Türk Nisan-Mayıs-Haziran 2014 • Sayı 2 • Üç ayda bir yayımlanır. Derneği BÜLTEN / Ocak-Şubat 2013 B Ü LT E N İ 13 Mayıs 2014 tarİhİnde Manİsa’nın Soma İlçesİ’ndekİ kömür madenİnde ÇIKAN YANGIN SONRASINDA BİRÇOK MADENCİMİZ HAYATINI KAYBETMİŞTİR. Şehİt olan madencİlerİmİze Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve yaralılara ACİL ŞİFALAR dİlerİZ. THD YÖNETİM KURULU BÜLTEN / Nisan-Mayıs-Haziran 2014 Nisan-Mayıs-Haziran 2014 Sayı 2 BU SAYIDA Üç ayda bir yayımlanır Türk Hematoloji Derneği Adına Sahibi Prof. Dr. Teoman SOYSAL Editör Prof. Dr. Hamdi AKAN Yardımcı Editörler Uzm. Dr. A. Emre EŞKAZAN Doç. Dr. Selami Koçak TOPRAK Yazı İşleri Müdürü Prof. Dr. Muzaffer DEMİR Haber-Yazı İşleri Bengü TİMOÇİN Türkçe Dil Editörü Turgut AĞAR Yayın İdare Adresi İlkbahar Mah. Turan Güneş Bul. 613. Sok. No: 8 06550 Çankaya/ANKARA Tel: 0 312 490 98 97 Faks: 0 312 490 98 68 [email protected] Yayın Türü Yerel Süreli Yayın Grafik Tasarım ve Uygulama GALENOS Yayınevi Molla Gürani Mah. Kaçamak Sk. 34093 Fındıkzade-İstanbul Tel: +90 212 621 99 25 Faks: +90 212 621 99 27 E-posta: [email protected] Baskı Senk Ofset Matbaacılık Reklam Promosyon ve Tanıtım Hizmetleri San. Dış Tic. Ltd. Şti. Topkapı, Maltepe Mah. Litros Yolu No.24 34010 Zeytinburnu-İstanbul Tel: +90 212 493 26 26 Görüşlerinizi Bekliyoruz... THD Bülteni’nde yer almasını istediğiniz her türlü konu ve görüş için: 3-4 Bunları Biliyor musunuz? 5-6-7 Toplantılar 8-9 Kliniklerimiz 10 Kıdemli Üyemiz 11 Zorunlu Hizmetteki Üyemiz TEBRİKLER… Eski YÖK Başkanı İhsan Doğramacı'nın, 1952 yılında yayınlanan "Annenin Kitabı" adlı çocuk bakım kitabını, ilk basımı 1946 yılında yapılan ABD'li Dr. Benjamin Spock'ın "Baby and Child Care" adlı kitabından intihal olduğunu iddia ettiği için tazminata mahkum edilen derneğimiz üyesi Prof. Dr. Hasan Yazıcı, bu nedenle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde 7 yıl önce açmış olduğu davayı kazandı. Derneğimiz üyesi Prof. Dr. Reyhan Diz Küçükkaya 26 Nisan 2014'de Bilim Akademisi asil üyeliğine seçildi. San Francisco’da 2-5 Nisan 2014 tarihlerinde gerçekleştirilen World Apheresis Association (WAA) / American Society for Apheresis (ASFA) Joint Meeting'e Türkiye’den toplam 10 bilim insanı katılmıştır. WAA Yönetim Kurulu Toplantısı’na, Prof. Dr. Osman İlhan ve Prof. Dr. Ali Ünal ülkemizi temsilen katılmış ve Prof. Dr. Osman İlhan, WAA Yönetim Kurulu üyesi ve Asya-Afrika Başkan Yardımcısı seçilmiştir. Prof. Dr. Osman İlhan, Planery Session'da chair olarak görev almıştır. Prof. Dr. Ali Ünal ve Prof. Dr. Hakan Göker eğitim toplantısında konuşmacı olarak sunularını yapmıştır. Prof. Dr. Ali Ünal, Prof. Dr. Birol Güvenç, Biyolog Ferda Tekin Turhan, Meet The Expert Toplantılarında moderatör olarak görev almıştır. [email protected] Turan Güneş Bulvarı İlkbahar Mah. 613 Sok. No: 8 Çankaya - ANKARA Türk Hematoloji Okulu Marka Tescili Alındı Türk Hematoloji Derneği ve THD isimlerinin alınması ardından T. C. Türk Patent Enstitüsü’nden Türk Hematoloji Okulu isminin de marka tescil belgesi alındı. Yayımlanan yazıların bilimsel ve hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir. Yazıların içeriğinden ve kaynakların doğruluğundan yazarlar sorumludur. Tüm Hematoloji Derneği, Editör, Yardımcı Editörler, Dergi Sahibi, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü, Yönetim Kurulu ve Yayımcı dergideki hatalardan veya bilgilerin kullanımından doğacak olan sonuçlardan sorumluluk kabul etmez. 2 TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ BÜLTEN / Nisan-Mayıs-Haziran 2014 Bunları Biliyor musunuz? TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ SOSYAL SORUMLULUK PROJESİ Türk Hematoloji Derneği, 25 Nisan 2014 Cuma Günü Sincan’da sosyal sorumluluk projesi gerçekleştirdi.T.C. Ankara Valiliği Sincan Yetiştirme Yurdu’nda kalan toplam 60 kişiye içerisinde kırtasiye malzemeleri, kitap, diş bakım seti, deodorant ve kıyafet bulunan Türk Hematoloji Derneği çantaları hazırlanarak dağıtıldı. Levis firması Genel Müdürü Güngör Karabulut bu sosyal sorumluluk projesinde yer alarak çocuklar için kıyafet yardımında bulundu. Bunun yanısıra 50 adet çanta ise Trabzon çocuk bakım evlerine gönderildi. İŞ İLANLARI KÖŞESİ AÇILDI Türk Hematoloji Derneği web sayfası www.thd.org.tr yeni bir bölüme ev sahipliği yapmaya başladı. İş ilanı vermek isteyen üyelerimiz http://www.thd.org.tr/is-ilani/ adresini ve ilanları incelemek isteyen üyelerimiz http://www.thd.org. tr/is-ilanlari/ adresini ziyaret edebilirler. Şu an web sayfasında aktif olan ilanlar aşağıda yer almaktadır. Hematoloji Uzmanı olması Akademik ilerleme konusunda motivasyonunun olması, iyi derecede mesleki ingilizce bilmesi Kuruluş Adı: Başkent Üniversitesi Adana Uygulama ve Araştırma Merkezi, Hematoloji Bilim Dalı İlanı veren : Prof. Dr. Hakan Özdoğu Adres: Başkent Üniversitesi Adana Uygulama ve Araştırma Merkezi, Hematoloji Bilim Dalı 01250 Yüreğir/Adana Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Kuruluş Adı : Muğla Özel Yücelen Hastanesi İlanı veren : Fatih Mehmet Azık Adres: Muğla Merkez Özel Yücelen Hastanesi TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ FACEBOOK SAYFASINA BEKLERİZ Türk Hematoloji Derneği’nin web sitesi üzerinden üyelerine verdiği hizmetlerin, eğitici kılavuzların, toplumu bilinçlendirme kampanyalarının, kursların ve benzeri duyuruların daha güncel bir şekilde yer aldığı ve herkesin kullanımına açık olan Facebook sayfasında ayrıca kurs ve toplantılara ait fotoğraflar da bulunmaktadır. www.facebook.com/turkhematolojidernegi TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ 3 BÜLTEN / Nisan-Mayıs-Haziran 2014 Bunları Biliyor musunuz? 40. ULUSAL HEMATOLOJİ KONGRESİ HAZIRLIKLARI DEVAM EDİYOR 40. Ulusal Hematoloji Kongresi, 22-25 Ekim 2014 tarihleri arasında Titanic Deluxe Belek Otel Kongre Merkezi, Antalya’da düzenlenecektir. Kongre bildirilerinizi http://ulusalhematoloji2014.org adresine 1 Ağustos 2014 tarihine kadar gönderebilirsiniz. Bu sene THD-EHA (European Hematology Association) ortak eğitim oturumunun yanısıra ISTH (International Society on Thrombosis and Hemostasis) ile de ortak eğitim programı düzenlenmektedir. Kongre merkezinde dernek üyelerimizin eserlerinden oluşan bir fotoğraf sergisi de yapılacaktır. Sergiye eserleri ile katılmak isteyen değerli üyelerimizin 20 Eylül 2014 tarihine kadar eserlerini [email protected] adresine göndermeleri gerekmektedir. Programa ve kongre hakkındaki tüm ayrıntılara http://ulusalhematoloji2014.org adresinden ulaşabilirsiniz. YENİ DOÇENTLERİMİZ BURAK UZ 1997-2003 yılları arasında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tıp eğitimini gerçekleştirmiştir. Uzmanlık eğitimini, 2003-2008 yılları arasında Fatih Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı’nda yapmıştır. Yandal uzmanlığı eğitimini, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ABD Hematoloji Bilim Dalı’nda tamamlamıştır. 2014 yılının Ocak ayında doçent doktor unvanı almıştır. Çalışmalarına Elazığ Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ABD Hematoloji Bilim Dalı’nda devam etmektedir. FATİH KURNAZ 1995-2001 yılları arasında Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tıp eğitimini gerçekleştirmiştir. Uzmanlık eğitimini, 2001-2007 yılları arasında Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Ana Bilim Dalı’nda yapmıştır. Yandal uzmanlığı eğitimini, Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ABD Hematoloji Bilim Dalı’nda tamamlamıştır. 2014 yılının Ocak ayında doçent doktor unvanı almıştır. Çalışmalarına Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ABD Hematoloji Bilim Dalı’nda devam etmektedir. TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ STANDINA DAVETLİSİNİZ 12-15 Haziran 2014 tarihleri arasında Milan, İtalya’da düzenlenecek olan 19. Avrupa Hematoloji Birliği (EHA) Kongresi’nde 1224 numaralı stantta derneğimizin tanıtımı yapılacaktır. 4 TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ BÜLTEN / Nisan-Mayıs-Haziran 2014 Toplantılar Ulusal Kemik İliği Transplantasyonu ve Kök Hücre Tedavileri Kongresi Yoğun İlgi Gördü Ülkemizde halen ruhsatlı 60 hematopoetik kök hücre nakil merkezi mevcuttur ve bu sayı yıllar geçtikçe giderek artmaktadır. Ünitelerin başarısında hekim, hemşire ve diğer görevlilerin tümünün emeği, eğitimi ve bilgilerinin güncellenmesinin önemli rol oynadığı da bir gerçektir. Kongre programı bu gereksinimler göz önünde tutularak hazırlandı. Bilimsel Programda, erişkin ve pediatrik kök hücre nakli konuları her yönüyle tartışılıp çok değerli bilim insanları tarafından güncel veriler sunuldu. Kemik iliği nakil merkezlerinin uluslararası akreditasyonu son derece önemli bir konudur. Bu akreditasyon JACIE adlı bir sistem tarafından yürütülmektedir. Kongre programında bu sene JACIE Transplant Merkezi Hazırlık Kursu’nun ikincisi düzenlendi. European Society for Blood and Marrow Transplantation (EBMT) yetkililerinin önemli bilgiler aktardığı bu kursa transplantasyon ünitelerinde görevli ya da görev alacak 12 hekim katıldı. TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ 5 BÜLTEN / Nisan-Mayıs-Haziran 2014 Toplantılar Ülkemizdeki nakil merkezlerinin 38’i halen Avrupa Kan ve Kemik İliği Nakli Derneği (EBMT) üyesidir. EBMT ile veri paylaşımını sağlayan çalışanların bu konuda zaman zaman zorluk çektiği bilinmektedir. Bu nedenle bu yıl da Veri Yönetimi Kursu’nun, dördüncüsü düzenlendi. Böylece yenilenen veri iletim sisteminin tanıtımı da yapıldı. Kongrede EBMT ve Onkoloji Hemşireliği Derneği ile işbirliği yapılarak 4. EBMT/THD Kök Hücre Transplantasyonu Hemşireliği Kursu düzenlendi. Her nakil merkezinden bir hemşire THD desteği ile kursa katıldı. Bilimsel programda, erişkin ve pediatrik kök hücre nakli konuları her yönüyle tartışılıp çok değerli bilim insanları tarafından güncel veriler sunuldu. Kongrenin son günü ise EBMT tarafından gerçekleştirilen “Kronik Graft -versus- Host Hastalığı (GVHH)” başlıklı eğitim programı yer aldı. Bu programda kronik GVHH, günlük pratikte karşılaştığımız tüm sorunlara önemli ölçüde yanıt olabilecek şekilde, patogenez, yeni sınıflama (National Institutes of Health (NIH)) ve tedavinin tüm yönleri ile ayrıntılı olarak incelendi. Kongre sadece hematopoetik kök hücre naklini değil, kök hücre tedavileri ana başlığında diğer kök hücre uygulamalarını da konu aldı. Bu kapsamda temel kavramlardan uygulamalara ve ülkemizdeki gelişmelerin ele alındığı oturumlara yer verildi. Hematopoetik kök hücre nakli ve nakil dışındaki kök hücre araştırmaları ile yurt dışında konularında öne çıkmış değerli “bilim elçisi” meslektaşlarımız da yeni çalışmaları ile aramızda oldular. Kongrenin ilk günü 6 Mart 2014 tarihinde 20:30-24:00 saatleri arasında ‘Ulusal Kök Hücre Araştırmaları Çalıştayı’ gerçekleştirildi. Bu çalıştayda ülkemizdeki kök hücre araştırmalarının değerlendirilmesi ve kılavuzlarının oluşturulması amaçlandı. Bu çalıştayda farklı konu başlıklarında yer alan yedi çalışma masasına yaklaşık 80 hekim katıldı. 6 TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ BÜLTEN / Nisan-Mayıs-Haziran 2014 Toplantılar Kongre kapsamında Teoman Soysal, Muzaffer Demir, Hale Ören ve Fahir Özkalemkaş’ın katıldığı bir basın toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıya 17 farklı basın kuruluşundan toplam 22 kişi katıldı. Kongreye 114 bilimsel çalışma gönderildi ve, programda 4’ü EBMT ile ortak olmak üzere 18 bilimsel oturum düzenlendi. Konuşmacıların 6’sı (ikisi Türk) yurtdışından gelmiş olan uzman bilim insanlarıydı. Kongrede, ayrıca, gönderilen bildiriler arasından jüri tarafından seçilen en iyi 3 bildiri sahibine de ödül verilmiştir. THO 8: KLİNİSYEN - PATOLOG ORTAK LENFOMA KURSU BAŞARIYLA TAMAMLANDI Türk Hematoloji Derneği, 2008-2009'da uygulamaya koyduğu Türk Hematoloji Okulu Programı ile YDUS'u kazanan hematoloji araştırma görevlilerine temel hematoloji eğitimi vermektedir. İlk mezunlarını 2011 yılında veren Türk Hematoloji Okulu'nun üç yıllık yeni dönemi yeni toplantılarla devam etmektedir. Türk Hematoloji Okulu'nun yeni döneminin sekizinci kursu “Klinisyen - Patolog Ortak Lenfoma Kursu” Ankara’da 26-27 Nisan 2014 tarihlerinde 19 konuşmacı ve 22 farklı ilden toplam 128 katılımcı ile başarıyla gerçekleştirilmiştir. Okulun webcast sunumları çok yakında web sayfamızda (www.thd.org.tr) yer alacak. ŞİMDİ SIRA VAN’DA Türk Hematoloji Okulu'nun yeni döneminin dokuzuncu kursu (THO 9) Avrupa Hematoloji Birliği (EHA) ortaklığı ile “Konsültasyon Hematolojisi” başlığında 28-29 Haziran 2014 tarihlerinde Van’da gerçekleştirilecek. İLK ONLİNE EĞİTİMİMİZ HAZİRAN AYINDA YAPILACAK Eğitim aktivitelerimize yeni bir kapı açtık. Online eğitimleri başlatıyoruz. Kronik Miyeloid Lösemi konusunda 6 Haziran 2014 tarihinde yapılacak ilk online eğitim ayrıntıları web sayfamızda yer alacaktır. TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ 7 BÜLTEN / Nisan-Mayıs-Haziran 2014 Kliniklerimiz Türk Hematoloji Derneği Bülteni, kliniklerimizi tanıtmaya devam ediyor. Bu sayımızda Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı’nı konuk ettik ve Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Güray Saydam sorularımızı yanıtladı... EGE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI HEMATOLOJİ BİLİM DALI Kliniğinizin tarihçesini kısaca anlatır mısınız? HEMATOLOJİ BİLİM DALI 2547 Sayılı Yüksek Öğretim Kanunu 6 Kasım 1981 tarihinde ve bunun gereği olarak Yüksek Öğretim Kurulu tarafından hazırlanan Üniversitelerde Akademik Teşkilat Yönetmeliği 18 Şubat 1982 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Yeni kanun ve anılan yönetmelik, anabilim dallarından oluşan bölüm esasını getirdiği için İç Hastalıkları Kürsüsünün adı, Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümünün İç Hastalıkları Anabilim Dalı’na dönüşmüştür. Anılan kürsü ve anabilim dalında gelişimini sürdüren Hematoloji Birimi, Senato’nun 04.02.1988 tarihli kararı ile İç Hastalıkları Anabilim Dalının “Hematoloji Bilim Dalı” olarak kimlik kazanmıştır. Doğal olarak Bilim Dalı Başkanlığına Prof. Dr. Mustafa Celal KARACA atanmıştır. E.Ü. Tıp Fakültesi Kan Merkezi Prof Dr. Mustafa KARACA’nın önderliğinde kurulmuştur. Kan Merkezi’nin yeniden yapılandırılması ve modern bir Kan Bankası haline gelmesi 1998 - 1999 yıllarında Erişkin Hematoloji Bilim Dalı’nın katkılarıyla gerçekleşmiştir. Merkez Hematoloji Bilim Dalı içerisinde hizmet vermektedir. Başkanlığını Doç. Dr. Yeşim AYDINOK yürütmektedir. Türkiye’de ilk kez Kan Merkezinde 24 saat hizmet veren hekim görevlendirilmesi sağlanmıştır. Bu bağlamda gönüllü kan donörlerinin kan verme öncesi muayeneleri ve hekim gözetiminde güvenli şekilde kan verebilmelerine olanak sağlanmıştır. Kan bankasında tam kan kullanımı yerine kanın komponentlerinin kullanılması konusunda çalışmalar yapılmıştır. Kan Merkezinde kanın komponentleri olan eritrosit süspansiyonu, plazma ve trombosit süspansiyonları hazırlanabilir hale getirilmiştir. Bu bağlamda Hematoloji Bilim Dalı tarafından hastanedeki Klinik Birimlere verilen eğitim seminerleri sonucu tam kan kullanımı sınırlı endikasyonları dışında bırakılarak komponent kullanım oranı altı ay içerisinde %80’e çıkartılmıştır. Kan Merkezine kan ışınlama cihazının alınmasıyla özellikle immun suprese hastalarda transfüzyona bağlı gelişebilecek yan etkilerin önlenebilmesi amacıyla cihazın etkin klinik kullanımı sağlanmıştır. Bilim Dalında 1997 yılında “otolog hematopoetik kök hücre transplantasyonu” yapılmaya başlanmış; 1999 yılında da ilk “Allojeneik Hematopoetik Kök Hücre Transplantasyonu” akut miyelositer lösemi tanılı bir hastaya yapılmıştır. Kan Merkezimiz 1999 yılında “European Group for Blood and Marrow Transplantation (EBMT)’ye üye olmuştur. Başlangıçtan bugüne merkezimizde yaklaşık 250 otolog, 20 allojeneik hematopoetik kök hücre transplantasyonu yapılmış olup, bu aktivite, EBMT tarafından her yıl uluslararası hematoloji dergilerinde yayınlanan “Avrupa yıllık hematopoetik kök hücre transplantasyon aktivitesi” makalelerinin ek bölümünde diğer merkezlerin aktiviteleri ile birlikte yer almıştır. Sunulan verilere göre, merkezimiz ilk uygulama yılından bugüne, Ülkemizde en çok otolog transplantasyon yapılan merkezlerden biridir. Ülkemizde yapılan otolog transplantasyonların yaklaşık 1/5’ini oluşturmaktadır. Halen ülkemizde EBMT’ye üye 26 transplant merkezi arasında EBMT tarafından transplantasyon merkezi olarak akredite edilen 5 merkezden biridir. Hematoloji Bilim Dalında aşağıdaki önemli buluş ve uygulamalar yapılmıştır: Prof. Dr. Mustafa Celal KARACA; kalitatif trombosit hastalıklarından primer trombopatide bir veriş kusuru olduğunu bulmuş ve bu buluşla trombosit fizyopatolojisinde “veriş kusuru” görüşü ilk kez tıp literatürüne girmiştir. Bu buluş çok geniş araştırmalara konu olmuştur. Primer trombopatide trombosit 8 TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ fosfolipidlerini ölçmüş ve bunların gerek miktar gerekse kompozisyon yönünden normal olduğunu ilk kez göstermiştir. Skörbütte kalitatif trombosit hastalığının (trombopati) defekt şeklinde var olduğu ve bunun C vitamini tedavisiyle düzeldiği ilk kez gösterilmiştir. Bu buluş 9 yıl sonra diğer araştırmacılar tarafından doğrulanmıştır. Tromboastenik trombopati adı altında yeni bir kalitatif trombosit hastalığı ilk kez gösterilmiştir. Aspergilloz O adlı bir fibrinolitik ajanın pürifikasyonu yapılmış ve ilk kez insanlara tatbik edilerek kuvvetli bir fibrinolitik etkisi olduğu gösterilmiştir. Kanser vakalarında defibrinasyon sendromunun varlığı ve oluş mekanizması ile Ehler - Danlos Sendromunda trombosit - kollagen ilişkisinin kusurlu olduğu ilk kez Prof. Dr. Mustafa KARACA tarafından gösterilmiştir. Bunlardan başka, Prof. Dr. Mustafa KARACA, bazı yeni laboratuvar metotlarını bulup araştırmalar için kullanılır hale gelmesine de katkıda bulunmuştur. Trombosit distile su testini, trombosit osmotik rezistans testini, trombosit fibrinojeni tayin yöntemini, trombin jenerasyon testine dayalı heparin yükleme testini ve latent siroz teşhisinde coumadin yükleme testini bulmuştur. 1987 yılında ilk kez plazmaferez ünitesi kurulmuş ve ilk plazmaferez 1988 yılında gerçekleştirilmiştir. Lösemik hücre kültürleri ve sinyal ileti sistemi çalışmaları Türkiye’de ilk kez kurulmuş ve araştırmalar üretilmeye başlanmıştır. 1997’den başlayarak yaklaşık 15 uluslararası araştırma makalesi üretilmiştir. Ayrıca Dr. Serdar Bedii OMAY tarafından halk ilaçları laboratuvara taşınarak antikanser özellikleri açısından değerlendirme deneyleri yapılmıştır. 2002 yılında Türkiye’de ve dünyada ilk insan çalışma serisi olarak kalp yetmezliğinde kalbe kemik iliği kök hücre nakli uygulanmıştır. (Kalp Cerrahisi ve Hematoloji, Dr. Mustafa ÖZBARAN, Dr. Serdar Bedii OMAY). EGE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ERİŞKİN KEMİK İLİĞİ NAKLİ ÜNİTESİ Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Hematoloji Bilim Dalı bünyesinde yer alan Erişkin Kemik İliği Nakli Ünitesi modern, konforlu ve bir nakil ünitesi için gerekli tüm donanımları içeren modern ve konforlu bir ortamda çalışmalarını sürdürmektedir. 6 yataklı ünitemiz çoğunlukla Ege Bölgesinde yaşayan hastaların hematopoetik kök hücre nakillerinin yapıldığı bir merkez olmasına karşın ülkemizin tüm yörelerinden hastalar da başvurmaktadır. Ünitemizde ilk otolog hematopoetik kök hücre nakli 1997 yılında nonHodgkin lenfoma tanılı bir hastaya, HLA tam uyumlu kardeşinden allojeneik hematopoetik kök hücre nakli ise akut myelositer lösemili bir hastaya yapılmış olup, her iki hasta da halen sağlıklı olarak yaşamlarına devam etmektedirler. Sonraki yıllarda hasta sayıları hızla artmış ve yılda 80-100 hastaya nakil yapılan ve başarılı sonuçları ile tercih edilen bir merkez haline gelmiştir. Bugün için ülkemizde 20’yi aşan kemik iliği nakli merkezleri arasında en fazla nakil yapan birkaç merkez arasında yer almaktadır. İlk uygulama yılı 1997’den 2011’e dek 756’sı otolog, 166’sı allojeneik olmak üzere toplam 922 hastaya hematopoetik kök hücre nakli uygulanmıştır. Erişkin hastalarda otolog kök hücre naklinin en sık uygulandığı hastalıklar Multipl Myelom, Hodgkin ve non-Hodgkin Lenfoma hastalıklarıdır. Allojeneik kök hücre nakli ise ön planda akut myelositer lösemi ve akut lenfoblastik lösemili BÜLTEN / Nisan-Mayıs-Haziran 2014 Kliniklerimiz hastalara uygulanmaktadır. Bu hastalıklara yakalanmış yüzlerce hasta bu tedavi uygulamaları ile yaşamlarını sağlıklı bir şekilde sürdürebilme şansını yakalamışlardır. Kurulduğu yıldan itibaren “European Society of Blood and Bone Marrow Transplantation -EBMT-” üyesi olan merkezimiz Hematoloji Bilim Dalı’nın bu alanda deneyimli öğretim üyeleri, uzmanları ve deneyimli hemşire kadrosu ile bir ekip çalışması halinde yürüttüğü hematopoetik kök hücre nakli uygulamalarımızın başarı oranı yüksektir ve gelişmiş ülkelerin sonuçları ile karşılaştırılabilecek düzeydedir. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Terapötik Aferez Merkezi Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi (EÜTF) Hastanesinde aferez işlemleri 1985 yılında hocamız Prof. Dr. Mustafa Celal Karaca tarafından başlatılmıştır. Başlangıçta nispeten az olan işlem sayısı özellikle Hematoloji Bilim Dalının ve sonrasında Hematoloji Bilim Dalı başkanları Başkanın Unvanı, Adı ve SOYADI Prof. Dr. Mustafa Calâl KARACA Prof. Dr. Filiz BÜYÜKKEÇECİ Prof. Dr. Murat TOMBULOĞLU Prof.Dr.Seçkin ÇAĞIRGAN Prof.Dr.Güray SAYDAM Bu göreve başlama ve ayrılma tarihleri 04.02.1988-08 .09.1993 08.09.1993-17.09.2002 26.09.2002-26.09.2005 14.09.2012-19.11.2011 26.09.2005-26.09.2008 19.11.2011-Halen Devam ediyor Aferez Ünitesinin kurulmasıyla hızla artmıştır. Merkezimizin 1997 yılında başlayan kök hücre aferezi aktivitesi de yıllar içinde gelişerek artış göstermiştir. Merkezimiz 2008 yılında yeniden yapılanan İç Hastalıkları Kliniği bünyesindeki yeni ünitesine taşınmıştır. 2010 yılında yayınlanan 27517 sayılı yönetmeliğe uygun olarak gerçekleştirdiği başvurunun sonrasında EÜTF Terapötik Aferez Merkezi (TAM) olarak ruhsatlandırılmıştır. Ruhsatlandırmayı takiben yaptığımız başvurunun kabulü sonrasında ‘Terapötik Aferez Eğitim Merkezi (TAEM)’ olarak yetkilendirilmiştir. EÜTF-TAM başlıca üç bölümden oluşmaktadır. (1) Aferez Ünitesi (68 m2, hastabaşı destek üniteleri olan beş adet çok fonksiyonlu hasta yatağı, havalandırma sistemleri ve gerekli tüm cihazlar, (2) Kök Hücre işleme 20 m2, HEPA filtreli ve pozitif basınç sistemli ortam, laminar akımlı kabin ve programlı dondurma cihazı ve (3) saklama 22 m2, klimatize ortamda -80°C mekanik dondurucular, sıvı azot saklama tankı, bölümleri ve (4) Bilgi işlem, hasta kabul ve muayene odası (14 m2, bilgisayar ve hasta muayene masası.) EÜTF-TAM personeli çoğunluğu uzun yıllardır bu alanda tecrübe kazanmış hekim (kalite sorumlusu Prof. Dr. Murat Tombuloğlu ve sorumlu uzman Doç. Dr. Ayhan Dönmez), hemşire (teknik sorumlusu Yük. Hem. Bahar Arık ile sağlık personelleri Hem. Ayser Mesut ve Hem. Nazife Karaküçük) ve tıbbi sekreterden (Ülkü Keçeci) oluşmaktadır. EÜTF-TAM, günümüze kadar giderek artan sayıda terapötik plazma değişimi, donör aferezi ve kök hücre aferezi gerçekleştirmiştir. Son bir yıl içinde toplam 561 işlem (çevresel hematopoetik kök hücre toplanması: 307, terapötik plazma değişimi: 237 ve diğer işlemler: 20) uygulanmış, ayrıca gerçekleştirilen işlemlerin çeşitliliği de arttırılmıştır. EÜTF-TAM, üç ay önce ilk dönem eğitimine başlamıştır. Eğitimde görev alan hocalarımız ve arkadaşlarımız (Prof. Dr. Murat Tombuloğlu, Prof. Dr. Gürhan Kadıköylü, Prof. Dr. Yeşim Aydınok, Prof. Dr. Günseli Öztürk, Prof. Dr. Savaş Kansoy, Doç. Dr. Ayhan Dönmez, Doç. Dr. Mahmut Töbü, Doç. Dr. Taner Dağcı ve Yük. Hem. Bahar Arık) kısa süre önce sonlanan eğitim dönemini başarıyla tamamlamanın mutluluğunu yaşamaktadırlar. Merkezin bilimsel aktivitelerinin (özellikle çevresel kök hücre mobilizasyonu, toplanması, işlenmesi, saklanması, infüzyonu ve homing üzerine) son yıllarda giderek arttığı izlenmektedir. Aferez işlemlerini 24 saat boyunca kesintisiz gerçekleştirebilen EÜTF-TAM, alanındaki yenilikleri en kısa süre içinde uygulamaya geçirerek bölgesinin tüm ihtiyaçlarını eksiksiz karşılamayı, üst düzeyde eğitim vermeyi ve bilimsel aktivitelerini daha da arttırmayı hedeflemektedir. DENEYSEL HEMATOLOJİ LABORATUVARI 1997 Yılında hematoloji laboratuvarının içinde bir bölümde başlanmış olan hücre kültürü çalışmalarına 2009 yılından itibaren İç Hastalıkları Araştırma Laboratuvar kompleksi içindeki deneysel hematoloji laboratuvarında Doç. Dr. Fahri Şahin ve Prof. Dr. Güray Saydam’ın sorumluluğunda devam edilmektedir. PROF. DR. MUSTAFA CELAL KARACA HEMATOLOJİ LABORATUVARI İç Hastalıkları Anabilim Dalı’nın kuruluşundan beri var olan laboratuvar, 04.02.1988 tarihinde Hematoloji Bilim Dalı’nın kurulmasıyla birlikte Hematoloji Laboratuvarı adı altında hizmet vermeye devam etmiştir. 2002 yılından itibaren laboratuvarın adı “Prof. Dr. Mustafa Celal Karaca Laboratuvarı” olarak değişmiş olup halen aktif olarak çalışmakta, hemogram, periferik yayma, kemik iliği, koagülasyon, tromboz hemostaz ve viabilite testleri ile, sadece İç Hastalıkları anabilim dalına değil tüm hastaneye hizmet vermektedir. Kaç hasta yatağınız var ve doluluk oranınız nedir? Kliniğimizde resmi olarak 35 klinik yatağı ve allojeneik kök hücre nakli için ayrı bir ünite olarak 6 adet transplantasyon ünitemiz var. Klinikte ortalama 50 civarında hematoloji hastası yatıyor. Maalesef her yerde olduğu gibi, diğer bilim dallarının yataklarını da kullanmak zorunda kalabiliyoruz. Transplantasyon üniteniz var mı? Yılda kaç transplantasyon yapıyorsunuz? Hastanenizin yatak kapasitesi nedir? Kendimize ait 6 odadan oluşan bir transplant ünitemiz var. Yılda ortalama 40-50 allojeneik, 100-120 arasında otolog kök hücre nakli gerçekleştiriyoruz. Poliklinik yükünüzden bahseder misiniz? Yıllık poliklinik sayınız ortalama nedir? Kendimize ait 3 adet polikliniğimiz var. Bir tanesi özel dal polikliniği olarak hemofili, talasemi, tromboz, KİT gibi özellikli hasta grubuna bakıyor. İkinci polikliniğimiz selim ve yeni başvuru hastalarla ilgileniyor. 3 nolu polikliniğimiz tanılı ve kemoterapi alan hastalara hizmet veriyor. Günde ortalama 50-70 hasta bakıyoruz. Yıllık tahminen 15000 civarında poliklinik hizmetimiz var. Biriminizde kaç yıldır hematoloji yandal asistan eğitimi veriliyor? Birimimizde kurulduğu andan itibaren yan dal eğitimi veriliyor. Türk Hematoloji Okulu projesi hakkında ne düşünüyorsunuz? Faydalı buluyoruz ve yan dal uzmanı arkadaşların katılımını destekliyoruz. Akademik kadronuz kaç kişiden oluşuyor? Akademik kadromuzda 4 profesör, 2 doçent ve 1 hematoloji uzmanımız vardır. Prof.Dr. Güray Saydam, Prof. Dr. Murat Tombuloğlu, Prof. Dr Mahmut Töbü, Prof.Dr Ayhan Dönmez, Doç.Dr. Filiz Vural ve Doç. Dr Fahri Şahin akademik kadroyu oluşturuyor. Uzm.Dr. Nur Akad Soyer, hematoloji uzmanı olarak kliniğimize 7 ay önce katılmıştır. Asistan eğitiminde kullanılan çekirdek eğitim müfredatınız var mı? THD ve EHA’nın uygun gördüğü müfredata uymaya çalışıyoruz. Kongrelere katılabiliyor musunuz? Hangi toplantıları tercih ediyorsunuz? Kongrelerin hepsine katılım mümkün olamıyor doğal olarak. THD, ASH ve EHA kongrelerini tercih ediyoruz. Ayrıca bölgemizde kendimiz de çok sayıda eğitim faaliyeti düzenliyoruz. Üyelerimize vermek istediğiniz bir mesaj var mı? Hematoloji, hematolojiyi sevenlerin yapabileceği br branştır ve görerek tanı konan nadir disiplinlerdendir. Kliniğinizde görev yapan akademisyenler ve uzmanlar kimlerdir? Akademisyenleri daha önce belirtmiştim. Yandal ihtisasında şu an Uzm.Dr. Asu Fergün Yılmaz, Uzm. Dr. Ajda Ersoy Güneş, Uzm. Dr. Evrim Doğan, Uzm.Dr. Melda Cömert, Uzm. Dr. Hatice Demet Kiper görev yapmaktadır. Son YDUS sonrası Uzm. Dr. Mustafa Duran, Uzm. Dr. Ayşe Uysal ve Uzm. Dr. Püsem Patır da aramıza katılmışlardır. TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ 9 BÜLTEN / Nisan-Mayıs-Haziran 2014 Kıdemli Üyemiz Türk Hematoloji Derneği Bülteni kıdemli üyelerimizi konuk etmeye devam ediyor. Bu sayımızdaki konuğumuz Prof. Dr. Nejat Akar sorularımızı yanıtladı... Nejat Akar Hocam, bize üniversite öncesi yaşantınızdan kısaca söz eder misiniz? 9 Ekim 1952 günü Ankara Cebeci’de doğdum. Babam subay, annem ev hanımıydı. Kökümüz baba tarafından Bosna’ya, anne tarafından Erzurum’a dayanıyor. Çubuk/Ankara,Iğdır ve sonunda Malatya Gazi İlkokulunu bitirdim. 1963-1970 yılları arasında TED Ankara Koleji’nde orta ve lise eğitimimi aldım. Lise yıllarının yaz tatillerinde de bir yakınımızın eczanesinde kalfa olarak çalıştım. Neden tıp fakültesini seçtiniz? Tıbbın hangi alanına yöneleceğinize nasıl karar verdiniz? Çocukluğumuzda en sık karşılaştığımız sorulardan birisi: “Büyüyünce ne olacaksın?” dır. Bu soruya, ilkokulda yaşamıma giren bir kadın cerrahın beni etkilemesiyle “Doktor olacağım. Hem de operatör!” derdim. Bu kadın cerrah Op. Dr. Yıldız Yalçınlar’dı. Kendisini babamın görevi nedeniyle bulunduğu Iğdır’da ilkokul öğrencisiyken tanımış, onun hekimliğinden etkilenerek mesleğimi seçmiştim. Yıldız Yalçınlar, Ankara Tıp Fakültesi’nin ilk kadın cerrahıydı. Daha sonra beyin cerrahisi ihtisası yapmıştı. Türkiye’nin ilk iki kadın beyin cerrahından birisiydi. 1970 yılında üniversite giriş sınavlarıyla Orta Doğu Teknik Üniversitesi giriş sınavları ayrı ayrı yapılıyordu. Ben tıp fakültesini o yıl kazanamamış, ODTÜ Elektrik Mühendisliğini kazanmış, yabancı dil sınavını aşıp birinci sınıfa kayıt yaptırmıştım. Ertesi yıl, babamın da desteğiyle sınavlara tekrar girip, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni kazanmış, hekim olma hayaliminin ilk basamağını geçmiştim. Güneşli bir Ankara sabahıydı. Sabah teorik dersten çıktıktan sonra, pratik uygulama saatini bekliyorduk. “Ayten Hoca geliyor,” dediklerinde, hematoloji servisinde bir hastanın başında toplandık. O gün staj grubundan bazı arkadaşlarımız gelmemişti.Ancak üç dört kişi vardık. Bize “Beni takip edin,” dedi ve bizi bir alt kattaki hematoloji laboratuvarına götürdü. Hematoloji laboratuvarının hemen kapı girişinde yerleştirilmiş mikroskopun başına geçti. Prof. Dr. Ayten Arcasoy, mikroskop yanına dizilmiş preparatlardan birisini alıp dikkatlice mikroskopa yerleştirdi. Boyalı bir cam parçasıydı. Buydu dersin konusu. O gün, o ufacık cam parçasında bir dünyanın gizli olduğunu fark ettim. O derste, bir lam parçasına bakıp, iki saate yakın anlattıklarından etkilenmiş, daha henüz çocuk kliniğine girmeden, hematolog olmaya karar vermiştim. Benim şansım Ayten Arcasoy, Ayhan O.Çavdar, Sevgi Gözdaşoğlu, Şükrü Cin ve Emel Babacan’dan oluşan çok güçlü bir pediatrik hematoloji grubunun altıncı elemanı hematolojiye adım atmamdı. Sonra da moleküler hematoloji benim dünyam oldu. Geçmişe dönme imkânı olsa tekrar aynı yolda yürür müydünüz? Kesinlikle ve tereddüt etmeden “evet”. Hematolojinin bugünü ve geleceği için neler söylersiniz? Hematolojinin dünü ile bugünü arasındaki farkı anlamak için sadece klasik hematoloji kitaplarının hacimlerini karşılaştırmak yeterlidir. Hematolojideki gelişmelerin ve bilgi birikiminin yıllar içinde ne denli hızlı artış içinde olduğunu bu kitaplar bize gösterecektir. Artık ilerleme o noktaya gelmiştir ki, zaman herşeyi bilen bir uzman değil, belirli bir hematoloji alanında uzman olmanın zamanıdır. Gelişen teknoloji ve yeni geliştirilen tedavi yöntemleri hematolojide bilgi birikimine inanılmaz katkıda bulunmaktadır. Hematolojideki bu hızlı gelişime ayak uydurabilmek için de bilimsel üretime çok önem vermeliyiz. Türk Hematoloji Derneği faaliyetleri hakkında ne düşünüyorsunuz? Benim Türk Hematoloji Derneği ile tanışmam, asistanlığımın ilk yılında Nisan-1979’da Türk Hematoloji Derneği tarafından düzenlenen “Mediterranean Blood Club” kongresine katılmamla başladı. Uzman olduktan sonra 1984’de derneğe üye oldum. O günlerden bugünlere derneğin çalışmaları da hız kesmeden devam ediyor. Benim üzerinde özellikle üzerinde durmak istediğim nokta, yenilenen yönetim kurullarının, bir önceki yönetim kurullarından devir aldıkları eğitim-araştırma-burs-yayınlar-dergi- ulusal ve uluslarası kongre çalışmalarının üzerine koyarak devam ettirmeleridir. Türkiye’de genellikle yeni gelenler, eskinin üzerini silerler. Sevindirici olan derneğimizde geçmişe sahip çıkma geleneğinin yerleşmiş olmasıdır. Vizyon genç kuşakların eğitimi ve kaynaşması olarak sürdürüldüğü sürece, gelecek konusunda iyimser olmalıyız. Üzerinde durulması gereken bir nokta da şudur: Yeni derneklerin kurulması Türk Hematolojisinin gücünün bölünmesine yol açacaktır. Burada hastalara yönelik sivil toplum derneklerini kastetmiyorum ama eninde sonunda “Türk Hematoloji Derneği’nin ayakta kalacağını düşünüyorum. Hematoloji dışında hayatınızda neler yer almakta? Yaşam bir keyif alma sürecidir. Yazma keyfini, ilk yazdığım yazım 1977'de Cumhuriyet Gazetesi'nde basıldığında almıştım. Sonra mesleki alanda araştırmalarım, özellikle de yurtdışında yayımlandıkça daha farklı bir keyif aldığımı söyleyebilirim. Gölgede kalanlar, unutulanlar ilgi alanım. “Bozkır Çocuklarına Bir Umut “ kitabımda Ord.Prof. Dr.Albert Eckstein’ı; “Bir İnsanlık Görevi’nde Dumlupınar gemisini; “YILDIZ’da, Op.Dr.Yıldız Yalçınlar’ı”; “Prof.Dr. Bahtiyar Demirağ’ı araştırarak yazdım.” Prof. Eckstein ile ilgili kitabımın araştırmaları 18 yıldır devam ediyor. Dumlupınar ise yaklaşık beş yılımı aldı. 10 TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ Son kitabım “Çantamdaki Portreler’de” bana teslim edilen aile öyküleri-fotoğrafları ve yine gölgede kaldığına inandığım hayatlar vardı. Onlara karşı sorumluluk duyuyordum. O nedenle böyle bir kitabın oluşmasını özellikle istedim. Bu öykülerden birisi “Yıldız: Iğdır’da Bir Kadın Cerrah: Op.Dr.Yıldız Yalçınlar”dı. Yakın zamanda bir belgesele temel oldu. “Çantamdaki Portreler” kitabımın dağıtımı yapıldıktan sonra, okuyucularımın bana ilettikleri belgelerfotoğraflarla ikinci bir “Çantamdaki Portreler” kitabı oluşmaya başladı. Şimdilerde Birinci Dünya Savaşı ile ilgili günlük ve anılarda yer alan, çocuklarla ilgili gözlemleri derledim. Beş yıldır üzerinde çalıştığım bu derlemeyi umarım basabilecek bir yayınevi bulabilirim. Bir konu üzerine odaklanarak fotoğraf çekmeyi de seviyorum. “Anne-Çocuk Heykelleri” isimli bir fotoğraf sergisini Alp Can kardeşimin teşvikiyle açmıştım. Şimdilerde de kendi çektiğim fotoğraflarla kısa gezi yazıları yazmaya çalışıyorum. Daha genç meslektaşlarınız için birkaç mesaj alabilir miyiz? Bizim mesleğimiz çok zorlu ve yıpratıcıdır. Giderek daha da zorlaşıyor. O nedenle hekimlik dışında bir uğraşının olması meslektaşlarıma yaşama sevinci verecektir. Fotoğraf gibi, resim gibi, müzik gibi. Öncelik tabii ki hastalarımız. Ama sürekli hasta baktığınız zaman, bir süre sonra günlerimiz sıradanlaşıyor. Ben, mesleki alanım dışında tarihle ilintili araştırma yaparak, kendimi, zihnimi yenileyebildiğimi sanıyorum. Ben, hep hayallerimin peşinden koştum. Hayallerimin büyük bir kısmını da gerçekleştirdim. Gerçekleştiremediklerim de var ama hiç yılgınlığa düşmedim. Kendimi hep yarışırken düşen, sonra tekrar yarışmaya devam eden atletlere benzetirim. O nedenle de karşılarına çıkacak zorluklarla hiç yılmasınlar. Yaşam her an yeniden başlar. Son öğüdüm, meslektaşlarımın aile geçmişlerini belgelemeleri. Fotoğrafları, belgeleri saklamaları. Kişisel tarihlerine sahip çıkmaları. Hematoloji ile ilgili söyleyecek çok şey vardır, ama kayda geçmesi için bizimle bir anınızı paylaşır mısınız? Bursa - Mustafa Kemal Paşa Devlet Hastanesi’nde mecburi hizmette çalışmaya başlamıştım. Yaptığım çeşitli araştırmalar sonucu 1984 yılında TÜBİTAK burslu olarak üç aylığına İtalya’ya, Sardinya Adası’ndaki Cagliari kentine gitmiştim. Amacım moleküler genetiğin beta talassemiaya uygulanmasını öğrenmekti. O yıllarda bu teknikleri öğrenmek amacıyla yurt dışına çıkan ilk Türk’lerdendim. Giderken yanımda, deneylerde kullanmak üzere Türk kanı örnekleri götürmüştüm. Orada çalışmaya başlayınca gördüm ki bu kanlar kullanılacak gibi değil. Yanlış malzeme içinde taşındığından bozulmuş, bu da deneylerde aksaklıklara yol açmıştı. Türkiye’den getirdiğim kan örneklerini çalışamadığımı açıklayıp. İtalyan örnekleriyle çalışmak için izin istedim. Cevap olumsuzdu. “Mümkün değil, sen buraya Türk gen değişimlerini incelemek için geldin”. Günler akıp gidiyordu. Ben de en azından bir süre sonra çalışabilmek için Türkiye’den hocalarım ve eşim vasıtasıyla kan göndermelerini istemiştim. Bir türlü gelmiyordu. Hem gelse bile uzun zaman alacağı belliydi. Bu yüzden laboratuvarda ister istemez bir seyirci gibi, çalışmadan dolaşıyor, herhangi bir iş yapmıyordum; bu da bana sıkıntı veriyordu. Oraya bir şeyler öğrenmeye gitmiştim ve bu çalışma da, deney yapmadan mümkün olamazdı. İtalya’daki toplam süremden üç hafta eksilmiş, geriye sadece dokuz haftam kalmıştı. - Bir Cumartesi günü Fausto isimli İtalyan meslektaşım, “Pazar günü, şehirde bir konser var; gelmek ister misin? diye sordu. “. Şehrin dışında bir hastanenin beşinci katında yalnız kalıyordum.O nedenle teklifini hemen memnuniyetle kabul ettim. Sözleştiğimiz saatte geldi Fausto, küçük bir Fiat 600’le. Kaldığım yer, konser salonuna sekiz kilometre uzaktaydı. Oraya giderken, limanın içinden geçilmesi gerekiyordu. Cagliari bir liman kentidir. İzmir’in Kordonboyu’nu andırır. Kordonda liman, sonra en işlek caddesi ve binalar denize dayanır. Limana hafif bir meyille girersiniz. Eğim, limanı, size kuşbakışı gösterir, ardından sizi aşağı doğru, ana caddeye bırakır.Öğle güneşi kırılmış, ilerliyorduk ki bir baktım “Aaa! İnanılmaz bir şey! Bir gemi ve Türk bayrağı”… “Dur!” dedim Fausto’ya. Geminin ardında dalgalanan bayrağımıza uzun süre baktım. Ayağıma gelmişti sanki hayal bile edemeyeceğim bu yardım. Hızla hastaneye gittik. Hazırlık yaptım: kan tüpü, pamuk, enjektör… Limana döndük. Fausto’ya güle güle dedikten sonra çantamı aldım, güverteye doğru yürüdüm. Güverteye çıkan merdivenin yanında bir tayfa çalışıyordu. “Selamünaleyküm!” dedim. Adam döndü baktı, üstelik İtalya’da bir Türk; ne gezer? O da şaşırmıştı… “Kolay gelsin. Ben Kaptan’ı görmek istiyorum. Doktorum .” “Olur; şuradan çık…” diyerek bana yolu tarif etti. Kaptanı buldum, kapıyı çaldım… İçeriden soğuk, otoriter bir ses yükseldi: “Gel!”. Ben, içeri girdim. Kaptan oturmuş; arkasında vantilatör, yanında köpüklü birayı koymuş, o koca göbeği dışarıda, üstünde inceden bir atlet, ayaklarını masanın üzerine uzatmış… Belli öğleden sonra rehaveti çökmüş. Dedim ki: “Ben Türkiye’den bir araştırma için geldim; ama bir türlü çalışamıyorum. Çok zor durumda kaldım; çünkü ülkeden getirdiğim kan örnekleri çalışmama olanak sağlamadı. Türk kanlarına ihtiyacım var…” Gözlerime baktı. Alaycı, otoriter, aynı zamanda özgüveni sonsuz bir yardımseverin hoş tavrıyla “Benden alma da kimden alırsan al.” Dedi. Sonra da Miço’yu çağıracağını, onun bana yardımcı olacağını söyledi. Az sonra Miço geldi. Durumu ona da anlattım. Miço, genç, 20 - 22 yaşlarında tipik bir İstanbul delikanlısı. Her boyaya girip çıktığı belli, anasının gözü. Kot pantolon üzerine salaş bir gömlek geçirmişti… Kaptan “Oğlum” dedi…” Doktor bir aydır buradaymış, Türk yemeklerini özlemiştir, karavanadan yemek getirin.” Beş on dakika sonra aşçıbaşı yemek getirdi. Hiç unutmam: Kıymalı yeşil fasulye, makarna ve Ersu; Türk meyve suyu… Levent “Abi” dedi. “… bu iş kolay. Ben hemen hallederim. Merak etme sen. İlk kanı ben veririm. Ben verince hepsi verir; ama çoğu tayfa çarşı izninde. Bir iki saat sonra gelmeye başlarlar; istersen bekleyelim biraz; tayfalar zaten toplam on beş kişi” dedi. Oturduk, bekledik. İzindekiler gemiye dönmeye başladı. Levent, tüm mürettebatı topladı ve “Doktor arkadaşımız, vatan hayrına çalışmalar yapmak istiyor, ama zor durumda kalmış. Kan vereceğiz.” diyerek tayfalara durumu açıkladı. Ahçı “Ben kan man vermem.” dedi. Kan görünce bayılırmış. Kaçtı, gitti. İlk Levent uzattı kolunu. O verince diğerleri de ılımlı baktı kan tüplerine. Sonuçta o akşam tam on üç farklı kan örneği aldım. Sonra, Levent’le Cagliari limanına çıktık. Yaptıklarının şerefine bir barda bira ısmarladım ona, sohbet ettik. Akşam 6 - 6.30 gibi ayrıldım ve yürüyerek hastaneye geldim. Örneklerden DNA elde etmek üzere çalışmaya başladım. Sabah deneyin devamında tam tüpleri çalkalarken laboratuvarın patronu Mario Pirastu geldi. Baktı ki elimde bir takım örnekler, DNA elde ediyorum… “Sen n’apıyorsun?” dedi kızgın bir ifadeyle, beni sorguladı. “Çalışıyorum…” dedim. “Hangi kanla çalışıyorsun öyle?” “Türk kanı” cevabını verdim. O, laboratuvar çalışanlarından habersiz İtalyan kanlarını çalıştığımı düşünmüş olacaktı… “Ama, nasıl olur, ne zaman geldi kanlar? Cumartesi günü beraberdik; imkansız…” Ben de Pazar gününü tüm ayrıntılarıyla anlattım. Mario bir an duraksadı. “Ya öyle mi? Devam et o halde” sözcükleri döküldü dudaklarından utangaç bir tavırla… Aynı gün Mario’nun da şefi olan, adından söz edilirken herkesin titrediği Profesör Antonio Cao yanıma geldi. Hikayemi anlattırdı, dinledi. Sonra üç aylık çalışma süremi uzatmamı istediler.Altı ay kaldım orada. Türkiye’ye döndüğümde, öğrendiğim Moleküler Genetik tekniğini uygulayabilecek bir laboratuvar kurulması için çalışmalarımızı başlattım. Gemi, Derya - 2 gemisi idi. Tayfalarını da, personelini de saygı ve sevgiyle anıyorum. O an, o Türk bayraklı gemiyi gördüğümde hayatımın dönüm noktasını yaşadığımı hissettim. Derya - 2 gemisini bir daha hiç görmedim; ama 1989 yılında yazmış olduğum bir bilimsel makalenin teşekkür kısmında Derya - 2 gemisinin personeline minnettarlığımı dile getirmeyi de unutmadım… BÜLTEN / Nisan-Mayıs-Haziran 2014 Zorunlu Hizmetteki Üyemiz Türk Hematoloji Derneği Bülteni’nin zorunlu hizmette görev yapan üyelerimizi daha yakından tanımak ve çalışma koşullarını anlamak için oluşturduğu bölümünün bu sayımızdaki konuğu Dr. Salih Gözmen... Kısaca kendinizden söz eder misiniz? 1978 doğumluyum. 2002 Ege Üniveristesi Tıp Fakültesi mezunuyum. 2012 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde çocuk hematoloji uzmanlığımı tamamladım. Bir yıl Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde zorunlu hizmet yeri olarak çalıştıktan sonra eş durumu nedeniyle İzmir Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde zorunlu hizmetimi tamamladım. Şu an Ege Üniveristesi Çocuk Hematoloji Onkoloji BD Pediatrik Kök Hücre Nakli Merkezi’nde çalışmaktayım. Devlet hizmeti yükümlülüğü kapsamında görev yaptığınız hastanede hematoloji uzmanı olarak çalışma koşullarınızı anlatır mısınız? Hematoloji doktorun tek başına yapabileceklerinden öte bir ekip işidir. Bu bakımdan Erzurum çok yetersizdi. Hematolojide deneyimli, nötropenik hasta izleyebilecek bir ekip maalesef yoktu. Çocuk Cerrahisi ile aynı servisi kullanmak zorunda olduğumuzdan yatırdığımız hastaları izole etme şansımız yoktu. Çalıştığınız hastanede hangi hematolojik hastalıklara tanı koyup tedavilerini yapabiliyorsunuz? Bu alanda eksiklikler var mıydı? Akut lösemi düşünülen hastaların ileri tetkikleri yapılamadığından sevk etmek zorundaydık. Hemofili ve talasemi hastalarını izleyebiliyorduk. Ancak hemofili hastalarında da faktör düzeylerini dış merkeze gönderdiğimiz için sonuçlara ulaşma ya da transport sebebiyle doğru sonucu almak zor oluyordu. İTP hastalarını ve kanama diyatezi düşünülen hastaları tetkiklerini anlaşmalı merkezde yaptırmak üzere takip edebiliyorduk. Atatürk Üniversitesi bu konuda çok yardımcı oldu. Hematolojik hastalıkların gerek tanı ve gerekse tedavilerinde başka disiplinlerin katkısı ve önemi göz önüne alındığında, çalıştığınız hastane bu bakımdan ne kadar yeterli? Laboratuvar olarak yetersiz olmamıza rağmen çocuk enfeksiyon ve diğer yandal hekimlerinin olması avantajdı. Çalıştığınız ildeki üniversite hastanesinde hematoloji bölümü var mıydı? Varsa akademik alanda işbirliği yapabiliyor muydunuz? Atatürk Üniversitesi bu konuda çok yardımcı oldu. Salih Gözmen Kendi akademik süreciniz göz önüne alındığında, devlet hizmeti yükümlülüğü kapsamında inisiyatifiniz dışında bir merkezde belli bir süre çalışmak durumunda kalmanızı nasıl yorumlamaktasınız? Bazen bunun popülist bir yaklaşım olduğunu düşünüyorum. Burada tedavi ihtiyacı olan hastaları gördükçe bu bölgeye de hizmet getirilmesi gerektiğine hak veriyorum ancak bu işin çözümünün zorla doktor göndermek olmadığını daha başka, cazip çözüm yolları bulunması gerektiğini ve gönüllülük esası olması gerektiğini düşünüyorum. Bir de kuraları takip eden herkesin bildiği çifte standardın olmaması gerektiğini düşünüyorum. Çoğu insan doğuya giderken bazı kuralarda büyük şehirlerin açılmasının haksızlık olduğunu düşünüyorum. Hatta herkesin bildiği gibi zorunlu hizmeti akademik ünvanı olmadığı halde bitirdiği üniversitesinde bile yapanlar olduğunu, onlara o kuralarda yer açıldığını biliyoruz, sonuçta kul hakkına giriyor bence. Eğer adil davranılmak isteniyorsa herkese aynı şekilde yaklaşılmalı. Bu herkes tarafından bilinen ama dillendirilmeyen bir şey. Türk Hematoloji Derneği faaliyetleri hakkında ne düşünüyorsunuz? Yandalı devam eden uzmanlara yönelik yıllar önce başlattıkları kursların bile diğer bilim dalı mesleki örgütlerince yapılmaya başlanması bile THD’nin aslında ne kadar başarılı ve ileriyi gören bir yapıda çalıştığını göstermektedir bence. Faaliyetlerinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ 11
© Copyright 2024 Paperzz