www.sufitherapy.ca www.sufiterapi.net www.sufitherapy.net SAYI 1 . Herkese Sufi Terapi Risale –i NurTerapi :“Trans-ihlas” Kalp Merkezli Farkındalık Nedir? Zikir’de Rakamların Sırrı Nurlar Menbaı ve On Şey 1. Sufi Terapi Seansı . Psıkoterapist Notu Sayfa 2 Herkese Sufi Terapi Sufi terapi benim master tezim ve uygulamaya başladım. Ebu mektupda gördüğünüz zikir ve duaları düzenli yaptırıyorum. Allah’ı anmaya ihtiyacımızın arttığı bir travma döneminden geçiyoruz. Allah rızası için 10 haftalık Sufi terapiyi ücretsiz sunmaya karar verdim. Bu Sufi terapi mektubu ilk sayımdır. Yoğun ödevlerle CBT benzeri Mindfulness metodu ile her hafta 8 Sufi konsept ve Risaleden 4 pozitif düşünce sistemi öğretiyorum. Yüzyüze yapmam lazım, ancak 10 bin kilometre ülkeme uzaktayım, Kanada’Kitchener ’dayım, internetten şu anda isteyenlere yapıyorum. 12 kişilik grup terapi şeklinde yapılsa daha etkili olur. Bir çeşit Mind Over Mood terapidir ama manevi kalp ve ruh tabi zihin merkezlidir. İletişim Sufi Therapy Counselling Email: [email protected] İngilizce Siteler www.sufitherapy.ca www.sufitherapy.net Türkçe Site www.sufiterapi.net Twıtter hesabı @sufiterapi SAYI NO 1 11 Nisan 2014 CUMA Gönderdiğim genel zikirleri ve duaları günün dilediğiniz vakti ama hergün verdiğim rakamlarla düzenli yapınız. Başına esmaların ya koyabilirsiniz. Bu zikirler tarih boyu Sufi tarikatlarda şeyhler tarafından en çok verilen meşhur zikirlerdir. Bu konuda İngilizce kitap çıkaracağım, tezimi henüz Türkçe’ye çevirmedim. Sufi siteleri kurdum ve yavaş yavaş koyuyorum. Oradan ödevler vereceğim ve Sufi mektuplara seanslarla ulaşacaksınız. www.sufitherapy.ca ve www.sufitherapy.net İngilizce ve www.sufiterapi.net Türkçe olarak faaliyetteidr. Resmi twitter hesabı @sufiterapi ile iletşim buradan sağlanacaktır. Tezin İngilizce ve Türkçe ön tanıtımı bu sitelerde var. Psikoterapide çığır açacak diye umut ediyorum. Sufi terap, seansları iki dilde bu sitelere haftalık konacaktır ve Sufi listemdeki emailinize yollanacaktır. Sufi şeyh değilim, Kanada Ontario Sosyal Workerlar Derneği, Psikoterapistler Derneği ve Sosyal Servis Workerlar Derneklerinde kayıtlı profesyonel bir psikoterapistim ve sosyal görevliyim. Bu kurumlar bizim çalışmalarımızı denetler. Sufi terapi konusunda hatırlatma: Müşteri gizliliği en üst düzeydedir ve herkesin istediği anda terapiden vazgeçme hakkı vardır. Personal karakter, anne ve baba adına, doğum günü e evlilik tarihine göre Ebced sistemiyle hesaplanııp zikir verilmesi, galip esmanın bulunması sonraki aşamadır. 10 haftalık terapi seansları sonrası beş alanda soracağım sorularla ve Excel dosyanızı imceleyerek kişisel Sufi analizi çıkartacağım . Bunu mütakip bireysel esma belirlenecektir. 10 haftalık terapiye katılmak ücretsizdir, elbette emek ve zaman harcama gerektiren bu Sufi raporu ve bireysel zikirleri almak küçük bir ücretle olacaktır.. Selam ve Dua ile... Faruk Arslan MSW, RSW, Psikoterapist Sufi Terapi/Kitap Sufi Terapi'nin Fethullah Gülen Hocaefendi'den Sosyal Bilimlere ve Psikoterapiye kazandırdığı yeni tanımlama “Trans-ihlas Vicdan” terminolojisi vicdanın temiz hali olarak bilimsel kayıtlara Kanada’nın Wilfrid Laurier Üniversitsi’nde girdi. Batılı bilim adamları Gülen’in tanımını daha önce “Kozmik Vicdan” ve “Trans-Vicdanı” olarak tesbit etmişlerdi. Çünkü vicdan yanlış yapmaktan alıkoyan bir iç bekçidir, doğruları tartan iç ölçüdür, hakikatin nasıl yapılacağını anlatan bir iç eğilimdir. “Trans-Vicdan”lı, ihlas, samimiyet ve kalp merkezli Sufi Terapi der ki: “Allah'a kul olan, köle olan kula kul olmaz, kimseye köle olmaz, satın alınamaz çünkü vicdanı hür ve temiz özgür bir savaşçıdır.” .Kalbin Zümrüt Tepeleri-1 SKalbin Zümrüt Tepeleri, bir seri halinde ilk defa Sızıntı dergisinde yayınlanmaya başladı. Fethullah Gülen Hocaefendi tarafından kaleme alınan ve Kur’an ve Sünnet çizgisinde, tasavvufî düşünceye asrın anlayışı içinde farklı bir bakış açısı sunan bu serinin ilk kitabında toplam 47 başlıkbulunuyor. Kalbin Zümrüt Tepeleri-2 Kalbin Zümrüt Tepeleri, bir seri halinde ilk defa Sızıntı dergisinde yayınlanmaya başladı. Fethullah Gülen Hocaefendi tarafından kaleme alınan ve Kur’an ve Sünnet çizgisinde, tasavvufî düşünceye asrın anlayışı içinde farklı bir bakış açısı sunan bu serinin ikinci kitabında toplam 50 başlık bulunuyor. Kalbin Zümrüt Tepeleri-3 Kalbin Zümrüt Tepeleri, bir seri halinde ilk defa Sızıntı dergisinde yayınlanmaya başladı. Fethullah Gülen Hocaefendi tarafından kaleme alınan ve Kur’an ve Sünnet çizgisinde, tasavvufî düşünceye asrın anlayışı içinde farklı bir bakış açısı sunan bu serinin üçüncü kitabında toplam 32 başlık bulunuyor. Kalbin Zümrüt Tepeleri-4 Kalbin Zümrüt Tepeleri, bir seri halinde ilk defa Sızıntı dergisinde yayınlanmaya başladı. Fethullah Gülen Hocaefendi tarafından kaleme alınan ve Kur’an ve Sünnet çizgisinde, tasavvufî düşünceye asrın anlayışı içinde farklı bir bakış açısı sunan bu serinin dördüncü kitabında toplam 13 başlık bulunuyor. Sayfa 3 . Sufi Terapi/ Risale Perspective Sayfa 4 Allah'a kulluk Sufi'yi özgür kılar, Kalbin Zümrüt Tepeleri'ne çıkarır, Risale-i Nur ise İslam davasına kulu derviş yapar. Sufi Terapi, kalp ve insan merkezli medeniyetimizdir, toplum vicdanındaki Kur'ani ve Peygamberani ahlak normlarını bozulmamış vicdanlara duyuran bir avukattır. Sufi Terapi, üstad Said Nursi ve Gülen Hocaefendi gibi psikolojik rehberlikte ihlas ve samimiyeti bir yöntem olarak kulanıyor, yüksek “trans-ihlas vicdan” ve ahlakını esas alıyor. Sufi Terapi, Üstad Nursi ve Gülen Hocaefendi gibi akıldan kalbe yolculuk yaptırıyor, nefsimize, çağın vicdanına ve bilime Allah'ı anlatıyor. Bediüzzaman'ın Risalelerinde psikoloji dersleri, sosyolojik tesbitler ve sosyal sinir bilim verileri sunuyor, bunlar kesinlikle Sufi Farkındalık Terapi öğretileridir. Sufi terapi, din ilimleri ile pozitif bilimleri evlendiren bir köprüdür, iman ilimlerinde Kur'an ve Hadis'e sadık kalarak öze bağlı değişim sunuyor. Sufi Terapi, dini iman bilmine Üstad Nursi ve Gülen Hocaefendi'den yararlanarak sosyal innovatif eksenli pozitif düşünce zemini kuruyor. Sufi Terapi, üstad Nursi'nin vizyonu çerçevesinde ulu kişi, şeyh merkezli değildir, kalp, ruh, zihin birliği kurma yolunda eğitim odaklıdır. İlla ki bir şeyhe el verip, bir tarikata girip, verilen zikirleri çekerek kamalata ermek gerekmiyor, bireysel Sufilik sahabe kültürüdür. Bediüzzaman, Kur'an'ın sönmez ve söndürülmez bir eser olduğunu iman hakikatlerini Risalesiyle açıkca gösterdi, çağın derdine deva oldu. Bu yol kestirme ve sağlam Kur’an ve Sünneti Seniye caddesidir. Allah ilmi isteyene verir, zenginliği istediğine verir. Dua dua yalvarmadıkça manevi ilimlere, ledünnü âleme, kalp, ruh, sır derecesine çıkılması zordur. Çilesiz, sınavsız cennet arzulayanlar rüya görüyorlar. Fikirlerin çatışmasından hakikat kıvılcımları ortaya çıkar. Kalbin, ruhun hal ve makamlarına, zümrüt tepelerine çıkmak azim, sebat ve istikrar istiyor. Sufi Terapi, duygu ve düşüncelerinizi, kendinizi tanımanıza yardımcı olurken, realist, sosyal aktivist ve irade insanı olmanızı öneriyor. Sufi Terapi, Üstad Nursi gibi halen cehalet, yoksulluk ve ihtilaf sorunlarını ana düşman olarak görüyor, şahıslara değil kötülüklerin vasıflarına kızıyor ve onları terbiye etmek istiyor. Bediüzzaman, milletin vergisi ile görev yapan devlet idarecisi ve memuru, millete ücretli hadim ve hizmetçi olarak görür, despot, zalim, dayatmacı bir amir olarak değil. Sufi Terapi, İslam'da olmayan inanç ile Allah arasındaki ruhbanlık sınıfı ve aracıları ret eder. Zalime sivil itaatsizlik göstermenin büyük sevap olduğunu üstadın hayatı göstermektedir. Sufi Terapi, üstadın önleyici sağlık ve psikolojide çözüm üretme kapasitesi bulunan Hastalar Risalesi ve Vesvese Risalesinden yararlanıyor. Sufi Terapinin sunduğu kalp, ruh ve zihini merkezi güç yapan vicdanla saldırgan materyalizme üstadın akıl yürütme yöntemiyle çözüm sunuyor. Sufi Terapi, üstad gibi şiddeti itikadın son kalesi görüyor, bu devirde maddi kılıç kınına girdi, bu nedenle hakikat kılıcıyla ‘Büyük Cihad’ nefisle yapılan manevi cihattır. Sufi Terapi, “medenileri galebe ikna iledir, söz anlamayan vahşiler gibi zorla değil” prensibine göre önce nefsini ikna eder, sonra toplumun yardıma Hz. Hızır gibi hızlı koşar. Sufi Terapi, din için dini seven tüm insanları Allah için sever, diyalog kurar, terapi yapılırken insan olmak yeterlidir, ayrımcılık, ırkçılık, ötekileştirme Sufinin kitabında bulunmamaktadır. Sufi Terapi, üstad gibi ihlas ve samimiyette büyülü, manevi bir tılsım ve güç var diyor; eğer cismaniyetten çıkılırsa insanın 6 kalp boyutunda kat etmesi gereken 7 çeşit nefsin derecelerine ve nefisle mücadele metotlarına dikkati çekiyor. Sufi Terapi, okuduklarınızı yaşayarak, zikri ve duayı içselleştirerek tecellilere ulaşabileceğinizi hatırlatıyor, dinin nasihat ve öğütten olduğunu unutmuyor ve gerçek ilmin sahibi Allah’ın esmalarını kalbe ve ruha taşıyor. Sufi Terapi, ilim ile hikmeti birleştirir, manevi kalp ile ruh arasında dolaşan Latifeyi Rabbaniyeleri mümkünse canlandırmanızı sağlıyor. Çünkü ebedi olan ruh atlasımızın kumaşını dokuyan bu ilahi ışıklardır, aksi halde insan insan kalamaz. Sufi Terapide zikri ve duayı içselleştirip özümsediğinizde ihsan şuuru meydana gelir, manevi âlemde şeytanın ulaşamadığı ihlâsa sizi götürür. Bediüzzaman, ehadiyet hakikatlerine dayalı marifetulah dersi verdi, tarikat dersi ve şeyh olmadanda ihlâslı davamız bir “Asa-yı Musa”dır demek istedi. Sufi Terapide insan merhametlidir, şefkatlidir, sahici insandır. Maddi ve ilmi olarak yoksul bile olsanız kanaatla hamd ve şükürle zengin sayılırsınız. Gönül insanı takvasıyla varlıklıdan Allah nezdinde daha üstündür. Sufi Terapi, Nur Hizmetini tanıdığı halde okyanustaki balık gibi denizi bilmeyenlere, “biraz basiret ve feraset” der ve kalp gözümüzü açmaya odaklıdır. Nice balıklar okyanusta doğar, büyür, yaşar ve ölür, ancak aksiyon ve tebliğ merkezli bir hayat yaşamazsa asla fanusundan çıkamayacaktır. Sufi Terapi, kendi kendimizi bilme, temizleme, ruh, kalp ve sır dünyamızın keşfedilmemiş hazinesine seyrü sülükte bir sefere çıkın demektedir. Faruk Arslan Sufi Terapi/Zikir Dat e and Ti me English Arabic There is no god but God Lâ ilâhe illallah Sayfa 5 Times KALBİN ZÜMRÜT TEPELERİ SUFİ TERAPİ ZİKİR TAKVİMİ 200 Table 2 – The Daily Dhikr Schedule, Recitation God Allah 66 He Hu 200 The Truth Hak 108 The All-Overwhelming Kahhâr 306 The All-Powerful Kâdir 314 The All-Strong Kaviyy 116 of God's Names Table 4 – The Daily Dhikr Schedule, “Sekine” (Peacefulness), Recitation of God's The All-Compelling Cebbâr 206 The Master Mâlik 90 The All-Loving Vedûd 2 0 The Peerlessly AllSingle Vâhid 19 The One Ehad 13 The Eternally Besought -of-All Samed 134 Names Date and Time English The Unique Turkish Number or Arabic of Times Ferd 33 The AllLiving Hayy 14 The SelfSubsistent Kayyûm 156 The Just Adl 104 The Judge Hakem 68 The Pure One 170 Kuddus Sufi Terapi/ Kunut Duaları Sayfa 6 Sufi Terapi/ Dua’nın Hikmeti Sayfa 7 Ruhani hastalıktan kurtulmak için Allah’a yaklaşmaktan başka bir yol yoktur. Bazen iyileşme çok kısa zamanda ve kolayca gerçekleşir. Bu şekilde iyileşen insan hastalıktan güçlü ve bilge bir insan olarak çıkar. Bazıları tedaviden sonra kendilerini daha iyi hissederler ancak zaman zaman eski hallerine benzeyen haller yaşarlar. “Şüphesiz şeytan sizin için bir düşmandır, öyle ise (siz de) onu düşman tanıyın.” (Fâtır Sûresi 6). İblis, “Senin şerefine andolsun ki, içlerinden ihlâslı kulların hariç, elbette onların hepsini azdıracağım” dedi.” (Sad Suresi 82-83). Bu ayetlerin açık manasını unutmak, müslümanlar için en büyük tuzak, müslümanları, kendisinin yokluğuna inandırmak ise şeytan için en büyük kazanç olmuştur. Bununla birlikte Kur’an-ı Kerim’in pek çok ayetinde işaret edilen şeytandan ve insanları yoldan çıkarmak için neler yaptığından bahsetmek, şuurlu müslümanlar arasında bile küçümsenmektedir. Sanki şeytan Adem (a.s.) zamanında yaşamış, görevini tamamlamış ve yokolmuştur; ya da o yalnızca eski kitaplarda kalmıştır. İnsanlar en çok aç kalmaktan, hastalanmaktan ve ölümden korkarlar. Bu nedenle insanoğlunun tüm çabası yiyecek biriktirmeye ve ölümden kaçmak için tedavi aramaya yöneliktir. Şeytan da doğru yoldan saptırma . faaliyetini Adem (a.s.)’dan beri bu iki yönde yoğunlaştırmıştır. Ancak Adem (a.s.)’dan bu yana kurtuluşa götüren yol hiç değişmemiştir. Bu yol Kur’an ve sünnet yoludur. Hiç değişmeyen bu yolun sağında ve solunda değişen, sadece imtihan sahneleridir. İhlasla Allah’a ibadete ve sünnetlere sarılan, herşeyin Allah’tan geldiğine inanan ve musibetlere sabreden, dünya kaynaklarından yalnızca ihtiyacına yetecek kadarını harcayan kurtulur İnşallah. Her şeyi en iyi bilen Allahü Teâla’dır. Sabah namazı farzı 2. rekatta, Akşam namazı 3. rekat ayakta yapılmalıdır. Sufi Terapi/ Rakamların Sırrı Sayfa 8 SA YIL I D UA NIN BIR SA KINCA SI YOKT UR En çok bilinenden başlayacak olursak, namazlardan sonra 33 Sübhanallah, Elhamdülillah ve Allahü Ekber çekmemizin nedeni Efendimiz’in bir hadisi. Allah Resulü buyuruyor ki: “Her namazdan sonra 33 Sübhanallah, 33 Elhamdülillah, 33 Allahü Ekber ve ‘La ilâhe illallahü vahdehü lâ şerike leh lehül mülkü ve lehül hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadir’ diyenin deniz köpüğü kadar günahı olsa da affedilir.” Efendimiz’in neden 33 sayısını verdiği konusunda herhangi bir bilgimiz yok fakat Prof. Dr. Reşat Öngören, Resûlullah’ın bu hadisinde sayı vermesinin, tesbihatların sayıyla yapılmasında bir sakınca olmadığını gösterdiğini ifade ediyor. Yani sayıyla yaptığımız ibadetlerin kaynağı hadis-i şerif ya da ayet olmasa bile bid’at sayılmıyor. Nedeniyse bu zikirlerin birçoğunun Allah dostlarının E SMA Ü’L - H ÜSNA EBCED H ESA BINA GÖR E ÇE KIL ME L I Süleyman Sargın (Zaman Gazetesi Kürsü Sayfası Editörü): Evliyaullah Esmaü’l-Hüsna’yı ebced hesabına göre çekmenin daha uygun olacağını söylemiş. Bu isimler bu sayılara uygun şekilde çekildiğinde duanın kabul olacağı rivayet edilir. Ancak bu görüşler herhangi bir Kur’an ve sünnet ruhi tecrübelerine ve içtihatlarına dayanması. Doç. Dr. Necdet Tosun bunu şöyle açıklıyor: “Örneğin deniliyor ki: ’308 defa Ya Rezzak çekersen rızık kaygısı taşımazsın.’ Yani bir âlim bunu deniyor, tesirini görüyor ve talebelerine tavsiye ediyor. Bu da asırdan asra naklediliyor ve yerleşiyor.” Aynen bunun gibi 4444 Tefriciye’nin kaynağına baktığımız zaman, İmam-ı Kurtubî Hazretleri’nin rivayetlerine dayandığını görüyoruz. Bu tefsir kaynağına değil, Allah dostlarının, velilerin manevi âlimi, “Bir kimse, çok önemli bir işinin veya tecrübelerine ve keşiflerine dayanır. Onlar, bu önemli bir dileğinin gerçekleşmesi ya da . zikirleri bu sayılarda okuduklarında kabule karin olduğu noktasında keşiflere nail olmuşlar ve bunu çevrelerindeki insanlara tavsiye etmişler. Bu yüzden üzerinde devam edip duran büyük bir belanın üzerinden çekilip gitmesi (kalkması) için Salât-ı Tefriciye’yi (4444) defa okuyup, bu mübarek salât ü selâm ile Yüce Peygamberimiz’i vesile duaları ve Esmaü’l-Hüsna’yı belirlenen sayılara göre edinse, hiç şüphe ve tereddüt yoktur ki, Yüce okumakta fayda var. Allah, o kulunun istek ve muradının olması için hayırlı bir sebep yaratır ve ona muradını verir.” diyor. Sufi Terapi/Kalp Merkezli Farkındalık Sayfa 9 Psikoterapi alanında ‘Varoluşçu’ teoriler maalesef teorik düşünceden pratik hayata pek geçirilememiştir. Bunun tek istisnası, Budizm’den doğan Yoga Terapi’dir. Ruh, beden ve kalp birlikteliğine dayanan Yoga Terapi ile ortaya çıkartmaya çalıştığım ‘Sufi Farkındalık Terapi’ arasında benzerlikler var. Ancak aynı değildir. Her ikisi de ‘Bilişsel Davranış’, ‘Bilişsel Farkındalık’, ‘ Diyalektik Davranış’ ve ‘Kabullenme Taahhüt’ terapi yöntemlerinden faydalanırlar. Nefsi terbiye etme ve safi hâline kavuşturma hedefinde Yoga Terapi’de yedi çakralı engel ve çözümleri varsa ‘Sufi Farkındalık Terapi’de de nefsin yedi mertebesi bulunuyor. Bencil nefisten razı olan ve razı olunan nefse doğru evrilmemiz şarttır. Özet olarak verdiğim bu bilgilerden sonra üzerinde iki yıldır uğraştığım oldukça yeni ve orijinal olan ‘Sufi Farkındalık Terapi’sine geçebiliriz. ‘Mesnevi Terapi’, bu yöntemi kullanır. ‘Sufi Terapi’ olarak dünya genelinde yaygınlaşmasına rağmen mantar gibi çoğalan Yoga Terapi ile kıyaslarsanız, fazla uzmanı bulunmuyor. Unutulmaya yüz tutmuş bu metotla depresyon, stres ve anksiyete sorunlarına çare bulunabileceğini savunuyorum. Teoriden pratiğe geçirilmiş etkin uygulama teknikleri geliştirmek temel amacımı oluşturuyor. Bu gayeme ulaşabilmek için on haftalık terapi seansları modeli hazırladım. Doğrusunu isterseniz tezimi yazma aşamasına gelmek kolay olmadı. On bin sayfayı aşan akademik düzeyde psikoloji ve psikoterapi makalesi okudum, on beş ders aldım, onlarca kitap bitirdim, pratik uygulamalı sahada çalıştım. İki yılda iki yüz Türkçe, seksen de İngilizce Sufi şiir yazdım. Son yıllarda bilimsel metotlar içine giren Autoethnographic araştırma yöntemimde şiiri araç olarak kullandım. Sosyal yenilik yapabilmek için şiirin gücüne inanıyorum. Çünkü doğrudan kalpten gelen kalp odaklı terapi sistemi yazdım. Kültürel, manevi, ruhsal hassasiyeti olan terapi yöntemleri psikoterapide artık önem kazandı. Benlik terbiyesi almadan psikoterapistlerin başarılı olacağına kimse sektörde inanmıyor. Tarafsız kalabilmenin imkânsız olduğu ortaya çıktı. Bilinçli bir varlık olan insanda vicdan ve insanlık değerleri ön plana çıkıyor. İncinebilirlik, savunmasızlık, hasar görebilirlik, saldırı ve tenkide maruz kalma, terapistlerin zafiyetlerinin farkında olabilme erdemine göre şans olabildiği gibi, farkında olamamak hastaya zarar da verebilir. Bu nedenle Sufi Farkındalık Terapi’nin hedefindeki mükemmel insan olabilme zirvesi önem kazanıyor. Kendi kendine temizlenme, kişisel farkındalık, öz eleştiri, kendini hesaba ve muhasebeye çekme terapinin ana hedefleri. Biraz da tezimi oluştururken kullandığım bilgi toplama sistemim hakkında bilgi vereyim. Öncelikli kaynak olarak dört ciltlik Fethullah Gülen Hocaefendi’nin Kalbin Zümrüt Tepeleri’nde eserinden ve üstad Said Nursi’nin Risalei Nurlarından yararlandım. İkinci kaynak olarak bilimsel araştırmalarda objektif bulunmayan subjektif bir araştırma metodu deneyerek kendimi kobay olarak kullandım ve kendi üzerimde kişisel . gözlemler yaptım. Sufizm literatüründe ‘Erbain’ denilen iki adet kırk günlük kendini temizleme sürecinden geçtim. Dünyevi ortamdan uzaklaşarak kendi içine dönme olarak tanımlayabileceğim ilk kırk günlük erbaini Kanada’da Kitchener’da yaptım ve İngilizce kırk şiir yazdım. Kanadalı tez hocalarım iki kültürlü birey olduğumu göz önüne alarak Türkiye’de de erbain yapmamı talep ettiler. Kıyaslayabilmek için kırk günlük ikinci erbaini 2013 Ramazanı sırasında Gebze ve Alanya’da geçirdim. Oruç tutup, hatimle teravih kılıp, dünyevi arzulardan tecrit olup, ağyara gözümü kapatarak İngilizce kırk şiir daha yazdım. Yazdığım toplam seksen şiirde işlediğim konseptleri Kalbin Zümrüt Tepeleri’nde tespit ettiğim iki yüz yirmi ana konsept içinden seçtim. Sufizm terminoloji konusundaki bu eşsiz eser, ilk defa böyle bir akademik çalışmada kaynak olarak kullanılıyor. Aksiyon odaklı, kalp merkezli terapi çıkartmak için ideal bir yapıt. Sufi Terapi/1. Seans Sayfa 10 Sufi Farkındalık Terapi 1. Seans Olaylara göre verdiğiniz tepkinin ne olduğunu anlamak, fark edebilmek için duygu ve düşünceler arasındaki ayrımı yapabilmeniz ve bunu görebilmek için kayıt altına almamız gerekiyor. Öncelikle depresyon nedir, faydalı mı, yoksa zararlı mıdır bunu idrak etmeliyiz. Depresyon sadece bir hissetme olayı değildir. Depresyon bir aksiyondur. Depresyonsuz bir hayat neredeyse yoktur, gelişmemizi sağlamak için Allah tarafından bahşedilmiş bir nimettir. Ancak eğer biz depresyonu kontrol edemezsek, depresyon bizim hayatımızı yönetmeye başlarsa hayat enerjimizi tüketir. Depresyon aslında zihnimizin bize normal olamayan bir oyunudur, biyolojik bir rahatsızlıktır ve mutlaka tedavi edilmesi lazımdır. Depresyon bir kaza sonucu oluşmamıştır, yaşam tarzımızın bir parçası, sonucudur. Yaşadığın depresyon ilahi bir işarettir, size hayatınızda bazı şeyleri yanlış yaptığınızı ve değiştirmeniz gerektiğini söyler, bir uyarıcıdır. Gayemiz depresyonu tamamen hayatımızdan çıkarmak değildir. Faruk Arslan Yaşamınızdaki mevcut bazı aktiviteleriniz, duygu ve düşünceleriniz sizi depresyona sürüklüyor. Bunları teşhis etmemiz ve neleri kontrol ve baskı altına alıp, hangi depresyon unsurlarını azaltabileceğimizi beraber anlayacağız. Herşeyi kontrol ve baskı altına almak isterseniz depresyon tuzağına düşersiniz. Sizin için daha anlamlı olan bir yaşam talebiniz var. Öncelikli kontrol edemediğiniz konularla vakit ve enerji kaybetmeye ihtiyacınız yok. Sağlıklı yaşam için değiştiremeyeceğiniz alanlarda kabullenmek ilk basamaktır. Mesela evliliğinizde yaşadığınız sorunları kabul ederek, hangi alanlarda değişiklik yaparsam depresyon yaşamam diye kendi kalbinize sormalısınız. Öfkeleniyorsunuz ve sonuç alamayacağınızı bildiğiniz halde tartışıyorsunuz. İkinci basamak seçim yapmak zorundasınız, davranış tarzınızı seçebilirsiniz. Üçüncü basamak için seçtiğiniz davranış tarzını uygulamalı, aksiyona dökmelisiniz. Kısaca üç kelime. Kabullenme, Seçim ve Aksiyon... Adım: Değişim için bir Zemin Oluşturma: Yaşadığınız depresyon, sizin halen yaşadığınız hayatla ilgili sorunu çözmenizi engelliyor, kulağınızla duyduğunuz ile içinizde yaşadığınız arasında kopukluk var. Ne yapabilirim diyorsanız, küçük bir örnek veya tavsiye vereyim. Eşinize en son ne zaman çiçek aldınız veya eşinizi dışarıda başbaşa bir yemeğe çıkardınız? Küçük adımlarla değişime zemin hazırlıyoruz. Bunlardan birini yapın, eşinizin size karşı yumuşadığını ve farklı davrandığını göreceksiniz. Adım: Depresyonu Atma ve Diri Yaşama Giriş: Arzu ettiğiniz yaşama giriş yapmanızı engelleyen hoş olmayan gerçekleri bir kenara bırakmalısınız. Eşinizle yeni bir tartışma yaşarsanız daha önce düşündüğünüz veya davrandığınız gibi değil de bu sefer daha farklı davranın ve düşünün. Mesela ya susun, dinleyin eşinizi veya öfkenize hakim olamıyorsanız yan odaya geçin, bir abdest alın, rahatlayın. Ayakta iseniz oturun, oturuyorsanız yatağa uzanın, yatakta iseniz dua okuyun. Bunları yapabileceğinize inanın. Adım: Dayanma Gücü için Sorumluluk Alma: Yeni bir plan yapıyor ve yeni bir strateji geliştiriyorsunuz. Özetle geçmişte yapmış olduğunuz, öğrendiğiniz bazı şeyleri farklı yapmayı öğreniyor, depresyona dayanma gücünüzü sorumluluk alarak artırıyorsunuz. Bu bir kendi kendine yardım etme yöntemi. Nefsinizle başbaşasınız, zafiyet gösterdiğiniz anda depresyon tekrar hayatınıza sızar ve gelecekte de sizi rahatsız edebilir. Eğer yeni davranış tarzınıza destek olacak bir güç merkezi kalbinizde oluşturmazsanız, depresyon tekrarlayabilir. Tekrarlaması normaldir, hemen umutsuzluğa kapılmayın. Bu sorunu aşmak için bazı mücadele stratejilerini birlikte tanımlayacağız ve farkındalık meydana getiren pozitif, olumlu Sufi davranış kurallarını özümseyeceğiz. Bunun için zaten her hafta yeni dualar verecğim ve bazı Sufi sözleri hayat felsefesi haline getireceksiniz. Sufi Terapi/ Duygu ve Düşünce Takip Ödevi Sayfa 11 Ev Ödevi olarak Excel dosyasına haftada en az üç gün yapmanız şartıyla aşağıdaki olay, duygu ve düşünce takip cetvelini koyuyorum. Hergün yaparsanız daha iyi olur ama zor gelir diye haftada üç ile başlayalım. 10 baremli not verme çizelgesinde kendi kendine not veriniz. Olay Kim, ne, ne zaman, nerede Duygular Ne hissettin? Her düşünceye 0 ile 100 arası not ver? Otomatik Düşünceler, Hayaller Zihninde böyle düşünmeye başlamadan önce neler oluyordu? Ağır basanları işaretle. Hangi olay bu sıcak düşünceleri destekliyor? Hangi olay bu sıcak düşünceleri desteklemiyor? 50 orta 70 çok Alternatif balans düşünceler neler? Bunları yaz ve her alternatıfe ve balans düşünceye 0 ile100 arası not ver. DÜŞÜNCE ÇETELESİ Duygular Not Baremi: 0 Yok 1 2 3 4 5 10 az 20 az 30 az 40 orta 60 orta 80 çok 90 güçlü 100 güçlü Duygul arı Şimdi Yenide n Notland ır 2. bölümd e yer alan duygula ra ve yeni duygula ra not ver Sufi Terapi/Haftalık İsmi Azam Dua Sayfa 12 Bu haftaki duanız Hasbinallah ve Ni'mel Vekil, ve Ni'mel Mevla, ve Ni'mel Nasir. Hergün 7 defa okuyacaksınız. Geçtiğimiz haftaki dualarınız hep devam edecek, zikirlerinizde öyle. Dualar ezberinizde yoksa Birinci Dua’yı ezberlemek ilk ÖDEV’dir. Ezberleyiniz. Rasulullah Efendimiz (Aleyhis’salatu ve’s selam) “Allah bize kâfidir, o ne güzel vekîldir!” buyurdu. (Buhari) Allah bize yeter, o ne güzel hâmi, ne güzel güvencedir. Bu aynı zamanda bir ayettir. 129 - Eğer aldırmazlarsa onlara de ki: Bana Allah yeter. O'ndan başka ilâh yoktur. Ben O'na dayanmaktayım ve O, o büyük Arş'ın Rabbidir. TEVBE 129 173 - İnsanlar onlara: "Düşmanlarınız size karşı ordu topladı, onlardan korkun." dediklerinde, bu, onların imanını artırdı ve şöyle dediler: "Allah bize yeter. O ne güzel vekildir". ALİ İMRAN 173 İçinden çıkamadığım,boğulduğum dertlerime, Hasbinallah ve nimel vekil. Çaresizliğime,yılgınlığıma,biçare oluşuma, Hasbinallah ve nimel vekil. Yaptıklarıma,yapamadıklarıma, Hasbinallah ve nimel vekil. Zavallılığıma, Utançlarıma, Rezilliğime, Zelilliğime, Hasbinallah ve nimel vekil. Terbiyesizliklerime, Haddi aşmışlıklarıma, Kusurlarıma, Günahlarıma, Hasbinallah ve nimel vekil. Geceler boyu ağlamalarıma, Yüreğimin üşümelerine, Ruhumun girdaplarına, Hasbinallah ve nimel vekil. Kendimi ifade edemiyeşime, Söyleyipte,kimselere duyuramadığım, Acıyan, kanayan, Ağlayan herşeyime, HASBİNALLAH VE Nİ'MEL VEKİL,VE Nİ'MEL MEVLA, VE Ni'MEL NASİR .Hz. İbrahim’in duası: Onlar öyle kimselerdir ki, halk kendilerine: “- Düşmanlarınız size karşı ordu hazırladı, o halde onlardan korkun.” dedi de bu söz onların imanını artırdı ve üstelik: “- Allah bize kâfidir ve O ne güzel vekildir”, dediler. َِّال ِ اخ َشو ُه ْم فَ َز َاد ُه ْم ِ َّ َّ َّ إ ف م ك ل ا و ع م ج د ق اس الن ن إ اس الن م ه ل ال ق ين ذ ْ ًيمانا َ َ َ َ َ ُ ْ ْ َ ُ َ ُ ْ َ ْ ََ ُُ َ ِ وقَالُوْا حسبَنا اّلل ونِعم اْلو يل ك ُ َ َ ْ َ َُ ْ ُ ه َ Ellezîne kâle lehumun nâsu innen nâse kad cemeû lekum fahşevhum fe zâdehum îmânâ(îmânen), ve kâlû hasbunâllâhu ve ni’mel vekîl(vekîlu). Sufi Terapi/Haftalık Risale-I Nur Tekniği Sayfa 13 Risale-i Nurdan Nefsime 4 Nasihat 1. Allah en güzel vekildir. O’ndan başkasına dayanma. İnsan ölür veya aldatır, mal tükenir, kariyer çizilir, şöhret zehirler, evlat ters dönebilir. Stres, depresyon takılma, güven Allah’a ve sana şah damarından daha yakın olduğunu bil de davranışında ölçülü ol. 2. Allah dost ise başka dosta ihtiyacın yok. Dost istersen Allah yeter. En iyi dostun bile ihanet edebilir, dünya dostlukları Allah rızasına dayanmıyorsa imtihan ardı sıra gelir. Hakkın sana sevgisi varsa halkın teveccühü lazım değil, zaten isterse sevdirir seni. 3. Her şeyde bir hayır vardır. Şerlerden hayrı yaratan Allah’tır, bela geldi mi sevin, Allah’ın hediyesi olarak gör ve sabret, eğer sabredersen hayra inkılap ettiğini göreceksin. 4. Her zaman pozitif ol, olumsuz davrananlara gül, gülücükler dağıt. Unutma bir yağmur damlası aynı noktaya düşerse granitten sert kayaları dahi deler, eritir, kırar; kalbler Allah’ın elinde, isterse açar, telif eder, kararan zalim kalbleri ise mühürler, gayyaya atar. Sufi Terapi/Haftalık Kalbin Zümrüt Tepeleri Sayfa 14 ZİKİR Anmak, hatırlamak, yâd etmek mânâlarına da gelen zikir; sofîlerce, Allah'ın (celle celâluhu) ad ve unvanlarının teker teker veya birkaçının bir arada tekrar edilmesinden ibarettir. Zikir, Allah'ı münferiden veya topluca anma yollarının bu yolun adı ne olursa olsun- bazılarında " ,"ُاَهللbazılarında "- " ُالَ إِلَهَ إِالَّ للاmürşid ve rehberin tayinine göre- bazılarında da daha değişik isim ve unvanlarla edâ edilir. Zikir de, tıpkı şükür gibi hem lisân, hem kalb, hem beden, hem de vicdanın bütün erkânıyla yerine getirilen bir vazife ve bir kulluk borcudur. Cenâb-ı Hakk'ı bütün esmâ-i hüsnâsıyla, bütün sıfât-ı kudsiyesiyle yâd etmek, O'nun hamd ü senâsıyla gürlemek, yerinde tesbîh u temcîdlerle gerilmek, yerinde Kitab'ını okumak ve onun rehberliğine sığınmak; kâinat kitâbındaki âyât-ı tekvîniyesini mânâ-yı harfiyle mırıldanmak; aczini, fakrını duâ ve münâcât lisânıyla ilân etmek... Evet, bütün bunların hepsi lisâna âit birer zikirdir. Başta "latîfe-i rabbâniye" olmak üzere vicdanın bütün rükünleriyle Allah'ı yâd etmek, yâni O'nun varlığına dair delillerin mülâhazasıyla oturup kalkmak, varlık kitabında sürekli parlayıp duran ve her an bize ayrı ayrı şeyler fısıldayan ilâhî isim ve sıfatları düşünmek; sonra da O'nun cihan çapındaki rubûbiyet ahkâmını, bu ahkâm karşısında sorumluluklarımızla alâkalı meseleleri, emr ü nehiyleri, va'd ü vaîdleri, mükafât ü mücazâtları tefekkür etmek; enfüsî ve âfâkî yollarla varlık ve varlığın perde arkası sırlarını araştırmak; bu araştırmalar esnasında basar ve basîrete açılan uhrevî güzellikleri tekrar-ber-tekrar temâşâ etmek.. zerreden seyyârelere kadar her şeyin, "âlem-i kuds" hesabına atan birer nabız, âlem-i lâhût'a nur-efşan birer tercüman ve "hakikatü'l-hakâik"a birer menfez olduklarını tasavvur etmek de bir kalbî zikirdir. Her zaman bir nabız gibi atan varlığı duyabilenler, bir hatip gibi konuşan âlem-i lâhûtu dinleyebilenler ve bu menfezlerden celâl ve cemâl tecellilerini temâşâya muvaffak olanlar, gözlerin görmediği, kulakların işitmediği öyle rûhanî zevklere ulaşırlar ki, bazen bu zevk zemzemesi içinde geçen hayatın bir saati yüzlerce seneye muâdil gelebilir; gelebilir ve bu kudsî seyahat o zevkli sonsuzluğuyla, vâridât ve mânevî hazlar "salih dâiresi" içerisinde köpüre köpüre devam eder gider. "Sübühât-ı vech"in nurları her yanı sardığı bu noktada insanın müşâhedeleri insanı aşar; aşar da her gönül erbâbı ve her istidat, "zâtü'l-emr"e muvâfık olsun-olmasın, duyup hissettiği şeylerle kendini bir zikir velvelesi içinde bulur. Derken, ihtiyârî-gayri ihtiyârî, esmâ-i ilâhîyi mırıldanmaya başlar. Bazen zikir, öylesine köpürüp insan benliğini sarar ki, zikirden de zâkirden de nâm u nişân kalmadığı böyle bir istiğrak hâlinde, kimileri " ,"ُالَ َم ْو ُجودَ إِالَّ للاkimileri " "ُالَ َم ْش ُهودَ إِالَّ للاkimileri " " ُ الَ إِلَهَ إِالَّ للاve kimileri de, tabiî şuurlarının külliyeti ölçüsünde, " "َالdan sonra bütün esmâ-i ilâhîyi birden mülâhaza ederek " "ُإِالَّ للاa geçer ve böyle küllî bir şuur ve küllî bir mülâhaza ile "kelime-i tevhid"e devam ederler. Herhalde, işte böyle bir kurbet ve böyle bir maiyyet atmosferinde geçen saniyeler, -tabiî vâridâta açık münevver saniyeler- kapalı ve nursuz senelerden daha bereketli ve daha ebediyet buudludurlar. Bu mübârekiyete işâret için hadis olarak rivâyet edilen bir kutlu sözde: " س ٌل َ ي ُم ْر َ ِلي َم َع للاِ َو ْقتٌ الَ َيBenim Allah ile öyle bir ânım vardır ki o esnâda Bana ne bir mukarreb ٌّ ِسـعُنِي فِي ِه َم َلكٌ ُمقَ َّربٌ َوالَ نَب melek ne de bir nebiyy-i mürsel ulaşamaz."[1] buyurulur. Sufi Terapi/Haftalık Kalbin Zümrüt Tepeleri Okuma Sayfa 15 ZİKİR İlâhî emir ve yasakları, ciddi bir duyarlılıkla hayata taşıyıp yaşamak, her emir ve her yasakla kendisine yapılan teklifleri vicdanında hissederek, iştiyakla emirlerin ifâsına koşmak ve derin bir mes'ûliyet şuuruyla yasaklardan kaçınmak da bedenî zikirdir ki, lisânla yapılan zikrin derinliği de büyük ölçüde bu nevi zikirden kaynaklanmakta ve bu "anilmerkez" güçle bir ölümsüz ses hâline gelmektedir. Bedenî zikir daha çok, ulûhiyet kapısının tokmağına dokunmak sûretiyle, o dergâha kabul yollarını araştırarak beşerî acz ü fakrımızı ilân üslubuyla ilâhî kudret, ilâhî kuvvet ve ilâhî gınâya ihtiyacımızı bir arz hamlesidir. Evet, zikreden ve zikrinde de ısrarda bulunan zâkir, Cenâb-ı Hak'la mukâvele yapmışçasına hıfz u himâye ve inâyet seralarına alınmış olur ki " فَاذْ ُك ُرونِي أَذْ ُك ْر ُك ْمAnın Beni ki anayım sizi"[2] ilâhî fermânı da aczin ayn-ı kuvvet, fakrın ayn-ı gınâ hâline geldiği bu sırlı keyfiyeti ifâde etmektedir. Yani siz, Allah'ı zikr u fikr u ibadetle yâd edince, O da sizi teşrîf ve tekrîmle anacak.. siz duâ ve münacâtlarla hep O'nu mırıldanınca, O da icâbetle size lütuflar yağdıracak.. siz onca dünyevî işlerinize rağmen O'nunla münasebetlerinizi devam ettirince, O da dünya ve ukbâ gâilelerini bertaraf ederek sizi ihsanla şereflendirecek.. siz yalnız anlarınızı O'nun huzuruyla şereflendirince, O da yalnızlıklara itildiğiniz yerlerde size "enîs ü celîs" olacak.. siz rahat zamanlarınızda O'nu dilden düşürmeyince, O da rahatınızı kaçıran hâdiseler karşısında size sürekli rahmet esintileri gönderecek.. siz O'nun uğrunda yollara dökülüp O'nu cihana duyurunca, O da sizi dünya ve ukbâ zilletlerinden kurtaracak.. siz bütün davranışlarınızda ihlâslı olunca, O da sizi gözlerin görmediği, kulakların işitmediği, insan tasavvurunu aşan hususî iltifat ve hususî pâyelerle şereflendirecek...[3] Böylece, zikir arzusu, zikir cehdi, zikre mazhariyet nimetiyle kıymete ulaşacak, derken Allah da bu tevfik ve hidâyet lütfunu hususî ihsanlarıyla daha bir derinleştirecektir ki, " ون ِ َوا ْش ُك ُروا ِلي َوالَ تَ ْكفُ ُرBana sürekli şükredin ve sakın nankörlüğe düşmeyin!"[4] emr-i rabbânîsi de işte, zikirden şükre, şükürden zikre bu "salih dâire"yi ihtar etmektedir. Zikir bütün ibâdetlerin özüdür ve bu özün özü de Kur'ân-ı Kerîm'dir. Ondan sonra da, Hazret-i Sâhib-i Şeriat'tan sâdır olan nurlu sözler gelir. Cehrî, hafî her şekliyle zikir, duygu, düşünce ve şuur çevresinde halkalanan ziyâ-i "sübühât-ı vech"in bedene taşınması ve rûha mâl edilmesi ameliyesidir. Zikir, Cenâb-ı Hakk'ın gizli-açık nimetleri karşısında O'nu, ins-cin herkese ilân etmenin unvanıdır. Bu ilân kesildiği an yeryüzü ve ondaki varlıkların da hikmet-i vücudu kalmaz. Zaten, Peygamber beyânıyla -aleyhi ekmelü't-tehâyâyeryüzünde "Allah Allah" diyenlerin kalmayışı, kıyametin kopmasıyla irtibatlandırılmıyor mu?..[5] Hangi şekliyle olursa olsun "zikrullah" yolu, Hakk'a ulaşma yollarının en kavîsi ve en emînidir. O olmadan Hakk'a vuslat zordur. Evet, vicdanların şuurla O'nu anması, letâifin her an O'na dem tutması ve lisânın bu armoniye tercümân olması, sonsuzluk yolunun yolcuları için ne tükenmez bir zâd ü zahîre ve ne bereketli bir kaynaktır! Zikrullah, kurbet helezonunda öyle bir seyahattir ki; dil, duygu, gönül bir koro teşkil edip de Allah'ı anmaya durunca insan, bir anda kendini sırlı bir asansör içinde bulur ve bir lâhzada rûhların uçuşup durduğu iklime ulaşır; ulaşır da gök kapılarının aralığından ötelere ait neler ve neler seyreder..! Sufi Terapi/Haftalık Kalbin Zümrüt Tepeleri Okuma Sayfa 16 Zikrullahın muayyen bir vakti yoktur. Namaz bütün ibâdetlerin pîri ve din sefinesinin direği olduğu hâlde[6] belli zamanlarda edâ edilir ve edâ edilmesi câiz olmayan vakitler de vardır.[7] Zikrullah ise, zamanın her diliminde serbest dolaşıma sahiptir ve herhangi bir hâl ile mukayyet değildir. " ا َ َّلذِينَ يَ ْذ ُك ُرونَ للاَ قِيَا ًما َوقُعُودًا َو َعلَى ُجنُو ِب ِه ْمOnlar Allah'ı ayakta, oturarak, hatta yan gelip yatarken de anarlar."[8] fehvâsınca, ne zaman itibarıyla ne de hâl itibarıyla zikrullah'a tahdit konmamıştır. Kitap, Sünnet ve selef-i salihînin eserlerinde, zikrullah konusunda yapıldığı ölçüde bir başka şeye terğib ve teşvik yapıldığını hatırlamıyorum. Aslında o, namazdan, cihada kadar her ibadetin içinde can gibidir, kan gibidir. Ancak, herkesin zikri, zikredilenin onun duyguları üzerinde tesiri ölçüsündedir ki; sofîler buna "müşâhede" veya "huzur-u kalb" derler. Bazıları, Cenâb-ı Hakk'ı anarak bir sırlı yol ile kalbinde O'na ulaşır. Bazıları da vicdanlarında O'nu "kenzen" bilir ve derunlarındaki nokta-i istinat ve nokta-i istimdat sayesinde sürekli maiyyette olur. Bu seviyenin insanları için her yeni anış, bir inkıtâ vesilesi olması itibarıyla cehalettir. ُْف أَذْ ُك ُرهُ إِذْ لَ ْست َ اَهللُ يَ ْعلَ ُم أَنِِّي لَ ْستُ أَذْ ُك ُرهُ َو َكي " ُساه َ أَ ْنAllah biliyor ki ben O'nu şimdi anmıyorum, anmak ne demek, ben O'nu hiç unutmadım ki..!"[9] sözü de bu anlayıştaki insanların düşüncelerini ifâde etmek olsa gerek. ْ ارا لَكَ َر َّهابًا لَكَ ِم َ َارا لَك ََصَْ ِب ِه ْال َُّ ْخ ِبتِينَ ْال َُّني ِبين ً ش َّك ً اَللَّ ُه َّم اجْ َع ْلنِي لَكَ ذَ َّك َ َص ِِّل اللَّ ُه َّم َعلَى َ ار َو َعلَى ل ِل ِه َو َ ط َواعًا لَكَ ُم ْخ ِبتًا ِإلَيْكَ أ َ َّواهًا ُمنِيبًا َو ِ س ِِّي ِِنَا ُم ََ ََِّّ الذَّ َّك Sızıntı, Eylül 1992, Cilt 14, Sayı 164 Fethullah Gülen [1] Aliyyü'l-Karî, el-Esrâru'l-merfûa s.197; el-Aclûnî, Keşfü'l-hafâ 2/226 [2] Bakara sûresi, 2/152 [3] Buhârî, bed'ü'l-halk 8, tefsîru sûre (32), tevhid 35; Müslim, iman 39, cennet 5-6 TASAVVUF Ayrıca bu hususlara şunları da ilâve edebiliriz: Zâhir ve bâtın ilimlerle mücehhez olma ve bir kâmil insanın rehberliğine sığınma.. bu son iki husus Nakşîler arasında ayrı bir önem arz eder. Burada "tasavvuf" deyip, tasavvuf düşünüp, tasavvufu yazarken, dervişlik ruhunun icmâlî mânâsını ihtivâ eden; ve ahlâk, edep, zühd kitaplarının da esası sayılan, hatta bir mânâda kalblerin Hakikat-i Ahmediye ile iltika noktası kabul edilen, seyr u sülûk-i rûhânînin işaret kristalleri de diyebileceğimiz aşağıdaki hususlara temas etmeden geçemeyeceğiz: Bu hususların başında, "Benim gözlerim uyur, ama kalbim uyanıktır"[1] beyânıyla irtibatlandıracağımız.. ve "İnsanlar uykudadırlar, öldükleri zaman uyanırlar"[2] beyânına esas teşkil eden "yakaza" gelir. Sonra da onu tevbe, inâbe, muhasebe, tefekkür, firar, i'tisâm, halvet, uzlet, hâl, kalb, hüzün, havf, recâ, huşû, zühd, takvâ, vera', ibadet, ubûdiyet, murâkabe, ihlâs, istikamet, tevekkül, teslim, tefvîz, sika, huluk, tevâzu, fütüvvet, sıdk, hayâ, şükür, sabır, rızâ, inbisât, kasd, azim, irade, mürîd, murâd, yakîn, zikir, ihsan, basîret, firâset, sekîne, tuma'nîne, kurb, bu'd, mârifet, muhabbet, aşk, şevk, iştiyak, cezbe, incizap, dehşet, hayret, kabz, bast, fakr, gınâ, riyâzât, tebeddül, hürriyet, hürmet, ilim, hikmet, himmet, gayret, vilâyet, seyr, gurbet, istiğrak, gayb, kalak, vakit, safâ, sürûr, telvin, temkin, mükâşefe, müşâhede, tecelli, hayat, sekr, sahv, fasl, vasl, fenâ, beka, tahkîk, telbîs, vücud, tecrîd, tefrîd, cem', cem'u'l-cem' ve tevhid takip eder ki, bu kitapçıkta icmâlî mânâlarıyla dahi olsa, bunları tanımanın mümkün olabileceğini düşünüyoruz. Her şeyin doğrusunu yalnız Allah (celle celâluhu) bilir ve doğru yola hidayet etmek de O'na mahsustur. http://www.kalbinzumruttepeleri.com/ Sufi Terapi/Haftalık Kalbin Zümrüt Tepeleri Ev Ödevi Table 7- Homework for Session One Reading Sufi Dhikr Reflection Self-Criticism Meditation 13 Names Dhikr 6 Names Dhikr Special Dua Memorize Dua Sufi Technique Namaz Sufi Technique One Morning Sufi Technique Two Afternoon X 2 Sufi Technique Three Evening Sufi Technique Four Night Concepts Remembrance Self-Journeying Sincerity Purity SUFİ KİMDİR? http://www.kalbinzumruttepeleri.com/fethullah-gulen-kalbin-zumrut-tepeleri-1/1927-fethullah-gulen-kalbinzumrut-tepeleri-sofi.html MUHASEBE NASIL YAPILILIR? http://www.kalbinzumruttepeleri.com/fethullah-gulen-kalbin-zumrut-tepeleri-1/1901-fethullah-gulen-kalbinzumrut-tepeleri-muhasebe.html MUHASEBE VE MURAKABE NASIL YAPILILIR? http://www.kalbinzumruttepeleri.com/fethullah-gulen-kalbin-zumrut-tepeleri-1/1903-fethullah-gulen-kalbinzumrut-tepeleri-murakabe.html İHLAS NASIL ELDE EDİLİR? http://www.kalbinzumruttepeleri.com/fethullah-gulen-kalbin-zumrut-tepeleri-1/1876-fethullah-gulen-kalbinzumrut-tepeleri-ihlas.html HAYA NEDİR? http://www.kalbinzumruttepeleri.com/fethullah-gulen-kalbin-zumrut-tepeleri-1/1867-fethullah-gulen-kalbinzumrut-tepeleri-haya.html İBADET, UBUDİYET;VE UBUDET NE DEMEKTİR? http://www.kalbinzumruttepeleri.com/fethullah-gulen-kalbin-zumrut-tepeleri-1/1874-fethullah-gulen-kalbinzumrut-tepeleri-ibadet-ubudiyet-ve-ubudet.html SEFER , YANİ SEYRÜ SÜLUK NE DEMEKTİR? http://www.kalbinzumruttepeleri.com/fethullah-gulen-kalbin-zumrut-tepeleri-2/1923-fethullah-gulen-kalbinzumrut-tepeleri-seyr-u-suluk.html Sufi Terapi/Haftalık Şiir veya Günlük Sayfa 18 Son ev ödevi Kalbin Zümrüt Tepeleri’nden bu 8 Sufi konsepti okuduktan sonra şiir yazma veya günlük tutmadır. Bir not defteri alınız, bilgisayara değil, elyazınızla yazarak günlük tutmaya başlayınız.. Eğer şiir yazamıyorsanız bunu yapabilirsiniz.. Öğrendiklerinizi şiir ve günlüğe dökmeye çalışınız ve yazarak zihne, kalbe, ruha kazıyınız. ÖRNEK BİR ŞİİRİM. ÜSTAD SAİD NURSİ’NİN SİNEK RİSALESİNE YAZILMIŞTIR: RÜYETİ MAHLASIM. Sufi Terapi/ Risale-i Nur Ufku Sayfa 24 Risale-i Nur Terapi Risale-i Nur’larda bulunan pozitif enerji ve kalp merkezli manevi ruhaniyet, ahirzamanda ortaya çıkan ruhani kalbin enfekte olmasından kaynaklanan hastalıklara devadır. Bediüzaman varoluşcu teorileri tasarımcılıktan çıkartıp psikoterapide pratiğe döken devasa kamettir. Tasarımsal varoluşun tesadüflerinin karşısına koyduğumuz ve bilim dünyasına kabul ettirdiğimiz Sufi terapi, din ilimleri ile pozitif bilimlerin birlikte yorumlamasına kapı açacaktır. Din ile bilimi barıştıracak, atılan köprüleri de onaracaktır. Laiklik virüsünün bilimi dayatmacı hale getirmesi ile bilimsel radikalizm beslendi, gerçeklikten uzaklaştığını asla kabul etmedi, insan merkezli olduğunu savunsada da insanın tabiatında bulunan manevi yapısını hep gözardı etti. Üstadın Tabiat Risalesi Darwin’in tezlerine cevap olarak yazılmıştır ama bir defa bile Darwin’in adı Risalelerde geçmez. Üstad, şahısları hedef almamış, fikirlerini, sembollerini akılda kaılıcı temsili hikayelerle süsleyerek medenileri ikna etmiştir. Tartışma ahlakının kurallarını da belirleyen üstad, bir ilim adamının kişisel boyutta düşünmediğini ortaya koymuştur. Modernitenin pazarladığın Yaratılış Teorisi bugün tamamen çökmüş, üstadın ortaya koyduğu hakikat kazanmıştır. Mantık kurallarını ve akıl yürütme tekniklerini kullanan üstadın metodu tamamen bilimseldir. Nursi, Allah’I tanıyıp anlamak için tıpkı Muhyiddin İbn Arabi gibi tek tek ele aldı, Ayetü’l Kübra risalesinde kainatı dolaşıp Allah’ı arayan bilim adamı ve akıl sahibi düşünen insan çok güzel anlatılır. Dağa taşa, ovaya obaya, yıldıza aya, suya çiçeğe, böceğe bakteriy,e her yaradılan mahlukata Allah’ı anlattırdı. Rahman suresini tefsir ederken hikmeti, Mülk’te iradeyi, Yasin’de kuvveti, Neml’de, Nahl’da ilmi ve Kehf’de kayyumiyeti sorgulayarak bu asrın idrakine hitap etti. Aslında bu bilgilerim hepsi Kur’an’da vardı, fakat insanların basireti ve feraseti bağlanmış göremiyorlardı. Sekülerizm despotluğu bilime zorla Allah’ı inkar ettirmişti. Üstadın Risale terapisi tamamen Sufi farkındalık tarzında insanı tefekküre sevk ediyor. İnsanlarda soyut ve somut düşünceler vardır. Bilim deneysel somut delillere dayandığını sandı ve kalp merkezli ledünni ilmi ihmaletti, hatta soyut olduğu için yok saydı. Oysa soyut düşünen bilim adamı veya fikir sahibi insan sadece elmayı armudu değil bu meyvelerin içindeki çekirdeğim atomlarını görür ve bunların tesadüf olmadığını anlar ve Allah’a hamd eder, her daim zikreder. Üstad, Allah’a ortak koşmanın nedeb ebedi cehennemi gerektirdiğine mantiki bir izah getirir. Tüm kainatta canlı cansız, ruhlu ruhsuz her yaradılan kendi lisanında Allah’ı zikredip tanırken, Allah’ın tüm isimlerini kendinde topladığı için yaratılanların en şereflisi olan insan eğer zikretmese tüm mahlukatın hukukuna tecavüz etmiş olur. Bireysel olan günahın kamu hakkına gelip çatması umumi bir suç haline gelmesi, şirki af edilmesi imkansız hale getirir. Bu nedenle imansızlık insanoğlu’nun başındaki en ciddi hastalıktır. Said Nursi, ego odaklı değil, ‘ego ideali odaklı’ yaşamış, egonun insana verilme sebebine ‘Ene ve Zerre’ risalesinde mükemmel bir yorum getirmiştir. İnsan, egosuyla kıyas yaparak Allaah’ın mülkünde bir hiç olduğunu kavrar, malikiyet ve krallık iddiasını çürütür. Sufi terapinin temeli ego terbiyesine dayanmaktadır. Davası için 2. Abdülhamit’e, Kosturmaca’da Rus Çarının varisine kafa tutacak kadar cesur ve mert olan üstad Nursi, talabelerine ve gelen ümmi köylü ziyaretçilerine elleriyle çayb ikramı yapacak kadar mütevazidir. Sevgi ve güvene dayalı ilişkiler kuran Nursi, şeyhlik makamını ret etmiş, kardeşin kardeşe şeyh ve mürid olamayacağını belirterek tarikatçılık mantığını bu asırda gereksiz bulmuştur. Her nefsin bir firavun nefsi taşıdığı bu devirde Asayı Musa risalesi, firavuna karşı savaşan Hz Musa nefsini remz eder. Bu düşünce ve davranış kalıpları ile beyinde ve kalpte üstadımız otomatik ve kimyasal bir bağışıklık sistemi kurar. Egonuzu hakkın şahsı manevi hükmündeki havuza atın ve eritin diyen üstad, İslam’da ruhbanlık sınıfı yoktur anlayışını sağlamlaştırır. Razı olan ve razı olunan nefis olduktan sonra kamil insan olma yolunda üstadımız, acz, fakr, şefkat, şükür ve tefekkür yollarını belirlemiştir. Buna Fethullah Gülen Hocaefendi, aşk, şevk, sabır, doğruluk, güvenirlik ve tebliğ adamı vasıflarını eklemiştir. Azami ihlas, sadakat ve vefa ile hareket eden Hizmetin özü ve hülasası ve adanmışların sırrı, söz konusu 11 temel vasfın bileşkesinden ibarettir. Psikolojik travma geçiren ülkem insanı kaybettiği, yitirdiği değerleri gökte değil öz kaynaklarında aramalı, bozulan kalbi, akli, ruhi dengesini bulmalıdır. Akıl ve kalp döneminde, manevi tedavimiz yanıbaşımızda duruyor. Sufi Terapi/ Sufi Telkini Sayfa 20 BÂYEZİD-İ BİSTÂMÎ (K.S.) Evliyânın büyüklerinden. İnsanları Hakk’a dâvet eden, onlara doğru yolu gösterip, hakîkî saâdete kavuşturan ve kendilerine Silsile-i aliyye denilen büyük âlim ve velîlerin beşincisidir. Sultân-ül-Ârifîn lakabıyla meşhûrdur. Künyesi, Ebû Yezîd’dir. İsmi Tayfûr, babasının adı Îsâ’dır. 776 (H.160) veya 803 (H.188)de İran’da Hazar Denizi kenarında Bistâm’da doğdu. ON ŞEY Allah dostu Bayezid-i Bistami, on şeyler sayarak tarihe geçen şu Sufi telkinlerini yapmıştır: “Şu on şey beden üzerine farzdır: 1) Farzları noksansız yerine getirmek, 2) Haram kılınan şeylerden kaçınmak, 3) Allah için mütevâzî olmak, 4) Müslüman kardeşlerine eziyet etmekten sakınmak, 5) İyi ve kötü herkes için hayır isteyen olmak, 6) Allahü teâlânın mağfiretini arzulamak, 7) Her işte ve her hâlükârda Allah rızâsını gözetmek, 8) Öfkeyi, gurur ve taşkınlığı, zulüm ve haksızlığı, üzücü ölçüde mücâdeleyi terketmek, 9) Kendi kendine nasîhatçı olmak, nefsi terbiyeye çalışmak, 10) Ölüme bilerek hazırlanmak.” Şu on şey bedeni korur: 1) Gözleri haramdan ve lüzumsuz şeylerden korumak, 2) Dili zikre alıştırmak ve bunu îtiyâd hâline getirmek, 3) Nefis muhâsebesi yapmak, günlük hayâtı bu ölçü içinde sürdürmek, 4) İlim öğrenmek ve öğrenilen ilmi faydalı olacak şekilde kullanmak, 5) Edeb ve terbiyeyi her yerde ve herkese karşı muhâfaza etmek, 6) Bedeni, dünyânın faydasız işlerinden kurtarıp, dünyâ ve âhiret için faydalı işlerde kullanmak, 7) İnsanlarla haşır-neşir olmamak, kalbi geliştirmek, düşünceyi berraklaştırmak, zekâyı işletmek için uzlete çekilmek, 8) Nefis ile kıyasıya mücâdele etmek, 9) Çokça ibâdet etmek, 10) Peygamber efendimizin sünnetine uymak. Şu on şey bedenin şerefidir: 1) Tevâzu içinde yumuşak huyluluk, 2) Hayâ ve edep, 3) İlim, 4) Haram ve şüpheli şeylerden kaçınmak, gönül rahatlığı içerisinde ibâdetleri hatâsız yapmaya çalışmak, dünyâ şatafatına değer vermemek, 5) Her işte, atılan her adımda Allahü teâlâdan korkmak, 6) Güzel ahlâk, 7) Başa gelen belâ ve musîbetleri yüklenmek, sabrı dayanak yapmak, 8) Halk ile iyi geçinme yollarını, idâre etmek çârelerini bilip yürütmek, 9) Öfkeye mâni olmak, 10) Dilenmeyi terketmek. Şu on şey insanın maddî ve mânevî yapısını tahrib eder: 1) Dînine önem vermeyen kimseyle arkadaşlık etmek, 2) Hayırlı ve yararlı kişilerden ayrılmak, onlarla dostluk kurmamak, 3) Nefsin isteklerine boyun eğip onun peşine takılmak, 4) İslâmiyetten uzaklaşmak, 5) Dinden olmayan şeyleri din adına uydurup dîne sokan kimselerle oturup kalkmak, 6) Dünyâ ve âhiret için yararlı olmayan şeylerle uğraşmak ve bu tür şeyleri arzulamak, 7) Halkı kötü zan altında tutmak, 8) Üstünlük taslamak, 9) Dünyâlıktan yana üzüntüye kapılmak, 10) Âhireti düşünmemek. On şey insan varlığını öldürür: 1) Terbiye azlığı, 2) Cehâlet çokluğu, 3) Halktan nîmet beklemek, 4) Şehvet azgınlığı, nefis kudurganlığı, 5) Baş olma sevdası, 6) Dünyâya lüzumundan fazla meyletmek, 7) Allahü teâlâ katında nefis ile dostluk kurmak, 8) Çok yemek, 9) Çok uyumak, 10) Kalabalığa uymak. On şey insanı aşağılık yapar: 1) Öfke ve hiddet, 2) Kin ve nefret, 3) Büyüklenme, 4) Zulüm ve haksızlık, 5) İnat yollu mücâdele, 6) Cimrilik, 7) Başkasına ezâ ve cefâ etmek, 8) Mümin kardeşine saygısızlık, 9) Kötü huy ve fenâ ahlâk, 10) İnsaf ölçülerini aşmak. Sufi Terapi/ Sufi Dua Sayfa 21 Muhterem Fethullah Gülen Hocamızın yanında müzakere yapılacağı ya da Risale okunacağı zaman, -kendisinin tavsiyesi üzerine- istiâze, besmele, hamdele ve Peygamber Efendimiz’e salat ü selam ile söze başlıyor; peşinden şu duayı okuduktan sonra derse geçiyor. Bu duanın her farz namazdan sonra ezberlenerek, yapılması halinde ilim ve fazilet sahibi olunması Allah’tan izin ve inayetiyle beklenebilir. Böylece, her şeyden önce, Yüce Rabbimizden ilmimizi, imanımızı ve yakînimizi ziyadeleştirmesini diliyor; tevekkülümüzü teslim ve tefviz zirvelerine yükseltmesini talep ediyor; marifetimizi, muhabbetimizi, hizmet aşkımızı ve O’na kavuşma hususundaki iştiyakımızı artırmasını dileniyor; bizi birer iffet, ismet, fetânet ve hikmet insanı kılmasını istiyor; sadâkatimizi, ihlasımızı ve vefamızı azamî seviyeye çıkarması için yalvarıyor; algılama, öğrenme, akılda tutma ve hatırlama melekelerimizi kuvvetlendirerek, ilahî muradı anlama kasdıyla başladığımız müzakeremizi bütün bu mazhariyetlere vesile kılması için Mevlâ’ya teveccühte bulunmuş oluyoruz. “Allahümme zidnâ ilmen ve imânen ve yakînen ve tevekkülen ve teslîmen ve tefvîzan ve marifeten ve mehabbeten ve ışkan ve iştiyâkan ila likâik ve iffeten ve ismeten ve fetâneten ve hikmeten ve sadâkaten ve ihlâsan ve vefâen ve hâfizaten ve zâkiraten ve sıhhaten ve şifaen ve zayireten ve basireten ve ve feraseten kamiletin daimeh ve kalben selima.” "Allah'ım ilmimizi, imanımızı, yakînimizi, tevekkülümüzü, teslimiyetimizi, tefvizimizi, marifetimizi, muhabbetimizi, şevkimizi ve Sana iştiyakımızı artır; bizi iffet, ismet, fetânet, hikmet, sadâkat, ihlâs ve vefâ burçlarına ulaştır; öğrenme, akılda tutma ve hatırlama kuvvelerimizi takviye buyur." Her Farz namazdan sonra aşağıdaki bu duayı yapınız. Her beldede, kasaba ve köyde ümmeti Muhammed için dua eden br Eren, bir veli ve ya evliya mutlaka bulunur derler. ALLAHÜM MAĞFİRLİ ÜMMETE MUHAMMED (S.A.V) ALLAHÜM MERHAM ÜMMETE MUHAMMED (S.A.V) ALLAHÜM MENSUR ÜMMETE MUHAMMED (S.A.V) ALLAHÜM MAHFUZ ÜMMETE MUHAMMED(S.A.V) ALLAHÜM ESLİH EH 'VELE ÜMMETE MUHAMMED(S.A.V) ALLAHÜMME HİDEYETE ÜMMETE MUHAMMED (S.A.V) ALLAHÜMME ISLAH NEFSÜN ÜMMETE MUHAMMED (S.A.V) ALLAHÜMME SETTAR BELAYE ÜMMETE MUHAMMED (S.A.V) ALLAHÜMME FERRİH ÜMMETE MUHAMMED (S.A.V) ALLAHÜMME SELLİM İMANE ÜMMETE MUHAMMED (S.A.V) ALLAHÜM MEFTEHLİ ÜMMETE MUHAMMED (S.A.V) ALLAHÜMME SELLİM ÜMMETE MUHAMMED (S.A.V) . Sufi Terapi/ Gerçek Tıp Sayfa 22 Çörekotu Nipella sativa Peygamberimiz (sav.): 'Çörekotu'na devam edin. Zira Allah onda ölüm hariç her derde şifa halk etmiştir" buyurmuştur. Çörekotunun bir defada kullanılma miktarı 1,5-2 gr. (1 kahve kaşığı), bir günde kullanılma miktarı ise (bir çorba kaşığı) 6-7 gr. kadardır. Çörekotu balla karıştırılır ve 1 tatlı kaşığı sabah akşam aç karnına yutulur. Büyüklere, küçüklere, hastalara ve sağlıklılara iyi gelir. · Her gün çiğneyerek yutulan 3-5 gr. çörek otu ağız kokusunu düzeltir. · 30 gr. öğütülmüş çörekotu, 200 gr. zeytinyağı ile karıştırılır. 7 gün beklettikten sonra süzülür ve her gün 20-30 gr. içilir veya yemek üzerine veya soslara katarak kullanılır. Bu yağla ağrıyan eklemlere masaj yapılır, cilt bozukluklarına ve problemli saçlara sürülür. Baş ağrısını ve baş dönmesini kesmek için: · Çörekotu yağı saçlara ve kafa derisine sürülürse saçı çabuk bitirir ve beyazlaşmasını geciktirir, baş ağrısı, migren, baş dönmesini giderir. Çörekotu yağının kulağa damlatılması kulağı temizler. · Taze öğütülmüş çörekotu koklanırsa, baş ağrısını keser. · Çörekotu ince, yeni öğütülmüş toz halinde buruna çekilirse, kafesli kemik ve burun tıkanıklıklarını açar. Sara hastalığına: · Sara hastalığında çörekotundan tütsü yapılır, taze öğütülmüş çörekotu buruna çekilir. Çörekotu yağı kafa derisine sürülür ve kulağa damlatılır. Sedef, vitiligo ve mantar hastalığına: · Sirkenin çörekotu ile macunu sedef hastalığına, mantar, sivilce ve siğillere iyi gelir. · İnce öğütülmüş çörekotu yaraya serpilirse yarayı iyileştirir, yenirse ve basura serpilirse, basuru iyileştirir. · Çörekotu hamura karıştırılsa, ekmeğin hazmını kolaylaştırır, yenirse, mide ve bağırsak gazlarını söker, bağırsak ve karaciğerdeki kurt ve yabancı mikropları öldürür, ağız kokusunu güzelleştirir. Yüz felcine: · Çörekotu akşam sirkede ıslatılır ve sabaha kadar bekletilir. Sonra iyice dövülerek buruna çekilir. Bu işlem günde 3-5 defa tekrarlanır. Baş ağrısını keser, yüz felcine iyi gelir. Sufi Terapi/ Muhyiddin İbn Arabi Sayfa 23 Mişkatu'l Envar Nurlar Menbaı Eş-Şeyhu’l Ekber Muhyiddin Arabi Hazretleri, Allahu Teala'dan rivayet edilen Kutsi Hadislerden oluşan "Mişkatu'l Envar" eserini Mekke'de Harem-i Şerifte beş yüz doksan dokuz yılı/1220 başladı ve Cemadiye'l ahir ayının üçüne denk gelen son Pazar günü öğle vakti sonlandırdı. Resulullah efendimiz (s.a.v): "Kim benim ümmetime aktarmak üzere sünnetimden kırk hadis ezberlerse kıyamet günü onun şefaatçisi olurum." buyurmuştur. Arabi diyor ki: İnsan, bir gün mutlaka döneceği ahirete, dünyadan daha fazla muhtaç olduğu için, bu kırk hadisi Mekke'de -Allah onu korusun- 599 senesinde derledim. Özellikle hadislerin yüce ALLAH'a isnat edilenlerini - kutsi hadisleritopladım. Çünkü Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Kim, ümmetimin ihtiyaç duyduğu hususlarla ilgili olarak kırk hadis ezberleyip onlara aktarırsa yüce Allah onu dini derinden kavrayan fakih bir alim yapar." Arabi devam ediyor: Rivayet ettiğim bu Hadislerin yanı sıra, Resulullah'a (s.a.v) isnat edilmeden, doğrudan yüce Allah'a -merfu olarak- isnat edilen kırk "40" Kutsi Hadisi daha ilave edeceğim. Ardından yirmi bir "21" Hadise daha yer verdim. Böylece toplam yüz bir "101" Kutsi Hadis aktarmış oldum. Yüce Allah, lütuf ve keremiyle bizi ve sizi ilimden yararlandırsın, ilim ehlinden kılsın. Bu kitabı okuyan ve kitabı yazana dua edene Allah rahmet etsin. Salât ve selâm efendimiz Hz. Muhammed'in ve ehlibeytinin üzerine olsun. Ey güvendiğim, ey umut bağladığım! Şu amelimi hayırla sonlandır. "O" her şey'e Kadir'dir. Sufi Terapide Arabi’nin önemli bulduğu 101 Kutsi Hadis’e yer verip, ezberleyeceğiz. BİRİNCİ HADİS Bize Muhammed b. Kasım anlattı. Ona Ebu Tahir Ahmed b. Muhammed, ona Ebu Abdullah Hüseyin b. Ali et-Taberi, ona Ebu'l Hüseyin Abdulgafir b. Muhammed, ona Ebu Ahmed elCuludi, ona İbrahim b. Müslim, ona Abdullah b. Abdurrahman b. Behram ed- Darimi, ona Mervan-yani İbni Muhammed eDımaşki-, ona Said b. Abdu'laziz, ona Rebia b. Yezid, ona İdris el-Havlani, ona Ebu Zer rivayet etmiş ki, Resulullah (s.a.v) yüce ALLAH'tan şöyle aktarmıştır: "Ey kullarım! Ben zulmetmeyi kendime haram kıldım. Onu sizin aranızda da haram kıldım. Birbirinize zulmetmeyiniz. Ey kullarım! Doğru yola ilettiklerim hariç, hepiniz sapmışsınız. O halde benden doğru yola iletilmeyi dileyin ki sizi doğru yola ileteyim. Ey kullarım! Benim duyurduklarım hariç, hepiniz açsınız. Sizi doyurmamı benden isteyin ki, sizi doyurayım. Ey kullarım! Benim giydirdiklerim hariç, hepiniz çıplaksınız. Sizi giydirmemi benden isteyin ki sizi giydireyim. Ey kullarım! Siz, gece gündüz günah işlersiniz, bense bütün günahları bağışlarım. Benden bağışlanma dileyin ki, sizi. bağışlayayım. Ey kullarım! Siz, asla bana zarar verecek düzeye ulaşamayacağınız için Bana zarar veremezsiniz ve asla Bana fayda verecek düzeye ulaşamayacağınız için de Bana fayda da veremezsiniz. Ey kullarım! Sizin öncekileriniz ve son- rakileriniz, insanlarınız ve cinleriniz en muttaki bir adamın kalbi üzere olsanız dahi, bu, Benim mülküme bir şey katmayacaktır. Ey kullarım! Sizin öncekileriniz ve sonrakileriniz, insanlarınız ve cinleriniz en günahkar bir adamın kalbi üzere olsanız dahi, bu, Benim mülkümde bir şey eksiltmez. Ey kullarım! Sizin öncekileriniz ve sonrakileriniz, insanlarınız ve cinleriniz bir yerde toplanıp, benden isteseniz ve ben de her insana istediğini versem, bu, benim katımdakinden bir eksilmeye yol açmaz, ancak bir iğne denize daldırdığı zaman onda ne kadar eksilmeye yol açarsa, o kadar eksilme olur. Ey kullarım! Sizin amellerinizi sayıp kaydediyorum. Sonra onların karşılığını eksiksiz bir şekilde veririm. Dolayısıyla hayırla karşılaşan, Allah'a hamdetsin. Bundan başka bir şeyle karşılaşan da kendisinden başka kimseyi kınamasın.
© Copyright 2024 Paperzz