Chassis Brakes ği’nde Aile Günü Etkinli 2. Yaş Kutlaması Chassis Brakes esi Uludağ Üniversit de Kariyer Günleri’n Konuk Yazar: Nuran Boyraz EDİTÖRCE 2 Bültenimiz 1 yaşında! Derya ÇORUH ÖZVATAN Türkiye Kurumsal İletişim Uzmanı Nice senelere hep birlikte… Temmuz 2013’de faaliyete geçen Chassis Brakes World Dergimiz artık 1 yaşında. Siz değerli paydaşlarımız ile paylaşacak bu kadar çok şeyimizin olması, tam bir sene önce bizi bülten çıkarmaya teşvik eden itici güç olmuştu. Bugün bir senenin ardından görüyoruz ki bültenimiz istikrarlı bir çizgi yakaladı bile. Her geçen sayı daha da doyurucu bir içeriğe kavuşan bültenimiz bizden haberler vermeye devam ediyor, bundan sonra da devam edecek. Birinci yaşımızı kutladığımız bu günlerde ben de farklı bir heyecan ve telaş içerisindeyim. Siz bültenimizi keyifle okumaya başladığınızda ben doğum iznine ayrılmış olacağım. Bu orta vadeli ayrılık bana biraz zor gelecek. Ancak yeni bir hayat ve yeni tecrübeler beni bekliyor olacak. Geleceğe sevinç ve umut ile bakıyorum. Ayrıca benim yokluğumda CBI Kurumsal İletişim Çalışmaları kaldığı yerden devam edecek. Özellikle belirtmek isterim ki Chassis Brakes World Dergi Ekibi kurulduğu günden bu yana her zaman ve her konuda öncü bir takım oldu ve benim yokluğumda da takım arkadaşlarım sayesinde her zaman öncü kalacağına inanıyorum. Gelelim bültenimizin beşinci sayısının içeriğine; CBI Aile Günü, Uludağ Üniversitesi Kariyer Günleri ve CBI çalışanları olarak almış olduğumuz birçok eğitim konuları bu sayımızda yer alan konu başlıklarından sadece birkaçı. Gelin hep birlikte beşinci sayımızı okumaya başlayalım. 2015’de tekrar görüşmek dileğiyle, Sevgilerimle. GENEL MÜDÜR’den 3 Merhaba Arkadaşlar, Dergimizin yeni sayısı ile yeniden beraberiz… Geçen sayımızın elimize ulaşmasından bugüne ülkemizde maalesef hem üzücü hem de sevindirici gelişmeleri birlikte yaşadık. Mayıs ayında yaşadığımız Manisa-Soma’daki madende yaşanan ve resmi rakamlar ile 301 kardeşimizin hayatını kaybettiği iş felaketi hepimize derin Genel Müdür bir üzüntü yaşattı. Bu olayda sonsuzluğa göçmüş olan tüm kardeşlerimize rahmet ve ailelerine başsağlığı dilerim. Bu vahim olayda kaybettiğimiz kardeşlerimizin hayatlarında yaptıkları ile hatırlanmasını ve hatıraları ile gönüllerde anılarak yaşamasını gönülden dilerim. Diğer yandan, bu olay bizlere de kendi hayatımızda, yaşarken yapmadıklarımızı yeniden gözden geçirme ve çıkarılacak dersler ve alınacak aksiyonlar ile, işte bu yapmadıklarımız ile hatırlanmama fırsatı vermiştir. Umarım ve dilerim ki, iş güvenliği ve işçi sağlığı konusunun tüm paydaşları – ki bu paydaşlara bizler de hem bireysel hem de kurumsal olarak dahiliz - bu olaydan gerekli dersleri çıkarmış ve böylesi hüzünleri bir daha deneyimlememe ve bunların yaşanmamasını sağlama kararlılığında olsunlar. Uygar ETİ Diğer yandan, yine geçtiğimiz günlerde yönetmenimiz Nuri Bilge Ceylan Fransa-Cannes’de düzenlenen film yarışmasında Altın Palmiye ödülünü kazanmış ve bu ödülü ile böylesi uluslararası başarılara uzuncadır hasret çekmekte olan bizlere de büyük bir mutluluk yaşatmıştır. Kendisini ve ekibini bu başarısından dolayı gönülden tebrik ederken tüm okuyucularımıza Atatürk’ün 10. Yıl Nutku’nda söylediği şu sözlerini hatırlatmakta fayda görürüz: “Bunu da ehemniyetle tebarüz ettirmeliyim ki, yüksek bir insan cemiyeti olan Türk milletinin tarihi vasfı da, güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir. Bunun içindir ki milletimizin yüksek karakterini, yorulmaz çalışkanlığını, zekasını, ilme bağlılığını, güzel sanatlara sevgisini, milli birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vasıta ve tedbirlerle besliyerek inkişaf ettirmek, milli ülkümüzdür. Türk milletine çok yakışan bu ülkü, onu, bütün beşeriyette hakiki huzurun temini yolunda, kendine düşen medeni vazifeyi yapmakta, muvaffak kalacaktır.” Şirketimiz özeline gelirsek; Benim bu yazıyı kaleme aldığım 14/07/2014 tarihi itibariyle, halen kalite performansımız sıfır müşteri şikayeti ile devam etmektedir. İç hata performansımız da giderek iyileşmekte olan trendini korumaktadır. Tüm arkadaşları bu alanlardaki katkılarından dolayı tebrik ederim. Diğer yandan, Nisan, Mayıs ve Haziran ayları içinde maalesef firmamızda da çeşitli iş kazaları yaşandı. Bunları ayrı ayrı incelediğimizde, hemen hepsinin temelde bireysel ön kabullerimizden, kendimize fazla güvenden ve bu güvenin verdiği rahatlıkla ya dikkatsizce davranılmasından veya kurallara keyfi sebepler ile uyulmamasından kaynaklandığını görmekteyiz. Bu anlamda herkesi önceliğimiz olan bu konuda yeniden ve kapsamlı bir şekilde düşünmeye ve özeleştiri yapmaya özellikle davet etmek isterim. Ticari açıdan, halen performasımız bütçemizin üstünde seyretmektedir. Firmamızın kuruluşundan beri yapılan etkin çalışmalar sonucu, uzun yıllardan sonra ilk kez, hep beraber firmamızı sürdürülebilir ticari başarı elde eder seviyeye sizlerin de değerli katkılarınız ile beraber taşımış durumdayız. Tebrik ve teşekkürlerimi paylaşmak isterim. Yazıma son verirken bir sonraki sayımıza kadar başarılar, mutluluklar ve esenlikler dilerim. Saygılarımla; 11 Best Taxi Driver Chassis Brakes Frenlerini kullanıyor Dünyanın en iyi taksi şoförü İhsan Aknur aracında Chassis Brakes frenlerini kullanıyor. 12 Chassis Brakes International Uludağ Üniversitesi Kariyer Günleri’ne Katıldı 4 TEMMUZ 2014 SAYI: 5 İÇİNDEKİLER YAYIN ve İMTİYAZ SAHİBİ CHASSIS BRAKES INTERNATIONAL OTOMOTİV SAN. ve TİC. A.Ş. adına sahibi GENEL MÜDÜR Uygar ETİ EDİTÖR Derya Çoruh ÖZVATAN DERGİ HAZIRLIK EKİBİ Motivasyon Grubu 14-15 KATKIDA BULUNANLAR Dr. Emin MENEKŞE YÖNETİM YERİ CHASSIS BRAKES INTERNATIONAL Otomotiv San. ve Tic.A.Ş. DOSAB, Yeni Yalova Yolu Cd. No: 612 Osmangazi / BURSA T: 0 224 270 68 00 F: 0 224 261 09 82 chassisbrakes.com.tr GRAFİK TASARIM ANL CREATIVE Kükürtlü Mh. Zübeyde Han. Cd. Tayan Apt. No: 10 D/2 Osmangazi / BURSA T: 0 224 234 24 42 F: 0 224 234 02 42 anlcreative.com BASKI AK Mat Akınoğlu Matbaacılık San. Tic. A.Ş. YAYIN TÜRÜ Bülten 3 ayda bir yayınlanır. Her hakkı Chassis Brakes International Otomotiv San. ve Tic.A.Ş.’ye aittir. Para ile satılamaz. 26 05 Sendika Köşesi 06 Ayın En İyileri 07 Tedarikçilerimiz 08 Ekip Ruhu 09-10 Best Taxi Driver Chassis Brakes Frenleri’ni Kullanıyor 11 Chassis Brakes International Uludağ Üniversitesi Kariyer Günleri’ne Katıldı 12 Perspektif Toplantıları Tüm Hızıyla Devam Ediyor 13 Chassis Brakes International Aile Günü 14-15 Nuran Boyraz’dan “Çocuk İletişimi ve Empatik Dinleme” Eğitimi 16 Chassis Brakes Ailesi’ne Yeni Üyeler Katıldı 18 Fabrikamıza Üst Düzey Ziyaret 19 Röportaj: ERDEM Yoldaş 20-21 Simav’daki Çocuklara Kitap Bağışı 22 Karikatür 23 İK Gündem Chassis Brakes International Çalışanları Aile Gününde Bir Araya Geldi Konuk Yazar: Nuran Boyraz 24 Spor 25 Konuk Yazar: Nuran BOYRAZ 26 Teknoloji 27 Doktorum Köşesi 28-29 HSE 30-31 Gezelim Görelim 32-33 Dünyada Chassis Brakes 34 Bulmaca 35 Bunları Biliyor musunuz? 36 Kültür Sanat 37-38 İş’te Kadın İK GÜNDEM 5 Zannetme, Farz Etme, Sor ! Arzu ÖNEYMAN Türkiye İnsan Kaynakları ve Kurumsal İletişim Müdürü Ömrümüz boyunca her gün birbirinden faklı olaylar yaşarız, deneyimler ediniriz. Bunlardan inançlarımız, varsayımlarımız ve ön kabullerimiz oluşur. Bunlar da yeni bir durum ile karşılaştığımızda o durum hakkında kabul ettiğimiz verileri etkileyen filtreler gibidirler. Örneğin bir yöneticinin sabah geldiğinde herkese üstünkörü bir selam verdiğini ama Can’ın kendisinin selamını almadığını fark ettiğini düşünelim. Bu durumda zihin çalışmaya başlar ve bunu anlamlandırmaya çalışır. “Geçen haftaki eğitime de beni göndermemişti zaten, bunda bir iş var. Beni sevmiyor sanırım. Gönderdiğim e-postaya da teşekkür etmedi...” Daha sonra Can buna biraz daha anlam katar ve muhtemelen yöneticisinin onun bu iş için uygun olmadığını düşündüğünü düşünür. Daha sonra belirli sonuçlara varır; “yöneticim benim yaptığım işe değer vermiyor”. Hatta çalıştığı firmada insanlara değer verilmediği inancını bile benimseyebilir. Bu durumda bu inanç üzerinden hareket edip işinden istifa etmesine neden olabilir. Bu kişinin varsayımlarıyla, bunlara kattığı anlam ( çevreleyen kültürün de etkisi ile ), çıkardığı sonuçlar ve aldığı aksiyonla, Chris Argyris’in Çıkarım Merdiveni’nin en tepesine kısa bir süre içinde hızlıca tırmandığını görüyoruz. Bunların hepsi çok mantıklı gözükebilir ve daha kişi ne yaptığını anlayamadan olaylar çok hızlı gelişir. Herhangi bir durumu yorumlarken merdivenin hangi basamağında olduğumuzu her zaman kontrol etmeliyiz. Burada herkes tarafından gözüken “gerçek data” merdivenin en altındakidir, aksiyon- aldığı karar ise en tepede. Bu durumda, belki yöneticinin özel bir durumu vardır, belki ailevi veya sağlık ile ilgili sıkıntıları vardır ve bu yüzden dalgındır. Gerçek sebebi vardığımız sonucu kontrol/test etmeden bilemeyiz. Maalesef varsayımlarımızı ve sonuçlarımızı test etmek çok zordur. Örneğimizde yöneticiyi kenara çekip, “hey benim yeteneksiz olduğumu mu düşünüyorsun” diye nasıl sorabilirim? Hadi sorduk diyelim cevabına inanacak mıyım? Ben bu soruya doğru cevap verir miydim? Dolayısı ile sonuca daha varmadan (yeteneksizim) datanın gerçekliğini sorgulamamız en önemli adım (selamımı almadı). Bu anlamda yöneticiye en baştan “Bir sorun mu var? Sabah selamımı almadığınızı fark ettim, yapabileceğim bir şey var mı?” diye sorulabilir. Bu durumda yönetici, davranışının yarattığı algıyı anlayacak ve gerçeği açıklığa kavuşturmak için fırsatı olacaktır. Merdivenin 1. basamağından inebiliriz. Bir karar vermeden önce hangi verilere odaklandığımızı ve ne gibi varsayımlarda bulunduğumuzu kontrol etmeliyiz. Varsayımlarımıza yüklediğimiz anlamlarla, merdiveni hızlı bir şekilde tırmanıyor da olabiliriz. Bu sebeple ; ZANNETME, FARZ ETME, SOR ! Ya da kendi kendimizin düşmanı haline dönüşür ve o merdivenden düşeriz! Sevgilerimle. SENDİKA KÖŞESİ 6 Adem MUTLU Türk Metal Sendikası İş Yeri Baş Temsilcisi Değerli Arkadaşlarım, Ne kadar da güzel başlamıştık Mayıs ayına! Arkadaşlarımızla birlikte aldık bayraklarımızı ellerimize, tuttuk İstanbul’un yolunu. Zira bağlı olduğumuz konfederasyon TÜRK-İŞ, 1 Mayıs kutlamalarının adresini Kadıköy Meydanı olarak işaret etmişti. Bol güneşli, tam bayram havasına uygun bir gündü. Marmara Üniversitesi kampusu önünde, birçok sendikalar ve sivil toplum örgütlerinin oluşturduğu kortej eşliğinde, Kadıköy Meydanı’na kadar sloganlarla ve alkışlarla yürüdük. Birçok ülkede olduğu gibi, bizim ülkemizde de emekçilerin sıkıntıları var. Bunların hepsini tek yürek olarak, meydandan haykırarak, ilgililere sesimizi duyurmaya çalıştık. Halaylar çektik, eğlendik, barış ve dostluk içerisinde, Emek ve Dayanışma Günü olan 1 Mayıs’ı şanına yakışır bir şekilde kutladık. Ama ne yazık ki iki hafta aradan sonra milletçe çok üzüldük. Günlerden 13 Mayıs 2014, ajanslardan, Manisa’nın Soma ilçesinden gelen kömür madeni kazası haberiyle, ülkemiz yasa boğulmuştu. Çünkü birçok emekçi kardeşimiz karbonmonoksit zehirlenmesi sonucu hayatını kaybetmişti. Günlerdir medyada çeşitli kişiler ve kuruluşlar tarafından bu olay tartışıldı ve başıboşluluğun, vurdumduymazlığın sorumluları kimdir cevabı arandı. İhmaller varsa sorumlular bulunup adaletin karşısında hesap vermelidirler ama hiçbir güç giden canları geriye getiremeyecektir ve geride kalan üzüntülü ailelerin üzüntülerini gideremeyecektir. Bundan hepimiz büyük bir ders çıkarmalıyız. İşçi sağlığının ve güvenliğinin en önemli faktör olduğunu hiç aklımızdan çıkarmamalıyız. Bireyler olarak konuya büyük bir hassasiyet göstermeliyiz. İş yerimizdeki işçi sağlığı ve iş güvenliği kurallarına uymalıyız ve talimatları eksiksiz olarak yerine getirmeliyiz, uymayanları uyarmalıyız, eksik ve düzensiz gördüğümüz her olayın, yerinde ve zamanında derhal çözümlenmesine yardımcı olmalıyız. Unutmayalım ki evlerimizde bizleri her gün sağ salim gelmemizi bekleyen, sevdiklerimiz ve sevenlerimiz var! Saygılarımla. N I Y A EN EN İYİLERİ SEÇTİK 7 EN İYİ SUALTI DALIŞ Fabrikada hangi bölümde çalışıyorsunuz? Bakım Bölümü’nde mekanik bakım işçisi olarak çalışıyorum. Kaç yıldır çalışıyorsunuz? 19. yılımdayım. Sualtı dalış fikri nereden aklınıza geldi? Çocukluğumdan beri iyi yüzdüğümü düşündüğüm için maske, palet gibi yardımcı ekipmanlar kullanma fikri bana itici gelirdi. Geçen yaz tatilinde maske şnorkel alayım da suyun altına bir bakayım dedim, sonra devamı geldi. Sezon sonu geldiği için tüplü dalış imkanım olmadı. Ben de serbest dalış yapmaya başladım. Tüplü dalış sertifika eğitimi alıp, sezon açılınca da tüplü dalış yaptım. Sualtında sizi çeken nedir? Sualtı size ait olmayan bir yer. Bunu hissediyorsunuz, bu da çekiciliğini arttırıyor. Suyun altında nasıl duygular hissediyorsunuz? Farklı bir dünyaya giriyorsunuz, normalde taşıdığınız sıkıntı, tasa ya da sevinçten uzaklaşıyorsunuz, aklınıza bile gelmiyor, içinde olduğunuz anın keyfini çıkartıyorsunuz. Nurdoğan Düvenci Makine Bakım YENİ DOĞAN ÇOCUKLARIMIZ Ailenin yeni üyeleri Uzun ve sağlıklı bir ömür dileriz. Barış Ata Dinler (İlker Dinler’in oğlu) Kıvanç Ayhan (Mehmet Ayhan’ın oğlu) TEDARİKÇİLERİMİZ 8 Canan ÖZTEKİN ATALAY Yan Sanayi Kalite ve Giriş Kalite Şefi Demisaş’a Ziyaret Firmamız için çok önemli bir yan sanayi olan Demisaş’ta yeni proje nedeni ile proses denetimi ve ziyaretler gerçekleştirdik. Bu ziyaretlere müşterimiz, CBI Merkez Satın Alma Kalite ve CBI Kalite’den ilgili kişiler katıldı. Proje başlangıcında yapılan ziyaretler, beklentilerin net anlatılması, resim ve şartnamelerde tanımlanan fakat anlaşılamayan konuların açıklığa kavuşması açısından çok önemli olduğundan CBI olarak biz de bu ziyaretimizi çok önemsedik. Demisaş ile nice yeni çalışmalar dileriz. Ziyaret ve denetimlere katılanlar şöyleydi: CBI: Canan Öztekin Atalay, Matthieu Fombonnat, Jules Auterlot, Selgün Yıldız, Hasan Taşan, Gürcan Yakışık Demisaş: Kalite Bölümü; Tahir Ersoyu, Engin Karaca, Emre Gürsoy, Mühendislik Bölümü; İsmail Büyükgül, Üretim Bölümü; Emre Erol, Cüneyt İnal, Mehmet Kırmızı. Saygılarımla. EKİP RUHU 9 Sıfır Hata İle Zamanında Üretim Silindir Talaşlı İmalat Hattı Silindir Talaşlı İmalat Hattı’nda şu anda üç ana sanayiye, sırasıyla FIAT - TOFAŞ, TOYOTA ve FORD olmak üzere müşterilerimize “0”hata ile zamınında üretim felsefesiyle üretim yapılmaktadır. Hattımızda müşteri siparişine bağlı olmakla beraber 6 gün, en az 2 vardiya üretim yapılmakta olup, artan müşteri talepleri doğrultusunda gerekli zamanlarda 3 vardiya da çalışılabilmektedir. Fabrikamızın en genç ve en yüksek teknolojiye sahip olan makina parkı ve dinamik, özverili takım çalışması ile hem kaliteli, hem de verimli iş sonuçları elde edilmektedir. Silindir Hattı çalışanları tam bir uyum içinde ve fabrikamızın hedefleri doğrultusunda işimizi en iyi nasıl yaparız duyarlılığı ile çalışmaktadır. Yetenekli ve esnek çalışma becerisi olan arkadaşlardan oluşan Silindir Talaşlı İmalat Hattı’mızda çalışanlar birbirinin yerini doldurabilmektedir; bu da kaliteli bir üretimin anahtarlarından biridir. Özetlemek gerekirse : EKİP RUHU ve ARKADAŞLIĞIN YUVASIDIR SİLİNDİR HATTI... Asri İşlek Ceyhan Osmanoğlu Bahri Cincioğlu 02.01.1996 tarihi itibari ile fabrikamızda Silindir Talaşlı İmalat Hattı Operatörü olarak işe başladım, üretim ile ilgili hemen hemen her operasyonda görev aldım. Yaklaşık 7 aydır Silindir Talaşlı İmalat Hattı’nda Üretim SPC Operatörü olarak çalışıyorum. Topladığımız verilere dayanarak diğer operatör arkadaşlarım ile daha kaliteli ve istikrarlı üretim yapmak üzere çalışıyorum. Bu çatı altında çalışmaktan mutluyum. Emre Şen Mehmet Eğilmez Serkan Akman EKİP RUHU 10 Silindir Talaşlı İmalat Hattı İsmail Bilbey 2007 yılında fabrikamızda Montaj Bölümü’nde işbaşı yaptım, kısa bir süre sonra Silindir Talaşlı İmalat Hattı Bölümü’ne geçtim. Zaman zaman fabrikanın çeşitli yerlerine destek verdim, şu anda da Toyota Silindir Hattı alüminyum arka fren silindir imalatı yapmaktayım. Benim gözümle baktığımda firmamızın bizlere hisssettirdiği aile ortamı işimizde mutlu olmayı sağlıyor. Bizlere verilen eğitimler, günlük yaşantımızı Erdinç Tan ve iş hayatımızı olumlu yönde etkilerken, ayaklarımızın üstünde daha sağlam ve kararlı bir yaşam tarzı sunuyor. Ayrıca iş güvenliğinin önemi çok büyük, kimseye zarar gelmemesi için yapılan yatırımlar ve iyileştirmeler çalışanlara rahat ve huzurlu bir ortam sağlıyor. Bunun yanında motivasyon ve aktivitelerle çalışanları her zaman moral ve motive etmekte, burada ve dışarıdaki yaşamında pozitif bir enerji saçmakta. Firmamı şöyle özetleyebilirim; önce iş güvenliği – kalite – iyileştirme, insana saygı, eğitimler ve insan ilişkileri, aile ortamı, motivasyon. Bunları bize sağlayan firmamız, karşılığında 2 yıldır yaptığımız 0PPM üretim ile meyveleri toplamaya başlamıştır. Başarılar CBI. 17 Kasım 2004 yılında Silindir Talaşlı İmalat Hattı’nda fren üretimiyle tanıştım. Geçen 10 yıl içerisinde fabrika içerisinde, Disk Fren Montaj, Kalite, Noah Montaj ve Paketleme Bölümlerinde geçici olarak çalıştım. Şu anda kökenim olan Silindir Talaşlı İmalat Hattı’nda çalışmaktayım. İsmail Bilbey Buğra Sabır Silindir Talaşlı İmalat Hattı’nda her ne kadar bireysel çalışılsa da, yaptığımız günlük toplantılarımızla ekipce kararlar ve fikirler konuşulur, ortak kararlar alınır. Günlük toplantılarımız hattımızın ekip ruhunu güçlendirmektedir. Silindir Talaşlı İmalat Hatları’nda, yan sanayiden gelen brüt silindirleri teknik özelliklerinde kalite standartlarına uygun olarak işlemekteyiz. Ürettiğimiz silindirler frenin en önemli kısmıdır, aynı zamanda gövde vazifesi görür. İşlediğimiz ürünler montaj öncesinde kaplanmak üzere fason firmamıza sevkiyat bölümü aracılığıyla gönderilir. 1989 senesinde otomotiv sektöründe Talaşlı İmalat Operatörü olarak iş hayatına başladım. Lise eğitiminde aldığım teorik bilgileri, uygulama ile birleştirip daha verimli ve kaliteli sonuçlar elde etmeyi hedefledim. Hedefim gelişen ve dinamik otomotiv sanayiinde katma değer üreten işler yapmak oldu. Bu çerçevede 02/01/1995 tarihinde Transtürk firmasında işbaşı yaptım. İlk yıllarda Silindir Talaşlı İmalat Tezgahlarında bir çok yeni projenin ve iyileştirme projelerinin devreye alınmasında aktif görev aldım. 2009 senesinden itibaren Silindir Talaşlı İmalat Çalışma Grubu Lideri olarak görevime devam etmekteyim. Nejdet Güler Otomotiv sektöründe 25 yıllık talaşlı imalat tecrübemle, firmamızın gelişimine katkıda bulunmak ve gelecek nesillere tecrübe ve bilgi birikimimi aktarmak için çaba sarfetmekteyim. Olcay Çetin Ceyhan Osmanoğlu Asri İşlek Recep Kaya BİZDEN Aktivitelerimiz 11 Best Taxi Driver Chassis Brakes Frenleri’ni Kullanıyor Dünyanın en iyi taksi şoförü, Sultan Ahmet taksicisi İhsan Aknur, Fiat Doblo marka aracında Chassis Brakes frenlerini kullanıyor. İhsan bey ağabeyinin özellikle eski model Chevrolet’leri kullanmasından çok etkilenerek ve babasının isteğine karşı gelerek eğitimini yarım bıraktı ve henüz 18 yaşındayken ehliyetini alarak taksi duraklarında çalışmaya başladı. Tutkunu olduğu mesleğine 1949 model, 8 silindir Ford ile başladı. 20’li yaşlarda İstanbul’a gelen İhsan Bey şehri bilmediğinden müşterilere yolu tarif etmesini söylüyordu. Turistlerle anlaşamamaktan şikayet eden Aknur, kursa yazılıp önce İngilizce öğrendi ve turistik mekanlarda çalışmaya başladı. Müşterilerinden gelen öneriyle 2000 yılında kurduğu www.besttaxidriver.com adlı web sitesinde dünyanın dört bir yanındaki müşterileriyle olan anılarını ve yaşadıklarını yazıyor. Kurduğu web sitesinin ardından popülaritesi artan Aknur, yerli gazete ve televizyon programlarına konuk olmaya başladı. Yerel basının dışında ABC televizyonu, Discovery Channel, National Geographic gibi TV programlarında yer aldı. Aknur’u özel bir taksi şoförü yapan özelliklerinden biri ise, taksisine binen turistleri gezdirirken tarihi bölgelerle ilgili bilgiler de vermesi. Müşterilerinin kendisi hakkında fikirlerinden oluşan resimli 20’den fazla kitabı vardır. Chassis Brakes, Uludağ Üniversitesi‘nde Yüksek Lisans Öğrencileriyle Buluştu Uludağ Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü Yüksek Lisans Programı öğrencilerinin katıldığı “Uygulamalı İnsan Kaynakları Yönetimi” konulu panelde her hafta farklı sektörlerden şirketler katılarak, kendilerini ve şirketlerini öğrencilere tanıtıp, sektöre bağlı olarak İnsan Kaynakları uygulamalarından bahsediyorlar. Bu etkinlik kapsamında Doç. Dr. Aşkın Keser’in daveti üzerine İnsan Kaynakları ve Kurumsal İletişim Müdürümüz Sayın Arzu Öneyman 8 Mayıs’ta “İş Değerlendirme ve Ücret Yönetimi” başlığı altında öğrencilere iş kademeleri, ücret piyasası, ücret politikası ve performans parametlerelerinden bahsetti. “Genel itibariyle CBI’da, objektif ve şeffaf yönetimle, eşit işe eşit ücret ödeme prensibi geçerli. Ayrıca yüksek performanslı çalışanlarımızı ayrıştırıp ödüllendirerek, onları motive edecek bir ücret yönetim sistemi kullanılmaktadır” diyen Öneyman, Chassis Brakes bünyesinde ücretlendirme politikasından örnekler verdi. Uludağ Üniversitesi Görükle yerleşkesinde düzenlenen etkinliğe öğrenciler büyük ilgi gösterdi ve gelecek, kariyer, Chassis Brakes’de çalışma şartları ve istihdam politikaları gibi konular hakkında öğrencilere bilgiler verildi. BİZDEN Aktivitelerimiz 12 Chassis Brakes International Uludağ Üniversitesi Kariyer Günleri’ne Katıldı Uludağ Üniversitesi Öğrenci Etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen Kariyer Günleri’ne bu yıl Chassis Brakes International da katıldı. 5-9 Mayıs tarihleri arasında düzenlenen Kariyer Günleri’ne Chassis Brakes International İK ve Kurumsal İletişim Müdürümüz Arzu Öneyman ve Satış ve Projeler Müdürümüz Erdem Yoldaş panel konuşmacısı olarak katıldı. “Şirket Tanıtımı ve Uluslararası Şirketlerde Satış Ve Pazarlama Yönetimi” başlıklı konuşmasında Erdem Yoldaş, gençlere CBI dünyasını tanıtıp, uluslararası bir şirkette pazarlama yönetiminin püf noktalarına değinirken Arzu Öneyman ise “Uluslararası Şirketlerde Kariyer Fırsatları Nasıl Yakalanır?” başlıklı konuşmasında son sınıf öğrencilerine kariyer planlaması konularına değindi. Uludağ Üniversitesi Görükle yerleşkesinde düzenlenen etkinlikte Chassis Brakes International ekibimiz, öğrencileri gelecek, kariyer, Chassis Brakes International’da çalışma şartları, istihdam politikaları, staj imkanları, mülakat süreçleri gibi konularda bilgilendirdi. Kalbimiz Soma’da Manisa’nın Soma İlçesi’ndeki 13 Mayıs 2014 tarihinde kömür madeninde meydana gelen iş kazası nedeni ile yüzlerce canlar yitirilmiştir. Ülkemizi derinden sarsan bu olay her birimizde kapanmayacak yaralar açmıştır. Tüm Türkiye’de olduğu gibi dünya da bu faciayı yakından takip etti. Öyle ki bu acılı günlerde birlik, beraberlik ve dostluk kavramı bir kez daha önem kazandı. Soma’da yaşanan maden faciasından hemen sonra merkezimizden ve diğer Chassis Brakes lokasyonlarından gelen taziye mesajları acıyan yaramıza biraz da olsa merhem oldu. BİZDEN Aktivitelerimiz 13 Perspektif Toplantıları Tüm Hızıyla Devam Ediyor Her ayın ilk Çarşamba günü 14:00-15:30 saatlerinde düzenlenen Perspektif Toplantıları, Chassis Brakes‘in gelecek/ortak hedefleri ve bu hedeflere hep birlikte ulaşabilmek adına karşılıklı beklentilerin anlaşılması için çalışanlar ve üst yönetimin buluşmasıyla devam ediyor. 12.sini düzenlediğimiz toplantımızda Genel Müdürümüz Uygar Eti, şirketin kısa ve uzun vadeli hedeflerinden bahsetti. Sn. Eti toplantıya katılanlara “Kıymetli bir ekibimiz var, çok özel bir iş başarıyoruz, bu sebeple yerimizde durmuyor yeni işlerin peşinden güvenle koşabiliyoruz” dedi. HSE, Kalite ve Üretim alanlarında tüm göstergelerimiz ile grup içinde de daha iyi bir noktada olduğumuzu vurgulayan Eti, “Bütün bunları sizlerin sayesinde yapabiliyoruz” dedi. Ve Stajyerlerimiz İçin Mutlu Son Mezun olabilmek için stajlarını da tamamladılar. Sıra mezuniyette... Bir yıl boyunca, özveri ile yoğun iş ortamında bizlerle beraber çalışan 2013-2014 dönemi stajyerlerimiz için veda zamanı geldi. Eylül ayından bu yana gösterdikleri çalışmaları ve çabaları için kendilerine teşekkür ediyoruz. Firmamızda edindikleri tecrübelerin iş/özel yaşamlarında yol gösterici olacağını umut ederek, CBI Ailesi olarak bundan sonraki hayatlarında başarılar diliyoruz. BİZDEN Aktivitelerimiz 14 Chassis Brakes International Çalışanları Aile Günü’nde Bir Araya Geldi 25 Mayıs Pazar günü çalışanlarımız ve aileleri ile birlikte Aile Günü etkinliğinde bir araya geldik. Bu etkinlikte ayrıca fabrikamızın 2. yaş gününü de kutladık. Aile Günü etkinliği Chassis Brakes International Fabrika Genel Müdürümüz Sayın Uygar Eti’nin açılış konuşması ile başladı. Konuşmasında tüm çalışanlar ve aileleriyle bir arada olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Uygar Eti, “Chassis Brakes International, çalışanların memnuniyetini çok önemseyen bir kurum. Bu nedenle motivasyonumuzu arttıran bu tür etkinliklerle sürekli bir arada olacağız” dedi. Fabrika Genel Müdürümüz Sayın Uygar Eti’nin ardından söz alan İnsan Kaynakları ve Kurumsal İletişim Müdürümüz Sayın Arzu Öneyman “Bugüne kadar elde ettiğimiz başarıların arkasında bize destek veren ailelerimizin payı BİZDEN Aktivitelerimiz 15 büyüktür. Böylesine büyük bir organizasyonda bir araya gelmekten duyduğum mutluluğu bilmenizi isterim. Bu vesile ile organizasyonda emeği geçen herkese ve tüm katılımcılara sonsuz teşekkürlerimi sunarım” diye konuştu. Açılış konuşmalarının ardından çalışanlarımız aileleriyle birlikte fabrikayı gezdi. Gezi sonrası çalışanlarmız ve aileleri renkli aktiviteler eşliğinde hem eğlendi hem de çevre, evde güvenlik, enerji tasarrufu ve çocuklarla iletişim konularında aldıkları eğitimlerle bilinçlendi. Verilen “Çevre Eğitimi” ile çocukların çevre duyarlılığı arttırılırken, “Çocuğumun Dileği Benim Yüreğimde“ kurum içi sosyal iletişim projesi kapsamında çocuklar çevre ile ilgili dileklerini yapraklara yazarak dilek ağacına yapıştırdılar. Bu çalışmada çocukların bireysel sorumluluk hassasiyetini derinleştirip, ebeveynlerin çocuklarının dileklerini yerine getirmek için gösterecekleri motivasyonu ve cömertliği çevre duyarlılığına dönüştürmek, çalışanlar üzerinde kalıcı bir farkındalık yaratmak ve Chassis Brakes’in çevre politikasını etkileşimli bir etkinlikle çalışanların ailelerinin de kavramasını sağlamak için planlandı. Programın ilerleyen saatlerinde, 2 yıldır Chassis Brakes International olarak fren üretimi yapan Bursa fabrikamızın 2. yaş gününü de Aile Günü’nde tüm çalışanlarımız ve aileleriyle birlikte kutladık. Kesilen 2. yaş günü pastasının ardından Aile Günü hatıra fotoğrafları çekildi. BİZDEN Aktivitelerimiz 16 Nuran Boyraz’dan Aile Günü’nde “Çocuk İletişimi ve Empatik Dinleme” Eğitimi Eğitimci ve Yazar Nuran Boyraz, Chassis Brakes International’ın Aile Günü etkinliği kapsamında, çalışanların eşlerine yönelik düzenlenen seminerde “Anne Çocuk İletişimi ve Empatik Dinleme” konusunda çok değerli bilgiler verdi. “Çocuk ilk eğitimini ve öğrenimini aileden alır, bu anlamda ebeveynlerin çocuklarına yönelik sergilediği tutum ve davranışlar çok önemlidir.” açıklamasını yapan Boyraz seminere şöyle devam etti. “Çocuk yapmaya ve bunu gerçekleştirmeye karar verdiğiniz anda çocuğunuza gerekli zamanı ayırmak için de aynı kararlılıkta olmalısınız. Sağlıklı zaman ayırmadan, sağlıklı bir çocuk yetiştirmek ve çocuğun tüm ihtiyaçlarını karşılamak mümkün değildir. Bu anlamda Psikolog Abraham Maslow’un 1943 yılında yayınladığı ihtiyaçlar teorisini her zaman göz önünde bulundurmalıyız. Her insanın olduğu gibi çocuğun da en temel ihtiyacı fizyolojik ihtiyaçlar olup; yemek, içmek, uyumak ve tuvaletini yapmaktır. Bunu yapabilen algıları biraz gelişmeye başlayan çocuk, ihtiyaçlar hiyerarşisi gereği kendini güvende hissetmek ister. Bu nedenle de anne ve babasını tanıdığı andan itibaren onları gözünün önünden kaybetmek istemez. Bunun ardından çocuğunuza vereceğiniz en büyük şey “sevgi ve şefkat” tir. Kaç yaşına gelirse gelsin isterse yetişkin bir kadın ya da adam olsun fark etmez sizden bunu hep bekleyecek ve bununla beslenecektir. Sevgi gören, saygı gören, takdir edilen, değer verilen, sorumluluğu ve sabrı öğrenen bir çocuk ancak kendini tanıyabilir, hayatta istediği başarıyı yakalayabilir, kısaca kendini gerçekleştirebilir. Bunun için de anne babanın bu konuda çok iyi bir eğitimden geçmesi, bu sorumluluğu taşıyabilecek ve fedakarlıkta bulunabilecek kişilerin anne baba olması belki de en doğru olandır. Örneğin çocuğu dinlemek; bu bile başlı başına bir eğitim konusudur. Çocuğun duygusunu alıp ona anlaşıldığını hissettirmek, göz kontağı kurmak, uyum sağlamak, çocuğa kabul edildiğinin, değer verildiğinin, saygı duyulduğunun ve sevildiğinin gerçek bir göstergesidir. Anne ve babasının kendisini dinlediğini gören bir çocuk ancak duygularını ifade etme olanağı bulur ve rahatlar. Anne ve babaların yaptığı hatalı davranışlar ile yapamadıkları ve çocuk için çok önem taşıyan davranış ve tutumlara değinen Boyraz; son olarak “Çocuğunuzu asla başka çocuklarla karşılaştırmayın. Çocuk, anne ve babası tarafından önemsenmek, değerli bir insan olarak kabul edilmek ihtiyacındadır. Onun başka çocuklarla karşılaştırılması, kendini değerli bir insan olarak görmesini engeller. Çocuğun kendine özgü, bağımsız bir birey olarak kabul edilmesi, ruh sağlığının da temelini oluşturur.” diye konuştu. BİZDEN Etkinliklerimiz / Eğitimler 17 Endüstriyel İlişkiler S Eğitim 12 Nisan-20 Mayıs 2014 tarihleri arasında MES ından taraf i enler eğitm n uzma nda alanı da firmasının her konu firmamızdan gerçekleştirilen “Endüstriyel İlişkiler” eğitimine başarı ile Burcu Onaranel katılmış ve 54 saatlik programı tamamlayarak sertifika almaya hak kazanmıştır. nı ( LDP ) CBI, Dünya çapında “Liderlik Gelişim Programı” , daha mcilik girişi hayata geçirdi. Kendine güvenen ve hız, karar k, ilirlili vereb büyük resmi görme, sorumluluk /hesap çok gibi lık bağlı verme ve kurumsal rehberlere akıllı bir için irmek gelişt er önemli konularda doğru hizalanmış liderl büyük bir adım attı. ı OM Eğitim firmas rihleri arasında AK ta 14 e, 20 in n m sa iti Ni eğ 21-22-24 rum Kurtarma” leştirilen “Acil Du saatlik programı tarafından gerçek ımız katılmış ve 21 an lış ır. ça 10 an ızd firmam hak kazanmışlard k sertifika almaya ra ya la am m ta ile başarı FMEA Eğitimi 9-10 Mayıs 2014 tarihleri arasında Sigma Center Eğitim firmasının eğitmeni Yılmaz Ateş tarafından firmamızda gerçekleştirilen “FMEA” eğitimine, firmamızdan 15 çalışanımız katılmış ve 14 saatlik programı başarı ile tamamlamışlardır. 10-11 Mayıs 2014 tarihleri arasında Türkan Polat Sürücü Kursu tarafından gerçekleştirilen “Caraskal” eğitimine, firmamızdan 4 çalışanımız katılmış ve 14 saatlik programı başarı ile tamamlayıp sertifika almaya hak kazanmışlardır. 16 Nisan 2014 tarihinde ALS Laboratuar & EMCO-TEST Eğitim Firmasının Eğitmeni Murat Serdaroğlu ve Iva Konstantinova tarafından gerçekleştirilen “Sertlik Ölçüm Eğitimi” eğitimine, firmamızdan 3 çalışanımız katılmış ve 8 saatlik programı başarı ile tamamlamışlardır. BİZDEN Etkinlikler / Yeni İşe Girişler - Emeklilik 18 Chassis Brakes Ailesi’ne Yeni Üyeler Katıldı 2 Haziran 2014 tarihi itibari ile MOE1 Bölümü’nde “Seri Üretim Tezgah İşçiliği” görevi ile aramıza yeni katılan arkadaşlarımız Sn. Uğur PEKDEMİR, Sn. Ersin OKYAY ve Sn. Fatih BIYIK ‘a CBI Ailesi’ne hoşgeldiniz diyoruz. Emekliliğe Adım Atanlar Sn. Murat Ar, 01.06.2004; Sn. Mehmet Yavuz, 30.05.1988 tarihinde fabrikamızda işe başlayarak uzun yıllar Üretim Bölümü’nde çalışmaları ile firmamıza katkı sağlamış ve 02.06.2014 tarihi itibari ile de emekli olmaya hak kazanmışlardır. Kendilerine değerli katkılarından dolayı teşekkür eder ve bundan sonraki yaşamlarında sağlık ve mutluluk dolu yıllar dileriz. 20 Eylül 2013 tarihinde firmamızda lise stajına başlayan Süleyman Aydın, 25 Haziran 2014 tarihi itibari ile MOE1 bölümünde “Seri Üretim Tezgah İşçiliği” görevi ile aramıza katılmıştır. BİZDEN Etkinliklerimiz 19 Türk Metal Sendika’sından Anlamlı Ziyaret Türk Metal Sendikası Bursa Osmangazi Şube Başkanı İsmail Cirit ve Şube Sekreteri Ali Kömürlü, 23 Haziran Pazartesi günü Chassis Brakes çalışanlarını ve İnsan Kaynakları Müdürümüz Arzu Öneyman’ı ziyaret etti. Fabrikamıza Üst Düzey Ziyaret Chassis Brakes International Avrupa Başkan Yardımcısı Bernd Schemer 24-25 Nisan tarihlerinde fabrikamızı ziyaret etti. Ziyaret sırasında Genel Müdürümüz Sn. Uygar Eti, Türkiye Otomotiv iş dünyası ve trendleri hakkında bilgiler aktardı. Ayrıca Türkiye operasyonları ve iş sonuçları gözden geçirildi. Türkiye operasyonlarının 5 yıllık planları ve hali hazırda yürütülen ve potansiyel projeler hakkında bilgi verildi. Bununla birlikte Sn. Schemer CBI Avrupa organizasyonu ve stratejileri hakkında yönetim ekibimize bilgiler verdi. Fabrika turu sırasında projeler ve yatırım planları gözden geçirildi. Chassis Brakes World Bültenimizin Birinci Yaşını Kutladık Temmuz 2013’te ilk sayısı yayınlanan Chassis Brakes World bültenimizin birinci yaşını, yayın ekibi ile birlikte kutladık. Etkinliklerimizden ve çalışanlarımızdan haberler, özel röportajlar ve genel kültür haberleriyle her sayısı dolu dolu geçen Chassis Brakes World Bültenimiz dört sayıyı geride bıraktı. Kutlamada ayrıca firmamız Kurumsal İletişim Uzmanı Derya Çoruh Özvatan için doğum izni öncesinde sürpriz bir veda partisi düzenledik. Kendisi için hazırlanan bu özel partide Özvatan, “ Öncelikle birlikte çalışmaktan onur duyduğum tüm çalışma arkadaşlarıma teşekkür ederim. Yakında anne olmanın heyecanıyla aranızdan kısa bir süreliğine ayrılıyorum. 2015 Ocak ayında yine birlikte olacağız. İzin dönemimde iyi dileklerim hep sizlerle olacak” diye konuştu. Güzel bir sebeple, bir süreliğine aramızdan ayrılacak olan Özvatan’a CBI ailesi olarak şimdiden tebriklerimizi iletiyoruz. Aramıza yeni katılan, Derya Çoruh Özvatan’ın doğum izni süresince yerine bakacak ve bültenimizin editörlüğünü yürütecek olan Seda Şahiner’e de hoş geldin diyoruz. BİZDEN Röportaj 20 Erdem YOLDAŞ Satış ve Projeler Müdürü Yoldaş: ‘Chassis Brakes International çalışmaktan mutluluk duyacağınız bir aile ortamı.’ Chassis Brakes International Satış ve Projeler Müdürümüz Erdem Yoldaş ile görevi ve bölümünün hedefleri üzerine bir röportaj gerçekleştirdik. Öncelikle bize biraz kendinizden bahseder misiniz? 1975 yılında Bursa’nın Orhangazi ilçesinde doğdum. Devlet memuru bir baba ile ev hanımı bir annenin iki çocuğundan biriyim. İlkokulu Orhangazi’de, ortaokul ve liseyi Bursa’da tamamladım. 1992 ‘de ODTÜ Makina Mühendisliği Bölümü’ne girdim. 1998 yılında okulu bitirdim, askere gidene kadar Ankara’da bir devlet kurumunda çalıştım. 1999 Temmuz ayında askerlik görevimi tamamlayıp çok sevdiğim Bursa’ya geri döndüm. İş arayışlarım üç ay sonunda meyvesini verdi ve Bosch Fren Sistemleri’ne Yan Sanayi Kalite Güvence Mühendisi olarak katıldım. Kalite bölümünde bir buçuk yıl çalıştıktan sonra 2001 yılı başında Servo Fren Üretim Bölümü’ne geçtim. Üretim-metot faaliyetleri ile beraber yaklaşık yedi yıl boyunca İtalya, Fransa ve İspanya’dan transfer ettiğimiz ve daha sonra da Polonya ve Brezilya’ya gönderdiğimiz valf (LSPV) transfer projelerinin koordinatörlüğünü yürüttüm. 2008 yılında Kampana Fren Üretim Kısım Müdürü ve Fabrika Üretim Koordinatörü olarak atandım. 2012 yılı başındaki üç aylık Teknik Fonksiyonlar Müdürlüğü deneyimimden sonra 2012 yılı Nisan ayından beri CBI bünyesinde Satış ve Projeler Müdürlüğü görevini yürütmekteyim. Yedi yıllık evliyim, Bilge adında bir kızım ve Egemen adında bir oğlum var. Chassis Brakes’de çalışmanın ayrıcalıkları nelerdir? İşi kolaylaştıran ya da zorlaştıran işin kendisi değil çoğu zaman insanlardır. Eğer CBI’da çalışıyorsanız iş zor olsa bile onu kolaylaştıracak insanları bulmakta zorlanmazsınız. Başınız sıkıştığında, çözmekte zorlandığınız bir problem olduğunda insanlar önlerindeki işleri bırakıp size yardım ederler. Yardımlaşma ve özveri bu fabrikanın ruhunda var. Çalışanlarının eğitimine ve gelişimine önem veren bir şirket yaklaşımı olması, CBI’ı bana göre ayrıcalıklı kılan bir diğer etken. Kişisel gelişim ve kariyer olanakları açısından böyle bir şirkette çalışmak bence büyük bir avantaj. Satış hedeflerinizle ilgili neler söylemek istersiniz? Tabii ki öncelikli hedefimiz ciromuzu ve karlılığımızı artırmak. Hedefimiz, önümüzdeki iki üç yıl içerisinde 75milyon Euro ciro seviyelerine ulaşıp daha uzun vadede BİZDEN 21 de 100 milyon Euro ciro seviyesini yakalamak. Bunu başarabilmek için daha rekabetçi olmamız, farklı ürünler ve farklı pazarlarla müşteri ve pazar portföyümüzü geliştirmemiz, müşterilerimizde daha fazla katma değer ve rekabetçi fiyat avantajları yaratmamız, pazara yeni ve inovatif ürünler sunmamız gerektiğini biliyoruz. Ayrıca müşterilerimiz tarafından en çok bilinen ve tercih edilen fren markası olmayı hedefliyoruz. Bunun için kurumsal iletişim ve tanıtım faaliyetlerine de ağırlık veriyoruz. Satış konusunda yeni projeler var mı? Varsa bu projeler neler? Şu anda proje çalışmalarını yürüttüğümüz Toyota 560A ön disk fren projesi, 2016 yılında devreye girecek ve fabrikamızda üretilmeye başlanacak. Bu proje, yıllık 150.000 araçlık ön fren üretimini kapsıyor ve fabrikamızın üreteceği ilk ZOHe disk fren konsepti olacak. Bununla birlikte Bari transferi proje çalışmaları devam ediyor. Bosch’un İtalya Bari fabrikasındaki “foundation” fren işini bırakması nedeniyle burada üretilen tüm ürünlerin Bursa’ya transferi söz konusu. Toyota’nın şu an ürettiği 130A Auris&Corolla projesinin yerine 2018 yılında geçecek olan 130x projesi için ön teklif çalışmaları devam ediyor. Projenin olması durumunda bizim için 240.000 araçlık fren üretimi anlamına geliyor. İran’a olan yakınlığımız nedeni ile Amerikan ambargosunun yumuşaması ya da tamamı ile kalkması halinde İran pazarı bizim için ciddi bir potansiyel taşıyor. Fren dışında rotor (disk) işleme gibi alternatif projeler üzerinde de ciddi çalışmalar yürütüyoruz. Bütün bunlara ek olarak yerli orijinal ve bağımsız yedek parça balata pazarındaki payımızı büyütebilmek için stratejik çalışmalar yapıyoruz. Chassis Brakes ailesini tanımlamanızı istesek neler söylersiniz? Bu şirketin değişik bölümlerinde çalışmış on beş yıllık bir çalışanı olarak şunları söyleyebilirim. Bu şirkette her yerde kolay bulamayacağınız bir arkadaş ve aile ortamı bulursunuz. Birbirine destek olan, sorumluluk duygusu, aidiyet duygusu ve motivasyonu yüksek, pratik ve kolay çözümler üretebilen, öğrenmeye açık, özverili, kalite bilinci yüksek, nitelikli ve tecrübeli çalışanların olduğu, çalışmaktan keyif alacağınız bir aile ortamı. Chassis Brakes’i yakın bir gelecekte nerede görüyorsunuz? 2012 yılındaki ayrılma sürecini başarılı bir şekilde atlattığımızı, bu firmanın özverili, çalışkan ve tecrübeli çalışanları sayesinde elimizde bulundurduğumuz değerleri kaybetmeden ve bundan sonra daha büyük bir ivme kazanarak biraz önce açıklamaya çalıştığım hedeflerimize ulaşacağımızı düşünüyorum. İş dışındaki zamanlarda neler yaparsınız? Nelerden hoşlanırsınız? Nerelere gidersiniz? Doğayı çok seviyorum. İş dışındaki zamanımı doğada özellikle dağlarda geçiriyorum. 2010 yılında kurduğumuz bir dağcılık kulübümüz var. Kulüp bünyesinde bugüne kadar sayısız faaliyete katıldım. Sadece Uludağ’da değil Türkiye’nin ve dünyanın değişik dağlarında da faaliyetler gerçekleştiriyoruz. Sözgelimi Temmuz ayı başında Türkiye’nin en yüksek dağı Ağrı Dağı’na başarılı bir tırmanış gerçekleştirdim. Ağustos ayı başında da Avrupa Alpleri’nin en yüksek zirvesi Mont Blanc’a tırmanmayı planlıyorum. Ayrıca çocuklarıma da doğayı sevdirmeye çalışıyorum, şehir hayatının karmaşası ve bunaltıcılığından kaçmayı öğrenmeleri için onlarla da sık sık piknik ve doğa yürüyüşleri yapıyorum. Bursa, doğa severler için benzersiz bir yer. Bunun dışında okumayı çok seviyorum. Her gün gazete okurum. Kişisel gelişimime katkısı olacak kaynakları bulur ve okumaya çalışırım. Doğa, teknoloji ve tarih ilgi alanlarım arasındadır. 22 Simav’daki Çocuklara Kitap Bağışı Chassis Brakes International Bursa Motivasyon Grubu’muzun başlattığı “Bir Kitap Bin Umut” isimli sosyal sorumluluk projesi başarı ile tamamlandı. Çalışanlarımızdan çocuklara yönelik kitap bağışı davetinde bulunan grup, kampanya sonunda toplanan kitapları, 25 Haziran’da Kütahya Simav Güzelyurt Köyü, Dağardı İlköğretim Okulu’na tüm çalışanlarımız adına bağışladı. Kütüphanesi olmayan okullara kütüphane oluşturulması konusunda yardımcı olmaya çalışan Motivasyon Grubu, bu tip sosyal sorumluluk projelerine devam edeceklerini bildirdi. KARİKATÜR 23 15.03.2014 tarihinde fabrikamızda işe başladım, bu süre içerisinde Montaj ve Talaşlı İmalat Bölümlerinde çalıştım. Şu anda ise Dokümantasyon ve Raporlama Teknisyeni olarak çalışmaya devam ediyorum. Karikatür ve resim çizmek konusuna gelince, çizmek, benim çocukluğumdan beri benimle beraber büyüyen vazgeçilmezim dediğim bir yeteneğim. Bu konuda kendimi çok şanslı hissediyorum. Çünkü çizerken ortaya iyi şeyler çıktığında onun mutluluğu paha biçilemez. İŞTE KADIN 24 İnsan Kaynakları ve Kurumsal İletişim Müdürümüz Sn. Öneyman As TV’de Hülya Özen’nin sunduğu İŞ’te KADIN programına katıldı Sayın Hülya Özen’in sunduğu, yüzlerce başarılı kadın girişimcinin, iş ve meslek kadınlarının ağırlandığı program, yeni kadın girişimcileri iş hayatına hazırlarken, onlara konukları ile ilham olurken, pek çok üniversite mezunu genç kızın işe yerleştirilmesine de vesile oluyor. Başarı hikayesini izleyicilerle paylaşmadan önce kendi biyografisini programda izleyen Öneyman, çok duygulandığını ve filmi izlerken hızla akıp giden zamanı yaşamında etkili bir şekilde değerlendirmenin verdiği mutluluğu hissettiğini belirtti. Öneyman, iş hayatında başarılı olmak isteyen kadınlara ayrıca bazı tüyolar verdi ; “Hedef belirleyin, elde etmek istediklerinizi ve hedeflerinizi tam olarak bilin ve tespit edin. Önünüze gerçekte var olmayan, yalnızca sizin beyninizde yarattığınız engeller ve bariyerler koymayın. Hayallerinizi somutlaştırın. Hedefinizin size uygunluğunu kontrol edin ve hedefe ulaşmak için yol haritanızı belirleyin. İstediğiniz şey için mücadele edin, bunun için hırslı ve ısrarlı olmalısınız. Başarısızlıklar da hayata dair, önemli olan, tüm kaynaklarınızı geliştirdiğinizde ve kendisinizi hazır hale getirdiğinizde başarıları kovalarsınız. İyi ilişkiler kurun, başarılı olmanın temel kurallarının başında ilişkilerin ve doğru sosyal hayatın önemli bir rolü var. “ Öneyman yaşam felsefesi olarak ; “ Hayat seçimlerden oluşuyor, bu seçimlerinizin sonucunda ya mutlu olursunuz ya da mutsuz. Seçimlerinizi sonuçlarını bilerek yaptığınızda hayat sizi mutsuz edemez. Ben de sonucunda mutlu ya da mutsuz olacağımı bilirim ama kararı ben veririm, başkası benim adıma karar vermez. Ayrıca sonuçlarını bertaraf etmek için aksiyonlar alırım. ” dedi. Türkiye’de kadın olmanın coğrafi bölgeler bazında farklılıklar gösterdiğinden bahseden Arzu Hanım, “Biz kadın profesyonellerin Türkiye’nin her yerindeki gençlerimize, genç kızlarımıza ulaşmamız, onlara ışık tutmamız, ufuklarını açmamız gerekiyor. Bu bence bu vatana olan borcumuz. Onlar için hayatı kolaylaştırabiliriz.”diye konuştu. SPOR Beste Nur FEYZİOĞLU COŞKUN 25 Malzeme Planlama Uzmanı Yaz Deyince: Scuba Diving Merhaba, Yaz deyince deniz, deniz deyince dalmak geliyor aklıma. Aklıma gelen başımıza gelsin diyerek bu sayımızda sizlere scuba diving hakkında bilgi vermek istedim. dalabilir. Derine dalma, akıntıya karşı pusula ile gece dalışı eğitimi verilir. 30 metreye kadar inebilir. Üç yıldızlı dalgıçlıkta kendini geliştirmek için ekstra bir eğitim verilir. Antrenman yaptıracak konuma gelinir. Derine inme yanında bot kullanma eğitimi de alınır. İnsanlar, doğaya karşı koyma isteği, bilinmeyenin cazibesi, ekonomik ve askeri nedenler sonucu sualtını keşfetmek istemişler. Ne zaman olduğu bilinmese de ilk olarak yiyecek temini için dalındığı sanılıyor. Daha sonra sünger, mercan ve inci için dalışlar yapılmış, ki bunlar günümüzde de devam ediyor. Askeri dalışlar ise Truva Savaşları zamanında başlamış ve düşman gemilerinin halatlarını kesmeyi ya da gemilerin altında delikler açmayı amaçlamış. Sualtında önemli bir konu da iletişimdir. Dalıcılar güvenliklerini sağlamak, dalış planını eksiksiz gerçekleştirebilmek için iletişime gereksinim duyarlar; işte bunun için dalış süresince anlamı her dilde aynı olan, özelleşmiş bir takım el ve vücut işaretleri kullanılır. Bunlar eğitim sırasında dalgıç adaylarına öğretilir. Peki nedir scuba? SCUBA İngilizce “Self Contained Underwater Breathing Aparatus” kelimelerinin baş harflerinin birleşmesiyle oluşan bir kısaltmadır. Türkçe karşılığı ise; “Sualtında kendi kendine yetebilen soluma donanımı” olarak kabul edilebilir. Yani tüplü dalış. Evet, ekipman gereksinimi var ama bu gözünüzü korkutmasın çünkü ihtiyacımız palet, maske ve tüp. Satın almamıza gerek olmayan bu ekipmanı yetkili dalış kulüplerinden kira karşılığı temin edebiliyoruz. Dalışa engel bir sağlık sorunu olmayan, yüzme bilen herkes dalabilir. 12-15 yaşları arasında “Junior Open Water Diver” sertifikası alabilirsiniz ki bu da ancak sertifikalı bir yetişkinle dalabileceğiniz anlamına gelir. 15 yaşına geldiğinizde “Open Water Diver” veya “1 Yıldız Balıkadam” sertifikasını elde edebilirsiniz. 1 yıldız dalgıç adayının bröveye hak kazanabilmek için en az 5 adet eğitim dalışı yapması gerekmektedir. Ancak bu 5 dalışı tamamlayan her adayın bröveyi alabileceği anlamına gelmez. Bir yıldızlı dalgıçlık başlangıç seviyesidir. İki yıldızlı dalgıç su altında yön bulabilir, arama kurtarma seviyesinde Dalmanın sizi ne kadar heyecanlandıracağını görmek için “discover scuba” programı ile dalış lideri kontrolünde sığ derinlikte bir deneme dalışı yapabilirsiniz. Tam da bana göre dediğinizde ileri kurslara devam edebilir ve deniz altının muhteşemliğine her dalışınızda biraz daha aşık olursunuz. Ancak unutmayın ki dalış, kurallarına uygun yapılmasıyla güvenli ve zevkli hale gelecektir. Tüplü dalışta dikkat edilecek en önemli husus eğitim alınan derinlik sınırını aşmamaktır. Yıldız dalıcılar için derinlik sınırı 18 metre, tüm sporcular içinse, eğitim düzeyi ayırmaksızın 30 metredir. Buna ilaveten asla nefesinizi tutmamalı, alkollü dalmamalı ve yalnız dalış yapmamalısınız. Dalışlarda dikkat edilmesi gereken çok önemli bir nokta da sualtı canlılarına asla zarar vermemektir. Ayrıca boş bile olsa sualtından kabuk dahi çıkarılmaz. Sırf dalarken avlandıkları ya da bazı sualtı canlılarını çıkardıkları tespit edildiğinden lisansları iptal edilen dalış kulüpleri olduğunun altını çizmem sanırım konunun önemini anlatmaya yardımcı olacaktır. Eee hadi, denemeye var mısınız? Saygılarımla. KONUK YAZAR KONUK YAZAR 26 Nuran BOYRAZ Eğitimci & Yazar / Profesyonel Koç Çocuk İlk Eğitimini Aileden Alır Evet, bu başlığa hepinizin elbette doğru dediğini biliyorum. Ancak uygulamada ne yazık ki, en değerli varlıklarımız olan çocuklarımıza gerektiği kadar zaman ayırıp, gereken anlayış ve sabrı ne yazık ki gösteremiyoruz. Yapılan tüm araştırmalar özellikle 18 ay - 3 yaş arası dönemin çocuklarımız için çok önemli olduğunu gösteriyor. Çocuk bir çok duygu ile bu dönemde tanışıyor. Bu dönemde kendi bireyselliğini algılamaya başlayan çocuğun en belirgin özelliği de her şeyi kendi başına yapmak istemesidir. Ailelerin de en büyük hatası, bu dönemin önemini çok iyi bilmemeleri ve bu süreci iyi yönetememeleridir. Yaptığım eğitimlerimde, çocukları 7 yaşına gelmiş hala ebeveynleri tarafından yemek yedirilen, giydirilen, çamaşırları, odası toplanan çocukların olduğunu işitiyorum. Üç yaşına gelmiş hatta geçmiş çocukların tuvalet terbiyesi alamadıklarını görüyorum. Yine bu dönemin en belirgin özelliği olan inatçı çocuğu ile inatlaşan, çocuktan da çocuklaşan anne ve babalara da çok sık rastlıyorum. dönemde ortaya çıkmaktadır. Ya da tam tersi özgüven eksikliği... Ebeveynlerin kendine ve etrafa zarar verir düşüncesiyle gereğinden fazla çocuğun üstüne düşmeleri, yapamaz gözüyle bakmaları, aşırı baskıcı ve denetleyici tutumları özgüven duygusunun oluşumunu ne yazık ki engellemektedir. “Çocuk yetiştirmek demek çocuğu eğitmek ve öğretmektir.” Bunun için de çocuğa sağlıklı zaman ayırmak bu zamanda da neyi nasıl yapacağımızı çok iyi bilmek demektir. Artık bilgelik çağındayız internet ve her yıl binlerce basılan kitaplarla bilgiye ulaşmak çok kolay. Mutlaka çocuk yetiştirmek konusunda uzmanlardan destek almalı, artık annelerimizin yaptığı gibi deneme yanılma yoluyla çocuk büyütmemeliyiz. Çocuk büyütürken Psikolog Abraham Maslow’un 1943 yılında yayınladığı ihtiyaçlar teorisini her zaman göz önünde bulundurmalıyız. Her insanın olduğu gibi çocuğun da en temel ihtiyacı fizyolojik ihtiyaçlar olup; yemek, içmek, uyumak ve tuvaletini yapmaktır. Bunu yapabilen algıları biraz gelişmeye başlayan çocuk ihtiyaçlar hiyerarşisi gereği kendini güvende hissetmek ister . Bu nedenle de anne ve babasını tanıdığı andan itibaren, gözünün önünden kaybetmek istemez. Bunun ardından çocuğunuza vereceğiniz en büyük şey “sevgi ve şefkat” tir. Kaç yaşına gelirse gelsin isterse yetişkin bir kadın ya da adam olsun fark etmez sizden bunu hep bekleyecek ve bununla beslenecektir. Sevgi gören, saygı gören, takdir edilen, değer verilen, sorumluluğu ve sabrı öğrenen bir çocuk ancak kendini tanıyabilir, hayatta istediği başarıyı yakalayabilir, yaşam amacını bulup, bu amaca ulaşıp kendini gerçekleştirebilir. Oysa bu dönemde yapılması gereken en önemli şeylerden biri, anne ve baba tarafından çocuğun bağımsız olma çabalarının desteklenmesidir. Çocukla bu dönemde asla inatlaşılmamalı, çocuğun inadının altındaki neden ve ihtiyaç ortaya çıkarılmalıdır. Ayrıca bu dönemde çocuğa basit sorumluluklar verilmeli, ona mutlaka kendini ifade etme fırsatı sunulmalıdır. Özgüven tam da bu Yine ebeveynlerde gördüğüm en büyük eksikliklerden biri de, çocuklarını dinlemesini ne yazık ki bilmiyorlar. Dinleme konusu aslında başlı başına bir eğitim konusudur. Dinleme esnasında çocuğun duygusunu alıp ona anlaşıldığını hissettirmek, göz kontağı kurmak ve uyum sağlamak çok önemlidir. Empatik dinleme bir nevi kalben, bedenen, zihnen ve ruhen dinleyebilmek, onun düşünce ve duygularını ona yansıtabilmek, onun enerjisine bürünebilmektir. Bu dinleme ile çocuk kabul edildiğinin, değer verildiğinin, saygı duyulduğunun ve sevildiğinin farkına varacaktır. Anne ve babasının kendisini bu şekilde dinlediğini gören bir çocuk ancak duygularını ifade etme olanağı bulur, anlaşıldığını hisseder ve rahatlayabilir. Konuşurken çocuğun dilinden dökülen kelimeleri geri yansıtmak ve onun da bu cümleleri işitmesini sağlamak dikkat etmemiz gereken en önemli kurallardan biridir. R TEKNOLOJİ Nursel TETİKCAN Bilgi Teknolojileri ve Bilgi Güvenliği Müdürü 27 Sosyal Ağlarda Güvenlik Günümüzün en önemli iletişim araçlarından biri haline gelen sosyal ağlar, iş ve özel hayatımızın artık vazgeçilmezi olup, hızlı ve kolay bir paylaşım ortamı sunmaktadır. Bu ağlar, üyelerinin kişisel bilgilerini içermesi sebebiyle bilgisayar korsanları için gün geçtikçe çekici bir hedef haline gelmektedir. Bilgi güvenliği konusunda bilinçli kullanıcı olarak gerekli özeni ve dikkati gösterdiğimiz taktirde bu tarz saldırılardan kendimizi korumuş oluruz. Sosyal medya kullanırken hesaplarımızın güvenliğini arttırmak için sizler ile bazı ipuçlarını paylaşmak istiyoruz; • Güçlü şifreler kullanılmalı ve kimse ile paylaşılmamalı. Aksi taktirde şifreniz kullanılarak mesaj gönderilebilinir, ayarlarınız değiştirilebilinir ve profilinizden paylaşım yapılabilinir. • Kişisel bilgileriniz bu tür ortamlarda mümkün olduğunca paylaşılmamalı. Örneğin, ev adresi, telefon numarası, doğum günü, T.C. kimlik numaranız, e-mail adresiniz. • Size ulaştırılan veya internet üzerindeki linklere karşı dikkatli olunmalı, özellikle ücretsiz veya gerçekçi olmayan vaatler içeren reklam linkleri dikkate alınmamalı. • Sosyal ağlarda arkadaşlar, takipçiler onaylanırken seçici davranılmalı, paylaşımların güvenliği için gizlilik ayarları kontrol edilmeli. • Özellikle konum ve mekan bilgisi paylaşılırken dikkat edilmeli, kötü niyetlere sebebiyet verebileceği bilinmeli. • Kayıp ve çalınma ihtimaline karşı mobil cihazlar üzerinden başkaları tarafından erişilebilme risklerine karşı ekran kilidi kullanılmalı. • İlgili sosyal medya harici ek uygulama ve tarayıcı eklentilerinden mümkün olduğunca uzak durulmalı. Sosyal medya hesaplarınızı yönetmenize yardımcı olabileceğini ileri süren, sizden erişim bilgilerinizi girmenizi isteyen ya da herhangi bir uygulamayı beğenmenizi isteyen sitelere karşı dikkatli davranılmalı. • Web tarayıcınızın ve işletim sisteminizin güncel olması çok önemlidir. Güvenilir ve lisanslı virüs programı kullanmanız son derece faydalıdır. Bu tür programlar sizi kötü niyetli kodların bulunduğu sitelere erişmek istediğinizde uyarırlar. • Sosyal ağlardan gelen maillere karşı dikkatli olunmalı. Bu ortamlardan gelen etkinlik mesajları da tehlike oluşturabilirler. • Yasalar karşısında zor durumda bırakacak ve hakaret içeren paylaşımlar yapmaktan kaçınmalı. DOKTORUM KÖŞESİ 28 Dr. Emin MENEKŞE İç Hastalıklar Uzmanı İş Yeri Hekimi / Adal A.Ş. Anemi Aneminin En Önemli Sebebi Demir Eksikliği Kandaki alyuvarların miktarının azalması, buna bağlı olarak hemoglobin miktarının kişinin yaş ve cinsiyeti için normal kabul edilen değerin altına düşmesi durumuna Anemi (kansızlık) denir. Dünya Sağlık Örgütü’nün ölçütlerine göre hemoglobin değerinin yetişkin erkekte 13 gram/desilitre, kadında 12 gram/desilitre altında olması anemi olarak kabul edilir. Anemi çok sık görülen bir sağlık sorunudur. Hemoglobin, alyuvarların yapısında bulunan akciğerden dokulara oksijen taşıyan bir proteindir. Eksikliğinde dokularda oksijen azlığı (hipoksi) meydana gelir. Gelişen hipoksi nedeniyle üşüme hissi, çabuk yorulma, nefes darlığı , güçsüzlük, çarpıntı, baş ağrısı, göğüs ağrıları, uykuya meyil, kalpte üfürümler, kalp yetmezliği, bazı durumlarda retina kanamalarına bağlı görme bozuklukları gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Aneminin Başlıca Sebepleri: 1-Kan Kaybı: Mide barsak kanalı kanama yapan en önemli bölgedir. Ülser, gastrit , kanser, hemoroid gibi durumlar hızlı ya da yavaş gelişen kanamalara yol açabilir. Tekrarlayan burun kanamaları, kadınlarda aşırı adet kanamaları aneminin önde gelen sebeplerindendir. Ek olarak deri ve mukozalarda solukluk (tırnak yatağı, avuç içi çizgileri, dudaklarda, yanak ve göz kapakları iç kısmında kırmızılığın azalması) saç dökülmesi, saçlarda matlaşma ve kırılma, tırnaklarda incelme ve kırılma, tırnak yatağının çökmesi (kaşık tırnak) dilde ağrı ve kırmızılık gelişmesi, dil kabarcıklarının kaybolması, ağız kenarlarında yaraların oluşması, sarılık bulgularının ortaya çıkması anemiye eşlik edebilir. 3-Alyuvar Yıkımında Artma: En önemli sebebi Hemolitik Anemi diye tanımlanan bir durumdur. Doğuştan kaynaklanan alyuvar zarı protein yapım bozuklukları ya da sonradan kazanılan enfeksiyon hastalıkları, bazı ilaçlar ve kimyasal maddelerle etkileşimler sonrası alyuvarlar parçalanır. Normal alyuvar ömrü 120 gün olup bu anormal alyuvarlar daha erken yıkıldığı için kemik iliği eksik kan hücrelerini yerine koyamaz ve kansızlık gelişir. 2-Alyuvar Yapımının Azalması: Demir eksiklikleri, Talasemi (Akdeniz Anemisi taşıyıcıları ve hastaları), kurşun zehirlenmesi, B12-Folik asit vitaminlerinin eksiklikleri, alkolizm, karaciğer hastalıkları, kronik böbrek yetmezliği, tiroid hormonu salınım bozuklukları, toksik maddeler, bazı ilaçlar, kemik iliğini tutan tümörler, Aplastik Anemi gibi nedenlerle kemik iliğinde kan yapımı bozulabilir ve anemi ortaya çıkabilir. 29 Anemi Saptandığında Ne Yapılmalı? Anemi kendi başına bir hastalık olarak değil, zemindeki başka bir hastalığa eşlik eden belirti olarak kabul edilmelidir. O yüzden zaman geçirmeden gerekli ek tetkikler yapılarak tedaviye başlanmalıdır. Dünyada ve ülkemizde en sık görülen anemi sebebi Demir eksikliğidir. (Tüm anemi vakalarının yaklaşık % 50’si) Demir sürekli vücuttan atılmaktadır (fizyolojik hücre yıkımı nedeniyle). Büyüme çağındaki çocuklarda, kadınlarda gebelik ve emzirme, adet dönemlerinde, hızlı ve yavaş gelişen kanamalarda demir atılımı ve dolayısıyla demir ihtiyacı artar. Bazı vitamin eksiklikleri (B12, Folik asit) ve emilim bozuklukları da önemli anemi sebeplerindendir. Vejetaryen diyet uygulamaları nedeniyle yetersiz alım, geçirilmiş mide ameliyatları, mide asidi baskılayıcı tedaviler B12 (Kobalamin) eksikliklerine yol açabilir. Folik asit eksiklikliğinin en önemli nedeni besinlerle yeterli sebze, meyve alınmamasıdır. Pişirme esnasında folik asitin çoğu yıkılır. Bu nedenle çiğ yenen bitkisel gıdalar günlük diyet içinde mutlaka yer almalıdır. Anemide Tedavi: Eksikliği saptanan mineral ve vitaminler yerine konarak anemi düzeltilmeli, varsa eşlik eden hastalık tedavi edilmelidir. Demir eksikliği tedavisinde dikkat edilmesi gereken özellik; 2 değerli demir ilaçları mide barsak kanalından daha kolay emildiği için diğer demir preparatlarına tercih edilmelidir. Hayvansal kaynaklı gıdalardaki demir 2 değerli olduğundan bitkisel gıdalardaki demirden daha kolay emilir. Yoğun tahıl içeren gıdalar, çay ve kahve gibi içecekler demirin bağırsaktan emilimini bozabilir. Bu tip gıdalar ve demir birlikte kullanılmamalıdır. HSE İş Sağlığı ve Güvenliği Köşesi 30 Suna ŞENSOY Çevre ve İş Güvenliği Sorumlusu Adal A.Ş. Gerçekten Kaza Geliyorum Demez mi ? Kaza Geliyorum Demez! Görünmez Kaza... Hepimizin kullandığı kaza ile ilgili bazı deyimler... Aslında kazalar birdendire meydana gelmez. Her kazanın belirli bir kuluçka süresi vardır ve eğer önlem almazsak bu süre sonunda kaza meydana gelir. Bütün kazalar, ‘Görünür’ kazadır. Bizim görünmez kaza diye tabir ettiğimiz kazaların çoğu aslında sadece bizim göremediğimiz kazalardır. İş kazaları, ev kazaları ve trafik kazaları başta olmak üzere, kazaların birçoğu aslında GELİYORUM DER. Kendimizi en güvende hissettiğimiz evimiz bile, bazen dikkatsizlik bazen de ihmal nedeniyle bizim ve çocuklarımız için bir tehlike parkına dönüşebilir. Evlerde meydana gelen kazaların birçoğu da diğer kazalar gibi önceden düşünülüp öngörülerek, önlem alınması halinde kesinlikle önlenebilecek olan kazalardır. Kazalarla ilgili en yoğun çalışmaların yapıldığı ülke olan ABD’de yılda 25 milyon çocuğun kazalarda yaralandığı tespit edilmiştir. ABD’de her dört çocuktan bir tanesi yılda bir ev kazasına uğrayarak tedavi görmektedir. Yine her yıl 14 yaşın altındaki 12.000 çocuk kazalardan dolayı ölmekte, 50.000 çocuk ise sakat kalmaktadır. Düzenli istatistiklerin tutulduğu İngiltere’de kaza sonucu ölümlerin %40’ını ev kazaları oluşturmaktadır. Ülkemizde de Sağlık Bakanlığı istatistiklerine göre, ölüm sıralamasında kaza sonucu ölüm sıralamasında ev kazaları sonucu ölümler 4. sırada yer almaktadır. Zamanlarının çoğunu evde geçirmeleri, aynı zamanda çevrelerini keşfetme ve öğrenme konularındaki merakları, devamlı hareket halinde olmaları, çevreyi keşfetme isteği ve kazalardan kendilerini koruyabilecek gelişimsel beceriye henüz yeterince sahip olamamaları sebebiyle 0-6 yaş grubu çocuklar, kazaya uğrama oranı en yüksek grubu oluşturur. Çocuklardan sonra ev kazalarından en çok etkilenenler yaşlılar ve kadınlardır. Ev kazaları en sık görülen nedenlerine göre ; 1. Düşme ve çarpmalar 2. Kesikler 3. Yabancı cisimlerle boğulma veya tıkanma 4. Suda boğulma 5. Zehirlenme 6. Yanıklar 7. Elektrik çarpması olarak sıralanabilir. Düşme ve Çarpmalar: Özellikle çocuklu evlerde yüksekten düşme kazalarını önlemek için, öncelikle pencerelerin ve balkon parmaklığının önünde duran masa, sandalye, koltuk ve sehpa gibi eşyaları kaldırmak gereklidir. Çocuklar, bu eşyaların üzerine çıkarak pencereden, balkondan aşağıya sarkmakta ve dengesini yitirme durumunda aşağıya düşebilmektedir. Bu tür kazalar genellikle ölümle sonuçlandığı için, önlemler ihmal edilmemelidir. Evlerde çocuk oyuncakları, bilyalar, kolayca yuvarlanarak kaymaya yol açabilecek malzemelerin ortada kalması tüm ev halkı için tehlike oluşturmaktadır. Ayrıca halı ve kilimlerin kenarları takılıp, düşmeye ve kaymaya yol açabilecek biçimde veya kıvrılmış durumda olmamalıdır. Mobilyaların, yaşlıların ve çocukların düşme ve çarpma riskini azaltmak için duvarlar boyunca ve alanın köşesine yerleştirilmesi birçok düşme ve çarpma kaynaklı kazayı önleyecektir. Ev zemini, özellikle ıslak alanlar kolayca kayabilecek materyalden yapılmamalı ve ıslak bırakılmamalıdır. Yabancı Cisimlerle Boğulma veya Tıkanma: Yabancı cisimlerin yutulması olayı, özellikle 3 yaşın altındaki bebeklerde sıkça yaşanan ev kazaları arasında yer alır. Bu yaşlardaki bebeğin ya da çocuğun en güvendiği duyusu, tat alma duyusu olduğu için; bebekler veya küçük yaştaki çocuklar ellerine aldıkları herşeyi ağızlarına götürme eğilimindedirler. Boğulmalara daha çok leblebi, fındık, fıstık, draje şeklindeki şekerler gibi küçük taneli sert yiyecekler, kabuklu yiyeceklerin kabukları gibi gıda maddelerinin dışında madeni para, bilye, düğme, küpe vida gibi objelerden dolayı yabancı cisimler sebep olmaktadır. Çocukların çevresinde ve yetişebileceği yerlerde, onun yutabileceği büyüklükte özellikle yuvarlak cisimlerin bulunmamasına dikkat edilmelidir. Üç yaşın altındaki küçük çocuklarda yuvarlak cisimlerin ağza alınması durumunda, bu cisimler kolayca nefes borusuna gidip onu tıkayacaktır. 31 Suda Boğulmalar: Suda boğulma şeklindeki ev kazaları, küçük çocuklarla ilgili olarak sık rastlanan ev kazaları arasındadır. Suda boğulma kazalarını önlemek için dikkat edilmesi gerekenler oldukça basittir. Örneğin: Küçük çocuğunuzu kısa süreliğine bile olsa banyoda tek başına bırakmayın. Evde temizlik esnasında, içi su dolu kovalar ve diğer kaplar sürekli göz önünde bulundurulmalı, işi bitenler hemen kaldırılmalıdır. Bazı durumlarda tehlike kaynağı gibi görülmeyen birkaç santimetrelik su bile küçük bir çocuğun boğulmasına neden olabilmektedir. Özellikle suda oynamayı seven ve hiçbir tehlikenin farkında olmayan 1-3 yaş arası çocukların (ki bu yaşta hiç yüzme kabiliyetleri yoktur) iç güdüsel olarak sıcak banyo küvetlerine, yüzme havuzlarına, büyük su birikintilerine atlamaları, onları boğulma riski ile karşı karşıya bırakmaktadır. Zehirlenmeler: Ülkemizde meydana gelen zehirlenme şeklindeki ev kazalarının büyük bir bölümü, tedavi amaçlı ilâçların ve temizlik amaçlı kimyasalların yanlışlıkla yenilmesi veya içilmesi ile olmaktadır. Ayrıca ne yazık ki ülkemizde soba tütmesi, gazlı ocaklar ve şofben kullanımına bağlı, dumandan boğulma ve karbonmonoksit zehirlenmeleri de sık görülmektedir. Diğer bir zehirlenme şekli ise son kullanma tarihi geçmiş olan gıdaların kullanılmasıdır. Gıda zehirlenmelerinin önüne geçebilmek için yiyecek ve içeceklerin üretim tarihleri ile son kullanma tarihlerinin kontrol edilmesi çok önemlidir. Özellikle yaz mevsiminde daha çok dikkatli olunması gerekir. Her evde mutlaka bir ecza dolabı bulunması ve bu dolabın duvarda çocukların ulaşamayacağı bir yüksekliğe sabitlenmesi gibi basit bir önlem, ilâçlarla zehirlenme şeklindeki ev kazaları oranını çok azaltabilir. Ülkemizde sıkça yapılan hatalardan biri de, meşrubat ve su şişeleri gibi içecek şişelerinin içine temizleyici kimyasalların konmasıdır. Küçük çocuklarda algı oluşumu “bu tür şişelerdeki her şey içilebilir” şeklinde geliştiği için, içinde ne olduğuna bakmadan, çocuk bu kimyasalı içebilir. Bu, sıkça yaşanan, ciddi sağlık bozulmalarına ve ölümlere neden olan ev kazaları arasındadır. Bu tür zehirlenmelere karşı alınacak en iyi önlem; temizleyici kimyasal maddelerin farklı renkli kaplarda saklanması, bu kapların içindekilerin içilmeyeceğinin çocuğa öğretilmesi ve bu kapların, çocuğun ulaşamayacağı yerlerde korunmasıdır. Yanıklar: Türkiye’de Gülhane Askeri Tıp Akademisi’ne son 10 yıllık sürede başvuran 5264 yanma olgusunda görülen haşlanma vakalarının %95’inin evde meydana geldiği görülmüştür. Bu vakalar çoğunlukla mutfakta sıcak sıvıların dökülmesi sonucu oluşmuştur. Mutfakta ocağın üzerinde bulunan kulplu tavalar, sobanın üzerinde kaynayan çaydanlık ya da tencereler, tehlikeli ev kazaları için birer davetiyedir. Oysa bu ev kazaları, çok basit önlemlerle azaltılabilir. Ocaktaki tavanın uzun kulpunun dışarıya doğru değil de duvara doğru olması bile, her yıl birçok kazayı önleyebilir. Ocakta demlenen çaydanlığın veya kızartma tavasının, ocağın duvara yakın olan gözlerine konması, soba üzerine konan su kaplarının kulpsuz ve geniş tabanlı kaplar olması, elektrik sobasının duvarın yüksekçe bir noktasına monte edilen tipte olması gibi kolay önlemler, çocukların başına gelen yanma ve haşlanma kazalarını önemli oranda azaltacaktır. Bunlara ek olarak, çakmak ve kibritlerin ortalıkta bırakılması, elektrikli sobanın çocukların ulaşabileceği yerlerde bulunması sonucu çıkan yangınlarda da ciddi sonuçları olan kazalar meydana gelmektedir. Ayrıca yangın riskine neden olabilecek elektrik kablolarının üzerine aşınma ve zedelenmeye yol açacak eşya konmamalıdır. Evlerde yangın merdiveni ya da acil çıkış kapılarının planlanması ve evlerde yangın alarmı kurulması evde yaşanan yangınlardaki can kaybını azaltacaktır. Elektrik Çarpması: Evin genel elektrik güvenliği yanında, mutfak, banyo, çocuk odası, salon-oturma odası gibi mekanın özelliğine, taşıdığı riske göre ayrı ayrı dikkate alınıp değerlendirilmelidir. Prizler, ara kabloları, fişler ile pişirici ve ısıtıcı gibi elektrikli ev aletleri özelliklerine ve bulunduğu mekana göre güvenli hale getirilmelidir. Elektrikli aletler kullanılmadığı zaman fişleri prizden çıkarılmalıdır. Mutfakta kullanılan elektrikli araçların kabloları lavaboya veya ocağa yakın olmamalıdır. Ocak ve fırınların yakınında kolayca tutuşabilecek maddeler ve cisimler olmamalıdır. Saygılarımla. GEZELİM GÖRELİM 32 Köksal Azizağaoğlu Disk ve Kampana Fren Montaj Takım Lideri Avrupa’da Kayak Tatili Avrupa’da kayak tatili yapmak iyi olur diyor ama neresi olacağı konusunda henüz bir fikrim yok diyorsanız işte size güzel bir tavsiye; Avusturya’da Kaprun - Zell Am See Bölgesi. Kaprun - Zell Am See Bölgesi Avusturya’nın Salzburg eyaletinde yer alan çok şirin bir yerleşim alanı. 138 km’lik pistleriyle Avrupa’nın en büyük kayak merkezlerinden biri. Profesyonel olarak kayak ya da snowboard yapanlara uygun pistlerin yanı sıra, yeni başlayanlar ve çocuklar için daha kolay pistler de mevcut. Bu bölgenin en popüler zirvesi Kitzsteinhorn. Top of Salzburg olarak da geçen bu zirve 3.029 metre yüksekliğinde. Sakın korkmayın. Oraya çıkmanız için illa ki kayak yapıyor olmanız gerekmiyor. Sadece manzaranın keyfini çıkartmak isteyenler için platform manzarası muhteşem. Ayrıca merkezde belli yüksekliklerde yeralan restoran ve cafeler dinlenmek için birebir. Ama bu bölgenin oldukça popüler olduğunu hatırlatmakta fayda var. Yani kalabalık ve biraz da pahalı. Saygılarımla. 33 DÜNYA’DA CHASSIS BRAKES 34 Chassis Brakes International Co. Çin’de Kuruldu Chassis Brakes International Co. 2004 yılında, Liaodong Yarımadası’nın güney ucunda, Bohai Denizi ve Sarı Denizi’ne bakan Çin’in Dalian şehrinde kurulmuştur. Fabrikada Aluminyum silindir, demir silindir, park freni, seri ve yedek parça sanayisi içinde rotor frenleri üretilmektedir. Bu fabrikada 3 ana departman bulunmaktadır. Bunlar alüminyum döküm, demir döküm ve işleme, kaplama ve montaj departmanlarıdır. Müşterileri Çin, Kuzey Amerika, Tayland ve Avustralya dahil tüm globali temel almaktadır. Dünyanın önde gelen otomotiv yan sanayisi olarak Chassis Brakes International Co. yaptığı üretimlerle otomotiv teknolojisine büyük katkılar sağlamakta ve dünya lideri olma konusunda çalışmalarına ara vermeksizin devam etmektedir. Bununla birlikte Çin Hükümeti de dünya kalite standartlarına ulaşması sürecinde, Chassis Brakes International Co. fabrikasına önemli katkılar sağlamakta ve bu süreçte aktif rol almaktadır. BULMACA ETKİNLİĞİ 35 1 7 2 3 4 8 5 6 9 10 12 13 14 15 17 16 18 19 20 21 22 25 26 23 24 27 29 28 30 33 31 32 35 36 34 39 42 44 45 48 Dergimizin bir önceki sayısında hazırlanan bulmacayı doğru çözenler arasında yapılan çekilişte BIR Plus Hattı Montaj Operatörü olarak çalışanımız Murat Ak D&R Hediye Çeki” kazanmıştır. 49 50 54 51 52 55 56 57 59 62 63 66 64 73 68 69 74 75 79 Bundan sonraki ödüllü bulmacalarımızda görüşmek dileğiyle. 65 67 72 Murat beye ve diğer katılımcı arkaşlarımıza katılımlarından dolayı teşekkür ediyor ve başarılarının devamını diliyoruz. 58 60 61 71 38 41 47 53 37 40 43 46 70 11 76 77 78 80 81 82 83 89 84 85 86 87 88 90 SOLDAN SAĞA 3. Muğla’nın bir ilçesi 5. Aylıktan kesilen para 7. Ayın en ışıltılı, parlak hali 9.Avrupa futbol birliğinin kısaltması 13. Argoda dam 16: Çabuk 17. Asker kemeri 18. Mertebe, derece 19. Gelecek 22. ( Fizikte ) Eksi uç 25. Mikroplu eriyik 27. Rusça’da evet 28. Ensiz 29. Ayakkabı çekeceği 31. Sarraf 33. Hububat 34. Gökyüzü 36. İnce ses 40. İlkel su taşıtı 41. Beyanat 43. Tiyatro edebiyatı 44. Kabiliyet 46. Ateş tutmaya yarayan metal araç 47. Kir izi 49.Güneş Tanrısı 51. Bobin 53. Şikar 54. Temiz 55. ( … Samyeli ) Spiker 56. Saf 57. İçine mektup konan kağıttan kese 60. Nikel’in simgesi 62. Rey 63. Çok büyük 67. Duman lekesi 68. Yasaklama 70. Tanrı, ilah 73. Metal olmayan element 75. İcar 79. Üç çift telli olan ve mızrapla çalınan bir saz 80. Adları aynı olanlar 81. Rüzgar 82.Demir’in simgesi 83. Belli belirsiz hissedilen hafif yel 86.Burun, burun ucu 89. Küçük, minik 90. Gözlem YUKARIDAN AŞAĞI 1.Su 2.Erkek 3.Medeniyet 4.Kuzu sesi 5.Yürek 6.Üzme 8. Araştırma 9. Seyahat araçlarından birisi 10. Yapma, etme 11. Çok olmayan 12. Şehzadelerin özel eğitmenleri 14. Eski dilde ayak 15. Zamanı gösteren alet 16. Aşina 19.Sıcak yemek 20. Aşama, basamak, derece 21. Yayla atılan çubuk 23.Açık, ortada 24. Arabayı durdurmaya yarayan ürün 25. Göz 26. Sayı ile ilgili, sayıya dayanan, numerik, dijital 30. İsyankarlık 32. Alışkanlık halinde yapılan 35. Kraliçe 37. Oy 38. Derisi çizgili hayvan 39. Bir oturma eşyası 42. Çocuk dilinde ördek 43. Balık adam 45. Adet 48. Halk dilince amca 50. Ayrıntı 51. Sin 52. Özel tedavi yöntemi 55. Aks 58. Sinema eseri 59. Bir suçun bedeli 61. Verme, ödeme, 62. İspanyolca sevinç ünlemi 63. Horozun tepesindeki deri uzantısı 64. Meslek 65. Genişlik 66.Alevli değnek 69. Devlet büyükleri 71. Ayakkabı bağı 72. Ele avuca sığmaz ( kimse ) 74. Yat limanı 76. Vilayet 77. Binek hayvanı 78. Nezir, adanılan şey 79. Berilyum’un simgesi 80. Hayvan damı 84. Tavlada üç 85. Baryum’un simgesi 87. Kırmızı 88. Bağışlama ÖDÜL 20 Ağustos 2014 tarihine kadar bulmacanın cevaplarını getiren Chassis Brakes çalışanları arasında çekiliş yapılacaktır. Kazanan sürpriz hediyeye sahip olacaktır. BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ? 36 Kadriye Tunalı HIDIR İdari İşler Sorumlusu Damla Balığı Dünyanın en çirkin yaratığı olarak gösterilen Damla Balığı nesli tükenme tehlikesi ile karşı karşıya. Eti yenmeyen, 25 santimetreye kadar uzayabilen üzgün görünüşlü bu yaratıklar denizlerin 900 metre derinliğinde yaşıyor. Bu yüzden insanlar bu yaratıkları pek sık göremiyor. Mary River Kaplumbağası Aynı zamanda ‘Pet Shop’ kaplumbağası olarak da bilinen bu ilginç kaplumbağa türünün anavatanı Avustralya. Nesli tükenmekte olan hayvanlar listesinde de ikinci sırada yer alıyor. Bu ilginç yaratıklar suyun altında da vücudundaki kanallar sayesinde oksijen alabilme yeteneğine sahip. Avustralya’ya özgü bu kaplumbağaların kafasındaki de saç değil alg, yani yosun. Hispaniolan Sarı Kafalı Küba Solenodonu olarak bilinen Hispaniolanlar, uzun sivri burunlu bir fareye benzerler ve Tanrekgiller sınıfındandırlar. 20 santimetreden biraz daha uzun olan bu hayvan, ısırdığı kurbanına zehir enjekte edebiliyor. Komondor Köpeği Özellikle geceleri çok dikkatlidir. İtaatkâr ve saygılıdır ancak, kendisine emanet edilen sürüye saldıran kurtlara ve ayılara acımasız davranır. Bunları biliyor musunuz? -En uzun boylu insan 1940 yılında ölen 2,72 metre boyunda ABD’li R.P. Wadlow olmuştur. -Kibrit kutusu büyüklüğündeki altın külçesi yufka gibi açılarak bir tenis kortu büyüklüğüne kadar yırtılmadan uzatılabilir. -Einstein 9 yaşından sonra akıcı konuşmaya başladı. Aile onda zihin geriliği olduğunu bile düşündü. -İnsan daha çok oksijen alabilmek ve vücudundaki karbon gazını boşaltmak için esner. Minyatür Geyik Son 10 yılda keşfedilen ilginç bir geyik türü olan Minyatür Geyikler (Muntiacus Putaoensis) sadece 60-80 santimetre boyuna kadar büyüyebiliyorlar ancak nesilleri tehlike altında... Kırbaç Kuyruklu Çöl Kertenkelesi Bu kertenkelelerin dişi türleri üremek için erkeğe ihtiyaç duymaz. Partenogenez ile döllenmemiş yumurtadan kendi kopyalarını çıkartırlar. İşin garip kısmı yumurtlamak için başka bir dişi ile seks yaparlar. Lezbiyen seksin neticesinde de yavru dünyaya getirirler. -İnsan bir günde 28-33 bin litre hava, 500-700 litre oksijen, 2 kilogram yiyecek tüketir. -Birinci Dünya Savaşı’nda Fransa ülkedeki tüm taksileri devraldı ve askerler cepheye bu taksilerle taşındı. -Dünyanın en hızlı kuşu Boğazlı Kırlangıç’tır. 3 saniye süreyle saatte 128 km. sürate ulaşmıştır. -1994 Dünya Kupası’nda, Bulgaristan Futbol Takımı’nın 11 oyuncusunun hepsinin isminin sonu “OV” ile bitiyordu. -Michel Jordan bir yılda Nike’dan Nike’ın Malezya fabrikası personelinin hepsinden fazla para kazanıyor. -Sivrisinek kovucu spreyler sinekleri kovmaz, sizi gizler. Sivrisineğin alıcılarını bloke ederek sizin orada olduğunuzu anlamalarını engeller. -ABD, Ohio’da lisans olmadan fare yakalamak yasaktır. -Kahve sarhoş bir insanın ayılmasına yardımcı olmaz. Hatta çoğu zaman alkolün etkisinin artmasına yol açar. -Eğer aynı zamanda aksırır, hıçkırır ve gaz çıkarırsanız, patlarsınız. -Aşık olduğumuzda beynimiz “phenylethylamine” üretir. Bu kalp atışınızı hızlandırır ve sizi mutlu yapar. Bu kimyasal madde çikolatada da vardır. -Uzayda yerçekimi olmadığı için astronotlar ağlayamaz. Çünkü gözyaşı aşağı düşmez. -Kereviz yerken harcanan kalori, kerevizin içindeki kaloriden daha fazladır. KÜLTÜR SANAT Kitap Burcu GÜNAY 37 Bordro, İşe Alım ve Eğitim Uzmanı Optimum Denge Modeli ODM’ye göre insan doğasının iki temel bileşeni vardır. Bunlar bilmek ve yapmaktır. Ve bu bileşenlerin amacı insanın hayatta kalmasını sağlamak ve onu mutluluğa ulaştırmaktır... Bilmek, hayat ve kendimize ait anlamları doğru yere oturtmaktır. Yapmak, bu anlamlara göre davranmak ve bu süreçte gereken yetenekleri geliştirmektir. Ve bilmekle yapmak bir süre sonra yapa-bilmeye ve yeterince ustalaşıldığındaysa olmaya dönüşür... Tamer Dövücü sizi bu olma yolculuğunda Optimum Denge Modeli’yle tanıştırıyor ve ilk olarak Türkiye’de geliştirilen bu felsefe, psikoterapi ve kişisel gelişimi birleştiren yeni “yaşam modeliyle” size rehberlik ediyor... Keyifli yolculuklar... Bilmezsen Korkarsın Tabi Her anne baba, çocuklarının belirli yaş aralıklarında yaşadığı korkuların şahididir. Aslında, basit yöntemlerle atlatılabilecek olan bu geçici dönem, bazen, anne babaların eksik/yanlış tutumları sonucu, çocukların bütün bir hayatına yayılabilecek izler bırakabilmektedir. Bu kitap, birtakım korkular yaşayan 5 yaş ve üzeri çocuklar için özel olarak hazırlandı. Kitap, beş güne yayılmış farklı hikâyelerden oluşmaktadır. Çocuklar bir yandan hikâye kahramanının yaşadığı serüveni heyecanla takip ederken, diğer yandan da farkında olmadan bilinçaltına yerleşmiş korkularını yenmektedirler. Korkularla baş edebilmek sadece çocuğun üstesinden gelebileceği bir sorun değildir. Özellikle anne babaların da bu konuda titiz davranması gerekir. Bu düşünceyle, hikâyelerin içerisinde, anne babaların, korkular yaşayan çocuklarına nasıl davranmaları gerektiği konusunda ipuçları da verilmektedir. KÜLTÜR SANAT 38 Burcu ONARANEL İnsan Kaynakları Destek Elemanı Altın Palmiye Nuri Bilge Ceylan’ın Bu yıl 67. kez düzenlenen, dünyanın en önemli film festivallerinden Cannes Film Festivali’nde büyük ödül “Altın Palmiye”, ‘Kış Uykusu’ filmiyle Nuri Bilge Ceylan’ın oldu. ‘Kış Uykusu’ festivalde aynı zamanda FIPRESCI ( Uluslararası Sinema Eleştirmenleri Federasyonu) ödülüne de layık görüldü. Mayıs ayında düzenlenen törende ödülünü alan Nuri Bilge Ceylan, “ Bu ödülü Türkiye’de son bir yıl içinde ölen gençlere ve Soma’da ölen madencilere adıyorum” dedi. Ardından Uluslararası Sinema Eleştirmenleri Federasyonu jürisine Kış Uykusu filmini ödüle layık gördükleri için teşekkür etti. 800 Minik Piyanist Bursa’daydı Bursa Kent Konseyi (BKK) Müzik Eğitim Çalışma Grubu’nun Dünya Müzik Derneği (DMD) işbirliğiyle bu yıl 5.’sini düzenlediği ‘Bursa Ulusal Piyano Günleri’, 800 minik piyanistin katılımıyla yapıldı. Türkiye’de ilk kez yoğun katılımlı olarak Bursa’da yapılan ‘5. Bursa Ulusal Piyano Günleri’, Atatürk Kongre Kültür Merkezi (Merinos AKKM) Osmangazi Salonu’nda yapıldı. Piyano eğitimi alan 5-17 yaş arasındaki toplam 800 öğrenci, sırayla piyanonun başına oturarak yeteneklerini sergilediler. BKK Başkanı Semih Pala, Kent Konseyi olarak her zaman Türkiye’de ilklere imza attıklarını söyledi. Büyükşehir Belediyesi’nin destek ve katkılarıyla şehrin sosyal ve kültürel hayatına büyük katkı sunduklarını belirten Pala, her yıl olduğu gibi bu yıl da miniklerin yeteneklerini sergileyebilecekleri ortamları hazırladıklarını ifade etti. Ülkemizde 13 Haziran’da beyaz perdede izleyicisiyle buluşan ‘Kış Uykusu’, 1982 yılında senaryosunu Yılmaz Güney’in, yönetmenliğini şerif Sezen’in yaptığı ‘Yol’ filminden sonra “Altın Palmiye” ödülünü alan ikinci film oldu. Nuri Bilge Ceylan, daha önceki yıllarda da Cannes Film Festivali’nde, ‘Uzak ( 2002 )’ ve ‘Bir zamanlar Anadolu’da ( 2011 )’ filmleriyle “Grand Prix” ödüllerini, ‘Üç maymun ( 2008 )’ filmiyle de “En İyi Yönetmen” ödülünü almıştı. FİLM HAKKINDA: Başrollerini Haluk Bilginer, Melisa Sözen ve Demet Akbağ’ın paylaştığı “Kış Uykusu”; eski bir tiyatro oyuncusu olan Aydın’ın, Anadolu bozkırlarının ortasında, adeta bir kış uykusuna yatmış gibi görünen ıssız bir mekânda, kendisiyle, hayalleriyle, sevdikleri ve taşrayla kurduğu ve düşe kalka sürdürmeye çalıştığı ilişkilerini konu alıyor. Karıkoca ve kardeşlik bağları da dahil her türlü insan ilişkisinin, çaresizlik, hayal kırıklığı, önyargılar ve çıkışsızlıkla mühürlenmiş olan o ağır kapısını aralıyor. Artık emekliye ayrılmış ve emeklilik günlerini geçirmek üzere Orta Anadolu’nun küçük bir şehrine taşınan ve burada bir otelde çalışmaya başlamış eski bir oyuncu olan Aydın’ın (Haluk Bilginer), eşi (Melisa Sözen) ve kardeşi (Demet Akbağ) ile sorunlu ilişkisini anlatan filmin çekimlerinin önemli bir kısmı Kapadokya bölgesinde yapıldı. Türk sinemasının yurtdışında en prestijli ödülleri kazanmış yönetmeni Nuri Bilge Ceylan, Bir Zamanlar Anadolu’da filminden sonra hayata geçirdiği son yapım olan Kış Uykusu’nda da yine Orta Anadolu’yu kendine mekan olarak seçti.
© Copyright 2024 Paperzz