@Ekovitrin_MART_2015 10:EKOVITRIN_ 2/27/15 4:41 AM Page 72 SÖYLEŞİ / OSMAN AKYÜZ Akyüz: “Sektör, son 10 yılda ortalama yüzde 30 büyüdü. 2014 sonu itibarıyla aktif toplamda 104 milyar TL’ye ulaşan katılım bankacılığı şubeleşmede atağa kalktı. Sektör toplamda 990 şube ile hizmet veriyor.” TKBB Genel Sekreteri Osman Akyüz: KATILIM BANKALARININ PAYI YÜZDE 10'A ÇIKACAK Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB) Genel Sekreteri Osman Akyüz, sektöre yeni oyuncuların girmesiyle sermaye tabanının ve katılım bankacılığının sektörden alacağı payın artarak önce yüzde 10’a, ardından da yüzde 15’e çıkacağını bildirdi. 72 EKOV‹TR‹N MART 2015 F aizsiz bankacılık olarak bilinen katılım bankacılığı hızla büyüyor. Reel ekonomik faaliyetlerle birebir ilişkili olmasının yanında aşırı risk, spekülatif işlemler ve belirsizliğe kapalı olması nedenleriyle “sağlam ve sağlıklı bankacılık” olarak ön plana çıkan katılım bankacılığı, dünya çapında model haline geldi. Sektör son 10 yılda ortalama yüzde 30 büyüme gerçekleştirdi. 2014 sonu itibarıyla aktif toplamda 104 milyar TL’ye ulaşan katılım bankacılığı şubeleşmede atağa kalktı. Sektör 2014 sonu itibarıyla toplamda 990 şube ile hizmet veriyor. 2015’in sektör için oldukça hareketli bir yıl olması bekleniyor. Katılım bankalarındaki büyümenin fitilini kamu bankaları ateşleyecek. Özellikle Ziraat Katılım Bankası’nın mayıs ayında hizmet vermeye başlayacak olması ve sonrasında Halk Bankası ile Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün katılım bankacılığına girmesi en önemli gelişmeler arasında yer alıyor. Sektörün bankacılık alanındaki payının ilk etapta yüzde 10’a ulaşması hedefleniyor. 2025'te katılım bankalarının aktif büyüklüğünün 200 milyar dolara, sistemdeki payının ise yüzde 15'e çıkması öngörülüyor. Türkiye Katılım Bankaları Birliği Genel Sekreteri Osman Akyüz, katılım bankacılığının Türkiye’de geldiği nokta ve gelecekteki hedefleriyle ilgili Ekovitrin’e önemli açıklamalarda bulundu. TOPLAM AKTİFLER 104 MİLYAR TL’YE ULAŞTI 2014, katılım bankaları açısından nasıl bir yıl oldu? Sektör, özellikle geçtiğimiz yıllarda çok ciddi bir büyüme performansı ortaya koydu. Rakamsal verilerle birlikte değerlendirmelerimizi alabilir miyiz? Katılım bankaları son 10 yılda ortalama yüzde 30 civarında bir büyüme kaydetti. 2014’te bir bankamızın özel durumu hariç, diğer katılım bankaları yüzde 30 büyüdü. Toplanan fonlarda yüzde 30, kullandırılan fonlarda yüzde 31, aktif toplamda ise yüzde 33’lük büyüme gerçekleştirildi. Sektörümüz 2014 sonu itibariyle büyüklük olarak toplanan fonlarda 67 milyar TL kullandırılan kredilerde 70 milyar TL, toplam aktifte de 104 milyar TL’lik bir büyüklüğe ulaştı. Şubeleşme devam ediyor. Bir bankamızın 80 şube kapatmasına rağmen toplam şube sayısı 966’dan 990’a çıktı. Bankalarımızda bugün itibarıyla çalışan personel sayısı 16 bin 270. Katılım bankaları etkin bir şekilde Türk bankacılık sektörüne katkı vermeye devam ediyor. Toplam bankacılıktaki paya baktığımızda 2014 sonunda toplanan fonlarda 6.2, kullandırılan fonlarda 5.4, toplam aktifte 5.2 civarında bir paya sahip olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla bankacılık sektöründeki faaliyetler etkin bir şekilde devam ediyor. Yeni dönemde sektöre yeni oyuncular, yeni üyeler katılıyor. Devlet mevduat bankacılığında olduğu gibi katılım bankacılığında da olma kararı aldı. ZİRAAT, İLK ŞUBESİNİ MAYISTA AÇIYOR Kamu bankalarının katılım bankası kurması uzun zamandır gündemde olan bir konuydu. Sanıyorum önümüzdeki aylarda ilk şube açılacak. EKOV‹TR‹N MART 2015 73 @Ekovitrin_MART_2015 10:EKOVITRIN_ 2/27/15 4:41 AM Page 74 SÖYLEŞİ / OSMAN AKYÜZ 2015’te kamunun katılım bankacılığına girmesi fiilen hayata geçiyor. Ziraat Bankası mayıs ayında katılım bankası olarak faaliyete başlayacak. Banka kuruldu ve tescil edildi. 300 milyon dolar karşılığında sermayeye tahsisi yapıldı. Yeni kurulan bankanın adı Ziraat Katılım Bankası mı olacak? Evet, adı Ziraat Katılım Bankası olacak. Bu banka hem Katılım Bankaları Birliği’ne üye olacak hem de katılım bankası olarak faaliyete geçmiş olacak. Bu bankamız şu anda teşkilatlanma aşamasında, yani faaliyete geçme hazırlıkları yapıyor. Kadrolar oluşturuluyor, genel müdürlük binaları hazırlanıyor. HALK BANKASI’NDAN SONRA VAKIFLAR DA KATILIM BANKASI KURUYOR Yeni banka sektör için hareketlilik oluşturacak diyebilir miyiz? Tabii, katılım bankacılığı için ciddi bir hareketlilik getirecek. Kamu bankalarının bu sektöre girmesi farklı bir sinerji oluşturacak. Aynı za- 74 EKOV‹TR‹N MART 2015 Akyüz, 2014 yılının tüm bankacılık sektörü için verimli geçtiğini ifade ederek, “Katılım bankaları yüzde 30’luk rekor büyüme ile önemli bir sıçrama yaptı” ifadelerini kullandı. manda kamu katılım bankalarının katılım bankacılığına giriyor olması rekabet meselesini de gündeme getirecek. Bu rekabetin sektörün büyümesine katkı sağlayarak daha efektif ve kaliteli hizmet sunmasını temenni ediyoruz. Ziraat Bankası’ndan sonra Halk Bankası da katılım bankası kurmayı planlıyor. Banka yönetim kurulunda karar alındı. Kuruluş süreci başladı. Halk Bankası da 2015’in son çeyreğinde katılım bankacılığında şube açmayı hedefliyor. Ayrıca Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün de katılım bankacılığına girme planı var. Türkiye’deki vakıfların vakıf varlıklarına sahip olabileceği bir vakıf katılım bankası kurma fikri eskiden beri vardı. Bu da hayata geçiyor. Onlar da sermaye temin edip bankayı kurma gayreti içindeler. Yakın bir zamanda konuya ilişkin Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden açıklama yapıldı. Kurulacak olan banka muhtemelen Vakıf ismini taşıyacak Vakıf Katılım Bankası olabilir. Sermaye temin edilerek 2015 sonu ya da 2016 gibi faaliyete geçebilir. “BANK ASYA’DAKİ SORUN FAALİYETİYLE İLGİLİ DEĞİL” Ta s a r r u f Me vd u a t ı S i g o r t a Fonu’nun (TMSF) Bank Asya’ya yöne t i c i a t a m a s ı g e ç t i ğ i m i z a y l a r d a gündemde öne çıkan konulardan biri oldu. Bank Asya’da yaşanan gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Bank Asya’daki gelişmeler istisnai bir olay. Sektörün faaliyetiyle ilgili bir hadise değil. Bu durumun sektörde herhangi sistemik bir risk oluşturacağını, bir olumsuzluk getirece- “Bank Asya’daki gelişmeler istisnai bir olay. Sektörün faaliyetiyle ilgili bir hadise değil. Bu gelişmelerin sektörde bir risk oluşturacağını, bir olumsuzluk yaratacağını düşünmüyoruz.” ğini düşünmüyoruz. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK), Bank Asya'nın imtiyazlı paya sahip bazı ortakların kurucularda aranan nitelikleri taşıdıklarını gösterir bilgi ve belgelerin verilen süreye rağmen BDDK'ya verilmedi. Bankanın imtiyazlı hisselerinin temettü hariç ortaklık haklarının TMSF tarafından kullanılmasına karar verdi. Bankaya yeni yönetim kurulu ve genel müdür atandı. Temennimiz Bank Asya’nın bir an önce sorunlarını çözüp sektördeki faaliyetine dönmesidir. Bu bizim için önemli çünkü sektöre emanet edilen tasarrufların hak ve menfaatlerinin korunması bizim önceliğimiz. Onlara herhangi bir zarar gelmemesi, tasarruf sahibinin hakkının ve menfaatinin korunuyor olması ve güven mekanizmasının sürdürülebilirliğinin sağlanması bizi yakından ilgilendiriyor. “TÜRKİYE SON 10 YILDA MALİ İSTİKRARA KAVUŞTU” ABD, 2009 yılında girdiği global ekonomik krizden hızlı bir şekilde çıkmayı başardı. Fakat Avrupa’da sıkıntılar devam ediyor. Dün yada y a ş a n a n e k o n o m i k g e l i ş me l e r Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeleri nasıl etkiliyor? Dünyadaki ekonomik gelişmeler birçok ülkeyi etkilediği gibi bizi de etkiliyor. Ama eskisi kadar değil. Özellikle dış kaynak kullanan ekonomik bir yapıya sahip olduğumuz için bizdeki etkileri hemen hissediliyor. Yabancı tasarruflara ihtiyacı olan bir ülkeyiz. Büyümede ve ekonomik kalkınmada bu tasarrufları etkin bir şekilde kullanıyoruz. Dolayısıyla bu kaynak akışının devam etmesi gerekiyor. Türkiye’de özellikle son 10 yılda ciddi bir mali istikrar var. Makro dengelerdeki sağlamlık nedeniyle dalgalanmalardan daha az etkilenir hale geldi. Dünyanın önde gelen üç kredi derecelendirme kuruluşlarından ikisi Türkiye’yi yatırım yapılabilen ülke seviyesine yükseltti. Bu sayede ülkemize sıcak para girişi artıyor ve kalıcı yatırım yapılmasını teşvik ediyor. Türkiye’ye kaynak akışı da devam ediyor. Son günlerde piyasalar dalgalı bir seyir izliyor. Yabancı para cinslerindeki kur hareketliliği bizi olumsuz etkiliyor ama makro dengelerimiz sağlam. Dünyada piyasalarında bol miktarda likit var. Türkiye’ye kaynak akışı devam ediyor. “AMB’NİN KARARI TÜRKİYE İÇİN OLUMLU” Avrupa’daki Merkez Bankasının piyasaları fonlamasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Amerikan Merkez Bankası FED’in faizleri arttıracağı sinyali vermesi ve Amerika’daki ekonomisinin yüzde 5 civarında bir büyüme gerçekleştirmesi Amerikan ekonomisinin ciddi bir toparlanma sürecine taşıdı. EKOV‹TR‹N MART 2015 75 @Ekovitrin_MART_2015 10:EKOVITRIN_ 2/27/15 4:41 AM Page 76 SÖYLEŞİ / OSMAN AKYÜZ 2025'te katılım bankalarının aktif büyüklüğünün 200 milyar dolara, bankacılık sistemindeki payının yüzde 15'e çıkması bekleniyor. Bu durum bizim gibi ülkeler için bir risk teşkil ediyor. Önümüzdeki bir buçuk yıllık süreçte Avrupa Merkez Bankası (AMB) 1.2 trilyon avro likidi piyasaya verecek. O likidin önemli bir kısmı Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere gelecek. Türkiye bu gelişmelerden olumlu etkilenecek gibi gözüküyor. Dolayısıyla Türkiye için ciddi bir fon daralması olmayacak. Dış ticaretimizi, yabancı kaynak girişini bir şekilde temin etmiş olacağız. Yani cari açık sorunumuz kötüleşmeyecek. Özellikle petrol fiyatlarındaki gerileme cari açıkta ciddi bir katkı sağlayacak. “FAİZ, KALKINMA İÇİN ÖNEMLİ BİR GÖSTERGE” İş dünyası faizlerin düşürülmesi konusunda açıklamalarda buluyor. 76 EKOV‹TR‹N MART 2015 Gösterge faizi yüzde 8 civarında. Faiz indirimiyle yatırımların hızlanacağı ve ekonominin hareketleneceğ i i f ad e edi l i yo r . M er k ez Ban kası’nın faiz politikasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Ekonomik kalkınma için faiz önemli bir gösterge. Faizin düşük olması yatırımın maliyetini azaltarak girişimcinin iştahını artıran bir gelişme. Daha düşük faizlerle kredi temin edebildiğinden yatırımlar hızlı bir şekilde gerçekleşir. Yani düşük faiz arzulanan bir netice. Merkez Bankası da bu konuda mümkün olduğu kadar ekonomik dengeleri gözeterek hareket ediyor. Enflasyon oranı önemli bir gösterge, piyasadaki faiz hadleri, özellikle yabancı para arz ve talebi, kur seviyeleri bizim için son derece önemli. Bu dengeleri gözetecek bir faiz oranı tespit etmek, fiyat istikrarını oluşturmak açsından son derece önemli. Bunun sorumlusu da Merkez Bankası. Merkez Bankası’nın asli görevi fiyat istikrarını oluşturmak. Enflasyon oranı bugün itibarıyla yüzde 8 seviyelerinde. Böyle bir ortamda faizleri yüzde 3’e indirmek realist olmaz. Şu tartışmayı da çok anlamlı bulmuyorum “Faizin seviyesini enflasyon mu yoksa faiz haddi mi belirliyor?” Bu çok makul bir tartışma değil. Faiz gibi enstrümanların değerlerini piyasa belirliyor. Burada bizim vatandaş olarak temel hedefimiz, faizin düşük olması. Merkez Bankası’nın da farklı bir amaçta olması düşünülemez. Merkez Bankası’nın bu tür tartışmalarının içinde olmasını doğru bulmuyorum. Bu tip dalgalanmalarda spekülatörler menfaat sağlıyor. Dolayısıyla bunun ülke açısından bize kattığı bir şey yok. Sükûnetle hareket etmekte fayda var. “EKONOMİ SİYASETTEN BAĞIMSIZ İLERLİYOR” Türkiye, haziranda gerçekleştirilecek genel seçimlere hazırlanıyor. Seçim sonuçlarının ekonomiyi ne yönde etkilemesini bekliyorsunuz? Türk ekonomisi geçmişte olduğu gibi siyasi gelişmelerden pek fazla etkilenmiyor. 2000’li yıllarda günlük siyasi tartışmalar ekonomik faaliyetleri doğrudan etkiliyordu, ama şimdi öyle bir durum yok. Türk ekonomisi artık dünyaya açıldı. Türkiye’deki gelişmeler ekonomiyi doğrudan etkilemiyor artık. Türkiye’de yabancıların çok ciddi faaliyetleri var. Dünyayla entegre haldeyiz. Ekonomik faaliyetler siyasetten bağımsız ilerliyor. Seçimler önemli. Türkiye’de tek parti iktidarının devam etmesinden yanayım. Mevcut hükümetin de tekrar bu çoğunluğu sağlayabileceği gözüküyor. Şu an iktidarın değişebileceği bir alternatif oluşmuş değil. Olağanüstü bir gelişme olmazsa mevcut iktidar devam edecek. Yeni bir ta- kım kurulacak, yeni ekonomi, yeni parlamento… Temennim, seçimler tamamlansın ve Türkiye gerçek gündemine dönsün. Gündemin önemli tartışma konularından biri de başkanlık sistemi. Bu sistem Türkiye için uygun mu? Başkanlık sisteminin avantajları da var dezavantajları da. Türkiye, 1950’den bu yana parlamenter sistemle yönetiliyor. Başkanlık sistemi de demokrasinin farklı bir varyasyonu. Ba ş k a n l ı k s i s t e m i , T ü r k i y e ’ d e ekonomik kalkınma açısından nasıl bir etkide bulunur? Muhtemelen olumlu yönde etkiler. Türkiye 2002’de tek parti iktidarına geçti. Ülkemizde 13 yıldır iktisadi bir kalkınma yaşanıyor. Refah seviyesi artıyor. Milli gelir 2 bin 500 – 3 bin dolar seviyesinden 11 binlere ulaştı. İhracat rakamları arttı. Ama yeterli değil. Bunu aşmamız gerekiyor. Bu noktada 2023 hedeflerimiz çok önemli. Kişi başı milli gelirin 25 bine dolara, ihracatın da 500 milyar dolara ulaştırılması hedefleniyor. Bu hedeflere ulaşmak için güçlü bir iktidar gerekiyor. “YENİ OYUNCULARLA SEKTÖR GÜÇLENECEK” 2015, katılım bankacılığı sektörü açısından nasıl geçecek? Sektörümüzün bu yıl da istikrarlı bir şekilde büyüyeceğini öngörüyoruz. Ortalama yüzde 25-30 civarında bir büyüme hedefimiz var. Katılım bankacılığına yeni oyuncuların girmesiyle birlikte sektör daha güçlü bir yapıya kavuşacak. Bu sayede iktisadi faaliyetlerden daha fazla pay alabiliriz. Katılım bankacılığının tüm bankacılık sektöründeki aktif payının ilk olarak yüzde 10'a ve sonrasında da yüzde 15'e çıkmasını hedefliyoruz. Yeni gelen bankaların da katkısıyla bir sinerji oluşacağını düşünüyorum. Osman Akyüz kimdir? 1954 yılında Trabzon’da doğdu. 1977 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun oldu. 1978 yılında Maliye Bakanlığında başladığı Hesap Uzmanlığı görevinden, 1983 yılında ayrılarak özel sektörde çalışmaya başladı. 1983-1985 tarihleri arasında büyük bir inşaat gurubunda mali danışman ve denetim elemanı olarak çalıştıktan sonra, 1985 yılı başında Albaraka Türk Katılım Bankasına katıldı. Çeşitli kademelerde Müdür ve Genel Müdür Yardımcısı olarak çalıştıktan sonra, Ocak 1996 tarihinde Genel Müdürlüğe atandı. Mart 2002 tarihinde Albaraka Türk Katılım Bankası Genel Müdürlüğü’nden emekli olan Akyüz, halen aynı bankada Yönetim Kurulu Murahhas Üyesi. Aynı zamanda T.C. İstanbul Kalkınma Ajansı Kurul Başkanı olan Akyüz, Borsa İstanbul’da Yönetim Kurulu Başkan Vekili. Sinpaş Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Yönetim Kurulu Üyesi olan Akyüz, 2002 yılından beri Türkiye Katılım Bankaları Birliği Genel Sekreterliği görevini sürdürüyor. Türkiye’de finansal anlamda bir kriz beklemiyorum. Özel sektör çok güçlü. Şirketlerin her ne kadar yurt dışına borcu da olsa bir şekilde borç ödeniyor. Özel sektör bugüne kadar iyi bir performans gösterdi. Bu anlamda bir kriz sinyali almadık. Türkiye bulunduğu yerdeki siyasi istikrarı devam ettirebilirse bölge ülkelerden kaynak girişi artar. Özelikle Ortadoğu’daki çatışmalar Türkiye’yi güvenli liman haline getirdi. İran, Suriye, Irak ve Körfez ülkelerindeki yatırımcılar Türkiye’ye ciddi anlamda yatırım yapıyorlar. Yabancıların Türkiye’de mülk edinmesi konusundaki düzenleme ekonomiye olumlu yansıdı. Özellikle finans sektörüne pozitif katkı sağladı. Türkiye’de bir Arap’ın, İsviçreli’nin, İngiliz’in mülk edinmesi kolaylaştı. Bu Türkiye’nin lehine bir durum. Tüm bunlar ekonomik aktivite oluşturuyor, istihdama katkı sağlıyor. E EKOV‹TR‹N MART 2015 77
© Copyright 2024 Paperzz