Sağlıklı ve Güvenli Çalışmak Haktır… İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi’nde son 2 yıl içinde 2 işçi arkadaşımız iş cinayetinde hayatını kaybetti. 2012 yılında klima takarken 6. kattan düşen Serkan Borucu’yu ve taşan kanalizasyona zorla müdahale etmeye zorlanması sonrasında karaciğer yetmezliği gelişen Zafer Açıkgözoğlu’nu geçtiğimiz Ağustos ayında bu hastanede kaybettik. 2 işçinin iş cinayetiyle hayatını kaybettiği aynı hastanede 6 Temmuz 2014 tarihinde Atlas isimli taşeron şirket bünyesinde çalıştırılan 400 sağlık işçisi ses sisteminin yetersiz olduğu, sessizliğin sağlanamadığı bir amfiye doldurularak iş sağlığı ve güvenliği eğitimi verilmeye çalışılmıştır. Eğitiminniteliksiz, süre olarak yetersiz, eğitim ortamının uygunsuz ve eğitime katılan kişi sayısının çok fazla olması nedeniyle TAŞİŞ-DER başkanı ve çalışan temsilcisi Cemal Bilgin ve İstanbul Tabip Odası hastane temsilcisi ve SES üyesi Dr. Coşkun Canıvarbu eğitimeitirazda bulunmuştur. Şirket yöneticilerinin müdahalesi ile işçilere eğitime katıldıklarına dair imza kâğıtlarının dolaştırılmaya başlanması üzerine, bu itiraza katılan bir grup işçi verilmekte olan niteliksiz eğitimi kabul etmediklerini söyleyerek salonu terk etmiştir. Bunun üzerine Atlas isimli şirket müdürlerinin emriyle Coşkun Canıvar ve Cemal Bilgin hakkında Anayasanın 42. Maddesi gereğince ‘eğitim ve öğrenim hakkının engellenmesi’ ve ‘6331 sayılı yasa gereği verilen iş sağlığı ve güvenliği eğitiminin engellenmesi’ suçlamalarını içeren bir tutanak tutulmuştur. İstanbul Tıp Fakültesi Başhekimliğinin soruşturma talebi Dekanlık tarafından kabul edilerek arkadaşlarımıza soruşturma açılmıştır. Bu soruşturmayı, bu hastanede işçi sağlığı mücadelesi yürüten tüm arkadaşlarımıza ve tüm sağlık emekçilerinin güvenli çalışma hakkına açılmış bir soruşturma olarak görmekteyiz. Şirket tarafından arkadaşlarımıza isnad edilen eğitim hakkının engellenmesi kapsamındaki suçlar‘göstermelik’olarak verilen işçi sağlığı eğitimleri ile tam da Atlas Şirketi’nin kendisi tarafından işlenmektedir. Ayrıca bu tutanağın altına imza atan işçi arkadaşlarımızın üzerinde ne yazdığından habersiz imzalamaya zorlandıklarını da bilmekteyiz. Bahsi geçen eğitim toplantısında sunumu yapan iş sağlığı ve güvenliği uzmanı şirket bünyesinde çalışanların ‘az tehlikeli işyerinde’ çalışıyor göründüğünü belirtmiştir. Oysa hastaneler ‘çok tehlikeli işyeri’ kapsamındadır. Buradan anlaşılacağı üzere Atlas şirketi SGK’ya yalan beyanda bulunarak işyeri tehlike sınıfını ‘az tehlikeli’ olarak göstermiştir. Böylece yılda 16 saat verilmesi gereken iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri 3 yılda 8 saat verilmektedir. Ayrıca aynı şirket tarafından daha önceki işçi sağlığı eğitim toplantılarına katılmayan işçi arkadaşlara sahte katılım belgeleri düzenlenerek imza karşılığında elden teslim edilmeye çalışılmıştır. Tüm bunlardan anlaşılacağı üzere bu eğitim toplantıları işçi sağlığı için değil ‘ŞİRKET SAĞLIĞI’ için yapılmaktadır. Bizler bu mesnetsiz suçlamaları da, göstermelik olarak verilen niteliksiz ve yetersiz işçi sağlığı eğitimlerini de kabul etmiyoruz. Böylesine hukuk dışı bir tutanak gerekçesiylesoruşturma talebinde bulunan Başhekimliğin ve bunu kabul eden Dekanlığın tavrı da kesinlikle kabul edilemez. Üniversiteler toplum yararına bilgi ve hizmet üreten kamu kurumlarıdır. İstanbul Üniversitesi yönetimi, bünyesinde çalışan tüm işçilerin çalışma hayatına bağlı karşılaşacakları tüm sağlık sorunlarından doğrudan sorumludur. Hizmet alım yöntemiyle alt işveren bünyesinde çalıştırılan tüm işçilerle ilgili işçi sağlığı uygulamalarından üst işveren kimliği nedeniyle yine doğrudan sorumludur. Böylesine niteliksiz ve göstermelik verilen bir işçi sağlığı eğitimine en başta İstanbul Üniversitesi Yönetimi ve İstanbul Tıp Fakültesi Başhekimliği karşı çıkmalıdır. Oya bu idari yapılar, ‘işveren tedirginliği’ ile yazılmış bir tutanağı gerekçe göstererek sağlıklı çalışma koşulları için mücadele yürüten ve talepte bulunanları soruşturmaya tabi tutmaktadır.Bu durum yönetim şekli şirketleşmiş üniversitelerimiz ve hastanelerimizin idareci zihniyetlerinin de patronlaştığını açıkça ortaya koymaktadır. Sağlık alanında yaşanan tüm iş kazalarının ve meslek hastalıklarının ana nedeni mevcut kapitalist üretim ilişkileri ve piyasalaşmış sağlık politikalarının uygulayıcısı AKP iktidarıdır. Neoliberal politikaları uygulamakta birbiriyle yarışan üniversiteler ve hastane yönetimleri sağlık çalışanlarının sağlığını hiçe saymaktadır. İş cinayetleri her gün her yerde işçileri katletmeye devam etmektedir. Bundan daha 2 gün önce Isparta’da maden işçilerini kasasında taşıyan kamyonetin devrilmesi sonucu Dursun Ozan, Mehmet Özalp, Ziya Yılmaz, Musa Olgun isimli 4 işçi arkadaşımız öldü, 12 işçi arkadaşımız yaralandı. 301 maden işçisinin katledildiği Soma’yı, 10 inşaat işçisinin can verdiği Mecidiyeköy’ü unutturmayacağız. ZaferAçıkgözoğlu’nu kaybedeli 60 gün oldu. Onu unutmadık ve asla unutturmayacağız. Sağlık emekçilerinin ve tüm işçi sınıfının mücadelesi, işçi sağlığını ötelenemez ve vazgeçilemez talepler arasında tutarak kararlılıkla sürecektir. Devrimci Sağlık İş Eğitim–Sen Üniversiteler Şubesi İstanbul Tabip Odası Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Aksaray Şube TAŞİŞ-DER TezKoop – İş Sendikası İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi
© Copyright 2024 Paperzz