Söyleşi

Söyleþi
Bu ayki konumuz; “Saðlýk Ocaklarýnýn Ýçinde Bulunduðu Durum”. Sorularýmýzý
TTB Pratisyen Hekimler Kolu Baþkaný Dr. Muharrem Baytemür yanýtladý.
Sayýn Baytemür, saðlýk ocaklarýnýn
bugünkü durumuna iliþkin bilgi verebilir
misiniz?
Saðlýk ocaklarýnýn yaþama geçiriliþi 1961
tarihli 224 sayýlý "Saðlýk Hizmetlerinin
Sosyalleþtirilmesi" yasasýyladýr. Yasanýn
uygulamaya geçmesi 1963 yýlýnda Muþ iliyle
olmuþtur. Baþta kýrsal alan olmak üzere, tüm
vatandaþlarýn saðlýk hizmetlerine ulaþýmýný
kolaylaþtýrmak için saðlýk ocaklarýnýn bütün
ülkeye yaygýnlaþtýrýlmasý düþünülmüþtür. O
dönemde saðlýk hizmetleri daha çok kentsel
alanda yoðunluk gösteriyordu, zaten saðlýk
çalýþanlarýnýn sayýlarý da sýnýrlýydý. Sosyal devlet
anlayýþý öne çýkan bir düzenlemedir. Doðu
Anadolu'dan baþlayarak bütün Türkiye'ye
yayýlmýþtýr. 1980'den sonra ise daha çok büyük
illerde geliþmiþtir ve Ýstanbul bu kapsamda yer
alýr. Amaç, bütün halkýn saðlýk hizmetlerineo
dönemde ulaþmasýný saðlamaktýr. Tamamen
Türkiye koþullarýna göre düþünülmüþ. O
dönemde, bebek ölümleri, anne ölümleri
yüksek, aþýlama oranlarý düþük, aile planlamasý
oranlarý çok düþük. Bunlardan da en çok
etkilenen, eþitsizliðin fazla olduðu yerler.
Sosyal devlet anlayýþýnýn Avrupa'da da
yükseldiði bir dönemde, Türkiye'de daha
demokratik bir yapýnýn olmasý, saðlýk
ocaklarýnýn yaþama geçmesinde etkili olmuþ.
Þu anda da "en ücra köþe" diyebileceðimiz pek
çok yerde saðlýk ocaðý var. Sayýlarý altý bine
ulaþmýþ durumdadýr.
Peki, bu sayý yeterli mi?
Hayýr, deðil. Daha çok saðlýk ocaðý olmasý
gerekiyor. Özellikle kentlerde 250 bin nüfusa
bakan saðlýk ocaðý var. Sayýnýn kesinlikle
artýrýlmasý gerekiyor. 1983'te dört saðlýk ocaðý
vardý Ýstanbul'da. Ýstanbul'da hem saðlýk ocaðý
sayýsý, hem de saðlýk ocaðýnda çalýþan insan
sayýsý az. Þu anda Ýstanbul'da yaklaþýk olarak
45 bin nüfusa bir saðlýk ocaðý düþmektedir. Üç
büyük ilde en iyi durumda olan Ýzmir'dir. 2000
yýlý 3 büyük ilin saðlýk müdürlüðü verilerine
göre, Ýstanbul'da toplam saðlýk ocaðý sayýsý
209, saðlýk ocaðý baþýna düþen nüfus ortalama
44 bin. Ankara'da saðlýk ocaðý sayýsý 192,
saðlýk ocaðý baþýna düþen nüfus 19 bin, sayý
Ýzmir'de 239 ve düþen nüfus 13 bin.
Bunun için ortalama bir sayý var mý; yani
ne kadar nüfusa bir saðlýk ocaðý düþmesi
gerektiðine iliþkin?
Yasa’da, 5-10 bin nüfusa bir saðlýk ocaðý
öngörülüyor. Bu hem nüfus, hem coðrafi
bölge ile birlikte düþünülmüþtür. Kýrsalda
yerleþim bölgeleri daha geniþ bir alana
yayýlmýþ oluyor çünkü. Saðlýk Bakanlýðý
istatistiklerinden alýnan bir diðer veri de, saðlýk
ocaklarý binalarýnýn durumuyla ilgilidir. 1997
için toplam 5 bin 300 saðlýk ocaðýnýn bin
tanesi geçici binadadýr; kendi binasýnda deðil,
kiralýk ya da baþka kuruluþun binasýnda. Saðlýk
evlerinin durumu zaten içler acýsý. 11 bin
saðlýk evinin 6 bin 400 tanesi þu anda geçici
binada, bunlarýn da büyük bölümü kapanmýþ
durumda.
Neden kapanýyor saðlýk evleri?
Bir bölümü nüfus kalmadýðý için, göç
nedeniyle. Bazýlarýnda personel yok. Bazýlarý
baþka hizmete dönüþtürülmüþ durumda. Kimi
jandarma karakolu olmuþ.
Þu andaki tabloya baktýðýmýz zaman,
saðlýk ocaklarý kuruluþ amacýndan
saptýrýlmýþ durumda mý?
• 2003 • cilt 12 • sayý 8 • 292
Saðlýk ocaklarýnýn en kritik görevlerinden
biri, koruyucu saðlýk hizmetleridir. Aslýnda
hekimliðin en temel görevlerinden biri
koruyucu saðlýk hizmetleridir. Koruyucu saðlýk
hizmetleri için de, baðýþýklama hizmetleri çok
önemlidir. Baðýþýklama hizmetleri içinde de
okul aþýlarý ve yenidoðan aþýlarý önemli yer
tutar. Okul çaðý çocuklarýnýn aþýlarýný yüzde 95
saðlýk ocaðý hekimleri yapmaktadýr. Çok küçük
bir bölümü özel hekimler tarafýndan yapýlýr.
Yeni doðan aþýlarýnýn da çok büyük bölümünü
yaklaþýk yüzde 85'ini yine saðlýk ocaklarý
yapmaktadýr. Ayrýca gebe aþýlamalarýnýn büyük
bir bölümü saðlýk ocaklarýnda yapýlmaktadýr.
Aile planlamasý hizmetleri saðlýk ocaklarý
tarafýndan yürütülmektedir. Türkiye'de iki
hastalýðý -çiçek ve polio'yu- verdikleri aþýlama
hizmeti ile saðlýk ocaklarý yok etmiþtir. Aile
planlamasý hizmetlerinin bu kadar
yaygýnlaþmasý ve insanlarýn bu hizmetlere
ulaþabilmesi, aile planlamasý yöntemlerinin
toplumda kullanýlýrlýk oranýnýn artmasý yine
saðlýk ocaklarý ve ana çocuk saðlýk
merkezleriyle olmuþtur. Ýnsanlarýn hizmete en
kolay ve ücretsiz ulaþtýðý yerlerdir saðlýk
ocaklarý. Gerçekten insanlarýn çocuk sahibi
olmak isteklerinde, zamanlamasýnda, sayýsýnda
bu hizmetlerin büyük katkýsý olmuþtur.
Diðer taraftan -kentsel alanda belediyeler
daha etkin ama- çevre saðlýðý hizmetlerinin
büyük bölümü kýrsal alanda yine saðlýk
ocaklarý tarafýndan yürütülmektedir.
Denetimler, sularýn klorlanmasý, atýklarýn yok
edilmesi gibi.
Bir diðeri hizmet, gebe muayeneleridir.
Saðlýklý çocuk dünyaya getirme, annelerin de
doðum öncesi ve doðum sonrasý saðlýklarýnýn
bozulmamasý ve ayný zamanda da
bilinçlendirilmesi yönünde çalýþmalarýn büyük
bölümü yine saðlýk ocaklarýnca yapýlmýþtýr,
olmasý gereken de odur.
Bunlarýn hepsi üs tüste geldiði zaman,
aslýnda Türkiye'de bütün olumsuzluklara,
bütün engellemelere karþýn, gerek idari, gerek
siyasi baskýlar, gerek personel eksikliði,
malzeme eksikliði, araç-gereç eksikliði gibi
etmenlere karþýn, özverili çalýþmayla bu
konularda büyük ilerleme kaydedilmiþtir. Bu
ilerlemede saðlýk ocaklarýndaki hekimlerin, ebe
ve hemþirelerin ve diðer personelin etkileri
vardýr. Ben, "Bu ülkenin ebelere borcu var"
diyorum. Bir teþekkür borcu var en azýndan.
Dað bayýr dolaþmýþlardýr, yaya olarak, kimi
zaman katýr sýrtýnda. Hizmetin gitmediði,
gidemediði birçok yere saðlýk personeli
ulaþmýþtýr.
Bütün bunlarý yaparken ne gibi
sorunlarla karþýlaþýyorlar?
Klasik engellemeler vardýr. Saðlýk ocaðýnýn
bulunduðu yerdeki siyasi gücü olan insanlarýn
baskýsý, ilçe baþkaný, il baþkaný, muhtar gibi...
Bu gerçek, Türkiye'nin bir yarasýdýr ve hala
devam etmektedir. Ýdari baský olmaktadýr,
kaymakam, saðlýk müdürlüðü, valilik, grup
baþkanlýðý gibi. Saðlýk çalýþanlarýnýn üzerinde
her türlü hakka sahip gibi hareket
edilmektedir. Bu hekim baðýmsýzlýðýnýn
üzerindeki en önemli engellerden biridir.
Çünkü hekimlik evrensel bir meslektir ve emir
komutayla iþlemez, mesai saati içine
sýðdýrýlamaz. Diðer memurlar gibi düþünmek
doðru deðildir.
Bunun dýþýnda fiziki sorunlar var. Hekim
dýþý personel bulma zorluðu örneðin. Bu
konuda ciddi bir açýk vardýr. Þoför bulmak çok
zor; nümunelik þoför var artýk. Ciddi bir araç
eksikliði var. Þu an uygulanan kamu personel
rejimi, iþten çýkarmalar ve diðer politikalar
nedeniyle, kamu alanýnda insan gücü
istihdamý çok ciddi biçimde azalmýþtýr.
Özellikle destek hizmetlerinde ciddi bir azalma
söz konusudur. Þoför ya da hizmetli gibi
personel artýk gelmemektedir. Emekli
olanlarýn, ayrýlanlarýn yerine yenisi alýnmýyor,
olanlarýn da büyük bölümü merkez teþkilata
çekilmiþ durumda. O nedenle, þu anda saðlýk
ocaklarýnda ekibin parçasý olan unsurlarda
büyük sýkýntý var. Birinci basamak hekim,
hemþire ve ebe üzerinden giden bir hizmete
indirgeniyor. Bu, bütüncül bir hizmetin
aksamasýdýr. Arabanýz, þoförünüz, benzininiz
yoksa, köy aþýlamasýnda sýkýntý yaþarsýnýz,
aþýlama oranlarýný yükseltemezsiniz. Birçok
yerde, insanlarýn kendi araçlarýyla göreve
gitmesi bile söz konusu oluyor, büyük kentler
öyle yapýyor büyük oranda.
Bir de son dönemde yaþama geçirilen
yasal düzenlemeler var. Bunlar nasýl
etkiliyor saðlýk ocaklarýný?
Bunlardan ilki döner sermaye
uygulamasýdýr. Birinci basamak saðlýk
kurumlarýnda 2001 yýlýndan baþlayarak döner
sermaye uygulamasý yürürlüktedir. Bu,
özelleþtirmenin bir adýmýdýr. Ýnsanlarýn bir hak
olarak saðlýk ocaklarýndan ücretsiz
• 2003 • cilt 12 • sayý 8 • 293
yararlanmasý gerekmektedir. Ama döner
sermaye, saðlýk ocaðý ile insanlar arasýna cüzi
de olsa bir para iliþkisi sokmuþtur. Bu durum
büyük ölçüde hizmet alýmýnda sýkýntýlar
yaratmaktadýr. Aþýlama oranlarý da düþmüþtür,
2001 yýlýndan beri düþmektedir aþýlama
oranlarý. Ve bu düþüþteki en büyük etkenin
döner sermaye olduðu belirlenmiþtir. Çünkü,
gereksiz evrak ve yazýþma yapýlýyor, bu
nedenle asýl iþleri baþka olan personel -ebe,
hemþire, saðlýk memuru- evrak iþiyle
görevlendiriliyor ve personel açýðý oluþuyor.
Ayrýca hizmete ulaþmada ücret ödeme
kaygýsýnýn insanlarý bu hizmete baþvurmaktan
uzaklaþtýrdýðý saptanmýþtýr.
Þu anda saðlýk ocaklarý "evrak
cehennemine" dönmüþ durumda . Evrakla
geçirilen zaman, asýl görevlerle geçirilen
zamandan, normal saðlýk hizmeti ile geçirilen
zamandan daha fazla. Bürokratik iþler
nedeniyle hastaya daha az zaman ayrýlýyor.
Hastaya ve diðer vatandaþlara ayrýlan süre,
artýk yalnýzca döner sermaye nasýl daha iyi
uygulanýr düþüncesine göre yapýlmaktadýr. Bu
nedenle, hizmetlerde ciddi bir düþüþ
yaþanmaktadýr.
Trajikomik mi, dramatik mi, ne denir
bilemiyorum; saðlýk ocaklarý artýk yazar kasaya
kavuþmuþtur. Bu hükümetin saðlýk ocaklarýna
saðladýý ilk araç, yazar kasa olmuþtur. Elektrik
kesildiðinde hasta bakmakta problem
yaþanmaktadýr, yazar kasa çalýþmadýðý için.
Yazar kasanýn iþletmeye dönüþtürme mantýðý
açýsýndan önemi büyüktür, psikolojik önemi
büyüktür. Psikolojik olarak da bu hizmetler,
"burasý bir iþletmedir, hizmetler parayladýr",
yani "müþteri" duygusunun hastaya ya da
hizmeti almaya gelen kiþiye anýmsatýlmasýnýn
en önemli aracýdýr.
Koruyucu saðlýk hizmetlerinin önemi
açýkça ortadayken, bu tutumun nedeni
nedir sizce?
Bilinen bir istatistik vardýr: Kadýnlara
yalnýzca ilkokul okutuyorsunuz ve bebeklerin
yarýsý ölmüyor. Okumuþ annelerin
bebeklerinin, diðer annelerin bebeklerine göre
yaþama oraný yüzde 50 daha fazla. Örneðin
Diyarbakýr'ýn içme suyu sorunu büyük oranda
çözülmüþtür ve ishal olgularýnda büyük ölçüde
azalma vardýr. Yani birçok sorun, tedavi edici
deðil, koruyucu saðlýk hizmetleriyle ilgilidir.
Aþýlamayý býraktýðýnýz zaman kýzamýk,
boðmaca salgýný hemen baþgösterir; ki
Ankara'da bu nedenle, boðmaca salgýný
yaþanmýþtýr bu yýl. Bunlar göstergedir. Bir diðer
olumsuzluk da, saðlýk ocaklarýnda bölge
tabanlý, her hekime belirli nüfus verme
çalýþmasýna karþýlýk, bir yandan da saðlýk
ocaðýna gelmeden, saðlýk ocaðýna
baþvurmadan özel hastane, özel poliklinik
üzerinden hizmet yürütmeye olanak saðlanmýþ
olmasýdýr. Saðlýk ocaðý bölgesindeki
nüfusunuzdan bir bölümünü belki hiçbir
zaman görememenizle sonuçlanacak bir
sistem yürürlüðe girmiþtir.
Bir diðeri konu, SSK, Baðkur ve Emekli
Sandýðý'nýn tek çatý altýnda birleþtirilmesinin
diyeti olarak bir sevk sistemi önerilmiþtir.
Genelgelerle delinmesine, Emekli Sandýðý ve
Baðkur’un bunun dýþýna çýkarýlmasýna karþýn,
özellikle büyük þehirlerde ciddi bir saðlýk
ocaklarýna sevk baþvurusu olmuþtur.
Ýstanbul'da, Ankara'da ve Ýzmir baþta olmak
üzere, saðlýk ocaklarý sevk ocaklarýna
dönüþtürülmüþ durumdadýr. Ýnsanlarýn
gözünde, yalnýzca sevk için gidilmesi gereken
bir bürokratik yerlerden çok, bürokratik
iþlemlerin bir basamaðýný oluþturan
mekanizmalara dönüþtürülmek isteniyor.
Bunun etkileri hem saðlýk çalýþanlarý üzerinde,
hem de vatandaþ üzerinde yaþanmaktadýr
Bunun bir sonraki adýmý, aþamasý ne
olabilir sizce?
Dünyanýn hiçbir geliþmiþ ülkesi, saðlýk
hizmetlerini, saðlýk sorunlarýný hastanelerde
uzmanlýk üzerinden çözmemiþtir. Baktýðýnýz
zaman saðlýk göstergeleri en iyi olan ülkeler,
birinci basamak saðlýk hizmetleri en iyi olan
ülkelerdir. Örneðin Kuzey Avrupa ülkeleri,
Ýngiltere vb. Hastane ve uzman aðýrlýklý bir
yöntemi seçen ülkeler, çok fazla para
harcamalarýna karþýn, saðlýk göstergeleri daha
iyi deðildir. Almanya buna örnektir;
Ýngiltere'nin yaklaþýk iki katý kadar para
harcamaktadýr, saðlýk göstergeleri Ýngiltere'den
kötüdür. Saðlýkta eþitsizliði gidermenin en iyi
yolu, genel bütçeden finanse etmek, kamusal
hizmet ve birinci basamak saðlýk hizmetlerine
dayanan bir modeldir. Bu üçlü formül aslýnda
Dünya Bankasý tarafýndan da söylenmektedir.
"Aslýnda doðru olan budur, ama bunu
yapmayýn, özelleþtirme yapýn" denmektedir;
sömürü budur iþte. Türkiye'nin yönelimi,
birinci basamaða dayalý, genel bütçeden
finanse edilen kamusal bir saðlýk hizmeti
olmalýdýr.
• 2003 • cilt 12 • sayý 8 • 294
Ülkemizde 6000 saðlýk ocaðý
bulunmaktadýr. Bunlarýn gerek personel
açýðýnýn, gerek altyapýsýnýn, gerekse de araçgereç eksiklerinin tamamlanmasý
gerekmektedir. Bugün en azýndan ivedilikle
bin kadar saðlýk ocaðýnýn yapýlmasý gereklidir.
Yoksa bugünkü hükümetin uyguladýðý, birer
odada muayenehane hizmeti veren yerlerle
sorunun çözülmesi olanaðý yoktur.
Bütün diðer alanlarda olduðu gibi, saðlýk
çalýþanlarýna da sözleþmeli bir düzenleme
getirildi. Bu da iþ güvencesinin önündeki en
büyük engeldir. Hekimleri, diðer saðlýk
çalýþanlarýný hekim olmayan insanlarýn yoðun
olarak yönetimine açan bir mekanizmadýr. Ýþ
garantisi yok, sözleþmenin devamýna nasýl
karar verilebileceði belli deðil. Bu, hekimlerin
iþ güvencesini elinden alan bir tablodur.
TTB olarak bu konulara iliþkin neler
yapýyorsunuz?
Þu anda ilk etapta -birinci basamak için
konuþuyorum- TTB'nin eylemlilik takvimi var.
Birinci basamaða özgü bir broþür hazýrladýk.
10 bin tane hazýrlandý. Bunlarý saðlýk
ocaklarýna gönderiyoruz. Ayrýca tabip
odalarýndaki komisyonlarca saðlýk ocaðý
ziyaretleri yürütülüyor. Geliþmeleri aktarmak
ve bilgilendirmede bulunmak, var olan
paylaþma amaçlý olarak bu çalýþmalar
yürütülüyor.
Klavyem, Stetoskopum ve Ben
Dr. Þamih Demli*, Murat Sincan**
Bilgisayar Alýrken
Okullar açýlýyor ve yaz tatilinin bitiminde
yeni bir iþ yýlýna hazýrlýk yaparken, akla ilk
gelenlerden birisi artýk yavaþlayan ve güncel
uygulamalarý çalýþtýrýrken zorlanan bilgisayarý
yenilemek. Aslýnda biraz eskiyen bilgisayarlarý
ufak parça deðiþiklikleri ile bir süre daha
yüksek performans ile kullanmak olanaklý.
Ancak çoðu zaman yeni teknolojiye sahip
parçalar da, eski teknolojiye sahip bilgisayarýn
sýnýrlamalarý nedeniyle kendilerinden beklenen
potansiyelin tümünü sunamamakta. Böyle
durumlarda ise, yeni bir bilgisayar, kullanýcýnýn
çok daha uyumlu ve yüksek performans ile bir
arada çalýþan bir sistem sahibi olmasýnýn tek
yolu gibi görünüyor. Bilgisayar teknolojisinde
yaþanan baþ döndürücü geliþmeler son
yýllarda da parçalarýn hem ucuzlamasýný, hem
de tüm kullanýcýlar tarafýndan yaygýn biçimde
kullanýlan internet, ofis ve multimedya
uygulamalarýnýn sorunsuz biçimde
kullanýlmasýný olanaklý kýlýyor. Ortalama bir
kullanýcý olarak bilgisayarýnýzýn internette
gezinmek, e-posta alýp göndermek, kelime
iþlemci (Word), hesap tablosu (Excel), sunum
(PowerPoint) programlarýný çalýþtýrabilmek ve
müzik dinleyerek (CD ya da MP3), film
izlemek (VCD, DVD, DÝVX) gibi iþlevleri
olmasýnýn beklendiði düþünülürse,
önerilebilecek ortalama bir sistem aþaðýdaki
gibi olabilir. Bu önerileri incelerken akýlda
tutulmasý gereken önemli bir ayrýntý,
bilgisayarýn, birçok parçadan oluþan çok iþlevli
bir aygýt olduðu ve her kullanýcýnýn kendi özel
gereksinimlerine uygun bir konfigürasyon
belirlemesinin gerekli olduðudur. Örneðin
elinde paralel port baðlantýsý ile çalýþan nokta
vuruþlu bir yazýcý olan kiþi, yeni bilgisayar
alýrken bu özelliðin bulunup bulunmadýðýný
kontrol etmeli ve yaþanmasý olasý süprizlerden
olabildiðince sakýnmalýdýr.
Örnek bilgisayar:
- P-4-2.4 Ghz. Ýþlemci
- Ekran kartý+Ses kartý+Ethernet
kartý+USB 2.0 özelliði olan Anakart
- 40-80 GB hard disk (7200 RPM)
- DVD Rom-CD Writer
- Optik Klavye+Mouse (kablolu)
- 17 Ýnch+CRT monitör
- 256-512 MB DDR-RAM
- Floppy-Drive
- 56 K. Fax-Modem
*TTB-GPE Yönetim Kurulu Üyesi, Birinci Basamakta Bilgisayar
Kullanýmý Modül Eðiticisi, Ankara
** Hacettepe Ü. Týp Fak. Týp Eðitimi ve Biliþimi AD, Ankara
• 2003 • cilt 12 • sayý 8 • 295