan aktivin etkisi ile mitoz bölünme ile çoğalarak, primer oositin etrafında üst üste sıralanırlar.Bu yapıya çok tabakalı primer follikül denir. Ovaryum folliküllerinde üretilen en önemli steroid hormon östrojendir. Granüloza ve teka hücrelerinin birlikte çalışması ile üretilir. Her iki hücrede kolesterolü pregnenolon’a çevirir. Granüloza hücrelerinde üretilen pregnenolon teka hücrelerine geçer ve burada özellikle androstenedione olmak üzere androjenlere dönüştürülür. Bu androjenler de bazal laminadan tekrar granüloza hücrelerine geçerek, aromataz enziminin etkisi ile başlıcası estradiol olmak üzere östrojenlere çevrilir. Folliküler fazın ikinci yarısında, gelişmeye başlayan folliküller ovulasyona gidecek olan biri dışında gerileyip, atreziye uğramaya başlarlar. Büyümeye devam eden tek follikül ovulasyon sırasında 15-20 mm çapına ulaşır. Çevresindeki granüloza hücrelerinin sayısı artar. Ancak oositin çapında değişiklik olmaz. Sekonder folliküle benzer fakat çapı ondan daha büyüktür. Ovulasyondan kısa bir süre önce, oosit profaz evresinde duraklamış olan ı. mayoz bölünmeyi tamamlar. Sekonder oosit ve birinci kutup cisimciği oluşur. Oosit ikinci mayoz bölünmeye başlar, fakat bu bölünme de metafaz aşamasında durur. Ovulasyonla atılan, ikinci mayozun metafaz aşamasındaki sekonder oosittir. İkinci mayoz ovulasyondan sonra döllenme gerçekleşirse tamamlanır, olgun ovum ve ikinci kutup cisimciği oluşur. Folliküler fazın sonunda, siklusun ortasında olaylanan ani LH salınımı ovulasyonu başlatır. PG ler, lökotrienler ve plazmin durağan haldeki kollagenazı aktif hale getirirler. Follikül ve duvarı eritilerek ovulasyon sağlanır. Fallop Tüpü (Tuba Uterina) İnfundibulum Ampulla İstmus İntramural bölge Histolojik Düzenlenme : Lumenden dışa doğru. - Mukoza : Müköz membran: Tek sıralı prizmatik epitel ve epitel altındaki lamina propriaya ait bağ dokusundan oluşur. Epitel hücrelerinin bir kısmı silyalı (infidubumda yoğun) bir kısmı ise salgılayıcı (uterusa doğru artar) niteliktedir. Östrojen,silyanın gelişiminde ve devamlılığında; progesteron ise süpürme hareketinin hızında etkilidir. Silya hareketi uterusa doğrudur ve ovumun ampulladan ampullo istmik bölgeye doğru aktarılmasında önemli rol oynarlar. Bu 2 farklı hücre tipi muhtemelen tek tip hücrenin farklı fonkksiyonel durumlarını simgeler. Overleler çıkartılırsa hormonal yetersizlik sonucu tüp epitelinde atrofi ve silya kaybı olur. Epitel altındaki lamina propria hücreden ve retiküler liflerden zengin bağ dokusu niteliğindedir. – Muskuler tabaka : İçte sirküler dışta longitudinal liflerden oluşur. Uterusa doğru kalınlığı artar. Adale kılıfının peristaltik dalgalanmalar oluşturan kontraksiyonları ovumun tüpten uterus kavitesine doğru hareketine yardım eder. - Seroza : Periton mezoteli ile örtülü, epitel altında bağ dokusu bulunur. Mukoza ve seroza katları içinde venlerin oluşturduğu büyük damarlar----ovulasyon sırasında kanla dolar, kanın dönüşü engellenir ve erektil bir doku… Tunika muskularisteki kasların da kasılmasıyla fimbriyalar ovaryum yüzeyini örterler ve ovulasyonda atılan oositin yakalanıp lümene atılmasını sağlar. Fallop Tüpü (Ampulla Bölgesi) E LP Tuba Uterina L Dişi genital duktusların (fallop tüpü, uterus, vajen) en kalın duvarlı bölümü. Fallop tüpleri ile vajen arasında uzanır. Fetal gelişimin gerçekleştiği bölge. 7cm boyunda, 5 cm eninde, 2-3 cm kalınlığındadır. Genişlemiş gövde kısmı, korpus uteri, üstte fallop tüpleri ile devamlılığı bulunan geniş fundus bölgesi ve devamındaki dar kısım : istmustan ibarettir. İstmus altta dar, silindirik boyun kısmı olan servikse, uzanır. Serviksin merkezinde, uterus kavitesinin devamındaki servikal kanal bulunur. Serviks, vajen ile devam eder. Uterus kavitesinin servikal kanal ile birleştiği nokta internal ostium, servikal kanalın vajen ile devam ettiği nokta eksternal ostium olarak bilinir. Östrojen ve progesteron dişi üreme sistemi organlarının yapı ve fonksiyonlarını kontrol eder. Uterus duvarında histolojik düzenlenme: Uterus duvarı 3 Tabakalıdır. Dıştan uterus kavitesine (lumen) doğru : - Perimetrium : Adventisya veya seroza niteliğinde; mezotel ve altında ince bağ dokusu. – Miyometrium : 12-15 mm. Düz kas ve arada bağ doku. Düz kas lifleri, dışta longitudinal ( stratum supravaskülare), ortada sirküler (stratum vaskülare) ve içte longitudinal (stratum subvaskülare) uzanır. -Endometrium (uterus mukozası): Myometriuma sıkıca yapışıktır. Üreme dönemi boyunca overin salgılama aktivitesine yanıt olarak döngüsel değişiklikler gösterir. Bu değişiklikler mukozanın bir kısmının harabiyeti, dokunun nekrozu ve kanama ile sonlanır; bu olaya menstruasyon denilir. Menstruasyon tipik olarak 28 günlük aralıklarla meydana gelir ve 3 ila 5 gün sürer. Mentruasyonun ilk günü mentrüel siklusun birinci günü kabul edilir. Ampulla Suspansor ligament İstmus Uterus fundusu İnfindibulum Fimbria Tuba uterina Uterus kavitesi Endometrium Myometrium Perimetrium Over Geniş ligament İnternal os Serviks Ureter Servikal kanal Uterus gövdesi Uterosakral liganent Eksternal os Vagen Posterior Görüntü -Endometrium (uterus mukozası): Uterus kavitesini döşeyen tek sıralı bir kısmı silyalı bir kısmı salgılayacı prizmatik epitel hücreleri ile epitel altında yer alan lamina propriaya ait bağ dokusundan (bol fibroblast,ara madde ve kollajen lifler) oluşan endometrial stromaya sahiptir. Epitel, bağ dokusuna doğru derin invajinasyonlar yaparak adeta yüzey alanını arttırır ve böylece endometrial bezler şekillenir. Bezlerin derininde silyalı hücreler daha azdır. Endometrial tabaka 2 bölgeye ayrılır: - 1) Fonksiyonel Tabaka : Uterus kavitesine yakın yerleşimli , lumeni döşeyen epitel ile bağ dokusu zeminine uzanan bezlerin yüzeyel kısımlarını içerir. - 2) Bazal Tabaka : Myometriuma yakın yerleşimli. Bağ dokusu içinde endometrial bezlerin taban kısımlarını içerir. Menstruel sikluslarda fonksiyonel tabakada belirgin değişiklikler olurken bazal tabaka nispeten değişmeden kalır. Endometriumu besleyen damarların, bu tabakadaki döngüsel değişikliklerde önemli rolü vardır. Uterin arter dalları olan Arkuat arterler miyometriumun orta tabakasında dairesel seyrederler. Buradan uzanan 2 arter setinden düz arterler bazal tabakayı beslerken; spiral arterler fonksiyonel tabakaya kan taşırlar. Bazal Tabaka Fonksiyonel Tabaka Uterus kavitesi Düz arter Endometriumdaki döngüsel değişiklikler: Menstruel Siklus Puberteden başlayarak menapoza kadar devam eden 28 günlük döngü. 4 Ayrı evrede tanımlanır : i) Menstruel evre: Eksternal deşarj, menstruasyon dönemi, ortalama 4 gün, ii) Proliferatif (folliküler) evre: Östrojenik faz, ortalama 10 gün sürer. iii)Sekretuar (salgılayıcı, progestasyonel, luteal) evre : 14 gün sürer. iv)İskemik (premenstruel) evre: Spiral arterlerin kan akımında duraksama, hipoksi ile belirlenir. 1-2 gün sürer. - MENSTRUEL EVRE: Fertilizasyon sonrası implantasyonun gerçekleşmemesi halinde hormon salgılama fonksiyonunu yitiren korpus lutemun gerilemesi sonucu kanda östrojen ve progesteron düzeylerinin en aza indiği evre. Endometrium fonksiyonel tabakasının damarlarının daralması ile gelişen iskemi ve nekroz sonucu atılması ile karakterize evredir. Damarların daralmasını izleyerek kıvrıntılı arterler açılır, gevşer, yüzeye yakın olanlar yırtılır, bezler parçalanır. Bezlerin salgısı+kan+nekrotik endometrium dokusu parçalanarak mentsruel deşarj halinde atılır. Neticede endometrium fonksiyonel tabakası tamamen atılır; geriye pürüzlü yüzey halindeki bazal tabaka kalır. Menstruel deşarj sonunda bazal tabakadaki yırtılmış bezlerin taban kısımları ovaryan folliküllerden sentezlenen östrojen etkisi ile proliferasyon döneminde tamir edilmeye başlanır. Anterior hipofiz O V E R Folliküler Evre:Östrojen Luteal Evre:Progesteron 14 Proliferatif faz E N D O M E T R İ U M 1.Erken Proliferatif evre, 2. Salgılayıcı evre (kompakt ve spongioz tabakalar), 3. Spongioz ve bazal tabakalar 4. Menstruel evre PROLİFERATİF EVRE (faz): Overdeki primer folliküllerin önce sekonder ve en sonunda tersiyer follikül haline geldiği ve bol östrojen salgıladıkları folliküler evreye paralel olarak endometriumda ortaya çıkan yapısal ve fonksiyonel değişiklikler ile karakterize, östrojen etkisindeki evre. Mentsruasyonun sonunda başlar. Endometrium, menstruel deşarjdan sonra proliferatif evrenin başlangıcında 0,5 mm’ye kadar incelir. Yırtılan bezlerden kopan epitel hücrelerinden arta kalan ince, zedelenlmiş mukoza tabakası hızla rejenere (tamir) olur ve bu evrenin sonunda endometrium 2 mm veya daha fazla kalılnlığa ulaşır.. Endometrial bez ve stroma hücrelerinde yeniden yapılanmayı gösteren bol mitoz vardır. Bazal tabakada kalmış olan bezlerin taban kısımlarından gelişen hızlı proliferasyonla bezler biraraya gelir, lamina propia yeniden yapılır. Proliferatif evrenin sonunua doğru; bezlerin lumeni genişler, kıvrıntılı hal alır. Epitel hücrelerinin bazalinde glikojen birikir, az miktarda mukoid madde salgılanmaya başlar. SALGILAMA EVRESİ : Ovaryan siklusun ortalama 14. günündeki ovulasyondan sonra overde gelişmeye başlayan korpus luteumun salgıladığı progesteronun etkisi ile endometriumda salgılama evresi başlar. Endometrium 4 mm veya daha fazla kalınlığa ulaşır. Bezlerde hipertrofi olur, bezler şişer, lumenleri genişler, kıvrıntılı hal alır, ödem sıvısı artar, artan salgı önce hücrelerin bazalinde birikir ve sonra apikalinden salgılanır. Salgı, koyu kıvamlı, glikoprotein ve glikojenden zengindir. Proliferatiif E. Proliferatiif E. Proliferatif E. Salgılama E. Salgılama E. 1 Salgılama E. Salgılama E. 3 Menstruel E. 2 4 Kompakt T. Spongioz T. Bazal T. SALGILAMA EVRESİ (devam), Spiral arterler endometrium yüzeyine doğru ilerlerler. Bu evrenin sonuna doğru stromal hücreler genişler, desidual hücreler adını alır. Bu evreye has yapısal değişiklikler belirginleştikten sonra enometriumda 2 ayrı bölge belirgin olarak seçilir : 1)Fonksiyonel tabaka: menstruasyon ve/veya gebiliğin sonunda menstruel deşarj ile atılan, kaybolan tabakadır. 2 bölgesi vardır: i)Kompakt tabaka : Uterus kavitesini döşeyen dar alan, bezlerin düz tepe kısımlarını içerir. ii) Spongioz (Süngerimsi) tabaka: kalın, bezlerin katlantılı kısımları ile arada ödemli lamina hpropriayı içerir. 2)Bazal tabaka: Miyometriuma yakın yerleşimli, bezlerin kör uçlarını içerir. Siklik değişikliklerden az etkilenir. Menstruasyonda dökülmez. İSKEMİK (premenstruel evre): Ovulasyondan 13-14 gün sonra başlayan, korpus luteum involusyonu ve progesteron seviyesinde azalma ile meydana gelen, ileri derecede vasküler değişiklikler ile karakterize, kıvrıntılı arterleri etkileyen prostaglandinlerin, sitokinlerin etkili olduğu, fonksiyonel tabakada anemi, anoksi ve nekroz ile sonuçlanan evre. Stroma yoğunluğu artar. Anoksi sonucu fonksiyonel tabaka menstruel deşarj olarak vucud dışına atılır. Overdeki döngüsel değişiklikler uterus değişiklikleri ile paraleldir: Overde folliküler evre : Endometriumda proliferatif evre Overde luteal evre : Endometriumda salgılama evresi Overde korp.luteum involusyonu: Endometriumda iskemik ve menstruel evre SERVİKS : Servikal kanal mukoza ile döşeli: Epiteli tek sıralı, bazıları silyalı, yüksek prizmatik, mukus salgılar, lamina propria bağ dokusuna uzanan derin invajinasyonları bez niteliğindeki plika palmataları oluşturur. Plikaların ağzı tıkanırsa Nabothi kistleri oluşur. Lamina propria,sellüler ve vasküler bağ dokusudur. Servikal kanal mukozası menstruasyonda dökülmez ;ancak, servikal mukusun miktarı ve özellikleri hormonal etki ile değişir. Proliferatif evrede mukus akışkandır. Böylece sperm hareketi kolaylaşır. Salgılama fazında mukus miktarı artar ve kıvamı koyulaşır. Gebelikte servikal kanalda mukus tıkacı oluşur. Gebeliğin sonunda relaksin hormonunun etkisi ile serviks yumuşar (kollajenolizis). Mukoza derininde bulunan miyometrium tabakası, % 85’i yoğun bağ dokusu niteliğinde olup düzensiz düz adale liflerinden oluşur. Dış, ince longitudinal kas tabakası vajende de devam eder. SERVİKS Uterusun en alt, silindirik segmenti. Uterus kavitesinin devamı olarak merkezinde servikal kanal bulunur. Serviksin, vajene uzanan alt ucu porsiyo varjinalis olarak bilinir. Serviks vajen ile devam eder. Uterus kavitesinin servikal kanal ile devam ettiği nokta internal ostium, servikal kanalın vajen ile devam ettiği nokta eksternal ostium olarak bilinir. m.e. p.p Bağ doku Porsiyo Vajinalis Vajen duvarında 3 tabaka bulunur : i) Mukoza, ii) Muskularis, iii)Adventisya Mukozanın transvers katlantıları rugae olarak bilinir. Vajen mukozası, non-keratinize çok katlı yassı epitel ile döşeli. Epitel hücreleri glikojen yüklü. Ayrıca epidermiste olduğu gibi bazal ve intermediat tabakalarda immünolojik önemi bulunan Largerhans hücreleri vardır. Bezler yoktur. Kayganlığı servikal mukus ile sağlanır. Vajinal muayene sırasında yüzeyel epitel hücrelerinden lam üzerine alınan sürüntüler kanser tanısında önemlidir. Bu hücreler devamlı deskuame olur (dökülür). Özellikle östrojen etkisi deskuamasyona ve hücrelerdeki glikojenin ortama yayılmasına neden olur. Bölgesel endojen bakteriler, glikojeni metabolize ederken, laktik asid açığa çıkarak asidik pH ile antibakterial etki yaratılmış olur. Vaginal infeksiyonların tedavisinde kullanılan östrojen de deskuamasyonu arttırarak glikojen birikimi ve asidik pH sayesinde patojen bakterilerin yok edilmesini sağlar. Lamina Propriada bağ dokusu ve bol elastik lifler bulunur. Muskularis:Farklı yönlerde düz adale. Adventisya:İnce, yoğun bağ doku. UTERUS, VAJEN, VULVA Uterus kavitesinin devamı olarak merkezinde servikal kanal bulunan serviks, vajen ile devam eder. Vajendeki transvers katlantılar ruga olarak bililnir. Vajenin devamında vulva yer alır. VAJEN : Serviks ile vestibül arasında yer alır. Normalde kollabe, ön ve arka duvarları birbirine değer. Bakirelerde alt ucundaki müköz membran katlantısı himen olarak bilinir. Vajen girişindeki çizgili kas: sfinkter Uterus, Vajen, Vulva Rugae Himen (Dış Genitaller) DIŞ GENİTALLER (VULVA) : -Labia majora : Labia minorayı dıştan çeviren deri katlantıları. Dış ve iç yüzlerinde bol yağ ve ter bezleri, deri altında bol yağ dokusu ile ince düz kaslar vardır. -Labia minora : Vestibülün yan duvarlarını yapan müköz membran katlantıları. Mukozada çok katlı yassı epitel altında süngerimsi bağ dokuda elastik lifler ile sebase ve ter bezleri bulunur. -Klitoris : Penisin rudimenter karşıtı. Mukoza kapsamında yer alan ince çok katlı yassı epitel ile örtülü. Epitel altındaki lam. propria bağ dokusunda his sinir sonlanmaları bulunur. -- Vestibül : Labia minora ile çevrili boşluk. Üretra ile mukus salgılayan major vestibüler bezler olan Bartholin bezleri ile minor vestibüler bezler buraya açılır. Vulva Labium minora Labium majora MEME BEZİ Pektoral bölgede, subkutan dokuda yerleşmiş modifiye apokrin ter bezi. Her 2 sekste de çocuklukta hafif büyür. Puberteden itibaren, dişide özellikle yağ ve bağ dokusunun gelişimi ile hızla büyürken erkekte duraklar. Ancak dişide de gebeliğe kadar tam olarak gelişmez. 15-20 lobludur. Herbir lob, fibroadipoz doku içine gömülü, meme başı apeksine açılan lobar duktus ile (laktiferöz duktus), bağımsız bez niteliğindedir. Laktiferöz duktus meme başına yakın laktiferöz sinüs halinde dilate olur. Her lob, bol yağ hücreleri içeren interlobar bağ dokusu ile çevrilidir. Lob içerisindeki lobuller de interlobuler duktuslar ile drene edilir. Lobulleri çeviren intralobuler bağ dokuları gevşek, ince ve bol hücrelidir. Süt drenajı: İntralobuler D İnterlobuler D. Lobar (laktiferöz) D.: dilate olur: Laktiferöz sinüs meme ucu Fibroadihpoz doku Meme Başı (Nipple) ve Areola Meme başı pigmentli keratinize çok katlı yassı epitel ile örtülüdür, laktiferöz duktuslara paralel seyreden düz adale bantlarına sahiptir. Areola, meme başı etrafındaki pigmentli alan. Burada bulunan hem ter bezi hem de yağ bezlerinin özelliklerini taşıyan özel Montgomery bezleri apokrin salgılama yaparlar. Ayrıca areolada ter bezleri, yağ bezleri ve birkaç kıl bulunur. Gebelikte meme başı ve areolada melanin pigmenti birikir. Montgomery Bezi Meme Histolojisi: Yaş, cins ve fonksiyonel (hormonal) durumuna göre farklı yapısal değişiklikler gösterir: İnaktif meme bezi (prepubertal): Başlıca epitelial doku : küçük duktuslar. Küçük duktuslardan ana duktusa doğru epitel önce tek sıra kübik sonra iki sıralı ve laktiferöz duktus epiteli çok katlı yassı epitel özelliğinde. Kız çocuklarında puberteden sonra östrojen etkisiyle duktuslardan tomurcuklanma ile küçük alveoller gelişmeye başlar. Epitel ile bazal lamina arasında miyoepitelial hücreler belirir. İnterlobuler bağ doku artar, yoğunlaşır, arada adipoz doku gelişir. Alveoller menstruel siklusun 2. yarısında genişler, damarlar çoğalır. Menstruasyon öncesinde kan akımı artar, ödem gelişir, intralobuler bağ dokusu da artar. Gebelikte meme bezi: Laktasyona hazırlanırken östrojen, progesteron, prolaktin, hPL hormanlarının etkisinde ileri değişiklikler gelişir . Gebeliğin ilk yarısında, intralobuler duktuslar hızla prolifere olur, tomurcuklanma ile alveoller gelişir. Lobuller genişler, interlobuler yağ ve bağ doku azalır, alveoler (glandular) yapılar artar. 15-20 lob belirgin hale gelir. Gebeliğin 2. yarısında: Glandular hiperplazi yavaşlar. Genişlemiş olan alveollerden salgılama başlar. Sonunda bulanık sıvı niteliğindeki kolostrum salgılanır. Kolostrum yağdan yoksun, protein ve laktozdan zengindir, bebekte pasif immüniteyi sağlayan antikorlar içerir. Prepuberte İleri gebelik Gebelik Laktasyon Laktasyonda meme bezi: Doğumdan sonra aktif olarak süt salgılanmaya başlar. Süt, yağ, laktoz ve proteinden zengindir. Sütü salgılayan alveoller genişler ve sakkül (kese) halini alır. Süt dolan alveollerde epitel yassılaşır, sitoplazma içindeki yağ amlacıkları hücrenin apikalinde yağ globulleri şeklinde birikir. Salgılama sırasında proteinler merokrin, yağ apokrin mekanizma ile salgılanır. Alveoler epitel ile bazal lamina arasında kontraktil özellikli miyoepitelial hücreler bulunur ki bebeğin emme hareketi ile meme başındaki taktil reseptörler uyarılır ve oksitosin hormonu salınmasını sağlarlar. Bu hormon da miyoepitel hücrelerde kasılma yaratır.Böylece süt salgılanır. Süt dolu olmayan alveollerde lumen dar, epitel silindiriktir. İntralobuler duktuslar histolojik olarak alveollere benzer, fonksiyon olarak da gerçek salgılayıcı duktuslardır. Laktasyon sonrası meme bezinin regresyonu: Laktasyonun durmasından sonra bez istirahat dönemine girer. Alveoller küçülür, dejenere olur, bağ ve yağ dokuları tekrar genişler. Fakat bezler tamamen inaktif hale gelmez. Belirli bir süre alveol lumenlerinde salgı maddesi görülür. Meme bezinin senil involusyonu : Menapozdan sonra salgı epitelinde atrofi gelişir. Birkaç tane kistik hal almış duktus kalır. Bağ dokusu hızla artar ve homojen bir yapı ortaya çıkar. Meme bezinin her dokusu patolojik durumların kaynağı olabilir. Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kötü huylu tümördür. Fibrokistik değişimler, 20-40 yaş arası kadınlarda, en sık rastlanan iyi huylu meme bezi durumudur. Hormonal düzensizlikler fibrokistik değişimlerle beraber görülürler. Bu durumda bd stromasında ve kanal kistlerinin oluşumunda bir çoğalma gözlenir. İyi huylu meme hastalıkları arasında ikinci derecede en yaygın olarak gözüken fibroadenom, 20-30 yaş arasındaki genç kadınlarda görülür. Fibroadenomlar yavaş büyüyen epitel ve bd kitlesidir. Ve ağrı yapmazlar. Yaklaşık %80’i laktifer kanalların epitelyal tabakalarından köken alır. Laktifer kanallardaki epitelyal hücre tabakaları östrojen reseptörüne sahiptirler ve meme tümörlerinin yaklaşık % 50-85’i östrojen reseptörü içerir. Alfa ve beta olmak üzere iki tiptir. Alfanın östrojene ilgisi daha fazladır. İnvaziv tümörlerde alfa reseptörünün ekspresyonu, betanınkinden daha fazladır.
© Copyright 2024 Paperzz