Müslüman Yüreğin İnsani Yansıması: Vakıf

İL
TARİH
: ERZURUM
: 15.05.2015
ِ‫اللِال َّْر ْح َم ِنِال َّْرِح ِيم‬
ِِ ِ‫بِ ْس ِِم‬
ِ
ِ ‫الَّ ِذ‬
ِ
ِ‫اِو َل َنايِيَ فِ َِلَ ُه ْم‬
َ ‫ِوالنَِّ َها ِِر ار‬
َ ‫ينِيُْنف ُقو َنِأ َْم َوالَ ُه ْمِباللَّْي ِل‬
َ
ِ
‫ِه ْمِيَ ْح َزيُو َِن‬
َِ ‫ِللَْي ِه ْم‬
ٌ ‫ِخ ْو‬
َ ‫ِوََل‬
َ ‫ف‬
ُ ‫ِوََل‬
ْ‫أ‬
َ ‫َج ُرُه ْمِل ْن َدِ َبِّ ِه ْم‬
‫قالِ رولِاللِصلىِاللِلليهِورلم‬
ِْ ‫ات‬
ِ‫ ِإََِّل ِِم ِْن‬: َ‫ِل َملُهُِإََِِّل ِِم ْنَِ َنا‬
َ ‫اِم‬
َ ُ‫ِل ْنه‬
َ ‫سا ُنِايْ َقطَ َع‬
َ َ‫إِذ‬
َ ْ‫ِاْلي‬
ِ : : َ‫ص َدق‬
ِ ‫د‬: َ‫َوِول‬
ِ
ُ‫ٍِيَ ْدلُوِِلَِه‬: ‫ِصال‬
َ َ ِْ ‫ِأ‬،‫ْمِيُْنتَ َف ُعِبِه‬: ‫ِأ َْوِلل‬، َ‫ِجا ِي‬
َ َ
MÜSLÜMAN BİR YÜREĞİN İNSANİ
YANSIMASI: VAKIF
Kardeşlerim!
Kerem sahibi Rabbimiz bir hitabında
"Mallarını gece gündüz; gizli ve açık Allah
yolunda harcayanlar var ya, onların Rableri
katında mükafatları vardır. Onlara korku
yoktur. Onlar mahzun da olacak değillerdir”1
buyurmakta ve rızay-ı ilâhi uğrunda harcama
yapmanın
katındaki
karşılığını
ortaya
koymaktadır. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) de
şöyle buyurmuşlardır: “Ademoğlu öldüğü
zaman, amel defteri kapanır. Üç kimse
bundan müstesnadır. Kesintisiz sadaka
(sadaka-i câriye) meydana getirenler,
topluma yararlı bir ilim (talebe/eser)
bırakanlar ve kendisine arkasından hayır dua
eden sâlih bir evlat yetiştirenler.”2
Ey Ehl-i Kıble!
İslam kültür ve medeniyeti ilk nüvelerini
vermeye başladığı günden beri canlı-cansız
bütün mahlûkata hizmeti gaye edinmiştir. Bu
amaçla, Allah yolunda harcama ilkesinin
kurumsal bir yansıması olarak da vakıf
müessesesi tesis edilmiş ve insanî bir
medeniyetin temel taşlarından biri olmuştur.
Nebi Muhammed Mustafa (s.a.s)’nın nurlu
şehirdeki yedi gayrimenkulünü, sonra da Fedek
ve Hayber hurmalıklarından hissesine düşenin
bir kısmını müminlerin yararına sadaka haline
getirmesiyle
başlayan
vakıf
kültürü
medeniyetimizin üzerinde yükseldiği temel bir
yapı taşı olmuştur. Peygamberimizin bu
davranışını örnek alan Hz. Ömer Hayber’de
ganimet olarak kendisine verilen değerli
arazisini vakfetmiştir. Hz. Osman bu teşvikle
Medine’deki Rûme kuyusunu satın alıp
Müslümanlara tahsis etmiştir. Hz. Ali bir
arazisini ve Yenbu’da bir su kuyusunu, Halid b.
Velid savaş aletlerini ve atlarını vakfederek bu
kervana öncülük etmişlerdir.
Aziz Kardeşlerim!
Kutlu kitap, Fatır suresi 33. âyette Adn
cennetlerine girerek, orada altın bilezik ve incilerle
süslenecek, ipekten elbiseler içerisindeki kişileri
“Allah’ın izniyle hayırlı işlerde öne geçenler”3
olarak tanıtıyor. Bu ayetleri okuyan ecdadımız din,
mezhep ve milliyet farkı gözetmeksizin bütün
insanlığa hizmet amacıyla hanlar, hamamlar,
hastaneler, cami ve medreseler, mektepler,
kervansaraylar, bentler, çeşmeler, sebiller, sarnıçlar,
kuyular, yollar, köprüler gibi nice hayrat eserlerini
insanlığın hizmetine sunmuşlardır.
Kardeşlerim!
“Herkesin yöneldiği bir yön vardır.
Haydi, hep hayırlara koşun, yarışın! …”4 diyen
Kur’ân hitabını işittiğimizde cevabımız elbette ki
bellidir. Madem yönümüz Kâbe’yedir. Öyleyse
artık aramızdaki yarış yalnız ‘hayır yarışı’
olmalıdır. Ümmetin Ömer’i, Osman ez-Zinnûreyni,
Ali b. Ebi Talipleri, Halid b. Velid’leri olma sırası
artık bizdedir.
Madem yönümüz Kâbe’yedir.
“Sevdiğiniz
şeylerden
Allah
yolunda
harcamadıkça iyiliğe asla erişemezsiniz. Her ne
harcarsanız Allah onu bilir”5 emrine imanın
elbette gereği yapılmalıdır. Bununla beraber “ne”
harcadığın kadar, “nasıl” harcadığın da en az onun
kadar önemlidir. Çünkü kerim kitap, “Güzel bir söz
ve bağışlama, peşinden gönül kırma gelen bir
sadakadan daha hayırlıdır. Allah her bakımdan
sınırsız zengindir, halimdir”6 buyurmak suretiyle
vermenin adabını da öğretir. Öyleyse vakıf,
karşılıksız vermenin hem mücessem bir hali hem de
en güzel şeklidir. Gelin, şu zorlu günlerde Ümmeti
Muhammed’in
hayır
ve
vakıf
kültürünü
tazeleyelim. Gelin medeniyet hafızamıza kutlu bir
geri dönüş yapalım ve insanlığın selameti için
Müslüman yürekleri bir kez daha seferber edelim.
Kardeşlerim!
Bugün Miraç Kandili. Bugün, Allah
Rasulü’nün en büyük destekçilerini kaybedip hüzün
yılını yaşadığı bir dönemde, Taif’ten büyük bir
hüzünle döndüğü, adeta hakikat düşmanları
yeryüzünde gidilecek yer bırakmayınca göklerin
kapılarının sonuna kadar Kutlu Nebi’ye açıldığı
gündür. Gününüz, miracınız mübarek olsun.
Hazırlayan: Sinan CANSEVER (Vaiz)
Redaksiyon: İl İrşad Kurulu
Bakara, 2/274.
Müslim, Vasıyye, 14; Ebû Davud, Vesaya, 14; Tirmizî,
Ahkâm, 36.
3
Fâtır, 35/32.
4
Bakara, 2/148.
5
Âl-i İmrân, 3/92.
6
Bakara, 2/263.
1
2