BASIN AÇIKLAMASI AMBARGOLUDUR Basın açıklamasının içeriği ve bağlantılı rapor 10 Eylül 2014 Türkiye saati ile 20.00’ye kadar ambargoludur. UNCTAD/PRESS/PR/2014/36∗ Original: English Düzeltme ve gayri resmi olmayan çeviri (Turkish) UNCTAD RAPORU KÜRESEL EKONOMİ İÇİN "YENİ NORMAL"DEN DAHA İYİ ALTERNATİFLER OLDUĞUNU BELİRTİYOR Bir dizi politika ile hızlı, sürdürülebilir ve daha kapsayıcı kalkınma sağlanabilir, ancak etkili koordinasyonun sağlanması için küresel reformlar gerekiyor Ankara, 10 Eylül 2014 – Krizin daha da derinleşmesinin engellenmesi, sıtabil olan finans piyasaları ve kriz döneminde kaybedilen güvenin geri kazanılması ile birlikte, küresel ekonominin yeniden normale döndüğü yönündeki inanış giderek daha da güç kazanıyor. Bu bakış açısına göre şokların ve dönem dönem ortaya çıkan sorunların çözümü için sıkı para politikalarının devamı, istihdam pazarının daha da esnek hale getirilmesi ve aktif mali politikaların kullanılabileceği ve böylece düzenli büyüme ve fiyat istikrarının sağlanacağı değerlendiriliyor. Bu yaklaşıma göre büyüme artan varlık fiyatları, ticari rekabet gücü ve maaşlardaki payın azalmasına bağlı bulunuyor. Ancak, UNCTAD 2014 Ticaret ve Kalkınma Raporu bu bakış açısının dünya ekonomisini yeniden sağlıklı hale getiremeyeceğini ima ediyor. Yavaş büyüme, zayıf istihdam koşulları, aile başına düşen yüksek borç oranı ve süreğen eşitsizlikler ne yeni ne de normal bir durum. Aksine, raporda kriz sonrası dönemin ana sorununun yetersiz toplam talep ve devam eden mali istikrarsızlık olduğunu ve bu iki konunun da politika tercihlerini yansıttığı belirtiliyor. UNCTAD ekonomistleri bu yılki raporda güvenilir bir alternatif politika önermek amacıyla koordineli uygulanacak mali, sınayi ve ticari politikaların nasıl bir etki yapacağını belirlemek için kendi küresel modellerini kullandılar. Bu model dünya ekonomisini 25 ülke ve gruba bölüyor ve hem kamu hem * Contacts: UNCTAD Communications and Information Unit, +41 22 917 58 28, +41 79 502 43 11, [email protected], http://unctad.org/press de özel sektörde büyüme çizgilerini, ticaretlerini, istihdamı ve mali performanslarını değerlendiriyor ve uluslararası finansal akımlara da bir rol biçiyor. Bu alternatif politika senaryosu, kamu yatırımları, sürdürülebilir temelde büyüme talebini destekeleyecek gelir politkaları ve yatırımı teşvik edecek sanayi politikaları gibi büyümeyi artıran mali politikaları öngörüyor. Ayrıca, bu yaklaşım, söz konusu poltikaların gelişmekte olan olan ülkelerde desteklenmesini sağlayacak kalkınma odaklı ticaret anlaşmalarını ve mali şokların sınırlanabilmesini için finans ve sermaye alanına kontrol getiren düzenlemeleri içeriyor. "İşlerin eskisi gibi yürütülmesi" yani taban çizgisine göre ve alternatif senaryoya göre büyüme oranları dünya ekonomisi ve ana bölgelere göre aşağıdaki tabloda gösteriliyor. Alternatif senaryo, bir bakımdan güçlü geri bildirim ve büyüme yanlısı koordinasyonun sağladığı sinerji sayesinde hatırı sayılır iyileşmeyi ortaya koyuyor. Raporda alternatif senaryoya göre küresel dengesizliklerin genişlemeci bir zemine karşılık daha etkin bir şekilde düzeltilebileceği belirtiliyor. Oysa, taban çizgi senaryo, makro finansal dengesizlikler ve aşırı borçlanma ile tetiklendiği bilinen muhtemel finansal şoklara karşı daha savunmasız kalıyor. Ortak gündem politika alanını gelişletmek Raporda alternatif senaryonun gerçeğe dönüşebilmesi için hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde politika alanının dikkatlice incelenmesi gerektiği kabul ediliyor. Politikaları belirleyenlerin elindeki enstrümanlar ve bunları kullanma imkanları ulusal ve uluslararası seviyede kurallar, kısıtlamalar ve normların kompleks bir karışımını yansıtıyor. Ancak, son yıllarda çoktaraflı, bölgesel ve ikili anlaşmaların başta kalkınmakta olan ülkelerde olmak üzere politika alanını ziyadesiyle kısıtladığına dair endişeler artıyor. Bu durum, küresel firmalar ve piyasaların etki alanı ve gücü sonucu poltikalar üzerindeki kısıtlayıcı etkisini daha da arttırıyor. Raporda eşit olmayan ekonomik ve siyasi güce sahip egemen devletlerden oluşan birbirine bağımlı dünya ekonomisinde politika alanında her zaman etkileşim olacağı belirtiliyor. Ancak, finans temelli küreselleşme çerçevesinde ortaya çıkan yönetişim düzenlemeleri özel şirketlere çok fazla hareket alanı tanırken hükümetlerin hareket alanını küçültüyor. Başta küresel mali krizin bu durumun düzeltilmesi için siyasi motivasyon sağlayacağı umudu yaşandı, ancak, gerekli reformlar yapılamadı. Gelişmiş ve yükselen ekonomilerin karşına çıkan politika sorunları ışığında politika alanının küresel kalkınma gündeminin ana konusu yapılması büyük önem taşıyor BELLİ BÖLGELER VE ÜLKELERDE GAYRİSAFİ MİLLİ HASILA BÜYÜME ORANLARI 1990–2024 Gayrisafi milli hasılada yıllık büyüme a (Oran) Senaryo Dünya 1990–2014 Temel Dengeli büyüme Gelişmiş ekonomiler Temel Dengeli büyüme Bağımsız Devletler Topluluğu Temel Dengeli büyüme Gelişen Asya Temel Dengeli büyüme Afrika Temel Dengeli büyüme Latin Amerika ve Karayipler Temel Dengeli büyüme 2015–2019 3.3 3.4 - 4.7 1.9 1.8 - 2.8 2.7 2.0 - 3.3 6.3 5.5 - 6.7 3.8 3.9 - 6.1 3.1 2.9 - 4.5 2020–2024 3.6 5.5 2.0 3.5 2.1 4.9 5.4 7.2 3.9 7.0 3.0 5.7 a Veriler 2005 yılı dolar cinsinden satın alma gücüne göredir. Politikaların daha iyi koordine edilmesi büyük önem taşıyor UNCTAD modeli çerçevesinde raporda ortaya konan simülasyon sonuçları, hem politik hem de makro ekonomik tutarlılığın öneminin altını çiziliyor. Küresel ekonominin giderek daha da enterkonekte olduğu bir dönemde politikaların, makul bir şekilde tüm dünya için uygun olması gerekiyor. Daha ayrıntılı belirtilmesi gerekirse, politika seçenekleri değerlendirilirken "iktisadi çelişki" etkisinin doğru tahmin edilmesi halinde bir ülke için doğruymuş gibi görünen politikaların aslında kötü bir tercih olduğu ortaya çıkabiliyor. Bu konuda bir çok örnek vermek mümkün. Bir ülkede rekabet gücünün artırılması için maaşlarda kesintiye gidilmesi, bir diğer ülkenin ihracat imkanlarını azaltabiliyor, bir ekonominin ticaret fazlası vermesi başka bir ekonomide talebi etkileyebiliyor, bir merkez bankasının istihdamı canlandırmak için piyasaya nakit sürmesi başka bir merkez bankasının ortaya çıkan balonu yönetmek zorunda kalması anlamına gelebiliyor. Bunlar gibi daha bir çok örnek bulunuyor. Bu nedenle raporda, piyasaları düzenlemek üzere küresel olarak daha kapsayıcı kurumların oluşturulmasına yönelik çabaların, ortaya çıkabilecek sürdürülemez dengesizliklerin düzeltilmesine yardımcı olacağı ve kalkınma tablosunda daha alt sıralarda olan ülkelere bilinçli olarak öncelik verilerek küresel refaha daha fazla destek sağlanacağı vurgulanıyor. *** ** ***
© Copyright 2024 Paperzz