31 OCAK 2.QXD:Mizanpaj 1

2
Yaşam
Cumartesi
31 OCAK 2015
AİHM: İfade özgürlüğünde
Türkiye sondan birinci
“Kendileri çalıp
kendileri oynarlar”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TRT'deki
canlı yayında gazetecilerin gündeme
ilişkin sorularını yanıtladı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,
göreve geldiği 28 Ağustos 2014'ten bugüne yurtiçi, yurtdışı seyahatleri ve Türkiye'ye gelen yabancı konuklarıyla yoğun
bir gündemi bulunduğunu ifade ederek,
hiçbir zaman gündemin dışında kalmadığını, gündemin dışında kalmasının da
görevi gereği mümkün olmadığını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "15 sene,
20 sene öncesi Türkiye'de yazılı ve görsel
medyanın özgürlüğü neydi, hangi noktadaydı ve hapishanelerde acaba ne kadar
yazar, çizer vardı? Yüzlerce gazeteci hapishanelerdeydi. Hala bu noktada cezaevinde olan insanlar var. Fakat biz şu
anda her türlü özgürlüğü getirdik, belli bir
yere bunu oturttuk ve hamdolsun, şu anda
işte 7 tane ve bunların da gazetecilikle filan pek alakası yok" dedi.
"Türkiye'de özgürlüklerden, liberal düşünceden yana olduğunu düşündüğümüz birçok
insan halen paralel yapıyla ilgili gündemin
ya uzağında duruyorlar ya da tamamen onları savunacak bir noktaya doğru evrilmiş durumdalar. Bunda bir gariplik yok mu?" sorusu
üzerine Erdoğan, bunun menşeinde, kökeninde çok büyük gariplikler olduğunu söyledi.
"Ama şunu bir irdeleyelim, bunların bir kısmının geçmişte farklı ilişkilerinin olduğunu görürsünüz ve o farklı ilişkiler şimdi 'ben menfaat ilişkileri noktasında şu anda hükümetten
veya hükümetin ilişkili olduğu, ilgili olduğu birimlerden koptum veya uzaklaştırıldım' diyerek
tavır takınanlar var" diyen Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı makamında bulunduğunu ve
milletin menfaatlerini korumanın birincil görevi olduğunu vurguladı.
"BUNLARIN İTİBARI FALAN YOK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Freedom House'un raporunda, "Türkiye'de özgürlüklerin geriye gitmesine gösterilen nedenler arasında
Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda gölge bir kabine kurulması" iddiasının yer aldığının belirtilmesi ve "Burada gölge bir kabine var mı?
Bu Türkiye üzerine karabasan gibi çöküyor
mu?" diye sorulması üzerine, şunları söyledi:
"Freedom House'un filan, bunların dünyada itibarı filan yok. Bunların itibarı sıfır.
Bunlar kendilerini bir şeye oturtuyorlar,
oradan kendilerine bir değer atfediyorlar.
Bunlar belki de kurdurulan kuruluşlar olabilir.
Biliyorsunuz dünyada bu tür kuruluşlar vardır. Özel olarak bunlar kurdurulmuştur,
bunlara özel görevler yükleniyor ve kendileri
çalıp, kendileri oynarlar bunlar. Bir defa bu
gerçekleri bilmemiz lazım.
Turizmcinin kâbusu
1 euro = 1 dolar
TUROB Başkanı Timur Bayındır, "Türkiye’nin turizmde ana pazarları Avrupa ülkeleri. Yıllar önce Avrupalı misafirlerimiz için fiyatlarımızı euroya çevirdik. Şimdi, her şeyin
fiyatı yükselirken, eurodaki bu gerileme dikkate alındığında gelirlerimiz de epeyce düşecek gibi görünüyor. Euro’nun, dolarla eşitlenmesi olasılığı bizleri oldukça ürkütüyor"
diye konuştu.
"ÖDEMELERDE ZORLANMA OLABİLİR"
"Bu durumda önceden yapılan planlamalar gereği bazı işletmelerin vergi, harç,
maaş gibi ödemelerde oldukça zorlanabileceğini düşünüyoruz" diyen Bayındır, bu nedenle işletmelerin revize planlamalarında bu
konuyu göz ardı etmemesi gerektiğini uyarısında bulundu. Bayındır, şöyle devam etti:
"Dünya ekonomisindeki gelişmeler her zaman olduğu gibi fırsat ve tehditleri beraberinde getirecektir. Tehditlere önceden alınacak tedbirlerde göğüs germek mümkün.
Özellikle hükümetin olumsuz noktalarda alacağı tedbirler bizim de pozisyon almamıza
yardımcı olacaktır. " (DHA)
Türkiye, 2014
yılında da
Avrupa İnsan
Hakları (AİHM)
önünde ifade
özgürlüğü
ihlali nedeniyle
hakkında
en fazla
karar açıklanan
ülke oldu
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 2014 bilançosu Strasbourg’da açıklandı. AİHM gündemindeki
dava başvurusu bakımından
2013 yılını 5’inci sırada tamamlayan Türkiye, 2014 yılında Ukrayna, İtalya ve Rusya’nın ardından 4’üncü sırada
yer aldı. İfade özgürlüğü alanında AİHM sicili negatif olan
Türkiye, medya özgürlüğü alanında da üyesi olduğu Avrupa
Konseyi Parlamenter Meclisi
(AKPM) tarafından alınan bir kararda eleştirildi.
AİHM verilerine göre, Avrupa
Konseyi üyesi 47 ülkeden mahkeme gündemine taşınmış dava
başvurusu sayısı 31 Aralık
2014 tarihinde 69 bin 900’e
geriledi. 2013 yılı sonunda
AİHM gündemindeki dava başvurusu sayısı 99 bin 900 olarak
bildirilmişti. AİHM gündeminde
bugün hakkında en fazla dava
başvurusu bulunan ülkeler, sırasıyla Ukrayna (13 bin 650), İtal-
ya (10 bin 100), Rusya (10
bin), Türkiye (9 bin 500), Romanya (3 bin 400), Sırbistan (2
bin 500), Gürcistan (2 bin
300), Macaristan (bin 850), Polonya (bin 800), Slovenya (bin
700), diğerleri (13 bin 100).
AİHM gündeminde İngiltere’den
bin 243, Fransa’dan 490, Almanya’dan ise sadece 335
dava başvurusu bulunuyor.
BAŞVURU SAYILARI
Dava başvurusu sayısı ülkelerin nüfusu dikkate alınarak hesaplandığında ise bambaşka bir
tablo ortaya çıkıyor. Bu hesaplamada, Sırbistan 10 bin kişiye
3,9 başvuru ile ilk sırada geliyor. Bu ülkeyi Lihtenştayn (3,24),
Ukrayna (3,14), Moldova
(3,11), Hırvatistan (2,58), Karadağ (2,53) ve Macaristan
(2,43) izliyor. Bu hesaplama
yöntemine göre Avrupa genelinde 10 bin kişiye 0,68 dava
başvurusu düşüyor. Rusya (0,62)
ve Türkiye (0,21) ortalamanın al-
tında yer alıyorlar. Bu alanda
haklarında en az başvuru olan
ülkeler sırasıyla İngiltere (0,11).
AİHM 2014 yılında toplam
896 karar açıkladı. Hakkında
en fazla karar açıklanan ülkelerin başında Rusya (129), Türkiye (101), Romanya (87), Yunanistan (54), Macaristan (50),
İtalya (44) ve Ukrayna (40)
geliyor. AİHM’nin 2014 yılında
Türkiye hakkında açıkladığı
101 kararın 94’ünde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin
(AİHS) en az bir maddesinin ihlal edildiğine hükmedildi. Türkiye
hakkındaki ihlal kararlarının
45’i AİHS’nin özgürlük ve güvenlik hakkıyla ilgili 5’inci maddesi oluşturuyor. Türkiye hakkında açıklanan kararlardan
44’ünde ise AİHS’nin adil yargılanmayla ilgili 6’ıncı maddesinin ihlal edildiği belirtildi. Adil
yargılanmayla ilgili ihlal kararların 11’i yargı sürelerinin uzunluğundan kaynaklanıyor.
Türkiye 2013’te olduğu gibi
2014 yılında da AİHM önünde
ifade özgürlüğü ihlali nedeniyle hakkında en fazla karar açıklanan ülke oldu. AİHM 2013 yılında Türkiye’nin 9 değişik davada vatandaşlarının ifade özgürlüğünü ihlal ettiğine hükmetmişti. Bu rakam 2014 yılında
24’e yükseldi. AİHM geçen yıl
47 Avrupa ülkesinde ifade özgürlüğünün ihlali konusunda toplam 47 karar açıkladı. Bir diğer
deyişle AİHM önündeki toplam ifade özgürlüğü ihlallerinin
yüzde 50’sinden fazlası Türkiye’den gelen davalardan kaynaklanıyor.
AKPM’DEN MEDYA
ÖZGÜRLÜĞÜ ELEŞTİRİSİ
Öte yandan, Avrupa Konseyi
Parlamenter Meclisi (AKPM) de
“Avrupa’da Medya Özgürlüğünün Korunması” başlıklı bir karar tasarısını ezici oy çoğunluğuyla kabul etti. Avrupa genelinde medya özgürlüğü ve gazetecilerin güvenlik koşullarının
kötüleştiğine işaret edilen kararda, bu alanda “en kaygı verici” ülkelerin Ukrayna, Rusya,
Azerbaycan ve Türkiye olduğu
not edildi.
AKPM, Türk Ceza Kanunu’nun
216, 301 ve 314’üncü maddeleri ve “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi
ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen
Suçlarla Mücadele Edilmesi”
hakkındaki 5651 sayılı kanunun
insan hakları alanındaki Avrupa
normlarıyla uyumluluğu konusunda Venedik Komisyonu’ndan
analiz hazırlamasını da istedi.
AKPM üyesi CHP’li üyeler karar
lehinde, AKP ve MHP’li üyeler
ise karara karşı oy kullandılar.
Karar 19’a karşı 77 oyla kabul
edildi.
AİHM, 2011 yılında Taner
Akçam davasıyla ilgili kararında TCK 301’in varlığının potansiyel mağduriyet yarattığına ve Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesi’ne aykırı olduğuna
hükmetmişti.
Gazeteci Ali Sirmen, yakın
dostu Uğur Mumcu’yu anlattı
Araştırmacı gazeteciliğin duayen ismi
Uğur Mumcu vefatının 22. Yılında Beylikdüzü Belediyesi ve Çağdaş Yaşamı
Destekleme Derneği tarafından Beylikdüzü Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen
programda anıldı. Adalet ve Demokrasi Haftası’nın da işlendiği Panelde;
Uğur Mumcu ile aynı gazetede çalışmış
yakın dostu Ali Sirmen, Mumcu’yla olan
anılarını anlattı. Belediye Başkanı İmamoğlu ise yaptığı konuşmada, topluma
etkili bir mesaj göndererek, “Uğur Mumcu, Atatürk gibi yürekli ve inançlı olmak
lazım demişti” dedi.
Beylikdüzü Belediyesi ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin birlikte düzenlediği panelde araştırmacı gazeteci
Uğur Mumcu özlemle anıldı. Beylikdüzü Kültür Merkezi’ni dolduran vatandaşlar, Mumcu ile ilgili anıları dinlerken duygusal anlar yaşadı. Adalet
ve Demokrasi Haftası içinde düzenlenen Uğur Mumcu’yu Anma Programı’nın moderatörlüğünü Avukat Naz
Merve Nokay yaptı. Konuşmacı olarak
ise gazeteci Ali Sirmen ve Avukat Doğan Subaşı katılım gösterdi.
“MAALESEF DERS
ALAMADIK”
Panelin ilk konuşmasını yapan Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Uğur Mumcu’nun aydın ve ileri görüşlü
bir insan olduğunu belirterek, “Mumcu ile
ilgili okuduğum kitaplarda O, bizi her
daim uyarmış ama bizler dinlememiş ve
ders almamışız. Umarım artık daha
doğru hareket eden, adaleti daha ölçülü
teslim eden bir toplum oluruz. Ben buradan çıktığımda kendimi daha vazifeli biri olarak görüyorum. Her geçen gün
eskiye göre daha sorumlu olmayız”
dedi. Uğur Mumcu’yu özlemle andıklarını ifade eden İmamoğlu katılım gösteren herkese ve değerli katkıları için panelistlere teşekkür etti.
DEMOKRASİ ŞEHİTLERİ İÇİN
SAYGI DURUŞU…
Sözü alan Çağdaş Yaşamı Destek-
Palandöken
Kayak Merkezi’nde
güvenlik tam
leme Derneği Şube Başkanı Sebahattin Çılbır, demokrasi ve adalet
için bir araya geldiklerini ifade ederek daha büyük işler başarmak zorunda olduklarını söyledi. Çılbır; demokrasi şehitleri Çetin Emeç, Muammer Aksoy, Apdi İpekçi, Fahriye
Üçok, Ahmet Taner Kışlalı, Metin
Göktepe, Necip Hablemitoğlu,
Hrant Dink ve hepsinin simgesi olan
Uğur Mumcu’nun isimlerini bir bir
saydı ve ekrana görüntüler yansıdı.
Demokrasi şehitleri için bir dakikalık
saygı duruşunda bulundu. Ayrıca
bir anda kararan salonda Selda
Bağcan’ın yorumladığı “Uğurlan Olsun” şarkısı yükseldi, ekrana yansıyan Uğur Mumcu görüntüleri müzikle
birleşince duygusal anlar yaşandı.
Panel, konuşmacıların günün anlamı üzerine olan yorumlarıyla devam
etti. Herkesi selamlayarak ve ‘adalet
denilince bir gülme tutar beni’ diyerek konuşmasına başlayan gazeteci
Ali Sirmen, Uğur Mumcu’nun ilk kitabi “Adalet ve Demokrasi’deki çarpıcı konulardan ve Mumcu’nun Sakıncalı Piyade, Rabıta Örgütü kitaplarındaki etkileyici açıklamalarından bah-
setti. Sirmen, Mumcu’nun topluma
aydınlatan, zihinlere ışık tutan kitaplar yazdığını söyledi.
“O, HEPİMİZİN
CAN DOSTUYDU”
Mumcu ile aynı gazetede çalışan Sirmen, “Bir kere Uğur Mumcu fevkalade
bir hukukçuydu. İlk mesleği avukatlıktı,
araştırmacı gazetecilik başarısını avukatlığı üzerine inşa etmişti. Genelde kimsenin ulaşamadığı açık bilgileri hukuk yollarından bulduğunu söylerdi. O, yalnız
olayların polisiye yönleriyle değil; olayları alır, siyasi temelin içine oturtur öyle
incelerdi. Dilinin zenginliği büyüktü.
Müthiş bir mizah yazarıydı. Sakıncalı Piyade eseri de öyleydi. O, bu mizahının
oklarını kendisine yöneltmeyi de bilirdi.
Mumcu, kendi yaşamı içinde her zaman
ölüm tehlikesi ile yaşadı ama ölüm korkusu ile yaşamadı. Bir aydın olarak dostluğunu aydın tavrı ile birleştirmişti. Kim
baskı görse, kim hapse düşse hemen yanında olurdu. Demokrat tavrını günlük yaşamı ile bağdaştırmıştı. Bize çok ışık tuttu. O hepimizin can dostuydu, onu çok
özlüyoruz” diye konuştu.
Cemal GÜLER
Palandöken Kayak Merkezi'nde
minderle kaymak isterken hayatını
kaybeden Atatürk Üniversitesi öğrencisi Mehmet Akif Koyuncu'nun ölümünün ardından ortaya atılan iddialar
üzerine Erzurum Valiliği, kayak merkezinde alınan güvenlik önlemlerini basına gösterdi.
Palandöken Kayak Merkezi'ne çıkan basın mensupları kar motosikletlerine binerek Kuzey pistine gidildi.
Hava sıcaklığının sıfırında altında 15
dereceyi bulduğu tanıtımda ilk olarak
İl Afet Acil Durum Müdürlüğü’nden
Jeoloji mühendisi Erdem Aydoğan ekibi ile birlikte çığ bölgesini kontrol etti.
Daha sonra riskli bölgelerde bilgisayar ortamında 'Gaz-Ex' sayesinde
suni çığ düşürmesi yapıldı. Tesislerin
baştan sona kontrolden edilmesinin
ardından Vali Yardımcısı Ömer Hilmi
Yamlı başkanlığında AFAD, Jandarma,
Büyükşehir Belediyesi, Oteller ve
Özelleştirme İdaresinden oluşan Palandöken Güvenlik Komisyonu toplandı. Alınan kararlar doğrultusunda günlük olarak hangi pistin açık tutulması
kararlaştırıldı ve durum otellere ve yetkililere bildirildi. Palandöken ve Konaklı'da halkın güvenli kayak yapılabilmesi için alınan önlemler sonucu sıfır risk bulunduğunu vurgulayan Vali
Yardımcısı Ömer Hilmi Yamlı, geçen
pazar gecesi yaşanan ölüm olayının
üzücü olduğunu söyledi. (DHA)