Maun suresi ve anlamı

On5yirmi5.com
Maun suresi ve anlamı
Kur’ân-ı Kerim’in yüz yedinci suresi.
Yayın Tarihi : 1 Temmuz 2014 Salı (oluşturma : 1/28/2015)
Okunuşu
Bismillahirrahmânirrahîm.
1- Era'eytellezî yükezzibü biddîn
2- Fezâlikellezî, yedu'ulyetîm
3- Velâ yehüddü alâ ta'âmilmiskîn
4- Feveylün lilmüsallîn
5- Ellezîne hüman salâtihim sâhûn
6- Ellezîne hüm yürâûne
7- Ve yemne'ûnelmâ'ûn
Anlamı
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
1- Gördün mü o dine yalan diyeni?
2- İşte yetimi itip kakan odur!
3- Yoksulu doyurmaya teşvik etmez.
4- Fakat veyl o namaz kılanlara ki, 5- Namazlarında yanılmaktadırlar.
6- Onlar ki, gösteriş yaparlar. 7- Ve yardımlığı sakınır (zekatı vermezler).
MAUN SURESİ NEDEN İNDİRİLMİŞTİR?
Sûrenin tamamının veya son dört âyetinin Medine döneminde nâzil olduğu şeklinde rivayetler varsa
da (Âlûsî, XXX, 241) müfessirlerin çoğunluğu Mekke devrinin ilk yıllarında indiğini kabul etmektedir.
İslam ansiklopedisinde yer alan bilgilere göre; adını son âyetindeki “mâûn” kelimesinden alır. Bu
kelime “zekât; komşular arasında sıkça ödünç alınıp verilen çeşitli ev eşyası” anlamlarına
gelmektedir (aş. bk.). “Eraeyte, Dîn, Tekzîb, Yetîm” sûresi olarak da adlandırılır. Yedi âyet olup
fâsılası harfleridir.
Kısa bir sûre olmasına rağmen Mâûn sûresinde inkârcıların, din konusunda samimiyetsiz ve iki yüzlü
insanların ahlâkî ve içtimaî kötülüklerini tanıtmak suretiyle önemli mesajlar verilmiştir. Sûre,
içeriğinin önemine muhatapların dikkatini çekmek maksadıyla, “Dini yalanlayanı gördün mü?”
şeklindeki soru ifadesiyle başlamaktadır. Müfessirler buradaki “din” kelimesinin “Kur’an, uhrevî yargı,
Allah’ın hükmü, İslâm” gibi anlamlara geldiği görüşündedir (İbnü’l-Cevzî, IX, 244; Fahreddin er-Râzî,
XXXII, 112). Bu âyetin, Mekke müşriklerinden olan ve kıyameti inkâr eden Âs b. Vâil hakkında nâzil
olduğu rivayet edilmektedir. Daha sonra, dini asılsız saymanın insanın ahlâkında meydana getirdiği
olumsuz etkilere yetimlere karşı şefkatsiz davranıp onları hor görme örneğiyle vurgu yapılır. Kur’ân-ı
Kerîm’in başka âyetlerinde de yetimlerin mallarının ve haklarının korunup gözetilmesine dikkat
çekilmektedir (meselâ bk. en-Nisâ 4/6, 10; el-İsrâ 17/34; el-Fecr 89/17; ed-Duhâ 93/6, 9). Ardından
gelen âyette kınayıcı bir üslûpla yoksulların yiyeceklerini kendileri sağlamadıkları gibi başkalarını da
buna özendirmekten uzak duranlara işaret edilir. Âyette “yoksulları doyurmak” yerine “yoksulun
yiyeceği” denilmek suretiyle varlıklı olanların malında yoksulların haklarının bulunduğu
belirtilmektedir. Nitekim bu husus, “Onların mallarında isteyenin ve yoksulun hakkı vardır”
meâlindeki âyette de ifade edilmektedir (ez-Zâriyât 51/19).
Sûrenin son dört âyetinde ibadetlerine riya karıştıranlar, iyiliğe engel olanlar veya yoksullardan
ihtiyaç duydukları şeyleri esirgeyenler kınanmıştır. İbn Abbas’tan nakledilen bir rivayete göre 5.
âyette, yalnız kaldıklarında namazı terkedip başkalarıyla birlikte iken namaz kılan münafıklar
kastedilmiştir (Taberî, XXX, 201; Kurtubî, XX, 212). Bu âyette namazı ciddiye almayan, eğlence
kabilinden namaz kılan kimselere dikkat çekildiği şeklinde de yorumlar mevcuttur (Taberî, XXX,
201-202). Bazı müellifler, Mekke döneminde münafıkların bulunmadığını ve müşrik Araplar’ın da
kendilerine özgü bir tür namaz kıldıklarını ifade ederek sûrenin ilk bölümünde olduğu gibi bu
âyetlerde de Mekke müşriklerinin kastedildiğini söylemişlerdir (Ateş, XI, 116 vd.; Birkeland, IX
[1958], s. 19, 26-27, 29).
Son âyette dini asılsız sayanların “mâûn”a da engel oldukları belirtilmiştir. Hz. Ali, İbn Abbas, İbn
Ömer, Dahhâk ve İkrime buradaki mâûnu zekât olarak açıklamışlardır. İbn Abbas’tan gelen diğer bir
rivayete göre ise kelime, insanların günlük hayatlarında birbirlerinden ödünç alıp verdikleri
maddeleri ifade etmektedir (Taberî, XXX, 203 vd.). Mâûn kelimesinin sözlük anlamından hareketle
bu âyette, âhireti inkâr eden kimselerin başkalarına küçük fedakârlıklarda dahi bulunmayacak kadar
bencil bir karakterde oldukları vurgulanmaktadır. Sûrenin en önemli mesajı, Allah’a gönülden ibadet
etmekle toplumsal hayatta yardımlaşma, şefkat ve merhametin dindarlık bakımından birbirinden
ayrılamayacağı hususudur.
Bu dökümanı orjinal adreste göster
Maun suresi ve anlamı