sağlıkta adres - Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi

SAĞLIKTA ADRES
BAŞKENT
SAYI 15 / İLKBAHAR 2014
Başkent Üniversitesi Hastanesi yayınıdır.
Ayın Konusu:
ÇOCUKLARDA DİŞ SAĞLIĞI
TANI VE TEDAVİ BİRİMLERİ
Acil Tıp
Anestiziyoloji
Ağrı Kliniği
Aile Hekimliği
Beyin ve Sinir Cerrahisi
Çocuk Cerrahisi
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Dermatoloji
Aşırı Terleme Tedavisi
Botox Uygulaması
Fototerapi
Diş Hekimliği
Endokrinoloji
Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji
Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon
Ayaş Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi
Gastroenteroloji
Ülseratif Kolit & Crohn Hastalığı Merkezi
Genel Cerrahi
Yanık Polikliniği
Göğüs Hastalıkları
Sigara Bırakma Kliniği
Uyku Laboratuarı
Hematoloji
Kemik İliği Nakil Ünitesi
Kalp Damar Cerrahisi
Göz Hastalıkları
Kadın Hastalıkları ve Doğum
Tüp Bebek
Kardiyoloji
Kulak Burun Boğaz Hastalıkları
Nörotoloji Polikliniği
Nefroloji
Yapracık Geriatri ve Psikososyal Rehabilitasyon Merkezi
Yenikent Diyaliz
Nöroloji
Nükleer Tıp
Ortopedi ve Travmatoloji
Patoloji
Plastik ve Rekonsrüktif Cerrahisi
Psikiyatri
Romatoloji
Radyodiagnostik
Tıbbi Genetik
Tıbbi Onkoloji
Üroloji
Taş Kırma Kliniği
Ürodinami Laboratuarı
İÇİNDEKİLER
04
08
14
18
22
26
30
34
38
SAĞLIKTA ADRES
BAŞKENT
Sağlık ve Magazin Dergisi
EDİTÖRDEN
Sahibi
Başkent Üniversitesi Hastanesi
Adına Başhekim
Prof. Dr. Ali HABERAL
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Melek ALKAN ÇAKMAK
Tasarım Uygulama
Başkent Üniversitesi Ankara
Hastanesi
Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı
Sağlık Birimleri Bölümü
Baskı
İvedik Organize Sanayi Bölgesi
1354. Cadde
Fora İş Merkezi No: 138/3
Yenimahalle / ANKARA
Tel: (0312) 394 83 94
Yayın Türü
Yerel Süreli Yayın
Baskı Tarihi
Merhaba sevgili okurlarımız,
Sizlere ilk merhaba deyişimizin üzerinden tam 3 yıl geçti. O yüzden
bu sayı bizim için aslında biraz daha önemli. Bu süreçte değişmeyen tek şey, derginin ilk sayısını çıkarırken hissettiğimiz heyecanın
hala devam etmesi. Derginin sayıları arttıkça bu heyecana biraz da
korku ekleniyor aslında. Sizler tarafından okunur olmayı sağlamak
ve bunu devam ettirebilmek korkuyla birlikte, dergiyi yayına hazırlayan ekip için itici bir güç oluşturuyor. Hiç reklam almadan yoluna
devam eden dergimize abone olma talebiyle bizlere ulaşmanız, internet üzerinden derginin okunma oranlarını görmek doğru yolda
olduğumuzun sinyallerini veriyor.
Henüz yolun başında olduğumuzun farkındalığıyla, beklenti ve
önerilerinizle kendimizi geliştirmek, zenginleştirmek ve içeriğimizi
daha da genişletebilmek için yeni projeler ve fikirlerin peşindeyiz.
Amacımız; bilgilendirme odaklı hazırladığımız konuları keyifle okuyacağınız bir dille yayına hazırlayan sağlık ve magazin dergisi olabilmek.
Bir sonraki sayımızda buluşabilmek dileğiyle sağlıkla kalın...
24.02.2014
İdare Adresi
Mareşal Fevzi Çakmak Caddesi
10. Sokak, No: 45
Bahçelievler / ANKARA
Tel: (0312) 212 68 68
Faks: (0312) 223 73 33
www.baskent-ank.edu.tr
Melek ALKAN ÇAKMAK
ÇOCUKLARDA DİŞ
SAĞLIĞI
4
Prof. Dr. Sevi Burçak ÇEHRELİ
Başkent Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi
Pedodonti ABD
Pedodonti, bilinen adıyla “Çocuk dişhe-
”Bir çocuğu, ağzında çürük görül-
yöz hastalık” olarak tanımlanmaktadır.
kimliği” bebek, çocuk ve adölesanların
mesi açısından yüksek risk grubu-
Diğer bir değişle, doğru bir ağız bakımı
ağız ve diş sağlığı ile ilgilenen dişhekim-
na sokan sebepler
arasında ço-
ve çürük yapıcı gıdalardan uzak bir di-
liği uzmanlık alanıdır. Bebek çocuk ve
cuğun özel bakım ihtiyacı olan bir
yet eşliğinde, dişhekimi kontrolündeki
adölesanlarda en sık rastlanan ağız-diş
birey olması (Örn: mental motor
bir çocuğun çürüksüz bir ağza sahip
retardasyon, Serebral Palsi vb), an-
yetişkin bir birey haline gelmesi müm-
nesinde çok sayıda diş çürüğü bu-
kündür.
sağlığı sorunu diş çürüğüdür. Bunu takip eden sorunlar arasında sırasıyla diş
yaralanmaları, dişler sürerken yaşanan
sorunlar ve dişeti hastalıkları gelmektedir. Sıklıkla olmasa da çocuklarda ağız
mukozasını ya da çene kemiğini ilgilendiren iyi ya da kötü huylu kistler de bildirilen şikayetler arasındadır.
lunması, gece anne sütü, meme ya
da biberon emiyor olması, ailenin
geç doğan bebeklerinden olması,
premature ve/veya düşük doğum
ağırlıklı olarak dünyaya gelmiş olması ve ailede düşük sosyoekonomik durum varlığı sıralanabilir.”
BEBEK, ÇOCUK VE
YETİŞKİNLERDE DİŞ
ÇÜRÜĞÜ
Ülkemiz ve dünya çoçuklarında “diş
çürüğü”, alerjik astımdan sonra en sık
görülen sağlık sorunu olarak bildirilmiştir. Bu sorunun sık görülmesinin altında
yatan temel faktörlerin ilk sıralarında;
ağız bakımı eksikliği, konuya ilişkin bilinç oluşturulamaması, sosyoekonomik
nedenler ve ebeveynlerin ağız sağlığı
yer almaktadır.
Gelişmekte olan ve az gelişmiş toplumlarda daha belirgin olmak üzere,
diş çürüğü, çocukların büyüme gelişimi
ve okul yaşamına ilişkin ciddi tehditler
oluşturabilmektedir. Diş çürüğü olan
Çürüksüz bir ağıza sahip olması için
bebeğin ilk dişinin çıkmasının ardından
6. ayda ya da 1 yaşına geldiğinde bir
çocuk diş hekimine götürülmesi, ebeveynlerin diş çıkarılması ve ağız bakımına ilişkin bilgileri alması gerekmektedir.
Bu ilk muayene ile birlikte amaç; annebabalara, ağız sağlığının genel sağılığın
bir parçası olduğu farkındalığını bebeklerinin dişlerinde çürük oluşmadan kazandırmaktır.
bebek ve çocuklar ağrıya bağlı beslen-
İlk muayeneyi takip eden zamanlarda
me yetersizliği ve büyüme hormonunun
herhangi bir tedaviye ihtiyacı olmayan
yoğunlukla salgılandığı gece uykusun-
çocukların dahi 6 ayda bir rutin dişhe-
daki eksiklikler nedeniyle yaşıtlarından
kimi kontrolünden geçmeleri tavsiye
az gelişebilmektedir. Buna ek olarak,
edilmektedir. Bu konu yalnız çocuk diş-
diş tedavileri okul yaşamını aksatmak-
hekimliği açısından değil, günümüzde
ta ve aileye maddi olarak ilave yük ge-
ağız kanserlerinin sık görülmeye baş-
tirmektedir. Oysa diş çürüğü temelde
landığı yetişkin hasta grubu açısından
“önlenebilen, çok faktörlü bir enfeksi-
da oldukça önemlidir. Çocuklarda rutin
5
“
Bebeklerde ilk dişler yaklaşık olarak doğumu takiben 6. ayda
çıkmaktadır. İlk dişin çıkma zamanı bebeğin gelişimine ve cinsiyetine göre farklılık gösterebilmektedir. Ebeveynler henüz ilk diş
çıkmamış bile olsa, bebeklerinin ağız ortamının çürük yapıcı mikrooganizmalar tarafından işgal edilmemesine özen göstermelidir.
“
kontroller sırasında “diş ojesi” olarak bi-
bakımını sağlayan kişiden ya da ailenin
dişler çıktıktan sonra da diş çürüğüne
linen, dişlere yüzeysel olarak uygulanan
diger bireylerinden bebeğe geçebilir.
çok sık rastlanmaktadır.
florür yada dişlerin çiğneyici yüzeyleri-
Bu nedenle bebeği dudak ve çevre-
ni örten fissür örtücü uygulamaları gibi
sinden öpmemek, mamaların tad ya
koruyucu tedaviler de yapılmaktadır.
da ısısını kontrol ettikten sonra kaşığı
Bebeklerde ilk dişler yaklaşık olarak
değiştirerek bebeği beslemek son de-
doğumu takiben 6. ayda çıkmaktadır.
rece önemlidir. Kendi ağızlarında çürük
İlk dişin çıkma zamanı bebeğin gelişi-
bulunan ebeveynler acilen dişhekimi-
mine ve cinsiyetine göre farklılık göste-
ne başvurmalı, tedavilerini yaptırdıktan
rebilmektedir. Ebeveynler henüz ilk diş
sonra ağız bakımlarının yanında klor-
çıkmamış bile olsa, bebeklerinin ağız
heksidinli gargara kullanarak ağızların-
ortamının çürük yapıcı mikrooganizma-
daki mikroorganizma sayısını azaltma-
lar tarafından işgal edilmemesine özen
lıdırlar. Unutulmamalıdır ki, çürük yapıcı
göstermelidir. Araştırmalar, bebeklerin
mikroorganizma ile ne kadar erken en-
özellikle 1,5-2,5 yaş aralığında çürük
fekte olunursa diş çürüğü o kadar hızlı,
Yenidoğanın dişetleri yumuşak bir bezle
yapıcı
enfekte
şiddetli ve yıkıcı bir etki göstermektedir.
ya da nemli tülbent ile her gün silinerek
olma riskinin çok yüksek olduğunu
Ek olarak çürük yapıcı mikroorganizma
temizlenmelidir. Dişler sürdükten sonra
bildirmektedir. Bu mikroorganizmalar
ile erken enfekte olan bireylerde yalnız
da çocuklarda ağız temizliği ısrarlı bir
tükürük vasıtasıyla anneden, bebeğin
süt dişlenme döneminde değil, daimi
şekilde yapılmalıdır. İki yaşından küçük
6
mikroorganizmalarla
Çürüğün önlenmesi, patolojik ve koruyucu faktörler arasındaki dengenin
korunmasına bağlıdır. Patolojik faktörler
karyojenik (çürük yapıcı) mikroorganizmalar ve fermente olabilen karbohidratlardır (örn.şeker ve nişastanın birarada
bulunduğu gıdalar). Koruyucu faktörlerin en önemlisi ise düzenli ağız bakımı
ve florürlü diş macunu kullanımıdır. Oral
hijyen, yani ağız bakımı uygulamalarına
doğumdan hemen sonra başlanmalıdır.
çocuklarda diş temizliği özel tasarla-
göstermekte, bazen de dişlerdeki en-
çıkmaz pediatriste danışılarak bebek
nan parmak fırçaları ve florür içerme-
feksiyonlar yüze yansıyan şişlikler oluş-
her ağladıgında emzirme ve memede
yen diş macunları yardımı ile yapılır.
turabilmektedir
uyutma bırakılmalı ve oral hijyen uygu-
20 adet süt dişinin tamamının çıkması
yaklaşık olarak 30 aylıkken tamamlanmaktadır. Çocuklarda 2 yaşından itibaren diş temizliği küçük başlıklı bir diş
fırçasına sürüntü şeklinde uygulanan
florürlü çocuk diş macunları ile yapılmalıdır. 3 yaşından sonra ya da çocuk
tükürmeyi
öğrenildiğinde mercimek
büyüklüğünde diş macunu kullanılabilir.
Ebeveynlerin bu konuda ısrarcı olmaları ve kontrolü elden bırakmamaları
gereklidir. 8 yaşından önce el yeteneği
yeteri kadar gelişmediğinden bu yaş
grubundaki çocuklarda ağız temizliğini
günde iki kez ebeveynleri yapmalıdır.
Ebeveynlere düşen bir diğer görev de
karyojenik (çürük yapıcı) gıdaların tü-
Eski adıyla “biberon çürüğü” olarak
bilinen erken çoculuk çağı çürüğü
(EÇÇ) dişler çıkar çıkmaz dişlerin düz
yüzeylerinde başlayan agresif ve hızlı
ilerleyen çürük tipidir. EÇÇ 6 yaşından
küçük bir çocukta bir ya da daha fazla çürük, çekilmiş ya da restorasyonlu
diş varlığı olarak tanımlanır. EÇÇ her
lamaları başlatılmalıdır. Biberon yada
damlatmayan bardaklardan karyojenik
içeçek emilerek uykuya dalma Erken
Çocukluk Çağı Çürüğünün en önemli
sebeplerindendir. 1 yaş civarında biberon kullanımından vazgeçilmeli, bebekler özellikle öğün sırasında bebek
bardağından içmeye teşvik edilmelidir.
çocuğu etkileyebilmekle birlikte şekerli
Çürük lezyonlarının erken dönemde
gıda tüketenler ve anneleri düşük sos-
teşhisi bebek ve çocuklarda diş teda-
yoekonomik seviyeye sahip çocuklar
vilerini kolaylaştırır. 3 yaşından küçük
yaklaşık 30 kat fazla risk altındadırlar.
çocuklarda çok sayıda çürük lezyonu
Ebeveynler, çocukları fermente olabi-
varlığında diş tedavileri sedasyon ya da
len karbohidrat içeren sıvılarla uykuya
genel anestezi altında yapılması gere-
yatırmamaları (mama, bisküvili süt vb)
kebilmektedir.
konusunda uyarılmalıdır. İlk diş çıkar
ketimini (şeker, çikolata gazlı içeçek ve
abur cuburlar)kısıtlamaktır. Bu tip gıdalara maruz kalınması, ağız ortamını 30
dk boyunca asidik hale getirmektedir.
Bu gıdaların alınmasının önüne geçilemiyor ise en azından yemekten sonra
alınmaları ve takiben ağız temizliğinin
en azından bir bardak su ile yapılması
sağlanmalıdır.
Bebek ve çocuklarda başlangıç düzeyindeki çürüğün teşhisi sıklıkla görsel
olarak ve el aletleri kullanılarak yapılan
ağız muayenesinde gerçekleşmektedir. Yeni başlayan çürük lezyonları genellikle üst çene ön bölgede yer alan
keser dişlerden başlamakta ve lezyonlar beyaz renkli olduklarından velilerin
dikkatinden kaçmaktadır. Dişlerin ara
yüzlerindeki çürüklerin teşhis edilmesinde radyograflardan yararlanılır. İlerlemiş çürük leyzonları ise gıda alımıyla ya
da spontan başlayan ağrılar ile kendini
7
YANIKLAR
“Yüksek ısı, elektrik gibi fiziksel etkenler veya kimyasal etkiler sonucu deri bütünlüğünün bozulması
yanık olarak isimlendirilir. Yanıkların oluşması çeşitli
nedenler bağlı olarak ortaya çıkar. Bu nedenler arasında
sıcak sıvılarla veya buharla haşlanma, alev yanıkları, patlamaların oluşturduğu ısı dalgalarıyla oluşan (flaş) yanıklar,
sıcak metal, plastik cam gibi maddelerle temas sonucu oluşan
yanıklar ve elektrik ve kimyasallar gibi özel yanık nedenleri sayılabilir. “
8
Doç. Dr. A. Ebru ABALI
Başkent Üniversitesi Yanık, Yangın ve Doğal Afetler
Enstitüsü Ankara Yanık Merkezi
Hepimizin bir şekilde deneyimlediği ya-
En sık rastlanan yanık nedeni haşlanma
sar ve solunum yollarını etkiler. Aksine,
nıklar öncelikle cildimizin maruz kaldığı
yanıklarıdır. Sıcak su, çay, çorba, süt,
sıcak eşya ile temas yanıkları genellikle
bir travmadır. Derinin insan organizma-
kırsal kesimde yapılan salça, pekmez,
dar alanları kapsar. Ancak temas edi-
sındaki en büyük hacimli organ oldu-
peynir suları önemli haşlanma nedenle-
len malzemenin ısısına göre derin olma
ğunu (erişkinde yaklaşık 1,2- 2,3 m2)
ridir. Kimi zaman sıçrama tarzında kimi
eğilimi yüksektir. En çok elleri etkiler.
zamansa kişinin üzerine bocalanma
Sıklıkla ütü, fırın, tepsi, soba gibi ev eş-
şeklinde olabilir. Ülkemizde çocuklar-
yaları ve sanayi işindeki sıcak metallere
da sık görülen bir yanma şekli de sıcak
dokunmakla karşımıza çıkar. Elektrik
süt, pekmez vb. dolu kazanların ve
yanıkları şehir hattındaki 220 volt gibi
tencerelerin içine düşmek şeklindedir.
düşük voltajlı elektrikten kaynaklanabi-
Böyle olgular yaşamı tehdit eden yanık-
leceği gibi yerleşim yerlerinden geçen
lara neden olabilir. Alev yanıkları ikinci
yüksek gerilim hatlarından da kaynak-
sırada gelmektedir. Alev yanıkları büyük
lanabilir. Elektrik travmasında, kendine
faciaların eksik olmayan bir sonucudur
özgü ağır sorunlar nedeniyle, yaşamsal
ve beraberinde duman solumaya bağlı
tehlike fazlasıyla yüksektir. Kimyasal
düzenlenmesindeki önemli rolü, do-
zehirlenmeler ve solunum sistemi ya-
yanıklar ise temizlikte kullanılan asidik
kunma, basınç, ağrı, kaşınma gibi du-
nıkları görülme sıklığı yüksektir. Sıklık-
ve alkali maddeler başta olmak üzere
yusal işlevleri, bağışıklık sistemimizdeki
la yaşamı tehdit edebilir. Flaş yanıkları
birçok kimyasalla oluşabilir ve bu yanık-
etkileri ve vitamin D üretimindeki etkin
LPG, ev tipi tüp patlaması gibi olaylar-
lar ilk anda göründüğünden daha ağır
görevi sayılabilir.
da meydana gelir. Geniş alanları kap-
seyredebilir.
düşünecek olursak, bu organın yanıkla
bütünlüğünün bozulmasının önemli yaşamsal sonuçları olabileceğini tahmin
etmek güç olmayacaktır. Ağır yanıkla
birlikte derinin önemli işlevlerini yerine getirememesi söz konusudur. Bu
görevler arasında derinin organizmamızın ışık, bakteri ve travmalara karşı
koruyucu bariyer olması, vücut ısımızın
9
“
Yanık şiddetinin değerlendirilmesinde vücut yüzeyindeki yanmış alanın
genişliği ve bu alandaki yanıkların derinliği fikir veren iki önemli kriterdir.
Hastanın daha önceden sahip olduğu hastalık ve ek travmalar, duman
solumuş olması, ısı kaynağının sıcaklığı ve temas süresi de göz önüne
alınan diğer kritelerdir. Ayrıca hayati tehlikenin varlığı yanında, kişinin
“
yaşı, olay sırasında yaşadığı sosyal çevre, olayın kaza mı ististar mı ol-
duğu, bireyin tedavi sonrası yaşam kalitesini etkileyecek bölgelerinin
(baş, boyun, el, ayak, genital bölge vb) yanmış olması da göz önüne alınır.
MARUZ KALDIĞIMIZ YANIK
Yanık derinliği değerlendirilirken yanan
kırmızı, kuru ve acı vericidir ve 3 ila 6
TRAVMASININ
cildin derin tabaklarının ne kadar etki-
gün içerisinde iz bırakmadan iyileşir.
lendiği gözlemlenir. Bu amaçla yapılmış
Güneş yanıklarının büyük çoğunluğu
olan sınıflandırmalardan birisi halk ara-
bu sınıfa girer. 1. Derece yanıklar iz bı-
sında da çok kullanılan derecelendirme
rakmazlar, yüzeyel 2. derece yanıklar
sistemidir. Bu sınıflandırmada yanık de-
ciltten koyu veya açık renkli leke şeklin-
rinliğinden birinci, ikinci, üçüncü ve dör-
de izler bırakabilirler. Güneşten korun-
düncü derece olarak söz edilir.
mak bu lekelerin azaltılması ve önlen-
ŞİDDETİ
NASIL BELİRLENİR?
Yanık nedeni ne olursa olsun yanan
hastalar için olay yeri ekipleri, acil servisler ve yanık merkezlerinde yaşamsal
ve işlevsel önemi olan bazı kriterler göz
önüne alınarak değerlendirme yapılır.
mesi için en önemli tedbirdir.
Bu sayede travmanın ‘büyük’ ‘orta derecede’ veya ‘küçük’ yanık mı olduğu-
Birinci derece yanıklar (epidermal
İkinci derece yanıklar, (dermis ve
na karar verilmektedir. Küçük yanıklar
yanık) yüzeyseldir.
Derinin epidermis
epidermisi kapsayan yanıklar) derinin
genellikle ayaktan tedavi edilir. Orta de-
denilen en üst tabakasını etkilerler.
derin tabakası olan dermisin bir kıs-
recede yanıklar yanık merkezi olmasa
Doku hasarı minimaldir, hasar epider-
mını da etkiler. Doku hasarı 1. Derece
da hastanelerdeki yanık yataklarında
mis ile sınırlıdır, deri kırmızıdır, basınç
yanıklardan fazladır, ödem, bül ve ağrı
yatırılarak da tedavi görebilir ama ağır
uygulandığında soluklaşır. Ödem olu-
mevcuttur, pansumanlarla 2-3 hafta-
olan yanık travmaları yanık merkezleri-
şabilir ve genellikle deride bül dediğimiz
da iyileşir. Dermisin 2/3ünden fazlasını
ne sevk edilmesi gereklidir.
su toplanması söz konusu olmaz. Yara
etkileyen 2. derece yanıklar kalıcı iz ve
10
işlev kayıplarına neden olabilir. Bu ne-
kömürleşmiş siyah arasında olabilir.
ve/veya ilerlemesinin sınırlandırılma-
denle kimi zaman cerrahi tedavi yön-
Cerrahi tedavi yöntemlerine ihtiyaç var-
sı mümkündür. Ancak düzenli doktor
temlerine başvurulur.
dır. İyileşme süreci uzun sürer, ve kalıcı
kontrolünde olmak gerekir. Yanık ya-
izler ve işlev bozuklukları bırakması söz
ralarının iyileşme sürecinin ömür boyu
konusudur.
sürdüğü ancak görünür kısmının ilk iki
Üçüncü derece yanıklar, derinin tamamını (tüm katmanlarını) etkileyen
yılda
yanıklardır. Epidermis ve dermis tamamen yanmıştır.
Derin 2. derece, 3. derece, ve 4. dere-
Dördüncü derece yanıklar ise deri
ce yanıklar skar dediğimiz cilt dokusun-
ve deri altındaki dokunun tamamına
dan farklı ve düzensiz bir görünümlü iz-
hatta tendonlara, sinirlere, kaslara veya
ler bırakır. Derin 2. derece ve 3. derece
kemiklere kadar ilerleyen zedelenme-
yanıklarda kimi zaman karşımıza çıkan
yi tarif etmektedir. Deri sert ve kalın bir
hipertrofik skar dediğimiz aşırı iyileşme
tabak halinde karşımıza çıkabilir, karar-
durumu skarın aşırı artmasıyla meyda-
mış, kömürleşmiş gibi görünebilir ya da
na gelir. Bu aşırı iyileşme durumu yara-
saydam beyaz bir hal almış, alttaki da-
larda kabarmalar ve kızarıklıkla seyre-
marlar görünür olabilir. His kalmamıştır.
der, zaman içinde el, kol, bacaklar ve
Dolayısıyla ağrı beklenmez ama hasta
ayaklarda hareket kısıtlılığına yol açan
ağrıdan şikayetçi olabilir. Bunun ne-
‘kontraktür’ dediğimiz aşırı sertleşme
deni çevredeki dokulardaki 2. derece
ve açılanma ile işlev bozukluklarına
yanıklardır. Yaralar mumsu beyazdan,
neden olabilir. Bu durumun önlenmesi
tamamlanacağı
unutulmamalı,
deri bakımı, iz ve işlevsel tedavilerin başarılı olması için bu süre zarfında kontrollere düzenli gidilmeli ve doktor ve fizyoterapist önerileri disiplinli bir şekilde
yerine getirilmelidir.
Derinlik genişlik ve diğer kriterlerle yapılan değerlendirme sonucu hastanın
tedavi süreci planlanmaktadır.
Yanıkla ilgili deneyimlerini anlatan hastalardan duymaya alıştığımız cümle
‘herşey bir anda oluverdi’dir. Bu nedenledir ki olay yerinde yanık hastasıyla ilk
karşılaşan sağlık personeli yukarıda
11
belirtilen ayrıntılı incelemeye başlama-
nin durdurulması mümkündür. Bu süre
ağır yanıklara neden olabilir. Sıvı kim-
dan önce yanık olayının bir travma ola-
20 dakikayı geçmemelidir. Sıcak sıvı
yasallarda ise tam tersi bir durum söz
yı olduğu bilinciyle değerlendirmesini
yanıklarında ıslanan giysiler çıkartılması,
konusudur. Kurtarıcının kendi ellerini
alev yanıklarında kazazedenin açık ha-
koruyarak kazazedenin giysilerini uzak-
vaya alınması, alevler içindeki kişiyi yere
laştırması, doğrudan suyla, ağrı dinene
yatırarak, su varsa su ile yoksa batta-
kadar (60 dakika’ya kadar sürebilir) yı-
niye ceket gibi malzemelerle söndürül-
kaması önerilir. Ayrıca yanık nedeni ne
mesi önerilir. Mümkünse olay yerindeki
olursa olsun küpe, kolye, halhal, yüzük
yangının söndürülmesi de olayın büyü-
ve saat gibi takıların uzaklaştırılması bo-
mesini önler. Ama yangın tüpleri insan-
yun, kol, kulak ayak bileği gibi bölge-
ların üzerinde kullanılmamalıdır. Elektrik
lerdeki yanıklarda dolaşımın korunması
yanıklarında elektrik akımı durdurulduk-
için önemlidir.
yapmakta ve daha geniş ve hızlı bir
yaşamsal bakış açısıyla ilk müdahaleye
başlamaktadır.
“Sağlık personeli olay yerine ulaşmadan önce, olay
yerinde bulunan kişilerin ilk
yapması gereken iş, kazazedenin yanığa neden olan ısı
kaynağından uzaklaştırılması
ve yanmanın söndürülmesi
olmalıdır.”
tan sonra kazazede kaynaktan uzaklaştırılır. Elektrik akımı durdrulmadan
kazazedeye dokunmanın kurtarıcının
Sıkça başvurulan bazı yanlış ilk yardım
da kazazede olmasına neden olacağı
çabaları ise faydadan çok zararı olan
unutulmamalıdır. Kimyasal yanıklarda,
çabalardır ve kesinlikle önerilmez. En
kuru kireç gibi kuru kimyasallar varsa
önemli yanlış, kazazedenin yanık dışın-
Örneğin küçük haşlanma yanıklarında
giysiler önce fırçalanmalı, su ile temas
yanan bölgenin 5-10 dakika akan çeş-
etmeden önce çıkartılmalıdır. Suyla
me suyuna tutulması ile yanma süreci-
temas kuru kimyasalları aktifleştirip
da başka önemli yaralanmalarının dikkatten kaçmasıdır. Örneğin dramatik
görüntüdeki yanık yarasıyla ilgilenirken
ağız ve burnu tıkanmış olan kazazedenin hava alması, soluması gibi işlevlerini
yerine getiremediği gözden kaçabilir.
Küçük yanıklarda evde kendi başımıza bulduğumuz çözümler genellikle
zararlıdır. Çeşme suyu dışında yaraya
değişik maddeler sürmek, (buz, diş
macunu, yoğurt, ayakkabı boyası, bal,
yumurta, yağ, tütün, dondurma, lokal
anestetik kremler gibi) yanlıştır. Suyla
muamele süresini gereğinden uzun tutmak ve hastayı soğukta bekletmek de
ısı ve sıvı kaybına neden olur.
Yanık deneyiminden korumak için alınacak basit tedbirler riskleri azaltacak-
12
tır: Örneğin; tutuşması zor pamuklu ve
yanık merkezleri faaliyet göstermekte
iletişim halindedir. Görülen ihtiyaç üzeri-
yünlü giysileri tercih etmek, sentetik
ve bu merkezler Adana (1997) Konya
ne üniversite bünyesinde bir ilk-yardım
kumaşlardan uzak durmak, ateş ve ısı
(2003) ve Ankara (2003) olmak üze-
egitimi program da kurulmuştur. Bu
kaynaklarından çocuklardan uzak tut-
re Türkiye’nin 3 farklı şehrinde hizmet
programla genel ilkyardım ve yanıklar-
mak ( sıcak tencere, demlik, su ısıtıcıla-
vermektedir. Bugünlerde yeni tıbbi ge-
da ilk yardım konusunda halka düzenli
rı, kibrit, çakmak, ütü, soba), soba veya
lişmelere ayak uydurmak amacıyla fizik
eğitim olanakları sunulmaktadır.
mangal yakmak için tiner veya benzeri
koşullarını modernleştirme çalışmaları
tutuşturucular kullanmamak, yüksek
devam eden bu kurumlarda uzman
gerilim hatlarından uzak durmak bu
genel cerrahlar, çocuk cerrahları, plas-
tedbirlerden bazılarıdır.
tik cerrahlar, anestezistler, beslenme
uzmanları, fizyoterapistler, hemşireler
ve sağlık teknisyenleri bir ekip ruhu
Bireysel tedbirler dışında toplum ola-
içerisinde çalışmaktadır. Her üç mer-
rak yaşam alanlarımızı güvenli yerler
kez hastalara daha faydalı olabilmek
olarak düzenlemek ve korunma bilin-
için kendi aralarında da sürekli olarak
cimizi arttırmak yönündeki eğitimlere
iletişim halindedir. Başkent Üniversitesi
toplumca hız vermek ve topyekün bir
Yanık ve Yangın Afetleri Enstitüsü bün-
mücadele içinde olmak da şarttır. Bu
yesinde, hasta tedavi hizmeti dışında
bilinçle çalışmalarını sürdüren Başkent
klinik ve deneysel araştırmalar da yapıl-
Üniversitesi kuruluşundan bu yana Tür-
maktadır. Enstitünün hedefleri arasında
kiye’deki modern yanık tedavisinin li-
yanık konusunda bilimsel toplantılar
derlerinden olmaya devam etmektedir:
düzenleyerek konusunda uzman he-
Başkent Üniversitesi Yanık ve Yangın
kimleri gerek Türkiyeden, gerekse Or-
Afetleri Enstitüsü 2000 yılında Prof Dr
tadoğu ve Akdeniz ülkelerinden bir ara-
Mehmet Haberal tarafından kurulmuş-
ya getirmek de yer alır. Ayrıca ülkedeki
tur. Şu anda bu enstitüye bağlı olarak
diğer yanık tedavi merkezleri ile sürekli
Sonuç olarak saniyeler içinde gelişen bir durum olan
yanıkların kimi zaman ölümle
sonuçlanması, kimi zamansa
insanın tüm yaşamını değiştirecek ağırlıkta sakatlıklara yol açması çok üzücü bir
durumdur. Sadece kazazede için değil ailesi, çevresi,
yaşadığı toplum için de üstesinden gelinmesi gereken
ciddi sorunlar demektir. Bu
sorunların önlenmesi ve çözülmesinde ihtiyacımız olanlar sadece dikkat, bilgi ve
toplumsal bilinçtir.
13
MEME
ESTETİĞİ
14
Doç. Dr. A. Çağrı UYSAL
Başkent Üniversitesi Hastanesi
Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi ABD
MEME BÜYÜTME
Kadınlarda, meme küçüklüğü birçok
nedenden ötürü olmakla birlikte genetik yatkınlık esastır. Bu noktada belirtilmelidir ki, bir meme ne kadar küçük
olursa olsun, doğurganlık ve emzirme
sırasında hormonlar aracılığı ile büyüyecek ve sağlık açısından kusur teşkil etmeyecektir. Bu noktada meme küçüklüğünün sağlık nedenlerinden ziyade
psikolojik nedenler ile tedavi edildiğini
söylemek yanlış olmayacaktır. Bireyin
kararı ve tercihi meme büyütme ameliyatı için en önemli göstergedir.
memede kanseri tetikleyeceği endişe-
devam etmektedir. Günümüzde bu te-
si, vücudun başka bölgelerinden alınan
davi yöntemi sağlık bakanlığı tarafından
yağlar ile meme büyütme ameliyatlarını
özel izinler ve deneme tedavileri dışında
2000’li yıllara kadar ertelemiştir. Alınan
yasaklanmıştır. Kontrol ve kayıt dışında
yağların enjeksiyonu sonrası erimesi
yapmaya çalışanlar mevcuttur.
ve istenilen hacimde tutulamaması da
bu yöntemin uzun yıllar uygulanmamasına yol açmıştır. Peki neden son
dönemlerde vücuttan alınan yağlar ile
meme büyütme tekrar gündeme gelmiştir. En önemli nokta görüntüleme
yöntemlerindeki gelişmelerdir. Yapılan
çalışmalar yağ enjeksiyonları ile meme
büyütme sonrasında memede oluşabilecek değişiklikler ile kanser gelişiminin ayrımında günümüz görüntüleme
Meme büyütme ameliyatlarında silikon
implant uygulamaları tüm dünyada güvenli bir şekilde uygulamaktadır. Öncelikle silikonun güvenirliliği önemlidir.
Silikon implant, içinde meme kıvamını
yansıtacak silikon jel bulunan silikon kılıf
ile çevrelendirilmiş değişik boyutlarda
üretilmiş güvenliği tüm dünya sağlık
bakanlıkları ve üretim standardizasyon
kurumları tarafından kontrol edilmekte
olan maddelerdir. Bu noktada ömür
Yağ enjeksiyonları ile meme büyütme
(radyolojik) yöntemlerinin etkili olduğu-
yüzyıl öncesine dayanmaktadır. Karın
nu belirtmektedir. Kök hücreler üzerine
bölgesinden alınan yağların memede
yapılan yoğun çalışmalar da vücudun
oluşmuş şekil bozukluklarına aktarımı
başka bölgesinden alınan yağların kök
ile güzel sonuçlar elde edilmiştir. An-
hücreler ile zenginleştirilerek meme bü-
cak özellikle meme kanserinin artması
yütmede kullanılmasının memede iste-
Silikon implant ameliyatlarında
ve erken teşhisin önemi nedeni ile yağ
nilen şekli sağlamada etkili olduğunu
lant boyut seçimine hasta ve doktor
enjeksiyonları sonrasında memede olu-
göstermektedir. Ancak kök hücrelerin
arasında konuşularak karar verilmelidir.
şan değişikliklerin kanser ile ayrımının
memede kanser gelişimine neden olup
Hastanın kafasındaki boyuta ek olarak
yapılamaması ve yağ enjeksiyonlarının
olmadığı konusunda çalışmalar halen
bedene uygun implant seçimi doktor
boyu kullanılacak olan bu implantların
seçimi gerek plastik cerrah gerekse
hasta açısından önemlidir.
imp-
15
tarafından hastaya anlatılarak gerekirse
tirilebilmesinden
kaynaklanmaktadır.
gösterilerek tarif edilmektedir. Yapılan
Ancak doğal meme kıvamı ve görünü-
ölçümler ile hastanın ameliyat sonrası
mü veren silikon implantların 4.5-5 cm
oluşacak yeni meme ve sütyen boyutu
kesiler ile yerleştirilmesi gerekmektedir.
ameliyat öncesi kararlaştırılabilmekte-
Böyle durumlarda da koltuk altı kesiler
MEME KÜÇÜLTME
dir. Günümüzde değişik silikon meme
kolsuz kıyafet giyildiği her anda görüle-
Meme büyüklüğü her ne kadar arzu edi-
implant tipleri mevcuttur. Genel olarak
bilmektedir. Meme başından yapılacak
len bir durum da olsa, memenin beden
sınıflandırılırsa, “yuvarlak (round)” ve
kesilerde meme başı büyüklüğü önem-
ölçülerine göre büyük olması da so-
“damla (anatomik)” olarak ikiye ayrıl-
lidir ayrıca izin görünürlüğü daha yük-
runlar doğurmaktdır. Büyük memelerin
maktadır. Yüzeyde bulunan silikon kılı-
sektir. Meme altı kesilerde doğal olarak
sadece psikolojik sorunlar değil fizyo-
fın şekline göre “düzgün (smooth)” ve
bulunan katlantı kullanıldığı için uzun
lojik sorunlar yarattığı da bilinmektedir.
“pürtüklü (textured) olarak nitelendiril-
dönemde daha kabul edilebilir sonuçlar
Boyun ve sırt ağrıları, meme altı kaşıntı,
mektedir. Silikon kılıfın içerdiği silikon jel
elde edilmektedir.
kızarıklık vs. gibi cilt rahatsızlıkları, spor
nebilen hastaların ameliyat sonrası bir
iki gün dışında ağrıları olmaz.
miktarına göre de “düşük (low)”, “orta
yapmakta zorluk başlıca sağlık sorun-
(moderate)” ve “yüksek (high)” profil
larıdır. Memenin küçültülerek normal
olarak sınıflandırılmaktadır. Hasta bazlı
seçim yapılmakla birlikte özellikle düzgün (smooth) yüzeyli implantların kullanımı her geçen gün azalmaktadır.
Silikon implantların yerleştirilme planları
meme altı ve kas altı olarak değişmektedir. Özellikle meme dokusu bulunan
hastalarda meme altı tercih edilebilmekle birlikte kas altı uygulamalar
meme üst kutbunun şeklini daha doğal
olarak yansıtmaktadır. Bu noktada hastanın gögüs kafesinin şekli, spor yapmış olup olmaması da seçimde etkili
olmaktadır.
“Özellikle
genç
evlenmemiş
bayanların son zamanlarda sık-
ça düşündüğü meme büyütme
ameliyatlarında en önemli soru
boyutlarına getirilmesi bireyi fiziksel ve
psikolojik olarak rahatlatacaktır.
çocuk emzirme olarak karşımı-
Meme büyüklüğünde iki nokta önem-
meme implant ameliyatları son-
memenin büyüklüğü. Meme büyük
kaygısı yaşamaktadırlar. Yapı-
altında aşağıda anlatacağımız meme
veya
konmakta,
Meme büyüklüğünde memeyi iki ele-
ta, özellikle süt kanallarına hiç
olacaktır. Memenin cildi ve memenin
le emzirme konusunda hiçbir
riğini küçültmeden memenin boyutu-
dır. “
noktada dünyanın hiçbiryerinde iz ol-
za çıkmaktadır. Hastalar silikon
lidir. Birincisi sarkık meme, ikincisi
rası emzirme de sorun olacağı
olmaksızın sarkık ise sarkık meme adı
lan ameliyat ile implant meme
dikleştirme ameliyatı gerekmektedir.
meme bütünlüğü bozulmamak-
mana ayırarak anlatmak daha doğru
dokunulmamaktadır. Bu neden-
içeriği. Meme cildini ve memenin içe-
problem ile karşılaşılmamakta-
nu değiştirmek mümkün değildir. Bu
kas
altına
İmplantın hangi kesi ile yerleştirilece-
maksızın meme küçültme gerçekleştirilememektedir. Memenin büyüklüğüne
ği konusunda alternatifler mevcuttur.
Meme büyütme ameliyatı genel anes-
ve bireyin durumuna göre, meme başı
Meme başı çevresi, meme altı katlantı,
tezi altında yapılmaktadır. Bir saatlik bir
çevresi, altı veya ters T adını verdiğimiz
koltuk altı üç ana bölgedir. Her ne ka-
ameliyat sonrasında hasta isterse evine
kesiler kullanılmaktdır. Meme dokusu-
dar koltuk altı kesi ile meme implant
gidebilmektedir. Özel sporcu sütyenini
nun küçültülmesi ve istenilen bölgeye
yerleştirilmesinin daha doğal ve izsiz
4-6 hafta kullanması önerilen hastalar,
kaldırılarak dikleştirilmesi sırasında da
olacağı düşüncesi yaygın olsa da bu-
ameliyat sonrası 2. gün banyo yapabil-
meme dokusu çıkartılmaktadır. Yapı-
nun nedeni silikon implanttan ziyade,
mektedirler. Emilebilir dikişler kullanılır
lan çalışmalar göstermektedir ki meme
içinde serum fizyılojik bulunan silikon
ve pansuman gerektirmemektedir. 1
dokusunun küçültülmesi ve alınması,
torbaların 1-2 cmlik kesiler ile yerleş-
hafta içinde rahatlıkla iş hayatlarına dö-
meme kanser olasılığını düşürmektedir.
16
Ek olarak memede tespit edilmiş kistler
mevcut ise, kistlerin alınması ve tahlil edilmesi ile birlikte meme küçültme
ameliyatı da birlikte yapılabilmektedir.
MEME DİKLEŞTİRME
Meme büyüklüğü olmadan memede
sarkıklık olan bireylerde meme dikleştirme ameliyatı gerçekleştirilebilmektedir.
Bu noktada meme dokusunun miktarı
Meme küçültme ameliyatları planlanırken hastanın çocuk doğurma ve emzirme potansiyeli göz önünde tutulur.
Süt kanalları ve gebelik sonrası yeterli
süt üretecek meme dokusu korunarak meme küçültme ameliyatı yapılabilmekte ve emzirme esnasında sorun
yaşanmamaktadır.
Meme küçültme ameliyatları 3 saat sürmekte, ameliyat sonrasında meme içinde birikim olmaması için dren yerleştirilmektedir. Drenler genel olarak 2. veya
3. gün alınır, hastanın banyo yapmasına izin verilir. Özel sporcu sütyenleri
4-6 hafta kullanması istenir. Hastaların
yüzüstü yatmalarına bu süre zarfında
implant konulabilmektedir. Meme büyüklüğü yeterli olan hastalarda sadece
ciltteki fazlalıklar alınarak istenilen güzel meme görünümüne sahip olmak
mümkündür. Meme dikleştirme ameliyatlarında meme dokusu çıkartılmadığı
için genellikle dren tatbik edilmez. Hastalar ameliyat sonrası 2.gün banyo yapabilirler. 4-6 hafta boyunca özel sporcu sütyeni önerilir ve hastaların yüzüstü
yatmamaları istenir.
memeden 700gr doku çıkartılması, fizik
tedavi ve rehabilitazyon uzmanı, cildiye
uzmanı ve plastik cerrahi uzmanı tarafından heyet raporu verilmesi şartı ile
sağlık bakanlığı tarafından sadece devlet hastanelerinde yapıldığında sigorta
tarafından karşılanmaktadır. Bu şartlar
dışında meme küçültme ameliyatları
sağlık sigortaları kapsamı dışındadır ve
hastanın ameliyat masraflarını kendisi
karşılaması gerekmektedir.
“Toplumumuzda bireyin kabul
görmesinde etkili olan bedenin,
sağlıklı görünümünü de yansıt-
tığı düşünülürse estetik amaçlı
her ameliyatın psikolojik olarak
da bireye mutluluk ve rahatlama
JİNEKOMASTİ
ğine ek olarak son zamanlarda erkekler
meme küçültme ameliyatlarına, her bir
için nüks gözlenmez.
benzer şekilde alındıktan sonra silikon
Yukarıda tariflenen kadın meme esteti-
ğişik standartlar mevcuttur. Ülkemizde
Erkek meme dokusu tamamen alındığı
lalıklar meme küçültme yöntemlerine
dönebilmektedirler.
taları tarafından değişik ülkelerde de-
lir ve günlük hayatına dönebilmektedir.
yen hastalarda, meme cildindeki faz-
(ERKEK MEME BÜYÜKLÜĞÜ)
deni ile yapılmakla birlikte, sağlık sigor-
ameliyattan 2 gün sonra banyo yapabi-
önemlidir. Memesinin büyümesini iste-
izin verilmez. İş hayatına 1 hafta içinde
Meme küçültme ameliyatları sağlık ne-
korse giyilmesi önerilmektedir. Hasta
arasında jinekomasti, erkek meme büyüklüğü toplumda dikkat çekmektedir.
Sağlıksız beslenme, sporsuz yaşam ve
son 30 yıldır artan yapay gıdalar nedeni
ile genç erkeklerde dahi gördüğümüz
erkek meme büyüklüğü psikolojik olarak sorunlar yaratmaktadır. Değişik
boyutlarda olmakla birlikte kilo vermekle azalmasına rağmen tamamen
kaybolmayan jinekomastide en etkin
tedavi günümüzde liposuctiondır. Çok
ileri evreler dışında tüm jinekomasti vakaları koltuk altından yapılacak 5-10
mmlik kesiler ile tamamen tedavi edilebilmektedir. Ameliyat 1 saat sürmekte, ameliyat sonrası 4-6 hafta hastalara
sağladığı bilinmektedir. Meme
de, gerek erkeklerde gerekse
kadınlarda önemli
bir beden
algısı unsuru olarak karşımıza
çıkmaktadır. Tüm ameliyatlar
için geçerli de olsa, özellikle
herhangi bir sağlık problemi ol-
maksızın estetik ameliyat tercih
edecek bireylerin ameliyat sırasında ve sonrasında herhangi
bir problem ile karşılaşmamaları için tam teşekküllü üniversite
hastanelerini seçmeleri önemlidir. Estetik ameliyatlarındaki en
önemli noktada da, bu konuda
eğitimini almış plastik, rekonstrüktif ve estetik cerrahi uzma-
nının seçimidir. Estetik cerrahi,
diplomalarında da açıkça belir-
tildiği üzere plastik cerrahlar tarafından yapılmaktadır.”
17
ÇİKOLATA
KİSTLERİ
18
Uzm. Dr. Çağrı GÜLÜMSER
Başkent Üniversitesi Hastanesi
Kadın Hastalıkları ve Doğum ABD
ÇİKOLATA KİSTLERİ NEDİR? kanaması aslında damarlarımızdaki
ganlık çağındaki kadınlarda ve yaklaşık
NEDEN ÇİKOLATA İSMİ
kandan farklı olarak yıkılmış rahim içi
%6-10 sıklıkta görülmektedir.
VERİLMİŞTİR?
dokuları içerir. Endometriozis hastalığı
Çikolata kistleri (endometrioma) hakkında bilgi verebilmek için öncelikle bu
kistlerin sebebi olan “Endometriozis”
hastalığını ve adet kanamasının nasıl
oluştuğunu bilmek gerekir. Normalde
kadınlarda her adet dönemi süresince
her adet döneminde yıkılan bu rahim içi
dokularının, vajenden dışarı doğru değil
de, geriye doğru ilerleyerek tüpler vasıtasıyla; yumurtalıklar, karın içi örtüsü
(periton), idrar torbası, kalın barsaklar
gibi dokuların üzerlerine bir nevi tohum
ENDOMETRİOZİS
HASTALIĞININ BELİRTİLERİ
NELERDİR?
Endometriozis hastalığının iki ana belirtisi vardır: Ağrı ve kısırlık.
rahim içi dokuda (endometrium) hor-
gibi ekilmesi ile oluşur. Rahim dışında
Ağrı; dört şekilde görülebilir: Adetlerin
monların etkisiyle damarlanmada artış
yerleşmiş dokular, aynı rahim içi doku-
ağrılı olması, cinsel ilişkinin ağrılı olması,
ve kalınlaşma olur. Bunun nedeni; her
lar gibi her ay hormon değişikliklerine
dışkılamanın ağrılı olması ve diğer ağrı-
adet döneminde olası sperm ve yu-
aynı tepkiyi (kalınlaşma-dökülme) verir-
lar (kronik pelvik ağrı, bel ağrısı vb.).
murta birleşmesi sonrasında oluşan
ler. İşte rahim içi dokuların yumurtalıklar
Endometriotik odaklardan her adet
embriyonun, adeta bir bulut içersine
(over) üzerinde bulunması ile “çikolata
döneminde olan kanamanın zamanla
gömülürmüşcesine, damardan zengin
kitleri” oluşur. Bu dokular bir süre sonra
bölgesel olarak birikmesi sonucunda
bir ortamda rahme tutunması ve besle-
kistleşerek, kist içine kanamaya sebep
inflamasyonun tetiği çekilmiş olur. Böy-
nip büyümesini sağlayabilmektir. Fakat
olurlar. Yani her adet döneminde kist
lece sitokinler adı verilen moleküllerin
döllenme olmadığında, salgılanmaya
içine doğru kanama olmaya başlar. Kist
çevreye salınmaya başlaması ağrıya
devam etmeyen hormonların bir anda
içinde biriken kan, aylar, yıllar sonra
sebep olabilmektedir. Diğer bir ağrı se-
ortamdan çekilmesi nedeniyle, aynı te-
koyu kıvamlı, kahverengi bir sıvı haline
bebi ise oluşan yapışıklıklar, iç organla-
meli çöken bir ev gibi kabarmış, kalın-
gelir. Bu benzerliğinden dolayı “çikola-
rın birbiri üzerine binmesi ve organların
laşmış rahim içi doku yıkılır ve “adet ka-
ta kisti” adı verilmiştir. Endometriozis
normal yerlerini kaybetmelerine sebep
naması” meydana gelir. Sonuçta, adet
ve çikolata kistleri çoğunlukla doğur-
olabilir. Sonuçta çikolata kisti olan şid-
19
detli endometriozisli hastalarda rahim,
ÇİKOLATA KİSTLERİNE
Tanı ve cerrahi tedavi aynı anda yapı-
barsaklar, idrar torbası birine yapışmış
NASIL TANI KONULUR?
labilmektedir.
hale gelerek sadece adet sırasında değil, her gün ve sürekli bir pelvik ağrıya
sebep olabilmektedir. Son olarak; endometriotik lezyon kendi sinirsel hattını oluşturabilir. Bu sayede santral sinir
Pelvik ultrasonografi, büyük çikolata kistlerinin tanısını kolayca koysa da
diğer endometriotik implantlar ultrasonografi ile görülemezler. Dolayısı ile
sistemi ve lezyon arasında iletişim olu-
endometriozis tanısında altın standart
şarak her hasta için farklı tarzda ağrılar
yöntem laparoskopi ile operasyon es-
ortaya çıkabilmektedir.
nasında direk gözlem ve biyopsidir.
ÇİKOLATA KİSTLERİ VE
ENDOMETRİOZİS NASIL
TEDAVİ EDİLİR?
Endometriozisi tamamen ortadan kaldıracak bir tedavi metodu bulunmamaktadır. Tedavide iki yaklaşım uygulanmaktadır. Ağrının tedavisi ve kısırlığın
tedavisi. Birçok kadın menopoz döneminde, hormonların etkisi ortadan kalkacağı için semptomlar azalacak veya
tamamen ortadan kalkacaktır. Fakat
üreme çağında olan kadınlarda kısmi
tedavi başarısından söz edilebilir. Ana
hedefler: Ağrının giderilmesi, hastalığın
daha ileri evrelere ilerlemesini önlemek
ve gebe kalmayı sağlayabilmektir. Dolayısı ile gebeliği belli bir süre için düşünmeyen çiftlerde, ağrının çok olduğu durumlarda normal yumurtalık dokularına
en az zarar verecek şekilde çikolata
kisti ve endometriotik lezyonların laparoskopik cerrahi yöntemle çıkarılması
uygun tedavi seçeneği olabilmektedir.
ÇİKOLATA KİSTLERİNİN
KANSERLEŞME
POTANSİYELLERİ VAR
MIDIR?
Çikolata kistlerinin çok büyük bölümü
iyi huylu kistlerdir. Kanserleşme oranı
% 0,1-0,5’dir. Bu risk çikolata kisti olan
her kadına ameliyat yapılmasını gerektirmemektedir.
20
HANGİ ÇİKOLATA KİSTİ
OLAN HASTALARDA,
KISIRLIK AÇISINDAN
TEDAVİ OLSALAR BİLE
TÜP BEBEK UYGULAMASI
hastalar hariç) sonrasında endomet-
men tekrarlama riskine sahip, yaygın bir
riozisin tekrarlama riski 5 yıl içersinde
hastalıktır. Başkent Üniversitesi Ankara
%20-40 civarındadır. Bazı çalışmalar
Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum
normal vajinal doğumun endometriozis
Anabilim Dalında çikolata kistleri ve en-
DÜŞÜNÜLMELİDİR?
tekrarlama riskini azaltırken, sezaryen
dometriozis hastalığı için ileri tetkik ve
Ameliyattan sonra 1 yıl içinde gebe kalı-
doğumların tekrarlama riskini arttırdığını
tedavi işlemleri yıllardır başarı ile uygu-
namamışsa, hasta 38 yaş üzerinde ise,
ortaya koymaktadır.
lanmaktadır. Bölümümüz bu konuda
Türkiye’de ki sayılı referans merkezle-
çikolata kisti olan kadının eşinde sperm
problemi varsa tüp bebek yöntemi düşünülmelidir.
ÇİKOLATA
Sonuç olarak çikolata kistleri ve endometriozis; gebelik çağı kadınlarının
rinden olup, laboratuar ve klinik araştırmalar başta olmak üzere çikolata kistleri ve endometriozis konusunda dünya
KİSTLERİNİN hayat kalitelerini düşüren, ağrı ve kıtıp literatürüne katkı sağlayan her sene
CERRAHİ TEDAVİ SONRA- sırlık şikâyetleri ile kendini gösteren,
SINDA BİLE TEKRARLAMA ultrasonografi ve laparokopik cerrahi
RİSKİ VAR MIDIR?
esnasında gözlem ve biyopsi ile tanı
Laparoskopik cerrahi (rahimin alınması
konulabilen, tedavisinde cerrahi ve ilaç
ameliyatı ve menopoza yakın yaştaki
seçeneklerinin olduğu, tedaviye rağ-
birçok bilimsel faaliyet yürütmektedir.
21
BİTLENME
SORUNU
”Bitlenmenin en sık görülen belirtisi kaşıntıdır. Kaşıntı, özellikle bitlerin beslenmek için kan emdikleri
geceleri çok şiddetlidir. Baş bitinde en çok etkilenen
bölgeler ense, şakaklar ve kulak arkalarındaki saçlı deridir. Bu bölgelerde kaşımaya bağlı tırnak izleri ve kanamalı
kabuklar görülür. Kaşıntılı kabarıklıklar ve geniş kızarıklıklar
oluşabilir. Bazen ense, kulak arkaları ve boyundaki lenf bezlerinde ağrılı büyüme, kaşınan bölgelerin mikrop kapmasına bağlı sarı
kabuklanma olabilir.”
22
Yrd. Doç. Dr. Deren ÖZCAN
Başkent Üniversitesi Hastanesi
Deri ve Zührevi Hastalıkları ABD
Bitlenme, varlığı çok eski çağlara da-
kıyafetlerin dokusuna uyum göster-
Bitlenmek, toplumda yaygın olarak dü-
yanan bir sorundur ve tüm dünyada
me özelliğine sahiptir. Ağızları delici ve
şünüldüğü gibi kişisel hijyenin yetersiz
oldukça sık görülmektedir. Bulaşıcı bir
emicidir.
Bitler, insanların ve memeli
olmasına veya aşırı temizliğe bağlı geli-
hastalık olduğu için özellikle çocukların
hayvanların derilerinde asalak olarak
şen bir sorun değildir. Ayrıca saçlı deri-
birbiriyle yakın temas halinde bulun-
yaşarlar ve kan emerek beslenirler. Di-
de ve vücutta şampuan ve sabun artık-
dukları kreş ve okulların açık olduğu
dönemlerde, doğal afet, savaş ve göç
gibi çok sayıda insanın bir arada yaşamak zorunda kaldığı zamanlarda ve
toplu halde yaşanan sosyoekonomik
seviyesi düşük toplumlarda daha sık
ortaya çıkar. Bu da bitlenme tanısının,
tedavisinin ve bitlenmeden korunma
yollarını öğrenmenin önemini artırmaktadır.
BİT NEDİR?
Bitler, yassı vücutlu, kanatsız, her birinin ucunda deriyi kavramaya yarayan
şileri erkeklerine göre daha büyüktür ve
sirke denen yumurtalarını saçlara / kıllara ve kumaşların liflerine yapıştırırlar. Bir
bit yumurtasının erişkin hale dönüşmesi
30-35 gün sürer ve dişi bir bit günde
3-6 yumurta bırakır. Beyaz renkli, küçük, yumru benzeri yapılar olan bit yumurtalarını görmek bitin kendisini görmekten daha kolaydır.
Bit asalak bir canlı olduğu için yaşamını
sürdürebilmek için her zaman bir konağa ihtiyaç duyar. Bu nedenle de insan
vücudu dışında sadece 48 saat canlı
kalabilir. İnsan vücudunda ise 30 gün
larının kalması ile saçların ve vücudun
aşırı yağlı olması da bitlenmeye neden
olmaz.
Baş biti insanlarda en sık görülen türdür. İnsanların birbiriyle yakın fiziksel
teması, tarak, saç fırçası, şapka, eşarp
veya havlu gibi eşyaların ortak kullanımı
ve döşeme veya yastık gibi yüzeylerle
saçın temas etmesi sonucunda bulaşır.
Buralardaki bitler, yaşamaları için en uygun sıcaklıkta olan saç gövdesinin tabanına yakın alanlara yapışırlar. Bir gün
içinde, özellikle de geceleri olmak üzere
ortalama 10 yumurta bırakırlar.
pençe benzeri yapılar olan 3 çift ba-
boyunca yaşayabilir. Bit yumurtaları
caklı, çok küçük canlılardır. Bacakları-
insan vücudu dışında kumaş ve batta-
Vücut biti, saç biti ve kasık bitinin ak-
nın uçlarındaki bu pençeler, kavradıkları
niyelerde yaklaşık 10-15 gün boyunca
sine vücut yüzeyinde değil, ısının daha
saçların / kılların yapısına ve şekline,
canlı kalabilirler.
düşük olduğu giysilerin dikiş yerlerinde
23
yaşarlar ve yalnızca beslenmek ama-
bölgesi, göğüs, koltuk altları, kirpikler
cıyla kan emmek için, özellikle geceleri
ve kaşlara da yayılabilir. Kaş ve kirpik-
deriye geçerler. Bit barındıran kıyafetle-
lerde bitlenme çocuklarda erişkinlere
rin veya yatakların ortak kullanımı sonu-
göre daha sıktır.
cu bulaşır.
Kasık biti, en sık cinsel ilişki sırasındaki
yakın temas nedeniyle, nadiren de iç
çamaşırları yolu ile bulaşır. Bu nedenle
“cinsel ilişki ile bulaşan hastalıklar” içinde sınıflanır. Yakın deri teması nedeniyle
bulaştığı için kondom kullanımı bulaşı
engellemez.
Vücut bitinde kaşıntı, bitlerin kan emmek üzere giysilerin dikiş yerlerinden
deriye geçtikleri dönem olan geceleri çok belirgindir. Özellikle koltuk altı,
kasıklar ve gövdede yoğundur. Yüz,
ayaklar, eller ve kollar genellikle bu
durumdan etkilenmez. Kaşınan bölgelerde bitlerin ısırıklarına bağlı kızarık kabarıklıklar ve kaşımaya bağlı tırnak izleri
görülür. Hastanın kıyafetlerinde, en çok
da iç çamaşırlarında kanamaya bağlı
lekelenmeler izlenebilir. Deride, özellikle
de kılların etrafında “maculae cerulea”
adı verilen mavi-gri lekeler tipik belirtidir.
Kasık bitinden genital bölgedeki kıllı
alanlar etkilenir ve bu bölgelerde şiddetli kaşıntı olur. Kaşınan bölgelerde
saç biti ve vücut bitine benzer şekilde
tırnak izleri, kanama, kabuklanma görülebilir. Ayrıca kasıklardaki lenf bezlerinde şişlikler oluşabilir. Kasık bölgesine
yerleşen bitler, ön ayaklarıyla kıl köklerine tutunurlar ve başlarını kıl kökünün
içine sokarlar. Beslenme gereği duy-
Hastalar şiddetli kaşıntı ile birlikte saçlı
deri, koltuk altı, gövde ve kasık gibi bölgelerde bit ve/veya sirkeleri görmeleri
nedeniyle doktora başvururlar. Çocuklardaki bitlenmeyi ise en çok ebeveynler ve öğretmenler fark eder.
Bitlenme tanısı, başta kaşıntı olmak
üzere klinik belirtilerin görülmesi ve etkilenen alanlarda bitlerin ve/veya sirkelerin izlenmesi ile konur. Vücut ve
kasık bitinde kaşınan bölgeler büyüteç
ile araştırılarak bitler görülebilir ve mikroskop altında incelenerek kesin tanı
konur.
Baş bitinde ise mikroskop altında incelendiğinde, saç tellerine yapışmış şekilde sirkeler görülür. Bitler kuru saç üzerinde çok hızlı hareket ettikleri için çoğu
zaman canlı biti görmek zordur. Saçı
ıslatıp sık dişli bir tarakla tarayarak sirke
ve bitleri saçlardan ayırmak ve böylece
tanı koymak mümkün olabilir. Saçlardaki sirkeler en çok kepeklenme ile karışır. Sirkeler saç tellerinin üzerinde su
damlasını andırır bir şekilde görünürler.
Saç telindeki kepekleri üfleyerek veya
elle temizlemek çok kolaydır, ancak bu
şekilde sirkeleri saç telinden ayırmak oldukça zordur.
duklarında bu bölgelerden kan emer-
“Bitlenmeden
şüphelenigömmüş bitler siyah noktalar şeklinde len durumlarda öncelikle bir
görülebilir. Bazen bu bitler, anüs, karın doktora başvurmak gerekliler. Dikkatli bakılırsa başını kıl köklerine
24
dir. İlaç tedavisinde, çoğunlukla eczanelerden alınabilen
farklı şampuan, losyon ve
kremler kullanılır. Bit tedavisinde kullanılan ilaçlar mutlaka bir doktor önerisiyle ve
doktorun anlattığı şekilde
kullanılması gereklidir.
Hiçbir bit ilacının sirkeleri öldürücü etkisi %100 değildir.
Bu nedenle ilaç tedavisinin
yanı sıra sirkelerin de mekanik olarak uzaklaştırılması
gerekir. Baş bitinde ıslak saç
sık uçlu bir tarakla taranarak
ve gerekirse bir büyüteçle
saçlar incelenerek sirkeler
temizlenmelidir. Kasık bitinde kılların traşlanması faydalı
olabilir. Vücut biti kıyafet ve
çamaşırlarda yaşadığı için bu
eşyaların kaynatılması ve sık
değiştirilmesi gereklidir.
Hastanın bulunduğu çevrenin
kontrolü de tedavinin önemli
bir parçasıdır. Kullandığı çarşaf, yastık kılıfı ve kıyafetler
kaynatılmalı veya plastik bir
torbaya konarak birkaç gün
oda sıcaklığında bekletilmelidir. Tarak ve saç fırçası gibi
eşyalar sıcak suda yıkanmalı
veya bitleri öldürücü etkiye
sahip ilaçların içinde bekletilmelidir. Evdeki halı, mobilya ve perde gibi tüm eşyalar
iyice temizlenmelidir.
Bitlenmede hasta ile birlikte
yakın çevresindeki kişiler de
bit varlığı açısından kontrol
edilmeli ve gerekirse de tedaviye alınmalıdır.”
“
Özellikle baş biti en çok okullar gibi kalabalık ve toplu
halde bulunulan ortamlarda görüldüğü için yayılmasını
önlemede öğretmenlerin ve buralardaki sağlık görevlilerinin rolü büyüktür. Okul, yurt ve kreş gibi yerlerde dönem
dönem yürütülen tarama programları, bit oranının büyük
oranda azalmasını sağlamaktadır.
“
25
GUT
HASTALIĞI
“Gut hastalığı ise, kandaki ürik asit düzeyinin belli bir eşik değerinin üstüne çıkmasına ikincil olarak
gelişen ve ürik asit metabolizmasındaki bozukluk nedeniyle eklem sıvısında ve yumuşak dokularda, bir tür ürik
asit tuzu olan monosodyum ürat (MSÜ) kristallerinin birikmesi
sonucu oluşan iltihabi (enflamatuvar), tekrarlayıcı, kronik, metabolik bir hastalıktır. “
26
Uzm. Dr. Turan Hilmi YEŞİL
Başkent Üniversitesi Hastanesi
Romatoloji BD
Gut hastalığı en yaygın görülen haliyle
Gut atağında en sık olarak ayak baş-
ve renk değişikliği oluşabilir. Atak geç-
eklemlerde tekrarlayıcı, ani ve şiddetli
parmağı etkilenir. Hastaların yarısından
tikten sonra hasta tamamen normaldir;
başlangıçlı ağrı, hassasiyet, kızarıklık,
fazlasında tek başına etkilenen eklem-
hastanın herhangi bir şikâyeti yoktur
şişme ve sıcaklık artışına neden olan bir
dir. Bununla birlikte diz, ayak bileği,
ve fizik muayene bulguları normaldir.
hastalıktır. Gut hastalarının çoğunda hi-
ayak, el, el bileği ve dirsek eklemleri de
Tetikleyici bir faktör bu döngüyü tekrar
perürisemi adı verilen kanda ürik asitin
etkilenebilir. Nadiren hastalarda omuz,
başlatacaktır.
yüksekliği durumu söz konusudur. Hi-
kalça ve omurga tutulumu gelişebilir.
perürisemi, vücutta ürik asit yapımında
Eklem ağrısı genelde 2-4 saat gibi kısa
artış ya da böbreklerden atılımındaki
bir sürede başlar ve 12-24 saat içinde
azalma sonucu oluşan biyokimyasal bir
en şiddetli haline ulaşır. Ağrıya genellik-
durumdur. Ürik asit normalde sağlıklı
le eklem şişliği, eklemde sıcaklık artışı
bir insanın kanında bulunan ve protein
ve eklemin sınırlarının dışına yayılan kı-
metabolizması sırasında, çeşitli kimya-
zarıklık eşlik eder. Hastaların çoğunda
ve atak olduğunda etkilenen eklem
sal süreçler sonucunda ortaya çıkan bir
tek eklem tutulumu görülmesine kar-
sayısında artış gözlenmeye başlar. Te-
şın, her beş hastadan birinde aynı anda
davi görmeyen ve kan ürik asit düzeyi
birden fazla eklem etkilenebilmektedir.
kronik olarak yüksek olan hastalarda
Ataklar daha çok gece ortaya çıkma
yıllar içinde böbrek taşı gelişimi, böb-
Hastalık sıklıkla erkeklerde görülür ve
eğilimindedir. Nedeni tam olarak bilin-
rek fonksiyonlarında azalma ve tofüs
genelde 40-50 yaşlarında ortaya çıkar.
mese de, ataklar ilkbahar ve sonbahar
denilen, eklem ve kıkırdak, tendon,
Yaş ilerledikçe hastalık görülme riski
aylarında daha sık görülür. Ataklar her-
cilt gibi eklem dışı yumuşak dokularda
artar. Kadınlarda hastalık görülme riski
hangi bir tedavi almadan genelde 7-10
monosodyum ürat kristallerinin depo-
erkeklere göre belirgin azken; meno-
gün içinde kendiliğinden kaybolur. Atak
lanmasıyla karakterize, genellikle sert
poz sonrasında görülme sıklığı artar.
esnasında bazı hastaların vücut sıcak-
ve ağrısız kitle oluşumlarıyla doktora
Kalıtımsal bir bozukluk yoksa çocukluk
lıklarında artış gözlenebilir. Atak geç-
başvurabilir. Hastalığın doğal seyrinde
çağlarında hastalık görülmesi beklenen
tikten sonra etkilenen eklem cildinde
hiç tedavi almamış kişilerde bu bulgular
bir durum değildir.
geçici olarak hafif soyulma, döküntü
ortalama 10-12 yılda ortaya çıkar. Çok
yıkım ürünüdür.
Hastalığın başlangıç yıllarında ataklar daha seyrekken; hastalık tedavi ile
kontrol altında tutulmazsa ataklar daha
sık olmaya, atakların süresi uzamaya
27
ender olarak, hiç eklem şikâyeti yaşamamış hastalarda yukarıda bahsedilen
durumlar ilk doktora başvuru nedenlerini oluşturabilirler.
li, kemoterapi uygulamaları, akut atakta iltihap süresinin kısaltılmayanlış
diyet
uygulamasına sı, tekrarlayan ataklardan korunma ve
ikincil gelişen hızlı kilo verme kronik eklem hasarından korunma yer
gibi durumlar tetikleyebilir. alır. Hastalığın kronik doğası nedeniyle
Bunların yanı sıra düşük doz hastalık önleyici yaklaşımların yaşam
“Gut hastalığının ortaya çıkma
nedenlerinin
başında
inaktif yaşam tarzı ve fazla
kilolu olmak gelmektedir. Ek
olarak gut hastalarının yak-
aspirin, siklosporin ve idrar boyunca sürdürülmesi gerekmektedir.
söktürücü gibi bazı ilaçların Bu nedenle hastalığa sahip kişilerin
kullanımı kan ürik asit düze- hastalık hakkında bilgilendirilmesi ve
yini artırarak atak gelişimin- aktif bir eğitim sürecine dahil olmaları
de rol oynamaktadır.”
büyük önem taşımaktadır. Yaşam tarzı
değişiklikleri arasında düzenli egzersiz
laşık yarısında yüksek tan-
yapmak, fazla kilolardan kurtulmak, bol
siyon, kan yağları düzeyinde Gut hastalığının kesin tanısı için etkilesu tüketmek, alkol tüketimini sınırlamak
artış ve iyi huylu kolesterol nen eklemden alınacak eklem sıvısının
ve yemek alışkanlıklarını değiştirmek
olarak da bilinen HDL ko- veya vücudun herhangi bir bölgesinde
sayılabilir. Düzenli egzersiz yapmak ve
lesterolün kan düzeylerinde oluşan tofüsten alınan örneğin polarize
düşüklük gözlenmektedir. Bu ışıklı mikroskop ile incelenmesi gerekbilgiler ışığında yapılan ça- mektedir. Pratikte her hasta atak dö-
fazla kilolardan kurtulmak, vücuttaki insülin direncini kırarak kan ürik asit
düzeyinde azalmayı sağlar. Fazla kilo-
lışmalarda gut hastalığı olan neminde doktora başvuramamaktadır.
kişilerin dörtte üçünde me- Doktora başvurduğunda ise eklem lardan kurtulmak için çok düşük kalorili,
tabolik sendrom olduğu sap- şikayetleri tamamen geçmiş olduğun- bilinçsiz diyetler uygulanmamalıdır. Aşırı
tanmıştır. Kalp damar has- dan, hastanın önceki eklem şikayetleri- düşük kalorili diyetler, kas yani protetalıkları ve diyabet gelişimini nin özellikleri hakkında detaylı bilgi edi- in yıkımına neden olacağı için kandaki
öngören ve temel mekaniz- nilip; yaş, cinsiyet, kan ürik asit düzeyi, ürik asit seviyesini artırabilir. Diyetisyen
ması insülin direnci olan me- eşlik eden hastalıklar, hastanın kullan- kontrolünde, ayda 1-2 kg’ı geçmeyetabolik sendromun bileşen- dığı ilaçlar gibi parametreler de göz cek şekilde kilo verilmesi en sağlıklısıdır.
lerinin gut hastalarında da
gözlenmesi, gut hastalığının
metabolik bir hastalık oldu-
ğu düşüncesini kuvvetlendirmektedir ve birçok hastada
muhtemelen insülin direnci
bulunmaktadır. Bunun dışında gut ataklarını aşırı alkol,
kırmızı et ve deniz ürünle-
önünde bulundurularak hastaya klinik
olarak tanı konabilir. Tanıdan şüphe duyulan durumlarda nadiren, daha önce
etkilendiği bilinen ancak mevcut haliyle
tamamen normal görünümlü eklemden
eklem sıvısı alınıp mikroskobik inceleme yapılarak tanı kesinleştirilebilir.
Bol su tüketmek kandaki ürik asit konsantrasyonunu azaltarak ürik asit kristallerin oluşumunu engeller, bu nedenle
hastanın günlük tüketebileceği ölçüde
sıvı alımı kuvvetle tavsiye edilmektedir.
Ürik asit protein metabolizmasında pürin denen maddenin yıkım ürünüdür.
Gut hastaları ürik asitin öncüsü olan
bu maddeyi yüksek miktarda içeren
ri tüketimi ve vücutta stres Gut hastalığının tedavisi, ilaç tedavisi gıdalardan uzak durmalıdır. Pürin içeyanıtı oluşturan ateşli hasta- ve yaşam tarzı değişiklikleri olarak te- riği yüksek gıdalar arasında kızarmış,
lık geçirme, eklem travması, melde iki gruba sınıflandırılabilir. Tedavi kavrulmuş ve soslu besinler; deniz
cerrahi girişimler, organ nak- hedefleri arasında ağrının azaltılması, ürünleri, sakatatlar, av hayvanlarının et28
leri, şarküteri ürünleri, hamur işi gıdalar,
şişlik olan hastalarda kısa süreli korti-
kullanılabilen bazı yeni ilaçlar geliştiril-
hayvansal yağlar sayılabilir. Kuru bakla-
zon tedavisi uygulanabilir. Diz gibi bü-
miştir. Standart tedavi yöntemleriyle
giller, yağsız kırmızı et, mantar, karnıba-
yük bir eklem etkilenmişse eklem içine
hastalığı kontrol alınamayan veya ilaç
har, pazı, ıspanak, semizotu ve brüksel
kortizon enjeksiyonu şikayetleri kısa
yan etkisi gözlenen kişilerde bu ilaçlar
lahanası orta miktarda pürin içerdikle-
sürede geriletecektir ve böyle durum-
kullanılabilmektedir.
rinden sınırlı miktarda olmak kaydıyla
larda alternatif bir tedavi yaklaşımı ola-
tüketilebilirler. Son dönemde yapılan
rak kullanılabilir. Yılda ikiden fazla atak
çalışmalarda bahsi geçen sebzelerin
gözlenen, böbrek taşı saptanan, böb-
pürin içerikleri göreceli yüksek olması-
rek fonksiyonları azalan ve bu durumu
na rağmen bilimsel olarak atak sıklığını
açıklayacak ek neden gösterilemeyen
artırdıkları kanıtlanamamıştır. Alkol ve
ve tofüs gelişen hastalara mutlak suret-
kırmızı et tüketiminin sınırlanarak makul
te ürik asit düşürücü ilaç vermek gerek-
porsiyonlarda tutulması atak gelişimi-
mektedir. Bu amaçla vücutta ürik asit
ni önleyici diğer bir faktördür. Yüksek
yapımını engelleyen veya ürik asitin vü-
fruktoz içeriğine sahip alkollü içecek-
cuttan atılımını sağlayan ilaçlar kullanılır.
lerin gut ataklarını daha çok tetiklediği
Son yıllarda hem kan ürik asit düzeyini
bilinmektedir. Bu nedenle bira gibi fruk-
düşüren hem de gut atakları sırasında
Gut hastalarına nadiren cerrahi tedavi
de gerekebilir. Eklemlerde belirgin şekil
bozukluğu ve ağrı yapan; iç organlarda
oluşup organ fonksiyon bozukluğu yapan tofüsler cerrahi olarak çıkartılabilir.
Gut hastalığı olmadan sadece kan ürik
asit düzeyi yüksekliği olan kişilerde ek
başka bir problem bulunmadığı takdirde ilaç tedavisine çoğu zaman gerek
yoktur.
toz içeriği yüksek alkollü içeceklerden
özellikle uzak durulmalıdır. Koyu yeşil
yapraklı sebzeler, turunçgiller, biber, kivi
gibi C vitamini içeriği yüksek besinler
bolca tüketilmelidir. C vitamini ürik asitin idrarda çözünürlüğünü artırarak vücuttan böbrek yoluyla uzaklaştırılmasını
sağlar. Az yağlı süt ve süt ürünlerinin,
atak sıklığını azalttıkları bilindiğinden,
bolca tüketilmeleri önerilir. Kahve tüketiminin de atakları azalttığı gözlenmiştir.
Gut hastalığında ilaç tedavisi, bireye
göre ve aynı bireyde hastalığın seyrine
göre ayarlanmaktadır. Tedavi yaklaşımı atak sırasındaki tedavi ve koruyucu
tedavi olarak ikiye ayrılabilir. Gut ataklarında iltihap giderici özellikli ağrı kesici ilaçlar ve kolşisin kullanılmaktadır.
Bu ilaçlara yanıt vermeyen ya da aynı
anda birçok ekleminde belirgin ağrı,
29
GEBELİK DÖNEMİNDE
BESLENME
30
Uzm. Dr. Gaye OLTULU
Başkent Üniversitesi Hastanesi
Beslenme ve Diyet Bölümü
BESLENMEDE DİKKAT
düzeni üzerine fetal büyümenin eklen- EDİLMESİ GEREKEN
diği fizyolojik bir durumdur ve kadının NOKTALAR
Gebelik, kadının normal metabolik
vücudunda birtakım değişikliklere yol
açar. Gebenin tüm sistemleri hem yeni
yüke uyum sağlayabilmek, hem de büyümekte olan bebeği koruyabilmek ve
ona en rahat ortamı sağlayabilmek için
değişim geçirir. Gebelik süresinin 40
hafta olduğu düşünülürse bu süreçte
bebek her kaloriyi, her proteini, ihtiyaç
duyduğu her vitamin ve minerali sadece anneden alır. Bu ayrıcalıklı dönemde
annenin yeterli ve dengeli beslenmesi,
bebeğinin de yeterli ve dengeli beslenmesi demektir. Çünkü anne karnındaki
dönem sağlığın programlandığı dönemdir.
Beslenme ile birlikte izlenmesi gereken
önemli bir konu da gebe kadının aylık
ağırlık artışlarıdır. Burada önemli olan
kadının gebeliğe başladığı vücut ağırlığıdır. Buna göre, ideal vücut ağırlığına
sahip olan bir kadının gebeliği boyunca alması gereken 9-12 kg’dır. Kadın
ideal vücut ağırlığından fazla bir kilo ile
gebeliğe başladıysa alması gereken
■■Her öğünde her besin grubundan
yiyecekler tüketerek çeşitlilik sağlanmalıdır.
■■Sebze, meyve, pirinç, mercimek,
nohut gibi besinler kullanmadan
önce çok iyi yıkanmalıdır.
■■Tuz kısıtlamasını gerektiren bir durum yoksa yemeklerde iyotlu tuz
kullanılmalıdır.
■■Ezilmiş, çürümüş, kararmış ve küflenmiş besinler tüketilmemelidir.
■■Mevsiminde yetişen meyve ve
sebzeler tercih edilmelidir.
■■Hazır çorba, hazır meyve suları,
meşrubatlar, et veya tavuk suyu
■■Sebzeler ile makarna, mercimek,
tabletleri, cips, kraker, bisküvi tarzı
nohut gibi yiyeceklerin haşlama
hazır yiyecek ve içecekler tüketil-
suları dökülmemelidir.
memelidir.
■■Tahıl ve kurubaklagil karışımı ( bulgur ve mercimek gibi ) yemekler sık
yenilmelidir. Bu yemeklerin yanında
da C vitamininden zengin sebze
ve meyveler (portakal, domates,
maydonoz, yeşil biber ) tercih edilmelidir.
■■Çay ve kahve tiryakileri için tüketimlerini azaltmaları önerilebilir. İçilecekse de özellikle demir içeren
yumurta ve et gibi besinleri içeren
öğünlerden 2 saat sonra ve çok
açık içilmesine dikkat edilmelidir.
■■Kızartılarak ve kavrularak yapılan
yemekler tercih edilmemelidir.
■■Konserve besinler, kaymak, krema, tahin, tahin helvası, çikolata
gibi çok yağlı yiyeceklerden uzak
durulmalıdır.
■■Salam, sosis, sucuk ve pastırma
gibi et ürünlerinden ve mayonezden uzak durulmalıdır.
GEBELİK DÖNEMİNDE
EN SIK KARŞILAŞILAN
SORUNLAR
Mide bulantısı ve kusma: Özellikle ilk
6-9 kg’dır. Ancak çok zayıf başlanan
■■Sigara ve alkol kullanılmamalı, si-
gebeliklerde kadının 12-15 kg alması
gara içilen ortamlarda bulunulma-
aylarda sık görülen sorunlar arasında-
beklenir.
malıdır.
dır. Neredeyse gebelerin % 50’si özel-
31
likle sabah uyandıklarında hissederler.
■■Kayısı, mürdüm eriği, armut, erik
Bazı besin öğelerinin vücutta kullanıl-
Nedeni, ilk aylardaki hormonal değişik-
gibi meyveler daha sık tüketilebilir.
masında yardımcıdır. Vücudu enfeksi-
likler, psikolojik olarak gebeliğe uyum,
Bunların kurutulmuşlarını kullana-
yon ve toksinlere karşı korur.
endişe, korku ve mutlulukla karışık duy-
rak hoşaf da yapılabilir.
Mineraller
gusal durumdur.
Neler Yapılabilir?
■■Sabah uyanınca yataktan birdenbire doğrulmadan, hafifçe yastık
yükseltilip tuzlu bisküvi, kraker
veya bir parça ekmek tüketilebilir.
■■Uyandıktan hemen sonra ve öğünlerden önce su, süt ve benzeri
içecekler içilmemelidir. Sıvı ihtiyacı
öğün aralarında yudum yudum içilerek giderilebilir.
■■Yağlı, baharatlı ve kavrularak pişirilmiş yemekler yenilmemelidir.
■■Sık ve az beslenilmemelidir.
■■Yenilecek yemek bir gün önceden
pişirilirse yemeğin pişme kokusu
evde olmaz.
Kabızlık: Hormonal değişiklikler bar-
sak kaslarının gevşemesine ve barsak
hareketlerinin yavaşlamasına neden
olabilmektedir.
Neler Yapılabilir?
■■Günde 2-3 lt su tüketmeye özen
gösterilmelidir.
■■Yenilebilen meyve ve sebzeler çok
iyi yıkanarak kabuklarıyla tüketilmeye çalışılabilir.
■■Tam buğday veya çavdar ekmeği
tercih edilebilir.
■■Kuru baklagiller, bulgur, yulaf ezmesi gibi posa açısından zengin
besinleri sık tüketilebilir.
■■Bulantı yoksa sabah kalkınca bir
bardak ılık su tüketilebilir.
■■Muz, kabuksuz elma ve kabuksuz
şeftali tüketilmemelidir.
32
■■Mümkünse yürüyüş yapılabilir.
Demir: Et ve et ürünleri, yumurta, koyu
■■Her gün aynı saatte tuvalete oturarak tuvalet alışkanlığını geliştirilebilir.
Mide yanması: Özellikle son aylarda
görülen reflü nedeniyle oluşur.
yeşil yapraklı sebzeler, kurubaklagiller,
kuru meyveler ve pekmez gibi besinlerde bulunur. Demir emilimini engelleyen
aşırı çay ve kahve tüketiminin engellenmesi ve demir içeren besinlerle bir-
Neler Yapılabilir?
likte C vitamini içeren besinlerin ( taze
■■Baharatlı ve yağlı besinler, turunç-
sıkılmış meyve suyu, henüz doğranmış
giller, tam yatma pozisyonu, meş-
salata gibi ) tüketimi de yararlı olacaktır.
rubatlar şikayetleri artırabilir.
Kalsiyum: Süt ve süt ürünleri, koyu
■■Az ve sık beslenme, hafif dik pozisyonda yatma, rahatsız edici besinlere dikkat etmek faydalı olabilmektedir.
yeşil yapraklı sebzeler, pekmez, kurubaklagillerde bulunur. Diyetle yeterince
kalsiyum alınmadığın da gereksinim
kemiklerden çekilerek karşılanır. Bu da
kemik yumuşamasına, diş çürüklerine
sebep olabilir.
GEBELİKTE VİTAMİN
MİNARELLER
VE Çinko: Et, deniz ürünleri, süt ve süt
Vitaminler
Folik Asit: Koyu yeşil yapraklı sebzeler, et, yumurta, süt ve süt ürünlerinde
bulunur. Bebeği nöral tüp defekti ve diğer doğumsal anomalilere karşı korur.
Ayrıca eksikliği gebelerde kansızlığa,
ürünleri, yumurta gibi hayvansal kaynaklı besinlerde bulunur. Eksikliğinde
bebekte düşük doğum ağırlığı ve annede beslenme sorunları oluşabilir.
İyot: Deniz ürünleri ve zenginleştirilmiş
tuz da bulunur. Eksikliğinde gebede
guatr ve bebekte büyüme geriliği ola-
bebekte düşük doğum ağırlığına sebep
bilmektedir.
olabilir.
Omega 3 ve 6: Vücudumuzun ürete-
D Vitamini: Yetersizliği annede kemik
kaybına, kalsiyumun yeterli kullanılmamasına neden olabilir. Güneş, balık, süt
ürünleri ve yumurta sarısında bulunur.
A Vitamini: Balık, süt, yumurta sarısı,
ıspanak, havuç, domates ve yeşil yapraklı sebzelerde bulunur. Eksikliğinde
prematüre ve düşük doğum ağırlıklı bebekler doğabilmektedir.
C Vitamini: Kuşburnu, yeşil ve kırmızı
biber, turunçgiller, domates ve patateste bulunur.
mediği Omega 3 ve 6 gebelikte gereklidir. Omega 3 bebeğin göz sağlığı, sinir
sistemi ve zeka gelişimi için çok önemlidir. Omega 3 somon, uskumru gibi
yağlı balıklarda, yumurta sarısında,yeşil
yapraklı sebzelerde ( semizotu, roka,
gibi ), soya fasulyesinde, zeytinyağında,
ceviz, badem gibi kuruyemişlerde ( çiğ
tüketilmesi önemlidir ) bulunur.
GEBE İÇİN BİR GÜNLÜK ÖRNEK YEMEK LİSTESİ
SABAH:
1 su bardağı süt
1 yumurta
1 kibrit kutusu kadar peynir
2 ince dilim ekmek
Söğüş sebze
KUŞLUK:
1 porsiyon meyve
½ su bardağı süt veya yoğurt
ÖĞLEN:
1 kepçe çorba
3 adet köfte büyüklüğünde et
½ su bardağı yoğurt
Bol salata
4 kaşık makarna veya pilav veya 2 ince dilim ekmek
İKİNDİ:
1 porsiyon meyve
½ Su bardağı süt veya yoğurt
AKŞAM:
1 kepçe çorba
1 tabak sebze yemeği
½ su bardağı yoğurt
2 ince dilim ekmek
Bol salata
4 yemek kaşığı makarna veya pilav veya 2 ince dilim ekmek
GECE:
1 Porsiyon meyve
½ su bardağı süt veya yoğurt
33
BEL SAĞLIĞI İÇİN
EGZERSİZLER
34
Uzm. Dr. Sevgi İKBALİ AFŞAR
Başkent Üniversitesi Hastanesi
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon ABD
Bel ağrıları çoğu zaman yaşamı tehdit eden bir sorun olmamasına karşın,
özellikle gelişmiş toplumlarda iş gücü
kaybı yanında tanı ve tedavi giderleri
açısından da önemli bir sağlık problemidir.
Toplumun %80’i yaşamları boyunca
en az bir kez bel ağrısından yakınır.
Doktora başvuru sebepleri içinde ikinci, ameliyat edilen hastalıklar arasında
ise üçüncü sırada yer almaktadır. Kırk
beş yaş altındaki kişilerde aktivite kısıtlamasına yol açar. Risk faktörleri
arasında en önemlisi meslek ve ağır
bedensel aktivite ile ilgili olanlardır.
Tekrarlayıcı kaldırma, dönme, dönerek
kaldırma, çekme gibi fonksiyonları gerektiren işlerin bel ağrısı riskini arttırdığı belirtilmektedir. Bel ağrısına zemin
oluşturduğu ifade edilen spor dalları
ise; jimnastik, futbol, halter, güreş ve
kürektir.
Bel ağrısına yol açan faktörler arasında mekanik nedenler ilk sırada yer alır.
Mekanik bel ağrısı, farklı nedenlerle
oluşan, fiziksel aktivite ile uyarılıp, istirahatle hafifleyen bir ağrı tipidir. Burada
ağrı nedenini belirlemek kolay olmamakla birlikte vücut mekaniğinin yanlış
kullanımı, tekrarlayan mikrotravmalar,
fiziksel kondisyon yetersizliği gibi bazı
faktörlerin rol oynadığı gösterilmiştir.
Omurganın pasif ve aktif stabilizatörlerindeki zayıflığın kronik mekanik bel
ağrısının oluşmasındaki ana etkenler-
den olduğu bilinmektedir. Bu nedenle mekanik bel ağrısının tedavisinde
ve nükslerin önlenmesinde yıllardan
beri hastalara bel ve karın kaslarının
güçlendirilmesine yönelik egzersizler
önerilmektedir. Genel sağlık açısından
olduğu gibi bel sağlığı için de sporun
ve sağlıklı iken yapılacak egzersizlerin
önemi büyüktür.
Bu egzersizlerin amacı bel çevresinde bir kas korsesi oluşturarak, bel
omurgasına binen yükü hafifletmek ve
yumuşak dokuların esnekliğini artırmaktır. Sebep ne olursa olsun, bel ağrısının oluşmaması, oluşmuşsa daha
hızla düzelmesi ve düzeldikten sonra
tekrarlamaması için, beldeki kasları,
bağları ve eklemleri korumaya yönelik
olarak günlük yaşam aktiviteleri uygun
pozisyonda gerçekleştirilmelidir.
Akut dönemde bele yönelik spesifik
egzersizler yapılmamalıdır. Fiziksel uygunluk (fitness) egzersizleri esneklik,
kas güçlendirme, koordinasyon, dayanıklılık ve aerobik egzersizlerinden
oluşmalıdır. Bel ağrılı hastalar için en
uygun aerobik egzersizler ritimli yürüyüş, yüzme ve egzersiz bisikletleri ile
yapılan egzersiz formlarıdır. Hastaya
özel olarak planlanmalı, süre ve yoğunluğu basamaklı olarak artırılmalı ve
günlük 30 dakikalık seanslar şeklinde
uygulanmalıdır. Akut ağrı geçer geçmez rehabilitasyon programının odağı
kuvvetlendirme egzersizleri ile fonksiyonu iyileştirmektir. Gövde kuvvetinde
ve dayanıklılığında artışın belde ağrı
veya hasar gelişimine karşı koruyucu
olduğunu destekleyen veriler bulunmaktadır.
Egzersizler yapılırken dikkat edilmesi
gereken birtakım hususlar vardır. Egzersizlere doktorunuzun önerisiyle ağrılı atak dönemi iyileştikten sonra başlanılmalı ve düzenli olarak yapılmalıdır.
Programa hafif yoğunlukta, az sayıda
egzersizlerle başlanarak yoğunluk giderek arttırılmalıdır. Egzersiz yapılırken
nefes tutulmamalı, rahat nefes alıp
vermeye devam edilmelidir. Havası temiz bir ortamda (hava uygunsa evde
pencereler açılabilir) altında sunta veya
tahta bulunan halı veya battaniye gibi
sert bir zeminde yapılmalıdır. Yumuşak
veya deforme olabilen yataklar üzerinde egzersiz yapılmamalıdır. Egzersizlere başlanınca ilk günden itibaren çok
çabuk bir iyileşme beklenmemeli, hareketlere devam edilmelidir. Hareketler
esnasında veya sonrasında normalde
mevcut ağrının artmaması gerekir. Bu
yüzden egzersiz sonrası şiddetli ve 15
dakikadan fazla süren bir rahatsızlık
ortaya çıkarsa doktora danışılmalıdır.
Ani ve zorlayıcı hareketlerden uzak
durulmalıdır.
Aşağıda bazı egzersiz örnekleri verilmektedir.
35
BEL KASLARINA YÖNELİK EGZERSİZ ÖRNEKLERİ
Egzersizlere başlama pozisyonunda başlayın, kasılmayı 5 saniye sürdürün ve tekrar başlama durumuna dönün ve
10 saniye gevşek olarak kalın. Başlangıçta her hareketi 5 kez tekrarlayın ve zaman içinde sayıyı 10’a kadar arttırın.
Zamanla 10’ar kez tekrarlanmış 3 sete kadar çıkabilirsiniz.
1. Sırtüstü yatar pozisyonda dizler bükülü, eller bel altındayken belinizi elinize doğru
bastırarak 5’e kadar sayıp gevşeyin.
2. Sırtüstü pozisyonda dizler bükülüyken baş, omuz ve kollarınızı kaldırarak öne doğru
uzanın ve 5’e kadar sayıp gevşeyin. İlk egzersizde olduğu gibi bu egzersizi belinizi
yatağa bastırarak yapın.
3. Sırtüstü pozisyonda dizler bükülüyken baş, omuz ve kollarınızı kaldırarak sağ bacağınıza doğru uzanın ve 5’e kadar sayıp gevşeyin. Aynı hareketi diğer bacağınız için
tekrar edin. İlk egzersizde olduğu gibi bu egzersizi belinizi yatağa bastırarak yapın.
4. Sırtüstü pozisyonda kalçalar ve dizler düz olacak şekilde yatarken derin bir nefes
alarak sağ dizinizin altından ellerinizle destekleyerek sağ bacağınızı gövdenize doğru
çekin bu sırada diğer bacağınızın düz olmasına dikkat edin ve başlangıç pozisyonuna
geri dönün. Aynı hareketi diğer bacağınız için tekrar edin.
5. Sırtüstü pozisyonda dizler bükülü yatarken, ellerinizle dizlerinizin altından tutarak her
iki dizinizi karnınıza doğru çekin. 5’e kadar sayın ve eski pozisyonunuza geri dönün.
6. Sırt üstü ve dizleriniz bükülü pozisyonda yatarken kalçalarınızı sıkarak yukarı doğru
kaldırın, yukarıdayken 5’e kadar sayın ve başlangıç pozisyonuna geri dönün
36
7. a) Elleriniz dirseklerden 90 derece bükülü ve baş hizasında olacak şekilde yüzükoyun yatın.
7. b) Daha sonra dirsekler omuz genişliğinde olacak şekilde önkollar üzerinde yükselin. Bu pozisyonda 5’e kadar sayın.
7. c) Sonrasında ise dirsekler düz olarak elleriniz üzerinde yükselin. Bu esnada kalçanızın yataktan kalkmamasına dikkat edin. Bu pozisyonda 5’e kadar sayın. Tekrar
başlangıç pozisyonuna geri dönün.
8. Yüzüstü pozisyondayken kalçanızı yataktan kaldırmadan göğüs altı hizasına kadar
sırasıyla başınızı omuzlarınızı ve gövdenizi yataktan geriye doğru kaldırın. 5’e kadar
sayın ve tekrar başlangıç pozisyonuna dönün.
9. a) Emekleme pozisyonuna gelin, belinizi kamburlaştırıp başınızı öne eğin. 5’e kadar
sayın ve başlangıç pozisyonuna geri dönün.
9. b) Ardından belinizi çukurlaştırıp başınızı kaldırın. 5’e kadar sayın ve başlangıç pozisyonuna geri dönün.
37
TAKINTI
HASTALIĞI
38
Uzm. Dr. Nurhak ÇAĞATAY BİRER
Başkent Üniversitesi Hastanesi
Ruh Sağlığı ve Hastalıkları ABD
İnsanlar günlük yaşamlarında fark-
yaşlarda başlar. Hastalığın nasıl geliştiği
nesnelerin açık kalmış olabileceğinden
lı konularda evham, endişe ve takıntılı
tam olarak aydınlatılamamış olup geli-
kuşku duyar ve emin olmak için defa-
düşüncelere kapılabilirler. Çoğunlukla
şiminden bir çok etken birlikte sorumlu
larca kontrol eder. Yine benzer bir emin
bu düşünceler ve duygularla baş edile-
tutulmaktadır. Nedenler arasında özel-
olamama şekli başkalarına zarar vere-
bilirler, sosyal ya da mesleki yaşantıları
likle genetik olanlar ve beyindeki bazı
ceği, elinde olmadan saldırgan davra-
etkilenmez. Takıntılı düşünceler, günlük
kimyasal değişiklikler (serotonin vb.)
nışlarda bulunacağı şeklinde kuşkulu
üzerinde durulmaktadır. Titiz, kuralcı ve
düşüncelere sahip olma şeklinde görü-
ayrıntıcı özellikleri olan kişiler bu hastalı-
lür. Örnek olarak bir anne “çocuğuma
ğa daha yatkındır.
zarar verir miyim, ben her ihtimale kar-
yaşamı etkiliyorsa ve gündelik aktiviteleri engelleyecek düzeye geldiyse hastalıktan bahsedilir. Takıntı hastalığında
kişinin aklına gelmesine engel olamadığı düşünceler vardır. Bunlar kişinin
kendisi tarafından mantık-dışı olarak
değerlendirilmesine rağmen huzursuzluğa neden olurlar. Kişiler bu takıntılı düşüncelerin neden olduğu huzursuzluğu
azaltmak için yineleyici davranışlarda
ya da zihinsel eylemlerde bulunurlar.
Ancak burada sağlanan rahatlama kısa
sürelidir.
Takıntı hastalığı kaygı bozuklukları arasında sınıflandırılmaktadır. Geçmişte
nadir görülen bir hastalık olarak kabul
edilirken, son yıllarda yapılan araştırmalarda hiç de nadir olmadığı belirlenmiştir. Yapılmış olan son araştırmalarda takıntı hastalığının her 100 kişinin
Hastalığın özellikleri ve belirtileri kültürden kültüre farklılık gösterir. Örneğin
şı evdeki bütün bıçakları toplayayım,”
diye düşünebilir.
“temizlik takıntısı” olan bir kişi, yemek-
Bazı durumlarda kişilerin aşırı rahatsızlık
ten önce ya da tuvalete gittikten sonra
duyduğu cinsel içerikli düşünceleri ola-
bakterileri ya da kirliliği gidermek için
bilir. Örneğin “ akşam arkadaşlarımda
ellerini uzun süre veya tekrar tekrar,
toplandığımızda ya insanların bakılma-
abartılı sabun tüketerek yıkar ve elle-
ması gereken yerlerine bakar mıyım,”
rinin temizlendiğinden bir türlü emin
“ kontrolümü kaybedip kız arkadaşla-
olamaz. Bu kişilerin aklından geçen dü-
rıma sarkıntılık yapar mıyım,” “aklıma
şünceler şöyle olabilir: “Otobüste ya da
olmayacak insanlarla, olmadık cinsel
hastanede dikkatli olmalıyım, mümkün
sahneler geliyor, çok utanıyorum”. Dini
olduğunca az yere dokunmalıyım, eve
içerikli takıntılı düşünceler özellikle dini
gider gitmez üstümü değiştirip, ellerimi
inançların yoğun olduğu toplumlarda
yıkamalıyım…” Bazı kişilerinse tüm ya-
görülür. Hastaların bu konudaki rahat-
şamını simetri ve düzenle ilgili uğraşıları
sızlık veren düşünceleri ise şöyledir:
etkiler.
“İçimden Allah’a küfretmek geliyor. Al-
2-3’ünde görüldüğü saptanmıştır. Ge-
Kuşkulu düşüncelerle ilgili huzursuzluk
nellikle ergenlik döneminde ve 20-30’lu
yaşayan kişiler gaz ocağı, kapı, kilit gibi
lah var mı?”.
Takıntı hastalığı olan bazı kişiler, bir
39
takım davranışları gerçekleştirmeden
ken bir durum içindedir. Kişilerin bazı
İlaçlar yanında farklı terapi teknikleri de
önce kendilerince önemli olan bir nes-
zamanlarda akıllarına sanki kendilerine
tedavide faydalıdır, en sık bilişsel-dav-
neye dokunurlar. Sayma takıntısı olan
ait değilmiş gibi gelen düşünceleri ola-
ranışçı terapi yöntemi kullanılmaktadır.
kişiler bazı aktiviteleri gerçekleştirirken
bilir, ancak bu düşünceler sürekli geli-
belirli bir sayıya kadar saymadan ya-
yorsa ve kişi bunları kovmaya çalıştıkça
Tedavi süresince poliklinik kontrollerini
parsa yoğun bir sıkıntı duyarlar.
daha çok düşünceye maruz kalıyorsa,
önemlidir.
TAKINTILI DÜŞÜNCELERE
SAHİP OLMAK HER ZAMAN
TAKINTI HASTALIĞINI MI
İŞARET ETMEKTEDİR?
günün önemli bir zaman dilimini bu dü-
HASTANIN AİLESİNE VE
DİĞER YAKINLARINA
DÜŞÜN GÖREVLER:
Yukarıdaki bilgiler ışığında düşünüldü-
ğı, kişinin ve çevresindekilerin yaşam
ğünde temiz, tertipli olmanın; güvenlik
kalitesini ne denli düşürdüğü ortadadır.
amacıyla kapıları kontrol etmenin has-
Hastalığın süreğen seyri de göz önün-
talık olarak nitelendirilmesi sizlere saç-
de tutulursa birçok hasta ikincil olarak
ma gelmiş olabilir. Unutulmaması gere-
şarlar. Hastalar damgalanma korkusu
çökkünlük de yaşamaktadır.
ile hastalık başladıktan çok sonra psiki-
şüncelerle baş etmek için harcıyorsa
hekim kontrolü gerekebilir.
Takıntıların yaşamı ne denli zorlaştırdı-
ken; bir kadının temiz ve düzenli olması
aksatmamak hekim ile işbirliği kurmak
Bu gibi takıntıları olan kimseler takıntılı düşünceleri ve yaptıkları davranışlar
çevredekiler tarafından fark edildiğinde
nasıl karşılanacaklarına dair endişe ya-
TAKINTI HASTALIĞI NASIL yatriye başvururlar. Hasta yakınları kimi
hastalık sayılmazken, her gün çamaşır
zaman bu takıntılı düşüncelerin çok
TEDAVİ EDİLİR?
yıkaması, bütün vaktini temizliğe ayır-
ması ve bunların dışında neredeyse
hiçbir şey yapmıyor oluşu bir psikiyatra
Özellikle beyindeki kimyasal maddeler
(serotonin sistemi) üzerinde etkili olan
saçma olduğunu ve kendi başına bunlardan kurtulabileceğine dair telkinlerde
bulunmaktadırlar. Hastanın çevresin-
başvurma vaktinin geldiğini göstermek-
ilaçlar takıntı hastalığında oldukça ya-
tedir. Kişiler evden çıkarken kapı kapalı
rarlıdır. Antidepresanlar adı verilen bu
mı diye elbette kontrol edebilirler; ancak
tür ilaçlar tedavide yaygın ve başarılı bir
tekrar tekrar dönüp kontrol ediyorlarsa
şekilde kullanılmaktadır. Tedavi süresi
dirmelidirler. Ayrıca, hastaların tedavi
veya bu nedenle servisi kaçırıyorlarsa,
kişiye bağlı faktörlerle değişmekle bir-
sırasında da desteklenmeye de ihtiyaç
artık hastalıktan şüphe edilmesi gere-
likte ortalama iki yıldır.
duyacakları unutulmamalıdır.
40
deki insanlar takıntıların kişilerin elinde
olmayan düşüncelerden kaynaklandığını bilmeli ve hastayı tedaviye yönlen-
SİGORTA ŞİRKETLERİ
BANKALAR
ADAC ÖZEL SAĞLIK SİGORTA (ALMANYA)
FORTİS BANK A.Ş. MENSP. EMEKLİ SAND. VAKFI
AK SİGORTA A.Ş.
GARANTİ BANKASI A.Ş.EMEKLİ VE YARDIM SANDIĞI VAKFI
ALLİANZ SİGORTA A.Ş.
İŞ BANKASI
ANADOLU ANONİM TÜRK SİGORTA A.Ş.
ŞEKERBANK VAKFI
ANKARA ANONİM TÜRK SİGORTA ŞİRKETİ
TC MERKEZ BANKASI
AXA SİGORTA A.Ş.
TC MERKEZ BANKASI SOS.GÜV.VAKFI
AXA SİGORTA A.Ş. SAĞLIĞIM TAMAM POLİÇESİ
TÜRKİYE VAKIFLAR BANKASI
ACIBADEM SİGORTA A.Ş.
ESBANK MENSUPLARI EMEKLİ SANDIĞI VAKFI
BUPA INSURANCE LTD. İNGİLTERE
CGM COMPUGROUP A.Ş.
DEMİR HAYAT SİGORTA A.Ş.
DUBAİ SİGORTA A.Ş.
ERGO SİGORTA A.Ş.
ERGO SİGORTA ŞİRKETİ TAMAMLAYICI
EUREKO SİGORTA A.Ş.
EURO-CENTER
EUROP ASSISTANCE
GENERALİ SİGORTA A.Ş.
GMC SERVICES INTERNATİONAL FRANSA
GROUPAMA SİGORTA A.Ş.
GÜNEŞ SİGORTA A.Ş.
GÜVEN SİGORTA A.Ş.
HALK SİGORTA (BİRLİK SİGORTA) A.Ş.
HDI SİGORTA A.Ş.
RESMİ KURUMLAR
ANAYASA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA SANAYİ ODASI
ANKARA TİCARET ODASI
MİLLİ REASÜRANS T.A.Ş. MENSP. EMEKL. VE SAĞLIK SAND. VAKFI
SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI
TCDD VAKFI
TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ
YEŞİLKART
TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ
INTER PARTNER ASSISTANCE
MAPFRE GENEL SİGORTA A.Ş.
MAPFRE GENEL SİGORTA A.Ş. FARK YOK POLİÇESİ
MARM A.Ş.
METLIFE EMEKLİLİK VE HAYAT SİGORTA A.Ş.
MONDIAL ASSISTANCE
RAY SİGORTA A.Ş.
REMED ASSISTANCE
PİLOTAJ
BORAJET HAVACILIK TAŞIMACILIIK
S.O.S. INTERNATIONAL AMBULANS SERVİSİ A.Ş.
GÜNEŞ EKSPRES (SUN EXPRES) HAVACILIK AŞ.
SOMPO JAPAN SİGORTA A.Ş. (Fiba Sigorta A.Ş.)
HAN HAVACILIK
TUR ASSIST
HELİPORTUGAL
VANBREDA
MNG HAVA YOLLARI TAŞIMACILIK A.Ş.
YAPI KREDİ SİGORTA A.Ş.
SKYLİNE ULAŞIM TİCARET A.Ş.
ZİRAAT SİGORTA A.Ş.
TÜRK HAVA KURUMU
ZÜRİCH SİGORTA A.Ş.
YÜZÜAK HAVACILIK
41