Terakki Vakfı Okulları Psikolojik Danışma ve Rehberlik Servisi 2014-2015 /Sayı:1 Sayın Velimiz; Eğitimin, çocuklarımızı geleceğin bilinmeyen dünyasına hazırlamak; o dünyaya katkı sağlayacak yaşam becerileri ile donatmak olduğuna inanan Terakki Vakfı Okulları; her çocuğun içinde, onun özgür, çok yönlü bir birey olarak yetişmesini sağlayacak değerler olduğuna, bu nedenle de insan için gösterilecek en önemli çabanın eğitim olduğuna inanmaktadır. Bu inançla yetiştirdiği öğrencilerin topluma yararlı olacak kişilik özelliklerine sahip olmalarını da oldukça önemsemektedir. Bu noktada bize güç veren; bizleri 1877’den günümüze getiren geleneklerimiz, okul öncesinden başlayarak ilköğretim ve lise boyunca, öğrencinin ruh sağlığını korumaya öncelik vererek aynı iklim ve kültür içinde eğitilmesidir. Terakki Vakfı Okulları 1964 yılında bir psikiyatristten destek alarak öğrencilere psikolojik destek hizmeti sunmaya başlamış, bu öncülük sonraki yıllarda okul içerisinde Psikolojik Danışma ve Rehberlik Servisinin kurulmasıyla devam etmiştir. Psikolojik Danışma ve Rehberlik Servisi, anaokulundan lise bitimine değin, öğrencilerin okul yaşamına başlaması ile birlikte, psikolojik, duygusal, sosyal, bilişsel, fizyolojik ve kariyer gelişim sürecini desteklemek amacı ile çalışmalarını sürdürür. Öğrencilerimizin sadece sorunlara yönelik değil, gelişim süreçleri ile ilgili birçok konuda hizmet vermektedir. Çalışmalar öğrenci merkezli olup, aile ve öğretmen işbirliğinin oluşturulması için gerekli ortamı hazırlar. Anaokulundan liseye kadar öğrencilerimizin ihtiyaçları doğrultusunda her yıl çalışmalarını yeniler ve akademisyen süpervizörler danışmanlığında öğrenci, veli, öğretmen ve okul yönetimlerimizle işbirliği içerisinde hizmet verirler. Sağlıklı, mutlu ve başarılı bireyler yetiştirmede okul, aile ve çevre işbirliğinin önemine inanan Rehberlik ve Psikolojik Danışma Servisimiz de bu ilkeden hareketle; “gelişimsel rehberlik ve psikolojik danışmanlık” yaklaşımı çerçevesinde “önleyici”, “iyileştirici-sorun çözücü” bir anlayışla hizmet vermektedir. Çocuğun kendisini tanımasını, çevresiyle güvenli, bağımsız, olumlu ilişkiler kurabilmesini, yetenek ve ilgi alanlarını keşfetmesini sağlayıcı, akademik başarı gelişimini destekleyici ve yönlendirici çalışmalarla öğrencilerimizi merkeze alır, öğretmenlerimiz ve anne baba olarak sizlerle işbirliği içerisinde çalışırız. Terakki Vakfı Okulları Psikolojik Danışma ve Rehberlik Servisi olarak “okula uyum” konusunda sizlere sunduğumuz kısa bilgilerle okulumuza hoş geldiniz diyoruz. 1 ANAOKULUNA BAŞLARKEN… OKULA UYUM Birçok insan hayatında yeni bir başlangıç yaşadığında heyecan duyar. Yeni başlangıçlar ve hayatımıza kattığımız yeni durumlar bizim gelişimimizi sağlar. Gelişim dönemleri ödüllendirici olduğu kadar, zorlayıcı ve yıpratıcı da olabilir. Aslında okula başlamakta çocuklarımızın gelişimlerini sağlamakla birlikte, endişe ve kaygı yaşamalarına da sebep olabilmektedir. Her yeni başlangıçta olduğu gibi okula başlamak da hem heyecan hem de kaygı uyandıran bir olaydır. Okulun ilk günlerinde bazı sorunların yaşanması doğaldır da. Belirli bir olgunluğa ulaşmış olmak, sorumluluk almak, çocuğa sevinç yaşatmakla birlikte; anne-babadan ayrılmak, kendi başına, farklı kuralların olduğu bir ortama adım atmak çocuğa kaygı da yaşatabilmektedir. Ayrıca çocuğun bağlandığı kişiden (anne, baba, bakıcı vb.) ayrılma ve daha farklı insanlara yönelik güven geliştirme süreci sancılı geçebilmektedir. Çocukların büyük çoğunluğu zaman içerisinde bu kaygılarla baş etme becerisini geliştirirken bazı çocuklar da bu durum daha uzun sürebilir. Okula başlama, zihinsel, bedensel, duygusal ve sosyal açıdan bir “hazırlıklı oluşu” gerektirir. İlk üç yıl içinde çocuk, model olarak gördüğü anne ve babasından alabileceğini alır ve kendisine tanınan fırsatlar ölçüsünde belirli bir psiko-sosyal olgunluğa varır. Ancak bu gelişim sınırlıdır. Anaokulu, çocuğun içinde var olan yeteneklerin serpilip gelişmesine yardımcı olur. Çocuk, anaokulunda en iyi oyun ortamını bulur, işbirliğini geliştirir, yaşıtlarıyla ilişkiye girerek birlikte yaşamayı ve yeni bilgileri öğrenir. Bu çerçevede “Anne – baba olarak burada bizlere düşen görevler nelerdir?” diye sorduğunuzda; Anaokuluna başlarken, zihinsel olarak hazır olmanın yanında sosyal ve duygusal olarak da hazır olması büyük önem taşır. Çocuğun okul başlamadan önce Anaokulunu gezip görmesi tanıması çok önemlidir. Çocuğunuza artık büyüdüğünü ve anaokuluna giderek eğlenceli yeni bilgiler öğreneceği, oyunlar oynayabileceği, arkadaşlarının olacağı anlatılmalıdır. Ancak abartılmış ve yanlış bilgiler verilmemelidir. Aksi durumda çocuk kendisine anlatılanları okulda bulamadığında okula güveni kalmayacaktır. Çocuğun okula başlayacağı fikrine öncelikle anne baba alışmalı, ilk günlerin çocuk için zor olabileceğini kabul etmelidir. Anne baba olarak ne kadar rahat tavırlar içinde olursanız çocuğunuzda o kadar rahatlayacaktır. Çocuğunuz, kaygı duyduğu, canı sıkıldığı her durumda ne kadar endişelendiğinizi anlamak için size bakacak ve endişeli olduğunuzu gördüğünde, kendi korkularının yerinde olduğunu doğrulayacaktır. Kaygı bulaşıcıdır. Bu nedenle sakin ve rahat olmaya çalışın. Okul çıkışında onu tam zamanında alacağınızı ya da servise bineceğini, evde onu karşılayacağınızı ona açıklayın. Sizin dışınızda birisi karşılayacaksa bunun bilgisini verin. 2 Çocuğunuza okulda onunla ilgilenecek büyükler (öğretmenler) olduğunun bilgisini verin. Okulda da onu sevecek, ilgilenecek büyüklerin varlığını anlatarak okulun çocuğunuz için güvenli bir ortam olduğunu vurgulayın. Tuvalet, yemek gibi temel ihtiyaçlarının da okulda rahatlıkla karşılanabileceği bilgisini verin. Anaokuluna bıraktığınızda vedalaşmayı kısa tutun. Birkaç kez geri dönmeyin. Çocuğunuzun ağlamaması konusunda ısrarcı olmayın. O anda yaşadığı duyguları sakince karşılayıp, anlamaya çalışın. “Biliyorum ben gideceğim için üzülüyorsun, ama şimdi gitme zamanı. Okuldan sonra gelip seni alacağım” gibi. Anaokuluna yeni başladığı günlerde çocuğunuza çok sorular sorarak (ne yediniz? Ne yaptınız? vb.) bunaltmaktansa, anlattıklarını dinlemek ve onunla gurur duyduğunuzu belirtmek faydalı olacaktır. Çocuğun olumsuz duygu ve düşünceleri varsa onları anlatmasına olanak verin. Ancak sorgulamayın. Duygularını anladığınızı hissettirin. Anlaşıldığını hissetmek çocuğu rahatlatacaktır. Anaokuluna yeni başladığı günlerde bir sorun yaşanırsa bu problemin zaman içinde düzeleceğine inanmak ve durumun doğallığını düşünerek abartılı tepki ve çözüm arayışları denememek faydalı olacaktır. Tüm bunlara rağmen bazı çocukların alışma süreci çok uzayabilir. Böyle durumlarda sınıf öğretmeni ve okul psikolojik danışmanından yardım alınması faydalı olacaktır. Bu mutlu ve heyecanlı süreçte, sizlere aramıza hoş geldiniz derken işbirliğine dayalı, sağlıklı ve mutlu geçecek bir eğitim yılı diliyoruz. Terakki Vakfı Okulları Psikolojik Danışma ve Rehberlik Servisi 3
© Copyright 2024 Paperzz