Erişkinde Hipospadiasa Yaklaşım

Kadın ve İşlevsel Üroloji Dergisi 2014;1:1-3
DOI:10.4274/kiud.01
Erişkinde Hipospadiasa Yaklaşım
Mehmet Mercimek1, Şaban Sarıkaya2
1Erbaa
Devlet Hastanesi, Üroloji Kliniği, Tokat, Türkiye
Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi, Üroloji ve Çocuk Ürolojisi Anabilim Dalı, Samsun, Türkiye
2Ondokuz
Giriş
Hipospadias Onarımında Amaç ve Zamanlama
Hipospadias penisin en sık görülen konjenital
anomalilerindendir. Gebeliğin 8-14. haftaları arasında
üretral katlantıda meydana gelen kapanma defekti
eksternal üretral meatusun penisin ventral yüzeyinde
anormal lokalizasyonuna neden olur. Prevelansı 3-5/1000
canlı doğum olarak bildirilse de etiyolojisi hala net
olarak bilinmeyen bu patolojik gelişimin insidansının son
zamanlarda arttığı ifade edilmektedir1,2.
Hipospadias cerrahisinde amaç; kozmetik olarak
normal bir penis ve üretral meatus, ereksiyon sırasında
düzgün bir penis ve normal idrar akımı ile normal sperm
iletiminin sağlanarak fertilite potansiyelinin arttırılmasıdır.
Hipospadias onarımı için 200’den fazla cerrahi teknik
tanımlansa da Amerikan Pediatri Akademisi cerrahi onarımın
6-12. aylar arasında planlanmasını ve tek aşamalı cerrahi
onarım tekniklerinin kullanılmasını önermektedir3,4. Ayrıca
hipospadiaslı olguların psikoseksüel gelişimi açısından
tatminkar sonuçlar elde edilebilmesi için bu tür olgulara 5
yaşından önce düzeltme yapılması önerilmektedir5.
Primer hipospadias onarımı fistül, divertikül, retraktil
üretral meatus, rezidüel kordi ve striktür gibi sekonder
cerrahi onarım gerektiren postoperatif komplikasyonlar
ile sonuçlanabilir. Primer onarım sırasında oluşan bu
komplikasyonlar tasarım, teknik hatalar ve postoperatif
dönemde enfeksiyon, yara açılması, idrar ekstravazasyonu,
hematom, iskemi, transplante edilen dokuların nekrozu
nedeni ile meydana gelmiş olabilir. Primer onarımdan
sonra işlevsel ve kozmetik açıdan başarılı sonuçlar elde
edilen olgularda dahi ilk cerrahiden yıllar sonra bile üretral
darlık gelişebilmektedir.
Hipospadias onarımına bağlı komplikasyon oranaları
%2-%15 arasında olduğu rapor edilmiştir. Hipospadiasın
şiddetine ve kullanılan cerrahi tekniğe bağlı olarak en sık
karşılaşılan komplikasyonların fistül, darlık ve yara açılması
olduğu bildirilmektedir. Tüm hastalara benzer cerrahi teknik
(TİPU), benzer sütür materyallari ve benzer üretral kateter
kullanıldığı, hastaların yaşlarına göre; grup 1: 0-2 yaş,
grup 2: 2,2-3,7 yaş, grup 3: 4 yaş ve üzeri olmak üzere 3
gruba ayrıldığı bir çalışmada komplikasyon oranlarının yaş
ile birlikte arttığı ifade edilmektedir6. Ülkemizde de erişkin
Hipospadias Sınıflaması
Hipospadiasın en önemli özelliği üretral meatusun penisin
ventral yüzeyindeki anormal yerleşimidir. Fenotipik
görünüm distal glanuler meatustan proksimal perineal
meatusa kadar değişiklik gösterebilir. Ayrıca hipospadiasa
prepusyumun dorsalde başlık ‘hood’ şeklinde ve ventralde
eksik oluşması, penil angulasyon veya kordi, daha ileri
olgularda bifid skrotum ve genital ambiguite eşlik edebilir(3).
1. Anterior hipospadias (%70)
Glanuler (meatus glansın alt yüzeyinde lokalizedir)
Koronal (meatus balanopenil sınırda)
Anterior penil (meatus penisin distal 1/3 lük kısmına
lokalizedir)
2. Midpenil (midşaft) hipospadias (%10)
Meatus penisin orta 1/3 lük kısmına lokalizedir
3. Posterior hipospadias (%20)
Posterior penil (meatus penisin proksimal 1/3 lük kısmında
lokalizedir)
Penoskrotal (meatus penil şaftın tabanında skrotumun
önüne açılır)
Skrotal
Perineal
1
Kadın ve İşlevsel Üroloji Dergisi 2014;1:1-3
olgulardaki hipospadias onarımlarının komplikasyon
oranlarının daha yüksek olduğu bildirilmektedir7.
Daha önceden hipospadias cerrahisi geçirmiş çocuk ve
erişkin hastalarda komplikasyonların tedavisi skar dokusu
artmış, immobil, hipovasküler veya belirgin olarak kısalmış
penis nedeniyle oldukça zordur4,8.
Erişkin Hipospadiaslı Olgular
Erişkin hipospadias olguları hiç cerrahi onarım yapılmamış
veya daha önceden cerrahi yapılmış olarak karşımıza
gelebilmektedirler. Başarısız cerrahilerin yanı sıra
çocukluk döneminde başarılı cerrahi geçirmiş olanlar
da erişkin dönemde ortaya çıkan yakınmaları nedeniyle
başvurabilmektedirler. Her halükarda hipospadiaslı erişkin
olgular işeme, cinsel işlev ve kozmetik sorunları açısından
değerlendirilmelidir. İşeme işlevi ile ilgili sorunu olanlarda
akım hızı ölçümü, üretrografi ve üretroskopi mutlaka
yapılmalıdır. Cinsel işlev ve kozmetik açıdan hastanın
beklentileri öğrenilmeli, cerrahi onarıma bundan sonra
karar verilmelidir.
Cleveland klinik tarafından yapılan bir çalışmada erişkin
hipospadiaslı olgular 3 farklı kategoriye ayrılmıştır. Kategori
1; daha önce birçok başarısız hipospadias cerrahisi
geçirenler, kategori 2; çocukluk döneminde başarılı cerrahi
onarım yapılan ve geç dönem komplikasyonu olanlar,
kategori 3 ise daha önce hiçbir cerrahi girişim yapılmayan
hipospadiaslı erişkinler olarak tanımlanmıştır. Yaşları 18
ile 72 yaş arasında değişen 55 hasta çalışmaya alınmış.
Hastaların %90,9’unu anterior hipospadiaslı olguların
oluşturduğu ve tüm semptomatik olgular içerisinde majör
yakınmanın obstrüktif veya irritatif işeme semptomları
olduğu görülmüş. Kategori 3’teki hastalarda balanitis
kserotika obliteransın yaygın olduğu saptanmış ve daha
önce cerrahi onarım geçirmeyen kategori 3’teki hastalarda
bile Balanitis kserotika obliteransın (BXO) üretral darlık için
bir risk faktörü oluşturabileceği bildirilmiştir9.
Hensle ve ark. yapılan bir çalışmada yaşları 18 ile 47
arasında değişen 42 hasta 3 gruba ayrılmış; daha önce
hipospadias cerrahisi geçirmeyen 8 hasta 1. grup, daha
önce 1 veya daha fazla onarım yapılan fakat lokal penil
dokuları nisbeten bozulmamış olan 22 hasta 2. grup, ve
daha önce birçok başarısız cerrahi onarım geçiren ve
penil defromitesi veya lokal doku kaybı olan 22 hasta
da 3. grup olarak adlandırılmış. Cerrahi öncesi üretral
anatomiyi değerlendirmek için grup 3’teki 14 hastaya
retrograd üretrografi veya voidingsistoüretrografi, ayrıca
2
grup 2’deki 3 hastaya ve grup 3’teki 10 hastaya sistoskopi
yapılmış. Cerrahi işlem sırasında artifisyel ereksiyon en
çok grup 3’teki 19 hastaya uygulanmış10. Grup 1’deki 4
hastaya Thiersch-Duplay onarımı, 2 hastaya Mathieu ve 2
hastaya da ada tüp greft onarımı yapılmış. Komplikasyon
gelişen 3 hastada (%37,5) sekonder cerrahi onarım ile
düzelme sağlanmış. Grup 2’deki 4 hastaya fistül onarımı
ve glanuloplasti, 2 hastaya Mathieu, 2 hastaya ada tüp
onarımı, 2 hastaya ada tüp onlay, 2 hastaya da bukkal
mukoza onlay greft onarımı yapılmış. Bu gruptaki olguların
%41,6’sında (5 hasta) üretrokutanöz fistül, üretral striktür
ve cilt flebi kaybı gibi komplikasyonlar geliştiği bildirilmiş.
Komplikasyon gelişen 5 hastadan 4’üne sekonder cerrahi
onarım uygulanmış. Grup 3’teki 1 hastaya tüp, 3 hastaya
tüp onlay, 6 hastaya mesane mukozasından tüp, 4 hastaya
bukkal mukozal tüp, 2 hastaya bukkal mukozal onlay
onarım yapılmış ve ek olarak 14 hastaya Nesbit yöntemi
uygulanmış. Bu grupta 14 hastada (%63,6) üretrokutanöz
fistül, strüktür, greft kaybı ve grekt kontraksiyonu gibi
komplikasyonlar gelişmiş ve komplikasyon gelişen
10 hastaya sekonder cerrahi uygulanmış. Bu 3 grup
hastanın uzun dönem izlemlerinde başarı onarı %88,1
olarak belirtilmiş olsa da olguların %52,3’ünde primer ve
sekonder komplikasyonların geliştiği bildirilmiştir.
Erişkin ve çocuk hastalarda hipospadias onarımında
benzer cerrahi teknikler kullanılmasına rağmen cerrahi
sonrası yara iyileşmesi, enfeksiyon, komplikasyon ve başarı
oranlarının farklı olduğu bildirilmektedir10. Hipospadias
onarımı yapılan erişkin hastalarda en sık karşılaşılan
komplikasyon üretral darlıktır. Bunu, üretrokutanöz fistül ve
persistant hipospadias takip etmektedir. Bu tür hastalarda
modern üretroplasti tekniklerine rağmen komplikasyon
oranları fazladır11.
Myers ve ark. bu tür olguların tedavisinde seçilecek
cerrahi yaklaşım kadar hastanın mevcut yakınmaları,
üretral darlığın yeri ve uzunluğunun da önemli olduğunu
ifade etmektedirler. Endoskopik tedavi veya üretral
dilatasyon ile tedavi edilebileceklerin dışında karmaşık
olgularda farklı yaklaşımların da tercih edilebileceğini
bildirmektedirler. Genel olarak daha önceki cerrahi alandan
uzak örneğin orta veya proksimal bulböz üretra da kısa
darlığı olan hastalarda eksizyon ve primer anastomoz veya
buccal mukozal greft onlay üretroplasti gibi tek aşamalı
yaklaşımları önermektedirler. Daha uzun üretral darlığı
olan hastalar veya persitan hipospadiaslı olgularda, üretral
fibrozisi, penis cildinde fibrozisi ve fistül, kıl, divertikül gibi
Kadın ve İşlevsel Üroloji Dergisi 2014;1:1-3
üretral komplike edici faktörleri olan hastalarda 2 aşamalı
üretroplasti yöntemlerini önermektedirler. Üretral darlığı
olmayan fistül veya kordi mevcut olan hastalarda ise sadece
sorunlu alana yönelik cerrahi onarımı önermektedirler11.
Palminteri’nin 2000-2010 yılları arasında cerrahi onarım
uyguladığı yaklaşık 1500 üretral darlığın %12’sini daha
önce hipospadias onarımı geçirmiş olgular oluşturmaktadır.
Daha önceden hipospadias onarımı için ortalama 5 (2-36)
cerrahi geçirmiş olan bu olguların yaş ortalamalarının 35,
üretral darlıklarının ortalama uzunluğunun ise 4,4 cm olduğu
görülmektedir12. Başarısız hipospadias onarımı geçiren
bu olguların tedavisinde bukkal mukoza kullanılmasını
vurgulayan Palminteri, üretral plate’i yeterli olanlarda tek
seans Asopa, yetersiz olanlarda ise çift seans Bracka
tekniklerinin kullanılmasını önermekte, bu onarımlardan
sonra fistül, kordi ve diğer komplikasyonların gelişme
oranının da %30 dolayında olduğunu belirtmektedir.
Hipospadiaslı erişkin hastalar heterojen bir grubu
oluşturmaktadır. Hastaların tedavisinde farklı cerrahi
tekniklerin
kullanılması
ve
olguların
kompleks
oluşu nedeniyle standardizasyon yapmak mümkün
değildir. Mevcut yayınlar ışığında çocuk hastalar ile
karşılaştırıldığında erişkin hipospadiaslı hastalarda cerrahi
komplikasyon oranlarının çocuk yaş grubuna göre fazla
olduğunu söylemek mümkündür.
Başarısız hipospadias onarımı nedeniyle üretroplasti
yapılan erişkinlerde yeni üretranın kalibrasyonunun ne
kadar olması gerektiği, veya ilerleyen yaşlarda BPH ve
benzeri nedenlerle gerekli olduğunda bu olguların ne
kadarında üretral kateterizasyon ve endoskopik girişimin
başarılabileceği soruları akla gelmektedir. Bu durumda,
penil veya perineal üretrostomi en eski ama halen modası
geçmemiş bir çözüm olarak karşımıza çıkmaktadır.
Hipospadiaslı erişkin olguların yakınmaları, psikolojik
durumları ve cerrahi sonrası beklentileri ayrıntılı şekilde
irdelenmelidir. Komplikasyon oranlarının yüksek olması
nedeniyle bir veya daha fazla cerrahi girişime gereksinim
duyulabileceği konusunda bilgilendirme yapılmalıdır.
Komplike olmuş veya başarısız hipospadias onarımı
geçirmiş tüm olgular bu konudaki referans merkezlerine
yönlendirilmelidirler.
Kaynaklar
1.
Canon S, Mosley B, Chipollini J, Purifoy JA, Hobbs C.
Epidemiological assessment of hypospadias by degree of severity.
J Urol 2012;188:2362-6.
2. Kaya C, Bektic J, Radmayr C, Schwentner C, Bartsch G, Oswald J.
The efficacy of dihydrotestosterone transdermal gel before primary
hypospadias surgery: a prospective, controlled, randomized study.
J Urol 2008;179:684-8.
3. Dodson JL, Baird AD, Baker LA, Docimo SG, Mathews RI.
Outcomes of delayed hypospadias repair: implications for decision
making. J Urol 2007;178:278-81.
4. Barbagli G, Perovic S, Djinovic R, Sansalone S, Lazzeri M.
Retrospective descriptive analysis of 1,176 patients with failed
hypospadias repair. J Urol,2010;183:207-11.
5. Jones BC, O’Brien M, Chase J, Southwell BR, Hutson JM. Early
hypospadias surgery may lead to a better long-term psychosexual
outcome. J Urol 2009;182:744-9.
6. Ziada A, Hamza A, Abdel-Rassoul M, Habib E, Mohamed A, Daw
M. Outcomes of hypospadias repair in older children: a prospective
study. J Urol. 2011;185:2483-5.
7. Senkul T, Karademir K, Işeri Cn, Erden Do, Baykal K, Adayener Cn.
Hypospadias in adults. Urology.2002;60:1059-62.
8. Baskin LS. Hypospadias and urethral development. J
Urol.2000;163:951-6.
9. Canning DA. Re: The Cleveland Clinic experience with adult
hypospadias patients undergoing repair: their presentation and a
new classification system. J Urol.2011;186:2409-10.
10. Hensle TW, Tennenbaum SY, Reiley EA, Pollard J. Hypospadias
repair in adults: adventures and misadventures. J Urol.2001;165:779.
11. Myers JB, McAninch JW, Erickson BA, Breyer BN. Treatment of
adults with complications from previous hypospadias surgery. J
Urol 2012;188:459-63.
12. Palminteri E1, Berdondini E, Verze P, De Nunzio C, Vitarelli A,
Carmignani L. Contemporary urethral stricture characteristics in the
developed world. Urology.2013;81:191-7.
3