İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ’NE GENEL BAKIŞ VE GÜVENLİK KÜLTÜRÜ 1. Kavramlar 1.1 Güvenlik İnsanlar ilk çağlardan bu yana hep güvenlik arayışında, M aslow’ un, ‘İhtiyaçlar Hiyerarşisi’ nde belirttiği gibi, insanlar biyolojik, psikolojik ve sosyal bir varlık olarak bir takım ihtiyaçlara sahip olup, bu ihtiyaçlarını tatmin etme arzusunu davranışlarına yansıtmaktadırlar. İnsan ihtiyaçlarını nitelikleri bakımından 5 basamakta inceleyen M aslow’a göre, güvenlik ikinci sırada gelen ihtiyaçtır. Bu ihtiyaç bireyin belirsizlikten kurtulma ve geleceğini garanti alma isteğine karşılık gelmektedir. Kurumsal anlamda ele alındığında güvenlik işletmelerdeki güvenlik anlayışı, kaza vb. olumsuz olayların hiç meydana gelmemesi üzerine kurulacak sistemi ifade eder. 1.2 Kültür Kültür ‘bir toplumun ya da bütün toplumların birikimli uygarlığıdır’, ‘belli bir toplumun kendisidir’, ‘bir dizi sosyal süreçlerin bileşkesidir’ ve ‘bir insan ve toplum kuramıdır.’ Kısaca, bir topluma ait tüm yaşam tarzına kültür demek mümkündür. Güvenlik kavramı da bu bağlamda ele alındığında aslen kültürel bir öğedir. Toplumların geçmişlerinden bu yana getirdikleri özellikler güvenlik anlayışlarının da bir yansıması olacaktır. Bu noktada, konuyu güvenlik ve güvenlik algısıyla sınırladığımızda, karşımıza ekonomik ve sosyal birçok sebep de çıkacaktır. Ekonomik kaygıların belirleyici olduğu toplumlarda, kentleşme, endüstrileşme oranı, temel insan hakları, eğitim, kadercilik gibi diğer bileşenleri de eklediğimizde, güvenlik algısının maalesef istenilen düzeye erişmediğini görmek mümkün olacaktır. 1.3 Güvenlik Kültürü: Her iş yerinin kendine özgü farklılıkları olan, çalışanların neyi nasıl yapmaları gerektiğini belirten “doğru” ya da yanlış” ları vardır, bunlara organizasyonel davranış normları denir ve bunların işletmedeki güvenlik ve sağlıkla ilgili ortamı etkilediği varsayılır, dolayısıyla, güvenlik kültürü, işletme kültürünün iş ortamına ve çalışma davranışına yansıyan bir fonksiyonu olarak değerlendirilebilir. 1986 yılındaki Çernobil felaketinden sonra, ileri teknolojiye sahip işletmeler ve karmaşık sistemlerdeki kaza olasılıkları ile güvenli davranış arasındaki ilişki, kültürel etkenler gözetilerek incelenmeye başlamıştır. Güvenlik ve kültürel etkenler arasındaki ilişkiden yola çıkarak türetilen ‘Güvenlik Kültürü’ terimi de ilk kez 1987 yılındaki OECD Nükleer Ajansı Raporu’nda kullanılmıştır. Bu raporda, kazaların önlenmesi için işyerlerinde olumlu bir güvenlik kültürünün yerleştirilmesi gereği vurgulanıyordu. Kısaca, olumlu bir iş sağlığı güvenliği kültürü, kendine özgü kültürel yapıları olduğu bilinen işletmelerde çalışma ortamlarının sağlık ve güvenliği destekleyen, önleyici yaklaşıma sahip, katılıma ve açık iletişime olanak veren, tehlikelerin raporlanmasını cesaretlendiren vb. türde özellikleri içinde barındıran bir yönetim anlayışını, sistem yapısını ve tutumların yerleşikliğini ifade etmektedir. 2. Güvenlik Kültürünün Oluşturulması Ve Devamlılığının Sağlanması Bir işletmede güvenlik kültürünün oluşturulması için öncelikle o toplumdaki genel kültürel iklimin elverişli olması önem kazanmaktadır. Toplumsal iklim ne kadar uygunsa, işletmeye yansıyan güvenlik kültürü algısı da o kadar kolay hayata geçirilebilecektir. Türkiye gibi toplumlarda, işletme / kurum bazında güvenlik kültürünü oluşturmanın önünde önemli zorluklar vardır. Bununla birlikte, güvenlik kültürünü en ufak birimlerine kadar hayata geçirmiş ve sürdüren işletmeler / kurumlar ülkemizde de mevcuttur. İşetme / kurumsal bazında güvenlik kültürünü oluşturma çabası, bir iş sağlığı güvenliği profesyonelinin ele alacağı ilk ve temel konu olmalıdır. Bunu sağlamak için de aşağıdaki gibi bir sürecin izlenmesi önem taşımaktadır. 2.1 Üst Yönetimin Desteğinin Sağlanması İşletme / kurum bazında yapılması gereken ilk çalışma işveren ve üst yönetimin desteğinin sağlanmasıdır. İşverenin ya da vekillerinin de bu toplumun birer üyeleri olduğu düşünüldüğünde, konunun önemi ortaya çıkmaktadır. Ülkemizde işverenler doğaları gereği risk algısı yüksek bir sınıfı oluşturmaktadır. Ekonomik çalkantıların yüksek olduğu, rekabetin satış ve hizmet fiyatlarını sınırlara kadar zorladığı, yasal mevzuatın rehberlikten uzak ve ceza ağırlıklı yapısı önemli sayıda işverenin her türlü risk algısına dair eşiğini de yükseltmektedir. Özellikle KOBİ sınıfına giren işletme / kurumlarda bu durum daha aşikardır. Bu tür bir durumla karşılaşıldığında iş sağlığı ve güvenliği profesyoneline düşen görev, işvereni, İş Sağlığı Güvenliği alanına yapılacak yatırımın atıl olmadığı konusunda ikna etmek olmalıdır. Bu amaçla iş sağlığı güvenliği kültürünün yerleştiği bir firmada verimin ve dolayısıyla karlılığın arttığını bilimsel açıdan göstermek önem taşımaktadır. Üst yönetimin desteğini sağlamak sözlü bir destek anlamına gelmemektedir. Bu destek somut ve yazılı olmalıdır. İşverene ve vekillerine, iş sağlığı güvenliği açısından yasal mevzuat ve yaptırımların durumunun aktarılması, doğacak olumsuzlardan sakınmak için, önleme kültürünün taşıdığı önemin hatırlatılması da faydalı olacaktır. 2.2 İşletme - Kurum Anayasasının Hazırlanması Genel olarak ele alındığında, günümüz yönetim modellerinin, önceden tavır alan (proaktif) , veriye dayalı, verilerin ve süreçlerin analizi üzerine kurulu olduğu söylenebilir. İş sağlığı güvenliği alanı da bu süreçlerin bir parçasıdır. Dolayısıyla iş sağlığı güvenliği risklerinin yönetimi de, işletme / kurum bazında etkin bir risk yönetiminin bir alt kümesi olmak durumundadır. 2.3 İşletme - Kurum Bazında Verilerin Sağlanması Etkin bir risk yönetimi sağlıklı verilerin elde edilmesi ile gerçekleştirilebilir. İşletme / kurumsal bazında güvenlik kültürünü oluşturmaya aday bir iş sağlığı güvenliği profesyonelinin, üzerinde önemle durması gereken bu konuda, elde etmeye çalışacağı verilerden bazıları aşağıdaki gibi olmalıdır: • anlık ve maruziyet esaslı gürültü seviyeleri, • • • • • • • • ortam havasındaki anlık ve maruziyet esaslı toz miktarları, ortam havasındaki anlık ve maruziyet esaslı kimyasal gaz ve buhar miktarları, anlık ve maruziyet esaslı titreşim değerleri, termal konfor değerleri, aydınlatma değerleri, geçmiş yıllardaki kaza sayısı, türleri, meydana geliş zamanları, kazalıların özellikleri vb. istatistiki bilgiler, ramak kazla kaza sayıları, kaldırma, iletme, taşıma araçlarının durumu, Bu veriler sağlandıktan sonra gerçekleştirilecek risk analizinin gerçeğe yakın olma niteliği yükselecektir. 2.4 Risklerin Analizi ve Kabul Edilebilir Risk Eşiğinin Saptanması Riskleri analiz edecek olan kişi ya da ekibin işletme koşullarına ve analiz amacına uygun bir risk analizi yöntemi kullanmaları gerekmektedir. Genel olarak ele alınırsa risk analizi, nicel ve nitel olmak üzere iki farklı temele dayanmaktadır. Nicel temelli yöntemler daha fazla bilgi, emek, maliyet ve ekip çalışması gerektiren, veriye ihtiyaç duyan yönetmeler olarak karşımıza çıkmaktadır. Nitel temelli yöntemler de ise analizi yapan kişi ya da ekibin öznel (subjektif) görüşleri daha belirleyici olmaktadır. 2.5 Eğitim Sürecinin Tasarlanması İşletme ya da kurumsal bazda güvenlik kültürü yaratma çabasının en önemli adımlarından birisi de eğitim sürecidir. İş sağlığı güvenliği alanında gerçekleştirilecek eğitimlerin aşağıdaki gibi tasarlanması yararlı olacaktır: • • • • • • • • eğitim ihtiyaç analizinin gerçekleştirilmesi, risk analizi sonucu ortaya çıkan bulguların değerlendirilmesi, geçmiş eğitim kayıtlarının incelenmesi ve geri dönüşlerin değerlendirilmesi, eğitim hedeflerinin belirlenmesi, davranış değişikliği hedefleyen eğitimlerin belirlenmesi, beceri kazandırma eğitimlerinin belirlenmesi, bilinçlendirme eğitimlerinin belirlenmesi, ölçme ve değerlendirme yöntemlerinin belirlenmesi, 2.6. Öncülük İşletme - kurumlarda güvenlik kültürünün yerleştirilmesi çabalarında iş sağlığı güvenliği profesyonelleri başta olmak üzere işveren ve vekillerinin öncülükleri büyük önem taşımaktadır. Örneğin, çalışanların Kişisel Koruyucu Donanım (KKD) kullanma zorunluluğuna uymaları bekleniyorsa, özellikle iş sağlığı güvenliği profesyoneli başta olmak üzere ilgili kadrolar KKD kullanmadan sahaya çıkmamalıdır. Başkalarına öncülük edebilmek için öncelikle iş sağlığı güvenliği profesyonelinin, güvenli yaşam kültürünü sindirmiş olması gerekir. Aracında ve evinde yangın söndürme cihazı bulunmayan bir iş sağlığı güvenliği profesyonelinin, işletmenin - kurumun yangın güvenliğini ne derece sağlayabileceği soru işaretidir. Bu ve benzeri ufak ama önemli ayrıntılar çalışanların da dikkatinden kaçmayacak ve çabaların zarar görmesiyle sonuçlanacaktır. 2.7 Denetim İşletme - kurumsal bazda güvenlik kültürünü oluşturmak ve hayata geçirmek, elbette tek taraflı ve çoğu iyi niyetli çabalarla sağlanamayacaktır. Her sistemin ihtiyaç duyduğu denetim fonksiyonunun da mutlak surette yapılandırılması gerekmektedir. Her işletme - kurum iş sağlığı güvenliği açısından uygulamalarını belirlenmiş sıklıklarda denetlemelidir. Denetimden kasıt, kamu bürokrasisinden alışık olduğumuz eksik bulmaya ve ceza vermeye odaklı bir anlayış değildir. Denetimler öğretici, yol gösterici bir ruha sahip olmalı ve gerektiğinde de ceza sistemini devreye sokabilmelidir. Ceza sistemi yanında ödül sistemi de çalışanların motivasyonunu arttıracağı için mutlaka uygulanmalıdır. 2.8 Gözden Geçirme Her sistem uygulamaya sokulduktan belirli bir süre sonra gözden geçirilerek olumlu ve olumsuz yanlarının tespit edilmesine ihtiyaç duyar. Bu amaçla kurulacak olan, İSG Risk Yönetimi Sistemi’nin mutlaka bir gözden geçirme prosedürü hazırlanmalıdır. 2.9 Performans Kriteri Olarak İş Sağlığı Güvenliği Günümüz insan kaynakları yönetiminde performans kriteri önemli bir kavramdır. İşletme kurumun performans değerlendirme kriterleri arasına İSG ile ilgili konuların sokulması, güvenlik kültürünün yerleştirilmesinde önemli bir kaldıraç vazifesi görecektir. Örneğin, kazasızlık, eğitim ve tatbikatlara katılma, talimatlara uyma gibi kriterlere, toplam performans değerlendirmesinde bir ağırlık atanması faydalı olacaktır. 3. Ulusal Kurum Ve Kuruluşlara Düşen Görev Güvenlik kültürünün oluşturulması ve yaygınlaştırılmasında, devlet ve yerel yönetim ile ilgili Sivil Toplum Kuruluşları’na düşen önemli roller de bulunmaktadır. Güvenli yaşam kültürü adı altında özetlenebilecek kavramın topluma yaygınlaştırılması, sonuç alıcı programların tasarlanması ve hayata geçirilmesiyle kolaylaşacaktır. Fakat unutmamak gerekir ki en büyük sorunu işsizlik ve açlık olan Türkiye gibi bir ülkede, güvenli yaşam kültürünün yeşermesi kolay kolay gerçekleşebilecek bir olgu değildir. Bu noktada Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere ilgili kurum ve kuruluşların uzun erimli bir program çerçevesin eşgüdüm sağlayarak çalışmaları önem taşımaktadır. İSG Kültürünün yerleştirilmesi, işyerinde çalışanların sağlık ve güvenliklerini amacıyla, 1989’da Avrupa Konsey Direktifi (89/391/EC), tüm işverenlere risk değerlendirme zorunluluğu getirtilmiştir. Çalışma yaşamında kalite ve verimliliğin sağlanması ve sürdürülmesinde en temel öğe öğretisinin kazandırılması amacına erişebilmek için, küçük yaşlardan itibaren İSG konusunda eğitim ve duyarlılığın artırılması maksadıyla A B’de bütün gençlere en az 8’er saat İSG eğitimi verilmektedir (AB 2010 Strateji Belgesi) Keza, Avrupa Birliğinin son yıllardaki strateji hedeflerinde İSG Kültürü hakkında özetle: - İşyerlerinde risk önleme kültürünü oluşturmak, Sağlık ve güvenlik anlayışına global bir yaklaşım getirmek, Serbest piyasa şartlarında eşitlik sağlama hükümleri bulunmaktadır. - ILO, Global Strateji Hedeflerinde yer alan “Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Kültürü”, sağlıklı ve güvenlikli bir çalışma ortamına sahip olma hakkına herkesin saygı gösterdiği, hak, sorumluluk ve ödevlerin önleme prensibine öncelik verilerek açıkça tanımlandığı bir sistem içerisinde; devlet, işveren ve işçilerin sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamı oluşturulmasında aktif olarak yer aldıkları bir anlayıştır. Türkiye olarak, özellikle son on yıl içinde oldukça belirginleşen, İş Sağlığı ve Güvenliği hedeflerinde, 2010’lara kadar çalışma hayatında ve toplumda ortak bir “Güvenlik Kültürü”nün oluşturulması ve sağlıklı ve güvenli davranışın bir alışkanlık haline getirilmesi ve yaşam boyu bu kültüre sahip çıkılması amaçlanmıştır. Türkiye’de Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Kültürü sürdürülmesi için, toplumsal farkındalık, bilinç ve anlayış düzeyinin yükseltilmesi için 7 milyon Euro’su A B’ce karşılanan yaklaşık 8 milyon Euro’luk “Türkiye’de İş Sağlığı ve Güvenliğinin Geliştirilmesi Projesi” 2004’de İş Sağlığı ve Güvenliği Genel M üdürlüğü’nce (İSGGM) uygulamaya alınmıştır. Bu ve benzeri projeler ile Türkiye’deki İş Sağlığı ve Güvenliği standartları, AB standartlarına yükseltmek amaçlanmıştır. Bu ve benzer projeler ile özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelere odaklanarak, işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği kural ve yönetmeliklerinin uygulanması için etkili ve verimli bir sistemlerin geliştirilmesi de amaçlanmaktadır. Türkiye’de İş Sağlığı ve Güvenliğinin Geliştirilmesi Projesi Türkiye’de Ulusal İSG Kültürünün oluşması için devlet tarafından koyulan hedefler: - İş sağlığı ve güvenliği bilincinin oluşturulması, - İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili düzenlemeleri çağdaş bir temele oturtmak ve günümüz teknolojisine cevap verecek yeterliliğe ulaştırmak, - Özellikle KOBİ’lere yönelik olarak iş sağlığı ve güvenliği alanında danışmanlık hizmeti verilmesi, eğitici, özendirici, yol gösterici faaliyetlerde bulunulması, - İşyeri ortam ölçümlerinin, inceleme ve araştırma faaliyetlerinin nicelik ve niteliklerinin artırılması, - Uluslararası kuruluşlarla işbirliği ve ortak çalışma alanlarının oluşturulması, - İş kazaları ve meslek hastalıkları konusunda veri tabanı oluşturulması amacıyla gelişmiş bir kayıt bildirim sistemi hazırlanması, - İş kazaları ve meslek hastalıkları vakalarının minimum düzeye indirilmesi Bu konuda özellikle İş Sağlığı Güvenliği Genel Müdürlüğü, son on yıl içinde AB Uyum Çalışmaları Ulusal Program”da yer alan ve “AB İş Sağlığı ve Güvenliği Direktifleri”ni karşılamak amacıyla otuza yakın İSG Yönetmeliği çıkarmıştır. Sadece AB usullerinin yerine getirilmesi değil, bu fırsatla ülkece İSG Kültürünün yerleştirilmesi için yapılan bu yasal düzenlemelerin mevzuatımıza getirdiği yenilikler şöylece özetlenebilir: - Çalışanların işyerinde karşılaşabilecek riskler konusunda bilgilendirilmesi, - İş yerlerinde genel bir önleme politikasının geliştirilmesi, İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili durumların sürekli iyileştirilmesi, İşin her aşamasında risk değerlendirmesi yaklaşımı ile tehlikelerin tespiti ve buna göre alınacak tedbirlerin belirlenmesi, Aynı işyerini kullanan farklı işverenlerin iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili olarak işbirliği yapması, İş yerinde sağlık ve güvenlik görevlilerinin (İş Güvenliği Uzmanı) bulundurulması.
© Copyright 2024 Paperzz