www.pwc.com.tr Finansman Gider Kısıtlaması Uygulanmaya Başlıyor mu? Bankacılık ve Sermaye Piyasaları Bülteni 11 Eylül 2014 Bankacılık ve Sermaye Piyasaları Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Sayın Ali Babacan tarafından 2 Eylül 2014 tarihinde yapılan açıklamalar, 1 Ocak 2013 tarihinde yürürlüğe girmek üzere 5 Haziran 2012 tarihli Resmi Gazete’ de yayınlanarak Kurumlar Vergisi Kanunu’na konulan finansman gider kısıtlamasının uygulama alanı bulacağına işaret mi ediyor? Giriş Yeni Dönem 5 Haziran 2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak 1 Ocak 2013 tarihinde yürürlüğe giren Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 11-(i) maddesi ile birlikte finansman gider kısıtlaması Türk vergi sisteminde tekrar vuku bulmuştur. Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Sayın Ali Babacan tarafından yapılan açıklamalarda, Türkiye’deki şirketlerin bilançoları incelendiğinde şirketlerin borçlanmalarının yüksek olduğu ve bilançolarda önemli bir yük olduğunun tespitinden hareketle, şirketlerin kredi ağırlıklı değil sermaye ağırlıklı bilanço yapısına sahip olmalarına ilişkin düzenlemeler yapılacağını belirtmiştir. Şirketlerin finansman ihtiyaçlarını borçlanma yerine öz kaynakları ile finanse etmelerini sağlamak/teşvik etmek amacıyla çıkarılan ve kredi kuruluşları, finansal kuruluşlar, finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri hariç kurumlar vergisi mükelleflerini kapsayan bu düzenleme ile kullanılan yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşan şirketlerde, aşan kısma mahsus olmak üzere (yatırımın maliyetine eklenenler hariç) , şirketlerde kullanılan yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kur farkı, kar payı ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurları toplamının %10 una kadar olan kısmının, kurum kazancı tespitinde gider olarak indirilemeyeceği hüküm altına alınmıştır. Mevcut Durum Söz konusu oran tespitine ve sektörler bazında uygulama alanına ilişkin yetki Bakanlar Kurulu’na verilmiştir. Ancak kanuni düzenlemenin yürürlüğe girmiş olmasına karşın Bakanlar Kurulu tarafından henüz oran tespiti yapılmamıştır. Dolayısıyla bu düzenleme henüz uygulama alanı bulmamıştır. Hali hazırda, benzer ülkelere göre yüksek cari açığı bulunan Türkiye'de, son yıllarda finansal istikrarı artırıcı bir takım önlemler (tasarrufları teşvik etmeye yönelik) alınmaktadır. Artan özel sektör dış borcunun dış kırılganlığa ilişkin tedirginliği artırma riski olması böyle bir kararın arkasındaki sebeplerden biri olarak görülebilir. Öyle ki, borçluluk yerine özsermayenin teşvik edilmesi makro anlamda finansal istikrarı artırırken, şirketler bazında da bilançoyu güçlendirici etkide bulunacaktır. Söz konusu çalışmaların yaklaşık bir ay önce hem Sermaye Piyasası Kurulu hem de Maliye Bakanlığı bünyesinde başladığı ve kısa sürede sonuçlandırılmasının hedeflendiği vurgulanmıştır. Bu çalışmaların ne olduğu hususu net olmamakla birlikte, hali hazırdaki vergi mevzuatı uyarınca kredi yoluyla borçlanmaları sınırlayacak en pratik çözüm olarak da, finansman gider kısıtlamasına ilişkin oranların belirlenmesi akla gelmektedir. Öte yandan, bu oranın halka açık şirketler için daha düşük veyahut %0 olarak uygulanacağı tahmin edilmektedir. Bankacılık ve Sermaye Piyasaları Ekibimiz Bu bülten hakkında daha fazla bilgi almak için Banka ve Sermaye Piyasaları ekibimizden aşağıdaki kişilerle temasa geçebilirsiniz: Umurcan Gago, Partner PwC Vergi ve Hukuk Hizmetleri Tel: +90 (212) 326 6098 E-mail: [email protected] Barış Yalçın, Direktör PwC Vergi ve Hukuk hizmetleri Tel: +90 (212) 326 6536 E-mail: [email protected] © 2014 PwC Türkiye. Tüm hakları saklıdır. 'PwC', PwC Türkiye veya kullanım içeriğine göre gerektiğinde, PricewaterhouseCoopers küresel şirketler ağını veya bu ağa bağlı her biri ayrı tüzel kişilikler olan diğer üye şirketleri temsil eder. 'PwC Türkiye', Başaran Nas Bağımsız Denetim ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik A.Ş., Başaran Nas Yeminli Mali Müşavirlik A.Ş. ve PwC Danışmanlık Hizmetleri Ltd. Şti. ticari unvanları ile Türkiye'de kurulmuş tüzel kişiliklerden oluşan PwC Türkiye organizasyonunu ifade ve temsil etmektedir.
© Copyright 2024 Paperzz