T.C Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız Diş ve Çene Hastalıkları Cerrahisi Anabilim Dalı TRİGEMİNAL NEVRALJİ VE GÜNCEL TEDAVİ YAKLAŞIMLARI BİTİRME TEZİ Stj. Diş Hekimi Merve KÜÇÜK Danışman Öğretim Üyesi: Prof. Dr. Hüseyin KOCA İZMİR-2014 İÇİNDEKİLER 1-GİRİŞ ……………………………………………………………………..……………….1 2-FASİAL NEVRALJİLER ……………………………………………..………………..2 3-NERVUS TRİGEMİNUS ………………………………………………..……………...3 4-TRİGEMİNAL NEVRALJİ …………………………………………………..………..6 4.1-TANI KRİTERLERİ ……………………………………………………..…………7 4.2-TUTULUM ORANLARI ……………………………………………………..…….8 4.3-İNSİDANS …………………………………………………………..……..………..9 4.4-TARİHÇESİ …………….…………………………………………..……..………...9 4.5-ETİYOLOJİ …………….………………………………………….……...…………12 4.6-SEMPTOMLAR ………………………………………………….….…...……….....13 4.7-TEŞHİŞ …………………..………………………………………………...………..14 5-AYIRICI TANI ……………………………………………………………………...…..14 6-TRİGEMİNAL NEVRALJİ TEDAVİSİ ………………………………………….......15 6.1-MEDİKAL TEDAVİ ……………………………………………………………......15 6.2-GİRİŞİMSEL TEDAVİ …………………………………………………………......17 6.2.1-MİKROVASKÜLER DEKOMPRESYON ………………………………...…...18 6.2.2-RADYOFREKANS GANGLİOLİZİSİ ……………………………………..…..18 6.2.3-GLİSEROL GANGLİOLİZİSİ ……………………………………………….....19 6.2.4-BALON KOMPRESYON YÖNTEMİ ……………………………………….....19 6.2.5-STEREOTAKTİK RADYOCERRAHİ …………………………………………20 6.2.6-PERİFERAL NÖROTOMİ ………………………………………………….….20 6.2.7-ALKOL BLOKAJI ……………………………………………………………...20 6.2.8-ELEKTROAKUPUNKTUR …………………………………….…………...….21 7-TARTIŞMA VE SONUÇ ……………………….……………………………………...23 8-KAYNAK ……………………….…………………………………………….…...……..24 9-ÖZGEÇMİŞ …………….……………..………………………………….……………...25 1.GİRİŞ Araştırmacılara göre, yüz ağrıları esas olarak fizyolojik disfonksiyon veya organik hastalıklar sorumludur. Yüz ağrılarına doğru yaklaşım olarak, ağrının başlangıç şekli, zamanı, karakteri ve paterni yanı sıra lokalizasyonu, ağrıyı kötüleştiren durumlar, diş, kulak, burun, boğaz gibi komşu yapılarla ilişkisinin araştırılması gerekmektedir. Ağrının kaynağına yönelik testler yapılarak, tanıya gidilmelidir. Kranium, servikal omurga, merkezi sinir sistemi, dişler, burun, göz, boğaz, sinüs ve kulak dikkatlice muayene gereklidir. Tanısal testler, semptomların kaynağına yönelik olarak seçilebilir. Bunlar, metabolik ve hematolojik incelemeler, direkt filmler, MR, BT, CBCT, baş, çene boyun ve sfenoid sinüs incelemesi, otolaringolojik ve oftalmolojik değerlendirme, başboyun tanısal bloklar ve bu bölgenin yumuşak dokuların değerlendirilmesidir. Pennsylvania Nöroşirurji Derneği’ nin eski başkanlarından olan Dr.Frank T. Vertosick Jr ‘NEDEN CANIMIZ YANAR?’ adlı kitabında yüz ağrılarından şöyle bahseder ; ‘…yüz ve başta ortaya çıkan ağrıların, şeytani bir yanı vardır. Bizi, varlığımızın geometrik merkezinden vururlar. Sonuçta, bilincimiz kafatasımızın sınırları içinde yer alır. Bacak ağrısı, dost ama nispeten uzak bir ülkeden gönderilen bir telgrafla bilincimize ulaşırken, şiddetli baş ya da yüz ağrısı, paldır küldür dalar. Başımız ya da yüzümüz ağrıdığında, bizim canımız yanar, üstelik insanın içine işleyecek biçimde…..’ 2.FASİYAL NEVRALJİLER Nevralji; bir sinir dağılım alanında oluşan proksismal ağrıdır. Kranial bölgedeki nevraljik ağrılar; genellikle tek taraflı, kısa süreli, saplanıcı, elektrik şoku benzeri ağrılardır. (7) Saniyeler sürer, 2 dakikayı aşmaz. Ani başlar ve ani biter. Nevraljik ağrıların diğer tanımlayıcı özellikleri ise şunlardır; a. Ağrı, bir kranial ya da periferik sinirin anatomik dağılış alanı içinde algılanır. b. Spontan olarak ortaya çıktığı gibi, derinin belirli ve sınırlı alanlarında oluşabilir. Bunlara tetik noktaları (trigger point) denir. Ağız köşesi ve burun kökünde yoğun olarak bulunur. Olguların % 90’ ında vardır. c. Geçici bir refrakter periyod içinde ağrısız rahatlama devreleri bulunur. d. Ağrının oluştuğu anlarda, kısa süreli motor aktivite (tik) ya da vasomotor aktivite ortaya çıkabilir. e. İdiopatik tiplerde nevraljik ağrının innervasyon alanı içinde çoğu kez duyunun klinik muayenesi normaldir.(4) Kranio fasial nevralji tipleri: 1- Trigeminal Nevralji 2- Glossofaringeal Nevralji 2 3- Oksipital Nevralji 4- N.intermedius Nevraljisi 5- Sfenopalatin ganglion Nevraljisi 6- Post-Herpetik Fasial Nevralji 7- Vagal Nevraljiler 8- Temporomandibuler eklemle ilgili Nevraljiler 9- Diş, KBB ve servikal vertebralara ilişkin kraniofasial Nevraljiler 10- Atipik Fasial Nevralji 3.NERVUS TRİGEMİNUS Kafa çiftlerinden 5.si olan N.trigeminus, motor ve duysal lifler içerir. Duysal lifleri Gasser ganglionu’nun konveks kenarından çıkarlar ve üç demet halinde temel dalları oluştururlar.(7) Bunlar; 1.N.ophtalmicus 2.N.maxillaris 3.N.mandibularis adını alır. 3 N.ophtalmicus ve N.maxillaris yalnız sensitif lifler bulundururken, N.mandibularis’ te sensitif ve motor lifler karışık olarak bulunur. Şekil-1:Trigeminal sinirin dalları (9) N.trigeminus’un dallarını ayrıca inceleyecek olursak : N.OPHTALMİCUS Sinüs cavernosus’un dış duvarından öne fissura orbitalis superior’a uzanır ve bu yarığa gelmeden önce N.lacrimalis, N.frontalis ve N.nasociliaris olarak üç dala ayrılır. Bunlardan N.lacrimalis, M.rectus bulbi lateralis ile orbitanın dış duvarı arasında uzanarak glandula lacrimalis’e gelir. Bu sinire parasempatik lifler de katılır. Gl.lacrimalis’e dallar verdikten sonra, N.lacrimalis göz kapaklarının dış parçasında, deride ve konjunktivada dağılır. 4 N.frontalis, en kalın daldır ve başlıca üst göz kapağı ve alın derisine yayılır. N.nasociliaris ise anulus tendoneus’tan geçerek orbitaya gelir. Burun sırtı ,burun boşluğu ve göz küresine sensitif dallar verir. N.MAXİLLARİS Sadece sensitif lifler içeren bu dal, ganglion semilunare’nin konveks kenarından çıkar. Yüz derisinin maxillayı örten parçalarına ve alt göz kapakları derisine dağılır. Ayrıca üst çene dişleri, dişeti, sert ve yumuşak damak, sinüs maxillaris ve burun boşluğunun arka parçaları N.maxillaris tarafından innerve edilir. Fossa cranii media’da ramus meningicus dalını verir. Foramen rotundum’dan geçerek kafatası boşluğundan çıkar ve fossa pterigopalatina’ya gelir. Burada yan dallarını verir; N.zygomaticus dalı, fissura orbitalis inferiordan geçerek göz çukuruna gelir, burada dış duvarı izleyerek öne ve aşağıya doğru ilerler. Nn.alveolaris superior; maxillanın processus alveolaris’inin içinde spongiosada plexus dentalis denilen bir sinir ağı meydana getirir. Buradan çıkan dallar alveolar kemiği, dişler ve dişetine dağılır. N.infraorbitalis; foramen infraorbitale’den sonra uç dallarına ayrılır. Alt göz kapağı, burun yan yüzleri ve üst dudakları örten deride dağılır. 5 N.MANDİBULARİS N.trigeminus’un en kalın dalıdır ve hem motor hem sensitif lifler içerir. Foramen ovale’den geçerek cavum cranii’den çıkar. Öncelikle iki kola ayrılır. Ön kol başlıca motor lifleri içerir. Çiğneme kaslarına dallar verdiği için bu kola N.masticatorius da denir. Arka kolu, N.alveolaris inferior, N.lingualis ve N.auriculatemporalis olmak üzere üç dal verir.(7) 4.TRİGEMİNAL NEVRALJİ Trigeminal nevralji; yüzyıllardır bilinen, fizyopatolojisi hala tam anlaşılamamış, ancak ağrının kontrolünde çok çeşitli yöntemlerin uygulandığı ve bir oranda da başarının sağlandığı klinik bir tablodur.(4) şşş 6 Ciddi ve şiddetli bu ağrı sırasında yüz kaslarında hep aynı tarzda oluşan ani kontraksiyon nedeniyle ‘ağrılı tik’ (tic douloureux) de denmektedir. Trigeminal nevralji ilk kez 1671 yılında Fehr ve Schmidt tarfından tarif edilmiştir. 4.1 Tanı Kriterleri a.İki dakikadan az, saniyeler süren, trigeminal sinirin bir veya iki dalını etkileyen proksismal ağrı atakları b.En az 1 ini karşılamalı 1-Şiddetli, keskin ,yüzeyel veya saplanıcı 2-Tetik noktalarının varlığı c.Herbir olgunun stereotipik atakları d.Nörolojik bulguların olmaması 7 e.Öykü, fizik bakı ve gerekli ise özel incelemelerle fasiyal ağrının diğer nedenlerinin dışlanması (1) Şekil-3:Trigeminal sinirin innervasyon alanı (9) 4.2 Tutulum Oranları -En sık maxiller ve mandibuler dallar tutulur.(8) -V1 %4 -V2 %17 -V3 %15 -V2+V3 %32 -V1+V2 %14 -V1+V2+V3 %17 8 4.3 İnsidans Genellikle tek taraflı, sağ yüz yarısı daha fazla tutar, bilateral tutulum %4-5 oranındadır.(1) Görülme insidansı milyonda 155 tir. Kız/Erkek:3/2 dir. Multiple sklerozisli hastaların %1 inde görülür. Klasik trigeminal nevralji kişi 50 yaşına girmeden ortaya çıkar. Ağrı genelde yüzün alt yarısını tutar. %70 olgu 50 yaşından sonra ortaya çıkar. Kan damarlarının yaş ilerledikçe sertleştiği ileri sürülür ve dolayısıyla sinirler daha kolay sıkışır. Bilateral trigeminal nevralji olguların yaklaşık % 3-6’sında görülür.(8) 4.4 Tarihçesi Trigeminal nevralji’nin ilk net tanımını 1677 yılında John Locke yapmıştır. 1756 yılında Fransız N.Andre birkaç proksismal yüz ağrısı olgusunu trigeminal nevralji olabileceği tanımlamıştır.(4) 1950’lerden önce trigeminal nevralji için yeterli ilaç tedavisi olmadığı için tedavideki tüm yaklaşımlarda cerrahi yöntemler kullanılıyordu. 20.yy’ın başlarında, tedavide iğne kullanılmaya başlandı. 1959’da Gardner ve Miklos orta fossa ve posterior fossa için dekompresyon cerrahisinin uygun olduğunu ispatlamışlardır.(3) Uluslararası Ağrı Birliği tarafından Trigeminal Nevralji klinik özelliklerine göre: (1) 1-Klasik Trigeminal Nevralji 9 A-2 dakikadan az, saniyeler süren trigeminal sinirin bir veya iki dalını etkileyen proksismal ataklar B-En az birini karşılamak suretiyle ; keskin, şiddetli, yüzeyel veya saplanıcı ve tetik noktalarının varlığı C-Herbir olgunun stereotipik ataklar D-Nörolojik bulgunun olmaması E-Başka bir rahatsızlığın olmaması 2-Semptomatik Trigeminal Nevralji A- Paroksismal ataklar arası ağrı olsun yada olmasın 2 dakikadan az olması, her iki dalı veya birini etkilemesi B- En az birini karşılamak suretiyle; şiddetli, keskin, yüseyel ve saplanıcı ağrı ve tetik noktalarının varlığı C- Herbir olgunun stereotipik atakları D- Başka bir rahatsızlığın olmaması Fizyopatolojisi: Trigeminal nevralji için en tutarlı kuramlar;(4) 10 a.Geniş çaplı miyelinli liflerin normaldeki santral implus trafiği bozulunca beyin sapında, bulbustaki kaudal trigeminal çekirdeğe ulaşan ağrısız dokunma duyumlarına ait impulslar azalır. Buna rağmen ağrılı uyarımları taşıyan ince ve miyelinsiz liflerden gelen impulslar göreceli olarak artar. Bu durum kaudal bulber trigeminal ara nöronlarda nosiseptif uyarımlar oluşturur .Ağrıya ilişkin kontrol mekanizmaları bozularak ara nöron havuzunda eksitabilite sanki epileptik nokta haline gelir, spontan veya provoke olarak ağrı oluşur. b.Miyelinli liflerdeki lokal, miyelin kaybı nedeni ile buradan gelmekte olan afferent impulsların komşuluk nedeni ile bazı sinir liflerinde elektriksel izolasyonun kalkışı ile impulsların küçük çaplı lifleri eskite etmesidir. Böylece santral olarak taktil bir uyarım, ağrılı bir duyum şekline dönüşür. c.Gasser ganglionunda dejeneratif değişiklikler d.Posterior fossada esas duysal köke vasküler kompresyon e.Trigeminal beyin sapı kompleksinde ağrı inhibitör mekanizmasının etkisinin azalması f.Trigeminal kaudal nukleusta ağrılı-ağrısız uyaranlarla uyarılabilen (wide dynamic range) nöronların paroksismal ateşlenmesinde artış g.Trigeminal nukleusta düşük eşikli mekanoreseptörlerin hipersensitivitesi 11 4.5 ETİYOLOJİSİ A.Trigeminal sinir köküne kompresyon nedenli a)Kafaiçi vasküler anormallikler (üst serebral arterin anormal lup yapması ,internal karotit arterin anevrizması) b)İntrakranial tümörler c)Baziler arter anevrizması d)Yabancı cisimler e)Osteoma benzeri kemik lezyonları B.Multiple sclerosis C.Diğer nedenler a)Travma b)Viral enfeksiyonlar (posherpetik nevralji) c)Ratner’s çene kemiği kaviteleri d)Ailesel geçişli olgular e)Dental ağrılar f)Sarkoidozis ve lyme hastalığı gibi nöropatiler(7) 12 4.6 SEMPTOMLAR Trigeminal nevralji; hastalar tarafından yanıcı, birden fazla iğnenin batması, bıçak saplanması veya şimşek çakması şeklinde ifade edilir. (7) Ağrı birkaç saniyeden 1-2 dakikaya kadar sürebilir. Ataklar yüze temas edilmesiyle ve hatta hafif bir rüzgar ile veya konuşma, yemek yeme ve gülme gibi hareketler, sıcak ya da soğuk içeceklerle başlayabilir. Ataklar arasında ağrı olmayıp geceleri çok seyrektir. Hasta konuşurken etkilenen yüz kısmını hareketsiz tutar. Vakaların çoğunda etkilenen bölümün trigeminal dağılımında ağrının başladığı trigger noktalar tanı koydurucudur. Remisyonların olması karakteristiktir. Birkaç hafta veya yıl ağrı olmayabilir. Fakat periyotların süresi gittikçe azalır ve rekürrensler daha da şiddetli olmak eğilimindedir. Uzun süren vakalarda ağrı bir daldan sekonder olarak diğerine geçebilse de trigger nokta ilk dalda kalır ve tedavi primer dala yönelik olarak uygulanır. 13 4.7 TEŞHİS Trigeminal nevraljinin tanısı öyküden konabilir. Tetik noktalarının hasta tarafından gösterilmesi anlamlıdır. Fizik ve nörolojik muayene ile birlikte yer kaplayan bir oluşumu ekarte etmek amacıyla gelişmiş nöroradyolojik tetkikler yapılmalıdır.(8) Trigeminal sinirin ve beyin sapının MRI anjiografi sinirin bir damar ile nerede sıkıştırıldığı belirlenebilir.(3) Eğer ağrı carbamazepine (tegretol) ile azalıyorsa bu trigeminal nevralji için pozitif bir göstergedir. Tüm vakaların teşhisi için henüz medikal bir test mevcut değildir. 5-AYIRICI TANI Fasiyal ağrı sendromları; glossofaringeal nevralji ,post-herpetik nevralji, Raeder’in paratrigeminal nevraljisi, genikulat nevralji, temporamandibular eklem hastalığı ,vasküler başağrısı, dental, orbital veya sinüs orjinli ağrılar ve gerilim tipi başağrıları düşünülmelidir.(5) 14 6-TRİGEMİNAL NEVRALJİ TEDAVİSİ Hastalığın tanımlanmasının ardından tedavi başlıca iki grupta incelenir: (1) -Medikal tedavi -Girişimsel tedavi 6.1-MEDİKAL TEDAVİ Fenitoin ve Karbamazepin gibi antikonvülzanlar trigeminal nevralji ağrısının kontrolünde kullanılmaktadır. Fenitoin’in Karbamazepine göre daha ucuz ve yan etkisinin daha az olmasına karşın, ağrı kontrolünde etkinliği azdır. Güncel yaklaşımda ilk olarak medikal tedavi denenmelidir. Yeterli ağrı kontrolü sağlayamaması veya yan etkisinin ortaya çıkması durumunda diğer ajanlar denenmelidir.(1) İlaç serum konsantrasyonun ağrı kontrolüyle paralel seyretmemesi nedeniyle kontrol sağlanıncaya veya toksisite oluncaya dek doz arttırılabilir. Fenitoin için standart doz 300-400 mg/gündür. Karbamazepin ise 100-200 mg/gün başlanmalı ve doz ağrı kontrolü sağlanıncaya dek arttırılmalıdır. Bu doz genelde toksik bulguların ortaya çıkmaması için 1200 mg/gün’ü geçmeyecek şekilde ayarlanmalıdır. Karbamazepin, hematosupresyon veya hepatik disfonksiyon yapabileceğinden hastanın periyodik olarak kan tablosu ve karaciğer fonksiyonları değerlendirilmelidir. Ayrıca Baklofen ve Klonozepam da medikal tedavide kullanılabilmektedir.(2) 15 Her ne kadar bu ajanlar başlangıçta ağrı kontrolü sağlasalar bile zamanla etkilerini yitirmekte ve cerrahi müdahaleye gerek duyulmaktadır.(5) Tablo-1:Trigeminal nevraljide kullanılan ilaçların bazıları. (1) İLAÇ ETKİ DOZ YAN ETKİLER Sodyum voltaj geçişli Günlük Bulantı,uyuşukluk,yorgunluk, kanalları bölünen Baş dönmesi,nistagmus,diplopi,hematosupresyon dozlarla Karaciğer disfonksiyonu MEKANİZMASI Karbamazepin yavaşlatır,kalsiyum kanal aktivitesini modüle eder 200-1200 Fenitoin Nöronlardan sodyum Günlük Nistagmus,ataksi,konuşma bozukluğu, salımını kontrol eder 300-500 Koordinasyon azalması mg Okskarbazepin Karbamazepin ile aynı Günlük Kan sodyum düzey azalması,baş dönmesi, 300-1800 Baş ağrısı,diplopi,tremor,kekemelik mg LTG Sodyum kanallarındaki Günlük 100-150 Uykusuzluk,baş dönmesi,ateş,Stevens-Johnson tekrarlayan kaçakları azaltır mg ;6-8 gün 25 sendromu,baş ağrısı mg,1-2 hafta içinde 25-50 mg Gabapentin Voltaj kapılı kalsiyum Günlük 3-4 kanallarını bloke eder doza bölünmüş Uyuklama,yorgunluk,baş dönmesi,tremor 1200-3600 mg Topiramat Voltaj kapılı sodyum Günlük 200- Hissizlik,yorgunluk,tremor,kilo kanallarını bloke eder 300 mg kaybı,konstantrasyon azlığı 16 6.2-GİRİŞİMSEL TEDAVİ Medikal tedaviye rağmen ağrı kontrolünde yeterli yanıt alınamayan veya yan etkileri nedeniyle bu tedavileri kesilmek zorunda olan trigeminal nevraljili olgularda çeşitli cerrahi tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Günümüzde uygulanan cerrahi girişimler; 1-Mikrovasküler dekompresyon 2-Radyofrekans gangliolizis 3-Gliserol gangliolizis 4-Balon kompresyon 5-Stereotaktik radyocerrahi 6-Periferal nörotomi 7-Alkol blokajı 8-Elektroakupunktur (1) 17 6.2.1-MİKROVASKÜLER DEKOMPRESYON (MVD) MVD operasyonu 5.sinirin eksplorasyonuna izin veren bir yöntemdir. Trigeminal nevralji oluşumunda, vasküler bir yapının (arter ve/veya ven) trigeminal sinir üzerindeki basısı etken olarak düşünülmektedir. (6)Girişim şekli yönünden mortalite ve mobiditesinin bulunması yanı sıra kompresyona neden olduğu ileri sürülen vasküler yapının operatif pozisyonla farklı yorumlanabileceği gibi çekinceleri vardır. (1) Şekil-4:Mikrovasküler dekompresyon(9) 6.2.2-RADYOFREKANS GANGLİOLİZİS Esas olarak ,trigeminal sinirin ganglionu ya da retrogasserian kökü etkileyen bir lezyon varlığında bu yöntem tercih edilir(2). Termokoagulasyonun etkisi seçici olarak ağrının kaynağı olan miyelinsiz ya da az miyelinli fibriller üzerindedir. Radyofrekans iğnesi Meckel boşluğundaki kemik işaretlerini takip edilerek foramen ovaleden yönlendirilir.(1) 18 6.2.3-GLİSEROL GANGLİOLİZİS Gliserol, gasser ganglionuna yapılan fenol enjeksiyonlarıyla daha viskoz bir madde olma özelliğinden yararlanma amacıyla Hakanson (1981) tarafından kullanılmıştır.(2) Daha sonra Trigeminal sisternayı kalıcı bir şekilde işaretlemek amacıyla Tantalyum tozunun yerleştirilmesinde uygun özellikleri olması nedeniyle gliserol kullanılmıştır. Yapılan araştırmalarda en göze çarpan histolojik değişikliklerin myelin kılıfta meydana geldiği ve bu maddenin kemonörolitik özelliklerine bağlı olarak ağrıları geçirebileceği ispatlanmıştır. Kısaca Gliserol enjeksiyonu özellikle yaşlı hastalarda ve büyük cerrahi endikasyonunun olmadığı durumlarda başarıyla kullanılan metotlar arasındadır.(6) 6.2.4-BALON KOMPRESYON YÖNTEMİ Balon kompresyon ile tedavi prosedüründe genel anestezi altında, floroskopik kontrolle kılavuz iğnenin foramen ovaleden yönlendirmesiyle trigeminal köke girişim yapılır. Fogarty kateter ile sinir köküne ulaşıldığında kök dolana kadar yavaşça 0,5-1,0 ml lik kontrast madde gönderilerek balon şişirilir. Tüm kompresyon zamanı 1 ile 6 dakika arasında değişir. Bu teknikte ilk yılda rapor edilen rekürrens oranı %6-14 dir.(1) 19 6.2.5-STEREOTAKTİK RADYOCERRAHİ Trigeminal nevraljisi tümöre bağlı olmayan hastalarda uygulanan bu yöntemde Pons yakınlarından Trigeminal sinir köküne 4 mm’lik kolimatör başlığı ile maksimum 70 Gy doz ışın verilmiştir. Daha sonra izlenen sonuçlarda tümörü olmayan 51 hastanın 41’inde (%80,4) iyi veya mükemmel sonuçlar alınmıştır.(6) 6.2.6-PERİFERAL NÖROTOMİ Periferal nörotomilerde temel prensip; foramen mentalis, foramen nasopalatinus veya foramen mandibularis’te sinir liflerinin koparılması ya da harabiyetidir.(1) Bu yöntemde önemli olan sinir dejenerasyonunun olabildiğince uzun sürede oluşmasını sağlamaktır. Ayrıca motor liflerin kolaylıkla korunabilmesi amacıyla Suboksipital Retrogasserian nörotomi yöntemleri geliştirilmiştir.(6) 6.2.7ALKOL BLOKAJI Lokalize Trigeminal nevralji tedavisinde, trigeminal sinirin etkilenen periferal kısmına (supraorbital sinir, infraorbital sinir, trigeminal sinirin ikinci veya üçüncü dalı) alkol enjeksiyonu uygulanabilir. Bu gibi enjeksitonlar poliklinik şartlarında uygulanabilir ve gerektiğinde tekrarlama kolaylığı mevcuttur. Bu uygulamanın belirgin dezavantajı geçici duyu kaybı veya parestezilerdir. Duyunun geri dönmesi, 20 sinirin rejenerasyonuyla oluşmakta ve bu arada nevraljik ağrı tekrarlamaktadır.(5) 6.2.8-ELEKTROAKUPUNKTUR Elektroakupunktur yöntemiyle Punkoskop adı verilen aletle derinin elektriksel direncinin düşük olduğu akupunktur noktaları belirlenir. Belirlenen bu akupunktur noktalarına 20 lazer ışını (10 Hz) verilmiş, ayrıca ağrılı bölgede lazer ışınıyla 1-2 dk süreyle taranmıştır. Bu noktalara yüzün 0,5 cm derinliğinde 4-6 iğne yerleştirilir. Elde edilen başarı hakkında değişik bilgiler alınmasına rağmen üzerinde daha çalışılması süren bir tedavi şeklidir(6). 21 Tablo-2:Trigeminal nevraljinin girişimsel tedavilerindeki görülen komplikasyonlar: TEDAVİ PROSEDÜRÜ RAPOR EDİLEN KOMPLİKASYONLAR Mikrovasküler dekompresyon Beyincikte yaralanma,8.kranial sinirinde yaralanma Radyofrekans gangliolizisi Menenjit,karotid-kavernöz fistülü,korneal anestezi,kafaiçi kanama, Gliserol gangliolizisi Menenjit,kranial sinir felci,lokal hematom,Herpes labialis aktivasyonu,keratit,kalıcı maseter güçsüzlüğü Balon kompresyonu Maseter kası güçsüzlüğü,anestezi kaybı Stereotaktik radyocerrahi Fasial parestezi Periferal nörotomi Göz problemleri,Anestezi kaybı Alkol blokajı Aneztezi kaybı,fasial sinir felci,görme kaybı,diplopi,kutanöz nekroz,değişen kemik sökestrasyonu Elektroakupunktur Rapor edilmedi Lazer ile tedavi Rapor edilmedi (1) 22 7-TARTIŞMA VE SONUÇ Yaptığımız literatür araştırmasının sonucunda trigeminal nevraljinin öncelikle medikal tedavisi denenmeli ve ağrı kontrolünde başarı elde edilemediğinde girişimsel tedavi seçenekleri gözden geçirilmelidir. Yöntem seçiminde etkin ağrı kontrolü yanı sıra , tedavi edilecek hastanın yaşı, sistemik durumu ve olası komplikasyonlar değerlendirilmelidir. Günümüzde gelişen medikal bilgiler, kullanılan modern anestezi teknikleri ve cerrahi yöntemler Trigeminal nevralji tedavisinde yüz güldürücü sonuçlar rapor edilmektedir. 23 KAYNAK 1-Punyani, Silky Rajesh; Jasuja, Vishal Ramesh ‘Trigeminal neuralgia: An insight into the current treatment modalities’, Journal of Oral Biology and Craniofacial Research 2012. 2-Management of Trigeminal Neuralgia - Retrospective Analysis of 61 Patients from Sri Lanka, Asian J Oral Maxillafacial Surgery Vol 15, 2003, No 3, 3-Siviero, Mariana; Alvarez, Fabio Kurogi; Facial Sensibilty of Patients With Trigeminal Neuralgia; Clinical Neurology and Neurosurgery; 2012. 4-Jenkıns, Alıstaır; Trigeminal Neuralgia; maxillofacial surgery 5-Çetinalp, Erdal Prof. Dr; Trigeminal Nevralji; ÇÜTF Nöroşirürji Anabilim Dalı 6-Wang, D.Doris; Ouyang, David; Trends in surgical treatment for trigeminal neuralgia in the United States of America from 1988 to 2008, Journal of Clinical Neuroscience 2012. 7-Özcan, İlknur Doç. Dr; Ağrı, Baş-boyun ve orofasiyal ağrılar; Nobel Tıp Kitabevi 8-Gökay, Figen Prof. Dr; Trigeminal Nevralji ders notları, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi 9-www.trigeminal-neuralgia.org 24 ÖZGEÇMİŞ 1990 yılında İzmir’ in Konak ilçesinde doğdum. İlk ve orta öğrenimimi Gaziemir’de, lise öğrenimini Karabağlar Cumhuriyet yılında Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesini kazandım. 25 Lisesi’nde tamamladım. 2008
© Copyright 2024 Paperzz