Editöre Mektup / Letter to Editor

Editöre Mektup / Letter to Editor
DOI: 10.5350/SEMB2013470211
S. Oba, M. Aydoğmuş, Ö. Özbağrıaçık, M. E. Açık, S. B. Pehlivan. Çocuk hastada nadir görülen katater komplikasyonu:
Olgu sunumu. Ş.E.E.A.H. Tıp Bülteni 2013;47(1):41-44.
Sayın Editör,
Şişli Etfal Hastanesi Tıp Bülteninin 47’inci cilt 1’inci
sayısında “Çocuk hastada nadir görülen katater komplikasyonu: Olgu sunumu” başlıklı olgu bildirisini okudum. Okuyucuların yanlış bir izlenim edinmemeleri
için aşağıdaki açıklamayı yollamayı uygun buldum.
1. Yazı içerisinde “Hastanın işlem öncesi akciğer
grafisi Resim 1’de görülmektedir” denilmektedir.
Ancak Resim 1’de hastada port takılı olup preop
film olması mümkün değildir.
2. Yazı içerisinde de belirtildiği gibi port kateterin
ucu vena kava superior içerisinde olmalıdır.
Makale içerisindeki Resim 1 ve Resim 2’de görüldüğü üzere kateterin ucu damar dışındadır. Bu
durumda ya işlem sırasında yanlış konumlandırılmış (primer malpozisyon), yada post op ilk gün
içinde damar dışına doğru yer değiştirmiştir
(sekonder malpozisyon).
3. Port rezervuarı genellikle pektoral kas üzerine
yerleştirilir. Pektoral bölgeye yerleştirilmesine
engel bir durum (yanık, açık yara, geçirilmiş cerrahi, radyoterapi…) varsa parasternal alan, trapezus veya deltoid kas gibi port rezervuarına destek
olabilecek sert zeminlere de konulabilir. Ancak
bu vakada yine resimlerde görüldüğü üzere rezervuar toraks yan duvarındaki yağ dokusu içerisine
bırakılmıştır.
4. İşlem öncesi tüm aparatlar hasta vücuduna yerleştirilmeden önce kontrol edilmelidir. Buna kateter
lümeninin yıkanması da dahildir. Kateterde bir
delik varsa bu sırada tespit edilmesi mümkündür.
5. Kateterlerin vücuda yerleştirilmesini takiben 24
saat içerisinde kateter çevresinde fibrin kılıf oluşmaya başlar. Kateter uç deliği tıkandığı zaman (ki
bu vakada kateter damar içerisinde olmadığı için
buna gerekte yoktur) aspirasyon yapılamaz, verilen sıvı kateter ucundan geriye ilerleyerek vücut
dışına sızar. Yeni oluşmaya başlayan fibrin kılıfta
basınçla konrast verildiğinde kontrast kateterin
etrafında geriye doğru ilerlerken görece zayıf olan
alanlarda ekstravaze olur ve Resim 2’dekine benzer bir görünüm oluşturur. Bu durum ayırıcı tanıda göz önünde bulundurulmalıdır. Kateter vücut
dışına çekildiğinde fibrin kılıf vücut içinde kaldığı
için kateterin üzerinde bir şey görülmez.
6. Subklavian venöz giriş santral venöz kateterizasyona bağlı trombüs ve darlığın en sık sebebidir.
Tüm venöz yollar içinde trombüs gelişme ihtimali
en düşük yol internal juguler vendir. Subklavian
ven darlıkları ileride diyaliz amaçlı fistül açılması
gereken durumlarda yeterli akım sağlanamayacağı için o ekstremitenin kullanılmasına engel olur.
Subklavian girişte pnömotoraks ve hemotoraks
geşilme riski internal jugular ven girişine göre
daha fazladır. Pinch-off sendromu subklavian
venden yerleştirilen kateterlerde görülür. Bu
sebeplerle mümkün olan tüm hastalarda internal
juguler ven (özellikle kalbe doğru düz bir izlediği
için sağ taraf) tercih edilmesi gerekirken makalede
niye sol subklavian yolun tercih edildiği ile ilgili
bir açıklama bulunmamaktadır.
Saygılarımla
Uzm. Dr. Nurullah Doğan
Özel Bursa Bahar Hastanesi Radyoloji Servisi,
Kıbrıs Şehitleri Cad. No: 179, Osmangazi, Bursa
Telefon / Phone: +90-507-237-7252
E-posta / E-mail: [email protected]
KAYNAK
1. Doğan
N.
Görüntüleme
Yöntemleri
Kılavuzluğunda Santral Venöz Kateterizasyon.
Ankara.2009. Güzelad
Şişli Etfal Hastanesi T›p Bülteni, Cilt: 47, Say›: 2, 2013 / The Medical Bulletin of Şişli Etfal Hospital, Volume: 47, Number 2, 2013
91
YAZARIN YANITI
Sayın Editör,
Şişli Etfal Hastanesi Tıp Bülteninin 47’inci cilt,
1’inci sayısında “Çocuk hastada nadir görülen katater
komplikasyonu: Olgu sunumu” başlıklı bildirimiz ile
ilgili Uzm. Dr. Nurullah Doğan’nın katkıları için
teşekkür ederim.
Resim 1 kontrast madde verilmeden önceki grafidir. ”Preop film” olarak yanlış ifade kullanılmıştır.
Port kateterin ucu muhtemelen kullanımdan sonra yer değiştirmiş olmalıdır çünkü kateter takıldığı
gün kan geldiği kontrol edildikten sonra hasta servise
gönderilmiştir.
Hastamız 7 aylık, 6600 gramlık bir bebek olduğundan port rezervuarını ideal koşullarda konumlamada zorluk yaşanmıştır.
Biz de işlem öncesi tüm aparatları hasta vucuduna yerleştirmeden kontrol etmekteyiz.
92
Anestezi kliniğimizde subklavien kateter takmada
daha tecrübeli olduğumuz için bu yolu tercih ediyoruz. Bu olguda da çalışmada da belirttiğimiz gibi
önce sağ subklavien yol denenmiş ancak başarılı olunamayınca sol subklavienden port katater takılmıştır.
Genel bir sonuç olarak, hastanemizde port katater
işlemlerinde radyoloji kliniği uzmanları ile beraber
çalışmanın kateterizasyonların başarısını arttıracağı
fikri oluşmuştur.
Saygılarımla
Uzm. Dr. Sibel Oba
Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Anestezi
ve Reanimasyon Kliniği, Şişli, İstanbul
Telefon / Phone: +90-212-373-5000/5477
E-posta / E-mail: [email protected]
Şişli Etfal Hastanesi T›p Bülteni, Cilt: 47, Say›: 2, 2013 / The Medical Bulletin of Şişli Etfal Hospital, Volume: 47, Number 2, 2013