Littera Gürsel Aytaç* “USTAM ve BEN” MEİN MEİSTER und İCH Elif Şafak hat in ihrem neuen Roman den grossen Architekten Sinan und seinen Lehrling namens Cihan in seinem Werdegang zum Meister in der praegtisten Zeit des osmanischen Reiches dargestellt. Die Zeitverhaelt- nişse und die Kultur des Volkes sind im Roman in vielen Dimensionen vor uns. Sinans Persöhnlichkeit,seine apolitische Auffassug der Wissenschaft, seine menschlichen Tugenden werden zum C ihan erreicht am Ende des Romans eine Lebensphilosophie,die auf eine Deutung der Kunst Architektur beruht. Schlüsselwörter: Zeitgeist,Bildung,Kultur,Meister,Politik,Lehrling,Architektur,Lebensphilo sophie. Anahtar sözcükler: Kültür, usta, politik, mimari, felsefe. E lif Şafak’ın yeni romanı “Ustam ve Ben”, bir karşılaştırmalı edebiyatçı olarak bende Goethe’nin Bildungsromanı “Wilhelm Meisters Lehrjahre’yi (Wilhelm Ustanın Çıraklık Yılları) çağrıştırmıştı. Burada da bir usta (Mimar Sinan) ve onun yanında yetişen bir genç (Cihan) olacaktı. Romanı okumaya başladığımda böyle bir benzerliğin izini sürmenin yanıltıcı olabileceğini anlamam uzun sürmedi. Eser, Mimar Sinan’ı odak alarak Osmanlı’nın parlak bir dönemini ve en önemlisi, çok boyutlu olarak işliyor. “Ustam ve Ben”in ilk sayfası, italik puntolarla, “ben”in ağzından ve 1632 tarihli bir anlatı. Eser boyunca bu tür ben-anlatılar hep böyle ve izleyen bölümlerin normal puntolarla yazılmış o-anlatıdan bariz bir şekilde ayrılmış. 1632 tarihli ilk sayfalar Agra/Hindistan’da kaleme alınmışken, bunu izleyen ilk anlatı İstanbul 22 Aralık 1574 yer ve zaman belirlemesini taşıyor. Romanın son ben-anlatısında Hindistan’da Tac Mahal’ın mimarı olup “kubbebaz” olarak anılan o eski filbaz Cihan’ın kendisi dile gelmektedir. Şekil olarak bir çerçeve anlatıyla karşı karşıyayız. Çerçevenin içine yerleştirilen iç-zamanda roman kişilerinin tarihteki yaşayışlarında bazı zamansal değişiklikler yaptığını Elif Şafak kitabının sonunda bizzat belirtmek gereğini hissetmiş ki bu, bizde romancının tarihî gerçekleri değiştirmesini hoş karşılamayan bir okur kitlesini hesaba katmak zorunluluğunu gösteren acı bir gerçek. “Ustam ve Ben”de o-anlatının egemen olduğu bölümlerde Elif Şafak’ın anlatı sanatının inceliklerini sergilenmiş görüyoruz. Anlatım konumlarını olimpikten nesnele, bakış açısını dıştan içeden içten dışaya konuya en uygun düşen tarzda uyguluyor. O-anlatının ilk bölümünde (İstanbul, 22 Aralık 1574) romanının tümünün âdetâ özü sezdiriliyor. Burada * Prof. Dr. Ankara Üniversitesi, D.T.C.F. Alman Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Emekli Öğretim Üyesi. 93
© Copyright 2024 Paperzz