SAĞLIKTA ADRES BAŞKENT SAYI 15 / İLKBAHAR 2014 Başkent Üniversitesi Hastanesi yayınıdır. Ayın Konusu: ÇOCUKLARDA DİŞ SAĞLIĞI TANI VE TEDAVİ BİRİMLERİ Acil Tıp Anestiziyoloji Ağrı Kliniği Aile Hekimliği Beyin ve Sinir Cerrahisi Çocuk Cerrahisi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dermatoloji Aşırı Terleme Tedavisi Botox Uygulaması Fototerapi Diş Hekimliği Endokrinoloji Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Ayaş Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi Gastroenteroloji Ülseratif Kolit & Crohn Hastalığı Merkezi Genel Cerrahi Yanık Polikliniği Göğüs Hastalıkları Sigara Bırakma Kliniği Uyku Laboratuarı Hematoloji Kemik İliği Nakil Ünitesi Kalp Damar Cerrahisi Göz Hastalıkları Kadın Hastalıkları ve Doğum Tüp Bebek Kardiyoloji Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Nörotoloji Polikliniği Nefroloji Yapracık Geriatri ve Psikososyal Rehabilitasyon Merkezi Yenikent Diyaliz Nöroloji Nükleer Tıp Ortopedi ve Travmatoloji Patoloji Plastik ve Rekonsrüktif Cerrahisi Psikiyatri Romatoloji Radyodiagnostik Tıbbi Genetik Tıbbi Onkoloji Üroloji Taş Kırma Kliniği Ürodinami Laboratuarı İÇİNDEKİLER 04 08 14 18 22 26 30 34 38 SAĞLIKTA ADRES BAŞKENT Sağlık ve Magazin Dergisi EDİTÖRDEN Sahibi Başkent Üniversitesi Hastanesi Adına Başhekim Prof. Dr. Ali HABERAL Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Melek ALKAN ÇAKMAK Tasarım Uygulama Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı Sağlık Birimleri Bölümü Baskı İvedik Organize Sanayi Bölgesi 1354. Cadde Fora İş Merkezi No: 138/3 Yenimahalle / ANKARA Tel: (0312) 394 83 94 Yayın Türü Yerel Süreli Yayın Baskı Tarihi Merhaba sevgili okurlarımız, Sizlere ilk merhaba deyişimizin üzerinden tam 3 yıl geçti. O yüzden bu sayı bizim için aslında biraz daha önemli. Bu süreçte değişmeyen tek şey, derginin ilk sayısını çıkarırken hissettiğimiz heyecanın hala devam etmesi. Derginin sayıları arttıkça bu heyecana biraz da korku ekleniyor aslında. Sizler tarafından okunur olmayı sağlamak ve bunu devam ettirebilmek korkuyla birlikte, dergiyi yayına hazırlayan ekip için itici bir güç oluşturuyor. Hiç reklam almadan yoluna devam eden dergimize abone olma talebiyle bizlere ulaşmanız, internet üzerinden derginin okunma oranlarını görmek doğru yolda olduğumuzun sinyallerini veriyor. Henüz yolun başında olduğumuzun farkındalığıyla, beklenti ve önerilerinizle kendimizi geliştirmek, zenginleştirmek ve içeriğimizi daha da genişletebilmek için yeni projeler ve fikirlerin peşindeyiz. Amacımız; bilgilendirme odaklı hazırladığımız konuları keyifle okuyacağınız bir dille yayına hazırlayan sağlık ve magazin dergisi olabilmek. Bir sonraki sayımızda buluşabilmek dileğiyle sağlıkla kalın... 24.02.2014 İdare Adresi Mareşal Fevzi Çakmak Caddesi 10. Sokak, No: 45 Bahçelievler / ANKARA Tel: (0312) 212 68 68 Faks: (0312) 223 73 33 www.baskent-ank.edu.tr Melek ALKAN ÇAKMAK ÇOCUKLARDA DİŞ SAĞLIĞI 4 Prof. Dr. Sevi Burçak ÇEHRELİ Başkent Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Pedodonti ABD Pedodonti, bilinen adıyla “Çocuk dişhe- ”Bir çocuğu, ağzında çürük görül- yöz hastalık” olarak tanımlanmaktadır. kimliği” bebek, çocuk ve adölesanların mesi açısından yüksek risk grubu- Diğer bir değişle, doğru bir ağız bakımı ağız ve diş sağlığı ile ilgilenen dişhekim- na sokan sebepler arasında ço- ve çürük yapıcı gıdalardan uzak bir di- liği uzmanlık alanıdır. Bebek çocuk ve cuğun özel bakım ihtiyacı olan bir yet eşliğinde, dişhekimi kontrolündeki adölesanlarda en sık rastlanan ağız-diş birey olması (Örn: mental motor bir çocuğun çürüksüz bir ağza sahip retardasyon, Serebral Palsi vb), an- yetişkin bir birey haline gelmesi müm- nesinde çok sayıda diş çürüğü bu- kündür. sağlığı sorunu diş çürüğüdür. Bunu takip eden sorunlar arasında sırasıyla diş yaralanmaları, dişler sürerken yaşanan sorunlar ve dişeti hastalıkları gelmektedir. Sıklıkla olmasa da çocuklarda ağız mukozasını ya da çene kemiğini ilgilendiren iyi ya da kötü huylu kistler de bildirilen şikayetler arasındadır. lunması, gece anne sütü, meme ya da biberon emiyor olması, ailenin geç doğan bebeklerinden olması, premature ve/veya düşük doğum ağırlıklı olarak dünyaya gelmiş olması ve ailede düşük sosyoekonomik durum varlığı sıralanabilir.” BEBEK, ÇOCUK VE YETİŞKİNLERDE DİŞ ÇÜRÜĞÜ Ülkemiz ve dünya çoçuklarında “diş çürüğü”, alerjik astımdan sonra en sık görülen sağlık sorunu olarak bildirilmiştir. Bu sorunun sık görülmesinin altında yatan temel faktörlerin ilk sıralarında; ağız bakımı eksikliği, konuya ilişkin bilinç oluşturulamaması, sosyoekonomik nedenler ve ebeveynlerin ağız sağlığı yer almaktadır. Gelişmekte olan ve az gelişmiş toplumlarda daha belirgin olmak üzere, diş çürüğü, çocukların büyüme gelişimi ve okul yaşamına ilişkin ciddi tehditler oluşturabilmektedir. Diş çürüğü olan Çürüksüz bir ağıza sahip olması için bebeğin ilk dişinin çıkmasının ardından 6. ayda ya da 1 yaşına geldiğinde bir çocuk diş hekimine götürülmesi, ebeveynlerin diş çıkarılması ve ağız bakımına ilişkin bilgileri alması gerekmektedir. Bu ilk muayene ile birlikte amaç; annebabalara, ağız sağlığının genel sağılığın bir parçası olduğu farkındalığını bebeklerinin dişlerinde çürük oluşmadan kazandırmaktır. bebek ve çocuklar ağrıya bağlı beslen- İlk muayeneyi takip eden zamanlarda me yetersizliği ve büyüme hormonunun herhangi bir tedaviye ihtiyacı olmayan yoğunlukla salgılandığı gece uykusun- çocukların dahi 6 ayda bir rutin dişhe- daki eksiklikler nedeniyle yaşıtlarından kimi kontrolünden geçmeleri tavsiye az gelişebilmektedir. Buna ek olarak, edilmektedir. Bu konu yalnız çocuk diş- diş tedavileri okul yaşamını aksatmak- hekimliği açısından değil, günümüzde ta ve aileye maddi olarak ilave yük ge- ağız kanserlerinin sık görülmeye baş- tirmektedir. Oysa diş çürüğü temelde landığı yetişkin hasta grubu açısından “önlenebilen, çok faktörlü bir enfeksi- da oldukça önemlidir. Çocuklarda rutin 5 “ Bebeklerde ilk dişler yaklaşık olarak doğumu takiben 6. ayda çıkmaktadır. İlk dişin çıkma zamanı bebeğin gelişimine ve cinsiyetine göre farklılık gösterebilmektedir. Ebeveynler henüz ilk diş çıkmamış bile olsa, bebeklerinin ağız ortamının çürük yapıcı mikrooganizmalar tarafından işgal edilmemesine özen göstermelidir. “ kontroller sırasında “diş ojesi” olarak bi- bakımını sağlayan kişiden ya da ailenin dişler çıktıktan sonra da diş çürüğüne linen, dişlere yüzeysel olarak uygulanan diger bireylerinden bebeğe geçebilir. çok sık rastlanmaktadır. florür yada dişlerin çiğneyici yüzeyleri- Bu nedenle bebeği dudak ve çevre- ni örten fissür örtücü uygulamaları gibi sinden öpmemek, mamaların tad ya koruyucu tedaviler de yapılmaktadır. da ısısını kontrol ettikten sonra kaşığı Bebeklerde ilk dişler yaklaşık olarak değiştirerek bebeği beslemek son de- doğumu takiben 6. ayda çıkmaktadır. rece önemlidir. Kendi ağızlarında çürük İlk dişin çıkma zamanı bebeğin gelişi- bulunan ebeveynler acilen dişhekimi- mine ve cinsiyetine göre farklılık göste- ne başvurmalı, tedavilerini yaptırdıktan rebilmektedir. Ebeveynler henüz ilk diş sonra ağız bakımlarının yanında klor- çıkmamış bile olsa, bebeklerinin ağız heksidinli gargara kullanarak ağızların- ortamının çürük yapıcı mikrooganizma- daki mikroorganizma sayısını azaltma- lar tarafından işgal edilmemesine özen lıdırlar. Unutulmamalıdır ki, çürük yapıcı göstermelidir. Araştırmalar, bebeklerin mikroorganizma ile ne kadar erken en- özellikle 1,5-2,5 yaş aralığında çürük fekte olunursa diş çürüğü o kadar hızlı, Yenidoğanın dişetleri yumuşak bir bezle yapıcı enfekte şiddetli ve yıkıcı bir etki göstermektedir. ya da nemli tülbent ile her gün silinerek olma riskinin çok yüksek olduğunu Ek olarak çürük yapıcı mikroorganizma temizlenmelidir. Dişler sürdükten sonra bildirmektedir. Bu mikroorganizmalar ile erken enfekte olan bireylerde yalnız da çocuklarda ağız temizliği ısrarlı bir tükürük vasıtasıyla anneden, bebeğin süt dişlenme döneminde değil, daimi şekilde yapılmalıdır. İki yaşından küçük 6 mikroorganizmalarla Çürüğün önlenmesi, patolojik ve koruyucu faktörler arasındaki dengenin korunmasına bağlıdır. Patolojik faktörler karyojenik (çürük yapıcı) mikroorganizmalar ve fermente olabilen karbohidratlardır (örn.şeker ve nişastanın birarada bulunduğu gıdalar). Koruyucu faktörlerin en önemlisi ise düzenli ağız bakımı ve florürlü diş macunu kullanımıdır. Oral hijyen, yani ağız bakımı uygulamalarına doğumdan hemen sonra başlanmalıdır. çocuklarda diş temizliği özel tasarla- göstermekte, bazen de dişlerdeki en- çıkmaz pediatriste danışılarak bebek nan parmak fırçaları ve florür içerme- feksiyonlar yüze yansıyan şişlikler oluş- her ağladıgında emzirme ve memede yen diş macunları yardımı ile yapılır. turabilmektedir uyutma bırakılmalı ve oral hijyen uygu- 20 adet süt dişinin tamamının çıkması yaklaşık olarak 30 aylıkken tamamlanmaktadır. Çocuklarda 2 yaşından itibaren diş temizliği küçük başlıklı bir diş fırçasına sürüntü şeklinde uygulanan florürlü çocuk diş macunları ile yapılmalıdır. 3 yaşından sonra ya da çocuk tükürmeyi öğrenildiğinde mercimek büyüklüğünde diş macunu kullanılabilir. Ebeveynlerin bu konuda ısrarcı olmaları ve kontrolü elden bırakmamaları gereklidir. 8 yaşından önce el yeteneği yeteri kadar gelişmediğinden bu yaş grubundaki çocuklarda ağız temizliğini günde iki kez ebeveynleri yapmalıdır. Ebeveynlere düşen bir diğer görev de karyojenik (çürük yapıcı) gıdaların tü- Eski adıyla “biberon çürüğü” olarak bilinen erken çoculuk çağı çürüğü (EÇÇ) dişler çıkar çıkmaz dişlerin düz yüzeylerinde başlayan agresif ve hızlı ilerleyen çürük tipidir. EÇÇ 6 yaşından küçük bir çocukta bir ya da daha fazla çürük, çekilmiş ya da restorasyonlu diş varlığı olarak tanımlanır. EÇÇ her lamaları başlatılmalıdır. Biberon yada damlatmayan bardaklardan karyojenik içeçek emilerek uykuya dalma Erken Çocukluk Çağı Çürüğünün en önemli sebeplerindendir. 1 yaş civarında biberon kullanımından vazgeçilmeli, bebekler özellikle öğün sırasında bebek bardağından içmeye teşvik edilmelidir. çocuğu etkileyebilmekle birlikte şekerli Çürük lezyonlarının erken dönemde gıda tüketenler ve anneleri düşük sos- teşhisi bebek ve çocuklarda diş teda- yoekonomik seviyeye sahip çocuklar vilerini kolaylaştırır. 3 yaşından küçük yaklaşık 30 kat fazla risk altındadırlar. çocuklarda çok sayıda çürük lezyonu Ebeveynler, çocukları fermente olabi- varlığında diş tedavileri sedasyon ya da len karbohidrat içeren sıvılarla uykuya genel anestezi altında yapılması gere- yatırmamaları (mama, bisküvili süt vb) kebilmektedir. konusunda uyarılmalıdır. İlk diş çıkar ketimini (şeker, çikolata gazlı içeçek ve abur cuburlar)kısıtlamaktır. Bu tip gıdalara maruz kalınması, ağız ortamını 30 dk boyunca asidik hale getirmektedir. Bu gıdaların alınmasının önüne geçilemiyor ise en azından yemekten sonra alınmaları ve takiben ağız temizliğinin en azından bir bardak su ile yapılması sağlanmalıdır. Bebek ve çocuklarda başlangıç düzeyindeki çürüğün teşhisi sıklıkla görsel olarak ve el aletleri kullanılarak yapılan ağız muayenesinde gerçekleşmektedir. Yeni başlayan çürük lezyonları genellikle üst çene ön bölgede yer alan keser dişlerden başlamakta ve lezyonlar beyaz renkli olduklarından velilerin dikkatinden kaçmaktadır. Dişlerin ara yüzlerindeki çürüklerin teşhis edilmesinde radyograflardan yararlanılır. İlerlemiş çürük leyzonları ise gıda alımıyla ya da spontan başlayan ağrılar ile kendini 7 YANIKLAR “Yüksek ısı, elektrik gibi fiziksel etkenler veya kimyasal etkiler sonucu deri bütünlüğünün bozulması yanık olarak isimlendirilir. Yanıkların oluşması çeşitli nedenler bağlı olarak ortaya çıkar. Bu nedenler arasında sıcak sıvılarla veya buharla haşlanma, alev yanıkları, patlamaların oluşturduğu ısı dalgalarıyla oluşan (flaş) yanıklar, sıcak metal, plastik cam gibi maddelerle temas sonucu oluşan yanıklar ve elektrik ve kimyasallar gibi özel yanık nedenleri sayılabilir. “ 8 Doç. Dr. A. Ebru ABALI Başkent Üniversitesi Yanık, Yangın ve Doğal Afetler Enstitüsü Ankara Yanık Merkezi Hepimizin bir şekilde deneyimlediği ya- En sık rastlanan yanık nedeni haşlanma sar ve solunum yollarını etkiler. Aksine, nıklar öncelikle cildimizin maruz kaldığı yanıklarıdır. Sıcak su, çay, çorba, süt, sıcak eşya ile temas yanıkları genellikle bir travmadır. Derinin insan organizma- kırsal kesimde yapılan salça, pekmez, dar alanları kapsar. Ancak temas edi- sındaki en büyük hacimli organ oldu- peynir suları önemli haşlanma nedenle- len malzemenin ısısına göre derin olma ğunu (erişkinde yaklaşık 1,2- 2,3 m2) ridir. Kimi zaman sıçrama tarzında kimi eğilimi yüksektir. En çok elleri etkiler. zamansa kişinin üzerine bocalanma Sıklıkla ütü, fırın, tepsi, soba gibi ev eş- şeklinde olabilir. Ülkemizde çocuklar- yaları ve sanayi işindeki sıcak metallere da sık görülen bir yanma şekli de sıcak dokunmakla karşımıza çıkar. Elektrik süt, pekmez vb. dolu kazanların ve yanıkları şehir hattındaki 220 volt gibi tencerelerin içine düşmek şeklindedir. düşük voltajlı elektrikten kaynaklanabi- Böyle olgular yaşamı tehdit eden yanık- leceği gibi yerleşim yerlerinden geçen lara neden olabilir. Alev yanıkları ikinci yüksek gerilim hatlarından da kaynak- sırada gelmektedir. Alev yanıkları büyük lanabilir. Elektrik travmasında, kendine faciaların eksik olmayan bir sonucudur özgü ağır sorunlar nedeniyle, yaşamsal ve beraberinde duman solumaya bağlı tehlike fazlasıyla yüksektir. Kimyasal düzenlenmesindeki önemli rolü, do- zehirlenmeler ve solunum sistemi ya- yanıklar ise temizlikte kullanılan asidik kunma, basınç, ağrı, kaşınma gibi du- nıkları görülme sıklığı yüksektir. Sıklık- ve alkali maddeler başta olmak üzere yusal işlevleri, bağışıklık sistemimizdeki la yaşamı tehdit edebilir. Flaş yanıkları birçok kimyasalla oluşabilir ve bu yanık- etkileri ve vitamin D üretimindeki etkin LPG, ev tipi tüp patlaması gibi olaylar- lar ilk anda göründüğünden daha ağır görevi sayılabilir. da meydana gelir. Geniş alanları kap- seyredebilir. düşünecek olursak, bu organın yanıkla bütünlüğünün bozulmasının önemli yaşamsal sonuçları olabileceğini tahmin etmek güç olmayacaktır. Ağır yanıkla birlikte derinin önemli işlevlerini yerine getirememesi söz konusudur. Bu görevler arasında derinin organizmamızın ışık, bakteri ve travmalara karşı koruyucu bariyer olması, vücut ısımızın 9 “ Yanık şiddetinin değerlendirilmesinde vücut yüzeyindeki yanmış alanın genişliği ve bu alandaki yanıkların derinliği fikir veren iki önemli kriterdir. Hastanın daha önceden sahip olduğu hastalık ve ek travmalar, duman solumuş olması, ısı kaynağının sıcaklığı ve temas süresi de göz önüne alınan diğer kritelerdir. Ayrıca hayati tehlikenin varlığı yanında, kişinin “ yaşı, olay sırasında yaşadığı sosyal çevre, olayın kaza mı ististar mı ol- duğu, bireyin tedavi sonrası yaşam kalitesini etkileyecek bölgelerinin (baş, boyun, el, ayak, genital bölge vb) yanmış olması da göz önüne alınır. MARUZ KALDIĞIMIZ YANIK Yanık derinliği değerlendirilirken yanan kırmızı, kuru ve acı vericidir ve 3 ila 6 TRAVMASININ cildin derin tabaklarının ne kadar etki- gün içerisinde iz bırakmadan iyileşir. lendiği gözlemlenir. Bu amaçla yapılmış Güneş yanıklarının büyük çoğunluğu olan sınıflandırmalardan birisi halk ara- bu sınıfa girer. 1. Derece yanıklar iz bı- sında da çok kullanılan derecelendirme rakmazlar, yüzeyel 2. derece yanıklar sistemidir. Bu sınıflandırmada yanık de- ciltten koyu veya açık renkli leke şeklin- rinliğinden birinci, ikinci, üçüncü ve dör- de izler bırakabilirler. Güneşten korun- düncü derece olarak söz edilir. mak bu lekelerin azaltılması ve önlen- ŞİDDETİ NASIL BELİRLENİR? Yanık nedeni ne olursa olsun yanan hastalar için olay yeri ekipleri, acil servisler ve yanık merkezlerinde yaşamsal ve işlevsel önemi olan bazı kriterler göz önüne alınarak değerlendirme yapılır. mesi için en önemli tedbirdir. Bu sayede travmanın ‘büyük’ ‘orta derecede’ veya ‘küçük’ yanık mı olduğu- Birinci derece yanıklar (epidermal İkinci derece yanıklar, (dermis ve na karar verilmektedir. Küçük yanıklar yanık) yüzeyseldir. Derinin epidermis epidermisi kapsayan yanıklar) derinin genellikle ayaktan tedavi edilir. Orta de- denilen en üst tabakasını etkilerler. derin tabakası olan dermisin bir kıs- recede yanıklar yanık merkezi olmasa Doku hasarı minimaldir, hasar epider- mını da etkiler. Doku hasarı 1. Derece da hastanelerdeki yanık yataklarında mis ile sınırlıdır, deri kırmızıdır, basınç yanıklardan fazladır, ödem, bül ve ağrı yatırılarak da tedavi görebilir ama ağır uygulandığında soluklaşır. Ödem olu- mevcuttur, pansumanlarla 2-3 hafta- olan yanık travmaları yanık merkezleri- şabilir ve genellikle deride bül dediğimiz da iyileşir. Dermisin 2/3ünden fazlasını ne sevk edilmesi gereklidir. su toplanması söz konusu olmaz. Yara etkileyen 2. derece yanıklar kalıcı iz ve 10 işlev kayıplarına neden olabilir. Bu ne- kömürleşmiş siyah arasında olabilir. ve/veya ilerlemesinin sınırlandırılma- denle kimi zaman cerrahi tedavi yön- Cerrahi tedavi yöntemlerine ihtiyaç var- sı mümkündür. Ancak düzenli doktor temlerine başvurulur. dır. İyileşme süreci uzun sürer, ve kalıcı kontrolünde olmak gerekir. Yanık ya- izler ve işlev bozuklukları bırakması söz ralarının iyileşme sürecinin ömür boyu konusudur. sürdüğü ancak görünür kısmının ilk iki Üçüncü derece yanıklar, derinin tamamını (tüm katmanlarını) etkileyen yılda yanıklardır. Epidermis ve dermis tamamen yanmıştır. Derin 2. derece, 3. derece, ve 4. dere- Dördüncü derece yanıklar ise deri ce yanıklar skar dediğimiz cilt dokusun- ve deri altındaki dokunun tamamına dan farklı ve düzensiz bir görünümlü iz- hatta tendonlara, sinirlere, kaslara veya ler bırakır. Derin 2. derece ve 3. derece kemiklere kadar ilerleyen zedelenme- yanıklarda kimi zaman karşımıza çıkan yi tarif etmektedir. Deri sert ve kalın bir hipertrofik skar dediğimiz aşırı iyileşme tabak halinde karşımıza çıkabilir, karar- durumu skarın aşırı artmasıyla meyda- mış, kömürleşmiş gibi görünebilir ya da na gelir. Bu aşırı iyileşme durumu yara- saydam beyaz bir hal almış, alttaki da- larda kabarmalar ve kızarıklıkla seyre- marlar görünür olabilir. His kalmamıştır. der, zaman içinde el, kol, bacaklar ve Dolayısıyla ağrı beklenmez ama hasta ayaklarda hareket kısıtlılığına yol açan ağrıdan şikayetçi olabilir. Bunun ne- ‘kontraktür’ dediğimiz aşırı sertleşme deni çevredeki dokulardaki 2. derece ve açılanma ile işlev bozukluklarına yanıklardır. Yaralar mumsu beyazdan, neden olabilir. Bu durumun önlenmesi tamamlanacağı unutulmamalı, deri bakımı, iz ve işlevsel tedavilerin başarılı olması için bu süre zarfında kontrollere düzenli gidilmeli ve doktor ve fizyoterapist önerileri disiplinli bir şekilde yerine getirilmelidir. Derinlik genişlik ve diğer kriterlerle yapılan değerlendirme sonucu hastanın tedavi süreci planlanmaktadır. Yanıkla ilgili deneyimlerini anlatan hastalardan duymaya alıştığımız cümle ‘herşey bir anda oluverdi’dir. Bu nedenledir ki olay yerinde yanık hastasıyla ilk karşılaşan sağlık personeli yukarıda 11 belirtilen ayrıntılı incelemeye başlama- nin durdurulması mümkündür. Bu süre ağır yanıklara neden olabilir. Sıvı kim- dan önce yanık olayının bir travma ola- 20 dakikayı geçmemelidir. Sıcak sıvı yasallarda ise tam tersi bir durum söz yı olduğu bilinciyle değerlendirmesini yanıklarında ıslanan giysiler çıkartılması, konusudur. Kurtarıcının kendi ellerini alev yanıklarında kazazedenin açık ha- koruyarak kazazedenin giysilerini uzak- vaya alınması, alevler içindeki kişiyi yere laştırması, doğrudan suyla, ağrı dinene yatırarak, su varsa su ile yoksa batta- kadar (60 dakika’ya kadar sürebilir) yı- niye ceket gibi malzemelerle söndürül- kaması önerilir. Ayrıca yanık nedeni ne mesi önerilir. Mümkünse olay yerindeki olursa olsun küpe, kolye, halhal, yüzük yangının söndürülmesi de olayın büyü- ve saat gibi takıların uzaklaştırılması bo- mesini önler. Ama yangın tüpleri insan- yun, kol, kulak ayak bileği gibi bölge- ların üzerinde kullanılmamalıdır. Elektrik lerdeki yanıklarda dolaşımın korunması yanıklarında elektrik akımı durdurulduk- için önemlidir. yapmakta ve daha geniş ve hızlı bir yaşamsal bakış açısıyla ilk müdahaleye başlamaktadır. “Sağlık personeli olay yerine ulaşmadan önce, olay yerinde bulunan kişilerin ilk yapması gereken iş, kazazedenin yanığa neden olan ısı kaynağından uzaklaştırılması ve yanmanın söndürülmesi olmalıdır.” tan sonra kazazede kaynaktan uzaklaştırılır. Elektrik akımı durdrulmadan kazazedeye dokunmanın kurtarıcının Sıkça başvurulan bazı yanlış ilk yardım da kazazede olmasına neden olacağı çabaları ise faydadan çok zararı olan unutulmamalıdır. Kimyasal yanıklarda, çabalardır ve kesinlikle önerilmez. En kuru kireç gibi kuru kimyasallar varsa önemli yanlış, kazazedenin yanık dışın- Örneğin küçük haşlanma yanıklarında giysiler önce fırçalanmalı, su ile temas yanan bölgenin 5-10 dakika akan çeş- etmeden önce çıkartılmalıdır. Suyla me suyuna tutulması ile yanma süreci- temas kuru kimyasalları aktifleştirip da başka önemli yaralanmalarının dikkatten kaçmasıdır. Örneğin dramatik görüntüdeki yanık yarasıyla ilgilenirken ağız ve burnu tıkanmış olan kazazedenin hava alması, soluması gibi işlevlerini yerine getiremediği gözden kaçabilir. Küçük yanıklarda evde kendi başımıza bulduğumuz çözümler genellikle zararlıdır. Çeşme suyu dışında yaraya değişik maddeler sürmek, (buz, diş macunu, yoğurt, ayakkabı boyası, bal, yumurta, yağ, tütün, dondurma, lokal anestetik kremler gibi) yanlıştır. Suyla muamele süresini gereğinden uzun tutmak ve hastayı soğukta bekletmek de ısı ve sıvı kaybına neden olur. Yanık deneyiminden korumak için alınacak basit tedbirler riskleri azaltacak- 12 tır: Örneğin; tutuşması zor pamuklu ve yanık merkezleri faaliyet göstermekte iletişim halindedir. Görülen ihtiyaç üzeri- yünlü giysileri tercih etmek, sentetik ve bu merkezler Adana (1997) Konya ne üniversite bünyesinde bir ilk-yardım kumaşlardan uzak durmak, ateş ve ısı (2003) ve Ankara (2003) olmak üze- egitimi program da kurulmuştur. Bu kaynaklarından çocuklardan uzak tut- re Türkiye’nin 3 farklı şehrinde hizmet programla genel ilkyardım ve yanıklar- mak ( sıcak tencere, demlik, su ısıtıcıla- vermektedir. Bugünlerde yeni tıbbi ge- da ilk yardım konusunda halka düzenli rı, kibrit, çakmak, ütü, soba), soba veya lişmelere ayak uydurmak amacıyla fizik eğitim olanakları sunulmaktadır. mangal yakmak için tiner veya benzeri koşullarını modernleştirme çalışmaları tutuşturucular kullanmamak, yüksek devam eden bu kurumlarda uzman gerilim hatlarından uzak durmak bu genel cerrahlar, çocuk cerrahları, plas- tedbirlerden bazılarıdır. tik cerrahlar, anestezistler, beslenme uzmanları, fizyoterapistler, hemşireler ve sağlık teknisyenleri bir ekip ruhu Bireysel tedbirler dışında toplum ola- içerisinde çalışmaktadır. Her üç mer- rak yaşam alanlarımızı güvenli yerler kez hastalara daha faydalı olabilmek olarak düzenlemek ve korunma bilin- için kendi aralarında da sürekli olarak cimizi arttırmak yönündeki eğitimlere iletişim halindedir. Başkent Üniversitesi toplumca hız vermek ve topyekün bir Yanık ve Yangın Afetleri Enstitüsü bün- mücadele içinde olmak da şarttır. Bu yesinde, hasta tedavi hizmeti dışında bilinçle çalışmalarını sürdüren Başkent klinik ve deneysel araştırmalar da yapıl- Üniversitesi kuruluşundan bu yana Tür- maktadır. Enstitünün hedefleri arasında kiye’deki modern yanık tedavisinin li- yanık konusunda bilimsel toplantılar derlerinden olmaya devam etmektedir: düzenleyerek konusunda uzman he- Başkent Üniversitesi Yanık ve Yangın kimleri gerek Türkiyeden, gerekse Or- Afetleri Enstitüsü 2000 yılında Prof Dr tadoğu ve Akdeniz ülkelerinden bir ara- Mehmet Haberal tarafından kurulmuş- ya getirmek de yer alır. Ayrıca ülkedeki tur. Şu anda bu enstitüye bağlı olarak diğer yanık tedavi merkezleri ile sürekli Sonuç olarak saniyeler içinde gelişen bir durum olan yanıkların kimi zaman ölümle sonuçlanması, kimi zamansa insanın tüm yaşamını değiştirecek ağırlıkta sakatlıklara yol açması çok üzücü bir durumdur. Sadece kazazede için değil ailesi, çevresi, yaşadığı toplum için de üstesinden gelinmesi gereken ciddi sorunlar demektir. Bu sorunların önlenmesi ve çözülmesinde ihtiyacımız olanlar sadece dikkat, bilgi ve toplumsal bilinçtir. 13 MEME ESTETİĞİ 14 Doç. Dr. A. Çağrı UYSAL Başkent Üniversitesi Hastanesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi ABD MEME BÜYÜTME Kadınlarda, meme küçüklüğü birçok nedenden ötürü olmakla birlikte genetik yatkınlık esastır. Bu noktada belirtilmelidir ki, bir meme ne kadar küçük olursa olsun, doğurganlık ve emzirme sırasında hormonlar aracılığı ile büyüyecek ve sağlık açısından kusur teşkil etmeyecektir. Bu noktada meme küçüklüğünün sağlık nedenlerinden ziyade psikolojik nedenler ile tedavi edildiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Bireyin kararı ve tercihi meme büyütme ameliyatı için en önemli göstergedir. memede kanseri tetikleyeceği endişe- devam etmektedir. Günümüzde bu te- si, vücudun başka bölgelerinden alınan davi yöntemi sağlık bakanlığı tarafından yağlar ile meme büyütme ameliyatlarını özel izinler ve deneme tedavileri dışında 2000’li yıllara kadar ertelemiştir. Alınan yasaklanmıştır. Kontrol ve kayıt dışında yağların enjeksiyonu sonrası erimesi yapmaya çalışanlar mevcuttur. ve istenilen hacimde tutulamaması da bu yöntemin uzun yıllar uygulanmamasına yol açmıştır. Peki neden son dönemlerde vücuttan alınan yağlar ile meme büyütme tekrar gündeme gelmiştir. En önemli nokta görüntüleme yöntemlerindeki gelişmelerdir. Yapılan çalışmalar yağ enjeksiyonları ile meme büyütme sonrasında memede oluşabilecek değişiklikler ile kanser gelişiminin ayrımında günümüz görüntüleme Meme büyütme ameliyatlarında silikon implant uygulamaları tüm dünyada güvenli bir şekilde uygulamaktadır. Öncelikle silikonun güvenirliliği önemlidir. Silikon implant, içinde meme kıvamını yansıtacak silikon jel bulunan silikon kılıf ile çevrelendirilmiş değişik boyutlarda üretilmiş güvenliği tüm dünya sağlık bakanlıkları ve üretim standardizasyon kurumları tarafından kontrol edilmekte olan maddelerdir. Bu noktada ömür Yağ enjeksiyonları ile meme büyütme (radyolojik) yöntemlerinin etkili olduğu- yüzyıl öncesine dayanmaktadır. Karın nu belirtmektedir. Kök hücreler üzerine bölgesinden alınan yağların memede yapılan yoğun çalışmalar da vücudun oluşmuş şekil bozukluklarına aktarımı başka bölgesinden alınan yağların kök ile güzel sonuçlar elde edilmiştir. An- hücreler ile zenginleştirilerek meme bü- cak özellikle meme kanserinin artması yütmede kullanılmasının memede iste- Silikon implant ameliyatlarında ve erken teşhisin önemi nedeni ile yağ nilen şekli sağlamada etkili olduğunu lant boyut seçimine hasta ve doktor enjeksiyonları sonrasında memede olu- göstermektedir. Ancak kök hücrelerin arasında konuşularak karar verilmelidir. şan değişikliklerin kanser ile ayrımının memede kanser gelişimine neden olup Hastanın kafasındaki boyuta ek olarak yapılamaması ve yağ enjeksiyonlarının olmadığı konusunda çalışmalar halen bedene uygun implant seçimi doktor boyu kullanılacak olan bu implantların seçimi gerek plastik cerrah gerekse hasta açısından önemlidir. imp- 15 tarafından hastaya anlatılarak gerekirse tirilebilmesinden kaynaklanmaktadır. gösterilerek tarif edilmektedir. Yapılan Ancak doğal meme kıvamı ve görünü- ölçümler ile hastanın ameliyat sonrası mü veren silikon implantların 4.5-5 cm oluşacak yeni meme ve sütyen boyutu kesiler ile yerleştirilmesi gerekmektedir. ameliyat öncesi kararlaştırılabilmekte- Böyle durumlarda da koltuk altı kesiler MEME KÜÇÜLTME dir. Günümüzde değişik silikon meme kolsuz kıyafet giyildiği her anda görüle- Meme büyüklüğü her ne kadar arzu edi- implant tipleri mevcuttur. Genel olarak bilmektedir. Meme başından yapılacak len bir durum da olsa, memenin beden sınıflandırılırsa, “yuvarlak (round)” ve kesilerde meme başı büyüklüğü önem- ölçülerine göre büyük olması da so- “damla (anatomik)” olarak ikiye ayrıl- lidir ayrıca izin görünürlüğü daha yük- runlar doğurmaktdır. Büyük memelerin maktadır. Yüzeyde bulunan silikon kılı- sektir. Meme altı kesilerde doğal olarak sadece psikolojik sorunlar değil fizyo- fın şekline göre “düzgün (smooth)” ve bulunan katlantı kullanıldığı için uzun lojik sorunlar yarattığı da bilinmektedir. “pürtüklü (textured) olarak nitelendiril- dönemde daha kabul edilebilir sonuçlar Boyun ve sırt ağrıları, meme altı kaşıntı, mektedir. Silikon kılıfın içerdiği silikon jel elde edilmektedir. kızarıklık vs. gibi cilt rahatsızlıkları, spor nebilen hastaların ameliyat sonrası bir iki gün dışında ağrıları olmaz. miktarına göre de “düşük (low)”, “orta yapmakta zorluk başlıca sağlık sorun- (moderate)” ve “yüksek (high)” profil larıdır. Memenin küçültülerek normal olarak sınıflandırılmaktadır. Hasta bazlı seçim yapılmakla birlikte özellikle düzgün (smooth) yüzeyli implantların kullanımı her geçen gün azalmaktadır. Silikon implantların yerleştirilme planları meme altı ve kas altı olarak değişmektedir. Özellikle meme dokusu bulunan hastalarda meme altı tercih edilebilmekle birlikte kas altı uygulamalar meme üst kutbunun şeklini daha doğal olarak yansıtmaktadır. Bu noktada hastanın gögüs kafesinin şekli, spor yapmış olup olmaması da seçimde etkili olmaktadır. “Özellikle genç evlenmemiş bayanların son zamanlarda sık- ça düşündüğü meme büyütme ameliyatlarında en önemli soru boyutlarına getirilmesi bireyi fiziksel ve psikolojik olarak rahatlatacaktır. çocuk emzirme olarak karşımı- Meme büyüklüğünde iki nokta önem- meme implant ameliyatları son- memenin büyüklüğü. Meme büyük kaygısı yaşamaktadırlar. Yapı- altında aşağıda anlatacağımız meme veya konmakta, Meme büyüklüğünde memeyi iki ele- ta, özellikle süt kanallarına hiç olacaktır. Memenin cildi ve memenin le emzirme konusunda hiçbir riğini küçültmeden memenin boyutu- dır. “ noktada dünyanın hiçbiryerinde iz ol- za çıkmaktadır. Hastalar silikon lidir. Birincisi sarkık meme, ikincisi rası emzirme de sorun olacağı olmaksızın sarkık ise sarkık meme adı lan ameliyat ile implant meme dikleştirme ameliyatı gerekmektedir. meme bütünlüğü bozulmamak- mana ayırarak anlatmak daha doğru dokunulmamaktadır. Bu neden- içeriği. Meme cildini ve memenin içe- problem ile karşılaşılmamakta- nu değiştirmek mümkün değildir. Bu kas altına İmplantın hangi kesi ile yerleştirilece- maksızın meme küçültme gerçekleştirilememektedir. Memenin büyüklüğüne ği konusunda alternatifler mevcuttur. Meme büyütme ameliyatı genel anes- ve bireyin durumuna göre, meme başı Meme başı çevresi, meme altı katlantı, tezi altında yapılmaktadır. Bir saatlik bir çevresi, altı veya ters T adını verdiğimiz koltuk altı üç ana bölgedir. Her ne ka- ameliyat sonrasında hasta isterse evine kesiler kullanılmaktdır. Meme dokusu- dar koltuk altı kesi ile meme implant gidebilmektedir. Özel sporcu sütyenini nun küçültülmesi ve istenilen bölgeye yerleştirilmesinin daha doğal ve izsiz 4-6 hafta kullanması önerilen hastalar, kaldırılarak dikleştirilmesi sırasında da olacağı düşüncesi yaygın olsa da bu- ameliyat sonrası 2. gün banyo yapabil- meme dokusu çıkartılmaktadır. Yapı- nun nedeni silikon implanttan ziyade, mektedirler. Emilebilir dikişler kullanılır lan çalışmalar göstermektedir ki meme içinde serum fizyılojik bulunan silikon ve pansuman gerektirmemektedir. 1 dokusunun küçültülmesi ve alınması, torbaların 1-2 cmlik kesiler ile yerleş- hafta içinde rahatlıkla iş hayatlarına dö- meme kanser olasılığını düşürmektedir. 16 Ek olarak memede tespit edilmiş kistler mevcut ise, kistlerin alınması ve tahlil edilmesi ile birlikte meme küçültme ameliyatı da birlikte yapılabilmektedir. MEME DİKLEŞTİRME Meme büyüklüğü olmadan memede sarkıklık olan bireylerde meme dikleştirme ameliyatı gerçekleştirilebilmektedir. Bu noktada meme dokusunun miktarı Meme küçültme ameliyatları planlanırken hastanın çocuk doğurma ve emzirme potansiyeli göz önünde tutulur. Süt kanalları ve gebelik sonrası yeterli süt üretecek meme dokusu korunarak meme küçültme ameliyatı yapılabilmekte ve emzirme esnasında sorun yaşanmamaktadır. Meme küçültme ameliyatları 3 saat sürmekte, ameliyat sonrasında meme içinde birikim olmaması için dren yerleştirilmektedir. Drenler genel olarak 2. veya 3. gün alınır, hastanın banyo yapmasına izin verilir. Özel sporcu sütyenleri 4-6 hafta kullanması istenir. Hastaların yüzüstü yatmalarına bu süre zarfında implant konulabilmektedir. Meme büyüklüğü yeterli olan hastalarda sadece ciltteki fazlalıklar alınarak istenilen güzel meme görünümüne sahip olmak mümkündür. Meme dikleştirme ameliyatlarında meme dokusu çıkartılmadığı için genellikle dren tatbik edilmez. Hastalar ameliyat sonrası 2.gün banyo yapabilirler. 4-6 hafta boyunca özel sporcu sütyeni önerilir ve hastaların yüzüstü yatmamaları istenir. memeden 700gr doku çıkartılması, fizik tedavi ve rehabilitazyon uzmanı, cildiye uzmanı ve plastik cerrahi uzmanı tarafından heyet raporu verilmesi şartı ile sağlık bakanlığı tarafından sadece devlet hastanelerinde yapıldığında sigorta tarafından karşılanmaktadır. Bu şartlar dışında meme küçültme ameliyatları sağlık sigortaları kapsamı dışındadır ve hastanın ameliyat masraflarını kendisi karşılaması gerekmektedir. “Toplumumuzda bireyin kabul görmesinde etkili olan bedenin, sağlıklı görünümünü de yansıt- tığı düşünülürse estetik amaçlı her ameliyatın psikolojik olarak da bireye mutluluk ve rahatlama JİNEKOMASTİ ğine ek olarak son zamanlarda erkekler meme küçültme ameliyatlarına, her bir için nüks gözlenmez. benzer şekilde alındıktan sonra silikon Yukarıda tariflenen kadın meme esteti- ğişik standartlar mevcuttur. Ülkemizde Erkek meme dokusu tamamen alındığı lalıklar meme küçültme yöntemlerine dönebilmektedirler. taları tarafından değişik ülkelerde de- lir ve günlük hayatına dönebilmektedir. yen hastalarda, meme cildindeki faz- (ERKEK MEME BÜYÜKLÜĞÜ) deni ile yapılmakla birlikte, sağlık sigor- ameliyattan 2 gün sonra banyo yapabi- önemlidir. Memesinin büyümesini iste- izin verilmez. İş hayatına 1 hafta içinde Meme küçültme ameliyatları sağlık ne- korse giyilmesi önerilmektedir. Hasta arasında jinekomasti, erkek meme büyüklüğü toplumda dikkat çekmektedir. Sağlıksız beslenme, sporsuz yaşam ve son 30 yıldır artan yapay gıdalar nedeni ile genç erkeklerde dahi gördüğümüz erkek meme büyüklüğü psikolojik olarak sorunlar yaratmaktadır. Değişik boyutlarda olmakla birlikte kilo vermekle azalmasına rağmen tamamen kaybolmayan jinekomastide en etkin tedavi günümüzde liposuctiondır. Çok ileri evreler dışında tüm jinekomasti vakaları koltuk altından yapılacak 5-10 mmlik kesiler ile tamamen tedavi edilebilmektedir. Ameliyat 1 saat sürmekte, ameliyat sonrası 4-6 hafta hastalara sağladığı bilinmektedir. Meme de, gerek erkeklerde gerekse kadınlarda önemli bir beden algısı unsuru olarak karşımıza çıkmaktadır. Tüm ameliyatlar için geçerli de olsa, özellikle herhangi bir sağlık problemi ol- maksızın estetik ameliyat tercih edecek bireylerin ameliyat sırasında ve sonrasında herhangi bir problem ile karşılaşmamaları için tam teşekküllü üniversite hastanelerini seçmeleri önemlidir. Estetik ameliyatlarındaki en önemli noktada da, bu konuda eğitimini almış plastik, rekonstrüktif ve estetik cerrahi uzma- nının seçimidir. Estetik cerrahi, diplomalarında da açıkça belir- tildiği üzere plastik cerrahlar tarafından yapılmaktadır.” 17 ÇİKOLATA KİSTLERİ 18 Uzm. Dr. Çağrı GÜLÜMSER Başkent Üniversitesi Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum ABD ÇİKOLATA KİSTLERİ NEDİR? kanaması aslında damarlarımızdaki ganlık çağındaki kadınlarda ve yaklaşık NEDEN ÇİKOLATA İSMİ kandan farklı olarak yıkılmış rahim içi %6-10 sıklıkta görülmektedir. VERİLMİŞTİR? dokuları içerir. Endometriozis hastalığı Çikolata kistleri (endometrioma) hakkında bilgi verebilmek için öncelikle bu kistlerin sebebi olan “Endometriozis” hastalığını ve adet kanamasının nasıl oluştuğunu bilmek gerekir. Normalde kadınlarda her adet dönemi süresince her adet döneminde yıkılan bu rahim içi dokularının, vajenden dışarı doğru değil de, geriye doğru ilerleyerek tüpler vasıtasıyla; yumurtalıklar, karın içi örtüsü (periton), idrar torbası, kalın barsaklar gibi dokuların üzerlerine bir nevi tohum ENDOMETRİOZİS HASTALIĞININ BELİRTİLERİ NELERDİR? Endometriozis hastalığının iki ana belirtisi vardır: Ağrı ve kısırlık. rahim içi dokuda (endometrium) hor- gibi ekilmesi ile oluşur. Rahim dışında Ağrı; dört şekilde görülebilir: Adetlerin monların etkisiyle damarlanmada artış yerleşmiş dokular, aynı rahim içi doku- ağrılı olması, cinsel ilişkinin ağrılı olması, ve kalınlaşma olur. Bunun nedeni; her lar gibi her ay hormon değişikliklerine dışkılamanın ağrılı olması ve diğer ağrı- adet döneminde olası sperm ve yu- aynı tepkiyi (kalınlaşma-dökülme) verir- lar (kronik pelvik ağrı, bel ağrısı vb.). murta birleşmesi sonrasında oluşan ler. İşte rahim içi dokuların yumurtalıklar Endometriotik odaklardan her adet embriyonun, adeta bir bulut içersine (over) üzerinde bulunması ile “çikolata döneminde olan kanamanın zamanla gömülürmüşcesine, damardan zengin kitleri” oluşur. Bu dokular bir süre sonra bölgesel olarak birikmesi sonucunda bir ortamda rahme tutunması ve besle- kistleşerek, kist içine kanamaya sebep inflamasyonun tetiği çekilmiş olur. Böy- nip büyümesini sağlayabilmektir. Fakat olurlar. Yani her adet döneminde kist lece sitokinler adı verilen moleküllerin döllenme olmadığında, salgılanmaya içine doğru kanama olmaya başlar. Kist çevreye salınmaya başlaması ağrıya devam etmeyen hormonların bir anda içinde biriken kan, aylar, yıllar sonra sebep olabilmektedir. Diğer bir ağrı se- ortamdan çekilmesi nedeniyle, aynı te- koyu kıvamlı, kahverengi bir sıvı haline bebi ise oluşan yapışıklıklar, iç organla- meli çöken bir ev gibi kabarmış, kalın- gelir. Bu benzerliğinden dolayı “çikola- rın birbiri üzerine binmesi ve organların laşmış rahim içi doku yıkılır ve “adet ka- ta kisti” adı verilmiştir. Endometriozis normal yerlerini kaybetmelerine sebep naması” meydana gelir. Sonuçta, adet ve çikolata kistleri çoğunlukla doğur- olabilir. Sonuçta çikolata kisti olan şid- 19 detli endometriozisli hastalarda rahim, ÇİKOLATA KİSTLERİNE Tanı ve cerrahi tedavi aynı anda yapı- barsaklar, idrar torbası birine yapışmış NASIL TANI KONULUR? labilmektedir. hale gelerek sadece adet sırasında değil, her gün ve sürekli bir pelvik ağrıya sebep olabilmektedir. Son olarak; endometriotik lezyon kendi sinirsel hattını oluşturabilir. Bu sayede santral sinir Pelvik ultrasonografi, büyük çikolata kistlerinin tanısını kolayca koysa da diğer endometriotik implantlar ultrasonografi ile görülemezler. Dolayısı ile sistemi ve lezyon arasında iletişim olu- endometriozis tanısında altın standart şarak her hasta için farklı tarzda ağrılar yöntem laparoskopi ile operasyon es- ortaya çıkabilmektedir. nasında direk gözlem ve biyopsidir. ÇİKOLATA KİSTLERİ VE ENDOMETRİOZİS NASIL TEDAVİ EDİLİR? Endometriozisi tamamen ortadan kaldıracak bir tedavi metodu bulunmamaktadır. Tedavide iki yaklaşım uygulanmaktadır. Ağrının tedavisi ve kısırlığın tedavisi. Birçok kadın menopoz döneminde, hormonların etkisi ortadan kalkacağı için semptomlar azalacak veya tamamen ortadan kalkacaktır. Fakat üreme çağında olan kadınlarda kısmi tedavi başarısından söz edilebilir. Ana hedefler: Ağrının giderilmesi, hastalığın daha ileri evrelere ilerlemesini önlemek ve gebe kalmayı sağlayabilmektir. Dolayısı ile gebeliği belli bir süre için düşünmeyen çiftlerde, ağrının çok olduğu durumlarda normal yumurtalık dokularına en az zarar verecek şekilde çikolata kisti ve endometriotik lezyonların laparoskopik cerrahi yöntemle çıkarılması uygun tedavi seçeneği olabilmektedir. ÇİKOLATA KİSTLERİNİN KANSERLEŞME POTANSİYELLERİ VAR MIDIR? Çikolata kistlerinin çok büyük bölümü iyi huylu kistlerdir. Kanserleşme oranı % 0,1-0,5’dir. Bu risk çikolata kisti olan her kadına ameliyat yapılmasını gerektirmemektedir. 20 HANGİ ÇİKOLATA KİSTİ OLAN HASTALARDA, KISIRLIK AÇISINDAN TEDAVİ OLSALAR BİLE TÜP BEBEK UYGULAMASI hastalar hariç) sonrasında endomet- men tekrarlama riskine sahip, yaygın bir riozisin tekrarlama riski 5 yıl içersinde hastalıktır. Başkent Üniversitesi Ankara %20-40 civarındadır. Bazı çalışmalar Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum normal vajinal doğumun endometriozis Anabilim Dalında çikolata kistleri ve en- DÜŞÜNÜLMELİDİR? tekrarlama riskini azaltırken, sezaryen dometriozis hastalığı için ileri tetkik ve Ameliyattan sonra 1 yıl içinde gebe kalı- doğumların tekrarlama riskini arttırdığını tedavi işlemleri yıllardır başarı ile uygu- namamışsa, hasta 38 yaş üzerinde ise, ortaya koymaktadır. lanmaktadır. Bölümümüz bu konuda Türkiye’de ki sayılı referans merkezle- çikolata kisti olan kadının eşinde sperm problemi varsa tüp bebek yöntemi düşünülmelidir. ÇİKOLATA Sonuç olarak çikolata kistleri ve endometriozis; gebelik çağı kadınlarının rinden olup, laboratuar ve klinik araştırmalar başta olmak üzere çikolata kistleri ve endometriozis konusunda dünya KİSTLERİNİN hayat kalitelerini düşüren, ağrı ve kıtıp literatürüne katkı sağlayan her sene CERRAHİ TEDAVİ SONRA- sırlık şikâyetleri ile kendini gösteren, SINDA BİLE TEKRARLAMA ultrasonografi ve laparokopik cerrahi RİSKİ VAR MIDIR? esnasında gözlem ve biyopsi ile tanı Laparoskopik cerrahi (rahimin alınması konulabilen, tedavisinde cerrahi ve ilaç ameliyatı ve menopoza yakın yaştaki seçeneklerinin olduğu, tedaviye rağ- birçok bilimsel faaliyet yürütmektedir. 21 BİTLENME SORUNU ”Bitlenmenin en sık görülen belirtisi kaşıntıdır. Kaşıntı, özellikle bitlerin beslenmek için kan emdikleri geceleri çok şiddetlidir. Baş bitinde en çok etkilenen bölgeler ense, şakaklar ve kulak arkalarındaki saçlı deridir. Bu bölgelerde kaşımaya bağlı tırnak izleri ve kanamalı kabuklar görülür. Kaşıntılı kabarıklıklar ve geniş kızarıklıklar oluşabilir. Bazen ense, kulak arkaları ve boyundaki lenf bezlerinde ağrılı büyüme, kaşınan bölgelerin mikrop kapmasına bağlı sarı kabuklanma olabilir.” 22 Yrd. Doç. Dr. Deren ÖZCAN Başkent Üniversitesi Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıkları ABD Bitlenme, varlığı çok eski çağlara da- kıyafetlerin dokusuna uyum göster- Bitlenmek, toplumda yaygın olarak dü- yanan bir sorundur ve tüm dünyada me özelliğine sahiptir. Ağızları delici ve şünüldüğü gibi kişisel hijyenin yetersiz oldukça sık görülmektedir. Bulaşıcı bir emicidir. Bitler, insanların ve memeli olmasına veya aşırı temizliğe bağlı geli- hastalık olduğu için özellikle çocukların hayvanların derilerinde asalak olarak şen bir sorun değildir. Ayrıca saçlı deri- birbiriyle yakın temas halinde bulun- yaşarlar ve kan emerek beslenirler. Di- de ve vücutta şampuan ve sabun artık- dukları kreş ve okulların açık olduğu dönemlerde, doğal afet, savaş ve göç gibi çok sayıda insanın bir arada yaşamak zorunda kaldığı zamanlarda ve toplu halde yaşanan sosyoekonomik seviyesi düşük toplumlarda daha sık ortaya çıkar. Bu da bitlenme tanısının, tedavisinin ve bitlenmeden korunma yollarını öğrenmenin önemini artırmaktadır. BİT NEDİR? Bitler, yassı vücutlu, kanatsız, her birinin ucunda deriyi kavramaya yarayan şileri erkeklerine göre daha büyüktür ve sirke denen yumurtalarını saçlara / kıllara ve kumaşların liflerine yapıştırırlar. Bir bit yumurtasının erişkin hale dönüşmesi 30-35 gün sürer ve dişi bir bit günde 3-6 yumurta bırakır. Beyaz renkli, küçük, yumru benzeri yapılar olan bit yumurtalarını görmek bitin kendisini görmekten daha kolaydır. Bit asalak bir canlı olduğu için yaşamını sürdürebilmek için her zaman bir konağa ihtiyaç duyar. Bu nedenle de insan vücudu dışında sadece 48 saat canlı kalabilir. İnsan vücudunda ise 30 gün larının kalması ile saçların ve vücudun aşırı yağlı olması da bitlenmeye neden olmaz. Baş biti insanlarda en sık görülen türdür. İnsanların birbiriyle yakın fiziksel teması, tarak, saç fırçası, şapka, eşarp veya havlu gibi eşyaların ortak kullanımı ve döşeme veya yastık gibi yüzeylerle saçın temas etmesi sonucunda bulaşır. Buralardaki bitler, yaşamaları için en uygun sıcaklıkta olan saç gövdesinin tabanına yakın alanlara yapışırlar. Bir gün içinde, özellikle de geceleri olmak üzere ortalama 10 yumurta bırakırlar. pençe benzeri yapılar olan 3 çift ba- boyunca yaşayabilir. Bit yumurtaları caklı, çok küçük canlılardır. Bacakları- insan vücudu dışında kumaş ve batta- Vücut biti, saç biti ve kasık bitinin ak- nın uçlarındaki bu pençeler, kavradıkları niyelerde yaklaşık 10-15 gün boyunca sine vücut yüzeyinde değil, ısının daha saçların / kılların yapısına ve şekline, canlı kalabilirler. düşük olduğu giysilerin dikiş yerlerinde 23 yaşarlar ve yalnızca beslenmek ama- bölgesi, göğüs, koltuk altları, kirpikler cıyla kan emmek için, özellikle geceleri ve kaşlara da yayılabilir. Kaş ve kirpik- deriye geçerler. Bit barındıran kıyafetle- lerde bitlenme çocuklarda erişkinlere rin veya yatakların ortak kullanımı sonu- göre daha sıktır. cu bulaşır. Kasık biti, en sık cinsel ilişki sırasındaki yakın temas nedeniyle, nadiren de iç çamaşırları yolu ile bulaşır. Bu nedenle “cinsel ilişki ile bulaşan hastalıklar” içinde sınıflanır. Yakın deri teması nedeniyle bulaştığı için kondom kullanımı bulaşı engellemez. Vücut bitinde kaşıntı, bitlerin kan emmek üzere giysilerin dikiş yerlerinden deriye geçtikleri dönem olan geceleri çok belirgindir. Özellikle koltuk altı, kasıklar ve gövdede yoğundur. Yüz, ayaklar, eller ve kollar genellikle bu durumdan etkilenmez. Kaşınan bölgelerde bitlerin ısırıklarına bağlı kızarık kabarıklıklar ve kaşımaya bağlı tırnak izleri görülür. Hastanın kıyafetlerinde, en çok da iç çamaşırlarında kanamaya bağlı lekelenmeler izlenebilir. Deride, özellikle de kılların etrafında “maculae cerulea” adı verilen mavi-gri lekeler tipik belirtidir. Kasık bitinden genital bölgedeki kıllı alanlar etkilenir ve bu bölgelerde şiddetli kaşıntı olur. Kaşınan bölgelerde saç biti ve vücut bitine benzer şekilde tırnak izleri, kanama, kabuklanma görülebilir. Ayrıca kasıklardaki lenf bezlerinde şişlikler oluşabilir. Kasık bölgesine yerleşen bitler, ön ayaklarıyla kıl köklerine tutunurlar ve başlarını kıl kökünün içine sokarlar. Beslenme gereği duy- Hastalar şiddetli kaşıntı ile birlikte saçlı deri, koltuk altı, gövde ve kasık gibi bölgelerde bit ve/veya sirkeleri görmeleri nedeniyle doktora başvururlar. Çocuklardaki bitlenmeyi ise en çok ebeveynler ve öğretmenler fark eder. Bitlenme tanısı, başta kaşıntı olmak üzere klinik belirtilerin görülmesi ve etkilenen alanlarda bitlerin ve/veya sirkelerin izlenmesi ile konur. Vücut ve kasık bitinde kaşınan bölgeler büyüteç ile araştırılarak bitler görülebilir ve mikroskop altında incelenerek kesin tanı konur. Baş bitinde ise mikroskop altında incelendiğinde, saç tellerine yapışmış şekilde sirkeler görülür. Bitler kuru saç üzerinde çok hızlı hareket ettikleri için çoğu zaman canlı biti görmek zordur. Saçı ıslatıp sık dişli bir tarakla tarayarak sirke ve bitleri saçlardan ayırmak ve böylece tanı koymak mümkün olabilir. Saçlardaki sirkeler en çok kepeklenme ile karışır. Sirkeler saç tellerinin üzerinde su damlasını andırır bir şekilde görünürler. Saç telindeki kepekleri üfleyerek veya elle temizlemek çok kolaydır, ancak bu şekilde sirkeleri saç telinden ayırmak oldukça zordur. duklarında bu bölgelerden kan emer- “Bitlenmeden şüphelenigömmüş bitler siyah noktalar şeklinde len durumlarda öncelikle bir görülebilir. Bazen bu bitler, anüs, karın doktora başvurmak gerekliler. Dikkatli bakılırsa başını kıl köklerine 24 dir. İlaç tedavisinde, çoğunlukla eczanelerden alınabilen farklı şampuan, losyon ve kremler kullanılır. Bit tedavisinde kullanılan ilaçlar mutlaka bir doktor önerisiyle ve doktorun anlattığı şekilde kullanılması gereklidir. Hiçbir bit ilacının sirkeleri öldürücü etkisi %100 değildir. Bu nedenle ilaç tedavisinin yanı sıra sirkelerin de mekanik olarak uzaklaştırılması gerekir. Baş bitinde ıslak saç sık uçlu bir tarakla taranarak ve gerekirse bir büyüteçle saçlar incelenerek sirkeler temizlenmelidir. Kasık bitinde kılların traşlanması faydalı olabilir. Vücut biti kıyafet ve çamaşırlarda yaşadığı için bu eşyaların kaynatılması ve sık değiştirilmesi gereklidir. Hastanın bulunduğu çevrenin kontrolü de tedavinin önemli bir parçasıdır. Kullandığı çarşaf, yastık kılıfı ve kıyafetler kaynatılmalı veya plastik bir torbaya konarak birkaç gün oda sıcaklığında bekletilmelidir. Tarak ve saç fırçası gibi eşyalar sıcak suda yıkanmalı veya bitleri öldürücü etkiye sahip ilaçların içinde bekletilmelidir. Evdeki halı, mobilya ve perde gibi tüm eşyalar iyice temizlenmelidir. Bitlenmede hasta ile birlikte yakın çevresindeki kişiler de bit varlığı açısından kontrol edilmeli ve gerekirse de tedaviye alınmalıdır.” “ Özellikle baş biti en çok okullar gibi kalabalık ve toplu halde bulunulan ortamlarda görüldüğü için yayılmasını önlemede öğretmenlerin ve buralardaki sağlık görevlilerinin rolü büyüktür. Okul, yurt ve kreş gibi yerlerde dönem dönem yürütülen tarama programları, bit oranının büyük oranda azalmasını sağlamaktadır. “ 25 GUT HASTALIĞI “Gut hastalığı ise, kandaki ürik asit düzeyinin belli bir eşik değerinin üstüne çıkmasına ikincil olarak gelişen ve ürik asit metabolizmasındaki bozukluk nedeniyle eklem sıvısında ve yumuşak dokularda, bir tür ürik asit tuzu olan monosodyum ürat (MSÜ) kristallerinin birikmesi sonucu oluşan iltihabi (enflamatuvar), tekrarlayıcı, kronik, metabolik bir hastalıktır. “ 26 Uzm. Dr. Turan Hilmi YEŞİL Başkent Üniversitesi Hastanesi Romatoloji BD Gut hastalığı en yaygın görülen haliyle Gut atağında en sık olarak ayak baş- ve renk değişikliği oluşabilir. Atak geç- eklemlerde tekrarlayıcı, ani ve şiddetli parmağı etkilenir. Hastaların yarısından tikten sonra hasta tamamen normaldir; başlangıçlı ağrı, hassasiyet, kızarıklık, fazlasında tek başına etkilenen eklem- hastanın herhangi bir şikâyeti yoktur şişme ve sıcaklık artışına neden olan bir dir. Bununla birlikte diz, ayak bileği, ve fizik muayene bulguları normaldir. hastalıktır. Gut hastalarının çoğunda hi- ayak, el, el bileği ve dirsek eklemleri de Tetikleyici bir faktör bu döngüyü tekrar perürisemi adı verilen kanda ürik asitin etkilenebilir. Nadiren hastalarda omuz, başlatacaktır. yüksekliği durumu söz konusudur. Hi- kalça ve omurga tutulumu gelişebilir. perürisemi, vücutta ürik asit yapımında Eklem ağrısı genelde 2-4 saat gibi kısa artış ya da böbreklerden atılımındaki bir sürede başlar ve 12-24 saat içinde azalma sonucu oluşan biyokimyasal bir en şiddetli haline ulaşır. Ağrıya genellik- durumdur. Ürik asit normalde sağlıklı le eklem şişliği, eklemde sıcaklık artışı bir insanın kanında bulunan ve protein ve eklemin sınırlarının dışına yayılan kı- metabolizması sırasında, çeşitli kimya- zarıklık eşlik eder. Hastaların çoğunda ve atak olduğunda etkilenen eklem sal süreçler sonucunda ortaya çıkan bir tek eklem tutulumu görülmesine kar- sayısında artış gözlenmeye başlar. Te- şın, her beş hastadan birinde aynı anda davi görmeyen ve kan ürik asit düzeyi birden fazla eklem etkilenebilmektedir. kronik olarak yüksek olan hastalarda Ataklar daha çok gece ortaya çıkma yıllar içinde böbrek taşı gelişimi, böb- Hastalık sıklıkla erkeklerde görülür ve eğilimindedir. Nedeni tam olarak bilin- rek fonksiyonlarında azalma ve tofüs genelde 40-50 yaşlarında ortaya çıkar. mese de, ataklar ilkbahar ve sonbahar denilen, eklem ve kıkırdak, tendon, Yaş ilerledikçe hastalık görülme riski aylarında daha sık görülür. Ataklar her- cilt gibi eklem dışı yumuşak dokularda artar. Kadınlarda hastalık görülme riski hangi bir tedavi almadan genelde 7-10 monosodyum ürat kristallerinin depo- erkeklere göre belirgin azken; meno- gün içinde kendiliğinden kaybolur. Atak lanmasıyla karakterize, genellikle sert poz sonrasında görülme sıklığı artar. esnasında bazı hastaların vücut sıcak- ve ağrısız kitle oluşumlarıyla doktora Kalıtımsal bir bozukluk yoksa çocukluk lıklarında artış gözlenebilir. Atak geç- başvurabilir. Hastalığın doğal seyrinde çağlarında hastalık görülmesi beklenen tikten sonra etkilenen eklem cildinde hiç tedavi almamış kişilerde bu bulgular bir durum değildir. geçici olarak hafif soyulma, döküntü ortalama 10-12 yılda ortaya çıkar. Çok yıkım ürünüdür. Hastalığın başlangıç yıllarında ataklar daha seyrekken; hastalık tedavi ile kontrol altında tutulmazsa ataklar daha sık olmaya, atakların süresi uzamaya 27 ender olarak, hiç eklem şikâyeti yaşamamış hastalarda yukarıda bahsedilen durumlar ilk doktora başvuru nedenlerini oluşturabilirler. li, kemoterapi uygulamaları, akut atakta iltihap süresinin kısaltılmayanlış diyet uygulamasına sı, tekrarlayan ataklardan korunma ve ikincil gelişen hızlı kilo verme kronik eklem hasarından korunma yer gibi durumlar tetikleyebilir. alır. Hastalığın kronik doğası nedeniyle Bunların yanı sıra düşük doz hastalık önleyici yaklaşımların yaşam “Gut hastalığının ortaya çıkma nedenlerinin başında inaktif yaşam tarzı ve fazla kilolu olmak gelmektedir. Ek olarak gut hastalarının yak- aspirin, siklosporin ve idrar boyunca sürdürülmesi gerekmektedir. söktürücü gibi bazı ilaçların Bu nedenle hastalığa sahip kişilerin kullanımı kan ürik asit düze- hastalık hakkında bilgilendirilmesi ve yini artırarak atak gelişimin- aktif bir eğitim sürecine dahil olmaları de rol oynamaktadır.” büyük önem taşımaktadır. Yaşam tarzı değişiklikleri arasında düzenli egzersiz laşık yarısında yüksek tan- yapmak, fazla kilolardan kurtulmak, bol siyon, kan yağları düzeyinde Gut hastalığının kesin tanısı için etkilesu tüketmek, alkol tüketimini sınırlamak artış ve iyi huylu kolesterol nen eklemden alınacak eklem sıvısının ve yemek alışkanlıklarını değiştirmek olarak da bilinen HDL ko- veya vücudun herhangi bir bölgesinde sayılabilir. Düzenli egzersiz yapmak ve lesterolün kan düzeylerinde oluşan tofüsten alınan örneğin polarize düşüklük gözlenmektedir. Bu ışıklı mikroskop ile incelenmesi gerekbilgiler ışığında yapılan ça- mektedir. Pratikte her hasta atak dö- fazla kilolardan kurtulmak, vücuttaki insülin direncini kırarak kan ürik asit düzeyinde azalmayı sağlar. Fazla kilo- lışmalarda gut hastalığı olan neminde doktora başvuramamaktadır. kişilerin dörtte üçünde me- Doktora başvurduğunda ise eklem lardan kurtulmak için çok düşük kalorili, tabolik sendrom olduğu sap- şikayetleri tamamen geçmiş olduğun- bilinçsiz diyetler uygulanmamalıdır. Aşırı tanmıştır. Kalp damar has- dan, hastanın önceki eklem şikayetleri- düşük kalorili diyetler, kas yani protetalıkları ve diyabet gelişimini nin özellikleri hakkında detaylı bilgi edi- in yıkımına neden olacağı için kandaki öngören ve temel mekaniz- nilip; yaş, cinsiyet, kan ürik asit düzeyi, ürik asit seviyesini artırabilir. Diyetisyen ması insülin direnci olan me- eşlik eden hastalıklar, hastanın kullan- kontrolünde, ayda 1-2 kg’ı geçmeyetabolik sendromun bileşen- dığı ilaçlar gibi parametreler de göz cek şekilde kilo verilmesi en sağlıklısıdır. lerinin gut hastalarında da gözlenmesi, gut hastalığının metabolik bir hastalık oldu- ğu düşüncesini kuvvetlendirmektedir ve birçok hastada muhtemelen insülin direnci bulunmaktadır. Bunun dışında gut ataklarını aşırı alkol, kırmızı et ve deniz ürünle- önünde bulundurularak hastaya klinik olarak tanı konabilir. Tanıdan şüphe duyulan durumlarda nadiren, daha önce etkilendiği bilinen ancak mevcut haliyle tamamen normal görünümlü eklemden eklem sıvısı alınıp mikroskobik inceleme yapılarak tanı kesinleştirilebilir. Bol su tüketmek kandaki ürik asit konsantrasyonunu azaltarak ürik asit kristallerin oluşumunu engeller, bu nedenle hastanın günlük tüketebileceği ölçüde sıvı alımı kuvvetle tavsiye edilmektedir. Ürik asit protein metabolizmasında pürin denen maddenin yıkım ürünüdür. Gut hastaları ürik asitin öncüsü olan bu maddeyi yüksek miktarda içeren ri tüketimi ve vücutta stres Gut hastalığının tedavisi, ilaç tedavisi gıdalardan uzak durmalıdır. Pürin içeyanıtı oluşturan ateşli hasta- ve yaşam tarzı değişiklikleri olarak te- riği yüksek gıdalar arasında kızarmış, lık geçirme, eklem travması, melde iki gruba sınıflandırılabilir. Tedavi kavrulmuş ve soslu besinler; deniz cerrahi girişimler, organ nak- hedefleri arasında ağrının azaltılması, ürünleri, sakatatlar, av hayvanlarının et28 leri, şarküteri ürünleri, hamur işi gıdalar, şişlik olan hastalarda kısa süreli korti- kullanılabilen bazı yeni ilaçlar geliştiril- hayvansal yağlar sayılabilir. Kuru bakla- zon tedavisi uygulanabilir. Diz gibi bü- miştir. Standart tedavi yöntemleriyle giller, yağsız kırmızı et, mantar, karnıba- yük bir eklem etkilenmişse eklem içine hastalığı kontrol alınamayan veya ilaç har, pazı, ıspanak, semizotu ve brüksel kortizon enjeksiyonu şikayetleri kısa yan etkisi gözlenen kişilerde bu ilaçlar lahanası orta miktarda pürin içerdikle- sürede geriletecektir ve böyle durum- kullanılabilmektedir. rinden sınırlı miktarda olmak kaydıyla larda alternatif bir tedavi yaklaşımı ola- tüketilebilirler. Son dönemde yapılan rak kullanılabilir. Yılda ikiden fazla atak çalışmalarda bahsi geçen sebzelerin gözlenen, böbrek taşı saptanan, böb- pürin içerikleri göreceli yüksek olması- rek fonksiyonları azalan ve bu durumu na rağmen bilimsel olarak atak sıklığını açıklayacak ek neden gösterilemeyen artırdıkları kanıtlanamamıştır. Alkol ve ve tofüs gelişen hastalara mutlak suret- kırmızı et tüketiminin sınırlanarak makul te ürik asit düşürücü ilaç vermek gerek- porsiyonlarda tutulması atak gelişimi- mektedir. Bu amaçla vücutta ürik asit ni önleyici diğer bir faktördür. Yüksek yapımını engelleyen veya ürik asitin vü- fruktoz içeriğine sahip alkollü içecek- cuttan atılımını sağlayan ilaçlar kullanılır. lerin gut ataklarını daha çok tetiklediği Son yıllarda hem kan ürik asit düzeyini bilinmektedir. Bu nedenle bira gibi fruk- düşüren hem de gut atakları sırasında Gut hastalarına nadiren cerrahi tedavi de gerekebilir. Eklemlerde belirgin şekil bozukluğu ve ağrı yapan; iç organlarda oluşup organ fonksiyon bozukluğu yapan tofüsler cerrahi olarak çıkartılabilir. Gut hastalığı olmadan sadece kan ürik asit düzeyi yüksekliği olan kişilerde ek başka bir problem bulunmadığı takdirde ilaç tedavisine çoğu zaman gerek yoktur. toz içeriği yüksek alkollü içeceklerden özellikle uzak durulmalıdır. Koyu yeşil yapraklı sebzeler, turunçgiller, biber, kivi gibi C vitamini içeriği yüksek besinler bolca tüketilmelidir. C vitamini ürik asitin idrarda çözünürlüğünü artırarak vücuttan böbrek yoluyla uzaklaştırılmasını sağlar. Az yağlı süt ve süt ürünlerinin, atak sıklığını azalttıkları bilindiğinden, bolca tüketilmeleri önerilir. Kahve tüketiminin de atakları azalttığı gözlenmiştir. Gut hastalığında ilaç tedavisi, bireye göre ve aynı bireyde hastalığın seyrine göre ayarlanmaktadır. Tedavi yaklaşımı atak sırasındaki tedavi ve koruyucu tedavi olarak ikiye ayrılabilir. Gut ataklarında iltihap giderici özellikli ağrı kesici ilaçlar ve kolşisin kullanılmaktadır. Bu ilaçlara yanıt vermeyen ya da aynı anda birçok ekleminde belirgin ağrı, 29 GEBELİK DÖNEMİNDE BESLENME 30 Uzm. Dr. Gaye OLTULU Başkent Üniversitesi Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü BESLENMEDE DİKKAT düzeni üzerine fetal büyümenin eklen- EDİLMESİ GEREKEN diği fizyolojik bir durumdur ve kadının NOKTALAR Gebelik, kadının normal metabolik vücudunda birtakım değişikliklere yol açar. Gebenin tüm sistemleri hem yeni yüke uyum sağlayabilmek, hem de büyümekte olan bebeği koruyabilmek ve ona en rahat ortamı sağlayabilmek için değişim geçirir. Gebelik süresinin 40 hafta olduğu düşünülürse bu süreçte bebek her kaloriyi, her proteini, ihtiyaç duyduğu her vitamin ve minerali sadece anneden alır. Bu ayrıcalıklı dönemde annenin yeterli ve dengeli beslenmesi, bebeğinin de yeterli ve dengeli beslenmesi demektir. Çünkü anne karnındaki dönem sağlığın programlandığı dönemdir. Beslenme ile birlikte izlenmesi gereken önemli bir konu da gebe kadının aylık ağırlık artışlarıdır. Burada önemli olan kadının gebeliğe başladığı vücut ağırlığıdır. Buna göre, ideal vücut ağırlığına sahip olan bir kadının gebeliği boyunca alması gereken 9-12 kg’dır. Kadın ideal vücut ağırlığından fazla bir kilo ile gebeliğe başladıysa alması gereken ■■Her öğünde her besin grubundan yiyecekler tüketerek çeşitlilik sağlanmalıdır. ■■Sebze, meyve, pirinç, mercimek, nohut gibi besinler kullanmadan önce çok iyi yıkanmalıdır. ■■Tuz kısıtlamasını gerektiren bir durum yoksa yemeklerde iyotlu tuz kullanılmalıdır. ■■Ezilmiş, çürümüş, kararmış ve küflenmiş besinler tüketilmemelidir. ■■Mevsiminde yetişen meyve ve sebzeler tercih edilmelidir. ■■Hazır çorba, hazır meyve suları, meşrubatlar, et veya tavuk suyu ■■Sebzeler ile makarna, mercimek, tabletleri, cips, kraker, bisküvi tarzı nohut gibi yiyeceklerin haşlama hazır yiyecek ve içecekler tüketil- suları dökülmemelidir. memelidir. ■■Tahıl ve kurubaklagil karışımı ( bulgur ve mercimek gibi ) yemekler sık yenilmelidir. Bu yemeklerin yanında da C vitamininden zengin sebze ve meyveler (portakal, domates, maydonoz, yeşil biber ) tercih edilmelidir. ■■Çay ve kahve tiryakileri için tüketimlerini azaltmaları önerilebilir. İçilecekse de özellikle demir içeren yumurta ve et gibi besinleri içeren öğünlerden 2 saat sonra ve çok açık içilmesine dikkat edilmelidir. ■■Kızartılarak ve kavrularak yapılan yemekler tercih edilmemelidir. ■■Konserve besinler, kaymak, krema, tahin, tahin helvası, çikolata gibi çok yağlı yiyeceklerden uzak durulmalıdır. ■■Salam, sosis, sucuk ve pastırma gibi et ürünlerinden ve mayonezden uzak durulmalıdır. GEBELİK DÖNEMİNDE EN SIK KARŞILAŞILAN SORUNLAR Mide bulantısı ve kusma: Özellikle ilk 6-9 kg’dır. Ancak çok zayıf başlanan ■■Sigara ve alkol kullanılmamalı, si- gebeliklerde kadının 12-15 kg alması gara içilen ortamlarda bulunulma- aylarda sık görülen sorunlar arasında- beklenir. malıdır. dır. Neredeyse gebelerin % 50’si özel- 31 likle sabah uyandıklarında hissederler. ■■Kayısı, mürdüm eriği, armut, erik Bazı besin öğelerinin vücutta kullanıl- Nedeni, ilk aylardaki hormonal değişik- gibi meyveler daha sık tüketilebilir. masında yardımcıdır. Vücudu enfeksi- likler, psikolojik olarak gebeliğe uyum, Bunların kurutulmuşlarını kullana- yon ve toksinlere karşı korur. endişe, korku ve mutlulukla karışık duy- rak hoşaf da yapılabilir. Mineraller gusal durumdur. Neler Yapılabilir? ■■Sabah uyanınca yataktan birdenbire doğrulmadan, hafifçe yastık yükseltilip tuzlu bisküvi, kraker veya bir parça ekmek tüketilebilir. ■■Uyandıktan hemen sonra ve öğünlerden önce su, süt ve benzeri içecekler içilmemelidir. Sıvı ihtiyacı öğün aralarında yudum yudum içilerek giderilebilir. ■■Yağlı, baharatlı ve kavrularak pişirilmiş yemekler yenilmemelidir. ■■Sık ve az beslenilmemelidir. ■■Yenilecek yemek bir gün önceden pişirilirse yemeğin pişme kokusu evde olmaz. Kabızlık: Hormonal değişiklikler bar- sak kaslarının gevşemesine ve barsak hareketlerinin yavaşlamasına neden olabilmektedir. Neler Yapılabilir? ■■Günde 2-3 lt su tüketmeye özen gösterilmelidir. ■■Yenilebilen meyve ve sebzeler çok iyi yıkanarak kabuklarıyla tüketilmeye çalışılabilir. ■■Tam buğday veya çavdar ekmeği tercih edilebilir. ■■Kuru baklagiller, bulgur, yulaf ezmesi gibi posa açısından zengin besinleri sık tüketilebilir. ■■Bulantı yoksa sabah kalkınca bir bardak ılık su tüketilebilir. ■■Muz, kabuksuz elma ve kabuksuz şeftali tüketilmemelidir. 32 ■■Mümkünse yürüyüş yapılabilir. Demir: Et ve et ürünleri, yumurta, koyu ■■Her gün aynı saatte tuvalete oturarak tuvalet alışkanlığını geliştirilebilir. Mide yanması: Özellikle son aylarda görülen reflü nedeniyle oluşur. yeşil yapraklı sebzeler, kurubaklagiller, kuru meyveler ve pekmez gibi besinlerde bulunur. Demir emilimini engelleyen aşırı çay ve kahve tüketiminin engellenmesi ve demir içeren besinlerle bir- Neler Yapılabilir? likte C vitamini içeren besinlerin ( taze ■■Baharatlı ve yağlı besinler, turunç- sıkılmış meyve suyu, henüz doğranmış giller, tam yatma pozisyonu, meş- salata gibi ) tüketimi de yararlı olacaktır. rubatlar şikayetleri artırabilir. Kalsiyum: Süt ve süt ürünleri, koyu ■■Az ve sık beslenme, hafif dik pozisyonda yatma, rahatsız edici besinlere dikkat etmek faydalı olabilmektedir. yeşil yapraklı sebzeler, pekmez, kurubaklagillerde bulunur. Diyetle yeterince kalsiyum alınmadığın da gereksinim kemiklerden çekilerek karşılanır. Bu da kemik yumuşamasına, diş çürüklerine sebep olabilir. GEBELİKTE VİTAMİN MİNARELLER VE Çinko: Et, deniz ürünleri, süt ve süt Vitaminler Folik Asit: Koyu yeşil yapraklı sebzeler, et, yumurta, süt ve süt ürünlerinde bulunur. Bebeği nöral tüp defekti ve diğer doğumsal anomalilere karşı korur. Ayrıca eksikliği gebelerde kansızlığa, ürünleri, yumurta gibi hayvansal kaynaklı besinlerde bulunur. Eksikliğinde bebekte düşük doğum ağırlığı ve annede beslenme sorunları oluşabilir. İyot: Deniz ürünleri ve zenginleştirilmiş tuz da bulunur. Eksikliğinde gebede guatr ve bebekte büyüme geriliği ola- bebekte düşük doğum ağırlığına sebep bilmektedir. olabilir. Omega 3 ve 6: Vücudumuzun ürete- D Vitamini: Yetersizliği annede kemik kaybına, kalsiyumun yeterli kullanılmamasına neden olabilir. Güneş, balık, süt ürünleri ve yumurta sarısında bulunur. A Vitamini: Balık, süt, yumurta sarısı, ıspanak, havuç, domates ve yeşil yapraklı sebzelerde bulunur. Eksikliğinde prematüre ve düşük doğum ağırlıklı bebekler doğabilmektedir. C Vitamini: Kuşburnu, yeşil ve kırmızı biber, turunçgiller, domates ve patateste bulunur. mediği Omega 3 ve 6 gebelikte gereklidir. Omega 3 bebeğin göz sağlığı, sinir sistemi ve zeka gelişimi için çok önemlidir. Omega 3 somon, uskumru gibi yağlı balıklarda, yumurta sarısında,yeşil yapraklı sebzelerde ( semizotu, roka, gibi ), soya fasulyesinde, zeytinyağında, ceviz, badem gibi kuruyemişlerde ( çiğ tüketilmesi önemlidir ) bulunur. GEBE İÇİN BİR GÜNLÜK ÖRNEK YEMEK LİSTESİ SABAH: 1 su bardağı süt 1 yumurta 1 kibrit kutusu kadar peynir 2 ince dilim ekmek Söğüş sebze KUŞLUK: 1 porsiyon meyve ½ su bardağı süt veya yoğurt ÖĞLEN: 1 kepçe çorba 3 adet köfte büyüklüğünde et ½ su bardağı yoğurt Bol salata 4 kaşık makarna veya pilav veya 2 ince dilim ekmek İKİNDİ: 1 porsiyon meyve ½ Su bardağı süt veya yoğurt AKŞAM: 1 kepçe çorba 1 tabak sebze yemeği ½ su bardağı yoğurt 2 ince dilim ekmek Bol salata 4 yemek kaşığı makarna veya pilav veya 2 ince dilim ekmek GECE: 1 Porsiyon meyve ½ su bardağı süt veya yoğurt 33 BEL SAĞLIĞI İÇİN EGZERSİZLER 34 Uzm. Dr. Sevgi İKBALİ AFŞAR Başkent Üniversitesi Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon ABD Bel ağrıları çoğu zaman yaşamı tehdit eden bir sorun olmamasına karşın, özellikle gelişmiş toplumlarda iş gücü kaybı yanında tanı ve tedavi giderleri açısından da önemli bir sağlık problemidir. Toplumun %80’i yaşamları boyunca en az bir kez bel ağrısından yakınır. Doktora başvuru sebepleri içinde ikinci, ameliyat edilen hastalıklar arasında ise üçüncü sırada yer almaktadır. Kırk beş yaş altındaki kişilerde aktivite kısıtlamasına yol açar. Risk faktörleri arasında en önemlisi meslek ve ağır bedensel aktivite ile ilgili olanlardır. Tekrarlayıcı kaldırma, dönme, dönerek kaldırma, çekme gibi fonksiyonları gerektiren işlerin bel ağrısı riskini arttırdığı belirtilmektedir. Bel ağrısına zemin oluşturduğu ifade edilen spor dalları ise; jimnastik, futbol, halter, güreş ve kürektir. Bel ağrısına yol açan faktörler arasında mekanik nedenler ilk sırada yer alır. Mekanik bel ağrısı, farklı nedenlerle oluşan, fiziksel aktivite ile uyarılıp, istirahatle hafifleyen bir ağrı tipidir. Burada ağrı nedenini belirlemek kolay olmamakla birlikte vücut mekaniğinin yanlış kullanımı, tekrarlayan mikrotravmalar, fiziksel kondisyon yetersizliği gibi bazı faktörlerin rol oynadığı gösterilmiştir. Omurganın pasif ve aktif stabilizatörlerindeki zayıflığın kronik mekanik bel ağrısının oluşmasındaki ana etkenler- den olduğu bilinmektedir. Bu nedenle mekanik bel ağrısının tedavisinde ve nükslerin önlenmesinde yıllardan beri hastalara bel ve karın kaslarının güçlendirilmesine yönelik egzersizler önerilmektedir. Genel sağlık açısından olduğu gibi bel sağlığı için de sporun ve sağlıklı iken yapılacak egzersizlerin önemi büyüktür. Bu egzersizlerin amacı bel çevresinde bir kas korsesi oluşturarak, bel omurgasına binen yükü hafifletmek ve yumuşak dokuların esnekliğini artırmaktır. Sebep ne olursa olsun, bel ağrısının oluşmaması, oluşmuşsa daha hızla düzelmesi ve düzeldikten sonra tekrarlamaması için, beldeki kasları, bağları ve eklemleri korumaya yönelik olarak günlük yaşam aktiviteleri uygun pozisyonda gerçekleştirilmelidir. Akut dönemde bele yönelik spesifik egzersizler yapılmamalıdır. Fiziksel uygunluk (fitness) egzersizleri esneklik, kas güçlendirme, koordinasyon, dayanıklılık ve aerobik egzersizlerinden oluşmalıdır. Bel ağrılı hastalar için en uygun aerobik egzersizler ritimli yürüyüş, yüzme ve egzersiz bisikletleri ile yapılan egzersiz formlarıdır. Hastaya özel olarak planlanmalı, süre ve yoğunluğu basamaklı olarak artırılmalı ve günlük 30 dakikalık seanslar şeklinde uygulanmalıdır. Akut ağrı geçer geçmez rehabilitasyon programının odağı kuvvetlendirme egzersizleri ile fonksiyonu iyileştirmektir. Gövde kuvvetinde ve dayanıklılığında artışın belde ağrı veya hasar gelişimine karşı koruyucu olduğunu destekleyen veriler bulunmaktadır. Egzersizler yapılırken dikkat edilmesi gereken birtakım hususlar vardır. Egzersizlere doktorunuzun önerisiyle ağrılı atak dönemi iyileştikten sonra başlanılmalı ve düzenli olarak yapılmalıdır. Programa hafif yoğunlukta, az sayıda egzersizlerle başlanarak yoğunluk giderek arttırılmalıdır. Egzersiz yapılırken nefes tutulmamalı, rahat nefes alıp vermeye devam edilmelidir. Havası temiz bir ortamda (hava uygunsa evde pencereler açılabilir) altında sunta veya tahta bulunan halı veya battaniye gibi sert bir zeminde yapılmalıdır. Yumuşak veya deforme olabilen yataklar üzerinde egzersiz yapılmamalıdır. Egzersizlere başlanınca ilk günden itibaren çok çabuk bir iyileşme beklenmemeli, hareketlere devam edilmelidir. Hareketler esnasında veya sonrasında normalde mevcut ağrının artmaması gerekir. Bu yüzden egzersiz sonrası şiddetli ve 15 dakikadan fazla süren bir rahatsızlık ortaya çıkarsa doktora danışılmalıdır. Ani ve zorlayıcı hareketlerden uzak durulmalıdır. Aşağıda bazı egzersiz örnekleri verilmektedir. 35 BEL KASLARINA YÖNELİK EGZERSİZ ÖRNEKLERİ Egzersizlere başlama pozisyonunda başlayın, kasılmayı 5 saniye sürdürün ve tekrar başlama durumuna dönün ve 10 saniye gevşek olarak kalın. Başlangıçta her hareketi 5 kez tekrarlayın ve zaman içinde sayıyı 10’a kadar arttırın. Zamanla 10’ar kez tekrarlanmış 3 sete kadar çıkabilirsiniz. 1. Sırtüstü yatar pozisyonda dizler bükülü, eller bel altındayken belinizi elinize doğru bastırarak 5’e kadar sayıp gevşeyin. 2. Sırtüstü pozisyonda dizler bükülüyken baş, omuz ve kollarınızı kaldırarak öne doğru uzanın ve 5’e kadar sayıp gevşeyin. İlk egzersizde olduğu gibi bu egzersizi belinizi yatağa bastırarak yapın. 3. Sırtüstü pozisyonda dizler bükülüyken baş, omuz ve kollarınızı kaldırarak sağ bacağınıza doğru uzanın ve 5’e kadar sayıp gevşeyin. Aynı hareketi diğer bacağınız için tekrar edin. İlk egzersizde olduğu gibi bu egzersizi belinizi yatağa bastırarak yapın. 4. Sırtüstü pozisyonda kalçalar ve dizler düz olacak şekilde yatarken derin bir nefes alarak sağ dizinizin altından ellerinizle destekleyerek sağ bacağınızı gövdenize doğru çekin bu sırada diğer bacağınızın düz olmasına dikkat edin ve başlangıç pozisyonuna geri dönün. Aynı hareketi diğer bacağınız için tekrar edin. 5. Sırtüstü pozisyonda dizler bükülü yatarken, ellerinizle dizlerinizin altından tutarak her iki dizinizi karnınıza doğru çekin. 5’e kadar sayın ve eski pozisyonunuza geri dönün. 6. Sırt üstü ve dizleriniz bükülü pozisyonda yatarken kalçalarınızı sıkarak yukarı doğru kaldırın, yukarıdayken 5’e kadar sayın ve başlangıç pozisyonuna geri dönün 36 7. a) Elleriniz dirseklerden 90 derece bükülü ve baş hizasında olacak şekilde yüzükoyun yatın. 7. b) Daha sonra dirsekler omuz genişliğinde olacak şekilde önkollar üzerinde yükselin. Bu pozisyonda 5’e kadar sayın. 7. c) Sonrasında ise dirsekler düz olarak elleriniz üzerinde yükselin. Bu esnada kalçanızın yataktan kalkmamasına dikkat edin. Bu pozisyonda 5’e kadar sayın. Tekrar başlangıç pozisyonuna geri dönün. 8. Yüzüstü pozisyondayken kalçanızı yataktan kaldırmadan göğüs altı hizasına kadar sırasıyla başınızı omuzlarınızı ve gövdenizi yataktan geriye doğru kaldırın. 5’e kadar sayın ve tekrar başlangıç pozisyonuna dönün. 9. a) Emekleme pozisyonuna gelin, belinizi kamburlaştırıp başınızı öne eğin. 5’e kadar sayın ve başlangıç pozisyonuna geri dönün. 9. b) Ardından belinizi çukurlaştırıp başınızı kaldırın. 5’e kadar sayın ve başlangıç pozisyonuna geri dönün. 37 TAKINTI HASTALIĞI 38 Uzm. Dr. Nurhak ÇAĞATAY BİRER Başkent Üniversitesi Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları ABD İnsanlar günlük yaşamlarında fark- yaşlarda başlar. Hastalığın nasıl geliştiği nesnelerin açık kalmış olabileceğinden lı konularda evham, endişe ve takıntılı tam olarak aydınlatılamamış olup geli- kuşku duyar ve emin olmak için defa- düşüncelere kapılabilirler. Çoğunlukla şiminden bir çok etken birlikte sorumlu larca kontrol eder. Yine benzer bir emin bu düşünceler ve duygularla baş edile- tutulmaktadır. Nedenler arasında özel- olamama şekli başkalarına zarar vere- bilirler, sosyal ya da mesleki yaşantıları likle genetik olanlar ve beyindeki bazı ceği, elinde olmadan saldırgan davra- etkilenmez. Takıntılı düşünceler, günlük kimyasal değişiklikler (serotonin vb.) nışlarda bulunacağı şeklinde kuşkulu üzerinde durulmaktadır. Titiz, kuralcı ve düşüncelere sahip olma şeklinde görü- ayrıntıcı özellikleri olan kişiler bu hastalı- lür. Örnek olarak bir anne “çocuğuma ğa daha yatkındır. zarar verir miyim, ben her ihtimale kar- yaşamı etkiliyorsa ve gündelik aktiviteleri engelleyecek düzeye geldiyse hastalıktan bahsedilir. Takıntı hastalığında kişinin aklına gelmesine engel olamadığı düşünceler vardır. Bunlar kişinin kendisi tarafından mantık-dışı olarak değerlendirilmesine rağmen huzursuzluğa neden olurlar. Kişiler bu takıntılı düşüncelerin neden olduğu huzursuzluğu azaltmak için yineleyici davranışlarda ya da zihinsel eylemlerde bulunurlar. Ancak burada sağlanan rahatlama kısa sürelidir. Takıntı hastalığı kaygı bozuklukları arasında sınıflandırılmaktadır. Geçmişte nadir görülen bir hastalık olarak kabul edilirken, son yıllarda yapılan araştırmalarda hiç de nadir olmadığı belirlenmiştir. Yapılmış olan son araştırmalarda takıntı hastalığının her 100 kişinin Hastalığın özellikleri ve belirtileri kültürden kültüre farklılık gösterir. Örneğin şı evdeki bütün bıçakları toplayayım,” diye düşünebilir. “temizlik takıntısı” olan bir kişi, yemek- Bazı durumlarda kişilerin aşırı rahatsızlık ten önce ya da tuvalete gittikten sonra duyduğu cinsel içerikli düşünceleri ola- bakterileri ya da kirliliği gidermek için bilir. Örneğin “ akşam arkadaşlarımda ellerini uzun süre veya tekrar tekrar, toplandığımızda ya insanların bakılma- abartılı sabun tüketerek yıkar ve elle- ması gereken yerlerine bakar mıyım,” rinin temizlendiğinden bir türlü emin “ kontrolümü kaybedip kız arkadaşla- olamaz. Bu kişilerin aklından geçen dü- rıma sarkıntılık yapar mıyım,” “aklıma şünceler şöyle olabilir: “Otobüste ya da olmayacak insanlarla, olmadık cinsel hastanede dikkatli olmalıyım, mümkün sahneler geliyor, çok utanıyorum”. Dini olduğunca az yere dokunmalıyım, eve içerikli takıntılı düşünceler özellikle dini gider gitmez üstümü değiştirip, ellerimi inançların yoğun olduğu toplumlarda yıkamalıyım…” Bazı kişilerinse tüm ya- görülür. Hastaların bu konudaki rahat- şamını simetri ve düzenle ilgili uğraşıları sızlık veren düşünceleri ise şöyledir: etkiler. “İçimden Allah’a küfretmek geliyor. Al- 2-3’ünde görüldüğü saptanmıştır. Ge- Kuşkulu düşüncelerle ilgili huzursuzluk nellikle ergenlik döneminde ve 20-30’lu yaşayan kişiler gaz ocağı, kapı, kilit gibi lah var mı?”. Takıntı hastalığı olan bazı kişiler, bir 39 takım davranışları gerçekleştirmeden ken bir durum içindedir. Kişilerin bazı İlaçlar yanında farklı terapi teknikleri de önce kendilerince önemli olan bir nes- zamanlarda akıllarına sanki kendilerine tedavide faydalıdır, en sık bilişsel-dav- neye dokunurlar. Sayma takıntısı olan ait değilmiş gibi gelen düşünceleri ola- ranışçı terapi yöntemi kullanılmaktadır. kişiler bazı aktiviteleri gerçekleştirirken bilir, ancak bu düşünceler sürekli geli- belirli bir sayıya kadar saymadan ya- yorsa ve kişi bunları kovmaya çalıştıkça Tedavi süresince poliklinik kontrollerini parsa yoğun bir sıkıntı duyarlar. daha çok düşünceye maruz kalıyorsa, önemlidir. TAKINTILI DÜŞÜNCELERE SAHİP OLMAK HER ZAMAN TAKINTI HASTALIĞINI MI İŞARET ETMEKTEDİR? günün önemli bir zaman dilimini bu dü- HASTANIN AİLESİNE VE DİĞER YAKINLARINA DÜŞÜN GÖREVLER: Yukarıdaki bilgiler ışığında düşünüldü- ğı, kişinin ve çevresindekilerin yaşam ğünde temiz, tertipli olmanın; güvenlik kalitesini ne denli düşürdüğü ortadadır. amacıyla kapıları kontrol etmenin has- Hastalığın süreğen seyri de göz önün- talık olarak nitelendirilmesi sizlere saç- de tutulursa birçok hasta ikincil olarak ma gelmiş olabilir. Unutulmaması gere- şarlar. Hastalar damgalanma korkusu çökkünlük de yaşamaktadır. ile hastalık başladıktan çok sonra psiki- şüncelerle baş etmek için harcıyorsa hekim kontrolü gerekebilir. Takıntıların yaşamı ne denli zorlaştırdı- ken; bir kadının temiz ve düzenli olması aksatmamak hekim ile işbirliği kurmak Bu gibi takıntıları olan kimseler takıntılı düşünceleri ve yaptıkları davranışlar çevredekiler tarafından fark edildiğinde nasıl karşılanacaklarına dair endişe ya- TAKINTI HASTALIĞI NASIL yatriye başvururlar. Hasta yakınları kimi hastalık sayılmazken, her gün çamaşır zaman bu takıntılı düşüncelerin çok TEDAVİ EDİLİR? yıkaması, bütün vaktini temizliğe ayır- ması ve bunların dışında neredeyse hiçbir şey yapmıyor oluşu bir psikiyatra Özellikle beyindeki kimyasal maddeler (serotonin sistemi) üzerinde etkili olan saçma olduğunu ve kendi başına bunlardan kurtulabileceğine dair telkinlerde bulunmaktadırlar. Hastanın çevresin- başvurma vaktinin geldiğini göstermek- ilaçlar takıntı hastalığında oldukça ya- tedir. Kişiler evden çıkarken kapı kapalı rarlıdır. Antidepresanlar adı verilen bu mı diye elbette kontrol edebilirler; ancak tür ilaçlar tedavide yaygın ve başarılı bir tekrar tekrar dönüp kontrol ediyorlarsa şekilde kullanılmaktadır. Tedavi süresi dirmelidirler. Ayrıca, hastaların tedavi veya bu nedenle servisi kaçırıyorlarsa, kişiye bağlı faktörlerle değişmekle bir- sırasında da desteklenmeye de ihtiyaç artık hastalıktan şüphe edilmesi gere- likte ortalama iki yıldır. duyacakları unutulmamalıdır. 40 deki insanlar takıntıların kişilerin elinde olmayan düşüncelerden kaynaklandığını bilmeli ve hastayı tedaviye yönlen- SİGORTA ŞİRKETLERİ BANKALAR ADAC ÖZEL SAĞLIK SİGORTA (ALMANYA) FORTİS BANK A.Ş. MENSP. EMEKLİ SAND. VAKFI AK SİGORTA A.Ş. GARANTİ BANKASI A.Ş.EMEKLİ VE YARDIM SANDIĞI VAKFI ALLİANZ SİGORTA A.Ş. İŞ BANKASI ANADOLU ANONİM TÜRK SİGORTA A.Ş. ŞEKERBANK VAKFI ANKARA ANONİM TÜRK SİGORTA ŞİRKETİ TC MERKEZ BANKASI AXA SİGORTA A.Ş. TC MERKEZ BANKASI SOS.GÜV.VAKFI AXA SİGORTA A.Ş. SAĞLIĞIM TAMAM POLİÇESİ TÜRKİYE VAKIFLAR BANKASI ACIBADEM SİGORTA A.Ş. ESBANK MENSUPLARI EMEKLİ SANDIĞI VAKFI BUPA INSURANCE LTD. İNGİLTERE CGM COMPUGROUP A.Ş. DEMİR HAYAT SİGORTA A.Ş. DUBAİ SİGORTA A.Ş. ERGO SİGORTA A.Ş. ERGO SİGORTA ŞİRKETİ TAMAMLAYICI EUREKO SİGORTA A.Ş. EURO-CENTER EUROP ASSISTANCE GENERALİ SİGORTA A.Ş. GMC SERVICES INTERNATİONAL FRANSA GROUPAMA SİGORTA A.Ş. GÜNEŞ SİGORTA A.Ş. GÜVEN SİGORTA A.Ş. HALK SİGORTA (BİRLİK SİGORTA) A.Ş. HDI SİGORTA A.Ş. RESMİ KURUMLAR ANAYASA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI ANKARA SANAYİ ODASI ANKARA TİCARET ODASI MİLLİ REASÜRANS T.A.Ş. MENSP. EMEKL. VE SAĞLIK SAND. VAKFI SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI TCDD VAKFI TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ YEŞİLKART TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ INTER PARTNER ASSISTANCE MAPFRE GENEL SİGORTA A.Ş. MAPFRE GENEL SİGORTA A.Ş. FARK YOK POLİÇESİ MARM A.Ş. METLIFE EMEKLİLİK VE HAYAT SİGORTA A.Ş. MONDIAL ASSISTANCE RAY SİGORTA A.Ş. REMED ASSISTANCE PİLOTAJ BORAJET HAVACILIK TAŞIMACILIIK S.O.S. INTERNATIONAL AMBULANS SERVİSİ A.Ş. GÜNEŞ EKSPRES (SUN EXPRES) HAVACILIK AŞ. SOMPO JAPAN SİGORTA A.Ş. (Fiba Sigorta A.Ş.) HAN HAVACILIK TUR ASSIST HELİPORTUGAL VANBREDA MNG HAVA YOLLARI TAŞIMACILIK A.Ş. YAPI KREDİ SİGORTA A.Ş. SKYLİNE ULAŞIM TİCARET A.Ş. ZİRAAT SİGORTA A.Ş. TÜRK HAVA KURUMU ZÜRİCH SİGORTA A.Ş. YÜZÜAK HAVACILIK 41
© Copyright 2024 Paperzz