KENT ANTROPOLOJİSİ - SUNUM İÇERİKLERİ

ŞEHİR NEDİR?
- Ekonomik faaliyetleri ile kır yerleşimlerinden ayrılmış yaşam alanlarıdır.
Gelişmişliğin, modernizmin, endüstriyel üretim ve yüksek tüketimin merkezleridir.
Kapitalist ekonominin canlı kalması için gerekli tüketim ağı oluşumudur.
ÖZELLİKLERİ NELERDİR?
- Sehir CANLIDIR: Dogar, buyur, gelisir, olgunlasir, yaslanir ve olur.
Sehir DINAMIKTIR: Surekli degiskendir, ozgun mekanizmalarin etkilesimi ile hareketlenir
yada durgunlasir.
Sehir OZGUNDUR: Tarihi, topografyasi, cevresi ile uyumu ve barindirdigi insan toplulugu bir
cok yonu ozeldir.
KONU OLARAK SEHRIN KAPSAMI NEDIR?
Insan
Guc
Sembol
Politika
Kultur
Ekonomi
Tarih
Endustri
Dil
Turizm
Din
Kalkinma
Rekreasyon
Nufus
Estetik
Goc
Peyzaj
Ulasim
Cevre
Doga
Kirlilik
Tahribat
Koru(yama)ma
Donusum
Reklam
Cazibe merkezi
Doku
SEHIR NEDEN ONEMLIDIR?
Hizli Kentlesme
– 1900’de 220 milyon olan dunya sehir nufusu, 1950’de 732 milyon olarak
kaydedilmistir (toplam dunya nufusunun %29’u).
– 1970’te dunya nufusunun sadece %37’si sehir merkezlerindeyken, 2007’de bu oran
%50’e ulasmistir.
– Birlesmis Milletler’in nufus projeksiyonuna gore 2025 yilinda dunya nufusunun ucte
ikisi sehir merkezlerinde yerlesmis olacaktir.
Sehir neden akademik bir arastirma konusudur?
– Cunku sehirler, ekonominin (yatirim), nufusun (insan gucu), hizmet sektorunun
(istihdam), ulasimin ve bunlarin yaninda sosyal problemlerin, kulturel ikilemlerin ve
mekansal uyumsuzluklarin merkezleridir.
TOPLAYICILIK
Kucuk gruplar halinde yasam
Yasamsal ihtiyaclar: Gida, barinak, guvenlik
Talep miktari
TARIMSAL FAALIYETLER
- Nüfus artışı
Hareketlilik kabiliyetinin kısıtlanması
- Stok (surplus) yada artı ürün kuramı
YERLESIK HAYATA GECIS
- Kaynaklara bağımlılıkla gelişen yerleşme ve mekan duygusu
Nüfus yoğunluğu ve işçi sınıflarının oluşması
- Mekanların çerçevelenmesi ile oluşan ilk yerleşimler ve köyler
KENT ANTROPOLOJİSİ NEDİR?
Kent antropolojisi, kent icerisinde yer alan kulturel sistemleri ve kimlikleri, ayni zamanda politik,
sosyal ve ekonomik sureclerin kentin yapilanmasinda oynadigi rolu insan odakli olarak inceler.
Modern kent merkezleri cok basite alinamayacak derecede kompleks ve karmasiktir. Insanlarin
yasadigi cografik lokasyonlar, ekonomik, sosyal ve politik elementlerin birlesiminin
yansimalaridir.
Kent antropolojisi en genel tanımı ile şehir hayatını inceler.
Kent antropolojisi araştırmaları temel olarak 3 amaç etrafında örgülenir:
• Kentlerin ve kentleşmenin tarihsel gelişim süreçlerini irdeler, bugününü yorumlar ve
geleceği ile ilgili projeksiyonlar üretir.
• Günümüz kent yaşamının sosyal, ekonomik ve politik dinamiklerini sorgular.
• Kent antropologlarının kullandıkları araştırma metotları ve teorik yaklaşımları
üzerinde çalışır.
Bütün bunlarla kent hayatı ve kentleşmenin:
Sosyal ilişkiler
Örgütlenmeler
Geçim durumları
Kültürel karşılaştırılmalar
Ve benzeri insan odaklı konular
üzerindeki etkilerini çalışır.
KENT ANTROPOLOJISININ BILIM OLARAK GELISIMI
- Akademik bir disiplin olarak 1960’larda ortaya çıktı.
- Kültürel antropolojinin bir alt dalı olarak kabul gördü
- İlk çıkış noktası kırsal alanlarda yaşayan toplumların araştırılmasıydı
- Yine ilk çalışmalarda sınırlandırılmış mekanlarda yaşayan, küçük, kırsal ve yoksul toplumlar
üzerinden bir metotoloji ile incelemeler yapıldı (getto, gecekondu, banliyö, alt merkezler, etnik
topluluklar vb).
- Kentsel yoksulluğun sosyal bilimler tarafından tekrar ve taze bir şekilde ele alınması ile
akademik dünyaya adım atıldı.
1800’ler – Teorik calisma ve cikarimlar (armchair anthropology)
1800’lerin sonu
– Ilkel toplum ve kulturlere (primitive), ayni zamanda Ingiliz somurgelerinde
bulunan diger egzotik toplumlara (Afrika, Asya ve Avusturalya)
1920’ler – Psikolojik anthropology (salvage anthropology)
1940’lar – Kirsal toplum ve kulturlere egilim (ozellikle kirsalda yasanan geleneksel tarzlara)
1950-1960’lar
– Buyuk kent alanlarina yerlesmis gocmen toplumlara ve insan gruplarina ilgi
1920
– Chicago Sosyoloji Okulu ekolojik bir perspektifle modern sehirleri ve sosyal surecleri
incelemeye baslamis, Chicago kentinide yasayan bir laboratuvar olarak kullanmistir.
1925
- Robert Park kentsel cevrede insan davranislari uzerine yogunlasmis, kentlerin sivil
toplumlarin dogal habitati oldugunu one surmustur.
1925
- Ernest Burgess kentsel buyume, kentsel gelisim ve bireyler (kent sakinleri)
arasindaki iliskiyi konu almistir.
1938
- Louis Wirth kentlesmenin ana kaynagini tanimlamaya calismis, bunu da kent
merkezinde yasayan kent sakinlerinin belirgin farklari uzerinden gerceklestirmeye calismistir.
KIRSALDAN KENTE GECIS
Başlangıcında, kırsal topluluklara, etnik yapılara, daha küçük egzotik gruplara yoğunlaşan bu bilim
kente nasıl girdi ve özgünlüğünü nasıl korudu?
- Sabit araştırma soru ve metotları.
- Kent alanlarının büyümesi ve kırsal alanlardan gelen göç ile oluşan alt merkezlerde sosyal,
kültürel ve mekansal farklılıkların oluşması.
- Kırsal kültürün, kentsel alanlara taşınması.
- Kültürel ve etnik uyum sürecinde yaşanan sosyal ve ekonomik problemler
Bütün bunların sonucunda:
- Erken dönem kent antropologları, kentsel alanlara indiler.
- Yöntemlerini ve ilgi alanlarını değiştirmediler ancak çalışma alanı olarak kırsaldan kente göçen
hedef kitleyi izlediler.
- 1970’lerde, kent antropolojisi kültürel antropoloji altındaki varlığına rağmen, özerkliği ile
meydana çıkmaya başladı.
- Sonrasında antropolojik perspektif içerisinde kentler kültürel ilişki ve sembollerin merkezleri
haline geldiler.
GÜNÜMÜZ KENT ANTROPOLOJİSİ ÇALIŞMALARI KARAKTERİSTİKLERİ
- Kent tiplerini homojenize etmeme (tek tipleştirmeme) konusunda gayretli
- Kentsel alanlardaki çeşitlilik ve farklılık konusunda hassas
- Teorik ve pratik olarak oldukça geniş bir alana hitap eden
- Özel olarakta:
• Evsizlik ve sokak yaşamı,
• Mekansal uygulamalar,
• Popüler kültür,
• Sosyal hareketler ve vatandaşlık,
• Cinsiyet ve ırk konularındaki eşitsizlikler,
konuları üzerinde duran bir bilim dalıdır.
KENT ANTROPOLOJISI ARASTIRMALARI NASIL YAPILIR?
Alan / Arazi çalışmaları
- İlgi alanı olan bir mekan ve o mekanda yaşayan insan topluluğu içerisinde farklı metotlarla toplanan
veriler kent antropolojisi araştırmalarının temelini oluşturur.
Alan / Arazi çalışmalarında:
Uzun bir zaman diliminde, ait olunmayan bir kültür içerisine girme,
Kullanılabilir ve geçerli veri toplama,
Katılımcılarla ilgili gözlemler,
Ropörtajlar,
Alan notları,
Fotoğraflama ve filme alma,
Haritalandırma,
birer gerekliliktir…
NİCEL VERİLER (Quantitative data):
İstatistiksel ve ölçülebilen veriler (sayısal veri)
• Nüfus yoğunlugu
• Bir toplumun demografik yapısı
• Konut sayısı ve büyüklükleri
• Günlük ortalama çalışma süreleri
• Evlilik dışı doğan çocuk sayısı
Ve benzeri…
NİTEL VERİLER (Qualitative data):
Niteliksel ve yorum gerektiren veriler
• Ropörtajlar
• Odak grupları, görüşme notları, kayıt ve videolar
• Toplantı gündem tutanakları
• Fotoğraf, resim, çizim ve fiziksel objeler
• Gezi notları ve günlükler
Ve benzeri…
TARİHSEL SÜREÇ İÇERİSİNDE KENTLER
- Insan topluluklarinin, nufus artisi ve ekonomik faaliyetlerine bagli olarak belirledikleri
alanlarda surekli yasama baslamalari ilk yerlesimlerim temelini olusturdu.
Ilk yerlesimlerin alan secimlerinde one cikan faktorler:
Yer sekilleri
Iklim ve su kaynaklari
Tarima elverisli alan
Guvenlik
Zaman icerisinde degisime neden olan baslica faktorler:
Siyasi iliskiler
- Ticari iliskiler
Yeralti kaynaklari
- Yayilma politikalari
- Dünyada ilk şehir yerleşmeleri Mezopotamya, Mısır, Hindistan, Güneydoğu Asya, And
dağlarının kuzey bölgeleri ve Orta Meksika'nın akarsu vadilerinde tarımın gelişmesiyle
başlamıştır.
- M.Ö 3000 li yıllarda Nil Vadisi'nde ve Akdeniz Havzalarında şehirler ortaya çıkmıştır.
- Bunu M.Ö 2000 yıllarında kuzey Çin, Güney ve Güneydoğu Asya akarsularındaki şehirleşmeler
takip etmiştir.
Şehirlerin kurulması ve gelişimi ile ilişkili olan başlıca değişimler:
- Meslek gruplarının (sosyal sınıfların) ortaya çıkması
- Siyasi otoritelerin ortaya çıkması
- Ticaret, kültür ve sanat alanlarında yaşanan dönüşüm
- Kurulan şehirler ve zaman içerisinde yaşanan sosyo-ekonomik ve kültürel değişim,
devletlerin, krallıkların ve imparatorlukların çıkmasına neden olmuştur.
-
Ilk yerlesmeler (tarima dayali toplumsal gelisim)
Site devletleri
Krallik ve Imparatorluklar
Feodal yapilar (derebeylikler)
Ve MILAD: SANAYI DEVRIMI
SANAYI DEVRIMININ SEHIRLESMEYE ETKISININ 2 BUYUK KAHRAMANI : Buharlı tren ve feribot
INSANLARIN VE URUNLERIN HAREKETLILIGI ILE GELEN DINAMIZM
KENTLESMENIN BASROL OYUNCUSU NUFUS
• Bir bolgenin sehirlesmesinde yada sosyo-ekonomik ilerleme yada gerilemesinde rol oynayan
en etkili faktordur.
• Tarih boyunca kirsal nufus kent nufusundan hep daha yuksek olmustur.
• Sanayi inkilabi ile, bu surec degismeye basladiysada; ilk defa 2007 yili BM raporunda, dunya
nufusunun yarisi kentsel alanlarda yasiyor olarak kaydedilmistir.
•
•
ABD Nufus Referans Burosunun raporuna gore DUNYA nufusu:
M.Ö. 50.000 yılı………….: 2 (homo sapiens, akıllı insan)
M.Ö. 8.000 yılı …………..: 5 milyon
1 yılı ……………………. …..: 300 milyon
1200 yılı …………………….: 450 milyon
1650 yılı …………………….: 500 milyon
1750 yılı …………………….: 795 milyon
1850 yılı …………………….: 1 milyar 265 milyon
1900 yılı …………………….: 1 milyar 656 milyon
1950 yılı …………………….: 2 milyar 516 milyon
1995 yılı…………………….: 5 milyar 760 milyon
2011 yılı başı………………: 6 milyar 215 milyon
Bunun yaninda sehir nufusu artisi ise:
1800’lerin basinda toplam dunya nufusunun sadece %3’u
1850’de toplam dunya nufusunun %6’si
1900’de toplam dunya nufusunun %14’u
1950’de toplam dunya nufusunun %30’u
1997’de toplam dunya nufusunun %43’u
2000’li yillarin basinda bu oran dunya nufusunun %50’sine yaklasti
2007’de toplam dunya nufusunun %50’si sehirlere yerlesmisti.
2025 yilinda dunya nufusunun 2/3’u sehir merkezlerinde yerlesmis olacak (BM raporu)
İLKÇAĞ KENTLERİ
Küçük ölçekli
Az nüfuslu
Yoğun tarımsal faaliyet ancak düşük verim
Uzun mesafelerde yüksek ulaşım maliyeti
Güvenlik öncelikli (stoktaki ürünler ve insanlar için)
ZAMAN İÇERİSİNDE
• Nüfus artar
• Barınak ve gıda ihtiyaçları artar
• Güvenlik problemleri artar
• Güçlenen kent devletleri, diğerlerini himayesi altına alır.
• Stories from the Stone Age – 1of15 (toplam 15 video) http://www.youtube.com/watch?v=7bqi70B3tE
KAVİMLER GÖÇÜ
KAVİMLER GÖÇÜNÜN KENTSEL SONUÇLARI
İlk yüzyılı çok şiddetli olmak üzere, toplamda yaklaşık 4 asır devam eden karisiklik, guclu olan kral ve
komutanlar tarafindan el konulan topraklarda derebeyliklerin kurulmasina neden oldu.
Genel olarak Avrupa’nin bugunku siyasi yapisinin temelleri atildi. (Bugunku Italya, Ispanya, Fransa ve
Ingiltere’nin kurulusunda ve yerlesimlerinde en buyuk pay o donemde bu bolgelere goc eden
kavimlere aittir.)
Kavimlerin birlesmesi ile yeni milletler ortaya cikmis, sosyo-kulturel yapida yenilikler meydana
gelmistir.
ORTAÇAĞ KENTLERİ
Özellikle Avrupa kentlerinde ciddi tahribat ve degisimler yasanir.
Kavimler göçü ve Roma Imparatorlugunun dağılması ile yerlesim ve ticaret yollari guvensizlesmistir.
Dolayisi ile guvenli alanlarda, himaye altina girilmeye baslanmistir.
Salgın hastalıklar ve savaşlar nedeni ile nüfus hızla azalmıştır.
Kilisenin otoriteyi ele almasi, yerlesimlerin tekrar istikrar kazanmasını ve ticari canlılığı beraberinde
getirmiştir.
11. yuzyilda kale duvarlari ve surlar daha guvenli ve muhafazakar yerlesim alanlarini olusturmustur.
The Middle Ages – Documentary
Ortacag kentlerinde ve yer secimlerinde genel olarak gozlemlenen ozellikler:
Guvenlik (Tepelerde, yamaclarda, su yollarinda ancak surlarla cevrili, vb)
Verimli tarim arazilerine hakim
Onemli ticaret yollarina yakinlik
SANAYİ KENTLERİ
17. yy. Sömürgecilik (koloniler) ve teknolojik gelişmeler
• Ucuz işgücü kaynakları
• Doğal kaynaklara erişim
• Bilgi transformasyonu
18. yy. Sanayi devrimi
• Sömürgelerdeki kaynakların hammadde, insan gücünün de işçi olarak kullanılması
• Kapitalin merkezi alanlarda toplanması ve yatırımların bu alanlara yapılması
• Yeni yatırımlardan dolayı meydana gelen iş potansiyelinin kırsal nüfusu kentlere
çekmesi.
• Nüfus ve ekonomik faaliyetlerin artması ile kentsel alanların büyümesi
SANAYİ KENTLERİNİN BAŞLICA MEKANSAL VE SOSYAL ÖZELLİKLERİ
Su yolu ulaşımından (buharlı feribotlar) yararlanmak üzere deniz yada nehir kenarında gelişen
yerleşimlerdir.
Kent merkezlerindeki baskın doku üretim, depolama ve pazarlama binalarından oluşur.
Ulaşım imkanı zayıf olduğundan dolayı üretim bölgesinin (iş alanlarına) yakın çevresinde düşük
kalitede ve küçük yaşam üniteleri (ev, hostel, vb) mevcuttur.
Çevre kalitesi düşüktür. Su, hava ve çevre kirliliği en büyük problemleri arasında yer alır.
Sınıf farklılıklarından ve gelir dağılımındaki eşitsizlikten dolayı suç oranları yüksektir.
DÜNYA SAVAŞLARI SONRASI…
• KENT cografyasi, antropolojisi, sosyolojisi, psikolojisi gibi akademik calisma alanlari ortaya
cikmistir.
• Meydana gelen sosyal ve mekansal yikimin ardindan ortaya cikan bu yeni akademik
disiplinlerin kentlerdeki yansimalari uzun sureli etkilere sebep olmustur.
• Kapitalist ve sosyolist akım ve ideolojileri kapsama alanlarını genişlettiler.
MODERN KENTLER
• Gunumuz kentsel alanlarini ifade eder.
• Nufus artisi hizlanmistir.
• Ekonomik faaliyetler transformasyona ugramistir
• Ulasim ve iletisim teknolojilerinin gelismesi toplumlari ve devletleri birbirine yaklastirmistir.
• Kuresel entegrasyon sosyal, kulturel ve ekonomik gelisim ile birlikte kentlerin gelisiminide
beraberinde getirmistir.
İLK VE ORTAÇAĞ KENTLERİNİN
YER SEÇİMİNDE ROL OYNAYAN FAKTÖRLER
- Güvenlik
- Verimli topraklar
- Su kaynaklarına erişim
- Ticaret yollarına yakınlık
SANAYİ KENTLERİNİN
YER SEÇİMİNDE ROL OYNAYAN FAKTÖRLER
- Ulaşım yollarına hakimiyet
- Su kaynaklarına erişim
- Ticaret yollarına yakınlık
MODERN KENTLERİNİN
YER SEÇİMİNDE ROL OYNAYAN FAKTÖRLER
- Ulaşım merkezi olmak
- Su kaynaklarına erişim
- Ticari ve sektörel merkezleri barındırmak
KENTLERİN
LOKASYON VE FONKSİYONLARI
KONUM VE DURUM (site and situation)
- Konum, bir yerleşim alanının kendine has fiziki özelliklerini ifade eder.
- Örneğin, dağlık bir arazi, ova yada sahil gibi...
- İklim, bitki örtüsü, su kaynakları, toprak özellikleri, mineraller ve hatta yakın çevredeki yaban
hayatı bile bu kapsamda ele alınabilir.
Kentlerin tarihsel gelişimlerine bakıldığında bu faktörlerin yerleşim alanlarının gelişmesinde
etkin rol oynadığı görülür.
Örneğin New York City, doğal bir liman olması, kıtanın dünyaya açılan kapısı olması, su kaynağı olarak
Hudson nehrinin bulunması, çevrede yapı malzemesi olarak kullanılabilecek bol miktarda materyal
bulunması, Appalachian ve Catskill dağlarının iç kesimlerden gelebilecek tehlikelerden bu bölgeyi
koruyor olması, Avrupa’dan ilk gelen göçmenlerin yoğun olarak bu bölgede yerleşmelerine neden
olmuştur.
-
-
Konumun kentsel gelişime etkisi her zaman pozitif yönde olmayabilir.
Örneğin, uzakdoğuda Himalayalar bölgesinde yer alan Butan, Tibet, Nepal gibi ülkeler
oldukça yüksek, iklimi sert, ulaşımı zor, tarım arazileri sınırlı ve yine ulaşımın zorluğundan dolayı
sanayinin zayıf olduğu ülkelerdir.
-
Durum, bir yerleşim yerinin konumunun çevrelendiği alan ile olan fiziki ve beşeri etkileşimidir.
Ulaşılabilirlik, diğer yerleşim alanları ile olan bağlantılar yada bir üretim için ham madde
bulunmuyorsa en yakın ham madde kaynağına ne kadar uzaklıkta, çevrede bulunan tarihi yada
turistik mekanlar ve benzeri faktörler mevkinin durumunu açıklamak için kullanılabilecek
parametrelerden bir kaçı olarak sayılabilir.
FONKSİYONLAR (kentsel işlevler)
•Kentsel fonksiyon (işlev), yapılan iş, faaliyet ve faydalanmaları ifade eder ve kentte birbirine bağımlı
şekilde durabilen tüm faaliyetlerdir.
• Kentsel işlevler, yerel/bölgesel, ulusal veya küresel ölçekte olabilir.
• Kentin yerel fonksiyonları, kent ve onun yakın çevresinde yaşayan nüfusun ihtiyaçlarına cevap
verecek boyuttadır.
• Bölgesel fonksiyonlar, kentten etkilenen alanın sınırlarını genişletir ve sunulan mal/hizmetlerin çeşit
ve niteliğini artırır, bazen ulusal sınırlara kadar uzanır.
• Bazı kentlerde yapılan işler, alınan kararlar, üretilen mallar ve hizmetler dünya çapında bir
alana/kitleye hitap eder.
Bir başka tanım ile, şehirlere merkezi özellik kazandıran, gelişmesinde etkili olan sosyo-ekonomik
özelliklere “şehir fonksiyonu” denir.
• Ekonomik fonksiyonlar (Tarım şehirleri, sanayi şehirleri, ticaret şehirleri)
• Kültürel fonksiyonlar (Üniversite şehirleri)
• İdari fonksiyonlar (Başkentler)
• Vb..
- Hiçbir yerleşim birimi tesadüfen yada rastgele kurulmamıştır.
- Her yerleşim alanının o coğrafyaya özgü bir fonksiyonu vardır.
- Şehrin büyümesi, gelişmesi, zenginleşmesi ve alanında ulusal veya uluslararası bir düzeyi
yakalayabilmesi bu fonksiyonunu (işlevini) yerine getirmedeki başarısıyla doğru orantılıdır.
- İşlevini yerine getirenler büyür ve gelişir, getiremeyenler küçülür sönükleşir, hatta bir süre sonra
terk edilir.
MODELLER (SINIFLAMALAR)
Kentler, planlamalarındaki yaklaşımlara, kuruluş amaçlarına yada zaman içerisinde geliştirdikleri
fonksiyonlara göre sınıflandırılırlar:
Anadolu kentleri (kale kent, açık kent, dış odaklı büyüme)
Mega kentler
Tekno kentler
Bahçe kent (garden city)
Ekolojik kent
Kırsal kent
Uydu kent
HİNTERLAND:
Bir kenti ya da bölgeyi çevreleyen ve ya onunla yakın ekonomik ve toplumsal ilişki içinde bulunan
bölgeye denir.
KENTSEL NÜFUS YOĞUNLUĞU:
Kentin konumu (topografya) ve mevkisinin etkileri
Kentin öncelikli fonksiyonlarına göre zamansal ve mekansal farklılıklar
Kentin hakim yerleşim modeline göre farklılıklar
Gelişmekte olan ülkeler ile gelişmiş ülkeler arasında farklılıklar
Yerleşim nüfusunun yüksek olduğu bölgeler
İş nüfusunun yoğun olduğu bölgeler
Gelir dağılımına göre oluşan nüfus bölgeleri
Sezonluk nüfusun yüksek olduğu bölgeler
Vb...
KENTSEL MEKAN ALGISI
VAR OLANLAR & VARSAYILANLAR
KENTSEL MEKAN NEDİR?
-
Kentsel mekân, doğal ve yapılaşmış çevrenin oluşturduğu bir algı alanı, bir mimarlık
ürünüdür.
İnsanlar her gün zamanlarının büyük bir bölümünü kentsel mekânlarda geçirirler; daha başka
bir deyişle, pek farkında olmasalar da, sürekli olarak mimari mekânlarda yaşarlar.
İçinde yaşanılan mekânların, yaşama biçimini ve insan davranışlarını etkilediği açıktır.
- “Biz binalarımızı biçimlendiririz, sonra da onlar bizi biçimlendirir”
Winston Churchill
- “Bir ev sahibine aittir, ancak cephesi herkesi ilgilendirir.”
Victor Hugo
- Yerleşme örgüsünün biçimleri, boyutları, çevresine, çevre dokusuna saygısı oldukça önemlidir.
Kentlileri asıl ilgilendiren, yapıların bir araya gelmesiyle ortaya çıkan ortak mekân, yani
kentsel mekândır.
KENTSEL MEKAN ALGISI
Ve Yapılandırılmış Zihinler
- Mekanların ve toplumların her geçen gün daha da ulaşılabilir olduğu 21. yüzyılda, kitle
iletişim teknolojileri ve hızlı erişim imkanları, fiziksel olarak bulunmadığımız yerleşim alanları
ve birebir temasımız olmayan insan grupları hakkında fikir sahibi olmamızı son derece
kolaylaştırmaktadır.
-
Medyanın toplum üzerindeki etkisi ve sebep olduğu bilgi kirliliği uluslararası literatürde de
çok defa üzerinde durulan bir konudur (Kittler, 2000). Aynı zamanda yapılandırılmış düşünce
(constructed mind) olarak ta ele alınan konu (Valsiner and Veer, 2000), eğitim
müfredatından, tarihsel birikimlere, toplum içerisinde nesilden nesile aktarılan rivayet ve
öğretilerden, medyanın günlük hadiseleri sunum keyfiyetine kadar birçok alanda ele
alınmıştır.
-
Mekan algısı literatürde oda ve ev ölçeğinden, mahalle, şehir ve ülke ölçeğine kadar uzanan
geniş bir yelpazede psikolojik, sosyolojik ve coğrafi yönleri ile ele alınmıştır.
Coğrafi bakış açısı ile kişilerin mekanları subjektif olarak ve kişisel tecrübeleri doğrultusunda
yorumlaması mekan algısı olarak tanımlanabilir.
Kişilerin çocukluklarını geçirdikleri sokaklar, okul döneminde bulunduğu yerler ve iş hayatına
atıldığı mekanlar, farklı zamanlarda farklı ses, koku ve imajlarla o kişilerde bu mekanlara ait
duyguları canlandırır. Dolayısı ile mekan algısının temeli kişilerin yaşantı ve hatıralarına bağlı
olarak görecelidir.
Günümüzün iletişim teknolojileri mekan algısını etkileyen güçlü bir faktör olarak karşımıza
çıkmaktadır (Stern ve Krakover, 1993).
Televizyon, gazete ve internet üzerinden servis edilen metin ve imajlar kişilerin mekan
algısını etkilemekte ve yönlendirmektedir.
-
-