kpss 2015 konu anlatımlı ayrıntılı çözümlü örnekler uyarılar pratik bilgiler çıkmış sorular ve açıklamaları ÖSYM tarzına en yakın özgün sorular ve açıklamaları gelişim psikolojisi 2014 kpss’de 68 soru yakaladık Komisyon KPSS GELİŞİM PSİKOLOJİSİ ISBN 978-605-364-838-3 Kitapta yer alan bölümlerin tüm sorumluluğu yazarına aittir. © Pegem Akademi Bu kitabın basım, yayın ve satış hakları Pegem Akademi Yay. Eğt. Dan. Hizm. Tic. Ltd. Şti. ne aittir. Anılan kuruluşun izni alınmadan kitabın tümü ya da bölümleri, kapak tasarımı; mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik, kayıt ya da başka yöntemlerle çoğaltılamaz, basılamaz, dağıtılamaz. Bu kitap T.C. Kültür Bakanlığı bandrolü ile satılmaktadır. Okuyucularımızın bandrolü olmayan kitaplar hakkında yayınevimize bilgi vermesini ve bandrolsüz yayınları satın almamasını diliyoruz. “Bu kitapta yer alan geçmiş yıllarda ÖSYM'nin yapmış olduğu sınavlardaki ÇIKMIŞ SORULAR'ın her hakkı ÖSYM'ye aittir. Hangi amaçla olursa olsun, tamamının veya bir kısmının kopya edilmesi, fotoğraflarının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması ya da kullanılması, yayımlanması ÖSYM'nin yazılı izni olmadan yapılamaz. Pegem Akademi Yayıncılık telif ücreti ödeyerek bu izni almıştır.” 5. Baskı: Eylül 2014, Ankara Yayın-Proje Yönetmeni: Demet Tamer Dizgi-Grafik Tasarım: Şermin Demirhan Kapak Tasarımı: Gürsel Avcı Baskı: Tuna Matbaacılık Sanayi ve Ticaret A.Ş. Bahçekapı Mahallesi 2460. Sokak No: 7 Şaşmaz/ANKARA (0312-278 34 84) Yayıncı Sertifika No: 14749 Matbaa Sertifika No: 16102 İletişim Karanfil 2 Sokak No: 45 Kızılay / ANKARA Yayınevi: 0312 430 67 50 - 430 67 51 Yayınevi Belgeç: 0312 435 44 60 Dağıtım: 0312 434 54 24 - 434 54 08 Dağıtım Belgeç: 0312 431 37 38 Hazırlık Kursları: 0312 419 05 60 İnternet: www.pegem.net E-ileti: [email protected] SUNU Değerli Öğretmen Adayları; Bu kitap Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) Eğitim Bilimleri Testinde önemli bir yer tutan “Gelişim Psikolojisi” kapsamındaki yaklaşık 12 soruyu etkili bir şekilde çözebilmeniz amacıyla hazırlanmıştır. Kitap, sorulmuş ve sorulması olası soruların titizlikle incelenmesiyle meydana getirilmiş olup; Gelişim Psikolojisi, Biyolojik Gelişim, Bilişsel Gelişim, Ahlâk Gelişimi, Kişilik Gelişimi bölümlerinden oluşmaktadır. Kitapta; bölümlerin sınav formatına uygun ve soru çözümünü kolaylaştıracak bir şekilde ele alınmasına ve bilgilerin açık ve anlaşılır bir dille ifade edilmesine, bilginin resim ve şekillerle somutlaştırılmasına ve tablolarda akılda kalıcı biçimde sunulmasına özen gösterilmiştir. Her ünitenin sonunda; özet, bulmaca, doğru - yanlış testi, boşluk doldurma, çözümlü test, cevaplı test ve çıkmış sorulara; yer verilmiştir. Bu kitabın hazırlanmasında yardım, destek ve katkılarını esirgemeyen meslektaşlarımıza, PEGEM AKADEMİ yayınevi ve dershanesi çalışanları ile öğrencilerine teşekkürü bir borç biliriz. Bu kitap, uzun bir birikimin ve yoğun bir emeğin ürünüdür. Kitapla ilgili görüş ve önerileriniz bu ürünün niteliğini daha da arttıracaktır. Değerli görüş ve önerilerinizi lütfen bizimle [email protected] aracılığıyla paylaşınız. Kitabın çalışmalarınızda yararlı olması dileğiyle, KPSS’de ve meslek hayatınızda başarılar. Komisyon İÇİNDEKİLER 1. BÖLÜM GELİŞİMİN İLKELERİ........................................... 20 Gelişim Psikolojisi MERAKLISINA ..................................................... 22 ÖZET .................................................................... 32 GELİŞİM PSİKOLOJİSİ ........................................ 4 BULMACA ............................................................ 33 TEMEL KAVRAMLAR............................................ 6 DOĞRU - YANLIŞ TESTİ ..................................... 34 Büyüme .............................................................. 6 BOŞLUK DOLDURMA ......................................... 35 Olgunlaşma ........................................................ 6 ÇÖZÜMLÜ TEST.................................................. 36 Deneyim ............................................................. 6 ÇÖZÜMLER ......................................................... 40 Öğrenme ............................................................ 6 CEVAPLI TEST - 1 ............................................... 43 Hazır Bulunuşluk ................................................ 6 CEVAPLI TEST - 2 ............................................... 47 Kritik Dönem....................................................... 7 ÇIKMIŞ SORULAR ............................................... 50 Bireysel Farklılık ................................................. 9 ÇIKMIŞ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ ..................... 55 EN TEMEL KAVRAMLAR...................................... 9 Yaş ..................................................................... 9 Dönem................................................................ 9 2. BÖLÜM Biyolojik Gelişim Evre ................................................................... 10 BİYOLOJİK GELİŞİM ........................................... 62 Bölük ................................................................. 11 DOĞUM ÖNCESİ ................................................. 62 GELİŞİM PSİKOLOJİSİNDE ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ ............................... 11 BEBEKLİK DÖNEMİ 0-2 YAŞ............................... 63 Deneysel Yöntemler .......................................... 11 Bağımsız Değişken ..................................... 11 Bağımlı Değişken ........................................ 11 Kontrol Değişken ......................................... 11 İstatiksel Yöntemler ........................................... 12 Metaanaliz ................................................... 12 Deney ve Test Dışı Yöntemler .......................... 12 Araştırma Desenleri .......................................... 13 Kesitsel Desen ............................................ 13 Boylamsal Araştırma ................................... 14 Sırasal Desen .............................................. 14 GELİŞİMİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER ................... 16 Kalıtım ............................................................... 16 Genotip ........................................................ 17 Fenotip ........................................................ 17 Mutasyon........................................................... 17 Çevre................................................................. 18 Tarihsel Zaman.................................................. 18 İkiz Araştırmalaları ............................................ 18 I. ÇOCUKLUK....................................................... 64 II. ÇOCUKLUK...................................................... 64 ERGENLİK (9,12-18) ............................................ 65 GENÇ YETİŞKİNLİK (18-30) ................................ 68 YETİŞKİNLİK (30-60) ........................................... 68 YAŞLILIK (65-ÜSTÜ) ........................................... 70 Gelişim Görevleri............................................... 70 Biyolojik Gelişim Dönemleri............................... 70 MERAKLISINA ..................................................... 71 ÖZET .................................................................... 76 BULMACA ............................................................ 77 DOĞRU - YANLIŞ TESTİ ..................................... 78 BOŞLUK DOLDURMA ......................................... 79 ÇÖZÜMLÜ TEST.................................................. 80 ÇÖZÜMLER ......................................................... 83 CEVAPLI TEST - 1 ............................................... 85 CEVAPLI TEST - 2 ............................................... 88 ÇIKMIŞ SORULAR ............................................... 92 ÇIKMIŞ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ ..................... 94 vi 3. BÖLÜM Bilişsel Gelişim SOYUT İŞLEMLER EVRESİ ÖNERMELİ İŞLEMLER (11-18 YAŞ) .................. 119 Soyutlama ....................................................... 119 PIAGET’TE BİLİŞSEL GELİŞİM ..........................99 Olasılıklı Düşünme .......................................... 119 TEMEL KAVRAMLAR.........................................100 Kombinasyon(Kombinatuar Sistem) ...............120 Dengeleme/Adaptasyon ..................................100 Göreceli Düşünme ..........................................120 Örgütleme .......................................................102 Tümdengelim ..................................................121 BİLİŞSEL GELİŞİMİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER ...103 Analoji .............................................................121 Olgunlaşma .....................................................103 INRC: Sistemli Düşünme ................................122 Deneyim ..........................................................103 Hipotezli Düşünme ..........................................122 Sosyal Aktarım ................................................104 Dengeleme ......................................................104 EVRELER ...........................................................105 Duyu-Devinim Evresi (0-2 Yaş) .......................105 İşlem Öncesi Evre (2-7 Yaş) ...........................107 Sembolik Evre ..........................................107 Sezgisel Evre ............................................108 Odaklanma ......................................................108 Tersine Çevrilmezlik ........................................ 110 Görünüm ......................................................... 110 Özelden Özele Akıl Yürütme ........................... 111 Yanlış Bağdaştırma ......................................... 112 İsimlendirmede Gerçeklik ................................ 112 Piaget’nin Düşünme Biçimleri .........................123 Sezgisel Düşünme ..........................................124 Somut Düşünme .............................................125 Soyut / Önermeli Düşünme .............................125 ERGEN BENMERKEZCİLİĞİ .............................125 VYGOTSKY: KÜLTÜREL YAKLAŞIM .................126 DİL GELİŞİMİ .....................................................131 DİLİN NASIL ÖĞRENİLDİĞİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLER ..........................................132 Davranışçılık ...................................................132 Sosyal Öğrenme .............................................132 Chomsky ve Psikolinguistik Kuram .................132 Animizm .......................................................... 113 CHOMSKY’NİN DİL GELİŞİMİ TABLOSUNA EKLEDİKLERİ ..............................134 Yanlış Bağdaştırma (Senkretik Düşünme) ..... 112 MERAKLISINA ...................................................134 Yapaycılık ........................................................ 113 ÖZET ..................................................................148 Benmerkezcilik ................................................ 113 Monolog .......................................................... 114 Tek Yönlü Düşünme (Sıralama / Sınıflandırma)... 114 Geçişlilik .......................................................... 115 SOMUT İŞLEMLER EVRESİ (7-11 YAŞ) ........... 115 Odaktan Uzaklaşma ........................................ 115 Tersine Çevrilebilirlik ....................................... 116 Çıkarsanmış Gerçeklik .................................... 116 Mekanik Düşünme/Mantıksal Düşünme.......... 117 Tümevarımsal Düşünme ................................. 117 Perspektif Alma ............................................... 117 Kollektif Oyun .................................................. 117 Çoklu Sınıflama ............................................... 118 Dönüşümsel Düşünme .................................... 118 BULMACA ..........................................................149 DOĞRU - YANLIŞ TESTİ ...................................150 BOŞLUK DOLDURMA .......................................151 ÇÖZÜMLÜ TEST................................................152 ÇÖZÜMLER .......................................................157 CEVAPLI TEST - 1 .............................................161 CEVAPLI TEST - 2 .............................................165 ÇIKMIŞ SORULAR .............................................168 ÇIKMIŞ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ ...................172 vii 4. BÖLÜM Oral Evre (0-1,5) .............................................226 Ahlâk Gelişimi Anal Evre (1,5-3) .............................................227 Fallik Evre (3-6) ...............................................227 AHLÂK GELİŞİMİ ...............................................180 Latent (Gizil) Evre (6-12) .................................227 BİREYİN AHLÂKI NASIL EDİNDİĞİNİ AÇIKLAYAN YAKLAŞIMLAR ..............................180 Genital Evre (12-18) ........................................228 Davranışçılık ...................................................180 Sosyal Öğrenme .............................................180 Psikanaliz ........................................................180 Piaget’ie Göre Ahlaki Gelişim Dönemleri............181 ERİKSON PSİKOSOSYAL KİŞİLİK KURAMI .....229 Temel Güvene Karşı Güvensizlik (0-2) ...........229 Özerkliğe Karşı Utanç ve Kuşku (2-4) .............230 Girişimciliğe Karşı Suçluluk (4-7) ....................230 7-12 Başarıya Karşı Aşağılık...........................231 Dışa Bağımlı Dönem .......................................181 Kimliğe Karşı Rol Karmaşası ..........................231 Özerk Dönem ..................................................182 Yakınlığa Karşı Uzaklık ...................................233 KOHLBERG’İN AHLÂK GELİŞİMİ ......................183 Üretkenliğe Karşı Durgunluk (30-60)...............234 GELENEK ÖNCESİ DÜZEY...............................184 Benlik Bütünlüğüne Karşı Umutsuzluk (60+) ..235 GELENEKSEL DÜZEY.......................................185 MARCIA’NIN KİMLİK STATÜLERİ .....................237 GELENEK ÖTESİ DÜZEY..................................186 BAĞLANMA KURAMLARI..................................239 MERAKLISINA ...................................................189 Çocuk Bağlanması ..........................................239 ÖZET ..................................................................193 Yetişkin Bağlanması ........................................241 BULMACA ..........................................................194 TOPLUMSAL CİNSİYET ....................................242 DOĞRU - YANLIŞ TESTİ ...................................195 ÇATIŞMA BİÇİMLERİ .........................................244 BOŞLUK DOLDURMA .......................................196 MERAKLISINA ...................................................245 ÇÖZÜMLÜ TEST................................................197 ÖZET ..................................................................252 ÇÖZÜMLER .......................................................202 BULMACA ..........................................................254 CEVAPLI TEST 1 ...............................................205 DOĞRU - YANLIŞ TESTİ ...................................255 CEVAPLI TEST 2 ...............................................208 BOŞLUK DOLDURMA .......................................256 ÇIKMIŞ SORULAR ............................................. 211 ÇÖZÜMLÜ TEST................................................257 ÇIKMIŞ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ ...................213 ÇÖZÜMLER .......................................................262 CEVAPLI TEST 1 ...............................................267 5. BÖLÜM CEVAPLI TEST 2 ...............................................272 Kişilik Gelişimi ÇIKMIŞ SORULAR .............................................276 ÇIKMIŞ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ ...................282 KİŞİLİK GELİŞİMİ ..............................................218 YAPISAL KURAM ...............................................219 BULMACA CEVAPLARI .....................................287 KİŞİLİK MEKANİZMALARINA GÖRE KİŞİLİK TİPLERİ .................................................220 DOĞRU YANLIŞ TESTİ CEVAPLARI ................289 TOPOGRAFİK KURAM ......................................221 PSİKODİNAMİK KURAM....................................222 EGO SAVUNMA MEKANİZMALARI...................223 PSİKOSEKSÜEL KURAM ..................................226 BOŞLUK DOLDURMA CEVAPLARI ..................291 KAYNAKÇA ........................................................293 GELİŞİM PSİKOLOJİSİ PSİKOLOJİ NEDİR? GELİŞİM PSİKOLOJİSİ NEDİR? GELİŞİM PSİKOLOJİSİNİN TEMEL KAVRAMLARI GELİŞİM PSİKOLOJİSİNDE ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ GELİŞİMİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER GELİŞİM İLKELERİ <× 2005 3 2006 3 OOD 6R UD* UX | $ UH QD d× OL] NP OHU ×Ā L 2007 3 2008 3 2009 4 2010 3 2010-2 2 2011 2 2012 3 2013 2014 2 2 “İyi bir kuram kadar kullanışlı bir şey yoktur.” KURT LEWİN KAVRAM HARİTASI Psikoloji Nedir? Gelişim Psikolojisi ma aş unl Olg e yüm Bü me ntı ren şa Ya ş Ya Dö Öğ uk uşl zır Ha un bul tik Kri D lar lılık m öne e eys Bir rk l fa Temel Kavramlar En Temel Kavramlar el eys Araştırma Yöntemleri Den Gelişimi Etkileyen Faktörler ıtı Kal Gelişim İlkeleri m nem re Ev lük Bö n ken a i ışı şke değiş al l tırm analiz st d eği e z t d ms sitse sal ı raş ı s e m a l a a l ’ r v l l m k y m e ı e e e ney nte ra l a t o ı ğ i ğı K s V n a a B k N S B B ti e yö se De İsta D ip not Ge tip no Fe vre Çe 1. BÖLÜM GELİŞİM PSİKOLOJİSİ si Bölüm Önce nımı, gelişim psikolojinin ta im liş ge de m psikolojisinin Bu bölü likleri, gelişim el öz an ı al in in psikolojis el kavramalar im ilkleri tem liş ge , rı ola ik an ps gelişim al olojisini diğer . Gelişim psik özellikleri ve tanıtılacaktır an farklı olan nd rı la an al t lojinin al ntılı olarak du üzerinde ayrı n ri le ör nkt yö fa a etkiyen indeki araştım işim psikolojis rulacaktır. Gel ntılı olarak ta özellikleri ayrı ın ar nl de bu ün ve m lü temleri ve konular bö xtra kavram gelmeye r la nıtılacaktır. E ru so a ve sınavd rı la an al in in lar üzerinde psikoloj ojide yaklaşım ol ik ps in iç ı başladığ durulacaktır. N YAŞAMDA n de tam gü diler. İkisi n le v e a n i e da ik adı. İk y er 38 yaşın anla karşıl g c o e y R e , h 4 3 ı ın a a bebeğikalmas oger: Dian yında Dian ın hamile a i ’n c a n in Diana ve R ia ik D m t if inin ta erinlemeydı. Evli ç dı. Gebeliğ madığını d a la ş ıy a ş b çalışmakta ta r n la e a d ada yükince ne a’da kanam ekleştiği sır belik süres rç e e g g sonra Dian i in in ğ liğ e e b t, geb den olduğu Diana be ral hüküme şüklere ne e ü d d e ni kaybetti. F in ı. in s d e la tan altı ay ketilm meye baş n düzenli tü lığı çıkardık ü a n b sine düşün rü u b tü n k e lı d iyetin yaşamadı. eren bir ba tı. Diana, d i bir sorun ış g m n sek cıva iç a la ş rh a e b h inde uyarılara efer gebeliğ konusunda kaldı. Bu s ile m a h r sonra tekra mıştır. yu “Yaşam Bo ck’tan alın abı Santro Gelişim” kit 4 GELİŞİM PSİKOLOJİSİ 2. Çocukluk Bebeklik Psikoloji Bireyin davranışlarının nedenlerini ve nasıl oluştuğunu araştıran bilimdir. Örneğin bir birey neden yalan söyleme davranışı sergilerken diğeri sergilemiyor? Bazı bireyler trafik kurallarına uyarken bazıları neden uymuyorlar? Bir birey neden hayal kuruyor ya da neden ve nasıl halisünasyon görüyor? Gelişim psikolojisi Gelişim psikolojisi, döllenmeden başlayıp ölüme kadar bireyde meydana gelen her türlü değişimi inceleyen psikolojinin alt dallarından biridir. Gelişim psikolojisi sözü edilen bu değişimleri yaşa bağlı olarak inceler. “5 yaşındaki çocukta ne tür, 10 yaşındaki çocukta ne tür değişim var, 60 yaşında neler değişiyor, neler aynı kalıyor?” gibi sorulara cevap verir. Gelişim psikolojisinin en önemli özelliği yaşa bağlı incelemedir. Değişim: Bir durumdan daha farklı duruma geçmektir. Değişim ileriye doğru da geriye doğru da olabilir; bir alanda da birden fazla alanda da, olumlu da olumsuz da olabilir. Bir şehirde bina yapılması, bir yolun eskimesi, ekonominin iyiye ya da kötüye gitmesi bir değişimdir. Bir insanın yaşlanınca boyunun kısalması, saçlarının dökülmesi bir değişimdir. Gelişim: Gelişim ileriye doğru birbiri ile ilişkili birden çok alandaki değişimdir. Gelişim ve değişimin farklarına baktığımızda şunları görürüz: 1. Birden fazla alanda olmalıdır. 2. Her bir değişim birbirine dayalı olmalıdır. 3. Belli bir yönde ve her zaman ileri doğru olmalıdır. Bu üç özellik gelişimi değişimden ayırır. İnsan gelişimine baktığımızda bu üç özelliği de oldukça net olarak görürüz: Doğum Öncesi 1. Çocukluk Genç Yetişkinlik Ergenlik Yaşlılık Yetişkinlik Bu resimde göze çarpan ilk önemli nokta, gelişimin belli bir yönü olduğudur. Herkes yaşlılığa ve ölüme doğru gitmektedir. Bu yön tamamen sabittir. Bu gidişi durdurmak ya da geri almak mümkün değildir. Hiç kimse genç yetişkinlikten daha ileri gitmeyeceğini ya da yetişkinlikten ergenliğe geri döneceğini düşünerek süreci geri alamaz. Bu resimde göze çarpan ikinci önemli özellik, her bir değişimin birbiri ile ilişkili olması ya da birbirine dayalı olmasıdır. I. çocukluk döneminden önce bebeklik dönemi, ergenlik döneminden önce ise II. çocukluk dönemi yaşanmalıdır. Gencin yetişkin olması için öncelikle ergenlik sürecini atlatması gerekir. Yani her bir değişim, birbiri ile ilişkilidir; hiçbiri bir diğerinden kopuk değildir. Resimde göze çarpan üçüncü nokta, bir dönemden diğerine geçince birden çok alanda değişim olmasıdır. Birey, bebeklikten I. çocukluğa geçince yalnız biyolojik olarak değil, hem sosDeğişim yal hem duygusal hem de zihinsel olarak değişmekGelişim tedir. Sonuç olarak gelişim bir süreç, gelişme ise bir sonuçtur (üründür). Değişim gelişimi de kapsar. Gelişim Alanları: Gelişim psikolojisinde biyolojik, bilişsel ve psikososyal olmak üzere üç büyük alanda değişim gerçekleşmektedir. Biyolojik gelişim alanı en temelde yer alan gelişim alanıdır. Bu alan, diğer tüm alanları etkilediği için “temel” ya da “zeminde yer alan” gelişim alanı olarak geçer. Biyolojik gelişim sürecinde her dönem içerisinde neler gerçekleştiği biyolojik gelişimin temel konularından biridir. Örneğin yaşlılık döneminde neler olduğu, ergenlik ya da bebeklik dönemindeki değişimler, biyolojik gelişimin konusudur. 5 Bu alanın ikinci önemli konusu hareket sisteminde meydana gelen değişimlerdir. Örneğin çocuğun emeklemeye, ince motor kaslarını kullanmaya başlaması hareket sisteminde meydana gelen değişimdir, buna devinişsel motor gelişim de denir. Gelişim psikolojisinin temel kavramları ve ilkeleri de birkaç tanesi hariç büyük ölçüde biyolojik gelişim kapsamında ele alınır. İkinci büyük gelişim alanı düşünce sistemindeki değişimleri içeren bilişsel gelişim alanıdır. Bu alanda yaşla beraber biliş ve zekânın nasıl değiştiği incelenir. Biliş, düşünme ile ilgili her şeyi kapsar: Bilginin duyu organları ile alınması, zihinde işlemlerden geçirilmesi, analizi, sentezi, belleğe alınması; daha sonra çıktı olarak üretilmesi, problem çözme ya da yaratıcılık vb hepsi biliştir. Biliş kısaca “düşünme süreci”dir. Bu konudaki en kapsamlı araştırmayı Piaget yapmıştır. Piaget’nin kuramı ikiye ayrılır; temel kavramlar ve evreler. Bu alanda Piaget kadar önemli ikinci isim Vygotsky’dir. Dil gelişimi bu alanın bir diğer konusudur. Ahlak, Piaget ve Kolhberg için düşünme ile ilişkili olduğu için tamamen bilişin bir parçasıdır. Üçüncü büyük gelişim alanı, duygular ve çevre ile kurduğumuz ilişkinin yaşa bağlı olarak nasıl değiştiğinin incelenmesidir. Bu psikososyal gelişim alanıdır. Psikososyal gelişim alanının en önemli konusu kişiliktir. Örneğin “Duygular ve çevre ile kurulan ilişki nasıl değişiyor?” demek, kişilik demektir. Kişilik üzerine en kapsamlı ilk inceleme Freud’a aittir. Freud’un kişilik üzerine tam 5 ayrı kuramı vardır: Kişiliğin ögelerini incelediği yapısal kuram, duygu düşünce ve anıların kişiliği nasıl etkilediğini incelediği topografik kuram, kişiliği hareket ettiren güçleri incelediği psikodinamik kuram, zamanla kişiliğin nasıl geliştiğini incelediği psikoseksüel kuram ve hasta kişilerin tanısı ve tedavisine yönelik geliştirdiği psikanaliz kuramı. Bu kuramların hepsi, psikanaliz olarak da adlandırılır. Kişilik üzerine en kapsamlı inceleme Freud’a ait olduğu için kişilik üzerine söz söylenecekse ya Freud’un yanında ya da karşısında olmak gerekmektedir. Üçüncü bir alternatif yoktur. Freud’u takip eden bir diğer bilim adamı Erikson’dur. Erikson kişilik gelişimini sekiz evrede inceler. Erikson’un kuramından hareketle de Marcia’nin Kimlik Statüleri Kuramı ve Bağlanma Kuramları (çocuk bağlanması- yetişkin bağlanması) ortaya çıkmıştır. Bay Kurgu Skinner yeni aletler yapmaktan hoşlanan bir mucitti. İki kızından küçüğü olan Deborah, babasının bebeğin çevresini tümüyle kontrol etmek amacıyla icat ettiği kapalı bir karyolada büyüdü. Karyola sesten yalıtılmıştı ve ısısı kontrol edilmekteydi. Kendisi şimdi Londra’da yaşayan evli ve başarılı bir sanatçıdır. Skinner’in karyolası hakkında ne düşünüyorsunuz? GELİŞİM PSİKOLOJİSİ BİYOLOJİK (Fiziksel) GELİŞİM BİLİŞSEL GELİŞİM Biyolojik yapıdaki değişimler birinci Düşüncede meydana gelişim alanıdır. gelen değişimlerdir. En temel değişim alanı ya da zemindeki alan olarak geçer. BİYOLOJİK GELİŞİM ALANININ KONULARI Dönemlerde meydana gelen biyolojik değişimler Psikomotor Gelişimi: Hareket sisteminde meydana gelen değişimler PSİKOSOSYAL DEĞİŞİM Bireyin duyguları ve çevre ile kurduğu ilişkide yaşa bağlı olarak meydana gelen değişimlerdir. BİLİŞSEL GELİŞİM ALANININ KONULARI PIAGET’NİN BİLİŞSEL GELİŞİMİ a)Temel kavramlar b) Evreler VYGOTSKY’NİN SOSYOKÜLTÜREL YAKLAŞIMI PSİKOSOSYAL GELİŞİM ALANININ KONULARI FREUD’UN KURAMI a) Yapısal Kuram: İd, Ego, Süperego b) Topografik Kuram: Bilinç, Bilinç öncesi, Bilinç dışı c) Gelişim Kuramı: Oral, Anal, Fallik, Latent, Genital evreler d) Psikodinamik (Dürtü) Kuram: Libido, Thanatos, Yaşam içgüdüleri e) Psikanaliz Kuramı: Hasta kişilerin tedavisi için hastayı tanımak amacıyla geliştirilen kuramdır. Erikson’un Psikososyal Kuramı: Marcia’nın Kimlik Kuramı Bağlanma Kuramları: Çocuk yetişkin bağlanması Temel kavramlar DİL GELİŞİMİ (Chomsky, Piaget) İnsancıl Yaklaşım Gelişim ilkeleri AHLAK GELİŞİMİ Piaget - Kohlberg Davranışçılık 6 TEMEL KAVRAMLAR BÜYÜME: Tamamen biyolojik bir kavramdır. Organizmanın boy, kilo, hacminde sayısal artış olmasıdır. Yani nicel bir değişimdir. Büyüme aşırı olmazsa insan hayatını aşırı etkilemez. Büyümenin insan hayatını en fazla etkilediği dönem ergenliktir. Ergenlikte büyüme çok aşırıdır ve insan yaşamını etkiler. Not Büyüme, pozitif yöndeki artışları ifade eder. Bütün bunlar üzerinde çevrenin etkisi nedir? Çevre olgunlaşmayı ya çok az hızlandırır ya da çok az yavaşlatır. Örneğin çocuğun ince motor kaslarından olan parmak kaslarının olgunlaşması 7 yaş civarıdır. Çocuk ana okuluna gönderilir, burada çocuğa sürekli hamur boyama çalışmaları yaptırılırsa parmaklarının olgunlaşması 6,5 yaşına inebilir. Çocuğun ayağa kalkması 13-15 aylıkken gerçekleşir. Çevre, bunu çok az hızlandırabiliyor, çok az yavaşlatabiliyor; o yüzden çevre etkisi ihmal edilebilir düzeydedir. Olgunlaşma, öğrenmeden bağımsız olarak gerçekleşir. Ayağa kalkma, emekleme üzerinde hiçbir öğrenme durumu yoktur. - Büyümede sayısal artış yönünde bir ifade vardır. OLGUNLAŞMA: Olgunlaşma büyümeden farklı olarak nicel değil nitel değişimdir, yani yeni özellik ve işlevler kazanmaktır. Olgunlaşmanın birden çok tanımı vardır: 1. Bir durumdan çok farklı bir duruma geçmektir. Örneğin bebeklikten çocukluğa ya da çocukluktan ergenliğe geçince insanın tüm hayatı değişir. 2. Organizmada var olan özelliğin ortaya çıkmasıdır. Örneğin doğacak olan canlı insansa döllenme anında konuşma ve iki ayak üzerinde durma özelliğini potansiyel olarak barındırır. 12 aylıkken konuşma, 13-15 aylıkken iki ayak üzerinde durma özelliği ortaya çıkmaktadır. 3. Organların biyo-fizyolojik yeterlilik kazanması ya da organların kendinden beklenen işlevi yerine getirmesidir. Örneğin gözden beklediğimiz işlev, net görmesidir. Göz merceğini kasıp gevşeten kas olgunlaşır ve kişi net görmeye başlar. Anal kaslardan beklenen işlev tuvaleti kontrol edebilmektir. Anal kasların olgulaşmasıyla çocuk tuvaletini kontrol etmeye başlar. 4. Yapamadığını yapabilir duruma gelmedir. Örneğin kalem kullanamayan bir çocuğun yazabilir duruma gelmesi, yürüyemezken yürüyebilmesi, iğneyi iplikten geçiremezken geçirebilmesidir. Not Olgunlaşmanın gerçekleşmesi olması için öncelikle bireyin belli bir miktar büyümesi gereklidir. Olgunlaşma vücut organlarının kendilerinden beklenen görevleri yapabilecek duruma gelmesi, göreve hazır olmasıdır. Soruda “...yapamadığını yapma, yeterlilik vb.” ifadeler görülürse olgunlaşmadan söz edilmektedir. Sorudaki -ebilirlik ifadesi önemlidir. DENEYİM (Yaşantı): Nesne ve durumlarla birebir ilişki kurmaktır. Örneğin çocuğun sıcak bir nesneye dokunması, kırmızıyı görmesi, tarçını, zerdaliyi tatması vb. gerekir. Deneyim, bilişsel gelişim açısından kritiktir. Zihin gelişimi bazılarına göre (örneğin Piaget) deneyime bağlıdır. Yazı yazılmalı, çiçek koklanmalıdır ki bunlar hakkında zihinde fikirler ya da düşünceler oluşabilsin. ÖĞRENME: Çevre ile etkileşim sonucu bireyde meydana gelen her türlü değişim öğrenmedir. Öğrenme, gelişimde pek çok şeyi etkiler. En çok etkili olduğu gelişim alanı ise psiko-sosyal gelişimdir. Duygularımızı nasıl ifade edeceğimizi insanlar ile nasıl ilişki kuracağımızı etkileyen tek etmen öğrenmedir. Konuşacağımız dili öğreniriz. Öğrenme, biliş üzerinde de etkilidir. Ne düşüneceğimizi, kimya hakkında mı , matematik hakkında mı düşüneceğimizi öğreniriz. Öğrenme, bilişin içeriğini belirler. Öğrenme, biyolojik yapıyı da değiştirir. Nasıl yaşayacağımızı öğreniriz. Örneğin spor yapmayı öğreniriz; spor yaparsak yaşamımız bundan etkilenir. Beslenme alışkanlıkları öğrenilir. Et ağırlıklı beslenme ile sebze ağırlıklı beslenmenin biyolojik olarak sonuçları birbirinden farklıdır. HAZIR BULUNUŞLUK: Bir gelişim özelliğini kazanmak için hazır halde olmaya hazır bulunuşluk denilir. Hazır bulunuşluk hem biyolojik olarak hem de yaşantı olarak “hazır olmak” demektir. Biyolojik olarak hazır olmak “büyüme ve olgunlaşma”, yaşantı olarak hazır halde olmak “ön bilgi ve güdülenme” demektir. 7 N ot Büyüme ve olgunlaşma olmadan bazı şeyler öğrenilemez. KRİTİK DÖNEM Bir gelişim özelliği kazanmak için kısa ve hassas olan zaman aralığıdır. Bu zaman aralığı kaçırıldığında o özelliği bir daha kazanmak ya imkansız ya da çok zor olur. Hassas olması, organizmanın bu dönemde çevredeki uyarıcılara aşırı açık olması demektir. Bu dönemde çevrede meydana gelen değişimler doğrudan Okula başlamak için birey biyolojik olarak hazır olmalıdır yani en azından parmaklardaki ince motor kaslar olgunlaşmış olmalıdır. Ayrıca yaşantı olarak da hazır olunmalıdır. Çocuğun okula ilişkin ön bilgileri olmalı ve çocuk okula gitmeyi istemelidir. İki tekerlekli bisiklete binmeyi öğrenmek için gerekli fiziksel olgunlaşmanın yani el-göz uyumunun olmasının yanı sıra bisiklete binmeye ilişkin ön bilgi, beceri, davranışları bilmek ve bisiklete binmeye istekli olmak gerekir. Not Refleksler, içgüdüler, geçici davranışlar öğrenme değildir. bireyi ya da organizmayı etkiler. Fetilketonüri kalıtımdan kaynaklanan ve zekâ geriliğine yol açan bir özelliktir. Ancak doğumdan sonra 7 gün içinde tespit edilirse basit bir diyetle bireyin zihin gelişimi normal hale gelir. Örneğin hamileliğin ilk 3 ayı kritik dönemdir. Bu dönemde bebeğin zihin gelişimi normal değilse daha sonra düzelmesi mümkün değildir. Bu dönemde kullanılan ilaçlar, maruz kalınan yabancı maddeler (radyasyon, cıva vb) annenin beslenmesi, çocuğun gelişimini olumlu ya da olumsuz etkiler. Organizma bu dönemde çevreye karşı hassastır. Soruların seçeneklerinde olgunlaşma ve hazır bulunuşluk alt ata gelmektedir. Aynı soru hem Doğum sonrası ilk 7 olgunlaşma hem de hazır bulunuşluk sorusu gün kritik dönemdir. olabilir. Soruda önbilgi varsa soru hazır bulu- İlk yedi gün içinde nuşluk sorusudur, soruda ön bilgi yok da sade- “fenilketonüri send- ce yapamadığını yapma ve yaş varsa olgunlaş- romu” tespit edilir- ma sorusudur. se basit bir diyetle çocuğun zihinsel gelişimi normal olmaktadır ancak ilk yedi gün kaçırılırsa çocuk zihinsel “Denklemleri öğrenebilmek için çocuğun 12 yaşında olması gerekir.” ifadesi olgunlaşma ifadesidir; “Denklemleri öğrenmek için dört işlemi iyi bir şekilde yapabilmek gerekir.” ifadesi hazır bulunuşluk ifadesidir. “Okula gidebilmek için 7 yaşında olmak gerekir.” ifadesi olgunlaşmadır. “Daha önce anaokuluna giden çocuk okula rahat başlar.” ifadesi ise hazır bulunuşluktur. engelli olmaktadır. 0-2 yaş beyin gelişimi ve konuşma açısından kritik dönemdir. 0-2 yaş aralığında bebek çevreden hiç insan sesi alamazsa daha sonra konuşmayı öğrense de pek çok sesi (örneğin “h” “t” gibi) bir daha çıkaramamakta ya da çıkarmakta çok zorlanmaktadır. Bebeklik konuşma açısından kritiktir. Bebeklik dönemi beyin yani zihin gelişimi açısından da kritik dönemdir. Bu dönemde ne kadar çok uyarıcı alırsa zihin o kadar iyi gelişir. Bu, hayvanlar üzerinde yapılan deneylerde görülmektedir. Fareler doğduktan sonra 10-15 gün gözleri kapalı büyütülmüş, daha 8 sonra gözleri açıldığında, farelerin net olarak göremedikleri saptanmıştır. Çünkü beynin görme merkezi ona göre gelişiyor. Başka bir deneyde köpekler çizgilerle dolu bir odada büyütülmüş, daha sonra normal ortamda bu köpeklerin pek çok şekli göremedikleri görülmüştür. Böyle bir deney insan üzerinde yapılamaz ama hayvanlar üzerinde yapılan bu deneylerden hareketle, uyarıcı eksikliği zihin gelişimini olumsuz, uyarıcı çeşitliliğinin fazla olmasının ise zihin gelişimini olumlu etkilediği sonucuna varılabilir. Not Kritik dönem, çevresel etkilerin bireyin gelişimine en çok etki ettiği zaman dilimidir. “Anne sütü içmeyen çocuğun dişleri zayıf olur.” ifadesi geçen bir sorunun cevabı çevre etkisidir. “0-9 aylar arası anne sütü almayan çocuğun dişleri bir daha düzgün gelişmez.” ifadesi geçerse soruda 0-9 ay sabit zaman dilimi olduğu ve özelliğin bir daha kazanılamayacağı (daha düzgün gelişmez) belirtildiği için sorunun cevabı kritik dönem olur. KPSS Çıkmış Soru Yumurtalı hayvanlar yumurtadan çıktıktan ilk yirmi saniye içinde önlerinde hareket eden ne varsa onu takip ederler. Eğer önlerinde hareket eden anneleri ise annelerini takip ederler. Başka biri ise onu takip ederler. Ancak bu durum yumurtadan çıktıktan sonra ilk yirmi saniye içinde olmaktadır. Yirmi saniyeyi geçince böyle bir durum oluşmamaktadır. Resimde kritik dönem kavramının isim babası olan Lorenz kendisini hayat boyu takip eden kazlarıyla görülmektedir. 0-2 yaş sevgi duygusu için kritik dönemdir ancak bu dönemde çocuk sevgi duygusunu kazanamazsa daha sonra çok zor olsa bile sevgi duygusunu kazanır. Sosyal durumlar ve özelliklerde kritik dönem kaçırılsa bile telafisi kısmen ileriki yıllarda yapılmaktadır. Biyolojik kazanımlarda, kritik dönemin kaçırıldığı durumların telafisi mümkün olmamaktadır. Sosyal durumlar kaçırılsa da telafisi olduğundan bunlara “duyarlı dönem”de denir. Sınavdaki sorularda, kritik dönem ve çevre seçeneklerde birlikte gelmektedir. Soruda “sabit zaman aralığı ve özellik bir daha kazanılamayacak” ya da “çok zor kazanılacak” ifadesi varsa bu kritik dönemdir; bu ifadeler yoksa aynı sorunun cevabı çevre etkisi olur. Örneğin yeterli beslenemeyen çocuğun ileride iskelet ve kas sisteminin zayıf olmasının, nedeni çevredir. Aynı ifade “0-1 yaş aralığında yeterli beslenemeyen çocuğun ileride iskelet ve kas sistemi zayıf olur.” şeklinde olursa 0-1 yaş sabit zaman dilimi olduğu için bu durumun nedeni kritik dönem olur. Kritik dönem kavramı, çevresel etkenlerin gelişimi nasıl etkilediğini anlamada çok önemlidir. Gelişim süreci incelendiğinde insana ait her organ ya da davranışın, belirli yönlerinin sabit zamanlarda geliştiği görülmektedir. Bu sabit zamanlara kritik dönem denilmektedir. Buna göre, aşağıdakilerden hangisi gelişim sürecinde kritik dönemlerin bulunduğu görüşünü doğrulayan bir örnek olabilir? A) Ters doğan Ayşe, doğum sırasında beynine bir süre oksijen taşınmaması sonucu ileriki yıllarda normalin altında zekâya sahip olmuştur. B) Gebeliğin ilk üç ayında “X” ilacı kullanan Fatma, kolsuz bir bebek dünyaya getirmiştir. C) Prematüre doğan İlker, iyi beslenerek birkaç ay içinde normal doğan çocukların kilosuna erişmiştir. D) Başından geçen olumsuz bir olay sonrasında kekelemeye başlayan Sabri, tüm çabalara rağmen kekeme kalmıştır. E) Doğuştan hipermetrop olan Zehra’nın bu görme bozukluğu yaşla birlikte giderek artmıştır. Çözüm: Gelişim süreci incelendiğinde insana ait her organ ya da davranışın belirli yönlerinin geliştiği sabit zamanlarda çevresel etkenler büyük önem taşır. Örneğin gebelikte gelişigüzel kullanılan ilaçlar bebeğin gelişimini olumsuz etkilemektedir. Genel olarak, ilaç almanın en tehlikeli olduğu zaman hamileliğin ilk üç ayıdır, çünkü cenin gelişimi o zaman gerçekleşir ve cenin zedelenmeye çok açıktır. A seçeneğinde “bir süre” ifadesi vardır, eğer 10 dakika ya da 5 dakika gibi sabit zaman verilseydi kritik dönem olurdu, sabit zaman verilmediği için bu seçenek çevre etkisine örnektir. Cevap B 9 BİREYSEL FARKLILIK Bireysel farklılık iki anlama gelmektedir. Birinci anlamı; aynı gelişim özelliğine farklı bireylerin farklı zamanlarda ulaşmasıdır. Örneğin çocuğun ayağa kalkması 13.-15. aylar arasıdır. Ancak bazı çocuklar 10 aylıkken, bazı çocuklar 18 aylıkken, ayağa kalkmaktadırlar. Gelişim psikolojisinde yaşa bağlı inceleme yapılır ancak yaşa bağlı inceleme bireysel farklılıklardan dolayı sorun çıkarmaktadır. “Bütün çocuklar 10 aylık olduklarında emekler.” gibi bir ifade kullanılmaz çünkü bazı çocuklar 8, bazıları 13 aylıkken emeklemektedir. Aynı şekilde “Bütün çocuklar 12 yaşında ergenliğe girer.” gibi bir ifade kullanılamaz çünkü bazı bireyler 13, bazıları 10-11 yaşında ergenliğe girmektedir. Çocuklar ortalama 10 aylıkken emeklemeye başlarlar. Ancak bazı çocuklar 8 aylıkken, bazıları 20 aylıkken emeklemeye başlarlar. Bu bakımdan bireysel farklılığın en yoğun olduğu iki zaman dilimi 6-8 ve 9-14 yaşları arasıdır (İlköğretime başlama yaşı ve ergenliğe giriş yaşı). Ergenliğe giriş 9-14 yaşları arasında farklılaşır. 6-8 yaşları da bireysel farklılığın en yoğun olduğu zaman dilimidir. Bazı çocukların ince motor kasları 6, bazılarının 8 yaşında olgunlaşır. Aynı şekilde bazı çocuklar somut düşünmeye 6, bazıları ise 8 yaşında başlarlar. Bireysel farklılığın ikinci anlamı, bireylerin farklı özelliklere sahip olmasıdır. Bireyler özel yetenek açısından yani resim, müzik, dil, beden açısından farklılaşır. Genel yetenek, özel yetenek kadar olmasa da bazı bireylerin sayısal, bazı bireylerin sözel zekâsı baskın olur. Yaş ile ilgili sorular genellikle olgunlaşmaya karşılık gelir. Özellikle Piaget için yaş ve olgunlaşma aynı anlamdadır. Örneğin 7 yaşında bir çocuk bir şey yapabiliyorsa bu olgunlaşma demektir. Soruda yaş görüldüğü zaman akla ilk gelmesi gereken olgunlaşmadır. DÖNEM: Yaşa dayalı inceleme (bireysel farklılıklardan dolayı) sorun çıkardığı için bilim adamları “dönem” kavramını kullanır. Belli yaş aralıkları kapsayan ve her birinde belirli biyolojik özelliklerin ön plana geçtiği gelişim aşamalarına dönem adı verilir. En basit dönem sınıflaması ise yaş aralıklarına göre yapılır. Yaş Aralıkları Dönem Öne Çıkan Özellikler 0-2 Bebeklik Vücudu kontrol Bireylerin genel uyarılmışlık düzeyleri farklıdır. Bazı bireylerin en ufak seste dikkatleri dağılırken bazıları gürültüde bile ders çalışır. 2-6 I. Çocukluk Bedeni kullanarak oyun 6-12 II. Çocukluk Bedenini kullanarak En fazla bireysel farklılık gösteren alan kişiliktir. Aynı kişiliğe sahip iki kişi dünyada yoktur; dünyada 7 milyar insan varsa 7 milyar kişilik var demektir. 12-18 Ergenlik 18-30 Genç yetişkinlik Sosyal ilişkiler 30-60 Yetişkinlik Üretkenlik 60-65 üzeri Yaşlılık Beden bütünlüğü yapma Cinsel olgunlaşma Sorunun yanıtının bireysel farklılık olması için ifadede iki birey, bir kişi veya bir ya da iki grubun karşılaştırılmış olması gerekir. EN TEMEL KAVRAMLAR YAŞ: Yaş kavramı, gelişim psikolojisini psikolojinin diğer alanlarından ayıran temel kavramdır. Yaş, zaman ile eş anlamlı bir kavramdır. Yaş, basitçe bakıldığında bireyin doğum anından şu an içinde bulunduğumuz ana kadar geçen sürenin adıdır. İster yıl olarak (9, 15, 58 gibi), ister ay olarak (9, 15, 18 gibi) ya da gün olarak (1000, 1500 gibi) hesaplansın, değişen bir şey yoktur. Dönemin avantajı, bireysel farklılıkların yarattığı problemlerden bir ölçüde araştırmacıları kurtarmasıdır. “Bebeklik döneminde birey emekler.” denebilir. Artık 8, 10, 12 aylıkken emeklemesinin önemi yoktur. Aynı şekilde bebeklik döneminde bireyin kaçıncı ayda ayağa kalktığının da bir önemi yoktur. Her bir dönemde biyolojik olarak bir özellik öne çıkar. Bebeklik döneminde öne çıkan özellik vücudu kontroldür. Bebek baştan başlayıp ayağına doğru tüm vücudunu denetim altına alır. I. çocukluk döneminde öne çıkan özellik çocuğun bedenini kullanarak oyun oynamasıdır. Çocuk hoplar, zıplar, oyunlar oynar. Çocuğun sosyalleş- 10 mesi, çocuğun bilişsel gelişimi gibi diğer boyutlar hep oyun etrafında döndüğünden dönemin diğer adı “oyun dönemi”dir. II. çocuklukta öne çıkan özellik bedenini kullanarak bir şeyler yapmadır. Çocuk, elini kullanıp yazı yazmayı, resim yapmayı, flüt çalmayı gerçekleştirir. Çocuk, futbol, voleybol oynar. Bedenini kullanarak bir şeyler yapma en çok okulda gerçekleştiği için bazı kaynaklar bu dönemi “okul dönemi” olarak adlandırır. Ergenlik döneminde duygusal, sosyal, bilişsel, biyolojik gelişimin, kısaca bütün gelişim özelliklerinin, etrafında döndüğü bir özellik vardır: Cinsel olgunlaşma. Genç yetişkinlik döneminde biyoloji, durma noktasında yavaşlar, bu dönemde artık hiçbir ciddi değişim olmaz, sadece büyüme olur. Örneğin birey kilo alabilir. Başka bir biyolojik değişim olmaz. Burada sosyal ilişkiler, işe girme, evlenme vb konular hâkim olur. Bay Kurgu Tüm insanların gördüğü ortak rüyalar vardır. Düşme rüyası, adı kültürden kültüre farklı olsa da karabasan rüyası, vurma kırma parçalama, topluluk önünde çırılçıplak kalma, takip edilme, bir hayvan ya da yaratık tarafından ısırılma, vb. tüm insanların gördüğü rüyalardır. Freud, bu durumu herkesin aynı evrelerden geçmesi sonucu bilinç dışında benzer olguları bastırması ile açıklamıştır. Freud’u bir kenara bırakırsak tüm insanlar çok sayıda farklılığa karşın benzer süreçlerden geçmektedir. Herkes çocukluk ve ergenlikten geçmektedir. Dönem ve evrenin farkı Bir evreden diğerine birdenbire (sıçrayarak) geçilir. Buna “geçişin süreksiz olması” denir. Piaget’ye göre 7 yaşına ulaşınca birden mantıklı somut düşünme başlar, 12 yaşına ulaşınca birey soyut kavramlarla olasılıklı düşünmeye başlar. Yetişkinlik döneminde biyolojik olarak metabolizma hızlanır, bundan dolayı bu dönemin adı “üretkenlik” dönemidir. Dönemde geçiş adım adım olur. Buna “sürekli geçiş” Yaşlılık döneminde beden dağılmaktadır. Bu dönemde bedeni bir arada tutmak önemlidir. Bundan dolayı bu dönemin adı “bütünlük” dönemidir. 7-8 yaşlarında yapma duygusu iyice hakim olur. EVRE: Bazı gelişim psikologları evre kavramını kullanırlar ve incelemelerini evreler halinde yaparlar. Freud, Erikson, Kohlberg, Piaget evreyi kullanan psikologlardandır ancak bunlar içinde evrelere dayalı incelemeyi en iyi temsil eden Piaget’dir. Evreler de dönemler gibi belli yaş aralıklarını kapsar. Evrelerde de dönemlerde olduğu gibi bir özellik öne çıkar. Örneğin Piaget’nin evreleri aşağıdaki gibidir: Yaşlar 0-2 Evreler Öne Çıkan Özellikler Duyu Devinim Bebeğin düşüncesi algı Evresi ve hareketten oluşur. Sembollerle düşünce 2-6 İşlem Öncesi ifade edilmeye başlar ancak düşünceye görme duyusu (sezgi) hakimdir. 6-12 Somut İşlemler 12-18 Soyut İşlemler Somut nesneler üzerine mantıklı düşünme vardır. Soyut kavramlarla sistematik olarak düşünür. denir. Çocuk 5 yaşında oyunlar oynar, 6 yaşında yapma duygusu başlar; yapma duygusu gittikçe artar ve Not Bir dönemden diğerine geçiş adım adım yani nicel değişimlerle olur. Evrelerde geçiş; birdenbire birdenbire nitel bir biçimde olur. Dönemlerde geçiş adım adım ve nicel değişimle olurken evrelerde geçiş nitel değişimle, birdenbire olur. Bay Kurgu Kohlberg’in ahlak gelişimi üzerine yaptığı araştırmanın ilginç sonuçlarından biri şöyledir: Orta sosyo-ekonomik düzeyde olma ile bireylerin 5. ve 6. evrelere çıkması arasında manidar bir ilişki varken bireylerin milliyetleri, etnik kökenleri, dini inançları, mezhepleri ya da ateist olmaları ile gelenek ötesi düzeye çıkmaları arasında bir ilişki bulunmamıştır. Bu durum, ahlak gelişimi üzerinde kültürün etkisiz olduğunu göstermektedir. Bu da Kohlberg’in “evre yaklaşımı”nı destekler niteliktedir. 11 BÖLÜK: Çevrenin insan gelişimi üzerindeki en büyük etkisi bölük etkisidir. Bireyin yaşam döngüsü belirli bir tarih içine yerleştiğinden bireysel zaman ile tarihsel zaman arasındaki etkileşim de önemlidir. Örneğin bireyin 20 yaşını 1995’te ya da 1935’te yaşaması farklı anlamlar taşır. Öte yandan, gelişim araştırması açısından farklı insanlar arasındaki yaş farklılıkları (bireyin ve ana babasının) ile bireyin kendisinin yaş farklılığı (şimdiki hali ve 30 yıl sonrası) farklı etkenlerin dikkate alınmasını gerektirir. Her birey, aşağı yukarı aynı zamanda doğmuş insanlar grubu demek olan bölük (cohort) içinde yer alır. Bu durum bireyin gelişimini hem psikososyal hem bilişsel hem de biyolojik olarak etkiler. Örneğin ABD’de 1925-35 arası ile 1945-50 arasında yaşayan insanların gelişiminde farklı etkenler söz konusudur. 1925-35 yılları arasında dünyaya gelen bireyler dünya ekonomik krizinin içinde dünyaya gelmişlerdir. 1945-59 yılları arasında dünyaya gelen bireyler ABD’nin ekonomik olarak refah döneminde dünyaya gelmişlerdir. Ekonomik krizin içinde dünyaya gelmek ya da refah döneminde dünyaya gelmek bireyleri tamamen farklı şekillerde etkileyecektir. Büyük teknolojik gelişmeler (televizyon, bilgisayar, internet gibi), büyük toplumsal olaylar (ayaklanma, savaş gibi), büyük doğa olayları (deprem, sel gibi) bölük etkisi yaratır. GELİŞİM PSİKOLOJİSİNDE ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ Gelişim psikolojisi araştırmalarında bilgi toplamak üzere kullanılan teknikler üç ana başlık altında sınıflanabilir: 1. Deneysel Yöntemler 2. İstatistiksel Yöntemler 3. Deney ve test dışı Yöntemler Deneysel Yöntemler Deneysel yöntem, gelişim sürecini etkileyen değişkenleri saptamaya çalışan araştırma yöntemidir. Deneysel yöntemde, değişkenler kontrol altına alınarak değişkenler arasındaki neden-sonuç ilişkileri belirlenmeye çalışılır. Bir araştırmada neden-sonuç ilişkisi veren tek yöntem deneysel yöntemdir. Değişken: Ölçülebilen (gözlenebilen) ve farklı değerler alan özelliklere değişken denir. Örneğin cinsiyet, hem gözlenebildiği hem de kadın ve erkek olmak üzere iki farklı değer aldığı için bir değişkendir. Yaş, eğitim durumu, başarı, sosyo-ekonomik düzey, zekâ, kaygı düzeyi, depresyon düzeyi, sınıf düzeyi gibi özellikler birer değişkendir. Değişkenler; bağımsız değişken, bağımlı değişken ve kontrol değişkeni olmak üzere üçe ayrılır: a. Bağımsız Değişken: Etkisi kontrol edilmek istenen ve bu nedenle müdahale edilen değişkendir. Örneğin şiddet içeren çizgi filmler izlemenin, çocuğun saldırgan davranışları üzerindeki etkisini ölçmeyi amaçlayan bir deneysel çalışmada, bağımsız değişken şiddet içeren çizgi film izleme durumudur. Bir grup çocuğa şiddet içeren çizgi filmler seyrettirilip bir gruba da şiddet içermeyen çizgi filmler izlettirdikten sonra her iki grup çocuğun daha önceki saldırganlık düzeyinde bir farklılaşma olup olmadığına bakılır. Araştırmanın başında her iki grup çocuğun da saldırganlık düzeylerinin eşit olması gerekmektedir. Bu örnekte bağımsız değişken şiddet içeren/içermeyen çizgi film izletilmesi durumudur. b. Bağımlı Değişken: Bağımsız değişkenin üzerinde etki yaptığı değişkendir. Yukarıdaki örnekte bağımsız değişkenin yani “çizgi film izleme”nin saldırganlık üzerindeki etkisi incelendiğine göre bağımlı değişken saldırganlık içeren davranışlardır. Başka bir deyişle, çocuğun saldırgan davranışları şiddet içeren çizgi filmlere bağlı olarak değişmektedir. c. Kontrol Değişkeni: Bağımsız değişken dışında, bağımlı değişken üzerinde etkisi olabilecek tüm değişkenlerdir. Deneysel yöntemde kontrol değişkenlerinin belirlenmesi ve kontrol altında tutulması önemlidir. Örnekteki deneysel çalışmada, saldırgan davranışları etkileyebilecek, şiddet içeren çizgi film izlemek dışında farklı kontrol değişkenleri olabilir. Çocuğun evde ya da okulda şiddet içeren davranışlarla karşılaşıyor olması da mümkündür. Deneysel yöntemde kontrol değişkenlerini kontrol altında tutmanın en temel yolu, akla gelebilecek tüm kontrol değişkenlerini sabitlemek, tüm gruplar için aynı düzeyde tutmaktır. Diğer bir deyişle, tüm grupları kontrol değişken düzeyleri açısından eşitlemektir. 12 Deneysel çalışmalarda, bir ya da birden çok deneysel grup ve kontrol grubu vardır. Deney grubu, bağımsız değişkenin bağımlı değişken ile eşleştirildiği, yani deneysel işlemin (müdahalenin) yapıldığı gruptur. Söz konusu örnekte, şiddet içeren çizgi film seyreden çocuklardan oluşan grup deney grubudur. Kontrol grubu ise deney grubu ile kontrol değişkenleri açısından eşleştirilmiş ancak deneysel işlem yapılmayan gruptur. Örnekte, şiddet içermeyen çizgi film izletilen grup “kontrol grubu” olarak adlandırılmaktadır. Soru kökünde “...etkiliyor mu?” kalıbı olması durumunda (Örneğin depresyon sosyal ilişkileri etkilemekte midir? Konserve yemenin kanser olma üzerinde etkisi var mıdır?) yanıt deneysel araştırmaya karşılık gelir. İstatistiksel Yöntemler Deneysel olmayan yöntemler arasında da sayılabilecek bu yöntem, daha iyi anlaşılması açısından bir başka başlık altında ifade edilmiştir. Bu yöntemde iki değişkenin birlikte artıp artmadığına, bir değişken artarken diğerinin azalıp azalmadığına ya da iki değişkenin birlikte azalıp azalmadığına bakılır. Bu araştırma neden-sonuç ilişkisi vermez. İstatiksel yöntemler korelasyon yöntemi olarak da geçer. “Arkadaş sayısı ve psikolojik problemler arasında ilişki var mıdır? Bireylerin arkadaş sayıları arttıkça psikolojik problemleri azalmakta mıdır?” Bu konuyu araştırmak amacıyla bireylere arkadaş sayıları sorulur. Problem tarama listesi uygulanır. Sonuçta bireylerin arkadaş sayısı çoksa problem düzeylerinin düşük olduğu varsayılır. Ancak bu araştırma neden-sonuç ilişkisi vermez. Buradan hareketle “Arkadaş sayısının azlığı ruhsal sorunların nedenidir.” denemez. Çünkü araya başka değişkenler (örneğin aile içi ilişkilerin bozuk olması gibi) girmiş olabilir. Bundan dolayı neden-sonuç ilişkisi kurulamaz. Eğitim zekâyı geliştirmekte midir? Bunu araştırmak için üniversite mezunlarına ve üniversite mezunu olmayanlara zekâ testi uygulanır. Üniversite mezunu olunca (yani eğitim düzeyi arttıkça) zekâ testinden alınan puanlarda artış gözlendiği varsayımından ha- reketle “Eğitim zekâyı geliştiriyor.” sonucuna varılamaz. Belki de zeki olanlar eğitimde ilerliyordur ya da üniversite sınavı, zekâyı ölçüp zeki olanları üniversiteye alıyordur. Not Sosyal bilimlerde daha çok ilişkisel araştırmalar yapılır. Çünkü konular deneysel araştırma yapmaya etik olarak uygun değildir. Boşanmanın çocuk üzerindeki etkisi araştırılırken yapay bir boşanma olayı gerçekleştirilemez. Soruda geçen “...ilişkili midir, yordamakta mıdır, yordayan yordanan ilişkilidir...” gibi ifadeler ilişkisel araştırmaya karşılık gelir. Metaanaliz: Tamamen istatistiksel bir yöntemdir. Türkiye’de yapılamaz çünkü Türkiye’de aynı konu ile ilgili (örneğin büyüme ve beslenme ilişkisi) çok sayıda araştırma bulunmamaktadır. Avrupa, ABD ve Japonya aynı konu ile ilgili çok sayıda araştırma olduğundan bu ülkelerde metaanaliz yapılabilir ya da dünya genelinde aynı konu ile ilgili tüm araştırmaların sonuçlarından ortak bir sonuç çıkarılır. Örneğin beyazların zencilere karşı olumsuz tutumları üzerine ABD’de 20.000 araştırma yapılmıştır. Bu araştırmaların sonuçlarının birleştirilip ortak bir sonuç çıkarılması metaanalizdir. Deney ve Test Dışı Yöntemler Vak’a analizi: Tek bir olayın özel bir birey tarafından derinlemesine incelenmesidir. Örneğin bir psikiyatrist, şizofren bir kişiyi incelerken olayla ilgili ilgisiz her şeyi ele alıp inceler. Bu araştırmadan kuramlar çıkar çünkü tek olay tüm ayrıntısı ile incelenmektedir. Buna Freud ve Erikson’un kuramları örnek gösterilebilir. Bu yöntem, normal gelişim gösteren bireyler için de kullanılmaktadır. Tek kişi ile çalışıldığından bu yöntemle elde edilen verilerin genellenebilirliği sınırlıdır. Erikson, Gandhi üzerinde vak’a analizi çalışması yapmıştır. Vak’a analizinin nesnellikle ilgili yarattığı sorunlar nelerdir? 13 Nitel araştırma: Nitel araştırma 1980’lerden itibaren popülerliği artarak devam eden bir araştırma biçimidir. Bu araştırma yöntemini savunan araştırmacılar nicel ölçek ve anketlerle yapılan araştırmalardaki üç noktaya dikkat çekmektedirler: a. Ölçeklerden elde edilen bilgilerin sınırlı olması: Ölçekler bireyin ölçeğe verdiği bilgiyle sınırlıdır. Oysa bireyin kararları ve davranışları akla gelmeyen şeyler tarafından etkileniyor olabilir, yani ölçekteki maddeler dışında başka şeyler de probleme yol açıyor olabilir. b. Bazı konuların ölçekle araştırılmaya uygun olmaması: Yalan söylemek, sır saklamak ya da uyuşturucu kullanmak gibi konulara birey dürüst yanıtlar vermezse yapılacak bir şey yoktur. c. Kültürel konuların araştırılmaya uygun olmaması: Kan davası gütme, küsme gibi davranışlar ölçek maddesi haline getirmeye uygun değildir. Bu araştırmada bireyle en az 15 gün birlikte olup güven ortamı oluşturulduktan sonra bireyle ayrıntılı olarak görüşülür ve yaşananlar kayıt altına alınır. Bu kayıtlar çözümlenir ve kategoriler oluşturulur. Bu şekilde derinlemesine bilgi edinildiği savunulmaktadır. Nitel araştırmanın bir diğer şekli, içerik çözümlemesidir. Bu araştırmada bireylerin bir konu ile ilgili yazdıkları metinler (örneğin bir işten beklentilerine ilişkin yazdıkları) çözümlenip kategoriler çıkarılır. Bu araştırmadan elde edilen bilgiler sıralama (en çok yalan söyleyenler, orta düzeyde yalan söyleyenler, en az yalan söyleyenler) ve sınıflama düzeyinde olduğu için bir ölçekte (zekâ testinde olduğu gibi) olduğu gibi toplam puan alınamaz. Araştırma Desenleri Gelişim psikolojisi alanında çalışan araştırmacılar; çocukluktan yetişkinliğe, orta yaşa ve yaşlılığa doğru meydana gelen değişiklikleri belirlemeyi amaçlamaktadırlar. Bu değişikliklerin gelişimin bir sonucu olarak mı (yani yaşa, zamana, kuşak farklılığına) ortaya çıktığını bilmek isterler. Bu amaçla da araştırma yöntemi ne olursa olsun, değişik yaştaki denekleri farklı biçimlerde düzenleyerek farklı araştırma desenleri oluşturmuşlardır. Bu araştırma desenleri kesitsel, boylamsal ve sırasal desen olmak üzere üç grupta toplanabilir. 1. Kesitsel Desen: Farklı yaştaki farklı bireylerden tek seferde ölçüm almaktır. “Çocuklar farklı yaşlarda farklı oyunları oynarlar.” varsayımını ele alan araştırmacı 0-2, 2-4, 4-7, 7-12 ve 12-18 yaşlarında olan farklı çocukları ele alıp tek seferde gözlem yapar. Sonuçta 0-2 yaşlarındaki çocukların hareket oyunu, 2-4 yaşındaki çocukların sembolik oyun, 4-7 yaşındakilerin paralel oyun, 7-12 yaşındakilerin toplu oyun ve 12-18 yaşındakilerin sözel oyun oynadıklarını bulacaktır. Bu kesitsel bir araştırmadır. Yaşla beraber güdülenme artmakta mıdır? konusunu inceleyen bir araştırmacı bunu incelemek amacı ile bir güdülenme ölçeğini alıp 7-12, 12-18 ve 18-24 yaşındakilere tek seferde uygulayıp sonuçları karşılaştırır. Sonuçta örneğin güdülenmenin yaşla arttığı ya da azaldığı bulunur. Bu araştırma farklı yaştaki farklı bireyler üzerinde yapılan kesitsel bir araştırmadır. Kesitsel araştırmalar bir evrede ya da dönemde neler olduğu hakkında çok sayıda bilgi verir. Dönem ve evrelerin özelliklerini belirlemek açısından uygundur. Bu araştırmanın başka avantajları da vardır. Çok sayıda bireye ulaşılabilir, ekonomiktir. Ölçeğin internete konması maliyeti neredeyse sıfıra indirebilmektedir. Uygulaması daha kolaydır ve daha çabuk sonuç vermesi açısından avantajlıdır. Ancak bu araştırma deneysel yöntemle yapılsa bile neden-sonuç ilişkisi kurmak açısından zorluklar taşır. Bay Kurgu İnsanların boylarının zamanla uzayıp uzamadığını incelemek amacı ile farklı yaşlardan insanlar seçilmiş ve kişilerin boyları ölçülmüştür. 1940’ta doğanların boy ortalamaları ile 1950, 1960, 1970, 1980, 1990’da doğanların boy ortalamaları karşılaştırılmıştır. Araştırmacı, insanların boylarının uzamasının çocukluktan itibaren daha kaliteli bir diyetle beslenmeye bağlı olduğunu düşünmektedir. Araştırmaya katılan insanların verdiği cevaplara göre de zaman içinde boyları daha çok uzayan insanların daha kaliteli diyetlerinin olduğu görülmüştür. 14 “Yaşla birlikte teknolojik alet kullanımı artar mı?” Bu farklılıkların etkilerini bu araştırma yansıtmaz. Eliniz- araştırmacı farklı yaşlardaki bireylere anket uygulayıp deki deneklerin tepkileri ile sınırlılık söz konusudur. sorar. Sonuçlara göre; Bir kişi depreme karşı panik atak tepkisi 0-2 yaş arasındaki bireyler 1, 2-7 yaş arasındaki bireyler 10, 7-18 yaş arasındaki bireyler 18, 18-40 yaş arasındaki bireyler 10, 40-60 yaş arasındaki bireyler 5 farklı teknolojik alet kullanmaktadır. verirken bir diğeri kapalı alanda kalma korkusu tepkisi verebilir. Araştırma, deneğin verdiği tepki ile sınırlıdır. Bu araştırmanın maliyeti de çok yüksektir çünkü araştırma uzun sürer. Ayrıca araştırma denek kaybı ile yarıda kesilebilir. Örneğin iki üç deneğin başka bir şehir ya da ülkeye taşınmasıyla araştırma yarım kalabilir. 3. Sırasal Desen: Sırasal desende farklı yaş gruplarının bir süre boyunca tekrar tekrar test edilmesi söz konusudur. Böylece hem kuşak farklılıkları soru- Bu sonuçlarda en fazla hangi yaş aralığında (7-18) nu ortadan kaldırılmış hem de tek bir doğum bölüğü teknolojik alet kullanıldığı görülmekte fakat bunun ne- nedeniyle ortaya çıkan genelleme sorununa çözüm deni görülmemektedir. 2. Boylamsal Araştırma: Aynı bireyden ya da bireylerden uzun bir süre boyunca tekrar tekrar ölçüm almaktır. Örneğin bir kişi ya da birkaç kişi ele alınır ve bulunmaya çalışılır. Bu araştırma, toplumun farklı katmanlarındaki (köy, kent, farklı bölgeler, farklı sosyo ekonomik düzeyler) gelişim özelliklerini ortaya çıkarmak için idealdir. 20 yıl gözlemlenir. İdeal olan, bu bireyleri sürekli gözlemlemektir ancak bu pratik olarak mümkün olmadığı için 6 ayda bir bireyler gözlemlenir. Bu araştırma bireyler, yani denekler hakkında derinlemesine bilgi verir. Derinlemesine bilgi verdiği için bu araştırmadan kuramlar çıkar. Buna örnek olarak Piaget’nin bilişsel gelişim kuramı verilebilir. Bu araştırmanın asıl önemi, bölük etkisi hakkında çok sayıda bilgi vermesidir. Örneğin bir birey doğumundan itibaren 20 yıl boyunca gözlemlendiğinde bu çocuğun 10 yaşına kadar 10 tane arkadaşı olduğu, 10 yaşında iken evine internet girdiği ve arkadaş sayısının 2’ye düştüğü görüldüğünde internetin arkadaşlık ilişkilerini olumsuz etkilediği yargısına ulaşılabilir. Bu araştırmanın İzmit’te yapıldığı varsayılırsa bu ço- “Sosyo-ekonomik düzey ile dil gelişimi arasında ilişki var mıdır?” sorusunu araştıran bir araştırmacı, üst sosyo-ekonomik düzeyden ailelerin çocuklarının gittiği bir anaokuluna gider. Üst sosyo-ekonomik düzeydeki ailelerin çocukları anaokuluna 3 yaşında başlar. Bu çocuklar 7 yaşına kadar 6 ayda bir gözlemlenir. Araştırmacı, alt soyso-ekonomik düzeyden ailelerin çocuklarının olduğu anaokuluna gider. Buradaki çocuklar anaokuluna ortalama 5 yaşında başlamaktadır. Bu çocuklar da 7 yaşına kadar gözlemlenir. Sonuç olarak iki grubun dil gelişimleri karşılaştırılır ve sosyo-ekonomik düzey ile dil ilişkisi ortaya çıkarılmaya çalışılır. cuk 16 yaşında 1999 depremine maruz kalmış ve 17 Bu araştırmada hem gruplar hem yaşlar fark- yaşında panik atak olmuşsa artık rahatlıkla “Deprem lıdır. panik atak yapar.” çıkarımı yapılabilir. Bu araştırma, bireyin hayatına nelerin girip nelerin çıktığını ayrıntılı olarak verdiği için daha rahat neden-sonuç ilişkisi kurmayı sağlar. Bu araştırmanın temel sorunu, denek sayısının iki üç kişi ile sınırlı olmasıdır. Pratik nedenlerden dolayı denek sayısı az olmaktadır. Araştırma 20 yıl boyunca süreceği için 200-300 kişi üzerinde bu araştırma yapılamaz. Denek sayısı iki üç kişi olduğunda bireysel Boylamsal araştırma; izleme olarak, sırasal araştırma; sıra dizisel olarak da kullanılmaktadır. 15 ARAŞTIRMA DESENLERİ Soruda “farklı yaştaki bireyler”den söz edili- Kesitsel desen Boylamsal desen Sırasal desen bireylerden farklı zamanlarda ölçüm alındı- Birçok yaş Bir bireyi birçok Birçok yaş grubunu bir seferde gözlem- grubu ve bölüğü seferde göz- leme ğı” belirtiliyorsa boylamsal araştırmadır. Soruda “hem farklı bireylerden hem farklı yaşlarda- Yöntem yorsa yanıt kesitsel araştırmadır. Soruda “aynı lemleme belirtiliyorsa bu araştırma sırasal araştırmadır. Bulgular kilerden farklı zamanlarda ölçüm alındığı” Bir araştırmacı çocukların yaşa bağlı konuşma gelişimi örüntüsünü incelemek ister. Bu amaçla iki, dört ve altı yaşlarından ellişer çocuğu rastgele örnekleme yöntemiyle seçerek toplam 150 çocuktan tek seferde veri toplar. Daha sonra verileri çözümleyerek farklı yaşlarda dil gelişimine ilişkin genellenebilir sonuçlar ortaya koyar. Faydaları KPSS Çıkmış Soru gözlemleme Davranışta Davranışta Davranışta yaşa yaş zaman içindeki bağlı değişimler farklılıkları değişimler Dönem Gelişimsel eği- Daha çok ve evreler limleri gösterir. toplumun farklı hakkında çok Bireylerdeki katmanları ara- sayıda bilgi değişimleri sındaki farklılıkla- verir. Çabuk gösterir. Bölük rı ortaya çıkarır. ve ucuzdur. etkisini verir. Yaşın, bölüğün ve toplumdaki değişimlerin etkilerini Bu araştırmacının kullandığı araştırma yöntemi aşağıdakilerden hangisidir? A) Meta-analiz B) birçok seferde ortaya çıkarır. Farklılıklar Farklılıklar Araştırmalar uzun süreli ve Kesitsel ğişimlerden değişimleri pahalıdır. C) Örnek olay çok, bölük yansıtabilir. D) Nitel değişimlerini Araştırmalar E) İzleme yansıtabilir. uzun süreli Çözüm: Gelişim psikolojisinde en yaygın araştırma deseni, aynı anda farklı yaş gruplarındaki bireylerin belli bir gelişimsel özellik açısından farklılık gösterip göstermediğini inceleyen kesitsel desendir. Buna göre çocukların yaşa bağlı konuşma gelişimi örüntüsünün incelenmesi amacıyla iki, dört ve altı yaşlarından ellişer çocuğu rastgele seçerek hepsinden tek seferde veri toplanması, kesitsel desen kullanıldığını göstermektedir. Cevap B Sınırlılıkları gelişimsel de- toplumdaki Neden-sonuç ve pahalıdır. ilişkisi kurma- Yinelenen uyguda sıkıntılıdır. lamanın etkisi ve denek kaybı, örneklemi bozabilir. 16 GELİŞİMİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER Gelişimi etkileyen iki önemli etken vardır: Kalıtım ve çevre. Bu iki faktöre tarihsel zaman da eklenebilir. KALITIM Organizmaya, döllenme anında aktarılan özelliklerin tamamı kalıtımdır. Bu özellikler genler ile aktarılır. Genler, doğacak olan canlının; insan mı, hayvan mı olacağı gibi en genel özelliklerinden göz rengi, saç rengi gibi en özel özelliklerine kadar belirler. Döllenme anı Kalıtım yalnızca genetik olarak düşünülür. Genler dışındaki her şey çevre etkisidir. Örneğin ikiz çocuklar ana rahmindeyken bu iki çocuğa giden kan miktarındaki farklılık çevre etkisidir. Gelişim, erkek sperm hücresinin kadın yumurta hücresini döllemesiyle başlamaktadır. Vücuttaki tüm hücrelerin hücre çekirdeğinde, 46 kromozom (23 çift) bulunmaktadır. Kromozomlar, hücrelerin çekirdeklerinde bulunan mikroskobik kesecik benzeri oluşumlardır ve içlerinde DNA, RNA ve gen adı verilen biyokimyasal oluşumları içermektedir. Bir hücrede iki tip kromozom bulunmaktadır. Yalnızca üreme hücrelerinde (sperm ve ovumda) 23 kromozom bulunur. Bu 23 kromozomdan 22 tanesi vücudun genel özelliklerini belirleyen vücut kromozomu (otozom), diğeri ise eşey yani cinsiyet kromozomu (gonozom)dur. İki üreme hücresinin birleşmesiyle döllenmiş yumurta yani zigot oluşur. Döllenme anı, bireysel farklılıkların temelidir. Doğacak olan çocuk genetik özelliklerinin yarısını anneden, yarısını babadan almaktadır. Zorunlu olarak hem anne babasından hem de diğer insanlardan farklı olmak Kromozom durumundadır. Döllenmeyi sağlayan sperm ve yumurta hücrelerine eşey hücre (gamet) adı verilmektedir ve eşey hücrelerinin sahip olduğu özellikler, bebeğin taşıyacağı kalıtımsal özellikler açısından büyük önem taşımaktadır. Zigot adı verilen döllenmiş yumurta hücresi, taşıyacağı özelliklerin yarısını anneden, yarısını da babadan alır. Başka bir ifadeyle doğacak canlının taşıyacağı kalıtımsal özellikler döllenme anında belirlenmiş olmaktadır. Genler baskın (dominant) ve çekinik (resesif) olmak üzere iki türlüdür. Baskın genler, diğer ebeveynden gelen genlerin özellikleri ne olursa olsun taşıdıkları özelliklerin bebeğe geçmesine yol açar. Çekinik genlerin özellikleri ise ancak öteki ebeveynde de aynı tür genlerin olması durumunda ortaya çıkabilir. Örneğin koyu göz renkleri baskın, açık göz renkleri çekiniktir. Anne babadan birinin göz rengi kahverengi, diğerinin mavi ise çocuğun göz renginin kahverengi olma olasılığı yüksektir. Genlerle taşınan özelliklerin tümünü bireyde gözlemlemek mümkün değildir. Birey, anne babadan aldığı tüm genetik özellikleri genlerinde barındırmakla birlikte bu özelliklerin tümü gözlenememektedir. Olağan hücre bölünmesi, mitoz bölünmeyle gerçekleşir, yani her hücre kendisinin tıpatıp aynısı olacak şekilde ikiye bölünür. Çoğalan hücrelerde 23 çift kromozom bulunur ancak eşey hücrelerde durum farklıdır. Döllenmiş yumurtayı oluşturmak amacıyla birleşen dişi ve erkek (yumurta ve sperm) üreme hücrelerinin bölünme süreci mayoz bölünme ile gerçekleşir. Üreme hücreleri, mayoz bölünme sırasında asıl hücredeki genetik materyaller açısından eşit iki yarıya bölünerek yeni oluşan hücreye geçecek biçimde çoğalır. Böylece yeni Hücre hücreye anne ve babadan 23’er kromozom geçer. Yani anne ve babadan gelen dişi ve erkek eşey hüc- Çekirdek relerden her birindeki kromozom sayısı 23’tür. Zigot, anne ve babadan gelen 22 Kromozom otozomun ve 1 tane gonozomun birleşimi ile meydana gelmektedir. Kromozomlar, gen adı verilen biyokimyasal oluşumları içerirler ve genler, doğacak bebeğe kalıtım DNA yolu ile geçecek özellikleri belirler. 17 Gen kavramından söz edilince genotip ve fenotip adı verilen iki kavram daha ortaya çıkar. Genotip: Organizmaya döllenme anında aktarılan tüm özellikler genotiptir. Genotipin içinde anne babanın ve önceki kuşakların tüm özellikleri vardır. Fenotip: Eğer genotiple aktarılan özelliklerden herhangi biri çocukta ortaya çıkarsa fenotip olur. Hemen açığa çıkan fenotipler göz rengi, saç rengi, ten rengi ve cinsiyettir. Bazı fenotip özellikler ise zamanla çevrenin etkisi ile açığa çıkar. Örneğin şizofreni, göğüs kanseri, 40’lı yaşlarda kalp krizi riski gibi özellikler genlerle aktarılır ve çevrenin etkisi ile açığa çıkar. Eğer genotip olarak aktarılan özellik çocukta açığa çıkmazsa genotip olarak kalır, sonraki kuşaklarda açığa çıkabilir. Kalıtım daha çok biyolojik özellikler üzerinde etkilidir. Bazı özellikler tamamen kalıtımın etkisindedir. Ten rengi, saç rengi, göz rengi ve cinsiyet üzerinde çevrenin etkisi yoktur. Down sendromu, Akdeniz anemisi, hemofili, albino, kellik gibi özellikler kalıtımın etkisindedir, bunlar üzerinde çevrenin etkisi yoktur. Down sendromu 22. kromozom Diğer bazı hastalıklar kalıtsal anormalliği sonucu ortaya çıkar. yatkınlık olarak gelir ve bunları çevre açığa çıkartır. Şizofreni, şeker, kanser, kalp rahatsızlığı bunlardandır. Sonuç olarak kalıtım, biyolojik yapı üzerinde etkilidir. MUTASYON Fizikçi S. Hawking genetik bir rahatsızlık olan ALS hastalığına yakalanmıştır. 30’lu yaşlardan sonra hızlı bir şekilde ilerleyen felç ve kas kaybıyla ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. Genotipte olan her şey fenotip olarak açığa çıkabilir. Döllenme sırasında genetik malzeme oluştuktan sonra çevrenin etkisi ile bu malzemede kalıcı hasar meydana gelmesi mutasyondur. En bilinen mutasyon nedeni rad- Çernobilden sonra oluşan zararlı mutasyon yasyondur. Çernobil kazasından ya da Hiroşima’ya atılan atom bombasından sonra doğan kolsuz bacaksız çocuklar mutant örnekleridir, genleri mutasyona uğramıştır. Örneğin kızıl saç İskandinav genidir. Bugün bir çocukta Nedeni bilinmeyen doğal mutasyonlar vardır. Altı parmaklı olmak, parmakların arası perdeli olmak gibi özellikler insanlarda nadir olarak görülür. Hayvanlarda da iki başlı yılan veya kaplumbağaya nadir olarak rastlanır. rahatlıkla çıkabilmektedir. İskandinavlar 1000’li yıllarda Bizans imparatoruna paralı askerlik yapıyorlardı. 1000 yıl önce Türkiye sınırları içinde İskandinavlarda görülen bu gen, bugün rahatlıkla bizlerde de açığa çııkabilir. Anne tarafında 20 kuşak önce göğüs kanseri varsa ya da baba tarafında 15 kuşak önce şeker hastası varsa çocukta çıkıp onun fenotipi haline gelebilir, eğer açığa çıkmazsa genotip olarak kalır. Zararsız mutasyon örneği Eller altı parmaklı Genotipte var olan özelliklerin açığa çıkmasını tetikleyen en önemli öge, genetik havuzun dar olması yani akraba evliliğidir. Zararsız mutasyon örneği Gözler farklı renkte Mutasyonlar her zaman olumsuz olmaz. Renkli göz ve ten renkleri de mutasyondur. 18 ÇEVRE TARİHSEL ZAMAN Çevrenin etkisi en çok psiko-sosyal gelişim alanındadır. Çevre, bilişin içeriğini belirler. Örneğin matematik, edebiyat, tarih hakkındaki tutumlarımızı çevre belirler. Ancak çevre, biyolojik gelişimde de oldukça etkili bir faktördür. “Tarihsel zaman” etkisi, bireylerin gelişimi üzerinde bireyin yaşadığı toplumu etkileyen olay ve olguların etkisi, başka bir ifadeyle, içinde yaşanılan zaman diliminin gelişim üzerindeki etkisidir. 1960 ve 1975 yılları arasında uzay programı ve yarışı yoğun olduğu dönemlerde ABD’deki çocuk ve ergenlerin astronot olmak istedikleri saptanmıştır. Günümüzde cep telefonu ve internetin de insanların gelişimi üzerinde olumlu ya da olumsuz etkileri vardır. Çevre ana rahminden başlar, içinde bulunulan kültüre kadar her türlü ortamı kapsar. Ana rahminde iken annenin beslenme durumu çocuğun gelişimini olumlu ya da olumsuz etkiler. Örneğin annenin beslenmesi problemli ve B vitamini yetersiz ise “spina bifida” sendromu oluşur ve bebeğin omurgası dışarıda gelişir. Ana rahminde iken bebeğin maruz kaldığı yabancı maddeler (radyasyon, kurşun, cıva, ilaçlar, alkol gibi) bebeğin gelişimini bozabilir ya da bebeğin engelli doğmasına neden olabilir. Doğum sırasında bebeğin göbek kordonunun boğazına dolanıp nefes almasını engellemesi, başının darbeye maruz kalması olumsuz etkiler yaratabilir. Bebeklik döneminde çevre, beslenme ve uyarıcı zenginliği açısından önemlidir. Bu dönemde bebek ne kadar çok uyarıcıya maruz kalırsa zihin gelişimi o kadar iyi olur. Çevrenin etkisinin yoğun olduğu bir diğer dönem ergenliktir. Aynı ülkede farklı ekonomik düzeyde olanların ergenliğe giriş yaşı farklılaşmaktadır. Üst sosyo-ekonomik düzeydekiler daha önce ergenliğe girmektedirler. Biyolojik gelişimi bu denli etkilemesine karşın çevre, en çok psiko-sosyal gelişim, yani duygular ve diğer insanlar ile kurduğumuz ilişkiler üzerinde etkilidir. Bay Kurgu “İkizlerin genetik yapıları ve aile çevreleri aynı olmasına karşın neden kişilikleri farklıdır?” Buna ilişkin bir açıklama Plomin’in paylaşılan ve paylaşılmayan çevresel deneyimler açıklamasıdır. Paylaşılan çevre: Ebeveynlerin kişilikleri ve entelektüel yönelimleri, ailenin sosyo ekonomik durumu ve içinde yaşadıkları çevre gibi kardeşlerin ortak deneyimleridir. Paylaşılmayan çevresel deneyimler bir çocuğun hem aile içinde hem de aile dışında kardeşi ile paylaşmadığı özel deneyimlerdir. Diğer kardeş yokken ebeveyn ile geçirilen yaşantılar, ebeveynlerin bir kardeşe diğerinden daha farklı davranması ve farklı arkadaşlar paylaşılmayan çevreye özgüdür. Bay Kurgu 20 yıl önce genelde kızlar öğretmen, doktor, mimar, mühendis gibi meslek sahipleri ile evlenmek isterken, günümüzde iş adamları ve ticaretle uğraşan kişilerle evlenmek istemektedirler. İKİZ ARAŞTIRMALARI Kalıtım ve çevre araştırmalarında ikizler çok önemlidir. İkizler ikiye ayrılırlar: Monozigot (tek yumurta ikizleri): Döllenme sırasında döllenmiş yumurta ikiye bölünür ve iki ayrı çocuk oluşur. Aynı yumurta ikiye bölündüğü için bu kardeşlerin genetik yapıları hemen hemen aynıdır. Tamamen aynı olması tek yumurta ikizleri için bile mümkün değildir; az da olsa bireysel farklılıklar bulunur. Duozigot (çift yumurta ikizleri): Döllenme sırasında iki ayrı yumurta döllenir ve iki ayrı çocuk oluşur. Bu kardeşler ayrı yumurta ve spermlerden oluştukları için genetik yapılar birbirlerine çok uzaktır. Ancak bunlar aynı ortamda, yani ailede büyüyüp aynı çevre koşullarına maruz kalmaktadırlar. Kalıtım araştırmaları yetimhaneden evlat edinilmiş tek yumurta ikizleri üzerinde yapılır. Tek yumurta ikizlerinin genetik yapıları nerdeyse aynıdır ancak biri Boston’da diğeri New York’ta yani farklı çevrede büyüyen ikizlerde kalıtımın etkisine bakılır. Bu ikizlerden her ikisinde de Akdeniz anemisi çıkarsa çevre farklı olduğu için, Akdeniz anemisinin genetik olduğu anlaşılır. 19 Tek yumurta ikizlerinden biri San Fransisco’da diğe- Bay Kurgu ri Denver’da büyür ve 20’li yaşlarda her ikisinde de 32 yaşındaki Hubbard gerçekleştirilen fiziksel muayene sırasında orak hücre anemisi genini taşıdığını öğrenmiştir. Kızı Sara sağlıklı iken diğer kızı Avery’de de orak hücre anemisi geni bulunmaktadır. Bu aileye daha fazla çocuk sahibi olmayı önerir miydiniz? şizofreni çıkıyorsa bu, şizofreninin genetik olduğunu, çevreden etkilenmediğini gösterir. Not Zekâ, yetenek ve duyu organlarının özellikleriyle ilgili araştırmalar tek yumurta ikizlerine bakılarak yapılmıştır. KPSS Çıkmış Soru Çift yumurta ikizleri genetik olarak farklıdırlar ama aynı ailede yani aynı çevrededirler. Çift yumurta ikizlerinden her ikisi de utangaç olursa bu çevre etkisiyle ilgilidir. Çift yumurta ikizlerinden her ikisi de depresyona giriyorsa bu durum da çevre etkisiyle açıklanır. Neden kardeşler incelenmez ama çift yumurta ikizleri incelenir? Doğum sırasının insan kişiliğini etkilediği görüşü Adler’e aittir. Adler’e göre bireyin önünde bir abi ya da Bebeklikten itibaren ayrı büyütülmüş bir grup yetişkin ikiz üzerinde boylamsal bir araştırma yapılmıştır. Bu araştırmada ilk çocuklukta tek yumurta ikizlerinin çift yumurta ikizlerine göre daha benzer davrandıkları ancak çocuklar büyüdükçe benzerliğin azaldığı görülmüştür. Bununla birlikte, yetişkinlikte bu benzerliğin ikizlerin dinsel, siyasal görüşlerinde, ilgi alanlarında ve eş seçimlerinde daha az; sayısal ve sözel yeteneklerinde, yürüyüşlerinde, gülüşlerinde ve ses tonlarında ise daha fazla olduğu gözlenmiştir. abla olması bireyin aşağılık kompleksi içinde olması- Bu araştırmaya göre aşağıdaki sonuçlardan hangisine varılamaz? na yol açacaktır. Adler bir kenara bırakılacak olursa A) Bazı davranışların gelişiminde çevre, bazılarında ise kalıtım baskındır. B) Davranış gelişiminde çevrenin etkisi yaşa bağlı olarak artmaktadır. C) Kalıtım ve çevrenin etkileri bireysel farklılıklara bağlı olarak değişir. D) Tek yumurta ikizlerinde gelişimin çeşitli alanlarındaki etkileşim, çift yumurta ikizlerinden daha fazladır. E) Erim genişliği (ranj) fazla olan özelliklerde çevrenin etkisi, dar olanlara göre daha fazladır. doğum sırasının insan kişiliğini etkilemediği artık bilinmektedir. 1, 2, 3, ya da 4. çocuk olmak arasında fark vardır.1. çocukta anne baba deneyimsiz olduğu için çocuk ağladığında hemen anne-baba koşar ve çocuğun ihtiyaçları temin edilir. Çocukta “Dünya güzel! İstiyorum, geliyor.” düşüncesi oluşur ve yetişkinlikte de sorunla her karşılaştığında yardım ister. 2. çocuk ağladığında anne-baba daha geç ilgilenir. 4. çocuk ağladığında anne baba daha da geç ilgilenir hatta hiç umursamayabilir. Çocuk da ağlar, susar. Ço- Çözüm: Gelişimsel özelliklerin kazanılmasında kalıtım ve çevre etkisi üzerine yapılan tartışmalarda, bugün gelişimde her iki faktörün de birlikte etkili olduğu görüşü benimsenmektedir. Ancak bazı özelliklerde ve alanlarda ka- cukta “Yardım istemeyelim, nasıl olsa yardım gelme- lıtımsal faktörler (fiziksel gelişim, zekâ, yetenekler, temel yecek.” düşüncesi oluşur. Çocuk sayısı arttıkça anne- kişilik özellikleri gibi) bazı özellik ve alanlarda ise çevre- baba tavrı ve ilgi düzeyi de değişir. Bütün çocuklara sel faktörler (siyasi ve dini görüş, eş seçimi, sosyal geli- anne-baba aynı şekilde ilgi gösteremez; bu da çocu- şim gibi) daha fazla belirleyici rol oynayabilmektedir. Bu- ğun kişiliğini değiştirir. nunla birlikte davranışların kazanılmasında yaş arttıkça çevrenin etkisi daha baskın hale gelmektedir. Erim geniş- Çift yumurta ikizi, birinci çocuk olarak da dünyaya liği fazla olan özellikler ilgi, tutum, değer gibi kazanılması gelse dördüncü çocuk olarak da dünyaya gelse aynı daha uzun süren özelliklerdir. Dolayısıyla bu özelliklerin tutuma maruz kalacaktır. Bundan dolayı çevre etkisi, oluşmasında çevrenin etkisi daha fazladır. Cevap D kardeşler üzerinde değil, çift yumurta ikizleri üzerinde çalışılır. 20 KPSS Çıkmış Soru Ayrı ve birlikte yetiştirilmiş 2-6 yaşları arasındaki ikiz çocuklar üzerinde yapılan bir araştırmada, kardeşlerin zekâ puanları arasındaki korelasyon katsayıları (r) şöyle bulunmuştur: Ayrı yetiştirilen tek yumurta ikizleri r 0,77 Birlikte yetiştirilen tek yumurta ikizleri r 0,76 Ayrı yetiştirilen çift yumurta ikizleri r 0,52 Birlikte yetiştirilen çift yumurta ikizleri r 0,54 Buna göre, aşağıdakilerden hangisi ikiz kardeşlerin zekâ puanları arasındaki korelasyonları en iyi açıklar? A) Kalıtım B) Kritik dönem D) Olgunlaşma D) Çevre E) Yaş Çözüm: Tek yumurta ve çift yumurta ikizleri üzerinde yürütülen araştırmada elde edilen korelasyon katsayılarına bakıldığında gerek tek yumurta ikizlerinin gerekse çift yumurta ikizlerinin ayrı ya da birlikte yetiştirilmiş olmalarının, zekâ puanları üzerinde anlamlı bir farklılık yaratmadığı görülmektedir. Bu açıdan değerlendirildiğinde ikizlerin zekâ puanları üzerinde çevrenin etkisinin çok fazla olmadığı, kalıtımın ön plana çıktığı söylenebilir. Cevap A Örneğin biyolojik özelliklere, yani kalıtımın etkisinin fazla olduğu özelliklerden birkaçına bakıldığında bu açıkça görülür: Boy uzunluğu, zekâ, şeker hastaları gibi. Bu özellikler büyük ölçüde kalıtım etkisi altındaki özelliklerdir. Kalıtım, boy uzunluğunun alt ve üst sınırlarını belirler, yani bir kişinin boyunun, 150-160 cm sınırları içinde kaç cm olacağını çevre koşulları belirler. Kişinin beslenmesi ve spor etkinlikleri boyunun uzunluğunu 160 cm’ye kadar çeker, beslenme ve spor etkinlikleri düşükse boyu 150 cm’de kalır. Benzer durum zekâda da geçerlidir. Zekânın alt ve üst sınırlarını kalıtım belirler. Normal insanda zekânın alt ve üst sınırları 90-120’dir. Bireyin zekâsı eğer deneyimi azsa 90’da kalabilir. Deneyimi fazla ise bu 120’ye çıkabilir. Şeker hastaları, genetik yatkınlık olarak gelir ama bireyin şeker hastası olup olmayacağını çevre koşulları belirler. Eğer birey beslenmesi ve yaşam koşullarına dikkat ederse şeker hastalığına yakalanmadan yaşayabilir. 2. Gelişimde yönelimler vardır./ Gelişim yordanabilir bir sıra izler. Bu ilke tek bir ilke olarak “Gelişim yordanabilir bir sıra izler.” şeklinde ya da üç ayrı ilke olarak düşünülebilir. GELİŞİMİN İLKELERİ 1. Gelişim, kalıtımın ve çevrenin ortak etkisiyle oluşur. Katılım da çevre de gelişimi etkilemektedir. Bazı özellikler tamamen kalıtım etkisindedir. Örneğin saç rengi, ten rengi ve bazı hastalıklar tamamen kalıtım etkisindedir. Bu özellikleri bir kenara bırakacak olursak kalıtım daha çok fiziksel özellik üzerinde etkilidir. Çevre daha çok sosyal özellikler üzerinde etkilidir. Ancak kalıtımın etkili olduğu fiziksel özelliklerde az da olsa çevrenin etkisi, çevrenin etkili olduğu özelliklerde az da olsa kalıtımın etkisi vardır. Bundan dolayı gelişim, kalıtım ve çevrenin ortak etkisiyle oluşur. Bay Kurgu Kültürler birbirinden çok farklı olabilmektedir. Kültürler çok farklı olmasına karşın tüm kültürlerdeki çocuklar kendi kültürlerindeki yetişkin aletlerine ilgi duyarlar. Çocukların bu davranışları, evrime mi, yani kalıtıma mı dayalıdır, yoksa hem biyolojik hem çevresel koşullara mı bağlıdır? a. Gelişim baştan ayağa doğrudur: Ana rahmindeki çocuğun gelişimine bakıldığında oldukça iyi bir şekilde görülür. Ana rahmindeki çocuğun önce beyin ve sinir sisteminin temelini oluşturacak yapı gelişir, sonra alt kısımdaki organlar gelişir. Bebeğin en büyük organı başıdır. Tüm bebeklik döneminde en hızlı gelişen organ da beyindir. Bebeğin ilk kontrol altına aldığı vücut bölümü de baş ve boynudur. b. Gelişim içten dışa doğrudur. Ana rahminde de doğumdan sonra da önce kalp, böbrek gibi iç organlar sonra deri, göz gibi dış organlar gelişir. c. Gelişim genelden özele doğrudur: Ana rahminde önce vücudun temel çerçevesi oluşur, sonra eller parmaklar gibi özel yapılar oluşur. Doğumdan sonra önce birey tüm vücudunu kullanarak hareket eder. Sonra vücudun parçaları ayrı ayrı kullanılır. Örneğin birey yüzmeyi öğrenmeye başladığında önce tüm vücudunu kullanarak yüzmeye çalışır, sonra kollarını ve bacaklarını ayrı ayrı kullanır.
© Copyright 2024 Paperzz