İ Çİ ND EK İ L ER Yıl: 51 • Sayı: 1-2-3 • OCAK/ŞUBAT/MART 2014 TMMOB Orman Mühendisleri Odası Adına Sahibi Ali KÜÇÜKAYDIN Yayın Sorumlusu Prof. Dr. Devlet TOKSOY 2 BAŞYAZI Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Okan ÇANÇİN Yayın Kurulu Sevda ERGİZ Prof. Dr. Ender MAKİNACI Orman Yük. Mühendisi İstanbul Üniv. Orm. Fak. Hüseyin AYTAÇ Prof. Dr. Erol BURDURLU Orman Mühendisi Gazi Üniv. Tek. Eğt. Fak. Ali İzzet BAŞER Prof. Dr. Mustafa AVCI Orman Mühendisi Süleyman Demirel Üniv. Orm. Fak. Fatih SARAÇ Prof. Dr. Özden GÖRÜCÜ Ağaç İşleri End. Yük. Mühendisi Sütçü İmam Üniv. Orm. Fak. Emre TOPBAŞ Prof. Dr. Selman KARAYILMAZLAR Orman End. Mühendisi Bartın Üniv. Orm. Fak. Prof. Dr. Semra ÇOLAK Karadeniz Teknik Üniv. Orm. Fak. Prof. Dr. Sezgin AYAN Kastamonu Üniv. Orm. Fak. Yayın Koşulları Dergimizde yayınlanması istenilen yazılar bilgisayarda yazılmalı, daha önce başka bir yerde basılıp, yayınlanmamış olmalıdır. İmzalı bir dilekçe ekinde kağıda yazılı olarak, ayrıca elektronik ortamda dergimizin yönetim yerine posta ile gönderilmelidir. Yazılar 7 sayfayı (A4) geçmemelidir. 7 sayfayı aşan yazıların birbirini izleyen sayılarda yayınlanabileceği düşünülerek bölümlere ayrılmalıdır. Fotoğraf net ve temiz olmalı, slayt dışında sayısal gönderilecek fotoğrafların çözünürlüğü yüksek olmalıdır. Yazılarda Türkçe kelimeler kullanılmalı ve Türkçe dil kurallarına uyulmalıdır. Yayınlanacak yazı ve çevirilerdeki düşünsel ve teknik sorumluluk yazarına ait olup,oda yönetimini ve Dergi Yayın Kurulunu sorumlu tutmaz. Dergide yayınlanan yazılardan kaynak göstermek koşulu ile alıntı yapılabilir. Dergiye gönderilen yazılar yayınlansın ya da yayınlanmasın geri verilmez. Yazılar Yayın Kurulu tarafından incelenir. Yayın Kurul yayınlanacak yazılarda gerekli düzenlemeleri yapabilir ve uygun görülen yazıları yayınlar. Yönetim Yeri Beştepeler Mah. 31. Sok. No: 3 Beştepe-Yenimahalle/ANKARA Tel: (0312) 215 00 33 pbx Belgegeçer: (0312) 215 01 81 e-posta: [email protected] www.ormuh.org.tr TMMOB Orman Mühendisleri Odası Garanti Bankası Meşrutiyet Caddesi Şubesi TR70 0006 2000 5280 0006 2981 35 Tasarım-Baskı MRK Baskı ve Tanıtım Hiz. Tic. Ltd. Şti. Uzayçağı Cad. 355. Sok. No: 2 Ostim/ANKARA Tel: (0312) 354 54 57 ISSN 1301-3572 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ ORMAN ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ AĞAÇ İŞLERİ ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ Kapak: OMO Arşivi 4 ODAMIZDAN TMMOB Orman Mühendisleri Odası 45’inci Olağan Genel Kurulu Tamamlandı BASIN BİLDİRİSİ YARGI KARARLARI ASKIDA... OGM Personel Atama Ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin İlk Kurbanları BASIN BİLDİRİSİ 14 YÜKSEK DAĞ ORMANLARINDA DOĞAL GENÇLEŞME SÜREÇLERININ FIRTINA VADISI ÖRNEKLEMELERIYLE ANALIZI Zafer YÜCESAN, Ali Ömer ÜÇLER, Ercan OKTAN KTÜ Orman Fakültesi YAYIN KURULUNDAN 21 MODERN ORMANCILIKTA ARALAMA ÇALIŞMALARI Doç. Dr. Yaşar ŞİMŞEK Orman Yüksek Mühendisi BENZİNLİ EL VİNCİNİN ODUN HAMMADDESİNİN BÖLMEDEN ÇIKARILMASINDA KULLANIM İMKANLARI Neşe GÜLCİ, Abdullah E. AKAY, Orhan ERDAŞ Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi 29 TURHAN KALYONCU (1936-2014) Eşref GİRGİN Orman Yüksek Mühendisi 24 MADEN SAHALARI REHABİLİTASYON YÖNTEMLERİ Haluk ERSAN Uzman (Orman Mühendisi) 38 Sevgili Okurlarımız; 50 yıldır aralıksız yayınlanan dergimizle yeni bir döneme başlamanın heyacanını yaşıyoruz. Dile kolay tam yarım asırdır, aralıksız yayın hayatına her türlü zorluğa rağmen devam ediyoruz. Bu özelliğiyle Orman Mühendisliği Dergisi günümüzde zamana direnen çok dikkat çekici bir dergi konumundadır. Bu sayı, TMMOB Orman Mühendisleri Odasının 45. Olağan Genel Kurul’u ardından başlayan yeni dönemin ilk sayısı olacaktır. 44. Dönemde Oda Genel Merkezi ve Şubelerde görev alan meslektaşlarımızın özverili çalışmaları için teşekkür eder, 45. Dönemde görev alan meslektaşlarımızada başarılar dileriz. Geride bıraktığımız dönem içinde hem oda çalışmalarımıza destek veren hem de mesleğimize olan katkılarını görmezden gelemiyeceğimiz pek çok meslektaşımız ne yazıkki aramızdan ayrıldı. Aramızdan ayrılan oda çalışanları ve meslektaşlarımızı bir kez daha rahmetle anıyoruz. Bu sayımızda, meslektaşlarımızın gerek akademik gerekse aktüel bir çok güzel makalesini sizlerle buluşturuyoruz. Yine bu sayımızda bir kaç dönemdir devam eden, kamuda çalışan meslektaşlarımızı yakından ilgilendiren atama ve yer değiştirmelerle ilgili rahatsızlıklarla birlikte, yine geçmiş dönemden devraldığımız yargı ihlallerini ve yargıya taşıdığımız konularla ilgili görüşlerimizi dergimizde bulacaksınız. “Bu Ülkede Suç İşleme Özgürlüğü Vardır” düşüncesini zihinlerimize yerleştirmeye çalışanlara inat, hukuk ayaklar altına alınsa bile, adaletin haklılar için var olduğu bilinci ve suçu önlemenin kaçınılmaz olduğu inancıyla yolumuza devam edeceğiz. Dergimizin yayına hazırlandığı aylarda yaşadığımız 21 Mart Dünya Ormancılık Günü ve 23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile dergimiz elinize geçtiğinde kutlayacağımız 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramını kutlarız. Bir sonraki sayımızda buluşmak üzere. 39 Saygılarımızla... HABERLER Orman Mühendisliği Dergisi Yayın Kurulu 2014 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 1 B AŞ YAZI Saygıdeğer Meslektaşlarımız 12-13 Nisan 2014 tarihlerinde gerçekleştirdiğimiz 45. Dönem Genel Merkez Genel Kurul’umuzun ardından yeni dönemde yönetim kurulumuzla yeniden huzurunuzdayız. Gösterdiğiniz güvene, teveccühe layık olmaya çalışacağız. Ülkemizin ormancılık politikalarının, genel politikalardan bağımsız düşünülemeyeceği gerçeği, son yıllarda bütün çıplaklığı ile ortadadır. Ormanlarımız ve ormancılığımız popüler siyasetten hep olumsuz etkilenmiştir. Ancak son yıllardaki etkileşimi ve tahribatı ayrı değerlendirmek gerekir. İleri demokrasi adı altında güçlü bir propaganda ve algı yönetimi eşliğinde, hukukun askıya alındığı, kuvvetler ayrılığının hiçe sayıldığı, yargının yürütmeye bağlandığı, yolsuzluk iddialarının göz göre göre üstünün örtülmeye çalışıldığı, internet yasası ile haberleşme ve ifade özgürlüğünün tehdit edildiği, sanal düşmanlar ihdas edilerek toplumun kutuplaştırıldığı ve gerildiği, MİT Yasası ile şeffaf, hesap verebilen devlet yerine, istihbarat devletine yönelim endişelerinin arttığı süreçlerden geçiyoruz. Daha da önemlisi, açılım, özerklik gibi gündemlerle ülkemizin birliği, dirliği tehdit altına sokulmuştur. Böyle yoğun ve gergin bir ortamda halkımız, güncel sorunlarını aşarak, doğa ve çevre konusunda hassasiyetini yeterince ortaya koyamayabilir. Ancak yöneticilerin sorumluluğunu, vebalini tarih yargılayacaktır. Fakat yitirdiğimiz değerlerimiz geri gelmeyecektir. Anayasaya aykırı kanunların, yasalara aykırı yönetmeliklerin çıkarıldığı, yargı kararlarının hiçe sayıldığı böyle bir rant ortamında, ormanlarımızın, sit alanlarımızın ve diğer korunan alanlarımızın geleceğinden endişeliyiz. Anayasal koruma altında olan ormanlarımız, kamu yararı adı altında ota çöpe verilen izinlerle kevgire dönmektedir. Atatürk Orman Çiftliği bütünlüğünde yer alan 1. Derece Doğal ve Tarihi Sit Koruma Statüsündeki Orman Genel Müdürlüğü Gazi Yerleşkesini yapılaşmaya açmak amacıyla, alanın sit derecesi değiştirilmiş idi. Odamızın açtığı davada yargılama sonucu; Ankara 11. İdare Mahkemesinin 17.02.2014 tarihli E: 2011/2080, K:2014/168 sayılı kararı ile 46 hektarlık Gazi Yerleşkesinin “1. Derece Doğal ve Tarihi Sit Koruma” statüsünün “3. Derece Doğal Sit Koruma” statüsüne indirilmesine dair Ankara Kültür ve Tabiat Varlıkları Bölge Koruma Kurulunun 11.08.2011 tarih ve 6281 sayılı kararı iptal edilmiştir. Yani Gazi Yerleşkesi eski koruma statüsüne yeniden kavuşmuştur. Bunun anlamı; itiraz sonucu Yüksek Mahkemeden aksi karar çıkmadığı sürece, Anayasa 138. Maddesi gereği, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu 28. Maddesi gereği 30 gün içerisinde Başbakanlık binası inşaatının durdurulması gerekir. Ancak öyle olmadı. Elbette bizler bu kararın 2.5 yıl sonra değil de inşaat ve tahribat başlamadan önce verilmesini arzu ederdik. Yargı kararının uygulanması için Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığına tarafımızdan gerekli bildirim yapıldı. Suç duyurusu da dahil gerekli takibat yapılıyor. Ancak hukukun, yargı kararlarının kaç akçe ettiğini de hep birlikte izliyoruz. Hatırlanırsa, kararın açıklandığı günlerde Sayın Başbakana basın mensuplarınca karar hatırlatıldığında, ekranlardan Sayın Başbakan’ın ifadesi; “güçleri yetiyorsa gelsinler yıksınlar!” oldu. Yargı kararları millet adına verilir. Hukuku korumak ve yargı kararlarını uygulamak öncelikle yürütme erkinin görevidir ve inanın hukukun askıya alınmasının bu ülkeye bedeli çok daha ağırdır. 2 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 2014 Halen A.O.Ç Gazi Yerleşkesin de, inşaatın durması bir yana, inşaat bölgesinde ki özenle yetiştirilmiş yarım asırlık ağaçlar geceleyin vinçlerin ışıkları da kapatılarak motorlu testerelerle kesilmektedir. Gündüz ise ağaç sökme makinaları sahaya sokularak ağaçların nakledildiği görüntüsü verilmektedir. Bu da yapılan işlemin vicdanları yaraladığının ve suçluluk psikolojisinin en büyük göstergesidir. A.O.Ç Gazi Yerleşkesiyle ilgili karar tarihinin ertesi günü, 18 Şubat 2014 tarih ve28917 sayılı Resmi Gazetede Kültür ve Turizm Bakanlığının, 1996 tarih 421 sayılı “Tarihi Sit” ile ilgili ilke kararı değiştirilerek, “zorunlu altyapı uygulamaları ve kamu hizmet yapılarına” istisna getirildi. Bu ilke kararı ile yargı kararı aşılmaya çalışıldı. Bunun mümkün olmadığını bilmek için hukukçu olmaya dahi gerek yoktur. Yine 18 Mart 2014 tarih 28945 sayılı resmi gazetede; Milli Parklar Yönetmeliğinin 5. Maddesinde 2873 sayılı Milli Parklar Kanununa aykırı olarak kamu yararı bahanesiyle bazı tesisler için, “uzun devreli gelişme planı şartı aranmaz” hükmü getirildi. Her iki konu ile ilgili de dava açıldı. Ancak bu hoyratlıklara yetişmekte zorlandığımızı da ifade etmek gerekir. İstanbul 3.Boğaz köprüsü ve havaalanı tartışılan en önemli konulardan. Daha doğrusu tartışılamayan, karşı çıkanların ihanetle suçlandığı ben yaptım oldu mantığının ürünü. Oysa İstanbul’un kuzeyinden geçen, 3.köprü-havaalanı yolu (en düşük 280-300 m genişliğinde 40-50 km uzunluğunda ormanlık alandan geçen güzergah), bağlantı yolları ve havaalanı ormanları ve su havzalarını paramparça etmektedir. Yerleşim alanları da tetiklenerek, su havzaları ve ekosistem geri dönülemeyecek şekilde rantın kucağına itilmiştir. Torba yasa ile Karayolları kanununa eklenen, ormanlık alanlardan geçen yol güzergahlarında Anayasaya aykırı olarak, bedelsiz “tesis kurma” izninden özellikle bu bölgelerde bakalım kimler faydalanacak. Yasaların, yargı kararlarının hiçe sayıldığı bir ortamda, ormanlarımızı korumak ve geliştirmekle yükümlü orman idaresinin ve idarecilerinin işi kolay değildir. Fakat ormanların korunması, kurumsal yapının korunması, mesleğin ve meslektaşın korunması konusunda idarecilerimiz pek de kaygılı görülmemektedirler. Aksine; farklı sesleri nasıl keseriz, meslek örgütlerini nasıl dizayn ederiz, teşkilat çalışanlarını nasıl baskılayarak kontrol altında tutarız. Serbest çalışan mühendisleri, büro ve şirketlerini nasıl kontrol altında tutarız arayışı içindedirler. Üç yargı kararına rağmen yeniden çıkarılan, evvelce sizlerle paylaştığımız ve dava açtığımız “Teknik Personel Atama Yer Değiştirme Yönetmeliği” bunun en son örneğidir. Tüm personel (bazıları istisna!) rotasyon tehdidi altındadır. Uzmanlık yok olacakmış, teşkilatın içi boşalacakmış , kimsenin umurunda değil. Kulaklar tıkanmış. Yeni dönem vesilesiyle bir kez daha ifade etmek isteriz ki; Ülkemizin, ormanlarımızın, mesleğimizin, meslektaşımızın tahribine yönelik uygun duruşumuzu ve eleştirilerimizi hiçbir etki altında kalmadan sürdürürken, ormancılığımıza, mesleğimize, başta personel reformu ve 5531 sayılı yasa kapsamında hizmet sektörünün gelişimi olmak üzere meslektaşlarımıza fayda sağlayacak her türlü diyalog, destek ve işbirliğine hazır olduğumuzu ifade etmek isteriz. Saygılarımızla Orman Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu 2014 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 3 ODAMI ZDAN TMMOB Orman Mühendisleri Odası 45’inci Olağan Genel Kurulu Tamamlandı “ “ 205 Delegenin katılımı ile Orman Mühendisleri Genel Merkez Binası salonunda gerçekleşen Olağan Genel Kurul tamamlandı. 4 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 2014 2 05 Delegenin katılımı ile Orman Mühendisleri Genel Merkez Binası salonunda gerçekleşen Olağan Genel Kurul tamamlandı. Saygı duruşu ve istiklal marşının ardından divan seçimi ile başlayan Genel Kurul, Genel Başkan Ali Küçükaydın’ın konuşmasıyla devam etti. OGM Gazi Yerleşkesi’nde mahkeme kararlarına rağmen devam eden inşaatın gönüllerde ve doğada giderek büyüyen tahribatı, bir başka biçimde hızla süren bir diğer tahribat 3. Boğaz Köprüsü, Orman Genel Müdürlüğü’nde ne sonuçlar doğuracağı belli olmayan ve başlamadan yamulmaya başlayan bir haksız uygulama rotasyon, yine OGM de görevde yükselme ve genç mühendislerin işlendirilmesi konuları konuşmada öne çıkan konular oldu. Daha sonra söz alan konuklar yaptıkları konuşmalarda, özetle ormancılığımızın ve ormancıların bugün yaşadıkları sorunları dile getirdiler. 2014 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 5 ODAMI ZDAN Ne yazık ki ormancılık sorunlarının açıkça konuşulduğu tek yer olan Orman Mühendisleri Odası Genel Kurulunda sorunları dinleyen yada sorunlara cevap verecek Orman Teşkilatından hiçbir yetkili yoktu. 44ncü döneme ait Faaliyet, Mali ve Denetleme raporları Genel Kurula sunuldu. Oy birliği ile kabul edildi. Diğer gündem konuları, Odaya ait taşınır ve taşınmazların satımı ile yeni taşınır ve taşınmaz alımı ve yeni yönetmeliklerin çıkarılması konusunda Yönetim Kurulu’na yetki verilmesi, Ana Yönetmeliğinin bazı maddelerinde istenen değişiklikler ve Doğu Akdeniz ve Elazığ Şube sınırlarında 13 Nisan Pazar günü yapılan seçimlerin sonunda 45nci Dönem Genel Merkez Yönetim Kurulunu, Ali KÜÇÜKAYDIN, İsmail Hakkı BARI, Cengiz NAHARCI, İsmail Cengiz METİN, Cemal SUNAR Muhammet SAÇMA ve Prof.Dr.Devlet TOKSOY oluşturdu. 6 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 2014 değiştirilmesi oy birliği ile kabul edildi. Seçime girecek listelerde yer alan isimlerin okunmasının ardından dilek ve temenniler delegelerin seçim öncesi son gündem maddesiydi. Yurdun dört bir köşesinden bir araya gelen meslektaşlarımız kongrede özlem giderdi. BASIN BİLDİRİSİ Devlet ormanlarının tahribine; anayasa’nın 169 uncu maddesi ve anayasa mahkemesi kararlarına aykırı çıkarılan kanunlar ve izin yönetmelikleri ile devam edilmektedir. Ormanları arsa ofisi haline getiren ve tahribine neden olan 18 Nisan 2014 tarih ve 28976 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Orman Kanununun 17/3 ve 18 İnci Maddelerinin Uygulama Yönetmeliği” ile adet olarak sayılabilen elli iki (52) adet ve benzeri denilerek daha da artırılması mümkün olan muhtelif tesislere izin verilirken; mahalli seçimler ve tapelerin gölgesinde sessizce çıkarılan ve 1 Mart 2014 tarihli ve 28928 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 26 Şubat 2014 tarih ve 6527 sayılı “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına dair Kanun” un uygulamasına dair bu Yönetmeliğin 4’üncü maddesi 6’ıncı fıkrası düzenlemesi ile bu miktar daha da artacaktır. Anayasa Mahkemesi; ormanları kamu yararı adı altında tahrip eden 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 3373 sayılı Kanunla değişik “Turizm alan ve merkezleri dışında kalan devlet ormanlarında kamu yararına olan her türlü bina ve tesisler için gerçek ve tüzelkişilere, Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığınca bedeli karşılığı izin verilebilir. Bu izin süresi kırkdokuz yılı geçemez. Devletçe yapılan tesisler dışında kalan her türlü bina ve tesisler izin süresi sonunda eksiksiz ve bedelsiz olarak Orman Genel Müdürlüğünün tasarrufuna geçer. Ancak işletmenin maksadına uygun faaliyet gösterdiği Orman Genel Müdürlüğünce belgelenen hak sahiplerinin kullanma hakları yer, bina ve tesislerin rayiç değeri üzerinden belirlenecek yıllık bedelle doksandokuz seneye kadar uzatılabilir. Bu durumda devir işlemleri bu uzatma sonunda yapılır. Turizm amaçlı tesisler için hak sahipleri adına tapuda irtifak hakkı tesis edilir. İzin ve irtifak hakları amaç dışı kullanılamaz.” 17’inci maddesi 3 üncü fıkrası Anayasanın 7 inci ve 169 uncu maddelerine aykırı olduğu için, 17/12/2002 tarih ve E:2000/75 ve K:2002/200 sayılı kararı ile iptal etmiştir. Anayasa Mahkemesinin anılan kararında; “…Anayasa’nın 169. maddesinde öngörülen “kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz” tümcesine dayanılarak kamu yararının bulunduğu gerekçesiyle gerçek ve tüzel kişilere bina ve tesisler yapmak üzere orman arazileri tahsis edilemez. Devlet ormanlarının gerçek ve tüzelkişilere tahsisinin, karayolları, telefon, elektrik, su, gaz, petrol boru isale hatları, savunma tesisleri, sanatoryum gibi öncelikli kamu hizmetlerinin ormandan geçmesi ya da anılan bina ve tesislerin orman arazileri üzerinde yapılması zorunluluğu bulunduğu hallerle sınırlı olması gerekir. Başka bir anlatımla, kamu yararının bulunması ve zorunluluk hallerinde Devlet ormanları üzerinde ancak irtifak hakkı tesisine olanak tanınabilir. Öte yandan, Anayasa’nın 169. maddesiyle ormanların özel olarak korunduğu gözetilerek bu maddede geçen “kamu yararı” kavramının hangi durumları kapsadığının yasayla belirlenmesi gerekirken, bu yola gidilmeyerek söz konusu kavramın kapsam ve içeriğinin tespitinin idareye bırakılması, yasama yetkisinin devredilmezliği ilkesiyle de bağdaşmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural, Anayasa’nın 7. ve 169. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.”denilerek, Devlet Ormanlarında karayolları, telefon, elektrik, su, gaz, petrol boru isale hatları, savunma tesisleri, sanatoryum gibi tesislere izin verilebileceği hususu sayılarak düzenlenmiştir. Ancak, bu Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra çıkarılan çeşitli torba yasalarla, 6831 sayılı Orman Kanununda Anayasaya aykırı düzenlemeler yapılmaya devam edilmiş ve bu kanunlara dayanarak yürürlüğe konulan izin yönetmeliklerinde de izin verilen tesisler çok çeşitlendirilmiştir. Adeta Devlet Ormanları arsa ofisi haline getirilerek her tesis ve konu için Ormanlardan izin verilmesinin önü açılmıştır. Anayasa Mahkemesi kararında Devlet Ormanlarından en fazla dokuz (9) konuda izin verilebileceğine işaret edilmiş iken; bu izin çeşitliliği sayısı, 18/4/2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan “Orman Kanununun 17/3 ve 18 İnci Maddelerinin Uygulama Yönetmeliği” ile sayılabilen elli iki (52) konudaki tesislere ve benzeri denilerek daha da artırılmasına imkan sağlanmıştır. Diğer taraftan, 30 Mart 2014 mahalli seçimler ve tapelerin gölgesinde TBMM den geçirilerek 1 Mart 2014 tarihli ve 28928 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 26 Şubat 2014 tarih ve 6527 sayılı “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına dair Kanun” ile 6831 sayılı Orman Kanununun Ek 9’uncu maddesine eklenen fıkraya göre, karayolları sınır çizgisi içindeki ormanlık alanlarda “…Devlet idareleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılan, işletilen, işlettirilen veya yap-işlet-devret modeli esas alınarak yaptırılan ve işlettirilen bu tesislerden herhangi bir bedel alınmaz.” düzenlemesiyle, her hangi bir bedel alınmadan Anayasa’ya aykırı olarak kamu kurumu adı altında rantiyeye izin verilmesinin önü açılmıştır. Bu yasal düzenlemeden İstanbul Kuzey Ormanlarından geçen 3 üncü Köprü, otoyol ve bağlantı yolları güzergâhı başta olmak üzere, Türkiye’nin en kıymetli orman alanları içinden geçen karayolları güzergâhlarındaki orman alanlarından bedelsiz olarak, üstü gizlenmiş biçimde rant uğruna üçüncü kişilere izinler verilebilmesine olanak sağlanmıştır. Bu Kanun değişikliğine göre, Devlet Ormanlarından verilecek rantiye tesislerine konu izinlere dair idari işlemler ise; Resmi Gazete’de yayımlanan bu Yönetmeliğin 4’üncü maddesinin 6’ıncı fıkrasında şimdilik üstü kapalı olarak düzenlenmiştir. Zira 6527 sayılı Kanunda, kamu kurumuna verilecek izinler adı altında üçüncü şahıslara bedelsiz rantiye tesislerine dair izinlerin verilebileceği hüküm altına alınmıştır. Bu fıkraya göre ormanlardan verilecek izin çeşidi ve sayısı daha da artacaktır. Orman Mühendisleri Odası olarak, ormanlar ile çevrenin korunmasındaki bilinçlendirme ve hukuk mücadelesindeki girişimlerimizin aralıksız olarak sürdürüleceğini kamuoyuna duyurur iken; yazılı ve görsel medya, sivili toplum kuruluşları ile halkımızın da bu konularda daha duyarlı olmalarını önemle belirtmek isteriz. OMO Yönetim Kurulu Adına Ali KÜÇÜKAYDIN Genel Başkan 2014 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 7 ODAMI ZDAN YARGI KARARLARI ASKIDA... Ormancılık politikalarını Ülkemizin genel politikalarından asla ayrı düşünemeyiz. İleri demokrasi adı altında güçlü bir propaganda ve algı yönetimi eşliğinde, yargı kararlarının askıya alındığı, bir dönemde popüler siyasetten olumsuz etkilenen ormanlarımızın ve ormancılığımızın yaşadığı tahribatı hep birlikte gözlemliyoruz. Yargı kararlarının hiçe sayıldığı günümüzde Orman Genel Müdürlüğü Gazi Yerleşkesinde inşaatın durması bir yana, vinçlerin ışıkları dahi söndürülerek gecenin ilerleyen saatlerinde yerleşke içinde özenle yetiştirilmiş yarım asırlık ağaçlar motorlu testereler ile kesilerek yok edilmiştir. uzun yıllardan bu yana… 8 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 2014 18.04.2014 ilk saatleri Yapılan yanlışın bilincinde olanlar gündüz saatlerinde ise ağaç sökme makinelerini sahaya sokarak ağaçların nakledildiği görüntüsü vermeye çalışmaktadırlar. Bu samimiyetsiz ve takiyeci tutum da suçluluk psikolojisinin en büyük göstergesidir. 18.04.2014 sabahı 2014 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 9 ODAMI ZDAN OGM PERSONEL ATAMA VE YER DEĞİŞTİRME YÖNETMELİĞİNİN İLK KURBANLARI ORMAN BÖLGE MÜDÜR YARDIMCILARI…! Orman Genel Müdürlüğünde hukuksuzluk ve keyfi uygulamalar bitmiyor. Kendi çıkardığı ucube yönetmeliği dahi doğru uygulamayan orman idaresi yöneticilerinden, ormancılık adına ne beklenebilir? Son yapılan bölge müdür yardımcıları rotasyonunda da bu yaklaşımın en bariz uygulamaları görülmüştür. 13 Ekim 2013 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan Orman Genel Müdürlüğü Personelinin Atama ve Yer Değiştirme Esaslarına İlişkin Yönetmelik hükümleri göz ardı edilmiş, tamamen keyfi yöntemlerle ben yaptım oldu yollu uygulamalara yer verilmiştir. Karşımızda kendi çıkardığı yönetmeliğe dahi saygı duymayan, bir kurum bulunmaktadır. Şöyleki; Bölge müdür yardımcıları 6. Maddedeki zorunlu yer değiştirmeye tabi personel listesinde yer almamaktadır. Rotasyon uygulaması yapılırken 7. Maddedeki “Hizmet bölgelerinin belirlenme kriterleri”ne uyulmamış tamamen keyfi uygulamalarla büyük çoğunluğu tercih ettikleri yerlere verilmemiştir. Hizmet bölgelerinin belirlenme kriterlerindeki; Ekonomik durumu, sosyal durumu, kültürel durumu, ulaşım durumu, nüfus yoğunluğu ve ormancılık faaliyeti iş yoğunluğu kriterlerinden acaba hangisine uyulmuştur. Yönetmelikte sayılan hizmet bölgelerine göre, 4.den başlayarak 1. Hizmet bölgesine doğru gidilirken bu uygulamada 1. Hizmet bölgelerinden daha düşük hizmet bölgelerine atamalar yapılmış ve bölge müdür yardımcıları görevlerinden ayrılarak daha alt görevlere mühendis veya başka görevle atanma isteğinde bırakılmaya zorlanmıştır. Yine aynı yönetmeliğin Beşinci bölüm olarak ifade edilen; Yer Değiştirme Kurulu, Boş ve Boşalacak Kadroların İlanı ve Başvuru Şekilleri bölümüne göre; “Madde 17 -(1) Yer değiştirme suretiyle atamaya tabi boş veya boşalacak kadro ve unvanlar ile personel ihtiyacı bulunan diğer hizmet birimlerinin listesi Ocak ve Ağustos ayları sonuna kadar Genel Müdürlük internet sitesinden ilan edilir” denilmiş fakat listeler internet sitesinden ilan edilmemiş, sadece ilgililere liste olarak gönderilmiş, ne yazık ki bu gönderilen listeye dahi uyulmamıştır. Listede yer alan, yer değiştirmeye tabi bölge müdür yardımcılıklardan bazılarına bölge müdür yardımcılarının dışında, şube müdürü ve işletme müdürlerinden atama yapılmış, (Ankara, Giresun, Konya vb. gibi) ilana çıkıldığı iddia edilen listeler keyfe dayalı delinebilmiştir. Yine Yönetmeliğe göre; “Yer değiştirmeler her yılın Mart ve Ekim aylarında yapılmak üzere talep ve teklifler Ocak ve Ağustos aylarında bağlı bulunduğu birimlere yapılır. Birimler kendi görüşleriyle birlikte istek formlarını, birinci dönem tayinler için en geç Şubat ayının 15 inci gününe kadar, ikinci dönem tayinler için ise en geç Eylül ayının 15 inci gününe kadar Personel Dairesi Başkanlığına gönderir. Talep ve teklifler Başkanlığa geliş tarihi itibariyle 30 gün içinde sonuçlandırılır” denilmesine rağmen talepler ilana çıkılmadan ocak ayının sonunda alınmış, 30 gün içinde sonuçlandırılacağı yazılı hale getirilen tayinler belirlenen tarihten sonra, nisan ayının ortasında yapılmıştır. Yönetmeliğin; Madde 16. 5 fıkrasında yer alan “Kurul, personelin durumlarını; Ek-3 Yer Değiştirme Suretiyle Atanma İstek Formunu, Ek-2 Yer Değiştirme Başvuru Değerlendirme Formunu, boş veya boşalacak kadroları, hizmet gerekleri ve ihtiyaç durumunu, daha önce görev yapılan hizmet bölgesini, tercih sırasını, öğrenimini, uzmanlığını, iş tecrübesini, mesleki bilgisini, liyakati, özür hal- 10 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 2014 lerini ve varsa diğer belgelerini kamu yararı çerçevesinde puanlamaya öncelik vermek suretiyle bu Yönetmelik hükümleri çerçevesinde inceler ve personelin atanacağı hizmet bölgesini belirleyerek hazırladığı teklifleri atamaya yetkili amirin onayına sunar” ifadesindeki hiçbir kıstasa uyulmamış ve ne tesadüf ki yer değiştirmeye tabi Bölge müdür yardımcılarından büyük çoğunluğu tercihlerinden hiçbirisine dahi yerleşememişlerdir. Bu madde de bahsedilen Kurul, madde de sayılan kriterlerle alakalı değerlendirme yapmış, puanlamış ilgilinin atanacağı hizmet bölgesini belirleyerek atamaya yetkili amirin onayına sunmuş mudur? Yapılan değerlendirmeler sonucunda hangi kriterlere göre bölge müdür yardımcılarından büyük çoğunluğu tercihlerinden hiçbirisine dahi yerleşememiş, yerlerine başka atamalar yapılmıştır. Bölge müdür yardımcıları için ilana çıkıldığı iddia edilen bu listeden keyfe dayalı başka atamalar yapılmasının hukuki bir yaptırımı ve sonucu yok mudur? Yeterince demokratik ve adil olmadığını düşündüğümüz ve çekincelerimizi belirttiğimiz bir yönetmeliğin bile uygulanmaması ne kadar incitici! Kanunlara ve yönetmeliklere uyulmamasının hukuki sonuçlarının bulunmadığı bir zaman mı yaşanmaktadır. İyimser olmamakla beraber, yapılan uygulamayla ilgili belgelerin şeffaf olarak ortaya konulmasını bekliyor, konulmadığı takdirde konunun yetkili mercilerde takipçisi olacağımızı ve yargı mercilerine gerekli suç duyurunda bulunacağımızı ifade ediyoruz. Yukarıda alıntılarla ortaya koyduğumuz yönetmelik hükümleri göstermektedir ki Orman Genel Müdürlüğü, kendi çıkardığı Yönetmeliğe uyma lüzumunu dahi hissetmemektedir. Hukuksuzluğu ve keyfi uygulamaları kendilerine rehber edinenlerin topluma ve yönettiklerine söyleyeceği hiç bir sözü olamaz. Adil olmayan uygulamalarla vicdanları sızlatanların bir gün bunun ağırlığı altında ezileceklerini unutmamalarını hatırlatıyoruz. Yine keyfi uygulamaları kendilerine rehber edinenlere Kur’an-ı Kerim’den ayetleri hatırlatıyoruz. Belki ibret alırlar. Allah size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Doğrusu Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor! Şüphesiz ki Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir. Nisa 58. Ey iman edenler! Allah için hakkı titizlikle ayakta tutan, adalet ile şahitlik eden kimseler olun. Bir topluma olan kininiz sizi adaletsizliğe itmesin. Adil olun. Bu, Allah’a karşı gelmekten sakınmaya daha yakındır. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır. Maide 8. Ey iman edenler, kendiniz, anne-babanız ve yakınlarınız aleyhine bile olsa, Allah için şahidler olarak adaleti ayakta tutun. (Onlar) ister zengin olsun, ister fakir olsun; çünkü Allah onlara daha yakındır. Öyleyse adaletten dönüp heva (tutkuları)nıza uymayın. Eğer dilinizi eğip büker (sözü geveler) ya da yüz çevirirseniz, şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır. (4/135) Ali KÜÇÜKAYDIN OMO- Genel Başkanı 2014 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 11 ODAMI ZDAN GAZİ YERLEŞKESİNE AİT ANKARA 11. İDARE MAHKEMESİNİN İPTAL KARARINA İLİŞKİN ORMAN MÜHENDİSLERİ ODASI BASIN BÜLTENI Atatürk Orman Çiftliği bütünlüğü içinde yer alan 1 inci derece Doğal ve Tarihi Sit Koruma Statüsündeki Orman Genel Müdürlüğü Gazi Yerleşkesini yapılaşmaya açmak amacıyla, alanın sit derecesi 1 inci dereceden 3 üncü dereceye indirilmesi üzerine Odamız tarafından Ankara 11. İdare mahkemesinde 07.11.2011 tarihinde iptal davası açılmıştır. Yargılama sonucunda; Ankara 11. İdare Mahkemesinin 17.02.2014 tarihli E:2011/2080, K:2014/168 sayılı kararı ile 46 hektarlık Gazi Yerleşkesinin 1 inci Derce Doğal ve Tarihi Sit koruma statüsünün 3 üncü derece Doğal Sit koruma statüsüne indirilmesine dair Ankara Kültür ve Tabiat Varlıkları Bölge Koruma Kurulunun 11.08.2011 tarih ve 6281 sayılı kararı iptal edilmiştir. Böylece, Gazi Yerleşkesinin eskiden sahip olduğu 1. Derece Doğal ve Tarihi Sit koruma statüsü mahkeme kararı ile tekrar korunmuş olmaktadır. Orman Mühendisleri Odası, Türk Ormancılarının özverili çalışmaları sonunda Atatürk’ün Orman Çiftliği’nin hazineye devrine ilişkin 11/06/1937 tarihinde yazdığı “...araziyi ıslah ve tanzim etmek, muhitlerini güzelleştirmek, halka gezecek, eğlenecek ve dinlenecek sıhhi yerler...temin eylemek.” vasiyetine ve “Burasını öyle ağaçlandırınız ki, kör bir insan dahi yeşillikler arasında olduğunu fark etsin” veciz sözüne uygun olarak, bünyesinde 68’i doğal tür ve 65’i egzotik tür olmak üzere toplam 133 odunsu bitki türünü barındıran, BİRİNCİ DERECE TARİHİ VE DOĞAL SİT haline getirilen GAZİ YERLEŞKESİNİN dokusunun bozulmaması ve amacı dışında kullanılmaması için mücadelesini aralıksız sürdürmüştür. Orman Mühendisleri Odasının, diğer ormancı sivil toplum örgütlerinin de desteğini alarak, hukuk zeminde kalmak suretiyle 15.12.2010 de “YETER ARTIK” başlıklı bir bildiri ile başlayan demokratik mücadelesi sonucunda, Ankara 11. İdare Mahkemesinin bahsedilen 17.02.2014 tarihli kararına ulaşılmıştır. Ankara 11. İdare Mahkemesi Başkanlığı’nın E:2011/2080 sayılı dosyasında 07.10.2011 tarihinde ikame edilen dava sürecine özetle bakmak gerekirse;Dava konusu edilen alanda; hali hazırda bir mahkeme kararı olmadığı için süratle devam eden Yeni Başbakanlık Yerleşkesi İnşaatının yüksek güvenlikli bir inşaat olduğu iddiası ile engellemeler yapılmaya çalışılmış ise de, kendi alanında uzman 3 Profesör, 2 Yardımcı Doçent refakatinde 29.03.2013 tarihinde keşif yapılmıştır. Mahallinde yapılan keşif sonucunda tanzim edilen 08.04.2013 tarihli bilirkişi raporunda; “...3. Derece doğal sit alanı olarak tescil değişikliği ile tarihi sit özelliklerinin her hangi bir gerekçe gösterilmeden iptal edilmesinin koruma kavram yasa ve mevzuata uygun olmadığı..., kurul yapısında her hangi bir bu konuda uzmanın bulunmadığı ve yasa kapsamında bu gibi durumlarda bilim kurullarından yardım alınabileceği gibi bu kadar önemli bir bölgenin önemli sit derecelendirilmesi ile ilgili kararların kurul üyelerinin yerinde bile inceleme kararı alınmadan böyle bir kararın alınmasının usul yönünden ve teamüller açısından uygun olmadığı..., sit alanı ilanında mevcut duırum itibari ile taşımış olduğu, peyzaj, ekolojik, ziraat, mimarlık tarihi, fauna değeri, yeşil bitki örtüsünün genel konumu ve çevresel değerlerini,n dikkate alınarak gerekirse ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri doğrultusunda analiz ve tespit çalışmaları öncesinde alınmış olan kamu kurum ve kuruluşları ile koruma kurulları kararları ve bu kararlarla kabul edilmiş olan sit sınırları ve sit derecelendirme paftaları ve yürürlükteki mer’i koruma amaçlı imar planlarının durumları etüd edilmeden karar alınmasının sağlıklı bir karar olmadığı, ... dava konusu kararda Atatürk Orman Çiftliği Bütüncül Sit Sınırları dikkate alınmadan ve arazi kullanışlarında önemli değişiklikler içeren mevzi sit derecelendirmesi kararlarının alınarak sit derecelendirmelerinin düşürülmesinin koruma mevzuatı açısından uygun olmadığı saptanmaktadır....” denilmek sureti ile, 12 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 2014 Tarafımızca dava konusu edilen birinci derece doğal ve tarihi sit statüsünden, tarihi sit statüsünün kaldırılıp üçüncü derece doğal sit alanı olarak tesciline ilişkin kurul kararının hukuka aykırı olduğu tespit edilmiştir. Bu bilirkişi raporunda yapılan tespitlere davalı idareler tarafından itiraz edilmiş ve mahkemece itirazların değerlendirilmesi amacı ile dosya ek rapor alınmak üzere yeniden bilirkişilere tevdi edilmiştir. Bu kez 08.05.2013 tarihli ek rapor tanzim edilerek; “söz konusu bölgenin ilk ve diğer kurul kararlarında sit alanı sınırlarının bütüncül olarak belirlendiği ve bu kararda ise bu sınırları belirli birinci derecede doğal ve tarihi sit alanının dava konusu kararla belirli, bir bölgesi açısından değerlendirilip bu bölgenin sit derecelerinin değiştirildiği, ancak tek bir sınırları belirli sit alanının bir kısmı için böyle bir kararın üretilmesinin mümkün olmadığı ve sit sınırları belirli alanın kalan kısımlarının sit derecelendirilmesinin ne şekilde olacağının belirsizlik ifade ettiği ve sit derecelendirmesinde belirlenen tüm sit alanının bütüncül olarak ele alınması gerektiği tek bir kararla sit alanı ilan edilen ve sınırları belirlenen alanın tek bir sit alanı olması nedeni işle bu alanın tümüyle ele alınıp sit derecelendirme paftaları oluşturularak ve üstün kamu yararı gözetilerek yeni bir bütüncül kararla konunun belirlenmesi gerektiği ve söz konusu karar ile parçacıl bir yaklaşım ile mevzuat açısından uygun olmadığı” kanısına varılmış olup bir kez daha dava konusu edilen kurul kararının hukuka ve mevzuata aykırı olduğu tespit edilmiştir. Tanzim edilen bu raporlar ve mahkemenin tespit ettiği belge ve bulgulara dayalı olarak 17.02.2014 tarihinde karar verilmiş olup, kararın gerekçesinde; “... Mevzuatta yer aldığı şekli ile yazılı bilgi – belgeler dikkate alınıp herhangi bir araştırma yapılmadan doğrudan dava konusu işlemle alanın tarihi sit statüsünün herhangi bir gerekçe yer verilmeden kaldırıldığı, dosya kapsamında davalı idarelerce de sunulan dilekçelerde de tarihi sit statüsünün kaldırılma gerekçesinin ortaya konulamadığı, hazırlayıcı işlemlerde de tarihi sit statüsünün kaldırılmasına gerekçe oluşturabilecek herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı, dolayısıyla işlemin sebep unsurunun uyuşmazlıkta ortaya konamadığı, ... mevzuatta ve ilke kararlarında milli tarihimiz açısından önemli olayların cereyan ettiği alanlar olarak tanımlanan tarihi sit statüsü değerlendirilirken idarece uyuşmazlık konusu yaklaşık 46 hektarlık alanın fiziki yapısı, görsel durumu, işlevsel değeri, kültürel durumu, anısal ve anıtsal şekli, toplumsal olaylara konu olup olmadığı, tarihi tanıklığı, özel olarak bu alanda tarihi bir olayın gerçekleşip gerçekleşmediği gibi hususların dikkate alınması gerekmekte iken bu noktalarda herhangi bir değerlendirmeye yer verilmediği görülmektedir. Ayrıca Atatürk Orman Çiftliği’nin kuruluşundan günümüze gelinceye kadar bir bütünlük içinde değerlendirmeye tabi tutulduğunun görüldüğü, sınırlarının da bu bütünlüğe paralel olarak 1/25.000 ölçekli paftalarla belirlendiği, buna karşın uyuşmazlık konusu alan ile ilgili olarak alınan kararın Atatürk Orman Çiftliği’nin bütününe etki eder nitelikte olup olmadığının, gerekirse tüm çiftlik arazisi üzerinde detaylı bir araştırmaya girişilerek ortaya konması gerekirken bu hususta da idarece bir araştırmaya girişilmediği görülmektedir. ...” denilerek dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir. Odamız, aynı alan ile ilgili olarak Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe konulan Kentsel Dönüşüm Projesinin iptali için de Danıştay’da dava açmıştır. Davanın mahallinde bilirkişi incelemesi yapılmış ve kentsel dönüşüm projesinin şehircilik ilkelerine uygun olmadığı yönünde görüş bildirmiştir. Henüz dava sonuçlanmamıştır. Şehir Plancıları Odasınca Yeni Başbakanlık Binalarının ruhsatlarının iptali için de dava açıldığı bilinmektedir. Bundan sonraki süreçte Mahkemece verilen karar gereğinin davalı idarelerce yerine getirilmesinin takip edileceği, Atatürk Orman Çiftliği bütünlüğü içerisinde yer alan Gazi Yerleşkesi için Odamızca ikame edilen bu ve diğer davaların titizlikle takip edilmeye devam edilecektir. Basın ve Kamuoyuna saygı ile duyurulur. 05.03.2014 Ali KÜÇÜKAYDIN Genel Başkan 2014 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 13 UZMAN S AH AS I Yüksek Dağ Ormanlarında Doğal Gençleşme Süreçlerinin Fırtına Vadisi Örneklemeleriyle Analizi Zafer YÜCESAN, Ali Ömer ÜÇLER, Ercan OKTAN Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi Özet Yüksek dağ ormanları, yetişme ortamı koşullarının oluşturduğu dezavantaja bağlı olarak çok değişik meşcere kuruluşlarını bünyelerinde barındırırlar. Ekstrem yaşama ve var olma koşullarından dolayı koruma fonksiyonuna bağlı olarak planlamalara alınan, çoğunlukla doğal yaşlı orman yapısında olan yüksek dağ ormanlarının, mevcut yapılarının iyi analiz edilmesi, doğal yaşlanma seyri içerisinde meşcerelerde yaşanabilecek olumsuzlukların önüne geçebilecek ve özellikle sosyal baskıya bağlı olarak ortaya çıkan yapısal bozulmaların kritik ekosistem koşulları altında giderebilecek silvikültürel müdahalelerin planlanması açısından önemlidir. Dolayısıyla doğal yüksek dağ ormanı başmağında yer alan ormanlardaki meşcere karakterlerinin ve değişimlerinin gözlemlenmesi, anahtar uygulamaların geliştirilmesinde kolaylık sağlayacaktır. Bu çalışmada, Fırtına vadisinin yüksek dağlık alanlarında yer alan farklı meşcerelerde teknik gözlemler yapılarak, doğal gençleşme koşulları ortaya konmuş ve silvikültürel müdahaleler için yöresel tabanlı bir altlık çıkarılmaya çalışılmıştır. Giriş Yüksek dağ silvikültürü denildiğinde, ekstrem yaşama ve var olma koşulları altında yüksek dağ ormanı fonksiyonlarına, özellikle koruyucu fonksiyona, optimum bir şekilde ulaşmak amacıyla yüksek dağ ormanı basamağı içerisinde istikrarlı ve yaşama gücü fazla olan meşcereleri yaratan bütün silvikültürel önlemler anlaşılır (Çolak ve Pitterle, 1999). Yüksek dağlık alanlarda ormancılık etkinliklerinin ve ekonomik koşulların gerçekleştirilmesi zordur. Bu nedenle belirli koşullara uygun silvikültürel sistemlerin uygulanması gerekir (Schönenberger ve Brang, 2001). Yüksek dağ ormanlarında iklim, gençleşebilen ve gençleşemeyen mikro yetişme ortamlarına neden olur. Sıcaklıktaki yetersizlik, kar hareketi ve kar mantarları, 14 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 2014 tohum yıllarının çok seyrek oluşu, aşırı otlatma baskısı, kuraklık tehlikesi ve don olayları gibi nedenlerle bazı yerlerde hiç ağaç yokken bazı yerlerde kümeler halinde ağaç toplulukları ortaya çıkmaktadır. Yüksek dağ ormanlarındaki subalpin basamakta temel gençleşme şekli de bu kollektiflerin oluşumu ve uzun süreler içinde oldukça yavaş bir şekilde genişlemesi olmaktadır. Özellikle subalpin basamakta tohum yıllarının seyrek oluşu, doğal gençleştirmeyi sınırlandıran faktörlerin başında gelmektedir. Dağlarda şiddetli ve devamlı rüzgarlar, kar zararları, buz ve yer yer buzul oluşumları gibi faktörler orman ve ağaç yükselişini aşağıya itmeye çalışmaktadır. Özellikle kar örtüsünün alan üzerinde uzunca bir süre kalması, ağaç fidanlarının mantar zararlarına karşı dayanık- sız olmalarına neden olmaktadır. Bu durum, güney Norveç’teki dağlarda ve Alpler’deki subalpin zonda, genç ağaçların en önemli ölüm nedenlerinden birisi olarak belirtilmektedir (Roll-Hansen ve diğ., 1992; Senn ve diğ., 1994; Senn, 1999). Kış ve ilkbahardaki önemli kar hareketi fidanların gövde ve dallarında mekanik zararlara neden olan olumsuz bir etkiye sahip olabilmektedir (Patten ve Knight, 1994). Ağaç tepelerinin uç sürgünleri çoğu kez rüzgar ve kar etkileriyle kırılmakta ve bunların yerine yan dallar doğrularak sekonder tepeler oluşturmaktadır. Bu şekilde şamdan ve süngü şekilleri meydana gelmektedir. Öte yandan genç gövdelerin kar baskısı yüzünden birçok kereler eğilip doğrulmaları sonucu deve hörgücüne benzer şekiller oluşmaktadır (Saatçioğlu, 1976; Norton ve Schönenberger, 1984). Bunlara ek olarak, ağaç türlerinin savaş kuşağı, genellikle genç bireylerden ve sık sık klimatik zararlar sonucunda ortaya çıkmış çok gövdeli büyüme formları ve birçok ferdin bir arada bulunarak yaşayıp ve geliştiği bir birliktelik oluşturmaktadır. Yüksek dağlık alanlardaki meşcereler genellikle açık alanlar ile ağaç kümeleri ve gruplarının karışımından oluşmaktadır. Kümelerin içerisindeki bireylerin birçoğu sekonder gövdelerdir. Orman sınırında sert çevre koşullarından dolayı tomurcuklar, iğne yapraklar ve sürgünler sıkça zarar görür. Erken veya geç donlar ve ekstrem sıcaklıklar yeni sürgünlerle iğne yaprakları öldürür. Bunun dışında eğer toprak donmuş ve yeterince su alınamıyorsa, uzun süreli, kuvvetli kurutucu rüzgar yeni sürgünleri, iğne yaprakları ve bütün tepeyi kurutabilir (don kuraklığı). Kar örtüsü üzerindeki tepe kısmı kuvvetli güneş ışınlamasından da zarar görebilir. Bundan başka tomurcuklar ve sürgünler yaban hayvanları tarafından da zarar uğratılabilir. Kışın kar altında kalan ve genellikle toprağa yakın dallar parazit mantarlar tarafından öldürülür. Tüm bu nedenlerden dolayı özellikle büyüme maddelerinin oluşturulduğu sürgün uçlarındaki tomurcukların kaybına ağaç tepesi ve kök belirgin bir tepki verir. Dal ve gövde kısmındaki uyuyan tomurcuklar aniden aktif duruma geçer veya yeni adventif tomurcuklar oluşturarak sürgün verir. Dolayısıyla çok ince ve sık dallanma olur. Işık, sıcaklık ve nem koşullarının uygun olmamasından dolayı doğal dal budanması oranı yok denecek kadar az, dalsız gövde uzunluğu oldukça kısa ve ağaçların tepe taçları çoğu zaman yere kadar uzanmaktadır. Genellikle toprağa yakın dallar belirgin derecede uzun olup bu dalların toprakla temas durumunda köklenmesiyle veya köklenme gerçekleşmeden tepe sürgünü şeklinde yukarıya doğru yönelmesiyle yeni gövdeler oluşturması oldukça sık görülür (Holtmeier, 1993). Gençlikte yavaş büyüme ilk başta çok büyük bir dezavantaj olarak görülebilir. Uzun süre kar altında kalan bireylerde kar mantarları zararı görülme olasılığı oldukça fazladır. Ancak bununla beraber küçük ağaçlar mekanik yüklenmeler karşı çok daha az duyarlıdır, gövdeler çok daha elastiktir ve yedek tomurcuklar oluştururlar. Tepe oldukça sık dallanır ve mekanik veya klimatik etkilerle herhangi bir şekilde kırılırsa yan sürgünler tarafından yenilenir. Ağacın hızlanmış boy büyümesiyle bu tehlikeler de artar. Ağaçlar kritik yaş evrelerini geçtiklerinde ise yüksek yaşlara ulaşmaları oldukça yüksek bir olasılıktır. Bu noktada aşırı yaşlanma sürecinin gözden kaçırılmaması gerekir. Fizyolojik yaş sınırına gelmiş, zamanında amaca uygun meşcere yenilenmesi güvence altına alınmamış ve sürekliliği tehlike altına girmiş meşcerelerde aşırı yaşlanmadan söz edilebilir. Meşcerede aşırı yaşlanmaya ormanın yetersiz gençliği, ölü örtü yararlanması, orman otlatması veya aşırı odun üretimiyle neden olunur. Ancak bazı subalpin koşullarında doğal yaşam ortamlarının bir sonucu olarak da ortaya çıkabilir (Çolak ve Pitterle, 1999). Bu çalışmada Fırtına Vadisi içerisinde yer alan Kavron, Çaymakçur, Palovit, Elevit, Kito ve Avusor gibi yan vadilerin yüksek dağ ormanı basamağını temsil eden yükselti kuşağı içerisinde 87 adet örnek alan ve çevresinde gözlemler yapılarak doğal gençleşme koşulları irdelenmiştir. Doğal yaşlı orman olarak kabul edilen ve yüksek oranda korunan yapılarıyla açık laboratuvar koşullarını bünyesinde barındıran çalışma alanında, doğal gençleşme koşullarının ve yapılarının değerlendirilmesiyle, işletme ormanları temelinde yüksek dağ ormanlarında yapılabilecek silvikültürel çalışmalara ışık tutabilecek önerilerin oluşturulması hedeflenmiştir. Fırtına Vadisi Doğal Yaşlı Yüksek Dağ Ormanlarında Doğal Gençleşme Fırtına Vadisinin yüksek dağlık alanlarında yer alan doğal yaşlı ormanlarda doğal gençleşme koşullarını ve bunlara etki eden ekolojik koşulların belirlenebilmesi için, araştırmanın arazi çalışmaları boyunca çok çeşitli gözlem ve tespitler yapılarak notlar alınmış, ayrıca fotoğraflar çekilerek elde edilen tüm veriler büroda değerlendirilmiştir. Böylece araştırma alanı içerisinde yer alan farklı ağaç türlerinin oluşturduğu farklı kuruluşlardaki saf ve karışık meşcereler için gençleştirme yöntemlerinin değerlendirilmesine ve tayinine bir altlık sağlanmıştır. Araştırma alanı içerisinde savaş zonu, orman sınırı ve orman sınırının altında yapılan gözlemler ve incelemeler neticesinde, orman sınırında ve orman sınırının altında, özellikle meşcere kenarlarında ve meşcere içerisinde yaşlı ağaçların kar, fırtına, böcek ve mantar zararları dolayısıyla ya da sosyal baskı neticesinde kesilen bir ağacın boşalttığı küçük açıklıkların, öncü gençlikler için uygun koşulları oluşturduğu görülmüştür. Bu alanlar orman sınırında ve orman sınırının altında meşcere yan siperinin ve üst siperin etkisi altındadır. Meşcerede fazla miktarda öncü gençliğin görünmesi, 2014 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 15 UZMAN S AH AS I o yetişme ortamının iyi gençleşme yeteneğinde olduğunun göstergesidir. Araştırma kapsamında özellikle orman sınırında ve orman sınırının altında, meşcere alt tabakalarında az ya da çok öncü gençliklerin varlıkları görülmektedir. Söz konusu gençlikler meşcere siperi altında doğal gençleşme örneklerini oluşturmaktadır. Yan siper etkisi bu gençlikler üzerinde daha ağırlıktadır. Meşcere üst tabakasını oluşturan bireylerin tepe çatıları altında gelmiş olan gençlikler de olmasına karşın, bu şekildeki gençliklerin miktarı daha azdır. Orman sınırında ve orman sınırın altında yer alan örnek alanlarda, meşcere tipleri genellikle saf ladin olmakla birlikte, bazı alanlarda kayın ve göknar türleri de karışıma katılmaktadır. Kayın ve göknar türleri gölge ağacı özelliğini, ladin ise yarı gölge ağacı olma özelliğini çalışma alanında oldukça iyi yansıtmaktadır. Kayın ve göknar gençlikleri gölgeye dayanma yeteneği açısından iyi bir gelişme gösterirken, meşcere üst siperinin kaybolduğu ya da gevşediği alanlarda ladin gençlikleri ağırlık kazanmaktadır (Şekil 1). Ormanın üst zonunu oluşturan ve bulunduğu meşcerede hakim tür olarak yer alan kayın ve göknar, bu alanlarda ladin gibi küçük ağaç kollektifleri oluşturamamaktadır (Şekil 2-3). Ancak meşcere üst siperi ya da yan siperin etkisi ile devamlılığını sağlayabilmektedir. Işık ağacı niteliğinde olan ve meşcere siperine ihtiyacı daha az olan titrek kavak, üvez gibi türler ise ormanın üst zonunda diri örtü ile mücadele noktasında da başarılı olduklarından öncü gençlikler oluşturabilmektedir. Ott ve diğ. (1997)’ye atfen Çolak ve Pitterle (1999) yüksek dağ basamağında yer alan ön orman olarak adlandırılan yapraklı ağaç öncü 16 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 2014 Şekil 1. Meşcere kenarında açık alanda oluşan ladin gençlikleri (Pokut Yayla, 1990 metre, Güneybatı bakı, Üst yamaç) ormanlarının ladin tohumlarının çimlenmesi için uygun yetişme ortamı koşullarını hazırladığını belirtmişlerdir. Ancak söz konusu yapraklı ağaç öncü ormanlarının kar hareketini engellemede ibrelilere oranla yeterli kapasiteye sahip olmadığı da belirtilmiştir. Araştırma alanında bulunan ladin, göknar, titrek kavak gibi türlerin tohumlarının, özellikle eğimli arazilerde rüzgarla birlikte yayılma olasılıkları kayın ve akçaağaç ile kıyaslandığında daha fazladır. Dolayısıyla hem meşcere siperinde hem de meşcere kenarında tohumları yayılabilir. Dolayısıyla gençliklerinin daha geniş alanlarda görülebilme olasılıkları fazladır. Doğal gençleşme koşullarının bozulduğu savaş zonunda doğal gençleşme, generatif üremeden ziyade vejetatif üreme ile gerçekleşmektedir. Kollektif içerisindeki bireyler daha önce açıklandığı üzere, ışık, sıcaklık ve nem koşullarının uygun olmamasından dolayı zor yetişme ortamı koşullarına adaptasyon sağlayabilmek için sık dallıdır, doğal dal budanması yok denecek kadar azdır ve dallar toprak seviyesine kadar uzanır. Genellikle toprağa yakın dallar belirgin derecede uzun olup bu dalların toprakla temas durumun- Şekil 2. Subalpin basamakta yaşlı göknar meşceresi (Çaymakcur Vadisi, 2290 metre, Kuzeydoğu bakı, Üst yamaç) Şekil 3. Ormanın üst sınırında yer alan bir kayın meşceresi ve kayın kollektifleri (Kavron Vadisi, 2150 metre, Batı bakı, Üst yamaç) da köklenmesiyle veya köklenme gerçekleşmeden tepe sürgünü şeklinde yukarıya doğru yönelmesiyle oluşmuş ağaç grupları geniş yayılış gösterir. Bu durum özellikle doğu ladininde karakteristik olarak görülmektedir. Araştırma alanının üst yükselti basamağında, ladinde ve göknarda kozalakların Eylül sonu-Ekim ortası gibi olgunlaştığı gözlemlenmiştir. Araştırma alanında üst yükselti kuşağında bulunan yapraklı türlerin tohum olgunlaşma zamanları ile ilgili ise, çalışma dönemi içerisinde tohum bulunamadığı için herhangi bir gözlem yapılamamıştır. Araştırma alanında kış koşulları ve karın etkisi oldukça uzun sürmektedir. Ekim ayının sonunda yağan kar, haziran aynın başlarına kadar alanda kalmaktadır. Şiddetli rüzgarla birlikte biriken kar oldukça derin kar yığıntıları oluşturmaktadır. Ayrıca yüksek eğim grubunda yer alan çalışma alanı içerisinde, kar hareketlerine bağlı olarak oluşan çığ zararına oldukça fazla oranda rastlanmaktadır. Ayrıca meşcere siperi altında uzun süre baskı altında kalan ve çap büyümesi yapamayan, ışığa yönelme sonucunda boy büyümesi- ni daha etkin geliştiren istikrarsız ağaçlarda rüzgar ve kar kırması oldukça fazla oranda görülebilmektedir. Çalışma alanı içerisinde kalan yaylalarda hayvancılık çok yaygın değildir. Bu bağlamda özellikle subalpin çayırlıklar çok yoğun otlatma baskısı altında kalmamaktadır. Çalışma alanı içerisinde meşcere değişimini sekteye uğratabilecek ve yapısal bozulmalara neden olabilecek miktarda böcek zararı tespit edilmemiştir. Yoğun diri örtü özellikle orman sınırında ve orman sınırının altında etkisini göstermektedir. Kapalılığın bozuk olduğu yüksek dağ basamağındaki ormanlarda diri örtü elemanları, tohumların mineral toprakla temasını engelledikleri için doğal gençleşme koşulları açısından oldukça büyük bir dezavantaj oluşturmaktadır. Orman yaşayan dinamik bir varlıktır ve ormanda bireyler, tek başlarına izole biçimde bulunmayıp, çok sayıdaki rekabet koşulları altında, o yetişme ortamına uygun olanların seçilmesiyle oluşurlar (Özalp ve diğ., 1999). Dolayısıyla, meşcerelerde rastlanan doğal gençleşme örnekleri ve meydana gelen öncü gençlikler, bize doğal gençleşme çalışmalarında ve özellikle hangi gençleştirme yönteminin seçileceği hakkında yol göstermektedir. Meşcere yapılarının normal kapalılığa yaklaşma eğilimi yüksek dağ basamağı içerinde kalan orman alanlarında çok fazla değildir. Ayrıca bireysel gelişimle birlikte, ağaçların gruplar ve kümeler halinde bir arada bulunarak, birbirlerine destek olacak şekilde gelişmelerini devam ettirmeleri, gençleşme örnekleri için az sayıda da olsa münferit olmakla birlikte, grup ve küme siper durumunun çok daha etkin şekilde görülebilmesine neden olmaktadır (Şekil 4). Şekil 4. Meşcere içerisindeki boşlukta yoğun göknar ve ladin gençlikleri (Kavron Vadisi, 2100 metre, Batı bakı, Orta yamaç) 2014 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 17 UZMAN S AH AS I İlk bakışta büyük ve ağır tohumların küçük ve hafif tohumlulara karşı bir dezavantajı varmış gibi gözükse de, büyük ve ağır tohumların içlerinde fazla miktarda rezerv madde içermesi, çimlenme ve büyüme açısından avantaj sağlamaktadır (Daniel ve diğ., 1979) (Şekil 5). ması, açık alanlardaki şiddetli ve kurutucu rüzgarlar, kar hareketleri ve kar mantarlarının etkisi, toprağın fakirliği savaş zonundaki alanların doğal gençleşme koşullarını etkileyen en önemli unsurlardır (Packham ve diğ., 1992; Schönenberger ve diğ., 2000; Üçler; 2002). Savaş zonunda doğal gençleşme, Şekil 5. Ölü ağacın açmış olduğu meşcere içerisindeki boşlukta gelişen kayın gençlikleri (Kavron Vadisi, 1975 metre, Kuzeybatı bakı, Alt yamaç) Orman üst sınırında tohum migrasyonu rüzgar etkisinden daha fazla oranda kuşlar aracılığıyla gerçekleşmektedir. Tohumlar kuşlar ve kemiriciler tarafından toprağın 2-4 cm altına depolandığından, subalpin basamakta bu şekilde çimlenme için en iyi nem koşulları da sağlanmaktadır (Kimmins, 1997). Bu durum tohumların yayılması ve çimlenmesinde hayvanların, özellikle kuş ve memeli yaban hayvanlarının etkisinin büyük olduğunu göstermektedir. Sıcaklığın yetersizliği, don tehlikesi, yaban ve otlak hayvanlarının aşırı baskısı, zengin tohum yıllarının seyrek olması, tohumların çimlenme kabiliyetinin azlığı, yoğun kar baskısı ve alanın çok uzun bir periyotta kar altında ol- 18 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 2014 orman sınırından ve orman sınırının altındaki alanlardan yukarıda bahsedilen özelliklere bağlı olarak çok daha farklıdır. Orman sınırında ve orman sınırının altında meşcerede üstten ve yandan siperin etkisi vardır. Savaş zonundaki meşcereler ise alpin çayırlıklara doğru açık alanlardan ve bu açık alanlar üzerinde oluşan ağaç kollektifleri şeklindeki yapıları ile karakteristiktir. Genellikle toprağa yakın dallar belirgin derecede uzun olup bu dalların toprakla temas durumunda köklenmesiyle veya köklenme gerçekleşmeden tepe sürgünü şeklinde yukarıya doğru yönelmesiyle oluşmuş ağaç grupları savaş zonundaki kollektifler içerisinde geniş yayılış göstermektedir. Yapılan bu çalışmada savaş zonunda yer alan özellikle doğu ladin ağaç kollektiflerinde bu durum oldukça net fark edilmektedir. Ladin ağaç kümeleri içerisindeki bireylerin birçoğu, dalların tepe sürgünü şeklinde yukarı doğru yönelmesiyle oluşmuş olan bireylerdir. Kollektiflerin alansal olarak genişlemesi de generatif bireylerden ziyade vejetatif olarak ortaya çıkan bu bireyler sayesinde olmaktadır. Nitekim Çolak ve Pitterle (1999)’un, Holzer (1972), Holtmeier (1993) ve Mayer ve Ott (1991)’e atfen bildirdiğine göre doğal gençleşme koşullarının bozulduğu subalpin basamakta savaş zonunda yer alan ormanlarda doğal gençleşme, generatif üremeden ziyade vejetatif üreme ile gerçekleşmektedir. Yüksek alan orjinlerinin alçak alan orjinlerine göre vejetatif olarak köklenme başarısının daha iyi olduğu belirtilmektedir. Bu sonuçlar elde ettiğimiz bulguları destekler niteliktedir. Özellikle Doğu ladini Avrupa ladini ile vejetatif üreme noktasında benzer özellikler taşımaktadır. Alt yükselti basamağından subalpin ve alpin yükselti basamağına doğru çıkıldıkça zengin tohum yıllarının sıklığının azalmasının yanında tohum olgunlaşma süreleri de değişim göstermektedir (Atay, 1987; Ürgenç, 1998a; Atalay, 2002). Düşük yükseltilerde yayılış gösteren ladinlerde zengin tohum yılları 2 yılda, yüksek rakımlarda ise 4 yılda bir olmaktadır. Ancak, bazı zamanlarda zengin tohum yıllarında sapmaların olması söz konusu olabilmektedir (Atasoy, 1989). Genel olarak, ladin ve göknarda kozalaklar Eylül ayı sonu ile Ekim ayının başlarında olgunlaşmaktadır. Ekim sonu ve kasım başında ise kozalaklar açılır ve tohum dökümü başlar (Kayacık ve Aytuğ, 1979; Ata, 1980; Karaşahin ve diğ., 2001). Araştırma alanının üst yükselti basamağında, ladinde ve göknarda kozalakların Ekim-Kasım aylarında, olgunlaştığı gözlemlenmiştir. Nitekim Ürgenç (1998b) ladin tohumları üzerinde yaptığı çalışmada, her 600 m’lik yükseklik farkının tohumların olgunlaşması süresi üzerinde iki hafta kadar bir fark yaptığını belirtmekte, bu ise araştırma alanında yapılan yukarıdaki gözlemleri desteklemektedir. Araştırma alanında üst yükselti kuşağında bulunan yapraklı türlerin tohum olgunlaşma zamanları ile ilgili, çalışma dönemi içerisinde tohum bulunamadığı için herhangi bir gözlem yapılamamıştır. Yüksek dağlık alanlarda sıcaklık ve nem yetersizliği ve vejetasyon döneminin kısa olması, dökülen tohumların çimlenerek büyümelerini güçleştirmektedir. Olumsuz yetişme ortamı koşulları kozalaklardaki tohum sayısını ve tohum doluluk oranlarını da etkilemektedir. Nitekim Üçler ve Bolat (2005), orman içinden subalpin basamağa doğru geçişte, Doğu ladininde kozalak boyutunun ve tohum sayısının azaldığını, boş tohum oranının ise arttığını belirtmektedirler. Yüksek Dağ Ormanlarında Doğal ve Yapay Gençleştirme Önerileri Orman sınırında ve orman sınırının altında yapılacak gençleştirme planlamalarında, yine yetişme ortamı farklılıkları dikkate alınarak, hem ağaçları tek tek çıkarmaktan ve hem de büyük alanlı boşluklar oluşturmaktan özenle kaçınılmalı, daha çok küçük küme ve kümeler halinde boşluklar oluşturarak uzun gençleştirme süreleri esaslı gençlik getirilmeye çalışılmalıdır (Bakınız Şekil 1, Şekil 4 ve Şekil 5). Yüksek dağlık alanlardaki ormanların fonksiyonel yapıları içerisinde basamaklı kuruluş göstermeleri avantaj teşkil etmektedir. Dolayısıyla silvikültürel uygulamalar esnasında bütün yaşlı ağaçların boşaltılmasında basamaklı meşcere yapısına ulaşılması engelleneceğinden, biyolojik bağımsızlığına ulaşmış gençliğin üzerindeki yaşlı ağaçların hepsi birden hiçbir zaman boşaltılmamalıdır. Meşcere içerisine giren ışık şiddetinin homojen olacağı bir siper organizasyonu, diri örtü istilasının artışına bağlı olarak yüksek dağ ormanlarında olumsuz etkiye yol açacaktır. Orman sınırında ve orman sınırının altında ladin ve göknar türlerinin gençliklerinin en yoğun olarak bulunduğu yerlerin meşcere içerisindeki veya meşcere kenarındaki boşluklar olduğu düşünüldüğünde, kalın çaplı ağaçların münferit, küme veya küçük grup şeklinde çıkarılması önerilebilir. Böylelikle meşcere içerisinde oluşacak boşluklarda meşcere yan siperi ile gençlik gruplarının oluşturulabileceği düşünülmelidir. Doğal gençleştirme koşullarının var oluşu yüksek dağlık alanlardaki ormanlarda çok önemlidir. Tohumun dökülmesi ile birlikte çimlenme yatağının da elverişli olması gençliğin var olabilme şansını artıracaktır. Bu nedenle ölü örtünün, ham humusun veya sık bir diri örtünün tohumlamayı engellediği yerlerde ocaklar şeklinde toprak işlemeleri yapılarak mineral toprağın açığa çıkarılması sağlanabilir. Gençleştirmenin başarısındaki temel nokta, çok küçük alanlarda bile değişebilen ekolojik faktörleri dikkate alarak, yüksek dağlık alanlarda özellikle subalpin basamaktaki savaş zonunda karakteristik olan ağaç kollektifi oluşumunu sağlamak ve stabil hale getirmektir. Doğal gençleşmenin beklenmediği uygun olmayan yetişme ortamı koşullarında doğal ağaç kollektifleri formunda kültürler oluşturulmalı, büyük boşluklarda gerçek türü belirli bir süre siper altında korumak için dağ akçaağacı, titrek kavak, huş gibi daha hızlı büyüyen türlerle öncü ormanlar oluşturulmalıdır. Bu bölgelerde, doğaya uygunluk ilkesi doğrultusunda, uygun yetişme ortamlarında (mikro çevrelerde) küme ağaçlandırmaları, fidan ölümlerini en aza indirecektir. Dolayısıyla özellikle yüksek dağlık alanlarda uygun mikro çevreler tespit edilerek ağaçlandırmalar buralarda yapılmalıdır. Bu noktada rüzgardan koruntulu yerler, ağaç dip kütüklerinin ya da kayaların etrafı, lokal sırtlar, normal eğimli yerlerin kenarları tercih edilmeli, çukur yerler, dere yatakları ve kar birikiminin daha fazla olduğu düz araziler dikim için tercih edilmemelidir. Fırtına Vadisi yüksek dağlık alanlarda savaş zonu içerisinde yer alan meşcerelerde ağaç kollektifi özellikleri değerlendirildiğinde, kollektif içerisindeki birey sayısının 2-17 arasında değiştiği ve ortalama olarak bir ağaç kollektifi alanının yaklaşık 12 m2 olduğu gözlemlenmiştir. Üçler ve diğ. (2007) Doğu Karadeniz Bölgesi saf ladin meşcerelerinde yaptıkları çalışmada savaş zonunda ağaç kollektifleri içerisinde ortama 20 adet bireyin olduğunu belirtmektedir. Üçler (2002), Schönenberger (2001)’e atfen, yüksek dağlık alanlarda özellikle savaş zonu içerisinde yapılacak ağaçlandırma çalışmalarında 2-4 metre çapında olan ve 20-30 adet fidandan oluşan küçük kollektifler şeklinde dikimlerin yapılmasının, ayrıca fidanların da yaklaşık 50100 cm aralıklarla kollektifler içerisine yerleştirilmesinin başarı şansını artıracağını vurgulamaktadır. Dolayısıyla, yapay gençleştirme koşulları dikkate alındığında, diki- 2014 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 19 UZMAN S AH AS I me uygun fidan materyalini yetiştirmek amacıyla, seyrek olan bol tohum yıllarından faydalanılarak, yüksek dağlık alanlardaki ekstrem yetişme ortamı koşullarına en iyi uyumu sağlayabilecek türlerden, lokal tohum temin edilerek repikajlı tüplü fidan üretimi yapılmalı, kümelerde kullanılması gereken fidan sayısı, fidan dikim aralık mesafesi ve fidan yaşı tespit edilerek, doğal yapıya uygun ağaç kollektifleri şeklinde plantasyonlar oluşturulmalıdır. Teşekkür Bu çalışma KTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü’nde “Çamlıhemşin-Fırtına Vadisi Yüksek Dağlık Alanlardaki Saf ve Karışık Ormanların Meşcere Dinamiklerinin Analizi” adlı doktora tezi kapsamında gerçekleştirilmiştir. Söz konusu doktora tezi KTÜ Araştırma Fonu tarafından da 2003.113.001.2 nolu proje ile desteklenmiştir. Kaynaklar Ata, C., 1980. Saf Doğu Ladini Ormanlarının Gençleştirme Sorunları, T.C. Tarım Orman ve Köy İşleri Bakanlığı, 651/59, Trabzon. Atalay, İ., 2002. Türkiye’nin Ekolojik Bölgeleri, Orman Bakanlığı Yayın No: 193, Meta Basımevi, İzmir. Atasoy, H., 1989. Doğu Ladininin Tohum Özellikleri, Doğu Ladini El Kitabı Dizisi :5, Ormancılık Araştırma Enstitüsü Yayınları, Muhtelif Yayınlar Serisi, 58, Ankara. Atay, İ., 1987. Doğal Gençleştirme Yöntemleri I-II, İstanbul Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, İÜ Yayın No: 3461, FBE yayın No: 1, İstanbul. Çolak, A.H. ve Pitterle, A., 1999. Yüksek Dağ Silvikültürü. Cilt I-Orta Avrupa. Genel Prensipler. I. Baskı, İstanbul. Daniel,T.W., Helms, J.A. ve Baker, F.S., 1979. Principles of Silviculture, Second edition, McGraw-Hill Book Co., New York. Holtmeier, F.K., 1993. Der Einfluss 20 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 2014 der generativen und vegetativen Verjüngung auf das Verbreitrungsmuster Der Bäume und die ökologische Dynamik im Waldgrenzbereich, Geoökodynamik, Band 14, Heft 3, Bensheim. Kayacık, H. ve Aytuğ, B., 1979. Orman Ağaçlarının Hayatı İç ve Dış Yapıları, İÜ Orman Fakültesi Yayını, Roto Baskı, İstanbul. Karaşahin, H., Şengün, S., Velioğlu, E. ve Nur, M., 2001. Artvin Yöresi Doğu Karadeniz Göknarı [Abies nordmanniana (Steven) Spach] Tohum Meşcerelerinde Uygun Kozalak Hasat Zamanının Araştırılması, TC Orman Bakanlığı Orman Ağaçları ve Tohumları Islah Araştırma Müdürlüğü Yayın No: 117/14, Ankara. Kimmins, J.P., 1997. Forest Ecology, A Foundation for Sustainable Management, Printice Hall, New Jersey, USA. Norton, D.A. ve Schönenberger, W., 1984. The Growth Forms and Ecology of Nothofagus solandri at the Alpine Timberline, Craigieburn Range, New Zealand, Arctic and Alpine Research, 16 (3): 361-370. Özalp, G., 1989. Çitdere (Yenice-Zonguldak) Bölgesindeki Orman toplumları ve Silvikültürel Değerlendirmesi, Doktora Tezi, İ.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü. Packham, J.R., Harding, D.J.L., Hilton, G.M. ve Stuttard, R.A., 1992. Functional Ecology of Woodlands and Forests, Published by Chapman&Hall, London. Roll-Hansen, F., Roll-Hansen, H. ve Skröppa, T., 1992. Gremenniala abietina, Phacidium infestans, and other causes of damage in alpine, young pine plantations in Norway. Eur.J.For. Pathol. 22: 77-94 Saatçioğlu, F., 1976. Silvikültürün Biyolojik Esasları ve Prensipleri, (Silvikültür I), İÜ Orman Fakültesi, Yayın No: 2187/222, İstanbul. Schönenberger, W., Brang, P. ve Kräuchi, W., 2000. Forests of Mountainous Regions: Gaps in Knowledge and research Needs, Forest Ecology and Management, 132: 73-82. Schönenberger, W. ve Brang, P., 2001. Structure of Mountain Forests Assessment, Impacts, Management, Modelling, Forest Ecology and Management, 145: 1-2. Senn, J., 1999. Tree Mortality Caused by Gremmeniela abietina in A Subalpine Afforestation in the Central Alps and its Relationship wiyh Duration of Snow Cover. Eur. J. For. Pathol. 29, 65-74. Senn, J., Schönenberger, W. ve Wasem, U., 1994. Survival and growth of Planted cembran pines at the alpine timberline. In: Proceeding of the Workshop on Subalpine Stone Pines and Their Environment: The status of our Knowledge. St. Moritz, Switzerland, 5-11 September 1992. USDA Forest Service, Intermountain Research Station, General Technical Report INTGTR-309, 105-110 pp. Üçler, A.Ö., 2002. Alpin Zon Ağaçlandırmaları ve Doğu Karadeniz Bölgesi Uygulamaları için Yaklaşımlar, II. Ulusal Karadeniz Ormancılık Kongresi, Bildiriler Kitabı, II. Cilt, Artvin. Üçler A.Ö., Yücesan, Z., Demirci, A., Yavuz, H., Oktan, E., 2007. Natural Tree Collective of Pure Oriental Spruce (Picea orientalis (L.) Link.) on Mountain Forests in Turkey, Journal of Environmental Biology, 28 (2): 295-302. Üçler, A.Ö. ve Bolat, İ., 2005. Tirebolu-Akılbaba Yöresi Alpin Zon Kuşağındaki Saf Doğu ladini Ormanlarından Örneklenen Kozalak ve Tohumlarda Morfolojik Varyasyonlar. Ladin Sempozyumu, 20-22 Ekim 2005, Bildiriler Kitabı I.Cilt, 417-427 s. Ürgenç, S., 1998a. Ağaçlandırma Tekniği, Yenilenmiş ve genişletilmiş II. Baskı, İÜ Rektörlüğü Yayın No: 3994, İÜ Orman Fakültesi Yayın No: 441, İstanbul. Ürgenç, S., 1998b. Genel Plantasyon ve Ağaçlandırma Tekniği, Genişletilmiş II. Baskı, İÜ Rektörlüğü Yayın No: 3997, İÜ Orman Fakültesi Yayın No: 444, İstanbul. MODERN ORMANCILIKTA ARALAMA ÇALIŞMALARI Doç. Dr. Yaşar ŞİMŞEK Orman Yüksek Mühendisi Bir meşcereden, kalan fertlerin daha iyi gelişme yapabilmelerini sağlamak amacı ile, bazı fertlerin çıkarılmasına aralama denilir. Bu aralamalarda ölmüş veya ölmekte olan, kötü vasıflı fertler ile, kesim yaşına gelmiş fertler çıkarılırlar. Aralamaların genel amacı; meşcerelerin stabilitelerini artırmak, ağaç türlerinin karışımlarını ve büyümelerini düzenlemek, meşcereye değer artışı sağlamak ve nihayetinde ara ürün elde etmektir. Aralamaların ön safhasını kültür ve sıklık bakımları oluşturmaktadır. Müdahalelerde yapacak ve yakacak karakterli ürünlerin elde edilmesiyle aralama çalışmaları başlatılmaktadır. Aralama çalışmaları ile ilgili çok fazla sayıda literatür olmasına rağmen, en kapsamlı bilgiler Huss, J., O. Kahveci (2009) tarafından verilmiştir. Aralamalar meşcerelere şu katkıları sağlarlar: • Fertlere yeterli büyüme alanı sağlanır. • Çap gelişmelerini arttırarak idare süreleri kısaltılır ve son üretimde kalite arttırılır. • Fertlerin dış şartlara karşı dayanıklılıkları artırılır. • Hastalık ve zararlılara karşı mukavemet yükseltilir. • Fertlerin taç yapıları ve kök gelişmeleri önemli oranda teşvik edilir. • Topraktaki canlıların ve vejetasyonun aktif hale gelmesi sağlanır. Aralama uygulamaları aşağıda kısaca özetlenmiştir. 1. Yüksek Aralama: Galip ve yarı galip tabakaya müdahale edilir. Kraft’a göre, galip ve yarı galip tabakada 2. ağaç sınıfına giren fertlere kısmen müdahale edilir. Böylece meşcerelerin hem stabiliteleri artırılır ve hem de meşcerelere değer artışı sağlanır. 2. Alçak aralama: Meşcerelerin alt tabakalarına (Kraft’a göre 3. ve 4. Ağaç sınıflarına) müdahale edilir. Müdahale negatif karakterli olur ki, böylelikle meşcerelerin kollektif stabiliteleri artırılır. Bu aşamada ferdi stabilite çok az olur. Alçak aralamalar da 3’e ayrılır: 2.1 A-Grad Zayıf Aralama: Ölmüş ve ölmekte olan fertler ile, hastalıklı ve baskıda kalmış fertler (Ağaç sınıfı 5) çıkarılırlar. Bu aralama tipi meşcerede bir defa uygulanır. 2.2 B-Grad Mutedil Aralama: Ölmüş ve ölmekte olan fertler ile, baskıda kalmış gelişmeyen fertler ve keza galip ve yarı galip tabakadan bazı kötü fertler çıkarılırlar. (Kraft’a göre 4. ve 5. sınıf ile 1. ve 2. sınıfın bir kısmı). 2.3 C-Grad Şiddetli Aralama: Amaç 1. ağaç sınıfının hakim olduğu meşcereler tesis etmektir. Bu nedenle Kraft’ın ağaç sınıflarına göre 2 - 5. sınıftaki bazı fertler ile 1. sınıftan bazı fertlerin çıkarılmaları şeklinde uygulanır. Böylece meşcerede kalan fertler baskıdan kurtuldukları için daha iyi bir gelişme ortamı bulurlar. 3. Seçme Aralaması: Seçme aralaması 2’ye ayrılır. 3.1 Negatif Seçme Aralaması: Bu uygulamada arzu edilmeyen bütün fertler çıkarılır. Arzu edilmeyenlerden kasıt, kötü vasıflı, kaba dallı, çatallı ve ölmekte olan fertler anlaşılır. Bu uygulamada amaç üst tabakada bulunan kaliteli fertlerin serbestleştirilmesidir. Her müdahalede gaye ağaçları yeniden seçilir. Yani seçim dinamiktir. Bir defa gaye ağaç olarak seçilen fert, bir sonra ki müdahalede rekabetçi olarak karşımıza çıkabilir. 3.2 Pozitif Seçme Aralaması: Bu yöntem yeni geliştirilmiş olup, Avrupa’nın birçok ülkesinde daha yeni uygulamaya koyulmaktadır. Bu nedenle konu üzerinde biraz geniş şekilde durulacaktır. 3.2.1 Pozitif Seçme Aralamasının Teorisi: Teorinin aslı göğüs çapı ile taç çapı arasındaki ilişkiye bağlıdır (Şekil 1). Çap ne kadar kalın olur ise, ağaçların tepe çapları da o kadar geniş olmaktadır. Konu, Almanya’nın Baden WüttembergEyaleti Ormancılık Araştırma Enstitüsü tarafından geliştirilmiştir. Deneme alanlarında ve deneme alanları dışında yapılan binlerce ölçmede bu olay teyit edilmiştir (Şekil 2). Şekil 1 ve 2 Niggemeyer, P. 2013 den alınmıştır. 2014 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 21 UZMAN S AH AS I Şekil. 1- Taç Gelişmeleri ile Çap Gelişmeleri Arasındaki İlişki. Şekil. 2- Taç Genişliği – Gövde Çapı İlişkileri. Görüldüğü gibi, pozitif seçme aralamalarında asıl amaç, gaye çapına erken ulaşmak için gaye ağaçlarının bir an önce rekabetçilerden kurtarılarak taçların ışığa kavuşturulmasıdır. Dolayısı ile bu olay bir ön şarttır. Orman işletmeciliği, eskilerde kullanılan aralama yöntemlerinden vazgeçerek yeni aralama yöntemleri geliştirmek peşindedir. Meşcerelerin gelişme ve kalitelerinin yanında stabilite de çok ön plana çıkmıştır. Dünyada birçok ülkede çok sayıda orman halen alçak aralama (Negatif Seleksiyon) yöntemleri ile işletilmektedir. Bu nedenle de değerli odun üretimi istenilen düzeye ulaştırılamamıştır. Yeni geliştirilmekte olan pozitif seçme aralamaları (Gaye Çapına Dayalı Orman İşletmeciliği) bu mahzurları ortadan kaldıracak niteliktedir. Şekil 1 de ki ilişki bize çapa bağlı bir gaye ağacının ne kadar büyüme alanına ihtiyacının olduğunun hesaplanmasına yardımcı olmaktadır. Gaye ağaçlarının hektardaki sayısı, gaye çapları ve gaye ağaçları arasındaki mesafeler Tablo.1 de verilmiştir (Klaetke, J. 2013). Uygulamada yapılması gereken işlem tablodan gaye çapını tespit etmektir. Gaye çapını mesela 50 cm olarak alalım. Meşcere üst boyu ibrelilerde 12-15 m boya ulaştığında (Yapraklılarda üst boy 17 m) tabloda verilen sayı kadar (260) hektarda gaye ağacı sabit bir şekilde 6.5 m mesafelerde işaretlenir. Meşcerelerde daha önce 40 m de bir 2 m genişlikte öngörülen patikalar da bu aşamada 4 m genişliğe çıkarılırlar. 3.2.2 Gaye Ağaçlarının Seçimi: Öngörülen şartlar: • Vitalite (Sağlık) • Kalite • Stabilite • Dağılım Seçilen Gaye ağaçları 20 yaşına kadar geçici gaye ağacı olarak, Gaye Çapı (cm) Gaye Ağaçları Arasındaki Mesafe (m) Ha / Gaye Ağacı Sayısı (Adet) 40 5,5 360 50 6,5 260 60 7,4 200 70 8,2 160 80 8,9 140 90 9,4 120 100 9,8 110 Tablo. 1- Gaye Ağaçlarının Hektardaki Sayısı. 22 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 2014 bu yaştan sonra da sabit gaye ağacı olarak adlandırılırlar. Seçilen gaye ağaçlarını rahatsız eden 1-3 rekabetçi fert sahadan uzaklaştırılır. Ayrıca gaye ağaçları 8-10 m ye kadar budanırlar (ibreli türler). 3.2.3 Pozitif Seçme Aralamasının Karakteristikleri: • Taç yapılarında ve kök sahasında su ve besin maddeleri alımında, ışığa kavuşma ve rekabet de oldukça aza indirgenir. • Gövde üzerindeki dallar kalın olmakla birlikte, kalite hiçbir zaman 2. sınıfın altına düşmez. • Çap gelişmeleri, taç gelişmelerine bağlı olarak oldukça hızlıdır. • Boy/Çap değerleri kritik değer oranı 80 sayısının altına düşer. Böylece meşcereler stabilite kazanırlar. Şekil 3’te yukarıda özetlenen karakteristikler kolayca görünmektedir (Klaetke, J. 2013). Gaye ağaçlarının dışında meşcerede bulunan bütün fertler dolgu fertleri olarak isimlendirilirler. Bu fertlerden iri cüsseli olanlar gaye ağaçlarını rahatsız edebileceklerinden dolayı bunlar da rekabetçi fertler olarak isimlendirilirler. Meşcere gelişme aşamaları Şekil 4’te verilmiştir (Niggemeyer P. 2013). Şeklin açıklanması: 1. Adım: İster ağaçlandırma isterse doğal gençleştirme olsun fert sayısı şiddetli şekilde azaltılır. 2. Adım: Fertlerin boyları 1015 m koridoruna ulaştıkları devrede geçici gaye ağaçları seçilerek ilk aralamalara başlanır. 3. Adım: 20 yaşından sonra sabit gaye ağaçlarının seçimi yapılır. Gaye çapı da tespit edilerek her 5 yılda bir defa usulüne uygun olarak aralamaya tabi tutulurlar. 4. Adım: 50 cm çapa yaklaşan fertlerde son üretime başlanır ve meşcere tam boşaltıldığında tak- POZİTİF SEÇME ARALAMASI Müdahaleden Önce Müdahaleden Sonra 1. Adım 2. Adım 3. Adım 4. Adım Şekil 4. Meşcere Gelişme Aşamalarının Seyri. Şekil.3 : Pozitif Seçme Aralaması. riben 1-20 yaş sınırları içerisinde bir doğal gençlik elde edilmiştir. 3.2.4 Stabilitenin Artırılması: Bir ferdin stabilitesi boy/çap oranı ile değerlendirilir. h: boy (m) d: 1.3 m de kabuklu çap. Meşcere stabilitesi ise h/d oranının yanında, rüzgar pozisyonu, meşcerenin sıklık durumunu, meşcere kenarları ve orman zararlıları ve hastalıkları gibi faktörlerin yardımı ile tahmin edilir. Fertlere ait stabilite değerleri gelecek aralamaların şiddeti hakkında bilgi verir. Meşcereler için tespit edilen büyük h/d değerleri aralamalar yardımı ile düşürülebilir. h/d değerleri üzerinde Oswald, H., J. Parde (1984) Fransada yapılan uluslararası bir Duglas aralık mesafe denemesinde 21 yaşında 3x3 m aralık mesafede h/d değerini 74 olarak tespit etmişlerdir. Aynı denemenin bir ayağı da Zonguldak Yayla bölgesinde tarafımızdan tesis edilmiştir. Deneme 21 yaşında değerlendirildiğinde 3 x 3.3 m aralık mesafede aynı h/d değeri (74) bulunmuştur. (Tosun, S. ve arkadaşları - 2011). Bu da göstermektedir ki, dar aralık ve mesafelerde h/d oranları yüksek olmakta, dolayısı ile stabilite azalmakta; rüzgar-fırtına devrikleri ve kar kırmaları ortaya çıkmaktadır. Böylece gaye ağaçlarının geniş aralıklarla seçilmesinin önemi de anlaşılmaktadır. 3. Grup Aralaması: Az veya hiç müdahale görmemiş meşcerelerde, hakim tabakada gayet kaliteli gruplar zaman zaman ortaya çıkabilmektedir. Bu tip oluşumlara özellikle Karadeniz Bölgesi ormanlarında sıkça rastlanmaktadır. Bu gibi meşcerelerde seçme aralaması şekillerinden biri uygulanır. Uygulamada fertler h/d değerleri: çok mukavemetsiz mukavemetsiz stabil çok stabil : : : : h/d h/d h/d h/d >100 80-100 45-80 <45 değil gruplar nazara dikkate alınır. Gruplardaki fert sayıları 7-10 adet olabilir. Seçilen gruplara üst tabakada seçme aralaması uygulanırken alt tabakaya da şiddetli alçak aralama uygulanır. Böylece saha büyük ölçüde açıldığından dolayı erken bir gençlik meydana gelir. Gruplar aynı muameleyi gördüklerinden dolayı son üretimde de fertlerin tamamı çıkarılır. Kaynakça HUSS, J., O. KAHVECİ, 2009. Türkiye’de Doğaya Yakın Yapraklı Orman İşletmeciliği. OGEM Vakfı Yayını. OSWALD, H., J. Parde, 1984. Die Douglasie in Frankreich. Waldbau und Leistung. Allg. Forstzeitschrift 17/18 TOSUN, S., Y. ŞİMŞEK, M. TOKCAN, M. ARSLAN, P. ŞENEL, 2011. Zonguldak -Yayla Yöresindeki Duglas Göknarı (pseudotsuga menziesii (mirb.) franco), Dikimlerinde Aralık - Mesafenin Büyüme Üzerine Etkileri. Batı Karadeniz Ormancılık Araştırma Müdürlüğü No:23 KLAETKE, J., NIGGEMEYER, P. 2013. Empfehlungen zur Durchforstung von Fichten, Tannen und Douglasienbestanden. Forstliche Versuchsanstalt Baden-Württemberg-Praesentation. 2014 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 23 UZMAN S AH AS I BENZİNLİ EL VİNCİNİN ODUN HAMMADDESİNİN BÖLMEDEN ÇIKARILMASINDA KULLANIM İMKANLARI Neşe GÜLCİ, Abdullah E. AKAY, Orhan ERDAŞ Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Orman Fakültesi Özet Ülkemizde özellikle dağlık arazi yapısına sahip ve yeterli yol şebekesi mevcut olmayan ormanlık alanlarda, odun hammaddesi üretim çalışmalarının en güç ve en masraflı aşamasını bölmeden çıkarma oluşturmaktadır. Odun hammaddesinin bölmeden çıkarılmasında, genellikle insan gücü, hayvan gücü ve sınırlı ölçüde makine gücü kullanılmaktadır. İnsan ve hayvan gücüyle gerçekleştirilen bölmeden çıkarma çalışmaları uzun zaman almakta, üründe değer kaybına neden olmakta, meşcere zararlarını artırmakta ve işçi sağlığı ve güvenliği açısından riskler taşımaktadır. Ayrıca, arazi eğimi artıkça özellikle yamaç yukarı taşımada insan ve hayvan gücüyle bölmeden çıkarma yetersiz kalmaktadır. Diğer taraftan, tarım traktörleri ve orman traktörleri ile kablo çekimi veya zeminde sürütme suretiyle bölmeden çıkarma çalışmaları gerçekleştirilebilmektedir. Ancak, bu yöntemler çoğunlukla intensif ormancılık yapılan bölgelerde kullanılırken diğer bölgelerde operasyon masraflarının yüksek olması nedeniyle üretimi gerçekleştiren orman kooperatifleri veya orman köylüleri tarafından tercih edilmemektedir. Bu çalışmada, ülkemizde bölmeden çıkarma çalışmalarında ekonomik, çevre dostu ve ergonomik bir alternatif olarak benzinli el vinci yöntemi tanıtılmış ve kullanım imkanları sunulmuştur. Bu kapsamda, odun hammaddelerinin benzinli el vinci ile zemin üzerinde sürütülmesi, sürütme konisiyle sürütülmesi, oluk sistemi içerisinde yamaç yukarı çekilmesi ve oluk sistemi içerisinde yamaç aşağı kontrollü kaydırılması çalışmaları değerlendirilmiştir. Anahtar Kelimeler: Bölmeden çıkarma, odun hammaddesi, benzinli el vinci, sürütme konisi, oluk sistemi GİRİŞ Ülkemizde odun hammaddesi üretim çalışmaları kesilecek ağaçların belirlenmesi, ağaçların devrilmesi, devrilen ağaçların dallarının temizlenmesi ve kabuklarının soyulması, devrilen gövdelerin boylanması ve üretilen ürünlerin rampalara ve depolara taşınması şeklinde gerçekleşmektedir (Erdaş, 2008). Orman içerisinde kesilip devrilmiş, bölümlerine ayrılmış ve kabukları soyularak taşınmaya hazır hale getirilmiş ürünlerin farklı teknikler kullanılarak (insan 24 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 2014 gücü, hayvan gücü ve makina gücü) orman yolu kenarında bulunan rampa, istif yeri veya depo gibi toplama yerlerine taşınması bölmeden çıkarma olarak tanımlanmaktadır (Gülci, 2014). Ülkemizde üretim çalışmalarının en masraflı ve en zaman alıcı aşamasını bölmeden çıkarma çalışmaları oluşturmaktadır. Özellikle arazi şartlarının uygun olmadığı ve yeterli yol şebekesinin bulunmadığı ormanlık alanlarda bölmeden çıkarma masrafları daha da artmaktadır (Aykut, 1984). Bölmeden çıkarma çalışmalarında tercih edilen yöntem, bu çalışmaların sadece verimini ve maliyetini değil aynı zamanda orman ekosistemini, işçi sağlığı ve çalışma koşullarını ve ürün kalitesini de etkileyen önemli bir faktördür. Bu nedenle, bölmeden çıkarma çalışmalarında kullanılacak yöntemin belirlenmesinde orman ekosistemi üzerindeki muhtemel zararlar (orman toprağına, gençliğe ve dikili ağaçlara), işçi sağlığı ve çalışma koşulları, ürün kalitesi önemle dikkate alınmalıdır. Ülkemizde odun hammaddesinin bölmeden çıkarılmasında, çoğunlukla insan gücü, hayvan gücü ve sınırlı ölçüde makine gücü kullanılmaktadır. Odun hammaddesi üretim çalışmalarından insan gücüyle bölmeden çıkarma çalışmaları; doğrudan zemin üzerinde kaydırarak (arazi eğimi %35-%65), doğrudan insan gücüyle taşıyarak (düz veya yamaç aşağı inişlerde), basit el gereçleri ve yardımcı araçlar kullanarak ve oluklar içerisinde kaydırarak gerçekleştirilmektedir. Hayvan gücüyle bölmeden çıkarma çalışmaları (yamaç yukarı arazi eğimi %0-15, yamaç aşağı arazi eğimi ise %0-25) ise doğrudan zemin üzerinde sürüterek, hayvanların sırtına yükleyerek ve hayvan gücü ile çekilen kızak ve benzeri arabalarla sağlanmaktadır. Traktörle bölmeden çıkarma çalışmaları; zemin üzerinde sürüterek (arazi eğimi %0-33) ve kablo çekimiyle (eğimin %30’dan fazla olduğu dağlık alanlarda) gerçekleştirilmektedir. İnsan ve hayvan gücüyle doğrudan zemin üzerinden kaydırma şeklinde gerçekleştirilen bölmeden çıkarma çalışmaları mekanik yöntemlere oranla çok daha fazla zaman almaktadır. Ayrıca, çoğu zaman kontrolsüz biçimde zeminde kaydırılan ürünlerde değer kaybı meydana gelmekte ve meşcerede kalan ağaçlar ve gençlik üzerinde önemli zararlar oluşmaktadır. Yamaç yukarı taşımada insan ve hayvan gücüyle bölmeden çıkarma özellikle dik arazi koşullarında yetersiz kalmakta ve bu durum üretim çalışmalarında verim kaybına neden olmaktadır. Traktörle bölmeden çıkarma yöntemi topografik koşullarla sınırlanmakta ve operasyon masrafları nedeniyle orman kooperatifleri veya orman köylüleri tarafından ekonomik olmadığı durumlarda tercih edilmemektedir. İnsan ve hayvan gücüyle bölmeden çıkarmanın uygun olma- dığı alanlarda ve traktörle bölmeden çıkarmanın tercih edilmediği durumlarda, hafif ölçekli ve taşınabilen el vinçleri ile odun hammaddelerinin kablo çekimi yapılarak bölmeden çıkarılması etkin bir alternatif olarak karşımıza çıkmaktadır (Gülci, 2014). Odun hammaddeleri benzinli el vinci ile zemin üzerinde sürütülebildiği gibi sürütme konisi ile kombine edilerek de sürütülebilmektedir (Şekil 1). Sürütme konisi kullanıldığından ürünlerin kalan ağaç, kütük ve diğer engellere takılma riski azalmakta, bu durum operasyon verimini artırmakta ve meşcere zararını ise azaltmaktadır. Ayrıca, odun hammaddeleri benzinli el vinci ile oluk sistemi içerisinde yamaç yukarı çekilebilmekte veya yamaç aşağı kontrollü olarak kaydırılabilmektedir. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Orman Fakültesi, Orman Mühendisliği Bölümü tarafından Kanada’dan temin edilen benzinli el vinci ülkemizde bölmeden çıkarma çalışmalarında ilk defa olarak Kahramanmaraş’ta uygulanmıştır. Bu kapsamda, benzinli el vinci vadi içlerinden ve dere yataklarından ürünlerin yamaç yukarıya doğru zemin üzerinde ve sürütme konisi ile sürütülmesinde, ürünlerin oluk sistemi içerisinde yamaç yukarı çekilmesinde ve yamaç aşağı kontrollü kaydırılmasında başarı ile kullanılmıştır. Benzinli El Vinci Çalışma kapsamında değerlendirilen benzinli el vinci “PCW5000” marka olup, toplam 100 m mesafeden kablo çekimi yapabilmektedir (Şekil 2). Benzinli el vincinin teknik özellikleri Çizelge 1’de verilmiştir. “Honda” marka güçlü motoru sayesinde zor arazi şartlarında bölmeden çıkarma çalışmalarında alternatif bir yöntem olarak kullanılabilmektedir. Çift halat kullanılması durumunda çekiş gücü iki misline çıkarılabilmektedir. Odun hammaddelerinin benzinli el vinciyle bölmeden çıkarılmasında; sentetik halat (100 m uzunluğunda ve 12 mm çapında), zincir çoker (1,5 m), polyester çoker (2 m), üç adet metal kilit ve iki adet metal kanca kullanılmaktadır (Şekil 3). Sentetik halata metal kilitler yardımıyla monte edilen zincir çoker odun hammaddesine sarılarak metal kancalar yardımıyla tespit edilmektedir. Vincin kenarında yer alan 2 adet metal kanca ve polyester çoker kullanılarak dikili ağaçlara veya sahada kesilmiş ağaç kütüklerine rahatlıkla ve kısa sürede monte edilmektedir (Şekil 4). Benzinli el vinci, sentetik halat ve diğer aparatlar bir orman işçisinin omuzunda ergonomik olarak ve kolaylıkla taşınabilmektedir (Şekil 5). Şekil 2. Benzinli el vinci “PCW5000” Şekil 1. Benzinli el vinci ile sürütme operasyonu 2014 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 25 UZMAN S AH AS I Şekil 3. Sentetik halat, zincir çoker, polyester çoker, metal kilit ve kancalar Çizelge 1. Benzinli el vincinin teknik özellikleri Teknik Özellikler Motor 4 Zamanlı Honda GXH-50cc Ağırlık 16 kg Maksimum Çekiş Gücü (Tek Halat) 1000 kg El Vinci ile Bölmeden Çıkarma Çalı Benzinli Maksimum Çekiş Gücü (Çift Halat) 2000 kg a) Doğrudan Zemin Üzerinde Yamaç Yukarı Minimum Halat Çapı 10 mm Benzinli el vinci kullanılarak odun ham Şekil 4. Benzinli el vincinin kurulumu Maksimum Halat Çapı 20 mm zemin ile temas edecek şekilde sürütü kullanılabilmektedir (Şekil 6). Ancak, sürüt boyunca oluklar oluşmakta ve bu toprağına yaptığı akış baskı ile vinç zorlanmakt durum yüzeysel potansiyelini ve erozyon riskini arttırmaktadır operasyon duraksamakta ve sonuç olarak d (Şekil 7a). Ayrıca, sürütme şeridi olmaktadır. orman toprağında sü boyunca Aynı odun zamanda, hammaddesinin uç kısımları kalan ağaçlara ve ve erozyo durum yüzeysel akış potansiyelini gençliğe çarparak veya sürterek sürütme şeridi boyunca odun uç ciddi boyutta kabuk ve diri hammaddesinin odun yaralarına olmaktadır (Şe-ve diri odun y veya sürterekneden ciddi boyutta kabuk kil 7b). Benzinli El Vinci ile Bölmeden Çıkarma Çalışmaları a) Doğrudan Zemin Üzerinde Yamaç Yukarı Sürütme Benzinli el vinci kullanılarak odun hammaddesi sürütme konisi olmadan zemin temas edecek şekilde sürütülerek bölmeden çıkarma çalı veya sürterek ciddi boyutta kabuk ve diri odun yaralarına neden olmaktadır (Şekil 7 Benzinli El Vinci ile Bölmeden Çıkarma Çalışma ları er, polyester çoker, metal kilit ve kancalar lumu ile Şekil 3. Sentetik halat, zincir çoker, kullanılabilmektedir (Şekil 6). Ancak, sürütme sırasında odun hammaddesin polyester çoker, metal kilit ve kantoprağına yaptığı baskı ile vinç zorlanmakta, sürütülen ürün doğal engellere Şekil 3. Sentetik halat, zincir çoker, polyester çoker, metal kilit ve kancalar operasyon duraksamakta ve sonuç olarak daha fazla yakıt ve zaman kayb calar olmaktadır. Aynı zamanda, orman toprağında sürütme şeridi boyunca oluklar oluşm Şekil5.5.Benzinli Benzinli elelvincinin taşınmaŞekil vincinin taşınması durum yüzeysel akış potansiyelini ve erozyon riskini arttırmaktadır (Şekil 7a sı sürütme şeridi boyunca odun hammaddesinin uç kısımları kalan ağaçlara ve gençliğ 5 a) Doğrudan Zemin Üzerinde Yamaç Yukarı Sürütme Şekil 6. Benzinli el vinci kullanılarak Benzinli el vinci kullanılarak Şekil 6. Benzinli el vinci kullanılarak odun ham Şekil 4. Benzinli el vincinin kurulumu odun hammaddesinin zemin üzeodun hammaddesi sürütme korinde sürütülmesi Şekil 6. Benzinli el vinci kullanılarak odun hammaddesinin zemin üzerinde sürütülm nisi olmadan doğrudan zemin ile temas edecek şekilde sürütülerek bölmeden çıkarma çalışmalarında kullanılabilmektedir (Şekil 6). Ancak, sürütme sırasında odun hammaddesinin orman toprağına yaptığı baskı ile vinç zor lanmakta, sürütülen ürün doğal Şekil 4. Benzinli el vincinin kurulu- engellere takılarak operasyon (a) (b) mu duraksamakta ve sonuç olarak Şekil 7. Zemin üzerinde sürütme sonucu oluşan toprak zararı ve kalan ağaç zararı (a) (b) daha fazla yakıt ve zaman kaybına 6 Şekil 7. Zemin üzerinde sürütme soŞekil 5. Benzinli el vincinin taşınması neden olmaktadır. Aynı zamanda, nucu oluşan toprak zararı ve kalan orman toprağında sürütme şeridi ağaç zararı 5 26 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 2014 (a) (b Şekil 7. Zemin üzerinde sürütme sonucu oluşan engellemektedir. Ancak, oluk sisteminin kurulum ve söküm zamanı toplam op zamanını artırmakta ve bu durum bölmeden çıkarma yönteminin verimini olumsuz etkilemektedir. Diğer taraftan, orman işçileri olukların taşınması sırasında benzinli el kullandıklarında ise sistemin kurulum ve söküm zamanı önemli ölçüde azalmakta ve daha az güç sarf etmektedir (Şekil 9b). b) Benzinli El Vinci ve Sürüt- Çizelge 2. Sürütme konisinin teknik özellikleri me Konisiyle Yamaç Yukarı SüHammadde Çap Yükseklik Ağırlık rütme Polimer plastik 51 cm 67 cm 5,5 kg Benzinli el vinci ve sürütme konisi kombine olarak kullanıldığında odun hammaddesinin taşınmasında oluk sistemi ve orman toprağı ile teması önemli benzinli el vinci ile entegre edilen oranda düştüğünden yakıt sarfi- bölmeden çıkarma yöntemi ekoyatı ve zaman kaybı azalmakta ve nomik ve ekolojik bir çözüm sunbuna bağlı olarak operasyon veri- maktadır (Şekil 9a). Sürütme konimi artmaktadır (Şekil 8). Aynı za- sinin kullanıldığı yöntemde odun manda, orman toprağında derin hammaddesi ile zemin arasındaki oluklar oluşmamakta, meşcerede temas ve sürtünme minimize edikalan ağaçlar ve gençlik üzerinde- lirken, oluk sistemi içinde çekilen ki zarar ortadan kalkmakta veya ürünlerle zemin arasındaki temas minimum düzeye inmektedir. tamamen ortadan kaldırılmaktaAyrıca, sürütme konisi sayesin- dır. Böylece, odun hammaddeorman toprağı üzerinde de odun hammaddesinin doğal lerinin (a) (b) (b) oluşturabilecekleri muhtemel engellere takılması önlendiğinŞekil 9. Odun hammaddesinin oluk sistemi içerisinde yamaç yukarı çekilmesi den bölmeden çıkarma çalışması zararları ve kalan ağaçlardaki ya- Şekil 9. Odun hammaddesinin oluk arasındaki temas tamamen ortadan kaldırılmaktadır. Böylece, odun hammad orman işçileri ekstra güç sarf et- ralanmaları engellemektedir. An- sistemi içerisinde yamaç yukarı çecak, oluk sisteminin kurulum ve meden ve ergonomik bir d) şekilde Oluk toprağı Sistemi İçerisindeoluşturabilecekleri Yamaç Aşağıkilmesi Kontrollü Kaydırma üzerinde muhtemel zararları ve kalan ağaçlardak söküm zamanı toplam operasyon Benzinli b)gerçekleşmektedir. Benzinli El Vinci ve Sürütme Konisiyle Yamaç Yukarı Sürütme el zamanını artırmakta ve bu durum Benzinli el vinci ve sürütme konisi kombine olarak kullanıldığında odun Oluk sistemi içerisine yerleştirilen odun hammaddeleri yer top çe engellemektedir. Ancak, oluk sisteminin kurulum ve yamaç sökümaşağı zamanı vinci ile kombine olarak kullanılan hammaddesinin orman toprağı ile teması önemli oranda düştüğünden yakıt sarfiyatı ve zaman bölmeden çıkarma yönteminin d) Oluk Sistemi İçerisinde sürütme konisine ait teknik özelkaybı azalmakta ve buna bağlı olarak operasyon verimi artmaktadır (Şekil 8). Aynı zamanda, etkisi herhangi bir güç yönde uygulamadan taşınabilmektedir. Ürün hacmi ve verimini oluk sis verimini olumsuz etkileYamaç Aşağı Kontrollü Kaydırzamanını artırmakta ve bu durum bölmeden çıkarma yönteminin orman toprağında derin oluklar oluşmamakta, meşcerede kalan ağaçlar ile ve gençlik üzerindeki likler Çizelge 2’de verilmiştir. Polizarar ortadan kalkmakta veya minimum düzeye inmektedir. Ayrıca, sürütme konisi sayesinde mektedir. Diğer taraftan, orman ma mer plastik üretilen odun hammaddesinin doğal malzemeden engellere takılması önlendiğinden bölmeden çıkarma çalışması kurulduğu arazinin eğimi arttıkça oluk sisteminde kayan ürünlerin da artm etkilemektedir. Diğer taraftan, orman işçileri olukların taşınmasıhızı sırasında be işçileri olukların taşınması sıraorman işçileri ekstra güç sarf etmeden ve ergonomik bir şekilde gerçekleşmektedir. Benzinli Oluk sistemi içerisine yerleşsürütme konisi odun hammaddeel vinci ile kombine olarak kullanılan sürütme konisine ait teknik özellikler Çizelge 2’de sında benzinli el vincini kullantirilen odun hammaddeleri ya-erken verilmiştir. plastikağaç, malzemedenkök üretilenve sürütme konisi odun hammaddesinin kalan sininPolimer kalan kütüklere Yüksek hızda kayan ürünler sisteminin sonuna ulaşmadan sistemi terk edeb kullandıklarında iseoluk sistemin kurulum ve söküm zamanı önemli ölçüde azal ağaç, kök ve kütüklere takılmasını önlemektedir. dıklarında ise sistemin kurulum maç aşağı yer çekiminin etkisi ile takılmasını önlemektedir. ve söküm önemli ölçüde veya oluk sistemini çok etmektedir yüksek hızda veherhangi kontrolsüz olarak terk etmektedirler. Bu daha az güçzamanı sarf (Şekil 9b). bir güç uygulamadan azalmakta ve işçiler daha az güç taşınabilmektedir. Ürün hacmi ve çalışan işçilerin güvenliğini sistemin bağlantı noktalarına zarar verere sarf etmektedir (Şekiltehdit 9b). etmekte, oluk sisteminin kurulduğu arazinin eğimi arttıkça oluk süratle sisteminde bakım, onarım ve kurulum zamanı gerektirmektedir. Ayrıca, sistemi terk eden kayan ürünlerin hızı da artmak değer kaybına uğramakta ve kalan ağaç tadır. zararını arttırmaktadır. Bütün bu olumsuz Yüksek hızda kayan ürünler Şekil 8. Benzinli el vinci ve sürütme konisi ile bölmeden çıkarma oluk sisteminin sonuna ulaşmaÇizelge 2. Sürütme konisinin teknik özellikleri Şekil 8. Benzinli el vinci veortadan sürütmekaldırılması veya minimize edilebilmesi için dik arazilerde kurulan veya kal Hammadde Çap Yükseklik Ağırlık dan sistemi erken terk edebilmekkonisi ile bölmeden çıkarma Polimer plastik 51 cm 67 cm 5,5 kg te veya oluk sisteminiyamaç çok yüksek ürünlerin taşınmasında kullanılacak olan oluk sistemlerinde aşağı kaydırma ya c) Oluk Sistemi İçerisinde Yamaç Yukarı Çekme hızda ve kontrolsüz olarak terk Benzinli el vinci yardımıyla odun hammaddesi oluk sistemi içerisinde yukarı c) Oluk Sistemi İçerisinde Ya- elyamaçvinci etmektedirler. Bu durum, çalışan benzinli ile kablo bağlantısı kullanılarak odun hammaddeleri kontrollü kaydırı çekilerek bölmeden çıkarma çalışmaları gerçekleştirilebilmektedir. Özellikle mevcut orman maç Yukarı Çekme yolu şebekelerinin yeterli olmadığı durumlarda, vadi içlerinden ve dere yataklarından işçilerin güvenliğini tehdit etmekürünlerin yamaç yukarı kurulan rampa alanına doğru taşınmasında ve benzinliÜrünlerin el (Şekiloluk sistemi 10). sentetik halata te, bağlanması sırasında zincir çoker kulla sistemin bağlantı noktalarına Benzinli el vinci yardımıyla vinci ile entegre edilen bölmeden çıkarma yöntemi ekonomik ve ekolojik bir çözüm sunmaktadır 9a). Sürütme konisinin kullanıldığı yöntemde odun hammaddesi ile zemin zarar vererek ekstra bakım, onaodun(Şekilhammaddesi oluk sistemi arasındaki temas ve sürtünme minimize edilirken, oluk sistemi içinde çekilen ürünlerle zemin 8 rım ve kurulum zamanı gerektiriçerisinde yamaç yukarı çekilerek 7 mektedir. Ayrıca, süratle sistemi bölmeden çıkarma çalışmaları terk eden ürünler değer kaybına gerçekleştirilebilmektedir. Özeluğramakta ve kalan ağaç zararını likle mevcut orman yolu şebekearttırmaktadır. Bütün bu olumlerinin yeterli olmadığı durumlarsuzlukların ortadan kaldırılması da, vadi içlerinden ve dere yatak(a) veya minimize edilebilmesi için larından ürünlerin yamaç yukarı (a) (b) dik arazilerde kurulan veya kalın kurulan rampa alanına doğru Şekil 9. Odun hammaddesinin oluk sistemi içerisinde yamaç yukarı çekilmesi 2014 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 27 d) Oluk Sistemi İçerisinde Yamaç Aşağı Kontrollü Kaydırma Oluk sistemi içerisine yerleştirilen odun hammaddeleri yamaç aşağ UZMAN S AH AS I çaplı ürünlerin taşınmasında kul- çıkarma yöntemleri ülkemiz orBazı Avrupa ülkelerinde ve lanılacak olan oluk sistemlerinde mancılığı için ekonomik ve eko- Kuzey Amerika ülkelerinde bölyamaç aşağı kaydırma yapılırken lojik bir alternatif sunmaktadır. Bu meden çıkarma çalışmalarında benzinli el vinci ile kablo bağlan- çalışmada, Kahramanmaraş Sütçü kullanılan benzinli el vincinin ültısı kullanılarak odun hammadde- İmam Üniversitesi, Orman Fakül- kemizde de ekonomik, ekolojik leri kontrollü kaydırılmalıdır (Şe- tesi, Orman Mühendisliği Bölümü ve ergonomik bir alternatif olarak kil 10). Ürünlerin sentetik halata tarafından temin edilen benzinli uygulamaya girmesi ormancılığıbağlanması sırasında zincir çoker el vincinin ormancılıkta bölme- mız açısından önem taşımaktadır. kullanılması durumunda ürünün den çıkarma çalışmalarında kulla- Benzinli el vincinin bölmeden çıoluk sistemi içinde zincirden ka- nılabilirliği değerlendirilmiştir. karma çalışmalarında tercih edilyarak serbest kalması söz konusu Benzinli el vinci ile yamaç yu- mesini sağlayacak avantajları aşaolmaktadır. Bu nedenle, ürünler karı bölmeden çıkarmada odun ğıda sıralanmıştır: zincir çoker kullanılmadan sadece hammaddeleri zemin üzerinde • Ülkemizde temsilcisi bulunsentetik halata sarılmalı ve kanca sürütülebileceği gibi sürütme ması nedeniyle kolay temin yardımı ile tespit edilmelidir. Oluk konisi yardımıyla da sürütülebiledilebilmesi sistemi içerisinde benzinli el vinci mektedir. Sonuçlara göre, ben- • Düşük yakıt sarfiyatı nedeniyle yardımıyla kontrollü olarak içinde kay- zincirden ekonomik olması zinli el vinci ile sürütme konisinin durumunda ürünün oluk sistemi kayarak serbest kalması söz konusu dırılan odun hammaddelerinin entegre edilmesi durumunda, • Küçük ve orta ölçekli ormanolmaktadır. Bu nedenle, ürünler zincir çoker kullanılmadan sadece sentetik halata sarılmalı ve hızı kontrol edilmekte, sistemin odun hammaddelerinin doğal cılık çalışmalarında yüksek vekanca ile tespit edilmelidir. ve Oluk engellere sistemi içerisinde vinci zararyardımı görmesi engellenmekte rim sağlaması (kalan benzinli ağaçlaraelve kü-yardımıyla muhtemel mi- tüklere) hızı Orman toprağı, kalan ağaç ve takılması kontrollü olarakmeşcere kaydırılanzararları odun hammaddelerinin kontrolönlendiğinden, edilmekte, sistemin• zarar nimize edilmektedir. Ayrıca, odun gençlik üzerindeki zararları operasyon verimi artmakta, ürüngörmesi engellenmekte ve muhtemel meşcere zararları minimize edilmektedir. Ayrıca, odun hammaddesinin sentetik halata lerde değer kaybı olmamakta ve minimize etmesi hammaddesinin halata bağlanması sisteminin kurulumunda el ve dik arazi koşullarında bağlanması sentetik oluk sisteminin kuru- oluk • Zor meşcere zararı (orman olukların toprağı,benzinli vinci ile çekilmesi kurulum ve söküm zamanını minimize etmektedir. lumunda olukların benzinli el vin(%0-70) kullanılabilmesi kalan ağaç ve gençlik zararı) azalci ile çekilmesi kurulum ve söküm maktadır. • Sürütme konisi ve oluk sistemi zamanını minimize etmektedir. ile entegre edilebilir olması Ülkemizde oluk sistemiyle bölmeden çıkarma çalışmaları genel- • Benzinli el vinci ve aparatlarının işçiler tarafından kolaylıkla likle yamaç aşağı olarak uygulantaşınabilmesi makta, yamaç yukarı bölmeden çıkarma çalışmalarında ise oluk • Kurulumunun kolay olması ve kesilen ağaç kütüklerine monsistemi çok sınırlı boyutta kullanılte edilebildiğinden tıraşlama maktadır. Bu çalışmada, ülkemizsahalarında da kullanım imkade ilk olarak benzinli el vinci ve nı olması sentetik halat ile entegre edilen oluk sistemi kullanılarak gerçek- • Oluk sisteminde kurulum ve söküm aşamalarını kolaylaşleştirilen yamaç yukarı çekme ve tırması yamaç aşağı kontrollü kaydırma uygulamaları değerlendirilmiştir. • Ergonomik olması Yol şebekesinin yeterli olmadığı KAYNAKLAR alanlarda odun hamŞekil 10. Odun hammaddesinin Şekil 10. Odun hammaddesinin oluk sistemi ormanlık içerisinde yamaç aşağı kontrollü kaydırılması Aykut, T. 1984. Orman Ürünleri Taoluk sistemi içerisinde yamaç aşağı maddelerinin benzinli el vinci ile şımacılığında Araç ve Teknikler. İstanbul oluk sistemi içerisinde yamaç yu- Üniversitesi Orman Fakültesi Yayınları. İ.Ü. kontrollü Sonuçlar ve kaydırılması Öneriler karı çekilmesi uygun ve etkin bir Yayın No: 3246, O.F. Yayın No: 370 İstanbul. Zor arazi şartlarında, insan ve hayvan gücüyle bölmeden çıkarmanın uygun olmadığı çözüm olmuştur. Diğer taraftan, 97 s. Sonuçlar Öneriler alanlarda ve traktörleve bölmeden çıkarmanın dik tercih edilmediğive durumlarda benzinli ile O. 2008. Orman Transport Tekarazilerde kalın çaplı odunel vinciErdaş, Zor arazi şartlarında, insan ve hammaddelerinin benzinli el vin- niği Kitabı. KSÜ Rektörlüğü Yayın No: 130, bölmeden çıkarma yöntemleri ülkemiz ormancılığı için ekonomik ve ekolojik bir alternatif hayvan gücüyle bölmeden çıkar- ci ile oluk sistemi içerisinde yamaç Ders Kitabı Yayın No: 20, 553 s. Kahramanmaraş. sunmaktadır. Bu çalışmada, Sütçü İmam Üniversitesi, Orman Fakültesi, manın uygun olmadığı Kahramanmaraş alanlarda aşağı kontrollü kaydırılmasının Gülci, N. 2014. Üretim Planlamasında ve traktörle bölmeden Orman Mühendisliği Bölümü çıkarmatarafından temin edilen benzinliveel ekolojik vincinin bir ormancılıkta Hassas Ormancılık Üzerine Araştırmalar. güvenli, ekonomik nın tercih edilmediği durumlaryöntem olduğu ortaya konulmuş- Doktora Tezi, Kahramanmaraş Sütçü İmam bölmeden çıkarma çalışmalarında kullanılabilirliği değerlendirilmiştir. Üniversitesi, Orman Fakültesi, Kahramanda benzinli el vinci ile bölmeden tur. Benzinli el vinci ile yamaç yukarı bölmeden çıkarmada odun hammaddeleri zemin maraş. 264 üzerinde sürütülebileceği gibi sürütme konisi yardımıyla da sürütülebilmektedir. Sonuçlara benzinli el vinci2014ile sürütme konisinin entegre edilmesi durumunda, odun 28 ORMANgöre, MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART hammaddelerinin doğal engellere (kalan ağaçlara ve kütüklere) takılması önlendiğinden, MADEN SAHALARI REHABİLİTASYON YÖNTEMLERİ Haluk ERSAN Uzman (Orman Mühendisi) Özet Maden sahaları rehabilitasyon yöntemlerinin genel özellikleri avantaj ve dezavantajları ele alınarak maden sahalarının doğaya yeniden kazandırılması ve iyileştirilmesi için yapılması gereken çalışmalardan söz edilmiştir. Maden sahaları rehabilitasyonunda kullanılan üç yöntem açıklanarak bazı örnek çalışmalardan görüntülere yer verilmiştir. Ağır metallerle kirlenmiş toprakların elektroliz ve toleranslı (toplayıcı) bitkiler kullanılarak temizlenmesi yöntemleri ayrıntılı olarak anlatılmıştır. Dünyadaki çalışmalardan söz edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Maden sahası rehabilitasyonu, ağır metallerle kirlenmiş topraklar, toleranslı bitkiler, toplayıcı bitkiler, elektroliz, iyileştirme, doğaya yeniden kazandırma, üst toprak, açık ocak işletmeciliği. 1.MADEN SAHALARI REHABİLİTASYON YÖNTEMLERİ Doğaya yeniden kazandırma ve iyileştirme çalışmaları; maden işletmesinin işletmeye başlamasından, faaliyetlerini sonlandırdığı kapanışa kadar planlanması gereken süreçleri ihtiva eder. Maden sahası rehabilitasyon yöntemi seçilmeden önce madenin cinsi, işletme şekli, sahanın mevcut durumu, toprak ve su kaynakları üzerinde yarattığı etki tespit edilir. Maden sahası rehabilitasyonu için en ekonomik ve uygulanabilir olan yöntem seçilir yâda birden fazla yöntem aynı sahada tatbik edilebilir.(1) Maden sahası rehabilitasyon yöntemleri genel olarak aşağıdaki gibi sınıflandırılabilir. • Üst Toprağın Sahaya Serilmesi Suretiyle Yapılan Rehabilitasyon Yöntemi • Elektroliz Yöntemi • Bitki Kullanarak Kirlenmiş Toprakların Temizlenmesi Yöntemi (2) 1.1. ÜST TOPRAĞIN SAHAYA SERİLMESİ SURETİYLE YAPILAN REHABİLİTASYON YÖNTEMİ Özellikle açık ocak madenciliği yapılan alanlarda kullanılması gereken tesirli çözüm yöntemlerinden biridir, hem zaman hem ekonomik açıdan diğer yöntemlere oranla avantajlıdır. Hafriyat, kazı dolgu serilecek üst toprak miktarı ve kalınlığı bitkilendirmede kullanılacak türlerin seçimi, çukur ve basamaklandırmada boyutlandırma gibi detaylar iyi hesaplanarak yapıldığında en başarılı yöntemlerden biridir. Şekil 1. İstanbul Kurtorman, 2012 Maden işletmesi faaliyetlerini sürdürürken çalışılan alanın üst toprağının uygun bir yerde depolanmış olması ilerde yapılacak olan rehabilitasyon faaliyetlerinin başarılı olmasını sağlar. 2014 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 29 UZMAN S AH AS I jeoloji durumuna göre tespit edilir. Kapatma işlemi için depolanan kazı toprağı kullanıldıktan sonra alana üst toprak 20-30 cm den az olmayacak biçimde serilerek alan bitkilendirilir. Bitkilendirmede kullanılacak ağaçlar, çalılar ve otsu taksonlar sahanın özelliklerine göre mümkün olduğunca yerel türler kullanılarak yapılır. Şekil 2. İstanbul Şile, 2012 Doğaya yeniden kazandırma ve sahanın iyileştirilmesi için 1/5000 veya 1/1000 ölçekli topoğrafik haritalar hazırlanır. Sahanın toprak özellikleri, örtü tabakasının vaziyeti göz önüne alınarak ne kadar üst toprağın sıyrılacağı ve nereye depolanacağı tespit edilir.(1) Maden rezervine ulaşmak için yapılacak kazılar neticesinde açığa çıkacak hafriyatın nerede ve ne şekilde biriktirileceği tespit edilir. Sahadaki flora, fauna ve korunması gereken yerel endemik türler tespit edilerek bunların nakli ya da işletme öncesi taşınması ile alakalı planlamalar yapılır. Kazı sonrası oluşacak pasa sahalarının, çukur alanların, atık sahalarının risk oluşturmaması için güvenlik tedbirleri alınır. İşletme alanı çit engellerle ve uyarı levhaları ile sınırlandırılır. Sahanın hidrolojik özellikleri tespit edilerek yapılacak bütün tesislerin ve depo alanlarının depolanacak malzeme ve atıkların çevreye yağışlarla yayılmaması için gereken drenaj ve depolama sistemi planlanır. Özellikle atık su oluşturan maden türlerinde zararlı atık suyun depolanması liç sahalarının güvenliği, bunların arıtılma ve nötralizasyon çalışmaları yapılır. Sahadaki şev açıları otuz ( 30) dereceden büyük olmayacak şekilde yapılır. Böylece basamaklarda drenaj tedbirleri alınır. Basamak genişlikleri beş metreden az olmayacak şekilde iş makinalarının çalışmasının sınırlamayacak değerler seçilerek planlanır. Basamaklandırma işlemlerinde basamak yüksekliği (3) metreden fazla olmamalıdır, ancak bu değer genelde sahada çalışma güvenliği ve 30 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 2014 1.2. ELEKTROLİZ YÖNTEMİ Elektroliz yöntemi demir, nikel, bakır, kurşun, krom gibi ağır metaller tarafından yoğun biçimde kirletilmiş toprakların ağır metal muhtevasından temizlenmesi gayesiyle uygulanabilecek bir yöntemdir. Biraz zaman alan pahalı ve toprak canlıları ve mikroorganizma faaliyetleri üzerindeki etkileri olumsuz olabilen bir yöntemdir.(2) Elektroliz, elektrik akımı yardımıyla, bir toprak içinde bulunan ağır metallerin ayrıştırılması işlemidir. Bu değişiklik, maddenin elektron vermesinden (yükseltgenme); ya da almasından (indirgenme) kaynaklanır. Elektroliz işlemi, elektroliz kabı ya da tankı denen bir aygıt içinde uygulanır. Bu aygıt, çözünerek artı ve eksi yüklü iyonlara ayrılmış bir bileşiğin, elektrolit içine, birbirine değmeyecek biçimde daldırılmış iki elektrottan oluşur.(3) Şekil 3. Elektroliz makinesi Elektrotlar bir akım kaynağına bağlandığında meydana gelen gerilim, iyonları karşıt yüklü elektrota doğ- ru hareket ettirir. Karşıt kutupta yükünü dengeleyen atom veya moleküller elektrotta çökelir veya elektrolit içindeki moleküllerle yeni reaksiyonlara girer. Böylece elektrotlarda toplanan ağır metaller ya da kimyasal bileşenleri topraktan ayrılarak temizlenebilir. (2) 1.3. BİTKİ KULLANARAK KİRLENMİŞ TOPRAKLARIN TEMİZLENMESİ (Kirleticilere Karşı Toleranslı ya da Toplayıcı Türlerle) YÖNTEMİ Maden işletmeleri sırasında ortaya çıkan pasa alanları ve çukurların iyileştirilmesi, cevher işleme ve zenginleştirme faaliyetleri neticesinde kirlenen toprakların temizlenmesi gayesiyle bitki kullanılan bir yöntemdir. Özellikle ağır metal ihtiva eden maden sahalarının rehabilitasyonunda liç sahası kazalarında veya cevher işleme pasa alanlarında uygun türlerle uygun konsantrasyona sahip topraklarda uygulanan bir yöntemdir. Metal toleranslı bitkiler, topraktan bünyelerine ağır metalleri çekebilen, üst kısmında depolayan, köklerinde tutabilen, yeşil kısmına ulaştırabilen bitki türlerinden oluşmaktadır.(2) Geniş alanlarda uygulanabilir, sahaların estetik ve görsel değer kazanmasında tesirli bir yöntemdir, hasat edilen bitkiler değişik alanlarda kullanılabilir ya da toprağa geri karıştırılarak toprağın metal konsantrasyonu seyreltilir, kirleticileri sahada ve bünyesinde tutarak erozyon, rüzgâr, yağış ve sellerle etrafa kirleticilerin yayılmasını önler. Uzun zaman alan hassas çalışma gerektiren bir yöntemdir. Yüksek kirletici konsantrasyonuna sahip alanlarda bitkiler yetişmeyebilir veya çok zayıf yetişerek istenen tesir ve neticeler elde edilemeyebilir. Alt alem: Angiosperms Bölüm: Monocots Altbölüm: Commelinids Takım: Poales Familya: Poaceae Cins: Agrostis Şekil 5. Agrostis castellana 1.3.2. Solidago canadensis (Arsız altınbaşak) Kanada altınyol bitkisi olarak bilinir ve Kuzey Amerika’da yayılış gösterir. Büyük baş ve küçükbaş hayvanlar tarafından yenebilen bir bitkidir. Alüminyum, manganez, kurşun ve çinko maden sahalarında toleransı yüksek bir bitki olduğu düşünülmektedir.(2) Alt Alem: Angiosperms Bölüm: Eudicots Altbölüm: Asterids Takım: Asterales Familya: Asteraceae Oymak: Astereae Cins: Solidago Tür: Solidago canadensis Şekil 4. Ağır metallerin topraktan bitkilerle ayrılması 1.3.1. Agrostis castellana (Titrek Tavusotu) Buğdaygillerden çok yıllık yüksek çayır bitkisidir. Alüminyum, manganez, kurşun ve çinko maden sahalarında kullanılabilir.(4) Şekil 6. Solidago canadensis (Arsız altınbaşak) 2014 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 31 UZMAN S AH AS I Avrupa, Japonya ve Çin’de istilacı alt türleri de yetişmektedir. Çin’de Ningbo, Zhejiang ve Yunnan illerinde üretimi yapılan alanlar mevcuttur. Japonya Fukushima’da nükleer kaza sonrası terkedilen pirinç sahalarında denenen bir bitkidir. 1.3.3. Agrostis capillaris (Karahasanotu) Agrostis capillaris istilacı çok yıllık bir çim çeşididir. Hayvanlar tarafından yenilebilmektedir. Asitli topraklarda yetişebilmektedir. Koloni biçiminde yayılma eğilimi gösteren bir bitkidir. Alüminyum, manganez, kurşun ve çinko maden sahalarında toleransı yüksek bir bitki olduğu düşünülmektedir.(4) Alt Alem: Angiosperms Bölüm: Monocots Altbölüm: Commelinids Takım: Poales Familya: Poaceae Cins: Agrostis Tür: Agrosis capillaris Şekil 8. Pteris vittata (Uzun eğrelti) Şekil 7. Agrostis capillaris (Karahasanotu) Beyaz ayrık çimi (Agrostis stolonifera L.) Türkiye’de daha yaygındır. 1.3.4. Pteris vittata (Uzun eğrelti) Pteris vittata, genellikle Çin Asya ve Afrika’da yayılış gösteren bir türdür. Arsenik maden sahalarında toleransı yüksek bir bitki olduğu düşünülmektedir.(5) Beton ve taş yapıların çatlaklı kısımlarındaki topraklı yerlerde yetişebilir. 1.3.5. Athyrium yokoscence (Yeleğreltisi) Athyrium yokoscense, Japonya, Kore, Sibirya ve Güneybatı Çin’de yayılış gösteren bir bitki türüdür. Ağır metal çinko, krom, demir ve bakır madenlerinin çevresinde yaşayabildiği gözlemlenmiş bir türdür. 20 cm. boylanabilen bir eğrelti otu türüdür. Bölüm: Pteridophyta Sınıf: Pteridopsida Bölüm: Pteridophyta Takım: Polypodiales Sınıf: Polypodiopsida Familya: Pteridaceae Takım: Polypodiales Altfamilya: Pteridoideae Familya: Athyriaceae Cins: Pteris Cins: Athyrium Tür: Pteris vittata Tür: Athyrium yokoscense 32 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 2014 Şekil 9. Athyrium yokoscence (Yeleğreltisi) 1.3.6. Azolla filiculoides (Kızıl eğrelti) Azolla filiculoides (Water Fern) Su bitkisi olup sıcak iklimlerde yetişen bir türdür. Amerika’nın sıcak bölgelerinde Asya’da ve Avustralya’da yayılış gösterir. Suda asılı biçimde durur 1-2 cm yer kaplayan küçük yaprakları vardır. Göl yüzeylerine dağılmış biçimde yayılır. Soğuk havalara dayanıksız bir türdür. Alüminyum, manganez, kurşun ve çinko maden sahalarında toleransı yüksek bir bitki olduğu düşünülmektedir. 1978 yılında elde edilen bazı fosillerden anlaşıldığı üzere Avrupa’nın sıcak iklim yaşanan bazı alanlarında yayılış göstermiş bir türdür. Şekil 10. Azolla filiculoides (Kızıl eğrelti) Yeni Zelanda’da, Güney Afrika’da, Avustralya’da ve Batı Avrupa’da istila ettiği bazı göletlerden toplanarak yeşil gübre olarak kullanılmıştır. 1.3.7. Bacopa monnieri Bacopa monnieri çamurlu kıyılarda yetişen, sinir otugillerden çok yıllık bir bitkidir. Kuzey Hindistan’da yayılış gösterir. Cıva, bakır, kurşun ve kadmiyum maden sahalarında toleransı yüksek bir bitki olduğu düşünülmektedir. (2) Bölüm: Pteridophyta Sınıf: Polypodiopsida / Pteridopsida Alt Alem: Angiosperms Takım: Salviniales Bölüm: Eudicots Familya: Azollaceae Altbölüm: Asterids Cins: Azolla Takım: Lamiales Tür: Azolla filiculoides Familya: Plantaginaceae Cins: Bacopa Tür: B. monnieri 2014 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 33 UZMAN S AH AS I Şekil 11. Bacopa monnieri Şekil 12. Brassica Juncea (Hint hardalı, lahana) 1.3.8.Brassica Juncea (Hint hardalı, lahana) Kadmiyum, krom, bakır, nikel, kurşun ve uranyum maden sahalarında toleransı yüksek bir bitki olduğu düşünülmektedir. Brassica juncea, Hint Hardalı ve Çin Hardalı yapılan bir bitkidir. Aslında bir lahana türüdür. 1.3.9. Vallisneria Americana (Su kerevizi) Vallisneria americana, su altında yetişen bir bitkidir. Uzun ince ve düz yapıda yaprakları olan bir su bitkisidir. Amerika’da yayılış gösteren bir türdür. Kadmiyum ve kurşun maden sahalarında toleransı yüksek bir bitki olduğu düşünülmektedir. Alt Alem: Angiosperms Bölüm: Eudicots Altbölüm: Rosids Takım: Brassicales Familya: Brassicaceae Cins: Brassica Tür: B. juncea 34 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 2014 Alt Alem: Angiosperms Bölüm: Monocots Takım: Alismatales Familya: Hydrocharitaceae Cins: Vallisneria Tür: Vallisneria americana Şekil 13. Vallisneria Americana (Su kerevizi) Amerika yanında, Irak, Çin, Japonya, Kore, Hindistan, Papua Yeni Gine, Filipinler, Avustralya, Kanada, Meksika, Küba, Haiti ve Venezüella’da tabii olarak yayılış gösteren bir su bitkisidir. 1.3.10. Eichhornia Crassipes (Su sümbülü) Eichhornia crassipes, Amazon Bölgesinde yayılış gösteren istilacı bir su bitkisidir. Cıva ve kurşun gibi ağır metalleri bünyesine alarak suyu temizlediği düşünülmektedir. Kadmiyum, bakır, cıva, kurşun, çinko, sezyum ve stronsiyum maden sahalarında toleransı yüksek bir bitki olduğu düşünülmektedir. Liç sahalarının kirlettiği bataklıklarda ülkemizdeki familyaya ait türler kullanılabilir. Şekil 14. Eichhornia Crassipes (Su sümbülü) 1.3.11. Helianthus annuus (Ayçiçeği) Bölüm: Magnoliophyta Sınıf: Magnoliopsida Takım: Asterales Altalem: Angiosperms Familya: Asteraceae Bölüm: Monocots Alt familya: Asteroideae Altbölüm: Commelinids Oymak: Heliantheae Takım: Commelinales Cins: Helianthus Familya: Pontederiaceae Tür: Helianthus annuus L. Cins: Eichhornia Tür: Eichhornia crassipes (Mart.) Solms Ayçiçeği (Helianthus annuus), papatyagiller (Asteraceae) familyasından çekirdekleri ve yağı için yetiştirilen sarı çiçekli bir ziraat bitkisidir. Arsenik, uranyum ve kurşun gibi ağır metallerin topraktan uzaklaştırılması için kullanılan bir bitkidir. Japonya’daki Fukushima nükleer sızıntısından etkilenen alanlarda uygulanmıştır. (6) 2014 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 35 UZMAN S AH AS I Şekil 16. Larrea tridentata (Kreozot çalı) çiçeği Larrea tridentata her dem yeşil bir çalı türüdür ve koloniler kurar. 1-3 metre arasında boylanır. Şekil 15. Helianthus annuus (Ayçiçeği) 1.3.12. Larrea tridentata (Kreozot çalı) Larrea tridentata Kuzey Amerika Çöllerinde, Güney Batı Kaliforniya, Arizona, Nevada, Utah, Meksika, Teksas bölgelerinde yayılış gösteren bir çalı türüdür. Bakır maden sahalarında toleransı yüksek bir bitki olduğu düşünülmektedir. Altalem: Angiosperms Bölüm: Eudicots Altbölüm: Rosids Takım: Zygophyllales Familya: Zygophyllaceae Cins: Larrea Tür: Larrea tridentata 36 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 2014 1.3.13. Thlaspi caerulescens Thlaspi caerulescens, Batı Amerika, İskandinavya ve Avrupa’da Alp Dağ sisteminde yayılış gösteren küçük çok yıllık bir bitki türüdür. Teksas, Colarado, Wyoming, Montana, Finlandiya, İsveç, Hollanda, Almanya ve Kuzey İngiltere’de yayılış gösterir. Bakır, kadmiyum krom, nikel ve çinko maden sahalarında toleransı yüksek bir bitki olduğu düşünülmektedir. Altalem: Angiosperms Bölüm: Eudicots Altbölüm: Rosids Takım: Brassicales Familya: Brassicaceae Cins: Thlaspi Tür: Thlaspi caerulescens Şekil 17. Thlaspi caerulescens 1.3.14. Salix viminalis (Sepetçi söğüdü) Çoğunlukla boylu çalı ve ender olarak da 5-10 m boyunda, Kışın yaprağını döken küçük bir ağaçtır. Dalları sepet yapmaya çok elverişli olduğundan bu isim verilmiştir. Tepe tacı geniş ve yuvarlak olup sık dallı ve bol yapraklıdırlar. Gri ve çatlaklıdır. Çinko, krom, cıva, kadmiyum ve kurşun maden sahalarında toleransı yüksek bir bitki olduğu düşünülmektedir. Nehir ve su kenarlarında, düzlük alanlarda bulunur. Suni yolla yetiştirilen bir söğüttür. Geniş bir coğrafi yayılışı vardır. Batı ve Orta Avrupa ile Balkanlarda ve Türkiye’de bulunur. Altalem: Angiosperms Bölüm: Eudicots Altbölüm: Rosids Takım: Malpighiales Familya: Salicaceae Cins: Salix Tür: Salix viminalis Şekil 18. Salix viminalis (Sepetçi söğüdü) SONUÇ VE ÖNERİLER Ülkemizde ve Dünyada artan nufusun ihtiyaç duyduğu ürünlerin üretilmesi ve hızlı gelişen teknoloji ve sanayi faaliyetleri maden ihtiyacını önemli oranda artırmıştır.Bu ihtiyacın karşılanması bir zorunluluk haline geldiğinden gerek açık ocak madenciliği işletme- lerinin gerekse kapalı ocak madencilik işletmelerinin sayısı her geçen gün artmaktadır.Tabii kaynaklar üzerindeki bu artan baskı neticesinde maden sahalarında işletme sonrası meydana gelen tahribatın bir ölçüde telafi edilebilmesi, sahanın iyileştirilmesi ve rehabilitasyonu ile mümkündür. Maden sahası rehabilitasyon yöntemleri madenin cinsi, sahanın durumu , toprak ve bitki örtüsünün durumu göz önünde bulundurularak seçilmeli veya birden fazla yöntem kombine edilerek saha rehabilite edilmelidir. Maden İşletmesi faaliyetlerine başlamadan izin verilen sahası ile ilgili Rehabilitasyon projesini hazırlamalı işletme süresince bu proje göz önünde bulundurularak kazı , dolgu, basamaklandırma , depolama ve arıtma işlemleri buna göre planlanmalıdır.Rehabilitasyon projesi amacına göre hareket edilmelidir.Toprak ve su kaynaklarının kirlenmemesi , kirlilik oluşan kısımların temizlenmesi hedeflenmelidir. Maden sahası rehabilitasyon yöntemleri, -Üst Toprağın Sahaya Serilmesi Suretiyle Yapılan Rehabilitasyon Yöntemi -Elektroliz Yöntemi -Bitki Kullanarak Kirlenmiş Toprakların Temizlenmesi Yöntemi olarak üç kısımda incelenebilir. Bu yöntemlerden en fazla tercih edilen ve başarı şansı yüksek olan Üst Toprağın Sahaya Serilmesi Suretiyle Yapılan Rehabilitasyon yöntemidir. Elektroliz yöntemi toprak içindeki mikroorganizma ve canlılar üzerinde kısmi olumsuzluklar yaratmaktadır. Bitki Kullanarak Kirlenmiş Toprakların Temizlenmesi Yöntemi de oldukça uzun zaman alan ve sahadaki vejetasyon başarı oranlarının düşük olduğu bir yöntemdir. Sahanın özellikleri, toprak ve su kaynaklarının durumu, insanlar, flora ve fauna üzerindeki etkiler göz önünde bulundurularak bir yöntem seçilebilir veya birden fazla yöntem kombine edilebilir. KAYNAKÇA 1-Madencilik Faaliyetleri ile Bozulan Arazilerin Doğaya Yeniden Kazandırılması Yönetmeliği 2- İtalya Çevre ve Madencilik Eğitim ve İşbirliği Merkezi (FORGEA) ile Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) İşbirliğiyle Gerçekleştirilen Maden Sahalarının İyileştirilmesi ve Rehabilitasyonu Eğitimi Raporu Haluk ERSAN2009 Mart İtalya/Sardunya/İglesias/Monteponi 3- In Situ Treatment Technologies for Contaminated Soil United States Environmental Protection Agency 4- Phytoextraction of soils contaminated with metals / Forgea / Gerwin F. Koopmans (Agrostis Castellana) 5- The Use of Plants for the Removal of Toxic Metals from Contaminated Soil (Mitch M. Lasat) 6-Removal of heavy metals by crops in a soil polluted by pyrite cinders: a field experience / Helianthus annuus/ Marzo LEZIONE 7- The Arsenic Hyperaccumulator Fern Pteris vittata L. Qing-En Xie; Xiu-Lan Yan; Xiao-Yong Liao; Xia Li. Environmental Science & Technology 2009, 43, 8488-8495 2014 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 37 ÜYEL ER İ Mİ ZD EN MUHTEREM DOSTUM TURHAN KALYONCU (1936-2014) Eşref GİRGİN Orman Yüksek Mühendisi Muhterem Turhan ağabey; ailene ve sevenlerine şaka yapar gibi, fani dünyadan ebedi âleme 11/Nisan/2014 Cuma günü saat:09.00 sularında ansızın göç ederek hakkın rahmetine kavuştun. Allah rahmet eylesin ve kabrin Mekân-ı Cennet olsun. Belki de muhtaç olmadan ani ölümünün nedeni ibadetlerinde yaptığın dualarının karşılığıdır. Orasını Allah bilir. Biz bilemeyiz. Ancak seni, namazını devamlı kılmaya çalışan mütedeyyin bir kişi olarak tanımam nedeniyle böyle bir tahmin yürüttüm. Turan ağabey, sizinle ilk tanıştığımız 1988 yılından başlayarak hakkın rahmetine kavuştuğunuz tarihe kadar birçok noktada yaşantımız kesişmiştir. Şöyle ki; Ben Kastamonu Orman Bölge Müdürlüğü görevinde iken, Siz Türkkonut/Çayyolu/Ankara 2007 38 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 2014 1988 de Orman Genel Müdürlüğü Müfettişi olarak İhsangazi Orman işletme Müdürlüğüne normal teftişe geldiğinizde tanışmıştık. Ben 1992 de Orman Genel Müdürlüğü Teftiş Kuruluna Başmüfettiş olarak atandığımda Kurulda birlikte çalışmaya başladık ve şu anda tarih olan Gazi yerleşkesindeki 76 nolu apartmandaki lojmanlarda komşu olduk. Daha sonra sırasıyla, 1993 yılında kurumlar arası yatay geçişle birlikte geçtiğimiz Orman Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı müfettişliğinde; 1993 de birlikte kuruluşunu yapıp tasfiye edildiği 2007 yılına kadar çalışarak 50 kişiyi konut sahibi yaptığımız SS. Kaçkar Kardeleni Konut yapı Kooperatifi Yönetim Kurulunda; 2005 yılında birlikte eda ettiğimiz 20 gün süreli HAC ibadetini yerine getirirken hep birlikte olduk. En son olarak da, size yapmış olduğum Orman Mühendisleri Odası Denetim Heyeti üyeliğini kabul ederek ruhunuzu teslim edinceye kadar yine mesleğimize katkı yapmaya çalıştınız. Bu süre için de Turan KALYONCU’yu; kalbi insan sevgisiyle dolu, kimseyi incitmeyen, yardım etmeyi seven, dost ve meslektaşlarının hasta ziyaretlerini yapan ve cenaze namazlarını kılmayı ihmal etmeyen dürüst bir kişi olarak tanıdım. Nitekim cenaze namazına iştirak edenlere bakıldığında, hakkınızdaki izleni- mimin ne kadar yerinde olduğunu açıkça görmekten de mutlu oldum. Turhan ağabey, inancımıza göre bu Dünyanın imtihan yeri olduğunu bilenlerdensiniz. Ölen insanın arkasından bazı şeyler söylendiği gibi, yaşantısı nedeniyle de bir takım mesajlar bırakabilir. Bu bağlamda, siz gerçekten kişisel olarak iyi bir izlenim bırakarak ebedi âleme göçtünüz. Ayrıca, insan sevgisinin her şeyin üstünde olduğunu ve ihmal edilmemesi gerektiği mesajını açık ve net bir biçimde geriye bıraktınız. Böylece insanların; dünün geçtiğini, ancak Allah izin verirse yarının geleceğini düşünmelerine ve bu alandaki eksikliklerinin zaman geçirilmeden giderilmesi gerektiğini açıkça ortaya koymuş oldunuz. Ruhunuz şad olsun. AKIL-ADALET-İLİM RUHU/ORUNU1 Kaşgarlı Türkçenin Divanında sağduyu der buna , Lazım bu fazilet “özünü bilen” her insana, Malikse toplum “yüce ruha ” sahip çok adama Hakkı ve haysiyetiyle öncü olur cihana… Akıl-adalet-bilim orunu/ruhu benzer canana, Gönlü kayarmış, ona kendisini adayana, Merhametli, erdemli, tutarlı insan olana, Samimi, kararlı, tutkulu sevdalanana, Hakka, hukuka ve emeğe saygı duyana… Tahammül edemezmiş korkak ve kararsıza, Egoist, bencil yoza, yobaza, hokkabaza, Tanrı kelamıyla halkı istismar eden şarlatana; Bunun için uzak durmuş papaza ve engizisyona… Bakmamış renge, dine, mezhebe, ulusa ve ırka… Kavuşmuş Hazreti Peygamber ile İslam’a… Kötü ruh müşrik olmuş karşı durmuş bu Nura, Sonra dönüşmüş müşrikten kerhen Müslümana; Ebu Süfyan, Muaviye, Yezit, Emevi münafığına Düşürmüş Ümmeti Muhammedi Hilafet kavgasına; Yol açmış, Ümmeti parçalayan Sıffın, Kerbelâ’sına… Düşman kesilmiş Ali’deki ilme ve İslam’a, Hasan, Hüseyin soyuna, İmamı Azam anlayışına… Yüce ruh, yılmış gitmiş Bilge Kağanlar diyarına; Kavuşmuş nihayet “bidat bilmez Müslüman”a; Mansur, Nesimi, Maturidi, Aslan Baba, Yesili Hoca’ya Farabi, Bîrûnî, Tûsî, Harezmî, İbni Sina, Hayyam’a Kıskanç kötü ruh buyurmuş, büyük bir telaşla: “Hoca Ahmet adlı bir şeyh çıkmış Türkistan’da Sohbet kılıyormuş kızlı erkekli hep bir arada, Gitmeli ve menetmeliyiz onları hemen orada Asırlarca durmamış saldırmış Yesevi Hocaya, Sonunda sızmış Şahı Nakşıbendi Ocağına, Başlamış ahkâma; İslam ve Peygamber adına, Nifak ekmiş insanlığın umudu kutlu İslam’a… Konuşmuş Ulu Şâh-ı Nakşıbend’i adına; Dinsiz demiş Mirza Uluğ Bey’e ve bilim yoluna; Saldırtmış ahmak oğul Abdüllatif’i, atasına Abdüllatif cellat salmış Uluğ Bey babasına… Kalmayınca sevdalı, akıl-adalet-bilim ruhuna, Veda etmek zorunda kalmış Ali Kuşçu’yla, Kâşgar, Semerkant, Buhara, Tanrı Dağı-Tiyanşan’a… Boyun eğerek kötü ruhlu Hatice adlı karısına, Oğlu Bedizzaman, torunu Mümin Mirza’ya Çifter cellat gönderince Hüseyin Baykara; Yüce ruh ile Nevai duramaz olmuş Herat’ta… Hain ruh, girmiş bu kez Ulu Erdebil Ocağına, Allah’a adanmışları düşürmüş siyasetin toruna; Şah İsmail’i koşmuş münafık Emir Zekeriya’na, Adını çıkarmış, han kızı ana Âlem Şah’ı boğdurana, Baba katli Emevi-Eşarıci Yavuz’la satranç oynayana… Getirmiş bu ikisini; milleti bölen Çaldıran’a… Yüce ruh veda etmiş Horasan, Tebriz, Şuşa, Şirvan’a… Henüz gidilecek yeni yar ve yer bulamayınca, Elveda diyememiş güzelim Anadolu’ya; Şaşırmış tabii, “Yunus Emre”sini unutanlara, Osman Gazi’nin Kutlu davasını satanlara, Fatih’in kurdurduğu kurumları kapatanlara, Aklı dışı Emevi-Eşari vükelasına kulak asanlara, Halâ Kerbelâ siyaseti ve vahşeti yapanlara, Rus Smirnoff’un izahıyla; çıkara gelen Rum’a, Ermeni, Yahudi, Kıpti, İtalyan, Sırp, Hırvat’a, “Xaç’ı koynunda” bütün bu sözde Osmanlılara, Evlatları atıp bu sözde yanaşmaları tutanlara, Hürrem’e amade evlat katili süslü Süleyman’a; Şehzade Mustafa’ya, Türkmen’e yapılanlara… Ali Kuşçulara, matbaa ve bilim yuvalarına, Ve bütün bu “akıl-adalet-ilim” sevdalılarına, Görülünce tahkirler, kapatmalar, sürgünler reva; Ulu ruh veda zorunda kalmış emsalsiz İstanbul’a… Bin altı yüz elli beşte, gitmiş ne zorluklarla, Zîc-i Ulûgî’nin yayımlandığı Oxford’a. Maderin matbaanın çalıştığı Alman/Mainz’a Kaçmamış bakarak; salt ölüme, katliama, Dayanamamış, bunca akıl, mantık dışı oyuna, Nefsi için yaşayan onca köksüz ahlaksızına, Kanana hükmeden domuz fıtratlı kanmazına, Devşirme-dönme Haçlı ruhlu yoz ve yobazına… Üzülmüş gafilce boğdurulan o Genç Osman’a, Üçüncü Selim ile İkinci Mahmut Hana, İngiliz kurması “31 Mart Vakası” yobazına, Aldanarak naçar kalan Sultan Abdülhamit Hana… Yüce ruh referans olmuş Gökalp muasırlaşmasına, Mustafa Kemal’in, ulus ve “akıl çağı” sevdasına… Lakin o yerleşmişti Avrupa-Amerika’sına; Şimdiler çok üzgün, asırlık Haçlılaşmasına, Âlemin rızkına, namusuna musallat olmasına, Soysuzca insanlığın vicdanını kanatmasına… O hazırlanıyor şimdi, yeni sevdalılarına… (Hamit Hetemoğlu) [1] Orun: Erdem, meleke, fazilet, ilke, prensip, temel insanı vazife, hayat anlayışı [2] Türkçenin Divanı: Mahmut Kaşgarlı’nın Divanü Lugati’t Türk adlı eseri. [3] Bidat bilmez Müslümanlar: Riya, hile, desise, entrika bilmez; grup, hizip, ötekileştirme, mezhepçilik, bölücülük yapmayan, bilmeyen ve ikilik içine girmeyen; ikili ahlak ve hukuk anlayışı taşımayan, riyasız insanlar/Müslümanlar. [4] Ahmet Yesevi’in hikmetlerinden alınmış iki mısra. [5] Zîc-i Ulûgî: Uluğ Beyin kitabının İngilizce adı. Bu eser, daha önce yazılan ‘zîc’lerin yanlışlarını düzeltiyor ve yıldızların hareketini daha mükemmel gösteriyordu. [6] Bilen ve anlayan anlayış sahibi insana hükmeden, insanlıktan nasipsiz zorbalar. Azerbaycan’da, Stalin’in hükmetmesini kastederek söylenmiş bir sözdür. Cengiz Aytmatov’un, Cengiz Hana Küsen bulut hikâyesi de bu konuyu işlemektedir. Stalin’in halka yaptığı zalimliğin yüzünden talihin (iyi ruhun) Sovyetleri terk ettiği vurgulanmaktadır. 2013 EKİM/KASIM/ARALIK ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 39 H AB ER L ER Genel Sekreterimiz Rıfat KURAL Görevine Başladı... Orman Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığından emekli Rıfat KURAL 21.04.2014 tarihinde Odamız Genel Sekreteri olarak görevine başlamıştır. 1972 yılında Kastamonu Orman İşletme Müdürlüğünde göreve başlayan Rıfat Kural. Orman İşletme Şefliği, Ağaçlandırma Şefliği, Müdür Yardımcılığı, Orman İşletme Müdürlüğü görevlerinden sonra, 1991 yılında OGM Başmüfettişliğine atandı. 12 sene Başmüfettiş, 2 yıl Teftiş Kurulu Başkan Yardımcılığı, Teftiş Kurulu Başkanlığı yaptıktan sonra Orman Genel Müdürü Danışman Başmüfettişi olarak çalışmakta iken emekli olmuştur. Rıfat KURAL’a yeni görevinde başarılar diler, Odamız ve Meslek Camiamıza hayırlı olmasını dileriz. TMMOB Orman Mühendisleri Odası Merkez Şubemiz Ankara 2. Mobilya Fuarına katıldı. Fuarda açılan standımıza ilk günden itibaren yoğun bir ilgi olmuş, birçok öğrenci ve çalışan mühendis meslektaşlarımız standımızı ziyaret ederek görüş ve önerilerini bizlerle paylaşmıştır. Fuarın Orman Endüstri Mühendisliği ve Ağaç İşleri Endüstri Mühendisliği açısından değerlendirildiği SONUÇ RAPORU yayınlanmıştır. Raporun tam metnine www.ormuh.org.tr adresinden ulaşabilirsiniz. VEFAT Y. SAVAŞ EMEK 20.01.2014, NEVZAT CEBECİ 27.01.2014, LÜTFİ TORCUK 05.02.2014, RASİM GÜRBÜZ 07.02.2014, HALİL BUHUR 18.02.2014, CEVAT GENÇ 01.03.2014, HÜSEYİN ÖZALP 10.03.2014, ALPTUĞ TEKELİ 23.03.2014, ALİ DEMİRCİ 29.03.2014, TEKİN YÜKSEL 30.03.2014 ve TURHAN KALYONCU 11.03.2014 tarihlerinde aramızdan ayrılmışlardır. Kendilerine rahmet, ailelerine ve meslektaşlarımıza başsağlığı dileriz. TMMOB Orman Mühendisleri Odası Genel Merkez Yönetimi 40 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ EKİM/KASIM/ARALIK 2013 U Dİ RTI M E A R R K K O İ F D I E İ U T D R M E A R R K K O İ U KR F D I KRE ART RMU K O İ U F D I M E T R R R O OR İ KA U K F D I M E T R R R KARTI F K O A F K MU EDİ ARTI R R K K O İ F D I E U T R M ED AR R R K K O İ F D I MU K E U T R K RM KAR O İ U F D I M E T R R R K O A Sayın Üyemiz, U I FO MKartı ile otomatik olarak EDİ K T R R R KARTI F K O A F K I İ aidatlarınızı Kredi ödeyebilirsiniz. U T RM RED K O F Dİ KAR I E U T R R K M R RE K O F Dİ KA I MU E U T R R K M A U FOR Dİ KFORMU I M E T R R R K KREDİ KARTI O A F K I TI FO RMU REDİ R K O A F K Dİ KART I İ U T D R KRE FORM Dİ KA I E U T R R K M A R K KR O F Dİ : T.C. KimlikK No. I E U T RMU R R M A R U - Kredi Kartı Cinsi : KREDİ K I FO MBanka T R R O A F K I İ U T IF Kredi Kartı Numarası M : ED T R R R K O A F K Dİ KAR I İ U T R Son Kullanma Tarihi : I FORM KAKartı KRED Dİ Kredi E U T R R : Oda Sicil No K M A K FOR Dİ K : I E U T R R M K Adı ORMU A R K O İ U TI F RM RED R K O : Soyadı A F K I İ U T D R TI RE R K Ev Adresi TI FORM : A K İ U REDİ KA D R KRE İ KA : FORM DSoyadı I E U T R R K M A R K Ev Adresi TI FO REDİ :: R K MU A R FORMU K O İ U Ev Telefonu F D I M E T R R K I FO İş Adresi İ KAR T :U D R M E A R R RT K K O İ A F K I İ U T : İş Telefonu RED D R E M A KR OR İK D E U : ARTI F Cep Telefonu R K M R K O İ U RTI F İ KAR KRED A D K E I FORM İ R U D K M E R Mühendisleri Odası'na ödemem KR geçmiş borçlarımın toplamı U FOOrman M I gereken olan R U T R O M F A R I K U T FO R M I A R ...................(............................................................... TÜRKLİRASI) D TL'nin, T K R O İ KREDİ F A I K E KR itibaren aylık Oda aidatlarımın ED(İ..................) taksitte ve .....R /....../201U ..... tarihinden KART R............ İ K D M E R U K O düzenli olarak yukarıda vermiş olduğum kredi kartımdan İ KA U çekilmesi için TI Fnumarasını D R M E A R R TI FORM K K O İ F D arz ederim. gerekli işlemlerin yapılmasını I KRE ART RMU K O İ U F D I M E T R R R K A RMU K O İ U F D RTI FO I M E T R R R K I FO İ KA U T D R Adı, Soyadı M E A R R K K O İ F RTI KRED MU EDİ K A R R K K O İ F D I E U T KR RM KARTarih, İmza O İ U F D I M E T R R R K O A RM K O İ U F D I M E T ARTI F R R R K O A U Dİ K RTI F M E A R R K K O İ F D I E İ U T D R M E A R R K K O İ U KR F D I KRE MU ART R K O İ U F D I M E T R R R O ORM İ KA U K F D I M E T R R R KARTI F K O A F K EDİ MU ARTI R R K K O İ F D I E U T R R M ED A R R K K O İ F D I MU K E U T KR RM KAR O İ U F D I M E T R R R K O A U FOR Dİ K I M E T R R R KARTI F K O A F K I İ RMU RED K O F Dİ KART I E U T R R K M R RED K O F Dİ KA I MU E U T R R K M U FOR Dİ KA I M E T R R R K O A F K I EDİ TI FO RMU R R K O İ KART A F K I İ U T D R KRE ORM F Dİ KA I E U T R R K M A R KR O F Dİ K I E U T RMU R R K M A R I FO MU EDİ K T R R R K O A F K I İ U T IF M ED T R R R K O A F K Dİ KAR I İ U T RM RED K O F Dİ KAR I E U T R R K M MU EDİ KA U KR TI FOR ................................................................................ ................................................................................ ................................................................................ ................................................................................ ................................................................................ ................................................................................ ................................................................................ ................................................................................ ................................................................................ ................................................................................ ................................................................................ ................................................................................ ................................................................................ ................................................................................ TMMOB ORMAN MÜHENDİSLERİ ODASI Beştepeler Mah. 31. Sok. No: 3 • Beştepe-Yenimahalle/ANKARA Tel: (0312) 215 00 33 pbx • Belgegeçer: (0312) 215 01 81 e-posta: [email protected] www.ormuh.org.tr
© Copyright 2024 Paperzz