AVRUPA BÝRLÝÐÝ VE TÜRKÝYE Hazýrlayan: Özdem Sanberk RAPOR NO: 3 RAPOR NO: 3 Avrupa Birliði ve Türkiye NOT: BÝLGESAM farklý disiplin ve görüþlere sahip bilim adamlarýný sinerji saðlayacak þekilde biraraya getiren araþtýrma merkezidir. Bu nedenle raporda yeralan konular BÝLGESAM’ýn resmi görüþlerini deðil, raporu hazýrlayanýn görüþ ve yaklaþýmlarýný yansýtmaktadýr. 2 Özdem Sanberk SUNUÞ Türk tarihi incelendiðinde geçmiþteki baþarýlarýn arkasýnda iyi yetiþmiþ bilge adamlarýn bulunduðu görülmektedir. Ancak günümüzde olaylarýn çok boyutlu olarak geliþmesi ve sorunlarýn karmaþýklaþmasý, birkaç bilge kiþinin veya aydýnýn geliþmeleri zamanýnda ve doðru olarak algýlamasýný ve alternatif politikalar üretebilmesini zorlaþtýrmaktadýr. Geliþmelerin yakýndan takip edilmesi, gelecekle ilgili gerçekçi öngörülerin yapýlabilmesi ve doðru politikalar üretilebilmesi için farklý disiplinlere ve görüþlere sahip bilge adamlar ile genç ve dinamik araþtýrmacýlarýn, esnek organizasyonlar içinde sinerji saðlayacak þekilde bir araya getirilmesi gerekmektedir. Dünya’daki ve yurt içindeki geliþmeleri takip ederek geleceðe yönelik öngörülerde bulunmak; Türkiye’nin ikili ve çok taraflý uluslararasý iliþkilerine ve güvenlik stratejilerine, yurt içindeki siyasi, ekonomik, teknolojik, çevresel ve sosyo-kültürel problemlerine yönelik bilimsel araþtýrmalar yapmak; karar alýcýlara milli menfaatler doðrultusunda gerçekçi, dinamik çözüm önerileri, karar seçenekleri ve politikalar sunmak maksadýyla Bilge Adamlar Stratejik Araþtýrmalar Merkezi (BÝLGESAM) kurulmuþtur. BÝLGESAM’ýn vizyonu, amacý, hedefleri, çalýþma yöntemi, temel nitelikleri ve teþkilatý http://www.bilgesam.org/tr web sitesinde sunulmaktadýr. BÝLGESAM, Bilge Adamlar Kurulu’nun ilk toplantýsýnda alýnan kararlar doðrultusunda çeþitli konularda raporlar hazýrlamaktadýr. E. Büyükelçi Özdem SANBERK tarafýndan hazýrlanan “Avrupa Birliði ve Türkiye” baþlýklý rapor faydalanýlmak üzere yayýnlanmýþtýr. Atilla SANDIKLI BÝLGESAM Baþkaný 3 RAPOR NO: 3 Avrupa Birliði ve Türkiye 4 Özdem Sanberk Özdem SANBERK Dýþiþleri Bakanlýðý Eski Müsteþarý E. Büyükelçi Galatasaray Lisesi ve Ýstanbul Hukuk Fakültesi mezunu olan Özdem Sanberk, Dýþiþleri Bakanlýðý memuru olarak Madrid, Amman, Bonn ve Paris Büyükelçiliklerinde ve OECD ve UNESCO Daimi Temsilciliklerinde çeþitli derecelerde görevde bulunduktan sonra, 19851987 yýllarý arasýnda zamanýn Baþbakaný Turgut Özal’ýn dýþ politika danýþmanlýðýný yapmýþtýr. Sanberk 1987-1991 yýllarý arasýnda Avrupa Topluluðu nezdinde Büyükelçi Daimi Temsilci, 1991-1995 yýllarýnda arasýnda Dýþiþleri Müsteþarý ve 1995-2000 yýllarý arasýnda da Londra Büyükelçisi olarak görev yapmýþtýr. 2000 yýlýnda emekliye ayrýlan Sanberk, 2003 Eylül ayýna kadar Türkiye Ekonomik Sosyal Etütler Vakfý (TESEV) Direktörlüðü görevinde bulunmuþtur. Özdem Sanberk evli olup (Sumru Sanberk) Nazlý Sanberk’in babasýdýr. 5 RAPOR NO: 3 Avrupa Birliði ve Türkiye AVRUPA BÝRLÝÐÝ VE TÜRKÝYE I. AVRUPA BÝRLÝÐÝ ÝÇÝNDEKÝ GELÝÞMELER. Kriz Avrupa Birliði 1950’li yýllarýn ilk yarýsýndan bu yana krizden krize geçerek kendi entegrasyon hareketini sürdürüyor. Türkiye ise, takriben son elli yýldan bu yana, Avrupa Birliði ile yaþadýðý büyük zorluklara raðmen bu gün tam üyelik süreci içindedir. Birlik son olarak Lizbon Anlaþmasý’nýn Ýrlanda halk oylamasýnda reddiyle, yeniden bir belirsizlik dönemine girmiþ bulunuyor. Kendini sorgulayabilme kabiliyeti Avrupa Birliði 60 yýllýk geçmiþinde baþka krizler de geçirdi. Ama bugüne kadar geldi. Bu güne kadar gelebilmesinin temelinde dünyadaki geliþmeler karþýsýnda kendi meþruiyetini sürekli sorgulamasý yatýyor. Birlik bu sayede kendini dünyanýn yeni 6 Özdem Sanberk gerçeklerine uyduruyor ve hatta bu deðiþiklikleri mümkün olduðu ölçüde kendi lehine yönlendirebiliyor. Bunu da kuruluþ mantýðýnda yer alan ilkelere baðlý kalabildiði için baþarýyor. Süper ulus devlet deðil Avrupa ve Türkiye kamuoylarýnda genellikle sanýlanýn aksine, Avrupa Birliði bir süper ulus devlet deðildir. Bunun en önemli kanýtý da Birliðin bizzat kendisinin ulus devletlerden meydana gelmiþ olmasýdýr. Avrupa Birliði gerçekte üye ülkelerin kendi milli hedeflerine eriþmeleri için kullandýklarý araçtýr. Avrupa Birliði üye ülkelerin yerine geçmez. Onlarý tamamlar. Avrupa Birliði üye ülkelerin milli hedeflerine ulaþmalarý için yardýmcý olur. Avrupa Birliði entegrasyon hareketinin amacý Avrupa’da bir süper devlet yaratýlmasý deðil, fakat Kýta’da etkinlikle iþleyen bir ekonomik ve ticari pazar kurulabilmesi için Avrupa devletlerinin bu amaca uygun kurumsal yapýlanmalara kavuþturulmasýdýr. 7 RAPOR NO: 3 Avrupa Birliði ve Türkiye Avrupa Birliðinin bir süper Devlet olmasýný hedefleyen siyasi partiler ve siyasi çevreler bugün Avrupa’da özellikle Fransa, Belçika ve Lüksemburg gibi bir kýsým kurucu ülkelerde mevcuttur. Siyasi güçleri bu görüþlerini kuvveden fiile çýkarmalarýna imkân verecek düzeyde bulunmamaktadýr. Avrupa kamuoyunun ezici çoðunluðu Süper Devlet fikrine karþýdýr. Yetki paylaþýmý Bugünkü haliyle Avrupa Birliði, her biri birbirinden çok farklý ulus-devletlerden oluþan, kendine mahsus tarihi geçmiþe, kültürel özelliklere, milli davalara ve eþit haklara sahip bir uluslararasý kuruluþtur. Bu kuruluþu öteki geleneksel çok taraflý iþbirliði kuruluþlarýndan ayýran özellik, gösterdikleri farklýlýklara raðmen bazý þeyleri birlikte yapmak amacýyla ortak bir kurumsal yapýlanmayý gerçekleþtirmedeki iradeleridir. Bu amaçla bazý yetkilerini muhafaza ederek, açýkça belirtilmiþ sýnýrlý alanlarda bazý yetkilerini paylaþýrlar. Bu kýsmi yetki paylaþýmýný, yine kendi özgür iradeleriyle kurduklarý ortak kurumlara devrederek yaparlar. Bu kurumlar o alanlarda kendilerini yaratan üye ülkelerden baðýmsýz hareket eder. Bu alanlar teknik ve ticari alanlar ile tarým alanýdýr. Siyasi, sosyal ve güvenlik alanýnda riayeti mecburi ortak politikalar yok- 8 Özdem Sanberk tur. Ortak müzakere prosedürleri vardýr. Gönüllü irade ve gönüllü katýlým Üye ülkeler bu yöntemi, tek baþlarýna yapabileceklerinden daha fazlasýný beraberce yapabilmek ve etkin bir yönetiþim sistemi kurmak için seçmiþlerdir. Baþka deyimle, sýnýrlý alanlarda ulus-üstü nitelik, üyelerin baský veya dayatma altýnda kabul ettikleri bir yöntem deðil, modern ve karmaþýk dünyanýn sorunlarýyla baþ etmek ve ekonomik, ticari(,) ve teknik alanlardaki küresel rekabette baþarýlý olmak için ortaya koyduklarý kendi özgür tercihlerinden ve isteyerek razý olduklarý gönüllü katýlýmlarýndan meydana gelir. Asýl yetkiler üye devletlerde Avrupa Birliðinde birincil yetki ortak kurumlarda, yani merkezde veya gövdede deðil, gövdeyi meydana getiren parçalarda, yani üye ülkelerdedir. Merkezin yetkisi ikincil (subsidiary), üye ülkelerin yetkisi ise birincildir ( primary). Barýþýn temeli ortak ekonomik çýkar 9 RAPOR NO: 3 Avrupa Birliði ve Türkiye Avrupa Birliðinin temelinde kýta ülkeleri arasýnda barýþýn saðlanmasý yatar. Bu hedefe ulaþmalarýný mümkün kýlan yöntem ise ortak ekonomik çýkar temelinde ortak kurumsal yapýlanmalarýnýn saðladýðý karþýlýklý ekonomik baðýmlýlýktýr. Birliðin dünyadaki rolü veya siyasi amaçlarý Avrupa Birliði üyeleri þu sýrada ‘’... 27 üye ülke olarak birlikte ne yapmak istiyoruz?.’’. sorusuna yanýt verememektedirler. Halen içinde bulunduklarý krizin temel nedenlerinden biri de Birliðin dünyada oynayacaðý role iliþkin belirsizliktir. Kültür Avrupa Birliðinin kuruluþunun temellerinde de kültür birliði yatmaz. Tam tersine kültürel çoðulculuk esastýr. Bir Avrupa Birliði kültürü yoktur. Ancak Birliði ortak kültür modelinde görmek isteyenler vardýr. Bu model çoðunluktaki görüþler tarafýndan reddedilmektedir. Kimlik ve aidiyet duygusu Ortak bir kültür olmadýðý gibi bir Avrupa Birliði kimliðinden bahsetmek olanak- 10 Özdem Sanberk sýzdýr. Çünkü Avrupa’da bugün sýrf Avrupa kökenliler yaþamýyor. Avrupa bugün ancak kýsmen Hýristiyan’dýr. Ama ayný zamanda vicdan özgürlüðünü, agnostisizmi ve ateizmi barýndýrýyor. Bizzat Jacques Delors’un dediði gibi bazýlarýnýn hoþuna gitmese de Avrupa artýk biraz da Müslüman’dýr. Avrupa Birliði kimliði halen inþa halinde olan bir kimliktir. Bu kimlik Avrupalýlarýn arkasýnda deðil önündedir. Ve oluþmasýna, Kýta’nýn tüm halklarý gibi Türkler de katkýda bulunmaktadýr. Avrupa Birliðinin kendisi için öngördüðü aidiyet algýlamasý, milliyetçilikten deðil, demokrasi, barýþ ve refah gibi ideallerden kaynaklanýr. Avrupa Birliði kimliði XX. yüzyýldaki iki Dünya Savaþý’nýn Avrupa halklarýna öðrettiði acý tecrübelerden ve bu ve benzeri acýlarýn bir daha yaþanmamasý iradesinden doðmuþtur. Birliðin mimarisinin temelinde askeri zaferlerden deðil, aksine savaþlarýn tahribatlarýndan çýkarýlan dersler yer alýr. Karar alma mekanizmalarý Bugünkü krizin nedenlerinden biri de, üye sayýsý artan Birliðin karar alma mekanizmalarýnýn iþlemez hale gelmiþ olmasýdýr. Roma Antlaþmalarý’nda esas itibarýyla al- 11 RAPOR NO: 3 Avrupa Birliði ve Türkiye tý üye için öngörülmüþ olan karar süreçleri, bazý teknik konularda aðýrlýklý oy verme sistemine geçilmesine raðmen, yirmi yedi üyeli bir Birlik için uygulanabilir olmaktan çýkmýþtýr. Birlik geniþledikçe karþýlaþacaðý yönetim sorunlarýnýn çözümlenmesinde çok vitesli esnek bir yapýlanmanýn benimsenmesi en pratik yollardan biri olarak giderek daha sýk dile getirilen bir çare olarak konuþulmaya baþlanmýþtýr. Demokrasi açýðý Komisyon üyeleri ve Komisyon baþkaný görevlerine seçimle deðil atama yoluyla geldikleri için Avrupa Birliði öteden beri demokratik hesap verme sorumluluðunu taþýmamakla itham edilmiþtir. Bu nedenle Komisyon baþkanýnýn seçimle gelmesi hükmü son Lizbon Antlaþmasý’nda yer almýþ ve böylece bu demokratik açýðýn kýsmen kapatýlmasý amaçlanmýþtý. Ancak Lizbon Antlaþmasý yürürlüðe giremediði için eski uygulama devam halen devam etmektedir. Seçilmiþler atanmýþlar Her ne kadar Avrupa Komisyonu, Avrupa Adalet Divaný ve Avrupa Merkez Ban- 12 Özdem Sanberk kasý yöneticileri ve üyeleri seçilmiþ deðil atanmýþ kiþilerden meydana gelmiþ olsalar da bu kurumlarýn yapýlanma ve çalýþma þekli ulus devletlerdeki karþýt kurumlarýn yapýlanma ve çalýþma þekillerinden farklý deðildir. Bu kurumlar belirli teknik ve spesifik iþlevleri yerine getirmek üzere sorumluluk taþýyan kurumlardýr ve bu görevlerini ifa edebilmeleri için kendilerini kuran ulus devletlerden müstakil ve baðýmsýz hareket kabiliyetine sahip olmalarý gerekir. Kurucu Antlaþmalarýn temelinde yatan ana ilke de aslýnda budur. Birliðin sýnýrlý yetkileri Öte yandan Birlik her ne kadar Devletlerin yaptýðý iþlevlerin bir kýsmýný yerine getiriyorsa da devletlerin her yaptýðýný yapmamaktadýr. Örneði saðlýk sigortasý, istihdam politikalarý, emeklilik, eðitim, asayiþ, güvenlik ve vergilendirme gibi konular Birliðin yetki sahasýnýn geniþ ölçüde dýþýnda yer alan konulardýr. Birliðin yetkisi dâhiline giren iþlevler ise ortak ekonomik pazarýn kurulmasýna ve düzenlenmesine iliþkin iþlemler ile kýsmen parasal politikalardýr. Lizbon gündemi 13 RAPOR NO: 3 Avrupa Birliði ve Türkiye Lizbon Antlaþmasý aslýnda üye ülkelerin sorumluluklarýna ait olan sahalarda Birliðin yetki kullanmasýný imkân veren hükümler içermektedir. Örneðin istihdam politikalarý konusunda Avrupa Birliði yetkili deðildir. Ayni þekilde büyüme, rekabet veya emeklilik reformu gibi politikalarda da Birlik kurumlarýnýn üye ülkelerin kararlarýna müdahale hakký yoktur. Ayrýca Birlik bu konulara karýþmak istese bile gerekli müdahale araçlarýna da sahip bulunmamaktadýr. Birliðin Lizbon Antlaþmasý’nýn Ýrlanda tarafýndan reddiyle bu gün karþýlaþtýðý kriz kýsmen Lizbon gündeminin bu yetki sýnýrlarýný zorlamýþ olmasýnda kaynaklanmýþtýr. Temel disiplin: Hukuk Avrupa Birliði entegrasyon sürecinde tek pazarý, ekonomiyi, ticareti, sosyal hayatý ve tüm politikalarý çerçeveleyen ana disiplin(i) hukuk kurallarýdýr. Birliðin temel disiplinini Hukuk, temel ilkesini de hukukun üstünlüðü oluþturur. Müzakere Avrupa Birliði ayný zamanda sürekli bir müzakere sürecidir. Birlik, üye ülkelerin 14 Özdem Sanberk kendi milli çýkarlarýný korumak ve ilerletmek için sürekli uzlaþma aradýklarý bir ortamdýr. Üye ülkelerin, milli çýkarlarýný ararken Birliðin ortak çýkarlarýný göz önünden tutuðu varsayýlýrsa da, gerçek hayatta bu her zaman böyle olmaz. Üyeler fiili durumlarda kendi milli çýkarlarýný önde tutarlar bu nedenle de gerektiðinde veto silahýna baþvurma sýk rastlanan bir yöntemdir. Avrupa Birliði dinamik bir kavram olduðu için müzakere süreci hiç bir zaman bitmez. Varýlan hiç bir karar son karar olmaz. Bu nedenle Birlik içinde anlaþmazlýklar hiç bir zaman tükenmez. Buna paralel olarak belirsizlikler de bitmez. Birlik krizden krize geçerek geliþir. Belirsizlik bir bakýma Avrupa Birliði’nin doðasýnýn bir sonucudur. Bir müzakere sürecinin sonlanmasý yeni bir sürecin baþlangýcý olduðundan Birlik ilerlemesini ve çok aðýr da olsa geliþmesini sürdürür. Avrupa Birliði tamamlanmamýþ bir projedir. Bu günkü Avrupa 1960’larýn Avrupa’sý deðil Bu nedenle gelecekte karþýmýza çýkacak bugünkünden çok farklý bir Avrupa olacaktýr. 2000’li yýllarýn Avrupa Birliði karmaþýk bir dünyada küresel sorunlarla baþ etmeye çalýþan ve Kýta’nýn tamamýna yayýlmýþ bulunan çok katmanlý entegrasyonlara sahip bir Avrupa olacaktýr. Türkiye de, bu günkü Avrupa’ya deðil, yarýn karþýmýza çý- 15 RAPOR NO: 3 Avrupa Birliði ve Türkiye kacak olan çok katmanlý bütünleþmelerin geçerli olacaðý bir Avrupa’ya katýlacaktýr. Örneðin bugün dahi bir Shengen Avrupa’sý, bir Tek Para, tek Merkez Bankasý Avrupa’sý, bir Savunma ve Güvenlik Avrupa’sý gibi sýnýrlý üyeliklerden oluþan her bir üye ülkenin ortak politikalarýna katýlmadýðý çeþitli entegrasyon katmanlarýndan oluþan bir Birlik vardýr. (Örneðin Ýngiltere ve yeni üyelerin çoðu tek kur politikalarýna katýlmamaktadýr) Üye ülkeler bu entegrasyon katmanlarýndan ancak iþtirak ettikleri ortak politikalarda veto hakkýna sahip bulunmaktadýr. Gelecek on yýllarda bu tür sýnýrlý üyelikli ortak politikalarýnýn sayýsý artacak ve çoðunluðu oluþturan üyeler bakýmýndan Avrupa Birliði üyeliði bu tür esnek üyelikler anlamýný taþýyacaktýr. Yumuþak Güç Avrupa Birliði bu gün karþý karþýya bulunduðu bütün güçlüklere ve eksikliklerine raðmen Kýta’da ve çevresinde önemli bir dönüþtürme etkisine sahiptir. “Yumuþak güç” adý verilen bu yeteneðinin 2001-2005 arasýnda Türkiye’de nasýl bir “sessiz devrim”e yol açtýðý, buna karþýlýk 2005’ten bu yana AB’den gelen olumsuz sinyallerin Türkiye’de nasýl bir içe kapanma eðilimi yarattýðý Avrupa Birliði’nin bu etkisini kanýtlayan en somut örneklerden biridir. 16 Özdem Sanberk II. TÜRKÝYE-AVRUPA BÝRLÝÐÝ ÝLÝÞKÝLERÝ VE TAM ÜYELÝK MÜZAKERELERÝ 40 yýllýk hedefin gerçekleþmesi Türkiye’nin Avrupa Birliði stratejisi çok eskilere gider. Avrupa Birliði’ne üyelik hedefi ise hiçbir zaman þu veya bu Hükümetin, þu veya bu partinin tekelinde olmamýþtýr. AB politikasý bir devlet politikasýdýr. Celal Bayar, Adnan Menderes ve Fatin Rüþtü Zorlu 1959 Roma Antlaþmasý’ný akdetmiþlerdir. Ýsmet Ýnönü 1963’te Ankara Antlaþmasý’ný imzalamýþtýr. Süleyman Demirel 1971’de katma Protokolü yapmýþtýr. Turgut Özal 1987’de tam üyelik müracaatýný gerçekleþtirmiþtir. Tansu Çiller 1995’te Gümrük Birliði kararýný aldýrmýþtýr. Bülent Ecevit, Devlet Bahçeli ve Mesut Yýlmaz 1999’da Helsinki’de adaylýðýmýzý resmen kabul ettirmiþ ve ilk reform paketini açtýrmýþtýr. Tayyip Erdoðan 2005’te Müzakereleri baþlatmýþtýr. Hiçbir askeri Hükümet de bu politikadan ayrýlmamýþtýr. Türkiye Avrupa’daki tüm hasým çevrelerin ve bir kýsým büyük üye devletlerin direncine raðmen 40 yýldýr beklediði bir hedefe ulaþýp 2005 yýlýnda müzakereleri baþlatmýþ ve bir katýlým ülkesi statüsü kazanmýþtýr. Ancak Birliðin 17 RAPOR NO: 3 Avrupa Birliði ve Türkiye Türkiye’ye karþý ikircikli, olumsuz ve hatta hasmane davranýþlarý ve ikinci Erdoðan Hükümeti’nin politikalarýndaki öncelik sýrasýnda Avrupa Birliði hedefinin yerini gerilere taþýmasý Türk kamuoyunda Avrupa Birliði hedefinin doðurduðu heyecan ve enerjiyi son bir kaç yýlda hemen hemen (tamamen) ortadan kaldýrmýþtýr. Adaylýk kriterleri Kopenhag Kriterlerinin yazýlý ifadesi bir iki cümleden ibarettir ve ezcümle aday ülkede iþleyen bir demokrasi bulunmasýný ve hukuk devletini, insan haklarýný ve azýnlýklarýn korunmasýný garanti altýna alan kurumlarýn iþlemesini öngörür. Ancak, aday ülkenin toplumsal yapýsýnda temel sorunlarýyla ilgili olarak büyük çatlaklarýn ve kutuplaþmalarýn bulunmamasý bir nevi yazýlý olmayan kriterlerdir. Kýbrýs Avrupa Birliði Kýbrýs’ýn üyeliðe kabulünde kendi koyduðu kurallarý çiðneyerek ülkenin yarýsýnda egemenlik kullanamayan, BM Güvenlik Konseyi’nin sürekli gözetimi altýnda bulunan ve BM Barýþ Gücü ile güvenlik saðlanan bir ülkeyi istikrarlý ka- 18 Özdem Sanberk bul ederek üyeliðe almýþtýr. Fransa ve Almanya Türkiye’nin üyeliðine karþý en büyük direnç iki büyük kurucu ülke olan Fransa ve Almanya’dan gelmektedir. Bu direncin temelinde adý geçen ülkelerin Birlik içinde þu anda en fazla nüfusa sahip Devletler olarak Topluluk organlarýnýn karar mekanizmalarýnda kazanmýþ bulunduklarý avantajlý durumu kaybetme korkularý yatmaktadýr. Tam üyelik perspektifi Türkiye’nin tam üyelik perspektifleri Avrupa içinde üyeler arasý rekabet nedenleriyle ve bu ülkeler arasýndaki güç dengesi mücadeleleri dolayýsýyla zorluklarla karþýlaþmaktadýr. Türkiye’nin üyeliðine karþý bazý Avrupalý politik çevreler Türkiye ile ciddi bir krizin çýkmamasý için en iyi çareyi Türkiye’nin adaylýðýný bizzat kendisinin geri çekmesi olduðunu düþünmekte ve bunu beklemektedirler. Oysa dünyanýn en önemli stratejik alanlarýna komþu olan ve ayrýca enerji yollarýnda yer alan Türkiye’nin üyeliði Avrupa Birliði’nin güvenlik ve dýþ politika boyutunu 19 RAPOR NO: 3 Avrupa Birliði ve Türkiye ve enerji güvenliðini özlü þekilde güçlendirecektir. Gümrük Birliði Birliðin aslýnda Türkiye’nin katýlýmýndan çok þey kazanacaðý genellikle herkes tarafýndan kabul edilmektedir. Türkiye bakýmýndan ise yararlarý açýktýr. Sýrf üyelik perspektifi dahi ülkemize büyük ölçüde yabancý sermaye giriþine sebep olmuþ ve geniþ kapsamlý demokratik reformlarýn gerçekleþtirilmesini saðlamýþtýr. Gümrük Birliði’nin yürürlüðe girdiði tarih olan 1996’dan 2006’ya kadar geçen on yýllýk dönemde Avrupa Birliði’nin Türkiye’ye ihracatý üçe katlanmýþ ve 2006’da yýlda 58 milyar dolara yükselmiþtir. Türkiye’nin Avrupa Birliði’ne ihracatý ise ayný dönemde dörde katlanmýþ ve 2006’da 48 milyar dolara yükselmiþtir. Bugün Avrupa Birliði Türkiye’nin birinci ticaret ortaðýdýr. Ýthalatýnýn %42’sini, ihracatýnýn da %52’sini karþýlamaktadýr. Türkiye þimdi Avrupa Birliði için Japonya’da’ daha önemli bir ticari partnerdir. 2004’e kadar yýlda ortalama 1 milyar dolayýnda olan yabancý sermaye, müzakerelerin açýldýðý yýl olan 2005’te 9 milyar dolara, 2006’da ise 20 milyar dolara ulaþmýþtýr. Bu meblað ayný yýl Hindistan’a giren yabancý sermayeden daha fazladýr. Türkiye’ye yatýrým yapan yabancý Þirket sayýsý 15.000’ i geçmiþ olup, bu Þirketlerin yarýsýndan fazla- 20 Özdem Sanberk sý, yani 8300 adedi Avrupa Birliði menþelidir. Ancak Türkiye, Avrupa Birliði’nin üçüncü ülkelerle yaptýðý ticaret müzakerelerinde söz sahibi deðildir. Bu da Gümrük Birliði kararýnýn büyük bir eksikliðidir. Türkiye müzakerelerinde söz sahibi bulunmadýðý Anlaþmalara uymak mecburiyetinde kalarak ticaret saptýrmasý yoluyla ayýrýmcý muameleye maruz kalmakta ve bu yüzden zarara uðramaktadýr. AB artýk kýtanýn tümünü kapsýyor Avrupa Birliði önümüzdeki on yýllarda Batý Balkanlarý, yani Arnavutluk, Makedonya, Hýrvatistan, Bosna Hersek ve Sýrbistan’ý da içine alacaktýr. Muhtemelen Ukrayna, Moldova ve Belarusya da ileriki on yýllarda Birliðe üye olacak ve Birlik Gürcistan, Azerbaycan ve Ermenistan ile özel iliþki kurma sürecine girecektir. Türkiye’nin dýþlanma riski Bütün Kýta’yý kapsayacak bir Avrupa Birliði’nin dýþýnda kalacak olan bir Türkiye güçler dengesinde zaafa uðrar. Bu nedenle halen müzakere sürecinde bulunmak gi- 21 RAPOR NO: 3 Avrupa Birliði ve Türkiye bi avantajlý bir durumda bulunan ülkemizin mücadeleden vazgeçmesi tarihi bir hata olur. Yunanistan, Bulgaristan ve Sýrbistan lehine Balkanlar’da ve Güneydoðu Avrupa’daki tarihi ve kültürel mirasýný kaybeder. Çünkü Birliðin Ortak Dýþ ve Savunma ve Güvenlik Politikalarý Arnavutluk, Makedonya, Moldova, Bosna, Kosova ve Sancak’taki Türkçe konuþan Müslüman nüfusu zaman içinde tedricen Türkiye’nin tarihi ve kültürel nüfuz sahasýndan uzaklaþtýrýr. Batý ve Kuzeybatý Karadeniz siyasi ve güvenlik etki alanýmýzýn dýþýna kayar. Kaçýrýlmýþ fýrsatlar tarihi Türkiye-AB iliþkileri tarihi aslýnda bir nevi kaçýrýlmýþ fýrsatlar tarihidir. Bu fýrsatlarýn bir daha kaçýrýlmasýna izin vermememizin tek yolu, Avrupa Birliði hedefi yönünde oluþacak bir genel konsensüs etrafýnda Türkiye’nin bugünkü ideolojik ve siyasi krizler gündeminden ekonomik, sosyal, demokratik ve teknik icraatlar yapýlmasýný öngören bir gündeme geçmesidir. Baþka bir deyimle Türkiye’nin gelecek perspektifinde bir modernleþme idealine kavuþmasý ve geniþ ufuklu bir siyasi vizyonu benimseme kapasitesini göstermesidir. Avrupa Birliði katýlým süreci bize bu perspektifi saðlayabilecek en somut yol haritasýdýr. Bu yeni gündem ancak bizi sürekli krizler 22 Özdem Sanberk sarmalýndan kurtarabilir ve Kýta’nýn deðiþmekte olan siyasi ve askeri kuvvetler dengesinde yerimizi kaybetmememizi saðlar. Bu nedenle biz reformlarý yerine getirelim ama Avrupa Birliði’ne katýlsak da olur katýlmasak da olur tarzýndaki görüþler, ülkemizin Kýta’daki tarihi ve insani varlýðýnýn zaman içinde yitirilmesi halinde gelecek kuþaklar için doðabilecek siyasi ve güvenlik maliyetlerini hesaba katmayan vizyonsuz görüþler olup, bizi bu mücadeleden uzaklaþtýrmak isteyen ve Birlik için bir tampon bölge haline getirmeyi hedefleyen ülkelerin ve etnik lobilerin ekmeðine yað sürmek anlamýný taþýr. Büyük ve net bir strateji ihtiyacý Eðer yine zaman kaybedip gelecek kuþaklarýn önünü kesmek istemiyorsak, baþta siyasi partilerimiz olmak üzere (siyasi partiler dâhil) hepimize görev düþüyor. Bu görev son iç olaylarýn kaldýrdýðý toz bulutunun arasýndan Avrupa Birliði sürecinde önümüzü görebileceðimiz ve kararlýlýðýmýzý yeniden pekiþtirebilecek orta ve uzun vadeli yalýn bir stratejiyi ve siyasi yönelimi ortaya koyabilmektir. Sýrf hükümete ait bir sorumluluk deðil 23 RAPOR NO: 3 Avrupa Birliði ve Türkiye Bu nedenle kanýmýzca Türkiye’nin, ülkeyi çaðdaþlaþma ideali etrafýnda birleþtirecek, bir Büyük Strateji üzerinde bir konsensüse varmasý ve bu konsensüsü gündemimize yeniden oturtmasý gerekecektir. Bu konsensüsün yerleþtirilmesi yalnýz yürütme organýna düþen bir görev deðil, devletin tüm yetkili organlarýný, TBMM’yi, tüm siyasi partileri ve tüm sivil toplumu ilgilendiren tarihi bir sorumluluktur. Avrupa Birliði’ne katýlma hedefi Türkiye için duygusal bir tutku deðil, tarih bilinci içinde ve gelecek perspektifinde rasyonel bir tercihtir. Bize karþý gösterilen direncin yoðunluðu bizim tercimizin doðruluðunu kanýtlayan en somut kanýtý oluþturmaktadýr. Katýlým sürecimize yeniden canlýlýk kazandýrabilir miyiz? Bu gözlemler bizi bazý temel sorularla karþý karþýya býrakmaktadýr. Türkiye açýsýndan, bu gün ülkemizin içinde bulunduðu koþullar altýnda Avrupa Birliði sürecinin geçerliliði var mýdýr? Eðer varsa bu geçerlilik bir ivedilik taþýmakta mýdýr? Bu her iki sorunun yanýtý olumlu ise, bu sürecin Avrupa Birliði açýsýndan, en azýndan Fransa ve Almanya gibi kimi ülkelerde geçerliliðinin tartýþmalý olduðu ve ivediliðinin ise bulunmadýðý düþünülünce, sürece karþýlýklý canlýlýk kazandýrýlmasýnýn mümkün olup olamayacaðý ciddi bir soru olarak karþýmýza çýkmaktadýr. 24 Özdem Sanberk Bu durumda bizim katýlým sürecimizle Avrupa Birliði’nin buluþma alaný son derece daralmaktadýr. Bu daralma bizden kaynaklanan sorunlar kadar, Avrupa bütünleþme sürecinin bu gün geldiði aþama ve bir türlü aþamadýðý kendi zorluklarýyla da irtibatlýdýr. Bu gözlem Türkiye’nin katýlým sürecini Avrupa bütünleþme projesinin göstereceði geliþmelere baðlý kýlmaktadýr. Bu aslýnda hem teknik hem de siyasi nitelikte doðal bir bað oluþturmaktadýr. Ýki süreç arasýndaki irtibat Ancak unutulmamalýdýr ki Türkiye bugüne kadar kendi katýlým süreciyle Avrupa Birliði bütünleþme süreci arasýndaki bu doðal baðý, þimdiye kadar, gözlerden kaçmasýna raðmen, yaþatmasýný bilmiþtir. Nitekim 1959 TBMM irade beyaný 1957 Roma Antlaþmasý’nýn imzalanmasýna, 1963 Ankara Antlaþmasý 1959 Roma Antlaþmasý’nýn yürürlüðe girmesine, 1971 Katma Protokolün imzalanmasý 90’lý yýllara kadar uzanan 12 ve 22 yýllýk listelere, o zamanki adýyla Topluluðun 1970 ve 80’lerdeki dönüþümleri ve Tek Senet’e doðru giden geliþmelerine, 1987 tam üyelik baþvurusu AB Tek Pazar hedefine, Matutes Paketi 1990’lý yýllarda Birliðin yatay ve dikey büyümesine, 25 RAPOR NO: 3 Avrupa Birliði ve Türkiye Gümrük Birliði Kararýnýn alýnmasýna ve 12 ve 22 yýllýk listelerin geçiþ sürelerinin dolmasýna verdiðimiz yanýtlarý oluþturmuþtur. Aslýnda bu listeyi tam üyelik müzakerelerinin baþladýðý 3 Ekim 2005 tarihine kadar uzatmak ve bizim sürecimizle Birliðin bütünleþme süreci arasýndaki teknik ve siyasi baðlarý gözler önüne daha açýk þekilde sermek mümkündür. Ama bu ayrý ve yararlý bir çalýþma konusu olur. Uzun ince yol Sonuçta yukarýda deðindiðimiz aþamalarýn her biri, tam üyeliðe giden ince uzun yol’a yýllar boyunca döþenmiþ taþlardýr. Yolumuzun kýsalmýþ olmasý gerekirken biz duraklama yaþýyoruz. Aynen 3 Ekim 2005’te müzakerelere baþlanmasýndan sonra reform sürecini askýya aldýðýmýz gibi. Çünkü o aný, yani müzakerelerin baþlamadýðý aný, adeta doðal bir aþama gibi heves ve heyecanýmýzýn bittiði bir aþama olarak kanýksadýk. Muhalefet olayýn tarihi anlamýný göz ardý ederek Müzakere çerçeve belgesindeki eksiklikleri vurguladý ve sonucu küçümsedi. Hükümet Avrupa Birliði’nde her bir aþamanýn bir diðer yeni aþamanýn baþlangýcý olduðu gerçeðini görmezden gelerek hedefe daha güçlü kilitlenmek yerine adeta muhalefetin iktidarý yönlendirmek istediði doðrultuda önceliklerini deðiþtirdi. 26 Özdem Sanberk Þimdi mesele bu taþlarý koymaya yeniden baþlayýp baþlayamayacaðýmýz noktasýnda toplanmaktadýr. Bunun ancak siyasi partilerimize ve TBMM’ye yeni bir siyasi iradenin hâkim olmasý ile mümkün olacaðý açýktýr. Ancak o zaman gerekli heyecan ve hevesi kamuoyuna yeniden yaymanýn ve Hükümet ile muhalefetin önceliklerini yeniden düzenlemelerinin yolu açýlabilir. Ýlgiyi canlý tutmanýn yolu güncel bilgiden geçmekte, reformlara yeniden baþlama iradesini ise katýlým duygusu güçlendirmektedir. Bu noktada Avrupa Birliði’ne de sorumluluk düþeceði bellidir. Kötümserlik Bugün ülkemizde Avrupa Birliði, bu alanda emek verenlerce terk edilmiþ bir alan görünümündedir. ..”Ben de bu konularda çaba sarf etmiþtim ama ...” þeklinde kendine noktayý koymuþ olanlarýn içinde bulunduklarý bir nevi nostalji ve hüsran kapaný görüntüsünü yansýtmaktadýr. Oysa katýlým iradesi alternatif maliyetlerin iyi hesaplandýðý, bu hesaplar ýþýðýnda yönelimin sürekli doðru konulabildiði ve güncel anlamýný yeniden elde edebilen bir konum kazanabilmelidir. Bu raporun temel amacýný oluþ- 27 RAPOR NO: 3 Avrupa Birliði ve Türkiye turan da budur. Sürece zihinsel katýlýmýn çeþitlendirilmesi Katýlým iradesine yeniden geçerlilik kazandýrýlmasýnýn pratik ifadesi herkesin görüþüne saygý gösterilmesi, her çevreden öneri beklenmesi ve duraklayan sürecin zihinsel katýlýmýn çeþitlendirilerek canlandýrýlmasýdýr. Avrupa Birliði (bir) “imtiyazlý bir grubun düþünce alaný” deðildir. Ancak salt “savunma veya saldýrý hattý” da deðildir. Süreç bir paylaþma, ayrýþma ve ortak seslendirmeyi arama zemini olarak görülebilmelidir. Tartýþmalarýmýzýn yelpazesi ne kadar geniþse Avrupa projesi o kadar saðlýklý tartýþýlýr. Saðlýklý zeminde yeni bir tartýþma Türkiye, Avrupa projesinin bugün hangi noktalarýnda güçlü, hangi noktalarýnda zayýf görünmektedir? Neyi takip ediyoruz, neyi kaçýrýyoruz? Özgün kimliðimiz hangi açýdan bugün daha deðerlidir? Bugün Türkiye hangi tartýþmalarda Avrupa Birliði’nin yönelimlerine güç katabilir? Üyelik sürecinin ara görünürlük aþamalarýný nerelerde saðlayabiliriz? Bu görünürlük neden önemlidir? Bunlar, ülkemizde Avrupa 28 Özdem Sanberk Birliði tartýþmalarýnýn Sevr sendromlarýndan, bölme ve dayatma sarmalýndan, soðukkanlý ve saðlýklý zeminlere çekilmesini saðlamak için fikir verebilecek yalnýzca birkaç soruyu oluþturuyor. Daha birçok soru ilave edilebilir. Bugün varýlan aþama çok önemli Türkiye aslýnda uzun ince yolda çok büyük mesafe kat etmiþ bulunmaktadýr. Geldiðimiz aþama küçümsenmemelidir. Avrupa Birliði bütünleþme süreci sonuçta, gönüllü iradeye dayalý bir projedir. Projenin bitmeyen zorluklarý, tartýþmalarý, hayal kýrýklýklarý ve umutlarý bellidir. Bunlar kuþkusuz devam edecektir. Bu nedenle tartýþmalardan çekinmeye gerek yoktur. Avrupa Birliði’nin ve kimi üyelerinin bize karþý tavýrlarý zaman içerisinde dondurulamaz. Bütünleþme süreci hem bizim için hem Birlik için dinamik bir süreçtir ve bu dinamiði ne Avrupa Birliði ne de biz tek baþýmýza belirleyebiliriz. Türkiye’nin üyelik surecinin baþarýsý bir mucizeye baðlý deðildir. Baþarý kapsamlý ve gerçekçi bir stratejiye ve bu stratejinin kararlý bir þekilde uygulanmasýna dayanacaktýr. 29 RAPOR NO: 3 Avrupa Birliði ve Türkiye III. STRATEJÝNÝN ANA HATLARI Gündemimiz ve temel hedeflerimiz Üyelik müzakereleri toplumumuzda kýrýlmalar yaratan deðil ulusal birlik ve beraberliði pekiþtiren bir sürece dönüþtürülmelidir. Cumhuriyetimizin temel aldýðý ülke bütünlüðünü, tekil Devlet-kucaklayýcý yurttaþlýk kavramýný ve laiklik gibi deðerleri, Birliðin ortak mukadderat felsefesiyle baðdaþtýran ve AB ile ortak geleceði bu zeminde inþa eden bir siyasi irade sergilenmelidir. Üye ülkelerin, çaðdaþ demokratik kriterlere dayalý Anayasal düzenlerinin hangi yönetim modellerini benimseyeceði Avrupa Birliði’ni ilgilendirmez. Bu iki hedefe varýlmasýný teminen hem Türkiye içinde AB hedefine, hem de Türkiye ile AB arasýnda karþýlýklý güven saðlanmalý; bu baðlamda: Ahdi yükümlülüklere karþýlýklý olarak uyulmasý esas alýnmalý, 30 Özdem Sanberk Türkiye kendi yargý sistemini mevzuatta ve uygulamada Avrupa Birliði standartlarýyla tam olarak uyumlulaþtýrmalý, Türkiye’yi de içine alan Avrupa bütünleþme projesinin komþu coðrafyamýzdaki baþlýca etkileri, aynen Avrupa kýtasýnda olduðu gibi barýþ, güvenlik, istikrar, ekonomik geliþme ve demokratikleþme olmalý, AB üyesi ülkeler ile iliþkilerimiz ikili düzeyde de güçlendirilmelidir. Yaklaþýmýmýz, süreçte ilerlemeyi, Türk kimliðinin zengin çeþitliliðinden ve tarihi ve kültürel muhtevasýndan gurur duyarak, barýþ, gönüllü katýlým iradesi ve uzlaþma kültürü temelindeki ortak idealleri paylaþma zemininde saðlama çabasýna dayandýrýlmalý ve ülkemiz Avrupa bütünleþmesinin aktif bir aktörü olabilmelidir. Katýlým sürecimizle Avrupa projesi arasýndaki baðý, karþýlýklý hasmane tutumlar, ya da çatýþmacý yaklaþýmlar deðil, birlikte düþünme, karþýlýklý dayanýþma ve ortak çaba anlayýþý kurabilmeli, birbirimize karþý deðil, birbirimiz için beraberce çözüm üretmeyi hedef alan bir yaklaþým(dan) benimsenmelidir. Stratejik düþünme bireyin gündelik yaþantýsýnda 31 RAPOR NO: 3 Avrupa Birliði ve Türkiye karþýlaþtýðý sorunlara duyarsýz kalma anlamýna gelmemelidir. Müzakerenin tam üyelik hedefimize yönelik olduðu hususuna netlik kazandýrmalý bu amaçla TBMM’den bir karar çýkartarak müzakere heyetimizin yetkisinin sadece tam üyelik hedefiyle sýnýrlý olduðu dünyaya ilan edilmelidir. Böylece, imtiyazlý üyelik formüllerinin önü kesin þekilde kapatýlmalýdýr. Önceliklerimiz ve ara hedeflerimiz belirlenmeli ve Avrupa’daki ve dünyadaki geliþmelerin sürekli nabzý tutularak geliþmelere göre öncelik ve hedeflerimiz güncelleþtirilmelidir. Bu öncelik ve ara hedeflere riayeti saðlayacak etkin bir koordinasyon mekanizmasý kurulmalýdýr. Süreç, gerginlik yaratan deðil, uzlaþma zeminlerini besleyen ve dürüst bir çabayý sergileyen bir nitelik taþýmalýdýr. Kamuoyunu yanýltmamak temel yaklaþým olmalýdýr. Müzakere baþlýklarýnda ilerleme toplumsal zeminde iyi anlaþýlabilmeli, sýrf göz boyamak için alelacele düzenlemelerden kaçýnýlmalýdýr. Türkiye Orta Doðu, Kafkasya, Karadeniz, Hazar ve Akdeniz bölgelerinde, enerji güvenliði ve ulaþým gibi mukayeseli avantajlara sahip olduðu politikalarýnda etkin rol oynama çabalarýný sürdürmeli ve bu politikalarýndan alacaðý sonuçlarýn Avrupa Birliði’ne katýlma sürecinde önemli siyasi kozlar oluþturacaðýnýn bilincinde olmalýdýr. 32
© Copyright 2024 Paperzz